#arabanın tüm parçaları
Explore tagged Tumblr posts
Text
Araba Kapısı Çeşitleri ve Fiyatları
Araba kapıları, her aracın güvenliği, estetiği ve işlevselliği açısından önemli bir role sahiptir. Otomobil kapıları, genellikle sağlam malzemelerden üretilir ve aracın yapısal bütünlüğünü korur. Ayrıca, araba kapısının türü, aracın tasarımına göre farklılıklar gösterebilir. Günümüzde, her aracın ihtiyacına göre değişik kapı türleri bulunmaktadır. Sedan, hatchback, station wagon, SUV gibi farklı araç tiplerinde kullanılan kapı çeşitleri, aracın genel görünümünü etkileyerek farklı deneyimler sunar. Mospart, Türkiye'deki kaporta parçaları için önemli bir tedarikçi olup, araç kapıları konusunda geniş bir ürün yelpazesi sunmaktadır. Mospart'ın kaliteli ve uygun fiyatlı araba kapısı çeşitleri, otomobil sahiplerine güvenli ve estetik çözümler sunar.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/f34d03aec32ddc898fe6ba767fb8f230/2736aa3892d17fd0-3f/s540x810/7f04dc4fae98f4b68ab975076d5dbebc6f67ce14.jpg)
Araba kapısı çeşitleri, kullanım amacına ve tasarımına göre farklılık gösterir. Sedan araçlarda genellikle 4 kapı bulunurken, hatchback araçlarda daha farklı bir yapı ve fonksiyonellik sağlanabilir. SUV'lerde ise daha geniş, dayanıklı ve güvenlik ön planda olan kapılar tercih edilir. Bunun yanında, kapıların menteşe yapıları, kilitleme sistemleri ve iç mekan düzenlemeleri de önemli rol oynar. Araba kapısı çeşitleri, dayanıklılık ve güvenlik anlamında üretici firmalar tarafından titizlikle tasarlanır. Mospart, bu çeşitliliği göz önünde bulundurarak, her türlü araç için uygun kaporta parçalarını müşterilerine sunmaktadır.
Araç kapısı fiyatları, araç tipine ve kullanılan malzemelere göre değişkenlik gösterir. Yüksek kaliteli malzemelerle üretilen kapılar, dayanıklılıkları ve güvenlik seviyeleri nedeniyle daha pahalı olabilir. Ayrıca, kapıların tasarımı, ek özellikleri ve üretim süreçleri de fiyatları etkileyen faktörlerdir. Fiyatları etkileyen bir diğer önemli unsur ise aracın markası ve modeli olabilir. Örneğin, lüks araçlar için üretilen kapılar, standart araçlara göre daha pahalı olabilir. Mospart, Türkiye'deki araba kapısı çeşitleri ve kaporta parçaları konusunda uygun fiyatlı seçenekler sunarak, her bütçeye hitap etmektedir.
Bütün Araba Kaporta Parçaları için tıklayın
Araba Kapısı Çeşitleri: Hangi Modeller Mevcut?
Otomobil kapı çeşitleri, aracın işlevselliğini ve estetik yapısını belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Farklı modellerde araçlar için değişik kapı türleri bulunmaktadır. Sedan araçlarda genellikle önde iki, arkada ise iki kapı bulunurken, hatchback ve SUV modellerinde daha farklı kapı yapılarına rastlanır. Hatchback araçlarda, arka kapı genellikle bagaj alanını da kapsayan şekilde tasarlanır. SUV ve 4x4 araçlarda ise daha büyük, dayanıklı kapılar tercih edilir. Bu tür araç kapıları, off-road gibi zorlu koşullarda güvenli kullanım imkanı sunar. Mospart, Türkiye'deki araba kapısı çeşitleri için geniş bir yelpazeye sahip olup, her araç tipine uygun kaliteli kaporta parçaları sunmaktadır.
Bir diğer önemli araba kapısı türü ise motorlu kapılardır. Bu tür kapılar, özellikle lüks araçlarda ve spor otomobillerde yaygın olarak kullanılır. Motorlu kapılar, kullanıcıların aracı kilitleme ve açma işlemlerini uzaktan yapmalarına olanak tanır. Bu özellik, güvenliği artırmak ve araç sahiplerinin rahatlığını sağlamak için oldukça avantajlıdır. Ayrıca, araç kapısı çeşitleri arasında camlı kapılar da bulunur. Camlı kapılar, özellikle sürücü ve yolcu bölümündeki görüş açısını iyileştiren, modern tasarımlar içinde sıklıkla tercih edilmektedir. Mospart, tüm bu araba kapısı çeşitleri için Türkiye'nin resmi distribütörü olarak, kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik geniş seçenekler sunmaktadır.
Araba kapısı çeşitleri arasında bir diğer popüler seçenek ise katlanabilir kapılardır. Bu tür kapılar, özellikle dar alanlarda park edilen araçlarda pratiklik sağlar. Katlanabilir kapılar, özellikle şehir içi kullanımlar için ideal olup, park yerinde daha az yer kaplamasına olanak tanır. Ayrıca, arka bagaj kapakları da araba kapısı çeşitleri arasında önemli bir yer tutar. Bu kapaklar, taşıma kapasitesini artırır ve aracın kullanım amacına göre farklı işlevsellikler sunar. Mospart, her aracın ihtiyacına uygun bu tür kaporta parçalarını, kaliteli ve uygun fiyatlarla temin edebilmenizi sağlar.
Otomobil Kapılarında Kullanılan Malzemeler ve Dayanıklılık
Otomobil kapıları, dayanıklı malzemelerden üretilir ve güvenlik açısından önemli bir rol oynar. Kapıların dayanıklılığı, hem arabanın genel yapısını hem de araç sahiplerinin güvenliğini etkileyen bir faktördür. Genellikle otomobil kapılarında çelik, alüminyum, plastik ve kompozit malzemeler kullanılır. Çelik kapılar, uzun ömürlü ve dayanıklı olmalarıyla bilinirken, alüminyum kapılar daha hafif olmasına rağmen yüksek güvenlik sağlar. Plastik ve kompozit malzemeler ise daha ekonomik ve çevre dostu seçeneklerdir. Mospart, otomobil kapıları için bu malzemelerden üretilmiş yüksek kaliteli kaporta parçalarını, uygun fiyatlarla sunmaktadır.
Kapı malzemelerinin dayanıklılığı, aracın kullanım ömrüyle doğrudan ilişkilidir. Yüksek kaliteli malzemeler, aracın paslanma, çizilme veya deforme olma risklerini azaltır. Özellikle çelik kapılar, darbeye karşı dayanıklıdır ve araç güvenliğini artırır. Alüminyum ise, hafifliği ve korozyona karşı dayanıklılığı ile bilinir, bu da yakıt verimliliğini olumlu etkiler. Plastik ve kompozit malzemeler ise, modern araçlarda sıkça kullanılan seçeneklerdir ve üretim maliyetlerini düşürürken, estetik açıdan da şık bir görünüm sunar. Mospart, tüm bu malzemelerle üretilen araba kapısı çeşitleri ile kaliteli ve uzun ömürlü ürünler sunar.
Otomobil kapılarının dayanıklılığı, sadece kullanılan malzemeyle değil, aynı zamanda üretim teknolojisiyle de ilgilidir. İleri teknolojilerle üretilen kapılar, her türlü darbeye ve hava koşuluna karşı daha dayanıklıdır. Bu yüzden, otomobil kapıları, yalnızca dış estetiği değil, aracın güvenliğini ve işlevselliğini de etkileyen önemli parçalardır. Mospart, gelişmiş üretim süreçlerine sahip, dayanıklı ve güvenli kapı seçenekleri sunarak, araç sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
Araba Kapı Fiyatlarını Etkileyen Faktörler
Araba kapı fiyatları, birçok faktörden etkilenir. Öncelikle, aracın marka ve modeline göre fiyatlar değişkenlik gösterebilir. Lüks ve spor araçlar için üretilen kapılar, standart araç kapılarına göre daha pahalı olabilir. Ayrıca, kapıların üretiminde kullanılan malzeme türü de fiyatı etkileyen önemli bir faktördür. Çelik, alüminyum veya kompozit malzemelerden üretilen kapılar, dayanıklılıkları ve güvenlikleri ile fiyat farklılıkları yaratabilir. Bunun yanı sıra, kapıların tasarımı ve ek özellikleri de fiyat üzerinde etkili olabilir. Mospart, her bütçeye uygun araba kapısı çeşitlerini, yüksek kaliteli kaporta parçaları ile müşterilerine sunmaktadır.
Fiyatları etkileyen bir diğer önemli faktör ise üretim teknolojisidir. İleri üretim teknikleri ve otomasyon sistemleri ile üretilen kapılar, genellikle daha pahalı olabilir. Ancak bu tür kapılar, dayanıklılık ve uzun ömür açısından büyük avantajlar sağlar. Ayrıca, araç kapılarının montajı ve işlemleri de fiyatları etkileyen unsurlar arasında yer alır. Yüksek kaliteli, kolay montaj ve kullanım sağlayan kapı seçenekleri, genellikle daha pahalı olabilir. Mospart, müşteri odaklı yaklaşımı ile fiyatlar ve kalite dengesini sağlayarak, her araç sahibinin ihtiyacını karşılamaktadır.
Mospart, araba kapısı çeşitleri ve kaporta parçaları konusunda Türkiye'deki ana bayi olarak, kaliteli ve uygun fiyatlı seçenekler sunmaktadır. Bu sayede, müşterilerine güvenli, dayanıklı ve estetik açıdan tatmin edici ürünler temin etmektedir. Araba kapı fiyatları, sadece malzeme ve tasarımla değil, aynı zamanda satıcı ve distribütör firmaların sağladığı hizmetle de doğrudan ilişkilidir. Mospart, bu alanda güvenilir bir tedarikçi olarak, uygun fiyatlar ve kaliteli hizmet sunmaktadır.
Mospart Güvencesiyle Kaliteli ve Uygun Fiyatlı Kapı Seçenekleri
Mospart, Türkiye'deki araç sahiplerine kaliteli ve uygun fiyatlı araba kapısı çeşitleri sunan güvenilir bir distribütördür. Mospart, geniş ürün yelpazesiyle araç sahiplerinin ihtiyaçlarına göre doğru kaporta parçalarını temin etmelerine yardımcı olur. Araç modeline ve tasarımına uygun araba kapısı çeşitleriyle, hem güvenliği hem de estetiği ön planda tutarak, kullanıcıların beklentilerini karşılamak için çalışmaktadır. Mospart’ın sağladığı kaporta parçaları, her türlü hava koşuluna dayanıklı, uzun ömürlü ve yüksek kaliteli malzemelerle üretilmiştir.
Mospart'ın sunduğu araba kapısı seçenekleri, dayanıklı malzemelerle üretilen, farklı araç modellerine uyum sağlayan ve bütçe dostu seçeneklerdir. Mospart, Mann Filter ve diğer güvenilir markalarla iş birliği yaparak, yüksek kaliteli kaporta parçalarını araç sahiplerine uygun fiyatlarla sunmaktadır. İster sedan, hatchback, SUV veya diğer araç tiplerine yönelik kapı seçenekleri arayışında olun, Mospart'ın geniş ürün yelpazesi, her ihtiyaca uygun çözüm sunar. Mospart, kaliteden ödün vermeden uygun fiyatlar ile müşterilerine hizmet vermekte ve her türlü arıza veya parça değişimi ihtiyacında güvenilir bir seçenek olmaktadır.
Kapı fiyatlarını etkileyen birçok faktör olsa da, Mospart, aracınız için doğru fiyat/performans dengesini sağlamanızı kolaylaştırır. Kapı malzemesinin kalitesi, aracın markası ve modeline uygunluk gibi etmenlere bağlı olarak, Mospart güvencesiyle temin edilecek araba kapıları, uzun vadede dayanıklılık ve güvenlik sağlar. Mospart’ın resmi distribütör olduğu Mann Filter gibi güvenilir markalarla sağlanan kaliteli parçalar, araç sahiplerinin güvenliğini en üst seviyeye çıkarır. Türkiye'deki en iyi kaporta parçalarına, Mospart sayesinde uygun fiyatlarla ulaşabilirsiniz.
0 notes
Text
Peugeot partner debriyaj teli değişimi debriyaj sisteminin düzenli bir şekilde çalışması için önemli bir alana sahiptir. Zamanla aşınan debriyaj teli vites geçisi sorunları veya debriyaj pedalının sertleşmesi gibi sorunlara yol açmaktadır. Pejo partner debriyaj teli fiyatları telin kalitesine göre değişiklik göstermektedir.
Peugeot 301 debriyaj seti debriyaj sisteminde yer alan tüm parçaları içeren önemli bir bileşendir. Bu set debriyajın düzgün çalışması için tüm elemanları bir araya getirmektedir. Peugeot partner debriyaj seti değişimi uzman teknisyenler tarafından yapılarak aracın performansını artırmak için gerekli bir işlem türlerindendir. Peugeot debriyaj seti & dsg kavrama fiyatları & modelleri hakkında daha fazla bilgi almak için bizimle iletişime geçmeyi unutmayınız.
Peugeot için debriyaj seti seçimi ve değişimi aracın performansı ve sürüş konforu açısından önemli bir adımdır. Kaliteli ve doğru debriyaj seti hem motoru hem de şanzımanı etkin bir şekilde yöneterek sürüş deneyimini iyileştirir.
Debriyaj üst merkezi arızası nedir? Üst merkez arızası debriyaj pedalının çalışmasını etkileyerek vites geçişlerini imkansız hale getirebilir. Bu durum sürüş performansını etkileyerek aracın kontrolünü zorlaştırmaktadır. Debriyaj üst merkezi fiyatları & modelleri hakkında daha fazla bilgi almak için bizimle irtibata geçebilirsiniz.
Debriyaj alt merkezi neden bozulur? Debriyaj alt merkezleri genellikle devirsiz vites artırılmasında veya kullanımından dolayı bozulmaktadır. Baskı balata arızası belirtileri nelerdir? En sık bilinen baskı balata arızaları genellikle baskı balatadan yanık kokusu gelmesi, yakıt tüketiminde artış veya debriyaj sisteminden ses duymak gibi belirliler baskı balatanın bitmesine yakın olduğuna işaret göstermektedir.
Debriyaj ve debriyaj alt merkezi nedir arızası nasıl anlaşılır? Debriyaj arabanın hareket etmesine yarayan ve vites değişikliği yapmanızı sağlayan bir sistemdir. Debriyaj alt merkezi debriyaj pedalının harket etmesini sağlar ve aracınızın yeterli performans göstermiyorsa alt takım merkezi arızası aklınıza gelmektedir.
Debriyaj teli arızası nasıl anlaşılır? Debriyaj teli arızası genellikle pedal sertliği, vites geçişlerinde zorluk ve debriyaj pedalına basıldığında garip seslerin duyulması gibi belirtilerle anlaşılır. Debriyaj alt merkezi ne işe yarar? Debriyaj alt merkezi hidrolik bir sisteme sahip olup araç sürüsünde pedal kullanımını kolaylaştırmaktadır.
Debriyaj alt merkez fiyatı ve debriyaj üst merkezi fiyatı hakkında daha fazla bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Hidrolik debriyaj neden boşalır? Debriyaj boşalması sorunları genellikle aracın düzenli bakımının yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Bu tür bakımların ihmal edilmesi debriyaj sisteminin performansını olumsuz etkileyebilir
Debriyaj alt merkezi bozulursa ne olur? Debriyajın alt merkezi arızası debriyaj sisteminde veya aracın motorunda ciddi hasarlara yol açabilir. Debriyaj balatası değişimi debriyaj sistemine iyi bir performans kazandırarak sürücülerin seyahatlerini daha keyifli hale getirir. Böylece vites geçişlerinin sorunsuz olmasını sağlayarak sürüş konforunu artırır.
Debriyaj alt merkez neden patlar? Debriyaj alt merkezi genellikle aracın devri gelmeden uygunsuz vites değiştiriminde patlamaktadır.
Peugeot triger kayışı arızaları motorun çalışmasını durdurabilmektedir. Araçlarınızda ciddi problemler yaşamamak ve daha maliyetli arızalara yol açmamak için araç bakımlarının zamanında yaptırılması gerekmektedir.
0 notes
Text
Sigaranın uzatılması, bir zamanlar beyaz olan her şeyin karalanışını; bir okyanusun derinliklerinde kaybolmuş balık, bir ineğin sütü kadar sıradan, ama bir o kadar da kendine özgü bir boşluk. Kırık bir aynanın yansımalarında, her anımı parçalara ayıran migren ilaçlarının acılı geçişleri var. "Çakmağın var mı?" sorusu her defasında anımsatıyor, sorunun kendisi kadar gerçeklikten uzak bir kaygıyı. Parmaklarımdaki sebepsiz sızlama, zamanın her anında hissettirdiği derin boşluk.
Gökyüzünden sadece bana düşen su damlaları, her an yalnızlığımı tazeleyerek cildimi sırılsıklam durumda bırakıyor. Kedilerin benden kaçışı, anlayamadığım bir yabancılaşma hissini taşıyor. Yağmayan yağmurun ciğerimi delen kokusu, her an çiğnenen bir umut gibi. Sokakta oyun oynarken beni fark edemeyen çocuğun üzerime koşması, her geçen gün daha da artan bir yalnızlığı simgeliyor.
Gölgelerin rüzgarla kıpırdayışı, kedilerin bağırışı ve bir bebeğin ağlayışı, tüm bu manzaranın parçaları gibi. Bir arabanın içindeki son sesle açılmış şarkı, bir zamanlar huzur veren müziğin, şimdi sadece gürültüye dönüştüğünü hissettiriyor. Kapanan kapılar, yakılan ışıklar, eriyen mumlar; tüm bu ayrıntılar birer ayrılığın simgesi.
Ve burada, bir ben varım, bir de çırılçıplak, kimsesiz bir yalnızlık; her şeyin iç içe geçtiği, sessiz ve derin bir boşlukta.
0 notes
Text
Tavan Vinçlerinde İş Güvenliği
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/4bc33e82739b1b0e055adeff1f273e2f/beb05947ec07930b-a2/s540x810/0067548bd78503c0be71b240550ae2ef2d30bef4.jpg)
Tavan Vinçlerinde İş Güvenliği, yük kaldırma, taşıma ve bakım sırasında yapılması gereken önlemleri içerir. Profiller üzerinde hareket eden vinçlere Tavan Vinçleri denir. Kullanım yerlerinde göre farklı isimlerle de anılabilirler. Pergel, portal, çift giriş, monoray vinçleri gibi. Tavan vinçleri endüstriyel işletmelerde en sık kullanılan kaldırma araçlarıdır. Kablolu ve kablosuz şekilde kumanda edilebilirler. Kullanımları nispeten kolay olduğu için daha az eğitim gerektirir. Stabilite sorunları yoktur. Vinçlerde Güvenlik Önlemleri
Tavan Vinçlerinde İş Güvenliği
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/0df2d2b471438ef3d8562d3f212e4ec4/beb05947ec07930b-0b/s400x600/54231570190c9935f6e2a5d1e4e46b2967c58db4.jpg)
Tavan Vinci Tavan vinçleri genel olarak 5 kısımdan oluşur; - Yürüyüş yolu - Köprü - Taşıyıcı çelik konstrüksiyon - Trolley (kedi) - Kaldırma grubu Vinçlerin en önemli kısmı kaldırma grubundadır. Elektrik panosu, yük koruması, tambur, fren, kanca grubu, halat kılavuzu gibi birçok aksam burada bulunur.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/331256338b2297e2bf85a726e9f0f596/beb05947ec07930b-6a/s400x600/253fd429743f77009b647ef1b48bcaae9bbbbeb3.jpg)
tavan vinci görüntü Tavan Vinçleri Bağlama Elemanları - Çelik Halatlar; Yağlı, kaygan, parlak yüzeyli yükler için kullanılır - Zincirler; Kaygan olmayan yüzeyli, sıcak, keskin kenarlı yükler, - Tekstil Bantlar; Çok kaygan ve hassas yüzeyler (boyalı parçalar, miller, gibi) - İp Halatlar; Hassas yüzeyler, reatif olarak hafif yükler (borular, ısıtma soğutma parçaları gibi) - Kombine bağlantı elemanları(Zincir-çelik halat); Profil, saç, levha gibi.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/fd59811e52fdbad5bd6793747305d0d2/beb05947ec07930b-b0/s540x810/346b1b346001ce6cdc80f40e553803e03520654b.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/769c64839d5987565b9e4494febb3b4a/beb05947ec07930b-fa/s400x600/539e6eb5d3db3008f1b03b42c257a5d7b6551edd.jpg)
Tavan Vinçlerinde Güvenlik Donanımları; - Yük kaçırınca devreye giren kavrama sistemi - Fren sistemi (her iki yönlü harekette frenleme sistemi) - Aşırı yükte “stop” sağlayan programlama - Üst seviye sınırlandırıcı: Yük en üst noktaya ulaştığında kancanın şasiye çarpması sonucu halatın gerilerek kopmasını engeller. - Alt seviye sınırlandırıcı: Yük en altta iken tamburun üzerinde en az 2 sarım kalmasını sağlar. - Halat Kılavuzu: Halatın tambur üzerine düzgün sarılmasını sağlar, halatın zedelenmesini önler. - Sesli ve ışıklı uyarı sistemleri - Emniyetli yürüyüş platformu - Vince çıkışlarda korumalı merdiven sistemi - Araba hız azaltıcıları Tavan Vinçlerinde Güvenlik Önlemleri Forkliftlerde İş Güvenliği Genel Önlemler
- En önemli unsur operatör eğitimleridir. - Vinç ve bağlama elemanları üzerine görülebilir şekilde kaldırma kapasiteleri yazılmalıdır. - Yük kaldırırken veya vinç yer değiştirirken sesli ve ışıklı uyarı yapılmalıdır. - Elektrikli vinçler uygun şekilde topraklanmalıdır. - Basınçlı tüp veya tanklar özel ambalajı olmadan kaldırılmaz. Yük Kaldırma İşleri Planlanırken; - Yükün ağırlığı belirlenir - Uygun bağlama elemanı seçilir - Yük kaldırma noktaları ve sapanlama şekli belirlenir - Vinç ve bağlantı elemanlarının kontrolü yapılır - Vincin geçiş yollarında malzeme bulundurulmaz. - Operatör kancayı rahat bir şekilde görebilmelidir. - Gerekli durumlarda işaretçi personel bulundurulur. - Çalışma yükü limiti tüm bağlantı elemanlarının üzerinde belirtilmiş olmalıdır. - Sapan açısı azaldıkça yük artacağından daha dayanıklı halat seçilmesi gerekli olduğu bilinmelidir. - Kanca ekseni yük ağırlık merkezine yakın olmalıdır. Dengesiz yüklerde bağlantı elemanlarının boyları ayarlanmalıdır. - Bağlantı elemanları keskin kenarlardan korunmalıdır.
Yük Kaldırma Sırasında Güvenlik Önlemleri - İlk kaldırmada 20-30 cm. kaldırma yapılarak fren kontrolü yapılmalıdır. - Varsa işaretçiden işaret almadan yük kaldırılmaz - Stok ikazı kimden gelirse gelsin uyulur - Vinçlerle insan taşınmaz - Yük eğik kaldırılmaz - Yük asılı durumda iken operatör vinci terkedemez - Gerekli hallerde kılavuz ipleri veya uygun aletlerle yönlendirme yapılır - Yük durdurulunca yükün salınımının bitmesi beklenir - İş bitiminde vinç son noktaya çekilir, kanca en üst konuma alınır - Ana şalter kilitlenir Tavan Vinçlerinin Bakım ve Kontrolü - Arabanın frenleme sistemleri - Yük frenlemesi - Halat-zincir görsel kontrolü - Kanca görsel kontrolü - Tüm hareketlerin yaptırılması - Üst sınırlandırıcının yüksüz kontrolü - Halatın üst üste binme kontrolü - Sesli ikazlar - Yağ kaçakları - Alışılmadık gürültüler İskelelerde Çalışmada İş Sağlığı ve Güvenliği
Bakımda Alınacak Güvenlik Önlemleri - Kilitle-etiketle-uygula, enerjiyi kez, uyarı levhası as - Aynı ray sistemi üzerinde başka vinçler çalıştığında gerekli önlemleri al - Vinç arabasında çalışma yapılacaksa halatı demonte et veya tamburun ani dönmesini engelleyecek şekilde önlem al - Bakım sonrası vinç üzerinde el aleti/ekipman unutma - Koruyucuları yerine tak - Yüklü ve yüksüz vince tüm hareketleri yaptır - Bakım sonuçlarını kaydet Yazının ve videonun tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a ve yazara aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır. Read the full article
#köprülüvinçler#monorayvinçleri#tavanvinçleri#TavanVinçlerindeGüvenlikDonanımları#vinçlerdegüvenlikönlemleri#vinçlerdeişgüvenliği#Yükkaldırmadagüvenlikönlemleri
0 notes
Text
Direksiyon Sınavında Araç Başında Sorulan Sorular
Direksiyon Sınavında Araç Başında Sorulan Sorular
direksiyon sınavında komisyonlar nelere dikkat ediyorlar. Adaylardan neler istiyorlar kırmızı ve sarı hatalar neler hepsi hakkında bilgi vermeye Öncelikle komisyon üyeleri sınava girecek olan adayı alarak kimliğine bir bakar ondan sonrasında bir fotoğrafını çekip sınav formuna imzasını alarak Sürücü adayının aracın ön kaputu açmasını istiyor ve araç mekanik parçaları ile alakalı sorular sormaya başlıyorlar 1.Kaput Nasıl Açılır
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/75f72125d9c4c26607ee76a6c33cc2da/c2ca4e195831fbe7-4d/s540x810/40c634e0e03e983505180b7d6f34b8a5fc9d6efa.jpg)
Araç Kaputu Nasıl açılır Tüm Araçlarda genellikle aynı yerde bulunur. Bazı modellerde yere yakınken bazı modellerde ise direksiyona yakındır fakat tüm kaput mandalları sürücü koltuğuna oturulduğu zaman sol diz kapağı hizasına denk gelen alanda yer alır ve sürücü bu mandalı kendine doğru çekerek kaputu açartabi işlem bukadar değil burada bilinmesi gereken bir başka husus kaputu yukarı kaldırmayı engelleyen başka bir mandalın daha olması 3.Kaput Neden Açılmaz Kaput Güvenlik Mandalı Nasıl Açılır. Mandal Sola Doğru veya sağa doru itilir. 2.Kaput Açıldıktan Sonra Komisyon Üyelerinin Sorduğu Sorular Motor yağ dolum kapağı, yağ kontrol çubuğu, radyatör kapağı, cam silecek suyu, motor soğutma suyu, akü, sigorta kutusu, fren hidrolik yağı dolum yeri, Gibi araç mekaniği ile alakalı sorular sorulmaktadır.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/7a67ea2b6eac45461b033c4cc71ee27e/c2ca4e195831fbe7-32/s540x810/402ec4f72c907cabc979d8633713481a57a929d5.jpg)
kaput içinde araç parçaları Burada sorulan soruyorlar hepsi cevaplandıktan sonra kaput kapatılıp aracın arkasına geçilerek arka bagajdan sorular geliyor arkaya geçelir. bagajı açıyoruz buradan sorularımız var Bunlar Reflektör aracımızda 2 tane reflektör olmalı kaza veya arıza durumunda arabanın önüne ve arkasına yerleştiriyoruz şehir içi yollarda 30 metre mesafeye şehirlerarası yollarda da 150 metre mesafe koyuyoruz kriko aracın lastiğini tekerleğini değiştirirken aracı havaya kaldırır bijon anahtarı tekerlekleri sökerken söktünüz alet ilk yardım çantası yangın tüpü trafik setimiz aracın en alt tarafında da yedek Lastik arkadan gelen soruları yanıtladıktan sonra 4 tekerleğimizi Gözde veya ayakla kontrol ediyoruz önce bakıyoruz sonra ayağımıza şöyle bir kontrolünüzü yapı dördünü birden kontrolümüzde yaptıktan sonra araca binerek Araç İçinde Sorular 'a geçilir. biliyoruz hadi Binelim Read the full article
0 notes
Text
Şase No İle Parça Sorgulama
Aracınıza ait parçaları sorgulamak için gerek araç üzerinde işaretli yerlerde bulunan şase numarasına bakarak yada en kolayı araç ruhsat belgesinde yazan şase numarasını girerek sorgulama yapabilirsiniz. Şase no ile parça sorgulama yaptığınızda gördüğünüz oto yedek parça ürünleri aracınıza %100 uyumludur ve bu parçalardan ister orijinal ürünleri isterseniz de yan sanayi denilen diğer yedek parça ürünlerini tercih edebilirsiniz.
Şase numarası için tüm araçların kimlik numarası olarak tabir etsek yeridir. Her araca özel sayı ve rakam kombinasyonlarında oluşur ve benzersizdir. Aynı numara bir başka araçta kesinlikle yoktur. İnsanların kimlik kartında bulunan vatandaşlık numarası herkeste farklı olduğu gibi araçlar içinde şase no farklı olmaktadır. Aradığınız yedek parça yedekparca.com.tr adresinde sizi bekliyor.
Şasi numarasının ilk kullanımı 1954 yılında olsa da kullanımın ilk yıllarında herhangi bir standart yokmuş. 1981 yılına kadar her üreticinin kendi kendine ve farklı formatlarda araçlarına koyduğu seri numarası olan şase numarası, 1981 yılına gelindiğinde Amerikan Ulusal Otoyol Trafik Güvenliği İdaresinin getirdiği standartla 17 karakterli bir görünüme bürünmüş.
Trafiğe çıkan her araç için zorunlu olan şase numarası, aracın hangi yıl hangi ülkede üretildiğini, üretim yılını, araç kasa ve motor tipini, aracın üretildiği fabrikayı ve o fabrikadan çıkan kaçıncı araç olduğunu gösterir. Her ne kadar “numara” olarak tanımlansa da 17 hane içinde bazı harfler de bulunur. Harfler arasında “o” harfi, “i” ve “q” harfleri bulunmaz. Bunun nedeni ise bu harflerin, “0” (sıfır) ve “1” (bir) rakamlarıyla karışmasının önüne geçmektir.
Şase Numarası Arabanın Neresinde Bulunur?
Şase numarası aracın üretim aşamasında fabrika tarafından motor blok kısmına ve aracın şase bölümlerine pres baskı ile basılmaktadır. Silinip değiştirilmesi çok zor olan bölümlerde bulunmaktadır. Diyelim ki düzenbazlar bunu değiştirdi tespit edilmesi halinde bu bir suçtur ve caza işlemleri vardır. Ayrıca araçlarımızın genellikle şoför kapısında yan tarafında şase numarası bulunabilmektedir. Yolcu kısmında ön cam alt kısmı ile ön kaput arasında şase numarası yer alır. Aracınızın ruhsatında, sigorta poliçesinde ve kasko evraklarında da bu bilgiye yer verilmektedir.
Her araca özel olarak verilen şase numarası ile şase no ile yedek parça sorgulama, aracınız hakkındaki bir çok bilgiyi öğrenmenize yarar. Otomotiv sanayisinde; araba, kamyon, motosiklet, scooter gibi her türlü motorlu taşıtın ve hatta römorkların kimlik kartı olarak kabul edilebilecek araç şase numarası, her araca özel olan 17 haneli bir seri numarasından oluşur. VIN (Vehicle Identification Number/Araç Tanımlama Numarası) olarak da bilinen şase numarası; Zorunlu Trafik Sigortası’ndan araç hasar durumuna, Kasko Sigortası’ndan oto yedek parça ürünlerine kadar pek çok işlem için sorgulama yaparken gereken yanınızda olması gereken temel bilgidir. Şimdi, şasi numarası ile ilgili neler yapabiliriz bakalım.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/e4408a0bb549f9847d39e5e6a8db8aa7/27365cea90dd492b-eb/s540x810/d11c97f79fb124da0b0277b6babe4652721ca6c2.jpg)
Şase No İle Neler Yapılır?
Şase numarası sayesinde ulaşabileceğiniz araç bilgileri yedek parça sorgulama, kilometre sorgulama, hasar sorgulama, boya renk kodu sorgulama, borç sorgulama, trafik cezası sorgulama, şaseden parça sorgulama, çalıntı araç sorgulama, teyp radyo kodu bulma, filtre sorgulama, araba fabrika çıkış özellikleri sorgulama, araç garanti sorgulama, şase no ile parça sorgulama, araç özellikleri sorgulama, araç geçmişi sorgulama, tramer sorgulama gibi bir çok işlemi kolaylıkla yapabilirsiniz. Yedek parça satıcılarının işlerini kolaylaştıran şase numarası (VIN) ile sorgulama yaparak araç için en doğru parçayı müşterilerine sunmalarını kolaylaştırmaktadır.
Yukarıdaki hizmetleri ücretsiz sunun internet siteleri olduğu gibi bu hizmetleri ücreti ile sunan web siteleri de mevcuttur. Takdir edersiniz ki şase numarası ile bu kadar hizmetin sunulması devasa bir emek ve vakit kaybı ile mümkündür.
Şase no ile parça sorgulama; silme, kopyalama ve kazıma gibi işlemler trafik yönetmeliğinde yasaktır. Araç satış işlemlerinde ve trafik muayenesinde dikkat edilen şase numaraları şüpheli durumlarında aracın trafikten çekilmesi ve araç sahibinin cezai işlemler ile karşılaşması mümkündür.
#yedek parça#oto yedek parça#şase numarası#şase numarası ile parça bulma#şase no ile parça sorgulama#şase no ile yedek parça sorgulama
1 note
·
View note
Text
20 50 Castrol Yağ
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/89536164ddf71d44a43f2836cfbc188b/b5edfe6f38f72395-17/s400x600/0971e8bc3d2180de4ab0565ed51e969b5a6321c9.jpg)
Yeni bir arabaya veya ikinci el bir arabaya bindiğinizde, soracağınız ilk şeylerden biri, bakımının nasıl yapılacağıdır. Kullanılmış bir araba söz konusu olduğunda, yağ değişim bilgilerini ve diğer servis bilgilerini görmek, bakımının yapılıp yapılmadığını bilmek işinizi kolaylaştıracaktır. Motor yağı söz konusu olduğunda neden değiştirilmesi gerekiyor? Ortalama bir arabanın motor yağı değişimine ne sıklıkla ihtiyacı var? Motor yağını kendiniz değiştirebilir misiniz? Gibi soruların yanıtlarını da bilmek gerekiyor. Aynı şekilde hava filtresi de çok önemlidir. Ucuz bir değişim olmasına karşın bakım yapılmaması halinde motorun ciddi zarar görmesine neden olan bu parçalar hususunda aracınız için en uygun olanı da bulmanız gerekir. Örneği 20 50 castrol yağ hangi araç için uygundur farklı bir araca koyduğunuzda neler olur tüm bu konular otomobil sürücüsünün bilmesi gereken detaylardır.
Motor yağı, motorda birkaç önemli işleve hizmet eder. Öncelikle, motor yağı hareketli parçaları yağlar ve hidrolik sistemi çalıştırır. Motorun içinden geçerken, motordaki ısıyı gidermek, ikincil işlevidir. Motor yağı, rafinerideki benzin ve dizel yakıttan sadece birkaç adım aşağıda bulunan bir petrol ürünüdür. Bazı sentetik yağlar bile petrol bazları kullanır ve tüm sentetik yağlar çeşitli derecelerde hidrokarbonlardır. Bir motorun içindeki ısıyla karşılaştıklarında hepsi aynı şeyi yapar, yani yanarlar. Aracınızın filtrelerinin değişimini yaparken ise mann filtre iyi bir marka olarak kullanılabilir ürünler arasında yer alır.
1 note
·
View note
Text
Otomobil Yedek Parça Çeşitleri ve Yedek Parça Fiyatları
Oto yedek parça seçimi yapmak karışık gibi gözükse de dijital çağda son derece kolay. Aracınızın şasi numarası ile sorgulama yaparak, kullanmış olduğunuz otomobile uygun yedek parçayı hemen bulabilirsiniz.
Otomobil Yedek Parça Çeşitleri
Bir otomobil binlerce mekanik parçası bulunmaktadır. Araç sahipleri, otomobilleri herhangi bir arıza yaptığında o aksamla ilgili bilgi sahibi olmak isterken, ustalar bu parçaların hemen hemen hepsine hakimdir. Ustalardan yardım alınabileceği gibi, yukarıda bahsettiğimiz gibi dijital çağın faydalarından yararlanarak şasi numarası ile sorgulama yapabilir ya da canlı destek panellerinden şasi numaranızı paylaşarak sizin için araştırma yapılmasını sağlayabilirsiniz. Bu yazımızda sizlere araç yedek parçaları hakkında bir kaç konu başlığı altında kısa bilgiler vereceğiz.
Motor Yedek Parça
Bir arabanın en önemli parçalarından biri motordur. Farklı motor tipleri bulunmaktadır. 3 zamanlı, 4 zamanlı, elektrikli motorlar ilk akla gelen örneklerdir. Dizel ve benzinli motor gibi farklılar da vardır.
Vites Yedek Parça
Motorun gücünü tekerlere ileten ve önemli işlevleri olan vites sistemi motorla birlikte bir aracın en öneli parçalarından biridir. Manuel ve otomatik olarak iki farklı tipi bulunmaktadır.
Fren Yedek Parça
Güvenli sürüş için hayati önem taşıyan parçalardandır fren diskleri. Bakım ve onarımı kesinlikle aksatılmamalıdır ve mümkünse orijinal parçalar tercih edilmeilidir.
Yedek Parça Fiyatları
Yedek parça fiyatları, aracın marka, model ve parça ihtiyacına göre değişmektedir. Aynı zamanda orijinal ve muadil parçalar arasında da fiyat farklılıkları vardır. Parcabayisi.com üzerinden tüm fiyatları öğrenebilir, uzman ekiplerimizdden teknik bilgi ve her konuda destek alabilirsiniz.
1 note
·
View note
Text
Atatürk'ün naaşı, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Ord. Prof. Şerafettin Yaltkaya'nın gözetiminde yıkandı. Atatürk'ün cenaze namazı, 19 Kasım 1938 Cumartesi günü, sabah saat 07.30 ile 08.15 arasında Dolmabahçe Sarayı'nın Muayede Salonu'nda Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı…
Dün 10 Kasım'dı… Atatürk'ümüzü, aramızdan ayrılışının 81. yıl dönümünde saygıyla, özlemle ve minnetle andık.
Bugün 11 Kasım 1938… Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk'süz ilk günü 11 Kasım 1938'di.
Peki, ama 11 Kasım 1938 ve sonrasında neler oldu? Atatürk'ün cenaze töreni nasıl yapıldı?
İşte bugün, Atatürk'ümüzün son yolculuğuna nasıl uğurlandığını anlatacağım.
KOSKOCA BİR TARİH GÖÇÜYOR!
Tarih: 8 Kasım 1938.
Saat: 18.55.
Yer. Dolmabahçe Sarayı.
Atatürk fenalaştı. Yatağında doğrulup oturdu. İstifra ediyordu.
Doktorlar bir taraftan bazı ilaçlar enjekte ediyorlar ve diğer taraftan buz parçaları yutturmaya çalışıyorlardı.
Birden sağındaki saate baktı. İyi göremiyordu ki, hemen yanı başındaki Hasan Rıza Soyak'a “Saat kaç?” diye sordu
Hasan Rıza Soyak, “07.00 efendim” diye cevap verdi.
Birkaç defa daha “saat kaç” diye sordu. Hasan Rıza Soyak aynı cevabı tekrarladı.
Biraz sükûnet bulunca yatağına yatırdılar.
Başucuna sokulan Hasan Rıza Soyak, “Biraz rahat ettiniz, değil mi efendim?” diye sordu.
“Evet” dedi.
Ardından Dr. Neşet Ömer İrdelp yanaşıp şöyle seslendi:
“Dilinizi göreyim efendim!”
Dilini ancak yarıya kadar çıkardı. Doktor, dilini biraz daha çıkarmasını söyledi. Ancak nafile! Artık söyleneni anlamıyordu. Dilini uzatacağı yerde tekrar tamamen içeri çekti. Başını biraz sağa çevirerek Dr. Neşet Ömer'e baktı. “Aleykümesselam” diyerek gözlerini kapattı. Son sözü bu oldu.
Atatürk'ün cenaze törenine o güne kadar görülmemiş derecede büyük bir kalabalık katıldı.
Tarih: 10 Kasım 1938, Perşembe.
Saat: 08.00 suları.
Herkes Atatürk'ün yanındaydı.
Atatürk, yatağında, rengi tamamen solmuş durumda yatıyordu. Doktorları yanı başında çaresizlik içinde ve üzüntüyle bekliyorlardı. Doktorlardan biri ıslak bir mendille Atatürk'ün dudaklarını ıslatıyordu.
Hasan Rıza Soyak, İsmail Hakkı Tekçe ve Kılıç Ali, başları önde büyük bir üzüntüyle ve derin bir endişeyle Atatürk'e bakıyorlardı. Hasan Rıza Soyak dayanamayıp yanındaki Kılıç Ali'ye şöyle seslendi: “Kılıç bak, koskoca bir tarih göçüyor.”
Hasan Rıza Soyak o sıradaki ruh halini şöyle ifade ediyordu: “Her tarafım uyuşmuş. Bütün duygularım donmuş bir halde. O güzel, o nurlu çehreye dalmış, bakıyorum… Hazin sessizlik içinde kulağıma yalnız Dr. Mehmet Kamil ve Prof. Akil Muhtar'ın hıçkırıkları çarpıyor.”
Saat, tam 09.05'i gösteriyordu.
Atatürk birden bire gözlerini açtı. O derin mavi gözleriyle son bir defa oradakilere baktı, birkaç saniye içinde başını sağa çevirip gözlerini kapadı.
Atatürk ölür ölmez Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak, hıçkırıklarla karyolanın yanında diz çöktü ve Atatürk'ün sağ elini avucunun içine alıp öptü, yüzüne gözüne sürdü. Muhafız Komutanı İsmail Hakkı Tekçe de aynı eli öpüp yorganın altına koydu. Bu sırada Dr. Mim Kemal, yavaşça Atatürk'ün gözlerini kapattı. Dr. Kamil Berk de beyaz ipek bir mendille çenesini bağladı.
Son nöbet defterine şöyle yazıldı: “Saat, 09.05'te vefat etmiştir.”
Hasan Rıza Soyak'ın ifadesiyle koskoca bir tarih göçtü.
Masklar ölüm raporu otopsi, tahnit
Atatürk'ün ölümünün hemen ardından İstanbul Hıfzısıhha Müzesi Müdürü Dr. Nuri Hakkı Aktansel, Atatürk'ün yüzünün ve sağ elinin maskını (mulajını) yaptı. Bu mulajlar bugün Anıtkabir Müzesi'ndedir.
11 Kasım 1938'de Atatürk'ün doktorları; Prof. Neşet Ömer İrdelp, Prof. Mim Kemal Öke, Prof. Akil Muhtar Özden, Prof. Hayrullah Diker, Prof. Süreyya H. Serter, Dr. Nihad Reşat Belger, Dr. Kamil Berk ve Dr. Abraya Marmaralı “Atatürk'ün ölüm raporunu” düzenlediler. Raporda Atatürk'ün 10 Kasım 1938 sabahı saat 09.05'te vefat ettiğini belirtildi. Raporda ayrıca Atatürk'ün ölüm nedeni kesin olarak bilindiğinden otopsi gerekmediği bildirildi. Ancak hükümet isterse otopsi yapılabileceği de eklendi. Hepsi Atatürk'ün yakın arkadaşı olan bakanlar Atatürk'ün vücudunun kesilip parçalanmasına razı olmadılar. Hükümet otopsiye gerek görmedi. Son zamanlarda bazı tv programlarında bazı fotoğraflar gösterilerek Atatürk'e otopsi yapıldığı iddia edilse de bu doğru değildir; Atatürk'ün naşına otopsi yapılmamıştır.
Naşın uzun süre bozulmadan kalabilmesi için iyi bir tahnit işlemine ihtiyaç vardı. Atatürk'ün naşı, tahnit işleminden önce İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Ord. Prof. Şerafettin Yaltkaya'nın gözetimi altında İslami kurallara göre yıkandı.
11 Kasım 1938'de Dolmabahçe'de Gülhane'den Prof Dr. Lütfi Aksu, doktorlar heyetinin düzenlediği bir rapora göre Atatürk'ün naşını tahnit etti.
11 Kasım 1938 Cuma günü TBMM, 1924 Anayasası'nın 34. maddesi gereğince gizli oyla yapılan seçimle Malatya Milletvekili İsmet İnönü'yü 348 oyla İkinci Cumhurbaşkanı seçti. Atatürk'ün daha cenaze işlemleri yapılmadan ikinci cumhurbaşkanının seçilmesini eleştirenler vardır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin ömrünü Atatürk'ün ömrüyle eş gören; Atatürk öldükten sonra Cumhuriyetin de yıkılacağını düşünen iç ve dış odaklara karşı hiç zaman kaybetmeden yeni cumhurbaşkanının seçilmesi çok gerekli ve çok önemliydi. İnönü, yeni hükümeti kurmakla yine Celal Bayar'ı görevlendirdi.
13 Kasım 1938 Pazar günü yapılan ilk bakanlar kurulu toplantısında hem cenaze programı hem de Atatürk'ün geçici kabir yeri belirlendi. Anıtkabir inşa edilinceye kadar Atatürk'ün naşının Etnografya Müzesi'nde korunmasına karar verildi.
Atatürk'ün naaaşı Dolmabahçe'de ziyarete açıldı. Halk, Ata'sına veda etmek için Dolmabahçe'ye aktı.
Atatürk'ün naşı tahnit işleminin ardından kurşun galvanizli bir tabuta konuldu. O da gül ağacından yapılan başka bir tabuta yerleştirildi. Üzerine Türk Bayrağı örtülen tabut bu şekilde katafalka konuldu. Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu'ndaki naşın başında Atatürk'ün silah arkadaşları nöbet tuttular. Atatürk'ün naaşı, 16 Kasım 1938 Çarşamba günü Muayede Salonu'nda saat 10.00'da halkın ziyaretine açıldı. Ziyaret, 18 Kasım günü saat 24.00'e kadar devam edecekti. Atatürk'ün naaşı ziyarete açılır açılmaz halk adeta sel olup Dolmabahçe'ye aktı. Dolmabahçe ve civarındaki yollar iğne atılsa yere düşmeyecek biçimde hıncahınç insanla doldu. O gece yarısı yaşanan izdihamda 11 kişi hayatını kaybetti. Üç gün içinde Atatürk'ün naşını yaklaşık 600 bin kişinin ziyaret ettiği belirtildi. Ziyaret sırasında yaşanan izdihamlarda bayılanların, yaralananların sayısı arttı.
Atatürk'ün cenaze namazının İstanbul'da veya Ankara'da bir camide kıldırılması düşünüldü, ancak Dolmabahçe'de Atatürk'ün naaşının ziyareti sırasında yaşanan görülmemiş izdiham; 11 kişinin ölmesi, 40 kadar kişinin yaralanması üzerine hükümet ve Genelkurmay fikir değiştirdi. Atatürk'ün cenaze namazının bir camide halka açık biçimde kıldırılması durumunda bir izdihamdan veya gösteriden korkuluyordu. Çözüm, Cenaze Tören Komutanı Fahrettin Altay Paşa'dan geldi. Fahrettin Altay Paşa, Başbakan Celal Bayar'a şöyle dedi: “Cenaze namazını mutlaka bir camide kılmaya mecburiyet yok. İslam dini müsait, sarayda da kılarız…” Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi Hoca da Atatürk'ün cenaze namazının “onun tertemiz hale getirdiği vatanın herhangi bir köşesinde kılınabileceğini” bildirdi.
Atatürk'ün tabutu İstanbul'dan Ankara'ya götürülürken camilerin üstü bile insanla doldu.
(Fotoğraf: Eminönü Yeni Cami)
Atatürk'ün cenaze namazı, 19 Kasım 1938 Cumartesi günü, sabah saat 07.30 ile 08.15 arasında Dolmabahçe Sarayı'nda Muayede Salonu'nda Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı.
Atatürk'ün cenaze namazını kılanlardan Fahrettin Altay Paşa'ya kulak verelim: “Prof. Şerafettin Yaltkaya'yı çağırdık. Dolmabahçe'nin büyük salonunda hem de birkaç kişi ile değil, birkaç saf halinde; paşalar, subaylar, görevliler, saray mensupları ve Atatürk'ün yakınlarından birkaç kişi olduğu halde kalabalık bir cenaze namazı kıldık.”
Anadolu Ajansı'nın 19 Kasım 1938 tarihli tebliğinde Atatürk'ün cenaze namazı şöyle anlatılıyor: “İçeride merasim başlamadan ailenin isteği ile büyük ölünün namazı kılınmak suretiyle hususi merasim yapılıyor. Tekbir Türkçe verilmiş, namazı İslam Tetkikleri Enstitiüsü Direktörü Ordinaryüs Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırılmıştır… Sekizi çeyrek geçe en yakın silah arkadaşlarından 12 tüm general cenazenin başucunda toplandı. Sandukayı kaldırdılar ve eller üstünde, vakur adımlarla top arabasının önüne getirdiler.”
İstanbul'dan Ankara'ya son yolculuk
19 Kasım 1938 Cumartesi günü Dolmabahçe Sarayı'nda kılınan cenaze namazından sonra Atatürk'ün naaşı sabah saat 08.30'da top arabasına konulup Dolmabahçe'den çıkarıldı. Saat 09.00'da hareket eden cenaze alayı Karaköy, Sirkeci, Gülhane Parkı'ndan geçip Sarayburnu'na ulaştı.
Halk, Atatürk'ü son yolcululuğuna gözyaşları arasında uğurladı.
Polis süvari müfrezeleri, askerler, çelenk taşıyan öğrenciler top arabasının önünden yürüyordu. Arabanın iki yanında kılıçları ellerinde 6 general yürüyordu. Onların hemen arkasından ise sırayla Atatürk'ün istiklal madalyasını taşıyan bir general, eski Afgan Kralı Amanullah, başbakan, milletvekilleri, İstanbul'un asker sivil görevlileri yürüyordu. Sokaklar, caddeler, dükkanlar, evler, hatta camilerin kubbeleri bile insanla doluydu. Sokaklarda mahşeri bir kalabalık vardı.
Atatürk'ün naaşı, saat 12.45'te Zafer Torpidosu'na konuldu. 13.20'de de açıkta bekleyen Yavuz Zırhlısı'na taşındı.
Yavuz Zırhlısı, saat 19.30'da İzmit'e vardı. Buradaki törenin ardından saat 20.20'de tabut İzmit'te özel bir trene konuldu.
Atatürk'ün naaşını taşıyan tren 20 Kasım Pazar günü 10.30'da Ankara'ya vardı. Ankara Garı'nda Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, milletvekilleri, komutanlar hazır bekliyordu.
Türk Bayrağı'na sarılı tabut, Büyük Millet Meclisi önünde bir katafalka konuldu. Saat 12.10'dan itibaren de halkın ziyareti başladı.
21 Kasım 1938 Pazartesi günü Ankara'da devlet töreni yapıldı. Bu törene pek çok ülkeden gelen yabancı temsilciler de katıldı. Bir top arabasına konulan tabut Etnografya Müzesi'ne getirilip giriş salonundaki katafalka konuldu.
Atatürk'ün Türk Bayrağı ile örtülü tabutu 31 Mart 1939'da Etnoğrafya Müzesi'ndeki geçici kabre konuldu. 1953 yılında Anıtkabir'e nakledilinceye kadar da orada kaldı.
Atatürk;
Bu toprağın bitmeyen umudu,
Bu milletin uyanmış bilinci,
Bu ülkenin tam bağımsızlık ruhu,
Mazlum ulusların özgürlük ateşi,
Doğunun parlak aklı,
Batının oyun bozanı,
Yurtta ve dünyada barışın gür sesi,
81 yıl önce öldü, ancak “etkisi” hâlâ canlı, hâlâ diri,
Unutulmaz!
15 notes
·
View notes
Text
Tüm eski arabalar için otomobil parçaları mevcuttur
Hızlı Parça, başlangıcından bugüne başta Fransız menşeili araçların orijinal yedek parçaları olmak üzere Alman ve İtalyan araçların da arzında Türkiye’nin önde gelen oto yedek parça firmaları içerisinde ön sıralarda yer almaktadır. Yedek parça sektöründe ise Fransız araçlarının '' Renault, Dacia, Citroen, Peugeot '' orijinal yedek parçalarının satışlarını tecrübeli ve uzman kadrosuyla başarıyla yürütmektedir.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/da52509f8c6f61512d3179486435ae26/3596ebdf2d2e4420-eb/s540x810/6e4a65f9f7f5f69dc199eff802175754d3378ba3.jpg)
Arabanızın hasar gördüğü bir araba kazası geçirdiyseniz, dikkate almanız gereken birçok şey olduğunu bilirsiniz. Kiralamanız gerekiyor, sigorta şirketleriyle iletişime geçmeniz, bir tamirhane bulup onarımlara başlamanız gerekiyor. Ancak, arabalarla aranız oldukça iyiyse, arabayı kendiniz tamir etmeyi düşünebilirsiniz. Bunu başaracak araçlara ve bilgiye sahipseniz, doğru otomobil parçalarına ihtiyacınız var demektir.
Eski bir arabayı tamir etmeye çalışıyorsanız, araba için parça bulmakta sorun yaşayabilirsiniz. Yani, OEM veya fabrika orijinal parçaları arıyorsanız. Yapılabilir olsa da, satış sonrası bir muadil bulmaktan biraz daha fazla zamanınızı alabilir.
Orijinal parça aramaya başlamak isteyeceğiniz ilk yer, kullandığınız arabanın markasını satan bayidir. Bayiler, markanıza özel OEM parçalarını bulmak için en iyi yer olsa da, sizinki gibi eski arabalara uygun parçalara sahip olmayabileceğinden, bu başarılı bir beklentidir.
Ardından, parça mağazalarına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu yöntemle bir miktar başarı elde edebilirsiniz, ancak bir bayide otomobil parçaları bulabilirseniz, bir satış sonrası pazarında şansınız pek yoktur, çünkü çoğu parça mağazası OEM parçalarını bayinin aldığı yerden alır. kendilerine en yakın üreticinin yedek parça deposundan.
Ancak, tüm bunlar başarısız olursa ve yine de eski aracınız için fabrika çıkışlı orijinal parçalar almayı düşünüyorsanız, bunları her zaman çevrimiçi olarak aramayı deneyebilirsiniz. Önemli bir çevrimiçi varlığa sahip çoğu otomobil parçası mağazası ve üreticisini bulmak normal olsa da, bunlardan çok daha fazla çevrimiçi seçenek vardır.
Neredeyse tüm marka ve modeller için çok sayıda özel parça satıcısı bulacaksınız. Örneğin, 1991 model bir Eagle Talon için yepyeni yan paneller arıyorsanız, muhtemelen onları bulabilirsiniz. Biraz kazmanız gerekebilir ve pahalı olabilirler veya olmayabilirler, ancak bulunmayı bekliyorlar.
Sonuç olarak, oto tamirinizi yapıyorsanız ve zamanınız, bilginiz ve teknik bilginiz varsa, ihtiyacınız olan otomobil parçaları mevcuttur. Arabanız daha eski olsa ve arabanız biraz belirsiz olsa bile, parçalar bulunabilir ve kararlıysanız bulacaksınız.
Hızlı Parça ve Japon İthal Otomobil Parçaları hakkında daha fazla bilgi edinmek için bağlantıları tıklayın veya https://www.hizliparca.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.
0 notes
Text
Araba Parçaları İsimleri: Aracınızı Tanımanın Temel Adımları
Araba parçaları isimleri, aracınızın nasıl çalıştığını anlamanızı ve bakımını daha bilinçli bir şekilde yapmanızı sağlar. Her parça, aracınızın performansını, güvenliğini ve konforunu doğrudan etkiler. Aracınızı daha iyi tanıyarak, onunla ilgili sorunları daha hızlı tespit edebilir ve gerekli müdahaleleri zamanında yapabilirsiniz. Detaylı bilgi için: Araba Parçaları İsimleri.
Temel Araba Parçaları İsimleri
1. Motor
Motor, aracın kalbi olarak bilinir ve yakıtı enerjiye dönüştürerek aracın hareket etmesini sağlar. Motor, silindir bloğu, pistonlar, krank mili ve kam mili gibi birçok bileşenden oluşur. Bu parçaların uyumlu çalışması, motorun verimli ve güçlü olmasını sağlar.
2. Şanzıman
Şanzıman, motorun ürettiği gücü tekerleklere aktararak aracın hızını ve torkunu düzenler. Manuel ve otomatik olmak üzere iki ana türü vardır. Şanzıman dişlileri, debriyaj, vites kolu ve senkromeçler gibi bileşenler içerir. Şanzıman, aracın hızını kontrol eder ve motorun verimli çalışmasını sağlar.
3. Fren Sistemi
Fren sistemi, aracın hızını azaltan ve durmasını sağlayan kritik bir sistemdir. Fren diskleri, fren balataları, fren kaliperleri ve fren hidroliği gibi parçalar içerir. Fren sisteminin düzenli bakımı, sürüş güvenliğini doğrudan etkiler.
4. Süspansiyon Sistemi
Süspansiyon sistemi, aracın yol tutuşunu ve sürüş konforunu sağlayan bir dizi parçadan oluşur. Amortisörler, yaylar, salıncaklar ve stabilizatör çubukları gibi bileşenler içerir. Süspansiyon sistemi, yolun bozukluklarını emerek sürüşü daha konforlu hale getirir.
5. Elektrik Aksamı
Elektrik aksamı, aracın enerji üretimi, dağıtımı ve yönetimi ile ilgili tüm sistemleri kapsar. Akü, alternatör, marş motoru ve farlar gibi parçalar içerir. Elektrik aksamının doğru çalışması, aracın tüm elektrikli fonksiyonlarının sorunsuz çalışmasını sağlar.
6. Direksiyon Sistemi
Direksiyon sistemi, aracın yönlendirilmesini sağlayan parçalar topluluğudur. Direksiyon simidi, direksiyon kolonu, direksiyon kutusu ve hidrolik direksiyon pompası gibi bileşenler içerir. Direksiyon sistemi, aracın güvenli bir şekilde yönlendirilmesini sağlar.
7. Yakıt Sistemi
Yakıt sistemi, motorun ihtiyaç duyduğu yakıtı sağlayan bir sistemdir. Yakıt deposu, yakıt pompası, yakıt filtresi ve enjektörler gibi bileşenler içerir. Yakıt sisteminin düzgün çalışması, motorun verimli çalışmasını sağlar.
8. Egzoz Sistemi
Egzoz sistemi, motorun yanma sürecinde oluşan gazları dışarı atan bir sistemdir. Egzoz manifoldu, katalitik konvertör, susturucu ve egzoz borusu gibi parçalar içerir. Egzoz sistemi, aracın çevreye yaydığı zararlı gazları azaltır ve gürültü seviyesini düşürür.
9. Kaporta Parçaları
Kaporta parçaları, aracın dış korumasını sağlayan bileşenlerdir. Kaput, çamurluklar, tamponlar, kapı panelleri ve bagaj kapağı gibi parçalar içerir. Kaporta parçaları, aracın estetik görünümünü belirler ve dış etkenlere karşı koruma sağlar.
Mospart’tan Araba Parçaları
Mospart, geniş ürün yelpazesi ile araba parçaları konusunda güvenilir bir tedarikçidir. Mospart, her marka ve model için orijinal ve kaliteli yedek parçalar sunarak aracınızın performansını ve güvenliğini artırmanıza yardımcı olur. Araba parçalarının düzenli bakımı ve doğru yedek parçaların kullanılması, aracınızın uzun ömürlü ve güvenli olmasını sağlar. Aracınızın çeşitli sistemleri ve bileşenleri hakkında daha fazla bilgi almak ve doğru parçaları temin etmek için Mospart ile iletişime geçebilirsiniz.
#araba parça isimleri#araba parçaları nelerdir#arabanın tüm parçaları#araba parça isimleri tam liste#araba parçalarının isimleri#mospart
0 notes
Text
Her ülkede muhalifler var...Ama bizim ülkenin muhalifleri kadar cahil, hain, kendini bilmez dengesiz, neyi savunduğunu bilmeyen..., neye zarar verdiğini bilmeyen bir muhalif kesim daha olmadığına dair yemin edebilirim...
Neymiş..TOGG yerli değilmiş...Çünkü bazı parçaları başka ülkelerden tedarik ediliyormuş...
Yahu bu insanlar hangi dünyada yaşıyorlar..Neden bu dünyadaki hiçbir gelişmeden haberdar değiller... dünyaca meşhur hiçbir markanın ürünleri yüzde yüz kendi ülkesinde üretilmez...Hatta hatta dünyaca ünlü bir çok markanın bir tane bile fabrikası yoktur..hepsi fason üretilir...Mesela pierre cardin'in yeryüzünde bir tane bile fabrikası yoktur..Bu markaya ait tüm ürünler, çeşitli ülkelerde, özelliklede Türkiyede fason olarak üretilir..Ara sokakta hiç ummadığınız bir konfeksiyonda üretilir...Marka sahipleri, sadece ürünlere basılacak olan logoları, bu konfeksiyonlara teslim ederler..Hatta hatta zimmetleyerek teslim ederler.."Teslim ettiğimiz logolardan bir tanesi bile eksik olursa, şu kadar ceza ödeyeceksiniz" diyerek teslim ederler...üretildikten sonrada depolarına toplayıp satarlar..Yani pierre cardine ait tek yerli parça, logosudur...Vakkoda böyledir..Lacostta böyledir..Nike'ta böyledir... Adidasta böyledir.....Mesela Nike'n üretim üssü Bursadır..Bursada bir tekstilci Nike marka ürünleri üretmektedir...keza, bir çok giyim markasında durum böyledir..LC Waikiki'nin tek bir fabrikası yoktur....Zara'nın tek bir fabrikası yoktur...Hep piyasadan toplama ürünler satarlar...Sadece üzerlerinde kendilerine ait logoları vardır...Mesela, marka olarak bildiğimiz..ve binlerce lira sayarak aldığımız bir çok ayakkabı markasının bir tane bile fabrikası yoktur ..Bu ayakkabı markalarının bir çoğunun üretim yeri Çindedir...Çinde bu ayakkabıları üreten üreticilere sorduğunuzda, en ucuz ayakkabı ile en pahalı ayakkabı arasında çok bir maliyet farkının olmadığını..sadece bir kaç dolar oynadığını söylerler...Ama bizler, marka merakımız yüzünden, tüm ürünlerin, menşeinin bağlı olduğu ülkede üretildiğini sanırız.. Bu yüzden de binlerce lira verip, çin malı giyinmekten çekinmeyiz. giyindiğimiz ayakkabıyı çevremizdekilerin gözüne gözüne sokarız...
Evet... Bir çok ülkeye ait, bir çok büyük marka arabanın yedek parçaları çok farklı ülkelerde üretilir...Mesela fransa menşeili araçların parçaları, altı farklı ülkede üretilir...Sonrada toplanır..ve Fransız markası olarak piyasaya sürülür..Çünkü patenti fransaya aittir.. Mesela Volvo Ve mercedesin bir çok yedek parçası..Türkiyede üretilir...Türkiye yıllardır bir çok ünlü marka arabanın üretim üssüdür.. Türkiye parçaları ürettikten sonra ihtiyaç kadarını arabaların menşeinin bağlı olduğu ülkeye gönderir..Geri kalan kısım depolarda bekletilir..Şimdi Volvo ve Mercedes yerli Alman markası değildir diyebilirmiyiz....Diyemeyiz...Çünkü patent ve fikir Onlara aittir....Kalite tercihi onlara aittir..Mesela Iphone... binlerce lira verip aldığımız..Ve ABD markası olarak bildiğimiz Iphone marka telefonun çok az parçası Amerikada üretilir... bir çok parçası uzak doğuda üretilir...Şimdi Iphone Amerikaya ait değilmi diyeceğiz...Bir çok marka telefonun parçaları yıllardır çinde japonyada ve uzakdoğu ülkelerinde üretilir...şimdi bu markalar yerli değilmi diyeceğiz....Hayır...Fikir ve patent kime aitse ürün onundur.....bu yüzden insanlar, ürün değil..marka üretiyor ....Sonrada markanın içini dolduruyor ..Asla fabrika kurmuyor..Yada yarı üretim yapan..daha çok parça birleştiren fabrikalar kuruyor...çünkü böylesi daha az maliyetli oluyor....Bu durum sadece sanayi alanında değil....Yiyecek giyecek ve tüm tüketim malları açısından böyle....Markayı üretenler işin kaymaklı tabakasını yerler...Çalışıp üretenler ise, parmaklarını yalarlar..Bu yüzden, siyonistlere biat eden marka patronları iş değil..Marka üretirler....
Evet....Yıl olmuş 2022..Biz hala ülkemizde bu gerçekleri insanlara öğretmeye çalışıyoruz...Çünkü bir çoğu bu gerçeklerden habersiz yaşıyor...Yabancı ülkeden aldığı tüm marka ürünleri yüzde yüz yerli sanıyor....Bu nasıl bir aymazlıktır...Bu nasıl bir cehalettir...anlaşılır gibi değil...
Tekraren söylüyorum...Bu ülkedeki muhalifler kadar cahil bir kesim hiçbir ülkede yok...Güya okuyorlar... Ama ne okuduklarını dahi bilmiyorlar...Kafalarını sokmuşlar kuma...Arka kısımları açıkta...daha ayaklarındaki marka çorabın ve ayakkabının nerede üretildiğini bilmeyen dangalaklar, bize yerlilik ve millilik dersi veriyorlar...Önce kendileri milli olsunlar...Sonra konuşmaya yüzleri olsun...
Son söz;
Ülkesinde üretilen yüzde yüz yerli milli savunma eserlerinden rahatsız olanlar, bu ülkenin vatandaşı olamazlar . Öyleyse soruyorum...
KİM BUNLAR...KİM BUNLAR...
PEKİ AMA KİM BUNLAR...
1 note
·
View note
Text
Jant Ne İŞe Yarar?
Jant Seçimi Nasıl Olmalı?
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/c677c92c02b5d8e94e9bd0702d508ab7/10d32c42dfae60c7-be/s540x810/dccefce941044a10612ac05c51c43da8469ad400.jpg)
Esasen, bir araba jant, bir arabanın iç lastiğini çevreleyen kalın bir dış lastiktir. Dış lastik, arabayı hareket ettirmek için gerekli çekişi sağlar ve iç lastik, aracın motorunu güçle besler. Sonuç olarak, bir araba jantı bir arabanın ayrılmaz bir parçasıdır ve arabanızın sorunsuz çalışmasını sağlamak için bunu korumak çok önemlidir. Normal bir araba jant alüminyum, çelik veya fiberglas takviyeli plastikten yapılmıştır. Bununla birlikte, magnezyum alaşımı ve karbon fiber takviyeli plastik gibi egzotik varyantlar da vardır. Her malzemenin kendine göre yararları ve sakıncaları vardır. Örneğin, alüminyum jantlar hafiftir ancak ısıya karşı hassastır. Öte yandan, çelik ağır ama dayanıklıdır. Ayrıca, cam elyafı ile güçlendirilmiş plastik, güçlüdür ancak pahalıdır. Bunun dışında karbon fiber takviyeli plastik her alanda mükemmel niteliklere sahiptir. Esasen, konu araba jantları olduğunda pek çok seçenek vardır. Bazı durumlarda, ne kadar sürdüğünüze bağlı olarak hava basıncınızı ayarlayabilirsiniz. http://jantlastikmagaza.com/ firmasından hizmetler alabilirsiniz.
Jantı Ne İşe Yarar?
Bir araba jant ana işlevi, araca denge ve destek sağlamaktır. Jant doğrudan arabanın şasisine bağlanır ve lastikleri yerinde tutar. Lastiklerin basıncı, yapısını güçlendiren ve her şeyi güvenli bir şekilde yerinde tutan otomobil jantına da baskı yapar. Zamanla, aracın ağırlığı aracın jantına baskı yapar ve onu aşındırır. Bunu, yıpranmış parçaları yenileriyle değiştirerek onarabilirsiniz - ancak bunu yapmak, parçaların yanı sıra üretim becerileri de gerektirir. Lastiklerinize hava basıncı uygulamak, havalarının inmesini önler- bu da aracınızın performansını ve güvenliğini etkileyebilir. Normal şartlar altında bu, arabanızın lastiklerinin hava kaybetmesini önler; ama tüm yaptığı bu değil. Daha yüksek hava basınçları, lastiklerinize daha etkili bir şekilde baskı yapar, bu da sürüşünüzü daha dengeli hale getirir ve yoldan kaynaklanan zararlı titreşimleri azaltır.
Jantlastikmagaza.com
0 notes
Text
Tavan Vinçlerinde İş Güvenliği
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/11106165ab0c34fafc2fc80a188b5fcf/002e1d080d09b579-0d/s540x810/dd41c68a6e2bac09118a2c5b6ad8a108e0f901a5.jpg)
Tavan Vinçlerinde İş Güvenliği, yük kaldırma, taşıma ve bakım sırasında yapılması gereken önlemleri içerir. Profiller üzerinde hareket eden vinçlere Tavan Vinçleri denir. Kullanım yerlerinde göre farklı isimlerle de anılabilirler. Pergel, portal, çift giriş, monoray vinçleri gibi. Tavan vinçleri endüstriyel işletmelerde en sık kullanılan kaldırma araçlarıdır. Kablolu ve kablosuz şekilde kumanda edilebilirler. Kullanımları nispeten kolay olduğu için daha az eğitim gerektirir. Stabilite sorunları yoktur. Vinçlerde Güvenlik Önlemleri
Tavan Vinçlerinde İş Güvenliği
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/0df2d2b471438ef3d8562d3f212e4ec4/002e1d080d09b579-1c/s400x600/ad23fd35113b605c85a879209162d7153923bb3a.jpg)
Tavan Vinci Tavan vinçleri genel olarak 5 kısımdan oluşur; - Yürüyüş yolu - Köprü - Taşıyıcı çelik konstrüksiyon - Trolley (kedi) - Kaldırma grubu Vinçlerin en önemli kısmı kaldırma grubundadır. Elektrik panosu, yük koruması, tambur, fren, kanca grubu, halat kılavuzu gibi birçok aksam burada bulunur.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/b99a793f4d277f9c6f3aae7f386ca6b9/002e1d080d09b579-71/s400x600/dbd4515f7927695265b63cbbad1297d738a1f810.jpg)
tavan vinci görüntü Tavan Vinçleri Bağlama Elemanları - Çelik Halatlar; Yağlı, kaygan, parlak yüzeyli yükler için kullanılır - Zincirler; Kaygan olmayan yüzeyli, sıcak, keskin kenarlı yükler, - Tekstil Bantlar; Çok kaygan ve hassas yüzeyler (boyalı parçalar, miller, gibi) - İp Halatlar; Hassas yüzeyler, reatif olarak hafif yükler (borular, ısıtma soğutma parçaları gibi) - Kombine bağlantı elemanları(Zincir-çelik halat); Profil, saç, levha gibi.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/44ddb802666ded9b7be240b0abefacb2/002e1d080d09b579-24/s540x810/661de024694b30e53dae86d53faf9047b0073fc1.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/769c64839d5987565b9e4494febb3b4a/002e1d080d09b579-8b/s400x600/11a8a8f50e6abb9a174dc35de1b330523d4720a3.jpg)
Tavan Vinçlerinde Güvenlik Donanımları; - Yük kaçırınca devreye giren kavrama sistemi - Fren sistemi (her iki yönlü harekette frenleme sistemi) - Aşırı yükte “stop” sağlayan programlama - Üst seviye sınırlandırıcı: Yük en üst noktaya ulaştığında kancanın şasiye çarpması sonucu halatın gerilerek kopmasını engeller. - Alt seviye sınırlandırıcı: Yük en altta iken tamburun üzerinde en az 2 sarım kalmasını sağlar. - Halat Kılavuzu: Halatın tambur üzerine düzgün sarılmasını sağlar, halatın zedelenmesini önler. - Sesli ve ışıklı uyarı sistemleri - Emniyetli yürüyüş platformu - Vince çıkışlarda korumalı merdiven sistemi - Araba hız azaltıcıları Tavan Vinçlerinde Güvenlik Önlemleri Forkliftlerde İş Güvenliği Genel Önlemler
- En önemli unsur operatör eğitimleridir. - Vinç ve bağlama elemanları üzerine görülebilir şekilde kaldırma kapasiteleri yazılmalıdır. - Yük kaldırırken veya vinç yer değiştirirken sesli ve ışıklı uyarı yapılmalıdır. - Elektrikli vinçler uygun şekilde topraklanmalıdır. - Basınçlı tüp veya tanklar özel ambalajı olmadan kaldırılmaz. Yük Kaldırma İşleri Planlanırken; - Yükün ağırlığı belirlenir - Uygun bağlama elemanı seçilir - Yük kaldırma noktaları ve sapanlama şekli belirlenir - Vinç ve bağlantı elemanlarının kontrolü yapılır - Vincin geçiş yollarında malzeme bulundurulmaz. - Operatör kancayı rahat bir şekilde görebilmelidir. - Gerekli durumlarda işaretçi personel bulundurulur. - Çalışma yükü limiti tüm bağlantı elemanlarının üzerinde belirtilmiş olmalıdır. - Sapan açısı azaldıkça yük artacağından daha dayanıklı halat seçilmesi gerekli olduğu bilinmelidir. - Kanca ekseni yük ağırlık merkezine yakın olmalıdır. Dengesiz yüklerde bağlantı elemanlarının boyları ayarlanmalıdır. - Bağlantı elemanları keskin kenarlardan korunmalıdır.
Yük Kaldırma Sırasında Güvenlik Önlemleri - İlk kaldırmada 20-30 cm. kaldırma yapılarak fren kontrolü yapılmalıdır. - Varsa işaretçiden işaret almadan yük kaldırılmaz - Stok ikazı kimden gelirse gelsin uyulur - Vinçlerle insan taşınmaz - Yük eğik kaldırılmaz - Yük asılı durumda iken operatör vinci terkedemez - Gerekli hallerde kılavuz ipleri veya uygun aletlerle yönlendirme yapılır - Yük durdurulunca yükün salınımının bitmesi beklenir - İş bitiminde vinç son noktaya çekilir, kanca en üst konuma alınır - Ana şalter kilitlenir Tavan Vinçlerinin Bakım ve Kontrolü - Arabanın frenleme sistemleri - Yük frenlemesi - Halat-zincir görsel kontrolü - Kanca görsel kontrolü - Tüm hareketlerin yaptırılması - Üst sınırlandırıcının yüksüz kontrolü - Halatın üst üste binme kontrolü - Sesli ikazlar - Yağ kaçakları - Alışılmadık gürültüler İskelelerde Çalışmada İş Sağlığı ve Güvenliği
Bakımda Alınacak Güvenlik Önlemleri - Kilitle-etiketle-uygula, enerjiyi kez, uyarı levhası as - Aynı ray sistemi üzerinde başka vinçler çalıştığında gerekli önlemleri al - Vinç arabasında çalışma yapılacaksa halatı demonte et veya tamburun ani dönmesini engelleyecek şekilde önlem al - Bakım sonrası vinç üzerinde el aleti/ekipman unutma - Koruyucuları yerine tak - Yüklü ve yüksüz vince tüm hareketleri yaptır - Bakım sonuçlarını kaydet Yazının ve videonun tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a ve yazara aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır. Read the full article
#köprülüvinçler#monorayvinçleri#tavanvinçleri#TavanVinçlerindeGüvenlikDonanımları#vinçlerdegüvenlikönlemleri#vinçlerdeişgüvenliği#Yükkaldırmadagüvenlikönlemleri
0 notes
Text
Gözlerim yok olmadan
Bir araba kornası ile kendime geldim. Kuru dalların arasından bir çift göz bakıyordu, keskin, boğuk... Aslında karanlıkta nasıl fark etmiştim bilmiyorum. Sanırım yanımdan geçen arabanın ışığı vurmuştu o an. Neden bana bakıyordu, rüzgar uğuldadı. Bana seslendi, burada ne işin var der gibi. Ben de neden sordun ki der gibi ceketimi giydim, kollarının tam gelmediğini o an fark ettim. Geçen kış babamdan almıştım; babam benden uzundur ama neden olmadı, yoksa o da bir başkasından mı almıştı ki. Her neyse. Ceketimin ceplerine elimi soktuğumda ise iğrenç bir şey fark ettim, artık kuruyup beyazlaşmış toz, toprak, çamur. Yine geçen kış değil mi... Yine toprakla oynayıp sokmuştur biri elini.
Tekrar bana bakan gözlere dikkat kesildim. Hala aynı tedirginlikle bakıyorlardı. Kim bu gece vakti böyle pür dikkat bana bakan. Adım atar gibi oldum geri çekildim. Tam tepemde arada sırada yanıp sönen ışığı kaybetmek istemiyordum. Hayvandır belki de; yok ya kesin hayvan bu, yoksa giderdi böyle durmazdı. Yürümeye başladım, kasvetli hava etrafımı duman etmiş, gri bir perde ile kaplamıştı sanki. Perde demişken evdeki perdeleri örtmüş müydüm? Kaç gündür perde almayacak mısın diye soruyor ev sahibi onu ne ilgilendiriyorsa. Rahatsız oluyormuş, bakma o zaman. İnsanlar yoruyor beni. Bir insan neden takar böyle şeyleri, neden şu saatte uyumuyorsun, bu saatte uyuyorsun, neden çöp ağır... Yeter artık diye bağırmak istiyorum. Neyse ki çıkacağım evden yakın zamanda. Lanet olsun şehrine de evine de diye haykıracağım yakında. Ah tatlı kedicikleri özledim, onlar da biraz önceki hayvan gibi bakarlar bana, ama onun gibi keskin değil; masum bakarlar. Hemen eve gitmem gerekiyor, mama saatleri geldi onlarında. Acaba yem ve su koymuş muydum çıkarken? Sahiden bu saatte evde olmam gerekirdi neden yürüyorum diye düşündüm, sonra geçti. Nereye gidiyordum, neden buradayım, elimde neden bir kağıt parçası duruyor. Sabaha kadar ne yaptığımı, ne zaman buraya geldiğimi bilmiyorum. Ayaklarım sanki bir bir kendisi adım atmaya programlanmışlar gibi hareket ediyor. Sahi neden buradayım?
Bir anda yağmur başladı, hay aksi nereden çıktı bu yağmur şimdi. Her damla kocaman bir halka oluşturuyor ve kaldırımlar saniyesinde su oluyor. Ayakkabılarım yağmurda kaymaya başladı bile. Bu ayakkabıları karda kaymaz ve yağmurda kayar şekilde yapmışlar sanırım, ne zaman giysem aynı şey başıma geliyor. Kapitalistler bir de yağmur için mi ayakkabı alacağız, of hemen bir yere girmem lazım ve nerede olduğumu bilmiyorum. Uzaklardan bir ışık huzmesi görünüyor belki bir kafe veya oturulacak yer vardır. Evet, her zamanki gibi yanıldım arabaymış. Geçerken de kaldırımlara yakın geçerek beni ıslatmaya çalıştı, bunu neden yaparlar bilmiyorum. Sadece yürüyorum. Bir süre sonra ne araba geçer oldu ne de insan. Hiç birini görmedim yürüdüğüm sırada, saçma değil mi? Yağmur sularının kaldırıma vurdukları ses, ayakkabılarımın çıkarttığı sesle karışıyordu. Yine eskisi gibi kaldırımların çizgisine basmama yarışı yapıyor gibiydim. Düşecektim az kalmıştı, neyse ki ucuz kurtuldum. Bir de düşsem üstüm başım mahvolur ve su gibi eve gitmiş olurdum.
Burası neresi tahmin edemiyorum, barok döneminden kalmış bir kasaba gibi sanki. Nereden çıkarttım bunu hiçbir şey göremiyorum bile. Bir ışık var sadece gökyüzünü aydınlatan o da ��ok uzaklarda. Ben nasıl geldim buraya? O ana kadar elimdeki kağıtta ne yazdığına, onu neden taşıdığıma dikkat etmemiştim. Yürürken farketmeden elimle öyle bir sıkmışım ki kağıdı, buruşmuş ve aynı zamanda ıslanmış. Ne kadar aptalım. Her neyse kağıdı cebime soktum daha fazla ıslanmasın bari diye düşünerek. Daha ne kadar yürüyeceğim, lütfen biri çıksın karşıma. Neresi burası? Keşke hiç gitmeseydim bir yere kalsaydım en azından ışık olacaktı yanımda. Yavaş yavaş yorulmaya başlamıştım, sadece bir an önce ses, ışık görmek veya duymak istiyordum.
Karanlık iyice çökmeye, gri sis dağılmaya başlamıştı. Etrafıma baktığımda sadece ucu görünmeyen bir yol görüyordum. Sanki her defasında aynı şeyi yapıyormuşum hissi veren bir yol. Hiç bitmeyen bir yol. Çıkış yok. O an Stephen King kitabındaymışım gibi hissettim sonra geçti yine o korku. Normalde çok korkağımdır ama nedense şu an için tek amacım sağ salim eve ulaşmak olduğu için hiçbir şeyi umursamıyorum. Yolun kenarında bir açıklık olduğunu gördüm. Sürekli aynı yolu gitmekten sıkıldığım için en azından şu açıklıktan çıkarsam bir yerlere varabilirim diye düşünerek yoluma buradan devam etme kararı aldım. Kocaman bir ormana girdiğimi bir süre sonra anladım, artık çok geçti. Üzerimde kullanabileceğim hiçbir şey yok. Sadece bir ceket ve kağıt parçası; o da sudan dolayı parçalanmış halde. Aptalsın sen, yoldan devam etmeliydin diye düşündüm, haklıydım. Daha nereden geldiğimi veya nereye gideceğimi bilmeden böyle bir yola neden girdim, bilmiyorum. Şimdi bu düşünceleri atlatıp devam etmeliyim.
Bu ormanda yürürken bırak ışığı, gökyüzünü bile zor görüyorsun. Neresi burası? Kafayı yemek üzereyim, neden bir hayvan dahi yok. Yağmur yağmaya devam ediyor, ama bu sefer ayakkabılarım daha sağlam yere basıyor. Trekking için geçen yaz almıştım, indirimdeydi. Tam ormanda gezinmek için anlayacağınız. Ama ben gezinmiyorum, kayboldum. Tam o sırada bir ses geldi uzaklardan; bu sefer rüzgar değildi, bir araba sesiydi. Hemen koşmaya başladım, koşarken aklıma insan yürürken mi daha çok ıslanır yoksa koşarken mi diye bir soru geldi. Cevaplayamadım, neden bunu düşünür ki biri? Sesin geldiği yönü tam bilememekle beraber yine rastgele bir yerlere gidiyormuş hissiyle devam ediyordum. Tam o sırada ayağım kaydı ve korktuğum başıma geldi. O pisliğe, o ıslak çamura tamamen yüzüstü kapaklandım. Her tarafım çamur olmuştu, toz, toprak. Tanrım, dedim, neden böyle bir şey yapıyorsun bana, bilmiyor musun benim nefret ettiğimi bundan. Ayakkabılarım hakkında yanıldığımı anladım, her türlü kayıyormuş. Kalktım, temizlenmeye çalışıyordum ama ne saçma bir çaba olduğunu bir süre sonra anladım, çünkü her tarafım zaten çamurdu. Artık yavaş yavaş hava soğumaya ve titremeye başlamıştım. Hipotermi mi yoksa?, yok daha neler, abartma. Daha fazla üşümemek için elimi ceplerime soktum, çamur içinde olan ellerim en azından hem biraz ısınır hem de şu çamurdan kurtulurum diye düşündüm. Ellerin cebindeyken ormanda yürümemelisin, düştüğünde çok tehlikeli. Donarak ölmekten iyidir, devam ettim böyle yürümeye. En sonunda daha düzgün bir yere çıkabildim ve yağmur kesilmişti. Hava soğuk, kasvetli olmaya başladı. Nasıl bu kadar soğudu ki? Adım attığımda dal parçaları çatırdıyordu, çiy tutmuşlardı.
İleride bir ışık, Işığın altında bir adam, Manasız şekilde duruyordu, hissiz, Ona doğru yaklaştıkça, etraf daha sakin, daha sessiz, Korkmaya başlamıştım ilk defa bugün, düşüncelerim akıyordu durmadan, Elinde ceket ve beyaz bir kağıt, Sonunda bulmuştum birini, donmadan, Yağmur bitti, göz yaşlarım kaldırımları ıslatıyor, yakıyorlardı ağıt, Gözlerimden her adımda yaşlar damlıyordu sarkıt sarkıt, Ben bilmiyordum hiçbir detayı, gökyüzünün rengini artık, Işık ve adam, daha solmadan, Neredeydim, nereden geldim, nereye gittim, Kimseye sormadan, Yürüdüm sadece ayaklarım gösterdi yolu, Sesler yok oldu, ben ayaklarımın üstüne çöktüm, daha ona yaklaşmadan, Buz tutmuş kupkuru dal parçaları örtüyordu artık tüm hüznümü, Sesim çıkmıyordu, dilim tutuldu, bakıyordum adama sadece, Arabanın sesi çınladı kulaklarımda öylece, Bekledim, farlar gözümü aldı, kaldım kımıldamadan, Ben kendime, kendim bana baktı, sanki yabancı gibi hiç tanımadan, Elim cebime gitti, kağıdı açıp okudum, yazılmıştı hece hece, Asla ama asla, olduğun yerden ayrılma, Gözlerim yok olmadan, gece gece.
18 notes
·
View notes
Text
Korku Hikayesi; Soğuğun Laneti
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/80bae4311693c9bcf16eedfd87fcd697/de4ec617781e3f78-3e/s500x750/38950375b51733d54677a2ac1528b9dcf1d65539.jpg)
Korku Hikayesi; Soğuğun Laneti Değerli arkadaşlar bu olayı uzun zaman içimde tuttum fakat bazen insanın içindekileri başkalarına anlatması gerekir. Bu yazıyı bu sebeple yazıyorum. Yıl 2014 Ocak ayının başı (sanıyorum 3 Ocak) o dönemde tıp fakültesi 4. sınıf öğrencisiydim annem Rus olduğundan bir haftalığına annemin memleketine (annemin memleketine daha önce gitmemem sebebiyle) gitmeye karar vermiştim. Hazırlıklar sonrası ilk önce Moskova'ya ardından tren ile annemin memleketine yola çıkmıştım. Yolda trenlerin ancak belli bir yere kadar gittiğini teknik bir hatadan dolayı son istasyona gitmeyeceğini öğrendim. Mecburen yol üstündeki bir kasabada bir gece kalıp öbür gün kara yoluyla annemin memleketine gidecektim. Ural Dağları Bölgesinde'ki şehirler kardan dolayı adeta beyaz bir örtü altındaydı. Mükemmel bir görüntü diye geçirdim içimden... Tren durunca inip internetten bulduğum pansiyona gidecektim. Saat gece 2 veya 3'tü ilk önce ensemde bir sıcaklık hissettim ardından bilincim kapandı gözümü açınca hastanedeydim. Beni yakındaki bir hastaneye götürmüşlerdi. Hemşire doktorun birkaç dakikaya geleceğini söyledi. Televizyonu açtım ve biraz oyalandıktan sonra doktor geldi. Kendini tanıttıktan sonra trafik kazasında arabadan fırlayıp başımı yere vurduğumu bu sebeple beynimde hasar olduğunu söyledi. Kendi kendime düşündüm ben arabaya binmemiştim acaba başımı vurunca hafızamı mı kaybettim? Ama son ana kadar her şeyi hatırlıyordum. Doktora bunu belirttim fakat doktor trafik kazası geçirdiğimi bu yüzden geçici hafıza kaybı oluşabileceğini söyledi. Tedavinin ne olacağını sorduğumda henüz ameliyatlık bir durum olmadığını fakat gerekebileceğini bu yüzden hastanede kalmam gerektiğini söyledi. Bir tıp öğrencisi olduğumdan da olsa gerek olayın ciddiyetini kavrayıp tamam diyebildim. Doktor çıkınca hemşireye ailemi aramak istediğimi söyledim fakat hemşire kar fırtınasından dolayı telefon hatlarının kesik olduğunu söyleyince çok da üstelemedim. Bu gün böyle geçti gece olduğunda nereden aklıma geldi hatırlamıyorum ama tomografilerime ben de bakmak istedim bir doktor kadar olmasa da fakültede öğrendiklerimle bir yorum yapabilirdim hastaneyi biraz gezdikten sonra dosyamı bulmayı başardım. Dosyamı açınca gözlerime inanamadım beynimde bırakın hasarı en ufak bir anormallik dahi yoktu. O halde doktor bana yalan söylemişti fakat bunu neden yaptığını çözemedim. Tüm gece bu soruyu düşünüp uyuyamadım. Sabah doktor odama geldi ve testlerinde hasarın ameliyat gerektirmeksizin geçebileceğini belirtti. Hani bir kişinin yalan söylediğini bilirsiniz ama yine dinlersiniz ya ben işte tam o kafadaydım ancak doktorların neden yalan söylediğini çözebilmiş değildim. Neyse zaman geçtikçe nispeten daha iyi oldum ta ki o geceye kadar... Hastanede üçüncü gecemdi tesadüfen gece bir aralık uyandım. Yanımda hemşire serumumu değiştiriyordu. Herhalde odaya girerken çıkardığı sese uyanmıştım. Hemşire güler yüzle iyi geceler dedi. Rusçası biraz aksanlı gibiydi. Odadan çıkarken kapıyı kapatmamıştı. Hastane koridorunu odadaki aynadan görebiliyordum. Benim olduğum odanın kapısından beş veya altı metre ileride durdu ve öylece kaldı anlamlandıramadım. Hemen ardından bir hemşire daha yanına geldi. Sohbete başladılar ne olduysa o an oldu aynadan yüzlerine baktım. Hayatım boyunca pek çok korku filmi izlemiştim ama ben böyle korkunç bir yüzü hiçbir yerde görmedim. Hani derler ya insan korkunca dona kalır hareket edemez işte aynen bu durumu yaşadım. Sonra sanırım onları izlediğimi fark ettiklerinden olsa gerek "hemşire"lerden biri odaya doğru gelmeye başladı uyuyor numarası yapmak zorunda kaldım yatağımın yanında hırıltılı sesler çıkarıp bir süre başımda bekledi ardından gitti. Hastaneden kaçmayı düşündüm ama herhangi bir yolu yoktu. Hatta artık buranın hastane olduğuna inanmıyordum.Tek çare var gibi görünüyordu tabana kuvvet koşmak ! Koridorda hemşire sandığım varlıkların olmadığı bir an ok gibi fırladım adeta merdivenlerden zıplayarak iniyordum. Kapıya ulaştım açmaya çalışınca kilitli olduğunu fark edince oradaki bir sandalyeyi camlardan birine attım. Cam tuzla buz oldu. Atlayıp koşmaya başladım yalın ayak koştuğumdan ayaklarıma kırık cam parçaları batmıştı ayrıca yerde en az bir karış kar vardı donuyordum ama korkum üşümemin önüne geçiyordu. Arkama baktığım bir aralık hastaneden birkaç kişinin koşarak çıktığını fark ettim beni kovalıyor olmalılardı. Son bir çabayla yakındaki bir yola ulaştım. Ağlıyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum. Tam bu sırada karşıdan bir ışık gördüm. Evet! Bu bir arabaydı yolda durup arabanın gitmesini engelledim. Araba beni ezmemek için durdu fakat benden korkmuşlardı. Gayet de doğaldı aslında gecenin bir vakti yolun ortasında hastane kıyafetli bir adam... Ağladığımı görünce camı açtılar olayı hızlı şekilde anlatıp yardım istedim. Ben anlattıkça yüz ifadeleri ciddileşiyordu. Bana hemen arabaya binmemi söylediler. İçeride üç tane 20'li yaşlarda genç vardı. Ben arabaya binince direksiyondaki arkadaş hemen gaza bastı. Bir süre son sürat gittik sonra tekrar biraz yavaşladı bu arada diğer gençler bana olayı anlattı. İsminin Anton olduğunu öğrendiğim arkadaş bana Rusça sordu: - Rus uyku deneyleri diye bir şey duydun mu ? - Evet diye cevap verip ekledim, iyi ama denekler öldürülmedi mi ? Anton devam etti: - Hepsi değil, söylenenlere göre kaçmayı başaran bir grup buradaki eski bir Sovyet hastanesine gelmişler. Burada insanları kaçırıp değişik ayinler yaptıktan sonra yiyorlarmış. İnsanları bayıltıp buraya getiriyorlarmış. Ben de hastanedeki tüm olayları anlattım. Şoför koltuğununda oturan arkadaş da dediklerimi doğrulayıp aynısının kuzeninin başına geldiğini söyledi kuzeni de benim gibi kaçmayı başarmış. Sonra arabayla nereye gittiklerini sordum Moskova dediler. Yol yaklaşık 12-13 saat sürecekti. Ben izin isteyerek uykuya daldım. Uyandığımda yine aynı odada hasta yatağındaydım. Camdan dışarı baktığımda arabalarına bindiğim üç genç korkunç bir gülümseme ile bana bakıyordu. Cenker Kabala Read the full article
#dehşet#DehşetHikayeleri#hikaye#hikayeoku#korku#korkuhikayeleri#korkunç#Rusuykudeneyi#SoğuğunLaneti#tıpfakültesi#Yaratık
0 notes