#Prof. Dr. Can Yılmaz
Explore tagged Tumblr posts
iyitedavi · 8 days ago
Text
Demans ve Beyin Sağlığına Etkisi
Demans, beynin işlevselliğinde ciddi ve kalıcı değişikliklere yol açan bir durumdur. Genellikle yaşlılıkla ilişkilendirilse de, son araştırmalar demansın başlangıç yaşını, genetik faktörler ve çevresel etkenlerin yanı sıra, bireyin yaşam boyu süren beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzıyla ilişkilendirmektedir. Ebeveynlerin çocuklarının sağlığını koruma adına alabileceği bazı önlemler bu riski…
0 notes
darkyayincilik · 2 months ago
Text
Cumhuriyet'e Giden Yolda Tarihi Adım: Mudanya Mütarekesi
 Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursa Uludağ Üniversitesi, Mudanya Belediyesi, Çekül Vakfı ve Bursa Okulu iş birliğiyle düzenlenen ‘Uluslararası Mudanya Mütarekesi ve Kültürel Miras Sempozyumu’, yurt dışından ve yurt içinden birçok akademisyenin katılımıyla başladı. Mudanya Mütarekesi’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşuna giden yolda atılmış olan en önemli adımlardan biri olduğunu söyleyen…
0 notes
pazaryerigundem · 6 days ago
Text
İstanbul'da 'Kariyer'le üçüncü buluşmaya yoğun ilgi
https://pazaryerigundem.com/haber/193391/istanbulda-kariyerle-ucuncu-bulusmaya-yogun-ilgi/
İstanbul'da 'Kariyer'le üçüncü buluşmaya yoğun ilgi
Tumblr media
Gençlerin istihdam edilmesine destek olmak amacıyla üç yıldır düzenlenen İstanbul Kariyer Fuarı, iki gün boyunca Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.
İSTANBUL (İGFA) – İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bölgesel İstihdam Ofisi ev sahipliğinde, İBB Hizmet ve İletişim Grubu iştiraki İSPER koordinasyonu, İBB Hayat Boyu Öğrenme Şube Müdürlüğü ve İBB Gençlik Hizmetleri Şube Müdürlüğü iş birliği ile gerçekleşen 3. İstanbul Kariyer Fuarı, gençlerle işverenleri bir araya getirerek istihdam sorununa çözüm odaklı yaklaşımlar sundu.
Bin 547 özel sektör işveren markası ile iş ve staj imkânlarının yanı sıra, iki gün boyunca süren fuar programında ilham veren konuşmacılarla keyifli oturumlar, eğlenceli aktiviteler, Bölgesel İstihdam Ofisi, Enstitü İstanbul İSMEK eğitmenleri ve daha pek çok eğitmenin verdiği seminerler binlerce gencin kariyer ufkuna katkı sağlandı. Bölgesel İstihdam Ofisi mülakat alanında 157 firmanın binlerce ilanına 25 bin 700 katılımcı başvuruda bulundu.
Fuar alanında ise gençler, firmaları tanıma, iş ve staj fırsatları hakkında bilgi edinme ve özgeçmişlerini paylaşarak işveren markalarla bire bir iletişime geçme fırsatı buldular. Üç yıldır İstanbul’da nitelikli genç işgücünü alanında lider özel sektör firmalarıyla buluşturarak istihdama katkı sağlayan fuar ile bugüne kadar 50 bin kişi ağırlandı.
Tumblr media
TÜRKİYE’NİN EN SEVİLEN İSİMLERİ İSTANBUL KARİYER FUARI’NDAYDI
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan program, Radyo Programcısı Geveze’nin sunumu ve moderatörlüğünde gerçekleşti. Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Yönetim Danışmanı ve Yazar İdil Türkmenoğlu, Teknoloji ve Sürdürülebilirlik İletişimcisi Dr. Sertaç Doğanay, Teknoloji Yazarı ve Trend Avcısı M. Serdar Kuzuloğlu, girişimci kadınlardan DG Doğru Geri Kazanım Kurucusu Nagihan Yılmaz, AnatolianCraft Kurucusu Bilge Can ve Usersdot Kurucusu Şevin Ballıktaş, Networking Eğitmeni Erdal Uzunoğlu ve Yazar, Eğitmen ve Konuşmacı Hülya Mutlu gibi alanında önde gelen isimlerin katılımıyla ana sahnede ziyaretçilerle buluştu.
İki gün boyunca tüm oturumların gençlerin yoğun ilgisiyle gerçekleştirilen fuar programında networking’den kariyer planlamasına, gençlerin gelecekten beklentilerinden ekonomiyle ilgili soru işaretlerine, iş arama süreçlerinde yaşanan psikolojik buhranlardan kişisel mücadeleye kadar her biri ufuk açan ve umut aşılayan konulara yer verildi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
yenihabergazetesi · 3 months ago
Text
Adalet Bakanı Tunç Tekirdağ Bölge Adliye Mahkemesinin Açılışını Yaptı
Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli ve Çanakkale’ye hizmet verecek olan Tekirdağ Bölge Adliye Mahkemesinin açılışını yaptı. Süleymanpaşa ilçemizde gerçekleştirilen açılışa Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç, Valimiz Sayın Recep Soytürk, Edirne Valisi Yunus Sezer, Adalet Bakan Yardımcıları Ramazan Can, Akın Gürlek, Türkiye Büyük Millet Meclisi 29. Başkanı Prof. Dr.…
0 notes
gundemege · 1 year ago
Text
Tavşanlı Höyük kazılarında 3 bin 700 yıllık insan beyni ve deri kalıntıları ortaya çıktı
Tumblr media
Tavşanlı Belediyesi’nin desteği ve ana sponsorluğu ile 2021 yılında başlayan Tavşanlı Höyük kazılarından şaşırtan sonuçlar gelmeye devam ediyor. İlçenin hem yurt içinde, hem de yurt dışında tanıtan höyük kazılarının bu seferki rotası Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’a uzandı.29.’su düzenlenen ve Dünya’nın en önemli arkeoloji toplantısı olarak değerlendirilen Avrupa Arkeologlar Birliği (European Association of Archaeologists, EAA) toplantısına Tavşanlı Höyük damga vurdu. Dünya Arkeoloji ile ilgili yüzlerce bildirinin sunulduğu toplantıda Türkiye’den 5 sunum vardı. Bunlardan 2 tanesinde Tavşanlı Höyük konu edildi.Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal’ın kapanış konuşması Tavşanlı Höyük’te savaş ve şiddetle ilgili günlük kazı sonuçlarına ayrılmıştı. Tavşanlı Höyük Kazı Başkanı Prof. Dr. Erkan Fidan ve Kazı Başkan Yardımcısı Nihan Naiboğlu’nun hazırladığı ‘’Tavşanlı Höyük, A large Bronze Age town in Inland Western Anatolia’’ başlıklı sunum ise Dr. Naiboğlu tarafından sunuldu. Büyük ilgi gören bildiri zaman zaman heyecan içinde izlendi.Günümüzden 8 bin sene öncesine uzanan tarihi ile Tavşanlı Höyük Kütahya’nın en eski yerleşmesi konumunda. Bu seneki kazılar ise günümüzden 3 bin 700 ila 4 bin sene önceki tabakalarda gerçekleştirildi. Arkeologları bekleyen en büyük sürpriz ise evlerin yıkılmış molozlarının altında kalarak can veren iki insan kalıntısının bulunması oldu. Bu insanlar bugüne kadar Tavşanlı’nın bilinen en eski insanları olması açısından önem arz ediyor. Read the full article
0 notes
turkiyehaberi · 2 years ago
Link
Rektörümüz Can’ın Hocalı Katliamını Anma Mesajı Rektörümüz Prof. Dr. Yılmaz Can 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ kentinin Hocalı kasabasında yaşanan katliamın yıldönümü vesilesiyle bir anma mesajı yayınladı.Rektörümüz Can...
0 notes
bulancakajans-blog · 3 years ago
Text
Prof.Dr. Yılmaz CAN'ın Ramazan Bayramı Mesajı
Prof.Dr. Yılmaz CAN’ın Ramazan Bayramı Mesajı
Giresun Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yılmaz CAN’ın mesajı şöyle: “Pazartesi günü Ramazan Bayramını idrak edeceğiz. Sosyal dayanışmayı, kardeşliği, barış ve huzurun egemenliğini tesis etmek için kutlanan bayramlar, geleceğe dair umutlarımızı yeşertmektedir. Ramazan bayramı da, toplumca yaşadığımız acı ve üzüntülerin,  kırgınlık ve düşmanlıkların  son bulması için değerlendirebileceğimiz önemli…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
nesrin-c · 4 years ago
Text
68 kuşağı bir destan’dır...
1971 darbesinde Sansaryan Han’daki işkenceler sırasında polisler önemli bir
delil buldu; devrimcilerin hemen çoğunda aynı tip mavi ya da kırmızı külot
vardı.
Sordular; “bu donların anlamı ne; mavi ile kırmızının farkı ne; bunlar THKO’nun
rütbeleri mi?”
İşkencedeki sporcu gençler gülmemek için kendini zor tuttu, “bunlar” dediler;
“ODTÜ Spor Kulübü’nün donları!”
Futbolu severlerdi kuşkusuz…
Devrimci Öğrenciler Birliği’nin tümü Beşiktaşlı’ydı. Çarşı’nın devrimciliği
nereden geliyor sanıyorsunuz?
68’lilerden futbol takımı kurulsa Deniz Gezmiş ilk 11’e mutlaka alınırdı.
Deniz’in ayrılmaz parçası Cihan Alptekin de…
Mahir Çayan ise kesin teknik direktör; çok sevdiği futboldan iki bacağına takılan
platin çubukları nedeniyle erkenden koptu.
Deniz Gezmiş sahada kesin hakemi kandırmaya çalışırdı. Onun mizahçı yönü
bilenmeden Deniz Gezmiş portresi yazılabilir mi? Beyaz at üstünde ODTÜ yurdunda
kız arkadaşına serenat yapan bir romantikti o. İdam edildiğinde henüz 25 yaşındaydı.
Aşkı da yaşadılar doyasıya…
Sevgilisini son bir kez daha görmek için saklandığı evden çıkan ODTÜ’lü Koray
Doğan, sırtından yediği polis kurşunuyla sevgilisinin evinin önünde can verdi.
O da 25 yaşındaydı.
O kuşak 1 kişiyi bile öldürmedi; ama tam 43 can verdiler.
Oysa…
Okul koridorlarında gazoz kapağıyla futbol oynayan bir kuşaktı onlar.
Sanmayın ki fasulyesine poker ya da blöflü pişti oynamadılar?
Sanmayın ki kolalı votka içmediler? Ya da rakı?
Emel Sayın konserine gitmediklerini mi düşünüyorsunuz?
Muhammed Ali, Joe Frazier’e yenildiğinde üzülmediklerini mi sanıyorsunuz?
Ya da hiç küfür etmediklerini mi? En güzelini de bir ağız dolusuyla Deniz Gezmiş
ederdi. Ve yine Deniz Gezmiş her fırsatta en sevdiği türküyü söylemez miydi: “Ne
ağlarsın benim zülfü siyahım/ Bu da gelir bu da geçer ağlama/ Göklere erişti
feryadım ahım/Bu da gelir bu da geçer ağlama…”
68 Kuşağı...
Arkadaşım dert yandı:
“Oğluma yatarken hikaye yerine bazı biyografiler anlatıyorum. Picasso, Maradona,
Beethoven, Che, John Lennon, Marilyn Monroe gibi.
Geçen hafta nereden duydu ise Fransız İhtilali’ni anlatmamı istedi?
Anlattım. Ama anlatırken korktum! Aklıma Adnan Cemgil ve oğlu Sinan geldi.
Korktum.”
Adnan- Nazife Cemgil çifti öğretmendi. 1940’lar başında DTCF’deki üniversite
mücadelesinin önde gelen aydınlarıydılar.
Adnan Cemgil işsiz kaldı; hapis yattı, sürgüne yollandı.
Oğulları Sinan Cemgil o zorlu yıllarda 1944’te doğdu.
Sinan Cemgil meraklıydı; babasına-annesine hep sorular sordu. Onlar da
oğullarının anlayacağı bir dille anlattılar.
Nitelikli bir kültür ortamında yetişen Sinan çok başarılı öğrenci oldu.
İngilizce, Fransızca , İspanyolca, İtalyanca öğrendi. Arkadaşlarına Dante’den
İtalyanca dizeler okurdu.
Ünlü Amerikalı artist Clark Gable’nin taklidini yapıp herkesi güldürecek kadar
espriliydi.
ODTÜ Mimarlık’ta öğrenci iken devrimci mücadeleye katıldı. Teorik derinliğiyle
öğrenci liderlerinden oldu.
ODTÜ’de “Hoca” deme adetini Sinan Cemgil başlattı. “Hoca” derlerdi arkadaşları
bilgisinden ötürü
Köylüleri, toprak ağalarına karşı ayaklandırmak amacıyla gittiği Nurhak
Dağları’nda Jandarma tarafından öldürüldü. Sırt çantasından 4 kitap, bir de kuru
soğan çıktı. Yirmi yedi yaşındaydı.
Bir yaşındaki oğluna, 21 yaşında öldürülen arkadaşı Taylan Özgür’ün adını
vermişti.
Oğlunun cesedini almaya giden anne Nazife Cemgil, tabut başındaki meraklı
köylülere seslendi: "Bu oğlum Sinan. Bunlar da onun arkadaşları (Kadir Manga ve
Alpaslan Özdoğan), kardeşleri. Onlar da oğullarım. Bu çocuklar, bu oğullar;
ülkeyi, halkı, sizleri sevdiler. Başka bir istekleri yoktu. Her biri birer
dehaydı. Her biri üstün zekalı güzel çocuklardı. Dileselerdi, düzenin adamları
olsalardı, şimdi burada cansız yatmazlardı. Birer milyoner olurlardı. Ama onlar,
halkı, sizleri sevdiler. Sizin sorunlarınızı omuzladılar."
Arkadaşım yakın tarihin bu acı olaylarını bilen biri.
Üniversite öğrencilerine son yapılanlar arkadaşımı da korkutmuştu; nedeni biricik oğluydu.
Oğlunun Sinan Cemgil’le aynı kaderi paylaşmasından korktu ve tarihsel gerçekleri
anlatıp anlatmama kararsızlığına düştü.
Ona Edip Cansever’in şirini okudum:
“Utancı bilerek yaşamak korkunç/ Daha korkuncu da var: utancı bilerekten
yaşatmak…”
ŞAİRDİLER..
Size 68’lileri anlatmalıyım:
Mahir Çayan’ın şair olduğunu bilir misiniz; “Güneşi batmayan bir ada/Ben ne
şuralıyım, ne buralıyım/Adalıyım… Adalıyım.”
Eşi Gülten Çayan atletti; 400 metrede milli takım seviyesinde bir koşucuydu.
Yakın arkadaşı erkekler 400 metre koşan atlet ise bugünün tanınmış gazetecisi
Osman Saffet Arolat’tı.
Hüseyin Cevahir edebiyat eleştirmenliğine Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde
başladı. Şiir de yazdı. Tunceli Alevi Dedesi torunu Hüseyin Cevahir,
Rolling Stones dinlemeyi de çok severdi. SBF’nin en çalışkan öğrencisiydi;
“devrimci başarılı olmalıdır” diyordu hep arkadaşlarına.
Dürbünlü silahla hedef alınarak öldürüldüğünde 26 yaşındaydı.
SBF’nin efsanevi hocalarından Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, derslerinden hep tam
not alan Cihan Alptekin’i yakından tanımak için evine davet etti. “Laz uşağı”
Cihan yaşasaydı belki önemli anayasa profesörlerinden biri olacaktı.
Öldürüldüğünde 25 yaşındaydı.
Tunceli’de yakalanıp işkenceyle öldürülen İbrahim Kaypakkaya’nın elinden;
Varlık, Papirüs, Soyut, Türk Dili gibi edebiyat dergileri düşmezdi.
Türk dilinin yapısını, sözcük hazinesini, şiirdeki gücünü ve müzikalitesini
araştıran şair Kaypakkaya öldürüldüğünde sadece 24 yaşındaydı.
DİLLERİNDEKİ ŞARKI; IMAGINE
Delikanlıydılar. İdealisttiler. Devrimciydiler.
Bozulmamış saf bir kuşaktı onlar.
Kızıldere’de katledilen Kazım Özüdoğru gibi, “halka inmeyi” ayakkabı boyacılığı
yapmak sanıyorlardı. İşten atılan Çorumlu belediye işçileri için yürüdüler.
Kürtler için de yürüdüler; Kürtçe slogan atıp, Kürtçe şiirler okudular.
Varto Depremi nedeniyle kan bağışı kampanyası düzenlediler. Azgın Zap Suyu’na köprü inşa ettiler.
Pancar, tütün, fındık, haşhaş mitingleri yaptılar. Tam bağımsızlık için “Mustafa
Kemal Yürüyüşü” düzenleyip Samsun’dan Ankara’ya yürüdüler. Atatürk heykelleri
tahrip edilmesin diye geceler boyu nöbet tuttular.
68’li kızlar da vardı bu eylemlerde; hem de mini etekleriyle.
Hippiler yok muydu? “Özel okullara hayır” yürüyüşünde, uzun saçlı genç
üniversiteli, sarışın kız arkadaşıyla hem sarmaş dolaş yürüyor hem de slogan
atıyordu. O hippi; Kızıldere katliamından tek sağ kurtulan Ertuğrul Kürkçü’ydü.
Hayalleri vardı; dillerinde ise John Lennon’un “Imagine” şarkısı...
SBF’NİN DANS PARTİLERİ..
Mahkemedeki savunmaları sırasında, Mevlana resmi çizip altına
“Ben İnsanım” yazıp, hakime gönderecek kadar bu ülke değerlerine inanan bir kuşaktı.
Resimden, edebiyattan gelmişlerdi.
Ellerinden kitap düşmedi hiç. Nice yazarlar çıkarmaları boşuna değil. ODTÜ
İnşaat’tan “Balık Memet” yani yazar Mehmet Eroğlu’nu okumayanınız var mı?
Dans da ettiler: SBF yatılı öğrencilerinin Salı ve Cuma akşamları 18.45-20.00
arası dans partileri vardı.
Carmina Burana’nın Türkiye’deki ilk bale gösteriminde harikalar yaratan balet
Aydın Erol unutulabilir mi? Ya da; onca işkenceye rağmen cezaevinin soğuk
koğuşunda bale yapan 20 yaşındaki balerin kız Ayşe Emel Mestçi?
Anadolu türkülerini, Dadaloğlu’ndan Aşık Veysel’e şehre getiren 68’liler değil
mi?
Tiyatro da yaptılar; Uluslararası Üniversite Tiyatroları Festivali’nde üçüncü
oldular.
FKF ilk başkanı İzzet Polat Ararat’ın DTCF tiyatro bölümü öğrencisi olması tesadüf mü?
ODTÜ Sosyalist Kültür Kulübü üyeleri Ali Artun ve Yılmaz Aysan’ın bugünün
tanınmış sanat galerisi Nev’in sahipleri olması, o dönem birikiminin ürünü değil
mi?
Dağcılık kulüplerini üniversitelerde ilk kimler kurdu sanıyorsunuz? Türkiye’de
bu sporun gelişiminde 68’li Fikret Gürbüz, Tuncer Gürdil, Uçmaz Sungur, Sönmez
Targan ve nicelerinin katkıları unutulabilir mi?
Ardı ardına şampiyon olan efsanevi İTÜ basketbol takımının temelini TMTF İkinci
Başkanı Cavit Savcı atmadı mı?
Maratoncu Mehmet Yurdadön ülkeye madalyalar kazandırmadı mı?
ODTÜ’lü Ömer Gürcan cezaevine sokulmasaydı, idam edilen babası
Fethi Gürcan gibi ülkemizi binicilikte birincilik kürsüsüne çıkarır mıydı?
SBF’nin tanınmış milli güreşçileri Necati Sağır, Mustafa Aynur aynı zamanda
THKP-C’li değil miydi?
Bugün judo ve karate de madalya alanlar, bu sporun gelişmesinde büyük emeği olan
Murat Özdabak’ı anımsar mı? Peki ya boksörler milli sporcu Taşkın Konuralp’in
adını duymuş mudur?
ODTÜ Motor Kulübü’nün kurucularından Tayfur Cinemre motosikletiyle kimleri
taşımadı ki; Ulaş Bardakçı, Yusuf Aslan, Cihan Alptekin…
Fenerbahçe takımında yelken yapan Taner Türkantöz Mahir Çayan’ın en yakın
yoldaşıydı.
Hangisini yazayım?
68 kuşağı bu özellikleriyle neden anlatılmaz?
Oysa…
Toplumsal bir gelecek hayali kuranlar bu mirası her yönüyle bilmelidir.
HALA 68’Lİ BİR DEVRİMCİ:
YAŞAR YILMAZ
İstanbul Teknik Üniversitesi inşaat bölümü öğrencisiydi.
İTÜ Öğrenci Birliği başkanlığını Harun Karadeniz’den sonra devraldı.
Hakkari’ye “Zap Suyu üzerine Devrimci Gençlik Köprüsü” yapmaya giden 84
devrimciden biriydi. Deniz Gezmiş’in yakın yoldaşıydı.
Devletin ceberut baskısından her 68’li gibi o da nasibini aldı:
1971 darbesinde Ziverbey Köşkü ve Harbiye’de ağır işkencelerden geçti.
Yaşadıkları; 2,5 yıl cezaevi arkadaşlığı yaptığı Yılmaz Güney tarafından yazılan
“Sanık” adlı öyküye konu oldu. Mahkemedeki savunmasını ise “Söz Sanığın” adlı
kitabında kendi yazdı.
Maltepe ve Selimiye cezaevlerin de 5,5 yıl yattı. Hapisten sonra hep “sakıncalı” oldu; ekmeğini taştan çıkardı.
Sonra bir gün karar verdi; mühendisliği bıraktı; “ülkeme hizmet etmeliyim” diye
düşündü.
Anadolu topraklarını 2,5 yıl karış karış dolaştı.
Unutulmaya yüz tutmuş, sahipsiz bırakılmış, 115 antik kentteki 119 antik
tiyatroyu inceledi. “Anadolu Antik Tiyatroları” adıyla kitaplaştırdı.
Bu çalışma Kültür Bakanlığı’nı heyecanlandırmadı.
Fakat Avusturya Kültür Bakanlığı, Yaşar Yılmaz’ı Salzburg’taki Mozart
Üniversitesi “Antik Çağda Akustik ve Ses Dağılımı” konusunda konuşma yapmaya
çağırdı.
Çünkü bugüne kadar bilinmeyen 2 önemli bulgu keşfetmişti.
İlki sesin iletilmesiydi: Sahnedeki oyuncu, şarkıcı, konuşmacı ya da müzik
aletinden çıkan sesin 20-25 bin kişilik açık hava tiyatrosunun en uzak
basamaktaki izleyiciye kadar gidebilmesini, o dönemin mühendisleri orta yola
“sırtlı koltuklar” yerleştirerek sağlamışlardı. Ses, koltuğun sırtlığına çarpıp
yukarı basamağa kadar çıkabiliyordu.
İkinci buluş ise bugüne kadar düşünüldüğü gibi ilk tiyatro Antik Yunan uygarlığı
döneminde değil, Erken Dönem medeniyetleri döneminde yapılmıştı ve ilk açık hava tiyatroları taş değil ahşaptı.
HIRSIZLARIN PEŞİNDE BİR 68’Lİ..
68’li devrimci Yaşar Yılmaz antik tiyatrolar çalışmasını bitirdikten sonra
köşesine mi çekildi. Hayır.
5 yıl önce, Anadolu’dan yağmalanan tarihi eserlerin ve kültürel varlıkların
peşine düştü. ABD, İngiltere, Avusturya, Almanya, Danimarka, Rusya, ve
Yunanistan’a gitti. Yüzlerce müze gezdi.
Türkiye’den kaçırılan 40 bin eseri buldu ve fotoğraflarını çekerek belgeledi.
Neler bulmadı ki:
Paris Louvre Müzesi: Mağnesia'daki ünlü mermer tapınak kabartmaları, Asos'dan
sökülen tapınak parçaları ve yüzlerce dev boyutlu mermer, bronz heykeller.
Hitit, Urartu, Bizans, Selçuklu, Osmanlı eserleri.
Londra British Museum: Ksantos'dan (Eşen-Antalya) Nereitler anıtı, Knidos'tan
(Datça) 600 civarında büyük boy heykel, Mozeleum (Bodrum'daki ünlü, dünyanın 7. harikasının mermer süslemeleri ve heykelleri).
New York Metropolitan Müzesi: Sardes'ten (Salihli) sütun ve diğer eserler,
Bergama'dan büyük bronz heykel, Priyene, Milet ve Efes'ten heykeller, mermer
lahitler, Kültepe'den (Kayseri) Sümer-Asur dönemi eserleri.
Boston Müzesi: Asos eserleri
Washngton Dumborton Oaks Müzesi: Antakya mozaikleri ve Bizans eserleri.
Baltimore Müzesi: Antakya mozaik koleksiyonu.
Ch icago Sanat Müzesi: Selçuklu- Osmanlı eserleri.
Chicago Üniversitesi Şark Eserleri Enstitüsü Müzesi: Alişar eserleri.
Los Angeles Getty Villa : Burdur- Antalya yöresinden Kremna mermer kadın
heykelleri.Viyana Ephesus Müzesi : 50 m 'ye yakın mermer duvar frizleri Efes'ten
giden binlerce eser.
Berlin Alte Müzesi : Priyene, Milet'ten mermer heykeller.
Berlin Pergamon (Bergama) Müzesi : Büyüktapınak, Milet ve Priyene'den
tapınaklar, Zincirli'den Hitit tapınağı, Hattuşaş'dan heykeller, 33 metreye 14
metrelik dev boyutlu Milet pazaryeri giriş duvarı ve Selçuklu dönemi camilerine
ait eserler.
Tübingen Üniversite Müzesi: Antakya'dan heykel ve Troya eserleri.
Danimarka Ulusal Müzesi: Troya eserleri.
Kopenhag David Müzesi: Selçuklu eserleri, Konya'dan türbe sandukası, Cizre
Camii'nin ünlü tokmağı başta olmak üzere 14 ve 16. yüzyıl çini koleksiyonu.
Daha sırada 60 bin eser var.
Yaşar Yılmaz çalışmalarını sürdürüyor.
Evet, 68 kuşağı yazmakla bitmeyecek bir destandır...
Soner YALÇIN
Tumblr media
95 notes · View notes
baskenttasarimstudyosu · 2 years ago
Text
MİM 492 I 2021-2022 Bahar Dönemi Öğrenci Projelerinden Örnekler
Stüdyo Yürütücüleri:   Prof. Dr. Nuray BAYRAKTAR,  DSÜ. Öğr. Gör. Emre ŞAVURAL,  DSÜ. Öğr. Gör. Erdal SORGUCU, DSÜ. Öğr. Gör. Gökhan AKSOY, DSÜ. Öğr. Gör. Kutlu BAL, DSÜ. Öğr. Gör. Sait Onutr EDEŞ, Arş. Gör. Simla ŞANLI
KENTSEL ÜTOPYA / KENT ENSTİTÜLERİ: BİLİM VE TEKNOLOJİ MERKEZİ
''Köy Enstitülerinden İlhamla''
MİM 492 Tasarım Stüdyosu VI (Diploma Projesi) dersinde konu başlığı ;  gençlerin yeni teknolojik olanaklarla tanışmaları ve kentle ilişkilenmeleri için yeni ortamlar oluşturmak üzere “Kent Enstitüsü” olarak belirlenmiştir.  Projelendirilecek Kent Enstitüsü aynı zamanda gençlerin kentte istihdamlarını sağlamak üzere vasıflı elemanlar olarak yetiştirilmeleri ve iş hayatına kazandırılmaları açısından da önemli  görülmektedir. Kentte yaşayan ancak kentin olanaklarından yeterince yararlanamayan gençleri teknoloji ile buluşturacak olan Kent Enstitüsü’nde ;  özellikle bilgisayar kullanımı üzerine eğitimler verilmesi, gençlerin;  bilimsel bilgi ile buluşmalarını, bilimin gündelik karşılıklarını anlamalarını , bilgiye doğrudan erişmelerini destekleyecek ve öğrencilerin ders dışı zamanlarını verimli ve üretken kullanmalarını sağlayacak olanaklar yaratılması hedeflenmiştir.  
Ankara Adliyesi, CSO  ve CerModern arasında kalan alan  Proje Çalışma Alanı  olarak seçilmiştir
İzel İşeri
Tumblr media
Musa Can Çelik
Tumblr media
Sena Nur Yılmaz
Tumblr media
Siphan Şenaslan
Tumblr media
Ali Hakan Bilgin
Tumblr media Tumblr media
Ece Atasoy
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Furkan Çalışkan
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kerem Aydın
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Melike Çelik
Tumblr media Tumblr media
Sena Kara
Tumblr media Tumblr media
0 notes
pazaryerigundem · 5 months ago
Text
BUÜ yangın hasarının boyutunu açıkladı
https://pazaryerigundem.com/haber/180299/buu-yangin-hasarinin-boyutunu-acikladi/
BUÜ yangın hasarının boyutunu açıkladı
Tumblr media
Dün saat 14:26 sularında Nilüfer İlçesine bağlı Yolçatı bölgesinde başlayarak Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) kampüsüne sıçrayan ve büyük bir alana zarar veren yangının ardından soğutma çalışmaları devam ediyor.
BURSA (İGFA) – Yangın felaketinin ardından hasar tespit çalışmaları tamamlandı.
Tumblr media
Bu kapsamda, BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ve üniversite yöneticileri Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (ULUTÖMER) bahçesinde, gelinen son durumu ve hasar tespit sonuçlarını kamuoyuyla paylaşıyor.
Tumblr media
“BUGÜN TETİKTE GEÇİYOR”
Uludağ Üniversitesine, Bursa’ya ve ülkeye geçmiş olsun dileklerini ileterek konuşmasına başlayan Rektör Yılmaz, “Yangının en az zararla atlatılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 7500 hektar civarında orman alanımız var. Burası Bursa’nın akciğerleridir. Ciğerlerimiz yanıyor. Kampüs dışında Yolçatı mevkiinde nedeni bilinmeyen nedenle yangın başladı ve ardından kampüse ulaştı. Valiliğimiz, belediyemiz, itfaiyemiz ve AFAD hızlı bir şekilde müdahaleye başladı. Yaklaşık 50 yıllık bir çam ormanınız var. Rüzgarla birlikte çok kolay tutuşan ve yangını sevk eden bir orman türüne sahibiz. Yangın taşınmaya başladı. Bakanlıklarımızın gönderdiği helikopterler, BUSKİ tarafından yapılmış olan ve kampüsümüz içerisinde ki göletten su aldılar. Hem karadan hem de havadan yoğun müdahaleler gerçekleşti. İstanbul, Balıkesir ve Yalova’dan takviyeler geldi. Alanlar açarak kampüsün içerisinde ilerlemesinin önüne geçildi. Sahada, ormanın içerisinde her yerde faaliyet devam ediyor. Soğutma çalışmaları devam ediyor. Bugün de tetikte geçireceğiz. Kabaca bir tespit yaptığımızda 766 dönüm zarar görmüş durumdadır. 131 dekar biçilmiş alan zarar gördü. Arıcılık geliştirme merkezinde 30 adet arı kovanı kaybettik fakat merkezi kurtardık. İki fakültemiz ve bir meslek yüksek okulumuz oldukça etkilendi.” dedi.
Tumblr media
TEK BİR HAYVAN KAYBI YOK
Kamuoyuna yanlış bilgi yayıldığını ifade eden Rektör Ferudun Yılmaz, “Hem Veteriner Fakültesindeki hem de Ziraat Fakültesindeki tüm hayvanları kurtardık. Dekanlarımız ve ekiplerine teşekkür ediyoruz. Tek bir hayvan kaybımız yok. Personel ve öğrenci kaybımız yok.” şeklinde konuştu.
Bursa Uludağ Üniversitesi rektörü Ferudun Yılmaz, Bursa Uludağ Üniversitesi Görükle Kampüsünde oluşan hasarı açıkladı:
Görükle Kampüsü Geneli, 766 dekar orman alanı zarar gördü. 131 dekar biçilmiş alan yandı.AGAM (Arıcılık Geliştirme Ve Uygulama Merkezi) 30 adet arı kovanı yanmıştır.Veteriner Fakültesi, 10 ton buğday, 20 ton kuru yonca, 30 ton saman, 1 adet traktör, hayvan barınakları hasarlı, Çiftlik hayvanlarında can kaybı yok, personel ya da öğrenci can kaybı yok.Ziraat Fakültesi, 80 dekarlık buğday tarlası, elma, armut, ayva, şeftali, Trabzon hurması, fındık, zeytin gibi muhtelif meyve ağaçlarından oluşan yaklaşık 2.000 ağaç bahçe tesislerindeki öğrenci eğitim uygulama binasının çatısı,Mennan Pasinli MYO (Atçılık), 2 padok alanının koruma demirleri, Yonca 1000 balya hasar gördü.
Tumblr media
Bu yangının Uludağ Üniversitesinin toplam yüzde 10’luk kısmını etkilediğini dile getiren Rektör Yılmaz şu ifadeleri kullandı:
“Bakan yardımcımız sahadaydı. Orman Bakanlığımız ile bir protokol imzalayacağız ve geri kalan alanlarımızı ilk fırsatta ekim ayında hızla ağaçlandırma kampanyalarıyla ağaçların yeniden kampüsümüze katacağız. Ormanların ayıklanması, bakımı ve ıslahı konusunda da bakanlık arkamızdadır. Yurtlarımızın etrafı yeşillikler ile kaplıdır, bir geceliğine öğrencilerimizi tahliye ettik. Bakanlığımız yine destek verdi. YÖK Başkanımız da yoğun bir şekilde takip etti. İl Gençlik Ve Spor Müdürlüğümüz çevredeki yurtları faaliyete geçirdi. Hayırlısıyla bu akşam öğrencilerimizi yurtlara davet edeceğiz. Hastanenin tahliyesi olmadı. Yangının gidişatı hastaneye doğru yönelmişti fakat hastane merkezde, ormana yakın değil. Hastanemizin kendi kriz eylem planı var. Hazır şekilde beklediler. Tedbiren taburcu ettiler fakat onun dışında bir tahliye söz konusu olmadı.”
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
hakimiyet · 3 years ago
Photo
Tumblr media
Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajı'ndan Beyşehir Gölü'ne can suyu https://ift.tt/2URoE38
Tumblr media
Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajı'ndan Beyşehir Gölü'ne can suyu Konya'nın Derebucak ilçesinde bulunan Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajı, çevresindeki ekili alanların yanı sıra Beyşehir Gölü'ne de hayat veriyor.
March 21, 2022 at 03:01PM
0 notes
mehmetkali · 3 years ago
Text
Yerli Savunma Sanayisi Ankara’da Gövde Gösterisi Yaptı https://ift.tt/2ZN8CCD
Yerli Savunma Sanayisi Ankara’da Gövde Gösterisi Yaptı
ASKERİ RADAR VE SINIR GÜVENLİĞİ ZİRVESİ – MRBS BAŞLADI:
YERLİ SAVUNMA SANAYİSİ ANKARA’DA GÖVDE GÖSTERİSİ YAPTI
3. Uluslararası Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi’nde sınır güvenliği, göçmen krizi ve yerli savunma sanayisini bekleyen fırsatlara dikkat çekildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Düzensiz göçün ve terörist sızmalarının engellenmesi başta olmak üzere sınır güvenliğimize yönelik tehditlerle mücadele etmeyi sürdürüyoruz” mesajını verdi
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir: “Erken İhbar Radar Sistemimizin ilk teslimatını önümüzdeki ay Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza yapmayı planlıyoruz. EİRS radar ailesinin yeni ürünü olan Alçak İrtifa Radar Sistemi Projesinin ilk ürününü de önümüzdeki yıl envantere alacağız” dedi
İçişleri Bakanlığı himayelerinde, Milli Savunma Bakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı’nın destekleriyle Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği – MÜSİAD Ankara Şubesi tarafından hayata geçirilen 3. Uluslararası Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi – MRBS, 5 Ekim 2021 tarihinde Hacettepe Beytepe Kongre Merkezi’nde başladı. İki gün sürecek MRBS’de sınır güvenliğinden düzensiz göçe sektörün gündemindeki birçok konu başlığı ele alınırken, yerli ve milli savunma sanayi temsilcileri de en son teknolojiyle ürettikleri ürünleri tanıttı.
MRBS, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın paylaştığı mesajla açıldı. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Yetkin, MÜSİAD Ankara Başkanı Hasan Fehmi Yılmaz ve MÜSİAD Ankara Savunma Sanayii Sektör Kurulu Başkanı Sayın Fatih Altunbaş MRBS’nin açılışında sınır güvenliği, göçmen krizi ve yerli savunma sanayisini bekleyen fırsatlarla ilgili önemli mesajlar verdi.
“MRBS’nin güvenlik birimlerimize yol gösterici olacağına inanıyorum”
MRBS’nin açılışı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gönderdiği yazılı mesaj ile şunları paylaştı: “Türkiye, tarih boyunca medeniyetlerin kavşağında yer almış, üç kıtayı birleştiren jeo-stratejik konumuyla küresel hegemonya peşinde koşan devletlerin her zaman ilgisini çekmiş bir ülkedir. Bugün de dünya siyaseti ülkemizin merkezinde bulunduğu coğrafyada şekillenmektedir. İstikrarsızlıkların ve çatışmaların yoğun olarak yaşandığı bir bölgede Türkiye, iç barışı, ekonomik gücü ve üstün askeri kabiliyetleriyle göz doldurmaktadır.
Dış politikasında “Yurtta sulh, dünyada sulh” prensibiyle hareket eden ülkemiz, dostları ve komşuları için en güvenilir ortaklardan biridir. Bu başarıda ülkemizin, bölgemizdeki mevcut sınırların korunmasına gösterdiği hassasiyetin yanı sıra hudut güvenliğine verdiği önemin de büyük payı vardır. Her vesileyle ifade ettiğimiz gibi; bizim hiç kimsenin, hiçbir ülkenin toprağında veya egemenliğinde gözümüz yoktur ve olmamıştır.
Gerek içeride attığımız adımların, gerekse yurtdışında gerçekleştirdiğimiz askeri operasyonların yegane amacı, sınırlarımızın güvenliğini garantiye alarak, böylece vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlamaktır. Uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkımız çerçevesinde yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonları da bu gayeye hizmet etmektedir.
Savunma sanayiinde geliştirdiğimiz yeni teçhizatla ülkemizi her alanda olduğu gibi sınırlarının güvenliğini tahkim etme konusunda da farklı bir yere taşıyoruz. Düzensiz göçün ve terörist sızmalarının engellenmesi başta olmak üzere sınır güvenliğimize yönelik tehditlerle mücadele etmeyi sürdürüyoruz. Bu sene yerli-yabancı geniş bir katılımla üçüncüsü düzenlenen zirvenizin bu hususta güvenlik birimlerimize katkı sunacağına ve yol gösterici olacağına inanıyorum.”
Erken İhbar Radar Sisteminin ilk teslimatı Kasım ayında yapılacak
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir şunları söyledi: “Son yıllarda başta Suriye sınırı olmak üzere ülkemizin sahip olduğu yaklaşık 3 bin kilometrelik kara sınırı, çeşitli yollarla ihlal ediliyor. Sınır hattımızın yasadışı mülteci geçişleri, terörist geçişleri ve kaçakçılık faaliyetine karşı 7/24 gözetlenmesi gerekiyor. Sınır güvenlik seviyesi yüksek olduğu takdirde bu tehditlerin oluşturduğu sorunlar minimize olacaktır. Savunma Sanayii Başkanlığı olarak bu alanda kullanıcı makamların ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda çalışmalarımız devam ediyor.
Askeri ve sivil radar sistemlerine yönelik orta ve uzun dönemdeki ihtiyaçlarımızın, yurt içinden karşılanması ve bu alanda yerli sanayiinin kabiliyetlerinin geliştirilmesi, üniversite ve araştırma kurumlarındaki bilgi birikiminin artırılarak savunma sanayii bünyesinde kullanılması büyük önem arz ediyor.
Bu kapsamda, Erken İhbar Radar Sistemimizin ilk teslimatını önümüzdeki ay Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza yapmayı planlıyoruz. Güvenlik güçlerimizin kabiliyetlerini ciddi ölçüde artıracak milli radar sistemlerimizin sayılarının önümüzdeki yıllarda arttırılmasını planlıyoruz. Ayrıca Sınır Güvenlik Sistemi Projemiz KAYI ile hudut karakollarımızda 7/24 sınır hattının izlenmesi, kontrolü ve verilerin kayıt altına alınmasına yönelik sensör sistemlerinin kurulumu ve entegrasyonu ile ilgili altyapıların hazırlanmasını sağlıyoruz. Projemiz kapsamında kameralar, kara gözetleme radarları, kablo güdümlü balon sistemi, karadan geniş alan gözetleme sistemi ve fiber optik akustik sensör başta olmak üzere birçok Alt Sistem entegre olarak kullanılıyor.
Bu sayede kesintisiz güvenlik çözümü sağlanıyor. Sahil şeridimizin güvenliği için büyük önem arz eden Sahil Gözetleme Radar Sistemi (SGRS) Projesi geliştirme faaliyetlerinde de son aşamaya gelmiş bulunmaktayız. Bu yıl içerisinde de yeni Sahil Gözetleme İstasyonlarının devreye alınması ve yeni işlevlerin hizmete açılması ile kapsamının genişletilmesini hedefliyoruz.”
Alçak İrtifa Radar Sistemi 2022’de envantere girecek
Prof. Dr. Demir sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle son aylarda ciddi bir tehdit haline gelen ve konferansta da detaylı olarak tartışılacak olan drone sistemleri de yapılan yatırımlar sonucunda yerli ve milli olarak geliştirilebiliyor.  Deniz ve hava gözetleme için kullanılan radar sistemlerimizin yanında, Hava Kuvvetlerimiz envanterinde bulunan F-16 uçaklarının ve bu yıl içerisinde teslim ettiğimiz Akıncı İHA sisteminin burun radarlarının da milli olarak geliştirilmesi faaliyetlerimiz devam ediyor.
Konvansiyonel radar sistemleri yanında elektronik harbe karşı dayanımımızı arttıracak ve görünürlüğü düşük uçakların tespitinde silahlı kuvvetlerimize destek olabilecek Pasif Radar Sistemlerine yönelik geliştirilmiş olan prototiplerin testleri bu yıl başında başarıyla tamamlanmıştır. Seri üretim için gerekli faaliyetler hâlihazırda yürütülüyor. Benzer şekilde Multistatik Radar Sistemleri için teknoloji kazanımı sözleşmemiz de geçtiğimiz ay imzalandı. Buna ek olarak, EİRS radar ailesinin yeni ürünü olan Alçak İrtifa Radar Sistemi Projesinin ilk ürününü de önümüzdeki yıl envantere alacağız.”
Savunma sanayimiz bir okul oldu
MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Yetkin, MRBS’nin açılışında şunları söyledi: “Savunma sanayimiz son yıllarda yaptığı atılımlarla ülkemizin gururu oldu ve göğsümüzü kabarttı. Savunma sanayimizdeki ilerleyiş bir çarpan etkisiyle birçok sanayi koluna da pozitif yönde ivme verdi. Savunma sanayisi ileri teknoloji ve mühendislik kabiliyetleriyle sanayimizin diğer alanları için bir okul oldu.”
Yetkin: “MÜSİAD olarak güçlü bir devlet olmamızın yolunun iktisaden de güçlü olmamızdan geçtiğine inanıyoruz. Ne zaman ekonomik olarak güçlü olmuşuz, o süreçte söz söylemişiz,  oyun kurmuşuz, oyun bozmuşuz. O süreçte bize rağmen kimse bir şey yapamamış. İşte bu yüzden, yerli ve milli üretim, hem ekonomik açıdan ��lkemizi güçlü kılacak, hem de diplomasi masasında en önemli kozlarımızdan biri olacaktır.
Savunma sanayimizdeki yerli ve milli üretimin yüzde 75’lerin üzerine çıkması, ileri teknoloji alanında kendi kendine yetebilen bir ülke konumuna gelmemiz,  hem askeri diplomaside bizleri güçlü kılıyor hem de artan tehditlere karşı hızlı refleks gösterebilmemize olanak sağlıyor. MÜSİAD ailesi olarak, 100’e yakın savunma sanayisine hizmet veren üyemizle, bu çalışmaların bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Yeni yönetim dönemimizde, ülkemizdeki yüksek teknoloji şirketlerine yatırımları artırarak devam ettirmek ve bu sektörle ilgili daha da özel bir stratejik yaklaşım geliştirmek istiyoruz” diye konuştu.
Ankara üstün teknoloji ürünleri için üs olacak
MÜSİAD Ankara Başkanı Hasan Fehmi Yılmaz ise MRBS’nin açılışında şunları söyledi: “Türkiye’deki savunma ve havacılık sanayii firmalarının yaklaşık yüzde 80’i Ankara’da. Bugün Ankara’mız savunma sanayimizin merkezi olmasının hakkını vererek, ülkemizin savunması ve sınır güvenliğinin sağlanması için üstün teknolojik ürünlerin üretildiği bir üs olarak aynı zamanda ülke ekonomisine, ihracatımıza ve istihdama katkı sağlıyor. Yerli ve milli savunma sanayi temsilcilerimizin üretim kabiliyetlerini her geçen yıl artırarak, ürünlerini tüm güvenlik birimlerimizin hizmetine sunması bizleri gururlandırıyor. Havacılık ve Uzay Organize Sanayi Bölgesi’nin de açılması ile birlikte Ankara’nın savunma sanayiinde yüksek teknolojili yerli ve milli üretimin merkezi olma hedefi daha da kuvvetlenecek.”
“Sanayicilerimiz yalnızca ellerini değil gövdelerini de taşın altına koyuyor”
Yılmaz: “Savunma sanayimizde yerlilik oranının yüzde 25’lerden yüzde 75’lere ulaşmasından son derece gurur duyuyoruz.  Bugün MÜSİAD üyesi bir çok firmamız savunma sanayii sektöründe büyük ölçekli yatırımlar yaparak, yerli ve milli üretim için ellerini değil gövdelerini taşın altına koyuyor. Sanayi işbirliği projeleriyle Ankara’nın savunma sanayiindeki gücünü artırabilir, yüksek teknolojili katma değeri yüksek ürünleri yerli ve milli olarak Ankara’da üretebiliriz. MÜSİAD olarak buna her zaman hazırız” diye konuştu.
MRBS 4 kat büyüdü
MRBS hakkında da bilgi veren Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “2018 yılında MÜSİAD Ankara olarak ilkini düzenlediğimiz zirvemiz gerek hacim, gerekse katılan firma sayısı bakımından bu yıl ilkine göre 4 kat büyüklüğe ulaştı. Zirve kısmında, alanında uzman isimler ile askeri radar ve sınır güvenliği konularındaki önemli oturumlarla sektörün nabzını tutmayı hedefliyoruz. Savunma sanayiinde öncü firmalarımız başta olmak üzere 60’tan fazla firmamız da sergi alanında ürünlerini sergileyecek. B2B görüşmeleri ile kamu ve özel sektörü bir araya getireceğiz ve yeni işbirliklerinin sağlanmasına kapı aralayacağız.”
Türkiye dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek potansiyelde
MÜSİAD Ankara Savunma Sanayii Sektör Kurulu Başkanı Sayın Fatih Altunbaş: “Türk savunma ve havacılık sanayisi, Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamak için kendi imkan ve kabiliyetleri ile çok sayıda proje ve ürün geliştirdi. Böylece sektörümüz, uluslararası arenada, askeri radar ve sınır güvenliği pazarında dikkat çekici bir oyuncu haline geldi. Savunma ve havacılık sanayisi firmaları, akademisyenler, teknoloji uzmanları ve askeri denetim ve sınır kontrolü uzmanları ile gerek ülkemizin gerekse diğer ülkelerin silahlı kuvvetlerinde, jandarma ve polis teşkilatında görevli karar vericilerini bir araya getiren MRBS, bu önemli meseleye kamuoyunun dikkatini de çekmeyi başardı.
Öncelikle kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak için geliştirdiğimiz teknoloji ve çözümler, dost ve müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelik ve potansiyeldedir. Bu platform sayesinde, bu potansiyeli uluslararası arenada gösterme fırsatını da yakaladığımızı, bugün burada çok daha net olarak görüyoruz. 22 ülkeden katılımın olduğu ve bu yıl uluslararası kimliği daha da güçlenen MRBS’nin ihracatımızın artıracağı ve ülkemiz ekonomisine  büyük katkı sağlayacağı; aynı zamanda dost ve müttefik ülkelere de katma değer sağlayacağı aşikârdır” diye konuştu.
MRBS’den Satır Başları:
MRBS’de yerli ve milli savunma sanayinin en yeni projeleri de sergileniyor. TUSAŞ, Roketsan, Havelsan, STM, Turaç, Scandium, Aselsan, BMC, HTR, ISISO, Kedacom, Yayla ve Robit Teknoloji gibi sektörün önde gelen birçok firması en son teknolojiyle ürettiği yeni projelerini MRBS’de tanıttı.
Türk savunma sanayisinin en son teknolojiyle üretilmiş ürün ve çözümlerini incelemek için ABD, Avusturya, Azerbaycan, Bosna Hersek, Burundi, Danimarka, Endonezya, Filistin, Fransa, Güney Sudan, İspanya, Japonya, Kazakistan, KKTC, Kongo, Kosova, Pakistan, Sırbistan, Sri Lanka, Ukrayna ve Ürdün başta olmak üzere 22 ülkeden ziyaretçiler MRBS’ye katıldı.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3ixRmrN via IFTTT
0 notes
turkiyehaberi · 3 years ago
Link
Rektörümüz Prof. Dr. Mutlu Türkmen, Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Can, Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü...
0 notes
bulancakajans-blog · 3 years ago
Text
Ünlü, Sergi ve Kafe Açılışı Yaptı
Ünlü, Sergi ve Kafe Açılışı Yaptı
Vali Ünlü, 3 Aralık Cuma günü Saat:14.00’de Can Akengin Sanat Galerisi’nde Giresun Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünde kalan engelli bireylerimizin ve Özel Eğitim Okulları’nın yapmış olduğu ürünlerden oluşan El Sanatları sergisinin açılışını yaptı. Açılış öncesinde engelli bireylerimizin hazırlamış olduğu koro ve semazen gösterileri yapıldı.  Sergi, Giresun Bakım ve Rehabilitasyon…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
baskenttasarimstudyosu · 4 years ago
Text
MİM 292 I 2019-2020 Bahar Dönemi Öğrenci Projelerinden Örnekler
Ders Yürütücüleri: Prof. Dr. Şule TAŞLI PEKTAŞ, Dr. Öğ. Üy. Müge BAHÇECİ, Öğ. Gör. Seçil ÖZCAN, DSÜ Öğ. Gör. Aysu SAGUN KENTEL, DSÜ Öğ. Gör. Zuhal EKİNCİ, Ar. Gör. Hüma TÜLCE UMAN
 MİM 292 Tasarım Stüdyosu II dersinin 2019-2020 Bahar Dönemi mimari proje konusu,  2021 Unesco Yunus Emre Yılı- Yunus Emre’nin Vefatının 700. Yıl Dönümü (1321) olarak kutlanması kapsamında, Yunus Emre’nin mezarının bulunduğu Eskişehir Mihalıççık ilçesine bağlı Yunus Emre Beldesi’nde yapılacak “Yunus Emre Sanat Merkezi ve Kütüphanesi” olarak belirlenmiştir. Söz konusu tasarım konusunun, Türk tasavvuf edebiyatı sahasında kendine has bir tarzın kurucusu olan şair ve Sufi filozof Yunus Emre’nin, hâlihazırda mezarının bulunduğu alanda, onun kimliğini ve eserlerini sergilemeyi olanaklı kılan bir program çerçevesinde ele alınması amaçlanmıştır.
Sena Nur Yılmaz 
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Yavuz Cevher
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Esra Akın
Tumblr media Tumblr media
Şevval Karaca
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Yağmur Çimşit
Tumblr media Tumblr media
Serenay Yurdakul
Tumblr media
Nazlı Zeynep Köse
Tumblr media
Musa Can Çelik
Tumblr media Tumblr media
0 notes
pazaryerigundem · 5 months ago
Text
BUÜ yangın hasarının boyunu açıkladı
https://pazaryerigundem.com/haber/180257/buu-yangin-hasarinin-boyunu-acikladi/
BUÜ yangın hasarının boyunu açıkladı
Tumblr media
Dün saat 14:26 sularında Nilüfer İlçesine bağlı Yolçatı bölgesinde başlayarak Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) kampüsüne sıçrayan ve büyük bir alana zarar veren yangının ardından soğutma çalışmaları devam ediyor.
BURSA (İGFA) – Yangın felaketinin ardından hasar tespit çalışmaları tamamlandı.
Tumblr media
Bu kapsamda, BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ve üniversite yöneticileri Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (ULUTÖMER) bahçesinde, gelinen son durumu ve hasar tespit sonuçlarını kamuoyuyla paylaşıyor.
Tumblr media
“BUGÜN TETİKTE GEÇİYOR”
Uludağ Üniversitesine, Bursa’ya ve ülkeye geçmiş olsun dileklerini ileterek konuşmasına başlayan Rektör Yılmaz, “Yangının en az zararla atlatılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 7500 hektar civarında orman alanımız var. Burası Bursa’nın akciğerleridir. Ciğerlerimiz yanıyor. Kampüs dışında Yolçatı mevkiinde nedeni bilinmeyen nedenle yangın başladı ve ardından kampüse ulaştı. Valiliğimiz, belediyemiz, itfaiyemiz ve AFAD hızlı bir şekilde müdahaleye başladı. Yaklaşık 50 yıllık bir çam ormanınız var. Rüzgarla birlikte çok kolay tutuşan ve yangını sevk eden bir orman türüne sahibiz. Yangın taşınmaya başladı. Bakanlıklarımızın gönderdiği helikopterler, BUSKİ tarafından yapılmış olan ve kampüsümüz içerisinde ki göletten su aldılar. Hem karadan hem de havadan yoğun müdahaleler gerçekleşti. İstanbul, Balıkesir ve Yalova’dan takviyeler geldi. Alanlar açarak kampüsün içerisinde ilerlemesinin önüne geçildi. Sahada, ormanın içerisinde her yerde faaliyet devam ediyor. Soğutma çalışmaları devam ediyor. Bugün de tetikte geçireceğiz. Kabaca bir tespit yaptığımızda 766 dönüm zarar görmüş durumdadır. 131 dekar biçilmiş alan zarar gördü. Arıcılık geliştirme merkezinde 30 adet arı kovanı kaybettik fakat merkezi kurtardık. İki fakültemiz ve bir meslek yüksek okulumuz oldukça etkilendi.” dedi.
Tumblr media
TEK BİR HAYVAN KAYBI YOK
Kamuoyuna yanlış bilgi yayıldığını ifade eden Rektör Ferudun Yılmaz, “Hem Veteriner Fakültesindeki hem de Ziraat Fakültesindeki tüm hayvanları kurtardık. Dekanlarımız ve ekiplerine teşekkür ediyoruz. Tek bir hayvan kaybımız yok. Personel ve öğrenci kaybımız yok.” şeklinde konuştu.
Bursa Uludağ Üniversitesi rektörü Ferudun Yılmaz, Bursa Uludağ Üniversitesi Görükle Kampüsünde oluşan hasarı açıkladı:
Görükle Kampüsü Geneli, 766 dekar orman alanı zarar gördü. 131 dekar biçilmiş alan yandı.AGAM (Arıcılık Geliştirme Ve Uygulama Merkezi) 30 adet arı kovanı yanmıştır.Veteriner Fakültesi, 10 ton buğday, 20 ton kuru yonca, 30 ton saman, 1 adet traktör, hayvan barınakları hasarlı, Çiftlik hayvanlarında can kaybı yok, personel ya da öğrenci can kaybı yok.Ziraat Fakültesi, 80 dekarlık buğday tarlası, elma, armut, ayva, şeftali, Trabzon hurması, fındık, zeytin gibi muhtelif meyve ağaçlarından oluşan yaklaşık 2.000 ağaç bahçe tesislerindeki öğrenci eğitim uygulama binasının çatısı,Mennan Pasinli MYO (Atçılık), 2 padok alanının koruma demirleri, Yonca 1000 balya hasar gördü.
Tumblr media
Bu yangının Uludağ Üniversitesinin toplam yüzde 10’luk kısmını etkilediğini dile getiren Rektör Yılmaz şu ifadeleri kullandı:
“Bakan yardımcımız sahadaydı. Orman Bakanlığımız ile bir protokol imzalayacağız ve geri kalan alanlarımızı ilk fırsatta ekim ayında hızla ağaçlandırma kampanyalarıyla ağaçların yeniden kampüsümüze katacağız. Ormanların ayıklanması, bakımı ve ıslahı konusunda da bakanlık arkamızdadır. Yurtlarımızın etrafı yeşillikler ile kaplıdır, bir geceliğine öğrencilerimizi tahliye ettik. Bakanlığımız yine destek verdi. YÖK Başkanımız da yoğun bir şekilde takip etti. İl Gençlik Ve Spor Müdürlüğümüz çevredeki yurtları faaliyete geçirdi. Hayırlısıyla bu akşam öğrencilerimizi yurtlara davet edeceğiz. Hastanenin tahliyesi olmadı. Yangının gidişatı hastaneye doğru yönelmişti fakat hastane merkezde, ormana yakın değil. Hastanemizin kendi kriz eylem planı var. Hazır şekilde beklediler. Tedbiren taburcu ettiler fakat onun dışında bir tahliye söz konusu olmadı.”
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes