#Kendimle baş başa
Explore tagged Tumblr posts
Text
🙃(hayallerimde)az dolaşmadım bu mekanda
15 notes
·
View notes
Text
İğde ağaçlarının gölgesinde hülyalı düşlere kapılmıştı. İğde kokusu buram buram yüzünü okşuyordu. Binlerce düşüncenin havalandığı gökyüzünü seyre daldı. Ağaca asılmış kuş evinin güzelliği dikkatini çekti. Bir müddet öylece izledikten sonra gözlerini kapatıp kuşların ötüşünü dinlemeye koyuldu.
M.
02.05.2023
05:16
#edebiyat#kitap#roman#düşünce#hülyalı düşler#iğde#ağaçlar#yazılarım#günün yazısı#yazar#iğde kokusu#gökyüzü#kuşlar#kuş evleri#kuş sesleri#doğa#kendimle baş başa#yaşam#yaşamak#yaşama sevinci#yazarım#yazarolmak#saf sevgi#kendinisev#edebi yazılar#gökyüzüne not#gökyüzünde#kuş#benim kalemimden#jupiterliyazar
35 notes
·
View notes
Text
From people you know to people you don't
9 notes
·
View notes
Text
Kalbimde Dört Mevsim
Kalbimi sana kendi ellerimle sundum; tüm saflığıyla yalnızca sana ait olmayı bekleyen, titrek ama kararlı bir emanetti... Sen ise o narin emanete papatyalar ektin. Her göz göze geldiğimizde bir papatya daha kök saldı ruhumun derinliklerine; kurak topraklarıma can verdi, solgun renklerimi yeniden boyadı. Senin varlığında kalbim, tıpkı baharı bekleyen topraklar gibi sabırsızca filizlendi, umuda boyandı ruhum. Ben ise, kalbimdeki o tarlanın her geçen gün daha da büyüyüp seninle dolduğunu izledim; bakışlarında hayat bulan, bir papatya bahçesine dönüşüyordu kalbim. O bahçede her papatya, bizim anılarımızı saklıyor; her yaprak ise rüzgara senin adını fısıldıyordu.
Fakat bir gün... Beni yalnız bıraktın kalbimin derinliklerinde. Terk ettiğin o tarlada papatyalar boyunlarını bükmeye başladı; rüzgâr, eskiden adını fısıldayan yaprakları birer birer savurdu. Sen gittikten sonra, o papatya tarlasını bahar terk etti. Eskiden gözlerimi her kapattığımda, kalbimin derinliklerinde seni hissederdim. Şimdi ise, içimdeki baharın yavaş yavaş nasıl kuruduğunu izliyorum. Senin varlığınla hayat bulan o bahçe, şimdi sadece hüzünle dolu, yaprakları dökülmüş bir harabeye dönüştü. Artık o papatyaların solmuş yaprakları, kalbimin verimsiz topraklarına karışıyor; sararan yapraklar, kurumuş dallar arasında sessizce hışırtılar yayıyor.
Kış bastırıyor sevgilim ruhumda... O rengârenk bahçenin yerini, beyazın soğuk sessizliği aldı. Buz tutmuş dalların arasında, kopmuş yaprakların hışırtıları yankılanıyor yalnızca. Eskiden tarlamda umudu besleyen rüzgâr, şimdi karanlık bir fırtına gibi dolanıyor içimde, her çiçeği köklerinden sökmek istercesine… Ve ben, baharımın yok oluşunu çaresizce izliyorum. Zamanında senin ellerinle büyüttüğüm o umutlar, şimdi donmuş toprağın altında kaybolup gidiyor. Her anı, her hatıra bir çığlık gibi yankılanıyor ruhumda. Kış, sadece bahçemi değil, içimdeki son sıcaklık kırıntılarını da alıp götürüyor.
Kendimle baş başa kaldığım her an, sormadan edemiyorum: Kalbimi nasıl bu kadar kolayca ellerine bırakabilmiştim? Gözlerimi kapattığımda, terk edilmiş kalbimin içinde dolaşıyor, dökülen her bir yaprağın anılarımızı toprağa nasıl gömdüğünü izliyorum. Şimdi her solgun yaprak, kalbimde birer mezar taşı gibi… Ve ben, o hüzün bahçesinin içinde kaybolmuş, terk edilmiş bir yolcu gibi dolaşıp duruyorum. Senin varlığında açan o çiçekler, şimdi yalnızca anıların gölgesinde büyüyen hüzün tohumlarına dönüştü. Kalbime derin kökler salıyorlar, ben ise her seferinde bu tohumları gözyaşlarımla besliyorum; ne yaparsam yapayım, onları sulamaktan kendimi alıkoyamıyorum.
Belki de asıl sorun, kalbimin sana değil, baharıma ihanet etmiş olmasıydı. Çünkü ben, senin bir gün gidebileceğini bile bile her papatyanın açışını kutladım; tarlamda senin varlığınla büyüyen o umudu sevdim. Şimdi ise, geriye kalan yalnızca papatyasız bir kış... Ve ben, papatyaların tekrar açacağı günü beklemeden, kalbimdeki baharın ölümüne tanıklık ediyorum.
Papatyalar öldükten sonra güzel kokarmış sevgilim, bunu gösterdin bana. Fakat o koku bile artık içimi ısıtmıyor. Şimdi yalnızca terk edilmiş bir bahçenin soğuk sessizliğinde, yavaş yavaş donan bir kalp kaldı geriye. Baharımın ölüşünü izlemek, tarlamda yalnızca kışın buzlu ellerinin hüküm sürdüğünü görmek… Bu, papatyaların ardında bıraktığın en ağır yük
06.10.2024 —Sözlerin Ressamı
#edebi sözler#edebiyat#yazılarım#papatya#blog yazısı#kendi kalbine yazar#kendimce#blog yazarı#artists on tumblr#keşfedilmeyen#keşfedilmemiş#keşfet#sözlerinressamı
22 notes
·
View notes
Text
Kendimle baş başa kaldığım an herşey tersine dönüyo
26 notes
·
View notes
Text
⭐⭐⭐⭐⭐
Yolumu kaybediyorum bir kaç zaman içimin derinliklerinden haber almasam.
Öylesine yaşıyormuşum gibi hissediyorum varlığımı sorgulamadığım gün.
Kendimle baş başa kalmadığım vakitler yaratıcımla da baş başa olamıyorum sanki.
İbadetler adete dönüşüyor, ‘mış’lı ‘miş’li hayatlarla öylesine müslümanlık yaşıyormuşum gibi hissediyorum.
Gökyüzüne ilahi bir nazarla bakamadığım da içim karanlığa doğru gidiyor.
Azığım yapmadığım vakit tefekkürü, ruhum telef oluyor gibi.
Akmadığı vakit gözlerimden yaşlar Allah için, kalbim katılaşıyor adeta.
O’nu hakkıyla anamadığımda, hakkıyla muhabbetimi izhar edemediğim de vicdanımda bir sızı oluşuyor.
Ey kalbimin derinliklerini bilen,
Ey şah damarımdan daha da yakın olan ömrümü razı olduğun hâle tebdil eyle.
Bizi Seni hakkıyla sevenlerden, bilenlerden, anlatanlardan eyle.
Hayırlı günler, huzurlu vakitler diliyorum tüm müminlere...
____________🌺💞🌸______________
🎀
20 notes
·
View notes
Text
Bazen herhangi bir sebeple… ya da sebepsiz… öyle ortalıkta dururken, derin bir sırrı saklar gibi… ya da onu ağzımdan kaçırır gibi hissediyorum. Kendimle baş başa kaldığım anları düşünüyorum. Bu anlar hoş mu, yoksa sıradan mı, bilmiyorum. Yalnızlığımı düşünüyorum, hayallerimi düşünüyorum, yazdıklarımı ve yazamadıklarımı…
Değer verdiklerimi düşünüyorum, değer gördüklerimi… ve görmezden gelinen yanlarımı. Koca bir hayatı gözden geçiriyorum; bütün bunlara bir anlam katabildim mi, yoksa boşlukta mı kayboldum diye düşünüyorum. Uzun zamandır yazmayı deniyorum, yazmaya çalışıyorum. İçimdeki duyguları, yaşanmışlıkları kâğıda dökmek istiyorum. Fakat günümüzün koşulları, insan ilişkileri, olaylar, ülkenin içinde bulunduğu durum her şeyi o kadar zorlaştırıyor ki… İçimde yazma isteğini bile yer yer boğuyor.
Belki de gerçek anlamda yazmak, bu zorlukları aşarak mümkün oluyor. Duygularım, düşüncelerim, hayallerim... Hepsi içimde dönüp dururken, yazmak zor dostum, çok zor.
7 notes
·
View notes
Text
Galiba sadece herkesten uzak kendimle baş başa yaşamak istiyorum yoruldum çünkü insanlara değer yükleyip karşılıgını almamaktan. Ne kadar sıcak samimi olmaya çalışsam da boş galiba..
8 notes
·
View notes
Text
🍂🍁 Başkalarının gürültülerine gerek yok...
#peace#frommyself#kendimle baş başa#bukhoor and peace#kitap ve kahve#fairuz#çelebikız#boşver#kendine yazar
13 notes
·
View notes
Text
Bazen kendimden nefret edecek raddeye kadar geliyorum sonra gün sonunda yine kendimle baş başa kalacağım aklıma geliyor nefret sevmemeye düşüyor ama o olumsuz duygu hep orda bütün benliğimi ele geçirmiş. İzin versen kurtarabilirim seni dedi ama kurtulmayı hak ettiğimden emin değilim ya da kurtulmam gerektiğinden. Bu şey gibi adaptasyon gibi. Orada öyle o şekilde yaşamaya adapte olmak. Böyle yaşamaya alıştığında insan etrafında olan belki güzel sonuçlanacak olsa da değişik olan hislerden korkabiliyor. Anlıyorsunuzdur beni. Zaten beni, ne demek istediğimi bir tek siz anladınız. Hep öyle olmadı mı sonuçta?
Korktum. Hem de çok korktum. Aslında belki de korkulacak bir şey yoktu ama iyi hissetmekten korktum. Kendim taraflı korkularımın yanında ona da kötü gelmekten korktum. Ya da bıktırmaktan sıkmaktan benden uzaklaşmasından. Her şey dışardan bakılınca toz pembe ama ben bunları düşündükçe kendimden uzaklaştırmak istedim. Daha başlamadan bağlanmadan bitsin istedim. Ben sana dizimde yatıp dinlenmeyi vadediyorum sen mezarda yatma peşindesin dedi. Mezar daha çok ev gibi hissettirdiği içindir o. Zamanla evin bellediğin o karanlık iyi şeyleri bile kötüleştirmene sebep olabiliyor ama yine de evindir. Kendini çıplak gözle bütün kusurlarınla bütün düşüncelerinle gördüğün tek yerdir. Kısaca gerçek dünyandır. Ben bağlanmaktan çok korkuyorum. Bu yüzden en başından kendimi soyutluyorum. Belki doğru değil belki çok şey kaçırıyorum ama en azından güvende hissediyorum. Bütün korkularımla kalkanlarımla sevgisizliğimle nefretimle her şeyimle güvendeyim. İşte o mezar seni güvende hissettiriyorsa mezar olmasının bir önemi yoktur bence.
13 notes
·
View notes
Text
Bu akşam, dışarıda pek bir şey yok. Hava karanlık ve sessiz, ama içimdeki düşünceler gürültülü. Bazen hayat o kadar hızlı akıyor ki, durup nefes almak zorlaşıyor.
Kendime bir mola verdim. Bir fincan çay, rahat bir koltuk ve düşüncelerimle baş başa kalmak için harika bir fırsat. Bugün yaşadıklarımı, hissettiklerimi düşündüm. Küçük şeylerin önemini unuttum galiba. Bir gülümseme, bir dostun mesajı, bir anı bunlar hayatı anlamlı kılan şeyler.
Bu akşam, kendimi kaybettiğim anların değerini hatırladım. Hayatın sunduğu basit ama güzel şeyleri takdir etmek, içimdeki huzuru bulmamı sağlıyor.
Belki de bu geceyi, sadece kendimle geçirip, ruhumu dinlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirmeliyim. Siz de bir an durun ve kendinize ayırdığınız bu anların değerini hatırlayın.
Hayat, bazen en sakin anlarda en çok anlam kazanıyor.
#post#postlarim#postlarım#my post#mola#iyi dinlemeler#huzurlu akşamlar#akşam olur karanlığa kalırsın#tumblr takipçi#tumblr notes#manisa#izmir#takip et#öneçıkar#geceye bir söz bırak#love#içimden gelenler
7 notes
·
View notes
Text
Uykusuzluk
Yine uyuyamıyorum. Gecenin karanlığında, sessizlikte yalnızım. Düşüncelerim, hatalarım ve pişmanlıklarım birer gölge gibi üzerime çöküyor. Geçmişin ağırlığı ve geleceğin belirsizliği arasında sıkışıp kaldım.
Belki de uykusuzluk, yüzleşmek istemediğim gerçekleri getiriyor önüme. Karanlık, beni kendimle baş başa bırakıyor. Uykusuzluk, bu karanlıkta kendimi bulma çabası mı yoksa daha da kaybolma korkusu mu?
Bu gece de gözlerim kapanmayacak. Düşüncelerimle savaşacak, belki de sonunda kendimi bulacağım. Uykusuzluk, içsel bir yolculuğun başlangıcıdır belki de.
7 notes
·
View notes
Text
Sessizlik dolu odalara bölündü kalbim,
Öyle çığlık çığlığa bir sessizlik senfonisi,
Denize kıyısı olan şehirlerde,
Denizsiz kalmak gibi
Yaşamayı ıskalıyormuşum gibi bir his,
Güneş doğar doğmaz başlıyor bu sessizlikler,
Saçlarım da beyazladı iyice,
Anlatamıyorum ben,
Öylece susuyor, susturuyorum kalbimi.
En ihtiyacım olduğu zamanlarım var artık,
Kendimle baş başa bile kalamadığım,
Öyle kör öyle sağırım ki her şeyi unutuyorum,
Uzun bir yolculuk içinde,
Tek başıma ilerliyorum,
Korkmuyorum, düşünmüyorum artık yeni şeyleri denemekten,
Daha cesur, daha kararlıyım ve de daha aceleci,
Yeni bir başlangıçlar ile geçti bu yılın ilk yarısı,
Denedim, gittim, yaşadım, gördüm…
Bir cümlenin içinde geçen o bir kelimeye hasret kaldım;
Yüzündeki tebessüme sebep olan,
Size yorgunluğunuzu unutturan,
Sabredebilme gücü veren,
Nefes aldıran,
Kalbe şifa olabilecek,
Herhangi bir kelime.
Şair,
Kır(ıl)dı, üz(ül)dü, yaz(ma)dı,
Özle(n)di, bekle(n)di…
Haziran yağmurları ile yeniden başlamak üzere
Hoş/geldik İstanbul…
@stnblmavi
‘Ekrem Yener’
5 Haziran 2024
Cezayir Günlükleri-2
‘Bir çay içimi şiirler’
8 notes
·
View notes
Text
Sessiz bir yer istiyorum yalnızca,ben ve kitaplarım. Kimse olmasın, kimse sormasın,kimse bulmasın. Ben ve anılarım kalalım baş başa. Kimsenin yeri değişmesin öylece kalsın. Zaman geçtikçe kötü anılar iyileşir, iyi anılar gülümsetir. Kafamın içindekilerle kalayım ve kitaplarımla birlikte farklı evrenlerde dolaşayım. Neden sorgusu olmadan , izin istenmeden, onaylanma ihtiyacı hissetmeden. Hissettiğim gibi olsun. Kalabalıklar arasında yalnız kalmaktansa kendimle baş başa kalmayı daha çok isterim.
Kırılmış bir kadın ~ Kırgın bir hanımefendi'
16 notes
·
View notes
Text
Ben hep kendimle baş başa kalırım bundandır benimle yan yana olmak imkansız.
36 notes
·
View notes