#Siz hep mutlu olun :)
Explore tagged Tumblr posts
Text
+ödevler +Projeler +Makale yazma ödevleri +Konuşma sınavları (özellikle ingilizce) +Boş yapan arkadaşlar +Taramalar +Kaybedilen maçlar
(Neyse ki beni kısa süreliğine rahatlatan şeyler var : servisle giderken ay'ı izlemek, müzik dinlemek, futbolla karışık voleybol oynamak)
Dertli doğmuşum dertli ölecem
Bazen aşırı enerjik oluyorum hayat dolu oluyorum ve bunu konuştuğum insanlara da yaymak istiyorum fakat dersler, okul, sınavlar, aile bir şekilde bu enerji sönüp gidiyor..
(Neyse ki herşeye rağmen üzüldüğümde bile dinleyebileceğim müzik playistim var)
18 notes
·
View notes
Text
07 Ekim 03.44
Yalnızlığı daha çok hissettiğim ve bir böcek gibi kendi kabuğuna çekildiğim o kuytu geceler.
Neden hep gecelerdir insanı düşünceler denizinde yüzdüren.
Neden hep gecelerdir unuttum dediklerimi denizin dibinden çıkarıp bana geri getiren.
Neden hep geceler hatırlatır yaşadığım ama izi kalmış acılarımı…
Sevinçlerimi…
Mutluluklarımı…
Hepsi birer inci gibi çıkar kumsallara.
Ben istemesen de vurur gecenin dalgaları bir bir yüzüme
Senin yalnızlık adını verdiğin kıyılarına…
Sabaha gene unutursun.
Bir koşuşturmaca.
Hayatın kargaşası derken gelmez aklına…
Ya yeni gelen gece?
Geceler niye böyledir bilir misin?
Çünkü insan başını yastığa koyduğunda…
O sessizlikte Tüm kentin uyuduğu o vakitte hisseder insan yalnızlığını.
En çok o zaman hisseder.
İşte bu yüzden geceler seni bana hatırlatır.
Sadece seni de değil.
Yaşanmış ya da yaşanmamış tüm aşkları…
Mutlu olduğum anları, kızgınlıklarımı, bir çiçek gibi solduğum zamanları…
Kimi zamanda ilkbaharın yağmurlarıyla açıp pembelikleriyle kendisini hayran bırakan o güller gibi güldüğüm mutlu olduğum zamanları.
Çocukluk anılarımı bunları çoğaltmak mümkün…
Yorganı üzerime çekip başımı yastığa koyduğum o vakitlerde…
Hele bide uykumda kaçmışsa, işte o zaman rüyalara dalana kadar bir düş filmi oynar odamda.
Görüntüler canlanır aklımda bir bir geçer yaşadıklarım gözümün önünden.
Tek kişilik nostaljik bir sinema. Konusu benim dünyam ve dünyamın unutulmazları..
Kendimce kararlar alırım bazen bu düşünceler denizinde yüzerken.
bundan sonra şöyle, bundan sonra böyle olacağım"gibisinden cümleler kurarım.
Kimi zaman pişmanlıklarım bir kaç damla gözyaşı olur akar kalbime…
O derin sessizlikte, kimi zamansa yaşadığım mutlu anlar birer tebessüm olur yüzümde…
İşte kimi geceler acı tatlı karışık bir film oynar odamda, duvarlarımla…
Eşyalarımla kısacası en sırdaş arkadaşlarımla izlediğimiz.
Sonra ben yorumlar yaparım onlar da güzel güzel dinler beni.
Biliyorum herkes böyle.
Herkesi götürür geceler derin düşüncelere, hayallere…
Hayaller büyüdükçe azalır mı peki?
Evet azalır.
Çünkü sen büyüdükçe içinde çocuk yavaş yavaş ölmeye başlar.
Hayallerinde seni çocuksu bir dünyaya götüren en güzel oyuncakların değil miydi onlarla mutlu olup.
Onlarla gülümsediğin ama hiç bir zamanda hayallerin tam anlamıyla bitmez.
Sen nefes aldıkça mutlaka ceplerinde bir umudun ve hayalin yer alır.
Sana anlam katar..
hiçbir zaman hayallerinizden vazgeçmeyin .
Hayat önüne duvarlar örmeye çalışsa da Siz de kendi merdiveninizi kurun ve çıkın basamaklarından…
Hemen olmasa da çok geçte olsa mutlaka o duvarın arkasındaki güneşe ulaşıp.
Güneşe gülümseyin
bu güne kadar bir çok hata yapmış olabilirsiniz
Ama hiçbir zaman geç diye sözcük yer almamalı hayat sözlüğünüzde
Umut,sevgi hep bu sözlükte yer almalı
Bundan sonra üzüldüğünüzde kalbinizden hem beyaz mendilini çıkart��p gözyaşlarınızı elleriyle silecek insanları dünyanıza yerleştirin
ve değerini her zaman bilin
Size yakın olan cana siz de yakın olun
Sarın kalbini incelikle
Tutun ellerini sımsıkı bu uzun gibi görünen ama 40 yılını şu kısacık hayat yolunda
İşte bunlarda bu gecenin bir yorumudur bu gecenin hisleriydi hayalhanemde
Bu geceden hayat defterime düşen notlardı.
132 notes
·
View notes
Text
Mutluluğun bulaşıcı bir şey olduğunu düşünüyorum ! Umarım şu anda mutlusunuzdur ve sevgiyle çevrelenmişsinizdir. Yalnız olun ya da olmayın, kendinize bir hediye verin ! "Seninle gurur duyuyorum" veya "Harika iş çıkardın" demek gibi basit bir hediye zaten büyük ve paha biçilemez bir hediyedir. Ailen seni seviyor, arkadaşların seni seviyor, erkek arkadaşın/kız arkadaşın seni seviyor, hiç biri yoksa veya aranız iyi değilse ben seni seviyorum ve sen de kendini sevmelisin ! Dünya acılarla dolu, hayatlar kırık dökük ama üzülmenin hiçbir şeye çözüm olmadığını, bu dünyaya hep mutlu olmaya geldiğinizi düşünmeyin. İnişli çıkışlı günlerimiz olacak, bazen ağlayıp bazen güleceğiz. Ama umudumuzu ve küçük şeylerden mutlu olma alışkanlığımızı yitirmemeliyiz. Sağlıklı kalın ve şu anda sahip olduklarınızla bu günün tadını çıkarmayı unutmayın ! Sizleri tanımıyorum ama aynı duyguları paylaşmak için aynı dili bile konuşmaya gerek yok. Belki bunu duymaya ihtiyacınız vardır.
Sizi seviyorum, siz harikasınız 🌸
#şiir#şiirler#şair#şiirli#şiirsel#şiirsokakta#aşk#sevmek#şiirheryerde#sizi seviyorum#harikasınız#umudunu kaybetme#postlarım#text post#my post
32 notes
·
View notes
Text
Belki bir gün bu hesabımdan haberiniz olur ama şu an bu hesabın varlığından haberdar değilsiniz. Sizi çok seviyorumm kardeşlerim. Her zaman mutlu olun. Siz benim çocukluğumsunuz. Küçükken hep beraber futbol oynardık. Beni hep kaleye atardınız. Size çok sinirlenirdim ama şimdi fark ediyorum. Oyun içinde çok sert oynardınız. Bana zarar gelmesin diye kaleci yapardınız beni. Kaleye ise asla topun girmesine izin vermezdiniz...
Gün geçtikçe büyüyoruz. Hayatımızın evreleri değişiyor. Her zaman birlikte kalıyoruz. Eğleniyoruz. Beraber ağladığımız çok zaman oldu. Arabayla orada burada geziyoruz. Yeri geliyor bir parkta kahvaltı yapıyoruz. Bazen kalacak yerimiz olmuyor ama birbirimize destek çıkıyoruz. Cebimizde paramız olmasa da diğeri onun eksikliğini aratmıyor. Zamanı geliyor beraber tatillere çıkıyoruz. En lüks mekanlarda yemek yiyoruz. Her şeyi geçtim. Birbirimize olan bağımız kaybolmuyor, sevgimiz azalmıyor. Tartıştığımızda kavga ettiğimizde bile en geç 1 gün sonra barışıyoruz. Sevgililerimiz bize seçim hakkı sunduğunda seçmimiz her zaman belli.
Bazen büyüdüğünüzü idrak etmek zor geliyor. 3 ay sonra birinizi askere diğerinizi üniversiteye yollayacağım. Burada tek kalacak olmak beni üzmüyor. Sizsiz olmak beni üzüyor. Burada sadece ders çalışarak hayatıma devam edeceğim. Seneye ise siz beni üniversiteye yollayacaksınız. Birbirimizden kopmayacağımızı biliyorum. Asla kopmayız. Bağımız çok kuvvetli ama ayrı kalmak beni korkutuyor. Çocuklarımdan uzak kalmak beni çok hüzünlendirecek. Sizi çok özleyeceğim. Unutmayın evimde, odamda ve kalbimde, her zaman olduğu gibi yine yeriniz var ve hep olmaya devam edecek. Canım size feda.
DEE.ECZ
_______________
Biz atlatırdık beraber her derdi nasıl ne fark eder Tatiller de gördük senle düğünler ve cenazeler...
12 notes
·
View notes
Note
Öncelikle merhabalar umarım iyisinizdir. Bu bir dert yanma da olabilir iç dökme de bilmiyorum ama ara ara içim sıkılıyor siteye giriyorum ve size genelde bu yolla soru soruyorum Bu durum genelde yılda bir kez oluyor bazen 2. Neyim var bilmiyorum ya da gerçekten bir şeyim var mı Çok şükür mutlu bir hayatım var ailemle birlikte huzur sağlık içinde yaşıyorum birbirimizden razıyız her konuda yaşım kimilerine göre geçti kimilerine göre daha çok erken 28 yaşındayım bir tane üniversite mezuniyetim var Birçok insanda olduğu gibi ben de atanmak için sınava giriyorum ama olmuyor 2 hafta sonra tekrar sınava gireceğim ve ruh halim biraz kötü açıkçası umutsuzluk içindeyim bir işim olacak mı okuduğum yılların hakkını verebilecek miyim bir hayatım olacak mı diye
* diğer sorunuz
Böyle sanki Herkes hayatta yol almış almaya devam edecek ama ben hep aynı yerde sayacak gibiyim Neden bilmiyorum emek veriyorum çabalıyorum çokça dua ediyorum ama tevekkül olayını tam yapamıyorum galiba kendimi ister istemez başkalarıyla kıyaslarken buluyorum Onun da var bunun da var Şu da olmuş bu da olmuş ama bana hiçbir şey olmamış ve olmayacak gibi geliyor
çok teşekkür ederim elhamdülillah iyiyim siz de iyi olun inşallah 🪻
ara ara içinizi dökebildiğiniz bir blog isem buna sevinirim, umarım yazdıklarınıza gerekli ve ihtiyaç duyduğunuz cevapları verebiliyorumdur. insanız dert de yanarız, içimizi de dökeriz şikayet etmeden kaygılarımızı, dünya ile ilgili düşüncelerimizi, memnuniyetsizlik ya da olmasını isteyip ulaşamadıklarımızı dile getirebilir bunun sohbetini de yaparız. ve günün sonunda biliriz ki hayrımız için, kısmetimiz olan ne ise payımıza o düşer ve şükrederiz. yaş itibariyle duyduğunuz kaygıları henüz geçen sene mezun olan yirmi dört yaşındaki kızım ve diğer kızım da yaşıyor. bunları normal görüyorum. çünkü genç olarak üzerinize düşen her şeyi yapıyorsunuz, bu üniversite kazanmak, okulu sorunsuz bitirmek ve elbette hepsinin bitiminde tüm koşturmalarınızın karşılığını iş güç sahibi olarak, düzeninizi kurarak hayata başlamak istiyorsunuz. kimseyle kıyaslamayın kendinizi, inanın insanlar dışardan gördüğünüz size yansıyan hayatları yaşamıyorlar. meşguliyetim dolayısıyla çok fazla insanla muhatap oluyorum, bunların içinde güzel işlerde çalışanlar, atananlar, evliler, evli olmayanlar, hiçbir şey yapmayanlar, yapanlar vs. inanın atanan evliliğinde mutsuz, atanamayan ailesi ile mutsuz, her şeyi tam olanın sağlık sorunu var, kiminin çevresi geniş olanakları fazla ama dünyası acı ile dolu kayıpları var ve dertlerin içinde mutluluğu yakalanıyor. diyeceğim o ki dünyada tas tamam yaşamak, her şeyi ile tüm imkanlar ile bu yaşamın içinde olmak, sorunsuz çok mesut ve memnuniyet içinde yaşamı sürdürmek imkansız. dünyanın nizamına ters. insanız, dertlerimizle, olumlu olumsuz yaşadıklarımız, ulaşabildiklerimiz ve ulaşmak için savaşabildiklerimizle varız. her şeyden önce sağlıkla ve belli imkanlarımızın varlığını nimet bilerek ve tevekkülle yaşamak için çok sebebimiz olduğunu düşünüyorum sevgili kardeşim. Allah tüm kaygılarınızı, korkularınızı kendisinden gelecek hayırlı sonuçlarla güzel sonlara vardırsın. yolunuzu da bahtınızı da açık etsin. dünya ve ahiret sınavında da başarılar dilerim kardeşim.
Allah'a emanet olun selametle 💜🪻
3 notes
·
View notes
Note
Dahil mi bilmiyorum ama-
sadece yandere Fatih Sultan Mehmet'i düşünüyorum..
Yani- tarihin gördüğü en zeki liderlerden biri ve yandere olduğunu düşünsenize *bayılır*
Bütün Osmanlı Padişahları, Sultanları, Şehzadeleri, Hanım Sultanları, Paşaları, Vezirleri isteklerini kabul ediyorum.( Film yada dizisi olmaması önemli değil. Yaza bildiğim her karakteri yazacağım. ) Çok doğru bir tesbit. Bu zevkli seçim için seni tebrik ediyorum. Anladığım kadarıyla yandere eş olarak yazmamı istiyorsun. Umarım beğenirsin. Daha fazla istek yazmaktan lütfen çekinmeyin.
~ Bu adam sizi gördüğü anda sizi istediğine karar verdi. Sizi korkutmadan ya da incitmeden elde edecektir. Ona boşuna Fatih demiyorlar.
~ Bu adam sizi kendisine hayran ve aşık etmekte başarısız olmayacaktır.
~ Sizin güvenliğinize çok dikkat edecektir. Doğrusu kimse Fatihin karısına zarar vermeye cesaret edemez.
~Maddi ve manevi olarak şımartılıcaksınız. Sadece ondan ne istediğinizi söyleyin hemen size teslim edilicektir.
~ Diğer eşleri size zarar vermek ya da incitmekten çekinecektir. Diğer eşler sizi şikayet ederken onları ciddiye almayacaktır.
~ Sizden olan çocuklar hep bir adım diğer eşlerinden doğan çocuklardan önde olacaktır.
~ Şehzadelerinize İstanbula en yakın Sancakları verecektir.
~ Kızınız varsa onun düğünü en gösterişlisinden olacaktır. Kızınızın cehizi en kaliteli ve pahalısından olacaktır.
~ Sizinle birlikte sanat ve bilim hakkında konuşmayı çok seviyor.
~ Sizin için şiirler yazacaktır. Bu şiirler vastasıyla aşkınızın tarihte sonsuza kadar yaşamasını sağlayacaktır.
~ Eğer her hangi bir sanat dalında yeteneğiniz vasra sizi destekleyecektir. Sanatınızı yapmanız için en iyi malzemelere sahip olduğunuzdan emin olacaktır.
~ Sizin adınıza camiler, medreseler, aş evleri, şifahaneler, kervansaraylar, bulaklar yaptıracaktır.
~ Oğllarınızın eğitimi ile yakındna ilgilenir ve mükemmel Şehzadeler olması için elinden geleni yapar.
~ Eğer siz ondan önce ölürseniz sizi asla unutmaz. Artık eskisi gibi mutlu olması mümkün olmayacaktır.
~ Emin olun tarihte unutulmayacak bir aşka ve Padişahın kalbine sahip olan ender insanlardansınız.
◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇
A very accurate fix. Congratulations on this delightful choice. I understand you want me to write yandere as a wife. I hope you like it. Please feel free to write more requests. I accept the requests of all Ottoman Sultans, Sultans, Princes, Lady Sultans, Pashas and Viziers.
~ This man decided he wanted you the moment he saw you. It will get you without scaring or hurting you. They don't call him Fatih for nothing.
~ This man will not fail to make you admire and fall in love with him.
~ He will take great care of your safety. Indeed, no one dares to harm Fatih's wife.
~You will be pampered financially and spiritually. Just tell him what you want from him and it will be delivered to you immediately.
~ Other spouses will be afraid to hurt or hurt you. Other spouses will not take them seriously when they complain about you.
~ Children born to you will always be one step ahead of children born to other spouses.
~ He will give your princes the flags closest to Istanbul.
~ If you have a daughter, her wedding will be one of the most spectacular. Your daughter's pocket will be of the highest quality and most expensive.
~ He loves talking to you about art and science.
~ He will write poems for you. These poems will make your love live forever in history.
~ If you have a talent in any field of art, it will support you. He will make sure you have the best materials to make your art.
~ He will have mosques, madrasahs, soup kitchens, hospitals, caravanserais, and kitchens built on your behalf.
~ He takes a close interest in the education of your sons and does his best to make them excellent Princes.
~ If you die before him, he will never forget you. It will no longer be possible to be as happy as before.
~ Be sure, you are one of the rare people who have an unforgettable love and the heart of the Sultan in history.
#yandere magnificent century#yandere magnificent century kosem#magnificent century#muhteşem yüzyıl#muhteşem yüzyıl kösem#sultans#fatih sultan mehmet#yandere fatih sultan mehmet#yandere husband#yandere concept
39 notes
·
View notes
Note
Ona iyi gelebilmek için istemişsin. Aslında bu tekrar birlikte olacağınızı hatta eskisinden daha sağlıklı olacağınızı belirtiyor. Kaderi şansa bırakma, kaderi kendiniz çizin kendiniz için. Bu cevaplarına mutlu oldum eminim balın da mutlu olmuştur. Sizi hep destekleyeceğim ama gizli bir fanınız olarak.. Bir kız olarak sizde kendimi gördüm. Bir kaç şeyi ortak yaşamışız, belirli bir kaç şeyi. O yüzden üzülmeyin ve birbirinize olan inancınızı kaybetmeyin. 3. Kişinin girmesine izin vermeyin siz birbirinize aitsinizz benim en güzel çiftim fav çiftim hep mutlu olun umarım...
-bir fanınız
Umarım sen de hep mutlu olursun. Balım mutlu olsun diye elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
2 notes
·
View notes
Text
okuldan arkadaşlarım date planı yapmislar bugün arkadaşlarımın mutlu olması beni çok sevindiriyor ya. siz hep mutlu olun. ben olamayacağım sanırım.
2 notes
·
View notes
Note
Siz hep mutlu olun bee umarım normal hayatta da görürüm sizi
Umarım:))
3 notes
·
View notes
Text
07 Ekim pazar 03.44
Yalnızlığı daha çok hissettiğim ve bir böcek gibi kendi kabuğuna çekildiğim o kuytu geceler.
Neden hep gecelerdir insanı düşünceler denizinde yüzdüren.
Neden hep gecelerdir unuttum dediklerimi denizin dibinden çıkarıp bana geri getiren.
Neden hep geceler hatırlatır yaşadığım ama izi kalmış acılarımı…
Sevinçlerimi…
Mutluluklarımı…
Hepsi birer inci gibi çıkar kumsallara.
Ben istemesen de vurur gecenin dalgaları bir bir yüzüme
Senin yalnızlık adını verdiğin kıyılarına…
Sabaha gene unutursun.
Bir koşuşturmaca.
Hayatın kargaşası derken gelmez aklına…
Ya yeni gelen gece?
Geceler niye böyledir bilir misin?
Çünkü insan başını yastığa koyduğunda…
O sessizlikte Tüm kentin uyuduğu o vakitte hisseder insan yalnızlığını.
En çok o zaman hisseder.
İşte bu yüzden geceler seni bana hatırlatır.
Sadece seni de değil.
Yaşanmış ya da yaşanmamış tüm aşkları…
Mutlu olduğum anları, kızgınlıklarımı, bir çiçek gibi solduğum zamanları…
Kimi zamanda ilkbaharın yağmurlarıyla açıp pembelikleriyle kendisini hayran bırakan o güller gibi güldüğüm mutlu olduğum zamanları.
Çocukluk anılarımı bunları çoğaltmak mümkün…
Yorganı üzerime çekip başımı yastığa koyduğum o vakitlerde…
Hele bide uykumda kaçmışsa, işte o zaman rüyalara dalana kadar bir düş filmi oynar odamda.
Görüntüler canlanır aklımda bir bir geçer yaşadıklarım gözümün önünden.
Tek kişilik nostaljik bir sinema. Konusu benim dünyam ve dünyamın unutulmazları..
Kendimce kararlar alırım bazen bu düşünceler denizinde yüzerken.
bundan sonra şöyle, bundan sonra böyle olacağım"gibisinden cümleler kurarım.
Kimi zaman pişmanlıklarım bir kaç damla gözyaşı olur akar kalbime…
O derin sessizlikte, kimi zamansa yaşadığım mutlu anlar birer tebessüm olur yüzümde…
İşte kimi geceler acı tatlı karışık bir film oynar odamda, duvarlarımla…
Eşyalarımla kısacası en sırdaş arkadaşlarımla izlediğimiz.
Sonra ben yorumlar yaparım onlar da güzel güzel dinler beni.
Biliyorum herkes böyle.
Herkesi götürür geceler derin düşüncelere, hayallere…
Hayaller büyüdükçe azalır mı peki?
Evet azalır.
Çünkü sen büyüdükçe içinde çocuk yavaş yavaş ölmeye başlar.
Hayallerinde seni çocuksu bir dünyaya götüren en güzel oyuncakların değil miydi onlarla mutlu olup.
Onlarla gülümsediğin ama hiç bir zamanda hayallerin tam anlamıyla bitmez.
Sen nefes aldıkça mutlaka ceplerinde bir umudun ve hayalin yer alır.
Sana anlam katar..
hiçbir zaman hayallerinizden vazgeçmeyin .
Hayat önüne duvarlar örmeye çalışsa da Siz de kendi merdiveninizi kurun ve çıkın basamaklarından…
Hemen olmasa da çok geçte olsa mutlaka o duvarın arkasındaki güneşe ulaşıp.
Güneşe gülümseyin
bu güne kadar bir çok hata yapmış olabilirsiniz
Ama hiçbir zaman geç diye sözcük yer almamalı hayat sözlüğünüzde
Umut,sevgi hep bu sözlükte yer almalı
Bundan sonra üzüldüğünüzde kalbinizden hem beyaz mendilini çıkartıp gözyaşlarınızı elleriyle silecek insanları dünyanıza yerleştirin
ve değerini her zaman bilin
Size yakın olan cana siz de yakın olun
Sarın kalbini incelikle
Tutun ellerini sımsıkı bu uzun gibi görünen ama 40 yılını şu kısacık hayat yolunda
İşte bunlarda bu gecenin bir yorumudur bu gecenin hisleriydi hayalhanemde
Bu geceden hayat defterime düşen notlardı.
159 notes
·
View notes
Text
Evet, Aralık 2022'den selamlar...
Cidden yine adımızın hakkını verme yönünde emin adımlar atmışız kaybolan, kendimizi tebrik mi etsek? Afsdfkskfjkjsdkjfjfkds. Bana yüzyıllar gibi gelen bir aranın ardından yine tam olarak buralarda olup olmayacağımı bilmediğim bir vakitteyim. Umarım herkes iyidir ve kendine çok iyi bakmıştır. Anlık gelen bir fikir ile bir blogum olduğunu hatırladım. Bildirimlere bakarken de ilk sırada sevgili uzumlupilav'ın bildirimi göz kırptı. Buraya hemen mor kalpler gönderelim. Kalplerimiz aynı anda çalışmış da diyebilir miyiz? Saat farkını göz ardı edebiliriz bence. Bildirimin saatini göremiyoruz sanırım hala skdljfkjsdkfjsd. (Hesabın özellikleri bile unutacağım günler varmış demek ki... -hüzünlü ifade-) Hemen çağrıya kulak vereyim dedim. O bildirim benim için çok etkili oldu. Bildirimlerinizi, mesajlarınızı görmek benim için çok kıymetli. Merak eden, nasıl olduğumu soran herkese de ayrı ayrı çok teşekkür ederim. Sanırım duygusal moodum bugün biraz fazla açıldı bildirimlere bakarken. Beni çok mutlu ettiniz. Siz çok çok daha mutlu olun inşallah. Geçen süre boyunca hayatımda yine pek çok şey yaşandı. Çok yeni kararlar aldım. Yeni bir düzene başladım. Stajımı tamamladım. Tezimin başlığı ve taslak planı hazırladım. Araştırma, veri bulma, literatür inceleme kısmına geçtim. Çok şükür. Darısı tezi tez zamanda bitirmeye diyebilir miyiz? Bol bol okuyup çok az yazmaya başladım mesela. Daha az olumsuz düşünüp daha çok okumaya başladım. Kalbimin sesine daha fazla kulak veriyorum artık. Ama kendime vakit ayırma meselesini henüz çözebilmiş değilim. Onu da çözeceğiz, inanıyorum. 11 aydır çalıştığım kurumdan ayrıldım. Dersler, staj, tez ve iş olarak bir arada yürütmeye çalıştığım, elimden gelenin de en iyisine yaptığımı inandığım kurumda bundan birkaç ay kadar önce maalesef çok tatsız olaylar yaşandı. Yaşarken bu kadar rahat anlatamıyordum ama her şey gibi bu da geçiyor. Henüz süreç sonlanmış olmasa da o insanları artık Allah'a havale etmeyi ve hakkımın yenildiği düşünmemeyi artık başardım. Emek ve insanlık üzerinden buraya kocaman paragraflar yazmak dahi içimden gelmiyor ne yazık ki. İnsanız ve öğrenme hayat boyu devam ediyor. Bunu tamamiyle içselleştirebildiğimde sanırım bunu aşabildim. Bir deneyim olarak çantamıza atıp yolumuza her daim devam etmemiz gerekiyor. Çünkü yol hep devam eder, yorulsak da duraklarda beklememeyi öğrendik biz. Süreç sonladığında bu satırlara yeniden döneriz belki, kim bilir... Fark ediyorum ki bu sürede buraya yazacaklarım çok birikmiş. Burayı da çok özlemişim. Kaybolansonsayfa ara sıra kaybolsa da kendini bulmayı başardığı bol karlı günlere diyelim ve artık noktalayalım.
12 notes
·
View notes
Text
Neden kendi hayatında haketmeyen insanlara gereğinden fazla değer veriyorsun? Neden veriyoruz? Neden bizi üzmelerine izin veriyoruz, neden acı çekelimki en kötü anınızı düşünün, içinden çıkamadığınız bir anınızı, sabah yine güneş doğmadı mı? zaman geçtikçe toparlanmadınızmı, neden şimdi üzülesiniz, ileride adınızı bile hatırlamayacak insanlar için neden bugün göz yaşı döküyorsunuz dünyaya bir kere geliyoruz ölüm yakın ve siz, sizi önemsemeyen insanlar için kendinizi üzmeyin, eğlenin, hayatı yaşayın ve hep mutlu olun...
Dedi ki: bir gün bu dünyayı geride bırakacaksın.
Bu yüzden hatırlayacağım bir hayat yaşa
3 notes
·
View notes
Text
size
hani bazı anlar vardır, bu muydu, hani mutlu olacaktık, hani hayatın şifresinde iyilik de vardı, neden ben degil, neden ben degilde onlar,bıktım,bıktım,bıktım... İste böyle anlarda kendinizi kontrol edemezsiniz, yaslanacak bir omuz ararsınız yani bir omuz degil de onu ararsınız ne bileyim delirirsiniz, hep sikayet edersiniz, belkı kendinize zarar verirsiniz ya iste oyle anlarda hep icinizde yinede gizli bir umut gizlidir. Siz fark etmeseniz bile içinizdeki bir hucrede yesertilmeyi bekleyen bir umut her zaman vardır. İste gun gelir ve o umut yeserir. Donup baktıgınızda da bunun icin mi yaptım ben bunları allah kahretsın ya benı, bu muydu yani, bunun icin mi, bu yuzden mi gecemi gunduzume katıp her seye yuz cevirip gercekleri reddettım. İnanın boyle anlarda pisman olmamak icin, ne güzel de gogus gerdim ben, helal lan bana demeniz icin bazı seylerin cidden degmeyeceginin farkına varın. Cildnizin, saclarınızın,gozlerinizin daha önemli oldugunun farkına varın. Belki anneniz icin belki kardesiniz, babaniz, abiniz ama en cokta kendiniz icin dim dik ayakta durun ve herkese neyin ne, kimin kim oldugunu gösterin. Oyle beklenmedik zamanlarda olurki o guzellıkler ıyıkı yasamısım , bugune gelmisim ve simdi tadını cıkarıyorum dedırtecek sekılde gelir hemde. Kimse sizden daha onemli degil. Derslerinize, sporunuza, sanatınıza, kendize onem verin artık. Kimse saclarınızdan daha degerli olmasın, sevin kendinizi her halinizle, her kusurunuzla ve emin olun o zaman bulacaksınız aradıgınız degeri...
hayatın bir piano oldugunu, beyaz tusların ıyılık, siyah tusların ise kotuluk oldugunu dusunun. Siyah tuslar olmadan piano calınır mı hic...
Aradıgınız guzellıklerı er yada gec bulacksiniz. Hatta olmazsa yuzume tukurun lan.
KENDİZİ HER HALİNİZLE SEVİN O nun EN ÇOK SİZİN SEVGİNİZE İHTİYACI VAR...
Sevgi ve saygılarla...
.ELA.
2 notes
·
View notes
Text
Olmaktan korktuğum yerdeyim. Kendimden kaçmaya başladığım zamanlardayım. Olur olmadık anlarda dolan gözlerimi gülerken kısılan gözlerime değişiyorum. Sanırım yeni yeni büyüyorum. Beni sevmeyen, kıran, yoran tüm her şeyden uzaklaşmayı geç de olsa öğreniyorum. Nasıl oldu da öğrendin diyeceksiniz belki de yanıtlayayım, aynanın karşısına geçip gözlerime baktığımda gözlerimdeki kırışıklığı ve daha da kötüsü onun derinliklerinde çığıran benliğimi gördüğüm an neden diye sorgularken öğrenmeye başladım. Hep insanları mutlu etmek için kendimden ödün verdiğim, kendi hislerim yokmuşçasına başkaları için kendimi hırpaladığım zamanların farkına varınca anladım ki ben kendi kendimi yok ediyormuşum. Biliyor musunuz kendi mutluluğum için yaptığım en ufak bir şeyi dahi hatırlamıyorum, acı ama gerçek. Şimdilerde bana iyi gelen kimse, neyse onunlayım. En ufak değersizlik hissettiğim an uzaklaşıyorum. Emin olun kendi değerinizi kendiniz belirliyorsunuz, siz kendinizi sevmeyince bir başkasında arıyorsunuz bunu ama inanın siz kendinize değer vermedikçe başkasından değer göremiyorsunuz. İlk önce kendinizi sevin bırakın insanlar egolu desin, kibirli desin. Onlar her zaman bir şey derler. Eleştirmeyi seven bir milletiz maalesef, hiç bitmez eleştirilerimiz. Saygıyı da sevgiyi de güveni de kendinize ilk kendiniz verin. Ne aileniz ne sevgiliniz ne arkadaşınız ne de dostunuzdan bekleyin kendinizi sevmeyle başlayın işe. Kendinizi sevince, kıymetinizi ilk kendiniz bilince kimsenin sizi üzmesine izin vermiyorsunuz. Size kendinizi herkesmiş gibi hissettiren kim varsa hayatınızdan çıkartmaya başlıyorsunuz. Ve yavaş yavaş büyüyorsunuz. Sizi yoran her ne varsa uzaklaşıyorsunuz. Mutluluk da üzüntü de bizim seçimlerimiz aslında. Bizi sevmeyen, değersizmişiz gibi hissettiren insanların yanında fazlasıyla durmak üzüntüyü çağırmak değildi de neydi? Mutlu olmak da üzülmek de tercihlerimizin sonucu. Her şey bizim elimizde. Bir başkasından olan beklentilerin hepsini kendimiz de karşılayabiliriz. Bir başkası olmadan da yaşayabiliriz. Yani anlayacağınız ne yaparsanız yapın siz kendinizi sevmedikçe, kendinize güvenmedikçe tam anlamıyla "MUTLULUK" denen istasyona varamayacaksınız. O istasyon kendini sevmeyle işe başlayanların istasyonu. Kapamayın kitabı belki aradığınız mutluluk son sayfadadır demeyeceğim aradığınız mutluluk sizde, sizin içinizde. Onu bulup ortaya çıkaracak olan yine sizlersiniz. MUTLULUK İSTASYONU uzak diyarlarda değil. Geçin aynanın karşısına onca kırgınlığa rağmen ayakta durduğunuz için güçlü olduğunuz için gurur duyun kendinizle. Ve deyin ki sevgili kendim senin gibisi yok sen teksin, özelsin, kimsenin seni kırmasına, yok saymasına izin verme. Bunları diyebilmeye başladığınız an mutluluk istanyonundasınız demektir. Mutluluk istasyonunda yüreği güzel insanlarla karşılaşmak dileğiyle...
4 notes
·
View notes
Text
Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu’nun akademik yılı dün başladı
https://pazaryerigundem.com/haber/189492/yusuf-capraz-uygulamali-bilimler-yuksek-okulunun-akademik-yili-dun-basladi/
Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu’nun akademik yılı dün başladı
Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu 2024/2025 Akademik Yılı açılışı dün gerçekleştirildi.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Saat 10.30’da okulun toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, Yenimuhacır Belediye Başkanı Tamer Kıral, CHP Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, AK Parti Edirne İkl Başkan Yardımcısı Adnan Vural, Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof.Dr. Murat Tan ve Prof.Dr. Eylem Bayır, okulun önceki dönem müdürleri, çevre ilçe Yüksekokul Müdürleri, akademisyenler, mahalle muhtarları, öğrenciler ve okulun açılmasına katkıda bulunan o dönemde kurulan Yüksek Öğrenimi Destekleme ve Geliştirme Derneği Başkanı Şengül Özcan, yönetim kurulu üyeleri Kubilay Alkan ve Bayram Ali Kalfalar’da katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından, okulun tanıtım sunumu gerçekleştirildi.
Sunumun ardından Yusuf Çapraz Bilimler Yüksekokulu öğrencilerinden oluşan Müzik Dinletisi gerçekleştirildi.
Daha sonra okul Müdürü İlknur Kumkale, törene katılanlarla hoş geldiniz diyerek başladığı konuşmasında şunları söyledi. “15.yılını kutladığımız Keşan Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nun akademik açılış törenine hepiniz hoş geldiniz. Ben kürsüye çıkarken, sanki 15 yıl önce yaptığımız ilk açılış törenini hatırladım. Ama aradan o kadar uzun yıllar geçti ki arada büyüdük, geliştik okul olarak, olgunlaştık. Tabi o dönem söylediklerimizin aynılarını söylemememiz lazım bugün. 15 sene dünyada çok şeyler değişti. Ülkemizde çok şeyler değişti, teknoloji, her şey değişiyor. Bir sözümüz vardır ya değişmeyen tek şey değişimdir. Biz de bu söze istinaden, her zaman değişimi, her zaman değişmeyi kendimize hedef olarak koyuyoruz. Keşan’ın Keşanlıların, kurumların, ve he zaman desteğini gördüğümüz basın ordusunun hep yanımızda olduğunu görmek, beni çok mutlu etti. Yeni öğrencilerimizin bazıları ile tanıştım, bazıları ile tanışamadım. Aileleri onları bize emanet ettiler. Öğrencilerimize şunu söylemek istiyorum her ne olursa olsun bizimle paylaşabilirsiniz. İhtiyaçlarınızda maddi ve manevi ne varsa bizimle paylaşabilirsiniz. Bizler sizlerin yanınızdayız ve olmaya da devam edeceğiz. Tabi bunu söylerken şunu da ilave etmek istiyorum, değişim dedik o zaman sizlerde bu değişimin farkında olun. Kendizine vizyon katın. Vizyonunuz yoksa nereye gideceğinizi bilemiyorsanız o zaman bu cümlenin çok anlamı olmayacak. Biz size sadece neyi nerden öğreneceğinizi öğretiyoruz aslında. Ben okuldan ilk mezun olduğum bilgilerimle bugün bu işi yapamazdım herhalde. Sürekli kendimizi geliştirmek zorundayız arkadaşlar. Peki siz 10 yıl sonra kendinizi nerde görmek istiyorsunuz. Nasıl bir işte görmek istiyorsunuz. Hangi kotluklarda oturmak, hangi binalarda çalışmak istiyorsunuz. Lütfen bunu düşünün. Öğrencilerime her zaman söylediğim gibi değişin, fotoğrafınızı çekin. Evlenmeyi düşünür müsünüz? Nasıl bir ortamda çalışacaksınız, ne istiyorsanız lütfen bunu hayal edin fotoğrafını çekin ve karşınıza koyun. Vizyon bir hayal, ama hayalle insanı ayıran bir çizgi var ki eğer o hayale ulaşmak için şimdiden çalışmaya başlıyorsanız o bir vizyona dönüşüyor. Bu vizyonla çalışacaksanız hayalinize daha çabuk ulaşacaksınız. Güzel konser içinde öğrencilerimize teşekkür ederim. Eğitim öğretim yılınız hayırlı olsun.”
Kumkale’den sonra konuşan Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, şunları söyledi. “Trakya Üniversite’nin değerli öğretim üyeleri, değerli işadamlarımız değerli siyasi parti temsilcileri, sevgili öğrencilerimiz, İlknur hocam ilk açılışta burada idi. Sonra başka görev verildi, gitti vetekrardan geldi. Keşan’a tekrardan hoş geldiniz hayırlı olmasını temenni ederim. Okulumuzun imkanları daha da arttı. Bende akademisyenlere ve öğrencilerimize başarılı bir eğitim yılı temenni ediyorum. Türkiye’den çok çok değişik yerlerinden geldiniz hepiniz. Gençsiniz, zaman çabuk geçiyor. Size tavsiyem öncelikle ailenizin size, devletimizin size verdiği bu fırsatları iyi kullanın. Buralarda konuşanlar gelecek yıllarda sizler olacaksınız. Kendi aranızda barışık olun, ailenize sahip çıkın, onları utandıracak şeyler yapmayın. Sizlere özetle başarılı bir eğitim yılı temenni ediyorum. Hocalarımıza da gayretler diliyorum. Keşanlılara da bu gençlerimize evlatlarımıza sahip çıkmalarını diliyorum.”
Özcan’dan sonra söz alan Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan’da akademik yıl açılışına katılanlara “hoş geldiniz” diyerek, konuşmasında şunları dile getirdi. “Keşan Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu 2024/2025 eğitim öğretim yılı açılış törenine hoş geldiniz. Hepinizi şahsım ve kurumum adına selamlıyorum. Okulumuz yeni döneme yeni kadrosu ile başladı. Ben değerli hocama ve ekibine başarılar diliyorum. Değerli hocam kurmuş olduğunuz okula 15 yıl sonra yeniden geldiniz. Sizleri canı gönülden kutluyorum. Sevgili öğrenciler sizin eğitim hayatınız sona erdi. Bundan sonra Yükseköğrenim öğrencilerisiniz. Yani sizle birer üniversitelisiniz. Üniversiteli olmak zordur, üniversite hayatı zorluklarla doludur. Ama üniversite hayataı çok güzel, çok özel , çok büyük zenginlikleri olan bir dönemdir. Bundan sonraki hayatınızda kazanacağınız statü, edineceğiniz meslek, yapacağınız iş ve yaşam şartlarınız, yaşam kaliteniz bu 4 yılda edineceğiniz kazanımlarınıza bağlıdır. Çok iyi bir okulda iyi iyi bir akademik kadrodan eğitim oluyorsunuz. Bu size sunulan fırsatları olabildiğince değerlendirmeniz gerekir. Çalışmanın yanında eğleneceksiniz, sosyalleşeceksiniz, dinleneceksiniz, bunlar en doğal haklarınız. Ama öncelikle sizler öğrencisiniz, iyi bir öğrenci olacaksınız ve çok çalışacaksınız. Nobel ödüllü bilimaadamımız Aziz Sancar’ın da ifade ettiği gibi başarının kolay kestirme yolu yoktur. Bunun yolu çalışmak ve çok çalışmaktır. Sizlerde çok çalışarak geleceğinizi planlayacaksınız. Asla umutsuzluğa kapılmayın sevgili arkadaşlar, sevgili öğrencilerimiz. Kafanızdaki olumsuz düşüncelerin yer almasına müsaade etmeyin. Karamsar olmayın, size düşen görevleri layıkıyla yerine getirmeye çalışın. O zaman önünüzde kapılar açılacak, başarılı olacaksınız. Başarılı olduğunuz zaman da mutlu olacaksınız. Bu sizin elinizde, değerli hocalarım daha önceki dönemde olduğu gibi bu yılda öğrencilerinizi donanımlı bir şekilde yetiştirmek için, eğitimek için, elinizden gelen her türlü gayreti göstereceğinize inancımız tamdır. Bu dönemde rektörlüğümüzün desteği sizlerin yanında olacaktır. Rektör hocamın ifade ettiği sözlerle ifade etmek istiyorum. Bu dönemin mottosu çalışanın takdir edildiği bir dönem olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle 2024/2025 eğitim öğretim yılının başarılı olmasını diliyorum”
Tan’ın konuşmasından sonra Prof.Dr. Erdem Uçar’ın Yapay Zekayı Anlamak konulu ilk dersi vermesi ile program sona erdi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Geçenlerde bahçede dolaşırken kırmızı bir yusufçuk gördüm, onu heyecanla seyretmeye başladım. Böceklerden genelde korkarım ama Yusufçuk böceği oldum olası beni mutlu eder. O incecik tül gibi kanatlar bana masal perilerini anımsatır hep, gördüğümde hep bir mucize gerçekleşir.
Bu duyguya sahip olan sadece ben değilmişim. Birçok kişi yusufçukları umut ve yaşam enerjisi sembolü olarak görürmüş. Ayrıca mitolojide yeniden doğuşu simgelermiş bu zarif böcekler. Eve yusufçuk girdiğinde şans ve bereket gelirmiş. Bu minicik böcekler sadakat, tutku, aşk ve tek eşliliğin de sembolü. Neden mi dersiniz? Dişi Yusufçuklar, doğası gereği çiftleşme sırasında erkeğin kafası ile bir bağ kurup, buradan beslenirmiş. Erkekler ise hayatları boyunca sadece bir kez çiftleşebileceğini bilerek bu bağın kurulmasına izin verir, dişisiyle birlikte olmanın mutluluğuyla ölümü kabul eder ve kendini sonsuz aşkın kollarına bırakırmış. Yusufçuk bazı kültürlerde ise ateşe aşık böcek olarak biliniyor. Bu inanca göre ateşin dalgalanarak kurduğu ahenge kendini kaptırıp, çevresinde dönerek adeta onunla dans etmeye başlar. Bu aşkın onun sonu olacağını bilir ancak yine de vazgeçmez. Dansın sonunda ise kendini ateşin içine bırakarak aşkıyla kavuşur.
Bu kadarla da bitmiyor bu minicik zarif ama ejderha gibi özellikleri olan yusufçuğun marifetleri. Aynı zamanda bilgelik sembolü, illüzyonlara kapılmadan hayatın gerçeklerine karşı gözlerinizi açmanız gerektiğini gösteriyor.
Helikopter böceği (havada asılı durduğu için helikopter icadına ilham vermiş) ejder sinek (dragon fly) gibi isimleri olduğu gibi genellikle sulak alanların çevresinde yaşadığı için Su Perisi ve Su Ruhu olarak da adlandırılıyor. Suların altında yer alan ve hiçbir zaman keşfedilmemiş dünyalardan bize mesajlar getirdiğine inanılıyor.
Bu kadar bilgiden sonra gelelim bu masal perisinin bana anlattığı masala;
Onunla göz göze geldiğimde
bir varmış bir yokmuş diye anlatmaya başladı kırmızı yusufçuk, Japonya’da yenilmez böcek olarak, eskiden bu ülkenin sembolü olduğunu,
17. yüzyılda Japon savaşçılarının kendilerine güç ve koruma getirdiğine inandıkları için yusufçuk motifleriyle maskelerini süslediklerini söyledi. Parlak kanatlarının altında mucizeler taşıdığını, bana güç ve ilham getirdiğini, aslında düşündüğümden daha fazlası olduğumu, içimdeki tutku sayesinde hayalini kurduğum her şeyi başarmak için gerekli olan güce sahip olduğumu anlattı. Onu gördüğüm için evrenin benim için güzel şeyler hazırladığını, hayalimdeki gibi savaşların olmadığı, din, dil, ırk farkı olmadan sevgi ve barış dolu bir dünyanın mümkün olabileceğini, bu hayalimin gerçekleşebileceğini, umudumu kaybetmemem gerektiğini söyledi. Ben gözlerimi kapatıp, kulağımda John Lennon’un şarkısı, böyle bir dünyanın hayalini kurarken bir baktım kırmızı yusufçuk havalanmış, uçuyor. Sanki o sırada kafasının neredeyse tümünü kaplayan gözlerini kırptığını gördüm, ve bir anda gerçeğe döndüm.
Siz de bakın etrafınıza, bir yusufçuk görürseniz benden selam söyleyin, ve hayallerinizin gerçekleşeceğinden, güzel haberler alacağınızdan emin olun….
0 notes