#benim gözümden dünya
Explore tagged Tumblr posts
Text
öyle iyisin ki bu sabah
hiç üşümüyorum
taş yağsa şaşmam şimdi
sen gözlerini yumunca
halbuki
özlerdim önceleri
orkideler gelsin bir kere de
alev alev leylekler
bir çok çocuk
in
cin
peri
annem gelsin ekseriyetle
sen gözlerini yumunca
kapıda kaldın
girsene
seni tanıyorum yabancı
anımsıyorum
gelmezdi elimden insan içine çıkarmak seni
sürekli ölürdün hep aynı biçimde,tesadüf bu
sürekli siyah
sürekli melanet
daha da siyahlaşırdın ısırdıkça
bense,
içime peygamberler yağar
ağlardım
sen gözlerini yumunca
....
bu dünya sürgününde yanar ışıklar loş loş
hiç düşündün mü,aslı nedir bu korkumuzun
kalamadım bir yerde dirlikle uzun uzun
gönlümün tahtındasın,hep miskinsin,hep sarhoş
*******
yok asla damlaca meylim,sultanlığa,şeyhliğe
morarmış kâbuslardan uyanırım her gece
düşerim karanlığın gözlerinden gizlice
benim annesizliğimdir çöllerden yağan göğe
*******
hiçlik'eyim ,her şeyim;her şeyliğim sobe'dir
tesellimdir acılar cennete giden yolda
sağda polis kordonu,mezarlık durur solda
yarından sonra doğan her kadın körebedir...
...........
gözümden akmıyormuş,olsun,sel ne derse desin
bu biçâre-i fakîre güzel ne derse desin
************
uçkun bir söz bekliyorum mihnet-i sevgiliden
elverir,tek bir bakış bana dil ne derse desin
************
başımın etini yiyor akbabalar iştahla
ben mütevekkil bir kulum,ecel ne derse desin
*************
tımar edildim tepeden tırnağa acılarla
yaslıyayım başım göğsüne,el ne derse desin
***********
nâzân durur sevgili ellerim kımıldadıkça
bülbülün cevrinden muzdarip gül ne derse desin
***********
Deniz bilir,bütün bunlar imtihandır kâfî'ye
kifâyet etmiş olsun tek,delil ne derse desin
........
payla kendini kolayca nefes
paylaş duldada avlu olsun
fazla su yakan bir yaz
soğutur her çocuğu çikolatadan
ne de olsa şeker yaşa bakmaz
***********
kalkar günler aşağı,sis yukarı
cenaze kiminse kalksın ayağa
siz kimsiniz
buralı değil cüretiniz
vergiye tabidir enfarktüs burada
ben anlamam
inme inerse
yahut delirirseniz
siz bilirsiniz
*************
pak ev,gıcır gıcır
üzüntüler eski
dil ucu
avro,dolar ucu ucuna
tuttunsa iş,sahur da tut
tutturma tutmam şimdi
neyse ne
evir çevir akını yüzünün
otur kendi avucuna
**************
-falan oldum işte-
lâle bahçesi
öldürür adamı türkçesi
.........
yükü kalkmıştır benden damlası deryaların
mâtemini tutarım kaybolan hülyaların
mührü vurulmuş ömrüm delinin delalıdır
tâbiri mümkün değil et yiyen rüyaların
kaç gün var yıldızların sağılmamış sütleri
yosununu yiyorum kaç gün var kayaların
uygarlık savaş verir,hiç tükenmez savaşlar
sütunlarını öper asırlar mayaların
kadınlar sövüşürler,salyalı ağızları
kara toprak altında perdesi hayâların
Deniz niçin naz eder,üzgünken kâfî böyle
sanırım bir sevdaya çakılmış ayalarım
...
ne rengine benzer bir renk
ne de tadına bir tat
taze ölü kokusudur
gelir ardımsıra
bir ıslık gibi hayat
........
sular kenarımdan geçiiyor,yok gibi
bir bekleyenim yok
çınarlı limanlardaşakaklarıma saplanıyor sesin ok gibi
öldüğüm günlerden biri
aylardan hicrî şevval
sana bağışladığım kanatlarla yaklaş bana
gülümsemekten vazgeçme Kızıl
uzun uzun yollardan geldim,dur gitme
hatıran var sigara izmaritlerinden bir fasıl
yavaşy
avaş öğreniyorum,keder nedir asıl
bana gözlerinin siyahından gönder
dur gitme
erkek adımı
dişi dudaklarına kazıyacağım
ağutoaböcekleri geçiyor mevsimden hantal
hantal beni bbbelaya bırakmadur gitme meral
seni sevdiğimi anlıyorum giderek
taşlar konuşuyor fundalar,koruluklar
ağzımda sakızı avrupa havasının
atlı polisler geliyor kaçın, kaçın
sen dudağıma uğrarsan bitecek bu kâbus
kimbilir ne kadar sürer bu incili masal
temiz bir yer biliyorum
ordan devam edelim yolumuza dilersen
bu sevda bitmemeli Meral
ben seninle ölmediğime pişmanım
senin ölmemen için ölmek
küçük bir kız çocuğunun yanılsamasıdır yaşamda
oyuncakların ne hükmü varsa yoksa
yeri deşer dururuz aynalarda kaybettiğimiz acıları bulmak için
ne ki, kaybolmuştur anlam
üstümüzde kaşmir şal
bu kez de beşleremedın ağlamayı
bırak öylece kalsın Kızıl
..........
duydum çağırmışsın beni
gel dersin de gelmez miyim
yolumun üstü dağ başı
de dersin de delmez miyim
yay eyle keman kaşını
eğme kimseye başını
akıp duran göz yaşını
sil dersin de silmezmiyim
derdin ne sordum şaki'ye
atılırsın zay'dan zay'a
ay'ı ortadan ikiye
böl dersin de bölmez miyim
karışmam yoğurda,süte
hasretin burnumda tüte
bir canım var hiçten hiç'e
öl dersin de ölmez miyim
.....
Kızıl-Deniz Bozan
#aşk#bahar#edebiyat#şiir#kitap#şiir sokakta#gece#1duygusalhikayem#books#editorial design#flowers#hasret#papatya#vintage#playlist#spotify#türkiye#mutsuzluk#yalnızlık#postlarım#blog yazısı#anlamlı yazılar#edebi sözler#yazılarım#keşfedilmemiş#Spotify#aşka dair#kendi kalbine yazar#özlü sözler#siyah kadar yalniz
11 notes
·
View notes
Text
Dazai Osamu'nun Giriş Sınavı: Sonsöz
Wattpad Linki
MangaTR Linki
Tanıştığımıza memnun oldum ve karşılaştığımız ilk sefer değilse sizi tekrar görmekten mutluluk duydum! Ben, Bungou Stray Dogs serisinin yazarı Asagiri Kafka. Bungou Stray Dogs genelde şu şekilde ilerliyor:
DAZAİ: “Hey, Atsushi. Günün işiyle mi uğraşıyorsun?” Dazai neşeyle gülümsedi.
ATSUSHİ: “Y-Yine mi… kendini boğmaya çalıştın?” Atsushi yüzünü buruşturdu.
Bu, benim tipik özensiz yazım ama çizer Harukawa Sango karakterlere hayat veriyor. Çizimleri işimi kolaylaştırıyor ama bu sefer farklıydı.
Bu romanda yazdığım her cümlenin sorumluluğu bana aitti. Masadaki bir bardaktan köydeki yaşlı bir adamı tarif etmeye kadar her şeyi editlemek, düzenlemek ve ipleri elimde tutmak zorundaydım. Mangadaki çalışmalarımı film terimleriyle anlatacak olursam çizer Harukawa oyuncu, kameraman, seslendirmen, ışıklandırman ve sahne editörüyken benim tek yaptığım senaryolar yazmak ve yönetmenliğe yardımcı olmaktı. Bundan dolayı bu roman büyük bir görev ve sorumluluktu. İlk romanımı yazmanın getirdiği baskı o kadar ağırdı ki titreşim modundaki bir telefon gibi neredeyse her zaman elim ayağım titriyordu. Ama sonuca değdi. Bir bakıma mangadan daha zengin bir dünya yaratmayı başarabildim, umarım keyif almışsınızdır.
Bu roman, Bungou Stray Dogs mangasından iki yıl önce yaşanan olayların anlatıldığı bir yan hikayedir. Fakat gerilimin ve sürprizlerin tadını çıkarmanız için seri hakkında öncesinde bilgi sahibi olmanızı gerektirmeyecek şeklinde yazdım. Ayrıca Liman Mafyasının geçmişinin detaylarını içeren ikinci bir roman yazmayı planlıyorum. Baskı ve sorumluluk duygusu şimdiden beni tir tir titretiyor, muhtemelen bu yüzden masamın ayakları kırılmak üzere. Yeri delmeden önce bitirmeyi planlıyorum, takipte kalmayı unutmayın.
Son olarak birkaç kişiye teşekkürlerimi iletmek istiyorum: Manganın editör şefi Katou, bu romanın editörü Beans Bunko’dan Koshikawa, daima şık kapaklar ve karakterler çizen Harukawa Sango (çizimleri olmadan bu roman Bungou Stray Dogs’un tuhaf bir sahtesine benzerdi), reklamcılar, ajanslar, kitapçılar ve siz okuyucu; çok teşekkür ederim.
Bir sonraki ciltte görüşmek üzere.
Yazar, Asagiri Kafka
***
Öncelikle iki yıl aradan sonra çevirisine devam ettiğim bu romanı okuyan herkese teşekkür ederim. Serinin ilk romanı olmasına rağmen çevirisini, konusunun çok ilgi çekici olmadığını ve diğer romanların daha çok talep göreceğini düşünerek geçe bırakmıştım. Verdiğim iki yıllık arada 15 Yaş ve STORM BRINGER romanını çevirdim ve her ne kadar Giriş Sınavı’nın yeri kalbimde ayrı olsa da doğru bir karar aldığımı düşünüyorum.
Serinin yazar tarafından yazılan ilk romanı olmasına rağmen çevirisini yaptığım beşinci roman. Bu süreçte kendimi, mükemmel olmasa da geliştirdiğimi düşünüyorum. İlk çevirdiğim roman BEAST maalesef acemiliğimin, ikincisi 15 Yaş ise doğru kaynak bulamamamın kurbanıydı. “1. Ara”dan sonraki bölümlerin çevirisini resmi kitaptan yaptığım için hata payının daha az olduğunu düşünüyorum fakat gözümden kaçan bir şey varsa her zamanki gibi özür dilerim.
Bir sonraki çevireceğim romana gelirsem muhtemelen en başta yapmam gereken şeyi, kronolojik sırayı takip edeceğim ve “Dazai Osamu and the Dark ERA”yı çevireceğim.
Umarım bu kitap sizin için keyif verici olmuştur. Okuduğunuz ve beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Bölümleri bungoustraydogs-tr Tumblr, MangaTR ve Akami-Rin wattpad hesabında yayınlayacağım.
Çevirmen, Akami Rin
17 notes
·
View notes
Text
Babamı yakın zamanda kaybettim... Açıkçası ölüm hiç bu kadar yakınıma uğramamıştı. Babamın mezarını görene kadar inanamadım başta... Mezarını görür görmez bir anda dünya gözümde küçüldü. Her şey bir anda gözümden silindi. Tüm hevesler, planlar... Hayattaki tek gerçek buydu. Tek hakikat ölüm... Bir gün ben de öleceğim ve mezar taşında benim ismim olacaktı. Ve hesap sorulan ben olacaktım. Bu gerçek beni tedirgin etti... Bir anda buz kesildim. Bu derece etkilenmemin nedeni ölümün bu kadar yakınıma uğramasıydı. Birçok sela sesi duydum bu zamana kadar ama selanın sonunda babamın isminin duymam beni derinden etkiledi. Ve o an bir karar aldım. Bundan sonraki ben ile bundan önceki ben aynı olmayacaktı. Yeni, temiz, güzel başlangıçlar yapacaktım. Tertemiz bir şekilde rabbimin huzuruna çıkmanın mücadelesini verecektim. Rabbim niyet ettim sen bu niyete muvaffak kıl.
15 notes
·
View notes
Text
Benim gözümden dünya
#uzguncilek#aesthetic#artists on tumblr#aestehtic#aestheitcs#aestethic#brown aesthetic#why am i like this#goodmorning#goodtimes#üzgünçilekfotoları
11 notes
·
View notes
Text
Dünya Koca bir yalan
bazı insanlar yaşamayı hak etmezler mesela benim gibi insanlar ben yaşamayı zerre hak etmiyorum insanların gözünde ben işe yaramaz sorunlu aptal geri zekalı biriyim bunu hissetmiyorum buna direk şahit oluyorum hep onlar haklı Bir kere de ben haklı olsam ne olurdu acaba hiçbir şey insanlar beni kırıyorlar özür diliyorlar içimden onlara ne değişti diyorum cevabı zor değil ben de verebilirim hiçbir şey keşke kelebek olsam dünyayı gördüğüm kadar yaşayıp ölsem ölmek istemiyorum aslında korkuyorum aslında ölmekten çok yaşamak istiyorum ama nefes alarak yaşamak istiyorum içimde fırtınalar kopuyor ama gözümden Bir Damla yaş akmıyor hani insanı en sevdikleri kırarmış aptal yerine koyarmış sövermiş insan yerine koymazlarmış ama gitmek isteyince yine de seni suçlarlarmış suçlu kim aslında ben mi yoksa onlar mı onlar bir topluluk ben sadece tek başıma bir bireyim bazen topluluklar da yalan söyler size anladığını sanarlar ama siz hep ait olduğunuz yere dönmek istersiniz yani mezara..........
7 notes
·
View notes
Text
miniğim,yumusum,calim,sevgilim..
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim o gözlerin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o gözlerinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu, bu çok farklı bir şey ben bunun adını bilmiyorum koyamıyorum adını. Çok güzel bir şey bu ama ne bulamıyorum her duyguyu tattırıyor varlığın resmen. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan gelip canımı istesen veririm. Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu sanki sesin dünyanın en güzel sesi yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen ya varlığın mutluluk senin. Ben çok aşığım sana çoookk. Her zerrrene muhtacım ben senin. Sen olmadan olmuyor ben ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece. Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım. Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerine gelelim. Tutmak ve hiç bırakmak istemediğim ellerin. Çizgilerine kadar ezberlemek istediğim ellerin. Çok güzeller be. Gözlerine hiç gelmiyim bence. Gördüğüm en güzel yeşil gözlerden daha mükemmel kahverengi gözlerin. Birşey var bakıslarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Anlatabiliyor muyum ? Ben sana mükemmelsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel adamı oluyorsun. Dayanamıyorum. Sen varya sanki kendini bir menekşenin rengine , bir gülüşe katıp ömrünü adamalık insansın. Benimsin. Benim ömrüm benim aşkım benim nefesim. Herşeyimsin. Sen muazzam bir hatasın ve ben bundan asla ders çıkaramayacağım. Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ayrıca boynun sevgilim gezegenin en güzel kuytusu. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güclenirmiş ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Hani kaç kere dedim ya şu kız sana dokundu koluna girdi sana baktı diye. Kıskanıyorum sevgilim. Ben ilk defa birini kıskanıyorum yemin ederim. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Sana çok aşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum.
sen geldin..
Mevsimlerin dörtten fazla olduğunu öğrendim.
Saatleri saymayı öğrendim, sana sarılmak için.
Şarkılara takılı kalmayı, insanlara dikkat etmeyip, ilk önce seni, sonra seni,
en son olarakta yine seni düşünmeyi öğrendim.
Bakışlarının fotoğrafını çekmeyi,
sonra o fotoğrafı içime asmayı öğrendim.
Sonra sen geldin.
Gelmenin bir insan için ne demek olduğunu da ögrendim.
Bir şehrin bir insan tarafından ne kadar güzelleşebileceğini senin yanında öğrendim.
ondan sonra dünyanın yarısının, yanaklarına sığdığını gördüm sen gülünce.
Dünya ele avuca sığıyormuş sevgilim, elini tutunca anladım.
Sonra sen geldin işte.
Geçmişte yaşadığım herşeyi unutmak istediğimi fark ettim. Sırf kalbim gibi aklım da sadece sen ol diye.
Hatta ve hatta baktığın bir insanı özlemenin ne demek olduğunu seninle ögrendim.
Yaşanılası en güzel duyguların seninle var olduğunu öğrendim..
“Ve benim gittiğim yollar,
Hep senin gözlerinin içine doğru.”
"çünkü sen geldin ve canladım yeniden :))"
9 notes
·
View notes
Text
27.05.2023
Merhaba dünya güzelim. Bir günü daha geride bıraktık umarım geride bıraktığımız gün içinde gülümsemene sebep olan güzel şeyler yaşamışsındır. En güzel güne sadece üç gün kaldı. Kalan her gün umarım geçen günlerden daha güzel geçer.
Bugünkü şarkımız “Pinhani- Ne Güzel Güldün”
Öyle bir anda girdin ki hayatıma, bana beni verdin. Önce kendini bana, sonra beni bana gösterdin. Ayağımda prangalar, yüreğimde enkazlar vardı. Önce ayağımdaki bağı çözdün. Sonra altında ezilen yüreğimin üstündeki enkazları kaldırdın. Uyanıkken hayalim uyurken rüyamdın. Pervane misali etrafında dönüp durduğum ışığımdın. Senin sayende mevsimlerin dörtten fazla olduğunu öğrendim. Günleri saymayı öğrendim, sana kavuşmak için. Şarkılara takılı kalmayı, insanlara dikkat etmeyip, ilk önce seni, sonra seni, en son olaraktan yine seni düşünmeyi öğrendim. Bakışlarının fotoğraflarını çekmeyi, sonra o fotoğrafı içime asmayı öğrendim. Sen geldin ve gelmenin bir insan için ne demek olduğunu da öğrendim. Sonra seni düşünerek yazdığım yazılarımda, benimle konuştuğunu duydum. Bir şehrin bir insan tarafından ne kadar güzelleşebileceğini senin yanında öğrendim. Şu an yanımda değilsin ama seni beklemenin heyecan verici olduğunu hissediyorum. Seninle olmak ikinci el kitapçıda, raftan rastgele aldığım kitabın arasından ilk sahibi tarafından yazılan pozitif bir not bulmak gibi. Seninle olmak en sevdiğim fincanımda dumanı tüten nefis bir kahve hazırlamak gibi. Seninle olmak araba radyosunda müzik dinlerken en sevdiğim şarkıya denk gelmek gibi. Seninle olmak gökyüzünü izlerken kayan o yıldızı görebilmek gibi. Seninle olmak şampiyonluk maçında son dakika golünü atmak gibi muhteşem bir şey. Varsın yüküm artsın her geçen gün. Dağları sırtlanıp, yürüyeyim yolumda. Gözümden yaşlar aksın bir bir, mutluluk bir tebessüm olarak kalsın yüzümde. Hayatımda sen varken korkutamaz hiç bir şey beni. Yıldıramaz ufak tefek ya da haddinden fazla engeller. Ben senin varlığınla tutunuyorum her koşulda. Seni hayal ediyorum her nefesim sıkıştığında. Hal böyleyken ne kadar uzakta olabilirsin ki benden. Ben sendeyim biriciğim, sen ise tam merkezimde…
Evet birtanem sınav günü gelmişti artık hocayla beraber önce gizemi almıştık sizin ordan sonra direk salonun olduğu tarafa geçmiştik. Salona girmeden önce yine en son yine seninle konuşup, şans almıştım senden sonra da telefonumu kapatıp hocaya vermiştim. Salona girdiğimiz an artık her şeyin benim elimde olduğunu anlamıştım. Isınmak için yirmi dakikamız vardı ve o yirmi dakika içinde bir an olsun seninle kurduğumuz hayaller gözümün önünden gitmemişti, onları düşüne düşüne koşuyordum son beş dakika kala açma germe işlemini bitirdik ve Gizemle yan yana gelerek konuşup söz verdik birbirimize sonra da kocaman sarılıp şans diledik birbirimize. İlk sırada ben vardım hocalar anons edince kameranın önüne geçip kendimi tanıttım sonra direk parkurun başına geçtim ve ellerimi açıp duamı ettim, sonrasında aklımda sadece başarıp sana kavuşmak kalmıştı. Derin bir nefes alıp çıkış yaptım, aldığım nefesi geri verdiğim anda parkuru 21 saniyede bitirmiş ve günün en iyi derecesini yapmıştım. Fotosele baktığım an sadece içimden çok şükür dedim ve direk gözüm Gizeme doğru kaydı. O da benden güç almıştı gülümsedi ve önüne döndü sonra o da çıkış yaptı sadece dua ede ede bana gelmesini bekledim çok şükür hatasız bir şekilde 22,5 saniye de yanıma geldi ve o da kızlar içinde güzel bir derece yapmıştı. Kocaman sarılıp mus mutlu bir şekilde kolkola kapıdan dışarı doğru yürümeye başladık hiç bir şey söylemedik ama ikimizde birbirimiz gözlerine bakınca “başardık beee” dediğimizi anlıyorduk. Hocamız kapıda bizi bekliyordu ikimizde koşa koşa ona gittik ve o da tebrik etti bizi hemen ardından direk telefonu elime alıp sana yazdım. Senden hemen sonra ağrıda ki grup hocalarımız görüntülü arayıp tebrik etti ve o gün hemen dönmemiz gerektiğini söylediler, çünkü Ağrı ve Iğdır sınavları da vardı önümüzde. Salondan merkeze geçene kadar sadece seninle konuşmuştuk. Bir şeyleri başardığımı hissediyordum, uzun süredir beraber beklediğimiz an gelmişti ve ben istediğimizi elde etmiştim çok mutluydum çünkü artık en az iki sene boyunca seninle aynı şehirde olacaktık. Bu güzel düşünceler içime huzur veriyordu. Merkeze geçince bilet ayarlamak için ofise geçtik iki yer ayırdık ve Gizem direk size geçti bende eşyalarımı almak için hocamların evine geçtim bir hafta sonra tekrar geleceğimi bildiğim için alelacele hazırlanıp otogara geçmiştim. Seninle de o yüzden güzelce vedalaşmamıştık bile. Ama umrumuzda olmamıştı çünkü düşüncelerimize göre en az iki yıl yan yana olacaktık…Bugünü hikayemizin güzel anlarıyla bitirmek istedim canımcım.
Yarın Görüşürüz Biriciğim<3
TAKVİMİN EN GÜZEL GÜNÜNE SON “3”
5 notes
·
View notes
Text
Benim Gözümden Dünyaya: Aspergerli Bir Genç Olarak Yaşamak
Asperger sendromu olan bir gencim. Asperger, sosyal ilişkilerde, iletişimde ve bazen de rutinin dışında değişikliklere uyum sağlamakta zorluklar yaşadığım bir nörogelişimsel durum. Dışarıdan bakıldığında, pek çok insan benim dünyayı nasıl gördüğümü anlayamayabilir. Ancak, işte bir aspergerli birey olarak yaşamak ve dünyayı algılamak, birçok insanın farkında olmadığı şekilde farklı bir deneyim.
Bazen, sıradan sosyal etkileşimlerde kendimi bir yabancı gibi hissediyorum. İnsanların yüz ifadelerini veya ses tonlarını anlamak, çoğu zaman benim için bir bulmaca çözmek gibi. Çevremdeki insanlar doğal olarak empati gösterir veya birine nasıl davranmaları gerektiğini kolayca hissederler, ancak ben bu konuda biraz daha fazla düşünmek zorunda kalıyorum. Konuşmaların altındaki duygusal ipuçlarını yakalamak da zor olabilir; bu yüzden bazen "normal" insan davranışlarını çözmekte güçlük çekiyorum.
Ancak, aynı zamanda bir başka yönden bakıldığında, dünyayı detaylarıyla görmek ve bazen ince ayrıntılara odaklanmak da benim için bir avantaj olabilir. Hızla kaybolan küçük detaylar, bazen diğer insanların gözünden kaçan şeyler, bana daha fazla anlam ve derinlik katıyor. Bu, özellikle yaratıcı düşünme veya çözüm bulma gerektiren durumlarda bir avantaj olabilir. Zorlukların yanında bu eşsiz bakış açısının bana sunduğu fırsatlar da var.
Duygusal anlamda, çevremdeki insanların bazı davranışlarını anlamak benim için her zaman kolay olmayabiliyor, ancak bu beni daha açık fikirli ve sabırlı olmaya teşvik etti. Empatiyi bazen kelimelerle değil, eylemlerle gösterdiğimi fark ediyorum. İnsanlarla bağ kurarken, bazen kelimelerin veya jestlerin yerine daha farklı bir iletişim yolu seçiyorum. Bu bana, dünyayı farklı bir açıdan görme fırsatı tanıyor. Bu, bazen dışarıdan "normal" bir yaşam süren insanlardan daha özgün ve zengin bir iç dünya yaratabiliyor.
Asperger olmak, farklılıklarımı bir eksiklik olarak görmeme neden olmuyor. Aksine, kendi kimliğimi ve dünyadaki yerimi kabul etmek, bana güç veriyor. İnsanların hep aynı şeyleri düşünmesi ve hissetmesi gerekmediğini anlamak, kendimi daha rahat bir şekilde ifade etmemi sağlıyor. Sosyal normlara uymak yerine, ben de kendi yolumu bulmaya çalışıyorum ve bu süreçte bazen başarılarım, bazen de hayal kırıklıklarım oluyor.
Beni anlamanızı istemiyorum, sadece farklı bir perspektiften bakmanızı… Aspergerli birinin dünyayı nasıl algıladığını anlamak, sadece bana değil, hepimize bir şeyler öğretebilir. Bazen sessizliği anlamak, bazen sözsüz ifadeleri görmek veya bazen “farklı” bir bakış açısını kabul etmek, toplumumuzun daha kapsayıcı ve anlayışlı olmasına yardımcı olabilir.
Bu, sadece benim hikayem değil, Aspergerli her bireyin bir parçası olduğu benzersiz bir deneyim. Ve belki de hepimiz, dünyayı daha geniş bir perspektiften görmek için biraz daha açık fikirli olabiliriz.
1 note
·
View note
Text
Dip
Silebilir misin kitaplığımda kalan”Aşk cinayet sever.” kitabındaki parmak izini? Peki ya ben silebilir miyim kalbimin her odasındaki kalan anılarını? Kalbimin izlerini aktarıyorum yazılarıma sadece acı dolu. Sana gelip kazanmak istedim kaybedeceğimi düşünmeden. Kaybetmek sadece fiziksel bir şeyi kaybetmek değilmiş seni kazanmayı çalışırken kendimi kaybettim. Mutlu olduğum günleri kaybettim, acı dolu ve zararlı o günleri kazandım. Uykusuzluğu kazandım. Gözlerim sana bakarak kalbimin çarpıntısını artırırken nasıl bir anda seni görünce çarpıntısı durdu? Hiçbir şey istemiyorum senden daha fazla. Gözümden akan yağmurları, kaybolan zamanlarımı, elimden kayıp giden hayatımı vereceksin sadece. Ben sana her şeyimi verirken senin bana bunları vermen çok mu zor? Elini tutarken içimde korku ve tereddüte yer yoktu. Şimdi ise aynadaki benden korkuyorum. Aynadaki o kişinin senin yüzünden bana yapabileceklerinden korkuyorum. Bu yazdığım aşk hikayesi mi yoksa yarım kalan aşkımın geri kalan hikayesi mi? Senle birlikte gittiğim yolları sen yanımda olmadığın için gitmeye hiç cesaretim yok. Senle dinlediğim şarkıların her kelimesinde isyan ediyorum. Sadece bir sigara kadar olan bu şarkıların artık sabaha kadar uzadığının farkındayım ama bunu durduramıyorum. Somut olmayan aşkımızı öldürdün fakat bendeki sana olan aşk hâlâ yaşıyor. Kitapların sayfalarında arıyorum isminin baş harfini. Sen güle güle giderken ben arkandan diz çökmüş gözyaşlarımı siliyordum. Ansızın gelen kalp ağrısını nasıl durduracağımı bilmiyordum. Senle birlikte yeni arzular kazanan gönlümü artık sen usandırdın. Bütün dünya sana olan bu sevgim yüzünden bana düşman olsa yine de senden vazgeçeceğimi zannetmiyorum. Odamdaki ışığı açık bırakıyorum belki rüyama gelirsen yüzünü daha net göreyim diye. Ama artık rüyalarımda kabusum oluyorsun. Gözlerimin içinde gözlerini gördüğüm için sabahlara kadar aynaların başında kalıyorum. Aynı mahallede yaşıyoruz, senin yaşamak istediğin yer benim ölmek istediğim yer oldu. Dolanıyorum hala sokaklarında keş gibi.
1 note
·
View note
Text
Bu güne bir sayfa bırakacağım, el yazımla fakat karalamadan ve o sayfayı yırtmadan. Kusmadan kelimeleri, akıtmadan mürekkebi. Ellerime bulaşan kalem lekeleri bu defa kirletmiyordu üzerimi, akan genzime karışan tuzlu suyun tadına pek uzaktım. Fakat bu kez temiz hissediyordum. Saflık, masumiyet demekti bu defa. Katıksızlık değil, sahi değil. İyi biriymiş gibi.
Acısını ilk kez kabullenen biri nasıl ağladıysa öyle ağladım; zaman zaman ruhsuzlukla, sıklıkla da duygusuzlukla birlikte anılan ismimi arındırdım. Yüzümü temizledi yaşlarım, izleri kaldı ve bu defa bir çırpıda yıkayıp kendimi öyle görmekten korkmadım. Öyle, narin. Öyle, masum. Öyle, kemiksiz. Öyle, etsiz. Naif ve nahif.
Ağlamanın hiçbir zaman güçsüzlük olduğunu düşünmemekle birlikte hiçbir zaman da ağlamanın bir güç olduğunu savunacak kadar anaç birisi olmadım. Ağlamak akmaktı, ağlatmak akıtmak. Ağlamak, sadece ağlamaktı. Ağlamak ne kadar sağlıklıysa ağlatmak da bir o kadar sağlıksızdı. Bu iki şey hakkında çok şey biliyordum.
Ama bu hissettiğim şeyi tanımlayamıyordum. Yüreğimi bir tür korku sarmıştı sanki, düpedüz korkuyordum. Sevdiğim bir şeye sahiptim, kokusunu tekrar alamamaktan korkuyordum, sesini duyamamaktan. Dondurup, bir şekilde bir yerlerde saklamayı düşünecek kadar ilerlemişti bu sevgi. Kaybetmek zaten bana göre değildi ama bu kaybetme korkusundan çok bir kayıp verme korkusuydu.
Bu dünya üzerinde onu koşulsuz sevmemin nedenini, belki de kendisini kontrol edebildiğim için sevdiğimi iddia edecekleri bir canlıya sahiptim.
Kedim.
Bunun ne tür bir sevgi olduğunu o tip insanlar anlamazdı. Bunun ne tür bir sevgi olduğunu, birini gerçekten sevmeyi bilenler anlardı. Biriyle veya bir tutkuyla bütünleşmek gibiydi, büyülü bir tür his. Gözlerine baktığımda taştan bedenim can bulurdu.
İnsanlardan uzaklaşmanın verdiği bir şey değildi bu, onlardan hep uzaktım. Bu, nereye ait olduğumu bilmemle ilgiliydi.
Canı severdim. Canlı olan her şeyi severdim. İçinde bir tür güç barındıran, özütünde bir değer barındıran. Nefes alan. Aldığı nefesi hakkıyla havaya karıştıran, havayı kirlettiğine değmeliydi o nefes.
Bakımını üstlendiğiniz bir canlıya bir şey olursa bir kayıp vermiş olurdunuz. Kendinizden kaybederdiniz, haysiyetinizden. Bir sevdiğiniz ölürse yas tutardınız ama size ait olduğunu size hissettiren birine bir şey olursa odanıza kapanmaktan çok onun için bir yuva olmak isterdiniz.
İşte ben, hiçbir şey üzerinde bir sorumluluk hissetmeyen bu umarsız karakterde sevdiklerine dair güçlü bir umursama duygusu barındırıyordum. Yapay bir duyguydu bu, şehvetten daha ileriydi. Mantığımla işlediğim, tanımını benim ürettiğim bir tür "duygu."
Bir konuşmayı yapmak zorunda hissetmekle o konuşmayı bir an önce başlatmak arasındaki o fark gibi.
Sorun sende değil bende, demek ile o sorunların ilişkinizde açtığı o yetersizliklere üzülmek yerine yetmeye çalışmak gibi.
Kendi gözümden ıraktım ben, gönlümden de uzaklaşmıştım. Tanrı'ya ettiğim dualar, sonunda vuku bulmuştu sanki.
Ama benliğimin mihenk taşını bana bırakmıştı.
Sevebilme yetim, bende kalmıştı.
Her ne kadar soğuk biri olsam da değildim aslında, ısınırdım ve de ısıtırdım. Düşünceliydim, anlayışlıydım. Sevmekten önce gelirdi benim için birini düşünebilmek ve anlayabilmek. Vicdanımı böyle korumuyordum, gerçekten değer verebileceğim şeyler uğruna savaşıyordum çünkü. Sevdiğimi zannederek kaoslar yaratan o yaşları çoktan geçmiştim ne de olsa. Bencildim ama kendimden beslendiğim için öyleydim, insan ruhunun etini aşermezdim mesela. Saftım fakat salak değildim. Karmaşıktım. Nettim. Kendisi olabilen her insan gibiydim.
0 notes
Video
youtube
Dedublüman x Can Kazaz - Bunca Yıl (Dedub Sessions with Can Kazaz)
Sözleri: Maviler saçına düşer Toprağı kanatır Budanır kanatların Anlaşılmaz bunca yıl nasıl
Rüzgara kapıldığın Aşk benim tenimi çalıp Korkağı yaratır Islanır yanaklarım
Anlaşılmaz bunca yıl nasıl Nehrine kapıldığım Bunca yıl sen Yaprak gibi dökül kadehe
Uyku gibi dökül gözümden Su gibi yaşa, kar gibi yağ Dağ gibi kaç benden Yaprak gibi dökül kadehe
Uyku gibi dökül gözümden Su gibi yaşa, kar gibi yağ Dağ gibi kaç benden Ağlasam gücüne gider
Kol geren limanın uzanır halatların Anlaşılmaz bunca yıl nasıl Diplere batmadığım Ağrılar şekeri olur kor gibi acının
Kül olur soğukların Anlaşılmaz bunca yıl nasıl Güneşe aldandığın Bunca yıl sen
Yaprak gibi dökül kadehe Uyku gibi dökül gözümden Su gibi yaşa, kar gibi yağ Dağ gibi kaç benden
Yaprak gibi dökül kadehe Uyku gibi dökül gözümden Su gibi yaşa, kar gibi yağ Dağ gibi kaç benden
Yaşamaksızın dünya halini Nedir bu yıldızlara merakın Adını bilmeden meşhur dip sahafların Solu tozunu, soluk sayfa dolu rafların
Yaprak gibi dökül kadehe Uyku gibi dökül gözümden Su gibi yaşa, kar gibi yağ Dağ gibi kaç benden
Yaprak gibi dökül kadehe Uyku gibi dökül gözümden Su gibi yaşa, kar gibi yağ Dağ gibi kaç benden
#müzik #şarkı #rock #türkçerock #Dedublüman #CanKazaz #BuncaYıl
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=CZvalua8io8
0 notes
Text
bir şeyler değişiyor. hayatım kontrolümden çıkıyor mu yoksa her şeyi daha yeni yeni mi kontrol etmeye başladım, gidiyorum ama gitmek istiyor muyum, ne yaparım nasıl yaparım, daha önemlisi yapabilir miyim? milyon tane soru var. ama sen yoksun. o kadar alışmışım, o kadar sevmişim ki seni. bu hayatta herkesin eksik parçasını bulmasını diliyorum. ama kaybetmemesini daha çok. seçtiğim ailem, gözümden sakındığım küçük çocuğum, sapkın bir aşkla bağlı olduğum, herkesten çok düşündüğüm, yerine acılar çektiğim ve mutluluk gözyaşları döktüğüm, bu hayatı paylaştığım güzel bebeğim.
nasıl kaybettik birbirimizi bilmiyorum. olması gereken miydi yoksa bu da yıllardır geçtiğimiz binlerce sınavdan biri mi? nelerle sınandık biz, nelere inandık beraber körü körüne, nelerle savaştık hiçbir cephanemiz yokken, birbirimizden başka kimsemiz yoktu bazı geceler. koskoca bir dünya, bir sürü insan, aile, sevgililer, kedilerimiz, köpeklerimiz. o kadar kalabalığın içinde birbirimizden başka kimsemiz yoktu.
sesinin titremesinden, kurduğun cümlenin başından, bakışından anladım seni yıllarca. ve sen de, daha duymadığım bir şeye ne tepki vereceğimi, tatmadığım bir şeyi beğenip beğenmeyeceğimi, kendim bile anlamazken birine ne denli aşık olduğuma kadar iyi tanıdın beni.
benim günlüğümdün sen. en gerçek halimdin. ne zaman yalana döndün, ne zaman bıraktık birbirimizi sevmeyi? ya da sen ne zaman nefret beslemeye başladın bana bu denli? ne zaman kırdım seni, ne dedim de bu kadar çok sevgiyi bastıracak bir öfkeyi fitilledim içinde?
ben seni zaman zaman bile isteye üzdüm. göre göre acıttım canını. sen de öyle. tüm yaralarımızı birlikte sardık. bazı yaraları birbirimize biz açtık. bazen aylarca uğraştığımız, her gün saatlerce tedavi ettiğimiz yaraları tam kabuk bağlayacakken yine beraber kaşıdık. ama hiç kopmadık.
ruhumda sensizlik yarası açılacağını hiç düşünmezdim. bunu tek başıma saramıyorum. çok çabalıyorum. kendimi böyle daha iyi olduğuna nasıl ikna ettiğime aklın durur. hep şaşırırsın zaten benim duygularımı nasıl yönetebildiğime. en büyük performansı sergiliyorum ama çok yoruldum. kaç ay oldu bilmiyorum. nasıl oyaladım kendimi, nelerle geçiştirdim içimdeki sensizlik sızısını ben bile bilmiyorum. ama dayanılmaz bi’ hal aldı. ortada hiçbir şey yokken hem de. seninle içten bir kahkahayı paylaşmayı o kadar özledim ki.
gitmeden sana bir kez sarılmayı, eskisi gibi bir günümüz olmasını o kadar çok isterdim ki. ağlayalım, gülelim, sövelim, sevelim, gezelim, hatta hiçbir şey yapmadan öylece oturup aynı anda uzaklara dalalım. kaç gece rüyalarımızda konuştuk dile dökemediklerimizi. rüyama bir kere gel isterdim hiç değilse. çok yorgunum. tek başıma çok yorgunum. seni çok seviyorum. hep seveceğim. hep.
0 notes
Video
youtube
Ne Sevdalar Yaşadım - İbrahim Tatlıses ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör Orya... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/FoW9Q0I-3aM ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Ne Sevdalar Gördüm - İbrahim Tatlıses ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör Oryantal Beste İbrahim Tatlıses) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI : NE SEVDALAR YAŞADIM SÖZ GÜFTE : İBRAHİM TATLISES BESTE - MÜZİK : İBRAHİM TATLISES USÜL : 8/8 DÜYEK ORYANTAL MAKAM - DİZİ : UŞAK - MİNÖR NE SEVDALAR YAŞADIM ŞARKI SÖZÜ Ne Sevdalar Yaşadım İbrahim Tatlıses Tek Tek Ne sevdalar yaşadım sarışındı esmerdi Ne sevdalar yaşadım mavi gözlü dilberdi Ne sevdalar yaşadım benim için özeldi Ne sevdalar yaşadım birbirinden güzeldi Hepsinde ayrı bir tat Hepsinde ayrı şevkat Öyle birisi varki İmdat allahım imdat Hepsinde ayrı bir tat Hepsinde ayrı şevkat Öyle birisi varki İmdat allahım imdat Ne sevdalar yaşadım güldüler çiçektiler Ne sevdalar yaşadım gözümden yaş döktüler Ne sevdalar yaşadım benim için öldüler Ne sevdalar yaşadım birer birer gittiler Hepsinde ayrı bir tat Hepsinde ayrı şevkat Öyle birisi varki İmdat allahım imdat Hepsinde ayrı bir tat Hepsinde ayrı şevkat Öyle birisi varki İmdat allahım imdat Ne sevdalar yaşadım güldüler çiçektiler Ne sevdalar yaşadım gözümden yaş döktüler Ne sevdalar yaşadım benim için öldüler Ne sevdalar yaşadım birer birer gittiler Hepsinde ayrı bir tat Hepsinde ayrı şevkat Öyle birisi varki İmdat allahım imdat Hepsinde ayrı bir tat Hepsinde ayrı şevkat Öyle birisi varki İmdat allahım imdat Hepsinde ayrı bir tat Hepsinde ayrı şevkat Öyle birisi varki İmdat allahım imdat Diskografi Stüdyo albümleri ve single'ları Yıl Albüm adı Yapımcı Bilgiler 1975 Bir Yol Göster Yalçın Plak Şaşkın Ayağında Kundura (Ölürem Ben) Uzelli Müzik İbrahim Tatlıses 6 Sönmez Kasetçilik İbrahim Tatlıses Albüm Urfa Emektaroğlu Bant Stüdyosu Ben İnsan Değil Miyim[72] Yalçın Plak 1976 Veremli Kız 1977 Huzurum Kalmadı 1978 Ayağında Kundura Türküola Müzik 1979 Ceylan Toprağın Oğlu Sabuha 1980 Gelme İstemem 1981 Gülmemiz Gerek 1982 Yaşamak Bu Değil Sen Mutlu Ol Yeter 1983 Yalan Star Plakçılık 1984 Benim Hayatım 1985 Mavi Mavi Bayar Müzik 1986 Gülüm Benim / Gülümse Biraz 1987 Allah Allah / Hülya İdobay Müzik 1988 Kara Zindan Fosforlu Cevriyem Konser albümü 1989 İnsanlar Emre Plak 1990 Hesabım Var - Söylim mi? İdobay Müzik 1991 Vur Gitsin Beni / Yemin Ettim Bayar Müzik 1992 Ah Keşkem Raks Müzik 1993 Mega Aşk 1994 Haydi Söyle 1995 İbrahim Tatlıses Klasikleri S Müzik 1996 Ben de İsterem 1998 At Gitsin 1999 Selam Olsun 2001 Yetmez mi? 2003 Tek Tek Erol Köse Prodüksiyon 2004 Aramam 2005 Sizler İçin İdobay Müzik 2007 Bulamadım 2008 Neden 2009 Yağmurla Gelen Kadın 2010 Hani Gelecektin 2018 Yaylalar Poll Production Single 2021 Gelmesin 2023 Medine'ye Varamadım Gözleri Bela Kız Kara Üzüm Habbesi 2024 Devamke Yıl Albüm adı Yapımcı Bilgiler 1968 İndim Gönül Bağına / Kırmızı Gülleri Fidan Eyledim Şah Plak Plak No 145 1969 Bu Gelen Atlımıdır / Bülbüller Düğün Eyler Plak No 150 Tilfindir Hastane / Zalimlik Yakışmaz Güzel Olana Plak No 151 1970 Kara Kız / Beni Yakma Gel Güzelim Urfanın Sesi Plak Plak No 51 1971 Tatlı Dile Güler Yüze / Sevdimde Sevilmedim Palandöken Plak Plak No 858 Sebebi Sensin / Aşkın Beni Deli Eyledi Plak No 864 Züleyha / Sevin Kardeşim Plak No 865 1972 Nar Tanesi / Niye Çattın Kaşlarını Plak No 867 Karnı Büyük Koca Dünya / Ağlama Cananım Plak No 868 Yazık Oldu Gençliğime Ömrüme / Doy Doy Plak No 869 1973 Fakirlik Taç Oldu / Beni Yakan Bir Gelin Plak No 881 Yeter Allah'ım / Asker Mektubu Plak No 882 Kapıyı Çalan Kimdir / Niye Gittin Elin Oldun Kartal Plak Plak No 315 1975 Zeyno / Seven Bahtiyar Olmaz Ömer Plak Plak No 1190 Erzurum Dağları / Ayağında Kundura (Ölürem Ben) Plak No 1191 1976 Düşenin Dostu Yoğimiş / Doldur Kardaş İçelim Plak No 106 Hışı Hışı Hançer / Elleri Pamuk Plak No 1198 1977 Kapıyı Çalan Kimdir / Niye Gittin Elin Oldun Edessa Plak Plak No 150 Maden Dağı / De Get Bayburt Urfanın Sesi Plak Plak No 160 Can Hatice / Sana Eyvallah Plak No 163 1978 Kurban Olam O Kaşa Karaya / Tükendi Nakdi Ömrüm Edessa Plak Plak No 166 1979 Sabuha / Ayrılık Kolay Değil Türküola Müzik Plak No 233 1980 Bir Mumdur / Aman Kardaşım Plak No 240 Ölürsem Kabrime Gelme İstemem / Seni Yakacaklar Plak No 243 1981 Mutlu Ol Yeter / Bir Kulunu Çok Sevdim Plak No 247
0 notes
Text
insanları sevmiyorum ama insanlara iyi gelmek istiyorum diye bi cümle kurdum geçen gün. sonra bu cümlemi düşündüm. herkese mi iyi gelmek istiyorum? H A Y I R. seçtiklerime. sonra bi tarafım şunu sordu. herkese iyi geleceğinde kendinden vazgeçmek durumunda olmadığın bi dünya mümkün mü salişim? olabilir, evet. yakın ilişki içinde olmadan, bilgini paylaştığın ve iyi geldiğin bi yer. evet. zaten sectiklerime iyi geliyordum. tüm dünyayı kurtarmak istemiyorum ama çocukları evet. yanık annem ve hasta babam öyle bi işlemişler ki inceliği ruhuma ben şaşırıyorum nasıl böyle çıkabildim buradan diye bazen. söylediklerini yapmışım, yaptıklarını yapmamışım gibi. yaptıklarını yapmaya başladığımda da benden tiksinmişler gibi. evet. kabul. geldik mi yine anaya babaya. ah freud.
son seans sonrası utkan’ın gel bezelye yaptım demesiyle keyfim yerine geldi bi daha da. ne kolay bi yaratığım ben öyle. bezelyeyi de pek severim. karnımı doyurdum, saate baktım 17 dakika sonra doğum günümdü. boğazım düğüm oldu. ben kalkayım artık dedim. yürümek istiyorum eve, ağliycam biraz yolda dedim. doğum günüm ya, ağlamazsam olmaz. acıbadem caddesini boylu boyunca geçerken ağladım. validebağ’daki ağaçların sesini duyuyordum biliyo musun önünden geçerken. ağaçlar çok varlar ve burdalar. iyi ki varlar.
evimdeyim. ameliyat gecesini hatırladım. hastanede tek başımayım. gelmek isteyen birkaç arkadaşım oldu refakat için istemedim. neden biliyor musun? güçlü olduğumdan değil, heybemde böyle bi deneyim de olsun istedim. yan yatakta yatan kadın da biriydi sonuçta. pek de önemi yoktu yani başkasının varlığının orda. bi o kadar da vardı aslında. kalbimin pamuksuluğu bana demir kadın olma gücü mü verdi acaba? bilemiyorum. ama gördüm yani dünyanın ne boktan bi yer olduğunu tekrar hastanenin o gecesi. her şey insana değer vermekle başlıyor. bu dünya kaça ayrılıyor bilmiyorum ama insanlara değil de fikirlere, düşüncelere, yaptıkları şeylere, görüntülere ve seslere değer verenler varmış. gözümle gördüm, kulağımla duydum, dilimle tattım ve söyledim, elimle dokundum, burnumla kokladım, kalbimle de hissettim onları. kalbimle hissedince, kalbime dedim ki “bak kalbim bu da okay ama uzak dur öyle insanlardan çen oluğğ muuğğ” 🙂↔️ can’a can yani. önce can e bi de sonra canan. canan da dünya oluvermiş bu bebek kadın fatma saliha’nın senselerinde. kikikiki. yani. 31 oldum.
31 oldum diyince de bi güldüm bak şimdi pis pis. evet. kanser değilmişim geçen hafta öğrendim. babama açtığım davanın sonucu bu yüzden zerre sikimde değil. savaşımımız politikti bu dünyada orası kesin. canımın varlığı ve rahmimin isyanı. silin aklınızdan tüm anne ve babaya atfedilmiş genellemeleri ve kutsallıkları pek sevgili okuyucum. evet, ne hayatlar var hem de gözünüzün önünde yaşanan, asla da bilmediğiniz.
vedik astrolog esra hanım dedi haritama bakarken, ya hu sen 30 yaşındasın ama 5 ömürlük şey yaşamışsın diye. gazımı mı alıyordu diycem de doğru olan şeyleri duyunca kendimle alakalı hemen şüpheye düşüyor oluşumu konuşuyoruz bu ara terapistimle. “yok canım ya abartma” diyesim geldi bi. sonra isirdim dilimi. heybeme dönüp baktım. doluydu ağzına kadar hatırlayamadığım bi sürü çöplükle. sonra tuttum heybemi ve döktüm her şeyi toprağa. sol gözüme baktım anne, sağ gözüme baktım baba. kaşımın ortasına baktım ben. sonra sol gözümdeki anneyi çıkardım gözümden canım acıdı baya, sağ gözümdeki babayı çıkardım midem bulandı. gözlerimden akan yaşların tatlarına baksaydım eminim farklıydı. gamzelerime doldular. sildim hemen ve bir nefes dedim ki “canım, bunlar da dert mi? -evet dert.
canım, bunlar için ağlamaya değer mi? -değmez, ancak ağlamak benim ben olduğumu hatırlatıyor, tutunduğum acıyı salıyor içinde kaybolmayıp baktığımda şimdiye sonrasında da bi oh.
canım, vazgeçtin mi? -evet, vazgectim.
31 oldum.
dünyayı seviyorum ama insanları sevmiyorum. yoga sevmiyordum bak onu da sevmeye başladım. belki 60ımda gelir sıra insanlara.
içimde çok acı var ve bu acı beni birkaç seneye prag pole yarışmasına çıkarır mı? mümkün mü hocam.
ne komik ya. annem 5 yaşımdan beri orospu diye dövdü beni. bizim kültürümüzde orospuluğa en yakın mesleği seçtim bak oldum masaj terapisti 😂 hay allah. bi de pole da yapıyorum. falan. komedi saliha yakası.
hayatı seviyorum. hayatımı sevmeye çalışıyorum. son birkaç sene için minnettarım. öncesini pek hatırlamıyorum. benim üstün zekalı beynim (ironi yapmıyorum ciddiyim tescilli bi zeka küpüyüm) nasıl da korumuş beni. mihiiiii.
hayatıma teşekkür ederim ama her şeyiyle. ha bi daha dünyaya gelsem bu kadar zorluk yaşamak ister miyim? ıı-ıh kesinlikle. güçlü olmak sadece kaslı olmak anlamına gelmeli bence. öbür türlüsü faso fiso bi saçmalık.
kimse seksi gelmiyor fiziksel olarak, kendim dışında dedim geçen gün. çünkü içerden hissediyorum kendimi diye de ekledim. yüzüme baktılar. ukala bi kendini beğenmiş miyim? olabilir. yok ya ukala değilim şu an ama olabilirim her an. seksapelite denilen, sistemin bize dayattığı o perspektifi sevgili ellerimin sahip olduğu o bedenler bilgisiyle gözümden çıkardık. çok komik. “seksi, yakışıklı, hot” olarak tabir edilen bedenlere bakınca diyorum ki artık “oha ne kadar disiplinli çalışmış, disiplini çok seksi” yok anacım sapyo da değilim bu başka bişi. kendini içerden hissetmeyenleri hemen anlıyorum. içerden hissetmek çok seksi. evet.
içerden hissettiğimle burdayım. çıplaklığımı görüyorum. çıplaklığınızı da. sadece yüzünüze bakarak ne probleminiz olduğunu, yürüyüşünüzden nelerle uğraştığınızı, hareket halindeliğinizde kim olduğunuzu görebiliyorum insanlar. çok basitiz. bunu seviyorum. bunu çok seviyorum.
31 oldum. sevgili allah, herkesin karşısına onların halinden anlayan, onlara basit gelen insanları çıkar. amin.
31 oldum. sevgili allah, biliyorum burdasın ve varsın. biliyorum benimlesin. ismin allah mı karpuz mu bilemiyorum. çocukken küçük köfte dudaklarım allah dedi diye sana öyle sesleniyorum biliyosun başka ismin varsa paylaşabilirsin benimle.
31 oldum.
31 senedir benimlesin. bendesin. biliyorum. yapabileceğimiz şeylerin sınırlarını zorlamak isterim seninle.
benim sevgili allahım çocukluğum.
canım.
benim elinden tut ve götür beni gitmek istediğin yere.
sana teşekkür ederim.
hayatım.
hayatıma teşekkür ederim.
ağladığıma bakma demiycem, ağladığıma bak ve gör. bunca acı ancak 1.76 boyundaki kas yığınına sığabilirdi. daha küçüğü taşıyamazdı.
iyi ki büyüdük. birlikte. 🌹
0 notes
Text
Çok zorladım yaşamak için bir şeyler aradım hep. Her günüm bir önceki günden daha kötü oluyor. Keşke dokunup durdurabilseydim her şeyi. Gördüğüm yüzlerin, duyduğum seslerin esiri olmaktan kurtulamadım. Her zaman anlaşılmak istemiştim bir kez bile anlaşılamadığımı bugün anladım. İçtiğim bir bardak suyun bana zehir olmasını diliyorum. Yarın uyandığımda ölmuş olmak bana alınacak en güzel hediye olurdu. Sonsuza kadar uyumak istemiyorum ki ben. Annemin beni öldürmesini de beni reddetmesini de.
Hiçbir şey yok gibi yaşamak. Yarınsız bir piç gibi maymun iştahlı olmak. Senin duygularını sikine takmayan insanlara merhamet göstermek.
Korkmuyorum artık ben hiç uykudan. Üzerine gidiyorum. Korkmuyorum. İçimdeki yanan şeyin ne olduğunu bilsem. Bilseydim onu durdururdum. Gözlerim kapanmış açamıyorum. Sesimi kısmışlar konuşamıyorum. Duymadınız da diyemem ki.
Hani benim gözümden anlardınız. Herkes neredeydi. Geç kalınmış bi vedaya ihtiyacım kalmadı artık. Hiçbir şey istemiyorum. Küçükken hep saçlarımın uzun olmasını isterdim. Hep dua ederdim. Uyandığımda upuzun saçlarım olsun.
Neden allahım. Bunu yaşatacağın ne yaptım sana. Ben neyin acısını çekiyorum. Bu yalanların arasında yaşamaktan iğreniyorum. Neden susturmadın onları. Neden ben. Sana iyi bir şey söyliyim artık hiçbir şey istemiyorum senden. Kimseden de bugüne kadar hiçbir şey istemedim zaten. Her şeye yetiştim. Herkese koştum kendim hariç. Bugünden sonra ki eğer yarın varsa hiç kimseyi istemiyorum. Bana iyi gelen hiçbir şey kalmadı. Hiç. Koca hiçliğin içinde dönüp durmak. Dönmek ama kendine çarpmak. Tuttuğun elin kendininki olması.
Gidip gelememek. Kalıp ölememek. Bazen bi nefesin ilaç olacağını sanmak. Salaklıktır evet. Aynı hatalar dönüp dururken farklı insanlardan farklı merhametler beklemişsin. Kim merhamet edecek ki sana. Kendine acımayan kimseye acımazmış diye boşuna dememişler. Çoğu karanlık şeyin içinden tek başına çıkmış olman bu sefer çıkarsın demek değildir.
Koskoca dünya sayha. Sen mi sığamadın derler adama. Evet derim ben de artık. Eskiden diyemezdim. Göğüs kafesimi gevşetebildiğim nadir anlar vardır. Ellerimin titremediği ama sadece ağladığım. Bugün bundan oldu yine bana. Başka insanlar hiç dokunmadan oldurdular mutluluğu çok acı ama bu gerçek hala beni ağlatıyor.
Bir dünya insan geçti dünyadan. Bi kelebeğin bir günlük ömrü gibiydi. Ben de istedim silmeyi, kaçmayı, hiç olmamayı. Ama olmadı. Bunlar ders oldu sanırım artık sadece yaşamak istiyorum. Bir gün öleceğim kanaatindeyim. Benim istediğim bir gün değil. Beni yaratanın istediği bir gün. Kaybedeceğim hiçbir şeyim yok. Ne param ne mutluluğum ne merhametim artık hiçbir şeyim kalmadı. Elimde ne kadarı varsa hep borç verdim onlara. Yarın ben olacağım. O bir günlük kelebeğin yeniden doğuşu. Yarın benim istediğim şeyler olacak sadece. Belki saçlarımı allah bir gecede uzun yapamazdı. Allah uzun yapamazsa ben de param olunca kaynak yaptırırım. Uzun olur. Bazı şeyleri artık ne allahtan ne kullarından beklememeyi öğrendim. Çok komik bir örnek oldu kaynak. Öyle işte temsili. Anlamaz kimse zaten xd.
Üzüldüğüm küçük bir nokta oldu. Sayha artık öldü. Gerçekten öldu. O masum melek bambaşka bi evrende hayat bulmuştur. Farklı bir ihtimal düşünülemez. Kaybettiğim bir şey yok 2 den 1 çıkınca 0 kalmıyor. Evet 0 kalmaz. O 1 in varlığını da sonunda öğrendim. Kendimle artık gurur duyuyorum. Yeni bir hayat diliyorum. Eski deneyimlerim eski hayatım unutulmaya mahkum olmuş bir günlüğün içinde kaldı çoktan. Çok yazık oldu sayhaya. O da bu kadar masum olmasaydı. Hak etti. Yazık. O masumiyeti hak edecek tek insan yoktu. Değmedi. Ürkekti, çocuktu daha. Başka bir bedende büyümek belki de en çok ona yakışır. Kendini öldürmen ikimiz için de iyi oldu. Elveda meleğim. Umarım başka bir ihtimalde musmutlu olursun. Bu sefer kimseye yetişmeye çalışma. Hep kendine geç kalıyorsun çünkü. Vazgeçebilmenin dayanılmaz hafifliğini yaşayacaksın. Melekler gibi doğayla bütünleştin artık. Yemyeşil ormanlar, sular, nehirler, kar, yağmurlar hepsi sensin artık. Saflığınla her şeye umut olacaksın. Sen gülümseyince akşam serinleyecek.
1 note
·
View note
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim o gözlerin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o gözlerinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu, bu çok farklı bir şey ben bunun adını bilmiyorum koyamıyorum adını. Çok güzel bir şey bu ama ne bulamıyorum her duyguyu tattırıyor varlığın resmen. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan gelip canımı istesen veririm. Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu sanki sesin dünyanın en güzel sesi yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen ya varlığın mutluluk senin. Ben çok aşığım sana çoookk. Her zerrrene muhtacım ben senin. Sen olmadan olmuyor ben ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece. Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım. Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerine gelelim. Tutmak ve hiç bırakmak istemediğim ellerin. Çizgilerine kadar ezberlemek istediğim ellerin. Çok güzeller be. Gözlerine hiç gelmiyim bence. Gördüğüm en güzel yeşil gözlerden daha mükemmel gözlerin. Birşey var bakıslarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Anlatabiliyor muyum ? Ben sana mükemmelsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel kadını oluyorsun. Dayanamıyorum. Sen varya sanki kendini bir menekşenin rengine , bir gülüşe katıp ömrünü adamalık insansın. Benimsin. Benim ömrüm benim aşkım benim nefesim. Herşeyimsin. Sen muazzam bir hatasın ve ben bundan asla ders çıkaramayacağım. Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ayrıca boynun sevgilim gezegenin en güzel kuytusu. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güclenirmiş ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Ben ilk defa birini kıskanıyorum yemin ederim. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Sana çok aşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum. 💙
1 note
·
View note