#aşkımsın
Explore tagged Tumblr posts
Text
Dikişle kapancak bir yara olsaydı yemin ederim ki uyuşturmadan diktirirdim
#gecedenkalanuykum#ferhat ile şirin#seni istiyorum#aşk sözleri#gecedenkalanuykum sonuykum#leyla ile mecnun#biz bittik#müslüm gürses#delibal#geceye not#seni sevmiştim#seni çok özlüyorum#geceyebirnotbırak#iyi değilim#ben her zaman sana aşıktım#aşkımsın#sad post#gönderme#eski sevgili
2 notes
·
View notes
Text
❤️💛❤️💛 GALATASARAY 💛❤️💛❤️
Her Yerde Her Zaman Galatasaray 🔱🔱🔱🔱🔱
#tumbir#bugün günlerden galatasaray#cimbomun maçı var#Galatasaray#şampiyonlar ligi#uefa#fifa#champions league#young boys#fatih terim#konsantrasyon#tumblr#artists on tumblr#100 likes#100 posts#aşk#ağustos#günün sözü#çocukluk aşkımsın
2 notes
·
View notes
Text
Dilruba Hanedan..... Gönül Hanem....
Sen benim için mucize olan şeysin...
Aklımı alacak kadar muhteşem gerçeğimsin ..!!
Öyle özel, öyle derinsin ki bende ,
Aldığım her nefeste içimi titreten sonsuz aşkımsın .....
Beni benden edecek kadar senin sevginle doluyum ...
Her halini içimde duyumsadığım en güzel şeysin...
Canımsın , özlemimsin ,her şeyimsin .... Ömrümsün .....
Sen ki benim SOL YANIM 'daki tek olan kalbimsin..
Seni Seviyorum ❤️
Sağlıklı yaşam dileği ile 🖋️🇹🇷🇦🇿🇹🇷🇦🇿
110 notes
·
View notes
Text
çocukluk aşkımsın, sen ilk göz ağrımsın.
221 notes
·
View notes
Text
Çok Hızlı! (15) (Orhan 36 Y., Bursa)
Merve'yi aradım, "Müsaitsen gelsene?" diye. "İşlerim çok yoğun, eleman da gitti gelmedi, kendisine ulaşamıyorum da!" dedi. Aklıma çiğdem düşmüştü yine...
Saat 16:00 gibi Sevgi aradı. Son dönemde Behiye, Fatma ve Güzin'le çok zaman geçirmiştim. Sevgi'yi ihmal etmiştim. "Konuşmamız lazım..." dedi. "Tamam gel o zaman!" dedim. Ortalığı toparladım. Sevgi iş çıkışı geldi. Surat bir karış. "Ne oldu?" dedim. "Hikmet Balıkesir'e gidip geliyor ya, oraya taşınalım ya da ben işi bırakacağım diyor!" dedi. "Ne mezunu kocan?" dedim. "EML Mobilya!" dedi. Gülümsedim. "Ne oldu?" dedi. Nosap'taki Amerikan Kapı yapılan fabrikayı aradım. Patrona rica ettim, "Bir akrabam var, mümkünse ona uygun bir iş..." diye vasıfları söyledim. "Tamam Orhan bey, yolla!" dedi.
Sevgiye, "Al, bu numarayı arayıp gitsin Hikmet, işi hazır!" dedim. Sevgi boynuma bir atıldı ki, "Bugün sen hiç kıpırdamayacaksın!" deyip üstümüzdekileri çıkardı tek tek. Yatağa uzatıp yarağımı ağzına alıp dakikalarca yaladı. Sonra da üstüne oturup zıplamaya başladı. Arada eğilip dudaklarını dudaklarıma gömüyor, kendi göğüslerini okşayıp, saçlarını geriye attıra attıra sikişiyordu. "Aşkımsın, kocamsın, seninle birlikte olduğum ilk günden beri hayatımda zevkten zevke uçuyorum. Herşeyde, herşeyde sen varsın!" diye diye orgazm oldu. Sonra, "Aşkım götümden siker misin?" deyip ters döndü ve yarağımı hizalayıp içine aldı. Yavaş hareketlerle yarağımı göt deliğinin başına kadar çıkarttırıp sonra tekrar köklüyor, "Ohhhh, ahhhh, senden önce haftada bir amcığım üstünkörü sikilirdi, şimdi her deliğim doluyor, ohhhh erkeğim!" diye inliyor, parmakları amcığında orgazm oluyordu. Dibine kadar bastırıp boşalacacağımı anlayınca, kalkıp yüzünü yarağımı başına kadar eğdi ve "Yüzüme, ağzıma, saçlarıma kocacığım!" dedi. Saldım hepsini yarağım avuçlarındayken...
Son günlerde kendimi iyi hissetmiyordum. O kadar para pul, bir sürü kadına rağmen herşeyi o kadar kolay elde ediyordum ki, heyecan namına bir şey kalmamıştı hayatımda. İşler tıkır tıkır yürüyordu, Güzin müthiş akıllı ve becerikli çıkmış, hesabı kitabı çok güzel çekip çeviriyordu. Ümit'ten boşandığı için büronun üst katında kalıyor, akşamları bile çalışıyordu...
Bir sabah işe gittim. Güzin sabah kahvemi getirdiğinde, "Ya Orhanım, birşey diyeceğim, misafirim gelecek, iznin var mı?" dedi. "Kim?" dedim. "Eski görümcem, biz okul arkadaşıyız onunla, zaten o aracı olup abisine istettirmişti. Kocasının kaportacı dükkanı vardı işleri bozulmuş, Konya'daydılar buraya taşındılar, kaynanamın pardon eski kaynanamın (gülerek) yanında oturuyorlar. O da iş arıyor, çalışmak istiyor. Bugün bana gelmek istedi, hayır diyemedim!" dedi. "Olur gelsin, ben de Gemliğe yat firmasına gideceğim zaten. Ama sabahtan gelseydi keşke, biliyorsun öğleden sonra hareketli buralar!" dedim. Öğleden Sonra Fatma ve Behiye gelecekti 3 gibi.
10 dakika sonra, ben tam çıkmaya hazırlanırken, açık olan oda kapımdan büronun ana giriş kapısı görünüyordu, ünlü Kanada'lı bayan artise benzeyen biri girdi içeri, sanki televizyondan çıkmış bizim büroya gelmişti. "Offf!" demişim. Güzin'le sarılıştılar. Klasik selamlaşmalar. "Gel, Orhan bey'le tanıştırayım seni!" dedi. Ayağa fırladım, "Hoşgeldiniz!" dedim. "Nurhayat ben, ama herkes Nur der!" dedi. Elini sıktım sıcacıktı. "Oturun!" dedim koltukları gösterip. Güzin çayları kaptı getirdi.
Nur'a, "Eee, memlekete dönmüşsünüz, hoşgeldiniz!" dedim. Klasik muhabbetten sonra iş ile ilgili sohbet ettik. Güzin'le beraber Ticaret Lisesinde okumuşlar, o yüzden bilgisayarı iyiymiş. Konya'da bir mali müşavirin yanında çalışmış vs. vs. "Bir CV bırakın da uygun birşeyler bakalım size!" dediğimde, çantasından çıkardığı CV'yi verirken teşekkür etti. Canım kalkmak istemiyordu, ama toplantı vardı Gemlik'te. "Bana müsaade, siz hasret giderin!" dedim. Kadının bakışlarında bir şey vardı, ama çözememiştim, sanki yardım ister gibi, hüzünlü ama mağrur bakışlar ve duruş...
Öğleden sonra döndüğümde, Güzin, Behiye, Fatma oturuyorlardı. Behiye artık Fatma'yı çanta gibi heryere taşıyor, zaman zaman onda kalıyor, zaman zaman Fatma Behiye'de kalıyordu. Eminim Muhittin'den fazla birbirleriyle sikişiyorlardı. Geceleri beraber yatıyorlardı. Behiye abla söze girdi, "Orhanım, yıllardır o dairelerde tıkıldık kaldık, şimdi hafif şehrin dışına doğru güzel bir arazi bul, en az 100 dönüm olsun, içine ayrı ayrı havuzlu güzel iki tane villa yaptır, biri sana biri bana, ona göre özen!" dedi. "Tamam!" dedim. Behiye abla, "Ha, ayrıca bizim bir isteğimiz daha var. Biliyorsun Fatma'da da biraz mal mülk var, onları da senin takip etmeni istiyoruz!" dedi. "O zaman Güzin'e çok yük binecek, buraya takviye elemanlar lazım!" dedim. "O senin işin, sormana gerek yok! Var mı aklında birileri?" dedi Behiye abla.
CV'yi uzattım. Behiye abla, "Güzel karıymış! Ne o aslanım, bizler yetmiyoruz galiba, sikecek birini daha mı istiyorsun?" dedi. Güzin atladı, "Vermez ki abla!" diye gülerek. "Aslanıma kim vermeyecek kız?" dedi Behiye abla kaşlarını çatıp. "Ayrıca, bir de şöför, satınalma vs. gibi biri lazım, arabalara bakacak, alışverişleri yapacak, Hatice teyzeyi hastaneye taşıyacak vs." dediğimde, "Var mı aklında biri?" dedi yine. "Hikmet olur mu ki diyorum?" dedim. Fatma kaşlarını kaldırdı, yüzünü buruşturdu. Behiye abla, "Bak işte aslanım! Eee, arka tarafa geçelim mi, var mı keyfin?" dedi gülerek.
Büroyu içerden kilitleyip, arka daireye geçtik, Behiye ablanın odasına çıktık (kendisine özel üretim 3*3 yatak yaptırtmış, onu özel odasına koydurmuştu). Ancak o olduğunda o oda açılırdı. Onun odası üst katta ve 2 odanın birleştirilmesi ile oluşturulmuştu. Behiye abla koltuğa oturup, Fatma'yı işaret ederek, "Aslanım bu orospu yapmaya çalışıyor ama senin gibi beceremiyor, şu senin hareketinden lazım bana!" dedi. İki parmak hareketimle başladım. Behiye abla daha parmaklarımı yeni oynatmaya başladığımda koltukta yayılmaya ve inlemeye başladı. Fatma ile Güzin yatağın kenarına oturmuş, birbirlerini parmaklayıp bizi seyrediyor, bir yandan da öpüşüyorlardı...
Behiye abla, "Ulan gavur, hastayım senin şu parmaklarına, ohhh!" diyor, ben de, "Amk karısı ben de senin şu amcığına hastayım!" deyip onu azdırıyor, arasıra elimi çekip hareketin klasik parçası olarak amcığını klitorisini tokatlıyordum. Ahlarla Ohlarla orgazm olup koltuğa yığıldı ve Fatma'yla Güzin'i işaret edip, "Orospular seni bekliyor!" dedi.
Fatma elini uzatıp, "Kocacığım!" diye çağırdı, yatağa sırtüstü yatıp bacaklarını araladı. Güzin yarağımı ağzına alıp iyice ıslatıp emdikten sonra, Fatma'nın amcığındaki parmaklarını çekip yarağımı soktu. Sonra da Fatma'nın dudaklarını ve göğüslerini emmeye koyuldu, kalçası kalkık bana doğru domalmış halde. Behiye abla kalkıp belden bağlamalı yarağı çekmeceden alıp beline bağladı, Güzin'in arkasına gelip, koca yarağı tükürükleyip Güzin'in götüne gömdü. Güzin'den derin bir, "Ohhhhh!" geldi. Tam o sırada telefonum çaldı. Arayan Merve'ydi, "Biraz boş zamanım var da, müsait misin?" diye soruyordu. Behiye abla (Gelsin, gelsin!) diye işaret ediyordu. "Gel!" dedim. O güne dek Merve sezinlese de bunları siktiğimi bilmiyordu, ne tepki verir bilemedim.
Yatakta yan yana bana bacaklarını açmış amına köklediğim Fatma ile kalçasını kaldırmış götünü Behiye'nin belden bağlamalı yarakla siktiği Güzin öpüşürlerken, Beehiye abla kafasını çevirip dudaklarıma yapıştı. Güzin'le Fatma'nın, "Sik kocacığım!" nidaları birbirine karışırken, Ahlar Ohlar havada uçuşuyordu...
10 dakika kadar sonra zil çaldığında hepimiz boşalmış, kimimiz koltukta, kimimiz yatakta sigaralarımızı tüttürüyorduk. Kalkıp otomata bastım ve "Yukarıdayım, gel!" diye seslendim. Merve merdivenlerden çıkarken beni çıplak görünce, "Çok mu özledin?" diye kıkırdadı. İçeri girince, "Burası da mı vardı?" dedi. Odanın kapısını gösterdim. Odaya girip geri çıktı. Gidecek dedim kendi kendime. İki adım attı, tekrar geri döndü ve "Seziyordum, ama hepsi aynı odada!" diye gülmeye başladı. Behiye ablanın önünden sarkan yarağa bakıp, "Hem de tam teçhizat!" dedi. Behiye abla beline bağlı yarağı eliyle dik duruma getirip, "Gel!" dedi Merve'ye.
Bir dakika geçmeden Merve Behiye ablanın kucağında oturup kalkarken benim yarağımı ağzına almış emiyordu. Güzin ve Fatma da hem Behiye ile öpüşüyor, hem benim taşaklarımı, Merve'nin göğüslerini sıkıp okşuyorlardı. Koltuğun önünde üstünde yanında resmen yumak olmuştuk. Merve kökünden tuttuğu yarağımı ısırıyordu ara sıra. Vücudunda 8 el, amında kocaman bir yarak, kalçalarını tokatlayan Behiye abla varken bu çok normaldi. Salyaları yarağımdan yere damlıyor, aldığı zevkten kısılmış gözlerle, "Ohhhh, daha önce neden çağırmadınız ki?" diye bağırıyordu...
Hepsi sırayla bellerine bağlayarak aynı pozisyonda diğerini sikerken, ben şanslarına Fatma ve Behiye ablanın suratlarına boşaldım. Onlar kaçar kez orgazm oldu bilmiyorum. Saat 19:30'du, Merve, "Ooo çok geç kaldım!" deyip fırladı, birer kart verdi, "Hanımlar gelin amcıklarınızın ağdası benden!" deyip gülerek gitti. Biz de toparlanıp çıktık. Güzin'e, "Telefon et, Nur yarın şartları konuşmak üzere gelsin!" dedim. Birkaç bira alıp eve gittim.
Karım somurtarak karşıladı. Ama Behiye ablanın villa projesini anlattığımda yüzünde gülücükler açıyordu. "Çok çalışıp beni ihmal ediyorsun diye kavga çıkaracaktım, ama çalış kocacığım, para gençken kazanılır, ilerde rahat ederiz!" dedi. Ulan dedim, benim karı da çakal :)
Ertesi sabah büroya gitmeden önce eczaneye uğradım haptan almak için. Arkadaşım, "Oğlum, Almanya'dan 10 kutu hap getirttim. Bu yeni, sadece temas olduğunda hem geciktirici hem kaldırıcı olarak harekete geçiyor, yan etkisi de sıfır! Ama pahalı!" dedi. Son kullanma tarihleri 2 yıldı 5 kutu aldım. "Beğenirsek devamı?" dedim, "O kolay!" dedi.
Büroya girdiğimde Nur ile Güzin oturmuş çay içiyorlardı. Nur'un üzerinde dünkü gibi kot pantolon ve tişört vardı. Bu halini sevmedim :) Kahvem geldi, bu kez Nur yapmıştı kahveyi. "Otur, anlat bakalım!" dedim. "Neyi?" dedi. "Özgeçmiş!" dedim sırıtarak. "Kocam uzaktan akrabamız, kaporta ustası, Konya'lı, işleri ters gitti dükkanı kapatıp geldik. 4 yıllık evliyiz, çocuğum yok." dedi son olarak. "Peki diyelim anlaştık ve iş başı yaptın, 2 ay sonra hamileyim der işi bırakırsan ne olacak?" dedim. "Orhan bey, şimdilik çocuk düşünmüyoruz, ayrıca eşim de işsiz, sanayide bir tanıdığının yanına gidip geliyor, ama borçlarımız var, bu işe ihtiyacım var!" dedi. "Bak, ne iş yapıyoruz biliyor musun?" dedim. "Behiye abla ve Hatice Teyzenin işlerini takip ediyorsunuz." dedi.
"Peki, Güzin'de bir şey farkettin mi?" dedim. "Etmem mi!" dedi kendi masasında oturan Güzin'e bakıp, "Açıldı, giyim tarzı tam ters yönde değişti, kendine bakıyor, özgüveni tavan ve burada çalışmaya başladığı ilk günden beri hep yüzü gülüyor. Hatta, abimden boşanma aşamasında biriyle ilişkisi olduğunu bile düşündüm!" dedi. Gülümsedim ve "Olabilir, biz burda bir aileyiz ve hepimiz birbirimizin mutluluğunu isteriz!" deyip şartları sıraladım.
1- Güzin gibi giyineceksin, kıyafet masrafların karşılanacak. Buraya gelirken ne giydiğin önemli değil, Güzin'in eve koyarsın kıyafetleri, gelince üst katta değiştirirsin.
2- Burda olan burda kalır. Ayrıca duyduğun gördüğün hiç bir şeyi kocana bile anlatmayacaksın.
3- Behiye hanım ve misafirleri sık sık gelir giderler, saygıda kusur etmeyeceksin.
4- Ben ara sıra Houdini gibi büro içinde yok olurum, içeri bakmadan içerde dışarda demeyeceksin :)
5- Ben... Güzin ile birlikteyim, sence sakıncası var mı?
Önce bir düşündü, cevap veremedi. Sonra, "Beni ilgilendirmez!" dedi. "Zamanla buradaki herşeyi öğrenecek ve içinde olacaksın!" dediğimde gözlerime soran bakışlarla baktı. "Aile demek herkes birbiri için demek!" dedim. Kaşlarını çatıp, "Yani?" dedi. "Görürsün şimdi. İşi kabul ediyor musun, maaşın 500 Dolar!" dedim. "Güzin 6 ayda yüzde 25 zam aldığını söyledi, ne teklif etseniz kabul edecektim zaten!" dedi. "O zaman şimdi alış verişe gidiyoruz!" dedim. "Ne alış verişi?" dedi. "Kıyafet!" dedim.
Doğru Korupark'a gittik. Birkaç mini etek, askılı bady, sonra birkaç normal etek, beyaz gömlek vs. aldık. Birkaç çift değişik renklerde ayakkabı, hepsini arabaya yolladım. Sonra da iç çamaşırı mağazasına girdik. Usulca kulağıma eğilip, "İçimize giyeceklerimizi bile sen mi seçip alıyorsun?" dedi. "Sadece ilk seferde, sonra Güzin ile gelir ne ihtiyacınız varsa alırsınız!" dedim.
Güzin, Behiye abla ve Fatma ile yaptığım alış verişlerden beni tanıyorlardı artık. Mağaza müdürü zevklerimi de bildiğinden bir çok şey çıkardı. Nur, önüne konan kutulardaki malzemelere bakıp, kıpkırmızı bir şekilde, kulağıma dudağı değecek kadar yaklaşıp, "Ben bunları giyemem!" dedi. "Gir dene bakalım!" dedim kabini işaret edip. "Ciddi misin?" dedi kızmış bir surat ifadesi ile. "Geri gelip değiştirebilece kmisin olmazsa?" dedim. Mecbur girdi. İlk giydiği jartiyerli bir takımdı. Önce gözlerini, sonra kafasını çıkarıp, kabin örtüsüne sıkı sıkı tutunup, "Hiç bir yerimi örtmedi ki bu, hiç giymesem daha iyi!" dedi saf saf. "O da bir seçenek!" dedim gülerek.
Daha önceki yüklü alış verişlerimden bildikleri için, depo kısmındaki özel soyunma kabininde kutuları bırakıp ön tarafa geçmişti mağaza müdürü. "Aç bakayım perdeyi, merak etme kimse yok!" dedim. "Yaaaa, kamera falan vardır!" dedi şımararak. Tamamdı bu iş, ayıp falan filan dememişti. İlk kez, aldığımız tüm çamaşırların bu kadar yakıştığı bir vücut vardı karşımda. Yarağım kaskatı oldu. Nur gözlerini dikmiş yarağıma bakıp, "Çok mu yakıştı?" dedi ve etrafında döndü. "Çokkkk!" dedim. "Yaaa, belli!" dedi yarağımı işaret edip :)
[Orhan]
39 notes
·
View notes
Text
Sen, benim; yarım asırdır beklediğim aşkımsın...
Sen, benim; sabahlarımın umutla beklediği günaydınlığım, gecelerimin bitip tükenmeyen düşüsün...
Sen, benim; gizemli hazinem, yaratıcının ruhuma dokunduğu mucizemsin...
Sen, benim; sineme dokunan gamzelerinde biriken şiirim, bir saniyelik gülüşün için, ömrümü feda edeceğim meleğimsin...
Sen, benim; yakamoz ışıltılı deniz kızı, rüzgarla bir olup kıyılırına sevdamın mektubunu yazıp bıraktım denizimsin...
Sen, benim; gölgesinde dinlendiğim ve üzerime rayiha aşktan yana yayılan ıhlamur ağacımsın...
Sen, benim; gurbet ikliminin sevda mevsiminin, kor ateşinde yalınayak gezdiğim, semalarında kanatsız suçtuğum, ıslık çığlığıyla, sağanak yağmurlar altında sırılsıklam olduğum dünyamsın...
Sen, benim; telvesini parmak ucumla alıp yiyeceğim ve yudumlamayı beklediğim tutku dolu sade süvari bir kahvemsin...
Sen, benim; geri kalan ömrümsün.
48 notes
·
View notes
Text
Çocukluk aşkımsın💛❤️
Sen ilk göz ağrımsın
Hayatın anlamı
Galatasaray 💛❤️
33 notes
·
View notes
Text
Çocukluk aşkımsın. Sen ilk gözağrımsın. Kimseyi sevmedim senin gibi...
48 notes
·
View notes
Text
Sarılsak geçerdi sarsıldık yıkıldık
#gecedenkalanuykum#aşk sözleri#ferhat ile şirin#seni istiyorum#biz bittik#müslüm gürses#delibal#sarılalım#yıkıldım#yıkıldık#bittik#oysa herkes öldürür sevdiğini#gecenin hüznü#uykusuz geceler#gecetumblr#geceyebirnotbırak#özlediğim#sesinde aşk var#aşk sözü#aşkımsın#ilk ölüm
2 notes
·
View notes
Text
Dilruba Hanedan... Gönül Hanem...
SEN BENİM HELALİMSİN CANIM...
Dinle sözlerimi sevgilim… Gözlerinin içine al ve yüreğinin dibine çek beni… Yağmur bil gözlerimi işle nakış nakış yüreğine… Güneş bil sözlerimi, ışık bil yüreğimi…Kana kana ıslanırken yağmurlarında hüzünlerimi boğ damlalarında… Yağ hadi üzerime durma…Sesin gelsin ıslak dudaklarıma…Yorgun ayaklarına derman olayım,…Sevmelere koş benimle…Varsın hasret olsun be can boynumuzu büken, ayrılık olmasın…..Çünkü sen bnm mabedimsin Aşkımsın sevdigimsin Bitanemsin...
Seni Seviyorum ❤️
Sağlıklı yaşam dileği ile 🖋️🇹🇷🇦🇿🇹🇷🇦🇿
141 notes
·
View notes
Text
Tabusuz Karım! (1) (Çetin 52 Y., Adana)
Merhabalar, ben Adana'dan Çetin. 52 yaşındayım, eşimden 5 yıl önce ayrıldım. Yalnızlık artık canıma tak etmişti, internetin imkanlarını kullanarak, evlenebileceğim bir kadın arıyordum. Bir gün internette takılırken, bir kadınla tanıştım. İsminin Leyla olduğunu ve Mersin'de yaşadığını söyledi. Onun da niyeti evlenmekmiş. Leyla hanımla yaklaşık bir ay kadar internetten yazıştıktan, Chat yaptıktan sonra, buluşma kararı aldık. Ben Adana'dan Mersin'e Leyla hanımın yanına gittim. Şehir merkezinde bir AVM'nin önünde buluştuk. Yemek vakti olduğundan bir restoranta gittik, rakı balık söyledik. Evlilik hakkında sohbet ederken konu kaçınılmaz olarak sekse geldi. Leyla bana, "Sekste sınır tanır mısın?" diye sorunca, ben hiç düşünmeden, "Hayır, tanımam!" dedim. Leyla gülümseyerek, "Ben de tanımam! Evlenince iyi anlaşacağız seninle!" dedi.
Yemeğimiz ve rakımız bitince hesabı ödedim ve kalktık. Leyla, "Bana gidelim!" dedi. Arabama atladık, yarım saat sonra Leyla'nın evinde idik. Evde rakıya devam ediyorduk ki, Leyla beni çok şaşırtan bir soru sordu, "Benim hem erkeğim, hemde kadınım olur musun?" dedi. Ben afallayarak, "Anlamadım? O da ne demek oluyor şimdi?" diye sordum. Leyla gülümseyerek, "Gayet basit, sen beni becereceksin, ben seni becereceğim!" dedi. Restoranda iken Leyla'ya sekste sınır tanımadığımı söylemiştim, ama doğrusu böyle birşeyi hiç beklemiyordum. "Ben o dediğin şeyi hiç yaşamadım, unutma ki ben bir erkeğim!" dedim. "Erkek olduğunu biliyorum, ama ben sınırsız, tabusuz ve uçuk seksi seviyorum!" dedi ve yanıma yaklaştı, elini önüme attı, "Yarağını çok merak ediyorum!" diyerek pantolonumun üstünden yarağımı okşamaya başladı. Daha sonra kemerimi fermuarımı açıp, yarağımı çıkartıp yalamaya, emmeye başladı. Yarağım demir gibi olmuştu.
Birkaç dakika içerisinde ikimiz de çırılçıplak kalmıştık ve yatak odasına geçmiştik. Leyla, "Nasıl sikmek istersin?" dedi. "Sen nasıl istersen öyle!" deyince, hemen önümde domaldı. Amcığı sanki dışarı fırlayacaktı. Yarağımı arkadan amcığına soktum ve yavaş yavaş gidip gelmeye başladım. Ben amını sikerken Leyla elini arkaya attı ve orta parmağını göt deliğine soktu, parmağıyla kendi götünü sikeye çalışıyordu. Onun parmağını çıkarıp, kendi parmağımı soktum götüne. Amına yarağım, götüne parmağım girip çıktıkça, Leyla çığlıklar atıyordu. Sonra birden, "Çekmeceyi aç!" dedi. Açtım, bir vibratör vardı. "Al onu, götüme sok, iki taraftan sik beni erkeğim!" dedi. Dediğini yaptım. Alttan amcığına yarağımı sokarken, üstten de götüne vibratör sokuyordum. Daha önce hiç bir kadınla yapmadığım bir şeydi bu. Çok heycanlıydı. Leyla ise altımda çığlıklar atıyor, "İşte bu! Harikasın! Evlen benimle erkeğim, bak göreceksin sana kimleri siktireceğim!" diyordu. Bu duyduklarım beni daha da heycanlandırmıştı. Leyla ile nette ilk tanıştığımızda zaten sohbetimiz evlilik üzerine olmuştu. "Ben buraya seninle evlenmek için geldim hayatım, benim gerçek hayatta karım olacaksın!" dedim ve birden patlayarak boşalmaya başladım amının içine. Olamazdı böyle bir zevk, uçuyordum resmen. Leyla da benimle aynı anda orgazm olmuştu.
İkimiz de yatağa yığıldığımızda, Leyla'nın yüzünde güller açıyordu, çok mutluydu. Dudağımdan öperek, "Seninle evlenmeyi ve karın olmayı çok istiyorum. Göreceksin, sana birçok erkeğin hayalini bile kuramayacağı şeyler yaşatacağım!" dedi. Ben de, "Seninle evleneceğim aşkım, sen benim kadınımsın, aşkımsın, karımsın, bir tanemsin!" dedim ve tekrar sevişmeye başladık...
Leyla'ya bitmiştim, doğrusu bir erkeği nasıl mutlu edeceğini çok iyi biliyordu. Yaşamımda çok kadın tanıdım, ama bu kadar güzel yarak yalayan, somuran ve emen bir hatun tanımadım. Ben sekste en çok yarağımın yalanmasını severdim, o da bunu çok güzel yapıyordu. Evleneceğim kadını bulmuştum, ama bir sorun vardı kafama takılan, ben onun kadını nasıl olacaktım? Dayanadım sordum. O da cevap verdi, "Eğer istersen ben de seni götünden sikeceğim. Birbirimizi sikeceğiz! İnan çok zevk alacaksın! Erkekler bunun farkında değiller, ama götleri yalandığında veya okşandığında çok zevk alırlar!" dedi. İşin doğrusu bu pek hoşuma gitmemişti ve kıvırtamıyordum da. O sırada Leyla'nın elinin biri götümü okşuyordu, hakikaten de bir tuhaf oldum. "Arkanı dön!" diyerek beni yüzüstü yatırdı ve göt deliğimi yalamaya başladı. Böyle birşey olamazdı yaa, harika bir şeydi bu, yarağım hemen demir gibi oldu. Sonra beni yan çevirip, orta parmağını göt deliğime soktu. Kulağıma da, "Sen benim karımsın artık erkeğim, ikimiz tek vücuduz, birbirimizin karısı ve kocasıyız!" dedi.
O gece aslında ben tekrar Adana'ya dönmeyi düşünüyordum, fakat Leyla bırakmadı, "Yarın sabahtan gidersin!" dedi. Tabii sabaha kadar yedik içtik sikiştik. Sikişirken Leyla bana sürekli, "Seni tanıştıracağım kişiler arasında, benim yanımda rahat sikebilceğin birkaç kişi var! Parayı pulu da dert etme, denizde kum bende para! Benimle evlenince yaşamın renklenecek ve huzur bulacaksın!" diyordu. Ben seksi çok seven bir adamdım, Tanrı da bana ikinci evliliğimi yapacağım, tam istediğim gibi bir kadın çıkarmıştı karşıma. Sabah erkenden Leyla'nın evinden ayrıldım, ve birtakım işlerimi halletmek için Adana'ya döndüm...
Aradan iki gün geçti, ve bu iki gün boyunca Leyla beni sabah akşam telefonla aradı. Geceleri saatlerce konuşuyorduk telefonda. Leyla muhteşem bir kadındı, telefonda bile beni gecede 3-4 kere boşaltıyordu. "Adana'daki işlerin bitince hemen atla gel, seni ablamla tanıştırmak istiyorum! Üvey ablam olur, ama öz ablam gibi severim kendisini!" dedi, biraz ablasından bahsetti. Ablası 51 yaşındaymış. Doğrusu ablasını merak etmeye başlamıştım. Üçüncü gün işlerimi halledip, "Geliyorum!" diye haber verdim ve kalktım Mersin'e gittim. Yoldan balık aldım, rakı falan da aldım ve Leyla'nın evine gittim. Zile bastığımda, kapıyı çok hoş, çekici, bakımlı, çok düzgün vücutlu, mini etek üstünde transparan bir bluz olan bir kadın açtı. Gülümseyerek, "Buyrun!" dedi ve beni içeri aldı. Ben ayakkabılarımı çıkarırken Leyla da geldi, "Hoşgeldin erkeğim!" dedi ve dudaklarımı kemirircesine öpmeye başladı. Dudaklarımı kurtarıp, "Dur, ne yapıyorsun, misafir var!" dedim. Leyla da, "O ablam, yabancı değil!" dedi ve bizi tanıştırdı. Ablası da, "Memnun oldum!" diyerek elini uzattı ve yanağıma öpücük kondurdu, "Eniştemiz de çok karizma adammış!" dedi. Ben de, "Teşekkür ederim!" deyip ve dudağının çok yakınına, yanağına öpücük kondurdum.
İçeri geçtik, ablası bana, "Enişte, tavla biliyorsan, Leyla balıkları yapana kadar biz tavla atalım!" dedi. Ben, "Biliyorum!" deyince, Leyla da, "Boşa oynamayın o zaman!" dedi. Biz de ablasıyla, "Olur!" dedik. Kim yenilirse kazananın dediğini yapacaktı. Oyuna başladık ve ben yendim. Sıra benim isteiğimi söylemeye gelmişti ki, Leyla mutfaktan seslendi, "Şimdi değil, biraz çakır keyif olalım, ondan sonra söylersin isteğini!" dedi. Ve masaya balıklar gelmeye başladı. Yemeğe ve rakıya başladık. Leyla ablasına, benimle evleneceğini, tam aradığı erkek olduğumu söyledi. Ablası da Leyla'ya, "Dilerim mutlu olursunuz!" dedi ve bana dönerek, "Kardeşimin isteklerine cevap verebilecek misin enişte?" dedi. Ben de, "Tabii ki, herşey saygı sevgi içerisinde, karşılıklı yaşanacak! Hem o benim sadece karım değil, aynı zamanda kocam da olacak!" dedim. Ablası suratıma bön bön baktı, "O ne demek?" dedi.
O sırada Leyla gözümün içine sert sert baktı. Ben pot kırdığımın farkına varmıştım, "Yani birbirimizi çok seviyoruz." diyerek düzeltmeye çalıştım, sonra da saçmaladığımın farkına varıp, "Neyse, hadi şerefe! Kaldırın bardakları!" diye konuyu geçiştirdim. Karşımda Leyla'dan 5 yaş büyük, ama 10 yaş küçük görünen bir affet vardı. Baldız harikaydı, tam sikilecek kadındı. Zaten tavlada yenmiştim, birazdan bir iki duble daha içtikten sonra, (Tavlada yendim, kendini bana siktir!) diyecektim. Leyla salata tabağını alıp kalktı, bana da, "Mutfağa gelir misin?" diyerek mutfağa gitti.
Ben de arkasından gittim. Mutfakta bana sert sert bakarak, "Ne o, ablama mı siktireceksin kendini?" dedi. Ben de, "Öye bir niyetim yok, ama ablanı sikmek isterim!" dedim. "Merak etme, zaten sikeceksin, ama önce ben sikeceğim, sen seyredeceksin ve kamera ile kaydedeceksin. Daha sonra sen sikeceksin, ben kaydedeceğim. Sonra da biz sikişeceğiz, ablam kaydedecek!" dedi. Harikaydı, gerçekten Leyla benim yaşamıma şimdiden renk katmıştı. Dudağına yapıştım, teşekkür ettim. Leyla ise, "Dur bakalım, daha bu ne! Hele nikah defterine bir imza atalım, sana iki yiğenim ve bir eltim var, onları da siktireceğim! Karşı komşum da var, ben devamlı sikiyorum onu, istersen sen de sikebilirsin!" dedi.
Leyla önde, ben arkada onun götünü okşayarak, içeri girdik...
[Çetin]
169 notes
·
View notes
Text
Sen benim sabrı öğrendiğim sevdamsın, hem uzağım hemde çok yakınımsın ,bir yandan yakıp diğer yanda kalbimi soğukta bırakırsın.. sen acıtsan bile sevmeye devam edeceğim tek aşkımsın.
Karanfil
#siyahşehirbeyazçocuk#karanfilsblog#mavisizbulut#galaksininkaybolmuşu#karanfil#grişehrinaşıkları#tumblr milestone#yasinindefteri#05.36
29 notes
·
View notes
Text
Sen benim hüzün yanımsın...
Güneşin vurmadığı gölgede kalan yanım.
Kimselerin bilmediği kendime sakladığım.
En çok ayazda kalmış olup da rüzgara savuramadığım.
Alıp alıp defalarca sineme sardığım yanımsın.
En çok kanayan yarama sarmaya çalıştığımsın.
Sardıkça kanayan kanadıkça sardığımsın.
Sen benim hüzün yanımsın...
Söküp atamadığım, umut çiçeklerini gömdüğüm toprağımsın.
Bahar gelir yeşerir diye yağmur, çamur, kar kış demeden suladığımsın.
Olur da bir gün açarsın diye beklediğim sevdamsın.
Umuduna umudumu bağladığımsın.
Sen benim hüzün yanımsın.
Sensizken anlamını yitirdiğim hayatımsın.
Bütün kelimelerime yüklediğim anlamsın.
“Sen” diye başlayıp da bitiremediğim üç noktamsın...
Kaderi kaderime yazılsın diye her gün yaratıcıya yalvardığımsın.
Aklımda, yüreğimde ve duamda olansın...
Sen benim hüzün yanımsın…
Bakışına hasret kaldığım, sesine özlemle bağlandığımsın.
Özlemim, hasretim, bakmaya doyamadığım.
Gözümden damla damla, akan yaşımsın.
Bahtıma doğanımsın…
Sen tarifi imkansız...
Aşkımsın!...
Cansın!…
Candasın!…
15 notes
·
View notes
Text
<3 TUTKUNUM SANA CANISI <3
Sen benim tutkularımsın
Sen benim sevdalarımsın
Kuruyan toprağımda nemsin
Susuzluğumda suyumsun
Gönül bahçemde çiçeğim
Sen benim canımsın.
Sen benim umutlarımsın
Aşk odağımda aşkımsın
Kalbimin atışlarısın
Damarlarımda can suyum
Sen yaşam kaynağımsın
Sen benim canımsın.
Geceleri hayallerimsin
Gündüzleri özlemimsin
Gönül karanlığımda ışığım
Sen benim hayatımsın
Sen benim canımsın
<3 Tutkunum Sana Canısı
12 notes
·
View notes
Text
Bir zamanlar biri vardı demek istemiyorum. Hayatıma devam etmek zorunda kaldım, ne olur anla beni demeyeceğim çünkü ben kendimi senin anladığından çok daha anlamıyorum.
Sezen Aksu bana seni hatırlatıyor.
O animasyon, bana seni hatırlatıyor.
Gökyüzü bana seni hatırlatıyor.
Bütün şarkılar sana benim hayalet sevgilim.
Beni her şeyden çok seven aşkımsın.
Ayrısın, özelsin, benimsin ve seninim; biliyorsun.
8 notes
·
View notes