#anlatılıyor
Explore tagged Tumblr posts
no-463 · 4 months ago
Text
"Bir roman okumuştum Nilay. Bundan yıllar önce. Şimdi adını hatırlamıyorum. Romanın kahramanı bir polisiye yazarı. Dünyaca meşhur ve Nobel ödüllü bir yazar. İmza günleri düzenleniyor ve önünde binlerce kişilik bir kuyruk oluşuyor. Kitaplarını imzalaması için yazar adına iki günlük bir organizasyon gerçekleştirmişler. Yazar, önüne konan her kitaba bir paragraf yazıyor, altına da tarihi ve tam olarak saati kaydediyor. İki gün boyunca yüzlerce kitabın ilk sayfalarını bu şekilde doldurup ortadan kayboluyor. Ancak yazdığı paragraflar, ilk bakışta son derece anlamsız görünseler de, hayranlar kulübünden birkaç kişinin fark etmesiyle anlam kazanıyor. Çünkü paragraflar birbirini takip ediyor. Yazarın son romanını imzaladığı kitaplara parça parça yazdığı ortaya çıkıyor. Gazetelere ilanlar veriliyor, televizyon haberlerine konu oluyor. imza günlerine katılmış herkes bir araya getiriliyor. Ancak romanın sonu yok. Yazar da ortada yok. Herkes merak ediyor. Çünkü bütün roman bir katil ve bir kurban üzerine. Adlan bilinmiyor. Ama romanda bütün ayrıntısıyla katilin kurbanı neden öldürmesi gerektiği anlatılıyor. Hayranları bu bilinmezlik içinde deliye dönüyor. En sonunda yazarın nereye saklandığını buluyor ve adresini öğreniyorlar. Eve girdiklerinde duvarlarda sprey boyayla yazılmış paragraflar görüyorlar. İlk gördükleri paragrafta şöyle diyor: "Kalabalık bir grup eve girdi. Kapıyı açık bulduklarına bile şaşırmadılar, tek şaşırdıkları duvardaki yazılardı... " Biraz daha ilerliyor ve evin ikinci katına çıkıyorlar. Kapalı bir kapının üzerindeyse şöyle yazıyor: "Sadece öğrenmek istiyorlardı. Katilin ve kurbanın kim olduğunu öğrenmek istiyorlardı. Ağızlarından salyalar, avuçlarından terler akıyordu. Bütün bakışlar ve düşüncelerin kaygan olduğu bir koridorun sonundaki kapıyı açtılar... " Kalabalık büyük bir heyecanla üzerinde yazı olan kapıyı açıyor ve yazarı kendini vurmuş olarak buluyorlar. Ölü yazarın kapaklanmış olduğu çalışma masasının dayandığı duvarda, "Kurban da, katil de benim. Hepsi benim..." yazıyor.
114 notes · View notes
elestirenadam · 3 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Çin, Şanghay.
Beijing'den yüksek hızlı trenle 3,5 saatte geliyoruz. İki şehir arası 1.214 km.
Emperyalist Batılı güçlere meydan okuma merkezi.
Şanghay, Çince ‘denizin üstünde’ anlamına geliyor.
1800’li yılların sonundan itibaren İngiltere, Fransa ve ABD, şehirde kendilerine özel imtiyaz ve güvenlik bölgeleri kurmuş.
Emperyalist Batılı güçlere 20. yüzyılda Japonya da katılınca şehir tamamen sömürgeleştirilmiş.
Bu dönemde Çinliler şehrin kuzeyinde yaşıyor.
Yabancıların olduğu bölümlere girmeleri kolay değil. Ancak özel izinle olabiliyor.
Fakat şimdi burası Batı'ya meydan okuma merkezi.
Avrupa bankalarının işgal ettiği ‘Dış sahil kordonu’nda bugün Çin bankalarının merkezi binaları yer alıyor. Şanghay’ın ticaret hacminin büyümesi genelde ‘patlama’ kelimesiyle anlatılıyor. Bölgede sadece bir bölümün gayri safi yurt içi hasıla, 3,4 trilyon dolar.
Türkiye'nin hacmi 1,2 trilyon dolar. Siz hesaplayın...
Kent bugün gökdelen sayısı bakımından dünyada beşinci sırada.
En görkemli yapısı, Doğu’nun İncisi Kulesi.
Yaklaşık 468 metre yüksekliğinde. Üzerine çıkıp 360 derece şehri görebiliyorsunuz. Ayrıca yolunuz düşerse Şanghay rıhtımında gece nehir seyahati yapmanızı öneririm.
Doğu’nun İncisi Kulesi'nin tabanında Şanghay Tarih Müzesi'nden seçilmiş parçalar var. Seçilmiş parçalar var dediğime bakmayın, o kadar büyük ki, saatlerinizi harcayabilirsiniz. Özellikle maketler ve maketlere kurulan hologram sistemleriyle, eski günler canlandırılıyor.
Çin müzecilikte gerçekten çok ileri gitmiş. Dijitallikle gelenekseli birleştiren çok yaratıcı sunumları var.
Müzede Çin tarihini ve sosyal yaşamı ayrıntılarıyla bulabiliyorsunuz.
Çinli komünistlerin kalesi
Şangay’ın Çin tarihi için çok özel bir yeri var.
Çin Komünist Partisi (ÇKP)'nin 23 Temmuz 1921'de ilk ulusal kongresini yaptığı bina Şanghay’da bulunuyor.
İki katlı tuğla binada gizlice düzenlenen kongre Fransız işgal güçlerince fark edilince parti yöneticileri arka kapıdan kaçıyor ve bir tekneyle Zhejiang eyaletinde bulunan Jiaxing şehrine doğru yol alıyorlar ve ÇKP’nin ilk kongresini denizin üzerinde daha sonra “Kızıl Tekne” alını alacak olan bu teknede tamamlıyorlar.
Grup, gemiyi kiralamak için o dönem fena bir para olmayan sekiz gümüş sikke harcıyor ve büyük davalarını özel olarak görüşmek üzere Nanhu Gölü'nün merkezine yelken açıyorlar. Mao Zedong’un da aralarında bulunduğu ÇKP’nin ilk lider kuşağı, yanlarından bir polis devriye gemisi geçtiğini düşündükleri bir anda gerçek niyetlerini gizlemek için turist gibi davranarak o dönem bir zengin eğlencesi olan ve Çin dominosu olarak da bilinen “mahjong” bile oynuyorlar. Polis devriyesi geçtikten sonra grup “Komünist Parti çok yaşa!”, “Üçüncü Enternasyonal çok yaşa!” diye sessizce bağırarak bu sisli denizde ÇKP’nin doğuşunun temellerini atıyorlar.
Hatta Mao'nun İkinci Kongre için şehre geldiğinde kaybolduğu ve kongreye katılamadığı da anlatılıyor.
ÇKP yönetimi binayı ve çevresini 1952 yılında anıtsal bölgeye dönüştürmüş. 3 yıl önce de toplamda 3.400 metrekarelik bir sergi alanı oluşturulmuş. Burada ÇKP tarihini yansıtan 1100’ü aşkın eser sergileniyor.
Burada da dijital gösteriler çok dikkat çekiyor.
Biz geldiğimizde, Çin Komünist Partisi'nden gençlerin yeminine de tanıklık etmiş olduk.
Akşam da Nanjing caddesinde geziyoruz.
Burada da sokaklar tertemiz, şehir hareketli, taksiler ucuz, insanların yüzünden mutluluk akıyor.
Daha sonra Şıncın'a geçiyoruz...
31 notes · View notes
rxeria · 5 days ago
Text
Konferansta ne anlatılıyor senin aklından neler geçiyor...
11 notes · View notes
bungoustraydogs-tr · 10 months ago
Note
Chuuyanın 5 yaşında kaçırılıp denek olduğu söyleniyor neden demek oldu neden kaçırıldı niçin deney yapıldı Verlaine ile olayı ne Rimbaud ile olayı ne ve en önemlisi arabahaki (yanlış yazdım kusura bakmayın) ile bağlantısı ne 😭😭lütfen beni aydınlatın
Önceki soruda da cevap verdiğim gibi bu konu STORM BRINGER romanında ayrıntılı olarak anlatılıyor.
Spoiler// Kısaca Chuuya insan yapımı yetenekli bir silah hazırlamak için laboratuvarda üzerinde deneyler yapıldı. Verlaine ile Rimbaud Avrupa ajanı, Verlaine de Chuuya gibi bir denek. Görevleri Japon Hükümetinden yetenekli silahını(Chuuya'yı) çalmakken Verlaine Rimbaud'a ihanet ediyor ve Chuuya'yı kendisi gibi benliğini ararken acı çekmemesi için tek başına yetiştirmek istediğini söylüyor. Bu yüzden ortağına ihanet ediyor ve Chuuya'yı kaçırmaya çalışıyor. Aralarında kavga çıkınca Arahabaki kaynaklı bir patlama yaşanıyor. Arthur hafızasını yitiriyor, Verlaine kaçıyor, Chuuya'nın ise patlamadan sonra hayatı başlıyor. patlamadan önceki anıları denek olduğu için yok.
32 notes · View notes
baybaykus · 3 months ago
Text
Şimdi 1990’daki proje tekrar sahneye konuluyor! ABD, Kerkük petrollerini Türkiye’ye bırakmamak için her türlü tedbir alıyor ama Türkiye’de Türk halkına hâlâ “Osmanlı gibi büyüyeceğiz” masalları anlatılıyor.
7 notes · View notes
gelmemeyegidenbiradam · 4 months ago
Text
Eksiklerimizden biri de harekete gecmemektir. Aklımızda onca düşünce onca fikir oluyor. Etraftan internetten çevremizdeki insanlardan okuduklarimizdan bilgiye bu kadar çabuk ulaşıp onu eyleme dokemiyoruz çoğu sefer. Bir şeyi öğrenmiş olmanın kanıtı bir farkındalık yaratmasidir. Öğrendiğin bilgi farkindaliga, farkındalığın da yaptığın eylemlerde bir değişikliğe yol açmalı. Öğreniyoruz ozumsuyoruz farkediyoruz fakat eyleme geçerken hep duruyoruz. Günümüzün en büyük problemi de bu oluyor. Herkes öğüt verirken, bir konu üzerine sayfalarca makaleler yazıliyor, haberlerde anlatılıyor, filmler diziler çekiliyor ama halen cinayetler devam ediyor kötü alışkanlıklar, bilinçsiz eylemler, sözde çok iyi nutuk atıp eylemde tam tersini yapanlar, yollara çöp atanlar, saygı göstermekten yoksun olanları, başkasıni rahatsız etmekten gram cekinmeyip istediği gibi hareket edenler, kalbini kıranlar, uzdugunu bile farkına varmayanlar... Niceleri var. Ders çalışmak isteyip calisamamakta, bağımlı olduğu şeyi birakamayanlar da, yeni bir aktiviteye baslayamayanlar, diyeti hep sonraki güne sarkanlar, kitap okumaya baslayamayanlar, düşüncesiz hareket edip birbirini üzenler kıranlar, etrafını rahatsız edenler, etrafını kirletenler, karşısındakini saygı duyup onun düşüncesi farklı olsa da saygı duymayan ve canına kastedecek insanlarda hepsinde nokta ortak aslında sadece eylemin derecesi farklı. Okuduğunu öğrendiğini gördüğünü eyleme dokememek. O farkindaliga sahip olamamak. Herkes biliyor bir defa dahi olsa okumuş görmüştür sigara zararlı ama halen içiliyor, yerleri kirletmemesi gerektiğini ama yine yapıyor, karşısındaki insana saygı duyması gerektigini onun bütünlüğünü olduğu gibi kabul etmesi gerektiğini ama yapılmıyor. Herkesin günün birinde degismese bile etrafını öyle secip kendisi okuduğunu anlayabilen farkındalığa sahip olabilen ve bunu eyleme geçirebilen insanlarla olması ümidiyle...
11 notes · View notes
sessizlikkalbimde · 4 months ago
Text
İçimde bir şeyler var ne anlatılıyor ne yazılıyor, içimde düğüm düğüm benim çözmemi bekliyor. Ben düğümlerle uğraşmayı sevmem, ipleri kesesim geliyor. Ama aynı zamanda öyle olmaması gerekiyormuş gibi. Sanki ipleri kesersem kendimi de bitirirmişim gibi. Neyse, ne hissettiğimi bende pek anlayamadım...
8 notes · View notes
delfin-44 · 5 months ago
Text
KİTAP ÖNERİLERİ PART-4
Kitap adı: Kurulmamış Hayaller
Konusu: Amerikaya göç eden ve farklı bir kültür ile karşılaşan 4 arkadaşın trajikomik hikayesi anlatılıyor.
Benim Görüşlerim:
Baya eskiden okumuştum bu kitabı ve baya baya sevdiğimi hatırlıyorim. Eğlenceli bir kitaptı ve benim en sevdiğim kitaplardan birisi. Kesinlikle okunması gereken bir kitap benim için. İçindeki şeyleri kesik kesik hatılardığım için pek yorum yapamıyorum. Ama yine de güzel bir kitap.
9 notes · View notes
benmervelerdeyim · 1 year ago
Text
Kitap karakterleri:
Ölüm: başrol erkek
Ecel: başrol kız
Ve yağmurun diğer kardeşleri..
Kitapta Ecel'in intikamı anlatılıyor..
Daha çocukken annesi babası gözlerinin önünde doğum gününde öldürülen bir kızdır Ecel. O gün pastasını üflerken dilek dilememiş ve yemin etmiştir. O katili bulup kendi elleri ile öldürecektir. Ve bu yolda gerekirse ölecektir..
Ölüm ise annesini 8 yaşındayken kaybetmiş bir çocuktu. Annesinin ölüsünü bir çöp konteynerinde bulmuş ve o gün öldüğü gün olmuştur. O da yemin etmiştir ve katili bulacaktır.
Ölüm ve Ecelin yolu bir şekilde kesişir ve katili bulup katil olmak için anlaşırlar..
Peki ya sonra? Onlar bu hikayenin gerçek katillerinin kendileri olduğunu düşünürken asıl katilin yağmur olduğunu ve kendilerini seçmiş olduğunu öğrenirler..
Wattpad
Hesap: merwealakus
Kitap:Yağmur ve Toprak
21 notes · View notes
heyvbsr · 8 months ago
Text
Ay Düşü
Düşe benzer bir tabloydu gördüğüm. İnce, serin bir yol kenarında birkaç ağaç kümesi konuşlanmış, bekleşiyor. Rüzgarın ıslığına eş, kanat sesi yükseliyor yamaçlardan, sonra birkaç kurbağanın seslenişi.. Pek ilerde yalnız bir ağacın hikayesi anlatılıyor. Anımsıyorum.
Sonra ay ışığı karışıyor, 100-150 milisaniyede bir kırpılan tel tel kara gölgeleri kucaklıyor. Yansımanın tam ortasında hüzünlü bir kıvrımda, alaycı bir gülüş beliriyor. Yumduğumda da göz kapaklarımın içinde.
Kekik kokulu bir haziran akşamı. Uzun uzun seyrediyorum, an geliyor, rüzgar nefesini tutmuş tek yaprak kımıldamıyor. Sessizliği dinliyorum ve soluğunu. Esintili bir maviliğe götürüyor beni. Kokusu geliyor, serinliyorum. Kalbim bir okyanus şimdi. Adını bilmediğim binbir çiçekle doluyor tarlalar. Bekleşen tüm ağaçlar yemiş vermiş, dallarında kuşların cıvıltısı.
Eksik kalıyor tüm şiirler. Ellerim yıldız tozu, dudaklarımda gül yaprakları, bal tadı, ve şimdi ay ışığı ihmal edilir gibi değil.
14 notes · View notes
oguzatayinruhu · 9 months ago
Text
Tumblr media
#33
IKIGAI
Japonların uzun yaşama sırrı ve batılıların bunu nasıl yapabileceği anlatılıyor
7 notes · View notes
elestirenadam · 4 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
İş Bankası Resim ve Heykel Müzesi'nde "Tat ve Sanat" sergisi var.
Başta natürmortlar olmak üzere yemeğin serüveni, çarşı pazarlar, yemek için verilen emek birçok resimle anlatılıyor.
6 Ekim'e kadar ziyaret edebilirsiniz.
21 notes · View notes
emirhaneren · 10 months ago
Text
Tumblr media
Bazı hikâyeler vardır, bittiklerinde ardında cümleler bırakır. Devamında sadece üzerine konuşur, düşünür veya bir uygulamada yazı yazarsınız. Konumuz daha önce de üzerine yazdığım "Berserk" olacak (Büyük ihtimalle bu yazım da sonuncu olmaz.) Üzerine konuşulması gereken onca konu varken hakkını vermemek zalimlik olur.
Edebiyata düşkün biri olarak bu manga boyunca bir akıntıya kapılıp gittim. Muhteşem diyaloglar, sahneler ve özellikle karakterler... Konuşulması gereken çok fazla konu var, hele bir başlayalım da.
Kentaro Miura'nın zamansız ölümü ile seri yarıda kalmıştı. Ardından da arkadaşı (yeni mangakanın ismini bulamadım) önderliğinde çizilmeye devam edildi. Bu yeni mangaka ise hikâyenin genel hatlarına sahip olduğundan ve bunları direkt Kentaro Miura'dan dinlediği için ilerleyeceği yol belliydi fakat diyaloglar zor kısımdı. Bu yüzden son bölümlerde diyaloglardan tasarruf edilmeye başlanıyor. Gerçi bizim konuşmamız gereken kısım daha hâlâ Kentaro Miura'nın kısmı, hatta en başından başlamak istiyorum bu sefer.
Daha önceki yazımda Guts'ın canavarlardan daha canavar (hikâyede yaratıklara "iblis" kelimesini kullansalar da köylüler Guts hakkında "canavar" demeyi tercih ediyorlar) olduğunu yazmıştım. Bu söylemimin hedefi ise "Golden Age" arc'ı ve sonrasıydı fakat konuşmamız gereken bir yer daha var, "Black Swordsman" arc'ı.
Bu kısım ("arc" kelimesi yerine "kısım" desek daha anlaşılır olabilir) Kentaro Miura'nın biraz daha gençlik yıllarında kaleme aldığı bir kısım. Bu yüzden Guts'ın eylemleri farklı fakat özünde aynı Guts. Burada hikâyemize Puck giriyor ve mangaka bu derin kuyuyu biraz daha eşeliyor.
Guts'ın hep söylediğim: "canavar" yönü ise burada kelimelerin arasında anlatılıyor. Kısaca anlatayım: Guts, Puck ile konuşur ve ona karşı sert davranır fakat Puck gittiğinde de "Dur, nereye gidiyorsun?" der. Bir takım aksiyonlardan sonra yoluna devam ederken köylüler ile karşılaşır. Onların aracına biner. Köylünün kızı biraz şarap ikram eder. Boynundaki damga yüzünden iblisler gelir ve Guts herkesi öldürmek zorunda kalır. Burada köylü kızı öldürdükten sonra canavar olarak canlanır ve Guts'a saldırır.
Guts canavardı fakat bu "canavar olma" durumu başkalarına karşı bir tavır değildi, kendini ikna çabasıydı. Kız saldırdığı zaman Guts bir saniye durup kızın ona şarap ikram ettiğini hatırlıyor fakat şu anki konumunda onu öldürmesi gerek. Bu bir saniyelik düşünce sırasında kız kılıcı, Guts'ın karnına savuruyor fakat kızın iki parça olması hızlı oluyor.
Bu durum bize bir çok şeyi anlatıyor. Anlıyoruz ki kahramanımız yalnızlığı sonuna kadar yaşıyor fakat buna mahkûm. Puck ile konuşurken kaba fakat o gidince de onunla konuşmaya devam etmek istiyor, onu geri çağırıyor. Puck ise duyguları hissedebildiğini söylüyor. Guts kötü biri olsa neden onun için geri gelsin ki? Karakterimiz birine bağlanırsa, bağlandığı kişiyi öldürmekten korkuyor.
Berserker zırhını kullandığı zaman da bu durumu gözlemleyebilmekteyiz. Kendini kaptırdığı için grubundakilere zarar verebilir. Bu yüzden de zırhın gücünü kullandığı zaman herkesten uzaklaşmaya çalışıyor. Yani karakterimiz isteğiyle canavar olmadı, canavar olmaya zorlandı.
Böyle bir eseri hızlıca yorumlayamayız tabii. Elimden geldiğince Berserk heyecanımı sizinle paylaşmaya çalışıyorum.
Önceki berserk yazımı okumak isterseniz:
10 notes · View notes
bungoustraydogs-tr · 6 months ago
Note
Şöyleki geçenlerde bir teori okumuştum, Dazai'nin eski mafya patronunun torunu olduğuna dair, ve bu o zaman mantıklı gelmemişti, ama şimdi düşünüyorumda Mori rastgele bir velete güvenicek değil ki onu ölüm şahidi yapsın, üstelik dazai her ne kadar belli etmesede gayet iyi dövüş stilleri var ve bunu 15 yaşında bir çocuğun kendi başına öğrenebileceğini düşünmüyorum, en büyük argümanım ise 15 yaşında rastgele bir veledin eski patronun odasına girmesine kimsenin izin vermeyeceği, sence bu doğru mu?
Mori Dazai'yi intihar etmeye çalışırken buldu. Eski patronun odasına girmesine izin verilmesinin nedeni Mori'nin eski patronun doktoru olması ve Dazai'yi yardımcısı olarak göstermesiydi. Ölüm şahidi yapılmasının nedeni de bu aslında, Dazai Mori'nin eski patronun öldürüp yerini aldığına dair bir dedikodu çıkarmaya çalışsaydı kolayca şüphe çekmeden Dazai'yi öldürebilirdi çünkü Dazai'nin süreklu intihar etmeye çalışması herkes tarafından biliniyordu, olayı kolayca intihar gibi gösterebilirdi. Bu olay 15 Yaş romanında daha ayrıntılı bir biçimde anlatılıyor.
Dövüş şekillerini bilmesine gelirsek Dazai her ne kadar fiziksel olarak çok güçlü olmasa da yeraltı dünyasında zamanını geçirmis zeki birisi. Yıllarca mafya yöneticiliği yapmış, işkence etmeyi öğrenmiş. Gördüklerinden birkaç şey öğrenmiştir. Hatta dövüşmeyi bilmemesi daha garip olurdu bence.
Eski patronun oğlu ya da torunu olduğu teorileri var, bence olabilir de olmayabilir de. Bu konu hakkında net bir fikrim yok açıkçası.
15 notes · View notes
beyzben · 2 months ago
Text
Notre Dame’ın Kamburunu sesli okumaya çalıştım nerdeyse kendi tükürüğümde boğuluyodum dsvşkjfvsşkşkdsvs o kadar çok fransızca isim, ünvan, mekan, deyiş vesaire var ki! kitabın ilk bölümünde deliler gününde kardinalin ve başka birsürü fransız devlet adamının katıldığı büyük çaplı bir tiyatro organizasyonu anlatılıyor. şimdiye dek ana karakter yok, takip edilecek ana olay örgüsü yok. oradan buradan insanlar çıkıyor ve tiyatro canhıraş oynanmaya çalışılıyor asşkfmasşfmş bunun sonu nereye varacak merak içindeyim
2 notes · View notes
kelebeketkisizligi · 3 months ago
Text
Küçücük bir odada hararetle yanan bir soba, etrafında annem babam kardeşim ve dedemler. Yanaklarım kıpkırmızı olmuş bir yandan kitabımı okuyorum bir yandan bizimkilerin sohbetlerine dahil oluyorum. Çaylar içiliyor, gülünüyor anılar anlatılıyor. Hayatın sıkıntılarından uzak hatta sanki hiçbir sorun yokmuş gibi. Her şey tam olması gerektiği gibi ne bir eksik ne bir fazla.
2 notes · View notes