#Zâtî
Explore tagged Tumblr posts
Text
Yoluna cân-ı revân etsem gere cânâ didüm;
Yüzüme bin hışım ile bakdı de cânun mı var?
21 notes
·
View notes
Text

HİDAYET REHBERİ (GAZÂLÎ)
HİDAYETE VESİLE OLANLAR:
Hidâyete eriştirmek, hiç şüphesiz Cenâb-ı Hakk'ın elindedir ancak Rabbimiz, bunu bazı vesilelerle gerçekleştirir.
Bunların en başında peygamberler gelir.
İnsanları doğru yolu gösteren peygamberler onları ilâhî emirlere uymaya davet eder.
Bu nedenle kişi doğru yolda yürümek istiyorsa önce peygamberini tanımalı ve onu kendine rehber edinmelidir.
Hidayet vesilelerinden biri de Kur'an'dır.
Kur'an insana yol rehberi olarak gönderilmiş bir kitaptır.
Kişi Allah'a doğru yapacağı kutsal yolculuğunda bu rehber kitabı elinden bırakmamalıdır.
Kur'an'ın her âyeti kişiye gideceği bu yolda özel bir tarif yapar.
Bu nedenle Kur'an'ın tamamından istifade etmeye çalışmak gerekmektedir.
Bir diğer vesile ise sahâbe ve âlimlerdir.
Burada kastedilen âlim sadece bilgi sahibi olan değildir.
Çünkü sadece ilmi olan yol hakkında işaretlerle ilgili bigiler verebilir.
Ancak bu hidayetin yolu göstermek aşamasında bir giriştir.
SAYFA 33
Yolu göstermek için o yol hakkında bilgi sahibi olmak yetmez.
Daha önceden o yolda yürümüş olmak gerekmektedir.
Bu da ilimle birlikte amel etmek demektir.
O halde ilmi ile amel edenler gerçek manada hidayete vesile olurlar.
Hidâyetin yola götürmek ve yolun sonuna dek götürmek aşamasına gelince, burada manevî eğitiminin gereği ortaya çıkmaktadır.
Bu eğitim Resül-i Ekrem'e (s.a.v.) ilmi, ameli ve hâli ile uyan veliler eliyle olur.
Mevlâna (k.s.)"Ashabım yıldızlar gibidir; hangisine uyarsanız hidâyet bulursunuz" hadis-i şerffini açıklarken şöyle der:
"Bir kimse yıldızlara bakıp yol alır.
Hiç yıldızlar ona söz söyler mi?
Hayır, ancak kişi sadece yıldızlara bakmakla yolu tanır ve varacağı yere ulaşır.
İşte bunun gibi Hak dostlarına bakmanla onların sende tasarrufu ve hiçbir söz söylemeden maksadların meydana gelmesi ve vuslata erişmek mümkündür. "50
Kur'an'da şuhûdî âyetler de hidâyete vesile olarak anlatılır. Kainattaki bütün varlıklar kendilerini var edene işaret ederler.
Ayrıca gündüz-gece olması, mevsimler, yağmurlar, karlar v.s. meydana gelen tüm olaylar bize bir takım hakikatleri anlatmaktadırlar. Kişi kabiliyeti ölçüsünde bunlardan değişik ilâhî mesajlar alır.
Buna göre gördüğümüz her şey mesajı alabilen için bir hidâyet sebebidir.
Bir kitabullah-ı aʼzâmdır seräser käinât
Hangi harfi yoklasan manası hep Allah çıkar
Muallim Nâcî
[Kainât baştan başa Allah'ın büyük bir kitabıdır.
Kişi bu kitabın hangi harfine baksa onun Hakk'ın kaleminden meydana geldiğini anlayacaktır.)
Kur'an'da ayrca, Ka'be'nin hidâyet vesilesi olduğu zikredilmektedir.
"Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabed, Mekke'deki çok mübårek ve bütün ålemlere hidâyet kaynağı olan Beyt (Ka'be)dir."51
SAYFA 34
Ka'be'nin hidâyet kaynağı olması, Hakk'ın varlığına ve Peygaberimiz'in nübüvvetinin doğruluğuna bir delil olmasıdır.
O bütün mü'minleri cennete hidâyet eder.
Çünkü farz namazlarını kılan herkes cennete girmeye hak kazanır. 52
Kim ona himmetle yönelirse Cenâb-ı Hak o kulunu niyetine gö- re kemål yoluna iletir.53
Ka'be, Allah Teâlâ'ya kendisi sebebiyle hidayet bulunan (Hakk'a vâsıl olunan) bir nûrdur.
Bir diğer manaya göre Ka'be'nin hidâyeti, Zâtî tevhide55
iletmesidir. 56
Ka'be'ye yönelen kişi hakîkatte bu vesile ile Hakk'a yönelmektedir.
Bütün dairelerin noktaları merkezdeki noktaya yönelik olduğu gibi, bütün yönler de Ka'be'ye yöneliktir.
Mekke "ümmü'l-kura" (şehirlerin anası, baş şehir) olarak nitelenmiştir.
Dolayısıyla diğer şehirler manevi açıdan onun şubeleri durumundadır. Ka'be'ye yönelen bürün cihetlere yöneldiğini bilmelidir.
Ona hakikî anlamda yönelmek "Ne- reye dönerseniz Allah'ın vechi oradadır" (Bakara, 115) âyetinin sırrına ermektir. 57
50. Mevlână Fíhi Mã Fíh, trc. A. Avni Konuk, haz. Selçuk Eraydın, İstanbul, 1993
51. Al-i İmran, 96
52. Fahreddin er-Razî, age, VI, 491
53. Kuşeyri, age, 1, 262.
54. Kaşânî, age, I, 124
55. Zatí tevhid, 'mutlak mana'da Allah'ın bir olduğunu bilmektir. Hakk'ın vücûd itibariyle tevhidi demek olan Zatî tevhid pek çok incelikler ve bazı ifade güçlükleri ihtiva etmesinden dolayı ulema tarafından üzerinde durulmamıştır. Mutasavvıflardan ise sadece havāss zümresi bu fikri işlemiştir.
56. Nimetullah Nahcivânî, el-Fevâtihü'l-İlähiyye, I, 116, İstanbul, 1325
57. Veysel Akkaya, Ka'be ve İnsan, 81, İstanbul, 2000
#HİDAYET #REHBERİ
#ZAHİR #VE #BATIN #AÇISINDAN #HİDAYET
#İMAM-I #GAZÂLÎ .
2 notes
·
View notes
Text
Bir eliftir kim o bînî âfitâb üstündedir
Ol dehen şol mîme benzer mâhtâb üstündedir (Zâtî).
0 notes
Text

N'oldun inlersin felek hercâî cânânın mı var?
4 notes
·
View notes
Text
“Yoluna cânum revân itsem gere cânâ didüm
Yüzüme bin hışm ile bakdı did cânun mı var.”
Zâtî
“Bağırdım; “Ah sevgilim canımı kurban etmem gerek senin için.” Sevgili, bin öfkeyle yüzüme baktı ve dedi ki;
“Canın! Senin daha harcanmayan canın mı var?”
https://twitter.com/_ngenc?t=Ga0tDnWVwMaurpp7wnfnqw&s=08
18 notes
·
View notes
Text
Turunçlu kaldırımlar, portakallı donut ve Zâtî… seviyorum merkez.


5 notes
·
View notes
Text
Allah’a İman İle İlgili Bilinmesi Gerekenler
‿⋰⁀🌟* ┊ ┊ ┊☆ ┊ ┊☆🌟☆ ┊ ☆🌟☆🌟 ☆⭐
─━━━━━━⊱🌟⊰━━━━━━─
Allah’a İman İle İlgili
Bilinmesi Gerekenler
❓Allah’ı nasıl tanıyabiliriz ➖Allah’ı ancak Kur’an’da ve Peygamber Efendimiz’in (sallallahu ve aleyhi ve sellem) sözlerinde tanıttığı şekilde tanıyabiliriz.
❓Allah Teâlâ’nın kaç ismi vardır ➖Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) bildirdiğine göre Allah’ın 99 ismi vardır.
❓Bu isimlerin hepsine birden ne denir ➖Esmâü’l hüsnâ (en güzel isimler).
❓Allah’ın sıfatları kaç kısımdır ➖Allah’ın sıfatları “Zâtî” ve “Subûti” olmak üzere iki kısımdır.
❓Allah’ın “Zâtî” sıfatları hangileridir ➖Vücud, Kıdem, Bekâ, Vahdaniyet, Muhalefetü’n lilhavâdis, Kıyam bi nefsihî.
❓“Vücud” ne demektir ➖Allah’ın var olmasıdır.
❓“Kıdem” ne demektir ➖Allah’ın varlığının başlangıcının olmamasıdır.
❓“Bekâ” ne demektir ➖Allah’ın varlığının sonunun olmamasıdır.
❓“Vahdaniyet” ne demektir Allah’ın bir olmasıdır.
❓“Muhalefetün li’l-havâdis” ne demektir ➖Allah’ın hiç benzeri olmaması, yani yaratılmışlara hiç benzememesidir.
❓“Kıyam bi nefsihî” ne demektir ➖Her şeyin Allah’a muhtaç olması, Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmaması.
❓Allah’ın “subûfî “ sıfatları nelerdir ➖Hayat, İlim, Semî, Basar, İrade, Kudret, Kelâm, Tekvin.
❓“Hayat” ne demektir ➖Allah’ın diri olması demektir.
❓“İlim” ne demektir ➖Allah’ın her şeyi bilmesi demektir.
❓“Semî” ne demektir ➖Allah’ın her şeyi işitmesi demektir.
❓“Basar” ne demektir ➖Allah’ın her şeyi görmesi demektir.
❓“İrade” ne demektir ➖Allah’ın dilediğinin olması demektir.
❓“Kudret” ne demektir ➖Allah’ın her şeye gücünün yetmesi demektir.
❓“Kelâm” ne demektir ➖Allah’ın konuşması demektir.
❓“Tekvin” ne demektir ➖Allah’ın her şeyi yaratması demektir.
❓Allah’ın varlığı ve birliği ile ilgili Kur an’daki en önemli delil nedir ➖İhlâs Suresidir.
❓İhlâs Suresinin manası nasıldır ➖De ki: Allah birdir. Allah Samed’dir (Hiç kimseye ihtiyacı yoktur, herkes O’na muhtaçtır). O, doğurulmamış ve doğurmamıştır. Hiç kimse O’na denk değildir (O’nun eşi ve benzeri yoktur).
─━━━━━━⊱🌟⊰━━━━━━─
2 notes
·
View notes
Text
İlâhî!
İki dünyanın hayatı elimden kaçsa ve bütün kâinat düşman kesilip beni terk etse, benim yine gam çekmemem gerekir; çünkü Sen benim Rabbim ve Hâlıkım (Yaratıcım) ve İlâhımsın.
Ve benim, nihayetsiz isyanımla ve sair şeref vesilelerine gayet derecede uzaklığımla beraber, Senin mahlûkun ve masnuun (san’at eserin) olmam sebebiyle, bir taallûk (ilgi) ve intisap (bağ) cihetim var.
İşte, ben de, Senin mahlûkunun lisanıyla Sana tazarru ve niyazda bulunuyorum; ey Hâlıkım; ey Rabbim; ey Râzıkım (Rızık Vericim) ve ey Musavvirim! Ey İlâhım, Esmâ-i Hüsnân hürmetine, İsm-i Âzamın hürmetine, Furkan-ı Hakîmin hürmetine, Habib-i Ekremin hürmetine, Kelâm-ı Kadîmin hürmetine, Arş-ı Âzamın hürmetine, milyonlar “Kul hüvallahü ehad” ile, bana merhamet etmeni istiyorum; ey bütün kemal sıfatların sahibi ve bütün noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah; ey iyi kötü, dost düşman ayırt etmeden yarattığı bütün varlıklara rızıklarını yetiştiren Rahmân; ey eserlerinde sonsuz rahmetin en lâtif cilvelerini gösteren sınırsız şefkat sahibi Hannân; ey bitmez tükenmez ikramlarıyla ve nimetleriyle, varlıkları terbiye edip besleyen Mennân; ey kullarının küçük büyük her türlü amellerinin karşılığını hiç zayi etmeden hakkıyla veren Deyyân.
Beni bağışla; ey fazl ve ihsânıyla, her türlü günahları çok çok bağışlayan Gaffâr;
ey ayıp ve kusurları örten ve çirkinlikleri perdeler altında saklayan Settâr;
ey işlediği günahlardan pişman olanların tevbelerini daima kabul eden Tevvâb;
ey her varlığa tükenmez rahmet hediyelerinden lâyık olduğu ihsanı veren Vehhâb.
Beni affet ey yarattığı varlıkları çok seven ve onlara da Kendisini her vesileyle sevdiren Vedûd;
ey her bir canlıya hususî şefkat ve ihsanı olan ve onlar üzerinde iltifatının incelikleri görünen Raûf;
ey her türlü kusur ve günahları bolca affeden Afüvv;
ey bütün günahları bağışlayan Gafûr.
Bana lütufta bulun; ey varlıkları nazik ve lâtif güzelliklerle yaratıp onlara lütufta bulunan ve ilmi her şeyin bütün inceliklerine nüfuz eden Lâtif;
ey bütün varlıkların küçük büyük, gizli açık her hâlinden her an haberdâr olan Habîr;
ey her şeyi, gizli açık bütün sesleri ve yapılan bütün duaları işiten ve varlıklara işitme kàbiliyeti veren Semî’,
gizli ve açık her şeyi bütün incelikleriyle gören ve varlıklara da görme kàbiliyeti ve basîreti ihsan eden Basîr.
Günahlarımı sil; ey zâlim ve isyancıları hemen cezalandırmayıp yumuşaklıkla muâmele eden, tevbe etmeleri için onlara fırsat tanıyan Halîm;
ey gizli açık, küçük büyük her şeyi hakkıyla bilen ve ilmi, ezelden ebede her şeyi kuşatan Alîm;
ey bütün canlıları çeşitli duygularla donatıp sayısız rahmet meyvelerini ve nimetlerini önlerine seren ve iyiliği bol olan Kerîm;
ey rahmeti her şeyi kuşatmakla birlikte imanlı kullarına hususî ihsan ve şefkatte bulunan Rahîm.
Bizi yolun doğrusuna ilet; ey kâinattaki her bir varlığın bütün ihtiyaçlarını giderip onları bizzat terbiye eden ve hiçbir vezir ve yardımcısı olmayan ve asla öyle bir şeye ihtiyacı da bulunmayan Rab;
ey kâinattaki her şey Kendisine muhtaç olduğu halde, Kendisi hiçbir şeye asla muhtaç olmayan Samed;
ey varlıkları yaratılış gayelerine sevk eden ve dilediğine doğru yolu gösteren Hâdî.
Fazlınla bana cevâdâne (cömertçe) ihsanlarda bulun; ey kâinatı hiçten ve benzersiz bir şekilde yaratıp bin bir isminin tecellileriyle süsleyen Bedî';
ey bütün isimleri, sıfatları ve zâtı ile ebediyen var olan ve yok olması asla mümkün olmayan Bâkî;
ey kâinatı ince hesaplarla yaratan, her varlığın bütün ihtiyaçlarını adaletle veren ve haksızları cezalandırıp iyileri de mükâfatlandıran Adl;
ey Hû. Kalbimi ve kabrimi iman ve Kur’ân nuruyla nurlandır; ey sonsuz nuruyla bütün kâinatı nurlandıran ve isimlerinin tecellisiyle her şeyi aydınlatan Nûr;
ey varlığında hiçbir şüphe bulunmayan ve varlıkların dayandıkları hakikat, Zâtının sıfât, isim ve fiillerinin tecellisi olan Hak;
ey varlıklara hayat verip canlandıran, Kendi hayatı ise zâtî, ezelî ve ebedî olan Hayy;
ey bütün varlıkları düzenli ve daimî bir şekilde ayakta tutan; fakat Kendi varlığı hiçbir varlığa bağlı olmayan Kayyûm;
ey ezelden ebede kadar kâinattaki her şeyin yegâne sahibi ve mâliki olan Mâlike’l-Mülk;
ey celâl ve ikram sahibi; ey her şeyin aslını ve başlangıcını ezelî ilmiyle tespit eden ve Kendisinden önce hiçbir şey var olmayan Evvel;
ey her şeyin sonunu ezelî ilmiyle belirleyen ve sonu gelen varlıkların neslini tohum ve çekirdek gibi hülâsalarla tanzim eden ve her şeyden sonra yalnız Kendisi bâkî kalan Âhir;
ey her şeyin dış yüzlerini çeşitli cihazlarla ve ince nakışlarla süsleyerek fevkalâde mükemmel ve güzel yaratan ve bütün varlıklarda ilim, irade, kudret, rahmet gibi sıfatlarının ve varlık ve birliğinin işaretleri açıkça görünen Zâhir;
ey bütün varlıkların içyüzlerini ve bilhassa canlıların içlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratıp işleten ve her şeyin içine esmâsıyla nüfuz eden Bâtın;
ey her türlü âcizlik ve zayıflık alâmetlerinden münezzeh olan yegâne kuvvet ve kudret sahibi Kavî;
ey kudreti her şeye yeten ve Kendisine hiçbir şey ağır gelmeyen Kàdir; ey herşeyin sahibi ve dostluğu pek güzel olan Mevlâ, ey her türlü kusur ve günâhı affeden Gâfir;
ey merhamet edicilerin en merhametlisi olan Erhamü’r-Râhimîn.
Kur’ân’daki İsm-i Âzamın hürmetine ve kitab-ı âlemdeki sırr-ı âzamın olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm hürmetine, güzel isimlerinden, bu sayfayı sanki kabrimin tavanı yapıp, bu esmâyı da ruhuma şems-i hakikatten şualar saçan pencere haline getirecek şekilde, kalbime ve kalıbıma ve kabrimde ruhuma İsm-i Âzamın nurlarını saçan pencere yapmanı istiyorum.
İlâhî, dilerim ki, ebedî bir lisanım olsun da, kıyamete kadar bu isimlerle nidâ etsin.
İşte, ardımda bâki kalan bu nakışları, benim fâni ve zâil lisanımın yerine bir nâip olarak kabul eyle.
Allahım, Efendimiz Muhammed’e öyle bir salât ve selâm et ki, o salât ile bizi bütün korku ve âfetlerden kurtar, bütün hâcetlerimizi gider, bizi bütün günahlardan temizle, bütün günah ve hatâlarımızı bağışla.
Ey bütün kemal sıfatların sahibi ve bütün noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah;
ey duâ ve ihtiyaçlara cevap veren Mücîbe’d-Daavât!
Hayatım boyunca ve öldükten sonra, her an bu dileklerimi kat kat fazlasıyla ver!
Bir milyon salât ve selâm, bir o kadarla çarpımından çıkan netice ve bunun da kat katı,
Efendimiz Muhammed’e,
Onun Âl,
Ashab,
Ensar
ve tabîlerine olsun!
Bu salâvatların her birini, benim ömür günlerimdeki günahkâr nefeslerim sayısınca çoğalt!
Bu salâvatların her birisi hürmetine beni affeyle,
bana merhamet et.
Bunu rahmetinle ihsan eyle;
ey merhamet edicilerin en merhametlisi olan
Erhamü’r-râhimîn! Âmin!
2 notes
·
View notes
Text
İ'lem ey din âlimi! {(*): Ehemmiyetlidir.}
Ücretim az, ilmime rağbet yok, diye mahzun olma. Çünki mükâfat-ı dünyeviye ihtiyaca bakar, kıymet-i zâtiyeye bakmaz. Meziyet-i zâtiye ise mükâfat-ı uhreviyeye nâzırdır.
Öyle ise, zâtî olan meziyetini mükâfat-ı uhreviyeye sakla, birkaç kuruşluk dünya metaına satma.
(Mesnevi-i Nuriye, Risale-i Nur)
14 notes
·
View notes
Text
.
Ağlayub feryâd idersin her nefes ey andelîb
Hâr ile hem-sâye olmış verd-i handanun mı var
- Zâtî
13 notes
·
View notes
Photo

İ’lem ey din âlimi! ( ❋ ) “ Ücretim az, ilmime rağbet yok ”, diye mahzûn olma. Çünkü mükâfât‑ı dünyeviye ihtiyaca bakar, kıymet‑i zâtiyeye bakmaz. Meziyet‑i zâtiye ise mükâfât‑ı uhreviyeye nâzırdır. Öyle ise, zâtî olan meziyetini mükâfât‑ı uhreviyeye sakla, birkaç kuruşluk dünya metâ’ına satma. 17. İ’lem İ’lem ey hitâbet‑i umumiye sıfatı ile, gazete lisânıyla konferans veren muharrir! Sen, kendi nefsini aşağı göstermeye ve nedâmet ederek kusurlarını ilân etmeye hakkın var. Fakat Şeâir‑i İslâmiyeye zıt ve muhâlif olan herzeler ile İslâmiyeti lekelendirmeye kat’iyyen hakkın yoktur. Seni kim tevkîl etmiştir? Fetvâyı nereden alıyorsun? Hangi hakka binâen milletin nâmına, ümmetin hesabına İslâmiyet hakkında hezeyanları savurarak dalâletini neşr ve ilân ediyorsun? Milleti, ümmeti kendin gibi dâll zannetme… Dalâletini kime satıyorsun? Burası İslâmiyet memleketidir, Yahudî memleketi değildir. Cumhûr‑u mü’minînin kabûl etmediği bir şeyin gazete ile ilânı, milleti dalâlete dâvettir, hukuk‑u ümmete tecâvüzdür. Bir adamın hukukuna tecâvüze cevâz‑ı kanunî olmadığı hâlde, koca bir milletin, belki Âlem‑i İslâmın hukukuna hangi cesârete binâen tecâvüz ediyorsun? Ağzını kapat!‥#risalefabrikasi #ihlasnurneşriyat #envarneşriyat #sözlerneşriyat#Rnk #nursöz #Üstad #risalefabrikasi #Bediüzzaman #SaidNursi #Ömür #Dünya #Hayat #Kuran #RisaleiNur #Risaleinur #envarnesriyat #Bediüzzaman #Bediülbeyan #RisaleiNurdan #Risalei NurOkuyoruz #Bediuzzaman #bediüzzamansaidnursi #süleymanyasinakdeniz https://www.instagram.com/p/Ckk5kR4ju2N/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#risalefabrikasi#ihlasnurneşriyat#envarneşriyat#sözlerneşriyat#rnk#nursöz#üstad#bediüzzaman#saidnursi#ömür#dünya#hayat#kuran#risaleinur#envarnesriyat#bediülbeyan#risaleinurdan#risalei#bediuzzaman#bediüzzamansaidnursi#süleymanyasinakdeniz
0 notes
Text
Ey din alimi bil ki :
"Ücretim az, ilmime rağbet yok" diye mahzun olma. Çünkü mükâfât-ı dünyeviye ihtiyaca bakar, kıymet-i zâtiyeye bakmaz. Meziyet-i zâtiye ise mükâfat-ı uhreviyeye nâzırdır. Öyleyse, zâtî olan meziyetini mükâfât-ı uhreviyeye sakla, birkaç kuruşluk dünya metâına satma.
said nursi
2 notes
·
View notes
Text
Yûnus (As), 66.Ayet Dikkat edin! Göklerde kim var, yerde kim varsa şübhesiz Allah’ındır. Allah’dan başkasına yalvarıp duranlar (hakîkatte Allah’a şirk) koştukları ortaklara uymuyorlar (çünki o putların bunlardan haberleri bile yoktur); (onlar) ancak zanna tâbi‘ oluyorlar. Ve onlar, sâdece yalan söylüyorlar.(2)
▫️▫️
Hiçbir) şerîke (ortağa) bir mahâl (yer), bir makam, bir imkân-ı zâtî yoktur (mümkün değildir) ve şerîkin vücûdu (varlığı) hakkında ne bir delil ve ne de bir delilden neş’et eden (meydana gelen) bir ihtimâl ve ne de bir emâre ve ne de kâinâtın hiçbir cihetinde şerîke bir yer yoktur. Bil‘akis hangi şeye, hangi cihete bakılırsa, tevhîd sikkesi (birlik mührü) görünüyor.” (Mesnevî-i Nûriye, Katre, 50)
1 note
·
View note
Photo

ALLAH’IN ZATÎ SIFATLARI - Allah’ın herhangi bir yaratılmışla hiçbir şekilde benzerliğinin olmadığını beyan eden ve bu manayı içeren sıfatlar zatî sıfatlardır. Zatına özel olup başka hiçbir varlığa verilemezler. Zatî sıfatlar şunlardır: Vücud: Allah vardır. Varlığı başkasından değil kendindendir. Vücudun zıddı olan yokluk O’nun hakkında düşünülemez. Kıdem: Varlığının evvelinin olmaması. Hiçbir zaman düşünülemez ki, bu zamanda Allah henüz var olmamış olsun. Çünkü zaman denilen şeyi de O yaratmıştır. Beka: Varlığının sonunun olmaması. Vahdâniyet: Uluhiyyet ve sıfatlarında herhangi bir ortağının, benzerinin olmaması. Muhâlefetün li’l-havâdis: Yaratılanlardan hiçbirine benzememesi. O, yaratandır; âlem yaratılandır. Kıyam bi nefsihî: Varlığının kendinden başka hiçbir şeye dayanmaması. Varlığı kendinden, zatının gereği olması. Zâtî sıfatların zıtları Allah hakkında düşünülemediği, bu sebeple noksanlık, sonluluk ve eksiklik ifade eden özelliklerden uzak olduğu, dolayısıyla O’nun bu tür niteliklerden tenzih edilmesi gerektiğinden bu sıfatlara tenzîhî/selbî sıfatlar da denilmiştir. (Istanbul, Turkey) https://www.instagram.com/p/CX5snXWsd7F/?utm_medium=tumblr
0 notes