#Tez Ödevi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Tez Yaptırma
Ödev Yaptırma
Proje Yaptırma
Dergi Makalesi Yaptırma
dergimakalesi.yaptirma.com.tr
#tez yaptırma#tez yazdırma#güvenilir tez yazdırma#güvenilir tez yaptırma#proje yaptırma#ödev yaptırma#proje ödevi yaptırma#ödev yazdırma#parayla ödev yaptırma#ücretli ödev yaptırma#dergi makalesi yaptırma
2 notes
·
View notes
Text
dün gülden hocanın tez öğrencileri olarak toplantımız vardı tez döneminde olanlarla falan tanıştık. gülden hoca tatilde kendinize vakit ayırın hep ders hep ders olmaz kendinizle de ilgilenin falan dedi. sonra da "25 tane ödev verdikten sonra bunları diyorum" diye ekledi. çok komik bi kadın ya bayılıyorum. dün bi araştırma görevlisine ne yapıyorsun diye sormuş, kız da hocam sizin dersinizin ödevini yazıyorum demiş mesela. bi ödevini bitirip bi sunumuna hazırlanıyoruz. o bitince öbür ödevi yazıyoruz. dönem bitti tatil geldi derken de tez konunuza karar verin diyecek onun için bi şeyler yazacağız muhtemelen. akademide rahat yoktur ♡
4 notes
·
View notes
Text
Tez Özeti Nasıl Yazılır?
Bir tez özeti yazarken, birkaç faktörü göz önünde bulundurmalısınız. Araştırma özetleri, dönem ödevi, araştırma ödevi ve tez yazan öğrenciler için çok değerlidir. Bir tez özeti kısa ama kapsamlı olmalı ve özetlenen çalışmanın ana noktalarının net bir resmini sağlamalıdır. Aşağıdaki hususlar, başarılı bir tez özeti oluşturmanıza yardımcı olacaktır. ��çerik Yazım tarzı Organizasyon İyi Bir Tez…
View On WordPress
0 notes
Text
Selam Tumblrim bugün çok fazla temizlik ysptim ve sonra her yerim ağrıdı çok dinlenemedjm de iki tane film izledim bir tanesi aşırı sürükleyici ve anlamlıydi sonra boş muhabbetler felan şimdi de arkadaşimla boş muhabbet yapiyorum oysaki erken uyuma kararı almıştım her neyse bugün sadece bir konu bitirdim plsn yaptım gitgide daha az ders çalışıyorum bu sınır bozucu ama düzelticem pazar gününü tez ekoloji ödevi viroloji ödevi ve farmakoloji ödevine ayırdım keşke hepsini bitirebilsem dert tasa kalmaz aslında imkansız değil ve bunu halledersem daha çok konu vs bitirebilirim gerçekten okul bitse ya bugun ekstra bjr şey olmadi dümdüz bir gündü annem istediğim şeyleri yapmadi o beni üzdü baya başka bir durum yok simdj az daha boş yapıp kitabımı okuyarak uyuycam byy byy
1 note
·
View note
Text
Tezde Giriş Bölümü Nasıl Yazılır?
Tezde Giriş Bölümü Nasıl Yazılır?
Bir tezi yazarken, giriş kısmına olağanüstü dikkat göstermelisiniz. Okuyucu tezinize girişten başlayacak ve girişe dayalı olarak problem, fikirleriniz, profesyonellik ve yazma becerilerine ilişkin görüşler edinecektir. Girişiniz mükemmel olması gereken önemli bir bölümdür. Tez de giriş bölümünün nasıl yazılacağına dair faydalı bilgiler, ipuçları ve tavsiyeler alacaksınız.
Profesyonel Destek…
View On WordPress
#bitirme ödevi#bitirme projesi#Bitirme Tezi#güvenilir tez merkezi#lisans#Tez Ödevi#tez önerisi#tez hazırlama#tez yazma#tez düzenleme#Tez#Tez düzenleme#Tez Editörlük#Tez Danışmanlık#Yüksek Lisans Tezi
0 notes
Text
Okula erkenden gidip bu pencereden şehirdeki karmaşayı izlemek benim için pazartesi rutini haline geldi. Üç dersim bitti. İki ödevi teslim ettim. Tez ile ilgili birkaç elle tutulur belgeyi değerlendirmeye çalıştım. Son derste yine sadece iki kişiydik. Diğer kişi de kimse gelmez hocaya ayıp olmasın diye gelmiş djjdjdjdjf Perşembe gününe kadar üç ödev iki sunum hazırlamam lazım. Ama saat daha beş bile olmamışken enerjim bitti. Nasıl yetişeceğime dair birkaç fikrim var. Hepsinin yolu günlük uyku saatimi azaltmaktan geçiyor. Neyse, olur böyle şeyler. Şu haftayı sağ salim atlatalım da bayram haftasında dersler yokken çalışırız bol bol. Şimdi hem orucu biraz uykuya tutturmak sonra da ödev yapmak üzere kalkmak için eve koşacağım. Gitmeden bugün kafamda dönen şarkıyı da paylaşayım sizlerle: "kırgınım sana ben"
Ps. Şarkının adı bu değil, biliyorum. Ama bence bu olmalıymış. Yanlış koymuşlar djjdjdjfj evet buna ben karar verdim...
5 notes
·
View notes
Text
Ücretli Tez Danışmanlık
Tez mutlaka belli bir kural doğrultusunda size verilecek olan konu üzerinden yazılması gerekir. Bugün pek çok öğrenci tezlerini bitirmeye çalışırken online destek alıyorlar. Yani internet üzerinden herhangi bir şekilde parayla tez yazdırma hizmeti aldığınızda mutlaka iyi düşünmeli ve kaliteli bir hizmet olmasına dikkat etmelisiniz. Tezin konusu akıcılık konusunda çok önemlidir. Yani en basit haliyle bahsedecek olursak tezin mutlaka veri analizi yapılarak yoluna devam etmesi gerekiyor. Bilmediğiniz tanımadığınız birileri hakkında mutlaka çok uyanın olmanız gerekiyor. Zaman içerisinde artık neler yaparsanız yapın ister istemez geliş kafanızdaki en önemli soru işareti olacaktır.
Ücretli tez danışmanlık hizmeti veren pak çok kişi var ve bunlar size ait olan ödevi veya tezi en güzel şekilde hazırlamakla mümkün olacaktır. Tezlerde konu değişiklik gösterdiği gibi düzende de farklılık vardır. Örneğin teziniz mutlaka hangi okuldaysanız o okulun belirlemiş olduğu kurala göre yazılması gerekir. Okulun kuralları yönetim kararıyla belirlenmiş olduğundan dolayı tezi yazacak olan kişinin de mutlaka bu kuralı biliyor olması gerekir. Mantık dışı gelen bir tez ya da kopya içerikleri bulunan bir tez okul tarafından asla kabul edilmeyecek ve bunun da tabii ki bir yaptırımı olacaktır. Bu nedenle tez yazdırırken ya da yazdırmak için yer ararken mutlaka güvenebileceğiniz bir yer olmasına dikkat etmeniz gerekiyor. İnternet üzerinden yer belirlerken de bu hassasiyet bir adım daha fazla öne çıkmalıdır.
1 note
·
View note
Text
şimdi kulağımda feridun düzağaç- kül çalıyor. bir aralar letmess vardı -ismi bu muydu- oradan mektuplaştığımız zamanları hatırlattı bana. her mektubun sonuna bir şarkı iliştirme adetim vardı. bazı kişiler artık yok burada. bazılarınınsa kim olduğunu hiç öğrenemedim. burada olanları izlemek, okumak da aşırı keyif veriyor. zaman yolculuğu misali.
şimdi de mabel ve ceylan ertem*- kör heves.
bir profile rast geldim. kıskandım sanırım. hangisini bilmiyorum :’) -her şey bir son buldu, kör bir hevesle-
okulun bitmesine azıcık kaldı. ödevi de şakır şakır yazarken buldum kendimi, memnunum. umarım bu akşam bitirebilirim. böylelikle ilk dönemi kapatmış olurum -yapmayı sürekli ertelediğim anlamsız bir ödevim daha var, olsun.
zamanlayıcı açıp çalışacak hale geldim. odaklanma sürem: 20 sn. Allah bildiği gibi yapsın beni. neyse, böyle uzaktan uzaktan bitecek yl. aklıma sık sık tez konusu geliyor, not ediyorum.
öylesine.
burada rast gele engellemeler, unf’lar yapabiliyorum. kendimi korumak için. çünkü küçük bir halkanın içinde tanıdıklara çarpmadan yürümek gibi benim için :’) zaman yolculuğu misali.-
5 notes
·
View notes
Text
Tez Yaptırma Rehberi 2024-2025
Tez Yaptırma Rehberi 2024-2025
Tez Yaptırma Hizmeti Tez yaptırma hizmetleri genellikle öğrencilere tezlerini yazmalarında yardımcı olmayı amaçlar. Bu tür hizmetlerin genellikle etik dışı olduğu ve akademik dürüstlüğe zarar verebileceği endişesi bulunmaktadır. Fakat profesyonel bir ekiple çalışmanız durumunda tezinizin içinde olabilir ve sürecinizi öğrenme aşamasına çevirebilirsiniz. https://tez.yaptirma.com.tr/
Tez Yaptırma Nedir? Tez yaptırma, öğrencilerin kendi yerine başkasının tezini hazırlatması eylemidir. Bu, öğrencilerin akademik etik kurallarına uymadığı gibi, öğrenme ve bilgi edinme sürecini aksatabilir.
Akademik tez yazdırma sürecinde hangi adımlar takip edilmelidir?
Akademik tez yazdırma sürecinde aşağıdaki adımlar takip edilmelidir:
Tez Konusunun Belirlenmesi: Öncelikle tez konusu belirlenmelidir. Tez danışmanınız ile birlikte tez konusu üzerinde çalışılmalıdır.
Literatür Taraması: Tez konusu ile ilgili mevcut çalışmaların, makalelerin, kitapların incelenmesi ve derlenmesi gerekmektedir.
Metodoloji Belirlenmesi: Tez çalışmasında kullanılacak yöntemler, teknikler ve araçlar belirlenmelidir.
Tez Taslağının Oluşturulması: Tezin bölümleri, içeriği ve akışı belirlenerek bir taslak oluşturulmalıdır.
Tez Yazımı: Tez taslağına uygun olarak tez metni yazılmalıdır. Yazım kurallarına, biçimsel özelliklere ve etik kurallara dikkat edilmelidir.
Tez Savunması: Tez yazım süreci tamamlandıktan sonra tez savunması gerçekleştirilmelidir. Tez jürisi tarafından tez değerlendirilir.
Tez Düzeltmeleri: Tez savunması sonrasında gerekli görülen düzeltmeler yapılmalıdır.
Tezin Teslimi: Son olarak tez, ilgili enstitüye teslim edilir.
Bu adımların titizlikle takip edilmesi, akademik tez yazım sürecinin başarılı bir şekilde tamamlanmasını sağlayacaktır.
Öğrencilerin tez hazırlama sürecinde akademik danışmanın rolü nedir?
Öğrencilerin tez hazırlama sürecinde akademik danışmanın rolü şunlardır:
Yol Gösterme: Akademik danışman, öğrenciye tez konusunun seçimi, araştırma yöntemlerinin belirlenmesi, kaynak taraması gibi konularda yol gösterir.
Rehberlik Etme: Danışman, öğrencinin tez yazım sürecinde karşılaştığı sorunlara çözüm önerileri sunar ve öğrenciyi yönlendirir.
Denetleme: Akademik danışman, öğrencinin tez çalışmasını düzenli olarak denetler, eksiklikleri tespit eder ve düzeltilmesi için önerilerde bulunur.
Geri Bildirim Sağlama: Danışman, öğrencinin yazdığı tez bölümlerine ilişkin geri bildirimler verir, yazım ve içerik konusunda önerilerde bulunur.
Motivasyon Sağlama: Akademik danışman, tez yazım sürecinde öğrencinin motivasyonunu artırmak için destek olur ve teşvik edici geri bildirimler verir.
0 notes
Text
hemen mini bi final takvimi
30 mayıs: uyghur vs. han chinese conflict sunum
31 mayıs: uyghur vs. han chinese conflict final ödevi teslimi
1 haziran: gender and migration final ödevi sunumu
5 haziran: tez konusu proposal teslimi & tezhip sergimiz
15 haziran: gender and migration final ödevi teslimi & 25 oluyorum
9-18 haziran arası: auzef sosyoloji finalleri
*quantitative research methods finalinin ne olduğu da tarihi de hâlâ belli değil
3 notes
·
View notes
Text
iyi geceler canım kızım annen bugün yüksek lisanstan mezun oldu bebeğim. Hayır çok önemli bir şey yapmadım aslında, hayatta daha kuvvetli başarılar var, ama bu sadece senin minik patilerin gibi küçük bir başlangıç adımı ve sağlık problemlerim nedeniyle geç de bitirsem en azından emeğimi, araştırmalarımı heba etmemenin, ziyan olmamasının huzuru. Başarı ile sonuçlandırmam diğer adımları da başarmam konusunda umut veriyor yalnızca, bakalım artık kızım yani kendimi bir yandan huzurlu hissediyor, bir yandan yani dağılmamam gerek diyorum, mesela başlıkları kontrol edeceğim, içerik aynı şekilde ama başarılı bulduk dedi jüri üyesi olan hocalarım, tebrik ettiler, pandemi biterse okula gittiğimde danışman hocam kendi cübbesini giydirmek istediğini söyledi, yani o daha güzel olur manevi anısı olan bir şeyi paylaşmış olmak çok kıymetli bence ve hocamın anılarını taşıdığı cübbeyi giymek çok kıymetli - ay benim yine yazarken beynim uçtu, dağıldı, aynı cümleyi tekrar ettim sanırım, sana da isim bulamadım şimdilik, zaman ismini fısıldayacaktır, doğadan gelen güçle doğru zamanı bekliyorum piremsesim ama her gece seninle dertleşeceğim, aramızda kalsın tumblrmı kimse bilmiyor, kendimi en iyi ifade ettiğim yer burası şimdilik canım kızım. Seninle dertleşmek şizofreni olduğumdan ya da anne olma meraklısı vs. biri olduğumdan değil tamamen yüreğimden böyle akıyor. Yani annem hayvanları sadece beslemek, uzaktan yemeklerini vermek olarak sevdiği için benim bir kedim yok şimdi ama Sirius köpeğimiz var, o da bebek gerçi köpek değil, sen de kedi ya da fotoğraf değilsin sen de benim canım kızımsın. Yani şizofreniden değil kalben öylesin. Ay ne yorulmuşum ne kırılmışım şu haksız ifadeye beş yüz kere kendimi açıklamak zorunda kaldım ondan. Yani sen benim ruhumdan, kalbimden, aklımdan ve karakterimden doğan daha doğrusu REM uykumda doğan minik bir hayat inceliğisin. Ben oyuncak bebeklerimle de böyle oyunlar, yazılar yazardım. Yani şu an doğaçlama yazarken oldu her şey. Gerçi doğaçlama derken bugünün nasıl doğaçlama ilerlediğini de anlatayım hemen. Ben şu an regl dönemindeyim ve çok ağır geçiyor her ay iğne yaptırmam gerekiyor, yoksa midemde bir şey yokken sürekli kusuyorum ve çok zamanla çok zayıflıyorum, gücüm kalmayınca başka rahatsızlıklar başlıyor, en azından iğne ağrıyı geçirip beni uyutuyor, midemin bulantısı da geçince kusma da duruyor, işte o çok uyumaları yaşadığım bir sabah, yani bu sabah danışmanımın beni aramasıyla uyandım, dedi ki tez savunman var bugün dedi, ben çok şaşırdım, haber bekliyordum, zamanı belli değil sanıyordum, yani enstitüden intihal raporu hakkında geç haber alabildim, taşınmıştı o süreçte her şeyi konuşunca aynı telefon görüşmesinde sanırım o tarih de geçmiş ve ben o kadar şeyin stresine heyecanına odaklanmaktan tez savunması tarihini hafızaya almamışım. Hemen kalktım, saçlarımı yıkadım, dalin kokusu kalp ben, sonra kahvaltı ettim, odamı her gün toparlayıp, temizlediğim için sadece masa, bilgisayar ve telefonu her günkü temizliğinden geçirdim. Yani yaseminli vanilyani vegan viking pembiş temizlik kokusu kalp odam sonra da Balkan Kızı şarkısı eşliğinde adeta tiyatro kulisindeymiş gibi makyaj yapma ritüelimi gerçekleştirdim, açık yeşil, zümrüt yeşil, safir ve turkuazdan oluşan göz makyajı ile nar çiçeği ruj ile makyajım tamamdı bana enerji vermesi açısından istediğim gibiydi, sonra da Sait Faik’in en yoldaşı olan deniz, balık, balıkçılar ve gökyüzü ruhu su gibi bir mavi kombin yaptım sonra da hayatımda kıymetli bir manevi bağ olan bir kalemin, zümrüdü anka kuşu olarak nitelendirdiği kolyemi taktım, yeşil halka küpelerin içine 2016 yılından beri taktığım, annemin mavi küpelerini taktım, saçlarımı da Helenistik stil yaptım. Bileklik ve yüzükleri de detaylandırmayayım bence yani bakınca manik ve abartılı bir aksesuar anlayışım var gibi algılanıyor ama hepsi bir hikaye oluşturup enerji bütünleşmesi yaratması hissinden kaynaklanıyor. Yeşil kuş ve yapraklı dallı yüzük, süt mavi bulut ve bebek mavisi şemsiyeli yüzük, annemin hep taktığı ve yıllardır benim olan gümüş etnik yüzük ve bu sene kazandıklarımla kendime aldığım labrodit doğal taş yüzüğümü taktım, dayanamadım anlattım yine dedim ya beni burada kimse görmüyor, yazım kuralıymış, cümle tekrarıymış, ama rezil olcam kaygılarıymış, onlar bu platformun evreninde yoklar benim için. Burası benim için şehrin kalabalığından kaçılan ıssız bir ada, sakin bir köyü temsil ediyor. Mavili saat, mavi yeşil bileklik diğer elde, turkuaz doğal taş bileklik, kırmızı siyahlı bileklik (mor gri kalpli gözlüğü aldığım premit adlı yerden gözlüğün yanında hediye gönderilen) yeşil defne yapraklı bileklik bir de çocukkenden beri sakladığım mavili, nazar boncuklu bileklik. Son olarak da yine ilk kazandığımla aldığım Rüya adındaki üst notasında, kalp notasında ve dip notasında çok sevdiğim detayların ruhu olan parfümden sıktım -ya bunların hepsi kendimi iyi hissetmek, güzel enerji olması adına içimden geliyor, ben ne yapıyorsam hep kendime yaptım yani süslenme gibi konularda mizacım hep böyleydi canım istemezse hasta gibi makyajsız süssüz de olduğum olmuştur. Kimseyi takmam o konuda. Ay çok konuştum. Çok detaya girdim. Tamam sakinim. Yani sonra başladı online görüşme şeklinde ve ben anlattım tezimin amacını ve yaptıklarımı, çalışma şeklimi, araştırmayı yönlendiren kaynakları ve başlıklandırmayı nasıl yaptığımı vs. Sonra sorular soruldu, önerilerden bahsedildi, yani benim aldığım eleştiri tezimin teorik zemininin çok uzun sürmüş olması, hikayelere az zaman ayrılmış olması yönündeydi, teorik zeminin bu kadar araştırılmasının, doktora tezlerinde olduğunu söylediler, kötümserlik kavramı benim de felsefi derinliği açısından başlangıçta yabancı olduğum bir kavram olduğu için ve çok sınırlı kaynak bulabildiğim için sanırım her öğrendiğimin paylaşılması gerektiğini düşündüm, ve hikayeleri okuyunca bu kavramla bağlantı kurmak açısından daha detaylı okumalar yaptım sonra sağlık problemleri, odaklanamamalar derken her şey neredeyse son 2 haftada toparlandı benim bir mucizeyi yapmam oldu. İnanırım ki yüksek lisansın ilk senesi ikinci dönemde karaciğerimden rahatsızlanıp da her şeyi bırakıp tedavi olmak için eve dönmek zorunda olmasam o an yapabilecek durumda olsam seminer ve diğer dersler alttan kalmasa daha başarılı bir tez ödevi yapabilirdim ama ben rağmen yaptım bu bir bahane değil sadece azmime ve çalışmama inancımdan doğan bir cümle ve çok daha fazlasını yapmayı çok isterdim, sürecin öğrettiklerine ve sonuca odaklanıyorum şimdilik ne diyeyim. Çok şükür. Ders dönemim iki yıl sürmemiş olsa her şey çok başka olurdu ama zorluklara rağmen başarabilmeyi yaşamam gerekiyormuş buna da şükür. İncelenen başlık açısından literatürde ilk yapılan bir çalışma olduğunu duymak ve danışmanımın ilk mezunu olduğumu duymak benim için mutluluk vericiydi. Hatalarımı düzeltip, yazdıklarım arasındaki bağlantıları daha sağlam kurup enstitüye teslim edince rahatlayacağım. Danışmanım mezun olduğunun haberini sevdiklerini paylaşabilirsin ifadesinde bulununca ben hemen paylaştım fakat bunları da halletmem gerek. Eskisi kadar yoğun olmasa da içimde minik soru işaretleri, garip bir burukluk hissi yaratıyor ama onu da halledeceğim zamanla, dengeye oturtacağım yapmak istediğim her şeyi. Okumak istediğim kitaplar var. Dedektif Enola serisinin ilk üç kitabı ve Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları serisinden Su romanı bugün ulaştı, kalbime ve ruhuma ve aklıma yakın bulduğum bu kadın karakterle daha çok iç aynasına bakacağımı ve öğrenmenin keşfin yolculuğunun ışık dolu devam edeceğine inanıyorum. Bugünün armağanı gibi savunmadan önce geldiler. Teşekkürler canım Alfa Yayınevi ve Artemis Yayınları en çok da abilerinin yokluğunda bir başına, mücadele eden, durmadan araştıran, kılık değiştiren, sorgulayan Enola Holmes ile kavuştuğum için. Everest Yayınları sana da teşekkür ederim ruhumun en yalnız ve hür yanının adını bulduğum, iç ismim olan Defne adındaki bir kadının mücadelesini, maceralarını böyle bir günde hediye ettiğin için. Üniversitede tiyatrodaki ilk oyun kişisi yolculuğum olan Su da romanın adı olunca benim için her şey çok anlamlı bir bağ kuruyor. Bugünüm böyle geçti. Sosyal medya da paylaşım yaptım ama içten içe beş yüz defa utanarak, çekinerek - ay çok mu abartılı olur - paylaşsam doğru olur mu - cübbe yok nasıl ifade edeceğim böyle komik mi olur derken yine de kalbimden geçeni yaptım sanırım ve bitti çoktan bugün bak saat 03:32 olmuş çoktan bugün dün olmuş bu ne şimdi benim yaptığım yakın zamanlı nostalji falan mı dünü andım ama bugünden yeni çıkış sınırları içinde neyse bunu sonra sorgulayalım.
Sonuç olarak kızım bir hafta çok tuhaftı. Abdülhak Hâmid Tarhan’ın Hacle şiirinin V. bölümünde dediği gibi, mezar ve beşiğin iç içe olmasının hayatın iki oyuncusu olması gibi ve buna fıtrat denilmesi yaşam ve ölümün karı koca olması gibi yani son yaşadığım süreç sonrası bugün bu şiir çağrıştı şerhi bu şekilde olduğu için ama şiirin kendisini hatırlamadığım için gittim, valizleri deştim, üniversitenin ikinci senesinde okuduğumuz ve ders konusu olan şiiri buldum, o kadar aklıma takıldı, onunla ifade etmek istedim.
Hadi uyku vakti artık, gerçi ben uyuyana kadar Dualar Kalıcıdır romanını okuyacağım. Pelin ve Bayan Rosella’yı çok sevdim. Ben bazı önyargılı edebiyatçıların yerinde olsam aşk romanı yazarı olarak önyargı ile yaklaşmak yerine çok güzel teorik başlıklarla değerlendirirdim. Bence Umberto Eco da Bayan Rosella’nın anlatıdaki geriye bakışlarını, analeks olarak açıklamamı yanlış bulmazdı, yerinde bulurdu. Neyse bunları yazarken çok utandım. Haddime olmayan şeyler dedim gibi geldi. Ama çok da böyle okuduğum teorik bilgilerle kendiliğinden açıklıyorum kafamın içinde ve tutamadım, yazdım birden. Artık hayırlısıyla daha parlak zamanlar olsun dilerim ki...
08.01.2021, 03:46
*Rüya (iç ismi Defne)
1 note
·
View note
Text
Tez Hazırlama
Her öğrencinin eğitim hayatı içerisinde var olan ödev ve tezler, okulu tamamlayabilmesi için önemli bir ayrıntıdır. Bunun içinde mutlaka kendisine verilen ödevi eksiksiz ve hatasız bir şekilde tamamlayarak teslim etmesi gerekir. Tez, öğrencinin en yoğun dönemine denk geldiği ve veriliş süresinin kısa olması ister istemez öğrenciyi de farklı alternatifleri geliştirmeye itmiştir. Bunların başında gelen parayla tez yazdırma ise en çok başvurulan yöntemlerin başında gelir. Parayla bir tezin yazdırılması profesyonellik gerektiren bir durumdur. Bunun için bir arkadaşın ricası ya da deneyimsiz kişilere tez yazdırmak doğru değildir.
Tez hazırlama için başvurulan yöntem genelde bu işi yapan firmalardır. Ancak tez yazdırma işlemi yasal olmadığı için de bu işin kuralına uygun olarak yapılması gerekir. İnternet üzerinden bu işi yapan çok sayıda kişinin olduğunu biliyoruz ve bunun için de dikkatli hareket edilmesi gerekir. Tezin konusuna bağlı olarak uzun bir araştırma süresi ve kelime dağarcığının olması gerekir. Tez yazarken mutlaka belli bir kalıp doğrultusunda hazırlanması gerekir bunun içinde izlenilecek olan yol öğretmenin verdiği şekilde hazırlanmasını sağlamaktır. Profesyonel destek aldığınız bir firma bu işi kuralına uygun şekilde yaparken tezin her aşamasında da sizi bilgilendirecektir. Örneğin her 5 sayfa da bir konu ilerledikçe bilgi veren firmalar vardır. Buna göre siz de tezinizi takip etmiş ve varsa düzenlenmesini istediğiniz yer, revize edilir.
1 note
·
View note
Note
Hellooooooo napıyorsuuuun?
Başımıza bir tez ödevi belası çıktı onla uğraşıyorum sen napıyorsun
9 notes
·
View notes
Text
Tez Arama Motorları
Tez tarama çalışması, tez hazırlama aşamasının en önemli ve gerekli safhasıdır.
Araştırmalarınız için güzel bir örnek arıyorsanız. Sizler için en iyi tez veri tabanlarını araştırdık.
Türkçe En iyi Tez Tarama siteleri
YÖK Tez Tarama Sitesi
Milli Kütüphane Üyeliği İçin
ODTÜ Tez Tarama Sitesi
Başkent Üniversitesi Tez Veri Tabanı
Sabancı Üniversitesi Tez Veri Tabanı
Çukurova Üniversitesi Tez…
View On WordPress
#Tez Ödevi#tez hazırlama#tez yazma#tez düzenleme#tez yazdırma#Tez#Tez düzenleme#Tez Editörlük#Tez Danışmanlık#İstanbul tez yaptırma
0 notes
Text
Yüklü Parçacıkların Elektriksel Hareketi
Yüklü Parçacıkların Elektriksel Hareketi
Yüklü Parçacıkların Elektriksel Hareketi
(more…)
View On WordPress
0 notes
Text
Yazmamın Otobiyografisi
Yazmakla ilgili deneyimlerim ne kadar eskiye gidiyor ve hayatımın nelerinde köklerini alıyor? Bunu daha önce hiç düşünmemiştim. Yazmakla ilgili bir kitapta bir etkinlik olarak karşıma çıkmasaydı büyük ihtimalle düşünmeyecektim de.
Babası işçi olan birisi olarak İzmir’in yoksulların yaşadığı bir semti olan Bayraklı’da geçti çocukluğum. Annesi ve babası çok okuyan birisi değildim yani veya entelektüel bir aile geçmişimiz yok. Ama o sıralar gazetelerin sıklıkla verdikleri ansiklopedilerden evimizde baya vardı. Özellikle çocuklar için olan birkaç tanesini hatırlıyorum. Sonrasında da kırmızı ciltleriyle Temel Britanica serisinin tümünü kupon biriktirerek almıştık. Fakat bu ansiklopedilere okumaktan çok resimleri için bakıyordum. Çoğunun resimlerini ezberlemişimdir ve bugün bile baksam hemen hatırlayıveririm. Bunun dışında tabii altı yaşımdayken evimize Commodore 64 bilgisayar girmişti. Ve 80’lerin sonu 90’ların başında çocuk olan kuşaktan birisi olarak televizyondaki çizgi filmlerin en iyilerini izleme şansımız olmuştu. Belki de bu yüzden okumak çok geç yaşlarda hayatımıza girdi. Hatta bununla ilgili şöyle bir ilkokul birinci sınıf anım var. Şimdilerde yapıyorlar mı bilmiyorum ama benim çocukluğumda okumayı sökenlere sınıfın panosunda elma şeklinde kesilmiş kartonlar asılırdı. İlk okumayı sökenin de elması diğerlerinden büyük olurdu. Ve okumakla ilgili bir şeyleri başardıkça da öğretmen kırmızı kalemle elmayı daha da renklendirirdi. Ben ise okumayı nispeten geç söktüm. Sanırım mart veya nisan ayıydı benimde elmam panoya asıldığında. O günlerde bir komşumuz balkondan yanında durduğum anneme “okumayı söktü mü?” diye sordu. Annem de “geçte olsa söktü galiba biraz geç çalışıyor” (kafası gelecekti sanırım sonuna) dedi. Ben o zaman anladım tabii annemin ironisini sanırım annem anlamayacağımı düşünerek öyle demişti. Ve çok utandım annem bunu söylediğinde kendimden.
Neyse daha çok yazmak odaklı gitsem daha iyi olacak. Dedem Bulgaristan doğumlu bir göçmendi. Arada memleketinden birileri ile mektuplaşırdı; ona gelen mektupları hatırlarım. Sanırım kril alfabesiyle yazılı olurdu bu mektuplar. Bir de dedemin bize çizdiği kuğu resimlerini hatırlarım dedemden. Sanırım kolay çizmenin bir yolunu öğrenmiş zamanında o yüzden arada bize güzelce çizip hayrete düşürürdü hepimizi. Kril alfabesi mevzusuyla ilgili bir başka şey de dedemin ve ananemin yaşadığı evde sarı, tahtaların küp biçiminde birleştirilmesiyle oluşan bir baharatlık vardı. Her bir küpün önünde kril harfleriyle yazılmış kelimeler bulunurdu, bu bana çok gizemli gelirdi. Hatta bir gün anneme ne yazdığını sorduğumu bile hatırlıyorum. Annem de “baharatların isimlerdir herhalde” minvalinde biz cevap vermişti sanırım. Daha sonraları göçmen ailelerin çocuklarına göçtükleri ülkelerin dillerini öğretmemeleriyle ilgili bir anekdot okumuştum benim ailemle de bütünüyle uyumlu bir hikâye bu. Anekdot şöyle: kırklı yaşlarına gelmiş bir adam babasına soruyor “baba bize neden Boşnakça öğretmedin?” diye. Babası da şu şekilde cevap veriyor “artık orada yaşamıyoruz ki ne işine yarayacaktı.” Bu genel olarak bu topraklarda yaşayan insanların hem başkaları ve onların dilleriyle hem de geçmişleriyle aslında ne kadar sorunlu bir ilişki içerisinde olduğunu gösteriyor bana. Neyse ki bu başka bir mevzu.
İlkokul yıllarımda yazmakla ilgili farklı deneyimlerimi şimdilerde tekrar hatırlıyorum. Mesela öğretmen gazete yapacağız demişti. Ben onu normal basılı gazete gibi anlamışım. O sıralar evlere kupon biriktirmek için sıklıkla gazete girmekteydi benimde çocuk aklım tabii öyle bir gazeteye gitmiş. Ama öğretmen duvar veya pano gazetesini kastediyormuş meğerse. Ben evde A2 boyutunda üç tane kalın kâğıdı katlamış ve gazete biçimine getirmiştim. İçine fotoğraflar kesip yapıştırmış ve yazılar yazmıştım. Hatta öğretmen Türkiye bayrağını çizmemizi istemişti, bende bu gazetenin son sayfasına bayrak çizip boyamıştım. Ama hepsi boşa gitti çünkü ödevi tümüyle yanlış anlamışım. Bu yaratıcı girişimimin takdir gördüğünü ise hatırlamıyorum. Yaptığım ilk gazete ise büyük ihtimalle sobayı boylamıştır. Hatırladığım ikinci ilkokul yazma deneyimimi ise net olarak hatırlıyorum. İlkokul üçüncü sınıftaydım, İzmir’de çok büyük bir sel felaketi yaşanmıştı (internetten baktım şimdi 5 kasımdaymış) ve öğretmenimiz de bizden bunun üzerine yazmamızı istemişti. Ben haberlerde otuz beş kişinin öldüğünü duymuştum o bilgiyi de yazıma eklediğimi hatırlıyorum (gerçekte 61 kişi ölmüş). Sanırım bu yazım öğretmen tarafından beğenilmişti. İlkokulda hatırladığım üçüncü yazma deneyimim ise okul dışındaydı. Geleceğe Dönüş veya diğer zaman yolculuklu anlatılardan çok etkilenmiş olacağım ki bir iki roman yazdım zaman yolculuğuna dair. Yazdıklarımda çılgın profesör, esas oğlan ve sevgilisi gibi unsurlar aynen Geleceğe Dönüş’te olduğu gibi mevcuttu. Ama zaman yolculuğunu sağlayan alet bir araba değil bir lazer tüfeğini andıran bir icattı ve ucundan çıkan lazer sayesinde yolculuk başlıyordu. İlk yazdığım romanda geçmişe en sevdiklerim olan dinozorlar çağına gidiyorlardı. İkincisinde de sanırım geleceğe gidiyorlardı uçan arabalar falan hayal etmiştim (Jetgiller’de az etkilememiş demek ki beni). Bu yazdıklarımı da tıpkı yaptığım gazete gibi defter kâğıtlarını kesip A3 boyutuna getirip ortasından zımbalayarak bir kitap formatına getirmiştim. Ve sadece yazı değil o sayfada anlatılanların resimlerini de çizmiştim. Sonra tabii ki bunlarda atıldı gitti sanırım.
Ortaokul yıllarımda ise öyle hatırladığım bir anı yok. Sadece yine okul dışında internetin ilk yaygınlaşmaya başladığı dönemlerde NetShow siminde takip ettiğim bir dergide gördüğüm içerik.org isimli bir yazı paylaşım sitesine üye olup bir tane yazı paylaşmıştım. Bu yazıyı yazdığımda 14 yaşında olduğumu çok iyi hatırlıyorum çünkü yazıya gelen yorumlarda takdir etmişlerdi beni bu yaşta olup da yazı yazmaya heves ettiğim için. Yazının konusu da o sıralar yeni yeni çevrilmeye başlanan ve benim de hevesle takip etmeye çalıştığım fantastik edebiyatla ilgiliydi. O zamanlar (hatta şimdi de) fantastik edebiyat gerçek edebiyattan sayılmıyor bir tür gerçeklikten kaçış edebiyatı olarak görülüyordu. Ben de kaçış edebiyatıysa öyle olsun bu gerçekliği napayım tarzında ergen isyanıyla dolu bir yazı yazmıştım. Nerelerde acaba o yazı şu sıralar? Hani internetten bir şey kaybolmazdı.
Lise yıllarımda da yazmakla ilgili çok fazla bir şey hatırlamıyorum. Mesela geçen günlerde elime geçen okuduğum lisenin dergilerine yazmadığım için çokça hayıflandım. Çoğu yazar lise yıllarında böyle yerlere yazarak motive oluyor aslında yazmaya. Hatırladığım bir anı o sıralar yeni okuduğum Nietzche Ağladığında isimli kitaptan etkilenerek yazdığım bir yazıydı. Edebiyat öğretmenim birçok hata bulmuştu o yazıda benim ise ona sorduğum soru “içeriği nasıl?” olmuştu. Hoca da “güzel fikirlerin var ona şüphe yok” demişti. Sanırım bu benim bir yazıda biçimden çok içeriğe önem verdiğimle ilgili önemli göstergelerden birisi. Zira hala dilbilgisi kuraları hakkında çok takıntılı değilimdir. Birisi yazdığımı anladığı müddetçe de bunu hiçbir zaman sorun etmedim. Bu ayrıca benim fikir edinmeye ve dolayısıyla okumaya daha fazla ağırlık vermemle sonuçlanan bir zaman diliminin başlamasını da sağladı. Yazacak bir şeyim olduğu müddetçe hemen yazabileceğime inanmıştım bu süreçte. Hâlbuki yazmanın bir zanaat olduğunu ve ne kadar çok yazılırsa bu zanaatta o kadar ustalaşılabileceğini daha yeni yeni idrak etmeye başlıyorum. Umarım geç olmamıştır.
Büyük ihtimalle lise yıllarımda okumuş olduğum Sait Faik’in meşhur “yazmazsam deli olacağım” cümlesiyle biten hikâyesini hala hatırlarım. Demek ki zihnime bir şekilde kazınmış ama yine de beni yazmaya yöneltmemiş. Lise yıllarımdan sonra roman girişimleri, dandik şiirler, yayınlanmamış öyküler yazdım tabii herkes kadar. Hatta sanırım bir senaryo girişimim bile oldu (veya bir arkadaşımla beraber mi giriştik o işe hatırlayamadım). O sıralar biraz tiyatroya da bulaşmıştım ucundan senaryo girişimi onun da etkisi olabilir bir yandan.
Bugün geldiğim noktada sanırım yazma konusunda kendimi daha iyi tanıyorum diyebilirim. Kurgu bir eser yazamayacağım ortada. Belki kısa öyküler yazabilirim gibi hissediyorum ama karmaşık kurgulu romanlar falan yazmak benim işim değil. Şiir yazmak ise imkânsız gibi. Sosyal bilimsel ve akademik makaleler yazmak benim için uygun diyebilirim. Ve bu yazıda olduğu gibi kendime ve deneyimlerime dair deneme yazıları belki. Bu belki bazı kişilerin küçük gördüğü bir şeydir. İlk olarak şunu belirteyim bilimsel makaleleri okunaklı ve ilgi çekici yazmakta kurgu yazmak kadar emek isteyen bir iş. Genel kanı bunun tersi olduğu için bir sürü okunamayan kitap, tez, makale yığını var çevremizde. Bilim insanları cidden akademik yazma konusunda eğitim almalılar. Yaratıcı yazma kursları gibi akademik yazma kurslarının (ya da en azından bir dersin) açılması gerektiğini düşünüyorum. Deneme ise tam tutkunu olduğum tür. İster düşüncelerini yaz, ister anılarını veya yaptığın bir yolculuğu insan yazarken özgür olmaktan başka ne ister (bari yazarken özgür olalım değil mi?).
Yazmakla ilgili otobiyografim çok renkli değil. Kendi kuşağımın çoğu kişinin bir şekilde başına gelen şeyler sanırım. Yazmanın ve yazının önemini yeni yeni kavrıyoruz. Günlük tutmaya özendirilen, mektup arkadaşları olan, yazmaya heveslendirilen insanlar olmadık hiç birimiz. Kendi hevesimizi kendimiz yaratmamız gerekli.
15 notes
·
View notes