#Mümkün

[jupiterliyazar]

İnanmadığımız onca şey var ya hepsi mümkün.

[sairkentli]

Hata yapmaman imkansız ama hatalarından ders alarak onları tekrar etmemen mümkündür.

[sillage-p]

Önümdeki iki yolu da tercih etmek istememişsem ne olmuş? İki yoldan da toprak avuçlayıp görülmemiş bir yol yapacağım. Çok mu imkansız? Eh, imkansızlıklar imkan dahilinde..

[dilhunbiri]

"Yaşaması mümkün olmayan bir şey arıyorsunuz içimde. Bu acı endişedir. Bekleyiştir."

[ebruu12345]

Bir şeyler hâlâ mümkün olabilir, ama artık mühim değil.

Ah Muhsin Ünlü

[korkutkalkan]

Prof. Dr. Aykut Akgün: "Heyelanı engellemek mümkün değil ama insana etkisini azaltmak mümkün"

Prof. Dr. Aykut Akgün: “Heyelanı engellemek mümkün değil ama insana etkisini azaltmak mümkün”

Prof. Dr. Aykut Akgün: “Heyelanı engellemek mümkün değil ama insana etkisini azaltmak mümkün” SAMSUN Karadeniz Teknik ÜniversitesiMühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Akgün, “Heyelan sürecini engellemek genel anlamda pek mümkün değildir. Ama bu süreci yönetebilmek ve insanla olan etkileşimi minimize etmek ya da tamamen ortadan kaldırabilmek mümkün…

[bunedycom]

Sosyal medya hesapları miras bırakılabilir mi?

Sosyal medya hesapları miras bırakılabilir mi?

Avukat Cüneyd Altıparmak, Medeni Kanun’a göre sosyal medya hesaplarının da mirasçılara kalabileceğini belirtti, “Ancak bu konuda yasal netlik yok” dedi. Yargıdan da bu hesapların miras olarak bırakılabileceğine yönelik kararlar çıktı. Ancak teknoloji şirketleri, hesabın ‘miras’ kalmasında farklı uygulamalara gidiyor. Avukat Cüneyt Altıparmak şu değerlendirmeleri yaptı: “Öldükten sonra sosyal…

[belkibirumit]

En acısı da sevgimi hak etmemene rağmen seni deliler gibi sevmem.

[havadaabulut]

Geçmişe ışınlanıp Atatürk'le karşılaşmışımdır:

Atam:

Ben:

Atam:

Ben: (görür görmez hüngür şakır ağlayıp hiçbir şey söyleyemeden geri dönmüşümdür.)

[jupiterliyazar]

Benim mümkünlerim hep sende toplandı.

[aidiyetsiz]

Her şeyin mümkün olduğu ve hiçbir şeyin kesin olmadığı bir dünyada yaşıyoruz.

[giderkenkalmaktibenimkisi]

Bana karşı olan bu gelgitlerin nedenini bir türlü çözemiyorum. Her geçen gün, senin belirsiz ve tutarsız tavırlarınla sarsılıyorum; içimdeki umut, senin soğuk ve mesafeli davranışlarınla her seferinde biraz daha soluyor. Oysa ben, sana kalbimin en saf köşesini açtım, en derin duygularımla sana yaklaştım. Beni neden böyle bir boşluğun içine itiyorsun? Acımı, kırgınlığımı görmüyor musun? Senin için her şeyimi ortaya koyduğum halde, neden bana bu kadar acımasız davranıyorsun? Bir gün yanımda olup beni sevgiyle sararken, ertesi gün neden bu kadar uzaklaşıyorsun? Bu tutarsızlıklar, kalbimi paramparça ediyor. Seni anlamaya çalışırken, kendimi kaybediyorum. Gece boyu gözlerimi tavana dikmiş, senin hakkında düşünmekten başka bir şey yapamaz hale geliyorum.Neden böyle bir fırtınanın içine sürükleniyorum? Beni neden bu kadar yalnız bırakıyorsun, neden bu kadar kırıyorsun? Sevginin bu kadar ağır bir yük olması mı gerekiyor? Bu karmaşık ve belirsiz süreçte, sadece bir kez olsun kalbime dokunmanı, ne hissettiğimi anlamanı istiyorum. Ruhum bu gelgitlerin arasında savrulurken, seni kaybetme korkusuyla her gün biraz daha eksiliyorum. Bu acının, bu derin boşluğun içinde neden tek başıma kalıyorum? Anlam veremiyorum. Neden beni böyle bir çıkmaza sürüklüyorsun? Kalbim artık bu ağırlığı taşıyacak gücü bulamıyor, ruhum senin bu belirsizliğinle savaşmaktan yorgun düştü.

.

.

.

.

[hanedan]

Mutlu olmak için mutsuzluğa ihtiyacımız var. Harekete geçmek için durmaya, bir kâbustan uyanmak için derin bir uykuya, sevmek için yalnızlığa ihtiyacımız var. Kavuşmak için ayrılığa.

[kirlisiyah]

Acaba ağrım olduğu zaman yokmuş gibi davransam geçer mi? Psikolojikmen yok etsem o ağrıyı bence başarabilirim.

[yakazakalb]

"Yırt at gitsin" demişti kitabın sahibi. At gitsin. Biraz öfkeli ve çok da üzgündüm. Hiç düşünmeden kitabı dikeylemesine ciltli kısmından üç yerinden ayırdım ve dört parçaya böldüm yavaşça. Kalktım gittim çöp kutusuna attım. oturduğum yere geri dönüp oturdum. Tam o esnada gelen bir pişmanlık bütün ruhumu sardı. "Ben niye o kitabı bölük pörçük edip çöpe attım." Sonra kitaba kitap yurdundan baktım. Yorumlara falan. Tam 15 bin satmış. Bi okusaydın bee yırtmadan dedim. Allah'tan yırtmamıştım. Aldım çöp kutusundan kitabı ve okumaya başladım.

Çok tuhaftı. benim kitaba başlama hikayem kitabın konusuydu.

Çöpe atıp fırlattığımız sonra da "aaa ben neden hayatımı çöpe attım" diye hayıflanıp çöpten hayatlarımızı toplamaya çalışmamızı anlatıyordu.

Daha kitabı biraz okudum ki anladım; Gazali 'nin bu âlemin mümkün âlemlerin en iyisi, en güzeli ve en tamı olduğunu söylediği görüşünü anlatan bir kitap olduğunu. Sonunu da tahmin edebiliyordum.

Hani hepimizin acaba şöyle değil de böyle bir hayatım olsaydı diye düşündüğü olmuştur zaman zaman..

Mesela benim pişmanlıkla değil de merakımdan böyle değil de şöyle bişey yaşasaydım diye aklımdan geçirdiğim olmuştu bi kaç kere. Ne oldu sonra biliyor musunuz. Rüyamda gördüm o hayatları. Ve o hayatları yaşamadığıma şükrettim. Tıpkı kitaptaki gece yarısını kütüphanesi gibi.

Evet çöplük gibi hissettiğimiz yaşamlarımız olabilir ama bu yaşamlar tek taraflı ya da dümdüz baktığımızda böyle görünür. Genel perspektifte böyle değildir bize öyle gelir. Ama biz hayatımıza şöyle bir çıkıp uzaktan bakamadığımız için bunu anlayamayız.

Ama bilelim ki pek çok sır hikmet ve güzellik barındırır hepimizin hayatı.

.