#burak bilgehan özpek
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kolektif – Modern Türkiye’de Kültür Savaşı (2023)
Kültür sathında etkili bir gerçeklik olarak kulturkampf (kültür savaşı), farklı ton ve derecelerde de olsa, çağdaş dünyadaki kamusal tartışmalara yön vermeye devam ediyor. Bu gerçeklik, modernleşme periyodunun erken evrelerinden itibaren laik ve muhafazakâr bloklar arası rekabetçi, keskin ve çatışmalı ilişiklere sahne olan Türkiye sathına geldiğimizde daha keskin ve rafine temsillerle karşımıza…
View On WordPress
#2023#Ahmet Tarık Çelenk#Aykut Sığın#Ayşe Deniz Ünan Göktan#Burak Bilgehan Özpek#Buşra Çelik#Elif Gençkal Eroler#Emrah Yağmurlu#Gün Zileli#Hacı Çevik#Modern Türkiye’de Kültür Savaşı#Necmettin Doğan#Nika Yayınevi#Ural Manço#Volkan Ertit#İrfan Özet
0 notes
Text
Burak Bilgehan Özpek: İktidar gidince, kamudakiler maaşlarını AKP'den almalı
Burak Bilgehan Özpek: İktidar gidince, kamudakiler maaşlarını AKP’den almalı
Burak Bilgehan Özpek: İktidar gidince, kamudakiler maaşlarını AKP’den almalı… Burak Bilgehan Özpek, özellikle son dönemde polisin partizanca hareket ettiğini, kamuya atananların kurallara göre değil de mülakat komiteleri tarafından partizanca seçildiğini belirterek “Bence iktidar gidince, kamudakiler maaşlarını AKP’den almalı” dedi. “Kriz dönemlerinde sorumluluğunu yerine getiremeyerek…
View On WordPress
0 notes
Link
0 notes
Text
1 note
·
View note
Text
Burak Bilgehan Özpek: Erdoğan'ın rayından çıkmasının nedeni hem aşırı halk desteği, hem de aşırı halk nefreti
Burak Bilgehan Özpek: Erdoğan'ın rayından çıkmasının nedeni hem aşırı halk desteği, hem de aşırı halk nefreti
TOBB Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burak Bilgehan Özpek, Türkiye’de şahsiliğin son dönemde giderek bütün kurumları etkisi altına aldığına ve kurumsallaşmada yaşanan zaaflara işaret ederken, “Erdoğan’ın rayından çıkmasına sebep olan şey aşırı halk desteği evet, ama aynı zamanda aşırı halk nefreti” dedi.
Gazete Duvar’dan İslam Özkan’a konuşan Özpek, “Türkiye’de yeni rejimin adını ‘popülist…
View On WordPress
0 notes
Video
youtube
Medyascope TV – Güne Bakış – Burak Tatari & Gökçe Çiçek Kösedağı & Burak Bilgehan Özpek – 12 Şubat 2019
0 notes
Text
Ot
Ot Burak Bilgehan Özpek İndie Yayınları
“Hayatımın en özgür günleriydi çünkü çok mutluydum. Biliyorum beni sevmeyeceksiniz bu kadar mutluluk budalası olduğum için. ‘Hayatımın en mutlu günleriydi çünkü çok özgürdüm’ gibi kahramanca fakat samimiyetsiz bir cümleyle kendimi ifade edebilirdim ama gerçek bu değildi. Tamamen ona bağımlıydım ve onun ilgisi beni mutlu ediyordu. Açıkçası özgür olmak umurumda bile değildi çünkü mutluluk, neden var olduğumu ve var oluşumun amacının ne olduğunu anlamam için bana yardımcı oluyordu.”
devamı burada => https://goo.gl/v5t3fC
0 notes
Text
Liber+ Sayı:6 Kasım-Aralık 2015 Kitabı pdf indir pdf indir
Liber+ Sayı:6 Kasım-Aralık 2015 Liber+ 6. sayısıyla 1. yılını dolduruyor. Derginin bu sayısında Türkiye özelinde sol düşüncenin tekelinde palazlanan konulardan biri olan feminizm işlendi. “Liberter Feminizm” dosyasında konuya liberal bakış ve eleştiriler dile getirildi. Dosya kapsamında, Mehveş Görkem Göçmen “Feminizme Özgürlükçü Bir Alternatif: Liberteryen Feminizm”, Feyyaz Yıldırım “’Delikanlı’ Feminizm”, Ülkü Doğan “Feminist Liberallere Duyulan İhtiyaç Üzerine”, Aslı Gökçe Seven “Evlilik ve Evli Kadının Kimliği Üzerine”, Tuna Saral “Piyasanın Cinsiyeti”, Sibel Güçlü “Liberteryenizmin Kadın Öncüleri” yazıları ve Wendy Mcelroy’un “Unutulmuş Akım: Bireysel Feminizm” yazısı Rukiye Turan ve Enes Karaca çevirisiyle dergide yer aldı. Dergide ayrıca Sevan Nişanyan’la ssert eleştirilerinin yer aldığı bir röportaj yapıldı. Nişanyan politik gündeme dair görüşlerini açık gönüllülükle bizlerle paylaştı. Dosya haricinde, Barış Tersaçı “Somali: Liberteryen Ütopya mı?”, Serkan Kiremit “Kendiliğinden Doğan Yıkım: Kitlelerin Bilgeliği”, Kaan Doren “Piyango Usulü Mültecilik”, Mehtap Söyler “1990’lı Yıllarda Ne Olmuştu?”, Yusuf Ertuğral “Liberal Milliyetçilik, “Kürdistan Halkı İçin Özyönetim Talebi ve İskoçya Karşılaştırması”, Doğan Gürpınar ve İlkan Dalkuç “Kimin Hakkında Konuşamıyorsan Asıl Güç Ondadır”, Burak Bilgehan Özpek “Bir Zamanlar Anadolu’da: 7 Haziran’dan 1 Kasım’a Türk Siyaseti” Yazılarıyla dergide yer aldılar. Ayrıca Mona Charen’in “Kampüslerdeki Tecavüz Konusunda Sağ ve Sol’un Anlamadığı” yazısı Mustafa Badin çevirisiyle okurla buluştu. Liber+ 1. yılını doldururken üzerine düşeni yapma gayretine devam ediyor. Ey okur sen ne durumdasın?
Liber+ Sayı:6 Kasım-Aralık 2015 Kitabı pdf indir pdf indir oku
#Liber+ Sayı:6 Kasım-Aralık 2015 kitabı pdf indir#Liber+ Sayı:6 Kasım-Aralık 2015 pdf oku#Liber+ Sayı:6 Kasım-Aralık 2015 ücretsiz indir#Liber+ Sayı:6 Kasım-Aralık 2015 ücretsiz pdf indir#Diğer
0 notes
Photo
Can Acun: Temel hedef, İhvan’ın tamamen bölgeden sökülüp atılması ve Türkiye’yi izole etmek: Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Burada temel hedef, İhvan’ın tamamen bölgeden sökülüp atılması. Hamas’ın tamamen etkisizleştirilmesi, mümkünse Gazze’nin kontrolünün tekrardan Fetih hareketinin kontrolüne geçirilmesi. Türkiye’nin izole edilmesi ve İran’a karşı yapılacak hamleler. dedi. Acun, 21 Mayıs’ta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da ABD Başkanı Donald Trump’ın da katıldığı bir uluslararası toplantıyı hatırlatarak, Riyad zirvesinden sonra bazı gelişmeler yaşandı.Öncelikle Katar resmi haber ajansının hacklenmesi ve Katar Emiri ağzından bazı sahte mülakatların buraya servis edilmesiyle başlayan bir medya kampanyası vardı. Bunun arkasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin olduğu anlaşılıyordu. Katar’a yönelik adeta bir linç kampanyası başlatmışlardı. Nihayetinde tam bir tecride şu anda dönüşmüş durumda. değerlendirmesini yaptı. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bölgesel vizyonları, Trump yönetimi ve İsrail ile oluşturdukları eksenin Katar’a karşı bir hamle yaptığını iddia eden Acun, şöyle konuştu: Filistin meselesi, Hamas’ın durumu, Müslüman Kardeşler ve Katar’ın Türkiye ile çok yakın ilişkileri bir şekilde bu ekseni rahatsız eden unsurlardı. Bu anlamda yine İran meselesi önemli, Riyad zirvesinde Körfez ülkeleri İran’ı tam anlamıyla izolasyon ve tecrit altına alma kararı almışlardı. Ama Katar’ın bu eksenin dışında kaldığı görünüyordu. Katar, Riyad Zirvesi’ne görüntü itibariyle katılmıştı. Emir ile Kral Selman arasında yakın bir ilişki görünmekteydi ama arka planda bu mücadeleler devam etmekteydi. Körfez ülkeleri, özellikle Suudi Arabistan ve Trump yönetimiyle ilişkilerini tekrardan sağlamlaştırıp kendilerini garanti altına aldıklarını hissettikleri bir anda düğmeye bastılar ve Katar’a yönelik bir operasyon gerçekleştirdiler. Buna Mısır gibi Yemen gibi kendi güdümlerinde olanlar, bu hamleye katılmış oldular. SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Katar’ı tamamen boyunduruk altına almak ve kendi eksenlerine dahil etmek istediklerini savunarak, şunları söyledi: Bölgede Katar’ın değişimini destekleyen vizyonu bir kenara bırakarak, kendileriyle birlikte mutlak anlamda hareket etmesini istiyorlar. Türkiye’yle bu kadar yakın ilişki kurmasından ve özellikle Türkiye’nin Katar’da bir askeri üs kurmasından da bu eksen, ciddi anlamda rahatsızdı. Yine Katar’ın, Hamas’la olan ilişkisini ve desteğini tamamen bitirmesini, Yemen’de ve diğer bölge meselelerinde kendileriyle paralel hareket etmesini istiyorlar. Dolayısıyla bu anlamda bir hamle gerçekleştirmiş durumdalar. Acun, Katar’a yönelik bu hamlenin Türkiye’yi rahatsız edebileceğini dile getirerek, Katar’ın Türkiye’nin en önemli müttefiklerinden biri olduğunu söyledi. Acun, bölge vizyonu ile karşılıklı ilişkiler açısından iki ülkenin yakınlığına dikkati çekti. Katar’a karşı yapılan hamlenin üç hedefi var Türkiye’nin son dönemde Suudi Arabistan’la da ilişkilerinde bir normalleşme süreci yaşandığını ifade eden Can Acun, Türkiye’nin doğrudan veya başka bir sebeple Suudi Arabistan ve diğer körfez ülkelerini karşısına alacağını zannetmediğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: Ama daha dengeli bir şekilde yaklaşarak ve Katar’la olan iyi ilişkilerini devam ettirerek mümkünse bir ara bulucu rolü oynamaya çalışabilir. İran ise bu meseleden en fazla karlı çıkan ülke konumunda. Aslında körfez ülkeleri böyle hamle yaparak, Katar’ı daha fazla İran’a itmiş oluyorlar. Jeopolitik açıdan meseleye baktığımızda Katar’ın kuzeye doğru açılabilmesi Türkiye ve Avrupa’ya açılabilmesi için İran’ın hava sahasına ihtiyacı olduğu görülüyor. Nitekim İran ve İran güdümünde hareket eden ülkeler de bu anlamda Katar’a yönelik açıklama yapmaya başladılar. Bu durumu Katar’ın kendilerine yaklaşması için bir fırsat olarak gördüklerini şu an da görüyoruz. SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Katar’a yönelik bu diplomatik yaptırımın ne anlama geldiğini konusunda ise şunları kaydetti: Burada temel hedef şu; İhvan’ın tamamen bölgeden sökülüp atılması. İki, Hamas’ın tamamen etkisizleştirilmesi. Mümkünse Gazze’nin kontrolünün tekrardan Fetih hareketinin kontrolüne geçirilmesi. Türkiye’nin izole edilmesi ve İran’a karşı yapılacak hamleler. Suriye meselesi de burada önemli aslında. Suudi Arabistan, Suriye’de artık önemli bir aktör konumunda değildi. Ama Katar’ın bir şekilde elimine edilme çabası, Katar’ın ve Türkiye’nin desteklediği Suriyeli muhalifleri de daha zayıflatacak bir rol oynayabilir diye düşünüyorum. Ama tabii Katar’ın bu hamleye karşı ne yapacağı nasıl bir siyaset izleyeceği de burada önemli. Ortadoğu, ulus aşırılık ya da küreselleşme olgularını yanlış anlamış bir coğrafya TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burak Bilgehan Özpek, Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Yemen’in, Katar ile diplomatik ilişkilerini sonlandırmasına ilişkin, Yeni dönemde Ortadoğu devletleri, ulus aşırı hareketlerin finansmanını sağlayan Katar’a karşı bir cephe alma pozisyonuna girdiler. Yeni dönem Ortadoğu politikası da böyle şekillenecek. dedi. Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Yemen’in Katar ile diplomatik ilişkilerini kesmesini yorumlayan uzmanlar, Ortadoğu’da yeni bir dönemin başladığını belirtiyor. Özpek, Ortadoğu’daki çatışma hattının artık değişmek üzere olduğunu, mezhep temelli çatışma hattının, artık daha farklı bir temele oturmasının söz konusu olduğunu söyledi. Ortadoğu devletlerinin ulus aşırı hareketlerin finansmanını sağlayan Katar’a karşı bir cephe alma pozisyonuna girdiğini anlatan Özpek, şöyle konuştu: Ortadoğu, ulus aşırılık ya da küreselleşme dediğimiz olguları son derece yanlış anlamış bir coğrafya. Burada murat edilen, rahat ekonomik işlemlerin yapılması ve bir iş birliğinin üretilmesi ama Oratadoğu coğrafyasına geldiğimiz zaman, ulus aşırılık kavramı çatışmaya hizmet etmekten başka bir işe yaramadı. Kimlik dediğimiz olgu, Suriye’deki çatışmaların ana eksenini belirledi. Ulus aşırı sermaye dediğimiz konu, savaşın finansmanında kullanıldı. Son derece kirli bir sermaye dolaştı Ortadoğu’da. Dolayısıyla, ulus aşırılık aşınması olgusu, Ortadoğu’daki sorunların temelini oluşturuyor. Bu ulus aşırı bağlar, mesela Mısır’daki Müslüman Kardeşler hareketine destek verme ya da Türkiye’deki iç siyasete müdahil olma, Suriye meselesine müdahil olma gibi tutkuların kaynak ülkelerinden birisi de Katar oldu. Yeni dönemde Ortadoğu devletleri, ulus aşırı hareketlerin finansmanını sağlayan Katar’a karşı bir cephe alma pozisyonuna girdiler. Yeni dönem Ortadoğu politikası da böyle şekillenecek. https://www.haberdex.com/turkiye/Can-Acun-Temel-hedef-Ihvan-in-tamamen-bolgeden-sokulup-atilmasi-ve-Turkiye-yi-izole-etmek/398921?utm_source=Tumblr&utm_campaign=398921&utm_medium=sosyal
0 notes