#Katlı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Gerçi sadece düne mahsus olmayabilir, kendimi güzel hissetmiyorum bu sıralar. Hep saçımı kestirdikten sonra oldu ya benim bu salaklığım ne zaman sonlanır acaba, sen kısa saç sevmiyorsun gerizekalı bırak artık kestirmeyi
2 notes
·
View notes
Text
Çoklu Çekici Araç Taşıma Toplu Katlı Oto Kurtarıcı (0530) 812 42 06 Şehirler Arası Çekici Türkiye Geneli Araç Taşımacılığı
Ankara İstanbul Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Kocaeli Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara İzmit Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara İzmir Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Antalya Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Adana Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Mersin Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Gaziantep Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Bursa Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Konya Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Kayseri Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Muğla Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Bodrum Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Marmaris Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Fethiye Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Aydın Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Uşak Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Manisa Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Alanya Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Burdur Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Isparta Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Samsun Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Rize Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Trabzon Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Ordu Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Kahramanmaraş Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Urfa Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Diyarbakır Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Batman Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Nevşehir Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Erzurum Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
Ankara Erzincan Çoklu Çekici Araç Taşıma (0530) 812 42 06
2 notes
·
View notes
Link
#yenimahalle belediyesi#demetevler#yapı stoku#bina#imarsız#çok katlı#dayanıksız#earthquake#deprem#fethi yaşar#siyaset#yerel#chp#haberola
3 notes
·
View notes
Text
İZELMAN Otoparklarına Yeni Yılda Zam Yok
İZELMAN otoparklarına yeni yılda zam yok İzmir Büyükşehir Belediyesi, ekonomik koşulları göz önünde bulundurarak İZELMAN AŞ’ye ait otopark ücretlerine yeni yılda zam yapmayacak. Otoparklar 2025 yılında da 2024 ücret tarifesiyle hizmet verecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kent genelinde açık, kapalı, yol kenarı otoparkları, karavan parklar ile Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda yer alan abone…
#Alaybey Katlı Otoparkı#Alsancak#Alsancak Atatürk Spor Salonu Yer altı Otoparkı#Alsancak Punta Katlı Otoparkı#Alsancak Tam Otomatik Otoparkı ile Mimar Kemalettin Katlı Otoparkı#Bahriye Üçok Yol Altı Otoparkı#Bornova Pazaryeri Katlı Otoparkı#Bostanlı Migros Katlı Otoparkı#Çankaya Katlı Otoparkı#Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi Altı Otopark#Ege#Hakimevleri Katlı Otoparkı#Hatay Pazaryeri Yeraltı Katlı Otoparkı#İZELMAN AŞ#İzmir#İzmir Büyükşehir Belediyesi#Kahramanlar Katlı Otoparkı#Karabağlar Selvili Otoparkı#Konak Katlı Otoparkı#Kültürpark#Kültürpark Yer altı Otoparkı#Seyit Ali Şahin#Sinan Öğüt#Smyrna Tam Otomatik Otoparkı#Yeşilyurt Mustafa Necati Kültür Merkezi Yer altı Otoparkı
0 notes
Text
Turuncu ve Beyaz’ın Uyumu; Grota’nın Tek katlı evi
Brazilyada ormanlık arazi üzerine inşaa edilmiş Grota Evi projesini inceliyoruz. Beyaz ve Turuncu renk tonlarında tasarlanan evin detaylarına ve tasarım örneklerine göz atıyoruz.
#mimarlık#tasarım#dekorasyon#mimari projeler#tek katlı ev projeleri#pislik mimar#proje yardım#mimari proje çizimi
0 notes
Text
Bursa'da 3 Katlı Binada Yangın: İtfaiye Ekipleri Hızla Müdahale Etti
Bursa’da 3 Katlı Binada Yangın Çıktı Bursa’nın İnegöl ilçesinde, sabah saatlerinde 3 katlı bir binanın 2’nci katında yangın meydana geldi. Yangın, saat 09.30 civarında başladı ve kısa sürede büyüyerek çevreyi tehdit etmeye başladı. Yangının başladığı dairede yaşayanlar, hızla dumanı fark ederek dışarı çıkmayı başardılar. Ancak alevlerin hızla yayılması nedeniyle, binada yaşayan diğer sakinler de…
#3 katlı bina#bina tahliyesi#Bursa#Ertuğrulgazi Mahallesi#inegöl#İtfaiye#Korkmaz Sokak#yangın#yangın nedenleri#yangın söndürme
0 notes
Text
Z Katlı Kağıt Havlu Dispenseri
Z Katlı Kağıt Havlu Dispenseri: Hijyen ve Pratiklik Bir Arada
Z katlı kağıt havlu dispenserleri, modern yaşamın hijyen standartlarını karşılamada önemli bir rol oynar. Bu dispenserler, özellikle yoğun kullanılan alanlarda, hem temizlik hem de kullanım kolaylığı sağlayarak, işyerlerinden restoranlara, okullardan sağlık kuruluşlarına kadar birçok yerde tercih edilmektedir. İşte z katlı kağıt havlu dispenserlerinin avantajları ve kullanım alanları hakkında bilmeniz gerekenler.
Hijyenik ve Ekonomik Çözümler
Z katlı kağıt havlu dispenserleri, kullanıcıların tek bir kağıt havluyu çekmesini sağlayan tasarımı ile dikkat çeker. Bu sayede, her seferinde sadece bir havlu kullanılır ve gereksiz israfın önüne geçilir. Bu, hem ekonomik açıdan hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir avantajdır. Ayrıca, kullanıcıların elleriyle diğer kağıt havlulara temas etmemesi, hijyenik bir kullanım sağlar ve çapraz bulaşma riskini minimize eder.
Kullanım Kolaylığı ve Pratiklik
Bu dispenserler, kullanım kolaylığı ile de ön plana çıkar. Z katlı tasarımı sayesinde, havlular düzenli bir şekilde dispenserden çıkar ve kullanıcılar tek elle rahatlıkla havlu alabilirler. Bu özellik, özellikle elleri dolu olan veya acele eden kullanıcılar için büyük bir avantajdır. Dispenserlerin montajı ve kağıt havlu dolumu da oldukça basittir, bu da işletmeler için zaman ve iş gücü tasarrufu sağlar.
Estetik ve Dayanıklılık
Z katlı kağıt havlu dispenserleri, çeşitli tasarım ve renk seçenekleri ile her türlü dekorasyona uyum sağlar. Paslanmaz çelik, ABS plastik gibi dayanıklı malzemelerden üretilen modeller, uzun ömürlü kullanım sunar. Bu malzemeler aynı zamanda kolay temizlenebilir ve bakteri üremesine karşı dayanıklıdır, bu da hijyen standartlarını korumaya yardımcı olur.
Geniş Kullanım Alanları
Z katlı kağıt havlu dispenserlerinin kullanım alanları oldukça geniştir. Restoranlar, kafeler, oteller gibi yiyecek ve içecek sektöründe, okullar, üniversiteler, kamu binaları gibi eğitim ve kamusal alanlarda, hastaneler, klinikler gibi sağlık kuruluşlarında yaygın olarak kullanılır. Ayrıca, ofisler ve fabrikalar gibi iş yerlerinde de bu dispenserler, çalışanların hijyenik bir ortamda çalışmasına katkıda bulunur.
Sonuç
Hijyenik, kullanışlı ve uygun fiyatlı çözümler sunan Z katlamalı kağıt havlu dispenserleri, modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Bu dispenserler, geniş kullanım alanları ve konforu sayesinde çeşitli ortamlardaki temizlik gereksinimlerini iyileştirerek tüketicilere konforlu bir deneyim sunuyor. Dolayısıyla toplu alanlarda ve ofislerde birden fazla kağıt havlu dispenseri bulunmasının işletmeler ve işyerleri için birçok avantajı bulunmaktadır.
0 notes
Text
Çoklu Çekici Araç Taşıma Toplu Katlı Kurtarıcı (0530) 812 42 06 Şehirler Arası Çoklu Araç Taşımacılığı Profesyonel Uzman Ekip Sigortalı Çoklu Kurtarıcı Hemen Ara Müşteri Temsilcimiz Şuan Hatta Sizlere Yardımcı Oluyor
https://www.ankaraautokurtarma.com
Çoklu Çekici Araç Taşıma Toplu Katlı Araç Kurtarıcı Türkiye Geneli Sigortalı Şehirler Arası Araç Taşımacılığı Profesyonel Uzman Ekip Hemen Ara Müşteri Temsilcimiz Şuan Hatta Sizlere Yardımcı Oluyor
0 notes
Text
LULEBURGAZUMUTNAKLİYAT - GOLD
Lüleburgaz'da Güvenilir Nakliyatın Adı: Lüleburgaz Umut Nakliyat
Lüleburgaz ve çevresindeki taşınma sürecinizde profesyonel bir destek arıyorsanız, doğru adrestesiniz. Lüleburgaz Umut Nakliyat olarak, yılların verdiği deneyim ve uzmanlıkla sizlere kaliteli ve güvenilir nakliye hizmeti sunuyoruz.
Lüleburgaz nakliyat ihtiyaçlarınızı karşılamak için özel olarak tasarlanmış hizmetlerimizle her zaman yanınızdayız. Evinizi, ofisinizi ya da iş yerinizi taşırken, eşyalarınızın güvenliği bizim için en önemli önceliktir. Deneyimli ve profesyonel ekibimizle birlikte, eşyalarınızı güvenle taşıyarak sizin için stresli bir süreci kolaylaştırıyoruz.
Lüleburgaz evden eve nakliyat hizmetimiz, müşterilerimizin taleplerine uygun olarak özelleştirilebilir. Evinizin büyüklüğüne, eşyalarınızın miktarına ve taşınma ihtiyacınıza göre size en uygun çözümü sunuyoruz. Her adımda profesyonellikten ödün vermeyen yaklaşımımızla, müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutuyoruz.
Lüleburgaz asansörlü nakliyat seçeneğimiz, özellikle yüksek katlı binalarda taşınırken pratik ve güvenli bir çözüm sunar. Eşyalarınızı hızlı ve kolay bir şekilde taşımak için modern asansör ekipmanlarımızı kullanıyoruz. Bu sayede zamanınızı ve enerjinizi tasarruf ederken, taşınma sürecinizi daha konforlu hale getiriyoruz.
Lüleburgaz Umut Nakliyat olarak, müşterilerimizin güvenini kazanmak ve memnuniyetini sağlamak için her zaman en iyisini yapmaya kararlıyız. Güvenilirlik, kalite ve uygun fiyat politikamızla, taşınma sürecinizi sorunsuz ve stressiz bir deneyime dönüştürmek için buradayız.
Daha fazla bilgi ve rezervasyon için web sitemizi ziyaret edebilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz. Lüleburgaz Umut Nakliyat olarak, sizin için taşınma sürecini kolaylaştırmak ve yeni başlangıçlarınızı desteklemek için buradayız.
520 notes
·
View notes
Text
Tatlı Komşum! (1) (Furkan 31 Y., Manisa)
Olacaksan evli kadınla olacaksın derdim her zaman; çünkü sen de evlisin o da, müsait değilim dediğinde anlar, zırt pırt çağırıp beni oraya götür buraya götür demez, ay sevgililer gününü unuttun, doğumgünümde bir çiçek bile almadın diyemez. Canı istediğinde çağırır gidersin, canın istediğinde çağırırsın gelir, bağlılık olmaz, yarım saatte bir mesaj yazmadın diye küsüp trip atmaz. Çapkınlık mevzusu açıldığında arkadaş arasında beylik haline gelmiş laflarımdı bunlar...
İsmim Furkan, 31 yaşında, evli, tek çocuklu, özel sektörde çalışan, yakışıklı olduğu söylenen biriyim. Karımla severek evlendik. Karım öğretmen benden 1 yaş küçük. Hovardalığı her zaman sevdim, ama her zaman da dikkatli oldum. Manisa'da yaşıyoruz. Gelelim başıma gelenlere. 2 yıl önce Kasım ayında bir daire alma fırsatı doğdu, aileler yardım etti, biraz kredi çektik, 5 katlı, çift daire bir binanın 3. katından bir daire aldık. Daire ikinci eldi, taşınmadan önce boya badana yapıyorduk. Akşam üzeri iş çıkışı ben, fabrikadan bir abim (fabrikada da boyacı) ve karım birlikte, boya kokusu çıksın, çabuk kurusun diye pencereler ve dış kapı açıktı.
Birisi, "Merhaba!" diye seslenince koridora çıktık karımla. Kısacık simsiyah saçları, müthiş güzel bir yüzü olan, 1.65 boylarında, zayıf, kot gömlek ve pantolonlu, ama muhteşem çekici bir kadın çaydanlık ve çay bardaklarıyla kapıda duruyordu. Arkasında karşı dairenin kapısı açıktı. "Hoşgeldiniz, size çay yapmıştım!" dedi. Karım koşup çaydanlığı aldı, içeriye buyur etti. Kadın, "Ben Ebru. karşı dairede oturuyoruz, hoşgeldiniz, daha erken gelmek isterdim, ama işten gel, yemek bulaşık ancak bu saati buldu!" dedi. Karşı kapıdan kocası çıktı, aynı karısının boyunda, zayıf, bıyıklı, kadınla tam ters görüntüde biri. Kadın ne kadar havalı ve Cool görünüyorsa, adam o kadar paspal, üzerinde hani pazarlarda satılan koyu renk çizgili bir polo tişört, altında penye diz altına kadar şort ve nefret ettiğim şort altına diz altına kadar gelen siyah çoraplar. Ulan evde bari giyme o çorapları, görgüsüz! Cevat'mış ismi, zerzevat gibi. Kadın ne kadar çekici geldiyse adam da o kadar iticiydi.
Neyse çayları hepimize servis etti, hep beraber 2'şer bardak içtik. "Biz sizi daha fazla tutmayalım!" dediler. Teşekkür ettik. Ama bu arada apartmanda pek komşuluk olmadığını, çünkü herkesin çalıştığını öğrendik. İşimize gelirdi aslında.
Bir hafta içinde taşındık. Taşındığımız akşam yine aynı olay gerçekleşti. Ama sanırım günlerden Cumartesi olması sayesinde poğaca ve kek te vardı çayın yanında. Ama kocası gelmedi bu sefer. Saat 22:00 civarı arabamda kalan ıvır zıvırı çıkarırken, kapı ağzında Cevat vardı. Abi diyemiyorum ama benden 9 yaş büyükmüş. "Ebru sizde mi?" dedi. "Ben inerken yoktu, ama bakayım!" dedim. Baktım, "Yok!" dedim. "Yine hangi kapıya daldıysa!" deyip kapıyı kapattı. Benim karım saat 22:00'de bana haber vermeden ortadan kaybolacak, ben de kapıyı kapatıp içeri gireceğim ha, imkansız.
Saat 23:45 gibi kağıt atıklarını bir çuvala koyup çöpe atmak için indim. Ebru arabayla yanaştı. Beni gördü, gülümseyip, "İyi geceler!" dedi. Önümden binaya girdi. Merdivenlerden çıkarken arkasından baktım. Sanki biri götüne bakıyor dedi kadına, ikinci katta aniden kafasını çevirip baktı. Önüne dönüp evine girdi.
Ertesi akşam saat 20:30 gibi zil çaldı. Açtım. Ebru, "Yerleşe bildiniz mi?" dedi. "Nerdeee!" dedim. Buyur ettim, karım da geldi kapıya. Ebru, "Yok, siz gelin, bir nefes alırsınız!" dedi. "Peki olur!" dedik. Yarım saat sonra ordaydık. 12 ve 8 yaşlarında iki oğulları vardı. Bizimki de 7 yaşındaydı. Onlar odaya çekilip bilgisayar oynamaya başladılar. Cevat dönüp, "Ebru, bira getir!" dedi. O ana dek görmemiştim, koltuğun yanında yerden aldığı boş şişeyi karısına uzatıp, bana dönüp, "İçersin değil mi?" dedi. Şaşkınlıktan içerim bile diyemeyip kafamı salladım. Kadınlar da kendilerine kahve yaptılar.
O arada öğrendik. Cevat'ın büyük bir bisiklet firmasına malzeme üreten bir fabrikası vardı OSB'de, fabrikayı biliyordum. Kadının da çarşının göbeğinde bujiteri parfumeri dükkanı varmış, (ulan bunlar neden bu binada oturuyorlar diye düşündüm ilk an), dükkanı karım da ben de biliyorduk, iki katlı kocaman bir dükkandı. Ebru, "Taşınacaktık..." dedi, sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi, "Ama iki yıl önce bana dükkan açtık, sonra da dükkan sahibi satmaya karar verdi. Dükkanı satın aldık. O yüzden kaldık. Hatta borçlar bitene dek burdayız!" dedi gülerek.
Bu arada dikkat ettim, ben 1 bira bitirene dek Cevat 3 içmişti. Kahveden sonra Ebru karıma da bira teklif etti, ama karım, "Ben içmem!" dedi. Ebru, "Ben içsem mahsuru var mı?" deyip kendine de bir bira açtı. Her seferinde de aynı işlem oluyordu, adam kısaca, "Ebru bira!" deyip, boş şişeyi veriyor, kadın dolusunu getiriyordu. Aslında genel anlamda güzel sohbet oldu. Ben de 3 bira içtim, ama adam yanlış saymadıysam 12 tane içti, o ufak tefek adama gram birşey olmamıştı. Eve dönünce karımın anlatışından Ebru'yu çok sevdiği belli oluyordu. Bunda hediye ettiği Teaserların ve incik boncuğun etkisi var mı bilmiyorum.
Hemen hemen her akşam ya Ebru bizde, ya biz onlardaydık. Cevat çok nadir geliyordu, zaten gelse de ben onun içtiği birayı karşılayamazdım. İlk seferinde aldım 15 bira adama yetsin diye bir taneyi emzik gibi ağzımda tutunca anladı sanırım, "Ebru bira getir!" dedi yine. Ebru gidip evden bira getirdi. Cevat, "Kardeş, bana her hafta 10 kasa bira gelir, biliyorsun seviyorum birayı, o yüzden senin almana gerek yok. Canın istedi mi çal kapıyı iste Ebru verir!" dedi. İste Ebru verir kısmında gülecektim, ama yemin ederim Ebru gözlerime bakıp, "Veririm!" dedi gülümseyerek. Bereket yanımızda karım yoktu, çay koymaya gitmişti. Adam lafın nereye gittiğine bakmayan, sonradan görme bir tipti...
Şubat ayında 15 tatil olduğunda, karımla oğlumuzu da alıp memleketimize aileleri ziyarete götürüp bırakıp geldim. Bu her yıl yaz kış yaptığımız bir rutindi. Geri geldiğim Pazartesi akşamı zil çaldı. Ebru, "Maç varmış (tuttuğum takımın maçı vardı) galiba, Cevat seni çağırıyor, yalnız oturmasın kukumav kuşu gibi dedi!" dedi. "Olur!" dedim. 10 dakikaya gittim. Biralar su gibi akıyordu. Cevat, "Seviyorum senle içmeyi be Furkan!" diyordu. Sonra Ebru, "Ben mutfakta dizi izleyeceğim!" deyip gitti. Bira bitince Cevat sadece, "Ebruuuuu!" diye sesleniyordu...
Maç bitince telefonum titredi. Aldım telefonuma baktım. Ebru fotoğraf çekip yollamış, mutfakta masada bira ve çerez var önünde ve "Ben de seviyorum seninle içmeyi!" yazmış. "O zaman ben eve geçiyorum, 10 dakika sonra gel!" yazdım. "Tehlikeli!" diye yazdı. Telefonu sessize aldım, yazışmaya başladık. O gelemem dedi diye kalkmadım ben de, maçın geyiğini yapıyorduk Cevat'la. "Ebruuuu!" dediğinde bira geliyordu, ama her seferinde Ebru koridora çıkıp Cevat'ın görmeyeceği pozisyona geçip, boğma işareti yapıyor, kafasına vurma işareti yapıp, gülüp mutfağa gidiyordu...
Saat 24:00'e gelirken kalktım. Cevat yine yerinden kalkmamış, kapıdan geçirmek Ebru'ya kalmıştı. Kendime çekip dudağından öptüm. "İyi geceler!" dedi gülerek. "İyi geceler!" dedim içerden duyulacak sesle. Eve geçip, "Offf, ne tatlı dudaklar!" yazdım. "Daha tatlı yerlerim var!" yazdı. "Onların da tadına bakmak isterdim. Gelsene!" yazdım. "Bu saatte imkansız, ama orda olmak istediğimi bil!" yazdı.
Sabah işyerine telefon edip, biraz geç kalacağımı söyleyip, öğlene kadar izin aldım. Cevat 09:00'da gitti. Ebru 10:00'dan sonra çıkıyordu evden biliyordum. Mesaj attım, "Ben evdeyim, hadi gel!" dedim. "Tamam!" yazdı. En az 15 dakika gözümü kırpmadan kapı deliğinden baktım. 15 dakika sonra kapının arkasında o filmlerde dizilerde seyrettiğimiz kapıdan girer girmez birbirine yapışıp delice sevişen çiftler gibi hem soyunmaya çalışıp, hem de öpüşüyorduk. Erik tipi denilen bir kalçası vardı ve bu kadında sevdiğim bir özellikti. 75 beden vardı sanırım göğüsleri, göğüslerini ağzıma alıp, kalçalarının ikisini birden sıkıyor okşuyordum. Yatağa sürükledik birbirimizi.
Öpüşerek altıma alıp, amcığına girdim, çünkü haftalardır bu kadını düşlüyordum, daha fazla ön sevişme yaparsam yatağa boşalacaktım. Ne kadar kontrol etmeye çalışsam da (normalde ederim) o orgazm olmadan boşalacağımı söyledim. "İçime değil!" dedi. Zaten zor geri çekilip başta korktuğum şeyi yaptım, yatağa boşaldım. Ebru, "Benim dükkana gitmem lazım!" deyip kalkıp giyindi. Kendi kendime (Tamam Furkan bu ilk ve sondu, ne o oğlum kerhaneye ilk kez gelmiş ergen gibi?) dedim. Tam bu düşüncelerle boğuşurken. Giyinmiş halde yatakta yanıma oturdu. Bu kadın düşüncelerimi okuyordu. "Dert etme, aşırı heyecan ikimizi de gerdi. Sen erken geldin, ben kasılıp gelemedim. Daha vücutlarımız birbirini tanıyacak, tenlerimiz uyumlu, bunu ilk akşam hissettim!" dedi. Sonra beni öpüp kalkıp gitti...
Kendimi ergen gibi hissediyordum. Kadında gerçekten müthiş Cool bir hal vardı ve ben beni seçtiğini düşününce havaya giriyordum. Tüm gün yazıştık. Bana, "18:30'da sendeyim, akşam üstü kapıyı bacayı kontrol et!" yazdı. Karanlık odada pencerenin ardında bekledim yarım saat. Arabası geldiğinde merdivenleri kontrole başladım. Zaten sorun yoktu, karşı kapı yerine bize girecekti. Kapıyı açıp aralık bıraktım.
İçeri girdiğinde direk kucakladım. Bacaklarını belime doladı. Kollarımda doğru yatak odasına götürdüm. Yatağa yatırıp çizmelerini ve montunu çıkardım. Kucağıma alıp sırtımı yatağın bir tarafındaki duvara dayadım. Öpüp okşamaya başladım. Alışmıştım bile, sabahki o ilk heyecan yerini şehvete bırakmıştı. Dudaklarını boynunu yaladım, kazağını çıkarıp göğüslerine indim. Göğüs uçlarını dudaklarımla ezerken alttan pantolonunun üzerinden amına baskı yapıyordum. Yatakta ayağa kalkıp dans edercesine hareketlerle üstündeki herşeyi çıkardı. Ben de o anda eşofmanımı sıyırıyordum oturduğum yerden...
Ayakta duvara tutunup amını ağzıma dayadı. Yalayıp yuttum, dilimle sikerken ellerim kalçalarından tutmuş, ağzıma daha çok bastırıyor, okşuyor, sıkıyordum kalçalarını. Ebru inliyor, "Harikasın!" diyordu. Ben de, "Yok böyle bir tat!" deyip emmeye devam ediyordum. Kasılarak orgazm oldu, ağzıma sularını akıttı. Dizleri tutmaz gibi oldu. Orgazm olması bitince kucağıma oturup göğüslerini ağzıma verdi. Amını yarağıma sürtüyor, vıcık vıcık olmuş amına yarağımın kafasını alıyor, sonra ani hareketle dışarı çıkarıyor, zaman zaman saçlarımdan çekerek kafamı göğüslerinden uzaklaştırıp dudaklarını dudaklarım arasına alıyor, diliyle dilimi iğfal ediyordu. Bütün sikişin kontrolü ondaydı.
Sonra tek hareketle yarağımı amcığına alıp, "Ohhhh!" diye inledi. Başrol onundu, "Immm!" diye bir ses çıkardım ancak. Kucağımda hoplamaya, göğüslerini yalatıp, dudaklarımı öpmeye, yanaklarımı öpmeye devam etti. Kucağımda onu tutmakta zorluk çekiyordum, belini kalçalarını tutmaya çalışırken ellerimin arasında kayıp gidiyordu. Birkaç dakika sonra sadece, "Oh, oh, oh, oh!" diye kısa inlemelerle orgazm oldu. Bir dakika yarağımı içinde tutup kalktı. Yarağımı ağzına alıp, "Hadi erkeğim, geç kaldım, akıt döllerini komşuna!" dedi. Daha cümlesi biter bitmez doldurdum ağzını, sanki sabah boşalmamış, günlerdir biriktirmişim gibi. İki dakika yalandı, temizlendi, kalktı, giyindi ve "Aşkım yarım saate yemeğe çağıracağım haberin olsun!" deyip apartman boşluğunu kontrol edip gitti.
Koridordaki ışıkta bile sakallarımın sürtmesinden kıpkırmızı olmuş çenesini yanaklarını görebiliyordum, ama o aldırış etmeden girdi evine.
[Furkan]
149 notes
·
View notes
Text
sanki bin katlı bi' apartmanın çatısından aşağı bırakmışım kendimi. düşerken pencerelerden insanların hayatlarını izliyormuşum da senin pencerenden geçerken atladığıma pişman olmuşum.
58 notes
·
View notes
Text
Kalem olup geleceğini mi yazmak isterdin..?
Yoksa.....
Silgi olup geçmişini mi silmek isterdin......? Deseler bana..
Şöyle bir düşündüm geçmişimi silmek isterim diye önce ama kıyamadım.
İstanbul zarif hanımefendileri, ve İstanbul beyefendileri nerede kaldılar?
Çocukluğumun Üsküdarı, taş döşeli yokuş yolları, cumbalı ahşap evleri, kışın diz boyu kar, saçaklardan sarkan buzlar...
Tek lüksümüz tahta sandalyeler.
Ve annemin kucağında battaniyeye sarılmış olarak karlara bata çıka yürüdüğümüz yollar..
Anneannemin rahmetli ekmek içine peynir koyup gelin kuzularım size kuş mama yaptım sözleri...
Başında beyaz namaz örtüsü elinde tesbih pencerenin önünde basma divanda oturması.
Annemin kırmızı üzerinde sarı yelpazeli sabahlığı.
Bağlarbaşı'ndaki iki katlı ahşap evimiz, dalları yerlerde badem ağaçları nasıl unutabilirdim nasıl silebilirdim geçmişimi!
Annemin Zeynep Kamil hastanesi'nden her gece getirdiği köfte pilavlar!
(annem hemşireyi de orada)
Teyzemin kızının filmlerde yeni yeni roller alması (Fevda Ferdağ)
Evin içinde başında şapkasıyla rollerinin provasını bugün gibi gözlerimi önünde nasıl silebilirdim geçmişimi!
Anılar! anılar! anılar! Bitmek bilmeyen anılar!
Sonra... Hiç sormayın! Ne ben söyleyeyim ne siz işitin!
İstanbul'a veda!!
55 notes
·
View notes
Text
İZELMAN Otoparklarına Yeni Yılda Zam Yok
İZELMAN otoparklarına yeni yılda zam yok İzmir Büyükşehir Belediyesi, ekonomik koşulları göz önünde bulundurarak İZELMAN AŞ’ye ait otopark ücretlerine yeni yılda zam yapmayacak. Otoparklar 2025 yılında da 2024 ücret tarifesiyle hizmet verecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kent genelinde açık, kapalı, yol kenarı otoparkları, karavan parklar ile Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda yer alan abone…
#Alaybey Katlı Otoparkı#Alsancak#Alsancak Atatürk Spor Salonu Yer altı Otoparkı#Alsancak Punta Katlı Otoparkı#Alsancak Tam Otomatik Otoparkı ile Mimar Kemalettin Katlı Otoparkı#Bahriye Üçok Yol Altı Otoparkı#Bornova Pazaryeri Katlı Otoparkı#Bostanlı Migros Katlı Otoparkı#Çankaya Katlı Otoparkı#Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi Altı Otopark#Ege#Hakimevleri Katlı Otoparkı#Hatay Pazaryeri Yeraltı Katlı Otoparkı#İZELMAN AŞ#İzmir#İzmir Büyükşehir Belediyesi#Kahramanlar Katlı Otoparkı#Karabağlar Selvili Otoparkı#Konak Katlı Otoparkı#Kültürpark#Kültürpark Yer altı Otoparkı#Seyit Ali Şahin#Sinan Öğüt#Smyrna Tam Otomatik Otoparkı#Yeşilyurt Mustafa Necati Kültür Merkezi Yer altı Otoparkı
0 notes
Text
2 Katlı Villa Modelleri ve Kat Planları
Bir projeye başlamadan önce yaptığımız ilk şey; Daha öncesinden yapılmış ve hoşumuza giden tasarımlar üzerinden fikir sahibi olup Mimari Projesini oluşturmaktadır. Bu Yazımda sizlerle konuya dair Villa Modelleri ve Kat Planlarını paylaşıyorum.
#2 Katlı Villa Projesi#Villa#Tasarım#Mimarlık#Çizim#Dublex ev Modeleri#ev modelleri#tasarım#çizim#autocad#3d ev modelleri
0 notes
Text
Merhaba arkadaşlar bu hikayeyi gönderen çift arkadaşlara teşekkür ediyorum sizlerin adına.
Merhaba Hasan bey biz Pınar ve Ahmet 2 yıl önce tanışmıştık ben pınar bu arada 170 boyunda 25 yaşında esmer güzeli bir kadınım. kimya mühendisiyim ( petrokimya) üzerine ülkemizin köklü firmalarından birinde labaratuvar sorumlusuyum. Eşim Ahmet 44 yaşında 2 kez evlenmiş boşanmış evliliklerinde mutlu olamamış bir adam sizlere eşimi anlatayım biraz 187 boyunda 75 kilo 24 cm uzunluğunda siki var eşimi annem ve babamın seks partisinde gördüm annem o zamana kadar zenci erkekler dahil sikismediği erkek cinsi yoktu annemi sikilirken çok gördüm izledim babam izler annem sikilirdi Ahmet i aralarına aldıklarında ( soyunmadan önce ) Ahmet hakkında annem yine hüsrana uğrayacak yine eliyle boşalacak demiştim ama ilk kez bir Türk erkek annemi sikerken annemin orgazmlarını sayamadım şimdi diyeceksiniz sen nereden görüyorsun vs diye düşünürsünüz bizim evimiz 4 katlı villa gibi triblex ben hep orta katta otururdum . O gece annemin orgazmları beni de azdırmıştı ertesi gün işe gideceğim için sabah erkenden kalkıp kahvaltı hazırladım kendime benim gibi Ahmet te kalkmıştı beni annem sanıp arkamdan sarılıp ensemi öptü hoşuma gitti akşam zaten onu düşünerek mastürbasyon yapmıştım. Benim olduğumu anlayınca özür diledi birlikte kahvaltı yapıp birlikte çıktık taksi çağırdı benim arabam var birlikte gideriz dedim birlikte arabama binip yola çıktık. İlk söze ben girdim keşke girmeseydim , annemi bir Türk ün hiç bu kadar zevk vereceğini düşünemiyordum çok güzel bir iş başardınız dedim birden Ahmet in sikinin kalktığını fark ettim aman tanrım pantolonu yırtacak gibiydi Ahmet MKE de çalışıyormuş 2 kez evlendiğini fakat özellikle seks konusunda umduğunu bulamamış bir erkekti. İstekli bir kadındım ama bakireydim aynı zamanda Ahmet arabadan inerken telefon numarasını istedim verdi aradım oda beni kayıt etti o gün akşama kadar mesajla konuşarak geçirdik 5 hafta sonra nişan yaptık annem karşı çıksada yaptık 1 ay sonra da Ahmet ile nikah kıydık ilk gece gerdek gecesinde bana öyle bir jest yaptı ki asla unutamam artık kocam olmuştu ben 1 ay izin almıştım Ahmet te 28 gün ilk gece den sonra Ahmet bana istersen çiftler ile birlikte olabiliriz annen baban hariç o gece sabaha kadar düşündüm annemin yaşadıkları zevkli dakikalar aklıma geldi kabul ediyorum ama ben seçerim birlikte olacağımız çiftleri dedim o gün eskiden birlikte olduğu çiftleri bana tek tek gösterdi aralarında aynı yaşta olan
61 notes
·
View notes
Text
40 yaşında bir ihtiyar olarak size tavsiyem, kesinlikle çok hareketli olmayın. Ağırlık falan da sakın ha sakın kaldırmayın. Beş kilo da olsa çok. Paranız varsa işçi tutun yoksa da işçi gerektirecek arazi, iş yeri her ne varsa satın. Sağlıklı olayım, bedene de hareket olsun diye zamanın behrinde bir kaç dönüm tarla almıştım. Debelenip duruyorum içinde. Bir seferinde bir kaç kasa elmayı koymam gerekiyordu arabaya, işçi bulamadım kendim kaldırayım dedim menüsküslerim parçalandı iki dizimden de ameliyat olmak zorunda kaldım.Güneşe de tatil amacıyla dahi çıkmayın. Gölgede kalın hep. Bir kaç sene önce dağ bayır gezerken yandı yüzüm. Alnımda yanık izi kaldı. Geçenlerde elektrikçi bulamadım. Ben çekeyim kabloyu dedim. Uzunca da bir mesafeydi. Kabloyu götürürken zorlandım fıtık oldum. Arkadaşlar, toprağa mı basacaksınız gidin ormana, parka. Gölgede bir kaç saat basıp gelin. Tatile de Karadeniz`e gidin. En büyük sporunuz, yürüyüş olsun. O da güneş çıkmadan ya da battığı vakitlerde. Şöyle etrafıma bakıp istatistik tuttum yıllardır. Adam yayladan inmemiş genç yaşta gidiyor. Adam taş, kaya ile çalışmış, güreşmiş genç yaşta gidiyor. Geçmişi hareketsiz, tembel birilerine bakıyorum yaşları doksana dayandı. Köy hayatı falan hikaye, işkence. Varsa paranız, hizmetçili, uşaklı bir bahçeli villa. Yoksa az katlı bir apartman dairesi, en güzel yaşam alanıdır. Hem şehirde daha çok aktivite var. Yüzme kursları, hoca eşliğinde spor yapabileceğiniz salonlar, halkeğitim kursları, şehir parkları vs. vs. Benden ayrıntılı naçizane tavsiye. Artık seçmekteki irade sizdedir.
57 notes
·
View notes