#az daha sabır
Explore tagged Tumblr posts
leblebi-19 · 2 years ago
Text
Sabır Artık Bana Ağır Geliyor...!!
3 notes · View notes
tenhayi · 2 years ago
Text
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Düşünüyorum, düşünüyorum
Sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi
Sana ulaşmak istiyorum
1 note · View note
nevzatboyraz44 · 2 years ago
Text
mechanical tools have been replaced by artificial intelligence digital tools.
.....................
mekanik aletler yerini, yapay zeka dijital aletlere bıraktı.
Tumblr media Tumblr media
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Soru Detayı
- Dünya imtihan yeridir. Peki her imtihanın zor ve sıkıntılı olması mı gerekir, kolay bir imtihan olamaz mı?
- Yoksa hep sıkıntı ile de mi imtihan olunur?
Cevap
Değerli kardeşimiz,
Darlıkla, sıkıntıyla, fakirlikle, hastalıkla ve ölümlerle imtihan olunduğumuz gibi bolluk, ferah, sağlık, geniş aile çoluk-çocuk gibi nice nimetlerle de imtihan olunuruz.
Bizden istenen asgari hâl; sıkıntıda sabır, varlıkta şükürdür.
Bizden beklenen ideal hâl ise; her şartta şükürdür. Çünkü her hâl geçicidir ve her hâl Allah’ın bize takdiridir.
Şunu da unutmayalım ki varlığın imtihanı yokluğun imtihanından daha çetindir. Çünkü az olan veya olmayan bir şeyin hesabı da nisbeten kolay olur, ama verilen her nimetin hesabı pek çetin olacaktır.
Yani ş��yle bir sorgulama tahayyül edebiliriz;
“Kulum!
Sana para verdim, onunla ne yaptın?
Sana sağlık verdim, onunla ne yaptın?
Sana evlat verdim, onları nasıl yetiştirdin?
Sana ilim verdim, onu nasıl kullandın?
Sana cesaret verdim, onu kimin yolunda kullandın?..”
Nitekim ayet-i kerimede mealen şöyle buyurulur:
“Sonra da elbette ki dünyada size verilmiş nimetlerden, bunları nasıl ve nerede kullandığınızdan sual edilecek, hesaba çekileceksiniz.” (Tekasür, 102/8)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
66K notes · View notes
kalbimincirpinislari · 4 months ago
Text
Çok az kaldı.. bir kaç hafta sonra kendi hayatımı yaşamaya başlamış olucam.. deniz kıyısında oturucam, elimde buz gibi biram.. uzaklara bakıp yeni düşler kurarken özgürlüğümü kutliycam..
azıcık daha sabır
27 notes · View notes
musfika-hanim · 6 months ago
Text
... neler yazacaktım neler yazdım..
evde yalnızım bir tuhaf hissediyorum. kızlar şu an semalarda bir saat sonra izmir'de olacaklar. çok enerjik ve mutlu gittiler ve iki hafta yoklar :( dün gece beraber otururken "anne biz yokken canın çok sıkılır mı" diye sordu english teacher yok ya dedim ben takılırım kendimce sıkıntı yok :) küçük kızçemin sınavına çok az kaldı ve onu evde yalnız bırakmak istemiyorum o yüzden sadece o okulda ve dershanede iken gitmek durumundayım derneğe. evdeki işlerimi halletmeyi seviyorum yalnızken onları hallederim bayram geliyor temizlik de olmuş olur. evde biraz içime dönerim, kendimi dinlerim (hiç dinlemiyormuşum gibi) ben bu yalnızlığı fırsata çevirebilirim ve bundan hoşnut da olurum. çoğu zaman bu evde birgün tamamen yalnız yaşayacağımı da düşünürüm ki bu çok mümkün. kızlar atanır ya da yuva kurarsa, küçük kızçem üniversite okumaya başka şehre giderse yalnız yaşamak kaçınılmaz olur. elhamdülillah kendimi her şart ve koşulda ortama adapte edebilen ve hayatın olumlu olumsuz getirilerine karşı beyin olarak hazırlıklı olan biriyim. olumsuz da düşünmem hiç kendime bunu kodlamam, ne olacaksa o andaki ruha karışmayı ondan mutlu olmayı becerebilmeyi öngörmeye çalışır aklım. gelecek ile ilgili de plan yapmam hiç zamanında kurduklarım elimden alındığı için. Allah ne verirse, neyi nasip ederse o olacak ve bunun içinde benim gayretim ve duam da vardır bunu bilirim. şükretmeye, yaşamımın zorluklarından çok verilen nimetlerin farkındalığında olmaya çabalıyorum şükür ve teslimiyet için bu şart. dünyayı çok iyi tanıdım, ona ve insanlara çok fazla bağlanır bel bağlarsam yarıda öylece bırakacağını bilirim. o yüzden an'da, an'da olanlarla, an'ın getirdikleri ve gelecek için de duayla şu hayatı O'nun da yardımıyla yaşamaya çalışıyorum. ne yazacaktım konu nerelere geldi hep böyle oluyor zaten. bugün için evi temizleme ve market alışverişi yapma planım var. derneğe bugün ve yarın gitmeyeceğim. yarın iki arkadaşımı yatıya çağırdım ve cuma günü inşallah bizden derneğe geçeceğiz genel merkezden misafirlerimiz var seminer ve toplantı olacak. Allah hayatı kolay ve insanca yaşayabilecek kabiliyet versin hepimize. insanız, yanlış yaparız, hataya düşeriz farkeder telafi ederiz ve yolumuza yine devam etmekle yükümlüyüz. acılarımız, sevinçlerimiz, kaygılarımız ve daha birçok duygu bizim birer parçamız yeter ki hepsini makul seviyelerde yaşayalım itidalli olalım ve bu hayatta kalbim için en çok dilediğim istediğim ve çoğunlukla öyle hissettiğim ve insanlar için de en çok sahip olsunlar istediğim merhamet duygusunu diliyorum, dileniyorum herkes için. merhametin olduğu bir kalpte kötülük barınmaz, barınamaz çünkü. Allah yumuşak sekinet dolu bir kalp, selim bir ruh, hayırla açılan kapılar, güzel bir yaşam, uzun, hayırlı, sağlıklı, salih bir ömürden sonra hakka yaraşır bir ölüm nasip etsin hepimize. amin.
("plan yapmam" dan kasıt bugün ve yarını içeren rutin işler güçler, güncel konular vs'den ziyade gelecekle ilgili, geleceğe ait hayal, istek vs tüm mevzular. ben asla programsız, plansız yaşayamayan biriyim zaten. anlatmaya çalıştığım konu daha, geniş ve kapsamlı geleceğe dair planlardan uzak durduğum)
*uzun yazmayı çok seven biri olarak okuyacaklara sabır dilerim ve okuyanlara dua 🤍
46 notes · View notes
selcandy · 5 months ago
Text
Ya ilçe müdürünün iki tane oğlu Ankara kampı boyunca bizde kalacaklarmış. Çocuklara tahammülüm sıfır olduğundan ilk duyduğumda bi’ yutkunma geldi ama sonra kendimi ikna ettim, idare edersin Selcan’ım dedim. Bi’ de bu çocuklardan büyük olanı (13) tam bir Diriliş Osman tamam mı, birkaç sene önce oyun oynarken sehpaya mı vitrine mi ne düşmüş tam aort damarının oraya cam saplanmış. “Hayati tehlikesi var”dan sonra “hayati tehlikesi devam ediyo”yu da defalarca duymuştum, o nedenle şimdi canlı kanlı karşımda görünce hayata kafa atmışlığından mıdır nedir, içime bi’ anaçlık doldu dşsmdd.
Taa ki az evvel odadan “ALLAAAHUEKBER” diye bir çığlık yükselene kadar. Tabii ki de Ali anında onlardan çok daha ufak yaştaki bir çocuğa dönüştü (asla şaşmaz), playstation’ın başına geçtiler, biri birine gol atıyo tepiniyo, diğeri diğerine gol atıyo AOLLOOOH diyo, ben de yeğenimle (12) odada oturup “bu erkekler neden böyleler ya” diye kız dedikodusu yapıyorum.
Daha ilk günden annelere, özellikle de erko annelerine saygım 500’e katlandı. Aklıma her gelişinde sizlere özel olarak sabır diliycem.
Not: şu an evde 6 kedi 3 çocuk var. Benden ses seda gelmez olursa bu notu intihar mektubu olarak değerlendirebilirsiniz dldmd
39 notes · View notes
zeyhal · 6 months ago
Text
Tumblr media
"aşkı sabırla iyileştirebileceğimizi düşündük, ancak her gün aşk daha fazla ve sabır daha az oldu."
52 notes · View notes
naftalin2027 · 9 days ago
Text
Nikahını kıydığım gelin hanıma sordum:Mehir olarak eşinden istediğin şey nedir?10 gram altın, dedi.Bu benim daha önce hiç duymadığım bir rakamdı. Çok hoşuma gitmekle beraber bir miktar da şaşırmıştım. Sordum o şaşkınlıkla.Az değil mi?Neye göre az, dedi.Ne bileyim, şimdiye kadar bir çok nikah kıydım ama böyle düşük rakam söyleyene hiç denk gelmedim, dedim.Evet, etrafta çok farklı rakamların telaffuz edildiğini biliyorum. Ama bunların yanında benim bildiğim bir şey daha var. Hani Peygamberimiz (s.a.v); "Nikahın en hayırlısı kolay ve külfetsiz olanıdır." buyurmuyor mu? Benim ölçüm bu. Başkalarının ne yaptığı beni ilgilendirmez, dedi (Şaşkınlığıma bir de hayranlığım eklenmişti.)Geleceğe dair bir kaygın yok mu? Elinde bir sağlamlık olsa fena mı olur, diye sordum mahsustan.Hocam, benim eşim sağlam olsun. O sağlam olmadıktan sonra bu tür şeylerin bana göre hiçbir kıymeti yoktur. Ben Allah'a güveniyorum. Benim tevekkülüm O'na dır.Ben eşime de güveniyorum. Ben eşimi mağazadan kıyafet alır gibi seçmedim çünkü. Öyle bir takım yaldızlı sözlerine kanarak "tamam, kabulümsün" de demedim.Soyunu sopunu biliyorum. Nasıl bir ailede büyüdüğünü biliyorum. Dahası bu işe bir başıma da karar vermedim. Büyüklerimin görüşlerinden, tecrübelerinden ve tavsiyelerinden de yararlandım, dedi...Şu an çocuklarını evlendirmek isteyip de uygun aday bulamayan velilerin "keşke, böyle bir gelin de bize denk gelse" diye iç geçirdiklerini tahmin edebiliyorum.Fakat bu arzu ve beklenti içerisinde olanlara şunu hatırlatmak isterim.Bu bilinçte çocuklar istemekle olmuyor, yetiştirmekle oluyor.Bu kalitede çocuklar 'çocuktur, çok da üzerine gitmemek lazım' demekle olmuyor.Bu tür çocuklar emek istiyorlar, sabır istiyorlar ve en ��nemlisi de dertli bir yürek istiyorlar.
8 notes · View notes
lorianaworld · 24 days ago
Text
az daha sabır. güzel günler çok yakın
15 notes · View notes
tenhayi · 2 years ago
Text
Beklemek…
Bir garip bir öksüz bir yetim gibi beklemek 🍂
0 notes
ayten-ali · 1 year ago
Text
Tumblr media
Allah indinde "acele" yoktur.
O'nun zamanı bizim zamanımıza benzemez.
Biraz daha sabır,
Çok az kaldı...
"Azabın çabuk gelmesini istiyorlar.
Allah vaadinden asla dönmez.
Bilinmeli ki, Rabbinin katındaki bir gün sizin saymakta olduklarınızın bin yılı gibidir."
Hac Suresi, 47. Ayet
#Filistin #Gazze #Kudüs 🥀🇵🇸
34 notes · View notes
kalemineiyibak · 2 months ago
Text
Şey ve Hiçlik Arasında
Sonsuzluk, var oluşun budanıp elle tutulmuş öznel bir yapıyla karşılaşırken kendine çarpması gibi bir şey mi?
‘Şey’ olarak nitelendirirken sonsuzluğu, var oluşun yok oluştan geldiğini unutmadan, herhangi bir şeyin içinde birden fazla şey mi, bir tek şey mi olmamız gerektiğini bize anlatmaya çalışan asıl sorumluluk ve gerçek, sonsuzluğun acılarımızda serin ve derin olması mı? Duygulara kaftan giydirip zamanı kendimize bölerken, kendimizden neyi saklamamız gerektiğini bilmiyoruz. Sorular ve sorunlar arasında bir girdapta, var oluşun yaşamsal faaliyetlerin yerine getirilip eylemsel bir çığlıkta akıp gittiği sanrısında kendimize garip dedikodular türetiyoruz.
İnsan, kendi iç sesiyle de dedikodular yapabilir: pekala. En fazla ünlüler ile ünsüzlerinin yer değiştirmesine izin verirsin; kendi var oluşunun.
Ölmek, yeniden doğmak ile bir zıtlık içerisindeyse, ölürken mi doğmuş oluruz? Hangisi daha gerçek ve evrensel bir parantezde açılıyorsa yaşama; orada mı gerçek vardır? Kendimize ‘şey’ diye nitelendirdiğimiz isimli isimsiz her şey, bir ünlem ve soru işaretine bakıyor aslında. Altını çizdiklerimize soru işareti, üstünü çizdiklerimize ünlem bırakıyoruz.
Her birimizin beden denilen kıyafeti farklıyken, bize yakıştırılanı mı giydik, bize yakıştığını düşündüğümüz kıyafeti mi? Açık uçlu sorularla ömrü uzatıp saçlarımızı kestiğimizi sandık; aslında çoğu zaman.
Kim için var oldum, kim için yaş alırken kim için daha yeni doğan bir bebek oldum? Kayıplarımız bir ecza dolabına atılan reçetesiz ilaçlarla dolu. Sabır deseninde şükrederek çoğumuz var oluşumuzun kilitli kapısına dokunmayıp o kapının önünde yaşanacakları bekler olduk.
‘Kader, nasip, kısmet’ ipliğiyle bağlanan derin yaşamın, mayasına ne çalındı? Sazlar sustu, güfteler tenor adamların elinde ezberlenen bir keşke oldu. Zaman, durduğunu sandığımız yerde aktı, aktığını sandığımız yerde aslında belki de hiç yoktu.
Neredeyiz biz? Yaşam nerede? Özgür ruhların kanalizasyonda bir nefret ile geçirdikleri tenha yollara sıfatı şifacı zannedilen nazarları değerken unuttuğumuz dualar nerede? Hangimiz iyi, hangimiz daha iyiyiz? Her sebepten.
Var oluşumun ikonik zaman çizelgesinde saate bakmadan da akıp giden bir yaşam varsa önümde, duvar saatlerinin kol saatime çelme takmasına izin vermemek niye?
Her soru gurme olur yaşamda. Yediği içtiği ise ayrı gitmez aklınla. Sonra ne olur? Düşündüğüm bir an. An, şu an. Peki beş dakika önce de bir an değil miydi? Yağacaksa beş dakika sonra yağmur, engellenir mi? Batacaksa her gün güneş, hep aynı yerden. Bu ezberden vazgeçilir mi? Hangisinin adı yaşam, hangisinin ezberi külliyen yalan?
Şu an da az önce bir şu an. Dahi anlamındaki ekleri ayıracağım diye ettiğim şu çaba kadar, hayatıma gül saçmadım. Sorarsan hepsi hüsnü-zan...
Tencere kapağa der ki: Kapak olmazsa tencere açık olur ve üşür. Kapak tencereye der ki: Tencere olmazsa Kapak boş kalır ve üşür.
Her sebepten doğma büyüme sorgu meclisi başkanıyız sanırız, kendimizi. Halbuki en çok kendimize yabancıyız. Sor sana, sen kimsin? Var oldun da mı oldun? Yok oldun da mı var oldun? Çokken mi azsın? Azken mi daha çok varsın? Müptela gecenin ışıkları açıldı.
Dila VARLI
4 notes · View notes
dokuntuler · 8 months ago
Text
Günde en az 2 kere uyuması gereken maymunum daha hiç uyumadı. Sabır ver yarabbi
8 notes · View notes
umuttherzamanvar · 29 days ago
Text
Tumblr media
Dua:
Allah'ım! İşimi hayırlı eyle. Benim için hayırlı olanı takdir eyle.
(Tirmizî , "Deavât", 85)
“...Ey Rabbimiz! Bizi ve imanda bizden önce olan din kardeşlerimizi mağfiret eyle ve kalbimizde mü’minler için kin ve haset bırakma. Ey Rabbimiz! Sen çok şefkat ve çok merhamet sahibisin.” (Haşr, 59/10)
Ayet:
Allah, iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara söz vermiştir; onlar için bağışlama ve büyük bir mükâfat vardır.
(Mâide, 5/9)
Hadis:
Şu üç duaya kesinlikle karşılık verilir: Mazlum kimsenin duası, yolcunun duası ve babanın çocuğuna ettiği dua.
(��bn Mâce, "Duâ", 11)
Kim sabrederse, Allah ona dayanma gücü verir. Kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ikram verilmemiştir. (Müslim, Zekât, 124)
TÂLÛT VE CÂLÛT KISSASİ
Tâlût ve Câlût’un kıssası sabır eğitimi için önemli bir örnektir. Kıssa, sayıları az da olsa sabırlı dayanıklı ve arzularına hâkim olabilen, disiplinli bir ordunun yapabileceklerini anlatır.
Tâlût komutasındaki İsrailoğulları, Câlût’un ordusu ile savaşmak üzere karşı karşıya gelmişti.
Ordu, karşılarına çıkan bir nehir ile sınanmıştı.
Askerlerin nehrin suyundan içmemeleri gerekiyordu, ancak çoğu sudan içti.
Nehri geçmişlerdi ama bu defa su içen askerlerin bütün savaşma azmi kırılmıştı.
Tâlût’un sözünü dinleyen ve Al- lah’a hesap vereceğini aklından çıkarmayan, imanı güçlü olanlar ise şöyle diyordu:
“Nice az birlik vardır ki, Allah’ın izniyle sayıca çok birliği yenmişlerdir, Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2/249) Allah, kendine ve arzularına hâkim olarak emirlerine uyanlar ile birliktedir.
O, kendi yolundan çıkanlara karşı kararlılıkla cihad eden müminlerin yardımcısıdır. Rablerinin yardım ve desteğiyle zafere ulaşacak olan da onlardır.
2 notes · View notes
naftalin2027 · 1 month ago
Text
Nikahını kıydığım gelin hanıma sordum:
Mehir olarak eşinden istediğin şey nedir?
10 gram altın, dedi.
Bu benim daha önce hiç duymadığım bir rakamdı. Çok hoşuma gitmekle beraber bir miktar da şaşırmıştım. Sordum o şaşkınlıkla.
Az değil mi?
Neye göre az, dedi.
Ne bileyim, şimdiye kadar bir çok nikah kıydım ama böyle düşük rakam söyleyene hiç denk gelmedim, dedim.
Evet, etrafta çok farklı rakamların telaffuz edildiğini biliyorum. Ama bunların yanında benim bildiğim bir şey daha var. Hani Peygamberimiz (s.a.v); "Nikahın en hayırlısı kolay ve külfetsiz olanıdır." buyurmuyor mu? Benim ölçüm bu. Başkalarının ne yaptığı beni ilgilendirmez, dedi (Şaşkınlığıma bir de hayranlığım eklenmişti.)
Geleceğe dair bir kaygın yok mu? Elinde bir sağlamlık olsa fena mı olur, diye sordum mahsustan.
Hocam, benim eşim sağlam olsun. O sağlam olmadıktan sonra bu tür şeylerin bana göre hiçbir kıymeti yoktur. Ben Allah'a güveniyorum. Benim tevekkülüm O'na dır.
Ben eşime de güveniyorum. Ben eşimi mağazadan kıyafet alır gibi seçmedim çünkü. Öyle bir takım yaldızlı sözlerine kanarak "tamam, kabulümsün" de demedim.
Soyunu sopunu biliyorum. Nasıl bir ailede büyüdüğünü biliyorum. Dahası bu işe bir başıma da karar vermedim. Büyüklerimin görüşlerinden, tecrübelerinden ve tavsiyelerinden de yararlandım, dedi...
Şu an çocuklarını evlendirmek isteyip de uygun aday bulamayan velilerin "keşke, böyle bir gelin de bize denk gelse" diye iç geçirdiklerini tahmin edebiliyorum.
Fakat bu arzu ve beklenti içerisinde olanlara şunu hatırlatmak isterim.
Bu bilinçte çocuklar istemekle olmuyor, yetiştirmekle oluyor.
Bu kalitede çocuklar 'çocuktur, çok da üzerine gitmemek lazım' demekle olmuyor.
Bu tür çocuklar emek istiyorlar, sabır istiyorlar ve en önemlisi de dertli bir yürek istiyorlar.
11 notes · View notes
musfika-hanim · 9 months ago
Text
Allah razı olsun yani şu küçük kızçemin sabah okula giderken yükümlü olduğu sanki üzerine yapışmış o sabah agresifliği şeysinden nasipleniyorum yine. bu ergenlik geçişi nasıl mendebur bir duygudur ki benim pamuk gibi çocuğumu bile sabah ve günün belli saatleri böyle patlamaya hazır havai fişek gibi yapıyor. aman ya rabbim saatli bomba. çocukluğumuzda bedenimizdeki fiziksel değişiklikler dışında bir ergenlik mefhumu yoktu, yani ne bize ne ailemize yansımıyordu böyle bir hal. muhakkak ruhsal değişimler yaşamışızdır ama demek ki içimizde patladı her şey. düşününce yürek yemiş olmalıydık kim çekerdi bizim agresif ergenliğimizi. geriye gidiyorum büyük kızlarımda da bana hatıra kalacak, aklıma işlenmiş bir hikaye yok. gerçi çevreme bakınca benim yavrumunki yunmuş, yıkanmış, steril edilmiş, yumuşak bir ergenliğe geçiş hali fakat alışkın olmayınca buna da, bir tık eğreti ve uç duruyor. neyse geçici süreçtir biter zaten mühim değil bir de bence Allah mükafat da veriyordur sonuçta sabır hırkasını giydik :) yalnız şunu diyorum bu saatten sonra evlenip anne olacak adaylara derviş hırkası az gelir, peygamber sabrı temenni ederim. nesil ilerledikçe davranışsal olarak da çöküşlere gidiyor, elbet aile terbiyesi büyük etken gözünüzü korkutmak için söylemiyorum sadece daha zor daha meşakkatli olacak. Allah neslimizi, neslinizi ve gelecek nesilleri korusun. amin.
10 notes · View notes