#Yanlış yol
Explore tagged Tumblr posts
Text
Biraz da yanlış yoldan gidelim hem gezmiş oluruz .
1510
13 notes · View notes
dilperisanimmmm · 9 months ago
Text
Yaw walla bizim Kürdoların bu hateketini harbi harbi beğendim haaa
Istanbul seçimlerinde akp kaybetsin diye chp ye de oy vermediler, oy kullanmadılar oh mis
0 notes
zehirli-sarmasik · 1 year ago
Text
Bulamazsın kendini
Daha derinlerde ara
Donmuş göz yaşlarım
Eridi tek bir lafınla
1 note · View note
uzunparti · 5 months ago
Text
CAPİTALLASHİNG - PLATİN
Tumblr media
Lashing, taşımacılık ve lojistik süreçlerinde kritik bir öneme sahip olan bir yöntemdir. Yüklerin güvenli bir şekilde taşınabilmesi için gerekli olan bu uygulama, hem karada hem de denizde kullanılan çeşitli teknikleri içerir. Yüklerin hareket etmesini önlemek ve beklenmeyen kazaların önüne geçmek için lashing hizmeti, günümüzde birçok firma tarafından profesyonel bir şekilde sunulmaktadır. Bu hizmetin yanı sıra, shrink wrap yani sıcak sarım uygulamaları da yüklerin korunmasında önemli rol oynamaktadır. 
Lashing
Lashing, taşıma süreçlerinde yüklerin güvenli bir şekilde yerinde kalmasını sağlamak için kullanılan önemli bir yöntemdir. Özellikle deniz, hava ve kara taşımasında yük sabitleme amacıyla tercih edilir. Yüklerin hareket etmesini engellemek ve hasarı önlemek için kullanılan çeşitli teknikler içerir.
Lashing hizmeti, bu süreçte profesyonel destek almayı mümkün kılar. Taşıma sırasında yüklerin stabil kalması, hem güvenlik hem de verimlilik açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, lashing uygulamalarını doğru bir şekilde uygulamak için gerekli bilgi ve deneyime sahip olmak gerekmektedir.
Hangi tür yüklerin taşındığına bağlı olarak, farklı lashing yöntemleri kullanılabilir. Örneğin, konteyner taşımacılığında genellikle shrink wrap gibi koruyucu malzemelerle birlikte lashing yapılarak yüklerin güvenliği artırılır. Bu tür uygulamalar, yüklerin dış etmenlerden korunmasını ve daha güvenli bir taşıma süreci sağlar.
Sonuç olarak, lashing yöntemi, taşımacılık sektöründe önemli bir rol oynamaktadır. Doğru teknikler ve malzemeler kullanıldığında, yükler daha güvenli bir şekilde taşınabilir ve hasar riski önemli ölçüde azalır.
Lashing hizmeti
Lashing hizmeti, yüklerin güvenli bir şekilde taşınması için kritik öneme sahip bir uygulamadır. Bu hizmet, yüklerin hem yolda hem de depolama sürelerinde sağlam bir şekilde yerinde kalmasını sağlamak için gerekli tekniklerin ve ekipmanın kullanımını içerir.\ \Bu hizmetlerin sağlanabilmesi için, yük sabitleme yöntemleri ve lashing teknikleri büyük önem taşır. Yük taşıma işlemi sırasında, yüklerin kayması veya devrilmesi ciddi tehlikeler yaratabilir. İşte tam bu noktada lashing hizmeti devreye girerek, yüklerin güvenli bir şekilde sabitlenmesini sağlar. L
Shrink wrap
Shrink wrap, yüklerin güvenli bir şekilde taşınmasını sağlamak için kullanılan etkili bir yöntemdir. Bu yöntem, çeşitli nedenlerden dolayı tercih edilir; bunlar arasında koruma, stabilite ve su geçirmezlik özellikleri bulunmaktadır.
Shrink wrap işlemi, genellikle bir plastik filmin özel bir makine yardımıyla ısıtılarak sıkıştırılmasıyla gerçekleştirilir. Bu sayede, yükün etrafında tamamen kaplanmış bir film tabakası oluşur. Bu kaplama, yüklerin dış etkilerden korunmasını sağlar. Özellikle nakliye sırasında yüklerin hasar görmesini önlemek için büyük bir avantaj sunar.
Shrink wrap, özellikle endüstriyel alanda ve lojistik sektöründe sıklıkla kullanılır. Büyük makineler, paletler veya çeşitli ürünlerin paketlenmesinde etkili bir yöntemdir. Bu tür uygulamalar, hem yüklerin güvenliğini artırırken hem de taşıma süresini kısaltır.
Yüklerin taşınmasında sabitlenmesi ve korunması açısından shrink wrap yönteminin önemi büyüktür. Bu sayede, ağır yüklerin taşıma sırasında kayma veya devrilme riski minimuma indirilir. Aynı zamanda, ürünlerin bir yere sabitlenmesini sağlayarak, nakliyat maliyetlerinin de düşmesini sağlar.
Sonuç olarak, shrink wrap uygulaması, modern taşımacılık ve lojistik alanında olmazsa olmaz bir uygulama haline gelmiştir. Yüklerin güvenli bir şekilde taşınması için bu yöntem kesinlikle dikkate alınmalıdır.
Yük sabitleme
Yük sabitleme taşıma sırasında yüklerin güvenli bir şekilde yerinde kalmasını sağlamak için uygulanan kritik bir süreçtir. Bu işlem, özellikle karayolu, deniz ve hava taşımacılığında büyük öneme sahiptir. Yüklerin yanlış yerleşimi veya kayması, taşıma sürecinde ciddi hasarlara ve kazalara yol açabilir.
Yük sabitleme işlemleri, genellikle lashing adı verilen teknikler kullanılarak gerçekleştirilir. Lashing hizmeti, yüklerin sabitlenmesi için gereken ekipmanın ve uzmanlığın sağlanmasını ifade eder. Böylece yükler, taşıma sırasında maksimum güvenlik ve stabilite elde eder. Yükün taşınacağı araca ve yükün türüne bağlı olarak çeşitli yük sabitleme yöntemleri tercih edilebilir. Bu yöntemler arasında kayışlar, halatlar ve diğer sabitleme ekipmanları bulunur.
Ayrıca, modern yöntemlerden biri shrink wrap yani 'şrink sargı' kullanımıdır. Bu teknik, yükün dış yüzeyinin özel bir film ile kaplanarak sabitlenmesini sağlar. Shrink wrap, hava koşullarına karşı koruma sağlarken yüklerin kaymasını da önler.
Sonuç olarak, yük sabitleme, taşıma işlemlerinin güvenli ve etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi için hayati bir rol oynar. Doğru yöntemlerin ve araçların kullanılması, hem malzeme kaybının önlenmesi hem de taşımacılık maliyetlerinin azaltılması açısından oldukça önemli bir konudur.
912 notes · View notes
mcanylm34 · 2 months ago
Text
EY ŞAİR!
Eğer yol yanlış ise, rehber bir işe yaramıyor. Kafeste Dünya'ya gelirsen, kanat bir işe yaramıyor.
Yük ağırdır şu divanelerin omuzlarının üstünde, Başta akıl yok ise, baş bir işe yaramıyor.
El öpme sayesinde herkese bir makam verdiler, Okuyup eğitimli olmak bu ülkede bir işe yaramıyor.
Hırsız ve evsahibi aynı sofrada oldukça, Kapıya ve cisme zincir ile kilit bir işe yaramıyor.
Ey şair! Daralmış olan gönlün neyi istiyorsa söyle ama, Eşeğin kulağına Yasin okumak bir işe yaramıyor.
(Farsça'dan Tercüme)
Tumblr media
Tumblr media
148 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 6 months ago
Text
Teyze Kızının Eltisi! (1) (Murat 45 Y., Aydın)
20 yıllık evli, 1 çocuk babası, 45 yaşında biriyim. Elektrik malzemeleri sattığım, aynı zamanda taahhüt işleri yaptığım bir dükkanım var. Her geçen gün büyüyen bir ekibim var. Aslında Aydın'lıyım, ama İzmir'de yaşıyorum. Gençliğimden beri hep çapkındım. Hayatımda hiç profesyonel bir kadınla olmadım. Bu kadar çok aldatmayı seven kadın varken ve de evini ihmal eden bunca adam varken para verip bir kadınla olmak bana göre değil.
Geçen yıl Ekim ayında teyzemin torununun sünnet merasimi için Aydın'a gitmemiz gerekti. Teyze kızıyla birlikte büyümüştük. Gitmezsem annem, teyzem ve teyze kızı beni mahvedelerdi. Karımla beraber Pazar günü gittik. Zaten 90 km yol, annemde akşam yemeği yeyip, giyinip salona gittik. Herkes hoşgeldin muhabbeti yaparken, teyze kızıbın eltisi Hale geldi masaya, annemin elini öpüp sohbete başladı. Sonra da dönüp benimle ve karımla konuştu. Uzun zamandır görmemiştim, ama değişik geldi gözüme. Daha önce merhaba - merhaba'da kalan sohbet, sünnet çocuğu salona girene dek sürdü. Düğün bitip eve geldiğimizde, anneme, "Hale ne kadar konuşkanmış, ilk defa bu kadar konuştuk!" dedim, annem de Hale'yi çok övdü.
Genelde Cumartesi akşamı komşu esnaflardan oluşan grubumuzla meyhaneye gider, geç vakit eve döner, evde de devam ederdim. Düğünden üç hafta sonraki Cumartesi akşamı rakımı koydum, laptopta takılmaya başladım. Face'de hani var ya yan tarafta tanıyor olabileceğin kişiler, orda Hale vardı. Saate baktım, 00:12'ydi. Kocasıyla çok daha samimi olduğum için baştan tereddüt ettim, ama sonra arkadaşlık isteği yolladım. Daha 1 dakika geçmedi ki, kabul edildiği, sohbet edebileceğimiz mesajı geldi messengerdan. Merhaba ile başlayan konuşma sabaha karşı saat 04:00'de bitti, ki bitmesini ikimiz de de istemiyorduk. Rakının verdiği cesaretle sohbeti istediğim gibi her noktaya getiriyordum. Gece saat 01:30 da telefonlar verilip Whatsap'a geçmiştik. Sabaha karşı 04:00'de yatarken, ailesi, hatta teyzemin kızı ile ilgili bildiklerimin tamamının yanlış olduğunu öğrenmiştim.
Ertesi gün öğlen gibi uyanabildim. Öğleden sonra, "Naber?" diye mesaj attım. Gece öyle kararlaştırmıştık. Yanımızda birilerinin olması ihtimaline karşı (Naber?) yazacak, cevap gelmesini bekleyecektik. "İyi, senden?" diye cevap geldi. "Dışarıdayım." dedim. O da evde yalnız olduğunu söyledi. Kocası Ayhan bir kepçe ile başladığı işi büyütmüş, büyük projelerin altyapı işlerini yapan koca bir şirket haline gelmişti. Hale'nin şikayeti de bu yöndeydi. "Fakir, ama mutluyduk!" demişti. Gece öğrenmiştim, Hale benden 4 yaş küçüktü, oğlu ve kızı da babalarıyla çalışıyordu. Yaklaşık 4-5 saat yazıştık yine, akşam müsait olursak yazışırız dedik.
O gece seks hayatlarımızdan bile bahsettik. Ayhan iyi bir kocaymış, ama son dönemde çıkan şeker hastalığı nedeniyle eskisi gibi sertleşemiyormuş. Daha ikinci akşamda açık açık seks hayatlarımızı konuşuyorduk. Karımın çok güzel olduğunu, harika bir çift izlenimi verdiğimizi yazdığında, "Gösterdiği kadar dişi değildir!" diye durumu anlattım. Evet, karım yatakta iyiydi, ama 20 yıl boyunca bir kez istemedi, hep isteyen bendim. O da tam tersi olduğunu, kendisinin Ayhan'a sürtündüğünü, onu bir şekilde ateşlediğini söyledi. Mesela hiç bilmiyordum, meğer onlar da her Cumartesi masa kurar rakı içerlermiş, hatta ailece, sonra çocuklar çekilince de bir şekilde mutfakta başlayıp yatakta bitermiş geceleri. "Hatta akşam yeni çıkmıştım yataktan, şöyle bir bakayım Face'e dedim, sen denk geldin!" dedi. "Ayhan nerde şimdi?" dedim. Bana bir foto attı, Ayhan yatakta yanında yatıyordu arkası dönük. "Uyanacak, yakalanacağız!" yazdım. "Top atsan uyanmaz, ama sabah da 07:00'de dikilir ayağa!" dedi. Bütün gece konuştuk.
Yine sabah işe gittim, öğlen yazıştık. Akşam üzeri yalnız olduğunu, Ayhan'la oğlanın bilmem nereye gittiğini, kızının da sevgilisi ile buluşağını söyledi. "Gelsem çıkar mısın?" dedim. "Çıkarım, ama gelme, akşam vakti yollar kalabalık olur!" dedi. Herkes çıkınca dükkanda kalıp aradım. Bir saate yakın konuştuk. "Yarın sabah İncirliova'da işim var, Aydın'a uğrarım!" dedim. "Tamam!" dedi. Anlaştık, saat 10:00'a kadar işimi bitirip, onu evine yakın bir yerden alacaktım. İşin kötüsü teyze kızının ve görümcesinin de olduğu, zemin katında kaynana ve kaynatasının yaşadığı aile apartmanında oturuyordu. İşim falan yoktu, canım seks istiyordu. Akşam konuşurken son sözü, "Bak birşeyler umarak gelme, biz akrabayız, sadece oturup konuşacağız!" oldu. "Tabii ki!" dedim.
Saat tam 10:00'da sözleştiğimiz yerdeydim. Aylardan Kasım olmasına rağmen hava günlük güneşlikti. Arabadan inip, karşısına park ettiğim marketten içecek ve yiyecek birşeyler aldım. Tam arabaya doğru giderken onu gördüm. Diz üstünde bir elbise giymiş, mevsimlik bir deri mont ve güneş gözlükleriyle salına salına geliyordu. Bu kadın 41 yaşında gibi değildi. Arabaya bindik. Gençliğimden bildiğim Çine çayı tarafına sürdüm arabayı, ama açıkcası ne yapacağımı da bilmiyordum. Daha şehirden çıkar çıkmaz elini tuttum. "Ne yapıyorsun?" dedi, ama elini çekmedi. Birkaç köy geçip uygun bulduğum bir alana çektim arabayı. Bir sigara yaktım, ona da tuttum, ama kendi sigarasından yaktı. O ara Ayhan aradı. Ona, "Güzellik salonundayım!" dedi, az konuşup kapattı.
Telefonu kapatır kapatmaz uzanıp dudaklarından öptüm. Karşılık verdi. Arabanın içinde öpüşmeye devam ederken elimi beline, ordanda kalçalarına kaydırıp kendime çektim, arabanın içi genişti. Bir ara kafasını çevirip, "Kimse gelmez değil mi, aman kimse görmesin!" dedi. Şom ağızlı kadın, daha cümlesi bitmeden 50 metre ötemizde bir araç durdu. Arabadaki kadın arka koltuktan kalktı, aradan ön koltuğa geçti. Bizimki kafayı çevirme refleksi bile göstermedi ve "Aaa, onlar da mı sevişmeye geldi ki?" dedi.
İçimden, (Hani birşey olmayacaktı, biz akrabaydık?) dedim. 50 metre çaprazımızdaki arabada kadınla adamın öpüştüğünü varsaydığım hareketleri başladığında, biz çoktan gözlerimiz orda, ama dudaklarımız birbirinde, benim parmaklarım onun amcığında, onun eli fermuarımı açıp avucuna aldığı yarağımda, sevişiyorduk. O (Kimse görmesin aman!) modundaki Hale kendini kaptırmış, parmaklarımın ucunda zevk çığlıkları atarken yarağımı öyle sıkıyordu ki, boşalacağım sandım. Kalçalarımı geri çekip yarağımı elinden zor kurtardım.
Diğer arabadaki kadın adamın yarağına eğildi, ben de tam tersini yapıp Hale'nin amcığına eğildim. Hale onları seyrediyor, yüzünü saklamak için en küçük bir girişimde bulunmuyordu. Yalayıp parmaklarımla sikerek yarım saat kafam aşağıda kaldı. Kafamı Hale'nin amından kaldırdığımda, diğer arabadaki çiftin arka koltukta olduklarını, kadının adamın kucağında hopladığını, ikisinin de yüzünün bizim arabaya doğru dönük olduğunu gördüm. Hale de ben amcığını kurcalarken orgazm olmuş, gözleri kaymış, onlara bakıyordu. Birer sigara yaktığımız anda diğer araba yanımızdan geçti. Kadın ön koltukta, başı kapalı, adam ile birlikte bize bakarken, Hale de onlara bakıyordu.
Sonra arabadan indik. Elele dere kenarında yürüdük biraz. Sonra öpüşerek tekrar arabama döndük. Hale arka kapıyı açıp, arka koltukta domaldı ve "Girsene!" dedi. "Ben sana değer veriyorum, ilk seferimizin sefil bir dere kenarında olmasını istemem!" dedim. Ama yine de eğilip parmaklarımı ve dilimi amına gömdüm. Aslında derenin karşısında, 300 metre mesafemizde sürüsünü yayan ve değneğine çenesini dayamış bizi seyreden çobanı görmeseydim sikerdim de. O gün ben de boşaldım, ama ağzına boşalınmasını sevmediğini söyledi. Emdi, boşalmaya yakın arabanın yanında, çobana karşı boşaldım. O gün sanırım 5-6 saat seviştik, ama sikişmedik. Geri döndük.
Evinin neredeyse 50 metre yakınına kadar gittik. "Gel kahve içelim!" bile dedi. Bu kadın kendine öyle güveniyordu ki, ben tırstım resmen. Giderken arkasından baktığımda elbisesi kırış kırış, iyice kısalmış, neredeyse götünün altına kadar sıyrılmıştı. Her akşam yazıştık, konuştuk. Bir hafta geçmeden, "Beni nerde nasıl sikeceksin?" diye inler oldu konuşmalarda. Tabii benim ona, "Şöyle sikeceğim, böyle kanırtacağım!" demelerimden sonra. Ama bu arada o ilk günü de konuştuk, "Hani herkesten korkar olmana rağmen, o gün çaprazımızdaki arabada sevişen çiftten yüzünü kaçırmadın, çobanın karşıdan seyrettiğini bile bile domalıp sik dedin!" dedim. "Çok tahrik oldum!" dedi. O gün ikimizin de sevişirken seyredilmekten zevk aldığımızı anlamış olduk.
Bir hafta sonra, aynı gün, Aydın'da günlük kiralık evlere baktım. Bir tane buldum, tam şehrin göbeğinde, orada buluşmaya karar verdik. Ben biraz erken gittim. Birkaç malzeme aldım. Yarım saat sonra aradı. Binaya girişi tarif ettim, 5. katta 1+1 bir daireydi. Kıyafetlerimizle ayakta öpüştük biraz, sonra soyunmaya başladık. Kırmızı dantelli bir sütyen ve kırmızı dantelli bir tanga giymişti. Dudaklarından başlayıp memelerine, ordan da amcığına yalaya yalaya indim. Sonra o aynını yaptı. "69 yapalım!" dediğimde, "O ne?" dedi. İlk yarım saati birbirimizin ağzında geçirdik. Amını yalarken parmağımın biriyle de göt deliğiyle oynuyordum.
"Acelemiz yok!" dedim ayağa kalkıp bir sigara yaktım. Oturma odası tarafına geçtik, L şeklinde koltuk takımı vardı, oraya oturdum, bu da yanıma oturdu. Ellerimiz birbirinin vücudunda, o yarağımla oynuyor, ben kalçalarını avuçluyorum. Sigaralar bitince, "Gel!" dedim buna, hemen üstüme çıktı. Uzanıp perdeyi açtım, karşı binalar yakın değildi, ama en fazla 50 metre vardı aramızda. Yarağımı amına aldığında, 15 gündür konuştuğumuz sikişme nihayet gerçekleşmiş, amına alttan pompalarken, memelerini ağzıma almış emiyor, iki elimle kalçalarını kavramış sıkıyor ve kucağımda hoplatıyordum.
15 gündür konuşuyor olmak mı? Karşı binalardan seyredildiğimizi düşünmek mi? Yoksa yarım saatten fazla birbimizi yalamamızın etkisinden mi? Bilmiyorum, ama birkaç dakika içerisinde ikimiz de boşaldık. Boşalıp yanyana oturunca perdeyi çekip kapattı. Sevişirken hiçbir şeyi takmayan kadın, sevişme bitince genç kız gibi utangaçlaşıveriyordu. O güne dek sormamıştım, "Daha önce kimseyle oldun mu?" dedim. "Çok istedim, ama kimseye güvenemedim!" dedi. O da bana sordu. "Yemediğim nane kalmadı!" dedim.
Karım 20 yıllık evliliğimizde götten vermediği için göt sikmeyi severdim. Az önce sevişme esnasında parmağımla göt deliğiyle oynarken Hale hiç kasmamıştı. O nedenle elimi götüne atıp, "Şimdi sıra bunda!" dedim. "Çok severim! Birkaç sene öncesine kadar ne Ayhan teklif etti, ne de ben istedim. Birkaç yıl önce senin teyze kızın götten sikilmeyi daha çok sevdiğini ballandıra ballandıra anlatınca denemek istedim ve Cumartesi alkollüyken Ayhan'a siktirdim. O günden beri bazen hiç amıma almadan alırım götten!" dedi. Zaten bu konuşmalar zıpkın gibi yapıyordu beni, koltukta domalttım. Ayağa kalkıp amına soktum, birkaç gitgelden sonra da götüne yüklendim. Hale, "Seninki Ayhan'ın sikinden kalın, kafası girene kadar yavaş!" dedi bir an. Kafası girince bir, "Immmhhh!" çıktı ağzından. Benden de bir, "Ohhhh!" çıktı. Hale, "Perdeyi açayım mı?" dedi. "Aç!" dedim. Uzanıp açtı.
Aydın'ın göbeğinde perdeler açık, teyze kızının eltisini götünden sikiyordum, 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Ohluyor, Ahlıyor, "Yavaş... Daha sert!" diye beni yönlendiriyordu. Arada kalçalarını tokatlıyor, ya da uzanıp göğüslerini sıkıyordum. O da amına parmaklarını sokmuş, benim tempoma göre kah hızlı hızlı kah yavaş yavaş kendini sikiyordu. "Şimdi kaç kişi bizi seyredip 31 çekiyordur acaba karşı binalardan?" dediğimde, "Offf, ahhhhh, evetttt, seyretsinler, aşkım beni ne güzel sikiyor götümden!" diye sayıklıyordu. Parmağımı ağzına soktum ve "Yala da ağzına da bir tane istediğini görsünler aşkım!" dedim. Hale, "Ohhh, evettt, gelip soksunlar, ağzıma, amcığıma, götüme, her deliğim dolsun!" derken kendimi tutamadım, götünden çıkarıp amına soktum. Hale, "Ohhhh, aşkım çok güzel sikiyorsun, ohhh!" diyerek orgazm olduğunda, ben de içine boşaldım...
O gün 10:30'da başladığımız sikiş saat 15:00'de bitti.
[Murat]
Seks
185 notes · View notes
filkadin · 5 months ago
Text
eve dönüyorum.
ev neredeydi, ev nasıldı, ev var mıydı sorularının ardından, yine trende, yine yanlış seçilmiş bir cam kenarında. üç sene önce dinlediğim bir şarkının hâlâ tam ortasında, mümkün değil. bu kez zihnimden konuşmak, basamakları ikişer ikişer inmek, sigarayı yarısında bırakmak zor geldi. gerisin geriye bakarken, sayfaları tersten okumak, ne önemi var, bu da benim şansım. kafamı her kaldırdığımda bir anının tebessümünü hatırlıyorum. hayır mutsuz değilim, evet huzurluyum. şikayet edilecek bir şey kalmadıysa hâlâ kafamızı kaldırmadan yürümeyi anlamlandırmalı mıyız? yoksa yol sadece yol mudur? yol sadece yoldur. zihninde çalan müziği hiçbir ses bastıramaz. tam ortasındayım. her şey değişse de insanın gözleri hiç değişmiyormuş ne kadar doğru, hiç kaybolmadım. ne kadar çok sevdiğimi ve sevildiğimi, bunun bir lütuf olmadığı bir evrende yaşadım. bozkırdan sonra, deniz hiç fena olmadı. boğulmadım, nefes alıyorum.
anlıyorum ve devam etmek istiyorum.
145 notes · View notes
o2r · 3 months ago
Text
hani birine yol sorarsın da "ooo sen çok yanlış gelmişsin" der ya işte bu aralar o yoldayım.
84 notes · View notes
noksanbiri · 5 months ago
Text
sanki hayat bana bütün sandalyelerini doldurmuş. zaman ilerledikçe insanın kendi kendine katlanması bile imkansız hala geliyor. olaylar silsilesi seni bildiğin hayatından kopartıyor ve yaşantın arkaplanda devam ediyormuş gibi geliyor. son birkaç haftadır böyle. kafamın içinde olan şeyler artık benliğimede zarar veriyor. bunun bana etkisi çok fazla. otobüsüm de bir tane yaşlı teyze düştü öncesinde tanıdığım muhabbet ettiğim bir teyze. ama beni o kadar rahatsız etti ki bu durum. belki de benim dalgınlığım yüzünden oldu bilmiyorum. belki de seneler sonra bugün ilk defa sağlık ocağına muayene olmaya gittim. olayların vücuduma etkisi beni rahatsız ediyor. dalgınlığım. vücudumda strese bağlı çıkan lekeler. kaşıntılar. aldığım kararlar o kadar yanlış ki. söylediğim sözler. yaptığım şeyler. o kadar yanlış. o yüzden dedim katlanamıyorum kendime. vicdan konusuna hiç girmiyorum. girersem eğer normalde kafamı yastığa koyar koymaz uyusam bile uyuyamıyorum. şuraya kadar yazdığım yazı bile o kadar karmakarışık ki. insan bir süre sonra yok olmak istiyor. her şeyden silinmek yok olmak. hayat bana tat vermiyor artık. ve git gide çekilmez aksi birisine dönüşüyorum. her şeye stres yapar oldum. her şeyi de kafaya takar oldum. bizim köy yolunda bir sürü ay çiçek tarlası var. eskiler bilir eskiden olsa burayı doldurdum öyle fotoğraflarla ya da akşam üzeri gördüğüm güzelim gökyüzünü atardım. gördüğüm güzelliklere bile tepki veremiyorum artık. görmezden geliyorum. mutluluk bana çok uzakmış gibi geliyor. ya da artık mutluluk aramıyorum. hiçbir şeyin benim için anlamı yokmuş gibi. yaşadığım hayat ise günü bitirmek adı altında geçiyormuş gibi. kafamı susturamıyorum. düşüncelerimi durdurmak istiyorum ama çoğu zaman başarısız oluyorum. güneş gözlüğü taktığım zaman içten içe gözlerim sulandığı zaman kimse görsün istemediğim için takıyorum. hayat. hayat. sanki bana sırtını çevirmiş gibi hissediyorum. en dipte çok dipte hissediyorum. sanki uçsuz bucaksız bir yol kenarında çıkan dikenler gibi hissediyorum kendimi. hem kendime yararım yok hem de çevrem olan insanlara da zarar veriyormuş gibi. ne olacak? sürekli kendime böyle sesleniyorum. içimde olan karmaşaya böyle sesleniyorum. hiçbir cevabı yok. olmayacakta biliyorum. her şeyin bittiğini de hissediyorum. ama yaşantım böyle devam edecekse ömrümün de artık son bulmasını istiyorum. bu düşüncede sağlıklı değil tavsif ettiğim bir şey değil. ama hayata karşı duruşum yok oluyor. yoruldum. her şeyden. belki de bu son sevgiyle diyişim bu yazıda. çünkü her şeye karşı inancımı kaybettim. o siyah noktada yok olmak istiyorum. hoşça.
78 notes · View notes
endergelisenataklar · 4 months ago
Text
trajedilere doğaçlama düşüyorum ben aslında. acıya balıklama dalıyorum. kuyular, dipler benim içimde hep. coğrafi bir harita olsam her yerim kahverengi olurdu benim. siyasi olsam kan gövdeyi götürürdü, ortadoğusunda kalbim. yol haritası olsaydım eğer ben hiç karışmazdı aklın. insan nerden başlarsa başlasın yine kendine varır gibi bir şey olurdu. kısır döngü olurdu sana ulaşmak. ben evden çıkıp gelemedim sana. her kapı umutsuzluğa açıldı. her kapı bir yoğun bakım ünitesi bende. en çok insan olan yerlerimden büyüyor kanser. hastayım, hastalıklıyım. cam gibiyim kesmem korkma, tehlike anında kır. dünyaya bulaşmış bir virüsüm ben tehlike sinyalleri verin. ama çiçekli kenarlarım vardı eskiden, unutmadan verin. viraj yok, dümdüz yolum ben, yürü, basa basa, koşa koşa. yol yormadı beni, yol olmak yormadı, gitmek yormadı, yanlış adreslere gitmekten yoruldum sadece. ben seni kaybettim ama sen hiçbir zaman kaybolmadın. hayır hastayı kaybetmediler. hayır maalesef. maalesef kapatıyorum. hoşça kal. yol bitti. yol silindi. kum. hayal. ben senin çölünde yalınayak şimdi.
68 notes · View notes
birtekhayalimsensin · 5 months ago
Text
Kadın dediğin sağ koltukta oturup, gloss sürüp, yanlış yol tarif eder
74 notes · View notes
prangalandim · 5 months ago
Text
Doğru insanın yüreğinde yanlış yol yoktur. Günaydın (:
120 notes · View notes
dumanlikafalar · 5 months ago
Text
"Hani birine yol sorarsın da "ooo sen çok yanlış gelmişsin" der ya, işte bu aralar o yoldayım."
67 notes · View notes
8ekizinci-harika54 · 1 year ago
Text
Tumblr media
Hani birine yol sorarsın "ooo sen çok yanlış gelmişin" der ya işte ben bu aralar o yoldayım ...
☁️
129 notes · View notes
kayipizge · 5 months ago
Text
yanlış olduğu en başından belli olan o yolda attığım her adımda çiçek ektim, olur da yol güzelleşir ve el ele yürürüz diye.
47 notes · View notes
etheromanie · 2 months ago
Text
"sefil düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup, hayattaki büyük sırrı çözemedik, soru da cevapsız ve acımasız kalakaldı: nasıl yaşadın, neden öyle yaşadın, neyi yapabilecekken yapmadın, başka bir yol, başka bir anlam arıyordun, yanlış zilleri, yanlış kapıları çaldın, yanlış yollara saptın, yanlış insanları sevdin, yanlış yataklarda uyudun, yanlış evlerde yaşadın."
32 notes · View notes