#bungou stray dogs türkçe
Explore tagged Tumblr posts
life-crazy · 6 months ago
Text
Tumblr media
ADA, Port Against the Mafia but child version🖤
>The work is not mine, I don't know who the real artist is.<-
246 notes · View notes
bungoustraydogs-tr · 1 year ago
Text
Bungou Stray Dogs: Dazai, Chuuya, 15 Yaş Manga 7. Bölüm
<Önceki bölüm
Sonraki Bölüm>
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
64 notes · View notes
zahirevliyasi · 6 months ago
Text
Tumblr media
10 notes · View notes
marie-y · 5 months ago
Text
"Bu yazı sana ne zaman ulaşır.. hiçbir fikrim yok. Hatta şu an nerede olacağım.. Eh onu da bilmiyorum. Odandaki ışıkları kapa ve gökyüzüne bak. Bu mektuptaki her bir kelime yıldızdır. Böyle düşün.. Her bir kelime parıldıyor, gökyüzünü aydınlatıyor ve hepimize bir umut oluşturuyor. Koyu lacivert rengi gökyüzü gözündeki harikalığına ulaşamıyor. Sen gökyüzünün değil, gökyüzü senden almış rengini. O güzel ellerinin mektup yazmadan önce günlüğüne taslak hazırlayan her kelimenin hayatını aydınlatmasını istiyorum.. Belki de yeniden görüşürüz ha?" ─── ⋆⋅☆⋅⋆ ── Bsd animesine ait olan karakterlerle wattpadde, "Soukoku" hikayesi.
6 notes · View notes
sskk-ao3feed · 1 year ago
Text
Porselen
read it on AO3 at https://ift.tt/h7udeG8 by Amyx_7 !BU BIR ÇEVIRIDIR! Etiketleri okumanız rica edilir. Şimdi ise sanki etraf kararmışcasına gülümsemesi uzadı. "Ve kırıldığın zaman insanlara zarar veriyorsun." Bir anda bileği serbest kaldığında içinde kaldığı hipnotize edici etkiden kurtuldu. Artık karşısındakinin sözleri onu kızdırmaya başlıyordu. Yada, Alternatif bir evrende, Atsushi ve Ryuunosuke etkileşir girer. Alternatif bir evrende, Port Mafyası için çalışıyorlar. Alternatif bir evrende Atsushi'ye Osamu Dazai'nin Yerine Geleni denir. -Orijinal- Porcelain Words: 656, Chapters: 1/1, Language: Türkçe Fandoms: 文豪ストレイドッグス | Bungou Stray Dogs Rating: Teen And Up Audiences Warnings: Graphic Depictions Of Violence Categories: M/M Characters: Akutagawa Ryuunosuke (Bungou Stray Dogs), Nakajima Atsushi (Bungou Stray Dogs) Relationships: Akutagawa Ryuunosuke/Nakajima Atsushi (Bungou Stray Dogs) Additional Tags: Mentioned Dazai Osamu (Bungou Stray Dogs), Blood, Major Character Injury, Fights, Unhealthy Relationships, Angst, Port Mafia (Bungou Stray Dogs), Port Mafia Member Nakajima Atsushi (Bungou Stray Dogs), Not Beta Read read it on AO3 at https://ift.tt/h7udeG8
0 notes
ao3feed-fyozai · 1 year ago
Text
The Sinner Without An Ability
read it on the AO3 at https://ift.tt/y3Eb1Hx
by Nyannzai
Fyodor, Dazai'ın yeteneğinin gerçek değerini görüyor.
Words: 1206, Chapters: 1/1, Language: Türkçe
Fandoms: 文豪ストレイドッグス | Bungou Stray Dogs
Rating: Explicit
Warnings: Creator Chose Not To Use Archive Warnings
Categories: M/M
Characters: Fyodor Dostoyevsky (Bungou Stray Dogs), Dazai Osamu (Bungou Stray Dogs)
Relationships: Dazai Osamu/Fyodor Dostoyevsky (Bungou Stray Dogs)
Additional Tags: Bottom Dazai Osamu (Bungou Stray Dogs), Top Fyodor Dostoyevsky (Bungou Stray Dogs), Unrealistic Sex, Biting, Blood, Dazai-Typical Suicide Mentions (Bungou Stray Dogs), No Longer Human | Dazai Osamu's Ability (Bungou Stray Dogs), Ambiguous/Open Ending, Religious Discussion, Bittersweet, Explicit Language, Enemies and Lovers
read it on the AO3 at https://ift.tt/y3Eb1Hx
1 note · View note
cathely-chan · 2 years ago
Text
BSD Manga 102.5. Bölüm
İnsanlığın Ötesindeki Kötü Alemler 1.2. kısım - Türkçe çeviri
Bu özet yazısını İngilizce olarak @popopretty yazmış, İngilizceden Türkçeye ise benim tarafımdan çevrilmiştir. Orijinal yazı için tıklayın.
Mangada güncel olmayanlar için,
⬇️ SPOİLER ⬇️
Akutagawa, Aya ve Bram'ı kamyonda saklanırken bulur. Kafasında "Bram'ı çalanı öldür" emrinin yankılandığını duyar ve Rashomon'u Aya'ya yöneltir. Rashomon'un bir şeyi kestiği görülüyor ama henüz kim veya ne olduğunu bilmiyoruz.
Tumblr media
“Yardım edin...!”
Bu sırada Fukuchi, Teruko'dan Tecchou'nun yenildiğini öğrenir. Teruko'ya böyle büyük bir havaalanında düşmanları bulmanın zor olduğunu, bu yüzden onları aramak için bir "soruşturma uzmanı" göndereceğini söyler. Teruko bunun kim olduğunu sorar ve Fukuchi kendisi olduğunu söyler.
Fukuchi havaalanında dolaşmaya başlar. Havalimanının alanı 256 parsele bölünmüştür ve hepsini kontrol etmesi gerekmektedir. Yürürken önündeki duvarda "A1 x" yazan bir işaret görür ve Dedektiflik Ajansının A1'de olmadığını hemen anlar. Bunu yapabiliyor çünkü gelecekteki benliği A1 alanını kontrol etti ve sonucu Amagozen kılıcını kullanarak "geçmişe" (şimdiki Fukuchi'ye) gönderdi. Bu işlemi tekrarlayarak, tüm havalimanı etrafındaki arama sonuçlarını saniyeler içinde görebiliyor ve Ajansın nerede olduğunu hemen bulabiliyor.
Havaalanının bir bölümünde Kunikida ve Tanizaki Aya'yı arıyor. Kunikida'nın, Aya'nın havaalanında olması ve üstüne üstlük Bram'ı kaçmak için yanında taşıması gerçeği yüzünden kafası karışmış görünüyor. Ona 3 saatlik bir öğüt vereceğini düşünüyor. Derken Tanizaki ortadan kaybolur. Kunikida ona seslenirken, Fukuchi'nin ona arkadan saldırdığı görülüyor.
Tumblr media
Laboratuarın içinde, Atsushi hâlâ yatağa bağlanmış vaziyettedir. Hareket etmeye çalışıyor ama edemiyor çünkü kendisine bir çeşit uyuşturucu ileten bir makineye bağlı. Bunu durdurmaya çalışır ama Teruko tarafından kılıcıyla tehdit edilir.
Bölüm, "Ve işkence (cehennem) başlıyor" şeklinde bir yan notla bitiyor.
Bir sonraki bölüm 4 Ağustos'ta çıkacak. Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkürler.
8 notes · View notes
bungou-stray-dogs-tr · 7 years ago
Text
Sadece onu sevmiyorum. Ondan nefret ediyorum! O bir nihilist. Ahlaksız. Çocukluğumuzdan beri, onunla oynamak benim görevimdi. Onun nasıl biri olduğunu biliyorum. O akıllı bir çocuktu. Ne kadar tedbirli! Herhangi bir etkinlikte , o ne olursa olsun herhangi bir şeyde - okçuluk, kılıç oyunu, binicilik, şiir ve tiyatro üstünde hakimdi. Denediği her şeyde ne kadar usta olduğu kafama takıldı. Ama gerçek bir tutkusu yoktu. Bir şeye hakim olur olmaz, onu terk ederdi. Bazı şeylerden sıkılıyor. Böyle insanlardan nefret ederim. Başkalarının kalplerini gözetlemek için acele ediyorlar ve sonra oturup kendilerine bir bakışla sırıtıyorlar. İğrenç pislik. Geri kalanlarımızın ne kadar uğraştığına bakıp gülüyorlar. Böyle birine ne deriz biliyor musun? "Cam yeteneği olan bir adam". Hepsi numara.
Dazai Osamu, "A New Hamlet"
Dazai Osamu, "Yeni Bir Hamlet"
Tumblr media
Yazar Dazai Osamu'nun kitabı olan "A New Hamlet" Bungou Stray Dogs açısından bir iki olayın sanki gözler önüne seriyor gibi. Karakterlerin kişiliklerini bize hafiften açığa çıkaran bu yazı belkide Mangaka ve senaryo yazarının onları tasarlarken seçtikleri kişiliklerini oluşturan bir alt yapı. Kim mi onlar? Tabi ki de Dazai ve Chuuya. Bu yazıyı okuyunca dedim ki metinde anlatılan çocuk kesinlikle Dazai. Ve metni yazan kişi de bir bakıma Chuuya olmuş oluyor. Böyle bakınca gerçekten yerine oturuyor değil mi? Her daim yetenekli çocuk olan Dazai ve onun yanında durup hem nefret eden hem de içten içe kıskanan Chuuya. Kesinlikle Mangaka ve senaryo yazarı dahi insanlar. Bu kadar ince bir fikri herkes düşünemez.
81 notes · View notes
chuuyaninensevdigisarabi · 2 years ago
Text
Kakushigoto/BSD TÜRKÇE DJ
Bölüm 6/SON BÖLÜM
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Beğenmeyi ve bana bir bildirim vermeyi unutmayın...
66 notes · View notes
fedyazai · 2 years ago
Text
Dedektiflik Ajansında Bir Gün - Part 1 Türkçe Çeviri
Tumblr media
“Kunikida, Silahlı Dedektif Ajansı nasıl kuruldu ya?”
Kafede oturan, Junichiro Tanizaki meraklı bir şekilde kafasını eğdi. Masanın diğer tarafında oturan uzun boylu adam zaten çatılmış olan kaşlarını daha da çatarak son derece ciddi bir şekilde cevap verdi, “Onu da mı bilmiyorsun?”
“Hayır, Bilmiyorum… üzgünüm.”
Gece vaktiydi. Kafenin arkasında yer alan dar masada iki adam karşılıklı oturuyordu. Masanın ortasında ikisi için susamlı dango ve houjicha (kavrulmuş yeşil çay) vardı. İki adamın da yüzleri gergindi. Onları gören bir yabancı istemsizce bir kez daha bakardı ancak onlar gece geç saatte yapılan bir toplantının ortasında olan Silahlı Dedektiflik Ajansı’ndan iki ajandı. İlginç bir şekilde eski tarzda dizayn edilmiş bu çayevi, Dedektif Ajansının da yer aldığı binanın giriş katında olan Uzumaki Kafeydi.
“Burada çalışıyorum ama başlangıcını bile bilmiyorum. Sen biliyor musun Kunikida?
“Tabii ki biliyorum.” Tanizaki’nin karşısında oturan Doppo Kunikida başıyla onayladı.
“Bileceğini biliyordum,” dedi Tanizaki gülümseyerek.
“Ama sadece bir fikrim var.”
“Bir fikir mi?”
“Evet, ama dolaylı olarak duydum. Ajans aşağı yukarı on yıl önce başkan tarafından kuruldu. Diyorlar ki, o vakitlerde bir olay olmuş ve sonrasında ajans kurulmuş.”
Tanizaki başını aşağı yukarı salladı. “Anlıyorum. Sen, ah… sadece bir fikir diyorsun?”
“Yani yalan söylemiyormuşum değil mi? Detaylar hakkında daha fazla bir bilgim yok. Bir kez daha sorabilme şansım olmadı. Neden başkana kendin sormuyorsun?
Tanizaki biraz panikledi. “B-ben mi? Olmaz. Ajansta hala önemsiz biriyim.”
“Rütbeyle alakası yok. Başkan bu tarz sırlar saklayacak biri değil.”
“Ama, yani, çok gergin olurum… Sinirlendiğinde başkanın gözlerini gördün mü? Demiri delebilir. Büyük ihtimalle küçük bir kızı bile ağlatabilir.”
“Doğru.” Kunikida başıyla onayladı. “Başkan bütün dövüş sanatlarında usta. Ajansı kurduğundan beri birçok kötülüğün ve kumpasın kökünü kazıdı. Diğerlerinden üstün biri. Bir tek bakışı küçük kızların gözlerinden kan fışkırarak ani bir şekilde ölmelerine sebebiyet verebilir. Ani bir şekilde.” Kunikida vurgulamak için tekrarladı.
“Kulağa lanet gibi geliyor.” Dedi Tanizaki.
“Ve işte bu yüzden o başkan. Peki neden ajansın kuruluşunu öğrenmek istedin? Hayır, demek istediğim- işverenin hakkında merakını tamamen anlıyorum ama neden şimdi?”
“Yani, aslında…” Tanizaki çayından bir yudum alırken konuşmaya başladı, ama belli ki çay hala çok sıcaktı. Dilini dışarı çıkarıp “Ah!” diye bağırdıktan sonra konuşmaya devam etti. “Çünkü Dazai bana sordu.”
“Dazai?” Kunikida’nın yüzündeki ifade hızlıca gerildi.
“Evet, o yüzden-”
“Dur orada. Bekle. Sakinleşmem için bana bir dakika ver.” Kunikida durması için Tanizaki’ye eliyle sinyal verdi. “Son zamanlarda onun adını duyduğumda karnıma stres sebepli ağrılar giriyor. Yakınlarda olduğunu hissettiğimde gözlerimde siyah-beyaz ışıklar belirmesine neden oluyor. Bu doğal bir tehlike uyarısı, bu yüzden rahatlamam için bana sadece birkaç saniye ver.”
“B-bu korkunç… Ama nasıl hissettiğini anlıyorum…” Tanizaki’nin yüz ifadesi saf bir acımaya döndü.
“Bu ajansta o iş yaramaz serseri Dazai’yi kontrol edebilen tek kişiyim. Tabii, onu kimse tam olarak kontrol edemez ama… başkan benden onu kontrol altında tutup yönlendirmemi istedi. Başka bir deyişle, başkan bana güveniyor, bu yüzden bu görevimi terk edem-“
Kunikida konuşmasını aniden kesti. Tavana baktı sonra da gözlerini ovdu. “Hımm…?” diye sorguladı. “Aniden ışık farklı gözüktü, sanki titriyor gibiydi…”
Tanizaki merakla ışıklara baktı ama en ufak bir tuhaflık yoktu.
“Burada ben giriyorum! ♪”
“Aaaaa!” Kunikida’nın sandalyesi sesli bir şekilde takırdadı.
Girişin yanında siyah dağınık saçlı uzun bir adam duruyordu. Sağ elinde karton çanta sallanırken haki renkli paltoya sarılmış sırık vücudunu kafenin girişine yaslamıştı.
Bu Osamu Dazai idi- diğer ikisi gibi Silahlı Dedektif Ajansı üyesiydi. “Ah, Kunikida’nın tatlı çığlıklarını duymaktan asla sıkılmıyorum. Ömrünün kısaldığını neredeyse gözlerimle görebiliyorum. Oh madam, her zamanki gibi siyah çay içeceğim.”
Orta yaşlı kafe sahibi kafasını arkadan uzattı. “Oh, Dazai!  Görüyorum ki her zamanki gibi yakışıklısın!” diye seslendi.
“O sizin güzelliğiniz madam!” Dazai iltifatı elini sallayarak cevapladı sonra da Kunikida’nın hemen yanına oturdu. Zaten daracık olan masa iyice dolmuştu.
“Dazai… Burada ne yapıyorsun?” Kunikida, yaralı bir hayvan, karşısındaki düşmanını tehdit edermişçesine hırıltıyla sordu.
“Ha? Tabii ki ömründen birkaç sene daha eksiltmek için geld-”
Kunikida, Dazai cümlesini bitiremeden elleriyle Dazai’nin boynunu kavradı ve onu sert bir şekilde salladı.
“Senin yüzünden daha ne kadar çile çekmem gerekiyor? Ne zaman… bitecek… bu çile…?!”
“Wa-ha-ha-ha!” Dazai sallanırken kıkırdadı.
“H-hadi ama, sakinleşin, siz ikiniz. Toplum içindeyiz.”
Tanizaki’nin gözleri huzursuzca mekânı kolaçan etti. Halbuki bu kafe dedektif ajansıyla aynı binadaydı. Dolayısıyla Dazai’nin egzantrik davranışları ve Kunikida’nın bağırışları hem kafe sahibi hem de müşteriler için yeni değildi. Herkes sanki okul bahçesinde kavga eden iki kardeşi izliyormuşçasına sıcak bakışlarla onları izliyordu.
Müşterilerin bakışlarını üzerinde hissedince Tanizaki kendini gülümsemek için zorladı. Başka çaresi yoktu. Kunikida, Dazai’yi sallamaya, Dazai de bundan zevk almaya devam ediyordu.
“Aşırı gevşeksin! Gece vakti buraya gelmeye nasıl cüret edersin! Bütün gün neredeydin?! Kesin birilerini rahatsız ediyordun. Arkanı kim toparlıyor, senin için kim özür diliyor sanıyorsun?!”
“Oh, belli ki se-”
“O cümleyi bitirmene hayatta izin vermem!”
Kunikida, Dazai’nin boynunu büktü ve hafif bir çıt sesi geldi. Dazai’nin yüz ifadesi sadece tek bir şekilde ifade edilebilirdi; saf mutluluk.
“Mm, neyse..” Tanizaki konuştu. “Ben de tam Kunikida’ya önceki konuşmamızdan bahsediyordum. Silahlı Dedektif Ajansının nasıl ortaya çıktığını sormuştun ya.”
“Ne?” Kunikida, Dazai’ye şüpheli bir bakış attı.
“Evet~.” Dazai bir taraftan boynunu eski haline getirirken çatırtı sesleri geldi. 
“Bugün öğlen Tanizaki’yle buluşmuştuk.”
“Nerede?”
“Barda.”
Saniyeler ilerledikçe aşamalı bir şekilde Kunikida’nın yüz ifadesi vücudu yavaşça zehirlenen bir hastanınkine döndü.
“Bugün işi astığında bir yerlerde içtiğini zaten tahmin etmiştim orası tamam. Öfkemi sonraya saklayacağım. Lakin Tanizaki, Senin barda ne işin vardı? Sen de işi astığını söyleme bana? Eminim ki on sekiz yaşındaki bir genç içmek için işi asmıyordur. Birçok araştırma ve veri, reşit olmayanların içki içmesinin negatif etkileri olduğunu gösteriyor ve içkinin testosteron salınımını etkilediği ortaya çıktı. Bunları göz önüne almasan bile eğer şimdi içmeye başlarsan beynin şununki gibi lapaya döner!” Kunikida sertçe yanında oturan Dazai’yi işaret etti.
“Bana Lapa Beyin diyebilirsin.” Dazai hızlıca kafasını aşağı indirdi ve eğilerek selam verdi.
“H-hayır yanlış anladın!” Tanizaki telaşla ellerini salladı. “İş için oradaydım. Bara gitmem söylendi, ben de gittim, orada Dazai’yle karşılaştım ve-”
“Evet~. İyi ki karşılaştık!”
“Ne…? Yani oraya iş için mi gittin? Ne hikmetse Dazai’nin de bulunduğu bara? …bunun bir rastlantı olduğuna inanmakta zorlanıyorum …bu demek oluyor ki Dazai onunla orada buluşmanı istedi. Hesabı ödemen için mi çağırdı? Ya da olay çıkardı da senden bir şey yapmanı istedi…?”
Kunikida kendini durdurdu. Yüzü bembeyaz kesildi ve öne doğru belden eğildi.
“S-sakın bana… tam tersi olduğunu söyleme? Daha başka sorunlar mı çıkardı? Olay bu mu?”
“Üzgünüm Kunikida.” Tanizaki bakışlarını mahcubiyetle yere indirdi.
“Şşş, çok önemli bir şey değildi. Özellikle yiyecek gibi bakacak kadar.” Dazai neşeyle yandan sırıttı. “Tek yaptığım içmek ve bardaki dostlarla birlikte eğlenmek, konuşmak, hikayelerini dinlemek ve eve gitmekti. Yemin ederim… Oh ve bir ara işe bomba karıştı falan.”
“…”
Sessizce oturduğu yerden Kunikida’nın vücudu yavaşça ileri geri sallanmaya başladı.
“…Kunikida?” Tanizaki endişeyle Kunikida’ya seslendi.
“Ben.. birkaç saniyeliğini bilincimi kaybetmişim,” Kunikida bütün kuvveti vücudunu terk etmişçesine başını kaldırırken konuştu. “Bomba..? Tanizaki, niye buluşmamızın başında bir şey söylemedin? Bombayı kim koydu? Şehir polisi herhangi bir şey yaptı mı? Askeri polisin bomba imha ekibi olaya müdahale etti mi? Bombaya ne oldu?”
“İşte burada!” Dazai karton çantayı pat diye masanın üstüne koydu.
“Aaaaaaaahhh!” Kunikida irkilerek geriye zıpladı, sandalyesiyle birlikte arkaya devrildi.
“Korkma. Gerçek gibi gözükse de sahte bir bomba.” Dazai omuz silkti. “Kısa keseceğim. Bu bomba anonim bir kişiden benim genelde takıldığım yere şahsıma gönderilmişti. Paketi açtım ve içinde bunu buldum. Tam açtığım sırada fünye yerinden çıktı. En ufak bir hareket patlamasına neden olabilirdi bu yüzden de şehir polisine ve dedektif ajansına gerektiği gibi haber verildi.”
“Bu yüzden oraya gönderildim,” dedi Tanizaki.
“Aklım almıyor, her seferinde… nasıl kendini bu tarz saçmalıklara sokmayı başarıyorsun?”
Kunikida’nın suratı zehirli bir mantar yemişçesine kederle buruşmuştu.
“Yaa, hadi ama, yalnızca sahte bir şey.”  Tam o sırada Dazai’nin sipariş verdiği çay masaya getirilmişti. Yudumlamadan önce Dazai sırıtarak çaya birkaç küp şeker attı. Hemen ardından konuştu “Bu bombanın içinde patlayıcı olmayan bir geri sayım sayacı olduğu ortaya çıktı. Sadece bir replika. Birileri benimle oyun oynamış. Her neyse zaten faille de konuştum, sıkıntı yok.”
“Tutuklandılar mı?
“Evet~. Bombayı açtığımda içinde ‘Gözlerin yalnızca ve yalnızca bana baksın.’ yazan bir kağıt parçası buldum. Meğerse, bu bir kadının bana saplantılı olduğunu söylemesinin kendine has ama ekstrem bir yoluymuş. Kim olabileceğine dair birkaç tahminim vardı, ben de onları faili bulana kadar tek tek aradım. İyi bir azar çektikten sonra ikimiz arasındaki şeyin yürümeyeceğine onu ikna ettim. Üstelik eğer her gün bomba göndermeye devam etseydi barda keyif çatamazdım.”
O anda, yüzünde tam anlamıyla bitmişliğin resmi olan Kunikida, Dazai’ye uzun uzun baktı.
“…Anlıyorum.”
Kısa bir cevaptı ama yüzündeki ifade esasen şöyle diyordu: “Senin gibi birinin neden kadınlar arasında bu kadar popüler olduğuna akıl sır erdiremiyorum.”
“Ve sonra olay yerine gelen polislerden biri bana gelip şöyle dedi ‘Silahlı Dedektif Ajansının şehri güvenli tutmak için uğraşları sayesinde biz de işimizi düzgünce yapabiliyoruz.’ ya da o tarz bir şey. Yani demek istediğim bu çok tuhaf değil mi?”
“Oh?” Kunikida’nın tek kaşı havaya kalktı. “Yani, bu iyi değil mi… gördüğün her kızla yarım yamalak flörtleşmen yüzünden polisin bomba ihbarı alması ama buna karşın seni tekmelememeyi seçmesi göz önüne alındığında şikayet edecek durumda olduğunu sanmıyorum. Bütün kadınlar için bir tehditsin!” Dazai’nin sandalyesine tekme atarken Kunikida bağırdı.
Tumblr media
“Ama kesinlikle iyi bir şey bu,” Tanizaki gergin bir gülümsemeyle konuştu. “Bir tarafım tatmin olsa da diğer tarafım şüpheye düştü. Demek istediğim, huzur içinde çalışabilmeleri için vatandaşları korumak polisin işi, değil mi? Bu da başkanın neden polis için faydalı olacak bir işletme kurduğu konusunda düşünmeme neden oldu.”
“Ve bu da bugün barda konuştuğumuz mesele.” Dazai bir gülümsemeyle ekledi.
“Anlıyorum.” Kunikida kollarını kavuşturdu. “Bu iş beraberinde tehlikeyi de getiriyor. Bir ajans kurmak öylesine gerçekleştirebileceğin bir şey değil. Ama malumunuz başkanımız insanlık ve adalet adamı. Bütün ülkeyi dolaşsan da onun kadar bu göreve layık birini bulamazsın. Ben ajansın kuruluşunun tanrının ilahi takdiri olduğuna inanıyorum.”
Kunikida çayından bir yudum aldı sonra da kaşlarını çatarak Dazai’ye yandan bir bakış attı.
“Dedektif Ajansı demişken,” Kunikida asidik bir tonla konuştu, “Bir şey hatırladım -Dazai, o çocuğa ne oldu?”
“Hangi çocuk?”
“Dün yanına aldığın evsiz çocuk,” bardağını masaya koyarken Kunikida cevapladı, “Ajansa almak istediğini söylemiştin. Ciddi miydin? Çünkü bu normal bir insanın yapacağı bir şey değil. Tek mesele yabancı olması da değil aynı zamanda çok tehlikeli bir yeteneği var ve etraftakilere vahşi bir tehlike oluşturmak için yaratılmış. Ve sen ajansın onu işe almasını mı istiyorsun?”
“Heh-heh-heh. Çok ciddiyim. Hatta bugün buraya o yüzden geldim. Ah, sabırsızlandım.”
“Oh, bunu duymuştum,” Tanizaki sandalyesinden ileri yaslandı. “Bu siz insan yiyen kaplanı yakalamaya çalışırken aslen sokak çocuğu olup yeteneği kaplana dönüşmek olan kişi hakkında değil mi? Böyle akıl almaz bir dosyayı, bir günden kısa sürede ve yetenek kullanıcısını olaysız bir şekilde yakalayarak çözebilmenize inanamıyorum. Boşuna ajansın en iyi ikilisi olarak tanınmıyorsunuz.”
“Oh, dur. Beni utandırıyorsun.”
“Biz bir ‘ikili’ değiliz.”
Dazai ve Kunikida aynı anda konuştu.
Oysa, meselenin aslı şuydu ki, söz konusu zor dosyalar olunca bunları çözmekte en yetenekli ikili onlardı ve Dazai’nin iki yıl önce ajansa katılmasından beri en zor davaları kırma rekoruyla övünülürlerdi. Onların kişiliklerini veya ne kadar anlaşamadıklarını bilmeyen üçüncü kişiler sıklıkla ne kadar mükemmel bir çift olduklarını düşünürdü. Cehalet mutluluktur.
“Ne olursa olsun..” Kunikida, Dazai’ye tersçe baktı. “Bu fikre karşıyım, ama bu konuda ciddiysen başkanla konuşman gerekiyor. Eğer onaylarsa bu konuda bir kelime daha etmem.”
“Çoktan konuştum,” Dazai gülümseyerek cevapladı. “Benden giriş sınavı hazırlamamı istedi.”
“Gerçekten mi? Sana izin verdiğini mi söylüyorsun?” Tanizaki sordu.
“Evet~. Tek bir sorun var…” Dazai baş parmağını derin bir düşünce içeresindeymişçesine dudağına götürdü. “Atsushi’ye giriş sınavı için ne yaptıracağımı planlamadım. Bu derece önemli bir konu hakkında tek başıma karar veremem. Değil mi, ortak?”
Dazai, cümlesini bitirdiği gibi Kunikida’ya muzip bir gülüş attı.
“Tabii ki.” Kunikida huysuz bir şekilde kollarını kavuşturdu. “Giriş sınavı çok önemli bir ritüel, kişinin ajansla olan uyumunu ve ruhunun doğruluğunu ölçen bir test. Dahası, bu yeni gelen kişi yerli halk için bir tehdit. Tek bir yanlış hareket,  ajansın illegal bir şekilde vahşi bir canavar barındırmakla suçlanmasına neden olabilir. Başkan izin verdiyse seninle tartışamam ama bu sınav hakkında her zamankinden daha dikkatli olmalıyız. Ortaya, götünden uydurduğun saçma salak bir fikir atmana izin veremem.”
“O zaman her şey tamam.” Dazai keyifle çayından kalanı kafasına dikerken cevapladı. “Hadi gidelim. Çoktan herkesi ajansın konferans salonuna çağırdım.”
“…Ne için?” Kunikida sıkılmış bir şekilde sordu.
“Söylediğin şeye başlamak için.” Dazai herkesin dikkatini çekmek için işaret parmağını uzattı ve sırıttı. “Patronun emirleri. Yeni üyemizin -yeni parlayan yıldızımızın- ajans için ne yapabileceğine karar vermek için herkesin fikrine ihtiyacımız var.”
Dazai derin bir nefes aldı ve açıkladı:
“İlk giriş sınavı provası başlasın!”
Silahlı Dedektiflik Ajansı yetenek kullanıcılarından oluşan özel bir kuruluştu. Ofiste müvekkillerin dosyalarını çözen dedektifler; bilgi toplamayla, müvekkille iletişimle ve muhasebeden sorumlu ofis çalışanları bulunmaktaydı. Belirli bir sayıda çalışan olmasa da genelde çalışanlar, başkan da dahil olmak üzere bir düzine kişiden oluşurdu.
Neredeyse bütün dedektiflerin yeteneği bulunmaktaydı.
Yetenek Kullanıcısı: Junichiro Tanizaki            Yeteneği: Nazlı Kar
Yetenek Kullanıcısı: Doppo Kunikida              Yeteneği: Yalnız Şair
Yetenek Kullanıcısı: Osamu Dazai                   Yeteneği: İnsanlığımı Yitirirken
Diğer üyeler de iş içerisinde kullandıkları kendine has yeteneklere sahipti. Gündüzleri; devlete bağlı polis -geceleri; yeraltı oluşumlarının kontrolü altında bulunan şehirde, Silahlı Dedektiflik Ajansı bu iki vakit arasında yer alan alacakaranlığı gözeten çeşitli yetenek kullanıcılarını barındıran bir kuruluştu.
Ajans on yıldan fazla bir süre önce, başkanın bir yetenek kullanıcısı ile tanışmasıyla kurulmuştu. Ama bu başka bir zamanın hikayesi.
Bu Silahlı Dedektiflik Ajansının yeni üyesi ve bu işe uygun olup olmadığını belirleyen giriş sınavını anlatan bir hikaye.
Atsushi Nakajima- işe kabulünden bir gece önce.
...
6 notes · View notes
life-crazy · 6 months ago
Text
Tumblr media
ANİME SPOLİER
Bence Seride Ranpo karakterinin üstünde daha çok durulmalıydı çünkü oldukça sıradışı bir karakterdi. 1.Sezon Ranpo'yu o kadar sevmiyordum ki... Bana ergen, boş bir yan karakter havası veriyordu, 2.sezonda kısmen böyle devam etsede 3.sezonda karaktere hayran kaldım aşırı ince işlenmiş ve güzel kurgulanmış bir karaktermis. Aslında 1 ve 2. Sezonda da farklı bir yönü yok ama karakterleru yavaş yavaş tanımanın verdiği acemlikle yanlış varsayımlar da bulunmuşum.
Herifte ki IQ benim yaşamınım basamak sayısı kadar yani geldr bu adama hayran olma...
Özelikle 4 ve 5.sezonda bizim ADA'yı kurtarması ile ona olan sempatim oldukça arttı.
Peki Ranpo neden kendini "Yetenek Kullanıcısı" olarak tanımlıyor?
Çünkü bence Ranpo'nun "Super Sonuç Çıkarma -Yetenek isminu şuan tam hatırlamayorum ama buna benzer bir şeydi-" özel yetenek olması yanısıra kendi zeka ve fikirlerine dayanması daha etkileyci...
Bence mangada Ranpo'yu daha çok görmemiz lazım çünkü Dazai bile olsanız Fyodor'a karşı Ranpo'ya ihtiyaç duyuyorsunuz.
[Mangada son bölümde Dazai Fyodor'un yeteneğini çözünce ilk olarak "Bunu Ranpo-san'a anlatmam gerek" demişti]
Tumblr media
28 notes · View notes
bungoustraydogs-tr · 2 years ago
Text
Bungou Stray Dogs Dazai, Chuuya, 15 Yaş Manga 6. Bölüm
<önceki bölüm
sonraki bölüm>
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
69 notes · View notes
laumma · 3 years ago
Text
Bungou Stray Dogs - vol.21 Omake  (Türkçe Çeviri)
Tumblr media Tumblr media
En son çıkan ciltteki yeni omake
Loncayı umarım tekrardan görebiliriz.
26 notes · View notes
bungoustraydogs-tr · 6 years ago
Photo
Çocuk Akiko ve genç Mori/ Bölüm 65
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
young Akiko (+ young Mori) | ch. 65
2K notes · View notes
nirvass · 5 years ago
Text
Tumblr media
Bungou stray Dogs Coloring
Çeviri @bungoustraydogs-tr 'a Aittir.
Renklendirme, bana ait.
113 notes · View notes
animeciyim · 5 years ago
Text
Bungou Stray Dogs 2.Sezon (12/12) Türkçe altyazılı anime indir
Bungou Stray Dogs 2.Sezon (12/12) Türkçe altyazılı anime indir
Kategori : TV İngilizce : Bungo Stray Dogs 2 Japonca : 文豪ストレイドッグス Anime Türü :  Aksiyon  Süper Güçler  Doğaüstü Güçler  Seinen  Gizem Bölüm Sayısı : 13 / 12+ Başlama Tarihi : 06 Ekim 2016, Perşembe Bitiş Tarihi : 16 Aralık 2016, Cuma Yaş Sınırı : R – 17+ (Şiddet & Argo) Yapımcı : Bandai Namco Live Creative, Glovision, KlockWorx, Lantis, Lawson HMV Entertainment, Movic, Sony PCL
View On WordPress
1 note · View note