#boş konuşanlar
Explore tagged Tumblr posts
rayhaber · 5 months ago
Text
Ali Keskinkılıç'tan Eleştirilere Sert Yanıt
Ali Keskinkılıç’tan Eleştirilere Cevap AKP Karabük Milletvekili Ali Keskinkılıç, partisinin Eskipazar İlçe Kongresi’nde yaptığı konuşmada kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt verdi. Eskipazar’da yatırımların durakladığına dair iddialara sert tepki gösteren Keskinkılıç, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu memlekette hiçbir şey yapmadan, sadece boş konuşan insanlar oldukça fazla. Bir tane…
0 notes
lanausee44 · 25 days ago
Text
Büyük Rus yazar Tolstoy’a göre, insan ıstırabının en zalim şekillerinden biri, her gün aynı manzarayla karşılaşmaktır. aynı yüzler, aynı sözler, aynı düşünceler ve hep anlamsız, boş sohbetler… konuşanlar, bunun olması gerektiği gibi olduğuna tamamen inanırlar ve yaşamlarını bu şekilde, ölüm gelene kadar sürdürürler. ama sen, bunu ne kabul edebilir ne de buna uyum sağlayabilirsin. işte cehennem dediğin tam da budur!...
79 notes · View notes
bozandeniz · 2 months ago
Text
Yaşıyoruz işte yaşamı veresiye defterine yaza yaza
Yaşamak pahalı, peşin ödeme gücümüz yok
Olanı da çalmışlar biz dünyaya gelmeden eveli
Anlayacağınız Azraile borçluyuz yaşadığımız için
Ne mi olacak? Bilmem, bizi doğuranlar suskun
Konuşanlar ölüyor, galiba boş mezarların başında bekleyeceğiz
Kızıl Deniz
8 notes · View notes
ayameftun25 · 3 months ago
Text
Dünya ne kadar kalabalık ve insan, ne kadar tenha...Gözler ne çok birbirine değiyor, ama ne az birbirini görüyor...Eller dokunuyor belki, ama kalplerin arasında uçurumlar var...Bir çığlık gibi yankılanıyor yalnızlık,Sözde dostlukların, sahte tebessümlerin arasında.Sokaklar insan dolup taşarken,Bir başına yürüyorsun kendi sessizliğinde.Kimi sevdiğini unutmuş, kimi nefret ettiğini,Kimi kime ne anlatsa artık, kimse anlamıyor.Geceler uzuyor, soğuyor içindeki odalar,Bir pencere kenarında boş bir fincan,Dışarıda konuşanlar, kahkahalar,Ama hiçbir ses kalbine ulaşmıyor.Zaman geçiyor, iz bırakmadan,Günler dönüyor, hep aynı yerde dolanıyor.Bir an için bile anlaşılmayı umut ederken,Daha çok kayboluyorsun insan kalabalığında.Dünya ne kadar doluysa, insan o kadar boş…Hangi şehirde olursan ol,Hangi yüzlere baksan bak,Yine kendi yalnızlığını görüyorsun aynalarda.Ve bir ses çınlıyor kulaklarında:“Dünya ne kadar kalabalık, insan ne kadar tenha...”
2 notes · View notes
umuttherzamanvar · 4 months ago
Text
Tumblr media
DİL BELÂLARI (İMAM-GAZÂLÎ)
BİRİNCİ ÂFET BOŞ SÖZLER
Bilmiş ol ki, senin hållerinin en güzeli; anlattığımız gıybet, nemime, yalan, mira, cidal ve benzeri sözlerden korunarak, sana ve başkalarına zararı olmayan sözleri konuşmandır.
Ne yazık ki sen muhtaç olmadığın lüzumsuz sözlerle meşgül olursun da bu süretle kıymetli zamanlarını öldürür ve dilinin ameli üzerine hesaba çekilirsin.
Bu süretle hayırlı olanı atıp kötü olanı almış olursun.
Zira sen, kıymetli zamanını Allanın azameti ve yaratıkları üzerinde düşünmeğe sarfetsen, bu düşünce sırasında faydası daha büyük olan ilâhî nefhalar sana açılabilir.
Veyå tehlil, zikir ve tesbih etsen, yine senin hakkında daha hayırlı olurdu.
Öyle kelimeler olur ki, Allahu Teâlâ onun karşılığında Cennet'de bir köşk verir.
Bir hazîne almağa gücü yeterken onun yerine faydasız bir boncuk alan elbette aldanmış ve büyük hüsrändadır, işte zikrullalı terkedip faydasız mubahlarla meşgül olan böyledir.
Bu adam mübâh ile meşgül olurken her ne kadar günahkar olmazsa da Allah'ı zikir sayesinde yapacağı büyük kårdan mahrûm olduğu için zarardadır.
SAYFA 21
Çünkü mü'minin sükûtu fikir,
bakışı ibret, konuşması zikir olur.
Resûl-i Ekrem böyle buyurmuştur.
Bilmiş ol ki, kişinin en değerli sermâyesi, vakitleridir.
Bunları boş yere harcar ve âhiret için bir sevab hazırlamazsa, ana sermayeyi iflås ettirmiş olur.
Bunun için Resûl-i Ekrem (s.a.v.):
من حُسْنِ إِسْلَامِ الْمَرْءِ تَرْكُهُ مَا لَا يَعْنِيهِ
"Boş ve faydasız işleri terketmek, kişinin İslâmiyetinin güzelliğindendir" buyurmuştur.
Belki bu hususta bundan daha şiddetlisi värid olmuştur.32
Enes (r.a.) şöyle anlatıyor: Uhud cenginde şehid düşen bir gencin karnı üzerine açlıktan taş bağlanmış olduğunu gördük.
Annesi yüzündeki toprakları sildi ve:
Ne saadet sana oğlum, sana Cennet'le müjde olsun, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:
وما يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ كَانَ يَتَكَلَّمُ فِي ما لا يَعْنِيهِ وَيَمْنَعُ مَا لا يَضُرُّهُ
"Ne biliyorsun, belki boş sözler konuşur ve kendisine zararı olmayan şeylerden men'ederdi" buyurdu.33
Resûl-i Ekrem bir müddet Ka'b'ı görememişti.
Ne olduğunu sorunca, hasta olduğunu söylediler.
Resûl-i Ekrem doğruca Ka'b'ı ziyarete gitti ve:
- Ey Ka'b, sana müjde olsun, dedi.
Ka'b'ın anası: Senin için Cennet hâzır ey Ka'b, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:
Kimdir bu Allah üzerine kat'î söz veren? buyurdu.
Ka'b:
- Annemdir, dedi.
SAYFA 22
Resûl-i Ekrem:
Ne bilirsin ey Ka'b'ın annesi, belki Ka'b lüzumsuz sözler konuşmuş veyâhut lüzumsuz şeylerden men'etmiş olabilir" buyurdu."34
Yani Cennet, hesab görmeyecekler için hazırlanmıştır.
Bu sözleri konuşanlar, bu sözlerinden de hesaba çekileceklerdir.
Her ne kadar konuştukları mübah olsa da he sapları münakaşalı geçeceğinden ve münakaşalı hesablar bir nevi azab olduğu için, bu gibilere Cennet hazırlanamaz.
Muhammed b. Ka'b diyor ki; Resûl-i Ekrem bir defa:
"Şu kapudan ilk girecek olan, Cennet eblinden biridir" buyurdu
ve Abdullah b. Selâm biraz sonra içeri girdi.
Ashab-ı kiram, Resûl-i Ekrem'in bu müjde haberini kendisine ulaştırdı ve hangi ameli ile bu mertebeye ulaştığını kendisinden sordular.
Abdullah "Ben zayıf bir kimseyim.
Benim en kuvvetli umûdum, kalb selâmeti, yani kimseye karşı içimde kötülük beslememek ve boş sözleri terketmiş olmamdır, başka bir filim yoktur" dedi. 35
Ebû Zer (r.a.) diyor ki;
Resûl-i Ekrem bana:
- Sana, bedene hafif, fakat terazide ağır gelen bir amel öğreteyim mi? buyurdu.
Ebů Zer:
- Evet ya Resûlâllah, deyince, Resûl-i Ekrem:
- O, sükût etmek, güzel ahlâka sahib olmak ve lüzumsuz şeyleri terketmektir, buyurdu.36
Mücahid anlatıyor:
İbn Abbas, "Beş hafif şey var ki, bunlar eğerlenmiş binit için bekletilen bir Arab atından benim için daha sevimlidir" dedi
ve bu beş şeyi şöyle anlattı: "Üzerine elzem olmayan ve sana faydası dokunmayan şeylerde konuşma;
zîra bu fuzûli bir iştir, zararından da emin değilsin.
Yerini bulmadıkça lüzumlu olan sözü de konuşma.
Çok kere faydalı söz yerini bulmaz da kaybolur gider.
Ne halim, ne de sefih, abmak kimselerle mücadele etme!
Çünkü halim kalbinden sana buğz eder.
Ahmak ve âdî kimseler, dili ile sana eziyyet ederler.
Tanıdığın bir kimse yanından ayrıldığı zaman, onun ayrı bir yerde seni nasıl anmasını istersen, sen de onu öyle an.
Sen, afvedilmeni istediğin hususlarda, onu da afvet.
Kardeşinin sana ne şekil muamele yapmasını istersen, sen de ona o şekilde muamele et.
Suçlu olarak yakalanıp ibsân ile mücâzât görenin ameli gibi amel et."
Lokman-ı Hakîm'e, hikmetin nedir? diye soranlara,
o "Benden gizlenen şeyi araştırmadım.
Üzerime elzem olmayan şeyin üzerinde durmadım" diye cevab vermiştir.
Mevrik el-Aceli37
"Yirmi senedir bir dava peşinde uğraştığım hâlde muvaffak olamadım. Bununla beraber ardını da bırakacak değilim" dedi. Dâvasının ne olduğu kendisinden soruldukda, mâlâyâniden sükûttur, dedi.
Hz. Ömer (r.a.) "Üzerine elzem olmayan şeye karışma, düşmanından uzaklaş, dostundan sakın, ancak emîn bulduğun ile birleş.
Emîn de Allahu Teâlâ'dan korkan kimsedir.
Fâcîr ile sohbet etme, kötülüğünden sana da sirâyet eder.
Sırrını da ona verme.
İşinde Allahu Teâlâ'dan korkan kimselerle istişare et" demiştir.
Målâyäninin haddi ise, sükût etmekle günahkar olmadığını ve hiç bir süretle zarar görmediğin sözleri konuşmaktır.
Mesela, bir mecliste seyahat hatıralarını, yolculukta gördüğün orman, dağ, ova, şehir ve ırmak gibi şeyleri, karşılaştığın hålleri, hoşuna giden ve gitmeyen hususları ve gördüğün bazı zatları anlatman gibi.
Bunları anlatmasan da bir şey lâzım gelmez.
Gördüklerine bir şey ilåve etmemek ve eksik de söylememek, böyle yerler gördüm diye kendisine süs vermemek, kimseyi gıybet etmemek, Allah'ın yarattıklarını yermemek şartıyle, bunlardan bahsetmek, mâlâyanidir.
Bütün bunlara riayet etmekle, yine kıymetli zamanını kaybetmiş oluyorsun.
Vaziyet bu merkezde iken anlattığımız diğer åfetlerden nasıl kurtulmuş olursun?
Üzerine elzem olmayan şeyi başkasından sorman da
bir mâlâyânîdir.
Çünkü bunu sormakla zamânını kaybediyorsun.
Aynı zamanda sorduğun adamdan cevab istemekle yine zaman kaybediyorsun.
Zararın bu kadarı, sorulan soruda âfet olmadığı zamandır.
Halbuki soruların
çoğunda åfet vardır.
Meselâ, adama tutar da yaptığı ibadetten sorar ve "oruçlu musun?" dersen, adam: "Evet, oruçluyum" diye cevab verirse, ibadetine riyā karışabilir.
Şayet riya karışmazsa gizlilik ehemmiyetini kaybeder. Hålbuki gizli ibadetler aşikåre ibadetlerden kat kat üstündür. Şayet oruçlu olduğu halde, değilim, derse yalan söylemiş olur.
Sorduğun soruyu cevabsız bırakırsa sana hakaret etmiş
olur.
Şayet kaçamaklı cevab verecekse, bunun için de çâreler aramakla yorulmuş olur.
Demek ki, adama ibadeti husúsunda sorduğun bir suål ile adamı ya riyaya veya yalana, yahut seni tahkire yahut da bir sürü zahmete sokmuş olacaksın.
İsyanından ve duyulmasını istemeyip gizli tuttuğu her şeyden sorman yine aynı hükümdedir.
Başkasının söylediği bir söz hakkında adama suål edip, sen ne dersin, senin görüşün nedir?
demek de aynıdır.
Ayrıca yolda
karşılaştığın bir adama, kimsin, nerden geliyorsun? şeklinde suåller tevcih etmek de bu nevidendir.
Adam belki bunu
açıklamak istemez.
Utanıp kaçınacağı sebebleri var, doğrusunu haber vermek istemez.
Doğruyu söylemezse yalancı olur ve buna sen sebep olmuş olursun.
Yine bunun gibi, üzerine elzem olmayan bir mes'eleyi adama sorarsın.
Kendisine suål sorulan herkes, bilmediğine "bilmem" demez.
Adam kafadan bir cevab verir.
Bu mes'üliyetede sen sebep olursun.
İşte bütün bunlar, kendilerinde åfet bulunan målâyänilerdir. malaya
Benim málâyânî sözlerden maksadım bu nevi sözler değildir.
Çünkü bu gibi sözlerin hem günahı, hem de zararı vardır.
Mâlávání sözlerin misāli, Lokman-ı Hekim, Dâvud aleyhisselâmın yanına gider. Dâvud aleyhisselâm ise demirden zırh yapıyordur. Lokmån böyle bir şeyi hiç görmemiş olduğundan, buna hayret eder.
Ne yaptığını bilmediğinden, sormak ister, fakat hikmeti buna mâni olur ve bir türlü soramaz.
Dâvud aleyhisselâm işini bitirip yaptığı şeyi giydikten sonra
"Bu, harb için güzel bir zırh oldu" deyince, Lokman "Sükût hikmettir, fakat susmasını bilenler azdır" demiştir.
Yani azıcık sabretmekle sormadan ne olduğunu öğrenmiş oldu.
Hattå rivayete göre, bu imålåtın ne olduğunu öğrenmek maksadıyla, bir sene Dâvud aleyhisselämın yanıma gitti geldi.
Işte bu ve bunun benzeri, zararı olmayan, gizliliği açığa çıkarmağa sebeb de olmayan, riya ve yalana insanı sürüklemeyen suåller, målâyání, lüzumsuz ve boş sözlerdir.
Bunları terketmek, kişinin Islâmiyetinin güzelliğindendir.
Mäläyäninin sebebi, muhtaç olmadığı şeyleri bilmeğe iştiyak, tatlı tatlı sohbet ve faydasız hikâyelerle zaman öldürmektir.
Bütün bunların tedavi ve kurtuluş çâreleri, ölümün gözü ile kaşı arasında olduğunu, ağzından çıkan her kelimeden mes'ül bulunduğunu, nefeslerinin ana sermâye olduğunu, dilinin, hûrîleri avlayabilecek bir tuzak olduğunu bilmesidir.
Dilim ihmal edip başı boş salivermek, büyük zarara sebeb olur.
İşte ilim cihetinden ilaç budur. Bunları bilip ona göre diline hâkim olması icab eder.
Amel cihetinden tedavisi, dilini korumak için yapılacak şey, yalnız kalmak veya
Ebu Bekir (r.a.) gibi ağzında bir şey taşımak, hatta lüzumlu bazı şeylerde bile susmağa alışmak ve bu suretle dilinden målåyånîyi kesmektir.
Uzlette olmayanların bu şekilde dillerine hâkim olmaları cidden zordur.
#2NCİ #BEYÂN
#BİRİNCİ #ÂFET
#BOŞ #SÖZLER
#DİL #BELÂLARI
#LİSAN #ÅFETLERİ
#İMAM-I #GAZÂLÎ
32 Tirmizi ile Ibn Máce, Ebû Hüreyre'den rivayet etmişlerdir.
33 Tirmizi rivayet etmiştir.
34 Ibn Ebi'd-Dünya, Ka'b'dan rivayet etmiştir.
35 Ibn Ebi'd-Dünya, mürsel olarak rivayet etmiştir.
36 Ibn Ebi'd-Dünya, Ebů Zer'den rivayet etmiştir.
37 "Ebü'l-Mütemer Basralıdır. Sika'dandır.
Abiddir.
Bir çokları kendisinden rivayette bulunmuştur.
3 notes · View notes
gecmistebugun · 8 months ago
Text
-Nefret Listesi-
Yolda yavaş yürüyen insanlar, en ufak şeyde ağlayanlar, oynanan topu dikenler, uzun süre yüksek sesle konuşanlar, bağırarak gülenler, gorulde atanlar, gereksiz uzun mesaj atanlar, trip atanlar, kendini haklı çıkarmak için başkasını suçlayanlar, kitap okurken soru soranlar, yapamadığını söylediğim soruyu zorla yaptırmaya çalışan hocalar, kulakligim takılıyken soru sorulması, boş konusanlar, konuşanlar, aynı şeyi sürekli tekrar edenler, sadece kendinden bahsedenler, tanimdagi insanlari yargilayanlar, kötü karakterin iyi birine dönüşmesi,göz deviren insanlar, hiç bir yetenegi olmadığı şeyde kendini bir bok sananlar, gevsekler, ölümü son sananlar, intiharı havalı bulanlar
4 notes · View notes
musfika-hanim · 1 year ago
Text
hergün yeni insanlar tanıyorum, her tanıdığım insan farklı ve şaşırtıcı izler bırakıyor aklımda. dünya kendilerine zorlaştırdıkları kadar zor değilken hayatlarını çıkmazın içine sokanlar, çevre baskısı ve fitnesinden korkup tatlarını zehir edenler ve bunların hepsini yapıyor olmalarına etken onları çepeçevreleyen varlıkları olmasa da olur cahil insanlar.
dernek atölyemizde yetim ailelerimizden de kursiyerler var. bilerek onlara öncelik tanıyoruz ki meslek öğrensinler, para kazanamasalarda kendi ihtiyaçlarını giderecek kadar dikiş öğrensinler. sohbet ediyoruz gün içerisinde, o kadar baskı var ki hayatlarında, o kadar hesap yapmak zorundalar ki, çok basit dünyevi işlerin halledilmesi onlar için o kadar zor ki.. insan dünyayı tanımalı, insanları tanımalı, kendini hakeza. yaşıyoruz bu hayatı, tüm olanakları ve olanaksızlıklarıyla. fitneye sebep olacak unsurları ortadan kaldırmak başka, millet ne düşünür diye harap olmak, kafayı yemek, hiçbir şey yapmamak başka. insanların içi kötü ise siz ne yapsanız da bir kılıf bulurlar, siz tüm olumsuz düşünceleri ortadan kaldıracak eylemler içinde iken hâlâ hakkınızda farklı yorumlar yapıyorlarsa sadece kalbinize, kendinize bakın. inanın kimsenin ne düşündüğü, size neler itham ettiği çokta önemli değil. hayat sizin ve bu hayatı islami ölçüler içinde sınırlayarak yaşadığınız halde konuşanlar varsa bırakın boş verin. onlar konuşmadan yaşayamayangillerden.
7 notes · View notes
baskabirdunyadan · 1 year ago
Text
Yapayalnız kalanlar anlar beni, terk edilenler. Böyle pencereden dışarı boş boş bakıp, duvarlarla konuşanlar anlar beni. Kısacası kafayı sıyıranlar.
0 notes
ladysahs · 6 years ago
Text
Tumblr media
1 note · View note
saidaslan1 · 2 years ago
Text
Ölüyle konuşanlar vardır. Öyle selaheytli insanlar vardır. Bu gökkubbenin altı boş değildir. Herkes bizim gibi ham-halat şeriatı bile hazmedememiş vasıfta değildir.
Belli ibadetlerle kalbi tasaffi ederek, senin uydudan gördüğün şekilden daha net bir şekilde geleceği görenler vardır. Bu alem boş değil.
Üstâd Kadir Mısıroğlu
9 notes · View notes
se-a-ser · 3 years ago
Text
eskiden (çok da eski değil) otobüslerde cep telefonu ile konuşmak yasaktı. biri konuşunca diğerleri homurdanırdı, bazen tartışma çıkardı
ben pek cep telefonuyla otobüste konuşmam, aslında otobüs dışında da çok konuşmam. yine de bu yasağın komik derecede anlamsız olmasına kızardım
cep telefonu dahil bütün kablosuz cihazlar belli frekanslarda çalışırlar ve bu cihazların birbirini etkileyebilmesi için öncelikle aynı frekansta olmaları lazım. ancak bu durumda bile milyon/milyarda 1 ihtimalden bahsedilebilir
işin komik tarafı dönem otobüslerinde (halen öyle gerçi) kablosuz cihazdan etkilenecek bir teknoloji yok. buna rağmen millete yok yere eziyet ettiler yıllarca
zaten kurallara uyma konusunda sıkıntılı bir toplumuz bir de böyle gereksiz kurallar yüzünden kurunun yanında yaş da yanıyor
işin bu kısmı bir tarafa öyle uzuuuuuun konuşanlar ve gereksiz konuşanlar var ki... bu çok konuşanlar zaten etrafın duymasından da rahatsız olmayan tipler olduğundan onların adına ben utanıyorum bazen
bir de sevgilisiyle vs. konuşanlara şaşırıyorum. nasıl yapıyorlarsa onlar anlaşıyor ama sen kulak versen de anlaman mümkün değil
"hı hı, evveet, tabi tabi, hı hı, aaa, uuu"
yani sadece nida sesleriyle nasıl anlaşıyonuz arkadaş! ha onu diycem işte; keşke saçma bir sorunu bahane etmek yerine "otobüste boş boş konuşmak yasaktır" dense ve herkes buna uysa, zaten Korona var
8 notes · View notes
gurbets-world · 4 years ago
Text
Tumblr media
Ah ah.! O boş konuşanlar beni delu edecek. Her ses çıkaran konuşuyor olsaydı, öküzden daha iyi ses çıkaran yok.! :))) Daha çok o boş kafanızı döveceksiniz.! :)))) Beni elinden kaçırdınız,hadi şimdi arayıp durun :))) Yok yok bunlar ne saygıdan, ne sevgiden anlar. Öküz gelmiş, öküz gidecekler :)))) Düşün düşün çoktur işim, çoktur işim yoktur eşim:))
65 notes · View notes
sanchopanzasblog · 3 years ago
Text
Harika sözleri boş verin..yürekten konuşanlar daha özden'dir..🐞
3 notes · View notes
yakamozzkadin · 3 years ago
Text
Boş konuşanlar ve hoş konuşanlar..
Manevî hırsızlardır.
Bir Zamanınızdan çalar, diğeri Ömrünüzden.
9 notes · View notes
gecenin-intihari · 4 years ago
Text
Amk ne kadar boş insanlar var kendi hayatlarını bırakıp benimkiyle ilgileniyorlar cidden çok seviliyorum sanırım en ufak hatamı büyütüp arkamdan konuşanlar sg abi kendi hayatınıza bakın uğraşmayın benimle ben sizin le uğraşırsam anlarsınız aradaki farkı yazık olmasın size.
9 notes · View notes
gecedekiyalnizpapatya · 4 years ago
Note
Ağzı olan konuşup durur söylenen şeylere takılma kalbindeki güzelliği gören insanlar biliyor senin nasıl olduğunu. Seni tanımadan anon arkasına sığınıp abuk subuk konuşanlar seni incitmesin. Karşına sen gibi iyi insanlar çıksın amin amin 🌷
Teşekkür ederim. Ve bu boş konuşanlar beni incitmiyor merak etme. Hepimizin karşısına iyi insanlar çıkar umarım :)
1 note · View note