#Reflü semptomları
Explore tagged Tumblr posts
elazigsurmanset · 2 months ago
Text
Reflü Şikayetlerini Önleyecek 10 Öneri
Tumblr media
Reflü toplumda sıklıkla görülen bir rahatsızlık.Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Çetin Karaca, reflüyü önleyecek önerilerde bulundu.  Göğüste yanma hissi, mideden ağıza doğru yükselen acı-ekşi mide içeriği, ses kısıklığı, boğazda gıcıklanma… Bu ve benzeri şikayetlerle kendini gösteren ve halk arasında reflü olarak tanımlanan ‘gastroözofageal reflü hastalığı’ (GÖRH) son yıllarda giderek daha sık görülüyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Çetin Karaca, ülkemizde her 5 kişiden birinin reflü hastası olduğunu belirterek, özellikle yemeklerden yaklaşık yarım saat sonra başlayan şikayetlerin gece astım benzeri öksürük ve boğulma krizlerine yol açabildiğini, tedavinin ihmal edilmesi durumunda ise kanserleşme ihtimali olabileceğini vurguluyor. Son yıllarda teknoloji ve tıptaki gelişmeler sayesinde reflünün tanı ve tedavisinde hızlı ilerlemeler yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Çetin Karaca, GÖRH’nın tedavisinde yeni gelişmeleri anlattı, reflüye karşı önlemleri sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. Reflü İnsanların Yüzde 50’sinde En Az Bir Kez Görülüyor Tıp dilindeki adıyla ‘gastroözofagial reflü’ hastalığına; sağlıksız beslenmeden aşırı strese, sigara ve alkolden fazla kiloya dek pek çok etken neden olabiliyor. Karaca, “Reflü mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Normalde yemek borusu ile mide arasında kapak görevi yapan ve mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasını engelleyen kapak mevcuttur. Bu kapağın geçici olarak gevşemesine neden olan birçok faktör (sigara, alkol, acılı- baharatlı yiyecekler, kızartmalar, şişmanlık, turunçgiller vb) reflüye neden olur” diyor. Yapılan çalışmalarda, geçmişte sadece yetişkinlerin hastalığı olarak bilinen reflünün son yıllarda yaygınlaştığının ve artık çocuklarda da sık görüldüğünün ortaya konulduğunu belirten Prof. Dr. Karaca, günümüzde her 5 kişiden birinde reflü tespit edildiğini söylüyor. Reflünün tipik bulgusunu; göğüs kafesi arkasında yanma hissi ve acı-ekşi mide içeriğinin mideden ağıza doğru gelmesi oluşturuyor. Yemeğin ardından genellikle yaklaşık yarım saat içerisinde şikayetler başlıyor; aşırı dolu mide ile yatan kişilerde mide içeriği gece soluk borusu, yutak ve ağıza kadar geri gelebiliyor. Bu hastalarda gece astım benzeri öksürük ve boğulma krizleri, boğazda yanma ve ses kısıklığı sorunu baş gösterdiğini belirten Prof. Dr. Çetin Karaca “Kalp hastalıklarına bağlı olmayan göğüs ağrısının en sık nedeni gastroözofagial reflüdür. Geniş katılımlı toplum çalışmalarına göre; insanların yüzde 50’si yılda en az bir kez, yüzde 25’i ayda bir kez, yüzde 15’i haftada bir kez ve yüzde 5-10’u da her gün en az bir kez reflü semptomlarını yaşamaktadırlar. Reflü tedavisi hem günlük yaşam kalitesinin artırılması hem de ihmal edildiğinde kanserleşme ihtimali olabildiğinden geciktirilmemelidir” diyor. Reflü hastalığında endoskopik tedavi Son yıllarda teknoloji ve tıptaki hızlı ilerlemeler sayesinde reflü hastalığının tanı ve tedavisinde önemli gelişmeler yaşanıyor. Yeterli dozda ilaç kullanmasına rağmen reflü şikayetleri kontrol altına alınamayan, ilaç kullanmak istemeyen, gece reflü semptomları yoğun olan hastalara endoskopik reflü tedavilerinin önerilebildiğini belirten Prof. Dr. Çetin Karaca şöyle konuşuyor: “Endoskopik reflü tedavi yöntemlerinde hastanede yatış ve cilt kesisi gerekmez. Endoskopi ünitesinde uygulanmakta ve hasta aynı gün normal hayatına dönebilmektedir. Endoskopik reflü tedavisi denildiğinde iki yöntem akla gelir; anti reflü mukozal ablasyon/rezeksiyon ve endoskopik fundoplikasyon. Anti reflü mukozal ablasyon ve rezeksiyonda, yemek borusu ile mide bileşimindeki mukoza soyularak veya argon gazı ile yakılarak bu alanın daralması sağlanır. 5 yıllık izlemde yüzde 85 hastada çok etkili olduğu ve reflü semptomlarının kaybolduğu gösterilmiştir.” Endoskopik fundoplikasyonda ise midenin üst kısmı yemek borusunun alt ucunun etrafına sarılarak dikilmektedir. Bu endoskopik tedavi yöntemlerinin; cerrahi müdahaleye alternatif olarak daha az kesiyle yapılmaları, ağrısız olmaları, iyileşme süreçlerinin daha kısa olması ve komplikasyon risklerinin daha düşük olmaları dolayısıyla tercih edildiğini belirten Prof. Dr. Karaca “Ancak hangi tedavi yönteminin uygun olduğuna karar vermek için hastanın durumu ve reflü hastalığının şiddeti dikkate alınarak bir gastroenterolog ile görüşülmelidir” diyor.
Reflüye karşı 10 etkili önlem!
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Çetin Karaca reflü hastalığına karşı alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor; Yatağınızın başını yükseltin ya da başınızın altına çift yastık kullanın Yatmadan üç saat önce yemekten kaçının Yemeklerin miktarı ve yağ içeriği ile kafein ve çikolata tüketimini azaltın Sigara, alkol ve asitli içecekler ile salçalı ve baharatlı gıdalardan kaçının Fazla kilolarınızdan sağlıklı bir şekilde kurtulun Karın içi basıncını artıran korse ve sıkı kemer takmayın Stresden uzak durun, stresi yönetmeyi öğrenin Ağrı kesici ilaçları mümkün olduğunca kullanmayın Düzenli egzersiz yapın ama egzersizi yemeğin hemen ardından değil iki saat sonra yapmaya özen gösterin Yemek esnasında su tüketmek reflüyü kolaylaştıracağından, suyu öğün arasında için   Read the full article
0 notes
ankarahaberplatformu · 1 year ago
Text
Göğüs Ağrısı
Tumblr media
Göğüs ağrısı, insanların sıkça karşılaştığı bir semptomdur ve çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Doç. Dr. Muharrem Taşkoparan Gastroenteroloji Kliniği olarak, ağrının değerlendirilmesi, teşhisi ve tedavisi konusunda uzmanlık ve deneyime sahibiz. Ağrı, genellikle kalp ve akciğer hastalıklarıyla ilişkilendirilir, ancak aynı zamanda sindirim sistemi sorunlarının da bir belirtisi olabilir. Bu ağrı, yanma, sıkışma, baskı veya keskin bir acı şeklinde hissedilebilir. Ağrı genellikle göğüs bölgesinde yoğunlaşır, ancak bazen boyun, omuzlar, sırt veya kollar gibi diğer bölgelere yayılabilir. Ağrının nedenleri arasında kalp hastalıkları, akciğer hastalıkları, sindirim sistemi sorunları, kas-iskelet sistemi problemleri ve anksiyete gibi faktörler bulunur. Kalp krizi, anjina pektoris, kalp kapak hastalıkları ve kalp ritim bozuklukları gibi ciddi kalp sorunları göğüs ağrısına yol açabilir. Akciğer enfeksiyonları, akciğer embolisi ve pnömotoraks gibi akciğer hastalıkları da göğüs ağrısına neden olabilir. Sindirim sistemi kaynaklı göğüs ağrısı, gastroözofageal reflü hastalığı (GERD), özofajit, mide ülseri, safra kesesi hastalığı veya reflü özofajit gibi durumlarla ilişkilidir. Bu durumlar genellikle yemek yedikten sonra veya yatarken artan ağrıya neden olabilir. Doç. Dr. Muharrem Taşkoparan Gastroenteroloji Kliniği olarak, hastalarımızın göğüs ağrısı semptomlarını doğru bir şekilde değerlendiriyoruz. Uzman ekibimiz, ayrıntılı bir tıbbi öykü alarak, fiziksel muayene yaparak ve gerekli testleri uygulayarak doğru teşhisi koymaya çalışır. Sonrasında, her bir hastaya özelleştirilmiş tedavi planları sunarak göğüs ağrısını etkili bir şekilde yönetmeye çalışırız. Bu ağrı ciddi bir semptom olabilir, bu yüzden herhangi bir şüphe durumunda bir uzmana başvurmak önemlidir. Doç. Dr. Muharrem Taşkoparan Gastroenteroloji Kliniği olarak, hastalarımıza güvenli, etkili ve kişiye özel tedavi seçenekleri sunarak sağlıklarını korumalarına yardımcı oluyoruz.
Göğüs Ağrısının Gastrointestinal Nedenleri
Göğüs ağrısı, genellikle kalp ve akciğer sorunlarıyla ilişkilendirilse de bazen gastrointestinal sistem kaynaklı olabilir. Doç. Dr. Muharrem Taşkoparan Gastroenteroloji Kliniği olarak, ağrının gastrointestinal nedenlerini anlamak ve tedavi etmek konusunda uzmanlık sağlıyoruz. Gastrointestinal nedenlerle ilişkili ağrı, genellikle üst karın bölgesinde yanma veya baskı hissi şeklinde kendini gösterir ve göğse yayılabilir. Bu tür ağrılar, çeşitli sindirim sistemi sorunlarından kaynaklanabilir. İşte bazı gastrointestinal nedenler: - Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GERD): Mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sonucu oluşan GERD, göğüs ağrısına neden olabilir. Asit reflüsü, yanma hissi ve göğüs bölgesinde ağrıya yol açabilir. - Özofajit: Yemek borusunun iltihaplanması olan özofajit, göğüs bölgesinde ağrıya neden olabilir. Bu ağrı, yutma işlemi sırasında veya yemek yedikten sonra daha belirgin olabilir. - Peptik Ülser: Midenin veya onikiparmak bağırsağının iç yüzeyinde oluşan ülserler, göğüs bölgesinde ağrıya yol açabilir. Bu ağrı genellikle açlık hissiyle ilişkilidir ve yemek yedikten sonra hafifler. - Safra Taşı: Safra kesesinde veya safra yolunda taş oluşumu, göğüs bölgesinde ağrıya sebep olabilir. Ağrı genellikle sağ üst karında yoğunlaşır ve bazen göğse yayılabilir. - Reflü Özofajit: Midenin içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sonucu oluşan reflü özofajit, göğüs ağrısına neden olabilir. Bu durumda, göğüs bölgesinde ağrı, yanma, baskı veya ağırlık hissi şeklinde hissedilebilir. Doç. Dr. Muharrem Taşkoparan Gastroenteroloji Kliniği olarak, gastrointestinal nedenlerle ilişkili göğüs ağrısının teşhisi ve tedavisi konusunda uzman ekibimizle hizmet veriyoruz. Hastalarımıza öncelikle detaylı bir değerlendirme yaparak, semptomları doğru bir şekilde anlamaya çalışıyoruz. Ardından, uygun tanı yöntemlerini kullanarak nedeni belirlemek için testler uyguluyoruz. Sonuçlara dayanarak, her bir hastamız için özelleştirilmiş bir tedavi planı oluşturuyoruz.
Göğüs Ağrısının Tedavisi
Göğüs ağrısı, birçok farklı nedenle ortaya çıkabilen bir semptomdur. Bunu yaşayan hastalar için doğru teşhis ve uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesi oldukça önemlidir. Doç. Dr. Muharrem Taşkoparan Gastroenteroloji Kliniği olarak, göğüs bölgesinde yaşanan ağrısının tedavisi konusunda uzmanlaşmış bir ekip olarak hastalarımıza kaliteli ve etkili hizmet sunmaktayız. Bu ağrının tedavisi, altta yatan nedenlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Gastrointestinal sistem kaynaklı göğüs ağrıları için öncelikle doğru teşhisin konulması önemlidir. Doç. Dr. Muharrem Taşkoparan Gastroenteroloji Kliniği olarak, hastalarımızın detaylı bir değerlendirmesini yaparak semptomları ve tıbbi geçmişini dikkatlice inceliyoruz. Gerekli durumlarda laboratuvar testleri, görüntüleme yöntemleri ve endoskopik incelemeler gibi tanısal araçları kullanarak doğru teşhisi belirliyoruz. Göğüs bölgesinde hissedilen ağrının tedavisi, altta yatan gastrointestinal sorunun türüne, şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) gibi durumlar genellikle yaşam tarzı değişiklikleri, diyet düzenlemeleri, asit baskılayıcı ilaçlar ve bazen cerrahi müdahale gerektirebilir. Özofajit, peptik ülser ve reflü özofajit gibi durumlar için ilaç tedavisi, antiasitler, proton pompa inhibitörleri ve antibiyotikler kullanılabilir. Doç. Dr. Muharrem Taşkoparan Gastroenteroloji Kliniği olarak, her hastamız için bireyselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturuyoruz. Tedavi planı, hastanın semptomlarına, teşhisine ve sağlık durumuna göre özelleştirilir. Tedavi sürecinde hastalarımızın rahatlığı ve sağlığı bizim önceliğimizdir. Göğüs bölgesinde yaşanılan ağrı, ciddi bir semptom olabilir ve tedavi edilmesi gereken altta yatan bir sorunu işaret ediyor olabilir. Bu nedenle, bu ağrıyı yaşayan hastaların bir uzmana başvurması önemlidir. Doç. Dr. Muharrem Taşkoparan Gastroenteroloji Kliniği olarak, hasta odaklı yaklaşımımız ve deneyimli ekibimizle hastalarımıza en iyi tedavi seçeneklerini sunmaktayız. Amacımız, hastalarımızın sağlığını iyileştirmek ve yaşam kalitesini artırmaktır. Göğüs ağrısı hakkında detaylı bilgi almak için Doç. Dr. Muharrem Taşkoparan Gastroenteroloji Kliniği resmî web sitesi adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Read the full article
0 notes
fiyatinedir · 1 year ago
Text
Gaviscon Şurup Fiyatı
Tumblr media
Gaviscon Şurup, mide yanması, reflü ve hazımsızlık gibi sindirim sorunlarının tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Gaviscon Şurup, mide asidini nötralize ederek, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını önlemeye yardımcı olur. Bu sayede, sindirim sistemi üzerinde rahatlatıcı bir etkisi bulunur.
Gaviscon Şurup Fiyatı
Gaviscon Double Action, ek olarak yemek borusunu kaplamaya ve korumaya yardımcı olan bir başka formülasyondur. Gaviscon Double Action Şurup da mide yanması ve reflü semptomlarının hafifletilmesine yönelik olarak tercih edilen bir seçenektir. Gaviscon Double Action Şurup'un fiyatı, Gaviscon Şurup ile benzer şekilde çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Gaviscon Şurup kullanımı genellikle kolaydır. Talimatlara uygun olarak kullanılması önemlidir. Gaviscon Şurup'un yan etkileri nadiren görülse de, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlar, ishal veya kabızlık gibi yan etkiler ortaya çıkabilir. Eğer herhangi bir yan etki yaşarsanız veya endişeleriniz varsa, bir sağlık uzmanına danışmanız önerilir. - Gaviscon Şurup Fiyatı 73,90 TL - Gaviscon Double Action Şurup Fiyatı 56,55 TL'dir.
Tumblr media
Gaviscon Şurup fiyatları Mutlaka bir doktora danışarak tüketmelisiniz. Gaviscon markasının birçok farklı versiyona sahip ürünü vardır. Bunların başlıcaları Advenced, Double Action ve Gaviscon tablet olmaktadır. Advenced olarak satılan şişeler anlık yaşanan mide yangınına iyi gelmektedir. Double versiyonda ise hem atak kesilmekte hem de mide koruması sağlanmaktadır. İki ürün arasında farklı fiyat politikaları mevcuttur. Tadı ve kıvamı nedeniyle şurup olarak içemeyenler ise tablet formunda kullanım sağlayabilirler.
Tumblr media
Gaviscon Şurup eczane fiyatı Genel olarak eczanelere ait güncel fiyatları internet üzerinde bulmak kolay olmayabiliyor. Bu nedenle sizler tarafından en çok sorulardan birine değinmek istiyoruz. Bu yazımızda Gaviscon şurup ne kadar? konusunu detaylıca aktarıyor olacağız. Doktorunuza muayene olduktan sonra size bu şurup önerildiyse fiyat bilgisi için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Tumblr media
Gaviscon Şurup ücret Reçetesiz satışı olan Gaviscon şurup oldukça özel bir şişeye sahiptir. Sıkı bir koruma kapağı vardır. Siz açana kadar güvenli bir şekilde saklanabilmektedir. Ancak mutlaka prospektüs notlarında dikkat edilmesi gerekmektedir. Yan etkileri ya da kullanım tavsiyelerine uymakta her zaman fayda olacaktır.
Tumblr media
Gaviscon Şurup Bilinçsiz kullanımlarda geri dönüşü zor problemler ortaya çıkabilir. Eczacınıza danışarak da satın alım yapabilirsiniz. Gaviscon şurup içerisine eklenen aromalar sayesinde naneye benzer bi tada sahiptir. Bu haliyle tüketimi diğer muadillerine göre kolay olmaktadır. Bütçenizi planlarken ecza masraflarını da düşünüyorsanız fiyat araştırmasına girişmeniz gerekebilecektir. Bunun en doğru adresi de web sitemiz olmaktadır. Konuyla ilgili iletmek istediğiniz bir anekdot varsa yorum kısmından aktarabilirsiniz. Ekibimiz en kısa sürede inceleme yaparak size dönüş sağlayacaktır. Sizlere ileteceğimiz Gaviscon şurup fiyatı için bir güncelleme olursa anlık olarak yansıtıyor olacağız. https://www.youtube.com/watch?v=uD6noM2mLyA Gaviscon Şurup fiyatı Not: Önemli Uyarı ! fiyatinedir.net üzerinde  kullanılan bilgiler Hekim ve Eczacıya Danışmanın Yerine Geçemez. Sitemiz doktorunuzun veya eczacınızın yerini almayı hedeflemez. Bilgilerin yanlış anlaşılmasından ve buna bağlı olarak doğabilecek problemlerden  web sitemiz yasal sorumluluk altında değildir. Gerçek bir tanı ve tedavi için hasta ve doktorun yüz yüze görüşmesi gereklidir. Bu sitede verilen bilgilerin kullanılmasının sorumluluğu tamamıyla kullanıcıya aittir. Detaylı Bilgi
Gaviscon Nedir?
Gaviscon, mide yanması, asit reflüsü ve sindirim sorunları gibi semptomları hafifletmeye yardımcı olan bir antiasit ilaç markasıdır. Genellikle asit reflüsünün neden olduğu rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Gaviscon, içeriğinde bulunan antasitlerle mide asidini nötralize ederek yanma hissini azaltır ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını önleyen bir bariyer oluşturur. Böylece, mide ekşimesi, hazımsızlık ve yanma gibi semptomları hafifletir. Gaviscon, genellikle şurup veya tablet formunda sunulur ve birçok farklı çeşidi bulunabilir. Ancak, herhangi bir antiasit ilacı kullanmadan önce, doktorunuza danışmanız önemlidir.
Gaviscon Yan Etkileri
Gaviscon gibi antiasit ilaçların kullanımı genellikle güvenli kabul edilir, ancak bazı yan etkileri olabilir. Yan etkiler, her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkabilir veya hiç görülmeyebilir. En yaygın yan etkiler arasında - karın şişkinliği, - kabızlık, - ishal, - bulantı ve kusma bulunabilir. Nadir durumlarda, alerjik reaksiyonlar, deri döküntüleri veya nefes almada zorluk gibi ciddi yan etkiler görülebilir. Eğer herhangi bir yan etki veya alerjik reaksiyon belirtisi fark ederseniz, derhal bir sağlık uzmanına başvurmanız önemlidir. Ayrıca, ilacın etiketinde belirtilen talimatlara uyarak kullanmanız ve önerilen dozlara dikkat etmeniz önemlidir.
Gaviscon Şurup Fiyatları Hakkında S.S.S.
Gaviscon şurup nedir ne işe yarar? Gaviscon şurup, asit reflüsü, mide ekşimesi ve sindirim sorunları gibi semptomları hafifletmeye yardımcı olan bir antiasit ilaçtır. Şurup formunda sunulan Gaviscon, mide asidini nötralize ederek yanma hissini azaltır ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını önleyen bir bariyer oluşturur. Gaviscon şurup mideye iyi gelir mi? Gaviscon şurup, semptomatik mide yanması ve asit reflüsü durumlarında rahatlama sağlayabilir. Midede oluşan asit dengesini düzenlemeye ve mide ekşimesi gibi rahatsızlıkları hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, her bireyin durumu farklı olduğu için, etkinliği kişiden kişiye değişebilir. Şiddetli semptomlar veya uzun süren rahatsızlık durumunda doktora başvurulması önerilir. Yasaklanan mide ilaçları hangileri? Yasaklanan mide ilaçları, ülkeden ülkeye ve düzenlemelere göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, bazı ülkelerde belirli bir süre sonra kullanımları kısıtlanan veya yasaklanan proton pompası inhibitörleri (PPI'lar) bulunmaktadır. Ancak, herhangi bir ilacın yasaklanıp yasaklanmadığını belirlemek için güncel yerel sağlık düzenlemelerine başvurmanız önemlidir. Gaviscon şurup günde kaç kez içilir? Gaviscon şurup kullanımı için önerilen dozaj ürün ambalajında veya doktorunuzun talimatlarında belirtilir. Genellikle yetişkinlerde 10-20 ml (2-4 çay kaşığı) dozunda 3-4 kez alınması önerilir. Ancak, kişisel durumunuza bağlı olarak dozaj ve sıklık değişebilir. Ürün etiketine ve doktorunuzun tavsiyelerine uymanız önemlidir. Gaviscon yemekten önce mi sonra mı? Gaviscon genellikle yemeklerden sonra alınması önerilir. Yemeklerden sonra alındığında, mide asidinin nötralize edilmesine ve semptomların hafiflemesine yardımcı olabilir. Ancak, doktorunuzun veya ürün talimatlarının önerisine göre hareket etmek önemlidir. Her bireyin durumu farklı olduğu için, kullanım talimatlarına dikkat etmek ve önerilen şekilde kullanmak önemlidir. Mide asidine ne iyi gelir? Mide asidiyle ilişkili rahatsızlıklarda, bazı önlemler ve yaşam tarzı değişiklikleri yardımcı olabilir. Bunlar arasında yemeklerden sonra dik pozisyonda durmak, lifli besinler tüketmek, baharatlı ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak ve stresi azaltmak yer alabilir. Ayrıca, doktorunuzun önerdiği antiasit ilaçları da mide asidini dengelemeye ve semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Reflüye ne iyi gelir? Reflü semptomlarını hafifletmek için bazı önlemler almak önemlidir. Bunlar arasında yemeklerden sonra dik pozisyonda durmak, yemek porsiyonlarını küçültmek, asidik yiyeceklerden ve içeceklerden kaçınmak, yüksek yastık kullanmak, kilo kontrolü yapmak ve stresten kaçınmak yer alabilir. Ancak, şiddetli semptomlar veya sürekli rahatsızlık durumunda doktora başvurmanız önerilir. Gaviscon şurup boğaz reflüye iyi gelir mi? Gaviscon şurup, mide asidini nötralize ederek mide ekşimesini hafifletebilir. Boğaz reflüsü durumunda, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşan semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, her bireyin durumu farklı olduğu için, etkinliği kişiden kişiye değişebilir. Doktorunuza danışarak uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmeniz önemlidir. Gaviscon şurup hazımsızlığa iyi gelir mi? Gaviscon şurup, mide ekşimesi, asit reflüsü ve sindirim sorunları gibi semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Bunlar arasında hazımsızlık da yer alabilir. Ancak, her bireyin durumu farklı olduğu için, etkinliği kişiden kişiye değişebilir. Eğer sürekli veya şiddetli hazımsızlık sorunu yaşıyorsanız, bir doktora danışmanız önerilir. İlgili Bağlantılar: - Arveles Fiyatları - Gaviscon Şurup fiyatı - Contractubex Krem Fiyatı - Enterogermina Fiyatı Nedir - Memethol Fiyatı Nedir Read the full article
0 notes
backlinkmezbilisim · 2 years ago
Text
REFLÜ BELİRTİLERİ | DR. ABDULLAH ARMAĞAN
Reflü, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu oluşan bir durumdur. Bu durumun en yaygın semptomları arasında mide ekşimesi, hazımsızlık, özofajit, boğazda yanma hissi ve geğirme yer alır. Reflü tedavisi, semptomların ciddiyetine bağlı olarak yaşam tarzı değişiklikleri, diyet düzenlemeleri, ilaçlar ve nadiren de olsa cerrahi müdahale gibi çeşitli yaklaşımları içerebilir.
0 notes
gazete32 · 2 years ago
Text
Mide Ekşimesine İyi Gelen Besinler!
Tumblr media
Diyetisyen Aysima Duygu Aksoy konu hakkında bilgiler verdi.  Birçok yiyecek mide ekşimenizi daha da kötüleştirsede, semptomları hafifletmeye yardımcı olabilecek birkaç yiyecek vardır. Mide ekşimesini hafifletmeye yardımcı olabilecek bazı yiyecekler:  Zencefil: Bulantı ve kusma için doğal bir ilaçtır. Zencefilin mide ekşimesi üzerindeki etkileri hakkında sınırlı kanıt olsa da, reflü azaltmaya yardımcı olabilir.  Muz ve kavun: Bu meyveler doğal olarak asit bakımından düşüktür ve genellikle reflü azaltmak için önerilir.  Yeşil sebzeler: Doğal olarak yağ, asit ve şeker bakımından düşük olan yeşil sebzeler arasında yeşil fasulye, brokoli, ıspanak ve kereviz yer almaktadır.  Yulaf ezmesi: Yulaf ezmesi, daha düşük asit reflü riskine bağlı lifle doludur. Bu lif FODMAP içermez, bu nedenle geğirme veya geri akışa neden olmaz.  Tahıllar ve patatesler: Araştırmalar, tahıl ve patates tüketmenin% 42 daha düşük gastroözofageal reflü hastalığı riskiyle bağlantılı olduğunu bulmuştur.  Mide ekşimesi asit reflü belirtisidir. Sık sık mide ekşimesi yaşarsanız belirtilerinizin iyileşip iyileşmediğini görmek için bu listedeki bazı yiyecekleri diyetinizden çıkarmayı deneyin. Hangi yiyeceklerin mide ekşimesi verdiğini takip edebilmeniz için besin günlüğü tutmak iyi bir fikirdir. Diyetinize muz, kavun, yulaf ezmesi, tahıllar, patates, zencefil ve yeşil sebzeler gibi mide ekşimesini hafifletmeye yardımcı olan yiyecekler eklemeyi de deneyebilirsiniz.  Read the full article
0 notes
psikologilkerkucuk · 2 years ago
Text
YEMEK YEME SORUNLARI
Yemek yemek günlük hayatımızın önemli bir parçasıdır. Dengeli ve yeterli beslenmek hem fiziksel hem psikolojik sağlığın ön koşuludur. Bu yüzden yeme bozukluğundan bahsederken sıklıkla yeme bozukluklarının hayati önemine vurgu yapılır.
Yeme bozukluğu sanıldığı kadar nadir görülen psikolojik bir rahatsızlık değildir. Görülme yaşı olarak 12’li yaşlardan başlayan bozukluğun artık günümüzde aşağıdaki çeşitli türevlerinden bahsetmek mümkündür.
Anoreksiya nervoza nedir?
Anoreksiya nervoza en çok bilinen yeme bozukluğudur. Anoreksiya; açlıktan, metabolik olarak çökmeden veya intihardan kaynaklanan herhangi bir ruhsal bozukluğun en yüksek ölüm oranına sahiptir.
Yunanca’da Anoreksiya kelimesi “iştahsız” anlamına gelir; Latince’ de ise nervoza kelimesi “sinir rahatsızlığı” anlamına gelir. Anoreksiya nervoza ilk olarak Viktorya döneminde tıbbi bir durum olarak kabul edilmiştir. Kraliçe Victoria’nın kişisel doktoru Sir William Gull 1873'te bu durumu resmi olarak tıp sözlüğünün bir parçası olarak belirlemiştir.
Anoreksiya yaşayan kişiler genellikle bir sorunları olduğunu kabul etmezler. Normal kilolarının altında bile kilolu olduklarını düşünürler. Kilo kaybı hayati fonksiyonları zorlayana kadar yardım alma konusunda direnç gösterebilirler. Bu yüzden yakınlarının durumu kabullenmesi ve yardım arayışına girmeleri önemlidir.
Anoreksik kişilerin kişilik özelliklerine bakıldığı zaman bu kişilerin aşırı mükemmeliyetçi yapıları dikkat çeker. Düşük özsaygı, stres ile başa çıkmada zorlanma gibi özelliklere sahiptirler. Aile yapılarına bakıldığı zaman anoreksik kişilerin kendi gibi mükemmeliyetçi ve yüksek beklentilere sahip aileleri olduğu göze çarpar.
Yeme sorununun yanı sıra, depresyon, öfke kontrol sorunları, obsesyon gibi başka psikolojik sorunlarda görülebilir.
Anoreksiya nervoza belirtileri ve semptomları
Diyet veya aşırı kısıtlayıcı beslenme alışkanlıkları
Takıntılı bir şekilde kilo alma korkusu
Vücut dismorfisine bağlı düşük benlik kaygısı
Uyuşukluk ve genel yorgunluk
Kas kaybı ve aşırı zayıflık
Konsantrasyon problemleri
Aşırı hassasiyet
Aşırı spor yapma çabası
Kilo alımını engellemek için kusmak, laksatif kullanmak veya idrar söktürücü kullanmak gibi yöntemlere başvurabilirler.
Bulimia Nervoza nedir?
Bulimia, “kurt gibi aç” anlamına gelen Yunan kökenli bir kelimedir. Diğer yandan “tıkanma temizleme sendromu” olarak da adlandırılan Bulimia Nervoza, yeme davranışlarında alışılmış bir rahatsızlıktır. Sonuç olarak Bulimia, aşırı gıda alımının sık bölümleri ile karakterize edilmiştir. Bu bölümleri Bulimia’dan kaynaklanan kusma, diüretikler ( hipertansiyon tedavisine yardımcı olmak amacıyla idrar atılımını kolaylaştıran ve fazlalaştıran ilaçlardır. Kan basıncını düşürmek için vücutta tutulan fazla sıvıyı uzaklaştırmak amacıyla kullanılırlar) veya diyet hapları gibi gıdaları vücuttan temizlemek için başka bir yöntem izler. Bulimiadan muzdarip kişiler genellikle normal bir kiloda kalırlar ve hatta kilolu bile olabilirler.
Anoreksiya nervoza da olduğu gibi bulimia nervozada da düşük öz saygı yeme sorunu üzerinde etkilidir. Ayrıca yeme sorunlarının kökeninde genetik faktörler, dayatılan güzellik algısının zayıflıkla idealize edilmesi, çocukluk travmaları, aile ilişkilerinde olumsuz yaşantılar yer almaktadır.
Bulimia Nervoza belirtileri ve semptomları
Özellikle abur cubur ve tatlılardan oluşan aşırı yeme
Yemek sırasında ve sonrasında sürekli banyoya gitme
Müshil, diüretik ve/veya diyet haplarının aşırı alımı ve kullanımı
Boyunda ve çenede şişmiş tükürük bezleri ile belirgin bir sağlık nedeni bulunamayan boğaz ağrısı
Hazımsızlık, asit reflü ve gastrointestinal problemler
Diş eti hastalıkları ve kanayan diş etleri
Aşırı Yeme Rahatsızlığı (Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu) nedir?
Aşırı yeme rahatsızlığı yaygın görülen yeme bozukluklarından biridir. Bir kişinin rahatsızlık derecesinde hızlı ve aşırı miktarda yemek yemesi, yeme bozukluğundaki en büyük sorunlardandır.
Bununla birlikte, aşırı yeme bozukluğu başka şeylerle karıştırılabilir. Zihinsel açıdan bakıldığında tıkınırcasına yeme, aşırı yemek yemeden daha tehlikeli olabilir.
Aşırı yemek yeme, tıkınırcasına yeme bozukluğu Bulimia ’ya benzer. Ancak Bulimia’dan farklı olarak, tıkınırcasına yeme bozukluğu düzenli temizlemeyi (kendini kusturma) içermez.
Genel olarak bakıldığında, tıkınırcasına yeme bozukluğu her zaman kilo problemine odaklanmaz. Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan kişiler normal kiloda kalma veya fazla kilolu olma eğilimindedir.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu belirtileri ve semptomları
Tekrarlanan tıkınırcasına yeme
Normalden daha hızlı ve agresif şekilde yemek
Doyduğunu söylediği halde yemeye devam etmek
Tek başına yemek yemek
Bir seferde bir kişinin öğününden daha fazlasını yemek ve yiyecekleri karıştırmak
Eskişehir Psikolog İlker Küçük
Tumblr media
#psikoloji #psikolog #psikoterapi #psikiyatri #psikolojikdanışmanlık #psikoterapist #pedagoji #pedagojikdanışmanlık #psikologilkerkucuk #eskişehir #ailedanışmanı #ailedanışmanlığı #aileterapisi #evlilikterapisi #evlilikterapisti
1 note · View note
fulyakosure · 5 years ago
Text
Yeni bir yılı karşılamak üzereyiz… Beslenme ve diyetten, fitoterapiye kadar pek çok detayı paylaşmak için yılbaşında beslenme önerileri adına 2020 yılına özel hazırladığım videonun yanı sıra ilave notlar ve detaylı bilgileri içeren bir yazı eklemek istedim.
youtube
Yılbaşında Beslenme Önerileri
Az az ve sık sık beslenin.
Gün içerisinde bol su tüketin. 
Alkol tercihiniz varsa tüketimi sınırlandırın. Tüketim esnasında da bol su için. 
Aç karna alkol tüketmeyin.
Pirinç pilavı, beyaz ekmek yerine; bulgur pilavı, tam tahıllı ekmek tercih edin. 
Kızartma yerine fırında, haşlama, buğulama gibi seçenekleri tercih edin. İllaki kızartmak yapmak istiyorsak da, yağ çeşitlerinin dumanlanma noktası ve kızartılan yağın sıcaklığı gibi kıstaslara dikkat edilmesi gerekir. 
Aşırı yemek yemekten dolayı sindirim problemleri, gaz, hazımsızlık, şişkinlik gibi problemler yaşayabiliriz. Bitki çaylarını bu semptomları hafifletmek için kullanabiliriz. Örneğin dağ çayı, rezene, anason, biberiye, tıbbi nane gibi çayları bu şikayetleri azaltmak için kullanabiliriz.
Dağ çayının çiçekli kısımları, rezenenin meyvesi, anasonun meyvesi, biberiyenin yaprağı, tıbbi nanenin yaprağı gibi bitki çayı satın alırken bitkinin hangi kısmını kullanırsak etkisini görebiliriz tarzında düşünmemiz gerekir. Örneğin biz bitkinin kökünü mü, rizomunu mu, yaprağını mı, herbasını mı kullanacağız ? Ya da bitki taksonomisini de incelediğimizde biz bitkinin hangi türünü kullanacağız ? Bunun dışında bitki seçimi yaparken analizlerin yapılmış olması, kişiye özel doz belirleme aşaması, tağşiş (katıştırma) yapılmamış olması gibi pek çok kriter önem taşımaktadır. 
Bitki çaylarını ne aç ne de tokken tüketin. Bu bitkiler dışındaki bitkileri de ilave edebilirsiniz. Benzer etkilere sahip olan ya da benzer etkiye sahip olmasa bile çaya tat ve aroma katacak olan bitkileri de tercih edebilirsiniz. Nane yaprağı, rezene ve anason meyveleri, limon ve portakal kabukları, melisa yaprağı olmak üzere daha pek çok bitkiyi tat düzeltici olarak sayabiliriz. 
Bu öneriler sağlıklı yetişkin bireyler için geçerlidir. Çölyak, böbrek, reflü, gastrit hastalığı gibi pek çok hastalığa göre kurallar değişecektir. 
1 note · View note
bilgime · 3 years ago
Text
Reflü Nedir?
0 notes
fiyatinedir · 1 year ago
Text
Gaviscon Şurup Fiyatı
Tumblr media
Gaviscon Şurup, mide yanması, reflü ve hazımsızlık gibi sindirim sorunlarının tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Gaviscon Şurup, mide asidini nötralize ederek, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını önlemeye yardımcı olur. Bu sayede, sindirim sistemi üzerinde rahatlatıcı bir etkisi bulunur.
Gaviscon Şurup Fiyatı
Gaviscon Double Action, ek olarak yemek borusunu kaplamaya ve korumaya yardımcı olan bir başka formülasyondur. Gaviscon Double Action Şurup da mide yanması ve reflü semptomlarının hafifletilmesine yönelik olarak tercih edilen bir seçenektir. Gaviscon Double Action Şurup'un fiyatı, Gaviscon Şurup ile benzer şekilde çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Gaviscon Şurup kullanımı genellikle kolaydır. Talimatlara uygun olarak kullanılması önemlidir. Gaviscon Şurup'un yan etkileri nadiren görülse de, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlar, ishal veya kabızlık gibi yan etkiler ortaya çıkabilir. Eğer herhangi bir yan etki yaşarsanız veya endişeleriniz varsa, bir sağlık uzmanına danışmanız önerilir. - Gaviscon Şurup Fiyatı 73,90 TL - Gaviscon Double Action Şurup Fiyatı 56,55 TL'dir.
Tumblr media
Gaviscon Şurup fiyatları Mutlaka bir doktora danışarak tüketmelisiniz. Gaviscon markasının birçok farklı versiyona sahip ürünü vardır. Bunların başlıcaları Advenced, Double Action ve Gaviscon tablet olmaktadır. Advenced olarak satılan şişeler anlık yaşanan mide yangınına iyi gelmektedir. Double versiyonda ise hem atak kesilmekte hem de mide koruması sağlanmaktadır. İki ürün arasında farklı fiyat politikaları mevcuttur. Tadı ve kıvamı nedeniyle şurup olarak içemeyenler ise tablet formunda kullanım sağlayabilirler.
Tumblr media
Gaviscon Şurup eczane fiyatı Genel olarak eczanelere ait güncel fiyatları internet üzerinde bulmak kolay olmayabiliyor. Bu nedenle sizler tarafından en çok sorulardan birine değinmek istiyoruz. Bu yazımızda Gaviscon şurup ne kadar? konusunu detaylıca aktarıyor olacağız. Doktorunuza muayene olduktan sonra size bu şurup önerildiyse fiyat bilgisi için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Tumblr media
Gaviscon Şurup ücret Reçetesiz satışı olan Gaviscon şurup oldukça özel bir şişeye sahiptir. Sıkı bir koruma kapağı vardır. Siz açana kadar güvenli bir şekilde saklanabilmektedir. Ancak mutlaka prospektüs notlarında dikkat edilmesi gerekmektedir. Yan etkileri ya da kullanım tavsiyelerine uymakta her zaman fayda olacaktır.
Tumblr media
Gaviscon Şurup Bilinçsiz kullanımlarda geri dönüşü zor problemler ortaya çıkabilir. Eczacınıza danışarak da satın alım yapabilirsiniz. Gaviscon şurup içerisine eklenen aromalar sayesinde naneye benzer bi tada sahiptir. Bu haliyle tüketimi diğer muadillerine göre kolay olmaktadır. Bütçenizi planlarken ecza masraflarını da düşünüyorsanız fiyat araştırmasına girişmeniz gerekebilecektir. Bunun en doğru adresi de web sitemiz olmaktadır. Konuyla ilgili iletmek istediğiniz bir anekdot varsa yorum kısmından aktarabilirsiniz. Ekibimiz en kısa sürede inceleme yaparak size dönüş sağlayacaktır. Sizlere ileteceğimiz Gaviscon şurup fiyatı için bir güncelleme olursa anlık olarak yansıtıyor olacağız. https://www.youtube.com/watch?v=uD6noM2mLyA Gaviscon Şurup fiyatı Not: Önemli Uyarı ! fiyatinedir.net üzerinde  kullanılan bilgiler Hekim ve Eczacıya Danışmanın Yerine Geçemez. Sitemiz doktorunuzun veya eczacınızın yerini almayı hedeflemez. Bilgilerin yanlış anlaşılmasından ve buna bağlı olarak doğabilecek problemlerden  web sitemiz yasal sorumluluk altında değildir. Gerçek bir tanı ve tedavi için hasta ve doktorun yüz yüze görüşmesi gereklidir. Bu sitede verilen bilgilerin kullanılmasının sorumluluğu tamamıyla kullanıcıya aittir. Detaylı Bilgi
Gaviscon Nedir?
Gaviscon, mide yanması, asit reflüsü ve sindirim sorunları gibi semptomları hafifletmeye yardımcı olan bir antiasit ilaç markasıdır. Genellikle asit reflüsünün neden olduğu rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Gaviscon, içeriğinde bulunan antasitlerle mide asidini nötralize ederek yanma hissini azaltır ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını önleyen bir bariyer oluşturur. Böylece, mide ekşimesi, hazımsızlık ve yanma gibi semptomları hafifletir. Gaviscon, genellikle şurup veya tablet formunda sunulur ve birçok farklı çeşidi bulunabilir. Ancak, herhangi bir antiasit ilacı kullanmadan önce, doktorunuza danışmanız önemlidir.
Gaviscon Yan Etkileri
Gaviscon gibi antiasit ilaçların kullanımı genellikle güvenli kabul edilir, ancak bazı yan etkileri olabilir. Yan etkiler, her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkabilir veya hiç görülmeyebilir. En yaygın yan etkiler arasında - karın şişkinliği, - kabızlık, - ishal, - bulantı ve kusma bulunabilir. Nadir durumlarda, alerjik reaksiyonlar, deri döküntüleri veya nefes almada zorluk gibi ciddi yan etkiler görülebilir. Eğer herhangi bir yan etki veya alerjik reaksiyon belirtisi fark ederseniz, derhal bir sağlık uzmanına başvurmanız önemlidir. Ayrıca, ilacın etiketinde belirtilen talimatlara uyarak kullanmanız ve önerilen dozlara dikkat etmeniz önemlidir.
Gaviscon Şurup Fiyatları Hakkında S.S.S.
Gaviscon şurup nedir ne işe yarar? Gaviscon şurup, asit reflüsü, mide ekşimesi ve sindirim sorunları gibi semptomları hafifletmeye yardımcı olan bir antiasit ilaçtır. Şurup formunda sunulan Gaviscon, mide asidini nötralize ederek yanma hissini azaltır ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını önleyen bir bariyer oluşturur. Gaviscon şurup mideye iyi gelir mi? Gaviscon şurup, semptomatik mide yanması ve asit reflüsü durumlarında rahatlama sağlayabilir. Midede oluşan asit dengesini düzenlemeye ve mide ekşimesi gibi rahatsızlıkları hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, her bireyin durumu farklı olduğu için, etkinliği kişiden kişiye değişebilir. Şiddetli semptomlar veya uzun süren rahatsızlık durumunda doktora başvurulması önerilir. Yasaklanan mide ilaçları hangileri? Yasaklanan mide ilaçları, ülkeden ülkeye ve düzenlemelere göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, bazı ülkelerde belirli bir süre sonra kullanımları kısıtlanan veya yasaklanan proton pompası inhibitörleri (PPI'lar) bulunmaktadır. Ancak, herhangi bir ilacın yasaklanıp yasaklanmadığını belirlemek için güncel yerel sağlık düzenlemelerine başvurmanız önemlidir. Gaviscon şurup günde kaç kez içilir? Gaviscon şurup kullanımı için önerilen dozaj ürün ambalajında veya doktorunuzun talimatlarında belirtilir. Genellikle yetişkinlerde 10-20 ml (2-4 çay kaşığı) dozunda 3-4 kez alınması önerilir. Ancak, kişisel durumunuza bağlı olarak dozaj ve sıklık değişebilir. Ürün etiketine ve doktorunuzun tavsiyelerine uymanız önemlidir. Gaviscon yemekten önce mi sonra mı? Gaviscon genellikle yemeklerden sonra alınması önerilir. Yemeklerden sonra alındığında, mide asidinin nötralize edilmesine ve semptomların hafiflemesine yardımcı olabilir. Ancak, doktorunuzun veya ürün talimatlarının önerisine göre hareket etmek önemlidir. Her bireyin durumu farklı olduğu için, kullanım talimatlarına dikkat etmek ve önerilen şekilde kullanmak önemlidir. Mide asidine ne iyi gelir? Mide asidiyle ilişkili rahatsızlıklarda, bazı önlemler ve yaşam tarzı değişiklikleri yardımcı olabilir. Bunlar arasında yemeklerden sonra dik pozisyonda durmak, lifli besinler tüketmek, baharatlı ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak ve stresi azaltmak yer alabilir. Ayrıca, doktorunuzun önerdiği antiasit ilaçları da mide asidini dengelemeye ve semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Reflüye ne iyi gelir? Reflü semptomlarını hafifletmek için bazı önlemler almak önemlidir. Bunlar arasında yemeklerden sonra dik pozisyonda durmak, yemek porsiyonlarını küçültmek, asidik yiyeceklerden ve içeceklerden kaçınmak, yüksek yastık kullanmak, kilo kontrolü yapmak ve stresten kaçınmak yer alabilir. Ancak, şiddetli semptomlar veya sürekli rahatsızlık durumunda doktora başvurmanız önerilir. Gaviscon şurup boğaz reflüye iyi gelir mi? Gaviscon şurup, mide asidini nötralize ederek mide ekşimesini hafifletebilir. Boğaz reflüsü durumunda, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşan semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, her bireyin durumu farklı olduğu için, etkinliği kişiden kişiye değişebilir. Doktorunuza danışarak uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmeniz önemlidir. Gaviscon şurup hazımsızlığa iyi gelir mi? Gaviscon şurup, mide ekşimesi, asit reflüsü ve sindirim sorunları gibi semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Bunlar arasında hazımsızlık da yer alabilir. Ancak, her bireyin durumu farklı olduğu için, etkinliği kişiden kişiye değişebilir. Eğer sürekli veya şiddetli hazımsızlık sorunu yaşıyorsanız, bir doktora danışmanız önerilir. İlgili Bağlantılar: - Arveles Fiyatları - Gaviscon Şurup fiyatı - Contractubex Krem Fiyatı - Enterogermina Fiyatı Nedir - Memethol Fiyatı Nedir Read the full article
0 notes
suyun-rengi · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Bağırsak sağlığı genel sağlık durumumuz üzerinde büyük rol oynar. Özellikle otoimmün hastalığı olanların tedavisi bağırsakları onarmakla başlıyor. Bunun için toksik ve inflamatuvar yiyecekleri beslenmeden çıkarıp bağırsak duvarını onaracak yiyecekleri eklemek gerek. Bağırsakları onarmak için yenebilecek yiyecekler: 1- Kemik suyu Kemik suyu jelatin ve kollajen içerir; bunlar sağlıklı bağırsak mukozası, düzgün sindirim ve bağırsak fonksiyonları için çok önemli maddelerdir. Kemik suyundaki glikozamin geçirgen bağırsağı inflamasyonu düşürüp yeni kollajenin oluşumunu uyarır. 2- Hindistan cevizi Hindistan cevizi yağı, sütü, yoğurdu gibi tüm hindistan cevizi ürünleri anti mikrobiyal, anti fungal ve anti viral özellikleriyle, SIBO, mantar fazlalaşması (kandida) ve parazitler üzerinde etkilidir. Hindistan cevizi yağında bulunan MCT (orta zincirli trigliserit) besin emilimine yardımcıdır ve sindirim sistemi hastalıklarının düzelmesinde yararlıdır. 3- Nane (tıbbi nane - peppermint) Nane antik Yunan ve Roma dönemlerinden beri ilaç olarak kullanılmaktadır. Tıbbi nane spazm giderici özelliğiyle IBS ve sindirim bozukluğu şikayetlerine iyi gelir. Tıbbi nanedeki mentol sindirim kanalını gevşetir, ağrıyı, gazı ve kabızlığı spazm giderici ilaçlardan daha iyi giderir. 4- Ahududu (raspberry) Sindirim sağlığı açısından lifler çok önemlidir, mutlaka yeterli lif tüketilmelidir. Bir bardak ahududu 8 g lif içerir ki bu günlük ihtiyacın dörtte biridir. Araştırmalar öğünde ahududu tüketmenin insülin hassasiyeti ve doygunluk hissini artırdığını gösteriyor. 5- Somon (doğal deniz somonu) Doğal deniz somonu çok iyi bir omega 3 ve D vitamini kaynağıdır. Omega 3 inflamasyonu düşürür ve sağlıklı bağırsak bakterilerini artırır. Araştırmalar, omega 3’ün inflamatuar bağırsak hastalıkları, metabolik bozukluk, obezite ve kolorektal kanserlerin tedavisinde etkili olduğunu gösteriyor. 6- Limon Limon güçlü bir antioksidan olan C vitamini açısından zengindir, inflamasyonu azaltır ve bağışıklığı destekler. C vitamini bağırsak bariyeri işlevi için gerekli olan kollajen oluşumunda da rol oynar. Limon doğal olarak detoks yapar. Safra üretimini destekleyerek sindirime yardımcı olur. Limonun içerdiği bir çeşit prebiyotik olan pektin bağırsak bakterilerinin besinidir. 7- Zencefil Zencefil kökü asırlardır sindirim şikayetlerinde kullanılmaktadır. Bulantıyı giderir, karın ağrısı, gaz, şişkinlik, kabızlık, ishal gibi IBS semptomları üzerinde etkilidir. Zencefil mide yanmasını ve reflüyü de giderir. Zencefilin bir önemli özelliği de besin emilimine yardımcı olmasıdır. 8- Elma sirkesi Elma sirkesi doğal olarak anti mikrobiyaldir. Bağırsak geçirgenliğini artıran bir bakteri türü olan lipopolisakaridlerin gelişimini engeller. Ayrıca asit azlığından kaynaklanan reflü hastalığını, vücudun hidroklorik asit (HCL) üretimini destekleyerek giderir. Elma sirkesi HCL üretimini artırarak sindirime, besin emilimine yardımcıdır ve bağışıklık sistemini destekler. Dr. Amy Myers Özet çeviri: Nurçin Çağlar Sağlıklı Yaşıyoruz® Kaynak: https://www.amymyersmd.com/2018/04/8-foods-repair-gut-you-should-be-eating/
1 note · View note
terapiyaco-blog · 4 years ago
Text
ANOREKSİYA NERVOZA 3/3
Tamamını Online terapi platformu sitemizden okumak için: https://terapiya.co/blog/anoreksiya-nervoza
İnsanlar genellikle Anoreksiya ve diğer yeme bozukluklarını sadece kadınların sahip olduğu bir sorun olarak düşünürler. Kadınlar daha sık Anoreksiya Nervoza yaşarken, erkekler de semptomları yaşayabilir.
Tumblr media
·      Depresif ruh hali, sosyal çekilme, sinirlilik, uykusuzluk ve cinsiyete olan ilginin azalması gibi depresyon belirtileri
·      Hem gıda hem de gıdayla ilgisi olmayan obsesif kompulsif özellikler
·      Yüksek intihar riski
·      Bozulmuş bilişsel işleyiş
·      Ödün vermeyen yükseklik ve boy
·      Düşük vücut ağırlığı
·      Gecikmiş ergenlik, gelişme eksikliği
·      Hormonal dengesizlik
·      Amenore (adet düzensizliği)
·      Mide ağrıları, şişkinlik, kabızlık ve asit reflü gibi gastrointestinal komplikasyonlar
·      Tehlikeli düşük tansiyon gibi hayati işaret bozuklukları
·      Kalp kası kaybı ve / veya zayıflaması
·      Kalp çarpıntısı ve göğüs ağrısı
·      Bradikardi (anormal derecede yavaş kalp hızı) veya taşikardi (anormal derecede yüksek kalp hızı)
·      Kalp yetmezliği
·      Ödem
Yazının tamamını okumak için ve Online terapi platformumuzdan destek almak için: terapiya.co
0 notes
saglamsayfa · 5 years ago
Text
Öksürük neden olur alerjiler öksürüğe sebep oluyor!
Tumblr media Tumblr media
Balgamlı-balgamsız ve kronik-akut olmak üzere iki farklı şekilde sınıflandırılan öksürük, inatçı hale geldiğinde hayatı çekilmez kılıyor. Pek çok sebeple ortaya çıkabilen öksürüğe en fazla enfeksiyon hastalıkları ve alerjik unsurlar yol açıyor. 3 haftadan daha uzun süren öksürük ise kronik öksürük olarak tanımlanıyor. İşte öksürüğün nedenleri ve tedavi yöntemleri! Öksürük nedir? Öksürük bir hastalık değil, boğaz ve solunum yollarını temizlemeye yarayan bir savunma mekanizmasıdır. Öksürük, balgamlı-balgamsız ve kronik-akut olmak üzere iki farklı şekilde sınıflandırılabilir. Balgamsız öksürük, kurudur ve boğazda bir gıcık hissine neden olabilir. Eğer öksürükle birlikte balgam adı verilen sıvı geliyorsa buna “prodüktif öksürük” denir. 3 hafta ve daha uzun süren öksürükler kronik öksürük olarak kabul edilir. Akut öksürük enfeksiyonları ise sinüzit, farenjit, nezle, akciğerlere yabancı cisim kaçması gibi nedenlerle oluşur. Kronik öksürükler bazen senelerce sürebilir. Öksürük neden olur? Öksürüğün pek çok nedeni olabilir. Nezle ve grip, farenjit, astım, geniz akıntısı, reflü, kalp yetmezliği, tüberküloz, akciğerde sıvı toplanması gibi hastalıklar kuru öksürüğe neden olabilir. Sinüzit, bronşit veya sigara içimi ise balgamlı öksürüğe yol açabilir. Ayrıca; kronik kulak problemleri, uzun süre kullanılan tansiyon ilaçları ve sigara da öksürük nedenleri arasındadır. Zaman zaman öksürüğün nedeni psikolojik de olabilir. Kuru öksürük enfeksiyon veya alerjilere bağlı  Geceleri ortaya çıkan, kuru ve balgamsız öksürük genellikle viral üst solunum yolu enfeksiyonuna ya da alerjiye bağlıdır. Geniz akıntısı, sinüzit ve gastroösefageal reflüye bağlı öksürükler çocuk uykuya daldıktan hemen sonra başlamaktadır. Egzersiz, hareket, gülme ve ağlama ile artan öksürük astıma işaret etmektedir. Kaba, boğuk, havlar tarzda öksürük krupta görülmektedir. Gürültülü, metalik öksürük trakeit denilen solunum yolu enfeksiyonu göstergesi olabilmektedir.  Boğmacada öksürük nöbet şeklinde ve haykırır tarzdadır. Pnömoni (zatürre) ve tüberkülozda öksürük kurudur. Bronşiektazi, akciğer apsesi, kistik fibrozis gibi akciğer hastalıklarında öksürük balgamlıdır. Öksürüğün şiddetlenmesine yol açan faktörler Sigara kullanımı: Sigara nedeniyle mukus üreten bezler büyür ve bu hava yollarında daha fazla salgıya sebep olup öksürüğe neden olabilir ya da var olan öksürüğün şiddetini artırabilir. Alerjen maddeler: Polenler, ev tozu akarları (gözle görülemeyen küçük canlılar) ve ev içi mantarları gibi alerjen maddelere maruziyet öksürüğü şiddetlendirebilir. Çevresel faktörler: Toz, parfüm kokusu, deterjanlar, soğuk hava ve hava kirliliği bazı durumlarda öksürüğü tetikleyebilir. Egzersiz: Egzersiz yapmak, özellikle astımlı hastalarda öksürüğü tetikleyebilir. İlaçlar: ACE inhibitörü adı verilen kaptopril, enalapril gibi ilaçlar öksürüğe neden olabildiği gibi öksürük şiddetini de artırabilir. Öksürüğe ne iyi gelir? Öksürükten kurtulmak, öksürüğe sebep olan hastalıkların saptanarak, tedavi edilmesi ile mümkündür. Öksürüğü giderecek bazı öneriler ise şöyle; - Düzenli ve dengeli beslenmek, özellikle kış aylarında yeterli C vitamini almak - Her türlü tozlu ve kirli ortamdan uzak durmak, - Vücut direncini korumak için düzenli spor veya yürüyüş yapmak - Halsiz veya yorgun düşmemek için uyku sürelerine dikkat etmek ve vücudu dinlendirmek, - Bol sıvı almak - Mukus veya balgam üreten bir öksürüğe buharla teneffüs etmek iyi gelebilir. Sıcak bir duş veya banyo yapılması ve banyonun buharla dolması sağlanmalıdır. (Not: Öksürük astımaya bağlıysa bu uygulamayı yapmayın. Zira buhar semptomları daha da kötüleştirebilir. - Meyan kökü balgam söktürücü görevi görür - Zencefil çayı ise boğaz iltihabını yatıştırır.  Read the full article
0 notes
mehmetkali · 7 years ago
Text
Hamilelerin bulantı ve kusma problemi ile ilgili önemli öneriler http://ift.tt/2CmdcHp
UZMANA KULAK VERİN, BULANTI VE KUSMAYA GEBE KALMAYIN
HAMİLELİKTE DİRENÇLİ KUSMA TEHLİKELİ OLABİLİR!
Her kadın için mutluluk kaynağı olan gebelik, bazı anne adaylarını fizyolojik olarak zorluyor. Hamilelerin en büyük sorunları arasında bulantı ve kusma olduğunu belirten Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Ertuğrul, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.
Gebelik boyunca ruhsal olduğu kadar belirgin fizyolojik değişiklikler de meydana gelir. Bunların çoğu anne ve bebeği için avantaj sağlayabilir. Fakat fizyolojik değişiklikler, bazı anne adaylarının hayatını kabusa da çevirebilir. Önemli olan gebelikte gelişebilecek mide sorunları ile nasıl baş edileceğidir. Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Ertuğrul, hamilelere şu tavsiyelerde bulundu;
GENETİK FAKTÖRLER ÖNEMLİ
Bulantı ve kusma spesifik bir hastalık olmadığı halde gebelikte çok sık karşılaşılan bir problemdir. Gebeliğin ilk üç ayında bulantı ve kusma görülme oranı yüzde 50 ila 90 arasındadır. Bu şikayetler genellikle son regl döneminden 5-6 hafta sonra başlar. 8.-12. haftada zirveye ulaşır ve daha sonra giderek şiddetini kaybeder. Hastaların yüzde 90’ı gebeliğinin ilk üç ayındadır. Gebeliğin ilerlemesiyle genellikle 14. haftadan sonra bulantı ve kusma çoğu zaman hafifleyerek kaybolmakta ve tedaviye gerek kalmamaktadır. Ancak bu şikayetlerin sindirim sistemine ait bir organik hastalığa bağlı olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Gebelik sırasında büyüyen rahmin oluşturduğu mekanik etkiye ve hormon düzeylerinde oluşan değişikliklere bağlı olarak sindirim sistemi fonksiyonlarında çeşitli etkileşimler görülebilir. Dolayısıyla mide ve bağırsak hareketlerinde mekanik olarak kısıtlama olmaktadır. Östrojen seviyelerindeki değişiklikler, genetik ve çevresel faktörler de bu sorunda önemli bir rol oynar. Örneğin ikizinde, kız kardeşinde veya annesinde gebelik bulantı ve kusması olan hamilelerde daha sık görülür.
KÜÇÜK DEĞİŞİKLİKLER SORUNU ÇÖZER
Gebelikte hastaneye yatışı gerektirecek kadar dirençli bulantı kusma olması durumuna tıbbi olarak ‘Hiperemezis gravidarum’ denmektedir. Bu durum her 1000 gebelikten yaklaşık 3-10 gebede görüldüğü tahmin edilmektedir. Bu dirençli bulantı kusma durumlarında tedaviye başlarken öncelikle vücudun sıvı elektrolit dengesinin yerine konulması ve sıvı kaybının düzeltilmesi gerekir. Bunun için hastaya damar yolu açılarak serum verilir. Ağızdan yemek alımı bir müddet kesilerek sindirim sistemi istirahate alınmalıdır. Hastaların çoğu bu tedavi ile toparlar. Daha sonra yağdan kısıtlı hafif bir diyetle yavaş yavaş ağızdan beslenmeye başlanır. ‘Gastroözofageal reflü’ de genellikle gebelerin yüzde 60-70’inde görülen bir problemdir. Bu durumun geliştiği gebelerin çoğunda semptomatik reflü gebeliğin erken dönemlerinde başlamakta, son aylara doğru belirginleşmekte ve doğumdan hemen sonra da kaybolmaktadır. Gebelikte reflü tedavisinde alınacak önlemler şunlar;
Yatak başı yükseltilmeli,
Karın basıncını arttıracak öne eğilme gibi hareketlerden kaçınılmalı,
Az ve sık aralıklarla yemek yenmeli,
Yatmadan iki saat önce su dışında herhangi bir şey tüketilmemeli,
Sigaradan kesinlikle uzak durulmalı.
Gebelikte proton pompa inhibitörü kullanımı konusunda az tecrübe mevcuttur, ancak olasılıkla güvenilirdir. Bu ilaçlar dirençli semptomları olan veya komplike reflüsü olan gebelerde kullanılmalıdır.
BESLENMENİZE DİKKAT EDİN
Mide ülseri toplumda sık görülen bir hastalık olarak bilinmesine karşın gebelerde şikayetler belirgin olabilmektedir. Midede ağrı, açlıkta ağrı şiddetinin artması, gece ağrı ile uyanma ve bir şeyler atıştırınca ağrının azalması gibi bulgular mide ülserini düşündürmelidir. Bilinen mide ülseri öyküsü olmayan ve ilk defa gebelikte bu şikayetleri ortaya çıkmış hastalara öncelikle bazı önlemler anlatılmalıdır. Aşırı yağlı gıdalardan uzak durmak, düzenli ve az yemek yemek, şikayetleri arttıran yiyeceklerden uzak durmak, sigara, alkol, kafein içeren içecekleri tüketmemek gibi. İlk basamak olarak sukralfat, antiasitler tercih edilmelidir. Bu tedaviye cevap vermeyen dirençli hastalara H2 reseptör antagonistleri veya proton pompa inhibitörleri (mide asit salgısını azaltan ilaçlar) verilebilir. Yine de şikayetleri geçmeyen bu tedavilere cevap vermeyen gebe hastalara üst endoskopi yapılabilir. Tedavilere dirençli hastalarda gerektiği takdirde endoskopik işlem gebelikte güvenle uygulanabilecek bir tanı metodudur.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2EWxWYa via IFTTT
0 notes
fenrees · 4 years ago
Text
Histamin Nedir?
Histamin, vücutta faklı görevleri yerine getirmek için kullanılan, kılcal damarları beyaz kan hücreleri için daha geçirgen yapıya ulaştıran maddedir. Histamin, enfeksiyonlar ile mücadele etmeye yardımcı olur. Belirli yiyecekler ve içecekler histamin salgılanmasına yardımcı olurlar. Lokal bağışıklığı desteklemek, bağırsak fonksiyonlarının düzenlenmesinde rol oynamak gibi görevleri olan histamin, bir azot bileşiğidir.
Histamin Nerede Bulunur?
Histaminin bulunduğu yerler, vücutta yer alan mast hücreleri ve bazofiller adı verilen kan hücreleridir. Bu hücrelerde bol miktarda bulunan histamin ideal oranda salgılanması halinde damarların geçirgenliğinin sağlanması, enfeksiyonlar ile mücadale alanlarında faydalıdır. Salgılanma düzeyinin yükselişi ise yan etkileri beraberinde getirir.
Histaminin bulunduğu diğer bir alan ise meyve ve sebze çeşitleridir. Belirli meyve ve sebzeler, süt ürünleri vücutta histamin salgılanmasını yükseltirken, dorudan vücuda alınması konusunda da etkilidirler. Bu besinler belirli oranlarda tüketilmelidir.
Distopik ne demek? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
Histamin Ne İşe Yarıyor?
Histaminin işlevi hakkında detaylar şu şekilde sıralanır:
Histamin, kılcal kan damarlarında geçirgenliği yükselterek geçirgenliği artırma,
Bronş ve bağırsakları büzüştürme,
Böbrek üstü, mide ve tükürük bezi salgılarının yükseltme,
Damarları genişletme işlemi ile tansiyonu düşürme,
Bu işlere yarayan histamin belirli insanlarda alerjiye sebep olur.
Histamin Alerjisi Nedir?
Histaminin alerjisi, bedendeki histaminin düzeyinin artması ardından meydana gelen sağlıksal problemdir. Histamin alerjisi toplumun % 2 ‘lik bir kesiminde rastlanan sağlıksal bir problemdir. Alerji problemi yaşayan bireylerin % 80’i ise kadın hastalardan oluşur. Bu alerji tipinde histamin içeriği yüksek gıdaların düzensiz ve yüksek oranda tüketilmesi ardından vücudun kaşınma ve mide bulantısı gibi standart dışı tepkiler verdiği gözlemlenir.
Histamin Ve Sigara İlişkisi Nedir?
Histamin, sigara bağlantısı, sigara kullanma alışkanlığının vücutta histamin dengesizliğine sebep olmasıdır. Yüksek oranda histamin barındıran besinlerin düzensiz tüketimi ile birlikte sigara tüketimine ağırlık veriliyor ise histamine karşı alerji oluşma riski altına girilir.
Histamin Alerjisinin Nedenleri Neler?
Histamin alerjisi sebepleri şu şekilde sıralanır:
Histaminin dışarıdan yüksek randa alınması,
Histamini salgılamaya yardımcı besinlerin çok tüketilmesi halinde vücudun fazla histamin salgılamaya başlaması,
Vücutta histamin yıkım oranının azalması,
Bu sebeplere bağlı olarak alerjik sonuçlar gözlemlenir.
Merak edilen kolaj nedir? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
Histamin Alerjisinin Belirtileri Neler?
Histamin alerjisi semptomları şu şekilde sıralanır:
Deri üzerinde kaşıntılar,
Psörüazis ve egzama,
Ani başlayan ateş yükselmeleri,
Kadınlarda adet düzensizliklerinin başlaması,
Sürekli devam eden baş ağrıları,
Anksiyete,
Sürekli olarak düşük tansiyon problemi,
Kalp çarpıntısında yükselme,
Her hangi bir kronik rahatsızlıktan bağımsız karın ağrısı,
Mide bulantısı ve kusma,
Sürekli olarak burun akıntısı,
Kronik yorgunluk,
Reflü ve aşırı mide asidinin salgılanması,
Bu belirtilerin gözlemlenmesi ve histamin içeriği yüksek besinlerin devamlı tüketimi ardından alerjiler gözlemlenir.
Bu belirtiler haricinde histamin alerjisi tespit edilen kişilerde kronik yorgunluk problemi bulunur. Kişi yeterli uykuyu alsa dahi gün içinde kendini halsiz ve bir önceki gün yoğun tempoda çalışmış gibi hisseder.
Histamin Oranında Yükselişe Ne Sebep Olur?
Histamin oranında artışa neden olanlar şu şekilde sıralanır:
Derinin çok fazla güneş ışığına maruz kalması,
Kanda bağışıklık hücrelerinin düzensi uyarılması sonucu meydana gelen otoimmün rahatsızlıklar,
Tip 2 diyabet rajatsızlığı,
Bağırsaklarda geçirgen bağırsak sendromu hastalının bulunması,
Chorn hastalığının bağırsak hücrelerine komşu mast hücrelerini uyararak aşı histamin salgılatması,
Histamin düzeyi yüksek gıdaların tüketiminin mast hücreleri etkilemesi,
Bu sebeplere bağlı olarak vücudun salgıladığı histaminde yükseliş gözlemlenir.
Histamin Açısından Zengin Besinler Neler?
Histamin içeriğince zengin besinler şu şekilde sıralanır:
Yoğurt, peynir, kefir,
Fermente turşu,
Ekşi mayalı ürünler,
Kombu çay çeşidi,
Sucuk, sosis, salam gibi işlenmiş et ürünleri,
Soya sosu ve miso,
Alkollü içeceklerde şarap ve bira gibi fermante çeşitler,
Boza,
Beklemiş tüm gıdalar,
Kuru meyve çeşitleri,
Avokada, domates, patlıcan,
Kabuklu deniz ürünleri,
Ketçap,
Balık ile yapılan konserveler,
Bu besinlerin tümü histamin açısından zengindir. Histaminin neden olduğu alerjik reaksiyonları yaşamamak için bu besinler belirli ölçülerde tüketilmeli ve her gün yüksek oranda beslenme alışkanlıklarına eklenmemelidir.
Histamin Salgılanmasına Neden Olan Besinler
Histamin salgılatan gıdalar şu şekilde sıralanırlar:
Muz ve çilek,
İnek sütü,
Baklagiller,
Baharatlar,
Kakao,
Kuruyemişler,
Gıdalarda yer alan besin boyaları,
Bu seçenekler ise histaminin vücut tarafından salgılanma oranını yükseltirler. Bu açıdan besinlerin her gün aralıksız şekilde tüketimi önerilmez. Aralıksız tüketim şeklinde vücutta yer alan histamin salgılama dengesi bozulur.
İnsanlar neden ot yemiyor? Hakkında detayları da inceleyebilirsiniz.
Düşük Histaminli Besinler Neler?
Düşük histaminli gıdalar şu şekilde sıralanır:
Taze et,
Pirinç,
Yumurta sarısı,
Çilek, muz, ananas, narenciye ürünleri hariç meyveler,
Ispanak, avokado, patlıcan, domates harici sebzeler,
Zeytinyağı ve zeytin,
Bu besinler histamin düzeyi düşük olan ve histamin alerjisi yaşanması halinde tüketimi tercih edilmesi gereken besinlerdir.
Histamin Baş Ağrısı Nedir?
Başta histamin ağrı, kronik baş ağrısı problemleri arasında en zorlayıcı olan ve ataklar ile meydana gelen ağrı çeşididir. Baş ağrısı tipleri arasında en az bilinene ve Dünyada 1.000 kişiden sadece 1’inde ortaya çıkan problemdir.
Histamin Baş Ağrısı Belirtileri Neler?
Histamin baş ağrısı semptomları şu şekilde sıralanır:
Bıçak saplanması ve yanma hissi ile başlayan ağrı,
Genellikle ağrının tek bir etrafında kümelenmesi,
Ağrının haftalarca sürmesi,
En az 15 dakika süren ve 1 saate kadar ulaşan ataklar şeklinde bıçak saplanma tipi ağrıların yaşanması,
Bir günün aynı saati hatta bir yılın aynı gününde ağrının ortaya çıkması,
Şiddetli ve haftalarca ağrı ile geçen süre ardından 1 aylık süre ile hiç ağrı hissetmeme,
Terleme ve deride döküntü problemlerinin başlaması,
Burun tıkanıklığı, göz kapağı düşüklü problemleri,
Göz çevresinde şişme,
Gün boyu devam eden huzursuzluk,
Bu gibi belirtilerin görülmesi halinde histamin baş ağrısından şüphelenilir.
Histamin Baş Ağrısı Ve Migran Farkı Nedir?
Histamin baş ağrısı, migren ayrılığı hakkında detaylar şöyledir:
Migren ağrılarında ışığa karşı yüksek hassasiyet ve mide bulantısı etkileri gözlemlenir.
Histamin ağrıda ise ışığa karşı hassasiyet bulunmaz.
Migren ağrıları yaşanırken karanlık bir odada dinlenmek ağrının hafifletilmesine olanak sağlar.
Histamin ağrının şiddeti oldukça yüksektir. Kişi böyle bir durumda uzanma pozisyonuna geçmekten rahatsızlık duyup, ağrıya dayanmak için huzursuz fiziksel hareketler gösterir.
Antihistaminikler Nedir?
Antihistaminikler, histamin alerjisini geçirmek amacı ile kullanılan ilaçlara verilen isimdir. Reçeteli ve reçetesiz satılan türleri bulunana bu ilaçlar, alerjinin yarattığı yan etkileri kontrol almakta kullanılırlar. Kızarıklık, kaşıntı, şişme gibi reaksiyonları ortadan kaldıran ilaçlardır. Uzaman hekime danışma ardından önerilen dozlarda kullanılmaları gerekir.
Antihistaminikler, bağışıklık sistemi hücreleri, kan damarlarındaki reseptörler üzerine yapışarak aşırı genişlemeyle sebep olan mast hücrelerinden salgılanan histamin maddesinin yarattı olumsuz durumlarda savaşmakta kullanılırlar.
Herkes için kötü olan alışkanlıklar bilgilerine yazımızdan ulaşabilirsiniz.
The post Histamin Nedir? appeared first on Zovovo - En İyi Bilgi Sitesi.
Kaynak: https://www.zovovo.com/histamin-nedir/
0 notes
kocaalihaber · 5 years ago
Text
Gastroözefageal reflu-larengofarengeal reflü hastalığı- mide asidinin boğaza ve ağıza gelmesi-mide asidi regürjitasyonu
Mide içeriğinin (mide asidinin) geğirme, öksürme veya kusma olmadan özefagusa (yemek borusuna) doğru geri kaçışı gastroözefageal reflü olarak adlandırılır. Bu asit kaçışı gırtlak bölgesine hatta ağız içine kadar olursa buna larengofarengeal reflü denir.
Hastalar göğüs kafesinin arkasında, sırtlarında yanma, bıçak batması şikayeti ile başvurabilirler. Bazen yemek borusunun arkasındaki yanmanın yanı sıra ağıza gıdaların ve acı asit içeren mide suyu da gelebilir. Özefageal reflü sıklıkla yemeklerden sonra olur. Ayrıca Özefagal reflüsü olan pek çok hastada bu şikayetler görülmeden de gırtlak bölgesi ile ilgili şikayetler görülebilir.
Gastroözefageal reflü hastalığı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sıktır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada toplumun %20’sinde gastroözefageal reflü hastalığı bulunmuştur. Kulak burun boğaz ve baş boyun cerrahisi kapsamındaki birçok farklı hastalığın zemininde laringofarengeal reflünün etkisi vardır.
Gastroözefageal reflü hastalığının bulgularının (semptomlarının) kökeninde, yemek borusunun uzun bir süre, fazla miktarda midenin asidik içeriği ile teması yatmaktadır.
Mide asidik içeriğinin yemek borusu ile uzun süreli teması yemek borusunda tahriş ve hasara yol açar bu da yanma hissine sebep olur.
Normal olarak yemek borusunun alt ucundaki alt özefagus sfinkteri dediğimiz Midenin girişinde kapak benzeri bir yapı vardır. Bu yapı asidin yemek borusuna geri kaçmasını önleyerek midenin içinde kalmasını sağlar. Reflü hastalığında ise bu sfinkter sık aralıklar ile gevşer ve mide asidik içeriği yemek borusuna geri kaçar.
Şikayeti olanlara reflü tanısını koyarken bulguların gerçekten reflüden kaynaklanıp kaynaklanmadığını, komplikasyonların gelişip gelişmediğini anlamak için bir takım testlere ihtiyacı olabilir.
Bunları şu şekilde gözden geçirebiliriz;
1- Baryum özefagus mide duedonum grafisi : Hasta baryum içerken radyologun floroskopide baryumun aşağıya yemek borusuna ve mideye seyahatini incelediği bir testtir.
2- Gasroskopi : Endoskop ucunda ışık bulunan fleksibl bir tüptür.Bu tüpün ağızdan özefagusa ve mideye doğru ilerletilmesi sırasında yemek borusu incelenebilir. Hasta sedatize edilerek bu işlem gerçekleştirilir.
3- Özefagus manometresi ve PH metre : Burundan çok ince fleksibl bir tüp yemek borusundan mideye gönderilerek buradaki basınçlar ve yukarı çıkan asit miktarı ölçülebilir.
Gastro Özefagal Reflusu bulunan hastalaın yakınmaları genellikle;
· Boğazda kitle hissi
· Boyun bölgesinde ağrı
· Geniz akıntısı
· Devamlı kuru öksürük
· Sürekli boğazı temizleme ihtiyacı
· Boğaz kuruluğu
· Yutma güçlüğü
· Ağız kokusu
· Ses kısıklığı
· Kulak ağrısı
· Tükrük salgısının artması
Eğer reflü tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlarla seyredebilir.
Örneğin yemek borusunda darlık, kanama ve mukozada prekanseröz (kanser öncesi) bir takım değişikliklere (barrett özefagusu) neden olabilir.
Genelde hastalar doktoruna, 1- Yutma güçlüğü (disfaji) 2- Kanama 3- Boğulma hissi, öksürük, ses kısıklığı 4- Kilo kaybı yakınmaları ile baş vurmaktadır ve kontrol altına alınmaktadır.
Dişkkat edilmesi gereken uyarılar ise
Prof. Dr. Selçuk ONART
1- Sigara bırakılmalıdır. Tütün asidi dengeleyen koruyucu mekanizmalara zarar verir.Asit üretimini uyararak ve yemek borusu ile mide arasındaki kasların gevşemesine de yol açarak asit reflüsüne yol açar. 2- Gazlı ve asitli içeceklerden uzak durulmalıdır. 3- Alkol, çikolata, kafein, kahve, çay, yağlı, baharatlı yiyecekler ve domates gibi asidi arttıran yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Kilo verilmesi önerilir.Yatmadan en az 3 saat önce yemek sona erdirilmelidir.Yatağın baş ucunun kaldırılması gece boyunca asit reflüsünü önleyecektir. Sıkı kemer ve giysilerden kaçınılmalıdır.
Gastroözefageal reflü hastalığı tetkik ve takibi yapılmaz ise kronik tekrarlayan bir hastalıktır.
Tedavi ile mideden yemek borusuna gelen asit miktarının azalması amaçlanır.
1- Semptomları ortadan kaldırmak 2- Yeme borusundaki iltihabı (özefajiti) tedavi etmek. 3- Özefajitin nüksünü veya komplikasyonlarının gelişmesini önlemek. Tedavinin temelidir.
Gastroözefageal reflü hastalığının organik bir sebebi vardır. Genelde sadece yaşam tarzı değişikliği ile önlenemez gastroözefageal reflü hastalığında medikal tedavi çok önemli bir yer tutar. Medikal tedavide yer alan anti asit grubu ilaçlar yemek borusunu koruyarak ve mide asiditesini bastırarak tedaviye yardımcı olurlar.
Mide asidini bastıran H2 blokerleri ve proton pompa inhibitörleri denilen ilaçlar da tedavide önemli yer tutmakta ve uygun dozlarda kullanılmalıdır.
Medikal tedavi ile hastaların çoğunda gastroözefageal reflü hastalığının yakınmaları önlenebilir.
Bu ilaçların yanı sıra asidin yemek borusundan mideye aşağı doğru geçişini kolaylaştıran Prokinetik ilaçlar da tedavide yer alırlar.
Eğer medikal tedavi ile hastaların şikayetleri geçmiyorsa ya da kanama, darlık gibi komplikasyonlar varsa cerrahi tekniklerden faydalanılabilinir. Cerrahi teknikler asit reflüsünü önleyen yemek borusu ve mide arasındaki doğal bariyerleri onaran cerrahi uygulamalardır. 
source https://saglik.kocaali.com/gastroozefageal-reflu-larengofarengeal-reflu-hastaligi-mide-asidinin-bogaza-ve-agiza-gelmesi-mide-asidi-regurjitasyonu/
0 notes
hekimimyanimda · 5 years ago
Text
Proton Pompa İnhibitörleri
Proton Pompa İnhibitörleri (PPİ), mide asidini azaltan ve gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH), gastrit, peptik ülser, mide yanması gibi durumların tedavisinde kullanılabilen bir ilaç türüdür.
Proton Pompa İnhibitörleri, Gastroözofageal reflü hastalığı olan kişilerin çoğunda semptomları hafifletebilir.
H2 reseptör blokerleri mide asidini azaltabilen başka bir ilaç türüdür. Ancak PPİ’lar…
View On WordPress
0 notes