#bayram tatlıları
Explore tagged Tumblr posts
sadekadinlarr · 2 years ago
Link
görsel açıdan da çok şık sunumu olan kremalı revani tarifini hazırladık...
https://sadekadinlar.com/revani-tatli-tarifi/
0 notes
gercekhikayem · 1 year ago
Text
ERKEKSİZLİK BAŞA BELA 3
Öğlene kadar sürdü avcıların sessizliği. Telefon çaldığında bir şeyler okuyordum. 
- Akşama yemek hazırlama et, meze her şeyi söyledik. İki gibi bize gel. 
- Salim abi bitmedi daha tezim. 
- Son sayfalar demiyor muydun hadi bırak Bayram bile gelecek içki masasına. Sırf senin şerefine.
Tez son bahanem idi. Neredeyse bitmek üzere idi bunu da kadınlar ile konuşurken söylemiştim. İçki masasında beni her an sikmeyi düşünen üç erkeğin arasına oturmamak için son sığınak olarak kullanıyordum. Bayram abi de varsa biraz rahat olurum. Ama er geç birinin sikini yiyeceğim o kesin. Caner Abi ısrarından vazge��ecek gibi değil. Bu gece olmaz ise başka bir gece kesin kapıma dayanacaktır. Ben de bu uzun süren bu tatili böyle sonlandırmak isterdim. Sonradan peşime takılmayacak iyi bir erkek ile güzel bir seks fena olmaz. Belli mi olur yeniden evlenene kadar elimin altında ihtiyaçlarımı görecek bir erkek ne güzel olurdu.
Masayı dedikleri kadar güzel donatmışlardı. Dışardan söylenen bir sürü yemek. Onlar rakı ben şarap içerek akşam beş olmadan çakır keyif olmuştuk. Yemekte soda ve su içen Bayram abi dışında hepimiz gereksizce kahkahalar atıyorduk. Yemek boyunca da arada cep telefonlarının ekranlarına bakıp gülümsemeleri sürdü. Kendi aralarında yazıştıkları açık. Ama sohbet eğlenceli, yemekler güzel, hepsi her cümlesine bana bir iltifat sıkıştırıyordu. Bazen iltifatı da açan güzelliğime vurgular. Tenin ne güzel parlak, bacakların uzun çok severim gibi. Salim abi karısının kesin talimatı nedeniyle sigara içenleri balkona gönderirken balkonda ilk atağı Caner Abi yapmıştı.
- Bizim kızlar sevgilim var yalanını yedi ama biz yemedik. Neden senin gibi bir Afroditin sevgilisi yok 
- Beni mi konuşuyorsunuz aranızda.
- Daha güzel bir konu mu var? Geldiğin günden beri hepimizin hayallerini süslüyorsun.
- Caner abi ben de komşular arasındayım diye rahattım. Evime kaçayım bari. Ben gülerken o gülmedi. 
- Bugün içeri girdiğin andan beri herkes ayrı ayrı seninle baş başa kalma planları yapıyor. 
- Caner abi sarhoşsun sen, ben evime gidiyorum diyerek sesimi yükselttim. Bayram abi masadan kalktı yanımıza geldi.
- Caner sıkma canımızı evine git bir sen. Gel kızım tatlıları yiyelim ben seni bırakırım.
Kanepede Bayram abinin yanına oturdum karşımdaki koltuklarda da Mustafa ve Salim abiler. Balkonda konuşulanları bilmiyorlardı veya öyle davranmayı tercih ettiler konu açılmadı. Yine eğlenceli sohbet sürürken tatlı yanında birer kadeh viski aldılar ellerine, bolca sulandırdıklarını da bana verdiler. Sohbet devam ediyordu ama karşımda oturanların gözleri bacaklarımdan ayrılmıyordu. Giydiğim kıyafet  sıradan diz hizası bir etek üstüne dar bir gömlekti. Caner abinin ima ettiği gibi aşırı bir kıyafet değildi. Yine de vücut hatlarımın ortada olması azdırmıştı demek ki erkekleri. Kalçalarım bol etekten belli olmasa da göğüslerim fazlaca ben buradayım diyordu. Neler yazmışlardır aralarında? Bana nasıl saldıracaklarını, önce kimin sikeceğini, göğüslerime amıma neler yapacaklarını mı? Üç erkek kendi aralarında gülerken aklımdan geçenler bunlar. Viski boğazımı yakarken karşımdaki iki erkeğin bakışları da bacak aramı yakıyordu. İyi ki Bayram abi burada, olmasa iki erkeğin önünde diz çöküp siklerini ortaya çıkartıp emmeye çoktan başlamıştım. Azmalarında masada içki seviyesi arttıkça gömleğin bir düğmesini fark etmemiş gibi açmamın etkisi de olabilir mi? Görmüş geçirmiş orta yaş üstü erkekleri parmağımda oynatmak çok güzel hem de tahrik edici. Erkeklerin ana hedefi aynı olsa bile zevkleri farklı. Mustafa'nın gözleri hep göğüslerimde Salim'in ise bacaklarımda bir süredir. Göğüs çatalımın bir kısmını sergiliyorum sadece, bacaklarım da öyle çok açılmadı normal bir etek ile oturunca ne kadar açıldıysa işte. Biraz diz üstü bir manzara.
Bir kadeh daha viski dolduran Mustafa abi meyve tabağını da uzatıp gelip yanıma oturdu şimdi iki erkek arasında sıkışmıştım. Salondaki tek kanepede tam karşımda bacak aramı seyreden bir erkek ve diğer iki erkek de iki yanımda. 
- Ya bir selfie çekilelim deyip elini omzuma atan Mustafa abi elini geri indirmedi bir daha. Omuz başımı hafif okşar gibi elinin oynaması rahatsızlık vermedi nedense. Sarhoşuz, yine gömlek kravat karşımızda oturan Salim Abi bacaklarımı ezberler gibi bakıyor. Bayram abi varken bir şey yapamazlar ama beni düşünerek bu gece boşalacaklar. Ben de onları düşünerek. Mustafa abiden kaçarken iyice Bayram abiye yapışmış haldeyim. Eli artık omzumdan dirseklerime inmiş oradan belimi sıkıca tutmuş oturuyorduk. Elleri yaşına göre ne kadar güçlü.
- Biz sana bir sırrımızı verelim diye kelimeleri yuvarlayarak konuştu. Ben de konuşmaya çalışsam aynı durumdaydım. Biz karıları gönderdikten sonra bazı misafirler çağırabiliriz eve. Görürsen görmezden gel. Aman.
- Misafirler demeyelim misafir diye araya girdi Salim abi. Nasıl cevap vermeli buna. Üç erkek tek kadın çağırmışlar. Tam da hayallerimdeki gibi. Kızmam lazım bu laflara. Kızamadım.
- Ben gideyim o zaman kart zamparalar. Ne güzel karılarınız var utanmıyorsunuz da. Güldüler.
- Caner'in planları başka idi ama patladı galiba diye güldü. Ben gülmedim. Demek ki o orospu sipariş etmemiş, planı beni sikmekmiş. Bunları da kendi aralarında tartışmışlar.  Bayram abi de çağrılan orospuya ortak olacak mı? Sanmam. Caner daha nazikçe kapıma gelse idi belki birer kadeh daha içer sonra onun altında olurdum.
- Ben kalkayım o zaman diye doğruldum. Ayakta zor durduğumu kendim bile fark ediyordum. Hem viski ağır geldi hem de çevremdeki yoğun erkeklik hormonu. Önlerine bakmamak için kendimi tutuyorum yine de yanımda oturan Mustafa Abinin giydiği şorttaki kabarttı belli. Salim Abi'nin kumaş pantolonun da bile bir kabartı var. Gelecek orospu için amadaha çok benim için kalkmış sikler. Günlerdir siklerini düşünerek kendimi tatmin ettiğim erkeklerin arasında seks imalı konuşmalar ile ıslağım. Islağım bunu niye kabul etmiyorum ki ıslanmış bir amcık ile aralarındaydım.
- Seni eve bırakayım dedi Bayram Abi. Caner dallaması hala kapının önündedir. Koluma girdi. Gerçekten de Caner dallaması kapımın önünde idi.
- Özür dilerim diyerek sarıldı. Yine o ellerin belimde gezen sarılması. Hatta biraz da kalçama indi. Karşı kapıdan bakan iki erkek ve yanımda dikilen Bayram abi olmasa ben de ona sarılır dudaklarına yapışırdım. Bayram abinin yardımı ile Caner'den ayrılırken yanağımdan öptü. Dudaklarını kapmak isterdim. Kapıyı açan Bayram abinin kolunda evime girdik.
- Odana çıkartayım seni ayakta duramıyorsun. Ne diye içersiniz ki şu boku. Baban duysa köpürür sinirden.
- Sağol Bayram abi ben çıkarım o kadar kötü değilim.
- Sen kötü değilsin ama herifler kötü durumda. Gir koluma da çıkarayım yukarı. Yoksa üçü birden odana dayanacak, neler geçiyor akıllarından bir duysan. Bayram abiden duymayı en son beklediğim sözler. Sol kolumu sıkarak merdivenlerden yukarı doğru çekiştirdi önce. Sonra elini kalçama bir küçük şaplak ile yapıştırdı.
- Hadi yukarı, baban küplere binecek. Kalçamdan yukarı iten elini çektim. Parmaklarının acısı etimde.
- Abi biraz içtim sadece, babamlara deme bunları. 
- Demem demem korkma. Odama girdik, banyonun ışığını açtı. 
- Hadi elini yüzünü yıka şu sigara kokan şeyleri at üstünden sonra doğru yatağa.
Banyoya girdim. Gerçekten de makyajım dağılmış göğüs dekoltem umduğumdan daha fazla. Tam bir kaltak gibi görünüyordum aynada. Neler dedi öyle Bayram abi. Eli nasıl da kalçama yapıştı. Niye bağırıp çağırmadım yapılan terbiyesizliklere. Yarın evden hiç çıkmamalıyım. Yine de isteğim azalmış değil ki, bu gece güzel bir porno izleyip boşalayım. Caner biraz nazik olsa bu gece erkeksizliğim son bulabilirdi oysa. Sigara kokmuş gömleğimi şarap damlamış eteğimi kirliye attım. Yüzümü yıkadım. Havlu ile yüzümü kuruladım. Odama döndüğümde ise korkudan çığlığı bastım. Bayram abi karşımda duruyordu.
- Bağırma Bütün gece çıldırttın herkesi. Kolumdan tutup yatak kenarına oturttu. Yatağın çarşafını üstüme atınca sarıldım. Ne konuşacağım bak seninle.
Dilim tutuldu sarhoşluktan ve korkudan. Önünde bacaklarımı çarşaf ile göğüslerimi de ellerim ile kapatmaya çalışıp korku ile bekledim. 
- Bak kızım. Geldiğin günden beri tüm erkeklerin aklını başından aldın. Farkında değil misin? Şimdi hepsi bir fırsat bulup bu odaya girmeyi planlıyor. Bunun tek sebebi de senin güzelliğin. Bir şey soracağım şimdi doğru cevap ver.
- Evet abi
- Sen de içimizden birini istiyordun değil mi mesela Caner'i.
Cevap vermedim.
- Caner'in ağzı pek sıkı değildir. Ama ben öyle değilimdir. Bu gece sana istediğini veririm ve kimsenin bundan haberi olmaz.
- Bayram abi nasıl laflar bunlar.
Bir eli çarşaf üzerinden çıplak bacağımın üstünde idi. Yavaşça eğildi.
- Sana sıradan bir şey teklif etmiyorum. Aylardır erkeksizsin sana 22 santimlik bir at yarağı öneriyorum. Kumaş pantolonun fermuarını indirip elini içeri sokup sikini çıkardı. Hayır diye bağırdım. Korkudan ve pantolondaki açıklıktan sarkan yarı dikilmiş sik yüzünden. Gördüğüm hiç bir sike benzemiyordu. Önünde üçüncü bir kol gibi sarkıyordu. Kalın, uzun, üzerindeki damarlar kabarmış, mor başlı bir sik. Kaçmam gerekirken aklımdan geçen bunun tam kalkmamış hali buysa kalktığında neye benzer düşüncesi. Hafif hafif kıpırdıyordu açık renkli siki. Pornolarda gördüğüm kadınların amlarını geren ve içlerine girdiğini gözlerinin akını ortayan çıkaran sikler gibi bir sik. Sadece onlar siyahtı bu teninden bile açık renk. Banyomdaki deodorant şişesi bundan daha ince ve kısadır.
- Dilin mi tutuldu orospu. Birazdan açılır dilin. İki eli omuzlarımdan itekleyince yatağa sırtüstü düştüm. Üstüme geldiğinde kaçmaya çalıştım. Karşı koymadı. Sadece kolumu tutup koluma fısıldadı.
-  Sadece sen ve bu yarak bir gece baş başa kalacak. Kaç kere boşalacağını sayamayacaksın bile.
 Tuttuğu elini aşağıya götürüp sikine tutturmaya çalıştı. Elimin değmesi bile sıcaklığını ve sertliğini anlamama yetti. Olacaksa böyle bir yarak ile olması daha iyi. Hayallerimde sikilirken hep sik diye geçerdi ama buna yarak denmeli, haklı. 
- Bayram abi sadece bu gece ama söz mü?
- Söz güzel komşum benim söz.
Yanaklarımda dudaklarımda gezen dili kulak memelerimi emerken yine de dudaklarımı kaçırmaya çalıştım. Demek hiç ummadığım kişinin sikini yiyecektim bu gece. Diğer üçü bir orospuyu sikerken ben de bu dev şeyi yiyecektim. En iyisinin bana kalması ne güzel. Bundan daha vahşi bir yarak hiç bir erkek de kolay kolay olamaz. Badem bıyıkları boynuma batarken dili değdiği yerleri yalıyordu.
- Ancak senin gibi koca memeli koca kalçalı orospular alabiliyor bunu. Yarısı girmeden boşalırsın. Nasıl da sikerim memelerini. Amcığına 22 santimlik yarak girdi mi hiç komşu kızı.
Cevap beklemeden konuşuyordu, cevap beklemeden de soyunup soyuyordu. Çıplak göğüs uçlarımı biraz emerken külodum da dizlerime inmişti. Avuç içini amıma bastırıp girişinde bir parmağını dolaştırdı.
- Göğüs uçların fırladı. Damlıyorsun bırak nazlanmayı. Bakalım alabilecek misin.
Bacaklarımı kıvırdı dizlerinin üstünde bacak arama yaklaşıp sikini kökünden tutup amıma sopa gibi vurdu. Daha uzun sevgi dolu bir ön sevişmemi bekliyordum. Ama aklım bir an önce o yarak ile buluşmaktaydı şimdi. Amım ve çevresini siki ile tokatladı. Sopa gibi çarpıyordu etime. Sikin başı neredeyse göbek deliğime çarpıyordu. Gözlerimi alamıyordum gördüğümden. Kökünden tutmasına rağmen açıkta kalan kısmı filmlerde gördüğüm çoğu sikten büyük kalın uzun açık renkli bir sik. Amıma bastırmayı sürdürerek alev gibi yanan kalın başını girişimde dolaştırdı.
- Pembe amcıkları çok severim. Sen de seveceksin yarağımı. Tanımak ister misin?
Elimi aldı sikine getirdi. Bu sefer tanımak ister gibi elimle sarmaya çalıştım. Yok gerçek olamayacak kadar kalın, uzun ve sert. Buna rağmen hemen içimde olmasını istiyorum. Biraz geri çekilip tükürüklediği iki parmağını amımın girişine sürdü. Eğildi. En çekindiğin ummadığım adam birazdan amımı yalayacaktı. Yaladı sayılmaz. Çevresinde dilini dolaştırdı, koca bir dil darbesi ile üstünü yaladı.
- Hazırsın alırsın.
Doğruldu. Kökünden tuttuğu görünen kısmı bile dev olan sikin başını amıma yumruk gibi dayadı. Sadece başı girdiğinde bile terledim. Amım zorlansa da yeterince gerilmeyi bildi. Durdu çıkıp tekrar soktu dev başını. Bacaklarımı biraz daha araladım. Çok özlemişim sıcak bir sik girmesini, parmaklarım aynı zevki kesinlikle vermiyordu. Nasılsa girecek bacaklarımı biraz daha açtım.
-  İyice alış sonra eze eze sikeceğim komşu kızını.
Üzerime doğru ağırlığını verince herhalde yarısına kadar girmişti ki dur dur diye bağırdım. Kıçıma Kıbrıs’ta kalın bir sik girdiğinde bu kadar genişleyip sızlamamıştı içim.  Bacaklarımı biraz daha aralayıp içimde bekledi, bir iki santim geri çıkıp girerek yavaşça sikerken göğüslerimi kavradı. Yavaş yavaş sikerken vücudumu saran zevkten çok bir terleme ve sıcaklık idi. Vajinamda hissetmediğim tek bir nokta yoktu. Hepsini ele geçirmişti. Beli hızlandıkça o darsın komşu daracık diye söyleniyor ben sadece orgazma giden yol için gözlerimi kapayarak sessizce inliyordum.
- Bugün nasıl döktün bunları ortaya. Aralarını sikmek istedik hepimiz.
Dili göğüs uçlarımı gezdikten sonra boynuma ve dudaklarıma geldi. İki dil birbiri ile buluştuğunda amım hala geriliyordu. Badem bıyıklarının batması bile rahatsız etmiyordu.
- İyi dayandın komşu. Şimdiye boşalırsın veya ağlarsın diyordum. Biraz daha derin girmeye başladı. 
- Korkma hepsini sokmam. Ohh taş gibi göğüslerin. Kalça hareketleri arttıkça dudaklarına daha sıkı saldırdım. 
- İşte böyle orospum benim. Böyle inle yarağımda. Bu kalın ve uzun yarak ile kadına acı çektirmeden sevişmeyi biliyordu. Kalçasını hafif hafif oynatması amımın her yerine ayrı baskılar gönderiyordu.  Boynum, karnım ve en çok amım yanarken bedenim kasıldı. İçimdeki balta sapı gibi kalın yarağın izin verdiği kadar da amım kasılmaya başladı. Sakin sakin kısa süre sikilmek bile aklımı almıştı, nasıl bir yarak nasıl bir sikiş tecrübesi bu. İçime biraz daha kaydı bağırdım ama acı değil, şaşkınlık ve doluluktan.
- Bu amcığa ben yetemem tek başıma. Seni kapıda bekleyenlere de siktireyim mi orospu. Hepsi döllesin mi amını. Boşalmam başladı. Karnım göğüslerim cayır cayır yanıyordu. Boşalmama aldırmadan sikini yarıya kadar hızlıca sokup çıkarıyor göğüslerimi sıkıyordu. Boşalma çırpınmalarım biterken amıma önce bir zevk krampı saplandı sonra içimdeki dev biraz daha içime girince bu acıya dönüştü. Elimi araya sokarak daha çok girmesini engelledim.
- Bekle lütfen biraz. Biraz geri giderek bekledi, ben de  biraz sakinleme şansı buldum. 
- Seni orospumuz yapacağız bu gece. Herkesin yarağını yedireceğim sözleri ile boynumu yalayıp tekrar sikmeye başladığında aklım yerinden tamamen çıktı. Bu yarağın yaptıkları gerçek olamaz. Amım parçalanacak kadar gerilmiş. Her sinir ucu zevke teslim olmuştu.
- Siktireyim götünü göğüslerini aynı anda. Boğazımı sıkarak nefessiz bıraktı. Bir yandan yeni boşalmış sular damlayan amıma daha hızlı giriyordu.
- Siktir beni, durmadan siktir. Dudaklarımı ısırırcasına emdi.
- Hızlanırsan parçalanacak karı davul gibi germişsin amını, çekil ben  alıştırayım sen en son sikersin sesi Caner’e aitti. Ne zamandır bizi seyrediyor bilmiyorum. İçimdeki her noktayı ezen nefes almamı zorlaştıran sik geri çıkarken büyük bir rahatlama hissettim. Bayram kenara çekildiğinde ise çığlık atarak ellerim ile amımı ve bacaklarımı kapamaya çalıştım. Bayram’ın kalktığı yeri alan kalkmış siki ile Caner’di. Yanında ise gözlerini üstüme dikmiş yarı kalkmış sikini okşayan Salim duruyordu. İkisi de çırılçıplak. Caner dev vücudu ile üzerime eğilirken kocaman eli amımı örtmeye çalışan elimi iteklemiş bir parmağı içime kaymıştı bile.
- İyi sikicileriz hepimiz. Madem sen de çığlık çığlığa istiyorsun gelelim dedik. Çok eğleneceksin bu gece. Bu eşek yarağını alan bizimkileri rahat alır. Alev almış bile amcığın. 
Dudaklarıma uzandığında hayır demek aklımdan bile geçmiyordu. Zaten istediğim yaraktı, şimdi üç tane geldi. Dudaklarımı emerken de siki aynı Bayram'ın yaptığı gibi amımın girişinde gezindi.
- Seni domaltıp sikmeyi hayal ettim diyerek bir çırpıda ters çevirdi. İri güçlü kolları ile zor olmadı onun için. Sonra önce sikinin sıcaklığını sonra da içime kayışını hissettim.  Bu da kalın ve uzun bir sik olmalı. Bayram'ınki gibi içimi parçalamadı ama dolu dolu amım. Sonra gitgide üzerime ağırlığını verip kalçalarımı sırtımı okşayarak sikmesini sürdürdü. 1.90lık iri gövdesi altında ezilirken göğüslerimi avuçlamasına kaptırdım kendimi. Diğer iki erkeği unutmuştum o an. Kalın ve uzun siki dibimi vurdukça bağırdım ben bağırdıkça o hızlandı.
- Yeter amına koduğumun biraz biz de tadına bakalım sesi Salim'e aitti. Caner içimden çıkmadan biraz geri doğruldu ve yavaş yavaş sikini sokarak devam etti. Beni de iyice kendine çekerek doğrulttu şimdi tam dört ayak üstündeydim. Yatağın iki yanındaki iki erkeği rahat rahat görüyordum
- Elimizin altında maden varmış. Ben böyle güzel amcık sikmedim.
- Aylardır diyorum size dedi Salim. Her gece birimiz sikerdi bu karıyı.
Yatağa uzanıyp kafasını sağ göğsüme bastıran ve dili ile uçlarını keşfeden Salim'idi, diğer eli ile de öbür göğsümü okşuyordu. Tepkim daha derin inlemek oldu. Caner'in siki amımı yakarken göğüslerim ile aynı anda ilgilenilmesi dünyamı tekrar kararttı. Caner Bayram gibi değil, hızlı hızlı amımı parçalamak ister gibi sikiyor arada parmaklarını kalçalarıma geçiriyordu. 
- Göt deliği de çok güzel. Salim tam senlik dağıtırsın.
- Çekil memelerin tadına ben bakayım diyen Bayram Salim'in yerini alırken Salim ayağa kalktı ve boynumu kendine çekti. Dudaklarıma değen siki idi. Kendine benzemeyen kalın orta boy bir sik. Kocaman bir mantarı var gövdesi mantarından ince ama kalınca bir sik. Bayram göğüs uçlarımı dişler ve uçlarını parmakları ile ezerken Caner içimde daha da hızlı idi.  Aynı anda üç erkeğin elleri üzerimde. Amımdaki sikin sahibi kalçalarımı okşuyor, Bayram'ın ellerinde göğüs uçlarım uzuyor. Ağzımı siken Salim boynumu okşuyor. Tahrik edilmeyen tek bir zevk noktam açıkta değil. Salim'in koyu renk mantar başını geçip sikinin bir kısmını daha ağzıma aldığımda söylendi.
- Karı işini biliyor.  Siz de masum kız sanıyordunuz. Koca görmüş karı yaraksız duramaz dedim size. Ağzım ve amım iki güzel sik ile dolu iken daha fazla dayanamadım. Boynum kasıldığında Salim'in siki ağzımdan çıktı.
- Boşalıyor lan sesi kime ait hatırlamıyorum. Ama Caner amında Bayram göğsümü emmede hızlandı. Amım zevkten sarhoş iken, göğüs ucumun iki dudak arasında uzaması zevkimi de uzattı. Salim'in eli de boştaki mememi tokatlıyor sıkıyordu.
- Off boşaltacaktı beni de nasıl kasıl amcığı. Gel Salimcim boş bırakmayalım bu amcığı diyerek içimden çıkan Caner yanıma yatıp göğüslerimi okşayıp arada dudaklarımı emerken ben nefesimi ancak toplamaya başlamıştım. Karnımdaki titremeler ile başlayan bacaklarımı geren orgazmı gözlerimi sıkı sıkı kapatarak kutlamıştım. Sanki bacaklarım hala titriyor. 
- Bende de bir kere boşaldı. Yanıyormuş yaraksızlıktan dedi Bayram abi.
- Kucağına gel bakalım Salim Abinin.
Yanıma uzanan Salim'in ince uzun vücudu ile iyice tezat görünen kalın koyu renkli sikine oturmak için  doğrulup yavaşça kendimi bıraktım. Bedenlerimiz birbirine değdiğinde mantar başın amıma verdiği zevk de başladı. İçimi yara yara girip çıkarken her sinire değiyor amımdaki tüm suyu sağıyordu sanki. Bir sike köküne kadar oturabilmek çok güzel. 
- Sevdin mi yaraklarımızı komşu. Hepsi seni bekliyordu günlerdir.
Cevap veremedim. Yatağın içine giren Caner ayakta dikildi ve amımdan yeni çıkardığı siki ağzıma dayadı. Gerçekten uzun güzel bir sik. Başı yay gibi havaya kıvrık. O yüzden amımın içinde beni çıldıran noktaları kolay bulmuştu. Bir iki kere ağzıma soktuğunda boynum diğer yana çevrildi. Ah işte Bayram'ın o mükemmel siki. Caner'in ortalamanın çok üzerindeki güzel siki bile bunun yanında sönük kalıyordu. Sadece başını o da ağzımı iyice gererek alabildim. Tekrar Caner'e döndüm sikini emmek için. Bu sefer Bayram'ın sikini bırakmamak için elim ile tutup okşamaya başladım. Okşarken bile elim bir çırpıda başına ulaşamıyordu. İki el ile belki tamamen okşayabilirim. Nasıl bir sik bu hep elimin altında olmasını isterdim.
- Karıya bak üçümüzü de yönetiyor. Salim haklıymışsın tam bir kaltak bu. Daha önce de böyle sikilmiş bence. Sakin sakin girerek içimi dağıtan arada kalçalarıma tokatlar atarken küfürler eden Salim buna tepki vermeden küfürlerini sürdürdü.
- Amını götünü dağıtacağımı söylemiştim bu karının. Off nasıl da dar Bayram'a rağmen. Kahkaha attılar.
- Götünü de sikeceğim değil mi komşu dedi Bayram abi
- Olmaz onunla olmaz. Tekrar güldüler.
- Korkma aşkım diye dudaklarına eğildi Caner, o güzel götü önce ben sikeceğim. Caner abin göt uzmanıdır. Siktiler değil mi o güzel götü daha önce. Ağzım dolu olduğundan cevap vermedim. Bir parmağının göt deliğimi okşaması zevki artırdı.
Bak demiştim size götünü de siktirmiş kaltak. 
- Mustafa iti nerede dedi o sırada dev sikini ağzıma tekrar yerleştirmeye çalışan Bayram.
- Aradım aradım açmadı piç. Uyuyakalmıştır.
- Bir daha ara da biralar ile ilaç poşetini de alsın gelsin pezevenk. Karı iliğimizi tüketecek hepimizin.
Bunları derken beni kendine doğru çekip girişini hızlandırdı Salim. Aralarında en efendi gözüken adam. En güzel sikici çıkmıştı ve bu beni sikme planlarının baş tetikçisi. Sanki genç bir erkekmiş gibi hızlı hızlı bana çığlıklar attırarak alttan amıma vurmaya başladı. Sikinin mantar başı her yerimi eziyor. Ağzım boşta ellerimdeki iki kalın sike daha çok tutunmak için sarılmış durumdayım. Salimin parmakları kalçama batıyor iki parmak ucu arka deliğimde buluştu sadece okşuyor. 
- Off nasıl da savruluyor göğüsleri. Dördümüzü de bitirir daha yok mu der böylesi. Dördü mü, bu benim için de fazla olacak.
Kıçıma inen şiddetli bir tokat ile bağırdım.
- Çık pezevenk bende sıra. 
Salim içimden isteksizce ayrıldı yana kaydı. Tekrar çevrildiğim köpekleme pozisyonunda sarkan göğüslerimi emmeye başladı. Ağzıma giremeyen sik Bayram'a ait. Kalçalarımı ayırıp amıma kayan kalınlık ise Caner. Bu sefer o da hızlıca girer çıkarken ben aldığım zevk ile ağzımı iyice açıp dev sikin başını ağzıma sığdırmayı başardım. Salim'in dudakları arasında ise göğüs uçlarım uzuyor. Bu pozisyonu çok seviyorlar demek. Kimse konuşmuyor artık. Sadece yoğun hırlamalar ve inlemelerimiz var. Orgazm dalgası tekrar geliyor. Göğüs uçlarımdaki sakalsız nazik dudaklardan veya amımdaki kalın sikten mi başlayacak dalga bilemiyorum. Sikini ağzımdan çıkarmış olan Bayram dudaklarıma eğiliyor, çekinmeden dilimi ağzına veriyorum, dillerimizi emiyoruz. 
- Seni tost da yapacağız komşu kızı. Bağıra bağıra boşalmak istiyorum. Kulağıma eğiliyor Bayram
- Yarağım ağzındayken tükürüklerin damlıyor orospu komşum.  Kendimi tam bir orospu gibi hissettiriyor bu durum. 
- Titriyor yine amı karının. Bunu söyleyen tabii ki amının dibini döven Caner. Ucu kalkık yarağı amımı kazıyarak geçiyor, en hassas yerlerimi ezince kıvranıyorum. Salim göğüslerimi tokatlarken Bayram sikini boynumu zorla tutarak ağzına sokmaya çalışıyor. Nefes alamayacak kadar açılmış ağzım.
Bağırmaya çalışarak kendimi teslim ediyorum orgazma. Gözlerim kapandığından sadece bir kırmızılık var çevremde bir de baş dönmesi.
- Fışkırdı lan sanki. Ne karı imiş hem güzel hem orospu gibi.
- Zor tuttum kendimi patlayacaktım az daha
- Ben de valla hem de girer girmez, tasarruflu gidelim beyler. Elimizin altında böyle bir karı varken sikler inik kalmayalım. Kahkahalar atılırken kapı zili çaldı. Gelen Mustafa olmalı. Evet oymuş.
- Ben gelmeden mi başladınız pezevenkler. Bayram bravo valla. İnanmazdım ikna edeceğine. Boşalmadığınız di mi içine?
- Lan amma soru sordun ya dedi Caner. Getirdin mi hapları. Birer tane atın da yolda kalmayın piçler.
- Onu kaplıcaya giden kankana söyle oğlum. Bizim yaraklarda bir sıkıntı yok. Al bira da getirdim.
- Gel bakalım güzel kız. Ayrıl o at sikinden de. Amcığının tadına ben de bir bakayım. Lan o memeler ne dedim size en az 95'lik bu füzeler.
Evet tüm bu konuşmalar sırasında sırtım onlara dönük Bayram'ın siki ile oyalanıyordum. Dev başını emmeye çalışarak, gövdesini elimle kavrayamayışıma şaşarak. Bacaklarımı okşayarak arkama yapışan Mustafa abinin, sertleşmiş siki kalçalarıma değdi önce.
- Bensiz iki kişi birden sikmediler di mi?  Bir parmağını içime kaydırdı.
- Mustafa abin yesin mi güzel amcığını. Eksik parça buydu. Gelip hepsi birer tur sikmişlerdi beni. Biraz da onlar bana hizmet etsin. Zor da olsa elimle kavrayamadığım başı dudaklarımı geren sikten ayrılıp bacaklarımı araladım.
- Aferin kaltak, sana hayatının am yemesini yaşatacağım. Sen de Mustafa abini canlandır bakalım. 
 Üzerime doğru eğilip öptü sonra yanıma ters yatıp bacak arama eğildi. Yarı kalkmış normal boyutlardaki siki karşımda idi. Mustafa'nın dudakları amıma değerken kendimi serbest bırakıp açıldım iyice. İhtiyacım olan sakin sakin yalanmak. Ağzıma rahat sığdırabildiğim sikini yalarken dili içine giren yaraklardan iyice açıldığını düşündüğüm amıma kayıverdi.
- Aferin orospu, güzel yalıyorsun. İyice kaldır da amını götünü aynı anda sikelim. Dudakları bızırımı yakaladığında tam kalkmayan sikini nerede ise tamamen ağzıma sokmuştu. Koca dili içimde gezerken çevremdeki sesler gülüşmeler artıyor azalıyordu. 60 yaşına yaklaşmış adamın siki dudaklarım arasında sertleşirken dili amım ve arka deliğim arasındaki hassas çizgide gidip geliyordu. Dakikalardır sikilmekten ve yalanmaktan hep ıslak olan yerlerimde. 
- Kalkmadı mı lan hala sikin. Getirdim ben malzemelerimi. Konuşan Salimdi ne zaman gitti bilmiyorum. Mustafa gel bakayım amcanın kucağına diye gülerek yatağa sırtını dayayıp otururken Salim'in elinde gördüğüm marketlerde de satılan Durex anal kayganlaştırıcı kremlerdendi. Mustafa'nın normal boyutlardaki sikine rahatlıkla oturduğumda kafasını göğüslerimin arasına soktu.
- Off aylardır bunu istiyordum. Kalçamı okşayan el soğuk ama yoğun bir kremi arka deliğim çevresine yaydı.
- Sen Mustafa abini emdirirken döne döne sikeceğiz orospu.  Nefes alacak vaktin olmayacak. Amımdaki sikin sertliğine kremli bir parmağın arka deliğime hafifçe kayması eşlik etti. Sonra sert bir tokat geldi kalçama.
133 notes · View notes
gundemarsivi · 8 days ago
Text
Tumblr media
Bayramdan Bayrama
✍🏻 Yavuz Kürkçü
Giriş:
Heyecandan içim içimi yiyor. Gece boyunca, ninemin uyanmaması için kımıldanmadan yattım. Yaşlı kadıncağız, gene bayram öncesi aynı işkenceyi çekip çevresine de çektirdi. Kurban Bayramı’nda koyunlar gibi kınalanır, cılız gövdesini güçlükle taşıyan bacaklarıyla oradan oraya seğirtir.
Mendiller aylar öncesinden alınmıştır. Benim bilmediğim, belki ninemin de belleğinden uçan bir geçmişte, mendilleri kendisi işlermiş. Artık oyalarını parayla birilerine yaptırıyor. Akraba, komşu, tanıdık-bildik herkes düşünülmüştür. Kardeşimle bana niye mendil verir bilmem – kızlara armağan etse, haydi neyse… Annem, “Sakın sesinizi çıkarmayın; alınır sonra,” der. Köşedeki düğümün içinden madeni iki buçukluk çıkacağından eminim. Annem kumbaraya attırır.
Ninemler göçmendir. I. Dünya Savaşı’yla birlikte Üsküp’ten gelmişler. Tüm göçmenler gibi, “Yoğoslavya’da” zenginmişler. Evleri, hanları-hamamları varmış da dedem nedense berberlikle kazanırmış yaşamını. Yoksa eskiden berberlik, özenilecek mesleklerden mi sayılırmış? Dedem, ben küçükken ölmüş. Berber Abdi Efendi’den, misafir odasında devlet büyüklerini andıran, yaldızlı çerçevesiyle kocaman fotoğrafı kalmış; bir de hafta sonları ninemlerde yattığımda, odamdaki dolabın bir köşesinde havlulara sarılı usturalar ve tıraş makineleri. Fotoğraftaki Abdi dedem, sağ omzunu ileri vermiş, takım elbiseli, yelekli, bıyıklı, (ana tarafım duymasın) biraz ablak suratlı birisidir. Yüzünün güldüğü fotoğrafını görmedim. Misafir odasını kışın kapalı tutarlar, oturma odasının ısısını korumak için. Dedemle yazdan yaza görüşürüz. Pek bırakmazlar ama yazın yalnız kalınca havluları usulca aralar, usturayı babamdan gördüğüm şekilde üst dudağımda gezdiririm. Ahşap iki katlı bağ evinin üst katında beceririm bu marifetleri. Dikmen yazlarında misafir odasının serinliğinde sefa süren dedeme uğramadan edemem. Gene kaşlarını çatmıştır. Yasaklanan şeyleri yapmamak gerek ama…
Ninem, tatlıları arifeden hazırlar. Yemekler bayram sabahı erkenden pişirilecektir. Çamaşırlar, çarşaflar günlerce öncesinden sakız gibi yıkanmış, yasemin kokulu dolaplara konulmuştur. Döşeme tahtaları fırçalarla, Arap sabunlu sularla ovulmuştur. Kurbanlık koyun, kömürlükte besiye çekilmiş, bayramı bekliyor. Ahşap evin çatı katı, geceleri bile gündüzün sıcağıyla yorgun. Ninem, elleri ayakları tutmaz olmuş, yatsıyı kıldıktan sonra odasına çekilmiştir. Yatak ve tahtalar gıcırdamasın, ak pak yüzlü, başı tülbentli ninem uykusunda dinlenebilsin diye neredeyse nefes almayacağım. Bu yaz, on iki yaşıma bastım. Dayım, ilk kez bayram namazına götürecek. Namaz dualarını içimden geçiriyorum; neyse ki ezberim yerinde. Namazda herkesin yaptığını yaparsam, bu güç sınavın üstesinden gelebilirmişim. Dayıma kalırsa, erkekliğe ilk adım sünnet değil, namazmış. Sabaha iyice erkek olacağım.
Demek ki gün ağarmadan az önce dalmışım. Omzumdan sarsan dayımın koca, etli elleri, “Haydi, çabuk ol. Geç bile kalmışız,” diyor. İri gövdesiyle gürültü çıkarmamaya özenirken trabzana çarpıyor, tüm ev temelinden sarsılıyor.
Bayram namazını sanki rüyada kılmışım, belki de uyku sersemiydim. Eve dönüp kuyunun başındaki, burma bıyıklı, koca göbekli adamı görünce ayılıyorum. Tanımadığım adamla dayım bayramlaşıyorlar. Adamın davranışlarına işlemiş kıyıcılığı ancak sezinliyor, ışığa yakalanmış tavşan örneği elim-kolum tutulmuş, olacakları bekliyorum.
“Ben namazımı aşağı camide eda ettim, Nusret ağabey. Onun için biraz erkenciyim. Evde anneyi uyandırmadım ama çukuru açtım. Birkaç yere daha uğrayacağım. İşimize baksak mı?” diyen adam, belli ki kasap. Yalnızca ayaklarıyla direnen hayvancağız melemiyor bile. Karga tulumba getirip çukurun başına yatırdılar. Kasap, önce göğüs cebinden çıkardığı kırmızı mendille gözlerini bağlıyor, sonra bir iple üç ayağını. “Rahat��a can çekişsin diye öteki ayağını serbest bırakırlar.” Dayım, sessizliğimi merakıma yormuş, yaşamın gerçekleri üstüne bilgi veriyor. Kanım çekilmiş, ağzım-dilim kurumuş. Koyun, özgür bacağını da kımıldatmaz oldu. Kasabın sol eli, koyunun başını, gözlerini örten mendilin altından neredeyse okşarcasına yakalamış. Sağ eldeki, bileylenmekten incelmiş kara saplı bıçak, geriye kanırtılmış boynu sıvazlıyor. Kasabın ağzından mırıltılı dualar dökülüyor. Dayımın dudağının kenarından bir tükürük sızıntısı çenesine doğru inmiş. Dayım, kurban kesilirken izlemekten zevk alıyor. Acaba komşulara vermeyip kendisine saklayacağı parçayı mı düşlüyor? Koyunla birlikte beni de uyuşturuyor, yavaş hareketlerle gidip gelen bıçak. Ateş kırmızısı kan, çukura fışkırırken gözlerimi yakıyor. Kara saplı bıçak, bir hamlede boyun kemiğine dayanırken, “Bismillah” ancak arkadan yetişiyor. Adamın kara bıyıklarının ucunu görebiliyorum ensesinden. Kasap, tek ayağı üstüne çökmüş, kafayı alabildiğine kanırtıyor. Koyunun bacağı, kanının tümünü hızlı çırpınışlarla pompalıyor. Kasap, alışkın hareketlerle bacağı deliyor, hayvanı top gibi şişiriyor. Kısa sürede yüzülüp etleri parçalanan koyunun ak postu, az ilerideki yoz asmaya seriliyor. Dayım, kuyudan çektiği suyu adamın ellerine döküyor. Çukuru örtüyorlar. Kadınlar, etleri içeri taşıyorlar. Kasap gittiğinde, postu görmesem her şeyi düşlediğime inanacağım. Kimseye görünmeden odama çıkıyorum. Doyasıya ağlıyorum.
Gelişim:
Karımın haykırışıyla uyandım. Geceliğiyle pencerenin önünde taşlaşmış, iki elini yumruk yapıp ağzında birleştirmiş, dışarı bakıyor. Gidip kucaklıyorum. Karabasan gördüyse pencere önünde işi ne diye düşünmek aklıma gelmiyor. Çocuk bekleyen kadınlar ağlamamalı! Her baba gibi bencilim: Doğacak çocuğumu düşünüyorum. Daha şimdiden analığın kokusu sinmiş karım beni görmüyor, pencereden dışarısını işaret ediyor. Benim çığlığıma bahçedeki kasaplardan birkaçı dönüyor, sonra dudaklarında – galiba – aldırmaz bir gülüşle işlerini sürdürüyorlar. Evimizi ne güçlüklerle bulmuştuk, Ankara’nın göbeğinde. Pencerelerimiz apartmanların arasında nasılsa kalmış bahçeyi görüyor. Kirazlar açınca pencereden içeri giriyor, odayı kucaklıyor. Bu yıl bayram şubata rastladı. İkimiz de çalıştığımız halde bayramda bir yerlere gitmek gelmedi içimizden. Tatil yapılacak her yerde ve Ankara’da hava soğuk ve yağışlı. Kapıyı kimseye açmamaya kararlıyız. Akrabalara da gitmeyeceğiz bayram ziyaretine. Yıllardır bayramlarda bile namaz kılmıyorum. Karım uyandırmasa öğleye kadar uyurdum. Cennetin yolunu, koyunun iki tırnağı arasında gören dindarlarla doluymuş apartmanımız. Bu kadar çok dairesi olduğunun o sabah farkına varıyoruz. Yapraklarından soyunmuş kiraz ağaçlarına asılı koyunlar, postlarından sıyrılmış, çırılçıplak sallanıyorlar. Bahçe, öbek öbek kan gölleriyle kaplanmış. Tepsilerdeki et yığınları giderek büyüyor, çıplak koyunlar küçülüyor. Üst kattaki Beyaz Rus göçmeni yaşlı kadının her gün parmaksız eldivenleriyle beslediği sokak kedileri miyavlamaksızın sıralarını beklerken yalanıyorlar. Kıyım öğlene kadar sürüyor.
Sonuç:
Yıllar sonra Almanya’dayız. Oturduğumuz küçük kasabayı Karadenizlilerle Konyalılar kardeş payı bölüşmüşler. Apartman komşularımız Mevlâna torunları. Komşumuzun karısı bir tabak etle dikiliyor kapıda. Bugün bayrammış meğerse. İçeri buyur ediyoruz. Daha uğraması gereken Müslüman kardeşleri varmış. Hiçbir şey düşünmeden etleri pişiriyor, lüp lüp yutuyoruz.
Sonucun sonrası:
Yerel gazeteden bir haber: “Türkler Kurbanlarını Banyo Küvetlerinde Kesiyorlar.” Aklıma, bir hafta önce yediğim etler geliyor. Midem bulanıyor, boğazımdan yukarı yeşil bir su yürüyor; kendimi banyoya zor atıyorum. Lâvabo kan içinde. Son gücümle banyo perdesini çekiyorum küvete boşalmak için. Mor boyalı koçun boynuzlarını seçiyorum önce…
Yavuz Kürkçü
Not: Çıkacak olan Kırıntılar adındaki öykü kitabımdan bir bölümü okudunuz.
0 notes
pazaryerigundem · 5 months ago
Text
Dilovası'nda kent bayramlaşması
https://pazaryerigundem.com/haber/177986/dilovasinda-kent-bayramlasmasi/
Dilovası'nda kent bayramlaşması
Tumblr media
Bayramın birinci günü Bayram namazının ardından Dilovası Şehitliği ziyaret edilerek başlayan program bayramın ikinci günü Kent Bayramlaşması etkinliği, devam etti.
 KOCAELİ (İGFA)  – Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe, ilçe protokolü, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve ilçe halkı katıldı. Bayramlaşma programı, Dilovası Kültür Merkezi Fuaye alanında kurulan alanda başladı.
Başkan Ömeroğlu ve beraberindeki heyet, vatandaşlarla tek tek bayramlaşarak onların bayramını kutladı. Etkinlik alanında kurulan stantlarda çeşitli ikramlar sunuldu.
Bayramlaşma töreninde konuşan Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu, bayramların birlik ve beraberlik duygularının pekiştiği özel günler olduğunu vurgulayarak, “Dilovası olarak her bayramda bir araya gelmekten, birbirimizin halini hatırını sormaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bugün burada, hep birlikte bayramın coşkusunu yaşıyoruz. Bu tür etkinlikler, aramızdaki bağları daha da güçlendiriyor. Tüm vatandaşlarımızın bayramını en içten dileklerimle kutluyorum” dedi.
Kent Bayramlaşması, alanda kurulan ikram stantlarında vatandaşlara geleneksel bayram tatlıları ve içecekler sunuldu.
Etkinlik, belediye başkanı ve protokol üyelerinin halkla birlikte hatıra fotoğrafı çektirmesi ve bayram dileklerini iletmesiyle sona erdi. Dilovası halkı, böylesi anlamlı ve birliktelik dolu bir bayramlaşma etkinliği için Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu ve emeği geçenlere teşekkür etti.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
bilgilikus · 11 months ago
Text
Cadılar Bayramı Tarihçe ve Kökeni Detaylı Anlatım
Tumblr media
Cadılar Bayramı nedir, tarihçesi ve kökeni gibi konuları ele alacağımız bir blog yazısına hoş geldiniz. Cadılar Bayramı, halk arasında en çok kutlanan ve sevilen özel günlerden biridir. Kökeni binlerce yıl öncesine dayanan bu geleneksel kutlama, günümüzde hala dünya çapında coşkuyla kutlanmaktadır. Bu yazıda, Cadılar Bayramı'nın tarihi, gelenekleri ve dünya çapında nasıl kutlandığı gibi konuları ele alarak, bu özel günün modern değişimini de inceleyeceğiz. Hazır mısınız? O zaman başlayalım!
Cadılar Bayramı Nedir?
Cadılar Bayramı, her yıl 31 Ekim akşamı kutlanan bir pagan kökenli festivaldir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde ve diğer bazı Batılı ülkelerde popüler olan bu bayram, kökeni Orta Çağ Avrupa'sına dayanmaktadır. Geleneksel olarak ölülerin ruhlarının geri döndüğü bir zaman olarak kabul edilen Cadılar Bayramı, günümüzde kostüm giyerek gezmeyi, parti düzenlemeyi ve tatlıları paylaşmayı içeren bir dizi etkinlikle kutlanmaktadır. Cadılar Bayramı kutlamaları, öncelikle Keltlerin Samhain festivaliyle ilişkilidir. Samhain, hasat sezonunun sonu ve kışın başlangıcı olan bir dönemi işaretler. Keltler, bu dönemde ölülerin ruhlarının dünyaya geri döndüğüne inanırlardı. Bu nedenle, Cadılar Bayramı'nda ölülerin ruhlarını kovmak ve kötü ruhları engellemek amacıyla ateşler yakılır, kostümler giyilir ve korkutucu maskeler takılırdı. Bugün, Cadılar Bayramı genellikle çocuklar tarafından en çok sevilen bir bayram olarak kutlanmaktadır. Çocuklar, kapı kapı dolaşarak "şeker veya şaka" yapıp tatlı toplama geleneğini sürdürürler. Ayrıca, parti ve kostüm yarışmaları düzenlenir, evler ve bahçeler dekor edilir ve korku filmleri izlenir. Cadılar Bayramı, eğlence dolu bir atmosferde kutlanan bir gelenek haline gelmiştir.
Cadılar Bayramı Tarihçesi
Cadılar Bayramı, kökeni çok eskilere dayanan bir gelenek olan Samhain festivalinden türemiştir. Samhain, Keltler tarafından kutlanan bir festivaldir ve Kelt takvimine göre yılın sonu anlamına gelir. 31 Ekim tarihinde gerçekleşen bu festival, doğa ruhları ve ölülerin ruhlarının dünyaya geri döndüğü bir zaman dilimini işaret ediyordu. Samhain festivali, Hristiyanlık öncesi dönemde büyü ve cadılıkla ilişkilendirilen bir dönemdir. Bu nedenle, Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte bu festival, Cadılar Bayramı olarak anılmaya başlandı. Cadılar Bayramı, 8. yüzyılda Papa Gregory III tarafından tüm Azizlerin Günü'nün (All Hallows' Day) bir öncesinde kutlanmaya başlandı ve Hristiyanlıkta önemli bir dini bayram haline geldi. Bu tarihçeye göre, Cadılar Bayramı'nın Samhain festivaliyle ilişkisi oldukça derin ve köklüdür. Günümüzde ise Cadılar Bayramı, özellikle Kuzey Amerika'da büyük bir kutlama olarak karşımıza çıkmaktadır. Cadılar Bayramı'nın gelenekleri ve dünya çapındaki kutlamaları ise ayrı bir öneme sahiptir.
Cadılar Bayramı Kökeni
Cadılar Bayramı, her yıl 31 Ekim'de kutlanan bir gelenektir. Kökenleri, eski Kelt kültürüne dayanmaktadır. Bu bayram, Keltlerin "Samhain" adını verdikleri bir festivalden türetilmiştir. Samhain, yaz sezonunun sonunu ve kışın başlangıcını temsil eder. Keltler için bu dönem, ruhların dünyaya geri döndüğü bir dönemdir. Bu nedenle Cadılar Bayramı, ruhların onları ziyaret ettiği ve rehberlik ettikleri bir zaman olarak kutlanır. Samhain döneminde, Keltler, özel ritüeller ve törenler düzenlerdi. Bu ritüellerde, ateşler yakılır ve tütsüler kullanılırdı. Kelt inanışına göre, bu şekilde kötü ruhlar ve cadılar kovulacaktı. O dönemdeki insanlar, Cadılar Bayramı'nda kostümler giyer, maske takar ve evlerini güzelliklerle süslerdi. Bu şekilde, kötü ruhların insanlara zarar vermesi engellenmeye çalışılırdı. Ortaçağ'da, Hristiyanlık Avrupa'da yayıldıkça, Samhain festivali Cadılar Bayramı olarak anılmaya başlandı. Kilise, bu geleneksel festivali Hristiyan bayramı olan "Tüm Azizler Günü" ile birleştirdi. Bu bayram, tüm azizlerin anısına kutlanırken, Cadılar Bayramı'nın kökenleri de bu şekilde Hristiyanlaştırıldı. Ancak, Cadılar Bayramı gelenekleri ve sembolleri hala eski pagan geleneğini yansıtmaktadır.
Cadılar Bayramı Gelenekleri
Cadılar Bayramı, 31 Ekim'de her yıl kutlanan geleneksel bir festivaldir. Bu bayram, kökeni Kelt kültürüne dayanan Samhain festivalinden türemiştir. Cadılar Bayramı'nın gelenekleri, çeşitli ritüeller ve kutlamalarla doludur. Bir Cadılar Bayramı geleneci, evini "korkunç" dekorasyonlarla süslemektir. Özellikle korkuluklar, hayaletler ve sihirli simgeler gibi dekorlar kullanılır. Ayrıca, kabak oyarak korkunç yüzler yapmak da bir başka gelenektir. Bu oyulmuş kabaklar, "Jack-o'-lanterns" olarak adlandırılır ve gece karanlıkla birlikte yanarlar. Cadılar Bayramı gecesi, insanlar kostümler giyip evlerin kapısını kapatarak kutlama yaparlar. Tipik olarak, cadılar, canavarlar, hayaletler ve diğer korkunç karakterlerin kostümleri tercih edilir. Bu gelenek, kökenini Samhain festivalindeki kelt inancına dayandırır. Kostümlerin giyilmesi, ölülerin ve ruhların yaşayanlar arasında dolaştığına inanıldığı için koruyucu bir öğe olarak görülür.
Cadılar Bayramı Dünya Çapında Kutlamalar
Cadılar Bayramı, 31 Ekim'de kutlanan popüler bir festivaldir. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kutlamalarıyla başlayan Cadılar Bayramı, son yıllarda dünya genelinde yaygınlaşmıştır. Özellikle batı ülkelerinde büyük bir ilgi görmekte olan bu festival, her yıl milyonlarca insan tarafından kutlanmaktadır. Cadılar Bayramı, dışarıda geçirilen bir gün olarak düşünülse de, etkinlikler ve kutlamalar birkaç gün sürebilir. Birçok ülkede Cadılar Bayramı haftasında çeşitli etkinlikler düzenlenir. Cadılar Bayramı kostümleri giyilir, evler ve sokaklar cadılar, zombiler, vampirler gibi korkunç karakterlerle süslenir. Cadılar Bayramı partileri ve ev dekorasyonları da bu festivalin vazgeçilmezlerindendir. Cadılar Bayramı ayrıca çocuklar arasında da oldukça popülerdir. Kapı kapı dolaşarak şeker toplama geleneği çocuklar arasında yaygındır. Bu kutlamada, çocuklar kostümler giyer ve komşuları tarafından hazırlanan şekerlemeleri toplamak için evlerin kapılarını çalarlar. "Şeker ya da şaka" oyunu Cadılar Bayramı'nın önemli bir parçasıdır ve çocuklar bu gelenek doğrultusunda ev sahiplerine şakalar yaparlar. Cadılar Bayramı, Amerika Birleşik Devletleri'nde en büyük kutlanan festivallerden biridir. İngiltere'de Cadılar Bayramı'nda "Penny for the Guy" adlı bir oyun oynanır. Meksika'da Cadılar Bayramı için özel olarak yapılan iskelet şeklindeki şekerlemelere "calacas" adı verilir. Ülke Kutlama Tarihi Amerika Birleşik Devletleri 31 Ekim İngiltere 31 Ekim Meksika 31 Ekim - 2 Kasım
Cadılar Bayramı'nın Modern Değişimi
Cadılar Bayramı, her yıl 31 Ekim'de kutlanan ve kökeni Kelt geleneklerine dayanan bir kutlamadır. Bu gelenek, günümüzde hala birçok ülkede kutlanmakta olup, zamanla modern değişimler geçirmiştir. Cadılar Bayramı'nın modern değişimi, hem kutlama şekillerinde hem de tüketim alışkanlıklarında kendini göstermektedir. Cadılar Bayramı'nın modern değişimlerinden biri, kostüm ve makyaj trendlerinde ortaya çıkmıştır. Eskiden Cadılar Bayramı'nda genellikle korkunç ve ürkütücü kostümler tercih edilirken, şimdi daha çeşitli ve yaratıcı kostümler popüler hale gelmiştir. Örneğin, süper kahraman, prenses veya film karakterlerinin kostümleri Cadılar Bayramı için tercih edilen seçenekler arasındadır. Ayrıca makyajın da büyük bir önemi vardır ve insanlar korkutucu veya fantastik makyaj stilleri denemektedir. Cadılar Bayramı'nın modern değişimi aynı zamanda popüler kültürün etkisiyle de ortaya çıkmıştır. Cadılar Bayramı ile ilişkili olan filmler, diziler ve kitaplar, bu kutlamayı daha da popüler hale getirmiştir. Özellikle Harry Potter serisi, Cadılar Bayramı'na olan ilgiyi artırmış ve birçok insanın bu konuda daha fazla bilgi edinmesini sağlamıştır. Ayrıca Cadılar Bayramı ile ilgili etkinlikler ve festivaller de dünya genelinde düzenlenmektedir. Read the full article
1 note · View note
kevserinmutfagi · 2 years ago
Text
Lokma Tatlısı Tarifi
Lokma tatlısı bir dönem ortalığı kasıp kavurmuş, her adım başına iki lokmacı açılır olmuştu. Sonra ne olduysa zamanla modası geçti. Bir yer hariç. Elbette İzmir’den bahsediyorum. İzmirliler için lokma geçici bir heves değil, bir yaşam tarzıdır, o yüzden modası hiç geçmez. Bunu eminim biliyorsunuzdur. Şimdi size bilmediğiniz bir şey söyleyeceğim. Lokmaya en az İzmirlilerin gösterdiği ilgiyi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kendinetinerci · 4 years ago
Text
Tumblr media
bayram tatlıları alındı 😋🤤
21 notes · View notes
tarikbinziyad · 5 years ago
Photo
Tumblr media
Zehir olsa yenilecek...
Bütün kavurmaları ve tatlıları gönül rahatlığı ve bu güzel düşünceler ile yiyiniz.
“Kul bula sultanını, bayram o bayram ola”
10 notes · View notes
harikayemekler-blog · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Harika Yemek Tarifleri Sitemize "Puf Böreği (kıymalı)" konusu eklenmiştir. Açıklama: Puf Böreği (kıymalı) Nasıl Yapılır: Malzeme : 250 gr. un (Tepeleme dolu iki su bardağı) 1 çorba kaşığı zeytinyağı Yarım çorba kaşığı sirke 1 tutam tuz 2 kahve fincanı su 1 yumurta sarısı 1,5 yemek kaşığı sade yağ 175 gr. yağsız kıyma 1 - 2 adet sivri bi Etiketler: balık tarifleri,bayram menüleri,bayram tatlıları,börek tarifleri,çorba tarifleri,,Puf Böreği (kıymalı) Çorba Tarifleri Et Yemekleri Tarifi Sebze Yemek Tarifleri Yemek Tarifleri Pratik Yemek Tarifleri Harika Lezzetli Yemek Tarifi İçin Ziyaret Ediniz: https://harikayemekler.org/hamur-isleri/borek-tarifleri/puf-boregi-kiymali/  
0 notes
medicalmedical06-blog · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Harika Yemek Tarifleri Sitemize "Puf Böreği (kıymalı)" konusu eklenmiştir. Açıklama: Puf Böreği (kıymalı) Nasıl Yapılır: Malzeme : 250 gr. un (Tepeleme dolu iki su bardağı) 1 çorba kaşığı zeytinyağı Yarım çorba kaşığı sirke 1 tutam tuz 2 kahve fincanı su 1 yumurta sarısı 1,5 yemek kaşığı sade yağ 175 gr. yağsız kıyma 1 - 2 adet sivri bi Etiketler: balık tarifleri,bayram menüleri,bayram tatlıları,börek tarifleri,çorba tarifleri,,Puf Böreği (kıymalı) Çorba Tarifleri Et Yemekleri Tarifi Sebze Yemek Tarifleri Yemek Tarifleri Pratik Yemek Tarifleri Harika Lezzetli Yemek Tarifi İçin Ziyaret Ediniz: https://harikayemekler.org/hamur-isleri/borek-tarifleri/puf-boregi-kiymali/  
0 notes
feminenn-blog · 7 years ago
Text
Magazin, Sağlık ve Kadın'a dair her şey...
http://feminenn.com/lebeniyogurt-corbasi/ LEBENİ(YOĞURT ÇORBASI)
3 su bardağı yoğurt1 yumurta4 su bardağı su1 su bardağı yarma (aşurelik buğday)3 çorba kaşığı sıvıyağ2 çorba kaşığı kuru naneTuz
Yoğurt ve yumurtayı tencereye alıp tuzu ekleyerek iyice çırpın. 4 su bardağı suyu ilave edip karıştırın. Orta ateşte sürekli karıştırarak 15 dakika pişirin. Buğdayı yıkayıp yoğurtlu karışıma ekleyin. Buğday yumuşayıncaya kadar pişirmeye devam edin.
Tavada sıvıyağı kızdırıp naneyi kavurun. Çorbanın üzerine naneli sos gezdirip sıcak olarak servis yapın.
Afiyet olsun.
#BalıkTarifleri, #BayramTatlıları, #BörekTarifleri, #ÇorbaTarifleri, #Diyet Magazin, Sağlık ve Kadın'a dair her şey...
0 notes
sadekadinlarr · 2 years ago
Link
Peki nasıl mı yapılıyor? Gelin hep birlikte adım adım resimli tarifimize bakalım.
0 notes
gurmebaba · 5 years ago
Photo
Tumblr media
Bayram sonrası #protein için tercihimiz @muslumkebap gop şubesi. Porsiyonları ile hem gözü hem mideniz doyuran mekan şimdiye kadar hiç pişman etmedi 👍 Kendi yapımları tatlıları değmek künefeciye taş çıkarıyor 😄 Halen denemediyseniz şiddetle öneririm #gurmebaba #food #kebap #lezzet #holiday #ankara #meat #food #turkishkebab #turkishfood #eating (Müslüm Kebap) https://www.instagram.com/p/Byf1-P4gKyF/?igshid=3yg1i75g6553
3 notes · View notes
gundemarsivi · 4 months ago
Text
Tumblr media
“El Öpenin Çok Olsun” #şiir
✍🏻 Muhsin Salman
https://www.gundemarsivi.com/el-openin-cok-olsun/
Nasıl da eğildi maşallah
Kırılmaz beli inşallah
El öpeni çok olsun
Mahcup etmesin Allah
Boy sırasına girilsin
Şeker lokum verilsin
Bayram harçlıkları
Hasa mendile dürülsün
Nasıl da öpüyor maşallah
Dili kurumaz inşallah
El öpeni çok olsun
Mahcup etmesin Allah
“Berhudar” ola denilsin
Şam tatlıları yenilsin
El etek öpmeyenlerin
Defterleri tez dürülsün
16.07.2024 Muhsin SALMAN
0 notes
sondakikabu · 3 years ago
Text
Bayramı Hafif Geçirmenizi Sağlayacak 10 Altın Kural
Bayramı Hafif Geçirmenizi Sağlayacak 10 Altın Kural
Ramazan ayında günlük öğün sayısının azalması ve beslenme düzeninde meydana gelen değişiklikler Ramazan Bayramı’nın gelmesiyle tekrar eski haline dönüyor. Kalabalık sofraların kurulduğu, çeşit çeşit yemeklerin yapıldığı bayram sofralarına hayır demek oldukça zor. Hamur işleri ve tatlıları bayramda birdenbire sık tüketmek sindirim sistemi problemlerine ve kan şekerinin hızlı yükselmesine sebep…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kevserinmutfagi · 3 years ago
Text
Tulumba Tatlısı Tarifi
Şerbetli tatlılar kategorisinde şekerpareden sonra en sevdiğim tatlı iyi yapılmış bir tulumba tatlısıdır. İyiden kastım dışı kıtır kıtır, içi yumuşacık ama böyle foşur foşur da şerbet çıkmayacak kıvamda, aşırı şerbet çekmemiş, iyi yağda kızarmış ve yanık yağ kokusu gelmeyen, Anadolu kaplanı gibi nadir bir şey. Şekerpare biraz daha garantili bir tatlıdır. Genelde güzel olur. Hatta ben bugüne kadar…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes