#Türk Dili -1
Explore tagged Tumblr posts
Text
Türk Dili -1 2024-2025 Vize Soruları
Türk Dili -1 2024-2025 Vize Soruları Türk Dili -1 2024-2025 Vize Soruları 1- Aşağıdakilerden hangisi iyi bir dinleyicinin özelliklerinden biri değildir? A) Muhatabını dinlediğini beden diliyle göstermek B) Her iletişimde aynı dinleme türünü kullanmak C) Muhatabın fikirlerine katılmasa dahi dinlemeyi sürdürmek D) Konuşmacının sözünü kesmemek E) Dikkatini muhatabına yöneltmek Cevap : B) Her…
0 notes
Text
11. SINIF MAKALE ÜNİTESİ 1-2-3. HAFTALAR
Yıllık planımıza göre 23 Aralık 2024 – 10 Ocak 2025 haftasında 15 ders saati boyunca anlatacağımız 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersi Makale ünitesi günlük/haftalık plan örneğidir. Ders planımız taslak olarak hazırlanmış olup değerli meslektaşım planı kendi okulunun şartlarına göre yeniden düzenleyebilir ve kullanabilirsin. 11. Sınıf Makale Ünitesi 1-2-3. Hafta günlük / haftalık ders…
#11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MAKALE haftalık ders planı#11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MAKALE ünitesi 1-2-3-. hafta günlük ders planı#11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MAKALE ünitesi 1-2-3. hafta haftalık ders planı#11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MAKALE ünitesi 1-2-3. haftalık ders planı#11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MAKALE ünitesi günlük ders planı
0 notes
Text
dertsiz başa dert gerek
merhaba arkadaşlar ben hasan sizlere anlatacağım olay aslında benim dertsiz başıma dert almamla ilgili. Bundan 10 yıl kadar önce bizim mahallede Zuhal diye bir kadın vardı.1965 doğumlu Mutsuz eşi her gece sarhoş gelen 2 erkek 1 kızı olan 160 boylarında 65 70 kg arasında hafif göbekli tam bir Türk kadını. Babam market işletiyor arada bir yardım ediyordum. Konumuza dönelim Zuhal beni görünce hoşgeldin Hasan ne yapıyorsun burada hayırsız dedi yanağıma makas attı yardıma geldim sen ne yapıyorsun Zuhal abla dedim o sırada 15 16 yaşlarında kızı Esma anne dondurma al Hasan abi bol koyuyor dedi bende ikiletmeden hemen dondurmayı külaha koyup Esma ya verdim Zuhal la oğlum para varmı diye sormuyorsun hemen veriyorsun dedi sende alacağım olsun tahsilata eve gelirim dedim gülüştük birden eğildi ciddimisin dedi sessizce anlamadım önce birden jeton düştü evet dedim telefonu mu istedi numarasını biliyorsun dedim ver şunu deyip telefonu aldı birşeyler yazdı bana geri verdi koşar adım binaya girip yok oldu ne yazmış olduğunu merak edip telefonu açtım 5 dakika bekle evin kapısını açık bırakacağım içeride yatak odasına gel yazmıştı biraz etrafta dolaştım babama seslenip biraz gezip geleceğim merak etme dedim . Hemen yukarı çıktım kapı açıktı içeri girdi arkadan kapıyı kilitledim yatak odasına girdim soyunmuş amını parmaklıyordu bana bakıp hadi kocacığım soyun amım götüm seni bekliyor dedi bir çırpıda soyundum yanına uzanıp elimi amına attım dudaklarımız birleşmiş resmen birbirimizi kemiriyorduk beni omuzlarımdan tutup aşağıya doğru itmeye başladı artık memelerine gelmiştim kısa bir süre memelerini okşuyor emiyordum yine beni bu sefer başımdan iterek amını emdirtmeye zorlar gibi yaptı birden dönüp 69 olduk ağzına aldı çok güzel sakso çekiyordu belki inanmazsınız rahat 20 dakika sakso çekti artık geliyordum başımı kaldırıp geliyorum bırak dedim bu sefer ağzında tuttu dili ile ucunu yalarken birden boşaldım bütün döllerimi yuttu o kadar güzel sakso çeken illa yutar zaten . Bacaklarını ayırıp hadi sok ağzımı siktin şimdi amımı banyo da da götümü sık hadi aşkım benim sik beni dedi emre itaatsizlik olmazdı devamı dertsiz başıma dert almak 2 de
34 notes
·
View notes
Text
26 Eylül 1932- 5 Ekim 1932 tarihlerde toplanan 1. Dil Kurultayı'nın yıldönümü kutlu olsun.
TDK Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk Dil Kurumunun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün isteği doğrultusunda 26 Eylül 1932'de Dolmabahçe Sarayı'nda toplanan 1. Türk Dili Kurultayı'nın açılış günü olan 26 Eylül, Türkiye'de Dil Bayramı olarak kabul edildi.
DÜŞÜNCEN TÜRK'ÇE,DİLİN TÜRKÇE !
İftihar hâk eden,milletiz bizler
Türk'lerin dilinde özgündür Türkçe
Konuşurken sâdık titiziz bizler
Kuralları belli çizgindir Türkçe
Milli damgamızda dil müşterektir
Üç kıta dolaşan kültürü tektir
Hakikât mazide ortak ahenktir
Özünü titreten sezgindir Türkçe
Dil ailesiyle birlik olanla
Uygarlıklar bulup taşıp dolanla
Yavuz'ca polatı arar bulanla
Kutlu topraklarda azgındır Türkçe
Yanar alev alev kopuz telinde
Yanar alev alev Turan ilinde
Harlanır Atatürk esen yelinde
Ve Bilge-Kağan'da yazgındır Türkçe
Ural-Altay ana diller grubu
Lehçeler,şiveler,ağızlardır bu
Oğuz'un Hazar'dan içen şurubu
Domburayı çalan ezgindir Türkçe
Asırlarda bölge farkları başlar
Ne ki? Azerbaycan ve Kafkasya dar
Bir uç Avrupa ve bir uç Asya var
Komut eden dille gezgindir Türkçe
İslamlaşıp; Arap ve Fars unsurla
Tesirinde kalan bu tarz unsurla
Yirmidokuz harfle kazınan surla
Dokunan, ilmikli çözgündür Türkçe
Öz Türkçe'yi zenginleştiremedik
Ki,gücünü enginleştiremedik
Hem yaz, hem kışa yerleştiremedik
O hâlde mânâda dizgindir Türkçe
Et, kemikten ayrı düşer demeyin
Mâzi ve âtinin yekûn emeğin
Üstüne, uydurup sözle gitmeyin
Ata kültüründe düzgündür Türkçe
Türk-İslâm fikriyle yürüyen sen Türk!
Demir dağ ateşi kürüyen sen Türk!
Bugüne dek kökü sürüyen sen Türk!
Dilbilgisinde pek süzgündür Türkçe
"Dil canlı varlıktır !.." Onu üzmeyin
Fakirleştirip de yanlış dizmeyin
Kuşak köklerini sakın kazmayın
Vârı tüketirsen bezgindir Türkçe
Ve Arap harfleri bizim değildir
Avrupa Birliği gezim değildir
"by" "okey" "dj" "rak " sazım değildir
Birlik edebine üzgündür Türkçe
Sanat kültür bizde,hoş sözler bizde
Bunları görmeyen kör gözler bizde
İkinci dil diyen boş özler bizde
Sizin ağzınızda kuzgundur Türkçe!
Sen görevlerini yap da ...
Özümüze sadık kalınsın,derhâl !
'Karaman fermanı' derse bu ne hâl
Kutsal değerlerin kızgındır Türkçe
9 notes
·
View notes
Text
İHANETE DOYMADILAR
13 milyon sığınmacıyı, 2 milyon ABD Askeri Afganlıyı, yüzbinlerce kafa kesici sapığı, Türk Milletinin sırtına bindirdiler, ekmeğimize ortak ettiler, geleceğimizi kararttılar, durmadılar.
Şimdi de 750 bin-1 milyon Gazzeliyi daha ülkemize almak, patronlarından aldıkları emri yerine getirmek için çalışma başlattılar.
Adana-Antalya Dağ bölgesi ve Korkuteli gibi yörelerimize Gazzelileri yerleştirmek için hazırlık yapılıyor.
Vatanımızın en güzel yörelerine, Türk olmanın onurunu en güzel şekilde taşıyan Yörüklerin-Türkmenlerin yanına, bir demografik bomba daha yerleştirecekler.
AKP’li Bademlerin yaptığını, düşman yapmaz, yapamaz!
Kendi siyasi ve maddi çıkarları için binlerce yılın kaynaştırdığı, birleştirdiği ve Türk Milleti olma özelliğimizi paramparça etmekten çekinmediler.
Millet ve kültür beraberliğimizi, üç otuz dolar ve hırsızlıklarının kapatılması karşılığında emperyalist devletlere satmaktan utanmadılar.
Büyük Atatürk, 10’ncu Yıl nutkunun üçüncü paragrafında şunu der;
“Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.”
Bu kısacık iki cümle ile Cumhuriyetin temelinin ne olduğu açıkça belirtilmiştir.
“Kanla, irfanla” kurulan Cumhuriyetimiz, “Dahili ve Harici” ihanet odakları tarafından göz göre göre yıkılmak isteniyor.
İktidar maalesef böyle. Ya Ana Muhalefet CHP?
CHP, Genel Başkanını değiştirdi. Yeni Genel Başkanın aşağıdaki önemli konulardaki görüşlerini Türk Milleti ile paylaşmasını bekliyoruz!
-6’lı masa “Ortak Bildirisinde” desteklediğiniz 1921 Anayasasına sadakatınız devam ediyor mu?
-“Etnik Vatandaşlık” anlamına gelen ve Öcalan’ın isteği olan “Eşit Vatandaşlık” istiyor musunuz?
-Türkiye’yi eyaletlere ayırmayı hedefleyen “AB Yerel Yönetim Özerklik Şartına” tüm çekincelerimizi kaldırıp, imzalama kararınız devam ediyor mu?
Herkes şu gerçeği iyi bilmeli;
DOĞRU Partililer olarak bizler, Meriç nehri ile Ağrı dağı, Karadeniz’le Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ile Kuzeybatı Anadolu arasında yaşayan herkesi, Türklük duygusu ve şuuru taşıyan herkesi, dini ve dili farklı da olsa, devletimize sadık bütün vatandaşlarımızı insan, vatandaş, yurtsever sıfatı ile kardeş bilir
ve rengini kanımızdan, hilalini ve yıldızını göklerden alan Türk Bayrağının gölgesinde vatanın her köşe bucağını, tüm vatandaşlarımızla, en insani, medeni ve adil ölçüler içinde, bütün tarihimiz boyunca yaptığımız gibi, paylaşarak yaşamaktan şeref duyarız.
Fakat nasıl bir gerekçe ile olursa olsun, bağımsızlığımızın simgesi olan bayrağımıza yan bakılmasına, vatan ve milletimizin bölünmezliğine asla izin vermeyiz.
Türk Milleti şahit olsun ki, 22 yıllık yıkım döneminin hesabı Bağımsız Türk Yargısında mutlaka sorulacaktır.
Bu vatan ya bizimdir, ya da hiç kimsenin…
Sağlık ve başarı dileklerimle 08 Kasım 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
3 notes
·
View notes
Text
Osmanlı Akıncı Bülent Ergincanlı
-(OAKINCI70TR)-
-(GÖNÜLDOSTLARI)-
👉🌹❤🌹🕋🌹❤🌹🇹🇷🇪🇭🌹❤🌹🕋🌹❤🌹
🇹🇷🇪🇭⭐🌙❤🕋❤🌙🌙🌙❤🕋❤⭐🌙🇪🇭🇹🇷
💡🌍💡👉"(Recep Tayyip Erdoğan)"👈💡🌎💡
🇹🇷🇪🇭⭐🌙🌹🕋🌹🌙🌙🌙🌹🕋🌹⭐🌙🇪🇭🇹🇷
🌹❤🌹🕋🌹❤🌹🇹🇷🇪🇭🌹❤🌹🕋🌹❤🌹👈
Kudüs meselesi bizim için sıradan bir jeopolitik bir sorun değildir.
1. Dünya Savaşı'nda gözyaşları ile terk etmek zorunda kaldığımız bu şehirde hala Osmanlı'nın direniş izleri vardır. Kudüs bizden bir şehirdir.
Binlerce yıldır olduğu gibi bugün de dünya barışının anahtarı Kudüs'tür. Barış çınarı Kudüs de yıkılırsa bunun altında tüm dünya kalır.
Kudüs davası, yalnızca Filistin'deki bir avuç Müslüman'ın davası değildir. Kudüs, 1,7 milyarlık İslam aleminin onuru, namusu, harim-i ismetidir. Bu dava, hepimizin ortak davası, hepimizin ortak meselesidir. Kudüs bize Hazreti Davud'un, Hazreti Süleyman'ın, Hazreti Zekeriya'nın, Hazreti Yahya'nın hediyesidir. Kudüs, insanlığa Hazreti Meryem'in Hazreti İsa Efendimizin armağanıdır. Kudüs, peygamberler sultanı Hazreti Nebi'nin 'şayet oraya gidemez ve orada namaz kılmazsanız bari oranın kandillerini aydınlatacak yağ gönderin.' diyerek emanet ettiği kutlu beldedir. Bu şehrin her bir taşında, her bir sokağında, yüzyıllardır ayakta duran her bir ibadethanesinde Selahaddin Eyyubi gibi Müslüman idarecilerin emeği, alın teri vardır. Haçlı seferleriyle yakılan bu şehri tekrar ayağa kaldıran, 400 yıl boyunca tüm inanç mensupları için tekrar bir barış yurdu haline getiren ecdadımızdır. Bizim için Kudüs, arzın üstünde bir sancak, görkemli bir çınardır. Yüreğimizin yarısı Mekke, geri kalanı da Medine'dir. Bunların üstünde bir tül gibi Kudüs vardır. Allah Resulü'nün Miraç'a yükseldiği bu kutlu şehri, İstanbul'dan, Kahire'den, Bağdat'tan, Mekke ve Medine'den ayırt etmeden seviyoruz. İşte bunun için biz, 'Kudüs kırmızı çizgimizdir' diyoruz."Kudüs-ü Şerif'in kardeşi İstanbul'dan çıplak elleriyle işgalcilere kök söktüren Filistin'in yiğit evlatlarına, ablukaya, baskıya ve yıkıma rağmen hayata tutunan Gazzeli mazlumlara, 70 senedir vatanlarından kopartılmış olmanın acısıyla gözyaşı döken Filistinli mültecilere, dini, dili, ülkesi ne olursa olsun Filistin davasına sahip çıkan barış erlerine, Kudüs'ün tekrar tüm insanlık için bir darüsselam olması, bir barış ve esenlik yurdu olması için gayret gösteren Kudüs dostlarına, Arakan'dan Somali'ye, Libya'dan Suriye'ye kadar gönül coğrafyamızın dört bir köşesinde barış ve huzura hasret Müslümanlara, mazlumlara, Yemen'de açlığın bir deri bir kemik haline getirdiği masum yavrulara, sizlerin aracılığıyla en kalbi selam muhabbetlerimi gönderiyorum
Kudüs satılık değildir. Kimse 'birşeyler verelim de siz burayı bize bırakın' edepsizliğine de girmesinler."Erdoğan: "Türk Milleti olarak Filistin'e bakışımız, cennetmekan Sultan Abdülhamit Han'ın neyse, bizim de bugün bakışımız odur."
🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷
Osmanlı Akıncı Bülent Ergincanlı Der'ki : Lütfen Dikkat....! Ey Yolcu Dur....! Önce Gönüldostlarını Tanı Ve Öyle Geç....!
Êlhâmdûlîl'Allah Şükürler Olsun Ne Mutlu Müslüman Filistin'liyim Ve Müslümanım Ve Müslüman Türk'üm Diyene....!
🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷🇪🇭🇹🇷
Osmanlı Akıncı Bülent Ergincanlı
-(OAKINCI70TR)-
-(GÖNÜLDOSTLARI)-
6 notes
·
View notes
Text
KERKENNAH....
Proje için Kerkennah adasına geldik. Bileti sadece bir dinara aldık. İstanbul'da, Sarıyer'den Büyükada'ya gitmeye kalktığımda en az otuz liramdan oluyorum. Gemi kıyıya yanaştığında birden anlamadığım bir sebeple insanlar bağından boşanan dana gibi koşmaya başladılar. Meğer boş taksi kapışmaya çalışıyorlarmış. Bizde taksi ararken ilk defa bir kadın taksiciye denk geldik. Feministliğim tuttu bir de o an. Ablam ya. Aslan aslan. Kaptı bizim bavulları, yerleştirdi bagaja hemen. Ama taksicilerin hepsi her yere en az on dinara gidiyor. Ada hayatı oldugu için yüksek ihtimalle Sfax'a göre her şey daha pahalı. Ada diyince gözünüzde bizim Heybeli falan canlanmasın. Sfax'ın fazla deniz görmüş hali gibi düşünebilirsiniz. Zaten burdaki yaşamımdan kendime çıkardığım ilk ders, her şeye olan beklentini minimum da tut ki gerçekle yüzleştiğinde boş yere hayal kırıklığına uğrama. Buraya gelmeden önce dediler ki insanlar orda daha kendi halindedir, kimseyi umursamazlar. Durum ise bunun tam tersi. Halkın hala farklı olanlara saygısı ve onları normal karşılama gibi bir durumu yok. Bunların devrimden sonraki hali buysa öncekini hayal bile etmek istemiyorum. Akşam hava karardıktan sonra bir kız olarak asla tek başıma dışarı çıkamıyorum, Aiesec ekibi de izin vermiyor zaten. Başta özgürlüğümü kısıtlıyorlar gibi hissettim. Ama sonradan fark ettim ki ellerinde olan bir durum değil. Sadece dışarısı akşamları bir kız için fazla tehlikeli. Sadece bu değil. Kız veya erkek arkadaşını yolda öylece öpemezsin mesela. Yoldan geçen herhangi birinin bile bunu aşağılamaya hakkı var. Ağızlarını açtıklarında ettikleri ilk laf biz müslümanız. Fakat o çok ayıpladıkladı zinalar, sarkıntılıkar, cinayetler de ortalıkta kol geziyor. Ama gel gör ki adam sevgilisini öpemiyor. Aklım ermedi benim bu işe. Geçen gece belli olaylar sonucunda sinirlerim bozuldu biraz. Gece 12.30 falan dışarı çıktım, yemek yemek ve biraz da dolaşmak için. Hadi bak kulaklık takılı olmasına rağmen dolaşırken işittiklerimi bir kenara koyuyorum. Kafeden çıkarken, sahibi "I need you, I miss you, come back" dedi ya. Adamlar ellerinden gelse ayaküstü s*kecekler.
Farkında olmasakta Sfax'ta tanıştığımız arkadaşlarımıza fazla alışmışız. Geldiğimiz ilk günden itibaren çocukları adaya gelsinler diye darlamaya başladık. Onlar da sağolsunlar yalnız bırakmıyorlar zaten. Hostel tarzı bir yerde kalıyoruz. Yan odamızda iki Cezayirli, bir Türk bir de Çinli kalıyor. Çinli ya... 19 yaşında ama 12 gibi duruyor. Paytak paytak yürüyor. İstisnasız her yere sünger boblu pijamasıyla gidiyor. Tekne turuna çıktık geçen hep birlikte, bana elleriyle yengeç yedirdi. Abim ya... Btw bir de telefonu var, daha önce kimsede örneğini görmedim. Çocuk bize göre 20 sene falan sonrada yaşıyor sanırım. Çinli sonuçta. Çok şaşırmamam gerektiğini düşünüyorum. Türk'ü başta sevmedik. Hayatımda bu kadar narsist bir insan görmedim. Bir de koçlulara laf atarlar. Adımızı bile sormadan iki saat sadece kendini övdü. 1 aydır kendi memleketinden birini göremeyince dili şişmiş sanırım. İki saat nefes bile almadan konuştu durdu. Buranın güzel tarafı ise gündoğumları ve batışları. Hayatınızda hiç bu kadar güzel manzaralar görmemiş olabilirsiniz. Ama denizleri hiç derin değil. Ne kadar gidersek gidelim deniz asla boyumuzu aşmıyor. Sadece tekneyle açıldığımız gün yarım saat falan gittikten sonra ancak ayağımızın değmeyeceği 2-3 metre derinliğinde bir yere ulaştık. En güzel olaylardan biri ise kano yaptık. Denizin kıyısı çok fazla yosunluydu. Ceren hanımsa ayaklarına kıyamadı. O yüzden kıyıya kadar taşıttırdı kendini bana kanoyla. İtalya çok yakındı o sıra bize. Aklıma bir gelmedi değil; Tunus üzerinden İtalya'ya mülteci olarak kaçmak. İşin esprisi bu sadece tabi. Çok farklı hissiyatlarla başladım bu maceraya. Hatta daha başlamadan bitirmek bile istedim. Bunu söyleyeceğimi düşünmezdim ama şu andan itibaren bile fark ediyorum ki Türkiye'ye döndüğüm zaman özleyeceğim burayı.
5 notes
·
View notes
Text
Gazeteci Özke Çukurova Üniversitesi’nde tecrübe paylaştı
https://pazaryerigundem.com/haber/200289/gazeteci-ozke-cukurova-universitesinde-tecrube-paylasti/
Gazeteci Özke Çukurova Üniversitesi’nde tecrübe paylaştı
Gazeteci, yazar ve şair Mustafa Özke, Çukurova Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Konferans Serileri kapsamında ‘Edebiyat ve Gazetecilik’ başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Şehmus EDİS (MARDİN İGFA) Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Bilge Karga Göllü’nün düzenlediği etkinlikte Fakülte Dekanı Prof. Dr. Faruk Karadağ, Fizik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karakılçık ve Doç. Dr. Bedri Aydoğan da örnek bir ev sahipliği yaptılar. Konferansta konuşan Özke, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlarken, mesleki tecrübelerini de üniversitelilerle paylaştı.
ESERLERİNİ SESLENDİRDİLER
Konferansta Gazeteci Özke’nin, ‘Sobe’ adlı şiirini Doç. Dr. Bilge Karga Göllü, ‘Acı Verir Dönüş Yolculukları’ adlı şiirini yazar Deray Yurdakul, ‘Çatırya’ adlı şiirini Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 1. sınıf öğrencisi Sıla Toker, ‘Ağır Acı’, ‘Bir Sana Hasretim Yar’ ve ‘Canevi’ adlı şiirlerini de aynı bölüm öğrencisi Bahar Işık okudu. Metin yazarlığını yaptığı ‘Büyüksaat’ten Taşköprü’ye’ kısa filmi ile ‘Cumhuriyet Çocukları’ adlı belgeselin fragmanlarını yönetmen Zafer Özgentürk ile birlikte anlatan gazeteci Mustafa Özke, farklı sanatçılar tarafından seslendirilen ‘Kum Kamyonları’, ‘Karpuz Çekirdeğinden Entariler’ ve ‘İğne Oyası’ gibi öyküleri hakkında da açıklamalarda bulundu.
Konferansta, ‘Akdeniz Akşamları’nın efsane ismi Serhan Kelleözü tarafından bestelenen ve sözleri gazeteci Mustafa Özke’ye ait ‘Var mı İstanbul Kadar?” ile Ankara’dan Fikret İflazi ve Songül İflazi tarafından bestelenen ‘Aşk Yelkeni’ adlı şarkılar da seslendirildi.
ADANMIŞ BİR HAYATI GÖSTERDİ
Teşekkür belgesi töreninde konuşan Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Karadağ, “Mustafa Bey’i dinlerken ben şurada okudum, şöyle yaptım, böyle koşturdum. Şurada şu eğitimi aldım, burada bu eğitimi aldım, gibi bir cümle duydunuz mu? Hayır. İşte, adanmış bir hayatın neler yapabileceğini gösterdi bizlere. Bir mesleğe kendinizi adapte ettiğinizde ve o mesleği yaşatmak istediğinizde yapabileceklerinizin neler olduğunu gösterdi. Bu yüzden çok teşekkür ediyorum. İlk okunan Çatırya şiirinde bir şekilde kendimi bulduğum için çok duygulandım, gözlerimi yaşarttı. Bundan sonraki yaşamında kendisine başarılar diliyorum” dedi.
KONFERANSA İLGİ BÜYÜKTÜ
Konferansa Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkan Vekili ve Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) Başkanı Cafer Esendemir, Başkan Vekili Sefa Saygıdeğer, CHP Adana eski milletvekili Hulusi Güvel, Emekli Hava Trafik Baş Kontrolörü ve RAPCON Komutanı Özel Gültekin, Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse ve yönetim kurulu üyeleri, Çevre Mühendisleri Odası Kurucu Başkanı Kenan Doğan, Adana Çiçekçiler Odası Başkan Vekili Mehmet Acar ile kardeşi Murat Acar, Seyhanspor Yönetim Kurulu üyeleri, Akkapıspor Kulübü Başkanı Erdem Barış Yönetim Kurulu üyeleri, iş insanı Muhammet Erginkara, ünlü ressam Murat Dikel, MKA Sports Kulübü ve Başkanı Murat Koçak ve Yönetim Kurulu üyeleri, yönetmen Zafer Özgentürk, yazarlar Saba Kırer, Duran Aydın, Kubilay Altuntaş, Muzaffer Kolik, Halil İbrahim Erdal ve kameraman Yücel Bayluk ile çok sayıda öğrenci katıldı.
0 notes
Text
İsyan Çıkaracakmış!
✍🏻 Yılmaz Dikbaş
DEM Partisi Eşbaşkanı, Siirt Milletvekili Tuncer Bakırhan, Mardin’de 4 Kasım 2024 günü şu tehdidi savurdu:
“Çok iyi bilsinler ki, Seyit Rıza ne yaptıysa, Şeyh Sait ne yaptıysa Kürt halkı da onu yapacaktır!”
Değerli Dostlar,
Şeyh Sait ve Seyit Rıza, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı silahlı isyanlar örgütlemişlerdi.
Tuncer Bakırhan da tıpkı onlar gibi, 101 yıllık geçmişi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı silahlı isyan başlatacağını ilan etmiştir!
ŞEYH SAİT İSYANI
Şeyh Sait isyanı 8 Şubat 1925 Pazar günü başladı.
Şeyh Sait, 1865 yılında Elazığ’ın Palu ilçesinde doğmuş, Zaza bir aileye mensup Nakşibendi şeyhidir.
Türk devleti, isyanı 31 Mart 1925 günü bastırdı, elebaşı Şeyh Sait ve yandaşlarını yakaladı. İsyancılar İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı. Elebaşı Şeyh Sait ile birlikte 29 isyancı idam edildi.
Şimdi gelin, Şeyh Sait isyanını, 25 yıldır İmralı’da yatmakta olan PKK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan’dan dinleyelim!
Terörist elebaşı Öcalan, 1 Ocak 2000 Cumartesi günü şunları anlattı:
“Şimdi artık benim devletime hizmet için neler yapabileceğimi konuşmalıyız. Bazı hususları tek tek anlatmak istiyorum.
Boş yere akıtılan kanların, çekilen çilelerin artık son bulması lazım.
Mesela Şeyh Sait hadisesinin altında İngiliz vardır. Hem kışkırtma hem de maddi anlamda her türlü desteği vermiştir.
Şeyh Sait zaten kendisi büyük bir zengindi, toprak ağası idi. Aslen Palulu idi ama Hınıs’ta oturuyordu, binlerce davarı vardı, ticareti iyi idi. Ne oldu, ‘Gel’ dediler, ‘Kürdistan’ı kurup seni de kral yapalım.’ Hırsa kapıldı, tabii İstanbul’daki Vanlı Seyit Abdülkadir de İngilizlerle beraber bu işin militanlarındandı.
Önce Kürtçü değilim, şeriat elden gidiyor diye başkaldırıyorum dedi, ama Kürtçü oldu, yani tutarsızdı. Netice bir sürü ölüm ve acı, daha da önce söylediğim gibi, şiddet zaman zaman aşırı da olsa genç Cumhuriyet kendisini korumuştur.”
Değerli Dostlar,
Tekrar ediyorum, Şeyh Sait hakkındaki yukarıdaki sözler benim değil, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın açıklamalarıdır!
SEYİT RIZA’NIN DERSİM İSYANI
Şimdi gelelim, DEM Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan’ın kendisine örnek olarak aldığı Seyit Rıza’ya…
21 Mart 1937 Pazar günü, Seyit Rıza Dersim İsyanı’nı başlattı.
30 Temmuz 1937 Cuma günü İngiltere Dışişleri Bakanlığı’na bir mektup gönderdi.
Daktiloyla Fransızca yazılmış olan bu mektup, el yazısıyla “Dersim Generali Seyid Rıza” olarak imzalanmıştır!
Mektubun Fransızca aslı, Türkiye’de ilk kez Türk Milletine Suikast adlı kitabımda yer almıştır (Aralık 2022’de Nergiz Yayınları tarafından yayımlanmıştır).
Mektubun Türkçe Çevirisi
İngiltere Dışişleri Bakanlığı’na
Dersim-Kürdistan
30 Temmuz 1937
“Sayın Bakan,
Yıllardan beridir Türk Hükümeti, Kürt halkını asimile etmeye çalışmakta ve bu amaçla gazete ve Kürt dili yayınlarını yasaklamakta, anadillerini konuşanlara eziyet ederek, Kürdistan’ın verimli topraklarından gidenlerden büyük bir bölümünün telef olduğu Anadolu’nun çorak topraklarına zorunlu göçler düzenleyerek bu halka baskı yapmaktadır.
Son günlerde Türk Hükümeti, kendisiyle yapılan bir antlaşma sonucu bu baskılardan arındırılmış Dersim bölgesine de girmeye kalkışmıştır.
Bu olay karşısında Kürtler, göçün uzak yollarında can vermek yerine kendilerini korumak için 1930’da Ağrı Dağı’nda, Zilan ve Beyazıt Ovası’nda olduğu gibi silahlara sarıldılar.
Üç aydan beri ülkemde vahşi bir savaş ortalığı kırıp geçirmektedir.
Savaş olanaklarının eşitsizliğine ve bombardıman uçaklarının, yangın bombalarının, boğucu gazların kullanılmasına rağmen ben ve yurttaşlarım Türkiye ordusunu başarısızlığa uğrattık.
Direnişimiz karşısında Türk uçakları köyleri bombaladılar, yangınlar çıkardılar ve savunmasız kadın ve çocukları öldürdüler. Böylece Türk Hükümeti, tüm Kürdistan halkına zulüm ederek yenilgisinin intikamını alıyor.
Hapishaneler yumuşak başlı Kürt halkıyla dolup taşıyor, aydınlar kurşuna diziliyor, asılıyor ya da Türkiye’nin ıssız bölgelerine sürülüyor.
Üç milyon Kürt ülkesinde bulunuyor ve sadece soylarını, dillerini, geleneklerini, kültürlerini ve uygarlıklarını koruyarak barış ve özgürlük içinde yaşamak istiyor. Kürt halkı, benim sesimden Ekselanslarına sesleniyor ve hükümetinizin manevi etkisinden Kürt halkını yararlandırmanızı sizden istirham ediyor.
Sayın Bakan, en derin saygılarımın kabulünü rica ederim.”
Dersim Generali
Seyit Rıza
Şimdi iki soru ve iki cevabımız var:
Birinci soru: Seyit Rıza bu mektubu İngiltere Dışişleri Bakanlığı’na nasıl gönderdi?
Cevap: İngiliz belgelerinden öğreniyoruz, Seyit Rıza mektubunu İstanbul’daki İngiliz Büyükelçiliği’ne göndermiş ve onlardan mektubun Londra’ya ulaştırılmasını rica etmiş.
İkinci soru: Peki, İngilizler Seyit Rıza’nın mektubuna cevap vermişler mi?
Cevap: İstanbul’daki İngiliz Büyükelçiliği, Seyit Rıza’nın mektubunu İngiltere Dışişleri Bakanlığı’na şu el yazısı kısa notla birlikte göndermiş:
Mektubun Türkçesi:
23 Eylül 1937
“Seyit Rıza’dan almış olduğumuz bir mektubun kopyasını ekte sunuyoruz.
Söylememize gerek yok, Seyit Rıza’ya mektubunu aldığımıza dair bir teyit göndermedik.”
Son bir soru: Seyit Rıza’nın mektubunu alan İngiltere Dışişleri Bakanlığı bir cevap vermiş mi?
Cevap: Evet vermiş, ama Seyit Rıza’ya değil! Cevabını İstanbul’daki Büyükelçiliğe göndermiş.
İşte o mektubun Türkçesi:
Britanya Büyükelçiliği, İstanbul
5 Ekim 1937
“Seyit Rıza’dan aldığınız mektubun bir kopyasını iliştirdiğiniz 23 Eylül 1937 tarihli (E 5529/466/44) mektubunuz için teşekkür ederiz.
Eğer bu mektubun varlığından Türk Hükümetini resmi olmayan yoldan haberdar eder ve bu mektubu hiç dikkate almadığımızı bildirirsek iyi bir izlenim yaratmış olacağımıza inanıyoruz.
Böyle davranmamıza sizin herhangi bir itirazınız var mı?
Seyit Rıza’nın mektubunun size hangi yoldan ulaşmış olduğunu da bilmek isteriz.”
Son Değerlendirme
Dersim isyanının elebaşı Seyit Rıza, İngilizlerden yardım dileniyor.
Tarihte, yabancılardan yardım ve merhamet dileyerek bağımsızlığını elde etmiş bir halk var mı?
İngilizlerden yardım dilenen Seyit Rıza’nın onurlu ve şerefli bir kişi olduğunu söyleyebilir misiniz?
Seyit Rıza’nın yardım dilendiği İngilizler, mektubuna cevap bile vermiyorlar! İngilizler, Seyit Rıza’nın mektubunu dikkate bile almıyorlar!
Seyit Rıza’nın o çok güvendiği İngilizler, “Seyit Rıza’nın mektubundan Türk Hükümetini haberdar edelim, böylece Türk Hükümeti üzerinde iyi bir izlenim yaratalım” diyorlar!
Onur ve şeref gibi yüce değerleri bir yana bırakalım; Seyit Rıza’nın sömürgeci İngilizleri hiç anlamamış, hiç öğrenmemiş olmasına ne diyelim?
“İngilizlerin dostları yoktur, çıkarları vardır” deyimini bile bilmeyen, bilgisiz ve bilinçsiz Seyit Rıza, silaha sarılıp Türkleri arkadan vurmakla hem çok sayıda günahsız Kürt’ün ölmesine neden olmuş hem de Türk milletine suikast düzenleyenlere uşaklık yapmıştır.
Değerli Dostlar,
Dersim İsyanı’nın elebaşı Seyit Rıza ve yandaşları Türk devletinin askerleri tarafından yakalandı. Yargılandı. 15 Kasım 1937 günü idam edildiler.
Çok büyük çoğunluğu eğitimsiz ve mesleksiz bırakılmış Kürt vatandaşlarımızı yalanlarla kışkırtmadan önce, DEM Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan’ın Şeyh Sait ve Seyit Rıza’nın başlattıkları isyanların nasıl sonuçlandığını bir kez daha okuyup öğrenmesi gerekmiyor mu?
Yılmaz Dikbaş
1 note
·
View note
Text
ANMA
BUGÜN; 07 KASIM (1965)
TÜRK KÜLTÜR HAYATINA ARAŞTIRMALARIYLA BÜYÜK KATKILARDA BULUNMUŞ OLAN;
AHMET BESİM ATALAY'IN
VEFATININ YIL DÖNÜMÜ. RAHMETLE ANIYORUM.
Ahmet Besim Atalay (1882, Uşak - 7 Kasım 1965), Türk dilbilimci, yazar ve siyasetçi.
Dârü’l-Muallimîn mezunudur. Ankara, Konya Öğretmen Okulu Müdürlükleri, Maraş, İçel, Niğde Maârif Müdürlükleri, Silifke Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Kuruculuğu, Türk Dil Kurumu Merkez Heyeti Üyeliği ve Saymanlığı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ve Polis Enstitüsü Ögretmenliği, Yazarlık, TBMM I. Dönem Kütahya, II. III. ve IV. Dönem Aksaray, V., VI. ve VII. Dönem Kütahya Milletvekiliği ile I. Dönem Maârif ve İrşâd Encümenleri Reisliği, III. Dönem Kütüphane Encümeni Reisliği yapmıştır. Bekardır.[1]
Yaşamı
Özellikle dilbilimi alanındaki çalışmaları ile tanınmış olan Besim Atalay, Uşak Rüştiyesi’ni bitirdikten sonra Uşak’ta medrese eğitimi gördü. 1905'te İstanbul’a giderek Şehzadebaşı Camii'nin ünlü hocası Hacı Ahmet Efendi'nin derslerini izledi, 1909'da medrese diploması (icazet) aldı. 1912'de Yüksek Öğretmen Okulu'nu bitirdi. Konya Öğretmen Okulu’nda öğretmenlik; Trabzon, Ankara Öğretmen okullarında müdürlük; İstanbul Darüşşafaka Lisesi’nde öğretmenlik yaptıktan sonra Konya Öğretmen Okulu Müdürü oldu. Maraş, İçel ve Niğde’de milli eğitim müdürlüğü yaptı.
İstiklal Savaşı'yla siyasete atıldı. Silifke’de Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti’ni kuranlar arasındaydı; Kurtuluş Savaşı’nı destekleme çalışmalarını Uşak’ta sürdürdü.1920'de Kütahya bağımsız milletvekili olarak TBMM’ne girdi ve sonra Aksaray ve Kütahya milletvekillikleri ile toplam yedi dönem sürdürdü.
Milli Eğitim Bakanlığı’nda Kültür Müdürlüğü görevi yaptı ve bu görev sırasında halk ağzından söz derleme çalışmaları yürüttü.
Türk Dil Kurumu’nda 19 yıl yönetici olarak çalıştı (1932-1951). Aynı zamanda Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde ve Polis Enstitüsü’nde Farsça dersleri verdi (1937-1942).
Eserleri
Türk dilbilgisi
Türkçenin biçim bilgisiyle (morfoloji) ilgili incelemeler.
• Türk dili kuralları (1931),
• Türkçemizde –men, -man (1940),
• Türk dilinde ekler ve kökler üzerine bir deneme (1942),
• Türk dilinde kelime yapma yolları (1946),
0 notes
Text
Türk Dili -1 2023-2024 Bütünleme Soruları
Türk Dili -1 2023-2024 Bütünleme Soruları Türk Dili -1 2023-2024 Bütünleme Soruları Uygulamanızı indirin IOS Uygulama indir Android Uygulama İndir. Auzef Güz Dönemi bütün bölümlerin 1.sınıf ortak dersleri Türk Dili -1 2023-2024 Bütünleme Soruları Auzef Güz Dönemi bütün bölümerin 1.sınıf ortak dersleri Bu makale, İstanbul Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AUZEF) öğrencileri için…
View On WordPress
0 notes
Text
11. SINIF ŞİİR ÜNİTESİ 1-2-3-4-5-6. HAFTALAR
Yıllık planımıza göre 04 Kasım – 20 Aralık 2024 haftasında 30 ders saati boyunca anlatacağımız 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersi Şiir ünitesi günlük/haftalık plan örneğidir. Ders planımız taslak olarak hazırlanmış olup değerli meslektaşım planı kendi okulunun şartlarına göre yeniden düzenleyebilir ve kullanabilirsin. 11. Sınıf Şiir Ünitesi 1-2-3-4-5-6. Hafta günlük / haftalık ders…
#11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı ŞİİR haftalık ders planı#11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı ŞİİR ünitesi 1-2-3-4-5-6. hafta günlük ders planı#11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı ŞİİR ünitesi 1-2-3-4-5-6. hafta haftalık ders planı#11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı ŞİİR ünitesi 1-2-3-4-5-6. haftalık ders planı#11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı ŞİİR ünitesi günlük ders planı
0 notes
Photo
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici ve 8 kelimeyi geçmeyecek başlık yazar mısın Html etiketlerini dahil etme
Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:
TFF 3. lig 1. Grup‘ta hafta sonu Bursaspor kendi sahasında komşu vilayet Kütahya‘nın futbol takımı ile karşılaştı.
3-0 galip gelen Bursaspor, Belediye Kütahyaspor‘u rahat kazandığı net bir skorla geçti.
Cumhuriyet Bayramı arafesinde Bursaspor tribünleri Türkiye‘ye bir kez daha görsel şölen sundu. Stadyumu dolduran 43 bine yakın seyirci hem siyasete hem de spor kamuoyuna mesajlar verdi.
Cumhuriyet Bayramı koreografisi de görülmeye değerdi. Büyükşehir Belediyesi maç öncesi bütün koltuklara Türk bayrakları bıraktı. Marşlar çalınmaya başladığında da seyirciler ellerindeki al kırmızı bayraklarla stadyumu bambaşka bir atmosfere bürüdü.
Doğrusu, görmek ve yaşamak gerekirdi. Ekranlara ne kadar getirilebildi bilmiyoruz ama biz basın tribününden o anları büyük bir keyifle gözledik.
Bugünlerde siyasetin gündemi de Türkiye‘de akan kanın durması için 25 yıldır İmralı‘daki bölücü terör örgütübaşına yapılan silah bırakma ve örgütü lağvetme çağrısı ile çalkalanmıştı.
Bursaspor seyircisi maç boyu bölücü örgütbaşı aleyhine tezahüratla adeta bu çağrıya karşı da siyaset cephesine bir mesaj vermiş oldu.
Tribünler hiç susmadan 90 dakika boyunca teröristbaşını ve örgütünü de lanetledi.
Burdan şunu çıkardık.
Evet, ülke bu mücadelede on binlerce insanını, güvenlik görevlisini kaybetti. Binlerce şehit verdi. Evlere ateşler düştü. Binlerce yavrumuz babasız, kadınımız eşsiz kaldı.
Ülkemizin gücünü kırmaya dönük ipleri dış güçlerin elinde olan içimizdeki terörist maşaları devlete 40 yıldır silah çekiyorlar. O silahları toprağa gömmeye dönük iyi niyetle yapılmış çağrıya Türkiye henüz hazır değil.
Hele hele, teröristbaşının tecritinin kaldırılıp, TBMM‘de örgütünü lağvettiğine dönük bir açıklama yapmaya davet edilmesine hiç hazır görünmüyor.
Biz önceki akşam izlediğimiz Bursa tribünlerinden o mesajı çıkardık.
Demek ki, bu konuda henüz toplumsal bir mutabakat yok. Ülkemize kan kusturan terör örgütünün silah bırakacağına ve kendisini lağvedeceğine de inanılmıyor.
Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…
bu haberi özgün bir içerik olacak şekilde yeniden yaz. Haber dili kullan ve metne bağlı kal. pragraflar arasında boşluk olsun. on paragrafta “sonuç olarak” demeni istemiyorum. sonuç ola https://bursahabermedya.com/web-sitesinde-haber-muhabirisin-bu-icerige-gore-dikkat-cekici-ve-8-kelimeyi-gecmeyecek-baslik-yazar-misin-html-etiketlerini-dahil-etme-aydin-yazisinda-su-ifadeleri-kullanditff-3-lig-1-grup/ #Spor #bursahaber #bursasondakika #bursahaberleri #haberler #bursa
0 notes
Text
Sait Faik Abasıyanık Şiirleri
Sait Faik Abasıyanık Şiirleri 1. Sait Faik Abasıyanık Kimdir? Sait Faik Abasıyanık, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak kabul edilmektedir. 1906 yılında Adapazarı’nda doğan Abasıyanık, yazarlık kariyerine kısa hikaye yazarak başlamış olsa da, aynı zamanda şiirleriyle de tanınmaktadır. Edebiyat dünyasında kendine has bir yer edinen Abasıyanık, sade dili ve günlük yaşamı derin bir…
0 notes
Text
"Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat katılımıyla düzenlenen 1. Türk Dili Kurultayı’nın 88. yıldönümü ve Türk Dil Bayramı'mız kutlu olsun.
#TürkDilBayramı
1 note
·
View note
Text
Bu sorular yanıt buldu: Ortak sınavlar devam edecek mi? MEB ortak sınav yapacak mı?
“2024-2025 eğitim öğretim yılı 1. dönem 1. yazılı sınavları sınıf Türkçe dersi için 30 Ekim 2024 Çarşamba, sınıf matematik dersi için 31 Ekim 2024 Perşembe, sınıf Türk dili ve edebiyatı dersi için 30 Ekim 2024 Çarşamba, sınıf matematik dersi için 31 Ekim 2024 Perşembe, 2024-2025 eğitim öğretim yılı 1. dönem 2. yazılı sınavları sınıf Türkçe dersi için 30 Aralık 2024 Pazartesi, sınıf…
View On WordPress
0 notes