#bir aşk sanatı
Explore tagged Tumblr posts
yakazakalb · 6 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
برا و بحرا و جوا.
🇵🇸🇵🇸🇵🇸
.
45 notes · View notes
uykucupandaa · 1 year ago
Text
Aslında oda sevseydi baya güzel oldurduk...
136 notes · View notes
hurdahas-blog · 2 months ago
Text
"Sen sevginin bile kurtaramayacağı kadar kötü bir insansın,ben bunu fark etmemek için çok uğraştım."
10 notes · View notes
louisa00 · 4 months ago
Text
02.08.2024
Tumblr media
Çizdiğin şeyler belki gerçek olur misali
11 notes · View notes
alperen1emre · 1 year ago
Text
Sen yeterki sev kulun olayım
Bir dile bin yıl kölen olayım
51 notes · View notes
yorgunherakles · 2 years ago
Text
bir şey dileyebilecek olsam kendime, azıcık mutlu olmayı isterdim. çünkü, fazlaca mutlu olsaydım, üzüntünün hasretini çekerdim.
wilhelm schmid - mutsuz olmak
23 notes · View notes
rahat-adam · 9 months ago
Text
Hikayenin sonunu biliyordum , canımın yapacağını da.Genede seni yaşamak istedim.Bazen hikayenin sonunu bilmen onu tekrar okumayacağın anlamına gelmez.
0 notes
gelistiricim · 6 months ago
Text
KİTAPTANSANATTAN - GOLD
Tumblr media
Kübizm sanat hareketinin öncülerinden biri olarak bilinen Pablo Picasso, edebiyatın etkilerini sanatsal tarzına kusursuz bir şekilde entegre etti. Edebiyatın Picasso'nun çalışmaları üzerindeki etkisi, onun sanata yaklaşımında, geleneksel normlardan koparak ve yeni ifade biçimlerini keşfetmesinde açıkça görülüyor. Picasso'nun kendine özgü perspektifleri ve parçalı biçimleriyle karakterize edilen resimleri, edebi anlatıların ve hikaye anlatma tekniklerinin onun sanatsal vizyonu üzerindeki etkisini yansıtıyor. Picasso, edebiyatın unsurlarını sanatına aşılayarak, geleneksel sanatsal sınırlara meydan okuyan ve dünya çapındaki izleyicileri büyüleyen kendine özgü bir tarz yarattı.
Picasso resimleri yalnızca edebiyatın etkisini yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda çok çeşitli edebi temaları ve karakterleri tasvir ederek onun hikaye anlatımı ve hayal dünyası ile olan derin ilişkisini sergiliyor. Picasso, sanatı aracılığıyla edebiyattan ilham alan karakterlere ve anlatılara hayat verdi ve bunları kendi benzersiz görsel diliyle yeniden hayal etti. Picasso, resimlerinde aşk, tutku, trajedi ve insan ilişkileri gibi temaları keşfederek edebiyat ve sanat arasındaki sınırları aşarak izleyicilerde derin bir yankı uyandıran, duygu ve deneyimlerden oluşan zengin bir doku yarattı. Edebi motifleri görsel şaheserlere çevirme yeteneği, farklı sanatsal disiplinler arasındaki çizgileri bulanıklaştıran çığır açıcı bir sanatçı olarak ününü pekiştiriyor.
Picasso'nun sanatına nüfuz eden ana temalardan biri, çeşitli edebi kaynaklardan ve kişisel deneyimlerden ilham alarak aşkın, duyguların ve insan ilişkilerinin araştırılmasıdır. Resimleri, insani bağlantıların karmaşıklığını yakalıyor; samimi anları, çatışmaları ve dinamikleri benzersiz bir derinlik ve hassasiyetle tasvir ediyor. Picasso'nun edebiyatla karşılaşmalarından ve aşk ve ilişkiler üzerine kendi düşüncelerinden etkilenen derin duyguları sanatı aracılığıyla aktarma yeteneği, insan deneyimini tuvalde yakalama ustası olarak konumunu sağlamlaştırdı. Picasso, edebiyat ve sanatı harmanlamaya yönelik yenilikçi yaklaşımı sayesinde, yaratıcılık ve ifadenin birbirine bağlılığı konusunda ilham vermeye ve düşündürmeye devam eden bir çalışmalar bütünü yarattı. Aşk kitapları, sanat, edebiyat, eserler gibi tüm konularda aradıklarınız Kitaptan sanattan web sitesinde yer alıyor, ziyaret edebilirsiniz.
586 notes · View notes
egeantonio · 6 months ago
Text
Ruhumu titreten sözler dökülürdü dudaklarından. Tanrı onu, sanatı yaratmadan 2 dakika önce resmetmişti sanki. Bir sanatçı olduğumu hissettiren bakışları vardı. Bir insan bir insana ancak ona besteler yapsa böyle bakardı diye düşündürürdü. Bir cümlede kelimelerin sırasını karıştıran ben, onu görünce bir roman yazarından farksızdım. Özgürlük ilk kez bu kadar tutsak hissettiriyordu. Bedenim bu kadar özgürken ruhum ondan ayrılamıyordu. Ona ne zaman baksam canım çilek reçeli çekiyordu. Ve yavaş yavaş anlamaya başlıyordum. Beni ona bağlayan bir şey vardı ne bugündü, ne dündü, küçüklüğüme dokunan bir yanı vardı ve sabah ekmeğime sürdüğüm çilek reçelini bile özletiyordu bana. Hiç bilmediğim sokakları ezbere koşuyor gibiydim onunla konuşurken. Eline kalem almayan ben onu deli gibi yazmak istiyordum. Bir cümlede üç farklı zaman yaşıyordum onunla. Bir cümlede bir insan hem dünde varolup, hem bugüne devam edip hemde yarında yaşaya bilir miydi? İşte onunla olmak böyleydi. Bir şekilde küçükken benim bile unutmaya yüz tuttuğum bir anıda varoluyordu birden. Sanki koskoca renkli tabloda tek siyah beyaz bizdik. Her şeyin canlılığına karşı bizim renksizliğimiz meydan okuyordu resme. Siyah beyaz resimleri o zaman sevmeye başladım işte. O bana öğretti bir fotoğrafta ne kadar soluk renkler olursa detayların muhteşem olabileceğini. Ve o bana öğretti özgürlük kelimesisin sözlük anlamının aksine aşk anlamını. Bir insanın bedeni dünyanın her yerinde varolabilecekken bir insanın bedeninde tutsak kalışını. Ve o bana öğretti ruha duyulan sevginin yemekten daha tok tutabileceğini. Ve o bana öğretti bir sanatçı olmak için güzel sözlere değil ruhuna dokunan bir insana ihtiyaç olduğunu.
29 notes · View notes
dramatik-buluntular · 10 months ago
Text
"Aşk, bulunabilen bir şey değildir; objet trouvé (buluntu nesne) ya da “hazır” bir şey de değildir. Her gün, her saat sürekli olarak yeniden yapılması gereken, daima diriltilmesi, teyit edilmesi, özen gösterilip ilgilenilmesi gereken bir şeydir."
-Yaşam Sanatı, Bauman
25 notes · View notes
uykucupandaa · 1 year ago
Text
Derde ihanet edemem
28 notes · View notes
hurdahas-blog · 2 months ago
Text
Tumblr media
13 notes · View notes
kalemineiyibak · 1 year ago
Text
Unutmalardan
Unutmalardan aldım seni sevgilim; unutmalardan alıp başımın tacı yaptım. Yol üstüne yol, sevda üstüne sevda uzattı saçlarım; sırf sana erişebilmek için...
Ümidimi hancılardan toplayıp bağcılara sattım, ayakkabı boyar gibi boyadım sensiz mutsuzluğumu; bir damla suya baş, bir ahıma ahlak bozan emperyalist çığlık oldun. Varım yoğum sen tsunamisiydi, denizler altında yirmi bin fersahın ayarı kaçmıştı ta şuramdan ötemden berimden biliyordum seni.
Kaçtın! Bana dalkavukça bir hasret bıraktın, rütbesine kimyon bulaşan ve salçalı kısmetine ekmek arayan merhabaları çukura düşen tonlarca sen dururken...
Dudaklarını istiyorum, alemin böyle güzel bir ayrılış görmediği yerde böyle güzel bir öpüşme seyretmediği kelimelerimin bana; sana öyle güzel bir öpüşme sanatı yazdığı aşk denemelerimden. Hadsizliğim sınırdışı edildi, göçüm sana; içten içe, ilden ile, içten sana, içten dileklerimle göğsünün kuş yuvasına...
Gözlerini istiyorum, alemin böyle güzel bir sensizlik görmediği yerde böyle güzel bir göz seyretmediği sanatı mahrem çizelgemin kelime namusuna ataerkil düzen oturtması yapmışlar ta derinlerimden. Sensizliğim seyir dışı edildi, göçük sana; içten dışa, ülkeden ülkeye, içten sana, hiçten öpüşmelerimle göğsünün üstünde kafesini kıran namussuz kuşun yuvasına...
Yazarım ben. Bak! Yine yazdım işte seni, sabah ve akşam ayırt etmeden en çıplak gerçekle nefret ettim senden. Bu kez haklı gerekçelerimle.
Hasretini öldürüyorum, alemin böyle güzel bir zalim adam görmediği yerde böyle güzel bir hasret seyretmediği mis kokan nefretimin psikopat kelime harcına lüzumsuz sözleri gözlemlediği denemelerimden. Hasretin üveyik ilan edildi, ölüm sana; kalpten kalbe, külden küle, günden güne; hasretimin sevişmelerinden göğsünde uyumak cesareti gösteren o minik martının sefil yuvasına...
Hiçten güneş battı, içten gidersin şimdi de sen.
Yazarım ben. Bak! Yazdım işte...
Kaderime yazılmayan sen, denemelerime konu oldun. Artık nihai bir pazarlık seni sensiz sevmek; borçlusun kelimelere herdem; nefreti perişan, ahuyu zar eylemeden...
Dilara AKSOY
25 notes · View notes
yakazakalb · 10 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Aşk deyince benim aklıma kanaviçe gelir, kitaplar gelir, gökyüzü gelir, deniz gelir, çiçekler gelir, hat sanatı gelir, namaz gelir, seccade gelir, şiirler ve kelimeler gelir.
Aşk deyince aklıma yokluk âleminden varlık âlemine muhabbet ile doğduğumuz gelir. Bütün âlemin hatrı ile yaratıldığı, adını andığımda gözyaşlarıma hâkim olamadığım Habibi Zîşân gelir.
Kalp sevmekten yorulmazmış. kalbiniz yoruluyorsa sevgisizliktendir o zaman bayım. Biraz sevmeyi deneyin. Kaleminizi bile sevin derdi bize hocamız değil mi ki onunla ilminizi kaydediyorsunuz. O zaman hayır adına ne varsa hepsini sevmeli ki dünya yürünmeye değer bir yer olsun.
17 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 1 year ago
Text
Tumblr media
Gönlünü yıkayıp arıtmamışsan, habire abdest alıp durmaktan fayda bekleme.
Yalnızlık, adam olmayanın vereceği sevgiden, saygıdan yeğdir.
Akılsız, yüzü güzele ; Akıllı, gönlü güzele tâlip olur . Zaman yüz güzelliğini tüketir ama gönül güzelliğini artırır.
Eğer Rabbim seni bana yazmışsa, Benden kaçışın yok..! Lakin kader seni benden almışsa, Ağlamaya lüzum yok...
Herkes dışını süslerken, sen içini,kalbini süsle. Herkes başkasının ayıbını araştırırken,sen kendi ayıplarınla meşgul ol!
Gönlü aydın bir kişiye kul olmak, padişahların başına tâc olmaktan iyidir.
Gerek yok her sözü laf ile beyana, Bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana.
Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene ; Çünkü cahil ne gelirse söyler diline.
Ey Gönül! En acı ilaç ayrılıktır; zira onun içinde Aşk gibi bir şifâ saklıdır.
Düşüncen konuşmana, Konuşman hareketine, Hareketin kaderine yansır, Güzel düşün. güzel yaşa..!
Tumblr media
Her olayı hayır bil, her geceyi Kadir bil, her geleni Hızır bil.
Emek ver , Kulak ver , Bilgi ver Ama Sakın Boşverme.
Ey gönlümün sol yarısı. Aklıma koydum seni, AKLIM almadı. Yüreğime bıraktım, Sana doymadı..!
Her Yerde Olmak Gibi Bir Duan Varsa, Gönüllere Gir; Çünkü Sevenler, Sevdiklerini Gönüllerinde Taşırlar.
Tumblr media
İki alem vardır: İlki varlık alemi, ikincisi manâ alemi. Varlık alemi gündüz gibidir, olanı biteni açıkça görürsün, kendini kolayca ele verir. Manâ alemi ise gece gibidir, onu bulmak için mutlaka gönül ışığını yakman gerekir.
Kişi gülüşüyle terbiyesini, güldüğü şey ile seviyesini gösterir.
Mecnun Değilim Dost; Lakin Çağırırsan Çöllere Gelirim !
Hak kuldan intikam kul ile alır, dini irfan bilmeyen bunu kul etti sanır.
Dünya pazarının sermayesi altındır. Öte alemin sermayesi ise; aşk ve daim nemli iki göz. Gönlüm bağdır, gözüm bulut. Bulut ağladı mı bağ yeşerir. Mum gibi yaş dök ki gönül evin aydınlansın.
Ey Gönül! Sevdiğini hiç gitmeyecekmiş gibi seversen, gittiğinde de hep gelecekmiş gibi beklersin.
Seni bağrıma değil, bağrımı ve başımı ayağının altına bastım. Gözüm toprak olacak, ama gönlüm daima aşk kokacak.
Fani Aşk Yoktur, Aşkların Hepsi Baki Olanadır. Tek Fark Şudur Ki; Kimi Sanatı Gôrür, Kimi Sanatçıyı...
Ey gönül Utanıyorum senden: yanında Bülbülün varken gargalardan gül sorarsın... eyvah!
Aklın güzelliği dil ile, dilin güzelliği söz ile, kişinin güzelliği yüz ile, yüzün güzelliği göz ile belli olur...!
Bizi bilen bilir, bilmeyende kendisi gibi bilir !
İnsanoğlu dünyayı zapt eder, ama ağzını zapt edemez.
Geçer dediklerimi gecirdim Biter dediklerimi bitirdim.! Nefret ettiklerimi sildim,... silkindim yeter dedim.! Geride bıraktıklarım hesap sormaya kalkmasın o yüzden bana.! Farkında olduğum için var oldunuz, vazgeçtiğim için bugün yoksunuz..!
Ey gönül, gönlümüzün dumanı, sevdamızın alametidir.
Dost; acı söyleyen değildir Acıyı tatlı söyleyebilendir.
Şu, içinde bulunduğun tek anlık ömrünü fırsat bil. Ve onunla meşgul ol. Ne geçmişle üzül, Ne gelecekten kork.!
Neden duasız bırakıyorsun dilini? Kapıyı çalmadan, açılmasını bekleyenlerden misin yoksa?
Kapı açılır, Sen yeterki Vurmayı bil! Ne zaman? Bilemem! Yeterki o kapıda durmayı biL!
Bu dünya tuzaktır, tanesi de arzular.
Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir.
Güzel günler sana gelmez. Sen onlara yürüyeceksin.
Allah'ın defineleri yıkık gönüldedir... Yıkık yerlerde pek çok defineler gömülüdür. Kırılmış, iki yüz parça olmuş gönülü yapmak, Allah'a Hac'tan da yeğdir, Umre'den de.
Asalet; Boyda Değil, Soyda İncelik; Belde Değil, Dilde Doğruluk; Sözde Değil, Özde Güzellik; Yüzde Değil, Yürekte Olur !
aşka yanmalı can dediğin...ya canan olmalı; ya da canını almalı 'yar 'diyemezsin ki herkese; içindeki yaran olmalı...herkesin de bir yüreği vardır amma yürek dediğin bir başka yanmalı...!
İnsanları tanımak denizleri bardak bardak boşaltmaktan daha zordur.
Sabret Can ; üzülme sevmeyen gitsin. Niçin ağlarsın? Dua et Rabbim seni terketmesin. İşte O terkederse gerçekten bitersin. . .!
Gül bahçesinde geçen sırrı, gizli şeyi bir gül bilir, Bir de hazin hazin ağlayan, feryat eden bülbül bilir.
Gönül kazanmak istiyorsan, sevgi tohumu ek. Cenneti kazanmak istiyorsan, yollara diken serpmekten vazgeç.!
Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, Olsun!.. Vuslata aşık gönül susmayada razı.
Sen benim; bügünüme şükür ve yarınıma dua edişim,azla yetinişim,çoğa göz dikmeyişimsin.
Ey Gönül ..! Sen sen ol , kimsenin gönlünü yıkma . Dikenin ucuna çıkta , Edep çizgisinden çıkma ..!
Dua ve ibadet Allah ile olmaktır. Allah ile olan kimse için ölüm de ömür de hoştur.
Vesveseli düşüncelerden sakın. İnsanın kalbi, sazlık ve orman gibidir. Orada aslan gibi de, yaban eşeği gibi de fikirler bulunur.
Ey Gafil! Sen kendi şehvetine Aşk adını koymuşsun. Şu halinle o namusu ekberi soymuşsun. Aşkın asıl manasının altını oymuşsun. Bir bilebilsen küstahlığa nasıl doymuşsun...
Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.
Gözünün gördüğünü gönlünün gördüğüne değişirsen EYVALLAH. Gönlünün gördüğünü gözünün gördüğüne değişirsen EYVAH EYVAH.
Yaşadığın dünyaya bak; Yüce Tanrı, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edesin?
Sevgi ve acıma, insanlık vasfıdır; hiddet ve şehvetse, hayvanlık vasfı.
Bize Gözün Değil , Gönlün Gördüğü Yürek Gerek. Düşlerdeki Tabir Değil , Gerçeğe Vuslat Gerek.
Kadınlar, Aklı Olanlara, Gönül Sahiplerine Pek üstün Olurlar. Cahillere Gelince, Onlar, Kadına üstündür. çünkü Tabiatlarında Hayvanlık Vardır. Sevgi Ve Acımak, Insanlık Vasıflarıdır. Hiddet Ve şehvet Ise Hayvanlık Vasıfları.
İstedikde vermedi deme... İstemeyi bilmedin bari yalan söyleme...
Yol kesenler olmadıkça, lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça, sabırlılar, gerçek erler, yoksulları doyuranlar nasıl belirir, anlaşılır?
Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikeni sulamak. Adalet bir nimeti yerine koymaktır.; her su çeken tohumu sulamak değildir. Zulüm nedir? Bir şeyi yerinde kullanmamak, yeri olmayan yerde kullanmaktır.
Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar. Ama unutma ki, rengarenk gökkuşağı yağmurdan sonra çıkar.
Eğer tamamıyla zorluklara daldınsa, daralıp kaldınsa, sabret; çünkü sabır genişliğin anahtarıdır.
Ey diken arayan kimse! Cennete girsen bile, orada senden başka diken bulunmaz.
Yazık ki akşam oldu biz yine yalnız kaldık... Bir kıyısı görünmez denize daldık.. Bir gemiye binmişiz bulanık bir gecede... Allah'ın denizinde Allah'tan uzak kaldık...
Bir gün kızsan bana, alsan başını, yüz bin yıllık yere gitsen, dönüp kavuşacağın yer ben’im demedim mi?
Geminin yüzmesi için suya ihtiyaç vardır! Ama su geminin içine girerse onu batırır! Gemi için su ne ise mümin için dünya o dur!
Ey Gönül! Bir sürü dostlarının yanında, elbet ki düşmanların da olacak; Ama imtihan ya bu, onca düşmanın var iken seni dostun vuracak.
İnsanlar elbiseleri ile karşılanır sohbetleri ile uğurlanırlar.
Şunu iyi bil ki safları yaran, her şeyi yenen aslanla savaşmak kolaydır. Gerçek kahraman odur ki önce kendi nefsini yener.
Ey Gönül! Sana deli desinler, divane, mecnun desinler; sana mağlup desinler, yenilginin zillet içindeki çocuğu desinler. Fakat ey gönül, sana, zaferin sarhoşu demesinler. Sana, 'kalbini kıramadı' demesinler. Ey gönül, haydi yenilgini mübarek kıl. Kır kalbini ve 'gönül' ol. Kokular devşir cennetten; hatta daha ötelerden.
Tumblr media
12 notes · View notes
hitabet · 7 months ago
Text
1. bir ilişki ilişmekle yetinmemelidir. kıyıya, köşeye, ucuna veya kenarına oturmakla, oturuyormuş gibi yapmakla gemi yürütülmez. üzerine oturulacak şey süngü bile olsa, tam anlamıyla oturmak şarttır.
2. ıslak olmayan bir ilişki düşünülemez.
3. aslında ilişki diye bir şey yoktur; her şey palavradır. iki insan ancak birbirlerine ilişmedikleri sürece birbirlerini yaşatabilir. birlikte değişim bir ortaçağ yalanıdır.
4. olmuyorsa olmuyor kuralı: kelek kavuna şeker serpmek kadar anlamsız bir hareket daha bulunabilir, ama bu zor olacaktır.
5. herkesin kavun yerine ayva yemeye hakkı vardır.
6. duvar çentiklerinin gölgesinin derin olacağı unutulmamalıdır.
7. söylenmeyen söz ağırlaşır.
8. herkesin kendine ait bir karanlığı olması gerektiği, tartışılmaz bir gerçektir.
9. bir ilişkide gerçek diye bir şey yoktur. dolayısıyla kaç kilo ettiği bilinemez.
10. avukatlar ve polisler, sevgiyi mülkiyet kanunlarının hükmüne sokmakta başarısızlığa uğramaya mahkumdur.
11. bedenlerin birbirine alışması söz konusudur. bu, beyinler için de geçerlidir. bu konuyla küçük mavi cinler ilgilenecektir.
12. acı çektirme sanatı gün geçtikçe ilerlemektedir.her ilişkinin amacı, bu sanatı kusursuzluğa ulaştırmak için çabalamaktır.
13. her insanın duvarları vardır. her duvarın gedikleri vardır. ilişkide dürüstlük, insanların birbirlerine verdiği ve bu gedikleri gösteren haritaların doğruluk derecesiyle orantılıdır. orantı sabiti 1.7’dir.
14. duvarlara işemeyiniz.
15. her insanın paspas olmaktan sıkılmaya hakkı vardır.
16. beklemek erdem değil, çaresizliktir.
17. insan temelde yalnızdır. üst katlar için kesin bir şey söylenemez.
18. yalnızlık paylaşılmaz. paylaşılırsa raconu kalmaz.
19. erken kalkanın kahvaltıyı hazırlaması, uzun vadede bir ütopyadan ibarettir.
20. in the long run we are all alive.
21. insan tek başına da sıkılabiliyorsa bu becerisini geliştirmelidir.
22. aslıda ilişki diye bir şey vardır. her şeyin palavra olması hiçbir şeyi değiştirmez. aşk her ilişkide bir olasılıktır. yaşam da her ilişkide bir olasılıktır. dolayısıyla aşkın ne olduğu bilinmemekle birlikte yaşam aşktır. bu madde, 3. maddeyle çelişmez.
23. diğerinin bokunu temizlemek, aşkın varlığını kanıtlamaz. diğerinin aşkını temizlemek, bokun varlığını kanıtlar.
24. metal yorgunluğu, uzun süre sıkılı kalan bir vidanın ya da bükülü duran bir levhanın yorulup kırılması gibi bir şeydir. aynı paralelde ilişki yorgunluğundan söz edilebilir.
25. ilişki, il-iş-ki değildir. fazla mesai ücrete tabi değildir. görev bilincinizi götünüze sokunuz.
26. ilişkilerde eşzamanlılık olanaksızdır. herkesin zamanı kendine göre işler. ortada tek bir dağın olması, değişik açılardan bakıldığında değişik şeyleri görüldüğü gerçeğini değiştirmez.
27. rüyalar, anılar kadar önemlidir. tabiri caizdir.
28. herkes kendi efsanesini kurmak ve yaşatmakla yükümlüdür. ancak bireysel efsaneler var olduğunda ortak bir efsane oluşturulabilir.
29. dil, iletişim kurmak için başvurulacak son amaçlardan biri olmalıdır. bir çelişki gibi görünse de konuşmak şarttır. bu, koklaşmanın ve telepatinin önemini hiçbir şekilde yadsımaz.
30. yolların uzun ve ince olması, üzerlerinde gündüz-gece gidilmesini gerektirmez.
31. her son’un nasıl olacağı en başından bellidir.
32. eğer bir ilişkinin bitmesi mümkünse bitecektir.
33. bunun birinci manifesto olması, ikinci bir manifestonun olmayacağı anlamına gelmez.
eserin başına git
bir ilişki nasıl olmalıdır birinci manifesto, cem akaş, 7, altikirkbeş yayınları, aralık 1992 1.baskı
2 notes · View notes