Tumgik
#cunda sahili
tatiltutkusu-blog · 7 years
Text
Cunda Adası Tatil Rehberi
Cunda adası Ege denizindeki 4. en büyük adadır. Balıkesir’in Ayvalık İlçesine bağlı adanın adı Alibey adası olsa da halk arasında Cunda Adası olarak bilinmektedir. Ayvalık’a bağlı olsa da eski kilise ve manastırları, dar taş sokakları, tarihi evleri, plajları ve restoranlarıyla Ayvalık’tan daha çok bilinir. Ayvalık-Cunda arasında tekne seferleri gün boyu karşılıklı olarak yapıldığından ulaşımı oldukça kolaydır. İstenirse araba ile kara yolundan ulaşmak da mümkün ancak adayı gezmek istiyorsanız güzelliklerini kaçırmamanız için yürüyerek gezmenizi tavsiye ederiz. Cunda’nın güzelliklerine bir göz atalım. Cunda Sahili Araç trafiğine kapatılmış olan Mevlana Caddesi adanın sahilindeki en uzun caddesidir. Sahil boyunca adanın önemli yapıları ve yiyecek içecek satan mekanlarını gezip görebilir, hediyelik eşya almak isterseniz alabilirsiniz.
Cunda Sahili
Aşıklar Tepesi Ayvalık, Cunda ve çevredeki diğer adaların seyredilebildiği muhteşem güzellikte bir yerdir. Tepenin olduğu yerde eski büyükelçi Necdet Kent ve eşi Sevim Kent’in adını taşıyan kitaplık bulunmaktadır. Muhtar Kent’in kitaplığa bağışladığı babasına ait 1300 kitap da burada sergilenmektedir.
Aşıklar Tepesi Ayvalık
Taksiyarhis Kilisesi (Rahmi Koç Müzesi) Günümüzde müze olarak hizmet veren Kilisenin aynısı Ayvalık’ta anıt müzesi olarak kullanılmaktadır. Rahmi Koç Müzecilik Vakfı tarafından restore edildikten sonra müzede klasik otomobiller, buharlı modeller, eski bebek arabaları ve eski oyuncaklar sergilenmeye başlanmıştır.
Taksiyarhis Kilisesi
Taş Kahve Kahvenin geçmişi mübadele yıllarına kadar gidiyor. Günümüzde bölgenin en gözde mekanlarından biridir. Gittiğinizde kahvesi ve damla sakızlı dondurmasını mutlaka yemelisiniz.
Taş Kahve
Despot Evi Rumlar tarafından yapılmış, Cunda sahilinin en doğu kısmında yer alan ev önceden hükümet binası, öksüz evi gibi çeşitli amaçlarla kullanılmış ancak günümüzde harap bir halde bırakılmıştır.
Despot Evi
Ayışığı Manastırı 16. Yüzyılda yapıldığı düşünülen yapı sarımsak taşından yapılmış ve Bekar Kızlar Manastırı olarak da bilinmektedir. Adanın kuzey uzantısı olan Patriça’da yer almaktadır. Günümüzde restore edilmiş ve müze olarak kullanılmaktadır.
Ayışığı Manastırı
Tımarhane Adası Tımarhane Adası sert rüzgarları ile ünlüdür. Rivayete göre Osmanlı zamanında içkiyi fazla kaçıran kişileri kendilerine gelmeleri için buraya bırakırlarmış. Adada eski manastır kalıntılarından başka görülmeye değer bir şey bulunmamaktadır.
Tımarhane Adası
Cunda Adası Tatil Rehberi
0 notes
izimbozada · 5 years
Photo
Tumblr media
Ohh bee!👩🏼‍🌾 Bayram yoğunluğu sonrası “Şimdi Ayvalık’ta olmak vardı” diyenler parmak kaldırsın!✌🏻☺️ Günün Kuzey Ege Önerisi yılların eskitemediği #Ayvalık #Çamlık’taki @altinelcamhotel 🏡 Otel konum olarak çok iyi, Ayvalık merkeze yakın ama karmaşadan uzak, sakin bir bölge. Otel deniz kıyısında, önünde minik bir sahili ve iskelesi mevcut. Odalardan deniz görülebiliyor ve denize karşı kahvaltı yapmak keyifli. 📚 Otelin terasından akşamları gün batımı izlemenin çok keyifli olduğunu söylemeliyim. Ayvalık’a gidecek olursanız, birbirinden dekoratif ve deniz manzaralı odalarından birinde kalın derim. 🌿 Ayvalık'ın yöresel tatlarından oluşan serpme kahvaltısı, ev yapımı reçelleriyle, meşhur zeytin ve zeytin yağının tadına bakarak panoramik deniz manzarası olan restoranında kahvaltı keyfi doyumsuz☺️🍳 🎒 Dilerseniz şehir merkezine 20 dakika deniz kenarından yürüme mesafesinde Ayvalık'ın bol oksijenini ciğerlerinize çekerek keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz. Odanızın balkonundan muhteşem gün batımını kahveniz eşliğinde izleyip veya akşamları da lobideki şömine karşısında şarabınız eşliğinde, Cunda manzarası ile birlikte Ayvalık'ın keyfini yaşayabilirsiniz. 🌿 Ayvalık'a gelmişken meşhur zeytin ve zeytin yağından almadan, Şeytan sofrasında gün batımını izlemeden, yaz aylarında Sarımsaklı plajlarında denize girmeden, Cunda adasını gezip sevdiklerinize ufak hediyeler almadan, adanın meşhur sakızlı dondurmasını ve lokmasını tatmadan ve Ayvalık tostunu çocukluğumun (Avşar tostçusundan) yemeden dönmenizi tavsiye etmiyorum👍🏻☺️ 📚 Denize girmek için yakın çevredeki halk plajlarının kullanıldığı tesis Sarımsaklı'nın mavi bayraklı plajına 10 dk'lık mesafede yer alıyor. Ayrıca tesiste alkollü alkolsüz içecek servisinin yapıldığı bir lobi bar bulunuyor. ✏️ Restoran Önerisi: Cunda körfez: Kendi meze tarzları var veya Ayna restoran. Teos restoran deniz kenarında ikramları güzel. 🏊🏼‍♂️ Denize; Poyraz eserse ortunc plajı: giriş 150 tl, veya Ada camping veya mocamp. ✨ Çocuklular mola beach patariça, Sobe beach çocuksuzlar, Sarımsaklı beach çocuklular. 🏡 iki kişi kahvaltı dahil gecelik 500 tl’den başlıyor. 📞 0266-3121515 #etapaltinelcamhotel #ayvalik #kucukotellerayvalık (Çam Otel Etap Altınel) https://www.instagram.com/p/BydKnj3AW5V/?igshid=ursz0k3wezo4
1 note · View note
gilsah · 4 years
Text
20200924
en son tatil tatil demişim. o tatili yaptık. hem de yakın bi arkadaşımızla başladık, geze geze yaptık. kalktık ayvalık’a gittik iki gece orda kaldık. ayvalık’ta doya doya gezdik, ev beğendik emlakçı aradık burda yaşayalım diye diye geçti tatilimiz. pateriçaya gittik. orda azcuk yüzdük, örene gittik deniz buz buz buz gibiydi. bi gece çok beğendiğimiz bi kokteyl bar vardı oraya gittik, ikinci gece cunda’ya geçtik orman’da oturduk. cunda aşırı kalabalıktı, çok değişmiş çirkinleşmiş, sahil hattı filan altınoluk gibi olmuş. dığamıyoruz çok kalabalığız öfff
üçüncü gün yola koyulduk, bergama’yı dolandık, arkadaşımızı hava alanına bıraktık ve çeşmeye geçtik. bu arada arabada bi yerden bi yere giderken yaşanan şeyler, durulan yerler, içilen çaylar kahveler ve nom nom yenilen gözlemeleeer tatilin kendisiyle kapışır keyifçilikte. neyse bir gece çeşme’de kaldııık (bunları unutmiyim diye yazıyorum) çeşme hoş görünüyordu ama alaçatı’yı pek beğenmedim aşırı kalabalık. eminönü gibi dfglkj çook kalabalık, pandemide gerildik pisi pisine. cunda da kalabalıktı ama en azından geniş bi sahil vardı, alaçatıda daracık daracık sokaklar. ayrıca alaçatı sahili olan bi yer sanıyodum yoo öyle bişi yokmuş. hoş bi yerde şarap içtik, başka bi barda bira filan derken döndük. ertesi gün sabahın köründe yola koyulduk, gerekli özeni bi türlü gösteremediğimiz sevgili izmirimizden yine ateş alıp devam ettik. evet yola koyulduk ve nereye gittik. denizli’ye??? sevgilimün kurdukları oyun stüdyosunun iş birlikçilerinin oyun stüdyoları orda. onlara gittik, yüzyüze görüşüldü tanışıldı. (buralar sıkıcı, denizli çok çirkin bi yer bi daha yolum düşmez inş.) oldu öğlen. geç kalıyoruz diye fırladık pamukkaleye’de uğrayalım dedi cihan buraya kadar gelmişken. büyüleyici bi yer dedi. gittik uğradık ama o sıcakta gidilecek bir yer asla değilmiş. cihan’ın başına güneş geçti. kafamıza şişeyle su döktük ama beş para etmedi. böyle bir sıcaklık olamaz. yandık öldük bittik. herşey 20 dk içinde gelişti, saatler geçirdik sanılmasın. baktık öleceğiz, antik kente filan malesef çıkamadım azcık traverten gördükten sonra hadi boşver dönelim dedim, arabaya geçtik. ver elini datça. vardığımızda gecenin bi yarısıydı, dağlı virajlı yolları öyle mi böyle mi derken varabildik. datça beni büyüledi. hislerini içimde saklı tutacağım. 3 gün kalacaktık, bodrum’a devam edecektik. datça’da 6 gün kaldık. biraz o bük biraz burası. dolandık durduk. her gün biraz araba kullanmalı bi yerlere gittik. denize girmeye, eğlenmeye.. knidos büyüleyiciydi. ömrümde gördüğüm en büyük deniz kestanelerini gördüm bu arada datça’da. bu da unutulmayacak bi ayrıntı. delikliyol diye bir koya götürdü cihan beni, kestaneler ordaydı. gittiğimiz en güzel yerlerden birisiydi. yeri ayrı olacak bende. salaş bi restoran, yanı plaj, yavru köpekler ve nefis bir deniz. teşekkürler hayat.
tatil arkadaşımızla ve arkadaşımızsız iki part olduğu için iki ayrı tatile çıkmışım gibi hissediyorum. / datçadan öncesi sonrası da olabilir. 
sonunda o tatili yaptık <3
0 notes
seyyahlist · 4 years
Text
Cunda Gezi Rehberi
Tumblr media
Ege’de tatil yapmayı düşünenler için Cunda gezi rehberi makalemizi incelemek fikirlerini değiştirmelerine neden olabilir. Ancak burada en önemli konu, tatilde neler yapmaktan hoşlandığınızla ilgilidir. Bütün tatil beldelerinde turistler için hazırlanan etkinlikler var ama bazı yerler var ki bu etkinliklerin hiç biri yok. Size tarihi yaşatmayı vadeder, eskiden gelen geleneklerin hala canlı olarak yaşandığı bir tarihin içinde zaman yolculuğuna çıkmak isteyenler Cunda tatil programını hazırlayabilir. Burası oldukça küçük bir yer, bu ada Rum gelenek ve göreneklerin hala devam ettiği, geceleri şarap veya rakı balık keyfi sürebileceğiniz, kafanızı dinleyebileceğiniz bir yer… Sezon başlarken ve biterken tatil programınızı bu lokasyona denk getirmenizi öneriyoruz. Sezon ortasında çok kalabalık olacağından aradığınız sakinliği bulamayabilirsiniz. Burada başka yerde göremeyeceğiniz güzel yemekler var.
Tumblr media
Cunda Adasında Gezilecek Yerler Girit mutfağı dünyaca meşhur ve damak zevkinize hitap edecek her türlü yemeği burada bulabilirsiniz. Bu ada Alibey Adası olarak da biliniyor. Zira kurtuluş savaşında düşmana ilk kurşun Alibey tarafından atılmış. Buraya gelecekler, bar deniz güneş ve doğallığı bulacaklar. Biraz da sessizliğin koyu tonunu bulacaklar.
Cunda Adasına Nasıl Gidilir?
İstanbul merkezden aracınızla hareket ederseniz 6 saatte Cunda adasına varırsınız. Feribotla ise 120 dakikanızı alacaktır. Buraya vardığınızda çok eski ve rengarenk evlerin düzenli bir şekilde dizildiğini göreceksiniz. Temiz havası, daha fazla oksijeni ilk fark ettiğiniz ayrıcalıklar olacak. Milattan önce 1500 küsür yıldır buraya taşınan bir Rum topluluğu hala varlığını burada sürdürüyor. Eski zamanlarda Yunanistan’dan bile buraya gelen insanlar yerleşmişler ve geri dönmemişler. Osmanlı zamanında ise bu ada özerklik gibi bir ayrıcalık almış.
Cunda Adası Geçimini Nasıl Yapıyor?
Buranın halkı enfes şarap üretimi ile zeytin yağı üretimi ile, sabun üretimi ile ve deri üretimi ile ekonomisini çeviriyor. Burası mübadele sürecini geçirmiş bir yerleşim yeri. Rumlar 1923 yılında bu bölgeden ayrılmışlar ve bunların yerine Girit adasında yaşayan Müslümanlar yerleştirilmiş. Buraya yerleşen her topluluk, kendi örf ve adetlerini, yemek kültürünü getirip burayı zenginleştirmiştir. Mesela ahtapotlu pilav yemeğini sadece burada bulabilirsiniz. Yine peynirli ezme buranın en meşhur ezmesidir.
Cunda Adasında Oteller
Burada eski Rum evlerinin bir kısmı restore edilerek pansiyon ve oteller yapılmış. Turistlerin kalacak yer konusunda sıkıntısı olmayacak. Butik Otellerden biri olan Nisi Otel taş merdivenleri ve çiçek bahçesi ile göz kamaştırıyor. Odalar 2 kişilik olup kahvaltı verilmektedir. Yine Ortunç koyunda bir butik otel daha var. Fiyat konusunda bir sıkıntınız yoksa burası dinlenmeniz için harika bir yer.
En Uygun Fiyatlı Cunda Otelleri
Oda kahvaltının verildiği Otellerden biri olan Mola Cunda Otel bonus kredi kartlarına yüzde 2 oranında indirim yapıyor. Cunda Fora Otel Temmuz ayının sonuna kadar yüzde 20 indirimde. Bu da oda kahvaltı hizmeti veriyor. Cunda Rota Otel, Cunda Pür beyaz Otel oda kahvaltı hizmetlerini veren oteller. Bonus kartlara indirim yapan oteller arasında Güzelyalı Otel Cunda, Altay Butik Otel, Cunda Taş Konak Otel, Cunda Basel Otel gibi oteller var.
Tumblr media
Cunda Sahili Balıkesir Ayvalık Cunda Adası Gezilmeye Değer Yerler Cunda adasının görülmeye değer yerler arasında Cunda sahili var. Bu sahile araç giremez. Cunda Aşıklar Tepesi, Cunda Taş Kahve ve Rahmi. Koç Müzesi gezilebilir. Acıktığınızda da oranın en meşhur restoranı olan Bay Nihat restoranında birbirinden güzel yemekleri yiyebilirsiniz. Sadece bu adaya özel olarak seyyar satıcılar tarafından hazırlanıp satılan buz içinde bademler ilginizi çekecektir. Yine burada Agiyos Yannis Kilisesi de görülmeye değer mistik ve tarihi yapılardan biri…
Tumblr media
Read the full article
0 notes
muraks · 5 years
Text
Tumblr media
Büyük bir spor mağazasının su sporları bölümünde dolaşırken şişmiş halde bir rafta duran kocaman yeşil-siyah kanoyu ilk kez gördüm. Daha önce hiç ilgim ya da hiçbir tecrübem olmayan bu oyuncağı gördüğüm an kafamda belirsiz bir proje proje beliriverdi. “Ben bu kanoyla giderim…”
Birkaç kez durgun suda deneyip, denizde kısa mesafeler yaptıktan sonra artık gerçek bir yolculuğun zamanı geldi.
Rota Planlaması:
Google Earh ilk başvuru adresi. Alternatif rotalar:
Ayvalık-Cunda koyları ve adaları
Hisarönü Körfezi
Göcek koyları ve On İki Adalar
Planlamaya başlamadan birkaç hafta önce, Çınarcık-Esenköy rotasında yaklaşık 7.5 mili (12 km) genelde durgun suda ve rüzgarsız bir havada 4 saat gibi bir sürede tamamladım. Süre ve kondisyon planlamamı bunu dikkate alarak yaptım. Mesafe ve süreleri karşılaştırdığımda Göcek başlangıç için mükemmel gözüküyordu.
Rota     : Göcek ve On İki Adalar
Mesafe: 30-35 Mil (50-55 km)
Süre     : 5-6 gün
Göcek rotasını seçmemde etkili olan diğer neden ise bu bölgenin Kapıdağ yarımadası ve On İki Adalarla çevrili bir iç deniz gibi olması, bunun sonucu olarak da rüzgar ve dalgalara karşı korunaklı birçok koyun bulunması oldu.
Tumblr media
Yolculuk:
Gün: Göcek-Boynuz Bükü 5 Mil (8 km)
28 Ağustos Çarşamba sabah 09.30’da aracımla Göcek’e ulaştım. Hiç vakit kaybetmeden 20 dakikada Migros’tan 4 günlük yiyecek-içecek alışverişimi tamamladım.
Arabayı denize 20-30 m mesafede sakin bir sokağa park ettim ve eşyaları sahile taşıdım. Kanoyu şişirdim, tüm eşyaları yerleştirdim ve saat 10.30 gibi denize çıktım.
Yolculuğun ilk kısmı biraz stresliydi. Öncelikle inanılmaz bir trafiği geçip, o günkü hedefim olan Boynuzbüküne gidebileceğim rota üzerindeki ilk dinlenme noktası olan Rixos’un plajına ulaşmam gerekiyordu.
Göcek koyu inanılmaz bir trafiğe sahip. Yelkenliler, motoyatlar, katamaranlar, neredeyse tüm bunların sayısının toplamı kadar sürat tekneleri, günlük gezi tekneleri, balıkçı tekneleri, market, gözlemeci, dondurmacı vb. tekneler, deniz taksileri,  jetskiler, zodyaklar ve su sporları için deniz araçları.
Öğleden sonra saat 5 gibi Boynuzbükü’ne vardığımda bitmiştim. Evde hesapladığım performans, süre ve mesafe hesabı tutmadı. Saat 12 gibi ilk dinlenme noktam olan Rixos’tan ayrıldıktan sonra Boynuzbükü’ne varmam yaklaşık 5 saat sürdü. 5 saatte 6 km. Facia.
Bir ara dalgalarla boğuşurken sahilde bir ağaca baktım, yaklaşık 10 dk kürek çektikten sonra tekrar baktım ve ağaç hala aynı yerdeydi. Dalgalar karşıdan geldiği için insan gittiğini sanıyor ama nafile.
Boynuz büküne varınca, ilk iş kendimi muhteşem denize attım, çıkıp hamağı kurdum, biraz dinlendim, birşeyler yedim ve durumu gözden geçirdim. Yola geç çıkmıştım, rüzgar saat 12 gibi ben Rixos’tayken güneybatıdan yani ta karşıdan esmeye başladı. Oraya gelene kadar gayet rahattım ama günün geri kalanını dalga ve rüzgara karşı kürek çekerek geçirdim. Bir sonraki gün yola erken çıkıp rüzgar başlayana kadar yolun büyük kısmını gitmeliydim. Öyle de yaptım…
2. Gün: Boynuzbükü-Bedri Rahmi Koyu 5,5 Mil (9 km)
Sabah 7’de uyandım, kahvaltıyı yapıp, toparlanıp 08.30’da yola çıktım.
Önceki gün yaptığım plan tuttu, oldukça durgun bir denizde ve esintisiz havada öğleden sonra 2 gibi Bedri Rahmi Koyuna geldim. Yolda neredeyse hiç yorulmadım, muhteşem koylarda sık sık durup denize girdim.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’ nun bu koya sık sık gelip kafa dinlediği söyleniyor. Koyun bir bölümünde bir kaya üzerindeki balık resmini de kendisi çizmiş.
Akşam 6 gibi koya Migros’un yüzen marketi geldi. Koyda demirli yatlardan ve yakınlardaki koylarda ayrılan onlarca sürat teknesi resmen yüzen markete hücum etti. Elbette ben de mütevazi hızımla yanaşıp alışverişe çıktım. Çıplak ayak, ıslak şort, elde alışveriş sepeti, 360 derece deniz manzaralı bir ortamda alışveriş yapmak ilginç bir deneyimdi.
         3. gün : Boynuzbükü-Gobun 11 Mil (17 km)
Muhteşem bir havada kısa molalarla 2 saatte Kleopatra koyuna ulaştım. Önce Adaia Restoranın sahibi ile sahilde biraz sohbet ettikten sonra denize girdim, duş aldım ve koyun karşı kıyısındaki batık Kleopatra hamamına doğru yola çıktım.
Kleopatra hamamı, tur teknelerinin de uğrak noktalarından biri. Yaklaşık 1 saat yüzdüm, su altındaki duvarların üzerinde yürüdüm, dinlendim, fotoğraf çektim ve bir şeyler yedim.
Saat 2 gibi yola çıktım, önce Martı Koyuna uğradım, ardından Merdivenli Koy ve son olarak Gobun (Yavan Su). Burası yarımadanın en ucunda bulunan tamamen korunaklı bir koy. Tekneler arasında oldukça populer olduğu belli. Güzel ama oldukça pahalı bir de restoran var.
Sahili, duşu ve tuvaleti kullandım, insanlarla biraz sosyalleşip bir şeyler yedim, akşam maç seyrettim, elektronikleri şarj ettim ve kampımı kurup gece 12 gibi yattım.
4. Gün : Gobun – Göcek Adası 9,5 Mil (15 km)
Sabah 9’da güzel bir kahvaltının ardından yola çıktım. geçmem gereken iki kanal, irili ufaklı birçok ada ve koy vardı. Önce küçük kanal, sonra Domuz Adası ile Tersane adası arasındaki büyük kanal, Akvaryum koyu ve sonra da ilk ve en uzun açık deniz geçişi.
Tersane adası ve Hacıhalil adası arasındaki açık geçişi yaklaşık 40 dk’da tamamladım ve Yassıca adalara ulaştım. Buradaki irili ufaklı adaları ve bakir kouları acele etmeden geçerek Yassıca adaya geldim.
Muhteşem bir ada grubu, koylar ve plajlarla dolu bu bölge aynı zamanda tur teknelerinin en çok uğradığı yer.
Kanomu bağlayıp, değerli eşyaları yanıma aldıktan sonra adada yürüyüşe çıktım, fotoğraf çektim dönüp denize girdim ve kamp için bir koy aradım. Planım burada kalmaktı ama kalabalık olduğu için vazgeçtim.
Deniz oldukça dalgalıydı ve rüzgar gene Güneyliydi. Buna da güvenerek Göcek adasına ulaşabileceğimi gözüme kestirip yola çıktım.
Güneş batmadan önce Göcek adası batı koyunda kampımı kurmuştum.
5. Gün : Göcek Adası – Göcek sahil 2,5 Mil (4 km)
Tek kişilik koyumda uyanıp, kahvaltımı yaptım, biraz yüzdüm, toparlandım ve 9’da yola çıktım.
Ada’dan Ana karaya kürek çektim, D-Marin’in önünden geçip, trafiğe daldım, tüm marinayı ve limanı geçip sahile doğru kürek çekerken son 100 m’de yanından geçtiğim bir yelkenlide kahve içen iki kişi beni de kahve içmeye davet ett. Geri çeviremedim.
Cem’in teknesinde arkadaşı Murat ve ben neredeyse 2 saat harika sohbet ettikten sonra izin isteyip ayrıldım. Cem bana harika bir kitap hediye etti. “Hayallerime Yelken Açtım” Böyle bir yolculukta bundan daha güzel bir hediye olamazdı herhalde. Cem’in hayali de teknesiyle dünya turu yapmak. Umarım o da bir gün hayaline yelken açar.
Notalar:
Yaptığım en güzel yolculuklardan biriydi.
Sabahları yüzümü yıkamadım. Yüzdüm.
O an tamamen bana ait olan ve karadan ulaşılamayan, dünya harikası koylarda kaldım.
Daha önce hiç görmediğim türde balıklar, yengeçler ve kuşların ne kadar mutlu yaşadığını gördüm.
Denizin ortasında ya da uzak bir koyda, üzeri yüklü bir kano ile beni görenler genellikle şaşırıp sohbet etmeye çalıştılar. birçok insanla tanıştım.
Güneş yağımı unuttuğum için ilk gün bir teknedeki aileden rica ettim, 4. gün yanıma bir sürat teknesi geldi ve kaptanı bana krem uzattı. Daha önce karşılaştığımız teknedeki bayan, beni uzaktan görüp krem, birkaç meyve, soğuk su ve kola göndermiş. İyi insanlar hep var.
Kürek çekerken uzun kollu beyaz üstüm, şapkam ve bacaklarımı örten ince mikrofiber battaniyeyi hiç ihmal etmedim.
Çapam olmadığı için genelde ipi ağır bir taşa bağlayıp suya attım, kanonun diğer ucundaki ipi karada bir noktaya bağladım. Çapa mutlaka lazım.
Migros, Carrefour ve lokal bir yüzen market sayesinde arada sırada denizin ortasında bile dondurma ve soğuk içecek gibi lükslerim oldu.
İki kez duş alma olanağım oldu genelde denizden çıkar çıkmaz kurulandığım için tuzlu su hiç rahatsız etmedi.
Bir sabah bir nefes sesiyle uyandım, gözümü açtım, küçük bir domuz yavrusu ile aramda sadece 20 cm ve çadırın filesi vardı.
Ateş yakmadım, çöplerimi taşıdım ve bazı ada ve koylarda bulunan konteynırlara attım, sinek ilacını ve uyku tulumunu hiç kullanmadım.
5 günde toplam 15 lt su içtim. birkaç kutu kola, meyve suları, birkaç küçük süt, kahve ve çaylar bunun dışında.
Yola çıkmadan önce çalışmış olmak çok işime yaradı. Hangi burunun arkasında hangi koy olduğunu bilmem ve kamp yapabileceğim koyları telefonuma kaydetmiş olmam işimi çok kolaylaştırdı.
Arabayı park ettiğim yerde karaya çıktım ve toplanıp yola çıkmam çok kolay oldu.
Göcek’e arabayla ulaşımı saymazsak; 5 gün için, yeme, içme, konaklama ve Türkiye’nin en güzel koylarına deniz yoluyla ulaşım giderlerinin toplamı sadece 30 Euro. (130 TL Göcek Migros, 30 TL yüzen marketlerden alışveriş, 35 TL Gobun Restoranda 1 bardak 33cl fıçı bira)
  Ekipman:
Itiwit 2 kişilik şişme kano
1.5 LT pompa
Can yeleği
30 LT su geçirmez çanta
2 adet 7m ip
2 parçalı kürek
Canon 70D Fotoğraf makinesi
Gopro Hero3
Selfie çubuğu
Su geçirmez telefon kılıfı
Powerbank
Çadır
Uyku tulumu
Mat
Hamak
Kamp sandalyesi
Mutfak ekpimanı
Kafa lambası ve Pil
Uzun kollu beyaz ince bir üst
Geniş kenarlıklı bir şapka
Sinek ilacı
Polar battaniye
Kıyafetler
Yiyecek ve içecek
Koruyucu güneş kremi (Almayı unutmuştum)
Çapa (Yanımda yoktu ama olmazsa olmaz)
    Kano ile Göcek Koyları ve On İki Adalar Büyük bir spor mağazasının su sporları bölümünde dolaşırken şişmiş halde bir rafta duran kocaman yeşil-siyah kanoyu ilk kez gördüm.
0 notes
Text
Balıkesir ve Çevresinde Denize Girilecek Yerler
Tumblr media
Hem Marmara’ya hem de Ege’ye kıyısı olan Balıkesir, yaz aylarında tatilcilerin en çok tercih ettiği şehirler arasında bulunuyor. Özellikle Balıkesir’in Ege Denizi’ne bakan yüzünde, yaz tatilcilerin denize girebileceği birçok tatil beldesi yer alıyor. Edremit Körfezi boyunca sıralanan Altınoluk, Akçay, Ören gibi tatil beldelerinin yanı sıra; Ayvalık ve Erdek gibi popüler tatil beldeleri de yer alıyor. Bu haftaki blog yazımızda da Balıkesir’de denize girilecek yerler listesini ele alacağız. Sizler için Balıkesir ve çevresinde denize girilebilecek plajları, koyları ve adaları tavsiyeleri sunacağız. Yaz tatilini Balıkesir’de geçirmeyi planlayanlar için faydalı bir blog yazısı olmasını umar, iyi okumalar dileriz.
Balıkesir Ayvalık Plajları
Önerilerimize ilk olarak en güzel Ayvalık plajları ile başlayabiliriz:
1. Ayvalık Sarımsaklı Plajı
Ayvalık’ın en ünlü plajları arasında yer alan Sarımsaklı Plajı, denizinin berrak ve plajının kumluk olması ile ön plana çıkıyor. Ayvalık’taki aile plajları kategorisine koyabileceğiniz Sarımsaklı Plajı, oldukça uzun bir sahil şeridine sahiptir. Bu açıdan diğer plajlara kıyasla daha avantajlıdır. Ayvalık’ta denizi sığ olan yerler arayışındakiler için son derece uygun bir plaj olan Sarımsaklı, Ayvalık’ta mutlaka gitmeniz gereken yerler arasında yer almaktadır. Nitekim Sarımsaklı halk plajı, bölgenin simgeleri arasında yer almaktadır.
2. Ayvalık Badavut Plajı
Ayvalık’ta denizi en güzel yerler sıralamasında üst sıraları rahatlıkla zorlayabilecek olan Badavut Plajı, Ayvalık’ın deniz suyu en soğuk yerleri arasındadır. Bu açıdan serinlemek isteyenler için en ideal yerler arasında olduğu söylenebilir. Badavut’un, Sarımsaklı’nın aksine sığ değil, hızlı derinleşen bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Deniz suyunun oldukça berrak olduğu Badavut, Ayvalık’ta deniz girilecek sakin yerler arayışında olanlar için ideal yerler arasında bulunmaktadır.
3. Ayvalık Cunda Adası Plajları
Ayvalık denilince akla gelen ilk yerlerden bir tanesi de Cunda Adası’dır. Kendine has bir havaya sahip olan bu ada, Ayvalık’ı ziyaret edenlerin sıklıkla gittikleri yerler arasındadır. Bu güzel adayı 1 gününüzü ayırarak gezmenizi tavsiye ederiz. Cunda Adası’nda özellikle Ortunç Koyu’ndan denize girmenizi tavsiye ederiz. Nitekim birçok kişi için Cunda Adası’nda denizi en güzel yer Ortunç Koyu ve civarıdır. Temiz ve berrak suda geçen bir günün ardından, adanın birbirinden güzel restoranlarında bir akşam yemeği yiyebilir ve gün batımını seyredebilirsiniz. Ortunç Koyu’na ek olarak Patriça Koyu’nun da Cunda Adası’nda mutlaka denize girilmesi gereken yerler arasında olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
4. Ayvalık Altınova Plajı
Ayvalık’ta sakin yerler arayışında olanlar için Altınova Plajı’nı önerebiliriz. Daha çok emeklilere hitap eden Altınova Plajı, hem sakin hem de suyu berrak olan yerlerdendir. Güzel bir gün geçirebileceğiniz Altınova Plajı, Ayvalık’ta tatil yapanlar için günübirlik uğrayabilecekleri ideal yerlerdendir. Şezlong, şemsiye gibi temel ihtiyaçlarınızı ucuza karşılayabileceğiniz Altınova Plajı’nın sahil şeridi kumluk ve sığdır. Burası özellikle sabahın ilk saatlerinde oldukça güzel olmaktadır.
Balıkesir Akçay Plajları
Balıkesir tatil köyleri arasında en popülerlerinden olan Akçay, birçok güzel plaja ev sahipliği yapmaktadır. Akçay’da denize girebileceğiniz başlıca plajları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
1. Akçay Altınkum Plajı
Daha çok emekli insanların tercih ettiği Akçay, son yıllarda popülerliği artan Balıkesir tatil köyleri arasında yer almaktadır. Akçay’daki en güzel plajlar sıralamasında da Altınkum Plajı ön plana çıkan yerler arasındadır. ‘Akçay Altınkum nasıl bir yer?’ diye soranlar için suyu temiz, plajı kum ve çakıldan oluşan bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Aileler için uygun plajlar arasında bulunan Altınkum Plajı, Akçay’a gitmeniz halinde tercih edebileceğiniz ilk plajlar arasında yer almaktadır.
2. Akçay Zeytinli Plajı
Konum olarak Akçay’a 15 dakika uzaklıkta bulunan Zeytinli Plajı, suyu oldukça temiz plajlar arasında yer almaktadır. Oldukça canlı bir atmosfere sahip olan Zeytinli Plajı, çevresinde birçok sosyal tesis de barındırmaktadır. 2005 yılından bu yana her yıl düzenlenen Zeytinli Rock Festivali de bu bölgede organize edilmektedir. Dolayısıyla tatil takviminizi ve gideceğiniz yıl festivale katılacak şarkıcı ve grupları göz önünde bulundurarak, gündüz Zeytinli Plajı’nda denize girebilir, akşam da Zeytinli Rock Festivali’ne katılabilirsiniz.
Balıkesir Altınoluk Plajları
Balıkesir’in en popüler tatil beldeleri arasında bulunan Altınoluk’ta denize girilebilecek en güzel plajları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
1. Altınoluk Antandros Plajı
Balıkesir Altınoluk mavi bayraklı plajlar denildiğinde akla ilk gelen yerlerden bir tanesi Antandros Plajı’dır. 250 metre uzunluğa sahip olan Antandros Plajı, çakıllı plaj kategorisinde yer almaktadır. Altınoluk’ta halk plajları arayanlar için ideal yerler arasında bulunan Antandros Halk Plajı, berrak suyu ile dikkat çekmektedir. Çevresinde gün içerisindeki ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz Antandros Plajı, Altınoluk’ta tatil yapmanız halinde mutlaka gitmeniz gereken plajlar arasında yer almaktadır.
2. Altınoluk Balkent Plajı
Aşırı sıcaklardan bunaldınız ve suyu buz gibi olan bir sahil mi arıyorsunuz? O halde Altınoluk Balkent tam size göre bir yerdir. Birçok kişiye göre Ege Denizi’nin en soğuk suyuna sahip olan Balkent’in suyu son derece berraktır. Sahili çakıl taşlarından meydana gelen Balkent Sahili, Altınoluk tatiliniz esnasında mutlaka denize girmeniz gereken noktalar arasında yer almaktadır.
Balıkesir Erdek Plajları
Bildiğiniz gibi Balıkesir’in bir yüzü Ege Denizi’ne bakarken, diğer yüzü Marmara Denizi’ne bakmaktadır. Gözümüzü Balıkesir’in Marmara tarafına çevirdiğimizde ise Erdek plajları ve koyları dikkat çekiyor. Fazla vakit kaybetmeden bölgede ve civarında tatil yapacaklar için Erdek’te denize girilebilecek yerleri sıralamaya başlayabiliriz:
1. Erdek Çuğra Plajı
Çigura Plajı olarak da adlandırılan Çuğra Plajı, Erdek’in en çok bilinen plajları arasında yer almaktadır. Çevresinde birçok konaklama seçenekleri barındıran Çuğra Plajı, özellikle incecik kum tanelerinden meydana gelen plajı ve berrak denizi ile ön plana çıkmaktadır. Sakin bir yaz tatili geçirmek isteyenlerin favorileri arasında bulunan Çigura Plajı ve çevresi, doğa ile iç içe olmasıyla da ön plana çıkıyor. Erdek’te denizi hemen derinleşmeyen yerler arayışında olanlar için son derece uygun olan bu plajı, aile plajı kategorisine de alabiliriz.
2. Erdek Ocaklar Halk Plajı
Erdek’te halk plajı arayışında olanlar için önerilebilecek yerlerden olan Ocaklar Halk Plajı, Kapıdağ Yarımadası’nda bulunan plajlardan en büyükleri arasında bulunmaktadır. Erdek’te plajı geniş, denizi sığ ve sakin yerler arayan kişiler için son derece uygun olabilecek bu plajda deniz bisikleti, muz, jetski gibi imkanlardan da yararlanabiliyorsunuz. Aileniz ya da arkadaşlarınızla güzel bir vakit geçirebileceğiniz Ocaklar Halk Plajı, deniz suyunun berraklığı ile de dikkat çekmektedir.
Balıkesir’de Denize Girilecek Diğer Yerler
Balıkesir’de tatil yapmak isteyenler için plaj önerilerinden meydana gelen yazımızın son kısmına geldik. Yazımızın bu bölümünde Balıkesir çevresinde denize girilecek yerlerden diğer birkaç alternatif yere değineceğiz.
1. Balıkesir Marmara Adası Plajları
Marmara Adası, Balıkesir’e bağlı Marmara Adaları’nın en büyüğü olarak ön plana çıkmaktadır. Balıkesir’de sakin tatil yapılabilecek yerler arayışında olanlar için ideal tatil yerlerindendir. Güzel doğası, harika gün batımı ile ön plana çıkan Marmara Adası, suyunun berrak olduğu birçok plaja da ev sahipliği yapmaktadır. Plajı oldukça geniş olan ve kumdan meydana gelen Kole Plajı, Marmara Adası’nın en güzel plajları arasındadır. Denizinin berrak, serin ve dalgasız olduğu bu plaj, adaya giden birçok kişi tarafından tercih edilmektedir. Marmara Adası’nda tavsiye olarak sunabileceğimiz bir başka plaj ise Saraylar Plajı’dır. Bu plaj Abroz Plajı ve Kadınlar Plajı olarak ikiye ayrılmaktadır. Saraylar Plajı’na merkezden kalkan minibüslerle yarım saatte ulaşılabilmektedir.
2. Balıkesir Avşa Adası Plajları
Balıkesir çevresinde denize girilecek yerler arasında bulunan Avşa Adası, birçok güzel plaja ev sahipliği yapmaktadır. İstanbul’dan feribotla yalnızca 3 saatte varabileceğiniz Avşa Adası’nın en güzel plajları arasında Çınar, Altınkum, Karadut plajı gibi noktaları sayabiliriz. Avşa Adası’nda Kadınlar Plajı’nın da yer aldığını hatırlatmakta fayda var.
Balıkesir ve çevresinde denize girilecek yerler ile ilgili hazırladığımız blog yazısının sonuna geldik. Yazı boyunca Balıkesir’de tatil yapmak isteyenler için Erdek, Altınoluk, Ayvalık, Akçay gibi tatil yerlerinin en güzel plajlarını ve koylarını sizlerle paylaştık. Onlarca farklı noktada birbirinden güzel plajlara ev sahipliği yapan Balıkesir’de daha fazla yer gezebilmek adına Balıkesir uçak bileti arayanlar, sunduğumuz fırsatlardan faydalanabilirler. Ucuz Balıkesir uçak biletlerini link üzerinden görüntüleyebileceğinizi hatırlatmak ister, şimdiden iyi tatiller dileriz.
Kaynak: https://geziyoruz.com/blog/balikesir-ve-cevresinde-denize-girilecek-yerler
0 notes
yaziyorsonhavadis · 5 years
Text
Ayvalık’ta motoru arızalanan bottaki 27 kaçak kurtarıldı
Tumblr media
Balıkesir'in Ayvalık ilçesinden yasa dışı yollarla Yunanistan'ın Midilli Adası'na gitmek için yola çıktıkları lastik botun motoru arızalanınca denizde mahsur kalan 27 kaçak, Sahil Güvenlik ekiplerince kurtarıldı.
Tumblr media
Ayvalık ilçesi Sarımsaklı sahili açıklarında kaçak göçmenleri taşıyan lastik botun motoru arıza yaptı. Botun sürüklendiği ihbarını alan Sahil Güvenlik ekipleri, 12'si Kuveyt, 12'si Somali, 2'si Erite ve 1'i Filistin uyruklu 27 kaçak göçmeni kurtardı. Cunda Adası'ndaki Sahil Güvenlik Komutanlığı'na getirilen 10'u çocuk, 11'i kadın ve 6'si erkek olan kaçak göçmenlerin işlemleri Ayvalık İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde sürüyor.   Kaynak: Hürriyet Read the full article
0 notes
nkonya2856 · 3 years
Photo
Tumblr media
Günaydınlar Dün akşam Ali bey adası diğer adı ile Cunda adasına demir attık Didim den yola çıkarken sahillere yakın bir rota izledik Kuşadası artık kuşadalığı geçmiş bide geçtik Önce Meryem Ana ya (Virgin Mary) uğradık malum Müslümanlığı sahiplenmiş Suudiler kabe yi kapatmış özellikle Türkleri mevali gördükleri için iki defa yasak Bizde Virgin Mary'ı ziyaret ettik kuranda adı geçen kutsal bir kişi ve İsa peygamberin annesi Sabahın ilk saatleri bir turist grub geldi biz gidemiyoruz ama onlar geliyor Efes ve şirinceyi daha önce gördük yola, devam Gümüldür içinden geçerken sahilde yeşillikler içinde orman işletmesinin kurmuş olduğu tatil köyü var eski binalar aynen duruyor birileri unutmuş Güzel bir yerleşim ve şirin bir yazlık beldesi Gümüldür ve cumhuriyet i geçtik Sığacık sahile geldik teos antik kenti gittik bir şey göremedik Ata Demirerin filim çevirdiği değirmende Sahili kendine tahsis etmiş Teos Otelin içinde kalmış bariyer koymuş otel müşterisi olmayınca değirmene ve koya giremiyorsun yasak hemşehrim olmuş Kendi memleketimizde 3 tarafı denizlerle çevrili sahillerine birileri resmen çökmüş halk olarak giremiyoruz Sığacık plajı ve turkuaz mavi denizi görüntüledk İzmir'e Güzelbahçe den, Narlıdere den girip konak da durduk adım adım trafikte yarım saat kaybettik zar zor İzmir den çıktık yol üzerinde Foça yi daha önce gittik es geçtik Menemeni ve, Aliağa yı onlarca trafik ışığı var ki biz sıkışık trafiği seviyoruz zorla geçip çandarlıya geldik oradan Bademli ye devam ettik Bademli de kalem ve garip adalarını tepeden resimlerini çektik Bademli balıkçı barınağına geldik ama yol manzara çok güzel ama yol çukurlar dolu balıkçı barınağından daha ileri gidemedik özel mülk sahili zapt etmiş Ayvalık'a yola devam ettik 11 saat araç sürünce İstanbul'a devam edemedik malum pandemi nedeni ile yol yasağı var 3500 TL ceza vermek yerine Cunda adasında merkeze 100 metre hafif tepe üzerinde the lara otel de kaldık iyi ki kaldık manzara teras dan harika odalar pırıl pırıl bir aile evi 7 odalı otel işleten hanfendi çok cana yakın her şey için teşekkür ederiz kendilerine tavsiye ederim tüm dostlara selamlar sağlıklı ve mutlu günler dileriz💐💞🌹🤗 Necdet KONYA (Cunda Island) https://www.instagram.com/p/CPkYqwpphKJW0wZtdyvOC9WRY6VRABjvXJcStU0/?utm_medium=tumblr
0 notes
missjusovic-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
Fifty shades of blue.. #escape #sailing #yacht #mood #ayvalik #cunda #life #instamood #instadaily #sea #aegean #relax #instagood #photo #photography #photooftheday #picture #picoftheday #nature #naturelovers #naturephotography #volimstosevolimo #instatravel #travel #zivot #uzivam (Ayvalik Sarimsakli Sahili)
0 notes
keremulusoy · 7 years
Text
RAHMİ GENÇER; SOKAKLARINDA KOŞUP OYNADIĞI, ZEYTİNİNDEN BALIĞINA, TOPRAĞINDAN DENİZİNE, AŞKLA BAHSETTİĞİ ‘YUVA’SI AYVALIK’I MARMARA LİFE EKİBİNE ANLATTI…
“Ayvalık’a olan vefa borcumu ödemek için belediye başkanlığına adaylığımı koyarak özel dertlerimin önüne öteki insanların dertlerini koydum. Övüneceğim bir şey varsa o da budur” diyor Gençer… Önce demokrasi yürüyüşünde, bir sonraki gün ise motosiklet festivalinde bir araya gelip konuşuyoruz. Konuştukça Gençer’in toprağına, köklerine olan bağlılığını biraz daha yakından keşfediyoruz…
Doğma büyüme Ayvalıklısınız, burası sizin için ne ifade ediyor?
Ayvalık benim yuvam. Aslında annem Selanik göçmeni babam Altınovalı’dır. Altınova doğumluyum. Çocukluğum, gençliğim burada geçti. Ortaokulu ve liseyi de burada okudum. Kısa dönemler için ayrılmış olsam da hep buradaydım, hiç gitmedim. Gitmeyi düşünmedim…  Ayvalık’a olan vefa borcumu ödemek için belediye başkanlığına adaylığımı koyarak özel dertlerimin önüne öteki insanların dertlerini koydum. Övüneceğim bir şey varsa o da budur…
Çocukluğunuzdan bu yana neler değişti Ayvalık’ta?
Ben çocukken daha sakindi buralar. Nüfusu 13-14 bin civarındaydı. Hatırlıyorum da babamın traktörünü kullanabilmek için az ısrar etmedim. 14-15 yaşlarındayken ev ahalisine yardım ederdim… Eskiden buralarda küçük şirin pansiyonlar ve birkaç otel vardı. Bilinirliği o zamanlarda da yüksekti ancak şu an imkânlar daha fazla o yüzden misafirlerimizin sayısında da artış var.
Bir gününüz nasıl geçiyor?
Sabah 06.00 gibi kalkıyorum, evden çıkmam saat 08.00’i buluyor. Sonrasında mutlaka mıntıka kontrolü yapıyorum ve daire amirleri ile bir araya geliyorum. Tabii randevuları, yetişmemiz gereken diğer işleri unutmamak lazım. Kimi zaman bir düğüne gidip insanların mutluluklarına, kimi zaman da baş sağlığına gidip acılarına ortak oluyoruz. Ayvalık halkının bu kenetlenmiş halini seviyorum. Koşuşturmacamız elbette bunlarla sınırlı değil. Eğer belediye başkanı iseniz mesainizin ne zaman biteceği belli olmuyor. Sabah 6’da başlayan gün kaçta biter, bunu tahmin etmek genellikle zor oluyor. Zor bir meslek…
Peki, belediye başkanı olmaya nasıl karar verdiniz?
Ben buranın insanıyım ve her daim Ayvalık’ta sosyal işlerle meşgul idim. Futbol takımımız Ayvalık Gücü’nün yönetiminde bulundum, başkanlığını yaptım aynı zamanda 10 yıl boyunca Ticaret Odası Başkanlığını yürüttüm. Çok çeşitli vakıflarda, sivil toplum örgütlerinde başkanlık yaptım. Ben buranın çocuğuyum. Ayvalık’ı, bu toprakları çok iyi bilirim. Ayvalık’a yapılabilecek en büyük hizmetlerden bir tanesi belediye başkanlığıydı, o yüzden siyasete girmeye karar verdim.
Aileniz işinizin yüksek temposundan şikâyetçi olmuyor mu?
15 aylık evliyim, eşim de yoğun bir tempo ile çalışıyor. Ama biz yine de birbirimize vakit ayırmaya çalışıyoruz. Tabii ki bu iş meşakkatli ama işimi seviyorum. Hizmet etmek duygusuyla aday olduk o yüzden de bu yoğunluktan hiç şikâyetçi değilim, eşim de bunların hepsini biliyor o yüzden bir problem yaşamıyoruz.
“Ayvalık’a yıllarımı verdim” dediniz, o yıllardan size miras kalanlar neler oldu?
Çocukluğum, anılarım ve arkadaşlarım. Ayvalık’ın tarih kokan sokakları, zeytini, balığı, taşı, limanı. Ayvalık deyince aklınıza ne geliyorsa hepsi bana mirastır. Görünen o ki köklerinize çok bağlısınız… Evet, sadece ben değil buranın yerli halkı da köklerine çok bağlıdır. O yüzden de birçok konuda merkezi nokta olmayı başarmıştır.
Bu başarıyı neye borçluyuz?
Çabaya, toprağa, tarihe değer vermeye… Sızma zeytinyağı denildiğinde akıllara bu topraklar gelir mesela… Çünkü halk bu konuda duyarlı ve istikrarlı. Zeytini ve ağacını seviyor buranın halkı. Kimi zaman para kazanamasa bile bu kültürü unutturmamak adına çabalamaya devam ediyor.
Peki, Ayvalık’a gelen insanlara nereleri görmelerini tavsiye edersiniz?
Her yeri ayrı güzel, o yüzden zaman ayırsınlar ve her yerini gezmeye çalışsınlar derim. İsteyen Pateriça Koyu’na gider, Güvercin Adası manzarası eşliğinde yüzer, isteyen Şeytan Sofrası eteklerinde, isteyen de Ortunç’ta…  Cunda’nın ve Ayvalık’ın dört bir yanına dağılmış olan kilise ve manastırlar da içindeki kâşifi uyandırmak isteyenleri bekler.  22 tane adası, Cunda’daki Âşıklar Tepesi, Gelin Kayası, Sarımsaklı Plajı, Altınova sahili, tarihi kiliseleri, camileri daha sayacak çok yeri var. Kesinlikle gelip görmeliler. Ayrıca zengin yemek kültürünü de es geçmemek lazım. Ara sokaklardaki lokantalarında, balık restoranlarında ve zeytinyağlı ev yemeği yapan esnaf lokantalarında bir yemek yemelerini tavsiye ederim. Çünkü hiçbir yerde bulamayacakları sebzeleri ve Ayvalık’a özgü yemekleri oralarda bulabilirler.
İlerleyen zamanlarda Ayvalık’a dair gerçekleştirmeyi planladığınız projeler var mı?
Tabii ki birçok projemiz var. Mesela; Altınova’da kurulacak olan Altınova Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi projesi sayesinde ilçemizde büyük bir istihdam yaratarak işsiz gençlerimize iş kapısı açacağız. Altınovamızın bereketli topraklarında yetişecek olan ürünler işlenerek, ilçe ekonomimize de büyük katkı sağlayacaktır. Bir diğer projemiz ise 19. yüzyılda 20.000 m2’lik bir alana inşa edilen Kırlangıç fabrikasıdır. 100 yıl boyunca sabunhane olarak kullanılmış bu alanı dönüştürerek halka, sosyal hayata kazandıracağız hem de şehrimize nefes alacak bir yer yapacağız. Türkiye’ye örnek olacağına inandığım bir dönüşüm projesi bu… Özünü bozmadan, kimliğini bozmadan bu tarihi yapıyı insanlarla buluşturacağız. Burada alışveriş yapılacak yerler, küçük bir otel ve sinema olacak. Ayvalık’ın sosyal ve kültürel yaşamına önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Şu an Kırlangıç’ın Fikir-Konsept-Avan projesi hazır. Önümüzdeki günlerde ihalesini yapacağız. Spor yapmayı sevdiğinizi duydum… Evet, gençliğimden bu yana spora ilgim vardı. Basketbol oynarım, yelken ve serbest dalış yaparım. Hatta sene 1983 ben 22 yaşlarında iken Barbaros Sefa Kulübü ile beraber Ayvalık’ta basketbol kulübü kurdum. 3-4 yıl da yöneticiliğini yaptım. 2 yıl öncesine kadar hala hobi olarak oynardım tabii artık koşturmaktan ona da pek zaman ayıramıyorum.
  Bölgenin adını spor festivalleriyle sık sık duyuyoruz artık…
Evet, bundan son derece memnunum. Ayvalık Atletizm alanında çok sporcu yetiştiriyor. Antrenör Sabahattin Tatar’a buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu yıl Rio Olimpiyatlarına Ayvalık’tan Mert Atlı kardeşimizi yolladık. 20 km yürüyüş dalında Ayvalık’ın gururu olarak Ülkemizi temsil edecek. Bütün bu başarılarda Türkiye Atletizm Federasyonunun 2015 Spor Toto Türkiye Yürüyüş Şampiyonasını Ayvalık’a getirdi. Türkiye Windsurf Ligi’nde Ayvalık Etabı bizler için heyecan vericiydi. Milli sörfçülerimiz katıldı. Önümüzdeki yıllarda daha fazla katılım bekliyoruz. Sizin de katılma şansı yakaladığınız Motosiklet Festivali Cunda Adasında yapıldı. Hatta en uzun Motosiklet konvoyu ile Guinness rekorlar kitabına da girdik. Hoş bir an yaşandı.
“GÜZEL TOST YAPARIM”
Ayvalık’a gelenlere tavsiyeniz nedir?
Bir kez gelip kısa bir süre kalıp Ayvalık’ı öğrenme şansları yok. Ancak Ayvalık’a defalarca gelip yazını, kışını, baharını yaşamanız lazım. Hepsinin ayrı keyfi var. Yazın ayrı, kışın ayrı ürünleri var. Koruk suyu, lor tatlısı, Girit leblebisi, Boşnak Böreği böyle özel ürünlerle dolu burası…
Siz mutfağa giriyor musunuz ?
Ben güzel tost yaparım. Onun dışında mutfakla aram yoktur. Fakat tostta iddialıyımdır. Zeytinyağlı, bol malzemeli tostumun üstüne tanımam…
Film izlemeye, kitap okumaya zamanınız kalıyor mu?
Yok, kitap okuyacak zamanım kalmadı maalesef ama güncel siyaseti ve güncel hayatı sıkı takip ediyorum.
Siyasetçiler arasında sosyal medya pek bir revaçta, sizin aranız nasıl?
Sosyal medyayı elimden geldiği kadar takip etmeye çalışıyorum fakat onda da zayıfım desem yeridir. Hepsini kullanıyorum. Aktif olmak konusunda orta halliyim. En azından sorulara kendim cevap veriyorum.
En sevdiğiniz müzik türü nedir?
Türk sanat müziğinden batı müziğine yelpazesi geniş bir müzik alanım var. Enstrüman çalamıyorum ama dinlemeyi çok seviyorum. Ha bir de çok kalabalık olursa sesim ortaya çıkmayacaksa şarkıya eşlik etmeyi severim.
TIMARHANE ADASI
Gençer; “Çamlık Koyunun tam karşısında, şöyle kocaman bir kayalık ve bu kayalığın dibinde küçük bir bina görünen ada… Bu yarımada Sarmısak’tan başlar, Ali Bey Adası’nın, yani Cunda’nın önündeki Dalyan Boğazına dek uzanır. 1922-1923’e kadar burasını bilen Türkler ‘Taşlı Manastır’derlermiş, şimdilerde ‘Tımarhane Adası’ olarak anılıyor. Rivayet odur ki; Agia Paraskevi (Tımarhane Adası), mucizeleri nedeni ile Anadolu’da Kayseri’ye kadar ünlenmiş. Balıkesir’den, Soma’dan, Kınık’tan, Bergama’dan, Midilli’den, Limmi’den gelen hasta insanlar sağlıklarına kavuşurlarmış. Adaya zincirlerle bağlı olarak çıkarlar, akılları başlarında inerlermiş… Adı gibi kafa dinlenmelik, sakin güzel bir yerdir, fırsat bulursam mutlaka giderim…”
“SUYUN ALTINDA ENGELSİZ BİR DÜNYA VAR”
Dünyanın en keyifli sporlarından bir tanesidir yelken sporu. Bu sporu yaparken hayatı da öğreniyorsunuz. Suyun üstü de altı da keşfe değerdir benim için. Bu yüzden elimden geldiğince serbest dalış yaparım. Çünkü suyun altında engelsiz bir dünya var…
TÜRKİYE’NİN İLK BOĞAZ KÖPRÜSÜ
Ayvalık ile Cunda adası arasında yer alan köprü, İstanbul’daki boğaz köprüsünün açılmasından 9 yıl evvel hizmete girmiş. Ege Denizi kıyısındaki önemli turizm merkezlerinden Ayvalık ile Cunda adası arasında 1964 yılında yapılan 54 metre uzunluğundaki “Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü”nden özellikle yaz aylarında yüz binlerce araç geçiyor.
  *Marmara Life sayı 98
“Ayvalık Benim Yuvam” RAHMİ GENÇER; SOKAKLARINDA KOŞUP OYNADIĞI, ZEYTİNİNDEN BALIĞINA, TOPRAĞINDAN DENİZİNE, AŞKLA BAHSETTİĞİ ‘YUVA’SI AYVALIK’I MARMARA LİFE EKİBİNE ANLATTI…
0 notes