#Ersin Berk
Explore tagged Tumblr posts
darkyayincilik · 24 days ago
Text
SUBÜ’lü Akademisyene FOTON Ödülü
SUBÜ Öğretim Görevlisi Ersin Berk,  FOTON Yılın Fotoğrafçı Ödülleri’nde ‘2024 Yılının Kavramsal Fotoğrafçısı’ ödülüne layık görüldü. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Öğretim Görevlisi Ersin Berk, Fotoğraf Organizasyonları Derneği’nin (FOTON) düzenlediği FOTON Yılın Fotoğrafçı Ödülleri’nde  ‘2024 Yılının Kavramsal Fotoğrafçısı’ ödülüne layık görüldü. Türkiye’de fotoğrafın teorik…
0 notes
sakaryamilat · 24 days ago
Text
SUBÜ’lü Akademisyene FOTON Ödülü
SUBÜ Öğretim Görevlisi Ersin Berk,  FOTON Yılın Fotoğrafçı Ödülleri’nde ‘2024 Yılının Kavramsal Fotoğrafçısı’ ödülüne layık görüldü. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Öğretim Görevlisi Ersin Berk, Fotoğraf Organizasyonları Derneği’nin (FOTON) düzenlediği FOTON Yılın Fotoğrafçı Ödülleri’nde  ‘2024 Yılının Kavramsal Fotoğrafçısı’ ödülüne layık görüldü. Türkiye’de fotoğrafın teorik…
0 notes
yurekbali · 2 years ago
Text
Tumblr media
Kaybedilmeyen Lezzetler Ben Asya’yı sevmem, Engin Turgut ise Avrupa kıtasını; belki panikataklar yüzünden karşılaşamıyoruz. Ressam şairlerden Engin. Kelimelerin de rengini bilir o yüzden. Harflerinkilere kadar inebildi mi, bilemiyorum, epeydir görüşemedik. Çapkın olduğunu sanmıyorum ama, kadınları kadın hâliyle sever sanki. Onların korunmasız bıraktıkları masum güzelliklerini sever ince ince. Kibardır. Hani, eskilerin deyimiyle beyefendi adam! Kadıköylü Şairler’de zaten böyle bir tavır vardır ezelden beri. Onlar, içlerine  kapanık, duygusal, alkolü sohbete boğan, narin insanlar: Cemal Süreya, Turgay Kantürk, Turgut Toygar, Enver Topaloğlu, Ersin Tezcan, Cenk Koyuncu, Fikret Tunçer, (alkol harici) Dağlarca, Ercüment Uçarı, Arif Damar ve niceleri. Engin de öyle: ‘Gök, kuşun uçuşunu görüyor. Gövdenizdeki ıslığı seviyorum. Sizdeki tenha, ruhunu sevindiriyor kuğunun. Kalbinizin yarısı yara, yarısı bende kaldı. Şu bulutları toplasam, birimizin yüzü kar fırtınası...’ Çocuklara en çok yakışan oyuncaklardan biri vardır ya, şu, burunlu-bıyıklı plastik gözlükler, Engin sanki yüzünde hep onla dolaşır. İnsanlar mutlu olsun, kendi hüznünden üzülmesinler diye! Canım arkadaşım! Asya ile Avrupa’yı ayıran Ural Dağları gibi aramızdaki Boğaziçi! Toprağa doğru dağ, suya doğru doruk! Bizim rengimizi bilemem ama, Dağlarca beyaz, Ece Ayhan mor, İlhan Berk yeşil, Cansever sarı, Asaf kahverengi, Can Yücel kırmızı, Nâzım mavi, Uyar siyahtır! Ara renklerle götürürler mısralarını ama, taşıdıkları ana renkten kopmadan! - küçük İskender (‘Eflatun Sufleler’ kitabından...) - Fotoğraf: Engin Turgut
10 notes · View notes
yusufserkan · 4 years ago
Text
1919'du.
İzmir işgal edildi.
Ertesi gün, İstanbul'da Asri Kadınlar Cemiyeti kuruldu.
Bu topraklarda kurulan ilk kadın örgütüydü.
Daha ortada Tbmm filan yoktu.
Cumhuriyet'in hayali bile yoktu.
Türk kadını cemiyet kurdu.
Halide Edip, Meliha, Sabahat, Naciye, Münevver Saime, Şukufe Nihal, Nakiye, Zekiye hanımlar… Direniş başlattılar, İzmir'in işgalinden dört gün sonra Üsküdar'da protesto mitingi düzenlediler, 40 bin kişi katıldı.
Fatma Seher.
Aralarında kendi kızının da bulunduğu, neredeyse tamamı kadınlardan oluşan 300 kişilik müfrezesi vardı.
İnönü'de Sakarya'da Dumlupınar'da çarpıştı, Ege dağlarında vuruştu, 9 Eylül 1922'de İzmir'e ilk giren süvarilerimizin arasındaydı.
Onbaşı olarak başladı, üsteğmen olarak emekliye ayrıldı.
Nezihe Muhiddin.
15 Haziran 1923'te, henüz Cumhuriyet ilan edilmeden önce “kadın şurası” topladı.
Cumhuriyet Halk Fırkası bile kurulmadan önce, 13 kadınla birlikte Kadınlar Halk Fırkası adıyla siyasi parti kurma kararı aldı, resmi kuruluş dilekçesini verdi.
Cumhuriyet tarihinin ilk siyasi partisi olacaktı.
Ancak, o dönemin seçim kanununa göre kadınların siyasi temsili mümkün olmadığı için, parti kuruluşunu gerçekleştiremedi.
Kadınlar Halk Fırkası, Türk Kadınlar Birliği adıyla derneğe dönüştü.
Sabiha.
1927 yılında Yüksek Mühendis Mektebi'ne, bugünkü adıyla İstanbul Teknik Üniversitesi'ne girdi, İTÜ'nün ilk kız öğrencisi oldu, 1933 yılında mezun oldu, Türkiye'nin ilk kadın inşaat mühendisi oldu.
Bir başka çok çok önemli ilk'i vardı.
Sporcuydu, İTÜ'de öğrenciyken voleybola başlamıştı, üstün yetenekti.
Fenerbahçe'nin kadın voleybol takımına girmişti ama, kadınlar liginden vazgeçtik, başka kadın voleybol takımı bile yoktu.
Fenerbahçe erkek voleybol takımıyla idman yapıyordu.
Erkek takımının kaptanı Bedii Süheyl'di, fikir ondan çıktı, “Sabiha'yı neden bizim takımda oynatmıyoruz?” dedi.
Yönetmeliğe baktılar, “erkek takımlarında kız oyuncu yeralamaz” diye bir ibare yoktu.
Yıl 1929'du…
Sabiha formayı giydi, sahaya çıktı.
Üstelik, kaptanlık bandı Sabiha'nın kolundaydı.
Takım beş erkek ve bir kadından oluşuyordu, kaptan kadındı!
Sabiha'nın yeraldığı Fenerbahçe erkek voleybol takımı, 1929 yılı sezonunda hiç yenilmeden, İstanbul Şampiyonluğu'nu kazandı.
Şampiyon erkek takımının, kaptanı kadın'dı.
Sadece Türkiye'de değil, dünyada ilk'ti.
1935…
Türkiye'de Dünya Feminizm Kongresi düzenlendi!
36 ülkeden tamamı kadın 360 delege katıldı.
Türkiye'yi 24 delege temsil etti.
Türk Kadınlar Birliği Başkanı Latife Bekir'di.
Yardımcıları Aliye Esad, Lamia Refik ve Nermin Muvaffak'tı.
Ayrıca, 1935 seçimlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giren Türkiye'nin ilk kadın milletvekilleri de oradaydı.
Yıldız Sarayı'nda düzenlendi, bir hafta sürdü, konuşmaların yapıldığı kürsünün arkasında iki büyük Türk Bayrağı vardı.
Bayraklarımızın arasına “Justice-Adalet” yazılı pankart asılmıştı.
Konuşmalar Fransızca, Almanca, İngilizce yapıldı.
Hukuk önünde kadın-erkek eşitliği, eşit eğitim hakkı, eşit meslek hakkı, ekonomik özgürlük hakkı üzerinde duruldu.
“Çocuk gelin” sorununa dikkat çekildi.
Savaşların, tek tek farklı ülkelerin değil, evlatların ölmesi sebebiyle “dünya kadınlarının ortak sorunu” olduğuna dikkat çekildi.
Türk Kadınlar Birliği Başkanı Latife Bekir, konuşmasını Fransızca yaptı.
“Türk kadınını haremin kafeslerinden kurtarıp, parlamento kürsüsüne getiren, Türk kadınını erkeğinin yanında hak ettiği yere davet eden Mustafa Kemal Atatürk'e minnet borcumuz var” dedi.
Satı.
1935'te TBMM'ye seçilen ilk kadın milletvekillerinden biriydi.
Beş çocuk annesiydi.
1890 doğumluydu.
Ama hep “19 Mayıs 1919'da doğdum” diyordu.
“O tarihten evvel nefes alıyorduk ama, insan gibi yaşamıyorduk” diyordu.
Zehra Say medeni kanunla evlenen, Türkiye'nin resmi nikahlı ilk kadını oldu, 1926'da.
Suat Berk ilk kadın hakimimiz, Nebahat Sarıyal ilk kadın savcımız, Süreyya Ağaoğlu ilk kadın avukatımız oldu, 1925'te.
Yüksek yargı üyesi ilk kadınımız Melahat Ruacan, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın ilk Yargıtay hakimi oldu, 1945'te.
Fürüzan İkincioğulları ilk kadın Danıştay başkanımız oldu, 1994'te.
Ferdane Bozdoğan ilk kadın diş hekimimiz oldu, 1924'te.
Esma Deniz ilk diplomalı hemşiremiz oldu, 1924'te.
Kamile Şevki Mutlu ilk kadın tıp profesörümüz oldu, 1935'te.
Sabire Aydemir ilk kadın veteriner hekimimiz oldu, 1937'de.
Bugün bile hâlâ kadınların kahkaha atmasına tahammül edemiyorlar ama, Selma Emiroğlu ilk kadın karikatüristimiz oldu, 1943'te.
Nüzhet Gökdoğan ilk kadın gökbilimcimiz, ilk kadın dekanımız, 1933.
Saffet Rıza Alpar ilk kadın rektörümüz, 1972.
İclal Ersin ilk kadın muhasebecimiz ve ilk kadın banka müdürümüz, 1928.
Jale İnan ilk kadın arkeoloğumuz, 1943.
Gül Eser ilk kadın muhtarımız, 1933.
Müfide İlhan ilk kadın şehir belediye başkanımız, 1950.
Türkan Akyol ilk kadın bakanımız, 1971.
Behice Boran ilk kadın siyasi parti başkanımız, 1975.
Tansu Çiller ilk kadın başbakanımız, 1993.
Filiz Dinçmen ilk kadın büyükelçimiz, 1982.
Lale Aytaman ilk kadın valimiz, 1991.
Özlem Bozkurt ilk kadın kaymakamımız, 1992.
Bedriye Tahir Gökmen ilk kadın pilotumuz oldu, 1933'te.
Sabiha Gökçen ilk kadın savaş pilotumuz oldu, 1937'de.
Semiha Es dünyanın ilk kadın savaş muhabiri unvanı kazandı, 1950'de.
Leman Bozkurt Altınçekiç sadece Türkiye'nin değil, NATO'nun ilk kadın jet pilotu oldu, 1958'de.
Adile Tuğrul, Mualla Bayülken, Münevver Erdoğdu, Nermin Şen ilk hosteslerimiz, 1946.
Yıldız Uçman ilk kadın paraşütçümüz, 1935.
Dilhan Eryurt, NASA'da görev yapan ilk Türk kadını, 1961.
Tülin Tepedeldiren ilk kadın komando subayımız, 1999.
Feriha Tevfik ilk Türkiye güzelimiz oldu, 1929'da.
Keriman Halis Ece ilk dünya güzelimiz oldu, 1932'de.
Zehra Kosova Durmaz ilk kadın sendikacımız, 1933.
Dervişe Koç ilk kadın sendika başkanımız, 1955.
Emel Gazimihal ilk kadın radyo spikerimiz, 1937.
Nuran Devres ilk kadın televizyon spikerimiz, 1968.
Samiye Cahid Morkaya ilk kadın otomobil yarışçımız, 1932.
Asıme Şahsuvaroğlu resmi otomobil ehliyeti olan ilk kadınımız, 1934.
Afife İpek ilk kadın zabıtamız, Erzurum belediyesinde görev yapıyordu, 1952.
Feriha Saner ilk kadın emniyet müdürümüz, 1953.
Hikmet Cengiz ilk kadın komiserimiz, 1957.
İlgi Öztuncer ilk kadın kaptanımız, 1959.
Seher Aytaç ilk kadın makinistimiz, 1990.
Nesrin Olgun, Manş'ı yüzerek geçen ilk kadın sporcumuz, 1979.
Lale Orta ilk kadın futbol hakemimiz, 1986.
Tennur Yerlisu ilk kadın dünya şampiyonu sporcumuz, 1987.
Sabiha Bengütaş ilk kadın heykeltıraşımız, 1924.
Seniha Sami Moralı ilk kadın müzecimiz, 1927.
Semiha Berksoy ilk kadın opera sanatçımız, 1934.
Cahide Sonku ilk kadın film yönetmenimiz, 1949.
Yıldız Moran eğitim almış ilk kadın fotoğrafçımız, 1950.
Aliye Berger ilk kadın gravürcümüz, 1951.
İnci Özdil ilk kadın orkestra şefimiz, 1983.
Beyza Bilgin ilk kadın vaizimiz, 1962.
Akp grup başkanvekili Özlem Zengin, Ak parti gelene kadar bu ülkede kadın kelimesinin adı bile yoktu dedi, 2020!
1 note · View note
netbilge · 3 years ago
Text
Yeşil Deniz Ersin Son Hali, Berke Acar Kimdir, Kaç Yaşında? Şimdi Ne Yapıyor?
Yeşil Deniz Ersin Son Hali, Berke Acar Kimdir, Kaç Yaşında? Şimdi Ne Yapıyor?
Yeşil Deniz Ersin Son Hali, Berke Acar Kimdir, Kaç Yaşında? Şimdi Ne Yapıyor? Sinema ve dizi oyuncusu. Tam adı. Eray Berke Acar. 26 Kasım 2002, İzmir doğumlu. 2014 yılında rol aldığı “Yeşil Deniz” dizisindeki Ersin karakteriyle tanındı. Berke Acak ilk olarak, İzmir Güzeli isimli Ajans’a kayıt olmuş ve tiyatro kursu almaya başlamıştır. O andan itibaren oyunculuğu çok sevdiğini ve eğitiminide…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
habergecesi · 3 years ago
Text
Ümit Milli Futbol Takımı'nın İskoçya Aday Kadrosu Açıklandı
2023 UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası grup eleme karşılaşmaları oynanacak. Ümit Milli Futbol Takımı’nın İskoçya aday kadrosu açıklandı. 25 Mart Cuma günü gerçekleşecek olan karşılaşmada forma giymesi için teknik direktör Tolunay Kafkas yönetimindeki ay-yıldızlıların aday kadrosuna şu isimler davet edildi. Kaleciler: Ersin Destanoğlu (Beşiktaş), Doğan Alemdar (Stade Rennais FC), Berke Özer…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sizekitap · 3 years ago
Text
Bak'ın Rock: Burgazada Progresif Rock Festivali - Kombine (Etkinlik)
Tumblr media
Bak’ın Rock: Burgazada Progresif Rock Festivali, 28-29 Ağustos’ta Burgazada Cennet Bahçesi Açık Hava Sahnesi’nde!
28 Ağustos Cumartesi Kapı 17:30 Atlantis Blues 20:00  Tarkan Çakır 21:00 Gür Akad Band 22:00
29 Ağustos Pazar Kapı 17:30 Keops 18:00  Nautilus 19:00 Haluk BB 20:00  Devil 21:00
ATLANTİS BLUES Bu günlerde ilk albümlerinin kayıtları ile meşgul olan grup, yeni şarkılarından oluşan bir liste ile seyircilerinin önüne çıkmayı iple çekiyor. Gitar ve Vokal, Tolga Ur Gitar, Anıl Birgin Bas Gitar, Berk Altan Davul, Murat Aydoğan
GÜR AKAD BAND Ülkemizin en önde gelen sanatçı, müzisyen, gitaristlerinden Gür Akad’ı anlatmaya hiç gerek var mı acaba? Anlata anlata bitiremeyiz zaten… Gitar ve Vokal, Gür Akad Klavye, Barış Göker Bas, Cem Gürel Davul, Bilge Candan
TARKAN ÇAKIR Grup, ismini aynı zamanda bas gitaristleri ve vokalistleri olan Tarkan Çakır’dan almış olsa bile; onlar, birbirlerine sırtlarını dayamış tam bir power rock trio… Davul, Ömer Taşkın Gitarlar, Zülfikar Ali Cengiz
DEVİL Heavy Metal’in ülkemizdeki ilk öncüleri oldular. 70’li ve 80’li yıllarda müthiş tiyatral sahneler kurarak cesaretli ve başarılı konserlerlerle rekorlar kırdılar. Gitar ve Vokal, Sabahattin Taşdöğen Davul, Fuat Tavukçu Bas Gitar, Ersin Ergül
HALUK BB Şarkı ve söz yazarı Haluk BB rock ve blues formundaki kendi şarkılarını yüksek enerjisiyle Bak’ın Rock seyircisine sunuyor. Gitar ve Vokal, Haluk BB Bas Gitar, Arif Ortakma�� Davul, Canberk Emir
KEOPS 1980’den bu güne rock eksenli müzikleri var. Gitar, Vartkes Keşiş Vokal, Görkem Eroğlu Bas Gitar, Furkan Karka Davul, Gökhan Tunca
NAUTILUS 1994 yılında kurulan grup, klasik rock tarzındaki çalışmalarına devam ediyor. Vokal, Barış Yaman Gitar, Isak Eli(izi) Klavye, Barış Göker Bas, Arif Ortakmaç Davul, Canberk Emir
Kaynak
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/bakin-rock-burgazada-progresif-rock-festivali-kombine-etkinlik/
0 notes
coolpigscanfly · 4 years ago
Text
Iyi ki ...
3. Terapimin sonuna geldim. Bu süreç sanirim hayatimin en zorlu zamaniydi. Kendime ayırdığım bu süreç de bir o kadar kiymetliydi. Berk hayatimi kapladi. Ama onunla ilgili geldigim nokta iyi ki hayatima girmis. 3 terapistimle de anlaşamadıgim elestirdigim ve ofkelendigim noktalar oldu. Ama anladim ki , olay terapistimi mukemmellestirmek veya idealize etmek degilmis. Bu surecte kazandiklarimmis. Iyi hissediyorum bu noktada çünkü artik sonlulukla olan catismam çok daha olmasi gereken noktada bence varolusculuk sayesinde. Hayatimin hep kritik noktalarinda kendime yardim ederek kariyerimi ve hayatimi sekillendirdim. Kendime yaptigim yatirimla başkasıyla otekiyle olan bagim çok daha olmasi gereken bir yere geldi. Berke asik oldum bunu kabul ediyorum. Kendimi akisa biraktgim ve sinirsizligi yasadigim nadir zamanlardi cunku benim icin. Ilk terapimin sonunda capa basvurdum. Ikinci terapimin sonunda klinik psikolog olmaya karar verdim. Simdiyse klinik psikolojiye adim attim. Ve boylece hem varoluscu hem dinamik yonelimli bir terapist olma yolunda pratigime adim atacagim. Zorlu bir surec , egitim, okul ve terapi... o kadar içime yoneldim ki bazen yutuldum sanki. Kendimi kaybetmekten korktugum zamanlar oldu. O kadar inis çıkış yasadim ki o kadar belirsizlikle ve kendi olumlulugumle mucadele ettim ki. Bu surecten guclenerek çıkıyorum. Terapimin sonlanmasi bana iyi gelecek. Bir sure kendimle yalniz kalmaya ihtiyacim var. Gokhanla yasadigim o sagliksiz bukdugum iliski bile beni ne kadar iyilestirmis. Hayatima giren insanlarla simdi tanissam peanutbutterin dedigi gibi simdiki ben olmazdım ve boyle iliskiler de olmazdi. Bu yuzden dönüştüğüm kisiyi seviyorum. Acisiyla tatlisiyla firtinali aşklar yasadim. Hicbirseyi umursamadigim sadece arzularima kapildigim. Sadece bu yıkıcı tarafim acaba çok mu bastirdigim birsey ki bilincidisi iliskilerimi test ediyorum ve guvensizligimi inkar edip yoluma devam etmeye calisiyorum bilmiyorum. O kahve olayini bile ilişkiyi test etmek icin iki kere kullanmisim ve o beni değil kahveyi secmis. Kendi ihtiyacını bizim cercevemizi degil. Bu ve bazi yorhmlar guvenimi kırdı. Mukemmelliyetciligimi kesfettim ve yeme konusunda daha özgür oldugum halde fizigim hala begeniliyor. En onemlisi bu konuda hafifledigimi hissediyorjm. Danisanimdan cok şey ogrenecegimi hissediyorum ve bu iliski bana iyi gelecek bence. Supervizyonlar bana terapi gibi gelmeye basladi. Berk bundan sonra bana yazsa da yazmasada fark etmez. hala onu sevmemin sebebi kalbimi carptiran beni heyecanlandiran sevebilecegim biriyle henuz tanismamis olmam. Bebekken emmedigim iicn bu kadar tensel ihtiyacimin oldugunu dusunuyorum. Ancak bundan sonra karsi tarafin ihmallerini sineye cekebilecegimi sanmiyorum. Sınırlar insana iyi gelen birsey. Ancak gerektiğinde de bunlari asabilmek o zamanki baglamdaki insanin ihtiyaclarini gorebilmek ve uyumlanmakla da ilgili geliyor. Olgunlastigimi hissediyorum. Terapist olmak zor ve uzun bir yol ancak simdiden guvenli bir iliski kurdugum danisanim var. Iman etmek bu yolda beni istedigim konuma getirdi bile sanki. Kendime inandım cunku. Belkide aynisini biraz ozek hayatimda yapsam kendime yatirim yapip ozel hayatimi akışa birakirsam o zaman da gerisi gelecek bilmiyorum. Ama ofkeli degil iyikiyle bitiriyorum bu iliskiyi. Değersiz hissettifim donemden degerliymisim meger diye bir yuzlesmeyle çıktım. Sadece yolun sonuna kadar kalbimde kocaman bir yasla gelmisim buraya kadar. Yasayamadigimiz o tum ihtimallerin yasiyla. Ve her gun daldigim o gunduzdusleriyle doyurmuşum o arzularimi, ozlemimi. Sevginin iyilestiriciligine her zaman inaniyorum. Ne olursa olsun hayati ve insanlari sevmekten vazgecmeyecegim. Alihanla olan iliskimi bile ne kadar inkar etmisim. Meger o sarilarak uyanmalarimiz benim icin ne kadar anlamliymis. Bazen o deneyime onun icinden cikinca baktigimda neyin kiymetli oldugunj daha iyi anliyorjm. Tum partnerlerimde bana iyi gelen ve gelmeyen taraflar vardi. Bunlar beni besledi. Cunku biliyorum ki bu hep boyle olacak. Gunduzduslerimi bile şu yasimda farkettim . Bu yuzden kitap okuyamiyomusum meger. Sanki iyi ve
kotu yanlari birlestirip kabul etmeye ve sahip cikmaya basladim. Ve ne zaman kendi olumlulugumle karsilastim o zaman kendim icin anlamli bir hayat insa etmeye basladim. Bu yasam ne zaman sona ererse ersin bu mucadelem benim hayatimi anlamli kilan yegane sey gibu. Artik guzel , zeki , esprituel ve entelektuel hatta kirilgan tarafimi bile kabul edebiliyorum. Bence her sey olmasi gerektigi gibj oldu...
0 notes
darkyayincilik · 24 days ago
Text
SUBÜ’lü Akademisyene FOTON Ödülü
SUBÜ Öğretim Görevlisi Ersin Berk,  FOTON Yılın Fotoğrafçı Ödülleri’nde ‘2024 Yılının Kavramsal Fotoğrafçısı’ ödülüne layık görüldü. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Öğretim Görevlisi Ersin Berk, Fotoğraf Organizasyonları Derneği’nin (FOTON) düzenlediği FOTON Yılın Fotoğrafçı Ödülleri’nde  ‘2024 Yılının Kavramsal Fotoğrafçısı’ ödülüne layık görüldü. Türkiye’de fotoğrafın teorik…
0 notes
kocaalihaber · 5 years ago
Text
0 notes
barkoturktv · 6 years ago
Text
Genelkurmay çatı davasında 17 sanığa 141 kez ağırlaştırılmış müebbet
Tumblr media
17 sanığa 141 kez ağırlaştırılmış müebbet Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki bin 800 kişilik büyük duruşma salonunda görülen davada Mahkeme Başkanı Oğuz Dik hükmü açıkladı. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı ve Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyesi, eski orgeneral Akın Öztürk'ün de arasında bulunduğu 17 sanığı 141'er kez ağırlaştırılmış müebbete mahkum edildi. Sanıklar eski Hava Kuvvetleri Komutanı ve Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyesi Akın Öztürk, eski tümgeneraller Kubilay Selçuk, Mehmet Dişli, eski tuğgeneraller Hakan Evrim, Ali Osman Gürcan, Erhan Caha, Mehmet Partigöç, eski tuğamiraller Ömer Faruk Harmancık ve Sinan Sürer, eski albaylar Bilal Akyüz, Cemil Turhan, Fırat Alakuş, Ahmet Özçetin, Murat Koçyiğit, Mustafa Barış Avıalan, Orhan Yıkılkan ve Muhsin Kutsi Barış "anayasayı ihlal" ve "Cumhurbaşkanına suikast suçlarından birer, 139 kişiye yönelik "kasten öldürmek" suçundan da 139'ar kez olmak üzere toplam 141'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sanıklardan eski albay Osman Kılıç ise "anayasayı ihlal" ve 139 kişiye yönelik "kasten öldürmek" suçundan 140 kez aynı cezaya mahkum edildi. Bu sanıklar 27 defa "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 432'şer yıl, Erhan Caha ve Muhsin Kutsi Barışdışındakiler 12 defa "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçundan 108'er yıl, Caha ve Barış ise bu suçtan 9 kez olmak üzere toplam 81'er yıl hapis cezasına çarptırıldı.  Bu sanıklar hakkında 108 maktul yönünden kamu davasının ayrılması ve tutukluluklarının devamı kararlaştırıldı Cumhurbaşkanı'na suikastin planlayıcısı generale 137 yıl müebbet Sanıklardan daha önce "anayasayı ihlal" ve "Cumhurbaşkanına suikast" suçlarından Muğla'da mahkum edilen eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş hakkında bu suçlar yönünden açılan kamu davasında ret kararı verildi ancak Sönmezateş, 137 kişiye yönelik "kasten öldürmek" suçundan 137 defa ağırlaştırılmış müebbet, 27 kişiye yönelik "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 432 yıl, 12 defa "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçundan 108 yıl hapse mahkum edildi. Sanıklardan eski albay Muzaffer Düzenli "anayasayı ihlal", "Cumhurbaşkanına suikast" ve 60 kişiyi "kasten öldürmek" suçundan 62 kez ağırlaştırılmış müebbet, 27 kişiyi "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan toplam 432 yıl, 12 defa "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçundan 108 yıl hapse çarptırıldı. Mahkeme, sanıklardan eski albay Osman Kardal ve eski korgeneral İlhan Talu'yu da "anayasayı ihlal" suçundan mahkum etti ancak bu sanıklar için "takdiri indirim" maddesi uygulanarak bu suçtan müebbet hapis verildi. Eski albaylar Ramazan Gözel ve Doğan Öztürk"anayasayı ihlal" suçundan birer, "kasten öldürme" suçundan da 10'ar kez olmak üzere toplam 11'er kez ağırlaştırılmış müebbet, 22 kişiye yönelik "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 352'şer, 10 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçundan da 90'ar yıl hapse çarptırıldı. Sanıklardan eski yarbay Ertuğrul Terzi "anayasayı ihlal" ve "kasten öldürme" suçundan toplam iki kez, eski yarbay Savaş Kabaklı "anayasayı ihlal" ve 16 kişiyi "kasten öldürme" suçlarından toplam 17 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Kabaklı hakkında bazı maktuller yönünden açılan kamu davasının ayrılması kararlaştırıldı Olay tarihinde albay olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaverliğini yapan Ali Yazıcı, "anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldu. Yazıcı hakkında "Cumhurbaşkanına suikast" suçundan açılan kamu davasının, aynı suçtan daha önce Muğla'da yargılandığı davada hüküm giymesi sebebiyle reddine karar verildi. Eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker "anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilirken eski tuğgeneral Ünsal Coşkun, eski yarbaylar Mehmet Şahin ve Halil Gül "anayasayı ihlal" suçundan birer, 28 kişiyi "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan da 28'er kez olmak üzere toplam 29'ar kez, eski yarbayÖzcan Karacan ise "anayasayı ihlal", 28 kişiyi "kasten öldürmeye teşebbüs" ve "Cumhurbaşkanına suikast" suçlarından toplam 30 kez ağırlaştırılmış müebbete mahkum edildi 11'er kez ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldılar Sanıklar Abdulvahap Berke, Abdurrahman Aydoğan, Ali Feyyaz Beydağ, Fatih Sarımehmet, Fatih Yanıkkaya, Fevzi Sönmez, İbrahim Karadağ, Mahmut Tuncer, Muhammet Yılmaz, Murat Aletrik, Murat Korkmaz, Mustafa Kocaaslan, Mustafa Temir, Temel Can Köroğlu, Samet Yıldız, Turgay Perişan, Vahit Güllü, Abdullah Şevki Güngör, Abdurrahim Aksoy, Ahmet Durmaz, Ali Çakır, Anıl Koç, Bünyamin Tuner, Cemal Turğut, Derviş Taş, Emre Karslı, Erdem Eraslan, Erman Can, Fazlı Özşahin, Furkan Akbenli, Furkan Çetiner, Gökhan Çetin, Gökhan Eski, Halit Kazancı, Hamza Er, Hasan Demirci, Hasan Sevimli, İsmail Yolaçıcı, Lütfullah Taşyumruk, Mehmed Emin Tüzel, Murat Ertaş, Mutlu Burak Uyar, Necati Güneş, Oğuzhan Konuk, Oktay Felekoğlu, Osman Aktaş, Özay Yılmaz, Recep Aktürk, Recep Özkan, Sadi Kazancı, Selçuk Topal, Suat Kürşat Gün, Suat Sağlam, Şener Kısak, Talha Atlanel, Uğur Bostan, Ümit Bayık, Vahap Kavaker, Veysel Özmen, Yener Yılmaz, Yusuf Karşil, Serkan Sağ, Ayhan Carık ve Onur Özdemir, "anayasal düzeni ihlal" suçundan birer, 10 kişiyi şehit etmekten 10'ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. Levent Türkkan'a ağırlaştırılmış müebbet Olay tarihinde Hulusi Akar'ın emir subayı olan eski kurmay yarbay Levent Türkkan ile Nuri Gayır, Mehmet Akçara, Ahmet Yıldız, Serdar Tekin, Ömer Gürsel Çetin, Mete Kılıçarslan, Eray Çekerek, Güven Keskin, Gökhan Akdağ, Yusuf Güleç, Kadir Bozan, Abdülkadir İlhan, Ahmet İlhan Ayşan, Emin Anar, Halis Ahmet Özer, Hüseyin Yıldırım (Hakkı oğlu), İlker Çetinkaya, Metin Demir, Muzaffer Çoban, Recep Yıldız, Yusuf Yedidağ, Birol Kurubaş, Ali Gültekin, Fatih Üner, Murat Engin, Adnan Arıkan ve Okan Ataoğlu "anayasayı ihlal"den ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sanıklar İsmail Aydın, Gökhan Balcı, Mustafa Çiçek ve Asım Şanöz ise yine aynı suçtan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alırken "kasten öldürme" suçundan da 9'ar kez ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırıldı.  Sanık Metin Gümüşburun, Doğan Üstüntaş, Şevket Samet Okyay, Kamil Ilgaz, Halil İbrahim Ataalp, İbrahim Çölkesen, Mustafa Demir "anayasayı ihlal"den birer kez müebbet, "kasten öldürme" suçundan ise Ilgaz, Okyay ve Üstüntaş 10'ar kez, diğer sanıklar ise aynı suçtan 9'ar kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Müebbet hapis cezası alanlar  Sanıklar Hüseyin Hakan Öcal, İlyas Akyar, Alparslan Çetin, Mustafa Özsoy, Erhan Metin, Ersoy Öz, Ertan Özmen, Fatih Ekici, İsa Akın, Nejdet Eroğlu, Hüseyin Ömür, Kenan Şimşek, Mustafa Duygulu ve Satı Bahadır Köse, "anayasayı ihlal" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yardım suçundan ceza alanlar Sanık Serkan Kılıç, Fatih Koç, Hasan Hüseyin Sarıtarla "anayasayı ihlale yardım" suçundan 15 yıl hapisle cezalandırıldı. Cengiz Aydın ise aynı suçtan 13 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Sanık Ali Emre Eral da aynı suçtan 12 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı. 24 sanık FETÖ üyeliğinden suçlu bulundu Özgür Solakoğlu, Fatih Okutur ve Muhammet Uslu, "terör örgütü üyeliği" suçundan 12'şer yıl hapis cezası aldı. Sanıklardan Bayram Aydemir, Emrah Ilgaz, İlyas Bilgiş, Mehmet Demir, Oğuz Serhad Habiboğlu, Veysal Tokmak, Mustafa Sözer, Halil İbrahim Karabal, Mehmet Arif Pazarlıoğlu, Uğur Şahin, Salih Ulusoy, Nahsen Fıstıkçı, Özcan Kurt, Yalçın Gür, Murat Bingül, Vural Akyıldırım ve Mehmet Adıgüzel, "anayasayı ihlal" suçlamasından beraat etti, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ise 7 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırıldı. Mahkeme, sadece örgüt üyeliğinden cezalandırılmaları istenen Bayram Akpan, Lütfi Karaca, Yalçın Toker ve Mustafa Akyıldız hakkında 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına hükmetti. Baki Kavun'un beraatine hükmedildi "Örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuksuz yargılanan Ramazan Cömert, Kübra Yavuz ve Mehmet Uslu'nun beraatine karar verildi. Sanıklar Aziz Onur, Hakan Toprak, Ahmet Albayrak, Barış Erdemir, Cahit Kükey, Deniz Aydın, Ersin Eker, Fahri Kafkas, Hüseyin Yıldırım, Kenan Yıldırım, Mesut Ürkmez, Murat Mala, Murat Pekgüler, Murat Can Avtan, Mustafa Mengi, Okan Kurt, Serkan Candan, Uğur Kent, Ümit Keskin, Yusuf Yalçın, Baki Kavun, Fatih Misir, Mustafa Çakmaktaşı, Sinan Yılmaz, Yusuf Akdemir, Cihangir Şenlik ve Sedat Taşkın tüm suçlamalardan beraat etti. Tümgeneral Osman Ünlü ile tuğgeneraller Murat Aygün ve Özkan Aydoğdu'nun da başka davalarda ceza aldıkları için bu dosyadan beraatine karar verildi. Mahkeme, sanıkların bir kısmının üzerilerine atılı suçlardan beraatine hükmetti.  Sanıklardan bir kısmı oy birliği, bir kısmı da oy çokluğu ile beraat etti. Dosyası ayrılan sanıklar Mahkeme, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski tuğgeneral Ali Kalyoncu, eski yarbay Turgay Sökmen ile Adem Özer, Ali Irmak, Mehmet Aytaç, Neşet Gülener, Serkan Coşkun, Serhat Pahsa, Şener Doğrugören, Tayfun Özek, Tevfik Gök ve Turgay Er hakkındaki kamu davasının ayrılmasını kararlaştırdı. Genelkurmay'daki darbe faaliyetleri FETÖ'nün ihanet girişiminin yönetildiği karargahların başında Genelkurmay Başkanlığı geliyordu. Darbe girişiminin beyin takımı sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinden eski korgeneral İlhan Talu, tümgeneral Mehmet Dişli, tuğgeneral Mehmet Partigöç, tuğamiral Sinan Sürer, albaylar Cemil Turhan, Doğan Öztürk, Orhan Yıkılkan, Osman Kardal ve Ramazan Gözel sabah saatlerine kadar ihanet girişimini karargahta yönetti. İhanet girişimine karşı demokratik tepkisini göstermek için Genelkurmay Başkanlığı karargahı önünde toplanan vatandaşlardan 11'i şehit edildi. Karargahta ise dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın koruma astsubayı Bülent Aydın, darbecilerce vuruldu. Aydın, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ilk şehidi olarak kayıtlara geçti. Bütün eylemlerin sorumlusu olarak cezalandırılmaları istendi Sanıkların, "anayasal düzeni ihlal" suçunun yanı sıra karargahta şehit edilenlerin sayısı kadar ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de Türkiye genelindeki bütün eylemlerin sorumlusu olarak cezalandırılması istendi. 2 bin 500 saat kayıt, 50 bin sayfa savunma Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde iki yıl süren yargılamada, Oğuz Dik mahkeme başkanı, Osman Pediz ve Sefa Taştan ise üye hakim olarak kürsüdeki yerini aldı. Bülent Karakuş ise duruşma savcısı olarak görev yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, darbecilerce alıkonulan komuta heyeti, olay gecesi yaralanan vatandaşların da aralarında bulunduğu 2 bin 386 kişi mağdur ve müşteki sıfatıyla dosyada yer aldı.  Yaklaşık bin klasörü bulan dava dosyası kapsamında, darbecilerce o gece şehit edilen polis, asker ve sivil 251 kişi de maktul olarak kayda geçti. Karar duruşmasına kadar 236 celse görülen davada, sanık ve avukatlarının iddianame, esasa ilişkin mütalaa ve gelen evraka karşı savunmaları, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alındı.  Yaklaşık 2 bin 500 saati bulan kayıtlar, 7 katip tarafından deşifre edildi. Sanık ve avukatlarının beyanları 50 bin sayfa tuttu. Ayrıca yargılama boyunca 235 kişi de tanık olarak dinlendi Read the full article
0 notes
mevlutoguz · 8 years ago
Text
bêndera çanê - 66/72
66.  pessoa û nivîskarekî ciwan tê gotin ku fernando pessoa (1888-1935) ji bilî navê xwe bi navên weke alberto cairo, alvaro campos, ricardo ries û bi gelek navên mustear dinivîsî. ne tenê navên mustear wer wiha bo her navî kurtejiyanek, reng û şêwazek jî afirandibû ku yek netişbeha yê din. antonio tabucchi ev bûyera balkêş kiriye mijara kitêbeke xwe. fernando peesoa'nın son üç günü.
67. rokê bo îmzeyê tevlî roja îmzeyê a nivîskarekî (nav ne lazim, em jêre bên a.) bûm, a. kitêba xwe a dawî bo min îmze kir. bo nivîskarekî din ji wê standê ber bi standeke din ve çûm, min dî eynî nivîskar li wê derê ye, wî  jî (em ji vî re jî bên b.) kitêb bo min îmze kir. balkêş e şêwaza herdû nivîskaran naşibe hev. ya jê balkêştir jî ew e ku nivîskar a. bi helbestê destpêkiriye, dûre çîrok û niha romana dinivîse. nivîskar b. jî helbestkar e, çiroknûse û herî dawî roman jî nivîsandin e û her dûyan jî xelatên girîng stendine. yanî bi kurt û kurmancî di giyanekî de du nivîskarên cûda hene. hînbûna vê yekê û naskirin û xwendina her dû nivîskaran cihê kêfxweşî û şanaziyê ye bo min. dûre me ji nêz ve hevdû nas kir, em bi hev re rûniştin, me vexwar. ez hê jî bawer nakim bê çawa tiştekî wisa dibe lê min bi çavê serê xwe dî, bo dîroka edebiyatê bûyereke enteresan û muzzam e ev yek. ez we temîn dikim ku ev rastiyeke ne fîkşin e. “tu tişt bi qasî jiyanê mirov şaş û matel nake, nivîs harîç”     68. lipogram georges perec (1936-1982) di romana xwe ya kayboluş de hîç tîpa ‘e'yê bikar neaniye. dîsa balkêş e ersin tezcan (1967-..) di kitêba xwe a bi navê e'siz potkal de hîç tîpa 'e'yê bi kar neanîye. ya jê balkeştir kitêb ji e yayinlari der çûye.     69. çarenûsa tîpekê: cemal sureyya (1931-1990)  piştî îddiayekê winda kiriye ji paşnavê xwe 'y'yek avêtiye. ev mesele bûye mijara helbesteke wî jî. demekê min digo qey ercan y yilmaz ew 'y’ jixwe re biriyê lê na. ez jî vê dawiyê hîn bûm ku nivîskar û kurator sureyya evren (1972-..)  gotiye bila ew 'y’ stûxwar nemîne û 'y’ wergirtiye û navê xwe weke sureyyya dinivîse. sureyyya evren.     70. picasso: “li darê dinyê du hunermend mane: ez  yek , xwedê dudu.” nietzsche xwedê kuşt, xwedê jî nietzsche!     71. “em zêde baweriya bi nivîskaran neyînin lê teqez em wan bixwînin” kî gotiye nayê bîra min, belkî jî min nivîsiye ev.     72. bo dîrok, rexne û teoriya helbestê ceribandineke bibliyografîk:
aristoteles, poetika şiir sanatı üstüne, can horatius, ars poetika şiir sanatı, işbankası
todorov, poetikaya giriş, metis octacio paz, çamurdan doğanlar, can eagleton, şiir nasil okunur, ayrinti borges, şu şiir işçiliği, deki yay. bloom, etkilenme endişesi, metis t.s.eliot, edebiyat üstüne düşünceler, paradigma g.lakof-m.johnson, metaforlar hayat ve dil, ithaki bachelard, mekanın poetikası, ithaki jusdanis, gecikmiş modernlik ve ee estetik kültür, metis deleuze, kritik ve klinik, norgunk benjamin, pasajlar, yky baudelaire, apaçık yüreğim özel günceler, işbankası mayakovski, şiir nasıl yapılır, 645. neruda, yaşadığımı itiraf ediyorum, evrensel rilke, genç bir şaire mektuplar n.ataç, şiir daima şiir, dergah halil inalcık, şair ve patron, doğubatı erdoğan alkan, şiir sanatı, yön orhan koçak, kopuk zincir- bahisleri yükseltmek, metis mehmet h.doğan, ikinci yeni şiir antoloji dosya, ikaros mehmed fuad, eleştiri üstüne, yky hilmi yavuz, okuma biçimleri, timaş ismet özel, şiir okuma klavuzu, tiyo ilhan berk, poetika, yky cemal süreya, papirustan baş yazılar, şapkam dolu çiçekle, yky ece ayhan sivil şiirler-aynalı denemeler, yky metin altıok, şiirin ilk atlası, kırmızı özdemir ince, şiir ve gerçeklik, işbankası şeref bilsel, yalnız şiir, ayrıntı metin cengiz, imge nedir, şiirden kubilay aktulum, metinlerarası ilişkiler, kanguru utku özamakas, şiir için  paralaks, 160 km. yücel kayıran, şiirimin çeyrek yüzyılı, günümüz türk şiiri üzerine makaleler, yky samih rifat, gösterge avcilari, yky
ehmed huseynî, gotar û hevpeyvîn, pexşan û vebêjî (di nava berhemên giştî de cild 2, r.345-532) aram.  arjen arî, xasenezer, evrensel remezan alan, bendname, avesta rênas jîyan, ji şevê re çend têgehên dera hanê, belkî îrfan amîda, qonaxeke modernîzma kurdî helbesta tîrejê, lîs mikaîl bilbil, helbesta cegerxwîn û îqtîdar
janez sar, zimanê helbestê, çirûsk 24, r. 85-87 janez sar, bedewnasî û helbest, çirûsk 21, r.77-88 berken bereh, heyvekê li cehnima wergerê, nûbihar 136, r.15-16 berken bereh, derwêşê helbesteke henûn û hemdem: kawa nemir, zarema 5, r.264-273 ferzan şêr, gelo jêrdest çi diaxivin?, zarema 2, r.60-72 ferzan şêr, di helbestê de pirs(girêk)ên hewzan û ero(û)tîka, zarema 3, r.264-273 farangis ghaderi, ji nû ve hizirîna li ser peydabûna helbesta kurdî ya modern, zarema 3, r.136-140 mesûd serfiraz, di çapemeniya kurdî ya dewra osmanî de helbesta kurdî, wêje û rexne 1, r.8-23 ebdulxaliq ye'qûbî, ezmûna helbesta şoreşgerî ya kurdî; pênaseyeke tîorîk, zarema 4, r.130-137 evdal baqî, helbest û werger, wêje û rexne 5, r.94-107 rizgar elegez, di helbesta fêrîkê ûsiv de mekan destpêkek jî bo helbesta fêrîkê ûsiv, zarema 5, r.245-255 .
. .
3 notes · View notes
istandistmag · 7 years ago
Text
12. Gece – Tiyatro
Shakespeare’in en sevilen komedilerinden biri olan 12. Gece ‘de, ikiz kardeşler Viola ve Sebastian, bir gemi kazasından sonra, birbirlerini öldü sanıp ayrı düşerler. Viola, Illyria dükü Orsino’nun hizmetine girebilmek için erkek kılığına girer. Orsino adına güzel Olivia’ya kur yapmakla görevlendirilir. Olivia ise kardeşinin ölümünden sonra yastadır ve ayağına gelen herkesi geri çevirmektedir, ta ki şimdi erkek kılığındaki Viola’ya aşık olana dek. Bu sırada, Olivia’nın dayısı Tobi, tutucu hizmetkar Malvolio’ya şamatalı bir oyun oynarak, bu cümbüşlü kimlik yanılması ve karşılıksız aşk hikayesini iyice kızıştırır.
http://ift.tt/2zdTPkJ
  YAZAN
: WILLIAM SHAKESPEARE
ÇEVİREN
: ZEYNEP AVCI
YÖNETEN
: SERDAR BİLİŞ
MÜZİK
: ÇİĞDEM ERKEN
SAHNE VE KOSTÜM TASARIMI
: GAMZE KUŞ
IŞIK VE VİDEO TASARIMI
: CEM YILMAZER
HAREKET YÖNETİMİ
: CANDAŞ BAŞ
EFEKT TASARIM
: GÖKÇE SELİM / SERKAN YAVŞAN
SES ÇALIŞTIRICI
: SUSAN MAIN
YÖNETMEN YARDIMCILARI
: BERK SAMUR, DOĞAN ŞİRİN, DOLUNAY PİRCİOĞLU
SÜRE
: 100 dk. / Tek Perde
OYUNCULAR
: BENNU YILDIRIMLAR, BERK SAMUR, DOĞAN ŞİRİN, ERKAN SEVER, ERSİN UMULU, EYLÜL SOĞUKÇAY,HALUK LEVENT ÖKTEM, İSMET ŞAHİN, KUBİLAY PENBEKLİOĞLU, MANA ALKOY, ÖZGE ÖZDER, PINAR AYGÜN,SEDA FETTAHOĞLU, SENAN KARA TUTUMLUER, TOLGA YETER
The post 12. Gece – Tiyatro appeared first on Şehri Keşfet & Explore the City.
from WordPress http://ift.tt/2zeizcP
0 notes
giresunhaberci · 6 years ago
Text
Judo: Okul Sporları Türkiye Şampiyonası
http://giresunhaberci.com/judo-okul-sporlari-turkiye-sampiyonasi-2/
Judo: Okul Sporları Türkiye Şampiyonası
ORDU (AA) – Ordu'da düzenlenen Okul Sporları Türkiye Judo Şampiyonası sona erdi.
Başpehlivan Recep Kara Spor Salonu'nda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanı sıra 50 ilden 300 sporcunun katılımıyla gerçekleştirilen şampiyona, bugün yapılan müsabakalarla tamamlandı.
Türkiye Judo Federasyonu Başkanı Sezer Huysuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok güzel bir şampiyonayı daha geride bıraktıklarını söyledi.
Organizasyonun sorunsuz tamamlanmasında emeği geçenleri kutlayan Huysuz, şampiyonada gelecek vadeden sporcuları görmekten dolayı mutlu olduklarını belirtti.
Huysuz, Ordu'da yakın bir tarihte büyük bir organizasyon daha yapmayı planladıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Hedefimiz Büyükler Türkiye Şampiyonası'nı Ordu'da yapmak ancak içinde bulunduğumuz salonun konsepti buna pek uygun değil. Müsabakalar için yere dört minder sermemiz gerekiyor. Uluslararası müsabakalara göre salonumuz yetersiz. Bir iki metrelik bir sıkıntımız var. Kurallara yeniden bakacağız. Eğer uygun olursa Büyükler Türkiye Şampiyonası inşallah bu yılın aralık ayında Ordu'da düzenlenecek." diye konuştu.
Şampiyonada sıkletlerinde dereceye giren sporcular şunlar:
Erkekler:
50 kilo: 1. Mehmet Ali Ravi (Şanlıurfa), 2. Askar Askarov (Bursa), 3. Azmi Kocabay (Samsun), 3. Batuhan Yılmaz (Ankara)
55 kilo: 1. Emre Erman (Yalova) 2. Kadir Samet Onay (Ankara), 3. Yusuf Tuncer (Batman), 3. Abdulkadir Yücel (Bitlis)
60 kilo: 1. Kaan Gümele (Ordu), Harun Bilici (Ankara), 3. Mahmut Ekinci (Şanlıurfa), 3. Safa İşgüzel (Yalova)
66 kilo: 1. Celal Akyıldız (Ankara), 2. Ali Sait Balcı (Burdur) 3. Berke Çırpan (Manisa), 3. Mehmet Sinan Ertem (Manisa)
73 kilo: 1. Niyazi Gökçen (Manisa), 2. Hamdi Coşkun (Ankara), 3. Batuhan Koçak (Manisa), 3. Oğuzhan Pehlivan (Manisa)
81 kilo: 1. Abidin Karabulut (Manisa), 2 Mahmut Hüdayi Özgürbüz (İstanbul), 3. Ahmet Yiğit Bayram (Denizli), 3. Erdal Danışman (Ordu)
90 kilo: 1. Bahri Emir Sabuncu (Samsun), 2. Yalçın Çalık (Samsun), 3. Ali Ağar (Muğla), 3. Yılmaz Bartu Göl (Ordu)
+90 kilo: 1. İbrahim Halil Özmen (Şanlıurfa), 2. Çağrı Doğan (Samsun), 3. Emir Yıldız (Sakarya), 3. Necmeddin Kazancı (Kahramanmaraş)
Kızlar:
40 kilo: 1. Ayşe Nur Sülün (Kocaeli), 2. Zührenaz Sipahi (Manisa), 3. Betül Anık (Siirt), 3. Cennet Begüm Bedir (Düzce)
44 kilo: 1. Yaren Kömürcü (Kocaeli), 2. Ecem Sonay Birinci (Samsun), 3. Ceylin Orhan (Denizli), 3. Müberra Güneş (Kocaeli)
48 kilo: 1. Buketnur Karabulut (Kocaeli), 2. Cemre Malakcıoğlu (Düzce), 3. Güldeniz Kal (Tunceli), 3. Sümeyye Demir (Manisa)
52 kilo: 1. Sıla Ersin (Kocaeli), 2. Nehir Güney (Ankara), 3. Ümmügülsüm Tağrikulu (Samsun), 3. Reyhan Oğuz (Denizli)
57 kilo: 1. Gülnaz Çelik (Kocaeli), 2. Şilan Bitkin (Manisa), 3. Fatma Toprak (Eskişehir), 3. Yağmur Naz Aydın (Ordu)
63 kilo: 1. Fidan Öğel (Manisa), 2. Seda Gürsoy (Kocaeli), 3. Selin Çakıcı (Edirne), 3. Yağmur Doğan (İzmir)
70 kilo: 1. Habibe Afyonlu (Balıkesir), 2. Dilem Bağçuvan (Edirne), 3. Rümeysa Koto (Rize), 3. Saliha Taşan (Batman)
+70 kilo: 1. Hilal Öztürk (Manisa), 2. Nahide Saylağ (Mardin), 3. Duygu Dirgen (Manisa), 3. Öznur Efe (Manisa)
0 notes
kulturvesanat · 7 years ago
Photo
Tumblr media
2017’nin en iyi 10 oyunu
1. İstila/ B Planı Mülteciler, yabancı düşmanlığı, gündelik ırkçılık ve tüm bu mevzularda virüs gibi yayılan kolektif cehaletimiz üzerine bir oyun. Yarı İsveçli yarı Tunuslu Jonas Hassen Khemiri’nin yazdığı ‘İstila’, yerkürenin ‘kimlik’ konusundaki kafa karışıklığını, taze bir dille kurguluyor. Sami Berat Marçalı’nın dinamik rejisi ve Barış Gönenen, Hakan Kurtaş, Efe Tunçer, Seda Türkmen’in iddialı performansları oyunu alıp sürüklüyor.
2. Godot’yu Beklerken/ Studio Oyuncuları Usta yönetmen Şahika Tekand’ın gözünden, Beckett’ın kült metnine özgün bir yorum. Tekand’ın çarpıcı ışık ve ses tercihleri; Yiğit Sertdemir, Onur Berk Arslanoğlu, Cem Bender, Sedat Kalkavan, Nazlı Deniz Korkmaz, Nilgün Kurtar ve Mehmet Okuroğlu’nun oyunculuklarıyla bütünleşerek, bir klasiği performatif sahneleme yöntemiyle sergiliyor.
3. Yen/ Craft Tiyatro Anna Jordan imzalı hayli sert bu oyun, Çağ Çalışkur’un başarılı rejisi ve Bora Akkaş, Berker Güven, İdil Sivritepe, Neslihan Yeldan’dan oluşan çok dinamik bir sahne üstü ekibin yorumuyla dramatik, çarpıcı ve duygusal bir ‘başka türlü aile öyküsü’ olarak karşımıza çıkıyor. İçinden özlem, şefkat, kardeşlik, aşk, öfke duyguları geçen etkileyici bir oyun...
4. Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin/ BAM Kadınların ‘içini görme’ konusunda en mahir tiyatro kalemlerinden birinin, Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazıp yönettiği, ‘kız-anne-anneanne’ bağı ve hikâyeleriyle bize müthiş bir ‘kadınlık’ ve İstanbul öyküsü aktaran, hüzünle komedi arasında beceriyle giden bir oyun. “Hep içinden konuşan kadınlar”ı, bu kez duymak için eşsiz bir fırsat...
5. Şatonun Altında/ Fiziksel Tiyatro Araştırmaları Shakespeare’in asla bitmeyeceğinin ispatı gibi bir oyun... Clown, fiziksel tiyatro anlatıcılığı, buffon gibi teatral imkânları kullanarak, ‘Macbeth’e farklı bir bakış açısı getiren ‘Şatonun Altında’ Güray Dinçol’un yönetiminde, Pınar Akkuzu ve Gülden Arsal’ın hayli etkileyici performanslarıyla sergileniyor.
6. Joko’nun Doğum Günü/ Yolcu Tiyatro Çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Roland Topor’un oyunu, sistemin insanı kontrol altına alma hırsını, ezen-ezilen ilişkisi üzerinden absürd bir anlatımla ele alıyor. Ersin Umut Güler’in rejisi ve Tolga İskit, Ayşe Tunaboylu, Cenk Dost Verdi, Yasemin Ertorun, Burak Üzen, Serdar Bordanacı, Sercan Dede ve Sıla Kılıç’tan oluşan ekibin iyi performanslarıyla...
7. Nefesinizi Nasıl Tutarsınız? - DOT Modern insanın hallerini elini korkak alıştırmadan eleştiren İngiliz kalemlerden Zinnie Harris’ten, ‘mülteci kriz’ini Avrupalılar aleyhine tersine çeviren distopik bir öykü. Murat Daltaban’ın yönetiminde Köksal Engür, Gizem Güçlü, Esra Ruşan, Murat Daltaban, Esin Alpogan, İdil Arkut, Mehmetcan Mincinozlu ve Rami Çakır’ın başarılı oyunculuklarıyla akılda kalıcı bir oyun...
8. Hedwig ve Angry Inch/ Kazan Dairesi Müzikallerin çiçeği burnunda ekibi Kazan Dairesi, trans bir glam rock şarkıcısının hikâyesini anlatan, Barış Arman yönetimindeki Broadway müzikali ‘Hedwig ve Angry Inch’ ile en çok konuşulan işlerden birine imza attı. Eseri hem Türkçeleştiren hem de başrol olarak sahneye çıkan Yılmaz Sütçü’nün performansı ve kendini ispatlamış metni ile sezonun en cesur işlerinden...
9. He-Go/ Altıdan Sonra Tiyatro Altıdan Sonra Tiyatro’nun Halil Babür imzalı oyunu, popüler oyuncu Çetin ve kenar mahalle delikanlısı Ersin’i başarılı bir hikâyeyle aynı odada buluşturarak onları zıt kutuplardan 40 yıllık dosta evirirken birçok konuya ince ince dokunduruyor. Yiğit Sertdemir’in yönettiği ‘He-Go’, Halil Babür’ün zekice kotarılmış metni kadar Babür’ün, Ayşegül Uraz’ın ve Alican Yücesoy’un oyunculuğuyla da öne çıkıyor.
10. Gayri Resmi Hurrem/ Ankara Devlet Tiyatrosu Özen Yula’nın yazıp yönettiği; debdebeli bir devrin, görkemli bir sarayın, altın varaklı bir kafesin içine hapsedilmiş iki kadından dinlediğimiz büyüleyici bir masal. Hurrem Sultan’da İpek Atagün Gezener, cariyede Gülin Ersoy, bütün bu masalı -ve masal içinde masalları- müthiş bir şekilde buluşturuyor seyirciyle...
TİYATRO JÜRİSİ Asu Maro (Milliyet), Ayşegül Yüksel (Cumhuriyet), Bahar Çuhadar (Hürriyet), Erdoğan Mitrani (Şalom), Gülin Dede Tekin (Açık Radyo, Time Out), Hami Çağdaş (Hürriyet Gösteri), Leman Yılmaz (İstanbul Tiyatro Festivali Direktörü), Merih Tangün (Afife Ödülleri Jüri Başkanı), Ragıp Ertuğrul (Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı), Zeynep Aksoy (T24).Ekim 2016-Ekim 2017 tarihleri arasına denk gelen tiyatro sezonunda prömiyer yapan oyunlar değerlendirmeye alınmıştır.
0 notes
darkyayincilik · 24 days ago
Text
SUBÜ’lü Akademisyene FOTON Ödülü
SUBÜ Öğretim Görevlisi Ersin Berk,  FOTON Yılın Fotoğrafçı Ödülleri’nde ‘2024 Yılının Kavramsal Fotoğrafçısı’ ödülüne layık görüldü. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Öğretim Görevlisi Ersin Berk, Fotoğraf Organizasyonları Derneği’nin (FOTON) düzenlediği FOTON Yılın Fotoğrafçı Ödülleri’nde  ‘2024 Yılının Kavramsal Fotoğrafçısı’ ödülüne layık görüldü. Türkiye’de fotoğrafın teorik…
0 notes