#ciddi soru
Explore tagged Tumblr posts
mavininincisiiderya · 1 year ago
Text
Tumblr media
En sevdiğiniz çiçek ne ? Benim" unutma beni" çiçeği💙peki sizin hadi yazen bakalım
48 notes · View notes
icseslerimm · 7 months ago
Text
Dolunay bu sefer beni derinden sarstı, baya şiirlere veya okuduklarıma cevap veriyorum. Medcezire yakalandım sanırım 🌝
Tumblr media
11 notes · View notes
dusuncekatalogu · 10 months ago
Text
Ciddi İlişkide Sorulacak Sorular (+150 Soru)
Ciddi ilişkide sorulacak sorular genellikle birbirini tanıma sorularına benzer olacaktır. Bu nedenle ilişkinizin ciddi olması onu daha iyi tanımanız gerektiği anlamına gelir. Sizler için ciddi ilişkide sorulacak sorularının bir listesini hazırladık. Bu liste ile kız arkadaşınızı veya erkek arkadaşınızı daha iyi tanıyacak, sevdiği ve sevmediği yönlerini bildiğiniz için attığınız adımların…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
gecelersenianar · 1 year ago
Text
Sevdiğim çocuğun yüzünü ve sesini unuttum.
Var mı arttıran?
4 notes · View notes
arthez · 1 year ago
Text
Anne soru sorduysan dinlemelisin. Eğer meşgulsen, dinlemeyeceksen soru da sorma. Diyorum. Sen çok asisin ben seni dize getircem bu sözlerini ödeticem diyo 3.dünya savaşında karşıt cephelerdeyiz sanki şu saldırganlığa bak
0 notes
emekler · 6 months ago
Text
İZMİR TESİSAT - PLATİN
Tumblr media
İzmir'de yaşam kalitenizi artırmak için evinizin tesisat sisteminin sağlıklı işletilmesi büyük önem taşır. Su kaçakları, tıkanıklıklar ve kirli petekler gibi sorunlar, hem konforunuzu azaltır hem de uzun vadede ciddi hasarlara yol açabilir. Bu blog yazısında, İzmir’deki tesisat hizmetlerini sizlere tanıtacağız. İzmir su kaçağı tespiti ile ilgili neler yapabileceğinizi, İzmir petek temizleme işlemlerinin önemini ve sık karşılaşılan tıkanıklıklar için İzmir’de tuvalet ve lavabo açma yöntemlerini ele alacağız.
İzmir Tesisat
İzmir tesisat hizmetleri, hem bireysel evlerde hem de ticari işletmelerde ihtiyaç duyulan önemli bir hizmettir çünkü bu hizmetler, su ve ısıtma sistemlerinin sağlıklı ve verimli çalışmasını sağlamak amacıyla gerçekleştirilmektedir.
Özellikle, İzmir su kaçağı tespiti işlemleri, su tesisatında olabilecek sızıntıların tespit edilmesi ile birlikte, insanların daha büyük sorunlarla karşılaşmadan önlem almasına yardımcı olmaktadır; bunun yanında İzmir petek temizleme gibi hizmetler, ısıtma sistemlerinin verimliliğini artırarak enerji tasarrufuna da katkıda bulunmaktadır.
Ayrıca, zaman zaman karşılaşılan İzmir tıkalı tuvalet lavabo açma hizmetleri, bu tür sorunların hızlıca çözülmesini sağlayarak hem hijyen hem de konfor açısından kullanıcıların yaşam kalitelerini yükseltmektedir; detaylı bilgi için İzmir Tesisat web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
İzmir Su Kaçağı Tespiti
Su kaçakları, binaların yapısal bütünlüğünü tehdit eden ve sonuçları oldukça maliyetli olabilen sorunlardır, bu nedenle İzmir su kaçağı tespiti hizmetleri, herhangi bir inşaat alanında hızlı ve etkili bir şekilde çözüm sunarak, hem su tüketiminizi azaltmayı hem de yapısal hasarları önlemeyi amaçlamaktadır.
Uzman ekipler tarafından gerçekleştirilen su kaçağı tespiti işlemleri, modern teknolojilerin kullanımı sayesinde çok daha hızlı ve güvenilir hale gelmiştir; bu sayede, su tesisatındaki sorunlar erken aşamada tespit edilerek zamanında müdahale edilmesi sağlanmaktadır, dolayısıyla İzmir tesisat sektöründe hizmet veren firmalar, bu aşamada önemli bir rol oynamaktadır.
Su kaçaklarının tespiti, sadece estetik kaygılar değil, aynı zamanda sağlık açısından da büyük bir önem taşımaktadır çünkü uzun süreli su sızıntıları, nem ve küf oluşumuna sebep olarak farklı sağlık sorunlarına yol açabilir; bu nedenle, kaliteli ve güvenilir hizmet almak isteyenlerin https://www.izmirtesisat.com.tr adresini ziyaret ederek, bu tür sorunlar için profesyonel çözümler bulmaları önerilmektedir.
İzmir Petek Temizleme
İzmir petek temizliği, hem enerji verimliliğini artırmak hem de ısınma maliyetlerini düşürmek için hayati bir öneme sahiptir; zira zamanla peteklerde biriken tortu ve kirlilik, ısının eşit şekilde yayılmasını engelleyerek daha fazla enerji harcamanıza sebep olabilir.
Petek temizleme işlemi, uzman ekipler tarafından gerçekleştirildiğinde, suyun daha verimli bir şekilde kullanılması sağlanarak hem doğaya hem de bütçenize katkıda bulunmuş olursunuz, İzmir tesisat firmaları arasında güvenilir hizmet sunan birçok seçenek bulunmaktadır.
Özellikle İzmir petek temizleme işlemleri sırasında, gerekli olan cihazlar ve teknikler kullanılarak, peteklerdeki kir ve tortuların etkili bir şekilde temizlenmesi sağlanmakta ve böylece düzenli bakımlar yapılmamış olan sistemler için ciddi bir çalışma gerçekleştirilerek hem konfor hem de tasarruf elde edilmektedir.
Bu süreçte, bazen evlerde yaşanan sorunlardan biri olan İzmir su kaçağı tespiti de söz konusu olabiliyor; bu gibi durumlar için gerekli önlemleri almak, petek temizleme sonrası daha büyük hasarların önüne geçilmesi açısından son derece önemlidir.
Sıcak su sisteminin sağlıklı çalışması adına, İzmir tıkalı tuvalet lavabo açma gibi hizmetler de sağlanabildiği için, güvenilir ve profesyonel bir ekipten destek almak, sizin için her açıdan fayda sağlayacaktır.
Daha fazla bilgi için lütfen izmirtesisat.com.tr adresini ziyaret edebilir, aklınızdaki diğer soru ve sorunlar için uzman görüşü alabilirsiniz.
İzmir Tıkalı Tuvalet Lavabo Açma
İzmir'de yaşarken, tıkanmış tuvalet ve lavabolar gibi acil durumlarla karşılaşıldığında, profesyonel bir yardım almak oldukça önemlidir; bu tür sorunlar, günlük yaşamı kesintiye uğratabileceği gibi, aynı zamanda hijyenik açıdan da ciddi sorunlara yol açabilir.
İzmir tıkalı tuvalet lavabo açma işlemleri için bir dizi etkili yöntem sunmaktadır ve bu hizmetler, sorununuza hızlı ve kalıcı çözümler sağlamak üzere uzman ekipler tarafından gerçekleştirilmektedir; uzmanların ekipmanları ve deneyimleri sayesinde, tıkanıklık sorunları kısa sürede çözülebilir.
Güvenilir bir firma arayışı içindeyseniz, https://www.izmirtesisat.com.tr adresini ziyaret ederek İzmir su kaçağı tespiti, İzmir petek temizleme gibi farklı hizmetler hakkında bilgi alabilir ve tıkanıklık durumlarıyla ilgili profesyonel yardım talep edebilirsiniz; unutmayın, yaşadığınız problemler büyümeden müdahale etmek her zaman en iyi yoldur.
552 notes · View notes
sezginer35 · 1 month ago
Text
Iyi Akşamlar..☕☕
Domuz haram diye yemedik ama haramı domuz gibi yedik...
Bu konu, aslında insanın dinî anlayışını ve hayat pratiğini sorgulatan derin bir iç hesaplaşmayı ifade ediyor. İslam dininde domuz eti haram kılınmıştır ve çoğu Müslüman bu yasağa sıkı sıkıya riayet eder. Ancak mesele sadece domuz etiyle sınırlı değil; haramlar listesi çok daha geniştir ve insan hayatının hemen her alanına dokunur. Burada asıl sorulması gereken soru şudur: Biz gerçekten "haram" kavramını ne kadar doğru anlıyor ve uyguluyoruz?
Bir yanda domuz etinden uzak dururken, diğer yanda haram kazançla elde edilen bir parayı kullanmak, alkol tüketmek, kul hakkı yemek, rüşvet vermek veya almak gibi açıkça yasaklanmış fiillere göz yummak, büyük bir çelişki doğuruyor. Bu durum, dinin sadece sembolik veya yüzeysel bir şekilde anlaşılmasına yol açıyor. Domuz etine gösterilen hassasiyet, hayatın diğer haram kılınmış alanlarında neden gösterilmiyor?
Haramların Derinliği ve İhlalleri
İslam’da haramlar, toplumun huzurunu, bireyin onurunu ve toplumsal adaleti koruma amacı güder. Domuz eti, sağlıksal veya sembolik nedenlerden dolayı haram kılınmış bir gıdayken; kul hakkı, yetim malı yemek veya rüşvet almak, doğrudan insanın vicdanını, toplumu ve adaleti yok eden eylemler arasında sayılır.
Kul hakkı yemek: Allah, kendisine karşı işlenen günahları affedebilir; fakat kul hakkını affetmeyeceğini açıkça ifade etmiştir. Buna rağmen, insanlar birbirlerinin haklarını gasp etmekte çekinmiyor.
Rüşvet ve haksız kazanç: Peygamber Efendimiz (s.a.v.), "Rüşvet alan da veren de ateştedir" diyerek bu davranışın ne kadar ciddi bir günah olduğunu vurgulamışken, bugün hayatın neredeyse her alanında rüşveti sıradan bir alışkanlık olarak görüyoruz.
Faiz ve kumar: Toplumsal çöküşün temel nedenlerinden biri olan faiz ve kumar, bireyleri ve aileleri maddi-manevi yıkıma sürükler. Ancak bu sistem, birçok kişi tarafından normalleştirilmektedir.
Dinî Anlayışın Yüzeyselleşmesi
Belki de asıl sorun, dini bir yaşam tarzı ve ahlak sistemi olarak görmek yerine, onu sadece semboller ve şekiller üzerinden algılamamızda yatıyor. Domuz yememek, görünen bir ibadet; ancak kul hakkından kaçınmak, daha derin bir vicdan muhasebesi ve ahlaki duruş gerektirir. Belki de bu yüzden insanlar, göze çarpmayan, daha "kolay gizlenebilen" günahları işlemek konusunda kendilerini rahat hissediyor.
Sonuç: Samimiyet ve Vicdan Muhasebesi
Asıl mesele, dinî uygulamalarda samimiyet ve bütünlük göstermektir. Domuz eti yememek elbette bir itaattir; ancak bu itaatin diğer emirlerle bir bütün olduğunu unutmamak gerekir. Haram, sadece bir et türüyle sınırlı değil; vicdanları kemiren, toplumu yozlaştıran, bireyi yoldan çıkaran her şey haramdır.
İnsanın kendine şu soruları sorması gerekir:
Neden görünür günahlara dikkat ederken gizli günahları görmezden geliyoruz?
Dinin özüne, yani adalete, ahlaka ve vicdana ne kadar sadığız?
Domuz gibi haramı yerken vicdanımızı susturan nedir?
Bu sorulara dürüstçe yanıt verildiğinde, belki de gerçek bir değişim ve manevi arınma mümkün olabilir. Çünkü İslam, sadece ne yediğimizle değil, nasıl yaşadığımızla ilgilidir.
Tumblr media
youtube
64 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 9 months ago
Text
Otobüste Götümü Okşayan Yakışıklıya Evinde Verdim! (Zeynep 30 Y., İstanbul)
Selam, ben Zeynep, 30 yaşında, 1.65 boyunda, 50 kilo civarında, esmer tenli, evli bir bayanım. Kocam bir fabrikada çalışıyor. Kocamı seviyorum, ama fabrikada yorulup eve geliyor ve hemen yatıp uyuyor. Haftada en fazla iki sefer ancak sikiyor, ona da sikmek denirse. En fazla 2-3 dakikada boşalıp, hemen arkasını dönüp yatıyor, ben de kendimle oynayıp boşalıyorum.
Bir gün arkadaşım Jale bana oturmaya geldi. Jale de evliydi, ona derdimi anlattım. O da bana, "Kızım bul kendine sağlam bir sikici, siktir kendini!" dedi. "Ne yani, kocamı mı aldatayım?" dedim. Jale, "Kızım bu aldatmak sayılmaz ki, seninki kendini tatmin etmek sayılır! Kocan olacak herif adam gibi sikseydi seni! Ben bile kendimi siktiriyorum! Napayım, kocam doyurmuyor beni!" dedi. Şok olmuştum, "Ciddi ciddi kocandan başkasıyla mı yatıyorsun?" dedim. "Evet, hemde ne yatma, resmen parçalıyor amımı götümü, yarım saat sikmeden boşalmıyor!" dedi. "Yuh yani, Jale sen ne diyorsun? Beni yarım saat sikseler delirirdim herhalde!" dedim. Bu arada bu konuşmalar bile amımın sulanmasına yetmişti. Biraz daha konuştuktan sonra Jale gitti, ben de hemen yatak odasına gidip, amımı parmaklayarak boşaldım. Akşam kocam işten çıkıp geldi, yemeğini yeyip hemen yattı. Ben yine yarraksız öylece kalmıştım.
Aradan bir hafta kadar geçmiş, Jale'nin söyledikleri kulağımda çınlıyordu. O gün anneme ziyarete gitmiştim, kocam da gece mesaisine gidecekti. Annemlerden geri dönerken otobüse bindim. Otobüs duraklarda durup yolcu aldıkça kalabalıklaşmaya başladı. Ben otobüsün en arkasında kalmıştım, ayakta öyle camdan dışarı boş boş bakıyordum. Birden kalçama bir el dokundu. Önce umursamadım, yanlışlıkla değmiştir diye düşündüm. Ama dokunmalar gitgide okşamaya dönüştü. Aslında dönüp müdahale etmem gerekiyordu, ama yapmadım, hoşuma gitmişti taciz edilmek. Götümü okşadıkça amım sulanmaya başladı. Kafamı çevirip baktığımda, arkamdaki 30 yaşlarında yakışıklı biriydi. Ona gülümsedim.
Birden elimi tutup arkaya çekti. Ben ne yapacak diye düşünürken, elimi önüne götürdü. Hemen elimi çektim. Ama tekrar elimi tutup, pantolonun üzerinden yarrağını tutturdu. Biraz okşadım. Sonra yönümü ona döndüm, bir an göz göze geldik. Kararımı vermiştim, kendimi ona siktirecektim. Kulağıma doğru eğilip, "İnelim mi?" dedi. "Evet!" diye cevap verdim. İlk durakta indik, ama beni bir heyecan kaplamıştı, elim ayağım titriyordu. Elini uzattı, isminin Fevzi olduğunu söyledi. "Ben de Zeynep!" dedim. Ordan bir taksi çevirdi, taksiye binip yola çıktık, ama hiç konuşmuyorduk. Bir bayinin önünde taksiyi durdurdu, "Sen heyecanlısın, içecek birşeyler alayım!" diyerek indi, birşeyler alıp geldi. Fazla gitmeden bir apartmanın önünde durduk, taksiden inip apartmana girdik. Kendime hayret ediyordum, hiç tanımadığım bir adamın evine kendimi siktirmeye giriyordum.
Eve girdiğimizde bekar evi olduğu belliydi, ortalık karma karışıktı. Odaya geçip oturdum. Fevzi de iki tane bardak alıp geldi. Poşetin içinden Votka ve enerji içeceği çıkarıp bardaklara doldurdu. Bana uzatıp, birkaç soru sordu, ben de cevapladım. Bu aradada Votkayı yudumluyordum. Bir bardak daha doldurup verdi, onu da içtikten sonra heyecanım gitmiş, heryerimi ateş basmaya başlamıştı. Fevzi elimdeki bardağı alıp kenarı koydu ve yanıma yaklaşıp, dudaklarımı öpmeye başladı. Ben de karşılık veriyordum. Bodymin üzerinden göğüslerimi okşuyordu. Boynumu falan öperken, Bodymi yukarı sıyırıp çıkarttı. Sonrada südyenimi çıkarıp, "Off şu göğüslere bak!" diyerek göğüslerimi öpmeye, yalamaya başladı. Ben de kafasını tutup, saçlarını okşuyordum.
Bir yandan da kotumun düğmelerini açmıştı, sonra ayağa kalkıp kotumla külodumu sıyırıp çıkardı. Kendisi diz çöküp, beni koltuğa oturttu. Bacaklarımı ayırıp, başını bacakarama gömdü, iştahlı bir şekilde amımı yalıyordu. Ben artık zevkten inliyor ve kocamın ne zamandır amımı yalamadığını düşünüyordum. Fevzi sonra ayağa kalkıp, bir çırpıda kendi de soyundu. Yarrağına baktığımda oldukça kalın bir yarraktı. Önüme gelip dikildi, ben de hemen doğrulup yarrağını yalamaya başladım. Fevzi de saçlarımı okşuyordu. Sonra tutup beni kaldırdı, çekyatı açıp yatırdı, kendi de bacaklarımın arasına yerleşip üzerime uzandı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Yarrağını amımda hissettiğimde öpmeyi bıraktı ve içime ittirmeye başladı. Nefesimi tutmuş halde Fevzi'nin gözlerine bakıyordum.
Yarısını falan soktu ve "Off harika! Daracık amın varmış!" dedi ve birden yüklendi. O anda ben bir, "Ahhhhh!" çektim. Fevzi ise hemen sokup çıkarmaya başladı. İnlemeye başlamıştım, bir yandanda kocam gibi hemen boşalacak mı diye merak ediyordum. Fevzi bir yandan sikiyor, bir yandan da dudaklarımı, boynumu falan öpüyordu. Müthiş zevk alıyordum. Sonra içimden çıktı, pozisyon değiştirdik, kendi sırtüstü yattı, ben de yarrağının üzerine oturup zıplamaya başladım. Bir müddet sonra ben orgazm olup boşaldım. Ama hayatım boyunca böyle şiddetli boşalmamıştım. Yarrağın üzerinde oturup kalmıştım.
Fevzi beni üzerinden indirip, hemen domalttı, arkadan amıma girip hızla sikmeye başladı. Daha yeni olduğum orgazmın etkisi geçmeden yeniden orgazm olmak üzereydim. "Hadi devam et, sik beni, harikasın Fevzi, becer beni!" gibi sözler söylüyordum. Ben boşalıp çekyatın üzerine yüzüstü uzandım, Fevzi de üzerime uzanıp halen pompalıyordu. Sonra beni yan yatırdı, tek bacağımı havaya kaldırıp, öbür bacağımın üstüne oturdu ve o pozisyonda amıma yarrağını gömüp sikmeye başladı. Ben resmen orgazm üstüne orgazm olup, zevk denizinde yüzüyordum. Bir müddet sonra bacağımı indirdi ve beni tekrar sırtüstü yatırıp bacak arama girdi, amıma girip o kadar süratli gidip gelmeye başladı ki, herhalde o da boşalmak üzereydi. Bacaklarımı beline doladım. "Sik beni aşkım, sik beni erkeğim!" diye inliyordum. Fevzi kasılarak içime döllerini fışkırtmaya başlamıştı. Aslında içime boşalmasını istemiyordum, ama aldığım zevkten söyleyemedim bunu ona.
Fevzi'nin boşalması bitmiş, üzerime uzanmıştı, yarrağı halen içimdeydi ve sertliğinden birşey kaybetmemişti. Fevzi sonra doğrulup tekrar sokup çıkarmaya başladı. Ben şaşkın şaşkın bakarak, "Napıyorsun, boşalmadın mı sen?" dedim. Fevzi de, "Dur bakalım yavrum, daha yeni başladık!" diyerek dudaklarıma yapıştı, aynı zamanda da amıma pompalamaya devam etti. Hayran kalmıştım Fevzi'ye, kendi kendime (Keşke kocam da böyle sikseydi!) dedim. O gün aralıklarla Fevzi beni üç posta daha sikti.
Gece eve taksiyle döndüğümde hemen geceliğimi giyip yatağa girdim. Yaşadığım müthiş geceyi düşünürken uyuyup kalmışım. Sabah kocam eve geldiğinde, ben yorgunluktan yerimden kalkamadım. Kocam pijamalarını giyip yatağa gelerek, "Ne oldu aşkım, neyin var?" diye sordu. Ben de rahatsız olduğumu söyledim. "Aman kendine dikkat et, şu aralar Grip salgını var ortalıkta!" diyerek yanıma yattı ve uykuya daldı. İçimden (Sen zaten başka birşey bilmezsin ki!) diyerek, ben de ona arkamı dönüp uyudum. Ama neyseki sikicimi bulmuştum, iki günde bir gidip her pozisyonda kendimi siktiriyorum.
[Zeynep]
144 notes · View notes
incekizlarhardrocksever · 1 month ago
Text
sa tumblr halki simdi size cok önemli bi sorum var bi erkege hediye olarak ne alinir bakin bu cok ciddi bi soru
34 notes · View notes
arbrenu · 6 months ago
Note
Biraz da gündemden uzak kafa dağıtmalık bir soru gelsin aşko şimdi ben seni yaklaşık 3 yıl önce hgoi serisiyle tanıdım, kaleminde ciddi manada kendimi bulduğum için tüm serilerini okumayı düşünüyorum. Sence hgoi’den sonra hangi seriyle devam etmeliyim?
Tüm serilerim farklı türler ve farklı tarz aslında yani bir göz atıp hangisini canın çekerse onunla devam et hepsinin anlatacak gerçek bir hikayesi vardır sadece bunun garantisini verebiliyoruz……..
57 notes · View notes
sillagen · 3 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
22 Ekim | Salı | 24
Sabah erken saatlerde ilk karakol sonra Adli Tıp ve en son ortopedi derken günü bitirdik. Parmakları mor gibi oluyordu bazı zamanlar çok korkuyordum. Gidelim hastaneye bir an önce oldum. Sabah ilk kaza raporu için karakola gittik. Ordan hastaneye Adli Tıp raporunu tuttular her bir yara ve morlugu santim santim olctu fotoğrafını çekti. En son ortopediye gittik. Doktora "parmakları bazen mor gibi oluyor neden?" diye bir soru yonelttim. O da ayağını çok sallandırmayacak sürekli yüksekte tutacak dedi. Allah'ım afiyetle ve suhuletle eski sağlığına kavuştursun. Teyzem bizim için yemek yapmış gittim onu alayım dedim. Anneannem kapıyı açtı. Sürekli araba ile geldiğim için anneannem bir an şaşkınlık beni karşıladı yürüyerek geldiğimi görünce uzun yol sandığı için şaşkınlık ile "gadanız aliimm, ocaktan ırak 😲" tepkisi verdi. :D Kavun aldık bu sizin götür dedi. Ceviz, salça verdi. Kemik kaynatabilmem için teyzemin duduklusunu aldım. Kavunu yarın alayım artık dedim. Tamam gadasini aldığım dedi. Çok yol yürüyecek gibi beni yolcu etti. İki tane tabak kirletmis onu o sıra ben poşeti ayarlarken yikadı gözüme çok tatlı göründü çektim. Eve isim gücüm bitip yemek hazırlama faslına gelince ağlamaya başladım. Genel olarak hayatımın gidişatına ağlamaya başladım. O sıra annem aradı. Onunla konuşurken de ağladım kendim hakkında düşüncelerimi dile getirdim. İki saat geçmeden beni görüntülü aradı yüzüne bakayım diye benim adıma korkmuş. Neden canını böyle sıkıyorsun sıkma dedi denerim inşallah dedim. Canımın şu sıra gram kıymeti yok kıyma makinesine koyup çekiyorum. Mutsuzum aşırı mutsuzum. Durmadan ağlıyorum insanlar beni anladığını iddia ediyor kimsenin anladığı falan yok. Televizyon izlerken yemegimi yedim. Turkish bowl budur kardeşim. Evi toplamam lazım ancak yarın toplanır gibi. Karanlıkta oturmuş canımın kıymeti yok şeklinde canımı yine sıkıp ağlayacakken kuzenim disarda kahve içelim dedi. Farklılık ve değişiklik olsun diye kabul ettim. Twette dediği gibi kendimi ve hayatımı düşündükçe gözüme ilişen,canimi sıkan ve ağlatan bunalıma sokan her bir konunun pacami mi tutusdurgunu yoksa aydınlık mi olduğunu çözemiyorum. Ciddi olarak keyifsizim yasamak için yaşıyorum. Bu durum annemin de canını sıkıyor benim adıma korkuyor. Canını sıkma diyene denerim diyorum hakikaten deniyorum ama olmuyor. Genel olarak tükendim.
31 notes · View notes
erkeknefreti · 3 months ago
Text
simdi erkekler biriyle ciddi dusunuyorsa ileride cocugunun adini ne koyardin gibi soru mu soruyolarmis bak sen sunlara
13 notes · View notes
halimecan · 2 months ago
Text
Tumblr media
Sanat ve Toplumun Değeri Üzerine Bir Sorgulama
Son yıllarda, özellikle milli bayramlar gibi toplumsal birlikteliğin ve milli bilincin pekiştirildiği özel günlerde sahneye çıkan sanatçılara belediyeler tarafından ödenen yüksek ücretler tartışma konusu olmaya başladı. Birçok kişi, bu tür etkinliklerde sanatçılara ödenen astronomik rakamların, sanatın ve toplumun değerleriyle ne kadar örtüştüğünü sorguluyor. Pek çok sanatçı, ülkesinin en özel günlerinde sahne alırken, bunun karşılığında büyük ücretler talep ediyorsa, bu soruya yanıt aramak kaçınılmaz hale geliyor.
Öncelikle, sanatçılar da birer profesyonel olarak bu dünyada emek veriyorlar ve emeklerinin karşılığını almak istemeleri, doğal bir hak. Sahneye çıkmak, bir konser vermek, özellikle büyük organizasyonlarda yer almak, ciddi bir hazırlık ve planlama gerektirir. Bir sanatçının başarılı bir performans sergileyebilmesi için yıllarca süren birikim, disiplin ve eğitim gereklidir. Ancak burada bir soru beliriyor: Milli bayramlar, bir ulusun kimliğinin, kültürünün ve değerlerinin kutlandığı, toplumsal birliğin pekiştirildiği günlerdir. Peki, bu özel günlerde, bu kutsal değerlerin bir parçası olmak için sanatçılar sadece parayla mı motive edilmelidir?
Milli bayramlar, devletin ve toplumun bir araya geldiği, herkesin ortak bir paydada buluştuğu zaman dilimleridir. Bu tür etkinliklerde sahne alacak sanatçılar, genellikle bu bağlamda topluma hizmet etmeyi, bir ulusal bilincin parçası olmayı hedefler. Bu noktada, "Bir gün olsa, sadece teşekkür etmek için sahneye çıksalar" gibi bir düşünce doğabilir. Çünkü bu etkinliklerde sanatçılar sadece kendi şöhretlerini değil, aynı zamanda halkın, dinleyicilerinin, izleyicilerinin desteğiyle var olurlar. Onların takdiri, sanatçının değerini artırır; sahneye çıkmak bir tür karşılıklı saygı ve teşekkürdür. Bu, sanatçının bu özel günlerde parayla ölçülmeyecek bir anlam taşımasını sağlamalıdır.
Ancak günümüzde sanatçıların milli bayramlarda aldıkları yüksek ücretler, çoğu zaman bu değerleri gölgelemiş gibi görünüyor. Belediyeler, çoğu zaman bir etkinlik düzenlerken, büyük bütçeler ayırır, ünlü sanatçılara büyük paralar ödeyerek bu etkinliklerin başarısını garanti altına almak isterler. Bu, organizasyonel anlamda anlaşılabilir bir durum olabilir. Ancak bu noktada sorgulanan şey, "Sanatçıya bu kadar büyük paralar ödemenin, ulusal bir bayramda ne kadar anlamlı bir karşılık bulduğu" sorusudur.
Evet, sanatçıların emekleri değerli ve onları motive etmek için maddi ödüller verilebilir. Ancak milli bayramlar gibi özel günlerde, toplumun birliğini pekiştiren, halkı bir araya getiren bu etkinliklerin maddi kaygılardan daha çok manevi bir anlam taşıması gerektiği de unutulmamalıdır. Bir sanatçının, sahneye çıktığında sadece kendisi için değil, tüm toplumu için söylediği şarkılar, seslendirdiği eserler, birleştirici bir güce sahiptir. Her bir notada, her bir sözde, bir ulusun ortak duygusu ve kimliği yankı bulur. Bu duygunun değerini bir gün için değil, sürekli olarak hissetmek ve yaşatmak, sanatı ve sanatçıyı, sadece ticaretin bir aracı olarak görmekten daha önemli olmalıdır.
Sonuç olarak, belediyelerin milli bayramlarda sanatçılara ödediği büyük paralar, aslında sanatın gerçek değerini tartışmaya açan bir konu olmalıdır. Sanatçıların sahnede olmasını, halkla buluşmasını takdir etmek ve bunun maddiyatla ölçülmeyen bir değer taşıdığını hatırlamak gerekir. Toplumun her bireyi, bu etkinliklerde sahneye çıkan sanatçılara minnettarlıkla bakmalı, aynı zamanda sanatın ve kültürün sadece parayla değil, gönül birliğiyle büyüyeceğini unutmamalıdır.
11 notes · View notes
yasamasancisi · 8 months ago
Note
lez misin ciddi soruyorum dalga geçme tanımıyorum seni
arkadaslar sayamadigim kadar cok geliyor bu soru DEGİLİM yeter artık cidden ama yoruldum yani, kayrayla yıllardır arkadasiz dostum hatta kız kardesim gibi cok seviyorum ve kendimizce egleniyoruz niye böyle anlasiliyor aglicam simdi
17 notes · View notes
karlkarlovichklaus · 8 months ago
Text
Elementlere baktığımda yüzüme yayılan gülümseyiş hiç eksilmezken şimdi ciddi anlamda içim yanıyor. Onu gördüğümde de üzülüyorum, onu görmek ve görmemek istiyorum. İkisi aynı anda nasıl olur bilemiyorum. Sabahlarımı güzelleştiren bir "Günaydın." mesajı bile alamayacağım, son bir "Kendinize iyi bakın." dileğiyle veda edeceğim. Her aklıma bir anısı geldiğinde onları kendime daha da hatırlatıp hem dertleneceğim hem de mutlu olacağım. Ona hiçbir zaman tam olarak bile sinirlenemedim, sinirlensem bile bu çok kısa sürdü. İstesem bile yapamam. 6 Aralık'ı hatırlıyorum, ne kadar da mutluydum. İlk defa tek başıma soru götürmüştüm ona. Ama şimdi.. 29 Mayıs. Aradan 4-5 ay geçmiş. O 4-5 ay içerisinde kendimi ifade edebilme konusunda fazlasıyla geliştirdim ve artık onunla istediğim gibi konuşabiliyorum. Ama ben ona olan utangaçlığımı yeni yenmişken o sadece gidiyor. O da üzülüyor, hali hiç iyi değildi. O kadar değişik hissettim ki, başta algılayamadım bile. Algıladığımda da "Algılamasaydım keşke." dedim. Her sınıfa girdiğinde o kadar heyecanlı oluyordum ki, derslerde çok canlıydım ve saate çok az bakıyordum. Çünkü dersler eğlenceliydi. Beni daha da mahveden şarkılar değil, modumu yükseltecek şarkılar dinlemeye çalışıyorum. Gülüyorum ama ortada komik bir durum olduğu için değil. Ona "İyi seneler." dileklerinde bulunduğum zaman senemin mutlulukla geçmesini dilemişti. Bu mesajlara da her baktığımda mutluluk duyuyorum. Ama güzel bir sene geçiyor gibi görünmüyor. Yarın da ağlayacağım gibi geliyor. Karne gününe son 16 gün.. 16 günümün 16 hafta gibi geçmesini isterdim. Geçmişi tekrardan yaşayabilmeyi de isterdim. Ama sanırım bundan sonra geleceğe odaklanmalıyım. Yine de unutamayacağım anılar biriktirdiğim için şanslıyım. Okulda görüşürüz, Rutenyum.
15 notes · View notes
sikintiyiim · 1 year ago
Text
hayatımdaki herkesi çıkarıp yeni bir çevre edinmem maks kac ayimi alir ciddi soru
62 notes · View notes