#ceviz ağacı
Explore tagged Tumblr posts
deniz-mehtap · 10 months ago
Text
"Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında."
375 notes · View notes
andreytarkosvky · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
8 notes · View notes
cemyafilmarsiv · 8 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Uzun zamandır, neden Gregor Samsa gibi bir sabah böcek şeklinde uyanmıyorum diye hayıflanıyorum. Belki o zaman her şeye karşı daha kayıtsız, insanların ayakları altında ezilirken daha gamsız olabilirdim. Hem böylece onları ileride yaptıklarından doğacak vicdan azaplarından kurtarabilirdim. Ne de olsa epi topu ezdikleri bir böcek olacaktım. Suçum ne bilemiyorum.
Neden şimdi bir böcek bile olamıyorum ben.
Ceviz Ağacı
4 notes · View notes
bulancakajans-blog · 1 year ago
Text
Üçüncü Mekân Film Günleri Sona Erdi.
Kale Mahallesi’nde bulunan Tarihi Millet Bahçesi’nde organize edilen etkinlikte Yılanların Öcü, Ceviz Ağacı ve Gelin adlı filmler de izleyicilerle buluştu. Etkinlikte ayrıca çeşitli konularda söyleşiler ve atölyeler gerçekleştirildi. Vatandaşların yoğun katılım gösterdiği ve büyük bir ilgi içerisinde geçen etkinliğe katılanlar keyifli vakit geçirdi. Üçüncü Mekân Film Günleri’nin son gününde…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
tuzcularisin · 2 years ago
Text
Tepedeki Mabet
Zümrütten yapılmış bir aynaya benzeyen gökyüzünü, bir örtü gibi beyaz bir bulut kaplamıştı. Güneşin ışınları, kibar ve nazlı bir kadının güzelliğinin parıltıları gibi her yeri aydınlatıyor ama yakmıyordu. Sık yapraklı ağaçların gölgeliklerine yaslanıp uzanan çimenlerin, çevrelerini küçümser gibi bir duruşları vardı… -Abla son durak… Kitaptan başımı kaldırıyorum şaşkın, Üsküdar’dan bindiğim…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
insanzee · 5 months ago
Text
Beni engelleyenlerin şerefine bu ağacın altında içilmez mi beya🙂🍷
Tumblr media
Sizi meze yapacaktım da bu doğal mezeye dua edin😉
Kadehimi tüm şerefsizlerin şerefine kaldırıyorum. Sağlığınıza, pardon şerefinize so.....m🍷🥂🎶 öpüldünüz😘😘😘
37 notes · View notes
tarimmemleketi · 1 year ago
Text
1 note · View note
sapsalkedi · 1 month ago
Text
ve ceviz ağacı bütün yapraklarını döktü .
kışa hazır bir ağaç tanıyorum , giyinmiş öz suyunu dallarına , bekliyor ilk kar atımını...
13 notes · View notes
isimsizyildiz · 4 months ago
Text
Hani 'kozları paylaşmak' diye bir deyim var ya şu andaki günlük kullanımı mücadele etmek, güçlerini karşılaştırmak şeklinde. Bu söz aslen Kastamonu'da çıkmış. Koz dediğimiz şey cevizmiş. Ve bir zamanlar 2 köyün kimin tarafında belli olmayan bir ceviz ağacı olduğu için de cevizler ortak toplanır ve köy meydanına getirilip paylaşırlarmış. Ancak sürekli paylaşılma esnasında eşit dağıtılmadığı iddia edilir ve kavga çıkarmış. Bu kavgalar artık ünlenip ceviz toplama zamanı köy halkını heyecan kaplarmış. Ergenliğe ermiş, eli sopalı delikanlılar cevizlerini korumak amacıyla meydan yolunu tutarlarmış. Yıllar boyu süren bu hasat zamanı koz paylaşma günü olmuş. Fakat hiçbir zaman gerçekten cevizleri paylaşmak için değil bu çaba. Hep bir üstünlük göstergesi. O yıl belki kilo bakımından daha az ceviz de alsalar karşı köydeki gençleri daha fazla pert ederlerse sevinerek evlerine dönüyorlar. Hatta o dönemki anneler oğullarının yetişkinliğini vurgulamak için “Benim oğlum koz paylaşacak yaşa geldi.” şeklinde izah ederlermiş. Uzun lafın kısası bu kozları paylaşmak deyimin orijinali bir savaş değil barış işareti. Sonuçta ceviz bölüşmek bir paylaşım işi. Fakat çoğu olayın sonu gibi bu da insanın kendini karşısındakinden daha üstün bir konumda görmek istemesiyle bitiyor. Şu an aslında birçoğunun çıkış noktasını, hikayesini bilmesek de ya da farkında olmasak da deyimler, atasözleri bize çok şey anlatıyorlar. Sadece biraz kulaklarımızı dikleştirmek yeterli.
7 notes · View notes
meeddusa · 8 months ago
Text
Gülhane parkında ceviz ağacı yokmuş
13 notes · View notes
bilgehangood · 17 days ago
Text
Şimdi herkes Kavak ağacı
2 notes · View notes
cemyafilmarsiv · 8 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
3 notes · View notes
grkmmm · 20 days ago
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
ziyapasa-01 · 11 months ago
Text
Okumanızı Tavsiye Ediyorum.
DELİCE..
1951-1952 yıllarında İspanya Hükümeti, Türkiye’den çok yüksek miktarda odun kömürü satın almak istiyor. O güne kadar İspanya’ya yapılan ihracat kalemleri arasında yer almayan bu talebin bir de özel şartı vardı:
Kömürler İskenderun'dan Saroz Körfezi'ne kadar Akdeniz ve Ege sahillerinde doğada kendiliğinden yetişen *"delice"* ağacından elde edilmesi isteniyordu. ! İstek dönemin Hükumeti tarafından yüksek getirisinden sevinçle karşılanıyor,
ülkemizde bol miktarda bulunan delice kömürü ihraç edilmeye başlanıyordu. Görgü tanıklarının anlattıklarına göre, limanların üzeri gemi yüklemeleri sebebiyle kara bir bulut ile kaplanıyor göz gözü görmüyordu! O yıllarda Ankara'da görev yapan
ABD Ticaret Ataşesi, dönemin Dış işleri Bakanı'na ihraç edilen kömürün İspanya tarafından nasıl değerlendirildiği ya da nerelerde kullanıldığını araştırıp araştırmadıklarını soruyor. Aldığı cevap, getirisinin önemli olduğu, nerede kullanıldığının Türkiye'yi ilgilendirmediği şeklinde oluyor.
Bunun üzerine ataşe konuyu kendisi araştırıyor ve otoyollarda dolgu malzemesi olarak kullanıldığı bilgisine ulaşıyor. Bununla yetinmeyip ABD'de tanıdığı mühendislerden bilgi alıyor ve otoyolda kömür dolgunun bir yararı olmadığını öğreniyor.
Öğrendiklerini Bakan'a iletiyor, Türkiye'nin rahatsız olmadığını, gelirden dolayı memnun olduklarını söylüyor, konu kapanıyor... *Delice ağacının zeytin aşılamak için en uygun ağaç olduğunu bilenler Türkiye'ye oyun oynamışlardı.
Sonuç olarak İspanya dünyanın en büyük zeytinyağı ihracatçısıdır ve ne tesadüf ki aynı yıllarda Türkiye margarinle tanışmıştır.
NOT; Aşılanmamış zeytin ağacına "delice" denir. Marshall yardımlarıyla Ege ve Akdeniz bölgemizdeki milyonlarca zeytin ağacımız kökünden sökülerek gemilerle Avrupa'ya götürüldü. ABD bize bu ağaçların yerine milyonlarca kavak ve çam(çıra) fidanı verdi. Kavak ağacı memlekette alerjik hastalıklar başlattı. Çam ağacı ise bildiğimiz yağlı çıra idi.
Dağlarımıza ovalarımıza her yere diktik. Oksijenden başka hiç bir işe yaramayan bu ağaç, ülkemizin dağına bayırına dikilen saatli bomba oldular. Bu ağaçlar yandığı zaman kozalakları patlayarak yanar halde 200 metre uzağa fırlamakta oradaki çam ağaçlarını da tutuşturmaktadır.
Bugüne kadar kimi gördüysem yetkili yetkisiz, beyinli beyinsiz herkese anlattım. "ABD liler bizim ormanlarımızı çam (ÇIRA) ağaçlarıyla dolduruyor, bir kibrit çakmasıyla 100 savaş uçağının verdiği zararı veriyorlar.
Şimdi soruyorum size devletimiz bu çam ağaçlarının yerine zeytin, ceviz, badem, incir, sakız ağacı dikse hem bu ağaçlar kolay kolay yanmaz hemde köylümüze bir gelir olur. Hala çam dikiyoruz bıkıp usanmadan...!!!
≈=============
Türkiye Hükûmeti veya II. Menderes Hükûmeti, 9 Mart 1951 - 17 Mayıs 1954 tarihleri arasında görev yaptı.
Tumblr media Tumblr media
9 notes · View notes
ayazblog · 10 months ago
Text
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkında
Ne sen bunun farkındasın
Ne de polis farkında
18 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Mezar Taşlarında Başlık , Sembol ve Süslemeler
Kavuklar
Burma sanklı kavuk: XVI. ve XVII. asırlarda yoğun olarak görülen bu kavuk cinsine, padişah sandukalarında, sadrazam, vezirler ve üst seviye bürokrat kabirlerinde rasdanmaktadır.
Kallavi kavuk: Daha çok sadrazamların, vezirlerin ve üç ya da dört tuğlu paşaların taktığı kavuk türü olup 12 adet tespit edilmiştir. Gündelik hayatta yeri olmayan bu tören kavuklarının mezar taşlarında kullanımı tamamen semboliktir.
Mücevveze kavuk: Sarayda yüksek rütbelilerin tören kavuğu olan mücevveze kavak XVII. asırdan itibaren görülmektedir.
Örfi desarlı kavuk : Orta ve alt tabaka ulema tarafından kullanılan bu tür başlıklar zaman içinde yaygınlaşarak bir tarikata bağlı müridler tarafından kullanılır olmuştur.
Katibi Kavuk : Bu kavuk cinsini kullananlar hakkında kesin bir bilgi söylemek zordur. Ancak katiplerin kullandığı kavuk olarak maruf olduğundan katibi olarak adlandırılmıştır.
Fesler
1829 yılında Sultan II. Mahmud döneminde giyilmesi mecbur hale getirilen fes kırmızı renkli keçeden silindir şeklinde bir başlık türüdür. İlk olarak nerede kullanıldığı hakkında kesin bir şey söylemek zordur. Osmanlı’ya Fas’tan geldiği için fes adını alan bu başlık türü imal edildiği dönemin padişahının adına nispede Mahmüdi, Azizi, Mecidî veya Hamidi adlarını almaktadır. Fesin kenarında bir püskül sallanması da adettendi. Mahmudi ve onun devamı olarak da görebileceğimiz Mecidi fesin altı dar üstü genişçedir. Azizi fesin ise Mahmudi fesin tersine altı geniş üstü dar ve daha kısadır. Hamidi fes, yine alttan daha geniş ancak üstü azizi festen daha büyükçedir. Fes şapka kanunun kabul edildiği 1925 yılına kadar kullanılmıştır.
Fes her kesimden insanın kullandığı bir başlık türü olduğundan mezar taşları üzerinde yer alan feslere bakarak meslek veya sosyal sınıf ayrımı yapabilmek imkansızdır. Fesin kullanılmasıyla başlığa göre ortaya çıkan farklılıklar da kalkmış bulunmaktadır.
Tarikat Taçları
Tarikatlara ait başlıklar hazirelerde kendilerini hemen belli ederler. Mevlevilerin uzunca ve altta genişleyen başlığı bu gün en çok bilinen tarikat taçıdır. Mevlevi şeyhlerinin başlarında ise sikkenin alt kısmına dolanan destar görülmektedir. Bektaşilerin kullandığı on iki terkli Hüseynî ve dört terkli Edhemî taçlar da Mevlevi sikkeleri gibi ilk bakışta anlaşılabilirler. Diğer tarikat taçlarında ise başlığın üzerindeki dilim sayısı belirleyici olmaktadır.
Bayramîler altı terkli, Celvetiler ise on iki terkli başlık kullanmaktadırlar. Bunlardan başka Kadiri, Nakşî, Sünbuli gibi daha pek çok tarikat tacı mezar taşlarında başlık olarak yer almıştır. Melamiyye tarikatine mensub olanların mezar taşları diğer bütün taşlardan ayrı bir şekilde yapılmaktaydı.
Sembol ve Süslemeler
Ağaçlar
Hayat ağacı: Orta Asya kökenli bu ağaç en yaygın kullanılan ağaç motiflerinden biridir.
Servi ağacı: Elif harfi gibi uzun ve düz olduğundan vahdetin sembolüdür. Serviler rüzgarda sallanırken çıkardığı “Hu, Hu” sesiyle Allah’ı zikrettiğine inanılır. Yalnız Osmanlı’da değil hemen bütün Akdeniz kültürlerinde servi mezarlık ağacı olarak kullanılmıştır.
Hurma ağacı: Kabirde yatan kişinin hacı olduğuna işaret eder. Bol meyveleriyle canlılığı ve bereketi temsil eder.
Asma: Asma da tıpkı hurma ağacı gibi bolluk ve bereketi temsil eder.
Çiçekler
Lale: Ebced hesabıyla rakam değeri Allah ve hilal kelimeleriyle aynı olduğu için kutsiyetine inanılır.
Gül: Mezar taşlarında gerek şahide (baş) taşlarında gerekse ayak taşlarında ve başlıklarda sıkça kullanılan gül, Hz. Peygamber’in remzidir.
Sümbül: Halvetîliğin Sünbüliye kolunun sembolüdür.
Meyveler
Meyve sembolü ölümsüzlüktür. Zira dünya hayatının meyvesi ebedi cennet hayatıdır. Meyve geleceğin tohumunu da bünyesinde barındırır. Mezar taşlarında meyve tabağı içinde yer alan nar, armut, incir, üzüm erik kayısı ceviz limon hurma gibi meyveler hayat, bolluk ve bereketi temsil ederler. Bitkisel modflerin dışında kullanılan bazı sembolleri ise şöyle sıralayabiliriz:
Kandil: Anadolu mezar taşlarında çok görülen bu motif, mevtanın yolunu aydınlatıcı olarak düşünülmüştür.
Geometrik motifler: Kökü Orta Asya’ya bağlanan bu motifler kendi içlerinde sonsuzluk ve süreklilik gösterdikleri için Allah’ı hatırlatırlar
Hançer: Eyüpsultan’da birkaç örnekte gördüğümüz hançer motifi dünyayla ahireti birbirinden ayıran ölümü tasvir etmektedir. Eğer çocuk mezarları üzerinde görülürse bu genç yaşta hayattan ayrıldığını sembolize eder.
Osmanlı Devleti’nde özellikle XVIII. asnn sonu XIX. asrın başı itibariyle moda olan batı tarzı sanat anlayışı, kitap süsleme sanatından mimariye, musikiden mezar taşlarına kadar her alanda etkili olmuştur. Barok ve rokoko kıvrımlar, rumilerin, hatayilerin, geometrik süslemelerin yerini almıştır. Eyüpsultan da yaklaşık 450 seneye yayılan zaman diliminde mezar taşları görülebilir. Son iki yüz yılda daha fazla gömü yapılmasından dolayı son dönem baş tarzı süsleme anlayışı, Eyüpsultan hazirelerinin genel süsleme görüntüsünü oluşturmaktadır. Ancak bu süsleme anlayışı batıdan gelmişse de oradakilerin kuru bir taklidi olarak uygulanmamış, Osmanlı zevki içinde yoğrularak bu medeniyete has bir üslup kazanmışür.
20 notes · View notes