#Kilo Verme Vitamini
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kilo Verme Vitamini
Kilo verme vitamini ile daha kısa süre içerisinde ideal kiloya ulaşabilmek mümkündür. Kilo problemi bulunan kişiler vücudunda bulunan yağların yakılabilmesi için bazı vitaminlere ihtiyaç duyarlar. Bu vitaminlerin alınması sayesinde vücutta bulunan yağların daha hızlı şekilde yakılması sağlanır. Yağ yakılmasının hızlanması ile daha kısa sürede kalori kaybedebilmek ve kilo verebilmek mümkündür.
Kilo verme vitamini kullanıldığında iştahın kesilmesi mümkündür. İştahın kesilmesi ile gün içerisinde kalori açıklarının oluşturulması bu sayede de hızlı şekilde kilo verilmesi sağlanır. Yağ yakımına yardımcı olan vitaminlerin günde bir ya da iki defa kullanılması gerekir. Bu vitaminlerin kullanılması ile spor sırasında daha fazla yağ yakımının sağlanması ve daha fazla kilo verilmesi mümkündür.
0 notes
Note
Nur özel değilse eğer kilo verme sürecinden bahsedebilirmisin yanılmıyosam böyle bir.sürecin olmuştu
Bulunduğum kiloya göre almam gereken kaloriyi hesapladım. Bu kaloriden en fazla 500 kalori düştüm. Sürekli tartılmadım. Ayın sonu tartıldım.Her gün almam gereken proteine dikkat ettim. Sabah ekmek yerine yulaf yedim. Akşam ekmek yerine pilav tercih ettim. Her ayın sonu ödül günüm vardı. İstediğim şeyi istediğim kadar yedim. Su miktarima dikkat ettim bunun yanında sabah d vitamini aksam yemeğinden sonra omega 3 aldım. Günde iki öğün besledim. Sabah ve akşam. Akşam yemeğinden sonra atıştırma yapmadım. En geç gece 12'de uyudum. Büyüme hormonunu kaybetmemek için. Sabah erken kalktım. Haftanın 7 günü düzenli şekilde spor yaptım. Bir dolu bir boş olacak şekilde programı hazırladık. Pazartesi evde egzersiz, salı yuruyus, carsamba egzersiz, persembe yuruyus olarak ayarladım. Her sıkıldığım egzersizi bir ay yaptım sıkıldım mı değiştirdim. Yürüyüşü ilk yarım saat ile başladım sonra yavaş yavaş arttırdım.
17 notes
·
View notes
Text
Uyurken Metabolizmanı Hızlandıracak 5 İpucu ve İçecek
Uyurken Yağ Yakmanın 5 Etkili Yolu ve İçecekler
Uyku sürecinde yağ yakmak, çoğu kişinin hayalini kurduğu bir konudur. Gündüz yorgunluğuyla savaşırken, gece uyku esnasında vücudun nasıl çalıştığını anlamak önemlidir. İşte bu amaca ulaşmanıza yardımcı olabilecek etkili yöntemler ve içecekler.
1. Serin Oda Koşulları Serin bir odada uyumak metabolizmayı hızlandırabilir. Vücut, serin ortamda kalori yakarak ısı üretimi yapmak zorunda kalır. Böylece yağlar, dinlenme halindeyken bile enerji kaynağı olarak kullanılabilir.
2. Kuvvet Antrenmanı Akşam yatmadan önce kısa bir kuvvet antrenmanı yapmak, metabolizma hızınızı artırabilir. Ağırlık kaldırma işlemi, dinlenme halindeyken bile fazladan kalori yakmanıza yol açar.
3. Soğuk Duş İle Metabolizma Hızlandırma Soğuk duş almak, gün boyunca kalori yakma oranınızı artırabilir. Bunun nedeni, kahverengi yağ hücrelerinin uyarılmasıdır. Soğuk suya maruz kalmak, vücudu harekete geçirerek yağ yakımını destekleyebilir.
4. Bitkisel İçecekler
Limonlu Su: Sindirime yardımcı olan, C vitamini açısından zengin bu içecek, detoks etkisi gösterir.
Yeşil Çay: Metabolizmayı hızlandırarak yağ oksidasyonunu artırabilir, hafif kafein içeriği ile destek sağlar.
Limon-Zencefil Çayı: Metabolizma dostu bu içecek, hazımsızlık ve şişkinlik sorunlarına da çözüm sunar.
Zerdeçal Suyu: Yağ dokusunun büyümesini baskılar ve insülin duyarlılığını artırır; bu sayede yağ kaybına katkı sağlar.
5. Düzenli Uyku Alışkanlığı Düzenli bir uyku programı oluşturmak, hormonal dengeyi sağlarken, vücut yağlarının daha etkin bir şekilde yakılmasına yardımcı olur. Uykusuzluk, metabolizma üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir.
Bu yöntemleri ve içecekleri uygulayarak uyku sırasında yağ yakma potansiyelinizi artırabilir ve kilo verme hedeflerinize daha yakınlaşabilirsiniz. Sağlıklı bir yaşam için bu alışkanlıkları sürdürebilirsiniz.
Daha fazla bilgi edinmek ve sağlığınıza dair başka ipuçları için medihaber.net adresini ziyaret edebilirsiniz.
Kaynak Yazı Linki: medihaber.net
Uyurken Yağ Yakmanın 5 Etkili Yolu ve İçecekler
0 notes
Text
Doğal sağlık ürünleri konusunda bitkisel çaylar ve çeşitlerini keşfedin, bitki çayı modelleri, fiyatları, doğal bitkisel çaylar, bitkisel çay çeşitleri doğanın rahatlatıcı dokunuşu, hangi bitki çayı neye yarar, doğal bitki çayları çeşitleri ve fiyatları, sağlıklı organik meyve çayı bitki ve meyve çayları, sağlığınıza i̇yi gelecek bitkisel çay çeşitleri ve faydaları, karışık bitki çayı çeşitleri - karışım çaylar, en taze ve şifalı bitki çayları çeşitleri ve fiyatları, koenzim q10, coenzyme q10 , koenzim q10 (coq10, koenzim q10 fiyatları, koenzim q10 fiyatları ve markaları, koenzim q10 (coq10) takviyesi, koenzim q10 çeşitleri & fiyatları, koenzim q10 ürünleri, koenzim q10 nedir, koenzim q10 zararları, koenzim q10 faydaları, koenzim q10 eksikliği belirtileri, koenzim q10 yan etkileri, oenzim q10 doğal kaynaklar, koenzim q10 takviyesi, takviye edici gıda, vitaminler, mineraller, bitkisel takviyeler, doğal takviyeler, sağlıklı beslenme, bağışıklık sistemi, kilo verme, enerji artışı, sporcu beslenmesi, glutensiz takviyeler, takviye gıda ürünleri ve fiyatları, gıda takviyeleri & vitaminleri fiyatları ve yorumları, vegan takviyeler, d3k2 kompleks damla, vitamin d3 ve vitamin k2, vitamin d3k2 complex damla, d3k2 tableti , vitamin d3 ve vitamin k2 (mk4&mk7), d vitamini eksikliği belirtileri, d3 k2 vitamin fiyatları ve modelleri, d3 k2 vitamini, d3 k2 vitamini çeşitleri, d (d3) vitamini takviyesi fiyatları ve çeşitleri, k vitamini eksikliği, k vitamini eksikliği belirtisi, k2 vitamini fiyatları ve modelleri, k2 vitamini fiyatı, demir içeren takviye edici gıda, demir kapsül, demir eksikliği, demir takviyeleri, demir minerali, demir takviyesi markaları, çeşitleri & fiyatları, demir vitamin çeşitleri & mineral fiyatları, demir şurubu fiyatları ve modelleri ile öne çıkmaktan mutluluk duyuyoruz.
0 notes
Text
Fx15 Zayıflama Hapı Nedir?
Fx15 zayıflama hapı, kilo verme sürecini hızlandırmak amacıyla kullanılan bir takviye ürünüdür. İçeriğindeki özel formülasyon sayesinde, vücuttaki yağ yakımını destekler ve metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur.
Fx15 Zayıflama Hapı Nasıl Çalışır?
Fx15 zayıflama hapı, vücuttaki yağ hücrelerinin parçalanmasını ve enerjiye dönüşmesini teşvik eder. Böylece, kullanıcılarının daha hızlı bir şekilde kilo vermesine yardımcı olur. Ayrıca, iştahı kontrol altına alarak daha az yemek yeme ve atıştırma isteğini azaltma konusunda destek olabilir.
Fx15 Zayıflama Hapının İçeriği
Fx15 zayıflama hapı, bitkisel özler ve doğal bileşenler içerir. Bu sayede kullanıcılar kilo verme sürecinde kimyasal içeriklerden uzak durabilirler. Özellikle yeşil çay özü, guarana, B vitamini ve kafein gibi içeriklerin bir araya getirilmesiyle etkili bir kilo verme takviyesi oluşturulmuştur.
Fx15 zayıflama hapı, hızlı ve etkili kilo vermek isteyenler için doğal bir destek olabilir. Ancak ürünü kullanmadan önce uzman bir sağlık profesyoneline danışmak her zaman önemlidir. Bu sayede, kişisel sağlık durumunuz göz önünde bulundurularak en doğru kilo verme yöntemine karar verebilirsiniz. Unutmayın, her vücut farklıdır ve kişiye özel beslenme ve egzersiz programlarıyla desteklenen bir kilo verme süreci daha etkili olabilir.
Fx15 Zayıflama Hapı Nasıl Kullanılır?
Fx15 zayıflama hapı, kilo vermeye yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Bu hapı kullanırken dikkat etmeniz gereken bazı önemli adımlar bulunmaktadır:
Dozaj: Fx15 zayıflama hapını kullanmadan önce, ambalaj üzerindeki kullanım talimatlarını dikkatlice okumalısınız. Genellikle günlük olarak belirtilen dozajı aşmamaya özen göstermelisiniz.
Zamanlama: Hapı genellikle öğle veya akşam yemeğiyle birlikte almak önerilir. Önerilen saatlere uymak, etkili sonuçlar almanıza yardımcı olabilir.
Su Tüketimi: Fx15 zayıflama hapını kullanırken yeterli miktarda su içmeye özen göstermelisiniz. Günde en az 8-10 bardak su içmek, vücudunuzun hapı daha etkili bir şekilde emmesine yardımcı olabilir.
Düzenli Kullanım: Hapın etkili olabilmesi için düzenli kullanım önemlidir. Unutmayın ki, istikrarlı bir şekilde kullanmak, kilo verme sürecinizi destekleyebilir.
Fx15 zayıflama hapını kullanmadan önce, sağlık uzmanınıza danışmanız önemlidir. Bu şekilde, hapın size uygun olup olmadığını öğrenebilir ve gerekli önlemleri alabilirsiniz.
Unutmayın, herhangi bir kilo verme takviyesi kullanmadan önce, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlıklarınızı gözden geçirmeniz önemlidir. Bu şekilde, fx15 zayıflama hapından maksimum fayda sağlayabilirsiniz.
Fx15 Zayıflama Hapının İçeriği ve Etkileri
Fx15 zayıflama hapı, doğal içeriği ile dikkat çeker. İşte bu etkili zayıflama hapının içeriği ve sağladığı etkiler:
İçerik: Fx15 zayıflama hapı, yeşil çay, zencefil, mate yaprağı, guarana özü ve B vitaminleri gibi doğal içeriklerle zenginleştirilmiştir. Bu bileşenlerin bir araya gelmesi, metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını destekler. Ayrıca, doğal içeriği sayesinde vücuda enerji verir ve tokluk hissi sağlar.
Etkiler: Fx15 zayıflama hapının düzenli kullanımı ile kilo vermeye yardımcı olur. Metabolizma hızını artırarak yağ yakımını destekler. Aynı zamanda vücuda enerji verir, performansı artırır ve tokluk hissi sağlar. Bu sayede daha az yemek yeme isteği oluşturur.
Bu doğal içeriklerin bir araya gelmesiyle fx15 zayıflama hapı, kilo verme sürecinde destek olurken vücuda zararlı kimyasalların alınmasını önler. Bu da sağlıklı bir şekilde kilo verme sürecini destekler. fx15 zayıflama hapının içeriği ve etkileri, kullanıcılar tarafından olumlu şekilde değerlendirilmektedir. Bu doğal içerikli hap, kilo vermek isteyenler için sağlıklı ve etkili bir seçenek olabilir.
Fx15 Zayıflama Hapı Kullanıcı Yorumları
Fx15 zayıflama hapı kullanan kişilerin yorumları, ürün hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için oldukça önemlidir. İşte, fx15 zayıflama hapı kullananların deneyimleri:
Bazı kullanıcılar, fx15 zayıflama hapını düzenli kullandıktan sonra hızlı bir şekilde kilo verdiklerini belirtiyorlar. Fx15 zayıflama hapı, metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını desteklediği için kullanıcılar bu konuda olumlu geri bildirimlerde bulunmaktadırlar.
Birçok kullanıcı, fx15 zayıflama hapının iştahlarını azalttığını ve tokluk hissi sağladığını belirtmektedir. Bu sayede abur cubur tüketme isteklerinin azaldığını ve daha kontrollü bir şekilde beslendiklerini ifade etmektedirler.
Kullanıcı yorumlarının çoğunluğu, fx15 zayıflama hapının etkili olduğunu ve kilo verme sürecini hızlandırdığını vurgulamaktadır. Ancak her vücut yapısının farklı olduğu göz önünde bulundurularak, bireylerin doktorlarına danışarak kullanmaları önemlidir.
Bu yorumlar gösteriyor ki fx15 zayıflama hapı, birçok kullanıcı için etkili ve hızlı kilo verme sürecine katkı sağlamaktadır.
Fx15 Zayıflama Hapının Faydaları ve Yan Etkileri
Fx15 zayıflama hapı kullanmanın bir dizi faydası bulunmaktadır:
Faydaları:
Metabolizmayı hızlandırarak kilo verme sürecini destekler.
Doğal içeriklerle formüle edilmiş olup, sağlıklı kilo verme sürecine destek olur.
İştahı kontrol altına alarak, fazla yeme isteğini azaltır.
Enerji seviyelerini artırarak günlük aktivitelerde daha enerjik olmanızı sağlar.
Sindirim sistemi sağlığını destekleyerek vücudu detokslar.
Kullanıcılar arasında olumlu geri bildirimler alması, ürünün etkili olduğunu göstermektedir.
Ancak, fx15 zayıflama hapının kullanımıyla bazı yan etkiler de ortaya çıkabilir:
Yan Etkileri:
Aşırı tüketildiğinde sinirlilik ve çarpıntı gibi etkiler gösterebilir.
Hassas kişilerde mide rahatsızlıklarına neden olabilir.
Uzun süreli ve gereğinden fazla kullanımında uyku düzenini etkileyebilir.
Sonuç olarak, fx15 zayıflama hapı kullanımı faydalarının yanı sıra yan etkileri de bulunmaktadır. Bu nedenle, ürünü kullanmadan önce bir uzmana danışmak önemlidir.
Fx15 Zayıflama Hapı Nereden Alınır?
Fx15 zayıflama hapını satın almak istiyorsanız, doğru ve güvenilir bir yerden almanız önemlidir. Bu ürünü satın alabileceğiniz birkaç farklı seçenek bulunmaktadır. İnternet üzerinden, eczanelerden veya doğrudan üretici firma yetkili satış noktalarından bu ürüne ulaşabilirsiniz. Ancak, ürünü satın almadan önce dikkat etmeniz gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Öncelikle, ürünü orijinal ve güvenilir bir kaynaktan temin etmeniz sağlığınız açısından önemlidir. Ayrıca, ürünü satın almadan önce fiyat karşılaştırması yaparak en uygun seçeneği değerlendirmeniz faydalı olacaktır.
Fx15 zayıflama hapını satın alırken dikkat etmeniz gereken bir diğer önemli nokta ise ürünü satın aldığınız yerin güvenilirliğidir. Sahte ve taklit ürünlerin piyasada olabileceğini unutmamalısınız. Bu nedenle, ürünü orijinal ve yetkili satış noktalarından temin etmek, sağlığınız açısından önemlidir.
Fx15 zayıflama hapı satın alırken, ürünü temin ettiğiniz kaynağın güvenilirliği, orijinalliği ve fiyat karşılaştırması yapmanız önemlidir. Bu adımları takip ederek, sağlıklı kilo verme sürecinize sağlam bir adım atabilirsiniz.
Fx15 Zayıflama Hapı Kullanmadan Önce Bilinmesi Gerekenler
Fx15 zayıflama hapını kullanmaya karar vermeden önce dikkate almanız gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır:
Dozaj Bilgisi: Fx15 zayıflama hapının kullanım dozu ve şekli konusunda dikkatli olmalısınız. Üretici firmanın önerdiği dozajları aşmamalı ve düzenli olarak kullanmalısınız.
Beslenme ve Egzersiz: Fx15 zayıflama hapını kullanırken dengeli beslenme ve düzenli egzersiz yapmaya özen göstermelisiniz. Hap sadece destekleyici bir ürün olarak kullanılmalı, mucizevi sonuçlar beklenmemelidir.
Yan Etkiler: Herhangi bir yan etki hissettiğinizde hemen kullanımı bırakmalı ve bir sağlık uzmanına başvurmalısınız. Bu noktada kendinizi sürekli olarak kontrol etmeniz oldukça önemlidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Fx15 Zayıflama Hapı nasıl kullanılır?
Fx15 Zayıflama Hapı günde 2 kez öğünlerden sonra su ile birlikte alınmalıdır. Yemek alımından 30 dakika sonra alınması önerilir.
Fx15 Zayıflama Hapı kaç kilo verdirir?
Fx15 Zayıflama Hapı kullanımı kişiden kişiye değişebilir. Ancak düzenli kullanım ve sağlıklı beslenme ile uyumlu olarak haftada ortalama 1-3 kilo verdirir.
Fx15 Zayıflama Hapı’nın yan etkileri nelerdir?
Fx15 Zayıflama Hapı’nın yan etkileri nadiren görülen mide bulantısı, baş ağrısı, halsizlik gibi durumları içerebilir. Bunun yanı sıra kişinin vücut yapısına, alerjik durumlarına ve kullanılan diğer ilaçlara göre yan etkiler değişebilir.
Fx15 Zayıflama Hapı kimler tarafından kullanılabilir?
Genel olarak, hamileler, emziren anneler, kalp rahatsızlığı bulunanlar, yüksek tansiyon hastaları, kronik rahatsızlığı olanlar, psikiyatrik tedavi alanlar, 18 yaş altı bireyler ve sürekli ilaç kullananlar Fx15 Zayıflama Hapı kullanmamalıdır.
0 notes
Text
Metabolizmayı Hızlandıran Besinler Nelerdir?
Sağlıklı bir vücut için metabolizmanın düzgün çalışması oldukça önemlidir. Metabolizma, vücudunuzun aldığı besinleri enerjiye dönüştürme sürecidir. Bazı besinler metabolizmayı hızlandırabilir ve kilo verme çabalarınıza yardımcı olabilir. İşte metabolizmayı hızlandıran besinler: 1. Biber: Acı biberde bulunan kapsaisin maddesi, metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur. Ayrıca biber, iştahı azaltarak kilo kontrolüne de yardımcı olabilir. 2. Yeşil çay: Yeşil çay, içerdiği antioksidanlar sayesinde metabolizmayı artırır. Aynı zamanda yağ yakımını da destekleyebilir. 3. Yoğurt: Yoğurt, probiyotik içeriğiyle sindirim sistemini düzenler ve metabolizmayı etkileyen bağırsak sağlığını destekler. 4. Baharatlar: Zencefil, hardal tohumu, tarçın ve diğer baharatlar, termojenik özelliklere sahiptir ve metabolizmayı geçici olarak hızlandırabilir. 5. Yumurta: Protein açısından zengin olan yumurta, tokluk hissini artırır ve metabolizmanın daha uzun süre hızlı çalışmasını sağlar. 6. Balık: Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olan balık, metabolizmayı hızlandırır ve yağ yakımını destekler. 7. Mercimek: Protein ve lif açısından zengin olan mercimek, sindirim sürecini yavaşlatarak daha uzun süre tok kalmanızı sağlar ve metabolizmanın aktif olmasını destekler. 8. Su: Vücuttaki su dengesi, metabolizmanın düzgün çalışması için önemlidir. Yeterli miktarda su içmek, metabolizmayı canlı tutar. 9. Elma: Lif açısından zengin olan elmalar, sindirimi yavaşlatır ve tokluk hissini artırarak metabolizmayı destekler. 10. Acı biber: Acı biber, içeriğindeki kapsaisin maddesi sayesinde metabolizmayı hızlandırır ve yağ yakımını destekler. Metabolizmayı hızlandıran besinleri diyetinize dahil ederek sağlıklı bir yaşam sürdürebilir ve kilo verme çabalarınıza destek olabilirsiniz. Ancak unutmayın ki beslenme düzeninizin dengeli ve çeşitli olması da önemlidir. Sağlıklı bir yaşam için uzman desteği almanızda fayda vardır.
Metabolizmayı Destekleyen Protein Kaynakları
Doğru beslenme, sağlıklı bir yaşam tarzının temel taşlarından biridir. Vücudumuzun enerji üretiminde önemli bir rol oynayan metabolizmayı desteklemek için ise protein kaynaklarına ihtiyaç duyarız. Bu makalede, metabolizmamızı güçlendiren ve vücut fonksiyonlarımızı destekleyen çeşitli protein kaynaklarını keşfedeceğiz. 1. Somon: Omega-3 yağ asitleri açısından zengin olan somon, metabolizmanın hızlanmasında etkili olabilir. Ayrıca yüksek kalitede protein içeriğiyle de dikkat çeker. Somon, aynı zamanda tiroit bezinin düzgün çalışmasına yardımcı olabilecek iyot içerir. 2. Tavuk Göğsü: Düşük yağ içeriği ve yüksek protein değeriyle tavuk göğsü, metabolizmanın korunmasında önemli bir rol oynar. Aynı zamanda B vitaminleri ve demir gibi metabolizmayı destekleyen diğer besin maddelerini de içerir. 3. Yumurta: Protein açısından zengin olan yumurta, metabolik hızın artmasına yardımcı olabilir. Ayrıca içerdiği kolin sayesinde yağ metabolizması üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir. 4. Mercimek: Protein ve lif bakımından zengin olan mercimek, metabolizmanın düzenlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca B vitaminleri, demir ve çinko gibi önemli besin maddelerini içerir. 5. Badem: Badem, sağlıklı yağlar, protein ve lif açısından zengin bir atıştırmalıktır. Metabolizmayı destekleyen E vitamini, magnezyum ve antioksidanlar içerir. 6. Yoğurt: Yoğurt, probiyotikler bakımından zengin olduğu için sindirim sistemi sağlığını destekler. Aynı zamanda yüksek kalitede protein içerir ve metabolizmaya katkıda bulunabilir. 7. Quinoa: Glutensiz ve tam bir protein kaynağı olan quinoa, metabolizmayı hızlandırabilir. Ayrıca demir, magnezyum ve lif gibi besin maddeleriyle de vücudun dengeli çalışmasına yardımcı olur. 8. Soya Fasulyesi: Soya fasulyesi, protein açısından zengin bir bitki kaynağıdır. İçerdiği izoflavonlar ve diğer besin maddeleriyle metabolizmayı destekleyebilir. Metabolizmayı destekleyen protein kaynakları arasında saydığımız bu gıdalar, sağlıklı bir beslenme programının temelini oluşturabilir. Ancak her bireyin ihtiyaçları farklı olduğundan, kişiselleştirilmiş bir beslenme planı için bir beslenme uzmanına danışmanız önemlidir. Unutmayın, dengeli ve çeşitli bir beslenmeyle metabolizmanızı destekleyebilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Metabolizmayı Canlandıran Taze Meyveler
Herkesin sağlıklı bir yaşam sürdürmek istemesiyle birlikte metabolizmanın hızını artırmak da önem kazanmıştır. Metabolizma, vücudun enerji üretimi ve kullanımını yöneten kompleks bir süreçtir. İyi bir metabolizmaya sahip olmak, kilo kontrolünü kolaylaştırır ve genel sağlık durumunu iyileştirir. Neyse ki, doğanın bize sunduğu birçok taze meyve, metabolizmayı canlandırmada etkili bir role sahiptir. 1. Çilek: Renkli ve lezzetli çilekler, antioksidanlarla doludur ve C vitamini açısından zengindir. Bu meyve, metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olan doğal enzimleri içerir. Aynı zamanda düşük kalorili olmasıyla da dikkat çeker. 2. Ananas: Ananas, bromelain adlı bir enzim içeren tropikal bir meyvedir. Bromelain, sindirim sistemini destekler ve metabolizmanın hızını artırır. Ananas ayrıca yüksek miktarda C vitamini ve manganez içerir, bu da enerji üretimine katkıda bulunur. 3. Karpuz: Yaz aylarının serinletici meyvesi karpuz, 'dan fazlası su olan bir meyvedir. Yüksek su içeriği, metabolizmanın düzgün çalışmasına yardımcı olur ve vücutta toksinlerin atılmasını destekler. Aynı zamanda C vitamini ve likopen bakımından da zengindir. 4. Greyfurt: Greyfurt, kilo kaybını teşvik eden bir meyve olarak ün yapmıştır. İçerdiği naringenin adlı bileşik, yağ yakımını artırır ve insülin direncini azaltır. Bu da metabolizmanın daha hızlı çalışmasına yardımcı olur. 5. Ahududu: Lezzetli ahududu, antioksidanlar ve lif açısından zengin bir meyvedir. Lif, sindirimi iyileştirir ve metabolizmanın daha etkili çalışmasına katkıda bulunur. Ayrıca düşük şeker içeriğiyle kilo kontrolünde de yardımcı olur. Metabolizmayı canlandıran taze meyveler, sağlıklı bir yaşam tarzının önemli bir parçasıdır. Bu meyveleri günlük beslenmenize dahil ederek hem lezzetli tatlarla tanışabilir hem de metabolizmanızı destekleyebilirsiniz. Ancak unutmayın, tek başına taze meyveler metabolizmayı hızlandırmak için yeterli değildir. Dengeli bir diyet, düzenli egzersiz ve uyku da metabolizmanızı optimize etmek için önemlidir.
Metabolizmayı Artıran Omega-3 Yağ Asitleri
Her gün birçok insan, metabolizmalarını hızlandırarak daha fazla enerji harcamak ve kilo vermeyi desteklemek istiyor. Bu amaçla, doğal yöntemler arasında önemli bir yere sahip olan omega-3 yağ asitleri üzerinde durmakta fayda var. Omega-3 yağ asitleri, sağlıklı bir yaşam için gereken temel besin maddelerinden biridir. Omega-3 yağ asitlerinin birçok faydası bulunsa da, metabolizmanın hızlanmasına olan etkisi oldukça dikkate değerdir. Araştırmalar, omega-3 yağ asitlerinin vücuttaki insülin düzeylerini dengeleyerek kan şekerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olduğunu göstermektedir. Bu da metabolizmanın düzenlenmesine katkı sağlar. Düşük seviyede insülin salgılanması, yağ yakımını artırırken, aynı zamanda açlık hissiyle mücadele etmemize de yardımcı olur. Omega-3 yağ asitlerinin bir diğer önemli özelliği ise iltihap önleyici etkisidir. Kronik inflamasyon (iltihap) metabolizmanın yavaşlamasına ve sağlık sorunlarının gelişmesine neden olabilir. Omega-3 yağ asitleri, vücutta inflamasyonu azaltarak metabolizmanın düzgün çalışmasını sağlar. Bu sayede kilo kontrolü ve genel sağlık üzerinde olumlu etkileri görülür. Omega-3 yağ asitleri aynı zamanda, kas kütlesinin korunmasına yardımcı olur. Metabolizmanın hızlanmasında önemli bir faktör olan kasların, vücutta daha fazla enerji harcamasını sağlar. Böylece, omega-3 yağ asitlerini düzenli olarak tüketmek, kas kütlesinin korunmasına ve metabolizmanın hızlanmasına katkıda bulunur. Omega-3 yağ asitleri metabolizmayı artırarak kilo kontrolüne destek sağlayan önemli besin maddeleridir. Düşük insülin seviyeleri, iltihap önleme özellikleri ve kas kütlesinin korunmasına olan etkileri ile omega-3 yağ asitleri, sağlıklı bir yaşam için önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, balık gibi omega-3 kaynaklarına ve takviye ürünlere yer vererek bu faydalı yağ asitlerini günlük beslenmenize eklemek önemlidir. Ancak, herhangi bir diyet değişikliği yapmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerektiğini unutmayın.
Metabolizmayı Güçlendiren Lifli Besinler
Metabolizma, vücudumuzun enerji üretimi ve kullanımını düzenleyen karmaşık bir süreçtir. Metabolizmanın hızı, kilo kontrolü ve enerji sevieleri üzerinde büyük etkiye sahiptir. Metabolizmayı desteklemek için ise lifli besinler önemli bir rol oynar. Lifli besinler sindirim sistemimizi uyarır, tokluk hissi sağlar ve sindirilen gıdaların enerjiye dönüşümünü optimize eder. Birincil olarak, yulaf gibi tam tahıllar metabolizmayı güçlendirmede etkili olan lifli besinlerdir. Yulaf, beta-glukan adı verilen bir çözünür lif türü içerir. Bu lif, sindirim sürecini yavaşlatır ve kan şekerinin istikrarlı bir şekilde yükselmesini sağlar. Böylece, vücut enerji üretimini daha iyi düzenler ve açlık hissini azaltır. Ayrıca yulaf, vücuda uzun süre tokluk hissi vererek aşırı yeme eğilimini azaltır. Bir diğer lifli besin kaynağı olan sebzeler de metabolizmayı güçlendirir. Özellikle brokoli, lahana, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler yüksek lif içeriğiyle dikkat çeker. Bu sebzeler, düşük kalorili olmalarının yanı sıra zengin vitamin ve mineral içeriğiyle metabolizmanın düzgün çalışmasını destekler. Aynı zamanda sindirimi yavaşlatarak enerji elde etme sürecini optimize eder. Meyveler de lifli besinler açısından zengin bir kaynaktır. Özellikle elma, armut gibi kabuklu meyveler lif içeriği bakımından öne çıkar. Bu meyveler lifleri sayesinde sindirim sistemini uyarır ve bağırsak hareketlerini düzenler. Böylece sindirilen gıdaların daha etkili bir şekilde enerjiye dönüşmesine yardımcı olur. Son olarak, baklagiller de metabolizmayı güçlendiren lifli besinler arasında yer alır. Mercimek, nohut, fasulye gibi baklagiller hem lif hem de protein açısından zengindir. Yüksek protein içeriği, vücudun enerji üretimini desteklerken lifler de tokluk hissi vererek kilo kontrolüne yardımcı olur. Tüm bu lifli besinleri diyetimize dahil ederek metabolizmamızı güçlendirebilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürebiliriz. Ancak unutulmaması gereken nokta, dengeli bir beslenme programıyla birlikte düzenli fiziksel aktivite yapmanın da metabolizmamızı destekleyeceğidir.
Metabolizmayı Tetikleyen Acı Biberler
Acı biberler, lezzetli yemeklere ateş katan ve baharat sevenlerin vazgeçilmezi olan sebzelerdir. Ancak acı biberler sadece tatlı dillerimizi yakmakla kalmaz, aynı zamanda metabolizmamızı da tetikleyerek sağlığımıza bir dizi fayda sağlar. İşte metabolizmayı tetikleyen acı biberlerin bu etkileri: 1. Termojenik Etki: Acı biberlerde bulunan bir bileşen olan kapsaisin, metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur. Kapsaisin, bedenin iç ısısını artırarak termojenik etki yaratır. Bu da daha fazla kalori yakılmasını sağlayarak kilo verme sürecine destek olur. 2. İştah Bastırıcı Özellik: Acı biberler, tokluk hissini artırarak iştahı kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Kapsaisin içeriği sayesinde beyindeki iştah düzenleyici hormonların salgılanmasını uyarır ve daha az yemek yeme isteği oluşturur. Bu da kilo kontrolünü sağlamada önemli bir faktördür. 3. Antioksidan Zenginliği: Acı biberler, antioksidanlar açısından zengindir. Antioksidanlar vücuttaki serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını önler ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu da sağlıklı bir metabolizma için önemli bir faktördür. 4. Sindirim Sistemi Sağlığı: Acı biberler, sindirim sistemi üzerinde olumlu etkileri olan lif açısından zengin bir sebzedir. Lifli yapıları, sindirimi düzenleyerek kabızlık gibi sorunları önlemeye yardımcı olur. Ayrıca sindirim enzimlerinin salgılanmasını uyararak sindirim sürecini destekler. 5. Metabolik Hızı Artırma: Acı biberlerin içerdiği kapsaisin, vücudun enerji harcamasını artırır ve böylece metabolik hızı yükseltir. Bu da daha fazla kalori yakılmasını sağlar ve kilo kontrolünü kolaylaştırır. Acı biberler sadece lezzetli baharatlar değil, aynı zamanda metabolizmayı tetikleyen birçok fayda sunan sağlıklı sebzelerdir. Kapsaisin içeriği sayesinde termojenik etki yaratır, iştahı bastırır, antioksidanlarla doludur, sindirim sistemini destekler ve metabolik hızı artırır. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam tarzının bir parçası olarak acı biberleri beslenme planınıza eklemek, metabolizmanızı desteklemek ve kilo kontrolünü sağlamak için akıllı bir seçim olabilir.
Metabolizmayı Hızlandıran Zencefil ve Tarçın
Metabolizma, vücudumuzun enerji üretimi ve kullanımını düzenleyen karmaşık bir süreçtir. Birçok insan, metabolizmayı hızlandırarak daha fazla kalori yakabilecekleri ve kilo vermelerini destekleyebilecekleri umuduyla arayış içindedir. Bu noktada doğal besinlerin sağladığı potansiyel faydalar dikkat çekicidir. Zencefil ve tarçın gibi baharatlar, metabolizmayı hızlandırmada yardımcı olabilecek özelliklere sahip olduğu bilinen iki önemli bitkidir. Zencefil, geleneksel tıpta yüzyıllardır kullanılan güçlü bir antioksidan ve anti-enflamatuar madde olarak bilinir. Araştırmalar, zencefilin termojenez adı verilen bir süreci uyardığını göstermiştir. Termojenez, vücut sıcaklığının artmasıyla beraber metabolizmanın hızlanmasını ifade eder. Zencefil, sindirim sistemini uyararak daha fazla kalori yakılmasına katkıda bulunabilir ve dolayısıyla kilo yönetimine destek olabilir. Ayrıca, zencefilin kan şekeri düzeylerini dengelemeye yardımcı olduğu ve insülin hassasiyetini artırdığı da belirtilmektedir. Tarçın da metabolizmayı olumlu yönde etkileyebilecek bir baharattır. Tarçın, içerdiği maddelerle kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olabilir ve insülin direncini azaltabilir. Bu da vücudun enerji kullanımını daha etkin hale getirebilir. Ayrıca, tarçının sindirim sistemini desteklediği ve yağ metabolizmasını iyileştirdiği de söylenir. Bir araştırmada, tarçın tüketiminin kilo kaybını teşvik ettiği ve vücut kompozisyonunu geliştirdiği görülmüştür. Zencefil ve tarçın gibi doğal bitkilerin metabolizmayı hızlandırdığına dair bazı kanıtlar olsa da, tek başlarına mucizevi sonuçlar beklemek gerçekçi değildir. Sağlıklı bir yaşam tarzının temel taşları olan dengeli beslenme ve düzenli egzersizle birlikte bu baharatların kullanılması daha etkili olabilir. Unutulmamalıdır ki her bireyin metabolizması farklıdır ve kişisel sağlık durumu, diyet alışkanlıkları ve genetik faktörler gibi çeşitli etkenler de metabolizma hızını etkiler. Zencefil ve tarçın gibi baharatlar metabolizmayı hızlandırma potansiyeline sahip olabilir. Ancak, bu baharatların tek başına kilo kaybında büyüleyici etkilere sahip olduğunu düşünmek yanıltıcı olabilir. Sağlıklı bir yaşam tarzının parçası olarak, dengeli beslenme ve egzersiz ile birlikte bu baharatları kullanmak, metabolizma sağlığını destekleyebilir ve kilo yönetimine katkıda bulunabilir. Herhangi bir sağlık sorunu veya diyabet gibi özel durumlarınız varsa, uzman bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir. Metabolizmanızın yavaş çalıştığını düşünüyorsanız bir diyetisyen ile görüşebilirsiniz. Sağlık Bakanlığı hizmetindeki diyetisyenlerden randevu alarak uzman görüşüne başvurabilirsiniz. Beslenme önerileri için beslenme kategorimize göz atabilirsiniz. Read the full article
#Metabolizmahızıarttırılabilirmi?#Metabolizmahızınasılanlaşılır?#Metabolizmahızınasılölçülür?#Metabolizmahızınınarttıranyiyeceklernelerdir?#Metabolizmahızlandıranyiyeceklernelerdir?#Metabolizmahızlanmayöntemlerinelerdir?#Metabolizmanasılhızlandırılır?
0 notes
Text
Biber Hapı
https://www.biberhapiform.com/wp-content/uploads/2023/05/biberrrs.png
Biber Hapı Güney Amerika’da yetişen Meksika biberinden esinlenerek üretilmiş obezite ve kilo kontrolünde oldukça bir üründür. Meksika biberi, Meksika yerlileri tarafından sindirim sistemini düzenleyici amaçla kullanılmaktaydı. Geleneksel Çin tıbbı, Meksika biberi ile birleştiğinde ortaya daha etkili sonuçlar çıktı.
Biber hapı 30 kapsülden oluşmaktadır. Üretim menşei Çin Guangzou eyaletidir.
Biber Hapı Etkileri
Biber hapı kilo vermeniz için metabolizma da bir takım değişiklikler meydana getirir. Bu etkiler;
Yağ Yakıcı Etki
Kullanmaya başladığınız ilk kapsülden itibaren bölgesel olarak, Bel, Basen ve göbek bölgesinde oluşan yağlanmaların yakılması için gerekli enzimleri aktive eder.
İştah Kapatıcı/Tokluk Hissi Verici Etki
Fazla kiloların temelinde aşırı iştah problemi de yer alıyor. Biber hapı gün boyunca iştahınızı kapatır ve tokluk hissi verir. Gereğinden fazla gıda tüketmenizi engelleyerek, Yeterli düzeyde kalori almanızı sağlar.
Metabolizmayı hızlandırır
Özellikle tiroit hastaları yavaş çalışan bir metabolizmadan şikayetçiler. Biber hapının en önemli etkilerinden birisi de metabolizmayı hızlandıran içerikte olmasıdır.
Biber Hapı İçeriği
Turunç
Citrus
Meyan Özü
C Vitamini
L-Carnitine
S.M.H
Biber Hapı Kullanım Şekli
Meksika biber hapı günde bir kapsül, Sabah kahvaltısından hemen önce bir bardak su ile kullanılır. Gün içerisinde bir kapsül yeterli olacaktır. Biber hapı kullandığınız gün içerisinde 3 litre civarı su tüketmeniz, Sağlıklı bir kilo verme süreci için tavsiye edilmektedir.
Uyarılar
17-65 yaş arası kullanıcılar içindir.
Kalp-Damar Tansiyon hastaları, Kronik böbrek ve karaciğer yetmezliği olan kişiler, Hamile ve emzirenler kullanamazlar.
Önerilen doz dışına çıkmayınız.
Üretici Firma
Gmp Farma industry. co. Guanghzou- China
Lot Numarası:020-88172337
Orjinal Biber Hapı Nasıl Anlaşılır?
Orjinal biber hapı ve sahte üretimler arasında ki farkı anlayabileceğiniz bir kaç nokta mevcut. Bunları dikkate alarak elinizde ki ürünün orjinal mi? yoksa sahte mi? olduğuna karar verebilirsiniz. Üst kısımda paylaştığımız görsel orjinal biber hapı na aittir.
Kutunun ön yüzünde hologramı yer alır. Hologramın hemen altında yer alan Çince yazı kabartmalı olmalıdır.
Dış kutunun alt kapağında GMP damgası yer almaktadır.
Kutuyu açtığınızda platin renkte şeritler çıkar. Bu şeritlerin yüzeyi tırtıklıdır. Ve şerit üzerinde yine Çince ibareler yer alır.
Kapsül rengi turuncu ve gri/kahverengi tonlardadır. Kapsülü açtığınızda ortaya çıkan toz koyu gri tonlarda olmalıdır. Özellikle kapsül içerisinde ki toza dikkat ediniz. Beyaz, Turuncu yada farklı renklerde olan ürünler %100 sahtedir.
Kullanmaya başladığınız gün metabolizmanızda bir takım değişiklikler meydana gelir. Bunların başında ağız kuruluğu hissi yer alır. Ayrıca gün içerisinde normalden farklı olarak enerjik yada halsizlik yaşayabilirsiniz. Bu durum kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor. Bir kişi halsizlik hissederken bir diğer kişi aşırı enerjik olabiliyor.
0 notes
Text
En çok tüketilen 8 bitki çayı nedir?
Bitki çayları, çeşitli bitkilerin yaprakları, çiçekleri, kökleri ve meyvelerinden elde edilen sıcak su ile hazırlanan bir içecektir. Bitki çayları, dünya genelinde uzun bir geçmişe sahiptir ve farklı kültürlerde çeşitli amaçlar için kullanılmıştır. Bitki çayları, Çin'de yaklaşık 5000 yıldan beri kullanılmaktadır ve sonraki yıllarda diğer ülkelere yayılmıştır. Günümüzde dünya genelinde popüler bir içecek haline gelmiştir ve birçok farklı bitki türünden yapılabilen geniş bir çeşitlilik sunar. Bitki çayları, sağlık faydaları ve lezzetleri için tercih edilirler. Ayrıca, kafein içermeyen bir içecek olduğu için kafeine hassasiyeti olan veya gece geç saatlere kadar uyanık kalmamak isteyen kişiler tarafından da tercih edilirler. Bitki çayları dünya genelinde oldukça popüler ve sık tüketilen içeceklerden biridir. İşte en çok tüketilen 8 bitki çayı: Adaçayı: Adaçayı, sağlık faydaları için popüler bir bitki çayıdır. Sindirim sorunlarına, baş ağrılarına ve stresi azaltmaya yardımcı olabilir. Papatya çayı: Papatya çayı, uykusuzluk, sakinleştirici ve mide rahatsızlıkları için tercih edilir. Nane çayı: Nane çayı, ferahlatıcı bir aroması ve serinletici etkisi ile bilinir. Sindirim sorunları ve mide bulantısı gibi rahatsızlıklara iyi gelebilir. Ihlamur çayı: Ihlamur çayı, rahatlamak ve uyumak için kullanılan popüler bir bitki çayıdır. Ayrıca, soğuk algınlığı ve grip semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir. Yeşil çay: Yeşil çay, Camellia sinensis bitkisinden elde edilen bir çay türüdür ve dünya genelinde popüler bir içecektir. Antioksidan özellikleri, düşük kafein içeriği ve sağlık faydaları nedeniyle tercih edilir. Zencefil çayı: Zencefil çayı, antioksidan özellikleri ve bağışıklık sistemi güçlendirici etkileri ile bilinir. Ayrıca, mide bulantısı ve sindirim sorunlarına da iyi gelebilir. Kuşburnu çayı: Kuşburnu çayı, C vitamini açısından zengin olması ile bilinir ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, soğuk algınlığı ve grip semptomlarını hafifletmeye de yardımcı olabilir. Hibisküs çayı: Hibisküs çayı, yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir ve antioksidan özellikleri ile bilinir. Ayrıca, kilo verme ve sindirim sorunlarına da yardımcı olabilir. Read the full article
0 notes
Text
D Vitamini Eksikliği Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Birleşik Krallık havasının öngörülemeyen doğası nedeniyle, güneş ışığına yetersiz maruz kalmanın Birleşik Krallık'ta D vitamini eksikliğinin en yaygın nedenlerinden biri olması şaşırtıcı değildir.
Çoğu insan, Mart ayının sonundan Eylül ayının sonuna kadar ön kollarını veya alt bacaklarını açıkta bırakarak kısa süreliğine güneşte kalarak yeterli D vitamini üretebilir [2] .
Bununla birlikte, Ekim ile Mart sonu arasında dışarıda vakit geçirerek yeterli miktarda D vitamini almak daha zor olabilir.
Birleşik Krallık kış güneş ışığı, vücudun D vitamini oluşturmak için ihtiyaç duyduğu kadar ultraviyole B (UVB) sağlamaz. Bu nedenle İngiltere Halk Sağlığı, tüm yetişkinlere ve beş yaş üstü çocuklara diğer D vitamini kaynaklarını düşünmelerini tavsiye eder.
DİYET
Küçük miktarlarda D vitamini, [1] :
Yağlı balık
kırmızı et
Yumurta sarısı
Güçlendirilmiş kahvaltılık gevrekler
Vegan diyeti gibi bu tür gıdalardan yoksun bir diyet , düşük D vitamini seviyelerine neden olabilir ve muhtemelen D vitamini eksikliğine yol açabilir.
Gıda, D vitamini gereksinimlerinizi karşılamanıza yardımcı olsa da, yalnızca ona güvenilemez. Bunun yerine, yaz aylarında dışarı çıkmanız veya günlük takviye almayı düşünmeniz önerilir.
YAŞ
Yaş, vücutta ne kadar D vitamini olduğu konusunda belirleyici bir faktör olabilir. 65 yaşın üzerindeki yaşlı kişilerde D vitamini eksikliği oranları artmıştır [3] . Bilim adamları, yüksek düzeyde D vitamini eksikliğinin, vücudun D vitamini emme, sentezleme ve yaşla birlikte azalan aktif formuna dönüştürme yeteneğinden kaynaklanabileceğini düşünüyor.
Altı aylıktan küçük emzirilen bebekler de, insan sütü tek başına yeterli D vitamini sağlayamayacağından, D vitamini eksikliği açısından daha yüksek risk altındadır [4] . Bu nedenle emzirmenin ilk altı ayında D vitamini takviyesi veya D vitamini damlası önerilir.
CİLT TONU
Afrika, Afrika-Karayip veya Güney Asya kökenli insanlar da dahil olmak üzere daha koyu tenli kişilerde de D vitamini eksikliği riski artabilir.
Koyu tenli insanlarda daha yüksek melanin seviyeleri (cilde rengini veren pigment) vardır ve bu da cildin güneş ışığına tepki olarak D vitamini yapma yeteneğini azaltır.
Sonuç olarak, daha koyu tenli kişilerin, daha açık tenli kişilerle aynı miktarda D vitamini üretmek için güneşte daha uzun süre harcamaları gerekebilir [5] .
Yine de güneşte daha fazla zaman geçirmek her zaman en sağlıklı seçenek değildir. Güneşin güvenli bir şekilde tadını çıkararak on melanom cilt kanseri vakasından dokuzuna kadar önlenebilir. Cancer Research UK, cildinizi güneşten nasıl koruyacağınızı açıklıyor.
MALABSORPSİYON
Bazı tıbbi durumlar, vücudun yiyeceklerden vitamin ve mineralleri emme yeteneğini etkiler.
Çölyak ve Crohn hastalığı ile ince bağırsağın astarı hasar görebilir. Hasar, ince bağırsağın D vitamini de dahil olmak üzere besinlerden besinleri emme yeteneğini etkileyebilir.
Bu nedenle, çölyak ve Crohn hastalığı olan kişilerde D vitamini eksikliği gelişme riski daha yüksektir ve takviye hakkında doktorlarıyla konuşmaları gerekir.
TIBBİ DURUMLAR
Böbrek ve karaciğer hastalığı da D vitamini düzeylerini etkileyebilir.
Böbrek hastalığında böbrekler hasar görür ve D vitamininin vücudun kullandığı aktif forma dönüşümünü daha az gerçekleştirerek vücutta düşük seviyelere neden olur.
Karaciğer, D vitaminini vücudun ihtiyaç duyduğu aktif forma dönüştürmek için böbreklerle birlikte çalışır. Bu nedenle, karaciğer hastalığı da D vitamini emilimini ve sentezini etkileyerek bir eksikliğe neden olabilir [6] .
Anti-epileptik ilaçlar ve kilo verme ilaçları (Orlistat gibi) gibi bazı ilaçlar da vücudun D vitamini işleme şeklini etkileyebilir.
YAŞAM TARZI FAKTÖRLERİ
D vitamini düzeylerini etkileyen yaşam tarzı faktörleri şunları içerir:
Obezite - bilim adamları D vitamininin yağ dokusu içinde sıkışıp kalabileceğini ve vücutta kanda daha az dolaşabileceğini düşündüklerinden, obezite vitamin eksikliği ile ilişkilendirilmiştir [7] .
Sigara içmek - araştırmalar, sigara içmenin akciğer fonksiyonunu etkileyebileceğini ve bu nedenle vücuttaki D vitamini düzeylerini düşürdüğünü ve ayrıca D vitamininin anti-inflamatuar etkilerini etkilediğini göstermiştir [8]
Hamilelik - NHS , ihtiyacınız olan tüm vitamin ve mineralleri aldığınızdan emin olmak için hamileyseniz [9] günlük bir D vitamini takviyesi almanızı önerir.
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Düşük D vitamini belirtileri hafif olabilir, bu nedenle eksik olduğunuzu fark etmeyebilirsiniz.
D vitamini eksikliğinin belirtileri şunlardır:
Yorgunluk
Düşük ruh hali
sinirlilik
Bilinç kararması
Saç kaybı
Kilo almak
Eklem ve kemik ağrısı
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN SAĞLIĞIMIZA ETKİLERİ NELERDİR?
D vitamini vücudun sağlığı için hayati önem taşır. Onsuz, düzgün çalışamaz.
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ ŞUNLARI ETKİLEYEBİLİR:
KEMİK SAĞLIĞI
D vitamini, vücudun sağlıklı miktarda kalsiyum ve fosfat emmesini sağlar, böylece kemikler ve dişler sağlıklı kalır. D vitamini olmadan, vücut besinlerden alınan kalsiyumun yalnızca %10-15'ini ve fosfatın %60'ını emer.
Düşük D vitamininiz varsa, vücut doğru miktarda kalsiyum ve fosfat alamaz. Kalsiyum fosfat, kemikleri güçlü ve sağlıklı tutan paratiroid hormonu (PTH) adlı hormonu tetikleyen önemli bir mineraldir.
Vücudunuzda düşük D vitamini varsa, PTH daha fazla kalsiyum ve fosfat salmak için kemik yıkımını artıracak ve kemik mineral yoğunluğunda (BMD) bir azalmaya neden olacaktır.
Kemiklerdeki bu parçalanma osteopeni ve osteoporoza yol açarak kişiyi daha yüksek kırık riskine sokar.
Kemiklerde ciddi bir kalsiyum ve fosfat eksikliği, zayıflığa ve kemik deformasyonuna yol açabilir; çocuklarda raşitizm ve yetişkinlerde osteomalazi olarak bilinir.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İŞLEVİ
D vitamini bağışıklık fonksiyonunda çok önemli bir rol oynadığından, artan otoimmünite ve enfeksiyona yatkınlık ile ilişkilidir.
Soğuk algınlığı gibi viral bir enfeksiyon kaptığınızda, D vitamini T hücreleri oluşturma sürecinde yardımcı olur. T hücreleri, enfekte olmuş konakçı hücreleri öldürür, bu nedenle enfeksiyonla savaşmaya yardımcı olur.
Bir çalışma, D vitamini takviyesinin faydalarının sadece kemik sağlığının ötesine geçtiğini ve ayrıca bağışıklık sistemi için önemli faydaları olabileceğini düşündürmektedir [10] .
DİĞER HASTALIKLAR
Araştırmalar halen devam etmektedir, ancak düşük D vitamini seviyelerine sahip olmak, aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok kronik hastalık riskinin artmasıyla ilişkilidir:
Kalp-damar hastalığı
Kanser
Diyabet
Depresyon
obezite
gebelik komplikasyonları
şiddetli astım
Çocuklarda otizm [11]
D vitamini, aşağıdakiler dahil durumların önlenmesinde ve tedavisinde rol oynayabilir:
diyabet [12]
Glikoz intoleransı [13]
multipl skleroz [14]
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?
D vitamini eksikliğinin teşhisi genellikle kanınızda ne kadar 25-hidroksi-kolekalsiferol testinin (25 (OH) D) olduğunu test etmek için bir kan testi ile başlar.
25 (OH) D testi, D vitamininin birincil dolaşım şekli olduğu için kanınızda ne kadar D vitamini olduğunu belirlemenin en doğru yoludur. Ancak, bu test kronik böbrek hastalığı olan kişilerde o kadar güvenilir olmayabilir.
Evde D vitamini seviyenizi ölçmek istiyorsanız, basit parmak delme testimiz ile D vitamini seviyenizi test edebilirsiniz .
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN TEDAVİLERİ NELERDİR?
D vitamini eksikliğinin tedavisi kolaydır ve vücuttaki seviyeler düzeldiğinde semptomların çoğu düzelebilir.
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ İÇİN TEDAVİLER ŞUNLARI İÇERİR:
D VİTAMİNİ TAKVİYESİ
Gerekli olan D vitamini dozu, seviyelerinizin ne kadar düşük olduğuna bağlı olacaktır.
Kan sonuçlarınız D vitamini eksikliğiniz olduğunu gösteriyorsa , bir takviye almanız gerekecektir. Medichecks'te, 12 hafta boyunca günde 80 mikrogram (4000 IU) takviyesi yapmanızı tavsiye ederiz.
D vitamini seviyeniz yetersiz aralıkta ise 12 hafta boyunca günde 20-50 mikrogram takviyesi yapmanızı öneririz.
12 haftalık takviyeden sonra D vitamini seviyenizi yeniden kontrol etmenizi öneririz . Seviyeniz sağlıklıysa, D vitamininizi günde 10 mikrogramlık bir idame dozuna düşürebilirsiniz.
Önleme her zaman tedaviden daha iyidir ve takviyenin yanı sıra diyet ve güneşe maruz kalma gibi D vitamini seviyenizi optimize edebileceğiniz yollar önerebiliriz.
Takviye seçerken D2 vitamini yerine D3 vitamini tercih edilir. D3 vitamini, karaciğer daha iyi metabolize ettiği için vücuttaki seviyeleri artırmada daha etkilidir.
D vitamini takviyelerini çoğu süpermarkette, eczanede ve sağlık mağazasında ve ayrıca çevrimiçi olarak bulabilirsiniz.
Hamile kadınlar, 12 aylıktan küçük çocuğu olan kadınlar ve dört yaşına kadar uygun çocuklar , NHS Sağlıklı Başlangıç Programı aracılığıyla ücretsiz vitamin tabletleri alma hakkına sahiptir .
12 haftadan uzun bir süredir D vitamini takviyesi alıyorsanız ve düzeyleriniz henüz düzelmediyse veya hala semptomlar yaşıyorsanız, doktorunuzdan tavsiye alın.
D vitamini takviyeleri bazı durumlarda dikkatle alınmalıdır.
Aşağıdakilerden herhangi birine sahipseniz, D vitamini takviyesine başlamadan önce lütfen doktorunuzdan tavsiye alın:
Kemik hastalığı
Böbrek yetmezliği
Böbrek taşı
Kalsiyum seviyelerini etkileyen herhangi bir koşul
Belirli durumlara bağlı olarak (lenfoma, sarkoidoz veya hiperparatiroidizm gibi) D vitamini duyarlılığında artış
Hamileyseniz, emziriyorsanız veya herhangi bir ilaç kullanıyorsanız, yeni takviyelere başlamadan önce doktorunuza danışmanız önerilir.
GÜNEŞTE VAKİT GEÇİRMEK
D vitamini seviyelerini yükseltmenin en iyi yollarından biri güneşte vakit geçirmektir. Her gün saat 11:00 ile 15:00 arasında yaklaşık 15-20 dakika dışarıda vakit geçirin.
Kısa kollu bir üst ve şort giymek emilimi artırmaya yardımcı olabilir.
Mart sonu ile Eylül ayları arasında, bahçede kitap okumak veya ailenizle günlük yürüyüşe çıkmak, dışarı çıkmanın ve D vitamini seviyenizin optimal düzeyde olmasını sağlamanın harika yolları olabilir.
Güneşte vakit geçirirken daima güvende olduğunuzdan emin olun. Cancer Research UK'nin rehberliğine uymak, cildimizi zararlı hasarlardan korumaya yardımcı olabilir.
Yanmaya karşı daha hassas olan daha açık renkli bir cildiniz varsa, dışarıda kısa sürelerle başladığınızdan ve mümkünse biriktirdiğinizden emin olun.
Yeterli D vitamini yapmak için güneşte tam olarak ne kadar zamana ihtiyaç duyulduğu bilinmemektedir, çünkü D vitamininin nasıl yapıldığını birkaç faktör etkileyebilir. Cildiniz kızarmaya veya yanmaya başlamadan önce güneşte yanmadığınızdan emin olmalı ve cildinizi güneş kremi ile korumalısınız.
Araştırmalara göre, güneş kremi D vitamini düzeylerini etkilememektedir [15] .
D vitamini düzeylerini yükseltmeyen ancak kanser riskini artıran yüksek düzeyde UVA yaydıkları için şezlonglardan kaçınılmalıdır.
İYİ D VİTAMİNİ BESİN KAYNAKLARI TÜKETİN
En zengin D vitamini kaynakları şunlarda bulunabilir:
Somon gibi yağlı balıklar. Tipik olarak, 3 oz somon fileto, porsiyon başına 11-17 mikrogram içerecektir.
Mantarlar, özellikle UV ışığına maruz kalanlar da D vitamini içerir. Bu mantarlar, yarım fincan mantar başına yaklaşık 7,9 mikrogram sağlar.
Bununla birlikte, tek D vitamini kaynağı olarak yiyeceklere güvenilmemelidir.
Sağlıklı D vitamini seviyelerini sağlamanın yanı sıra, hem sağlıklı kemikler hem de dişler için ihtiyacımız olduğundan, diyetle yeterli kalsiyum alımını sürdürmek de önemlidir. Diyetinizde çok fazla kalsiyum yoksa, bir kalsiyum takviyesi düşünebilirsiniz.
İyi diyet kalsiyum kaynakları şunları içerir:
Güçlendirilmiş tahıllar
Peynir
Badem sütü
soya peyniri
TEST YAPTIRIN
D Vitamini (25 OH) Kan Testimiz, kendi evinizin rahatlığında yapılan basit bir parmak delme testidir. Düşük enerji ve kas ağrıları ve ağrıları gibi semptomlara katkıda bulunabilecek düşük seviyelere sahip olup olmadığınızı görmek için D vitamini seviyelerinizi test eder.
Kaynakça: https://technogezgin.com/d-vitamini-eksikligi-belirtileri-nedenleri-tedavisi/
1 note
·
View note
Text
Detoks Etkili Kırmızı Ayran Tarifi
Detoks Etkili Kırmızı Ayran Tarifi
#DetoksEtkiliKırmızıAyranTarifi, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler https://is.gd/FzHMWP https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/icecekler/detoks-etkili-kirmizi-ayran-tarifi/
Detoks etkili kırmızı ayran tarifi ile sizlerin diyet esnasında yağ yakımı ile açığa çıkan toksik maddelerin atılmasını kolaylaştıracak kırmızı ayran tarifini vereceğiz. Bilindiği gibi kırmızı pancar, diğer siyah renkli meyve ve sebzeler gibi antioksidan bakımından çok zengindir. P vitamini, demir, kalsiyum, fosfor gibi mineraller bakımından zengindir. Alkali bir besin olan kırmızı pancar, gastrit gibi hastalıklara da oldukça faydalıdır. Aynı zamanda sakinleştirici, uykusuzluk sorununa karşı kullanılabilecek bir besindir.
BAKINIZ: Kırmızı Pancarın Faydaları ve Kullanımı
Ayran ve kırmızı pancarla karışımı ile kırmızı ayran adında mükemmel bir detoks hazırlanabilir. Kırmızı Ayran‘ın ara öğünlerde tokluk hissi vermesi açısından faydalı etkileri vardır. Pek çok toksik madde yağ içinde çözünür. Vücut içerisinde fazla yağ depolanması aynı zamanda yağ içinde çözünen (yağa hapsolan) toksik maddelerin de birikmesi anlamına gelmektedir.
Kilo verirken yağ yakımı sırasında bu toksit etkili bileşikler başı boş vaziyette vücut içinde kalır ve metabolizmanın pek çok faaliyetine olumsuz etki gösterir. Başta yoğurt ve antioksidan açısından zengin besinler kilo verme döneminde açığa çıkan bu toksik maddelerin vücuttan atımını kolaylaştırarak daha kolay kilo vermeye yardımcı olur.
Bu nedenle her zaman söylediğimiz gibi sağlıksız bir diyet uygulaması sonucu insanların aniden çeşitli hastalıklara yakalanmasının nedeni bu toksik maddelerdir. Diyet uygulaması esnasında amaç sadece yağ yakmak değil zararlı maddelerin dışa atımını da sağlamak olmalıdır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Serinleten ve Hafifleten Detoks Suları
Bu tür uygulamalara destek olmak amacında, ayran ve kırmızı pancardan elde edilen kırmızı ayran‘ı ara öğünlerde tüketmek bir miktar fayda sağlayacaktır.
Detoks Etkili Kırmızı Ayran Nasıl Yapılır?
100 gram yoğurt ( Mümkünse ev yoğurdu veya doğal yoğurt )
1 adet kırmızı pancar ( tatlı bir tat elde etmek için 2 adet, normal isterseniz 1 adet yeterlidir. )
Yarım su bardağı içme suyu
Kırmızı pancar robot, meyve sıkacağı veya blender ile püre haline getirilir ardından ise içerisine yoğurt ve su eklenerek iyice ayran kıvamına gelene kadar karıştırılır. 15-20 dakika veya daha fazla bekletilerek iyice rengini vermesi sağlanır.
Ardından ister süzerek isterse püreli-ayran vaziyetinde tüketilebilir. Bizim tavsiyemiz püreli şekli ile tüketmeniz çünkü bu şekilde tok tutucu etkisi daha fazla ve alınabilecek lif oranı daha çok. Bu şekilde veya içerisine bir miktar limon atarak tüketilebilir.
0 notes
Link
Murat Topoğlu
Son günlerde çok fazla konuşulan Murat Topoğlu diyeti pek çok kişi tarafından tercih edilmektedir. Kilolarından rahatsız olan ve daha fazla fit görünmek isteyenler çok farklı diyet yöntemleri denemektedir. Ancak bu diyetlerin bazılarından olumlu sonuçlar alınsa da sağlık bakımından tehlikeler bulundurabilir. Dr. Murat Topoğlu tarafından sunulan diyet programları tam bir uzmanlık gözetiminde çok daha güvenilir bir kilo verme yöntemi olmaktadır.
Murat Topoğlu Diyeti Nedir?
Murat Topoğlu diyeti nedir diye merak edenlerin sayısı çok fazla olmaktadır. Uzun yıllar diyet yöntemleri üzerinde çalışmalar yapan Dr. Murat Topoğlu fazla kilo sorunu yaşayan herkesin daha güven içinde kilo vermesi için en uygun yöntemleri sunmaktadır. Uzman doktor uzun süren çalışmalar sonrasında sunduğu diyet programları ile en sağlıklı şekilde kilo vermenize yardımcı olmaktadır.
Kişilerin kilolarına, bünyelerine ve sağlık durumlarına göre diyet programları düzenlenmektedir. Ülkemizin pek ok farklı illerinde uygulanan Murat Topoğlu diyetleri ile kilo veren kişi sayısı artmaktadır. Diyet uygulanırken her besin grubuna yer verilmektedir ve diyeti uygulayan kişiler diyet süresinde kesinlikle açlık hissi duymazlar. Bu neden ile Murat Topoğlu diyeti uygulamak diğer düşük oranda kalorili diyet yöntemlerine göre çok daha basit ve kolay olmaktadır.
Murat Topoğlu Diyeti Nasıl Uygulanır?
Son yıllarda çok popüler bir hal alan ve kilolu olanlar ya da fit kalmak isteyenler tarafından çok fazla tercih edilen Murat Topoğlu diyeti nasıl uygulanır konusunda çok fazla sorular sorulmaktadır. Doktor Murat Topoğlu gözetimi altında düzenlenen diyet programları genel olarak kilo vermek isteyen kişilerin özelliklerine ya da sağlık durumlarına göre belirlenmektedir. Haftalık ya da aylık olarak farklı diyet programlarının bulunduğu diyette her türlü besin maddelerine yer verilmektedir. Böylece herkes diyet yaparken tüm besin maddelerinde faydalanacak ve vücudun gerekli olan ihtiyaçları en doğru şekilde alınacaktır.
#diyet#murat topoğlu#diyetisyen#zayıflama#zayiflama#diyet listesi#zayıflama listesi#sağlıklı yaşam#sağlık#diyet yemeği#yemek#yemekler#vitamin#vitaminler#mineral#mineraller#a vitamini#kilo#kilo verme
0 notes
Text
Kilo Verme Vitamini
Kilo verme vitamini ile daha kısa süre içerisinde ideal kiloya ulaşabilmek mümkündür. Kilo problemi bulunan kişiler vücudunda bulunan yağların yakılabilmesi için bazı vitaminlere ihtiyaç duyarlar. Bu vitaminlerin alınması sayesinde vücutta bulunan yağların daha hızlı şekilde yakılması sağlanır. Yağ yakılmasının hızlanması ile daha kısa sürede kalori kaybedebilmek ve kilo verebilmek mümkündür.
Kilo verme vitamini kullanıldığında iştahın kesilmesi mümkündür. İştahın kesilmesi ile gün içerisinde kalori açıklarının oluşturulması bu sayede de hızlı şekilde kilo verilmesi sağlanır. Yağ yakımına yardımcı olan vitaminlerin günde bir ya da iki defa kullanılması gerekir. Bu vitaminlerin kullanılması ile spor sırasında daha fazla yağ yakımının sağlanması ve daha fazla kilo verilmesi mümkündür.
0 notes
Photo
Antibiyotik yerine soğan suyu
Çocuğunuz sık hastalanıyorsa, sürekli antibiyotik ve ateş düşürücü kullanıyorsanız, kansızlığı giderecek ilaçlardan fayda göremiyorsanız ya da çocuğunuzu tabii yöntemlerle büyütmek istiyorsanız okumalısınız.
Her cumartesi olduğu gibi o hafta da yeni derginin içeriğini konuşuyor, gelecek aylara dair yayın planı yapıyorduk. Konu dönüp dolaşıp çocuklarımız ve mutat hastalıklarına geldi. Bu esnada 3 yıl önce ilk çocuğunu dünyaya getirmiş muhabir arkadaşımız hepimizi şaşırtacak şeyler söylüyordu: “Kızım bu zamana kadar hiç antibiyotik kullanmadı”, “İshal ilaçlarla kesilmemeli”, “39.5' u görmeden ateş düşürücü vermek yanlış”, “Çocuklara bebek bisküvisi yedirilmemeli” gibi bilgileri sebepleriyle anlatıyordu. Bunları duymaya çok alışık değildik. Ama bilgilerin kaynağı bir çocuk doktoruydu ve arkadaşımızın kızı da oldukça sağlıklıydı. Dolayısıyla biz de kendi muayenehanesinde çocuk ve ailelere hizmet veren Dr. Hafize Erkal'ın kapısını çaldık. Antibiyotik kısır döngüsünden nasıl kurtulacağımızı, ateş düşürücüleri çocuklarımıza ne zaman, nasıl vermemiz gerektiğini, alerjilerin hangi hastalıkları tetiklediğini ve doğal yollarla bağışıklık güçlendirmenin püf noktalarını sorduk.
Antibiyotik yerine soğan suyu
Antibiyotikler belki de Türkiye'nin en önemli sağlık problemleri arasında. Çünkü aile hekimliği uygulamasıyla vatandaşın doktor yüzü görme ihtimali hayli arttı. Her hekim de ilaç verme konusunda yeterince cimri davranmadığı için öksürük, nezle ve gripte bile hastalar antibiyotik kullanır duruma geldi. Tabii kafasına göre eczaneden ilaç alıp tüketenleri de unutmamak lazım. Tablonun vahameti her geçen gün artmakla birlikte dünya ciddi alarmda. İngiliz Tıp Dairesi Başkanı Dr. Dame Sally Davies, eğer kullanım alışkanlığımızı değiştirmezsek 20 yıl sonra insanların basit enfeksiyonlar sebebiyle hayatını kaybedeceğini, mikropların geliştirdiği antibiyotik direncinin kendilerini oldukça endişelendirdiğini açıklamıştı geçen günlerde. Dr. Hafize Erkal, Türkiye'deki hekimlerin büyük kısmının bu konuda hassas davrandığını düşünüyor. Ama genele yayılmış bir bilinç henüz yok. Bundan dolayı da bağışıklık sistemi tam gelişmemiş 3-12 aylık bebekler ile çocuklar bir kere hastalanıp antibiyotik tedavisi almayagörsün; hassasiyetleri artıyor ve çok daha sık hastalanıyorlar. Sebebi basit; antibiyotikler zararlı bakteriler kadar, vitaminleri sentezleyen, hastalıklara karşı mikropların geçişini engelleyen yararlı bakterileri de yok ediyor. Bağırsaklarımızdaki doğal flora yaralandığı için savunma sistemimiz çöküyor, 4-6 hafta hastalıklara açık duruma geliyoruz. İyi bakteriler öldüğü için dışarıdan gelen kötü bakterilerle hakkıyla savaşamıyoruz. Onlar da bağırsaklarımıza yapışıyor, kana karışıp hasta ediyor bizi. Kandidalar da (bir tür zararlı mantar) antibiyotik kullanımına binaen artıyor, bebeklerde ishal ve derin pişikleri tetikliyor.
Dr. Hafize Erkal, üst solunum yolu enfeksiyonlarının çoğunda antibiyotik tedavisinin gerekmediğini söylüyor. Hastalarına da bundan dolayı soğan suyunu öneriyor. Soğanın rendelenip suyunun çıkarılmasıyla elde edilen sıvı, enfeksiyonlarla başa çıkmada başarılı, ciddi durumlarda bile oldukça etkili. Yalnız dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, sıkılır sıkılmaz içilmesi. Kullanım için alt sınır 6 ay. Bebeklere genelde günde 1 kez, 1 çay kaşığı veriliyor. Yalnız direkt içirmek zor olacağı için meyve püresi, mama ya da anne sütünün içine 2-3 damla karıştırıla karıştırıla veriliyor. 3 yaş ve üstü çocuklara da tokken 1 yemek kaşığı, günde 2-3 kez hastalığın şiddetine göre içirilebiliyor. Hem soğan suyunun etkisi hem de vücudun kendi savunma mekanizmasını devreye sokmasıyla enfeksiyonlar 2-4 gün arasında geçiyor. Yalnız soğan suyu çocukta kusmaya, öksürüğe, huzursuzluğa sebep oluyorsa devam etmemek gerekiyor. Bu tedavi midesine soğan dokunanlar ile soğana alerjisi bulunanlara uygulanmıyor.
Antibiyotik kısır döngüsünden çocuk ve yetişkinlerin bu yolla kurtulabileceğini belirten Erkal, soğan suyunun koruyucu özelliğinden de bahsediyor: “Kış aylarında, okula giden çocuklar, bebekler, çok sık hastalananlar haftada 1-2 kez soğan suyu içebilir. Böylece hastalanma ihtimali çok azalıyor.”
39'u görmeden ateş düşürücü yok
Birçok anne-babanın korkulu rüyalarının başında geliyor ateş. Hatta bu endişe paranoya düzeyine ulaştığında ebeveynler çocuk aksırıp tıksırmaya başladığında, ufak bir boğaz enfeksiyonunda dahi ‘yükselebilir' ihtimaline binaen ateş düşürücü veriyor. Hâlbuki ateş yüksekliği vücudun önemli savunma mekanizmalarından biri, üstelik virüs ya da bakterinin bedene girip yerleştiğinin de ilk işareti. Peki, ateşimiz neden yükseliyor? Çünkü vücut ısısının artmasıyla birlikte bedene giren, hızla çoğalan mikrop ve bakteriler o esnada öldürülüyor, doğal şekilde hastanın direnci artırılıyor. Ateş düşürücü ilaçlar ise bu doğal savunma mekanizmasının sağlıklı çalışmasını engelliyor. Dr. Hafize Erkal, 39 dereceden sonra ilaç verilmesinden yana. Tabii onun için de belli şartlar lazım: “Ebeveynler 37 dereceyi gördüklerinde ilaç veriyor. Bu çok yanlış. Genelde normal bir vücutta 40'ın üzerine çıkmaz ateş. Nadiren 41 olur. Vücut terleyerek otomatik şekilde ısısını düşürür. Bu ayarlanmış bir sistemdir. Dolayısıyla ateş vücuda zarar vermeye başladığında ancak müdahale edilmeli. Şöyle ki: Sıcaklık 39'un üzerinde, çocuğun eli ayağı soğuk, titreme var. Bu sıcaklık daha da yükselecek demektir. O zaman gerekir ilaç. Çoğu zaman hastalarıma ‘4 saat kadar kullanmayın, takip edin.' diyorum. Stabil ateş, yani çocuğun elleri-ayakları sıcak, ateş 38,5-39'larda ama keyfi yerinde. O zaman ateş düşürücü için acele edilmemeli.”
Günümüz çocuklarına 20-30 yıl öncesine kıyasla vitamin, beslenme, soğuktan-sıcaktan korunma konusunda daha çok ihtimam gösterilse de çabuk hastalanıp zor iyileşiyorlar. Dolayısıyla ebeveynler de bağışıklık güçlendirici ilaç, besin takviyesi vererek bu gidişatı normalleştirmeye çalışıyor. Fakat ailelerin bütün çabaları bazen yetersiz kalıyor, bebek-çocuk sürekli hastalanıyor, kilo alamıyor, kan değerleri normalleşmiyor. Böyle durumlarda Dr. Hafize Erkal süt ve buğday başta olmak üzere besin alerjilerini işaret ediyor. Çünkü alerjiye sebep olan gıdaları bilmeden tüketmeye devam ettiğimizde bağışıklık sisteminin en önemli elamanlarından biri olan bağırsak mukozamız-floramız bozuluyor, zararlı bakterilerin vücudumuza yerleşmesi ve orada üremesi kolaylaşıyor. Böylece her türlü hastalığa kocaman bir kapı aralanıyor. Sürekli anatomik bozukluğun eşlik etmediği idrar yolu enfeksiyonu, alt ve üst solunum yolu hastalıkları, sinüzit, astım ve ortak kulak iltihabına yakalanan çocuklar için hekimler ‘Bağışıklık sistemi güçsüz' deyip besin takviyeleri öneriyor. Yalnız bağırsaklardan alerji sebebiyle yeterince emilemediği için verilen tedaviler de olumlu sonuçlanmıyor. Çocuk diyetine dikkat ettiğinde ise bağırsak mukozası düzeliyor, mikroplar artık eskisi kadar vücuda kolay giremiyor, doğal yollarla bağışıklık güçleniyor. Besin takviyeleri ise her zamankinden çok daha fazla işe yarıyor. Üstelik çocukların sürekli tekrarlanan hastalıkları da neredeyse tamamen ortadan kalkıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiren doğal takviyeler olarak çinko, propolis, C vitamini, ekmek mayasından elde edilen beta-glukan, ekinezya, pelargonium extresi vs gibi bitkisel ürünleri sayıyor Dr. Erkal. Yalnız tüm bunların doktor reçetesi ile alınması gerektiğini, yüksek dozun karaciğere zarar verdiğini de son sözlerine ekliyor...
Geçmeyen demir eksikliğinin arkasında besin alerjileri var
“Birçok çocukta demir eksikliği var. Bu durum süt ve buğday (çölyak) alerjisiyle bağlantılı aslında. Çölyak hastalarının ortak özelliği uzun süre değişmeyen demir eksikliğidir. Takviyelere rağmen iyileştirilemeyen hastalarda çölyakı araştırmak lazım. İnce bağırsaklardaki villus adı verilen yapılar, besinlerin emilimle kana geçmesini sağlıyor. Bu kılcıklar sayesinde, öğütülmüş olarak gelen besinlerin faydalı kısımları emilerek kana karışıyor. Buğday ve süt alerjisi çocukta var ve çocuk bu gıdaları tüketmeye devam ediyorsa o zaman villuslar düzleşiyor, emici yüzeyi azalıyor, miktarı 4'te 1'e düşüyor. Düzelmeyen kansızlık tablolarında alerjiye bakmak gerekiyor. Yalnız şöyle bir sıkıntı var. Kan tahlillerinde belli antikor oranına ulaşmadıysa sonuç negatif çıkabiliyor. Bu alerjinin yokluğu anlamına gelmiyor. Sadece tespit edilebilir düzeyde değil. En iyi sonuç biyopsi ile alınır. Bu da kolay değil, çocuk için çok yıpratıcı. Bundan dolayı şüphelendiklerimi 2-4 haftalık diyete alıyorum. Annelerin canı sıkılıyor, ‘Şimdi ben ne yedireceğim? Süt ve süt ürünleri, buğday yok, zayıflar çocuk' diyorlar. 1 ay sonra geliyorlar tekrar. Tartıya çıkarıyoruz. Çocuk kilo almış. Bunun sebebi şu; yediği gıdadan çocuk artık faydalanmaya başlıyor. Önceden villusların emici yüzeyi zarar gördüğü için yediklerinin yüzde 25'i emilirken şimdi yüzde 75'e çıkıyor rakam. Eskisine nazaran daha az yediği hâlde kilo alıyor, kan değerleri yükselmeye başlıyor.”
Küçücük bebeğe günde 1 litre süt veriyorlar!
“Annelerin kalsiyum takıntısı var. O kadar çok süt ve süt ürünü yediriyoruz ki çocuklara. Bakıyorsunuz anne 1 bardak sütün içine yoğun süt tozlu bebe bisküvisi koyuyor. İçine peynir ekliyor, öğlen yoğurt, akşam muhallebi yediriyor, gece de biberonla süt içiriyor. Çocuğun gün içinde aldığı süt neredeyse 1 litreyi buluyor. Yetişkinler için bile bu miktar çok yüksek. Ondan sonra yakınıyor anneler ‘Çocuk bir şey yemiyor' diye. Bebek zaten gün içinde harcayacağı kaloriyi fazlasıyla alıyor. Sonra da yemek yemek istemiyor tabii. Bu kadar beslememize rağmen çocuk obez değilse bunun sebebi alerji yüzünden yediklerinin büyük kısmının emilememesi. Vücut fazlalığı atarak aslında kendini korumaya çalışıyor.”
İshal durdurulmamalı
“İshal, bağırsaklara yapışan mikropları atmak için ortaya çıkar. Buna kusma da eşlik ediyorsa midedekiler de atılır. 3 kusma iyidir. Daha fazlası ise ağız yoluyla sıvı alınamayacak anlamına gelir. Sıvı ihtiyacı serumla giderilir ama yine ishali durduracak herhangi bir müdahale yapılmaz. İlk 4 günün sonunda hâlâ karın ağrıları varsa, ishal devam ediyorsa, çocuk çok bitkinse o zaman yine durdurmaya yönelik değil, daha çok tedavi amaçlı takviyeler veriyoruz. Ama en güzeli kaybedilen sıvıyı geri vermektir. İlaçla ishali baskılarsanız bir süre sonra bakteriler tekrar aktifleşebilir. Hazmı kolay, alerji yapmayacak sıvı gıdalar tüketilmesi lazım. İshal dönemlerinde hem gluten hem de sütlü yiyecekleri kesinlikle vermemek gerekiyor. Bağırsak hücreleri harap olduğu için gıdalar bütünüyle emiliyor ve ona karşı antikor üretmeye başlıyor, alerjik reaksiyonlar ortaya çıkıyor. Onun için ishal dönemlerinde, alerji yapacak gıdalardan kesinlikle uzak durulmalı.”
D vitamini eksikliği çok
“Türkiye'de kadın ve çocuklarda yüksek oranlarda D Vitamini eksikliği var. D vitamini yetersizliğini önlemenin en doğal yolu anne ve bebeklerin günde 20-25 dakika güneş görmesi. Eksiklik kişinin yaşadığı bölgenin iklimiyle de doğru orantılı. Ne kadar sıcaksa eksiklik azalıyor. İstanbul gibi metropol şehirlerde ise bu zaman dilimi de yeterli değil. Çünkü hava kirliliği D vitamini sentezini sağlayacak UV B ışınlarının etkisini azaltıyor. Güneş kremleri de güneş ışınlarının emilmesinin önündeki en büyük engel. Bazen insanlar yaz aylarında bile bu yüzden güneşten vitamin alamıyor. Doğumdan itibaren bebeklere veriyoruz D vitamini takviyesi. Annelerin büyük kısmı sadece 2 yaşına kadar kullanıyor. Halbuki kış aylarında büyük şehirlerde yaşayan çocuklara 6 yaşına kadar D vitamini takviyesi verilmeli. Bebeğin neresi erken gelişiyorsa D vitamini eksikliğini biz orada görmeye başlıyoruz. En hızlı baş büyür. Bebek nereye doğru yatarsa baş o yöne göre şekil alır, düzleşir, çok da terler. Kaburgaların uçları göğsün ön tarafının orta kısmına kadar gelir ve orada kemik sonlanır, kıkırdakla devam eder. Normalde düz olması gerekirken burada tespih tanesi gibi çıkıntı olur. Biraz daha büyük çocukların el bilekleri şiştir, geniştir. Çocuk eğer yürüyorsa bacakları ya ‘x' ya da ‘o' şeklini almaya başlar.”
Bebe bisküvisiyle çocuklarınızı hiç tanıştırmayın
“Bebe bisküvisinin çocuk beslenmesindeki yeri tartışılmalı. İçinde süt tozu, beyaz un, bol şeker, tuz ve katkı maddeleri var. Üstelik çok ucuz, lezzetli ve her yerde kolaylıkla bulmak mümkün. Bakıyorum bebek 5 aylık, anne hemen bebe bisküvisine başlamış. Bir kere onun tadını alan çocuk başka şeyi yemek istemiyor. Böylece günlük tüketilen bisküvi miktarı giderek artıyor. Şeker, beyaz un, süt tozundan oluşan bir beslenme döngüsü ortaya çıkıyor. Ebeveynlere ilk ‘Bebek bisküvisi kullanıyor musunuz?' diye soruyorum. İçindeki süt tozu miktarı çok yüksek. Bizim zaten süt alerjisiyle başımız dertte. En iyisi bebe bisküvisiyle çocukları hiç tanıştırmamak.
Uzm.Dr Hafize Erkal
#sağlık#antibiyotik#soğan#ateş#ateş düşürmek#bisküvi#d vitamini#alerji#gıda alerjisi#ishal#süt#demir#demir eksikliği#beslenme#çocuk#mama#anne#güneş#süt tozu#hastalık#Hafize Erkal
5 notes
·
View notes
Text
BİBER HAPI
Biber Hapı
Biber Hapı Güney Amerika’da yetişen Meksika biberinden esinlenerek üretilmiş obezite ve kilo kontrolünde oldukça bir üründür. Meksika biberi, Meksika yerlileri tarafından sindirim sistemini düzenleyici amaçla kullanılmaktaydı. Geleneksel Çin tıbbı, Meksika biberi ile birleştiğinde ortaya daha etkili sonuçlar çıktı.
https://www.biberhapioficial.com/wp-content/uploads/2022/07/biberhapi.png
Biber Hapı Etkileri
Biber hapı kilo vermeniz için metabolizma da bir takım değişiklikler meydana getirir. Bu etkiler;
Yağ Yakıcı Etki
Kullanmaya başladığınız ilk kapsülden itibaren bölgesel olarak, Bel, Basen ve göbek bölgesinde oluşan yağlanmaların yakılması için gerekli enzimleri aktive eder.
İştah Kapatıcı/Tokluk Hissi Verici Etki
Fazla kiloların temelinde aşırı iştah problemi de yer alıyor. Biber hapı gün boyunca iştahınızı kapatır ve tokluk hissi verir. Gereğinden fazla gıda tüketmenizi engelleyerek, Yeterli düzeyde kalori almanızı sağlar.
Metabolizmayı hızlandırır
Özellikle tiroit hastaları yavaş çalışan bir metabolizmadan şikayetçiler. Biber hapının en önemli etkilerinden birisi de metabolizmayı hızlandıran içerikte olmasıdır.
Biber Hapı İçeriği
Turunç
Citrus
Meyan Özü
C Vitamini
L-Carnitine
Biber Hapı Kullanım Şekli
Meksika biber hapı günde bir kapsül, Sabah kahvaltısından hemen önce bir bardak su ile kullanılır. Gün içerisinde bir kapsül yeterli olacaktır. Biber hapı kullandığınız gün içerisinde 3 litre civarı su tüketmeniz, Sağlıklı bir kilo verme süreci için tavsiye edilmektedir.
Uyarılar
17-65 yaş arası kullanıcılar içindir.
Kalp-Damar Tansiyon hastaları, Kronik böbrek ve karaciğer yetmezliği olan kişiler, Hamile ve emzirenler kullanamazlar.
Önerilen doz dışına çıkmayınız.
Üretici Firma
Gmp Farma industry. co. Guanghzou- China
Lot Numarası:020-88172337
Orjinal Biber Hapı Nasıl Anlaşılır?
Orjinal biber hapı ve sahte üretimler arasında ki farkı anlayabileceğiniz bir kaç nokta mevcut. Bunları dikkate alarak elinizde ki ürünün orjinal mi? yoksa sahte mi? olduğuna karar verebilirsiniz. Üst kısımda paylaştığımız görsel orjinal biber hapı na aittir.
Kutunun ön yüzünde hologramı yer alır. Hologramın hemen altında yer alan Çince yazı kabartmalı olmalıdır.
Dış kutunun alt kapağında GMP damgası yer almaktadır.
Kutuyu açtığınızda platin renkte şeritler çıkar. Bu şeritlerin yüzeyi tırtıklıdır. Ve şerit üzerinde yine Çince ibareler yer alır.
Kapsül rengi turuncu ve gri/kahverengi tonlardadır. Kapsülü açtığınızda ortaya çıkan toz koyu gri tonlarda olmalıdır. Özellikle kapsül içerisinde ki toza dikkat ediniz. Beyaz, Turuncu yada farklı renklerde olan ürünler %100 sahtedir.
Kullanmaya başladığınız gün metabolizmanızda bir takım değişiklikler meydana gelir. Bunların başında ağız kuruluğu hissi yer alır. Ayrıca gün içerisinde normalden farklı olarak enerjik yada halsizlik yaşayabilirsiniz. Bu durum kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor. Bir kişi halsizlik hissederken bir diğer kişi aşırı enerjik olabiliyor.
Sıkça Sorulan Sorular
Biber Hapı Kullanırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Öncelikle düzenli kullanmaya özen gösterin. Ayrıca gün içerisinde 3 litre su kuralına uymaya çalışın. Alkol ile beraber kesinlikle kullanmayın.
Meksika Biber Hapı Kaç Kilo Verdirir?
Tam net bir rakam vermek imkansız. Lakin müşteri geri dönüşlerine göre yaptığımız orana göre, 4-10 kilo arasında kilo verebilirsiniz. Bu oran, Metabolizmada bulunan fazla yağa ve metabolizma hızına göre değişiklik gösterebiliyor.
Biber hapı ürününüz Orjinal Mi?
Satışını ve tanıtımını yaptığımız biber hapı %100 orjinal ve üretici firmadan toplu olarak ithal edilmektedir. Üzerinde hologramı ve seri numaraları yer almaktadır.
Günde 2 Kapsül Kullanabilir Miyim?
Günde 2 kapsül kullanılmasını önermiyoruz. Standart kullanım şekli olan 1 kapsüle uymanızı öneririz.
Biber Hapı Yan Etkileri Neler?
Biber hapı ağız kuruluğu ve iştahsızlık yan etkileri ile bilinir. Haricinde ilk günler uykusuzluk yapabilir. Ayrıca nadiren kabızlık yaptığı da görülmektedir.
Siparişim Ne Zaman Teslim Edilir?
Hafta içi ve cumartesi 17:00 a kadar verdiğiniz siparişleriniz bir sonra ki gün genellikle teslim edilmektedir. Maksimum iki gün içerisinde adresinize teslimat yapılır.
1 note
·
View note
Text
yemek tarifleri
Çok İyi Beslenme Bu Fikirleri Okumak Kadar Temeldir Doğru beslenme kavramı genellikle kilo verme veya istenmeyen kilo verme kavramlarıyla ilişkilendirilir. Kilo kaybı ve diyet, besinlerin bazı belirli yönleri olsa da, tek türleri bunlar değildir. Beslenme, kilo verme, kilo alma, vücut ağırlığını koruma, doğru miktarda besin vitaminlerini koruma, sağlıklı beslenme, doğru nem ve sayısız başka faktörle sağlanır. Her vücut, yaşam tarzına uygun özel bir beslenme hazırlığı talep eder. Bu gönderi, her tür vücut çeşitlerinden ve kilo verme planlarından bahsediyor. Bu bilgilerdeki bilgileri kullanmak beslenme alışkanlıklarınızı geliştirmenize yardımcı olacaktır. Diyetinizi değerlendirirken ülkeleri kullanarak küçük öneriler alın. Yüzlerce yıldır, diğer kültürler sizin için oldukça iyi olabilecek sıra dışı ve sanatsal unsurlar içeriyor. Bu önerilerin bazılarını incelemek ve maddeleri bulmak için biraz zaman harcamak, aslında bazı ilginç olmayan menülere biraz baharat ekleyebilir. Askorbik Asit, dengeli ve sağlıklı beslenmenin çok önemli bir parçasıdır. Gerçekten etkili bir antioksidandır. Ayrıca, sağlıklı damarlar ve diş eti çizgisi, yaralanma iyileşmesi ve diş ve kemik parçalarının ilerlemesi için gerekli olan kolajen çeşitlerine de yardımcı olabilir. Askorbik Asidin, diğer durumlarla birlikte malignite, katarakt, koroner hastalık tehlikesini azalttığı keşfedilmiştir. Bağırsak monitörünüzün aşırı çalışmasını önlemek için, uyumadan iki saat önce yemek yemekten kaçının. Vücudunuzun, o gün boyunca yediğiniz her şeyi tamamen parçalamak için bu zamana ihtiyacı var ve yatağınızdan önce sindirerek, aşırı çalışmaya neden oluyorsunuz. Gece boyunca vücudunuza bir kaçış sağlayın. Aysegulun mutfagi Bir çocuk için besin maddeleri düşünüldüğünde, yeni yiyeceklere erişemeyeceğine, en azından, olgun kadar hızlı olmadığına bakmak önemlidir. Çocukların tat tomurcukları, daha yaşlandıklarında tam olarak çalıştıkları gibi çalışmazlar ve gıda ürünleri, akıllarında bir yetişkinden daha sert tadı alabilir. Çocuklarınıza biraz zaman tanıyın ve seçiminizi kendileri için yapmalarına izin verin. Yeni mutfaklarla uğraşmak, sağlıklı yeni gıda ürünleri elde etmenin en iyi yoludur. Japon yemekleri, tadından ödün vermek zorunda kalmadan kolayca bulunabilen en iyi yiyecek maddelerini sunar. Akdeniz yemekleri, sağlığınız hakkında iyi şeyler içeren çeşitli alternatifler sunar. Farklı ırksal yemeklere bakmak, besleyici olarak çok daha fazla ödül sunmanın yanı sıra akşam yemeklerinizi geliştirmenize yardımcı olabilir. Daha sağlıklı bir yaşam tarzı için inanılmaz bir öneri, sağlıklı bir kahvaltı yapmaktır. Sabah yemeğiniz çok önemlidir, eğer sabaha doğru bir şekilde başlarsanız, muhtemelen gün boyunca yemeye devam edeceksiniz. Bir çörek, birkaç yumurta ve biraz taze meyve ye. Şuruplu krep gibi tatlılar ve sağlıksız kalorilerle dolu yemeklerden uzak durun. Tüm etiketleri okuduğunuzdan ve tam olarak anladığınızdan emin olun, tüketmeden önce gerçekten ne yediğinizi biliyor musunuz? Onları yemeye karar vermeden önce kararsız olabileceğiniz yiyecekler hakkında herhangi bir varsayımda bulunmak istemezsiniz. Sizin için neyin daha sağlıklı olduğunu ve neyin daha sağlıklı olmadığını anlamak için biraz okuyun ve çalışın. Mülke daha önce getirmiş olabileceğiniz abur cubur atıştırmalık yiyecekleri değiştirmek için, akşam yemeği uzak bir yol olduğunda ve siz ve aile üyeleriniz aç olduğunuzda alabileceğiniz, tüketilmesi kolay çeşitli meyveleri stoklayın. Fantastik durumlar, meyveler, üzümler, parçalara ayrılmış ve asitlenmiş suda saklanan elmalar ve minik veya çocuk muz olabilir. Taze meyvelerin buzdolabının içinde veya mutfak tezgahında göze çarpan kaplarda saklanması, "giriş çekiciliğini artırır. Yeşiller, hem dondurulmuş hem de konserve, mükemmel düşük kalorili gıda seçenekleridir. Sağlıklı ve memnun kalmanıza yardımcı olan besleyici vitaminlerle dolu olabilirler. Her gün birkaç porsiyon yemeye çalışmalısınız. Emiliminizi artırmaya yardımcı olmak için her yiyeceğe dahil olan sebzeli bir parça salata veya çorba yemeyi deneyin. Salatalar, seçici yiyenin gözlerini çengellemek için renk ve tutarlılık gerektirir. Sadece marulla yetinmeyin. Puanları heyecanlandırmak için daha fazla ıspanak veya herhangi bir taze çevre dostu ekleyin. Üzümlü domates veya domates dilimleri, yeni doğmuş yeşil fasulye, doğal biber, mantar, mandalina greyfurtları ve bazı fındık ürünleri ile her şeyi tamamlayın. Bir otorite tarafından iddia edilse bile beslenme hakkında öğrendiğiniz her şeye inanmayın. Diyet hakkında halihazırda mevcut olan ve neyi hayal edeceğinizi bilmenin zor olabileceği birçok bilgi. Sadece bir ünlünün tavsiyesi üzerine değil, sağlam, akran analizine tabi tutulmuş klinik araştırmalardan türetilen önerileri ve stratejileri araştırın. Riboflavin aslında vücudunuzun doğru çalışması için kesinlikle gerekli olan bir vitamin takviyesidir. İnsanın metabolik sürecinin temel taşı olan Krebs Döngüsü'nü oluşturduğu için çok önemlidir. Onsuz, tüm vücut yutulan yiyeceği işleyemezdi. Maya çıkarma, vücut organ eti, tavuk yumurtası ve süt ürünlerinde olur. Et yemeyenler ve veganlar diyetlerine B12 takviyesi yapmak isteyebilirler. Et ve süt içermeyen diyetler, bazı temel besinlerden yoksun olabilir. Bir eksiklik öğünlerin emilim bozukluğuna, düşük enerjiye ve diğer birçok zorluğa neden olabilir. Besin alımınızla ilgileniyorsanız, kan çalışması programı için kişisel doktorunuza görünmeyi düşünün. Basit patates, kabuğuna ihtiyaç duymadan her şey için sağlıklı olmayabilir, ancak patatesin yanı sıra güzelce temizlenmiş gözenekleri ve deriyi de içine almak, bol miktarda C vitamini, lif içeriği ve B besin vitaminleri içerdiğinden gerçekten harika bir stratejidir. bol vitamin ve minerale ek olarak. Kabuğu püre içinde lezzetli olmayacak olsa da pişmiş havuç veya ev kızartmasında sorun değil. Televizyonu seyrederken, bir romana ya da belki de gazeteye bakarken hiçbir şekilde akılsızca yemek yemeyin. Herhangi bir şeyiniz olduğunda, her çiğnemenin tadını çıkarmak için biraz zaman ayırın. Ayrıca, yemeklerin kokularının ve planlamanın tadını çıkarmaya çalışmak harika. Sadece yemekten zevk almakla kalmayacak, daha çok yapacağınızdan daha az tüketeceksiniz. Uygun beslenme gerçekten diyet anlamına gelmez. Beslenme, ihtiyaçların uyumunu kullanarak sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmekle ilgilidir. Bu sayfada keşfettiğinizde, herkesin kendine özgü bir sistemi vardır ve kendi besleyici planına ihtiyacı vardır. Sistem tipinizi belirlediğinizde, aslında tamamen kendi gereksinimlerinize göre yapılandırılmış iyi bir besleyici strateji oluşturabilirsiniz.
1 note
·
View note
Text
başa sardık neden mi çünkü burayı bırakıp kaçmışız.. neyse efenim ömür bizim günler bizim kendimize eziyet etmeyi bırakalım diyorum malum regl olunca herseye bi reset atılıyor ister istemez. bide day 7den sonra 7 day geçmesi de ayrı bi şaka konusu. bide bizi bile bile üzen sinir eden aynı seyi tamam desenizde 12536 kez diyen istediğiniz heycanlandığınız basit şeyler için saçma bahanelerlerini şey pardon isteklerini öne sürenler.. komik ve bi o kadar da acıklı ne yazık ki ne kadar kötüyü ne kadar dibi gördüğünüzü bilince insanların kendilerini bu kadar önemsemeleri ve sizin kendinizi düşünerek yaptıgınız her harekete garip bi şekilde hayret etmeleri o kadar komik geliyor ki. hayat kısa ve bok. ve eğer siz zaten baştan kaybetmişseniz (ben) elinizde sizi mutlu eden tek şeye tutunmaktan başka ne yazıkki yapacak seyiniz yok. zaten 25632 kez bu seyin bir canlı olmaması gerektiğine değindik. her neyse kilo verme olayı güzel gidiyor ve gidicek git gide kendimi daha iyi hissediyorum ve hissedicem. eeeeee tabii biz kendimizi iyi hissetmeye başladıkça bizi çok seven insancıklar bunu bozmak için elinden geleni yapcak. bu sefer onlara hastalıklı takıntılı ve idealist yanımla cevap verip inatlaşmayı redetmeyi piskopatça spor ders az yemekle kendimi mutlu etmeyi planlıyorum. çünkü canım kendim. o zaman bu day0 ..... day30 olunca ve ben istediğim noktaya gelince bunu bi şişe kefirle kutlayalım. herkes bi nelere sebep olduğunu unutmasın hayatınızı bok edenleri de unutmayın. gördüğünüz dibi unutmayın ki zaten unutulmuyo jdfhsfl ama yapanların ne yazık ki ilaçla kapanamayan bi V vitamini eksikliği var. aşırısıda tepenize çıkma yapabiliyo. hadi beveye
#studyblr#study blog#study motivation#student#master of science#students#im so happy#my life#productivity#coffee#sportlife#yogamotivation#yogagirl#yogalife#forest#stayhome#stay home#stationery#starbucks#study hard#workhard#molecular biology#evdekal#koronagünlükleri#covid 19
6 notes
·
View notes