Tumgik
#tek katlı ev projeleri
kaanozer · 2 years
Text
Toplama Kampları
Pasolini, Mayıs 1958’de İtalyan Komünist Partisi’nin haftalık dergisi Vie Nuove’ye “Roma’da ve Çevresinde Yolculuk” başlıklı bir araştırma yazısı yazar. Yazı için, zaten iyi bildiği ve hem filmlerinde hem de romanlarında işlediği Roma’nın kenar mahallelerine yeniden gider. Aşağıda inceleyeceğiz pasajlar, bu yazının “Toplama Kampları” başlıklı ikinci bölümünden seçilmiştir. Kaynak: “The Concentration Camps”, Stories from the City of God: Sketches and Chronicles of Rome 1950-1966 içinde, çev. Marina Harss (New York: Other Press, 2003) [İtalyanca baskı: Storie della città di Dio: Racconti e cronache romane (1950–1966)].
Tumblr media
Her İtalyan şehrinde, hatta ülkenin kuzeyinde bile, son bostanın bittiği yerde, çoğunlukla ambarlardan, kulübelerden, barakalardan oluşan, yoksullara mahsus “toplama kampları” görürsünüz. Fakat bu hadisenin en çarpıcı, en karmaşık, hatta görkemli diyeceğim örnekleri Roma’dadır. Roma borgata’sı, başkenti Roma olan Faşist devletten türemiş, tam anlamıyla modern bir olaydır. Bu mahallelerin bugün bile inşa edildiği bir gerçektir. Tabiricaizse “başıboş” mahallelerdir bunlar – taşrada yıllar boyu tamamlanmadan bırakılmış, bir veya iki katlı, çatısı olmayan, sıvasız, kireç beyazı baraka kümeleri… Roma’nın kırsal bölgeleri, çevre yolu boyunca böyle borgata’larla doludur.
Bu alanlar, yoksul ama genellikle dürüst ve çalışkan olan insanların evidir. Çoğu göçmendir, ya bölgeden ya da civar bölgelerden gelmişlerdir – kentin keşmekeşine ve yaşadıkları mahallelerin daha küçük çaplı keşmekeşine, derin taşranın ağırbaşlı ve vakur havasını taşımış insanlar.
Ancak asıl borgata’lar bunlar değil. Asıl borgata’ların ayırt edici özelliği, “resmî” mahiyetleri. Bunlar yoksulları ve istenmeyenleri biraraya toplama planı kapsamında kent yönetimi tarafından inşa edildi. Hem kronolojik hem de ideolojik kökenleri budur.
İlk borgata’ları Faşistler, şehir merkezindeki koskoca mahalleleri yerle bir ettikten sonra inşa ettiler. Bu planlama projeleri, [Gabriele] D’annunzia’dan mülhem bir estetik ideali somutlaştırmakla kalmıyordu, bunlar aynı zamanda esasen birer polis operasyonuydu. Roma’nın geniş proletarya-altı [lümpen-proletarya] kitleleri tarih boyunca şehir merkezindeki kadim mahallelerde toplanmıştı; bunlar taşraya, tahmin edilebileceği üzere kışla ve hapishaneye benzeyecek şekilde inşa edilmiş yalıtılmış mahallelere “sürüldüler”.
Borgata “stili” bu dönemde doğdu. İlham alınan başat kaynaklar “klasik” ve emperyal stillerdi. Borgata stilinin bir diğer ayırıcı özelliği, tek bir mimari motifin takıntılı biçimde tekrar edilmesiydi: Aynı ev, bir sıra boyunca beş, on, yirmi defa tekrar ediyordu. Bir ev grubu da aynı şekilde beş, on, yirmi defa tekrar ediyordu. İç avlular tıpatıp aynıydı: Çamaşır iplerinin konduğu, darağacına benzeyen sıra sıra beton zeminleri, müşterek helaları ve çamaşırhaneleri olan soluk, pis hapishane avluları.
Hakları alınmış bu ilk gruplar Faşistler eliyle sürüldükten sonra, evlerinden çıkarılan ailelere, onlardan sonra da tahliye edilenlere sıra geldi. Ardından, [güney İtalya’daki] Cassino ilçesinden insanlar sürüler halinde buralara gelmeye başladı.
Geçenlerde Gordiani borgata’sına yeniden gittik. Şimdi burası yıkılıyor. İnsanın içini acıtacak kadar kasvetli, pis, gayri insani sıra sıra barakaların yerinde şimdi kızıla çalan kırmataşlardan gepgeniş bir alan uzanıyor.
Hâlâ ayakta kalmış birkaç baraka var, onlar da kısa süre içinde yok olmayı bekliyor. Yakında Gordiani platosu dümdüz olacak, mahalleyle ilgili tüm anılar da yok olacak.
Bu evlerde yaşayanların çoğu, çatışma ve umutlarla geçen on yılın ardından, Via Prenestina üzerinde yeni inşa edilen, eski borgata’ya çok da uzak olmayan Villa Gordiani ile Villa Lancellotti’ye taşındılar.
Onları görmeye gittim. Gerçekte değişen bir şey yok. Önünde avlusu olan küçük, tek katlı  barakalar yerine, kazı alanlarının, metruk arazilerin ve çöplüklerin ortasındaki yepyeni binalar var. Bu yeni binaların stilistik, sosyolojik veya insani ölçütleri neler? Öncekilerden bir farkları yok. Burası hâlâ bir toplama kampı. İki-üç sene sonra bu duvarlar da dökülecek, avlular leş olacak, yer darlığı olacak. Hatta şimdiden var. Ortada bir toplumsal yenilenme yok, yeni bir toplumsal çevre oluşturulmuş değil, özgürleşme namına bir şey yaşanmış değil. Aynı insanlar, toplu halde, bir toplama kampından diğerine nakledildi.
Hıristiyan Demokratların inşa ettiği borgata’lar da Faşistlerinkinin tıpatıp aynısı, çünkü “yoksullar” ile devlet arasındaki ilişki değişmiyor. Hâlâ otoriter, paternalist ve “dinî” mistifikasyona dayalı son derece gayri insani bir ilişki…
geri bildirim: e-skop
2 notes · View notes
pazaryerigundem · 4 months
Text
Osmangazi ilk kreşine kavuşuyor
https://pazaryerigundem.com/haber/174264/osmangazi-ilk-kresine-kavusuyor/
Osmangazi ilk kreşine kavuşuyor
Tumblr media
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, seçim döneminde Osmangazililere vermiş olduğu ‘Osmangazi’nin birçok noktasına kreş inşa edeceğiz’ sözünü kısa süre içerisinde yerine getiriyor. Hamitler Mahallesi’nde inşa edilecek olan ilk kreşin temeli düzenlenen törenle atıldı.
BURSA (İGFA) – Osmangazi’nin birçok noktasında, geleceğe güven ve umutla bakan çocukların yetiştirileceği kreşler inşa etme hedefi ile yola çıkan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, bu hedef doğrultusundaki ilk adımı Hamitler Mahallesi’nde attı. Mülkiyeti Osmangazi Belediyesi’ne ait arazi üzerine, Metin Azak isimli bir hayırsever vatandaşın destekleriyle inşa edilecek olan kreş için temel atma töreni düzenlendi. Hayırsever vatandaşın vefat eden kızının isminin yaşatılacağı Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Çocuk Kreşi, toplam 500 metrekare alan üzerine tek katlı olarak inşa edilecek. Çocuklara çağdaş ve nitelikli bir eğitim imkanı sunacak olan kreş, dört sınıftan oluşacak. 80 çocuğa eğitim verebilecek kapasitede inşa edilecek olan projenin içerisinde aynı zamanda müdür odası, öğretmenler odası, veli görüşme alanı, revir, kapalı etkinlik alanı ve veliler için bekleme alanı yer alacak. Kreş bünyesinde, çocuklar için açık etkinlik ve oyun alanları ile hobi bahçesi de bulunacak. Yaz sonuna kadar inşaat çalışmalarının tamamlanması planlanan Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Kreşi, yeni eğitim döneminde kapılarını öğrencilere açacak.
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın ev sahipliğinde düzenlenen Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Kreşi’’nin temel atma törenine; CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten, meclis üyeleri, hayırsever Azak ailesi ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Temel atma töreninde konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Seçimlerin ardından çok değerli Azak ailesi ile görüşüp, kreş projemizi anlattığımızda, böyle güzel bir projede bizlere destek vermek istediklerini ifade ettiler. Azak ailesinin katkılarıyla bugün temel atma törenini yaptığımız kreşimizin inşaatının neredeyse yarısı tamamlanmak üzere. Mekanı cennet olsun, Ayça Azak kızımızın ismini bu kreşimizde yaşatacağız” dedi.
Tumblr media
AYDIN: “SÖZÜNÜ VERDİĞİMİZ PROJELERİ BİR BİR GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Seçimden önce söz verdikleri projeleri bir bir hayata geçireceklerini belirten Başkan Aydın, “Bugün mazbata alışımızın elli beşinci günü. Kırk sekizinci günümüzde Çirişhane Spor Kulübü Lokali’nin temelini attık. Bugün de ikinci temel atma törenimizi gerçekleştiriyoruz. Önümüzdeki hafta Halk Lokantası projemizin ilkini hizmete açacağız. Ondan sonra da Nasrettin Hoca Parkı’nı vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Hamitler Mahallesi’nde de kadınlarımıza özel ücretsiz jimnastik salonunun açılışını yapacağız. İlçemize 6-7 kreş daha kazandıracağız. Önümüzdeki günlerde bu kreşlerin de temelini atacağız.  Bağlarbaşı Mahallemizde de bir kız öğrenci yurdu inşa edeceğiz. Seçimden önce sözünü verdiğimiz projeleri bir bir gerçekleştireceğiz. Osmangazimize, Bursamıza hizmet etmeye devam edeceğiz. Bugün temelini attığımız Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Kreşi’ni yeni öğretim yılı öncesinde hizmete açacağız. Hayırsever Azak ailesine, desteklerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyor ve kreşimizin temel atma töreninin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
ZEYBEK: “ÇOCUKLARIMIZIN DÜNYA İLE REKABET EDEBİLMELERİ İÇİN ERKEN EĞİTİM ŞART”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek, yaptığı konuşmada, Türkiye’deki çocukların dünya çocuklarıyla rekabet edebilmesi için erken yaşta alınacak eğitimin son derece önemli olduğuna vurgu yaptı. Artık eğitimlerin neredeyse hemen doğumdan sonra başladığına dikkat çeken Zeybek, “Hamitler, Bursa’nın en büyük mahallesi. Burada yaşayan çocuklarımızın, dünyayla rekabet edebilmesi için erken yaştaki eğitimin son derece önemli olduğunun altını çizmek gerekiyor. Artık eğitim, altı yaşından sonra ilköğretim okullarında değil, neredeyse doğumdan hemen sonra başlıyor. Burada, hem gündüz bakımevi hem de kreşle birlikte çocuklarımız nitelikli beyinlere dönüşmeye uygun olarak gelişecekler. Türk milletinin gençleri, bütün dünya ile rekabet edebileceklerse üç yaşından itibaren eğitimden faydalanmaları şart” dedi.
“EĞİTİMDE EŞİTLİK İÇİN BU KREŞLER ÖNEM TAŞIYOR”
Eğitimde eşitliğin sağlanabilmesi için belediye eliyle yapılan kreşlerin büyük önem taşıdığının altını çizen Zeybek, “Osmangazi Belediye Başkanımız Erkan Aydın’ın çok kısa süre içerisinde 7 kreşi daha Osmangazili çocukların hizmetine sunacağını biliyorum. Toplumda fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi ve özellikle de dar gelirli ailelilerin çocuklarının da diğer çocuklarla birlikte yaşama eşit bir şekilde başlıyor olmaları için bu kreşler büyük önem taşıyor. Erkan Başkanımız, henüz ikinci ayını doldurmadan hizmetlerde önemli bir yol almış durumda. Kendisiyle gurur duyuyorum. Üretim, refah ve kalkınma odaklı belediyecilikte, tam da istediği yönetim anlayışı bu. Hem sivil toplum kuruluşlarıyla, hayırseverlerle, bağışçılarla işbirliğini geliştireceğiz, hem de süreçleri katılımcı bir demokratik anlayışla yürüteceğiz. Saygıdeğer Azak ailesine, çocuklarımızın geleceği adına büyük önem taşıyan böyle önemli bir projeye destek verdikleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Evlatlarına Allah’tan rahmet diliyorum. Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Kreşi’nin temel atma töreninin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
  KAYIŞOĞLU: “ERKAN BAŞKANIMIZIN ÇALIŞMALARINI GURURLA TAKİP EDİYORUZ”
CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu da yaptığı konuşmada, “Erkan Başkanımız, kısa süre içerisinde çok güzel işlere imza atıyor. Biz de kendisini gururla takip ediyoruz. Bizler istiyoruz ki her çocuk, ailesinin maddi durumu ne olursa olsun her türlü eğitim, sağlık ve diğer sosyal imkanlardan en güzel şekilde faydalansın. Tüm çocuklarımız eşit imkanlara, eşit fırsatlara sahip olabilsin. Sosyal devletin nasıl bir yükümlülüğü varsa, belediyelerimiz de aynı sorumluluk duygusuyla hareket ediyorlar. Çocuklarımıza, kadınlarımıza ve dezavantajlı kesimlere her türlü imkanları sunmaya çalışıyorlar. Hayırsever Ayça ailemize böyle güzel bir projeye destek verdikleri için teşekkür ediyorum. Erkan Başkanımızı da çalışmalarından dolayı kutluyorum” diye konuştu.
AZAK: “BÖYLE GÜZEL BİR PROJEYE DESTEK OLDUĞUMUZ İÇİN MUTLUYUZ”
Projenin inşaatına destek olan hayırsever vatandaş Metin Azak ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Erkan Başkanımızın kreş projesini duyduğumda çok heyecanlandım. Böyle güzel proje konusunda benim de ne gibi bir katkım olur konusunda başkanımız ile görüştüm. İlk kreş projesini birlikte yapma konusunda anlaştık. Elimizden geldiği kadar hızlı, titiz ve özenle çalışarak bu güzel projeyi yeni eğitim öğretim yılına yetiştirerek çocuklarımızın hizmetine sunacağız.”
Hamitler Mahallesi Muhtarı Hüsamettin Aşkın da, böyle güzel bir projeyi Hamitler Mahallesi’nde hayata geçirdiği için kendisi ve mahalle sakinleri adına Başkan Aydın’a teşekkürlerini sundu.
Konuşmaların ardından Başkan Aydın ve protokol üyeleri düğmeye basarak Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Çocuk Kreşi’ne harcı döktü.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
42gayrimenkul · 1 year
Text
https://www.instagram.com/mehmetoznalcacigayrimenkul
Alanında deneyimli ve profesyonel ekibimizle sizlere ev proje çizimi fiyatları, köye ev yapmak için ruhsat fiyatları, bedava ev projeleri, belediye hazır ev projeleri, 100 m2 ev ruhsat maliyeti 2023, ev ruhsat fiyatları 2023, ev proje fiyatları, hazır ev projeleri fiyatları, tek katlı ev plan proje satış fiyatları, mimari proje m2 fiyatı 2023, müstakil ev plan proje fiyatları konularında yardımcı olmaktayız. Ayrıca 2 katlı müstakil ev projeleri fiyatları, müstakil ev proje örnekleri fiyatları, müstakil köy ev modelleri 2 katlı, 3+1 2 katlı ev projeleri, 100 metrekare ev projesi fiyatları, 2 katlı ev modelleri ve planları, 2 katlı dublex ev projeleri, 2 katlı ev projeleri fiyatları, ev yapmak için plan proje fiyatları, mimari proje m2 fiyatı, statik proje örnekleri, taslak ev çizimi, 2+1 mimari proje örnekleri, inşaat proje çizimi fiyatları, inşaat projesi örnekleri, mimari proje çizimi ne kadar sürer, mimari proje aşamaları konularında da destek sağlamaktayız. Bize hemen ulaşarak mimari projede olması gerekenler, mimari proje aşamaları, mimari proje örnekleri, kesin proje nedir, statik proje m2 fiyatı, statik proje fiyatları, mimari statik proje nedir, statik proje satışı, mimari ve statik proje farkı konularında detaylı bilgi alabilirsiniz.
0 notes
we-dekormimar-me · 4 years
Text
İki katlı ev modelleri
İki katlı ev modelleri tek katlı betonarme ev projeleri , tek katlı ev projeleri , tek katlı müstakil ev projeleri , tek katlı ev modelleri , iki katlı ev modelleri , tek katlı villa projeleri , tek kat villa projesi , tek katlı konut projeleri,
MODERN İKİ KATLI EVLER Modern iki katlı evlerKüçük bir arsa bu iki seviyeli evi barındırıyorKüçük iki katlı ev planlarıİç dekorasyon alanları rahatlatırİç dizaynModern cephenin asimetrik bir dengesi vardır tek katlı betonarme ev projeleri , tek katlı ev projeleri , tek katlı müstakil ev projeleri , tek katlı ev modelleri , iki katlı ev modelleri , tek katlı villa projeleri , tek kat villa…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
istandistmag · 6 years
Text
İnsan Yaşayacağı Ev İle Psikolojik Bir Bağ Kurmalı “Mimar Yelin Evcen, İç Mimar Gönül Ardal” – Gönye Tasarım
Mimar Yelin Evcen, İç Mimar Gönül Ardal” – Gönye Tasarım
Gönye Proje Tasarım olarak “Tasarım Merkezi” ünvanı almayı başaran 3. iç mimarlık ofisiniz. Bu süreci ve size katkılarını biraz anlatabilir misiniz?
Firmamızı 2010 yılında kurmamızdan itibaren aldığımız büyük çaplı projeler doğrultusunda çok hızlı bir büyüme gösterdik. Bu hızlı personel artış sürecini, hem şirketimiz, hem müşterilerimiz, hem de çalışanlarımız açısından sorunsuz ve en verimli şekilde geçirebilmek adına 2012 yılından itibaren danışmanlık almaya başladık. Zaman içinde beliren ihtiyaçlar sebebiyle, “Gönye El Kitabı”, “Verimlilik Değerlendirme Süreçleri”, “Proje Süreç Raporlamaları” ve “Proje Bazlı Değerlendirme Sistemi”ni hazırladık. Bütün bunları yaparken de birlikte belirlediğimiz hedefler doğrultusunda tüm ekibimizin gelişimlerini takip ederek destekledik. Gerek toplu, gerek bireysel eğitimlerle yurtiçi-yurtdışı fuar ve etkinlik katılımlarını sağladık. Bir yandan da teknik ihtiyaçlar sebebiyle “Gönye Çizim Standartları” oluşturduk. Tüm bu hazırlıklarımız, sistemli çalışmaya inanmamız ve sistemin getirdiği kolaylıkları fark etmemiz nedeniyle yapıldı. Tasarım Merkezi başvurusunda istenen şartlara baktığımızda da 4 yıldır yaptığımız çalışmalardan farklı bir şey olmadığını, zaten çalışma sistemimizin beklentileri karşıladığını gördük ve gerekli raporları hazırlayarak başvurumuzu yaptık.
Tasarım Merkezi olarak seçilmenin Gönye Tasarım’a katkıları neler oldu? Çalışma sisteminize ve tasarımlarınıza ekleyeceği artı değerler neler olacak?
“Tasarım merkezi” ünvanı, her şeyden önce, yaptığımız tasarım faaliyetlerinin, hep hedefimiz olan estetik, işlevsel ve yenilikçilik anlamında tescillenmesi oldu, diyebiliriz. Süreç boyunca hem akademisyenlerden ve sektör temsilcisinden, hem de bakanlıktan aldığımız, tasarımlarımız ve kurduğumuz sistemle ilgili pozitif geri bildirimler -şirketimizin yaşı itibarı ile yolun başında görünsek de- yaptığımız işte doğru yönde çok yol kaydettiğimizi bize göstermiş oldu. Bundan sonraki süreçte hak kazandığımız vergi avantajları ile tasarım personeli sayısı ve niteliğini arttırma, tasarım ekipmanları ve yazılımları yatırımını çoğaltma ve her zaman desteklediğimiz ve çok inandığımız eğitimlere yenilerini ekleyerek devam etme avantajlarımız olacak.
Türkiye’de ve yurtdışında önde gelen markalıkonut projelerinin satış ofisi tasarımlarında Gönye Tasarım’ı sıklıkla görüyoruz. Gönye Tasarım’a göre satış ofislerinde tasarımın gücü karşılanan müşterilerin kararını ne oranda etkileyebilir?
Satış ofisleri, yatırımcı firmanın vizyonunu ve projenin konseptini yansıtarak, müşterinin karar sürecinde etkili oluyor. Aynı zamanda çoğu satış ofisi, örnek daireleri de içinde barındırarak müşterilere proje hakkında daha fazla ve gerçek fikir veriyor. Sadece sözlü ve reklamla anlatım yerine mekanı göstererek, yaşatarak satış ve pazarlama sürecine katkı sağlıyor. Satış ofisleri, hem projenin kalitesi, hem ne tür bir yaşam vadettiği, hem de tarzı hakkında çok önemli ipuçları veriyor. İyi tasarlanmış bir satış ofisinde satış yapacak olan ekip, eli daha güçlü bir şekilde satış yapabiliyor.
Bugün toplumların genel satın alma kararlarına baktığımızda, bu kararlarında ihtiyacın tek başına yeterli olmadığını görüyoruz. Özellikle konu ev almak ise, müşterilerin yaşayacakları ev ile psikolojik bir bağ kurmalılar, o mekana “evim” diyebilmeleri çok önemli bir kriter oluyor. Bu sebeple fonksiyonu, ambiyansı, vadettiği yaşam tarzı, samimiyeti ve ciddiyeti ile satış ofisleri henüz bitmemiş projelerden ev alacak kişilerin bağ kurabilecekleri tek mekan olduğu için tasarımının müşteri üzerinde etkisi ciddi anlamda yüksek oluyor.
Türkiye’de ve yurtdışında önde gelen markalı konut, ofis ve otel projelerinin iç mekan tasarımlarında Gönye Tasarım’ı sıklıkla görüyoruz. Fakat bunların yanında birçok ortak paylaşım alanı tasarımında da Gönye Tasarım imzasına rastlamak mümkün. Ortak paylaşım alanlarında tasarımda ne tarz özellikler ön plana çıkıyor?
Ortak kullanım alanları, çoklu kullanıcı için tasarlandığından kullanılan malzemelerden, fonksiyon planlamasına kadar farklı kriterlere sahiptir. Bu mekanlarda yine işlevine bağlı olarak akustik önlemler, gün ışığı-suni aydınlatma oranı ile aydınlatma tasarımı, ısıtma-soğutma planlaması tasarımı etkileyen konulardır. Biz ortak kullanım alanlarını tasarlarken, mekanların sıcak, insancıl ve keyifli alanlar olmasını önemsiyor, çok geniş veya yüksek mekanlarda mekanın ölçeğini insan ölçeğine indirgeyebilmek üzere çeşitli dekoratif önlemler alıyoruz. Kullanılan malzeme ve renkler yine işleve ihtiyaca göre belirlense de, çoğunlukla tercihimizi canlı renklerin dengeli kullanıldığı doğal tonlardan yana yapıyoruz. Kontrast ve keskin etkiden ziyade daha yumuşak geçişleri tercih ediyoruz. Zemin kaplamalarında yoğun sirkülasyonu göz önünde bulundurarak dayanıklı ürünleri tercih ederken, duvarlarda tekdüzelikten kaçınarak birden fazla malzemeyi bir arada kullanıyoruz.
HyperFocal: 0
Gönye Tasarım’ın projelerinde farkını ortaya koyduğu noktalar nelerdir?
Öncelikle çalışmalarımızda, işlevsel ve estetik değerlerin ön planda olduğu yaşayan mekanlar yapmaya çalışıyoruz. Doku, renk, malzeme uyumunu aydınlatma faktörü ile birlikte çok önemsiyoruz. Bu kombinasyonun doğru oranlarla buluşması çok önemli. Tasarımlarımızı yaparken her mekan için ayrı bir çıkış noktasından hareket ediyoruz. O mekana özgü, içinde düşünülen fonksiyona uygun tasarımlara yönelip en sonunda seçeceğimiz aksesuarda bile aynı çizgiyi takip ediyoruz. Özellikle örnek daire tasarımlarımızda bunu daha iyi görebilir, yaşayan mekanları daha iyi algılayabilirsiniz. Bir de, tasarladığımız konsept tasarımların hem bütçe hem de detay anlamında uygulanabilirliği bizim için çok önemli. Projelendirmeyi ve detaylandırmayı konsept kadar önemsiyoruz. Her bir proje için özel detaylar üreterek, detaydan bütüne doğru geliştirerek çözümlüyoruz. Bu da işlevsel ve estetik olarak çözümlenmiş mekanlarla sonuçlanıyor. Bizi diğer tasarımlardan farklı kılan konulardan biri de esnek tasarım anlayışına sahip olmamız. Yani talebe göre, hem modern hem de klasik tarzlarda konseptler çalışabiliyoruz.
Tasarımlarda olmazsa olmazlarınız var mıdır?
Doğal malzemeleri kullanmayı seviyoruz ve mutlaka kullanıyoruz. Ahşap ve mermer malzeme olarak olmazsa olmazlarımızdan. Tabi bunlarla birlikte kullandığımız diğer malzemelerin renk ve dokuları da çok önemli. Bu sebeple önce malzeme, renk, doku uyumunu daha iyi algılayabilmek için moodboard çalışması yapıyoruz. Tasarıma daha sonra geçiyoruz. Daha çok natürel tonları, toprak, gri, beyaz renklerini fon olarak kullanırken, mekanlara özgü canlı ya da pastel renkleri detaylarda ve tekstil ürünlerinde tercih ediyoruz. Doğru aydınlatma da bizim olmazsa olmazlarımızdan. Yanlış etki yaratmaması için iç mekanın doğru şekilde aydınlatılması şart…
Gönye Proje Tasarım’ın güncel çalışmalarından bahsedebilir miyiz?
2018’de tamamladığımız projelerden bahsedersek, markalı konut anlamında Nidapark Küçükyalı satış ofisleri dahil tüm iç mimari tasarım ve proje sürecini tamamladık. Yedi Mavi projesinde 2 örnek daire yaptık ve bir tanesi ile Los Angeles merkezli IDA Design Awards ödülü aldık. Silivri’de HerDem Yaşam Köyü, Strada projesi yeni etabı, Self İstanbul konut projesi ve dahilinde ki Açı Okulları, Transform Fikirtepe ve As Maslak konut projeleri, biten projelerimiz arasında. Aynı zamanda showroom projelerimiz olarak, Gelecek Otomotiv VIP alanları, Egemer Mercedes Showroom, Decovita Seramik İspanya ve Türkiye fuar stantlarını tamamladık. Oyun Atölyesi’ne ait Antre Cafe tasarımı, Erenköy’de bir dubleks daire ve Toskana Evleri’nde yaptığımız 1000 m² özel villa da yeni tamamlanan işlerimizden. Bu villa tasarımı ile Architecture MasterPrize ödülü kazandık Dünyanın en iyi havacılık şirketlerinden birinin Teknokent’te ki ofisini, aynı zamanda bir bankaya ait 9 katlı bir ofis binası iç mimarisini tamamladık.
Devam eden projelerimiz olarak Bizim Mahalle konut projesi, Akpres Otomotiv ofis binası, Skyland örnek dairesi ve İçerenköy’de iki bloklu bir konut projesini sayabiliriz. Ayrıca Dubai, Taşkent ve Frankfurt’ta toplam 3 adet otel projesine başladık.
    The post İnsan Yaşayacağı Ev İle Psikolojik Bir Bağ Kurmalı “Mimar Yelin Evcen, İç Mimar Gönül Ardal” – Gönye Tasarım appeared first on İstanbul'a dair en güncel haber sitesi.
from WordPress https://istandist.com/insan-yasayacagi-ev-ile-psikolojik-bir-bag-kurmali-mimar-yelin-evcen-ic-mimar-gonul-ardal-gonye-tasarim/
1 note · View note
ankaraprefabrikev · 3 years
Text
Çelik evler ve villalar depreme dayanıklı uzun ömürlü yapılardır. Çelik yapılar üretilirken ilk önce mimarı projeleri oluşturulur daha sonra makinalara ait programlarda çelik projeleri çizilir , çelik projelerin çizimleri bittikten sonra inşaat mühendisleri tarafında statikleri yapılır. Statik simülasyonlar sonunda evin ne kadar kar yüküne ne kadar bir rüzgara veya fırtınaya kaç şiddetinde depreme dayanacağı gibi veriler alınır ve evin üst düzey dayanımıyla üretime verilir. Statiğe uygun şekilde üretilen evin sağlamlığını koruması için yine statiğe uygun montaj yapılmalıdır. Doğru şekilde vidalanmalı doğru şekilde zemine montajı yapılmalıdır. Çelik villalarda sağlamlık projelendirmeden üretime, üretimden montaja kadar bütün aşamalarda doğru uygulama ile mümkündür. Çelik ev , çelik villa modelleri uzun ömürlü aynı sağlamlık ve uzun ömürlülükteki yapılara göre daha düşük maliyetlidir.
2022 güncel tek katlı çelik ev fiyatlıarı
2022 güncel çift katlı çelik ev fiyatları
2022 güncel tiny house fiyatları
2022 güncel konteyner fiyatları
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1 note · View note
kolej-postasi · 4 years
Text
HUYSUZ VİRJİN YERLİ VE MİLLÎ DEĞİL MİYDİ?
Tumblr media
Trabzon’da yaşayan Oflu Mehmet Ali Tursun, dört oğluna böyle adlar verecek kadar dindar bir saat tamircisiydi. Bayburtlu anne Selvi Hanım da siyah başörtülü beş vakit namaz kılan bir ev hanımı.
Dört erkek, iki kız çocukları olan anne ve baba, çocuklarından gizli saklı bir şey konuşmaları gerektiğinde aralarında Rumca konuşurlarmış.
Sonra baba İstanbul’a göç edip manifaturacılıktan epey para kazanmış, ailesini yanına almış. Beylerbeyi’nde dört katlı bir konağa yerleşmişler.
Sert bir baba, otoriter hatta dayakçı ablalar, akılları hep dışarıda abilerle birlikte büyüyen Seyfettin, önce özel liseye ardından, Askeri Deniz Lisesi’ne yazdırılmış. Ama hiçbirinde mutlu olamamış.
Çünkü aklı hep şarkı söylemekte, dans etmekteymiş. Abisinin nişanında, kadın kılığına girip diğer abisiyle yaptığı dansla herkesi çok eğlendirmişler.
Seyfettin önce Tursun olan soyadını Dursun yapmış, sonra da fazla kaba bulduğu Seyfettin’i Seyfi.
Sonra Dursun da ona “kabzımal” soyadı gibi gelmiş, onu da Dursunoğlu’na çevirmiş ve Seyfi Dursunoğlu olmuş.
Peki nasıl Huysuz Virjin olmuş?
Mübarek Ramazan ayında Beylerbeyi Kültür Cemiyeti’nde erkek arkadaşları ile birlikte Ramazan eğlenceleri düzenlerken.
Ramazan eğlencesinde kadın sahneye çıkamayacağı için sırayla orta oyunu oynuyor, şarkı söylüyor, dans ediyorlarmış. En çok alkışı ise saçlarına peruk takıp, tuvalet giyip, makyaj yapıp çıktıkları sahnede Ermeni kantocuları taklit ettiklerinde alıyorlarmış. Hepsi kendine eski meşhur Ermeni kantoculardan adlar seçmişler.
Seyfi Dursunoğlu, Abdülhamit devrinin meşhur kantocusu Hayganuş hanımın lakabı olan Minyon Virjin’in, Virjin’ini almış, sahiden de köşeli, huysuz bir insan olduğu için Huysuz Virjin olmuş.
40’lı, 50’lı yıllarda 15 yıl boyunca her Ramazan ayında, Beylerbeyi’nde bu eğlence devam etmiş.
Aslında bir geleneği sürdürmüşler. Adını aldığı Minyon Virjin de Osmanlı devrinde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Ramazan eğlencelerinde sahne alırmış.
Sonraki yıllarda da bu gelecek sürmüş. Şehzadebaşı’ndaki direkler arası Ramazan eğlencelerinde kantocu Şamram Hanım, onun öğrencisi ve Adile Naşit’in de anneannesi olan Küçük Virjin, annesi Amelya Hanım da sahne almışlar.
Huysuz Virjin, bu geleneği şimdi adları hatırlanmayan başka pek çok erkek kantocu ile birlikte sürdürmüş.
Bir taraftan SGK’da memur olarak çalışırken, bir taraftan sahne almaya başlamış, sonra abisiyle kavga edince evden ayrılmış, okuldan tanıdığı Zeki Müren’in de içinde olduğu İstanbul’da ev partilerinde devam eden alternatif bir hayatın içine girmiş.
Bütün bu bilgiler, 2004 yılında yayınlanan, Seyfi Dursunoğlu ile yapılmış uzun bir nehir söyleşisine dayanan Katina’nın Elinde Makası adlı kitaptan.
40’lı, 50’li, 60’lı yılların İstanbul’unda dindar Trabzonlu bir ailenin, dans etmekten şarkı söylemekten hoşlanan, askeri lisede tutunamayan, torpille SGK’ya sokulmuş ama gizli gizli kadın kılığında, Ermeni bir kantocuyu taklit ederek Ramazan eğlencelerinde, kulüplerde sahne alan evladının hikayesini okurken, Türkiye’nin sosyal hayatının görmezden gelinen sayfalarında dolaşıyorsunuz.
Çok renkli, çok kültürlü, farklı hayat tarzlarının iç içe geçtiği, tek bir kalıba dökülemeyecek bir Türkiye hikayesi bu.
Üstelik henüz ortada Netflix ya da LGBT hareketi yok, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasına ise 60 yıl var.
Huysuz Virjin, yaptığı işin ilk örneği de değildi.
Direkler arasının yıldız kantocularından Küçük Virjin’in, kadın kılığında showlar yapan, kantolar söyleyen oğlu Niko’nun (Adile Naşit’n dayısı) 60’lı yaşlarına kadar yine Ramazan eğlencelerinde sahne aldığını okuyoruz kitaptan. Dursunoğlu ondan da etkilenmiş.
Yani şimdilerde dini bütün padişahlar ve onların ehli- tarik tebaasından oluştuğu zannedilen Osmanlı dönemine dayanıyor Huysuz Virjin’in hikayesi.
Haremlik-selamlık içinde bulunmuş ara formüllerden biri olan zenne kültürünün tarihi ise Türkiye’deki ideolojilerin pek çoğundan daha eskiye dayanmakta.
Yani bugün bizim kültürümüz, bizim medeniyetimiz, öz değerlerimiz denilip bağra basılan pek çok şeyden daha eski bir kültürden bahsediyoruz.
Huysuz Virjin’e ekran yasağına mal olmuş, şarkılarda, fıkralarda, dilde müstehcenlik, müstehcen espriler de dejenere bir kültürün ürünleri, Batı’dan bize gelmiş yabancı değerler değiller.
Karagöz-Hacıvat’ın büyükler için olan orijinal versiyonunda, orta oyununda, Karadeniz’in yüzlerce yıllık atma türkülerinde, İç Anadolu’nun bozlaklarındaki zaman zaman yüz kızartan, yere baktıran müstehcenliğin yanında Huysuz Virjin’in esprileri Prime Time aile yayını gibi kalabilir.
Yani bizim kültürümüz, bizim medeniyetimiz derken kültürün sadece meşrebinize uyan kısımlarını alıp, ahlaki veya siyasi normlarınıza uymayan kısımlarını yabancı, bize ait olmayan ya da dejenere ilan edemezsiniz.
Bunu yaparsanız yüzlerce yıllık atma türküleri, bozlakları, Karagöz-Hacıvat’ı, deyimleri, fıkraları, içinde şarap, rakı geçen şarkıları, türküleri kesip biçmeniz gerekir.
İki yüzyıla yakındır Ramazan eğlencelerinde kadın kılığında kanto söyleyen erkekleri, Niko’yu, Zeki Müren’i, Bülent Ersoy’u, onlar kadar meşhur olmamış nice ismi arşivlerden, gazetelerden çıkarmalısınız.
Herhalde böylesine uzun bir geçmişe dayandığı için Huysuz Virjin’in showu ve esprileri 60 yılı aşkın bir süre boyunca sürebildi. Zaman zaman zorluklar yaşasa da o kadar göze batmadı.
70’lerden itibaren TRT’de görünmeye başladı, Ramazan eğlencelerine çıktı, sahnesini izlemek için çalıştığı gazinolara gelen Turgut Özal’dan, Rauf Denktaş’a kadar pek çok isim onun esprilerine alınmadı.
90’lar boyunca ve 2000’lerin ortalarına kadar neredeyse bütün özel televizyonlarda reyting rekorları kıran programlar yaptı.
Ta ki 2007 yılında RTÜK başkanının gayri resmi uyarısıyla ekranlara sadece Seyfi Dursunoğlu olarak çıkmasına izin verilinceye kadar.
O günlerde bu karar duyulmuş ve büyük bir gürültü kopmuştu.
Örneğin Sabah’ta Nazlı Ilıcak kararı şöyle eleştirmişti:
“Seyfi Dursunoğlu, 30-40 yıldır sanatını "zenne" rolü ile icra ediyor. RTÜK'e söz düşer mi? İyi reyting alıyor ama, Huysuz Virjin olsa belki de sıralamada birinci ya da ikinci gelecek. 28 Şubat sürecinde, demokrat sandığımız bazı kişiler, bugün, tereddütsüzce başkalarının hakkını ve hukukunu çiğneyebiliyor. Derin bir hayal kırıklığı yaşıyorum.”
Yine o günlerin medya ortamının çok sesliliğini gösteren bir örnek olarak kararı alan RTÜK Başkanı Zahit Akman ile Seyfi Dursunoğlu NTV’de Can Dündar’ın sunduğu Neden programında karşı karşı gelip ve bu gizli yasağı konuşmuşlardı.
Programda RTÜK Başkanı “Huysuz Virjin sevilen bir sanatçı, tiplemeyle bir derdimiz yok, önemli bir sanatı yaşatmaya çalışıyor, ancak gelişme çağındaki gençler ve çocuklar için zararlı espriler yaptığı için prime-time’da değil, saat 23:00’ten sonra yayınlanacak programlar yapabileceğini” söylemiş, bu diyalog sansürün yumuşayacağına yorulmuştu.
Fakat, buna rağmen Seyfi Dursunoğlu bir daha ekranlara Huysuz Virjin olarak çıkamadı, zaten 70’li yaşlarındaydı, geri çekildi ve geçen hafta da 88 yaşında hayatını kaybetti.
Verdiği son röportajlarda da bu küskünlüğünü anlattı.
Seyfi Dursunoğlu’nun vefatından sonra onun televizyonlarda reyting rekorları kırmış gösterileri yeniden hatırlandı, 15-20 yıl önce televizyonlarda bu esprilerin yapılabildiği Türkiye’den Netflix’e sansürün konuşulduğu Türkiye’ye nasıl geldiğimiz ibretlik bir durum olarak hatırlandı, geniş bir kitleyi üzdü, kızdırdı, tedirgin etti.
Hem iktidarın hem de Türkiye’deki dindar muhafazakar insanların da üzerinde düşünmesi gereken bir tedirginlik bu.
Türkiye hayat tarzı dayatmalarından, topluma kendi dar gömleğini giydirmeye çalışan iktidarlardan, toplum mühendisliği projelerinden çok çekti.
Bundan en çok çekenler de uzun yıllar tam da bu kavramlarla eleştirilerini dillendirmiş dindarlar oldu.
Hali hazırdaki mevcut toplumu, hayalindeki modern topluma benzetmek isteyen cumhuriyet rejiminin toplum mühendisliği projeleri, bir gerilik sembolü olarak gördüğü başörtüsünün modern hayatta görünür olmasına karşı uzun yıllar süren yasaklar, kısıtlamalar, saldırgan dil, hala etkileri süren büyük insani trajedilere, siyasi gerilimlere neden oldu.
Hala daha orta ve orta yaş üstü laikler için başörtüsü tam olarak aşılamamış psikolojik bir eşik.
Ama bugün görülüyor ki bu sadece laiklerin bir önyargısından ibaret değilmiş.
Toplum mühendisliği bir tür iktidar etme biçimi, bir muktedirlik gösterme yoluymuş.
Gücü elinde bulunduran bir süre sonra o güçle toplumu, hayatı, kültürü biçimlendirmeye, başkalarının hayatını da tayin etmeye meylediyormuş.
Türkiye’deki dindarlar geçmişte bizzat acısını çektikleri bu yanlışı bugün tekrarlamaktalar. Özel olarak Türkiye’deki iktidar değil, dindarlar diyorum. Çünkü bu sadece bir iktidar pratiği değil, geniş dindar halk kitleleri de devletin sopasıyla kültürel hayatı, yaşam tarzlarını bir şekle sokmasına destek veriyor.
RTÜK’ü siyasi ve ahlaki zabıta gibi kullanmak, alkollü içeceklere yüksek vergiler koymak, içeriğini beğenmedikleri için Netflix’i yasaklatmaya çalışmak, eşcinselliğin görünürlüğüne savaş açmak böyle toplum mühendisliği projeleri.
Yüzlerce yıldır farklı hayat tarzlarının iç içe olmasa da yan yana yaşandığı ve şehirleşmenin artmasıyla herkesin daha iç içe geçtiği, daha melez kimliklerin ortaya çıktığı bir topluma yine dar gelecek bir gömlek bu. Bu toplum mühendisliği projesi de masa başında kalmaya mahkum.
İktidarın sopasıyla bunu yapmaya çalışmak, yasakları dayatmak ise nasıl bugün eski toplum mühendisliği projelerinin yükü hala CHP’nin üzerindeyse, uzun yıllar dindarların ve dindar siyasetçilerin sırtına bugünlerin yükünü yükleyecek, güvensizlikler kalıcı olacak.
Ayrıca bu yasakçılık, şehirleşme ve artan üniversitelileşme oranıyla kendi cemaatlerinden çıkmamış daha önceki nesillerinkinden daha fazla farklı hayat tarzlarıyla birlikte yaşama tecrübesi edinmiş yeni nesiller için ise daha da anlaşılmaz bulunacak.
Youtube, Netflix gibi alanlara müdahale ise, kültürel hayat ve medyada yaşanan taşralaşmadan ve kalitesizleşmeden kaçmaya çalışanların son sığınaklarına da girilmesi anlamına gelecek, çoğunluğu genç ya da eğitimli insanların ülkeye karşı aidiyet hislerini zayıflatacak.
Trabzonlu dindar bir aileden gelip, kendisine Ermeni bir kantocunun adını seçerek, kadın kılığında Ramazan eğlencelerinde sahneye çıkmış Huysuz Virjin’in hikayesi, bu toplumdaki çeşitliliği, onu bir kalıba dökmenin imkansızlığını çok iyi anlatıyor.
Sevseniz de sevmeseniz de elimizdeki toplum bu.
Bu toplumu o çeşitliliği ve renkliliğiyle kabul etmek de taviz vermek, eziklik, hoşgörü ya da geniş gönüllülük değil, bir mecburiyet.
Bunca tecrübeden sonra da bu basit gerçeği anlamak için ille de Netflix izlemeye gerek yok.
Temmuz 20, 2020 | KARAR* 
YILDIRAY OĞUR | HUYSUZ VİRJİN YERLİ VE MİLLÎ DEĞİL MİYDİ?
Tumblr media
0 notes
izmirbelediyeajansi · 5 years
Text
TUNÇ SOYER SERDAR SANDAL İLE HAFTA SONU BAYRAKLI ZİRVESİ
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Genel Sekreter Dr. Buğra Gökçe, Pazar günü mesaisinde Bayraklı sokaklarını gezdi. Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal'ın ev sahipliğinde başkan yardımcıları ve ilgili müdürlerle ilçeyi karış karış turlayan heyet, Bayraklı'da hayata geçirilmesi planlanan projeleri konuştu.
Ziyaret kapsamında Özkanlar Pazar Yeri'nden, Altınyol'un yer altına alınmasına, Bayraklı'dan geçmesi planlanan yeni tramvay hattından, Doğançay dünya çocuk ve gençlik merkezine, yeni kültür ve spor tesisleri, sosyal donatı alanlarından kavşak ve meydan düzenlemelerine, kreşlere kadar birçok proje masaya yatırıldı.
Başkan Soyer'i sabah erken saatlerde Bayraklı Belediyesi hizmet binasında ağırlayan Başkan Sandal, ilçede gerçekleştirmeyi planladıkları projeleri anlatarak, büyük ölçekli işler için de destek istedi. Soyer ise birçok projede birlikte çalışılacağı müjdesini verdi.  İlgili müdürlerin projeleri detaylarıyla anlatmasının ardından alanda incelemelere geçildi. 
ALTINYOL'UN YER ALTINA ALINMASI
Bayraklı'yı sahille buluşturacak en önemli projelerden olan Altınyol'un Mithatpaşa örneğinde olduğu gibi battı-çıktıyla yerin altına alınmasını 'makul bir proje' olarak değerlendiren Soyer, uygulanabilirliğine bakılmasını ve üzerinde çalışılabileceğini kaydetti. Başkan Sandal ise, projenin sadece Bayraklı değil, İzmir ölçeğinde de önemli bir sorunu çözeceğini belirtti. Sahile ulaşılabilecek tek yolun üst geçit olduğunu ve aktif kullanılan sahil için yetersiz kaldığını ifade eden yetkililer, yapılabilecek bir battı-çıktıyla Bayraklılıların sahille daha kolay buluşacağını dile getirdi. Ayrıca Soyer, sahilde bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesine ait kafeteryanın da Bayraklı Belediyesine tahsisiyle ilgili gerekli çalışmaların yapılması talimatını verdi.
BAYRAKLI'YA TRAMVAY HATTI
Ulaşım master planında uygun görülmediği için yer almayan ancak gelinen süreçte Bayraklı'da ihtiyaç olarak görülen yeni bir tramvay hattı projesini Başkan Soyer'e anlatan Bayraklı Belediyesi yetkilileri, Bornova'ya kadar devam edebilecek yaklaşık 7 km'lik güzergah hattı hakkında bilgiler aktardı. Konuyla ilgili Sakarya Caddesi üzerinden yeni bir hattın mümkün olabileceğini ve bununla ilgili fizibilite çalışması yapılması gerektiğini belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökçe, "Sakarya Caddesi veya Yüzbaşı İbrahim Hakkı Caddesi üzerinden raylı bir sistem olabilir” dedi ve bununla ilgili çalışılacağını söyledi.
KAVŞAKLAR TARİHLE SÜSLENECEK
İçinde 5 bin yıllık tarihi Smyrna Antik Kenti'ni de bulunduran Bayraklı'da belli başlı kavşakların ve caddelerin cumhuriyet, Smyrna ve efe temalı heykeller, çevre düzenlemeleriyle renkleneceği projenin sunumundan oldukça etkilenen Başkan Soyer, meydan, kavşak ve cadde düzenlemeleriyle ilgili heykeller için bir çalıştay yapılarak belirlenmesini önerdi. Proje kapsamında Smyrna Meydanı'na Amazon kadın heykeli, Smyrna antik kenti girişine Homeros heykeli, çeşitli kavşaklara da mitolojik ve tarihsel rölyef ve duvar kabartmalarla geçişler yapılması planlanıyor. Ayrıca Soyer, denizin üzerine yapılabilecek bir platform ile oraya da heykel konulabileceğini söyledi. Genel Sekreter Gökçe ise konuyla ilgili, "Bayraklı'da bir heykel çalıştayı yapılsın. Biz de İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak destek olalım. Heykeltraşlar gelsin, katılsın ve proje ortaya çıksın" diye ifade etti.
ÖZKANLAR PAZAR YERİ SORUNU ÇÖZÜLDÜ
Bayraklı Belediyesi tarafından önceki dönemde yapılan Nene Hatun Kız Misafirhanesinin önündeki İzmir Büyükşehir Belediyesine ait 2 bin 500 metrekarelik alan yapılacak plan değişikliğiyle belediye hizmet alanına dönüştürülecek, katlı pazar yeri yapılacak ve Bayraklı Belediyesine tahsis edilecek. Konuyla ilgili Başkan Soyer'e bilgi veren Başkan Sandal, içinde otoparkın, gençlik merkezinin, kreş ve konferans salonu ile eğitim için kullanılabilecek alanların da olduğu çok amaçlı projeyi anlattı. Danıştay kararıyla kapatılan Özkanlar Pazar Yeri'ne yaklaşık 500 metre mesafedeki yeni projenin daha da genişletilip, estetik mimariye ve daha fazla kişinin kullanımına yönelik tasarlanmasını isteyen Başkan Soyer de, bölge halkının ihtiyaçlarını karşılayacak yeni bir tesisin ilçeye kazandırılacağını söyleyerek, proje ile ilgili fizibilite çalışmalarına başlanmasını istedi.
TÜRKİYE'NİN EN GÜZEL KREŞİ BAYRAKLI'DA OLACAK
Bayraklı Belediyesi Çamkıran Hizmet Binasının ilk inşa edildiği günkü amacına uygun olarak kreşe dönüştürülme fikrini çok beğenen ve binanın Türkiye'nin en güzel kreşi olmaya aday olduğunu vurgulayan Soyer, "Burası harika bir yer ve muazzam bir merkeze dönüşebilir. Çevre düzenlemesi, bahçesindeki temalı modern parkıyla İzmir'in değil, Türkiye'nin en güzel kreşlerinden biri olabilir. Aynı zamanda annelerin de istihdam olanağı üzerinde projeler geliştirmeliyiz. Dikiş atölyeleri, çamaşırhane gibi işler yapabilir kadınlarımız. Eşinden boşanmış, ekonomik sıkıntısı olan, eşi hapiste olan kadılarımız başta olmak üzere buralardan faydalanabilir ve aynı zamanda çocukları da kreşten yararlanabilir " diyerek bu güzel proje için Başkan Sandal’ı kutladı.
‘EKREM AKURGAL’ BAYRAKLI BELEDİYESİNİN KULLANIMINA AÇILIYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 2013 yılında Cengizhan Mahallesi'nde 90 bin metrekarelik alanda tamamlanarak hizmete giren Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal Yaşam Parkı'nın Bayraklı Belediyesine devredilmesini isteyen Başkan Sandal'ın spor faaliyetleri ve kreş amaçlı kullanılma fikrini destekleyen Başkan Soyer, buranın da yasal gerekliliğinin araştırılmasını istedi. Böylece, bazı birimlerdeki spor aktiviteleri yapılan yerler kreşe dönüştürülecek ve faaliyetler Ekrem Akurgal Yaşam Parkı'na taşınacak. 
ESKİ SU DOLUM TESİSİ ŞANTİYEYE DÖNÜŞECEK
Başkan Tunç Soyer, Yamanlar'da atıl haldeki Büyükşehir Belediyesine ait eski su dolum tesisinin Bayraklı Belediyesine devredilerek, şantiye olarak kullanılmasını isteyen Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal'a "Hukuki bir engel yoksa kısa sürede devrini gerçekleştirelim. Burayı boşaltıp, temizleyelim ve kullanmaya başlayın" diye belirtti. 
'DOĞANÇAY ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ' PROJESİ YARIŞMAYLA BELİRLENECEK BAŞKAN SOYER DOĞANÇAY'A HAYRAN KALDI
Soyer'in Bayraklı ziyareti kapsamında Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal'ın en önemli projelerinden olan 'Doğançay Çocuk ve Gençlik Merkezi' projesi hakkında da fikir alış verişinde bulunuldu. Tamamı 186 bin metrekare olan alanda doğayla barışık bir proje yapılmasının en doğru karar olacağını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Fikir ve alan çok güzel. Açık hava tiyatrosu, kamp, spor ve sosyal alanlar... Burası doğayı koruyan, çocukların, gençlerin doğayla iç içe olabileceği doğa ile birlikte yaşama eğitimi alabileceği, doğa ve sanatın buluşma noktası gibi bir alan olmalı. Bunun için bir proje yarışması yapalım ve burayı ona göre planlayalım" diye konuştu.
DERELER VE KANALLAR YARIŞMAYLA YENİ GÖRÜNÜME KAVUŞACAK
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, ilçedeki kanal ve derelerin temizlenerek, kötü görüntüsünü ortadan kaldırmak ve buraları yeni birer sosyal yaşam alanına dönüştürmek isteyen Başkan Sandal’a, “Buralarla ilgili de İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bir yarışma başlatalım. Sonuca göre ortaya çıkacak projeyi hayata geçirelim” dedi. Yarışmadan çıkacak projeyle böylece hem kanallar temizlenmiş olacak hem de ilçeye modern ve güzel görünümlü yeni sosyal donatı alanları kazandırılacak.
KÖRFEZ MAHALLESİ'NE KÜLTÜR MERKEZİ
Son olarak Körfez Mahallesi'ndeki kültür merkezi projesini yerinde inceleyen Başkan Sandal, Genel Sekreter Gökçe ve beraberlerindeki heyet 2 bin 304 metrekarelik alanda projesi hazır olan yeni merkezin kısa sürede ilçeye kazandırılması için çalışmalara hız verilmesi konusunda fikir birliğine vardı. Bu konuda da İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa çalışma kararı alındı. 
EMEK MAHALLESİ CUMHURİYET PARKI YENİLENİYOR
Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökçe, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal ve Emek Mahallesi Muhtarı Habip Obay mahalle sınırları içinde bulunan Cumhuriyet Parkı'nda incelemede bulundu. Gökçe, parkta yenileme çalışmalarının yapılmasını isteyen muhtar Obay'a kısa sürede parkın bakım ve onarımlarının tamamlanarak, yeni görünüme kazandırılacağını söyledi. 
0 notes
barkoturktv · 5 years
Text
Ters Ev'e yoğun ilgi
Tumblr media
Ordu Büyükşehir Belediyesinin özgün projeleri arasında yer alan ve görünüşü itibariyle dikkat çeken “Ters Ev” vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Ters Ev'in kentin cazibe merkezlerinden birisi haline geleceğini söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, “Büyükşehir Belediyemizce hizmete sunulan ve 19 Haziran'da halkın ziyaretine açılan Ters Ev, bugüne kadar 21 bin 450 kişiyi ağırladı” dedi. Karadeniz Bölgesi'nde tek olma özelliği ile dikkatleri üzerine çeken Ters Ev'in halkta uyandırdığı etkiden memnun olduklarını ifade eden Başkan Güler, “Altınordu ilçesinde teleferik istasyonu yakınına 150 m2'lik alanda radyal temele ankraj uygulanıp farklı açılarda iki yöne eğim verilerek inşa edilen Ters Ev, 2 katlı olarak hayata geçirildi. İçerisinde yatak odası, banyo, oturma grupları ve mutfağın yanı sıra bir evde bulunan diğer eşyaların da ters şekilde monte edildiği Ters Ev, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Vatandaşların gösterdiği bu ilgi bizleri de mutlu ediyor” diye konuştu.
Tumblr media
Ters Ev'in ilin tanıtımına büyük katkı sunacağını ifade eden Başkan Güler, “Ters Ev'i ziyaret eden vatandaşlar bu anı ölümsüzleştirmek için cep telefonları ve fotoğraf makineleriyle burada fotoğraf çekmeyi de ihmal etmiyor. Böylece projeye daha fazla merak uyanırken, çok daha fazla kişi sosyal medyadan ya da yapılan haberlerden takip ettiği projeyi yerinde görmek için buraya geliyor. Kısa sürede binlerce kişiyi ağırlayan Ters Ev, ilin tanıtımına büyük katkı sunduğu gibi cazibesini de artırıyor” ifadelerini kullandı.   Read the full article
0 notes
emlakhaberi · 5 years
Text
Ant Yapı, Moskova'da dev bir proje daha adı
Tumblr media
Rusya'da faaliyet yürüten Türk şirketlerinden Ant Yapı, başkent Moskova'nın merkezinde büyük ölçekli projeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor. Moscow City gökdelen iş merkezleri bölgesinde inşa ettiği, 3 bakanlığa ev sahipliği yapan IQ-Kvartal binası ile gündeme gelen Ant Yapı, Poklonnaya Gora bölgesinde iki projenin tek yatırımcısı olacak. Vedomosti gazetesine konuşan Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Tokman ve iştiraki Ant Teq'in yönetici ortağı Güven Dündar, Rusya'daki iştirak Ant Development'in 125.209 metrekarelik konut ile dev akvaryum (oceanarium), kreş, süpermarket, restoranlar ve fitness salonu inşa edecek. Ant Development, 98.777 metrekarelik çok fonksiyonlu bir kompleks daha inşa edecek. Kompleksin ilk 7 katında 150 odalı Hilton Oteli yer alacak. Toplam 32 katlı olacak binada 8. kattan itibaren ise lüks daireler bulunacak. Projeler için 35 milyar ruble kredi sağlayacak olan Sberbank ile Ant Yapı arasındaki finansman anlaşmasının bugün başlayan Saint Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu'nda imzalanması bekleniyor. Poklonnaya Gora'daki projeler, Ant Yapı'nın Rusya'daki ilk münferit projeleri olacak. Daha önce şirket, Wainbridge adlı şirketle ortak yatırımlara imza atmıştı. Read the full article
0 notes
netbilgikilavuzu · 7 years
Text
10 Ülkenin Muhteşem Renk Düzeni
Tumblr media
Renk çeşitliliğinin iç mekânı ne kadar değiştirdiğini göstermek için, en parlak iç mekânları topladık.
İç paletini seçmek için pek çok kişi klasik renkleri kullanıyor. İki temel rengi seçiyor ve üçüncü olarak gölgenin aksan ayrıntılarını ekliyorlar. Bu senaryo, renk yeteneklerine güvenmeyen kişilere gerçekten yardımcı olur. Şimdi kendi ufkunu genişletme zamanı!
Farklı ülkelerden gelen projeleri örnek alarak, renk seçimindeki fantezinin sadece önlemin içsel duygusu ile sınırlandırılması gerektiğine bir kez daha ikna olduk. Ancak bazı zamanlar ihmal edilebilirler.
1. Yeni Zelanda: Yaratıcı Bir Aile İçin, Eğlenceli Bir Orman
Ev sahibi Aleks Fulton, “Evimiz bize gülümsüyor.” dedi. Ve bu şaşırtıcı değil. Çünkü Yeni Zelanda’daki 270 metrekarelik evin içi, suni kupallerden matruşkalara kadar parlak renkler, mizah ve neşe yaratan koleksiyonlarla doludur.
Her odanın kendi rengi vardır: Odaların birinde yeşil bitki desenli duvar kâğıdı, diğerinde zengin mavi renk, banyo için neşeli bir sarı kiremit seçilmiştir.
2. Rusya: Beton Duvarların Arka Planında Parlak Bir Grafiti
Moskova apartmanının sahibi, pop sanatının büyük bir hayranı olan neşeli bir bayandır. Bu yüzden duvarlarda grafiti, tasarımın başlangıç noktası olmuştur. Tasarım, gri duvarlarla ve beton sıva ile kaplanmış dikey yüzeylerin bitirilmesi ile ortaya çıkan geometrik karo zeminden oluşmaktadır.
3. Almanya: Yumuşak Mavi Bir Arka Plan ve Aksanla Renklerin İsyanı
Berlin’in batısındaki bu evin sahibi olan sanatçı Krista Buri, çok sayıda renk ve ışık alan Portekiz’de uzun yıllar yaşamış ve daha sonra bu renkleri Berlin’e getirip evini dekore etmiştir. İç mekânın hassas paleti, mavi tonlarla inşa edilmiştir.4. İspanya:  Şeffaf Yapıların Büyüsü
Madrid’deki bu evin sahipleri mimar Belen Moneo ve Jeff Brock; parlak renklerin ve modern tarzların, tarihi binalarda oldukça uygun olduğundan eminler.
Binada bol olan bazı renk mobilyalar ve plastik bölmeler, sahipleri tarafından geliştirilmiştir. Şeffaf doku sayesinde bu cisimler, bizlere ilginç bir oyun oynamaktadır.
5. Fransa: Palette Parlak Parçalar
Bu alandaki ana karakterler, tasarımcı Nicolas Perot ile birlikte Paris’in evlerine taşınan eserlerdir.
Parke ağacı bulunan geniş bir daire için yeni sahibi, klasik gri ve beyaz tonları seçti. Ancak alanı canlandıran parlak kontrastları unutmadı. Burada kullanılan sarı renk, dairenin izolasyonunu vurgular. Buna ek olarak tasarımcı, sarı ve kırmızı boyalı kapıyı yemek odası ve oturma odası arasına sıkıştırarak her odanın duvarlarının rengine karşılık gelmesini sağladı. 6. İskoçya: Her Odanın Kendi Rengi Vardır
Edinburg’da bir tasarımcı olan Jessica Buckley, evini vizitkart yapmaya karar verdi. Ve iç mekân için bir palet seçerek, renk şemasının birliğini reddetti.
Mavi salon, pembe mutfak ve bej yatak odası.Üstelik, benzer renk tonlarıyla renk gamını korumak mümkündür. Tasarımcı Jessica şöyle diyor: “Evet, bir odadan diğerine pürüzsüz renk geçişlerine önem vermedim. Sanırım bazen insanlar renk konusunda çok düşünüyor ve tamamen renk geçişine odaklanmış durumdalar. Tabii ki bu hususun dikkate alınması gerekiyor. Ancak onu ana faktör yapmayacağım.” 7. İngiltere: Peter Blake’in Paleti
Sahipleri Batı Londra’daki bu geniş üç katlı daireyi satın aldığında, gün ışığının ve iyimserliğin karanlık ve karmaşık odalarda yerleşeceğine inanmak zor olmuştu. Ancak doğru seçilen palet ve başarılı tasarım fikirleri, mekânı niteliksel olarak dönüştürdü: Salon ve yemek odasının beyaz duvarlarının arka planında, sanat nesneleri nedeniyle güçlü renk vurguları ortaya çıktı. Merdiven ve salon aydınlık renklerle süslendi. 8. Danimarka: Güzel Alacakaranlık ve Yaldız
Ev sahipleri Madness Lenn Kruse ve Michael Hoi’nin açıklıyor: “Evimize dik, şık, modern ya da her ne derseniz deyin. Sadece güzel, bizim için başka bir şeye ihtiyaç yok.”
Birlikte, daire alanını antik detaylarla doldurdular ve dönemi cesaretle karıştırdılar. Sanat nesneleri ile ideal arka planlar, zarif süslemeler, zengin tekstil malzemeleri ve yaldızlı dekoratif unsurlar içeren koyu renkli duvarlar. 9. İsveç: Bakır ve Tek Renkli
Bu mutfak iç mekânı, ev sahiplerinin tutkusunu bakır tonlarına çevirdi. Mutfak önlükleri için, bakımı o kadar kolay olmasa da, güzelce yaşlanan ince metal tabakalarını seçtiler. Grafiksel siyah beyaz bir zemin, bakır bir önlük ile ilginç bir karışımdır. Gölgeler kombinasyonu da oldukça şık ve rahat görünüyor.10. Avustralya: Turkuaz ve Kırmızı Aksan
Bu evin mimar sahibi, Scott Weston’dur. Bu proje; tarihi binalarda sadece tozlu bir klasiğin var olmadığını, neşeli fuşya ile yüzyılı aşkın koyu renkli ahşabın bile canlandırılabileceğini kanıtlıyor.
Oturma odasında bulunan turkuaz ve gümüş bolluğunu dengelemek için, bitişik olan yemek odası bordo tonlarında süslenmiştir. Duvar kâğıdındaki çiçek süsleme, tüm duvarları kaplamakta ve masanın cilalı yüzeyine yansımaktadır.
10 Ülkenin Muhteşem Renk Düzeni
0 notes
42gayrimenkul · 1 year
Text
Bizimle çalışarak, konya otogar civarı satılık daire, konya'da bariş caddesinde satilik daireler, konya'da 1+1 satılık daireler, konya'da satılık evler real civarı, konya selçuklu emlakçıları, konya karatay emlakçılar, konya meram emlakçılar listesi, konya emlak kiralık daire, konyanın en iyi emlakçısı, konya emlak satılık daireler, konya emlakçılar, konya selçuklu satılık arsa, konya köylerinde satılık tarla, konya'da satılık arsa, konya meram satılık arsa, konya satılık villa erenköy, konya havuzlu villa satılık, konya satılık villa meram, satılık villa konya yakınında, konya selçuklu erenköyde satılık bahçeli evler, tek katlı müstakil ev, konya hocacihan'da satılık müstakil evler, tek katlı müstakil ev kiralık, ihtiyaçtan satılık müstakil evler, hocacihan hanaybaşı satılık müstakil ev, konya satılık daire 3+1, konya 2+1 satılık daire, konyada satılık 1+1 stüdyo daireler, konya 1+1 satılık daire selçuklu, konya 1+1 satılık daire bosna, konya'da acilen satılık evler müstakil, lalebahçe satılık müstakil ev, konya karatay'da satılık müstakil evler, konya olimpiyat parkı satılık müstakil evler, konya meram'da satılık müstakil evler, konya'da satılık müstakil evler, devren satılık işyeri, konya zafer'de satılık dükkan, konya büsan satılık dükkan, konya'da satılık dükkan, konya nalçacı satılık dükkan, konya devren satılık, konya devren satılık lokanta, konya devren satılık cafe, konya satılık büfe, konya devren satılık giyim mağazası, konya satılık çay ocağı, konya satılık market, devren satılık dükkan, konya'da devren satılık çay ocakları, konya devren satılık dükkan, konya kiralık dükkan, konya'da devren satılık büfe, konya'da devren satılık işyerleri, konya meram satılık dükkan, konya aydınlıkevler satılık dükkan, zafer mahallesi nde satılık dükkan, konya zafer kiralık dükkan, konya bedesten satılık dükkan, konya satılık dükkan gibi emlak ve inşaat konularında uzman bir partnerle işbirliği yapma fırsatını elde edersiniz. Mehmet Öznalçacı İnşaat Proje Gayrimenkul, konya kelepir dükkan, satılık bina meram/konya yakınında, satılık bina konya yakınında, konya satılık bina, komple satılık bina, konya satılık okul, konyada satılık sanayi dükkanları, konya meram satılık bina, konya satılık depo, satılık işyeri, konya satılık daire, konya satılık villa, satılık apartman, konya karatay satılık bina, konya selçuklu yeni konut projeleri, konya'da yeni projeler, konya müstakil ev projeleri, konya vadeli ev satışı gibi geleceğe yönelik projelerinizi hayata geçirmenizde size destek olmaktan mutluluk duyar.
1 note · View note
we-dekormimar-me · 4 years
Text
İki katlı ev modelleri
İki katlı ev modelleri tek katlı betonarme ev projeleri , tek katlı ev projeleri , tek katlı müstakil ev projeleri , tek katlı ev modelleri , iki katlı ev modelleri , tek katlı villa projeleri , tek kat villa projesi , tek katlı konut projeleri
Şehir evleri olarak da bilinen arazinin daha iyi kullanılmasını sağlayan 2 katlı 25 model ev planı. 2 katlı veya katlı güzel bitki modellerine göz atın.İki katlı ev modelleri Günümüzde 2 katlı bir ev inşa etmek, bir arsanın alanını daha iyi kullanmak için ana çözüm haline geldi. 2 katlı veya katlı evler daha iyi evlerde hizmet olarak bilinen inşaat için kullanışlı alanın iyi kullanılmasını…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
istandistmag · 6 years
Text
‘Benim Mimarlık Serüvenim Tam Bir Direkten Dönme Hikayesidir’ Zafer Karoğlu
Benim Mimarlık Serüvenim Tam Bir Direkten Dönme Hikayesidir
Sohbetimize başlarken öncelikle sizi tanımak isteriz… Eğitiminiz ve iş hayatına atılma sürecinizden bahseder misiniz?
1986 yılında Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun oldum ve aynı yıl Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne başladım. 1991 yılında mezun olup, öğrenciyken başladığım MTM Mimarlık’ta Mimar Saim Çil ile 5 yıl çalıştım. Askerlik sonrası Ada Mimarlık bünyesinde 5 yıl daha çalıştıktan sonra mesai arkadaşım Esen Akyar’la 1999-2000 yılları arasında birbirimize destek de olarak ayrı ayrı freelance çalışmaya başladık. 2001 yılı sonlarında işbirliği ortaklığa dönüşerek İglo Mimarlık ’ı kurmamıza sebep oldu. 2003 yılının sonlarında da hayatlarımızı da birleştirerek iki kız çocuklu bir aileye sahip olduk.
  Mimarlığı seçmenizdeki etkenler nelerdir?  Meslek seçiminizin önce ya da sonrasında farklı bir meslek düşünceniz oldu mu?
Aslında ben mimar olacağım diye bir karar vermedim. Tüm aile bireylerinin makina mühendisi olduğu yakın aile dostlarımız vardı. Onlara çok özeniyordum. Lise yıllarım boyunca makina mühendisi olmak istedim. Mesleği tanımadığım için de tekne, araba tasarlayacağımı zannediyordum. Aynı mesleğe sahip bu ailenin babadan çocuğa tümü Kabataş Lisesi mezunuydu ve ben de orada okuyordum. Dolayısıyla onları yakından takip ediyordum. Okulun aynı zamanda karikatüristi olduğumu ve iyi çizim yaptığımı da biliyorlardı. “Sen mühendis olursun, isteklisin; ama mimar olmalısın, yeteneklisin” diye sürekli beni etkilemeye çalışıyorlardı. Üniversite sınavı öncesinde de tercihime mimarlık yazmam için çok ısrarcı oldular. Baskıya dayanamayıp bir tane mimarlık bölümü yazıp geçtim. Boğaziçi Üniversitesi ya da İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünü beklerken Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nü kazandığımı öğrendim. Müthiş şok, üzüntü ve sebep olanlara kızgınlık derken kayıt yaptırmayıp seneye tekrar sınava girme kararı aldım. Yine aynı aile, “bir iki hafta okula git ve gör, sonra bırakırsın” diye beni ikna etti ve kaydımı yaptırdım. Daha okulun ilk haftasında bu işin bana en uygun meslek olduğunu anladım. O günden beridir de o insanlara minnettarım.
Özetle benim mimarlık serüvenim tam bir direkten dönme hikayesidir.
İglo Mimarlık ne zaman kuruldu? Firmanın yapısını, ekibinizi ve bugüne kadar geçirdiğiniz aşamaları kısaca anlatır mısınız?
2001 yılının sonlarında kurulmuş bir firmayız. Başlangıçta konut, ofis, fabrika, dekorasyon projeleriyle ilerlerken son yıllarımızda endüstriyel yapıları ve ofis binaları ağırlık kazandı. Şu dönemde kampüs bazında sanayi yapıları, lojistik ve yönetim binaları ve konut projeleriyle meşgulüz.
Portfolyomuzdaki işlerin çap ve sayısına bakıldığında beklenenden küçük bir ofis yapımız var. Çok fonksiyonlu, esnek ve vurucu bir tim olmak istedik. Temel olarak sabit beyin kadroya sahip, gerektiğinde işbirliğiyle büyüyen ve kriz gibi küçülme gerektiren ortamlarda sırtında yük taşımak zorunda olmayan esnek yapılanma temel kurgumuz.
İglo’yu kurduğumuz yıllarda Bodrum‘da müstakil ev projeleri yapmaya başladık. 2002 yılında bir Fransız otomotiv şirketine Gebze’de fabrika binası tasarladık. Aynı yıllarda Türkiye’de yeni yeni canlanan fast food sektöründen de tasarım istekleri gelmeye başladı. Bodrum’daki projeler yeni müşteriler getirmeye başlayınca,mimarlıkla ilgili hedeflerimize ulaşabilmek için İstanbul gibi büyük bir şehirde mücadele etmemizin yorucu ve riskli olsa da daha doğru olacağını düşünerek Bodrum fırsatlarını geri çevirip İstanbul’da mesleği sürdürme kararı aldık. Bu karar sonrası ofisimizi dekorasyon ve fast food, kafe projeleri ağırlıklı olarak destekledi.
2004 yılından itibaren ekonomik krizden çıkmaya başlayan Türkiye’de sanayi alanında yoğun bir hareketlenme başladı. İlk yıllarda yaptığımız fabrika emsallerinin arasında dikkat çekerek ağırlıklı yabancı ve ya Türk ortaklı yatırımcıların dikkatini çekmeye başladı. Nitelikli sanayi yapısı talepleri bu yıllardan itibaren gelmeye başladı. 2007 yılında çağrılı bir yarışma olan Logipark projesini kazanınca 270.000 m2 araziye sahip Türkiye’nin ilk ve en büyük lojistik park projesini gerçekleştirme fırsatımız oldu. Sonrasında da 100.000 m2 üstü projeler için talep almamız kolaylaştı.
Endüstriyel fabrika yapıları, konut, ticari yapılar gibi farklı tipolojilerde birçok projeye imza atıyorsunuz. Tasarım felsefenizi nasıl tanımlarsınız?
Ofismizin de adını aldığı İglo, hem felsefi olarak hem de fiziki olarak sorundan çözüm üretme sanatıdır.İglo Mimarlık olarak konuya başlarken çözüm isteyen öncelikleri tespit etmeye çalışırız. Tüm veriler doğru bir biçimde belirlenince; çözümleri fonksiyon, estetik ve hayat algımızla harmanlayıp sonuca ulaşmaya çalışırız. Her yapının; yeri, kullanıcı profili, programının gerekleri, iklimi, yönü, kültürü gibi yığınla dikkat edilmesi gereken girdisi gözden kaçırılmadan dikkatlice incelenmeli ve doğru sorularla doğru cevaplara ulaşılması sağlanmalı. “Muhakkak daha iyisi vardır” arayışı ve “Çözüm, sorunun içinde” anlayışı bizi iyi tanımlayan ifadeler.
Tasarım yaklaşımınızın belirleyici kriterleri nelerdir, kendi mimarlığınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Söylediğim gibi; bir projeyi düşünürken, bir mekan yaratırken çözüm odaklı olmak İglo Mimarlık’ın tasarım yaklaşımını özetleyen bir kriteridir. Başlangıçta her proje bir sorudur, önemli olan ise bu soruyu çözmenin mimari açıdan estetik ve sağlıklı yoluna ulaşabilmektir.
Yapılarda enerji verimliliği, sürdürebilirlik ve doğru kaynak kullanımı, önemsediğimiz konuların başında gelir. Her ölçekte herkesin dünyamız için yapabileceği çok şey var. Bu konuda mimarlara özellikle çok görev düşüyor.
Güncel projelerinizden Balıkesir Organik Gıda Fabrikası, Türkiye’de bir ilke imza atarak tümüyle sürdürülebilir bir endüstri yapısı olmayı amaçlıyor. Yapının sürdürülebilirlik kriterlerinden söz edebilir misiniz?
Tasarımını yaptığımız, yaklaşık 135.000 m² inşaat alanına sahip Balıkesir Organik Gıda Fabrikası sıradan bir fabrika binası olmaktan çok öte, tümüyle sürdürülebilir bir döngü oluşturarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirecek ve bölgesel kalkınmaya destek olacak. tamamlandığında Balıkesir’de önemli bir istihdam kaynağı oluşturacak olan yapı üretimde ortaya çıkacak bütün proses atıkları ve enerjinin kayıpsız olarak kullanılacağı bir sistemle tasarlanmış. Örneğin, peynir üretiminin sonucunda ortaya çıkan peyniraltı suyu sistemde yüksek protein artırıcı katkı malzemesi olarak kullanılacak. Çevreyi kirletmeyen, neredeyse hiç atık üretmeyen, son derece temiz, dünyada örneği olmayan bir yapı olarak farkını ortaya koyacak. Endüsri 4.0 ilkeleriyle işletilecek olan yapıda hijyen ve gıda güvenliği en en önemli tasarım kriterleri oldu. Yalnızca ilgili kişilerin ilgili oldukları alanlara erişebileceği kampüste, fabrika sahasına alınması izin verilen araçlar da özel bir sistemle dezenfekte edildikten sonra alana girebiliyor. DGNB yani Alman yeşil bina prensiplerine göre planlanan yapı, endüstri yapıları arasında bu prensiplerle tasarlanan dünyadaki tek yapı olmasıyla da dikkat çekiyor.
Katıldığınız birçok yarışmada ödüle layık görüldünüz, son olarak da IF Design Awards 2017’de ICI Fabrika ve Yönetim Merkezi Binası ile “Ofis/Endüstri Yapıları” kategorisinde ödül aldınız. Bu projenintasarım sürecinden bahsedebilir misiniz? Sizce bu projede fark yaratan noktalarnelerdi?
Biz büyük-küçük her projemiz için özenle bir öncekinin diğerlerinden daha nitelikli olması adına çabalayıp duruyoruz. Birilerinin bu çabayı görüp değer vermesi boşa kürek çekmediğimizi hissettiriyor. Bu da motive edici bir durum.
ICI Fabrika ve Yönetim Binası Tuzla’da, Kimyacılar OSB içerisinde ve Tem yoluna cepheli olacak şekilde konumlanmış bir yapı. Eski halıların yeni tasarımlarla geri kazandırıldığı ve yurt dışına odaklı üretim yapılan bir fabrika yapısı. ICI Fabrika ve Yönetim Binası’nın dünya genelinde pek çok tasarımcının özel halı tasarımı projelerinin hayata geçirilebilmesi için davet edileceği AR-GE hizmeti de verecek bir yapı olmasını amaçladık. Dolayısıyla tasarım ve detay kalitesinin yüksek olması da konan kriterler arasındaydı. Ofis, yönetim ve misafir ağırlama ortamlarına yüksek tempolu üretim bölümünden erişimin, ses ve görüntü olarak izole edilerek sağlanması da dikkate aldığımız bir veriydi. Çok katlı üretim yapısının arazi eğimlerinden yararlanılarak, en üst kattaki showroom hariç tüm katlarına araç yanaşabilmesi önemli bir kazanım oldu. En üst katta oluşturduğumuz çatı bahçesi içerisinde konumlanan yönetim katı, körfez manzarasına hakim olacak şekilde yerleştirildi. Projeye, kaba yapısı tamamlandıktan sonra, yönetmelikte meydana gelen değişiklikten dolayı bir kat daha yapma hakkı kazanıldı. Bu hakkın kullanılması isteği sonucu olarak, binanın çizgilerini bozmamak adına kontrast bir yaklaşımla çatıya elips formlu bir kat ilave ettik. Geri kalan alanları da yeşil bahçeler haline getirerek beklenmeyen bu gelişmeden bir avantaj sağladık. Merdiven ve asansör kulesini revize ederek de yeni katın diğer katlarla bağlantısını sağladık.
Doğal ışıktan maksimum faydalanmak, yağmur suyu ve gri suyun geri kazanımı, atık yönetimi, enerji verimliliği, doğadan da faydalanılarak çalışma konfor ve verimliliğinin sağlanması, çevresine örnek olacak mutlu bir bina yapmak ulaşmaya çalıştığımız tasarım kriterleriydi.
Bugüne kadar gerçekleştirmiş olduklarınız arasında sizi en çok heyecanlandıran, etkileyip yansıttığını düşündüğünüz proje veya projeleriniz nelerdir?
Fransız firmasına yaptığımız ve 4.5 ayda bitmesi gereken ilk fabrika binamız, sonrasında yaptığımız Türkiye’de ilk ve en büyük olan lojistik park, hemen ardından mimari büro elinden çıkmış ilk çimento fabrikası hep tansiyonlu ve heyecanla çalışılan işlerimizden oldu. Konteynır kasalarından tasarladığımız AR-GE binası, ilk yeşil sertifikalı bina, mahalle ölçeğinde göletli evler, Avrupa’nın en büyük sanayi kampüsü derken hep yeni ve heyecan veren işlerle haşır neşir oluyoruz. Şu anda da projelendirmeye başladığımız, kaynağından itibaren tarımsal ve hayvansal organik üretim yapıp, endüstriyel üretim zincirinde de organik olmayı başaran tamamıyla yeşil bir gıda tesisi projesi de yeni heyecanımız. Zaten tüm motivasyon ve enerji kaynağımız da bu heyecanlar.
  Son olarak geleceğe yönelik hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Bundan sonraki hedeflerimiz nitelikli, Türkiye için önemli projeler içinde olmaya devam etmek. Enerjimizi doğru kullanabileceğimiz alanlarda çalışıp daha verimli olmayı isteriz. Basit de olsa kompleks de olsa önümüze gelen her işe aynı ciddiyetle yaklaşıyoruz. Gelişmeler kendiliğinden geliyor.
The post ‘Benim Mimarlık Serüvenim Tam Bir Direkten Dönme Hikayesidir’ Zafer Karoğlu appeared first on istandist.com - İstanbul' u Keşfet & Explore the Istanbul.
from WordPress https://istandist.com/benim-mimarlik-seruvenim-tam-bir-direkten-donme-hikayesidir-zafer-karoglu/
0 notes
kupcuoglu-blog · 8 years
Video
undefined
tumblr
Bursa inşaat firmaları,Bursa inşaat şirketleri,Bursa anahtar teslim bina,Bursa anahtar teslim inşaat,Bursa anahtar teslim Fabrika,Bursa Çelik Fabrika,Bursa Çelik çatı,Bursa anahtar teslim Tadilat,Bursa konut inşaat,Bursa saha betonu,Bursa zemin betonu,Bursa çelik konstrüksiyon,Bursa tek katlı ev,Bursa iki katlı ev,Bursa apartman inşaat yapımı,Bursa seramik fayans işi,Bursa Prefabrik yapımı,Bursa anahtar teslim daire,Bursa mimari tasarımlar,Bursa mimari çizimler,Bursa Kaba inşaat,Bursa ince inşaat,Bursa Ahşap çatı,Bursa ahşap ev yapımı,Bursa zemin kaplama, Bursa fabrika inşaatları,Bursa fabrika,Bursa müstakil villa inşaat yapımı,Bursa müstakil ev yapımı,Bursa inşaat işleri firması,Bursa çiftlik inşaat yapımı,Bursa konut inşaat işleri,Bursa depo yapımı,Bursa Çelik depo yapımı,Bursa hangar inşaat ,Bursa sosyal tesis inşaatları, Bursa inşaat projelendirme,Bursa müteahhit firması,Bursa taşeron firma,Bursa Dekorasyon işleri,Bursa mimari tasarımlar,Bursa mekan yenileme,Bursa mekan tadilat ,Bursa daire tadilat ,Bursa çatı tadilat,Bursa müstakil inşaat projelendirme,Bursa taş evler,Bursa taş duvar işi,Bursa Fabrika ara katlar,Bursa Fabrika ek bina inşaat işleri,Bursa Fabrika zemin kaplama, Bursa parke ,Bursa Mimari,Bursa mantolama,Bursa ısı yalıtımı,Bursa su yalıtımı,Bursa ses yalıtımı,Bursa izalasyon,Bursa asma tavan,Bursa kartonpiyer,Bursa bina güçlendirme,Bursa ev güçlendirme,Bursa daire tadilat, Bursa inşaat malzemeleri,Bursa su tesisatçısı,Bursa Eletirik inşaat işleri,Bursa doğalgaz tesisatı işleri,Bursa doğal taş kaplama,Bursa Taş duvar ,Bursa taş dekorasyon,Bursa ahşap dekorasyon,Bursa kazı işleri,Bursa Harfiyat işleri,Bursa bina yıkım,Bursa Kırım döküm inşaat işleri,Bursa Ev yenileme,Bursa anahtar teslim inşaat işleri,Bursa taahhütlü inşaat işleri,Bursa Temelden anahtar teslim inşaat,Bursa Temelden anahtar teslim Villa yapımı,Bursa temelden ev yapımı,Bursa beton duvar yapımı,Bursa Bahçe duvar yapım işi,Bursa bina duvar yapımı,Bursa inşaat,Bursa temelden çatıya Ev,Bina Fabrika,Konut,İş yeri inşaat yapım işleri, Bursa iş merkezi inşaat işleri,Bursa 2 katlı ev yapımı,Bursa tek katlı ev maliyeti fiyatları,Bursa ev yaptırma fiyatları,Bursa villa yaptırma fiyatları,Bursa inşaat fiyatları,Bursa bina güçlendirme fiyatları,Bursa iki katlı ev yaptırma fiyatları,Bursa Fabrika yaptırma fiyatları,Bursa Çelik çatı fiyatları,Bursa Bahçe duvar fiyatları,Bursa inşaat fiyatları,Bursa ahşap ev fiyatları,Bursa taş ev fiyatları,Bursa saha betonu fiyatları,Bursa inşaat maliyet hesaplama,Bursa Tadilat fiyatları,Bursa taksitli tadilat yapımı,Bursa Apartma inşaat fiyatları,Bursa Ev yenileme fiyatları,Maliyet hesaplama,Bursa Temelden ev yaptırma fiyatı,Bursa ev yaptırma anahtar teslim kaç para,Bursa inşaat Demir fiyatları,Bursa mantolama fiyatları,Bursa Bağ evi fiyatları, Bursa köy evi yapma fiyatları,Bursa köy ev inşaat maliyetleri,Bursa köyde ev yapma kaç paraya çıkar,Bursa Mutfak yenileme, Bursa mutfak tadilatı,Bursa mutfak dolap fiyatları,Bursa fayans yaptırma fiyatları,Bursa harfiyat fiyatları,Bursa kazı işleri,Bursa Fabrika inşaat maliyet hesaplama,Çelik çatı fiyatları,Bursa Çelik ev yaptırma fiyatları,Bursa Taş parke fiyatları,Bursa anahtar teslim,Bursa Köy evi,Bursa bağ evi,Bursa Ahşap ev,Bursa taştan ev yapma,Bursa taş ev,Bursa depo inşaat fiyatları,Bursa inşaat proje fiyatları,Bursa mimari tasarım fiyatlandırma,Bursa inşaat maliyet hesapları,Taş duvar fiyatı,Bursa beton duvar fiyatı,Bursa tuğla duvar fiyatları,Bursa Havuz inşaat yapımı,Bursa havuz inşaatı fiyatları,Bursa Boya badana işleri,Bursa sıva yapımı,Bursa kaba sıva fiyatları,Bursa Alçı sıva fiyatları,Bursa bahçe düzenleme,Bursa Ahşap ev fiyatları,Bursa daire tadilat fiyatları,Bursa granit döşeme fiyatları,Bursa malzemeli inşaat fiyatları,Bursa malzemeli ev tadilat inşaat,Bursa anahtar teslim malzemeli bina yapımı,Bursa genel inşaat işleri,Bursa Malzemeli inşaat yapımı,Bursa kat karşılığı inşaat yapımı,Bursa zemin betonu,Bursa epoksi zemin kaplama,Bursa yağ farikası inşaat yapımı,Bursa ağır sanayi tesis kurma,Bursa endüstriyel zemin ve duvar kaplama,Bursa köprü inşaat yapımı,Bursa muhtarlık bina inşaatı,Bursa cami inşaat yapımı,Bursa depo,sayalık yapımı,Bursa müstakil anahtar teslim inşaat fiyatları,Bursa ahşap dekorasyon fiyatları,Bursa ahşap ev fiyatları, Çelik prefabrik ev fiyatları,Bursa Fabrika tesis inşaat maliyeti hesaplama,Bursa müstakil iki katlı ev fiyatları,Bursa anahtar teslim müstakil villa inşaat fiyatları,Bursa Küpçüoğlu yapı firması,Bursa ağır sanayi tesisleri,Bursa Fabrika inşaatları,Bursa betonlama ve Çelik endüstri tesis inşaatları,Bursa Arıtma tesisleri inşaat işleri,Bursa tarihi eser onarım ve restorasyonu,Bursa Bina İnşaatı,Bursa İşyeri ve Plazalar, Alışveriş Merkezleri , Bursa Oteller ve Tatil Köyleri, Bursa Hastane Projeleri, Konut Projeleri, Kongre Merkezleri, Bursa Ticari Kompleksler,Bursa anahtar teslim inşaat taahhütlü inşaat işleri,Bursa müteahhit firma,Bursa müteahhitlik hizmeti,Bursa Yollar, Otoyollar, Viyadükler, Köprüler, Enerji Tesisleri, Barajlar, Tesisat ve Montaj İşleri, Su Yapıları, alt yapı kazı ve iksa işleri.Bursa müstakil villa,Bursa müstakil tek katlı ev,Bursa lüks inşaat fiyatları,Bursa lüx villa maliyet fiyatları,Bursa müstakil evler,Bursa inşaat işleri,Bursa yapsat firması,Bursa kat karşılığı, Bursa inşaat fiyatları,Bursa inşaat,Taahhütlü işler,Bursa inşaat projelendirme,bursa inşaat yapım izni alma,Bursa inşaat yapım aşamaları,Bursa m2 fiyatları,Bursa bina güçlendirme fiyatları,Bursa ev tadilat fiyatları,Bursa inşaat metre fiyatları,Bursa anahtar teslim inşaat işleri ve fiyatları BURSA ANAHTAR TESLİM İNŞAAT,TAAHHÜT MÜTEAHHİTLİK HİZMETİ VE KAT KARŞILIĞI vb. KÜPCÜOĞLU YAPI A.Ş. -SİZ DEĞERLİ MÜŞTERİLERİMİZİN İSTEK VE ARZULARI DOĞRULTUSUNDA GENEL İNŞAAT İŞLERİNİZLE ALAKALI PROJELER VE YAPILARA GÖRE ÇÖZÜMLER ÜRETİYORUZ. -SİZİN ÖDEYEBİLECEĞİNİZ ÖDEME PLANLARI YAPIYOR TAKSİT İMKANI SUNUYORUZ. -AYRICA ARAÇ VE GAYRİMENKUL TAKASI KABUL EDİYORUZ. -İŞİ BELİRTİLEN SÜRE İÇERİSİNDE BİTİRİCEĞİMİZİ TAAHHÜT EDİYORUZ. -NOTER SÖZLEŞMESİ YAPMADAN KESİNLİKLE İŞE BAŞLAMIYORUZ. -LÜTFEN ÜCRETSİZ KEŞİF HATTINI ARAYINIZ. -ÜCRETSİZ KEŞİF HATTI: 05321302947
0 notes
we-dekormimar-me · 4 years
Text
Tek katlı betonarme ev projeleri
Tek katlı betonarme ev projeleri tek katlı betonarme ev projeleri , tek katlı ev projeleri , tek katlı müstakil ev projeleri , tek katlı ev modelleri , iki katlı ev modelleri , tek katlı villa projeleri , tek kat villa projesi , tek katlı konut projeleri
Önce ilk anahtar noktalardan biri , bir ev inşa , biz tercih olup olmadığıdır veya daha fazla projeler evler bir bitki . Tek katlı betonarme ev projeleri , tek katlı ev projeleri , tek katlı müstakil ev projeleri , tek katlı ev modelleri , iki katlı ev modelleri , tek katlı villa projeleri , tek kat villa projesi , tek katlı konut projeleri, Nihai karar, büyük ölçüde, orada yaşayacak insanların…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes