#acı olay
Explore tagged Tumblr posts
Text
İnegöl'de Kalp Krizi Geçiren Çift Hayatını Kaybetti
Bursa’nın İnegöl İlçesinde Trajik Bir Olay Bursa’nın İnegöl ilçesinde yaşayan Yaşar Cengiz (59), 18 Ocak 2023 tarihinde aniden kalp krizi geçirerek İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Eşinin acil serviste tedavi sürecini bekleyen Nursel Cengiz (56) ise yarım saat sonra benzer bir sağlık sorunu yaşadı ve o da kalp krizi geçirdi. BİR GÜN ARAYLA HAYATINI KAYBETTİLER Çift, hastanede yoğun bakım…
#acı olay#Bursa#Cenaze#Çift#Hastane#inegöl#Kalp Krizi#Nursel Cengiz#Ölüm#yaşam mücadelesi#Yaşar Cengiz
0 notes
Text
Semih Çelik'in Katlettiği İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil: Şevval Sam'ın Tepkisi
Semih Çelik’in Vahşice Katlettiği İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil 19 yaşındaki Semih Çelik tarafından vahşice katledilen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in ölümü, tüm Türkiye’yi derin bir yas içerisine sokmuş ve ulusal bir infiale neden olmuştur. Bu korkunç olay, toplumun her kesiminden tepki almış, birçok ünlü isim de duygu ve düşüncelerini sosyal medyada paylaşmıştır. Ünlü oyuncu Şevval Sam,…
#İkbal Uzuner#ünlüler#acı olay#Ayşenur Halil#Şevval Sam#infial#kadın hakları#Semih Çelik#Sosyal Medya#toplumsal olaylar
0 notes
Text

Niğde Belediyesi’nden sonra şimdi de Ankara Altındağ Belediyesi’nde toplu hayvan mezarları açıldığı ve köpeklerin katledildiği bildiriliyor.
Hayvanseverler, hayvan hakları savunucuları saatlerdir Altındağ’da olay yerindeler, olay yerinde ölmüş hayvan kokusundan durulmadığını aktarıyorlar, katledilmiş gömülü köpeklerin cesetlerini tanıklıkları ile teyit ediyorlar.
Resmen toplu bir kıyım yaşanıyor! Köpekleri döverek, acı çektirerek, işkence yaparak öldürmüş ve parçalara ayırmışlar!
Bu kadar mı insanlıktan uzaklaştık? Bu işten menfaatleri olan bir avuç dijital zorbanın yarattığı fake gündem, bu hale nasıl geldi?
Hani öldürme olmayacaktı? Hani katliam yasası değildi? Yaşattığınız vahşeti aklımız da kalbimiz de vicdanımız da kaldırmıyor artık! Nasıl böyle canavarlar haline geldiniz? Cana ve canlılara karşı beslediğiniz bu nefret anlaşılır gibi değil.
Memlekette insana, hayvana, ağaca, suya, toprağa, havaya huzur yok.
Gülerek yasayı geçirdik pozu verenler, yasa geçince mecliste topluca baklava yemeye gidenler...
Mutlu musunuz? Vicdanınız nasıl, rahat mı?
Böyle olacağını biliyorduk! Anlatamadık canilere!
Korkunç bir dönemden geçiyor, bu kadar kötülüğün üst üste geldiği bir zamana ilk defa şahit oluyoruz.
Yasayı destekleyen de, yasayı çıkartan da Allah'ından bulsun. Mahallenizde size gülerek bakan, kuyruk sallayan dünyanın en güzel canlıları katlediliyor.
Ülkeyi koca bir hayvan mezarlığına çeviriyorlar! Yetkililer, buna bir dur deyin artık yeter!
105 notes
·
View notes
Text
"en büyük acı olay anında hissettiğin değil, olayın üzerinde bir zaman geçtikten sonra, yapacağın hiçbir şey kalmadığından hissettiğinde."
99 notes
·
View notes
Text
2 haftadır yaşadığım yogun tempo sonucu buraya pek gelemedim..
Yaşadığım acı olay yüzünden de biraz suskun olmayı tercih ettim...
Umarım kısa sürede kendime gelirim..
86 notes
·
View notes
Text
artık şekersiz içmeye başladığım kahvenin damağımda bıraktığı acı tadı seviyorum. sigarayı yakışımı ve içime çekişimi de. doğruyu istersen artık değişiyorum. bunu aynaya baktığımda gördüğüm bedenle anladım. olay gözler veya eller değildi. olay, artık ardımda küçüklüğümü görmememdi. bu yüzden eminim değiştiğime. içimdeki çocuğu öldürdüm ve kanı ellerimde. bir şeylerden vazgeçtim ve ruhumun parçaları bedenime saplandı. koştuğum yollarda ayağıma batan taşları ayıklamak yıllarımı aldı. paramparça olmuş dizlerimi sarmaya gücüm yetmedi. ben çok düştüm, eminim buna. çok kez şahit oldum. ama hiçbir düşüşümde sesim çıkmadı. çıkaramadım. korku iliklerimdeydi ve hâlâ öyle. sanki dokuz yaşında o yemek masasının dağılış anına geri dönmüş gibiyim. donup kalmışım ama etraf kıyamet. ben susup kalmışım ama herkesin ağzı açık. ben ölmüşüm ama herkes yaşamak için savaşıyor. ben bir çiçekmişim de solmuşum gibi. oysa ben hiçbir zaman çiçek olamayacak kadar kan kokuyordum, kokuyorum. şimdi, ne bu koku benim ellerimden geçer ne de ben kanı kendimden uzak tutabilirim.
55 notes
·
View notes
Text
Tetikleniyorum.
Son zamanlarda en sık kullanılan cümlelerden biri. Çünkü öyle çok travmamız var ki "Günaydın!" dense içimizde neyin hortlayacağı belli değil. Mayın tarlası gibi ruhumuz. Alelade bir hareketten her an ruhumuzun bir yerinde patlama yaşanabilir ve bir kere daha delik deşik edilebiliriz.
Meşhur bir cehennem tasviri vardı: "Yanacak yanacak yanacaksın, derin değişecek tekrar yanacaksın ve sonsuza dek bu sürecek."
Peki, günümüz ne? Ne bu yaşadıklarımız? Her olayda bir deri değiştiriyoruz, bir önceki bize hiç benzemiyoruz ve aralıksız yanıyoruz. Sonra tekrar ve daha kuvvetli. Sonsuz bir acı döngüsü içinde.
Gebe olan ve gebelik yaşayacak olanlar için, travmatik olmaması adına doğum hikayemi hiç anlatmadım buralarda. Bir yıl olacak ama hâlâ atlatamadım. Şimdi gebeler ve gebelik yaşayacak olanlar, bebeği şu an yoğun bakımda olanlar neler hissediyor? Taşıyamıyorum ya.
Benim yavrum üç günlükken sarılıktan hastaneye yattı. Aynı odadaydık, o küvözdeydi. Uygulamanın böyle olduğunu duyduğumda yaşadığım sevinci anlatamam. Yoğun bakıma alacağız ya da senden ayrı bir odada tutacağız deseler ne diyebilirsin ki? Ama yanımdaydı. Zor bir gecenin ertesinde taburcu olduk. Bir sürü tahlil yapıldı, eve geldik. Sonra tahlillerin sonucu için doktoru aradım, doktor bana saçma sapan yanıtlar verdi. Yanlış hastadan aktarım yaptığı çok belliydi. En son tahlillerin karıştığı anlaşıldı. Üste çıkmak için bağırıyordu bana telefonda. Oysa ben hiç aksileşmemiştim, sadece çok paniktim. Bana birdenbire "Ne demek istiyorsunuz, neyi sorguluyorsunuz, sağlık çalışanına bu tepki nedir?" diye bağırmaya başladı. Şok oldum. Beni anlamsızca doktora şiddet faili yapmaya çalışıyordu. Histerik gibiydi. "BEYEFENDİ, BEN ÜÇ GÜNLÜK BİR ANNEYİM. ŞU ANDA AŞIRI TEDİRGİNİM. ÜSLUBUMDA HATA VARSA BUNA İSTİNADENDİR, SİZ DE ANLAYIN. ÇOCUĞUMUN SONUCU NE???" dedim. Elim ayağım titriyordu. Dağhan bu halimi görünce aşırı sinirlendi, arabaya atladığı gibi doktorun yanına gitti. Bir şey yaşanmasın diye annesi de koştu peşinden. Dağhan orada olay çıkarmış, dosyayı da adamdan alıp başka doktora geçirmişti. Biz sekiz günlükken sarılıktan tekrar yatış yaptık. Daha detaylar da var ama benim yenidoğanımın günleri benim için hayli zordu. Meğer neleeeeer varmış.
Nasıl hazmedeceğiz bunu ya. Nasıl onaracağız biz sistemi, kendimizi? Taşıyacak yerim kalmadı hiçbir şeyi.
22 notes
·
View notes
Text
Başımıza gelen can yakıcı bir olay neticesinde, durumu kabullenmeyişimiz, hayatımızın büyük bir kısmına zarar verebilir. Halbuki insanın fıtratı alışmak üzeredir. İyi ya da kötü başımıza her ne geldiyse bir süre sonra alışırız, başka türlüsü çok zor olurdu bu örnekte olduğu gibi. Kimse bize söz vermedi, hayatın sıkıntısız geçeceğini, sevdiklerimizi günün birinde kaybetmeyeceğimizi söylemedi. Üzülmek, özlemek, acı çekmek doğal ve insani duygulardır. Bu duyguları yaşamakta hiçbir sorun yok. Önemli olan, başına geleni kabullenmen. İyi ya da kötü ben bunu yaşadım, şimdi ne yapacağım, yoluma nasıl devam edeceğim sorusunu sorabilmek.
#hepeksik#kalbimyasta#post#postlarım#keşfedilmemiş#keşfet#edebiyat#kitap#şiir#şair#şiirimsi#aşk#aşka dair#aşk adam#izmir#konya#ankara#antalya#artists on tumblr
37 notes
·
View notes
Text

Küçükken köydeyken.. tanıdık yada tanımadık biri ölünce bir hafta televizyon açılmazdı. Çocuklar neysede büyüklerimiz öyle orta yerde gülmez yada kahkaha atmazdı.O zamanın insanına çekmişim sanırım tanıdık olsun, olmasın memlekette acı bir olay yaşandığında hemen gülemiyorum. Bir müddet kendime gelemiyorum..
45 notes
·
View notes
Text

BUNDA DA BİR HAYIR Vardır.
Bir zamanlar Afrika'daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi: “Bunda da bir hayır var!” Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın başparmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söyledi: “Bunda da bir hayır var!”Kral acı ve öfkeyle bağırdı: “Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu?”Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı. Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar. Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını fark ettiler. Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü şeyler geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler.Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu. Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı. “Haklıymışsın!” dedi. “Parmağımın kopmasında ger-çekten de bir hayır varmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi.” “Hayır” diye karşılık verdi arkadaşı. “Bunda da bir hayır var.”“Ne diyorsun Allah aşkına?” diye hayretle bağırdı kral. “Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir?”
“Düşünsene, ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi? Ve sonrasını düşünsene?”
41 notes
·
View notes
Text
İtalyan Sörfçü Kılıç Balığı Saldırısında Hayatını Kaybetti
36 yaşındaki İtalyan vatandaşı Giulia Manfrini, Endonezya’nın Sumatra Adası’nın batı kıyısında yer alan bir adada sörf yaparken korkunç bir kılıç balığı saldırısına uğradı. Bu üzücü olay, deniz tutkunları arasında büyük bir üzüntü yarattı. Olayın ardından Mentawai Adaları Afet Yönetim Ajansı Başkan Vekili Lahmudin Siregar, Manfrini’nin hayatını kaybettiğini açıklayarak olayın ciddiyetine dikkat…
#İtalyan sörfçü#Acı#deniz kazası#doğal olay#Giulia Manfrini#kılıç balığı#Mentawai Adaları#sörf kazası#Saldırı#Sumatra
0 notes
Note
öncelikle Dazainin atsushinin bi hayal ürünü oldugunu soyleyenler var bunun tamamen sacmalık oldugunu dusunuyorum
İkinci olarak fyodorun hikayenin kötü karaktri olarak gorulmesi çok uzucu amacı cocukları ve dunyayı ozel güclümolanlardsn kurtmak bunu yapmak için kötü yollara girmesi onu tamamen kotu yapmaz dedektiflik ekibi de tamamen iyi değil dazaide iyi biri değildi hikayeyi fyodorun tarafından gorseydik iyi karakter biz olırduk
İlk bahsettiğin teori için fikrine katılıyorum. Dazai'yi Atsushi dahil birkaç kişi daha görebiliyordu ama halisünasyonlarındaki kişi yetimhane müdürü gibi Atsushi'nin zihninde olan bir şey. Kaplan veya kitap olabilir bence.
Fyodor'un iyi olarak adlandırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Buradaki olay neyi kimin gözünden izlediğimiz değil ve kişisel intikamdan dolayı belirli kişileri öldürme gibi bir amaç da yok ortada. Fyodor'un terör eylemleri mangada açıkça belirtildi. Ortalıkta bomba patlatıp masum insanları bencil amaçları uğrunda öldüren birisinin geçmişi ne kadar acı olursa olsun iyi birisi olarak adlandırılamaz. Bu Dazai için de geçerli, mafyadayken uyuşturucu ticareti, mal kaçakçılığı, organ mafyacılığı, cinayet, adam kaçırma gibi suçlar işleyen birisini iyi olarak nitelendiremeyiz. Genel olarak bsd'deki karakterleri kesinlikle iyi ya da kötüden ziyade gri olarak görüyorum ama bunun nedeni izlediklerimizin kurgu olması. Bu insanlar gerçek hayatta olsalardı kimsenin sempatisini hak etmezlerdi. Bu yüzden Fyodor'un kötü karakter olarak görülmesi bence normal.
12 notes
·
View notes
Text
Bugün bir an da beni çok acıtan olay icin içimden teşekkür ettim. Hahah bunu o günleri yaşayan eski bene desem "sen deli misin?"olur. O şeyler olmasaydı ben bu halde olmazdım. Şaka sanırdım insanların acıtan şeylere teşekkür etmesini bugün bunu yapınca vay be oldum. Şeyi anımsadım Doğan Cüceloğlu'na yaşamınızda değiştirmek istediğiniz anlar var mı? minvalinde soru soruluyordu. Her ne acı yaşarsam yaşayayım beni ben yapan unsurlardı değiştirmek istemezdim demişti. Burda en çok şaşırtan ise kendinin anlattığı ilk evliliğinde karısına ve oğluna karşı ihmal edip pişman olduğu o eski kendini bile değiştirmek istememesiydi. O pişmanlık onu kendi yapmıştı. Hayat hakikaten garip. Yaşlar bildiğimiz gibi ilerliyor da yani 26'dan sonra 27 gelecek elbet ama içerik hiç de öyle tahmin edildiği gibi ilerlemiyor.
21 notes
·
View notes
Text
Bu acıyla ne yapmam gerek?
Kaybediyoruz, kazanıyoruz. Alış artık buna burası dünya ve bu düzen değişmeyecek. Peki sen ne yapmalısın. Çok acı çekiyorsun ama unuttuğun şey her acı bir şey kazandırır. Acı çekmenin sadece olumlu yanları vardır aslında olumsuzları kendimiz yaratırız. Acıklı şarkılar eşliğinde saatlerce ayna karşısında salya sümük ağlamayı tercih edebilirsin. Bunun sonucu sadece ve sadece ağır depresyon atakları, uykusuz geceler, şişen kızarık gözler ve dahası olur. Peki bunu sana o kişi veya yaşadığın olay mı yaptı, yoksa kendin mi? Acıyla be yapman gerektiğine karar ver. Ben şimdi ne yapacağım, hayata nasıl devam edeceğim cümleleriyle bir yere varamayacağının farkındasın. Kendine söylemen gereken şeyler kendi özsaygımı nasıl geri kazanacağım? Kendimi nasıl sevmem, nasıl kendime yetebileceğimi tekrar öğrenmem gerek. Aslında bu kadar basit. Zorlaştıran bizleriz.
Peki sen, bu acıyla ne yapacaksın?
20 notes
·
View notes
Text
Yıllar geçse de travmalar, hissedilen acı, akan göz yaşı kalıyor. Aynı olay başa dönüp durdukça "İşte" diyorsun "geldi aynı his." Bütün hayatın böyle geçiyor. Aynı travma, aynı acı ve aynı akan göz yaşı. Seni birinin çekip kurtarmasını bekliyorsun. Kapıyı çalsın "ben geldim seni buradan acılarından kurtarıcam." demesini bekliyorsun.
#spotify#sıfırkilometre#egeninışıkları#music#izmir aksoy#3391km#egeizmirindir#egeninincisi#egeveizmir#books & libraries#windbreezeatdawn#artists on tumblr#geceye bir şarkı bırak#şiirheryerde#güzel bir gün ölmek için
11 notes
·
View notes
Text
Ablam Kızılgoncalar izliyor, kendisi de tesettür mağdurlarından olduğu için bazı sahnelerden çok etkilenmiş bana anlatıyor sen de izle diye. Ben genel olarak dizi izlemiyorum. Benim takıldığım nokta şu 28 Şubat'ın tüm ceremesini Müslümanlar çekti bunu bizim işlememiz gerekmekte yaşanılan ızdırapların hakkını verebilmek için. Ama gel gör ki laik kesim çekiyor ve elbetteki algı oyunları yapıyorlar. Onların kafasındaki yontulmuş kırpılmış din şemasını izleyenler de din diye kafalarına kodluyor. Ondan sonra İslam'ın saf ve kaynağından bir emir ve hükümle karşılaşınca vay efendim şöyle böyle. Cumhuriyet inkilaplarının olayı bu zaten. Çorba bir Müslüman tiplemesi oluşturmak. Ne batılılaşabilmiş ne İslamiyet'te eriyebilmiş. İkisi arasında şekilsiz şukulsuz çirkin bir tipleme oluşturmuş. Ne yazik ki bugün Türkiye'nin çoğunluğunu bu tip oluşturuyor. Fikri ve ruhi olarak kökleri bir yere ait olmamış bu insan tipiyle ne yazık ki bizim bir açılım göstermemiz imkansız.
Söylemek istediğim asıl şey ise sinema sektöründe biz hala yeterince yokuz. İnsanların algı ve şamaları en hızlı bu yolla oluşmakta. Senin belki senelerce verdiğin bir eğitimle oluşturmak istediğin zihin yapısını dizi veya film çok daha kısa sürede verebiliyor. Müslümanların bu ülkede çok fazla acı ve ızdırapları oldu hala olmaya devam ediyor. Bu haklı acılarını unutturmamak ötesi bunu doğru ve katıksız bir şekilde verebilmek gerekiyor. Elimizde ruh aşılamak için işlenebilicek deli dünya konu, kavram, olay, şahsiyet, anlatı var. İnşaAllah birgün sinema sanatını en iyi şekilde icra edebilmek duasıyla...
9 notes
·
View notes