#Mimari Kültür

[kevkebus-subh]

“Türkler evlerini yaşamak için yaparlar. O yüksek duvarların arkasında gerçekten yaşadıkları kendi hayatları vardır. Batıdaki gibi başkalarına göstermek için ev yapmazlar…”

Kaynak: Akif Emre / Göstergeler / Sayfa 120

[dokmimarlik]

Habitat 67 -Volumetric Spaciousness

[nevzatboyraz44]

Fethiye'deki "Hayalet köy" turistlerin ziyaretleriyle canlanıyor

Muğla'nın Fethiye ilçesinde yıllar önce terk edildiği için "hayalet köy" olarak da anılan ve kesin korunacak hassas alanlar arasında bulunan Kayaköy, ziyaretçilerin dikkatini çekiyor.

Geçen yıl ağırladığı 101 bin 868 misafirle Muğla`da en çok ziyaretçi ağırlayan ikinci ören yeri ünvanına sahip Kayaköy`de yaklaşık 400 ev, 2 kilise ve şapeller bulunuyor.

Kayaköy, bölgeye düzenlenen turlara katılanların ve turistlerin uğrak noktası oluyor.

"Hayalet köy"deki tarihi yapılar, ziyaretçilerini adeta geçmişe yolculuğa çıkarıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolünde biletle giriş yapılan Kayaköy, Fethiye Müze Müdürlüğünden edinilen bilgiye göre 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde 4 bin kişiyi ağırladı.

"Binlerce turisti Fethiye`de ağırladık"

Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, ilçenin tanıtımı için yurt içi ve dışında birçok fuara katıldıklarını söyledi.

Fethiye`nin bu yıl da yerli ve yabancı turistlerin gözde tatil merkezi konumunda yer aldığını ifade eden Karaca, "Fethiye farklı turizm destinasyonlarıyla herkesin tatilini yapabileceği ender bir turizm merkezi haline geldi.

Bayram tatili dolu dolu geçti.

Binlerce turisti Fethiye`de ağırladık.

İlçede deniz kum güneşin yanında ören yerlerinde de kültür turizmi için gelen misafirlerimizi ağırladık.

Geçmiş yıllarda en çok ziyaret edilen yerlerden olan Kayaköy`e bayramda 4 bin kişi geldi." dedi.

Karaca, belediye ve paydaşlarla Fethiye`de turizmi 12 aya yaymak için çalışmalar yaptıklarını anlattı.

Cumhuriyet döneminden önce Kayaköy`de gazete çıkarıldığını belirten Karaca, "Kayaköy dağın yamacında ve birbirinin manzarasını kesmeyen yapılardan oluşuyor.

Tarım alanının işgal edilmediği bir bölge.

Bizler de bölgenin korunması için koruma amaçlı imar planıyla ilgili beş yıldır mücadele veriyoruz.

Bu çalışmayı bakanlığımızla birlikte başlatıyoruz." ifadelerini kullandı.

Karaca, mübadeleyle bölgeden ayrılan Rumlarla dostluğun sürmesi için bölgede dostluk ve barış festivalleri düzenlediğini kaydetti.

"Burayı herkesin gelip görmesi gerekir"

Ailesiyle Bursa`dan tatile gelen Turgay Kılınç ise ören yerine girer girmez hayran kaldığını, şimdiye kadar gelmemiş olmanın pişmanlığını yaşadığını söyledi.

Evlerin dağın yamacına kurulu olduğunu, ovanın ise üretim amacıyla kullandığını dile getiren Kılınç, "Eskiler doğaya uyum sağlamış biz ise doğayı kendimize uydurmaya çalışıyoruz.

Eskiler çok doğru yapmış. Burayı herkesin gelip görmesi gerekir.

Evler birbirinin açısını kapatmayacak şekilde yapılmış. Mimari ustalık." dedi.

"Herkesi ağırlamak için can atıyoruz"

Kayaköy`de restoran işleten Süleyman Çoban, ören yerine gelen turistlerin bölge esnafına ve halka ciddi ekonomik katkı sağladığını belirtti.

"Hayalet köy" olarak bilinen Kayaköy`ün ziyaretçilerle canlandığını vurgulayan Çoban, "Bölge Likya Yolu güzergahında da kalıyor.

Buraya gelenler zaman zaman burada konaklayabiliyor.

Eylülde ve sezonda Kayaköy yoğun ziyaretçi alıyor.

Burada herkesi ağırlamak için can atıyoruz." diye konuştu.

5 bin yıllık geçmişi var

Bir tepenin yamacına kurulmuş, Rumların döneminden kalma Kayaköy`ün geçmişi, milattan önce 3000`lere kadar uzanıyor.

Kurtuluş Savaşı sonrası 1923 yılındaki mübadele anlaşmasıyla terk edilen ve Türklerin yaşamaya başladığı köy, 1957`deki Fethiye depreminden etkilenmişti.

Bölgedeki evlerin hasar görmesinin ardından köydeki yerleşik yaşam da sona ermişti.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca Kayaköy Ören Yeri olarak turizme kazandırılan köy, yerli ve yabancı ziyaretçilerin dikkatini çekiyor.

[visalebeskal-a]

altunizade'den metrobüsle zincirlikuyu'ya gittim. metroya indim. acayip bir kalabalık vardı. dedim mecidiyeköy'den metroya bineyim geri metrobüse döndüm bi baktım ters yöne binmişim (hafif bi tebessüm) tecelliye tabiyiz oyna devam. 2. kez köprüden geçtim dedim bari ineyim şu camiye hiç gitmemiştim gittim. sadelik, hatlar, mimari falan filan mini bi kültür&sanat turu. geri döndüm 3. kez köprüden geçtim ve vezneciler varış. cami de camiymiş ha

[korayaker]

Kuzguncuk’taki Bağlarbaşı Korusu içinde yer alan Abdülmecid Efendi Köşkü, 1880-1885 aralığında İsmail Paşa tarafından yaptırılan bir av köşkü.

İsmail Paşa bu köşkü oğlu Tevfik Paşa için yaptırmış. Her ne kadar mimari kesin olarak bilinmese de Levanten mimar Alexandre Vallaury tarafından yapıldığı düşünülüyor.

200 dönümlük bir korunun içinde yer alan Abdülmecid Efendi Köşkü, mermer havuzlu büyük salonu, verandasında yer alan işlemeleri, panolarında yer alan altın kalem işi süsleri, çini panoları, pencere vitrayları ve şömineleri ile oldukça etkileyici bir köşk.

Abdülmecid Efendi Köşkü, sahibi İsmail Paşa’nın vefatından sonra Sultan Abdülhamit tarafından satın alınmış ve Şehzade Abdülmecid’e tahsis edilmiş.

Köşkü yazlık köşk olarak kullanmaya başlayan sanatsever Şehzade Abdülmecid, burayı adeta sanat ve kültür merkezi olarak kullanmış. Dönemin sanatçıları, edebiyatçıları çini döşeli verandada toplanıp uzun uzun sohbetler ederlermiş. Çarşamba günleri Şehzadenin burada resim yaptığı da söyleniyor.

Köşkün ünlü “Aşk Çeşmesi” adlı manzara resmi, 1900’lerin başında Şehzade tarafından Hüseyin Avni Lifij’e yaptırılmış. Resimde mermer çeşme başında sohbet eden renkli kıyafetleriyle kadın figürleri tasvir edilmiş.

Şehzade Abdülmecid’in 4 Temmuz 1918’de veliaht ilan edilip Dolmabahçe Sarayı’nın Veliaht Dairesi’ne yerleşmesiyle Abdülmecid Efendi Köşkü uzunca bir süre boş kalmış.

İkinci Dünya Savaşı zamanında askerlerin kaldığı köşkün çinileri bu süreçte deforme olmuş ve sonradan Kütahya’da tekrardan çiniler yapılmış.

Harem binası her ne kadar günümüze ulaşamamış olsa da 1987-1988’de restore edilen bu üç katlı selamlık binası şu anda Koç Topluluğu‘na bağl-

Kuzguncuk-Üsküdar

[haziranzede]

taşra, kasaba, köy kültür ve ahlakı ile şehirde yaşamak.

köyden şehre gelenler Osmanlı zamanında ustaları tarafından ahi sistemi içinde, tekkelerde İslami terbiye le terbiye ediliyorlardı. bugün ise ikiside yok malesef. tekkeler kapatıldı, sonrasında yaşamları sürdürseler dahai büyük bir dönüşüm yaşadılar.

bugün şehre gelenler köydeki o dar çevrelerini şehirde devam ettiriyor. aynı mahallelerde oturuyorlar, aynı çevre ile evlenip, aynı çevrede çalışıyorlar. başka çevre görmedikleri için herkesde aynı kültürden oldugu için kimse davranışlarını yadırgamıyor ve onlarda değişmek zorunda kalmadan yaşamlarına devam ediyorlar.

belki hayatı boyunca köyü olmamış insanlar köy kültür nedir bilmiyor olabılır. belki biraz köy kültürünü anlatmak faydalı olur.

köyler kendi içinde yaşanan, çevreye kapalı yapılar. hayatı boyunca tarla, traktör ve en yakın yerdeki pazar dışında birşey görmemiş insanlar. parayı çopu görmemiştir, gören ise son 20 30 yıldır gördüğü için paranın nasıl kullanılacağını bilmezler. savaşdan kalan kıtlık bilinçi ile sürekli bırıktırırler. sürekli yenş şeyler alır ve onun borcunu ödemek için uğraşırlar. ülkedeki bir çok emeklinin üzerinde kredi borcu vardır. ülke en çok kredi nüfusa oranla Anadolu'da alındıgını düşünüyorum.

yeni şeyleri anlamaya, tanımaya çok çok kapalılardır. sabit fikirlilerdir. tek doğrunun kendilerinin oldugunu düşünürler. başka kültürlerle tanışmadıkları için her duruma şaşırırılar, yargılarlar ve doğru söz adı altında patavazsızlıkla karşıdaki insanları kırarlar. insanları kırmak, ayıplamak, yargılamak onlar için çok çok normaldir. köylerden sınav birincisi cıkabılır fakat gerçek entellektuel çıktığı pek görülmez. köylü olup, şehre gelip entellektuel birikimini geliştirenler vardır, ama köyde kalıpda entellektüel bilincini geliştiren yoktur. bu kapalı çevre de farklı olmaya asla izin vermezler. kural koyucu olan insanların herkese ve herşeyi eleştirme hakkı vardır. köyün iklim ve konumuna göre bu kurallar sertleşip yumuşaya bilir.

obnu haldunun dediği gbi insanların yaşadığı iklim, coğrafya insanların karakterini, yaşam şeklini etkiler.

köylerde insanı değerli kalan en önemli unsur para ve paraya bağlı olarak mülkdür. çok dar kafaya sahip olan bu insanların sanıldıgı gbi derin bir irfanı yada fikir dünyası yoktur. düşünmeye, estetiğe dair hiç bir kaygı ve emekleri yoktur. estetik onlar için gereksizdir, önem vereni de anlayamazlar. bir durumun işlevine odaklanırlar. mimari olarak çok zayıf, estetikten uzak, ucube gibi yapılar yaparlar. onlar için yaoının estetiğinde, mimarisinden önce işlevi gelir.

bölgesel olarak Anadolu da farklı çarpılıklar ortaya çıkmıştır ama bunlar isnisna oldugu için üzerinde durmayacağim.

[rpgkroywen]

DUYURU

Prythian’a beş yeni kent eklenmiştir. 

Cretea

Farklı dağların tepelerine kurulmuş bu şehir, birbirine köprüler ile bağlı olan merkezlerin etrafında yaşar. Soylular ve sıradan faeler, zengin ve fakir, hayatlarının hikayelerini canlandırırken tembelleştiler ve ter döktüler, hükmettiler ve kan döktüler. Tüm dünyadan gizlice, yanılsama duvarlarının arkasında yaşadığı, içeriye girip çıkmanın neredeyse imkansız olduğu bir krallık.

Montesere

Özenle hazırlanmış bir limanın kıyısına inşa edilmiştir. Zarafeti, şehri bugünkü haline getirmeye yardımcı olan bozulmamış gökyüzü fonuyla eşleşiyor. Bu gökyüzünün getirdiği iklim büyük önem taşıyordu, ancak binaların büyük çoğunluğu sanki üzerlerindeki mavi gökyüzüne ulaşmak istercesine büyük yüksekliklere inşa edildiğinden, mimari tasarımlar söz konusu olduğunda da etkiliydi. Pek çok yeni kültür sadece mimariye değil, şehrin kimliğine de damgasını vurdu. Gerçekten damgasını vuran bu çok kültürlü kimliktir. Yüzlerce taverna, han ve liman çok sayıda yemek seçeneği sunar ve başka bir şeye aç olanlar sanatın, gezinin veya diğer birçok eğlence mekanından birinin tadını çıkarabilirler.

Vallaan

Bir nehir labirentinin kıyıları boyunca inşa edilmiştir ve gerçekten mütevazı bir ticaret merkezidir. Cazibesi, şehri bugünkü haline getirmeye yardımcı olan karlı dağların zemini ile eşleşiyor. Bu dağların getirdiği kaynaklar büyük önem taşıyordu, ancak binaların büyük çoğunluğu dağlarda bulunan şekil ve unsurlarla tasarlandığından mimari tasarımlara geldiğinde de etkiliydi.

Rask

Tehlikeli bir ormanın merkezine inşa edilmiştir ve gerçekten eski bir ticaret merkezidir. Görünümü, şehri bugünkü haline getirmeye yardımcı olan yeşil, verimli tarlaların zemini ile uyumludur. Bu alanların getirdiği iklim büyük önem taşıyordu, ancak binaların büyük çoğunluğu tarlaların açıklığını taklit etmek için bol miktarda büyük pencerelerle inşa edildiğinden mimari tasarımlar söz konusu olduğunda da etkiliydi.

Xian

Geniş bir bataklığın merkezinde inşa edilmiştir. Bitki örtüsünün ıssız olduğu kurak vahada bulunan bir kasabadır. Xian, büyük bir su vahası etrafında büyüdü. Cazibesi, şehrin bugünkü haline gelmesine yardımcı olan bayoudan alıyor. Bu alanların getirdiği zenginlikler büyük önem taşıyordu, ancak binaların büyük çoğunluğu çevrelerindeki alanların açıklığını ve genişliğini taklit etmek için çok sayıda açık unsurla inşa edildiğinden mimari tasarımlar söz konusu olduğunda da etkiliydi.

[haber-euro-turk]

Atatürk Köşkü yılın ilk yarısında 95 bin ziyaretçi ağırladı

Büyükşehir Belediyesi mülkiyetinde ve özel müze statüsünde olan köşk, Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun Eylül 2022’de onayladığı restorasyon projesi doğrultusunda tadilata alındı. Binanın mimari ve sanatsal özellikleri açısından titizlikle yürütülen çalışmaların yaklaşık 1 yılda tamamlanmasıyla köşk, Cumhuriyetin 100. yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuyla yeniden…

[pazaryerigundem]

Selendili kadınlar Manisa’nın tarihine yolculuk etti

https://pazaryerigundem.com/haber/187331/selendili-kadinlar-manisanin-tarihine-yolculuk-etti/

Selendili kadınlar Manisa’nın tarihine yolculuk etti

Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Adım Adım Manisa projesi, Manisalı kadınları kentin zengin tarihiyle buluşturmaya devam ediyor. Bu kapsamda Manisa’nın en uzak ilçelerinden biri olan Selendi’den il merkezine gelen 83 kadın şehrin doğal ve tarihi güzellikleri ile tanışma fırsatı buldu.

MANİSA (İGFA) – Manisa Büyükşehir Belediyesi sosyal belediyecilik anlayışından yola çıkarak Adım Adım Manisa projesini hayata geçirdi. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı, düzenlenen projeyle il genelinde yaşayan kadınların toplumsal yaşama katılımını arttırmayı ve kentte bulunan doğal ve tarihi güzellikleri daha yakından tanımasını sağlamayı hedefliyor. Adım Adım Manisa projesinin kültür turlarına Manisalı kadınlar, ücretsiz olarak katılabiliyor. 

Kültür turları kapsamında Selendi ilçesinden Manisa’ya gelen 83 kadın, kentin müzelerinden doğal güzelliklerine, mesire alanlarından tarihi eserlerine pek çok noktasını doyasıya gezdi.

Selendi’den gelen 83 kadından oluşan kafile, Hanımlar Aile Çay Bahçesi’nde yapılan kahvaltının ardından kültür turuna başladı. Sonrasında Tıp Tarihi Müzesi’ne ve Uluslararası Mesir Macunu Festivali’ne ev sahipliği yapan Hafsa Sultan Camii’ne gidildi. Kafileye Sultan Camii’nin ve Tıp Tarihi Müzesi’nin tarihteki yerine ilişkin bilgiler verildi. Gezinin bir sonraki durağı ise Muradiye Camii oldu. Ortaya koyduğu eserlerle dünya mimari tarihine damgasını vuran Mimar Sinan’ın Ege Bölgesi’ndeki tek eseri olma özelliğini taşıyan Muradiye Camii de ziyaret edildi. Ardından ziyaretçilerine muhteşem Manisa manzarasını izleme imkanı sunan Mevlevlihane’ye ve Manisa’da bulunan çeşitli eserlerin maketlerinin yer aldığı Şehzadelerpark’a gidildi. MASKİ Genel Müdürlüğü yemekhanesinde öğle yemeği için ara verildi.

KADIN BULUŞMASI ŞÖLENE DÖNÜŞTÜ

Kafile, MASKİ Genel Müdürlüğü’ndeki öğle yemeğinin sonrasında müzik eşliğinde eğlenceli bir mola vermek amacıyla Süreyya Tabiat Parkı’na geçti. Aynı zamanda Süreyya Tabiat Parkı’nda Manisa Büyükşehir Belediyesi ile Yunusemre Belediyesi işbirliğinde Çarşamba günleri düzenlenen Kadın Buluşması da vardı. Selendili Kadınlar ile Kadın Buluşmasının katılımcıları bir araya gelince Süreyya Tabiat Parkı’ndaki mola adeta şölene dönüştü. Etkinliklerin katılımcıları müzik eşliğindeki yöresel oyun havalarıyla eğlendi.

Süreyya Tabiat Parkı’nda verilen eğlenceli molanın ardından Osmanlı Müzesi’ne de gidilerek, müze içerisindeki eserler incelendi. Son olarak Manisa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Çanakkale Müzesi ile Atatürk Sergi Salonu ziyaret edilerek gezi sona erdi.

Manisa’yı adım adım gezen Selendi kadınlar, yapılan kültür turuna ilişkin şunları söyledi.

“ÇOK GÜZEL BİR ORGANİZASYON YAPILMIŞ, ÇOK MEMNUN OLDUK” Beyhan Maydın, organizasyonun çok güzel olduğunu ve hiçbir eksiğin bırakılmadığını belirtti. Maydın, “Çok güzel bir organizasyon yapılmış, çok memnun olduk. Başkanımız Sayın Ferdi Zeyrek’e çok teşekkür ediyoruz. Her yeri, müzelerin hepsini bize gezdirdiler. Sabah kahvaltısı ayrı öğle yemeği ayrı, susuz bırakmadılar, çaysız bırakmadılar. Hiçbir eksik bırakılmamış. Her şey tamamdı. Çok memnunuz, bütün arkadaşlarımız da memnun. Kadın Buluşması da çok güzeldi. O da ayrı olarak düzenlenmiş. Çok hoş olmuş. Bütün bayanların da hoşuna gitti. Herkesi coşturdu. Onun için de çok teşekkür ederiz. Çanakkale Müzesi’nden çok etkilendim. Burası da çok duygusal bir yerdi. Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ederim” dedi.

“60 YAŞIMA GELDİM AMA BURALARA GELEMEMİŞTİM” Fadime Utangan gezilen yerlerden çok etkilendiğini vurgulayıp şunları dile getirdi: “Bu tarihi yerleri görme imkanımız yoktu. 60 yaşıma geldim ama buralara gelememiştim. Güzel bir şekilde gezdik. Gittiğimiz yerlerden de çok etkilendim. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e çok teşekkür ederim. Kendisini çok seviyoruz. Çok arkasındayız. Desteklerimiz de hep üstünde. Her yer çok güzeldi. Osmanlı Müzesine bayıldım. Tarih kokuyordu.”

“MANİSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYEMİZİN SAYESİNDE HER YERİ GÖRDÜK” Makbule Güler Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen kültür turundan çok memnun kaldığını kaydetti. Güler, ”Müzelerimizi, tarihi yerlerimizi gezdik. Hepsinden çok memnun kaldık. Aslen Manisalıyız ama buraları bilmiyorduk. Manisa Büyükşehir Belediyemizin sayesinde her yeri gördük” diye konuştu.

BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.

[yenihabergazetesi]

Yarışma ile  ilgili  bilgi  ve  şartname

Kültür ve Turizm Bakanlığınca fotoğraf sanatçılarının çalışmalarını desteklemek, ülkemizin doğal güzelliklerini ve kültürel mirasını belgelemek ve gerektiğinde uluslararası platformlarda da sergilemek amacıyla “İnsan ve  Yaşam”,  “Tarihi  Mekanlar  ve  Mimari  Eserler” ile  “Tabiat  ve  Doğal  Hayat” kategorilerinde   “22.Devlet  Türk Sanatları  Yarışması”  düzenlenecektir. Yarışma ile  ilgili …

[arkhestone]

Doğal tuğlaların kullanımı, ev ve iş yerlerinde sıcak ve doğal bir atmosfer yaratmak için mükemmel bir seçenektir. Bu tuğlalar, estetik görünümleri ve dayanıklılıkları ile bilinir. Doğal tuğlalar, çeşitli renk ve dokularda bulunabilir, bu da onları her türlü dekorasyon tarzına uyumlu hale getirir. Ayrıca, çevre dostu olmaları ve enerji tasarrufu sağlamaları, onları sürdürülebilir bir seçenek yapar.

Kültür tuğlası, dekoratif amaçlarla kullanılan ve çeşitli tasarım seçenekleri sunan özel tuğlalardır. Arkhestone olarak, geniş bir kültür tuğlası yelpazesi sunuyoruz. Bu tuğlalar, iç ve dış mekanlarda kullanılabilir ve mekana rustik bir hava katabilir.

Kültür tuğlası modelleri arasında en popüler olanları şunlardır:

Rustik Tuğlalar: Eski taş evlerin havasını yansıtan, doğal ve pürüzlü yüzeylere sahip tuğlalardır.

Modern Tuğlalar: Düz ve temiz hatlara sahip, modern mimari ile uyumlu tuğlalardır.

Antik Tuğlalar: Tarihi yapıları andıran, eski ve aşınmış görünüme sahip tuğlalardır.

Bu modeller, mekanlara karakter ve derinlik katmak için mükemmeldir. Arkhestone olarak, her türlü dekorasyon ihtiyacınıza uygun kültür tuğlası modelleri sunuyoruz. Mekanınızı kişiselleştirmek ve benzersiz kılmak için kültür tuğlalarını tercih edebilirsiniz. Hangi modeli seçerseniz seçin, kültür tuğlaları ile mekanınıza sıcaklık ve zarafet katabilirsiniz.

[dokmimarlik]

Der Einfluss des Bauhauses auf das Design

[darkyayincilik]

Kadıköy’ün “Kod Kaptanları” Geleceğe Hazırlanıyor

İSTANBUL- Kadıköy Belediyesi Halis Kurtça Çocuk Kültür Merkezi bünyesinde devam eden Kodlama Takımı Atölyesi’nde teorik ve uygulamalı eğitim alan çocuklar, ilk uygulamalarını tasarlamaya başladı. Kod Kaptanları adı verilen bu teknoloji takımı, mobil uygulama geliştirme, üç boyutlu tasarım ve robotik kodlama gibi birçok başlıkta eğitimler alıp çalışmalar yapıyor. Çocuk dostu mimari yaklaşım, çocuk…

[fiyatinedir]

Tüm Detaylarıyla Central Park: Şehrin Kalbinde Yeşil Bir Cennet

Central Park, New York City'nin kalbinde, beton ormanın ortasında yeşil bir nefes alma alanı olarak yükselir. Dünyanın en ikonik parklarından biri olarak kabul edilen Central Park, sadece bir doğa rezervi değil, aynı zamanda şehrin ruhu ve karakterinin bir yansımasıdır. Geniş çayırları, göz alıcı göletleri, özenle düzenlenmiş bahçeleri ve heykelleriyle park, hem yerel sakinlerin hem de dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin kaçış noktasıdır. Ancak Central Park sadece bir yeşil alan değil; aynı zamanda tarih, kültür, sanat ve eğlenceyle dolu zengin bir mirasa da ev sahipliği yapar. Bu makalede, Central Park'ın benzersiz güzelliklerini keşfedecek, tarihini ve önemini inceleyecek ve şehir yaşamına kattığı değerleri detaylı bir şekilde ele alacağız.

Tarihi Arka Plan: Central Park'ın Doğuşu ve Gelişimi

Central Park'ın Doğuşu ve Gelişimi Central Park'ın hikayesi, 19. yüzyılın ortalarına, New York'un hızla büyüdüğü ve sanayi devriminin etkisiyle yoğunlaşan bir zamana uzanır. O dönemde, şehir nüfusu hızla artıyor, ancak doğal alanlar ve yeşil alanlar giderek azalıyordu. 1850'lerin başında, New York şehrinin liderleri, insanların nefes alabileceği ve doğayla iç içe olabileceği bir alan yaratma ihtiyacını fark ettiler. Bu ihtiyaç, şehir planlamacısı Frederick Law Olmsted ve mimar Calvert Vaux'un ortak projesiyle karşılandı. Olmsted ve Vaux, 1858'de düzenlenen bir yarışmada Central Park'ın tasarımını sunarak kazandılar. Tasarımları, parkın doğal manzaralarını ve insanların dinlenip eğlenebileceği alanları bir araya getirerek, şehrin karmaşasından kaçış sağlayacak bir ortam oluşturmayı amaçlıyordu. Bu proje, sadece yeşil bir alan olmaktan çok daha fazlasıydı; aynı zamanda sosyal ve ekonomik açıdan çeşitli katkılar sağlayacak bir merkez olarak da planlanmıştı. Central Park'ın inşası, Amerikan İç Savaşı döneminde bile devam etti ve 1873'te resmi olarak tamamlandı. Park, zamanla çeşitli değişiklikler ve eklemelerle gelişti, ancak orijinal tasarımın ruhu ve amacı her zaman korundu. Günümüzde, Central Park, New York City'nin simgelerinden biri haline gelmiş durumda ve sadece yerel halk için değil, dünya çapında milyonlarca ziyaretçi için de bir cazibe merkezi olarak varlığını sürdürmektedir.

Mimarlık ve Peyzaj: Central Park'ın Benzersiz Tasarımı

Central Park'ın Benzersiz Tasarımı Central Park'ın tasarımı, mimari ve peyzaj sanatının muhteşem bir buluşması olarak kabul edilir. Parkın planlanması ve düzenlenmesi, doğal öğelerin insan yapımı yapılarla nasıl uyum içinde olduğunu gösteren çarpıcı bir örnektir. Parkın tasarımı, manzaranın dikkatlice düzenlenmesiyle doğanın güzelliğini vurgulamaya dayanır. Yemyeşil çayırlar, göz alıcı göletler, pitoresk tepeler ve özenle seçilmiş ağaçlar, parkın her köşesinde göze çarpar. Aynı zamanda, insanların dinlenip gezebileceği yollar, köprüler, bahçeler ve oturma alanları gibi yapılar, parkın işlevselliğini artırırken estetik açıdan da zenginlik katmaktadır. Frederick Law Olmsted ve Calvert Vaux'un tasarımı, Central Park'ı sadece bir doğa rezervi olmaktan çıkarıp, insanların farklı aktiviteler yapabileceği, etkileyici bir açık hava stüdyosuna dönüştürmüştür. Parkın her bir bölgesi, ziyaretçilere farklı bir deneyim sunar: romantik göletler ve yürüyüş yolları, heykellerle dolu meydanlar, rekreasyon alanları ve daha fazlası. Bu benzersiz tasarım, Central Park'ın sadece bir yeşil alan olmaktan öte, aynı zamanda bir sanat eseri ve şehrin kimliğinin bir parçası olmasını sağlar. Mimari ve peyzajın bu muhteşem birlikteliği, parkı New York'un en sevilen ve ikonik yerlerinden biri haline getirir.

Parkın Büyüklüğü ve Coğrafi Konumu: New York'un Orta Noktasında Bir Vaha

New York'un Orta Noktasında Bir Vaha Central Park, New York City'nin tam merkezinde, 843 dönümlük bir alanı kaplayarak, şehrin yaşam dolu atmosferinde bir nefes alma noktası sağlar. Bu büyüklük, Central Park'ı Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en büyük şehir parklarından biri yapar. Parkın coğrafi konumu, sadece büyüklüğüyle değil, aynı zamanda şehrin kalabalığı ve gürültüsünden kaçış sağlayan bir vaha olarak değerini artırır. New York'un beton ormanı içindeki bu yeşil alan, doğa severler için bir cennet gibidir. Şehrin karmaşası arasında sessizlik ve huzur arayanlar için ideal bir kaçış noktasıdır. Central Park'ın coğrafi konumu, sadece şehrin sakinleri için değil, aynı zamanda turistler için de cazibe merkezi haline gelmesine katkıda bulunur. Şehir merkezinde bulunan park, ziyaretçilerin kolayca ulaşabileceği bir yerde olmasıyla, hem yerli halkın hem de şehri ziyaret edenlerin ilgisini çeker. Bu coğrafi konum, Central Park'ı New York City'nin en önemli cazibe merkezlerinden biri haline getirirken, aynı zamanda şehrin yaşam tarzına ve dinamiklerine de benzersiz bir katkı sağlar.

Parkın Önemi ve Sosyal Katkıları: Şehir İçindeki Kaçınılmaz Yeşil Alan

Parkın Önemi ve Sosyal Katkıları Central Park, şehir içindeki kaçınılmaz bir yeşil alan olarak sadece bir parktan çok daha fazlasıdır. Şehir yaşamının yoğunluğu ve stresi arasında, parkın sağladığı dinlenme ve rekreatif fırsatlar, insanların zihinsel ve fiziksel sağlığını iyileştirmeye yardımcı olur. Bu nedenle, parkın önemi ve sosyal katkıları oldukça büyüktür. Central Park, şehir sakinlerine doğayla iç içe olma fırsatı sunar ve bu da ruh ve beden sağlığını olumlu yönde etkiler. Parkta yürüyüş yapmak, koşmak, piknik yapmak veya sadece dinlenmek, şehirde yaşayanların stresini azaltır ve ruh hallerini iyileştirir. Ayrıca, parkta düzenlenen etkinlikler ve konserler, sosyal bağları güçlendirir ve topluluk ruhunu destekler. Central Park, aynı zamanda şehirdeki yeşil alanın korunması ve sürdürülebilirliği konusunda da önemli bir role sahiptir. Park, çeşitli ekosistemlere ev sahipliği yapar ve çeşitli bitki ve hayvan türlerine yaşam alanı sağlar. Bu da biyoçeşitliliğin korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. Sonuç olarak, Central Park'ın şehir içindeki kaçınılmaz yeşil alan olarak rolü, sadece bir rekreasyon alanı olarak değil, aynı zamanda şehir sakinlerinin sağlık, refah ve topluluk bağlarının güçlenmesine katkıda bulunmasıyla da belirlenir. Bu nedenle, parkın sosyal katkıları, şehir yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.

Central Park'ın Eşsiz Özellikleri: Göl, Mevsimlik Bahçeler ve Göletler

Central Park'ın Eşsiz Özellikleri Central Park, birçok eşsiz özelliğiyle dikkat çeker ve bu özelliklerin başında park içindeki göller, mevsimlik bahçeler ve göletler gelir. Bu doğal ve el işçiliğiyle oluşturulmuş alanlar, parkı ziyaret edenler için benzersiz bir deneyim sunar. Göller, Central Park'ın manzarasına canlılık katan önemli unsurlardan biridir. Göllerde yapılan küçük tekne gezileri veya sadece kıyısında dinlenmek, ziyaretçilere huzurlu bir kaçış sunar. Ayrıca, bu göller çevresinde yer alan yürüyüş yolları ve banklar, ziyaretçilere dinlenme ve manzaranın keyfini çıkarma fırsatı verir. Mevsimlik bahçeler, parkın her zaman değişen ve dönüşen doğal güzelliğini vurgular. Baharın gelişiyle birlikte açan rengarenk çiçekler ve yazın yeşeren bitkiler, parkı bir renk cümbüşüne dönüştürür. Her mevsim, parktaki farklı bahçelerde farklı bitki türlerinin ve çiçeklerin görülmesi, ziyaretçilere sürekli bir keşif heyecanı sunar. Göletler, Central Park'ın romantik ve büyüleyici bir atmosfer yaratmasına yardımcı olur. Yansıyan ışıklar ve sakin su, parkı ziyaret edenler için fotoğrafçıların ve doğa severlerin vazgeçilmez bir konusu haline getirir. Aynı zamanda, bu göletler çevresinde yer alan banklar ve oturma alanları, ziyaretçilere dinlenme ve manzaranın keyfini çıkarma imkanı verir. Bu eşsiz özellikler, Central Park'ı sadece bir yeşil alan olmaktan çıkarıp, bir doğa harikası ve şehir yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline getirir. Göller, mevsimlik bahçeler ve göletler, parkın ziyaretçilere sunduğu benzersiz deneyimi tamamlar ve her mevsim binlerce insanı kendine çeker.

Kültürel ve Sanatsal Etkiler: Central Park'ta Eğlence ve Etkinlikler

Central Park'ta Eğlence ve Etkinlikler Central Park, sadece doğal güzelliğiyle değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal etkinliklerle de doludur. Park, her yıl binlerce etkinliğe ve gösteriye ev sahipliği yaparak, ziyaretçilere çeşitli kültürel deneyimler sunar. Müzik festivalleri, tiyatro gösterileri, dans performansları ve film gösterimleri gibi etkinlikler, Central Park'ın kültürel canlılığını artırır. Ünlü sanatçılar ve topluluklar, parkın çeşitli sahnelerinde konserler verir ve ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatır. Parkta düzenlenen sanat sergileri ve heykel sergileri, yerel ve uluslararası sanatçıların eserlerini keşfetme fırsatı sunar. Ziyaretçiler, açık hava galerilerinde dolaşarak, çeşitli sanat eserlerini görebilir ve bu eserlerin etkileyici atmosferinin keyfini çıkarabilir. Ayrıca, Central Park'ta düzenlenen özel etkinlikler ve festivaller, parkın sosyal yaşamını ve toplumsal bağlarını güçlendirir. Yılın farklı dönemlerinde gerçekleşen etkinlikler, ziyaretçilere eğlenceli ve unutulmaz deneyimler yaşatır ve parkı bir buluşma noktası haline getirir. Tüm bu kültürel ve sanatsal etkinlikler, Central Park'ı sadece bir doğa rezervi olmaktan çıkarıp, şehrin dinamik ve çeşitli kültürel yaşamının bir yansıması haline getirir. Park, ziyaretçilere sanatla, müzikle ve eğlenceyle dolu unutulmaz anlar yaşama fırsatı sunar.

Rekreasyon ve Spor: Parkta Aktiviteler ve Tesisler

Rekreasyon ve Spor Central Park, ziyaretçilere çeşitli rekreasyon ve spor olanakları sunarak, aktif bir yaşam tarzını teşvik eder. Park, her yaş grubundan insanın ilgisini çeken çeşitli aktiviteler ve tesislerle doludur. Koşu ve yürüyüş parkurları, Central Park'ın en popüler rekreasyonel aktivitelerindendir. Parkın geniş yolları ve yeşil alanları, koşucular ve yürüyüşçüler için ideal bir antrenman ortamı sunar. Sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar, parkta her zaman birçok kişi bu aktivitelerle meşguldür. Bisiklet kiralama hizmetleri, parkı keşfetmek isteyenler için harika bir seçenektir. Geniş bisiklet yolları ve manzaralı rotalar, bisiklet sürmeyi sevenler için mükemmel bir deneyim sunar. Ayrıca, park içinde bulunan bisiklet yolları, şehrin trafiğinden kaçınarak güvenli bir sürüş ortamı sağlar. Tenis kortları ve ​​basketbol sahaları, spor yapmayı sevenler için idealdir. Central Park, birçok tenis kortu ve basketbol sahasına ev sahipliği yapar ve bu tesisler genellikle doludur. Spor meraklıları, arkadaşlarıyla veya aileleriyle birlikte zaman geçirip, keyifli maçlar yaparlar. Gölde yapılan kürek ve tekne gezileri, parkın romantik ve huzurlu atmosferinden faydalanmak isteyenler için mükemmel bir seçenektir. Kürek yapmak veya tekne gezisi yapmak, ziyaretçilere parkı farklı bir açıdan keşfetme ve eşsiz manzaraların keyfini çıkarma fırsatı sunar. Central Park, rekreasyon ve spor olanaklarıyla doludur ve herkesin ilgisini çeken bir aktivite bulunur. Bu tesisler, parkı sadece bir doğa rezervi olmaktan çıkarıp, aktif bir yaşam tarzını teşvik eden bir merkez haline getirir.

Central Park'ın Ekolojik Değeri: Biyoçeşitlilik ve Doğal Yaşam

Central Park'ın Ekolojik Değeri Central Park, sadece bir rekreasyon alanı olmanın ötesinde, zengin biyoçeşitliliği ve doğal yaşamıyla da dikkat çeker. Şehir merkezinde bulunan bu yeşil alan, çeşitli bitki ve hayvan türlerine ev sahipliği yapar ve şehir ekosisteminin önemli bir parçasıdır. Park, farklı habitatlara sahip çeşitli ekosistemlere ev sahipliği yapar. Yemyeşil çayırlar, yoğun ağaçlık alanlar, göletler ve göletler, parkın çeşitli habitatlarından sadece birkaçıdır. Bu çeşitlilik, parkın biyoçeşitliliğini destekler ve farklı türlerin yaşam alanlarına uyum sağlamasına olanak tanır. Central Park, birçok kuş türü için önemli bir göç yolu ve dinlenme alanıdır. Bahar ve sonbahar göç dönemlerinde, parkta birçok farklı kuş türü gözlemlenebilir. Göller ve ağaçlık alanlar, özellikle kuş gözlemcileri için popüler yerlerdir ve nadir türlerin görülme şansı vardır. Ayrıca, parkta bulunan çeşitli bitki türleri, biyoçeşitliliğin korunmasına katkıda bulunur. Farklı mevsimlerde açan çiçekler, parkı renklendirir ve polenleyiciler için önemli bir kaynak sağlar. Parkta bulunan ağaçlar da çeşitli kuş türlerinin barınma ve beslenme alanlarıdır. Central Park, şehir merkezinde bulunan yeşil bir alan olmanın ötesinde, doğal yaşamı koruma ve biyoçeşitliliği destekleme konusunda önemli bir role sahiptir. Bu yeşil alan, şehrin betonlaşmasına karşı bir mola noktası sağlarken, aynı zamanda çeşitli bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanlarına ev sahipliği yapar. Bu nedenle, Central Park'ın ekolojik değeri, şehrin doğal yaşamını koruma ve sürdürülebilirliği destekleme çabalarında kritik bir rol oynamaktadır.

Ziyaretçiler İçin Pratik Bilgiler: Parka Ulaşım ve Gezilecek Yerler

Parka Ulaşım ve Gezilecek Yerler Central Park'a ulaşmak oldukça kolaydır ve ziyaretçilerin parkı keşfetmesi için birçok seçenek vardır. Ayrıca, park içinde gezilecek birçok önemli nokta bulunmaktadır. Parka Ulaşım Central Park'a ulaşmak için birkaç farklı ulaşım seçeneği vardır. New York City'nin birçok noktasından parka kolayca ulaşılabilir. Halka açık ulaşım araçları, özellikle metro ve otobüsler, parka gitmek için uygun ve ekonomik bir seçenektir. Ayrıca, taksi veya özel araçla da parka ulaşmak mümkündür. Parkın çeşitli giriş noktaları bulunmaktadır, bu nedenle ziyaretçiler parkın hangi bölgesine gitmek istediklerine bağlı olarak en uygun giriş noktasını seçebilirler. Gezilecek Yerler Central Park, ziyaretçilere birçok ilginç ve keyifli yer sunar. Parkın en ünlü noktalarından biri Bethesda Çeşmesi'dir. Bu çeşme, göz alıcı mimarisi ve heykelleriyle ünlüdür. Ayrıca, Strawberry Fields, John Lennon'un anısına yapılmış bir anıt alanıdır ve parkın barış ve müzikle ilişkilendirilmiş bir köşesidir. Diğer gezilecek yerler arasında Central Park Hayvanat Bahçesi, Belvedere Kalesi, Shakespeare Bahçesi ve Conservatory Water gibi alanlar bulunmaktadır. Bu yerler, ziyaretçilere parkın farklı yönlerini keşfetme fırsatı sunar ve herkesin ilgisini çeken birçok aktivite ve etkinlik bulunmaktadır. Central Park'a ulaşmak oldukça kolaydır ve park içinde gezilecek birçok ilginç yer bulunmaktadır. Ziyaretçiler, parkı keşfetmek için birçok farklı seçeneğe sahiptir ve parkın sunduğu doğal güzellikler, tarihi anıtlar ve etkileyici manzaralar, herkesin ziyaret etmek isteyeceği benzersiz bir deneyim sunar.

Central Park'ın Kent Yaşamına Katkıları ve Sağladığı Avantajlar

Central Park, New York City'nin dinamik kent yaşamına önemli katkılarda bulunur ve birçok avantaj sağlar. Bu yeşil alanın kent yaşamına olan katkıları şunlardır: Doğal Kaçış Noktası Central Park, şehrin gürültüsünden ve karmaşasından kaçmak isteyenler için bir kaçış noktası sağlar. Yeşil alanlar, göletler ve ağaçlar, ziyaretçilere dinlenme ve gevşeme fırsatı sunar. Sağlık ve Refah: Park, fiziksel ve zihinsel sağlığı teşvik eder. Koşu, yürüyüş, bisiklet sürme gibi aktiviteler, ziyaretçilere egzersiz yapma ve sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürme imkanı sunar. Toplumsal Etkileşim ve Birlikte Zaman Geçirme: Central Park, insanların bir araya gelip birlikte vakit geçirebilecekleri bir ortam sağlar. Piknik yapma, spor oynama veya etkinliklere katılma gibi aktiviteler, insanların sosyal bağlarını güçlendirir. Kültürel ve Sanatsal Deneyimler Park, birçok kültürel etkinliğe ve sanatsal gösteriye ev sahipliği yapar. Konserler, tiyatro gösterileri, sanat sergileri ve film gösterimleri gibi etkinlikler, ziyaretçilere çeşitli kültürel deneyimler sunar. Ekonomik Katkı Central Park, şehrin turizm endüstrisine önemli bir katkı sağlar. Ziyaretçilerin parkı ziyaret etmesi, yerel işletmelerin ve restoranların gelirini artırır ve bölgeye ekonomik canlılık getirir. Çevresel Değer Yeşil alanlar, parkın çevresel değerini artırır ve şehrin ekosisteminin bir parçası olarak işlev görür. Ayrıca, park, şehrin hava kalitesini iyileştirir ve doğal yaşamın korunmasına katkıda bulunur. Central Park, New York City'nin vazgeçilmez bir parçasıdır ve kent yaşamına birçok farklı şekilde katkı sağlar. Bu yeşil alan, insanların doğayla iç içe olmasını sağlamanın yanı sıra, sosyal, kültürel ve ekonomik faydalar da sağlar. Keyifli vakit geçirebileceğiniz Gezilecek Yerler listesine Fiyatı Nedir üzerinden ulaşabilirsiniz. Dubai’ye Gitmek Ne Kadara Mal olur? Juan Valdez Fiyatları Burundi Ülke Rehberi Miss Pizza Menü Fiyatları Read the full article

[taskopruhaber]

TAŞKÖPRÜ

TAŞKÖPRÜ, Türkiye'nin Karadeniz bölgesinde bulunan tarihi bir köprüdür. 1727'de Osmanlı döneminde inşa edilmiştir. Köprü, İnebolu ilçesinin simgelerinden biridir ve Anadolu'nun en uzun taş köprüsü unvanını taşır. Yapımında kesme taşlar kullanılarak yapılan bu muazzam mimari yapı, yüzyıllardır ayakta kalarak geçmişten günümüze ulaşmıştır. Taşköprü, sadece bir köprü değil, aynı zamanda bir tarih ve kültür mirasıdır.