#Kanuni Camii
Explore tagged Tumblr posts
Text
ey süleymaniye dilin olsa da keşke konuşsan.
#photography#film photography#35mm#analog#cameras#polaroid#turkic#i̇stanbul#ara güler#kanuni sultan süleyman#süleymaniye camii#mosquée#camii
27 notes
·
View notes
Text
#enfeskanal 💖
Süleymâniye Câmii.. Beğenilerle, yorumlarla kanalıma destek olun. Kalıcı tâkip lütfen 🙏💖 https://youtu.be/PE_gao--HtU?feature=shared
youtube
#keşfet#trend#subscribe#takip edilesi bloglar#mosque#Süleymaniye camii#Gezi rotaları#İstanbul#Kanuni sultan süleyman#mimar sinan#mimari#secret#gizem#bilgi ambarı#tâkip ambarı👑#her telden#Youtube kanalıma abone ol#Enfes kanal#Youtube
0 notes
Text
ANMA:
BUGÜN 06 OCAK (1693)
OSMANLI TÜRK DEVLETİNİN
HAKANI/HÜKÜMDARI
IV. MEHMET (AVCI MEHMET) ‘İN
ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ.
RAHMETLE ANIYORUM.
Mehmed /Avcı Mehmed (2 Ocak 1642, İstanbul - 6 Ocak 1693, Edirne), 19. Osmanlı padişahı ve 98. İslam halifesidir. Sultan İbrahim'in Hatice Turhan Sultan'dan olan oğludur. Babasının tahttan indirilmesinin ardından 1648'de 6 yaşında tahta çıkan en genç padişah oldu. Ava düşkünlüğünden dolayı "avcı" lakabıyla anılmıştır. 39 yıllık saltanatıyla Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra en uzun süre hükümdarlık yapan Osmanlı padişahıdır. Saltanatında Batı'da en geniş sınırlara ulaşılmıştır.
Döneminde mimari alanda birçok faaliyet gerçekleştirildi. İnşaatı 60 yılda bitirilemeyen Yeni Cami ve Külliyesi tamamlandı. 1658-1680 yılları arasında Rumeli ve Anadolu hisarları tamir edildi. Mısır Çarşısı, Hünkar Kasrı, Köprülü Külliyesi, Safranbolu Köprülü Mehmed Paşa Camii, Vezirköprü Fazıl Ahmed Paşa Külliyesi, İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii ve Kervansarayı inşa edildi.
Yönetimi
1652 yılında malî durumu düzeltmesi için Tarhuncu Ahmet Paşa'yı sadrazam yaptı. Gereksiz giderleri azaltan ve tüm görevlilere vergi koyan sadrazam devletin gelirini artırdı. Ancak rakipleri tarafından padişahın gözünden düşürüldü ve öldürtüldü. Ardından gelen sadrazamlar devlet işlerinin daha da bozulmasına neden oldular. Askerin bir bölümüne ayarı bozuk para verilmesinden ve bir bölümüne ise hiç aylık verilmemesinden ötürü İstanbul'da ayaklanma çıktı. Ayaklananların padişaha verdikleri bir listedeki 30 devlet adamı ve saray ağası öldürtüldü ve cesetleri Sultanahmet Meydanı'nda bir çınar ağacına asıldı. Bu olaya Vaka-i Vakvakiye (Çınar olayı) denir.
1656 yılında Çanakkale boğazı önlerinde Venedik donanmasıyla yapılan savaşta Osmanlı donanması ağır bir yenilgi aldı ve Bozcaada ile Limni Venediklilerin eline geçti, ayrıca Çanakkale Boğazı kontrol altına alındı. Bu durum İstanbul'da büyük paniğe yol açtı. Aynı yıl iç ve dış sorunlara çözüm bulmak üzere Turhan Sultan tarafından sadrazamlığa Köprülü Mehmet Paşa getirildi.
Köprülüler dönemi
Bucaş Antlaşması sonucu Osmanlı sınırları
IV. Mehmed ve Hatice Turhan Sultan'dan tam yetki alan Köprülü, İstanbul ve Anadolu'da güvenliği sağladı. Venediklileri yenilgiye uğratarak Bozcaada ve Limni'yi geri aldı. Ölümünden sonra yerine Fazıl Ahmet Paşa geldi. Fazıl Ahmet Paşa Avusturya'dan Uyvar Kalesini alıp Vasvar Antlaşması'nı imzaladı. Venediklilerden de Girit'teki Kandiye kalesini aldı ve 24 yıl süren Girit savaşına son verdi. IV. Mehmed sadrazam ile birlikte Lehistan seferine çıktı ve 1672 yılında Bucaş Antlaşması'nı imzaladıktan sonra Edirne'ye döndü. Lehistan'ın antlaşma şartlarına uymaması yüzünden ertesi yıl yeniden sefere çıkıldı ve savaş 1676 yılında son buldu. Aynı yıl Fazıl Ahmet Paşa ölünce IV. Mehmed sadrazamlığa Köprülü ailesinin yetiştirdiği Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'yı getirdi. IV. Mehmed sadrazamla birlikte Rusya'nın ele geçirdiği Çehrin kalesini geri almak için sefere çıktı. Kalenin alınmasının ardından 1678'de Edirne'ye döndü. 1681 yılında Ruslarla yirmi yıl süreli bir barış antlaşması yapıldı.
Yine bu dönemde Eylül 1675'te İngiltere ile imzalanan bir antlaşmayla, I. Elizabeth döneminden beri bu ülkeye tanınmış olan imtiyazlar sistemli bir şekilde özetlendi ve söz konusu imtiyazlar ve kapitülasyonların yürürlükte olduğu belirtildi.
İkinci Viyana kuşatması
Ana madde: İkinci Viyana Kuşatması
İkinci Viyana Kuşatması öncesi Osmanlı sınırları
IV. Mehmed döneminin en önemli olayıdır. IV. Mehmed'in sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ordu ile birlikte Viyana'ya kadar gitmiştir, kuşatma esnasında Belgrad'ta bulunan padişah kuşatmanın başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra İstanbul'a dönmüştür. 1683 yılında gerçekleşen kuşatma iki ay sürmüş, Tuna Nehri'nin kuzeyinden gelen düşman kuvvetleri yüzünden Osmanlı Ordusu iki ateş arasında kalıp, ağır kayıplar vererek Belgrad'a çekilmiştir. Yenilginin sorumlusu olarak görülen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın Belgrad'ta idam edilmesi sonrasında Sadrazamlığa Kara İbrahim Paşa getirilmiştir.
Kuşatma sonrası
Ana madde: Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları
Kuşatmanın ardından Avusturya, Lehistan ve Venedikliler birleşerek karşı saldırıya geçtiler. Bu dönemde Estergon, Peşte ve Budin kaybedildi. Venedikliler Ayamavra, Preveze, Mora ve Atina'yı ele geçirdiler. Ordu Mohaç Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğradı. Tüm bu gelişmeler IV. Mehmed'e karşı bir güvensizlik yarattı. Ordu ayaklanarak padişahın tahttan indirilmesini ve yerine kardeşi Şehzade Süleyman'ın geçmesini talep etti. Bu talep kabul gördü ve IV. Mehmed 1687'de tahttan inmek zorunda kaldı.
IV. Mehmed tahttan indirildikten sonra iki oğluyla birlikte Edirne Sarayı'na kapatıldı ve 10 Ocak 1693'de orada hayatını kaybetti. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Eminönü'nde Yeni Cami Turhan Valide Türbesi'nde annesi Turhan Validenin yanına defnedildi.
2 notes
·
View notes
Text
Selimiye Camii / Gelecek Tasarımı
Selimiye Camii, Osmanlı İmparatorluğu'nun en büyük camilerinden biri olarak Edirne siluetine hâkim olan büyüleyici bir yapıdır. Mimar Sinan'ın ustalığının zirvesindeki bu eser, hem mimari mükemmelliğiyle hem de kültürel önemiyle dünya çapında tanınır. Geleneksel Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Selimiye Camii, 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle inşa edilmiştir. Caminin tasarımı, Mimar Sinan'ın döneminin teknik ve estetik standartlarını aşan bir başarı örneğidir. Yüksek kubbesi, incelikle işlenmiş minareleri ve muhteşem iç dekorasyonuyla Selimiye Camii, ziyaretçilerini etkileyici bir ruhani deneyime davet eder. Ancak, Selimiye Camii sadece bir mimari şaheser değil, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun gücünü ve sanat anlayışını yansıtan bir simgedir. Edirne'nin tarihî dokusunda önemli bir yer tutan bu cami, hem dini ibadetlerin yapıldığı bir mekân hem de sanatın ve mimarinin muazzam bir örneğidir. Gelin, bu muhteşem yapıyı daha yakından inceleyelim ve Selimiye Camii'nin Edirne'nin kültürel mirasındaki yerini keşfedelim.
Selimiye Camii / Dök Mimarlık Mimar Sinan, Osmanlı İmparatorluğu'nun en ünlü ve etkileyici mimarlarından biridir. Selimiye Camii, onun en önemli yapıtlarından biridir ve Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir. Bu cami, 16. yüzyılda inşa edilmiş olup, mimari özellikleri ve detaylarıyla göz kamaştırmaktadır. Selimiye Camii, şehrin siluetine hakim bir konumda yer alır ve görkemli kubbesiyle dikkat çeker. Caminin içindeki süslemeler, sütunlar ve kemerler, Mimar Sinan'ın estetik anlayışını yansıtır. Kubbe üzerindeki detaylar ve minarelerin zarif tasarımları, Osmanlı mimarisinin zirvesine işaret eder.
16. Yüzyıl Osmanlı Mimarisi
Osmalı İmparatorluğu'nun 16. yüzyıldaki mimari tarzı, büyüleyici ve göz alıcı bir döneme tanıklık etti. Bu dönemde yapılan önemli eserler arasında Selimiye Camii de yer alır. Selimiye Camii, Mimar Sinan tarafından Buşra Sultan adına 1569-1575 yılları arasında Edirne'de inşa edilmiştir. 16. yüzyıl Osmanlı mimarisi, estetik ve işlevsellik açısından dikkat çekici bir özellik taşır. Selimiye Camii de bu dönemdeki mimari tarzın en iyi örneklerinden biridir. Caminin mimari özellikleri, mükemmel bir denge ve uyum içinde tasarlanmıştır.
Mimar Sinan'ın Selimiye Camii için kullandığı geometrik şekiller ve düzgün hatlar, Osmanlı mimarisindeki estetik anlayışı yansıtır. Caminin çizgileri ve detayları, 16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin zenginlik ve zarafetini gözler önüne serer. Selimiye Camii'nin mimari özellikleri şunlardır: - Mükemmel orantı ve simetri - Geniş bir ana kubbe ve yan kubbeler - İnce işlemeli mihrap ve minber - Üstün akustik özelliklere sahip mihrap duvarı - İç ve dış mekanların harmonisi 16. yüzyıl Osmanlı mimarisi, Selimiye Camii ile birlikte en parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde inşa edilen yapılar, Osmanlı İmparatorluğu'nun gücünü ve estetik anlayışını yansıtan eşsiz eserlerdir.
Selimiye Camii Tarihi
Selimiye Camii, Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli camilerinden biridir ve Mimar Sinan'ın hayatta olan son büyük eserlerinden biridir. 1575 yılında Edirne'de inşa edilen bu cami, Şehzade Selim'in isteği üzerine yapılmıştır. Mimar Sinan, Selimiye Camii'nin yapısı için büyük bir özen göstermiş ve caminin mimari tasarımında benzersiz detaylara yer vermiştir. Caminin inşasının yaklaşık bir on yıl sürdüğü ve tamamlandığında büyük bir başarı olarak kabul edildiği bilinmektedir. Selimiye Camii'nin yapılış tarihi, Osmanlı İmparatorluğu'nun 16. yüzyılda yaşadığı döneme ışık tutmaktadır. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu büyük bir güç haline gelmiş ve sanat, edebiyat, bilim ve mimari alanlarında büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Mimar Sinan'ın eserleri de bu dönemde ortaya çıkmış ve Osmanlı İmparatorluğu'nun mükemmeliyetçi mimari tarzının en iyi örneklerinden birini oluşturmuştur.
Selimiye Camii 18. yüzyıl / Dök Mimarlık Mimar Sinan, Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli mimarlarından biri olarak kabul edilir ve Selimiye Camii bu başarısının sadece bir örneğidir. Mimar Sinan, yaptığı eserlerde estetik ve teknik açıdan üstün bir beceri sergilemiş ve Osmanlı mimarisinin gelişimine büyük katkılar yapmıştır. Selimiye Camii, Mimar Sinan'ın sanatsal yeteneklerini ve mimari dehasını en iyi şekilde yansıtan bir eserdir. "Selimiye Camii'nin yapılış tarihi, Osmanlı İmparatorluğu'nun mimari ve kültürel zirvesini temsil eder. Mimar Sinan'ın estetik anlayışı ve mükemmeliyetçi yaklaşımı, bu caminin her ayrıntısında görülebilir." Mimar Sinan'ın diğer eserleri arasında Süleymaniye Camii, Şehzade Camii ve Rüstem Paşa Camii gibi önemli yapılar bulunmaktadır. Bu eserler, Osmanlı mimarisinin en iyi örnekleri olarak kabul edilir ve dünya çapında ün kazanmıştır. Mimar Sinan'ın Selimiye Camii gibi büyük projelerdeki ustalığı, onu tarihin en önemli mimarlarından biri haline getirmiştir.
Selimiye Camii Özellikleri
Selimiye Camii, Osmanlı dönemi mimarisinin büyük bir başyapıtıdır. Bu bölümde, caminin mimari özelliklerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Selimiye Camii'nin öne çıkan özelliklerinden bazıları şunlardır: Merkezi Konum Selimiye Camii, Edirne'de yüksek bir tepede yer alır ve şehrin merkezi bir noktasında bulunur. Bu konumu, caminin güçlü ve görkemli bir şekilde yükselmesine imkan sağlamıştır. Cami, etkileyici bir şekilde dikkat çekmektedir ve Edirne'nin sembolü haline gelmiştir. Mimar Sinan'ın Sanatsal Yeteneği Selimiye Camii'nin mimari tasarımı, Mimar Sinan'ın ustalığını ve sanatsal yeteneğini yansıtmaktadır. Caminin kubbesi, minareleri ve iç mekan düzenlemesi, Mimar Sinan'ın dönemindeki en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Bu mimari özellikler, camiye estetik bir zarafet ve anlam katmaktadır. Geniş İç Mekanlar Selimiye Camii'nin iç mekanı, geniş ve ferah bir yapıya sahiptir. Caminin ana salonu, yüksek kubbesi ve geniş avlusuyla dikkat çeker. İç mekandaki sütunlar ve süslemeler, caminin zarif ve etkileyici bir atmosfer yaratmasını sağlar. Detaylı Nakış İşçilikleri Selimiye Camii'nin duvarları ve kubbeleri, detaylı ve ince işlenmiş nakışlarla süslenmiştir. Bu nakışlar, caminin sanatsal değerini ve Osmanlı dönemi el sanatlarının zirve noktasını yansıtır. Cami içerisindeki süslemeler, ziyaretçilere büyüleyici bir görsel deneyim sunar. Harmonik Dış Görünüm Selimiye Camii'nin dış görünümü, dikkatlice düşünülmüş ve uyumlu bir şekilde tasarlanmıştır. Caminin minareleri ve çevresindeki yapılar, birlikte harmonik bir bütünlük oluşturur. Bu bütünlük, Selimiye Camii'nin estetiksel açıdan çekici ve etkileyici bir görüntüye sahip olmasını sağlar.
Camiye Özgü Teknik İcatlar Selimiye Camii'nin yapımında, dönemin teknolojik ve mühendislik sınırlarını zorlayan çeşitli icatlar kullanılmıştır. Caminin kubbesini destekleyen "dört fil ayağı" adı verilen yöntem, Mimar Sinan'ın yenilikçi yaklaşımının bir örneğidir. Bu teknik icatlar, caminin sağlamlığını ve dayanıklılığını artırmıştır. Mimar Sinan'ın Selimiye Camii'ndeki İcatlarıAçıklamaDört Fil AyağıKubbenin taşıyıcı sistemini güçlendiren yenilikçi bir yöntem.Yüksek Pencerelerİç mekanı genişleten ve aydınlatmayı artıran yüksek pencereler.TromplarKubbeyi desteklemek için kullanılan yükseltilmiş yarım kubbe yapısı.İç Mekan SütunlarıGeniş iç mekanı şekillendiren ve estetik bir dokunuş sağlayan sütunlar. Bu özellikler, Selimiye Camii'nin görkemli ve etkileyici bir yapı olmasını sağlar. Camiyi ziyaret ettiğinizde, bu detayları yakından gözlemleyebilir ve Osmanlı dönemi mimarisinin büyüleyici dünyasına adım atabilirsiniz.
Selimiye Camii Planı
Selimiye Camii'nin planını inceleyerek, Mimar Sinan'ın proje tasarımındaki dehasını keşfedeceğiz. Selimiye Camii'nin planı, Mimar Sinan'ın dikkatlice düşünülmüş ve mükemmel bir şekilde dengelenmiş bir yapıyı ortaya çıkarıyor. Caminin ana planı, klasik bir Osmanlı camisinin temel özelliklerini taşıyor. Kare şeklindeki avlu, camiye özgü minareler ve kubbe ile tamamlanmış. Bu planın Mimar Sinan'ın diğer eserlerinde göze çarpan benzersiz bir tasarımsal özelliği var. Selimiye Camii'nin planı, bir ana kubbe ve dört yarım kubbe tarafından çevrelenmiş bir merkezi alanı içeriyor. Bu tasarım, caminin içerisindeki hacmin etkileyici bir şekilde genişlemesini sağlıyor ve ışığı içeriye yönlendiriyor.
Mimar Sinan, Selimiye Camii'nin planını bölgesel ve coğrafi faktörleri dikkate alarak tasarladı. Cami, Edirne'deki mevcut araziye uyum sağlamak ve çevreyi en iyi şekilde kullanmak için özenle konumlandırıldı. Böylece, cami hem manzara hem de ışık açısından avantajlı hale geldi. Mimari ÖzelliklerAçıklamaMerkezi KubbeMimar Sinan'ın en büyük kubbe tasarımlarından biri olan Selimiye Camii'nin merkezi kubbesi, caminin en etkileyici öğelerinden biridir. İçerideki hacmi genişletir ve dikkat çeken bir siluet oluşturur.MinarelerSelimiye Camii'nin dört minaresi, Osmanlı mimarisindeki diğer camilere göre daha ince ve zarif bir tasarıma sahiptir. Bu minareler, caminin genel simetrisine katkıda bulunur ve dikkat çekici bir görünüm sunar.AvluSelimiye Camii, geleneksel Osmanlı camilerinde görülen kare şeklinde bir avlu ile karakterize edilir. Bu avlu, caminin iç ve dış alanlarını bir araya getirir ve ibadet alanına girişi düzenler. Mimar Sinan'ın proje tasarımındaki ustalığı, Selimiye Camii'nin planındaki detaylarda ve mimari özelliklerde kendini gösterir. Bu plan, caminin estetik ve işlevsel bütünlüğünü vurgulayarak, Mimar Sinan'ın mimari dehasını etkileyici bir şekilde sergiler.
Kubbe Detayları
Selimiye Camii, Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biridir ve kubbe detaylarıyla da benzersizdir. Mimar Sinan'ın ustalığı ve mükemmeliyetçiliği, bu caminin kubbesinde muhteşem bir şekilde ortaya çıkar. Kubbenin üzerindeki detaylar, Selimiye Camii'ni diğer benzer camilerden ayıran unsurlardan biridir. İncelikle işlenmiş kalem işleri, orijinal mozaikler ve zarif geometrik desenlerle doludur. Bu detaylar caminin iç mekanına derinlik katarken, aynı zamanda gözleri büyüleyici bir şekilde çeker. “Selimiye Camii'nin kubbesi, Osmanlı mimarisinin en ihtişamlı yapılarından biridir. Detaylardaki incelik, Mimar Sinan'ın ustalığını ve estetik anlayışını yansıtır.”
Kubbenin altındaki pandantifler, caminin genel simetri ve denge hissini güçlendirir. Bu özenle tasarlanmış pandantifler, kubbenin ağırlığını taşırken aynı zamanda bir sanat eseri niteliği taşır. Bu detaylı ve muhteşem kubbe, Selimiye Camii'nin en belirgin özelliklerinden biridir ve camiye özgün bir karakter kazandırır. ÖzellikAçıklamaKalemişi İşleriKubbe üzerindeki detaylı ve incelikle işlenmiş kalem işleri, caminin estetik değerini artırır.MozaiklerKubbenin iç yüzeyinde bulunan mozaikler, caminin zenginlik ve ihtişamını vurgular.PandantiflerKubbenin altındaki pandantifler, caminin denge ve simetrisini güçlendirir.Geometrik DesenlerGeometrik desenler, kubbenin estetik açıdan büyüleyici bir görünüm kazanmasını sağlar.
Minare Mimarisi
Selimiye Camii'nin minareleri, Osmanlı mimarisinde önemli bir yere sahiptir. Read the full article
#Avlu#Aydınlatma#cam#Camii#Çiniler#Duvar#Edirne#gezi#Güneş#Hat#İbadet#İslam#Kitabe#Kubbe#Külliye#kültür#Medrese#mermer#Mihrap#Mimar#Mimari#Minare#Minber#Mirası#Müezzin#Osmanlı#Sanatı#Selimiye#Sinan#Süsleme
0 notes
Text
Mimar Sinan’ın En Önemli 10+ Eseri
Mimar Sinan'ın hepimizi büyüleyen yapıları, sadece birer taş ve tuğla yığını değil, aynı zamanda estetik ve mühendislik harikalarıdır. Onun kaleme aldığı bu muhteşem eserler, zamanın yıpratıcı etkisine rağmen dimdik ayakta durmaktadır.
Haseki Hamamı Hürrem Sultan Kanuni Sultan Süleyman Mihrimah Sultan Camii Mimar Sinan Eserleri Mimar Sinan ve Eserleri Mimari Eserler Selimiye Camii Selimiye Camisi Süleymaniye Camii UNESCO
0 notes
Text
İstanbul’un En İyi Hamamları
Duş almak, temiz kalmak için gereklidir. Fakat toplum olarak duşu, temizliği keyfe çevirdiğimiz de doğrudur. Uzun yıllardır hamamlar ülkemizin hemen her yerinde mevcut olup yüzyıllarca hizmet vermişlerdir. Son yıllarda pek çok yerde hamamlar kapansa da İstanbul ve daha pek yerde tarihi hamamlar varlığına devam ediyor. Temelinde acil abdestlenmesi gereken, evinden ırak olup temizlenmesi gereken kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak için inşa edilen hamamlar zamanla temizliği bir keyfe dönüştürmüştür. Ölü derilerinizden kurtulmak, sıcakta ellerinizin, ayaklarınızın buruş buruş olması ve göbek taşının ayrıcalığını yaşamak için iyi bir hamama ihtiyacınız vardır. Sizler için İstanbul’un en iyi hamamları listesi hazırladık.
İstanbul’da Gidilecek Hamamlar
Çatma Mescit Hamamı Beyoğlu’nda yer alan hamam, 1533 yılında Mimar Sinan tarafından yaptırılmış. Tarihin bütün dokusunu hissedebileceğiniz hamam geçen yıllarda restore edilmiş, çevresine de bir otel yapılmıştır. Bu sayede otelin içinde kalmıştır. Kişi ve gruplar için rezervasyon yaptırabilir, özel masaj terapileri alabilirsiniz. Hamamda sabun, yenilebilir yağlar, bal, süt gibi detaylar da kullanılabilmektedir.
Süleymaniye Hamamı Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği üzerine 1557 yılında yaptırılmış olan hamam, orijinal bacaları ve süslemeleriyle büyük ilgi çekiyor. Turistlerin gözdesidir. Yıllarca restorasyonda kalmış, 2004 yılında hizmete açılmıştır. Kapasitesi çok olmadığı için mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Unisex bir hamam olmasından dolayı da kalabalık olabiliyor.
Cağaloğlu Hamamı 1741 yılında Ayasofya Camiine gelir sağlamak için inşa edilmiştir. Osmanlı mimarisi ile barok üslubun harmanlandığı hamamda bar, lokanta ve kafe de bulunuyor. Göbek taşında kuru masaj, köpüklü yıkama gibi pek çok hizmet yer alıyor.
Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı Kanuni tarafından Hürrem Sultan adına yaptırılan hamam, Ayasofya Camii ile Sultanahmet Camii arasında yer alıyor. 450 yılı aşkın tarihinin ve hamam keyfinin tam karşılığını veriyor. Dinlenme aralarında da şerbet, lokum, ceviz, kayısı, çay gibi ikramlar sunuluyor.
Çemberlitaş Hamamı 3. Murad’ın annesi Nurbanu Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. 450 yıla yakın bir geçmişi bulunuyor. Aromatik yağ masajları, Hint baş masajı, refleksoloji, kil maskesi, sultan banyosu ve daha pek çok hizmet bulunuyor.
Ağa Hamamı Beyoğlu’nun en çok tercih edilen hamamlarından birisidir. 1454 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. İlk dönem sadece kendisi ve şehzadeleri kullanabiliyormuş. Son dönemde turistler yoğun ilgi gösteriyor.
Çinili Hamamı İstanbul hamamları arasında farklı bir yapıya sahip. Üsküdar’da yer alıyor ve adını Çinili Cami’den alıyor. 1640 yılında Kösem Sultan tarafından yaptırılmıştır. Her ne kadar adı Çinili olsa da içindeki çiniler çalındığı için şimdi onlardan eser yok. Geniş alanı ve ferah yapısı ile etkiliyor. Köpük masajı, kese, yağlı masaj yapılabiliyor. Gelin ve kına hamamı olarak tercih edilebiliyor.
İstanbul’un en iyi hamamları
Listemizde yer alan İstanbul hamamları dışında Tarihi Galatasaray Hamamı, Acemoğlu Hamamı, Kılıç Ali Paşa Hamamı, Mihrimah Sultan Hamamı, Gedikpaşa Hamamı gibi yerlerde İstanbul’un çeşitli noktalarında hizmet vermeye devam ediyor. Read the full article
0 notes
Text
Belgrad Gezi Notları
Merhaba sevgili gezginler. Blogumda genelde Bosna Hersek yazılarım oluyor. Ama bu kez Balkanlar’daki gezi notlarıma da yer vermeye karar verdim. Daha sonra Avrupa gezi notlarımdan da notlar paylaşmayı planlıyorum. Böylece bir nebze faydalı yazılar olmasını temenni ediyorum. Yazılarımda her zaman tecrübe ettiklerimi yazdığımı tekrar ifade etmek isterim.
Bu kısa girizgâhtan sonra Belgrad notlarıma başlayalım. Biliyorsunuz Belgrad uzun yıllar Osmanlı Devleti hakimiyetinde kalmış bir şehirdir. Kanuni zamanında ele geçirilmiş. Stratejik bir öneme sahip olmuştur. Bunu zaten şehre gittiğinizde nehirlerin büyük olduğunu ve şehrin tam bir tepe noktasında kurulduğunu göreceksiniz.
Gezimize Kalemegdan’dan ( Kale Meydan) başlıyoruz. Burçları gezin, kalenin içinde bir Osmanlı türbesi var, bir Osmanlı paşası olan Damat İbrahim Paşa burada defnedilmiş. En köşeden iki nehrin birleştiği manzara var. Kaleye yakın Bayraklı Camii var, Osmanlı dönemindeki 276 camiden kalan tek cami. Ardından Kalemgdan tarafından Kneza Mihaila caddesine girin, girişte solda bir Center avm var, çatı katındaki restoranın terasına çıkıp manzarayı izleyin. Sonra caddeyi sona kadar yürüyün, bitiminde solda Trg Mejdan (Cumhuriyet meydanı) var, orda şehrin sembollerinden atlı heykel var. Daha sonra Skadarlija sokağına gidin, çok hoş bir sokak, sonunda Sebil var, tıpkı Saraybosna’daki gibi. Aziz Sava Katedraline gidin, navigasyondan bulursunuz. Tesla Müzesine gittik üç arkadaş, birimiz girdi, içerde eski yöntemle elektrik üretme ve lamba yakma gösterisi oluyormuş. Yarım saat sürüyor. Dilerseniz girin. Biz girmedik diye pişman değildik. Başka da neler olur, nehirde tekne turları var, ama biz gitmedik, arabamız var diye geziyorduk zaten. Shawarma diye bir Lübnan restoranında yemeklerimizi yemiştik, ayrıca avmnin son katında pizza vapiano vardı, ordan da yemiştik. Kahvaltıları hotelde yapıyorduk.
Son olarak da Novi Sad şehrine gidebilirseniz gidin, biz bilmiyorduk, sonra herkes bahsetmeye başladı, bir gün fırsat olursa oraya gitmek istiyorum. Bu şekilde işte, telenor diye simkart almıştık, direkt içinde internet vardı, fiyat 10€ sanırım. Kneza Mihaila caddesinin ortasında bir yerde Çeşme var, onu yanındaki sokakta dövizci var, sorsanız gösterirler. Yine çeşmeye yakın bir yerde nargile kafe vardı, bodrum katlarda oluyormuş nargile kafeler. Bir sürü güzel kafe var. Cadde çok güzel. İstiklal caddesi gibi. Caddede bir sürü etkinlik oluyor, müzikler oluyor. Belgrad’ı çok sevmiştim. Şimdiden iyi gezmeler dilerim.
Bütün sosyal mecralarda ve instagramda takip etmek için bu isme tıklayın. “cihanakkantr” olarak takip edebilirsiniz.
Cihan Akkan
19 Haziran 2023
Saraybosna
1 note
·
View note
Text
Mudurnu Gezi Rehberi
ANADOLU’NUN EN ESKİ KASABALARINDAN MUDURNU GEZİ REHBERİ Mudurnu gezi rehberi ile Mudurnu’yu birlikte gezelim. Anadolu’nun en eski Osmanlı kasabalarından bir yer Mudurnu. Tavukçuluk üzerine hatırı sayılır bir şöhrete sahip. Aynı zaman da İpek yolunun en güzel duraklarından; tarihi, doğal zenginlikleri, gölleri, yeşil alanları ve huzur veren atmosferi ile büyüleyici bir kasaba. Ayrıca Türkiyen’nin…
View On WordPress
#abant mudurnu tur gezı#abant gölü#Akkayalar Travertenleri#babas kaplıcası#bolu gezi rehberi#bolu mudurnu#bolu mudurnu gezilecek yerler#Demirciler Çarşısı#gezi#gezi rehberi#Kanuni Camii#karamurat gölü#mudurnu#mudurnu bolu#mudurnu evleri#mudurnu gezi rehberi#mudurnu gezilebilecek yerler#mudurnu gezilecek yerler#mudurnu gezisi#mudurnu ismi nereden geliyor#mudurnu nerede#mudurnu rehber#mudurnu saat kulesi#mudurnu tarihi#mudurnu yemekleri#mudurnu Şehriman Tepesi#mudurnu&039;da ne yenir#mudurnu&039;ya nezaman gidilir#mudurnuda nerede kalınır#mudurnuda nereler gezilir
0 notes
Text
Süleymaniye Camii / Fatih
#444minerva777#fatih#istanbul#süleymaniye#süleymaniye camii#mosque#architecture#mimari#ottoman#osmanlı#sultan suleiman#kanuni sultan süleyman#mimar sinan#tarih#tarihçi#historyblr#history#historian#my photo post#photoblog#fotoblog#takip edilesi bloglar#visnelikapkekim#kaanbubelli#plaktakiseninsesin#layfmacun#sevimliucube#zirvedecamasirasangenc#solukmavipapatya#umutbittigezegeniyakin
5 notes
·
View notes
Photo
Kanunî Sultan Süleyman'ın türbesi, Süleymaniye Camii haziresinde, 1558'de vefat eden eşi Hürrem Sultan'ınkinin yanındadır. Padişahın ölümünden sonra Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş olan sekizgen planlı türbede toplam dokuz sanduka bulunur. Ortadaki mücevveze kavuklu en büyük sanduka Kanunî Sultan Süleyman'ınkidir ve örtüsünün üstünde kelime-i şehadet yer almakta. Kanunî’nin solundaki diğer iki kavuklu sanduka ise sırasıyla II. Süleyman (1642-1687-1691), II. Ahmed'e (1643-1691-1695) aittir.
#kanuni sultan süleyman#kanuni#tarih#türkiye#osmanlı#süleymaniye camii#hürrem sultan#padişah#mimar sinan#history#ottoman
10 notes
·
View notes
Photo
MANİSA (11/2017)
Hafsa Sultan Medresesi (Sultan Camii Külliyesi),
Kanuni Sultan Süleyman sancak beyi olarak Manisa’da görev yaptığı dönemde annesi Hafsa Sultan’da yanında bulunmaktadır. Sultan Süleyman İstanbul’a gidip tahta oturunca Mimar Acem Ali’yi cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret ve hankahtan meydana gelen bir külliye inşa etmesi için görevlendirmiştir. 1522 yılında tamamlanan bu yapılara daha sonra dar-üş şifa ve çifte hamam ilave edilmiştir.
Cami avlusunun kuzeyini çevreleyen medrese binası, ana girişi kuzeye bakan on odalı bir yapıdır. Misafirhane ve yemek odaları beşik tonoz örtülmüş, diğer mekanlar kubbe ile kapatılmıştır.
#sultan camii külliyesi#hafsa sultan medresesi#manisa#sultan cami#medrese#hafsa sultan#mosque#history#osmanlı#kanuni sultan süleyman#ottoman#turkey#türkiye#turkie#seyahatname#travelogue#travel#seyahat
79 notes
·
View notes
Text
36 PADİŞAHIMIZIN TÜRBELERİ NEREDE? BUYRUN ÖĞRENELİM..
1. Osman Gazi (I. Osman):Bursa’da Tophane semtinde kendi adını taşıyan türbesinde yatıyor...
2- Orhan Gazi:Aynı yerde, babasının yanıbaşında kendine ait türbesinde ebediyeti uyuyor...
3- Sultan I.Murad (Hüdavendigar): Bursa, Çekirge’de kendine ait türbesinde.
4- Sultan I. Bayezid (Yıldırım)): Bursa’da Bayezid Hân Türbesi’nde yatıyor...
5- Sultan I. Mehmed (Çelebi):Bursa Yeşil Türbe’de yatıyor...
6- Sultan II. Murad:Bursa,Muradiye semtinde üstü açık türbesinde yatıyor...
7- Sultan II.Mehmed (Fatih):Fatih’te, Fatih Camii bahçesindeki türbesinde yatıyor...
8- Sultan II.Bayezid (Veli):Bayezıtta Bayezid Camii bahçesindeki türbesinde yatıyor...
9- Sultan I.Selim (Yavuz):Yavuz Selim Camii bahçesindeki türbesinde yatıyor...
10- Sultan I.Süleyman (Kanuni): Süleymaniye Camii bahçesindeki türbesinde yatıyor...
11- II. Selim (Sarı):Ayasofya Camii ön bahçesindeki türbesinde.
12- Sultan III.Murad: Ayasofya Camii ön bahçesindeki türbesinde yatıyor…
13- Sultan III.Mehmed:Ayasofya Camii bahçesindeki türbesinde yatıyor...
14- Sultan I.Ahmed:Sultanahmet Camii yanındaki türbesinde yatıyor...
15- Sultan I. Mustafa:Ayasofya Camii önündeki türbesinde yatıyor...
16- II. Osman (Genç): Sultanahmet Camii yanındaki türbesinde yatıyor…
17- Sultan IV. Murad:Sultanahmet Camii yanındaki türbesinde yatıyor…
18- Sultan İbrâhim :Ayasofya Camii bitişiğindeki türbesinde yatıyor…
19- Sultan IV.Mehmed (Avcı):Yeni Camii arkasında Turhan Valide Sultân Türbesinde yatıyor…
20- Sultan II.Süleyman:Süleymaniye Camii bahçesindeki Kanunî Türbesi’nde yatıyor…
21- Sultan II.Ahmed:Süleymaniye Camii bahçesindeki Kanuni Türbesi’nde yatıyor…
22- Sultan II. Mustafa: Yeni Camii arkasındaki Turhan Valide Sultan Türbesi’nde yatıyor…
23- Sultan III.Ahmed: Yeni Camii arkasındaki Turhan Valide Sultan Türbesi’nde yatıyor…
24- Sultan I. Mahmud:Yeni Camii arkasındaki Turhan Valide Sultan Türbesi’nde yatıyor…
25- Sultan III.Osman:Yeni Camii arkasındaki Turhan Valide Sultan Türbesi’nde yatıyor…
26- Sultan III. Mustafa: Lâleli Camii önündeki türbesinde yatıyor…
27- I. Abdülhamid:Bahçekapı’da Hamidiye Türbesi’nde yatıyor…
28- Sultan III. Selim: Lâleli Camii önündeki türbesinde yatıyor…
29- Sultan IV.Mustafa:Bahçekapı’da Hamidiye Türbesi’nde yatıyor…
30- Sultan II.Mahmud:Çemberlitaş’taki kendi türbesinde yatıyor…
31- Sultan I.Abdülmecid: Yavuz Selim Camii bahçesindeki türbesinde yatıyor…
32- Sultan I.Abdülaziz: Çemberllitaş’taki Sultan II.Mahmud Türbesi’nde yatıyor…
33- Sultan V. Murad: Yeni Camii arkasındaki Turhan Valide Sultan Türbesi’nde.
34- Sultan II. Abdülhamid Han: Çemberlitaş’ta Sultan II. Mahmud Türbesi’nde yatıyor…
35- Sultan Mehmed Reşad: Eyüp’te Sultan Reşad Türbesi’nde yatıyor…
36- Sultan Vahideddin: Şam’da Sultan Selim Camii kabristanında yatıyor…
Ayrı ayrı hepsine Allah rahmet eylesin...
52 notes
·
View notes
Text
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN\'IN İNANILMAZ RÜYASI...
Osmanlı'ya ve Kanuni'ye hakaretin bini bir para olduğu günlerde cihan padişahındaki idraka bakın..
Kanuni Sultan Süleyman Rivayet olunur ki bir kutlu gecede, Kanuni Sultan Süleyman, rüyasında Resulullah Efendimiz'i görür
Sultan Süleyman, Peygamber Efendimiz\'i takip ederek bugün Süleymaniye\'nin inşa edilmiş olduğu yaklaşık yetmiş dönümlük arazinin bulunduğu çok güzel manzaralı tepeye gelirler. Bu tepe, hem Haliç\'i hem de Boğaziçi\'ni mükemmel bir açıdan görür
Peygamber Efendimiz, Sultan Süleyman\'a; “Mihrabı buraya, minberi buraya olsun” der
Kanuni Sultan Süleyman kutlu rüyadan uyanır, şükürler eder. Mimar Sinan\'ı çağırtır. Hiçbir açıklama yapmadan büyük bir heyecan ile rüyada gördüğü yere götürür:
“Buraya bir cami bir de külliye yapacağız.” diye sözlerine başladığında, Mimar Sinan söze karışır:
“ Sultanım, mihrabı burada, minberi burada olsun…”
Sultan Süleyman şaşırır: “ Sinan sen bu işten haberli gibisin.” der. Mimar Sinan cevap verir: “ Sultanım dünkü rüyanızda ben de bir adım gerinizde geliyor idim…”
Temele İlk Taşı Şeyhülislam Ebussuud Efendi Koydu
Yüzyılın tam ortasında, 13 Haziran 1550 günü padişahın isteğiyle Şeyhülislam Ebussuud Efendi\'nin mihrab duvarına ilk temel taşını koymasıyla inşaat başladı. Cami o günlerin en büyük külliyesiyle birlikte tasarlanmış, Fatih Külliyesi\'nden sonra bir bakıma devrin en büyük üniversitesinin merkezi olarak planlanmıştır
Etrafındaki binalar camiyi örtmediği gibi, araziye uygun yayılan küçük bir şehir görünümündeydi
Türklerin en büyük hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman\'ın adıyla anılan “Süleymaniye Camii” ihtişam ve zarâfet yönünden yalnız Türk mimarîsinin değil, bütün dünya mimarîsinin de en seçkin eserlerinden biridir
Pek çok mimarlık tarihçisi de bu kanaattedir. Ayrıca Mimar Sinan, caminin ve külliyenin inşaatında bugün bilinen deprem mühendisliği tekniklerini yerine getirmiştir.
Klasik Osmanlı mimarîsinin en önemli eserlerinden biri olan Süleymaniye Camii, her şeyden önce İstanbul\'un siluetine yeni yükseltiler getiren ve bu siluetiyle şehrin değişik semtlerinden fark edilen bir yapıdır.
Mimar Sinan, bu caminin yerini tespit ederken büyük bir şehirci olduğunu da göstermiştir. Cami yapıldığında, Sultan Ahmed Camii, Bayezıd Kulesi, Eminönü Yeni Camii ve Nuruosmaniye Camii mevcut değildi.
Bu durumda, Pera, Galata, Haliç\'ten bakıldığında siluete en hâkim yapı o idi. Boğaziçi, Tophane, Üsküdar ve Adalar\'dan bakan bir kimse Ayasofya\'nın tek rakibi olarak onu görüyordu.
Bugünkü ölçülere göre bile oldukça hızlı ilerleyen inşaat, gerek projenin büyüklüğü, gerekse Mimar Sinan\'ın başka inşaatlarla da ilgilenmek mecburiyetinde olmasından dolayı, inşaatı takip edenlerce zaman zaman duraklıyor gibi anlaşılıyordu. Mimar Sinan\'ın rakipleri ve her devirde rastlanan entrikacı tipler yüzünden, padişahta da böyle bir intiba uyandırılmıştı
İki Ayda Biter Padişahım!
Nihayet bir gün Mimar Sinan\'ın inşaatla meşgul olduğu bir sırada padişah çıkageldi. Mimar Sinan bu olayı şöyle anlatır:
Bir gün , caminin minber ve mihrabının yapılmasıyla meşgul olurken, padişah geldi. Binanın süratli yapılmadığına hiddetlendiler. Ben de:
“ İki ayda tamam olur.” dedim.
Padişah, orada hazır olan ağaları şahit tutup: “ Hele iki ayda tamam olmaz ise seninle görüşürüz!” dedi. Saraya gidince de Haznedar başı ve sâir ağalara buyurmuşlar ki
“ Mimarın aklını kaçırdığı belli oldu. Hiç iki ayda bu kadar iş yapılır mı? Herif, başı korkusundan aklını kaçırdı, çağırıp siz de sual ediniz.” demiş. Beni çağırdılar, doğruca saraya gittim, sordular, orada da iki ayda biteceğini söyledim. Gece gündüz durmadan çalışıldı. Yine bir gün padişah gelerek:
“ Sözünde kararlı mısın?” dedi. “ Evet ” dedim
Açılışı Sinan yaptı… Cami 15 Ekim 1557 günü tamamlandı. İnşaat yedi yıl sürdü. Mimar Sinan bu olayı şöyle anlatıyor:
“İki ay tamam olunca bina da tamam oldu. Anahtarını padişahın mübarek ellerine verdim ve dua edip el kavuşturup durdum.” Padişah da: “ Bu bina eylediğin beytullahı yine senin açman evlâdır.” dedi, dua ve senâ edip anahtarı verince: “ Ya Fettah!..” deyip açtım.
Mücevherat Harca Karıştırıldı!
İnşaat sırasında özellikle temel hazırlığı gibi teknik sebeplerden dolayı, uzun bir süre, bir türlü göze görünür ve herkesin anlayacağı duruma gelemeyen Süleymaniye için, İran\'da da dedikodular çıkmıştır.
Bu durumu, parasızlıktan iş gecikiyor intibası vererek kaşımak isteyen İran Şahı Tahmasb, Kanuni Sultan Süleyman\'a -özellikle sultanı incitecek şekilde- para yardımı niyetiyle bir sandık mücevher gönderir.
Koca Sultan Süleyman durur mu? Tabii olarak hediyeyi iâde etmek nezaketsizliği göstermez. Tahmasb\'tan gelen bütün mücevherleri kırdırıp ezdirir ve o sırada yapımı devam etmekte olan kıble istikametindeki sol uzun minarenin harcına kattırır. Güneşi arkadan aldığı zaman pırıl pırıl parlayan bu minareye bunun için “cevahir (mücevher) minaresi” denilmiştir.
Haç da Hak Ettiği Yerde!
Yine Süleymaniye Külliyesi\'nin yapımı sırasında “İslam dünyası yine bir şaheseri ortaya çıkarıyor” haberleri ile telaş içine düşen Vatikan bir mermer blok içerisine dışarıdan belli olmayacak şekilde “Haç” döktürür ve Sultan Süleyman\'a “Mâbedinizin minberi için hediyemizdir.” diye gönderir.
Sultan Süleyman bu hediyenin istihbaratını almış ve Mimar Sinan\'a bloku ortadan kestirip “Haç”ı ortaya çıkartmıştır. İki parça olan mermer ve haçlar yine iki adet olan ve dış avludan iç avluya geçen kapıların girişinde yere yerleştirilmiştir. Böylelikle bundan böyle avluya girecek olanlar “Haç”ı çiğneyip girecektir. Daha sonra Vatikan\'a haber yollanmıştır:
“Hediyenizi aldık, kabul ettik, doğru yere yerleştirdik.” Bugün yerlerdeki haç, iyice aşındığı için çok zor ve ancak çok yakından seçilebiliyor, ama blok hâlâ yerinde…
4 notes
·
View notes
Photo
Dünyanın İlk #Mağara Kilisesi (St.#Pierre Kilisesi) #Anadolu'nun İlk Camisi (Habibi-Neccar Camii), Dünyanın İlk Işıklandırılan Caddesi (Kurtuluş Caddesi) #Milli Mücadelede İlk Kurşunun Atıldığı Kuvayı Milliyenin Payitahtı (Dörtyol) Dünyanın 2. Büyük Mozaik Müzesi #Helenistik Çağı Başlatan ve Tarihin Akışını Değiştiren İsos Savaşları (Erzin) Yasin Süresinde Adı Zikredilen Habib #Neccar Hazretlerinin Diyarı Alimler Piri Beyazıd Bestami Hazretlerinin Otağı (#Kırıkhan) Hz. Musa ve Hz. Hızır'ın Buluştuğu Nokta (#Samandağ) Hz. Yunus'un Balığın Ağzından Çıktığı Kıyılar (#İskenderun) Roma Döneminin En Büyük Liman Kenti (Samandağ) Kanuni Sultan Süleyman ve Sokullu Mehmet Paşa'nın Yadigarı (#Payas) #Kilise ve #Cami Avlusunun Bir Olduğu Kadim Diyar (Antakya) Zeus ve Daphne İle Mitolojinin Hayat Bulduğu Efsunlu Yâr, Narenciyenin Başkenti, Medeniyetlerin Beşiği, Ensar ve Serhat Şehri, Hoşgörü ve Barışın Kenti, Gazi Mustafa Kemal #Atatürk'ün Son Hayali ve Şahsi Meselesi, Devlet İken Türkiye'nin Vilayetine Terfi Eden Kutlu Belde... Sofrası Zengin, İnsanı Muteber Coğrafya Tarım, Kültür, Sanayi, Turizmle Mütecanis Bir Yanı Orman Diğer Yanı Derya İle Mütekamil Bir Rüya. #Hatay İlklerin, Enlerin, Teklerin Şehri; Bizim Kaderimiz, Bahtiyarlığımız. Biz Hatay'da Yaşamakla Mesuduz, Hataylı Olmakla Gururluyuz.. Künefenin Mecnunuyuz; #Hassa'nın Üzümü, Kırıkhan'ın Kavunu, #Reyhanlı'nın Humusu, Anteke Haytalısı ve Aşurunun, Belen Tavanın, Eşkili #Çorba, #Sarmiçi ve Defnenin Sabunu ile cennet bir İlde yaşıyoruz #Amik Kadar Yüreği Engin, Asi Kadar Hür ve Coşkunuz... https://www.instagram.com/p/COnsc5KBL43/?igshid=1ed6l6c9jeo2h
#mağara#pierre#anadolu#milli#helenistik#neccar#kırıkhan#samandağ#i̇skenderun#payas#kilise#cami#atatürk#hatay#hassa#reyhanlı#çorba#sarmiçi#amik
1 note
·
View note
Text
Süleymaniye Camisi’nin Hikayesi
Yapımından günümüze dek İstanbul'da yüzü aşkın deprem gerçekleşmesine karşın, duvarlarında en ufak bir çatlak oluşmayan caminin bilinmeyen yapılış hikayesini sizlere sunuyoruz. Hepsi efsane halinde günümüze ulaşan ve doğrulu tartışılan hikayeler olsa da birden çok öyküsü var Süleymaniye Camisi'nin. Kanuni Sultan Süleyman tarafından imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi. Camii ve külliyesi 7 senede bitirildi. Ancak 7 yıllık bu uzun süre Kanuni'nin canını sıkmıştı. Sinan'ın yapıyı neden bir türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her taraftan da dedikodular yağmaya başladı Sultan'a. Kanuni durumu kendi gözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye'ye gitti. Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi. Sultan gözlerine inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle “ Bu ne iştir Mimarbaşı?” diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan'ın içtiği nargilede tömbeki yoktu. İçtiği sadece suydu. Usta Mimar, nargilenin fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye çalışıyordu. Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaştıracağını hesaplıyordu. Bunun için Anadolu'nun değişik köşelerinden 65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş, ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi. Amacına ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekanın her köşesine, en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni'de , Sinan'ın niyetini anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı. Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti. Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille aydınlatılıyordu. Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırdı. Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı. Şaşırdınız değil mi? Durun, daha bitmedi… Ve adına da İs Odası denilen bu bölmenin içine özel bir nemlendirme sistemi kurdu Sinan. Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini damıttı. Süleymaniye'nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o mürekkeple yapıldı. Bütün bunlar günümüzden 458 yıl öncesinin bilimiyle, teknolojisiyle yapıldı. Son bir şifre daha var. Hani oyuklar var ya isin bir odada toplanmasını sağlayan, hava akımını içeri alan dışarıya çıkıp o iki oyuktan içeriye baktığınızda, birinden caminin içindeki Allah, diğerinden ise Muhammed yazılı dev levhaları görürsünüz. Ayrıca Süleymaniye'nin hangi köşesini, hangi duvarını, hangi açısını ölçerseniz ölçün, sayısal olarak karşınıza Allah kelimesinin ve katlarının çıktığını görürsünüz.
#mimar sinan#kanuni sultan süleyman#süleymaniye#süleymaniye camii#nargile#küp#akustik#is#mürekkep#hava#damıtmak#inşaat#mimar#mimarlık
15 notes
·
View notes