#seyahatname
Explore tagged Tumblr posts
ilmiyyat1453 · 2 years ago
Text
Tumblr media
Evliya Çelebi seyahatnamesinde, XVII. asırda Ulucami'de yetmiş ayrı ilim halkası kurulduğunu ve bu halkalarda iki bin kişiye ders verildiğinden bahsetmektedir. Bu derslerde dini ilimlerin yanında tıp, tarih gibi başka ilimlerde vardı.
Bursa Ulu Cami
32 notes · View notes
paraspandaras · 9 months ago
Text
Ölüm olduktan sonra sızlanmak ne boyna borç ola? Ben bir can için minnet mi ederim !?
Evliya Çelebi - Seyahatname
Tumblr media
5 notes · View notes
egze · 10 months ago
Link
0 notes
bikegeckinli · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Hakkari, Sat Gölleri. 🫠
0 notes
sillagen · 1 month ago
Text
Bir rivayet odur ki kim Resulullah'ı rüyasında görse ve ondan bir şey dilese dünyada,ahirette ona sahip olur. Bu yüzden de Evliya Çelebi için Resulullah'ı rüyasında görmüş. Şefaat ya Resulallah diyemeyip seyahat ya Resulullah dediği için seyahatname çıkaracak kadar yer gezmiş denilir. Bu yüzden de hep küçüklüğümden beri Resulullah'ı rüyada görüp bir şey demeyi hayal ederdim.
42 notes · View notes
istanbulperitaliani · 11 months ago
Text
Anadolu Kavağı
Tumblr media
La fonte più importante sulla storia di Anadolu Kavağı è rappresentata dall'opera di Evliya Çelebi, intitolata Seyahatname, che descrive un insediamento costiero abitato da circa 800 famiglie e dotato di un vasto porto capace di ospitare tra le 200 e le 250 navi sia in inverno che in estate.
La sua importanza derivava principalmente dalla posizione strategica, che lo rendeva non solo un centro commerciale ma anche militare, poiché costituiva un punto di accesso al Mar Nero ed era anche un punto di controllo di frontiera e doganale.
Anadolu Kavağı è tuttora abitato principalmente da pescatori e, fino a poco tempo fa, la caccia al pesce spada costituiva la principale fonte di sostentamento per le famiglie locali. Tuttavia, è importante notare che la quantità di pesce spada è sensibilmente diminuita rispetto al passato.
Tumblr media Tumblr media
Dal punto di vista storico, Anadolu Kavağı ha una ricca tradizione che risale all'epoca bizantina, quando la sua posizione strategica lo rendeva un importante avamposto difensivo lungo il Bosforo. Nel XIV secolo, durante il periodo dell'Impero Bizantino, il Castello Yoros fu costruito dai Genovesi proprio per consolidare il controllo sulla zona e proteggere l'accesso al Mar Nero. Nel corso dei secoli, il castello ha subito diverse modifiche e ampliamenti, riflettendo i cambiamenti di potere e le esigenze militari della regione. Durante l'era ottomana, il castello continuò a svolgere un ruolo chiave nella difesa della città di Istanbul. Oggi, il Castello Yoros rappresenta non solo un importante sito storico, ma anche un simbolo della ricca eredità culturale della regione.
Tumblr media
La mia Vita a Istanbul: consigli e informazioni turistiche. Disponibile come GUIDA per delle ESCURSIONI in città.
Scrivi una e-mail a: [email protected]
Seguici anche su www.facebook.com/istanbulperitaliani
4 notes · View notes
ejb59195 · 1 year ago
Text
Works Cited
�� Çelebi, E. (17th century). Seyahatname. [Book of Travel].
² Krautheimer, R. (1986). Hagia Sophia: A History. Princeton University Press.
³ Hagia Sophia Research Team (n.d.). Hagia Sophia. [Photograph of Hagia Sophia exterior]. Harvard University. https://projects.iq.harvard.edu/sites/projects.iq.harvard.edu/files/styles/os_files_xxlarge/public/whoseculture/files/hagia_sophia_exterior.jpg?m=1607399097&itok=xge9nGpj
⁴ Peyssonnel, C. de. (2011). The Ottoman Empire in the 18th century: An account by Charles de Peyssonnel. (R. Dankoff, Trans.). Istanbul: The Isis Press. (Original work published 1791)
⁵ Wohl, S. (2017). The Grand Bazaar in Istanbul: The Emergent Unfolding of A Complex Adaptive System. Delft Technical University and Iowa State University. https://dr.lib.iastate.edu/server/api/core/bitstreams/f478ee3b-4098-4630-996b-024d6eefca01/content
⁶ Sèbah, J. P. (1890). Istanbul Grand Bazaar. [Photograph]. Wikimedia Commons. https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Istanbul-Grand_Bazaar_Sebah.jpg
⁷ Zelazko, A. (2024). Topkapı Palace Museum. Encyclopedia Britannica. https://www.britannica.com/topic/Topkapi-Palace-Museum
⁸ Crocker, S. (2021). What life was like as a member of the sultan’s harem in the Ottoman Empire. Grunge. https://www.grunge.com/337783/what-life-was-like-as-a-member-of-the-sultans-harem-in-the-ottoman-empire/
⁹ Britannica. (n.d.). Third courtyard. Encyclopædia Britannica. https://www.britannica.com/topic/Topkapi-Palace-Museum/Third-courtyard
¹⁰ William J. Bowe, (n.d.). Topkapı Palace Museum. Encyclopædia Britannica. https://cdn.britannica.com/86/148586-004-9ADEC63B/Topkapi-Palace-Istanbul-Turkey.jpg?s=1500x700&q=85
¹¹ Field, J. F. (2023, July 6). Süleymaniye Mosque. Encyclopedia Britannica. https://www.britannica.com/topic/Suleymaniye-Mosque
¹² Sinan, M. (2017). The Book of Architecture of Sinan, the Chief Architect (H. Crane & E. Akin-Kivanc, Trans.). Leiden: Brill. (Original work published 1588)
¹³ Agiel, A. (2020). Süleymaniye Mosque (1550) in Istanbul. [Photograph]. https://www.researchgate.net/profile/Ahmed-Agiel/publication/342666235/figure/fig1/AS:909290281914379@1593803105947/Sueleymaniye-Mosque-1550-in-Istanbul.jpg
¹⁴ Janissary Letter. (1526). [Letter written by a Janissary to his family]. Ottoman Empire Historical Archives.
¹⁵ Aksan, V. H. (2007). Ottoman Wars, 1700-1870: An Empire Besieged. Pearson Education Limited.
¹⁶ Nasuh, M. (1558). Ottoman Janissaries [Painting]. https://www.realmofhistory.com/wp-content/uploads/2023/07/facts-ottoman-janissaries_14-min.jpg?ezimgfmt=ng:webp/ngcb20
2 notes · View notes
life-kaan · 1 month ago
Text
Osmanlı döneminde birçok bilim insanı ve mucit önemli keşifler yapmış ve eserler bırakmıştır. İşte Osmanlı’da öne çıkan bazı bilim insanları ve katkıları:
1. Ali Kuşçu (1403-1474)
• Astronomi ve matematik alanında çalıştı.
• “Risaletü’l-Fethiye” adlı eseri Osmanlı’da astronomi ve matematiğin gelişmesine katkı sağladı.
• İstanbul’un enlem ve boylamını hesapladı, güneş saatleri geliştirdi.
2. Takiyüddin (1521-1585)
• Osmanlı’da ilk rasathaneyi (Takiyüddin Rasathanesi, 1577) kurdu.
• Saat teknolojisinde ilerlemeler kaydetti, mekanik saatlerle güneş saatlerini karşılaştırarak hassas zaman ölçümleri yaptı.
• Astronomik gözlemlerle gezegenlerin konumlarını hesapladı.
3. Hezarfen Ahmet Çelebi (1609-1640?)
• Osmanlı’da uçuş denemeleri yapan ilk kişi olarak bilinir.
• Kanat takarak Galata Kulesi’nden Üsküdar’a uçtuğu rivayet edilir.
4. Lagari Hasan Çelebi (17. yüzyıl)
• İlk roketli uçuş denemelerinden birini yaptığı söylenir.
• Barutla çalışan bir düzenekle havaya yükseldiği ve denemesinin başarıyla tamamlandığı rivayet edilir.
5. Sabuncuoğlu Şerafeddin (1385-1468)
• Osmanlı’nın önemli tıp bilginlerinden biridir.
• “Cerrahiyyetü’l-Haniyye” adlı cerrahi kitabı yazmıştır ve içinde ilk cerrahi alet çizimleri bulunur.
• Akıl hastalarının müzik ve su sesiyle tedavisinde kullanılan yöntemleri geliştirdi.
6. Mimar Sinan (1489-1588)
• Mühendislik ve mimari alanında çığır açan eserler yaptı.
• Su kemerleri, köprüler ve camilerde deprem dayanıklılığına yönelik teknikler geliştirdi.
• Selimiye Camii ve Süleymaniye Camii gibi yapılarla mimaride devrim yarattı.
7. Piri Reis (1465-1553)
• Ünlü dünya haritasını çizdi (1513).
• “Kitab-ı Bahriye” adlı eseri, denizcilik ve haritacılık açısından büyük önem taşır.
8. Evliya Çelebi (1611-1683)
• Seyahatname adlı eseriyle Osmanlı coğrafyasını, kültürünü ve sosyal yaşamını detaylıca anlattı.
• Döneminin en kapsamlı coğrafya, tarih ve etnografya kayıtlarını tuttu.
9. Katip Çelebi (1609-1657)
• “Cihannüma” adlı coğrafya kitabıyla Osmanlı’da coğrafi harita bilgilerini geliştirdi.
• “Keşfü’z-Zünun” adlı ansiklopedik eseri, İslam dünyasında yazılmış 15 binden fazla kitabı tanıttı.
10. İbrahim Müteferrika (1674-1745)
• Osmanlı’da ilk matbaayı kuran kişi olarak bilinir (1727).
• Harita ve coğrafya kitaplarının basılmasını sağlayarak eğitimde ilerlemeye katkı sundu.
11. Akşemseddin (1389-1459)
• Mikrobiyolojinin temellerini attı, hastalıklara mikrop ve bakteri gibi gözle görülmeyen varlıkların sebep olduğunu ileri sürdü.
• Fatih Sultan Mehmet’in hocasıydı ve İstanbul’un fethi sürecinde tıbbi ve manevi desteğiyle öne çıktı.
12. Mustafa bin Ali el-Muvakkit (15. yüzyıl)
• Osmanlı’da zaman ölçümü ve astronomi alanında önemli çalışmalar yaptı.
• Güneş saatleri ve namaz vakitlerinin hassas hesaplanması üzerine eserler verdi.
13. Hoca İshak Efendi (18. yüzyıl)
• Osmanlı’da matematik, fizik, kimya ve astronomi alanlarında çeviri ve araştırmalar yaptı.
• “Mecmua-i Ulum-i Riyaziye” adlı eseriyle modern matematik ve fen bilimlerini Osmanlı’ya tanıttı.
14. Mehmed Emin Derviş Paşa (19. yüzyıl)
• Osmanlı’da ilk modern fizik kitabını yazdı.
• Buhar makineleri ve elektrik üzerine çalışmalar yaptı.
15. Abdülhamid Efendi (19. yüzyıl)
• Optik ve mekanik üzerine çalışmalarda bulundu.
• Osmanlı’da ilk yerli teleskobu ürettiği rivayet edilir.
16. Osman Hamdi Bey (1842-1910)
• Osmanlı’da müzeciliği ve arkeolojiyi geliştirdi.
• İlk modern sanat okulunu (Sanayi-i Nefise Mektebi) kurdu.
17. Şemsettin Sami (1850-1904)
• Osmanlı’nın ilk kapsamlı Türkçe ansiklopedisini yazdı: “Kamus-ı Alam”
• “Kamus-ı Türki” adlı eseriyle modern Türk dilbilimine katkı sağladı.
18. Hüseyin Tevfik Paşa (1832-1901)
• “Linear Algebra” adlı kitabı Osmanlı’da modern cebirin temellerini attı.
• Osmanlı’da lineer cebiri anlatan ilk bilim insanıdır.
19. Ahmet Cevdet Paşa (1822-1895)
• Matematik, tarih ve hukuk alanlarında önemli eserler yazdı.
• “Kavaid-i Osmaniye” adlı kitabı Osmanlı Türkçesi dilbilgisini sistematik hale getirdi.
20. Salih Zeki (1864-1921)
• Osmanlı’nın en büyük matematikçilerinden biridir.
• Avrupa ve İslam dünyasının matematik tarihini yazdı.
• Diferansiyel hesaplar ve mantık üzerine çalışmalar yaptı.
21. Rıza Tahsin (1875-1950)
• Osmanlı’da ilk elektrik mühendislerinden biridir.
• Manyetizma ve elektrik üzerine araştırmalar yaparak ders kitapları yazdı.
22. Mehmet Kamil Efendi (19. yüzyıl)
• Osmanlı’da ilk modern kimya kitabını yazdı: “Kimya-yı Cedid”
• Batı’daki kimya bilgilerini Osmanlı’ya taşıdı.
23. İbn-i Kemal (1469-1534)
• Tıp, tarih, felsefe ve din alanında önemli eserler verdi.
• Osmanlı’nın en büyük tarihçilerinden biri olarak kabul edilir.
24. Fatma Aliye Hanım (1862-1936)
• Osmanlı’da ilk kadın filozof ve bilim insanlarından biri olarak bilinir.
• Kadın hakları ve eğitim konularında kitaplar yazdı.
25. Abdülhak Adnan Adıvar (1882-1955)
• Bilim tarihi üzerine Osmanlı’da önemli eserler yazdı.
• “Osmanlı Türklerinde İlim” adlı kitabında Osmanlı’nın bilimsel gelişmelerini derledi.
26. Halil İnalcık (1916-2016)
• Osmanlı tarihini modern bir bilim dalı haline getiren tarihçilerden biridir.
• Osmanlı arşivlerinden birçok keşif yaparak tarih araştırmalarına yön verdi.
Osmanlı’da tıp alanında önemli çalışmalar yapan bilim insanları ve katkıları şunlardır:
1. Sabuncuoğlu Şerafeddin (1385-1468)
• Osmanlı’nın ilk cerrahlarından biridir.
• “Cerrahiyyetü’l-Haniyye” adlı kitabında ilk cerrahi alet çizimlerini yaptı.
• Akıl hastalarını müzik ve su sesiyle tedavi etme yöntemlerini geliştirdi.
• Yanık ve kırık tedavisi üzerine yeni teknikler geliştirdi.
2. Akşemseddin (1389-1459)
• Mikrobiyolojinin temellerini attı.
• Hastalıklara görünmez mikroorganizmaların neden olduğunu öne sürdü.
• Bulaşıcı hastalıkların yayılma yolları üzerine çalıştı.
3. Altuncuzade (15. yüzyıl)
• İdrar yolu hastalıkları üzerine çalıştı.
• Osmanlı’da ilk idrar sondasını geliştirdi.
• Böbrek taşlarının tedavisi için ameliyat teknikleri geliştirdi.
4. Ahi Çelebi (1430-1524)
• Fatih ve II. Bayezid dönemlerinde Osmanlı’nın başhekimi oldu.
• Kalp ve damar hastalıkları üzerine çalışmalar yaptı.
• “Risale-i Ahi Çelebi” adlı eseri, Osmanlı tıbbında önemli bir kaynaktır.
5. İbn-i Şerif (15. yüzyıl)
• “Yâdigâr” adlı eseri, Osmanlı tıbbının önemli kaynaklarındandır.
• Kuduz, veba ve cüzzam gibi hastalıkların tedavi yöntemlerini anlattı.
6. Emir Çelebi (1574-1639)
• “Enmuzecü’t-Tıb” adlı eseriyle Osmanlı tıbbını Batı ile karşılaştırdı.
• Sindirim sistemi hastalıkları üzerine detaylı çalışmalar yaptı.
7. Şanizade Ataullah Efendi (1771-1826)
• Osmanlı’da anatomi üzerine yazılan ilk eserlerden biri olan “Miratü’l-Ebdan” kitabını yazdı.
• Tıbbi terimlerin Türkçeleştirilmesi için çaba gösterdi.
8. Mustafa Behçet Efendi (18. yüzyıl)
• Osmanlı’da ilk modern tıp okulunun (Tıphane-i Amire) kurulmasına öncülük etti.
• Karantina sistemini geliştirdi ve salgın hastalıklarla mücadelede öncü oldu.
9. Ahmet Süheyl Ünver (1898-1986)
• Osmanlı tıp tarihini detaylı bir şekilde araştıran bilim insanıdır.
• Osmanlı hekimleri ve eski tıp metinleri üzerine yüzlerce çalışma yapmıştır.
Osmanlı’da tıp, özellikle cerrahi, anatomi, bulaşıcı hastalıklar ve akıl hastalıklarının tedavisi konularında önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Batı tıbbı ile etkileşim sınırlı olsa da, Osmanlı hekimleri kendi dönemlerinde birçok özgün katkı sunmuşlardır.
10. Tokatlı Mustafa Efendi (17. yüzyıl)
• Osmanlı’da eczacılık ve farmakoloji üzerine çalışmalar yaptı.
• Bitkisel ilaçlar ve kimyasal bileşikler hakkında yazılar yazdı.
11. Hekim Hacı Paşa (14. yüzyıl)
• Osmanlı’nın erken dönemlerinde tıp eğitiminin gelişmesine katkı sağladı.
• “Şifaü’l-Eskam” adlı eseri, Osmanlı tıbbının temel kaynaklarından biridir.
• Alternatif tıp ve bitkisel ilaçlar üzerine çalışmalar yaptı.
12. İshak Bin Murad (15. yüzyıl)
• “Edviye-i Müfrede” adlı kitabında ilaç yapımı ve tıbbi bitkiler üzerine bilgi verdi.
• Hastalıkların tedavisinde bitkisel ilaç kullanımını yaygınlaştırdı.
13. Ahmed bin İlyas (15. yüzyıl)
• Osmanlı tıbbında anatomi ve cerrahi alanında çalışmalar yaptı.
• Böbrek taşı kırma ve göz hastalıkları üzerine tedavi yöntemleri geliştirdi.
14. Mehmed Münir Efendi (19. yüzyıl)
• Osmanlı’da aşı çalışmalarında bulundu.
• Çiçek aşısının yaygınlaşmasını sağladı.
15. İbrahim Hakkı Erzurumi (1703-1780)
• Tıp, astronomi ve psikoloji üzerine çalışmalar yaptı.
• Hastalıkların ruhsal nedenlerini araştırdı ve alternatif tedavi yöntemleri önerdi.
16. Mustafa Asım Efendi (19. yüzyıl)
• İlk Osmanlı tıp dergilerinden birini yayımladı.
• Modern tıp bilgilerini Osmanlı hekimlerine tanıtmak için çeviriler yaptı.
17. Rıza Nur (1879-1942)
• Osmanlı’da modern tıbbın gelişmesine katkı sağladı.
• Sağlık politikaları ve hijyen üzerine çalışmalarda bulundu.
18. Hulusi Behçet (1889-1948)
• “Behçet Hastalığı” olarak bilinen hastalığı keşfetti.
• Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde modern tıbbın gelişimine büyük katkılar sundu.
0 notes
pazaryerigundem · 1 month ago
Text
Evliya Çelebi’nin gözünden Sakarya'yı anlattı
https://pazaryerigundem.com/haber/209640/evliya-celebinin-gozunden-sakaryayi-anlatti/ -
Evliya Çelebi’nin gözünden Sakarya'yı anlattı
Tumblr media
Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin Şubat Kültür Takvimi OSM’de “Evliya Çelebi’nin İzinde” söyleşisinde sanatseverlerle buluşan Prof. Dr. Hayati Develi, Evliya Çelebi’nin Sakarya ile ilgili düşüncelerini ve fikirlerini anlatıp tarihe ışık tutan bilgiler verdi.
SAKARYA (İGFA) – Sakarya Büyükşehir Belediyesi Şubat Kültür Sanat Takvimi kapsamında birbirinden değerli konuklar sanatseverler ile buluşuyor.
Evliya Çelebi ve Sakarya
Türk ve dünya tarihinin en büyük seyyahı ve seyahatnâme yazarı Evliya Çelebi’nin hayatı, izlenimleri ve Sakarya hakkındaki görüşleri sanatseverlerle paylaşıldı.
İstanbul Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Hayati Develi’nin konuk olarak katıldığı söyleşi OSM’de büyük ilgi topladı.
Tumblr media
“Tarihi kaynak olarak oldukça kıymetli”
Dönemin tarihine ışık tutan pek çok bilgiyi eserinde geçirdiğini belirten Hayati Develi, “Evliya Çelebi’nin Seyahatnameeseri ne tam bir tarih kitabı ne de klasik bir seyahatname olarak kabul edilir. Eserin tarihi kaynak olarak değeri, tarihçiler tarafından genellikle göz ardı edilirken, edebiyatçılar da onu yüksek edebi seviyede görmüyordu. Ancak Batılı araştırmacılar eserin değerini fark ettikçe, günümüzde Evliya Çelebi üzerine çalışmalar artmıştır. Çelebi, toplumun her kesimiyle iletişim kurabilen bir figürdür. Eserinde, resmi tarihçiler tarafından pek ele alınmayan sıradan insanlar, eşkıyalar ve toplumun farklı kesimlerini anlatır. Bu yönüyle, tarihi kaynak olarak oldukça kıymetli kabul edilmektedir” dedi.
Evliya Çelebi’nin gözünden Sakarya
Evliya Çelebi Sakarya’yı ticaret, tarım, doğal güzellikler ve halkın yaşam biçimi açısından önemli bir bölge olarak aktardığını belirten Hayati Develi şöyle dedi: “Evliya Çelebi, Sakarya’yı seyahatnamesinde stratejik bir geçiş noktası olarak tanımlar. Geyve Boğazı’nın Osmanlı için önemine vurgu yapar, Sakarya Nehri’ni büyük ve coşkulu bir su olarak tasvir eder. Adapazarı, küçük ama ticari hayatı canlı bir kasaba olarak anlatılır. Taraklı, şifalı suları ve ormanlık yapısıyla dikkat çeker. Ahşap evleri ve kaliteli kerestesi öne çıkar. Hendek ve Akyazı, kereste ticareti, tarım ve hayvancılıkla geçinen bir bölge olarak tanımlanır”
Programın sonunda Prof. Dr. Hayati Develi’nin program ile aynı ismi taşıyan “Evliya Çelebi’nin İzinde” isimli kitabını kitapseverler için imzaladı.
Tumblr media
0 notes
darkyayincilik · 3 months ago
Text
Serdivan’da Tarihi Gelenek Hayat Buldu
Serdivan Kültür Sanat ve Serdivan Müftülüğü iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, Sakarya Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri, tarihi bir geleneği yeniden hayata geçirdi. Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname adlı eserinde bahsedilen çiçek yerleştirme geleneği, Serdivan Sapak Camii’nde gerçekleştirildi. Gençler, cami içindeki saflar arasına özenle çiçekler yerleştirerek cemaatin ilgisini…
0 notes
sakaryamilat · 3 months ago
Text
Serdivan’da Tarihi Gelenek Hayat Buldu
Serdivan Kültür Sanat ve Serdivan Müftülüğü iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, Sakarya Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri, tarihi bir geleneği yeniden hayata geçirdi. Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname adlı eserinde bahsedilen çiçek yerleştirme geleneği, Serdivan Sapak Camii’nde gerçekleştirildi. Gençler, cami içindeki saflar arasına özenle çiçekler yerleştirerek cemaatin ilgisini…
0 notes
gundemarsivi · 6 months ago
Text
Tumblr media
Bu Millet, O Millet Mi? (1)
✍🏻 Yılmaz Dikbaş
https://www.gundemarsivi.com/bu-millet-o-millet-mi-1/
Önce “O MİLLETİ” kısaca tanıyalım.
1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Orta Asya’dan kopup dalga dalga Anadolu’ya gelen Oğuz Türklerine, “O MİLLET” diyelim.
Oğuz Türkleri Anadolu’ya geldiklerinde, ülkede kendilerinden çok önce buraya gelip yerleşmiş Yunanlarla (Rumlarla), Ermenilerle, Yahudilerle, Kürtlerle, Süryanilerle ve diğer kavimlerle tanıştılar. Barışçı karakterdeki Oğuz Türkleri bu halklarla konuştu, anlaştı, önce arkadaş ve dost, sonra da kız alıp vererek akraba oldu.
Oğuz Türkleri Müslüman değildi. Tengri adını verdikleri bir tanrıları vardı, tek Tanrı’ya inanırlardı.
Peki, “Bu Millet” derken kimlerden söz ediyoruz?
Günümüz Türkiye’sinde yaşayanlara “BU MİLLET” diyoruz.
Bu yazımda sizlere “O MİLLETİN” nasıl “BU MİLLETE” dönüşmüş olduğunun acı öyküsünü kısaca anlatacağım.
Şimdi, “O MİLLETİ” biraz yakından tanıyalım.
OĞUZ TÜRKLERİNDE KADININ YERİ
İslam’ın çıkış ve ilk yayılış yılları 610 ile 661 yılları arasında gerçekleşmiştir.
Oysa Türkler, İslam ile 800’lü yılların ortasında tanışmaya başlamıştır. Türklerin İslam’ı benimseyişi 1.000’li yıllardadır.
Bu demektir ki, bazı Türkler İslam’ı Hz. Muhammed’in ölümünden yaklaşık 350 yıl sonra benimsemeye başlamıştır.
Hem Batılı hem de Arap tarihçiler şu gerçeği ortaya koymaktadırlar:
İslam dinini kabul etmeden önce Türklerde KADIN, eşit hak ve özgürlüklere sahip saygın bir değerdi.
Önce bu gerçeği gösteren bazı örnekler verelim, daha sonra da İslam dinini kabul ettikten sonra bazı Türkler arasında görülen, düşmanlığa kadar varan kadın karşıtlığının nedenlerini açıklayalım.
Oğuz Türklerinde, özellikle 700’lü 800’lü yıllarda, yani Şamanizm döneminde kadınlı erkekli dini toplantılar yapılmakta, toplantıya katılanlar bir daire halinde yerde oturmakta, sonra kalkıp kadın ve erkekler el ele tutuşarak meydana getirdikleri dairede “hü hü” diyerek dans edip hep birlikte kımız içmekteydiler.
Orta Asya’daki birçok Türk devletinde kadınlar devlet başkanlığı yapmaktaydılar. Örneğin, 8. yüzyılda Buhara, Toksan adındaki bir Hatun Sultan tarafından yönetilmekteydi.
734 yılında Bilge Han adına dikilen Orhun kitabelerinden anlaşılmaktadır ki, eski Türklerde kadın; siyasal, toplumsal ve ekonomik alanlarda özgürlüğe sahip bir varlıktı.
Göktürk devletinin başkanı Gültekin Han’ın annesi Bilge Hatun, devlet yönetiminde doğrudan yer almış ve çok başarılı işler görmüştür. Gültekin Han, iktidarı eşi Kutlulu Sultan ile birlikte kullanmıştır.
Selçuk Sultanı Tuğrul, 11. yüzyılda Bağdat’ı işgal ettikten sonra eski halifelerin sarayında Halife El Kasım Biemrillah’ın kızı ile evlenir; evlendiği kadını büyük bir saygı ile tahta oturtur. Arap tarihçisi İbni Halikan şöyle anlatıyor:
“…Sefer ayının 15. günü Prenses, sarayda kendisini bekleyen kocasına katıldı ve altın kumaşlarla süslü tahta çıktı ve kocasını bekledi. Tuğrul Bey eşinin karşısına diz çökerek geldi… Ona emsalsiz hediyeler vererek tekrar yeri öptü ve büyük bir saygı gösterisiyle ve mutluluk duyarak odasına çekildi.”
12. yüzyılın ünlü tarihçilerinden İbn Cübeyr, 1183–1184 yıllarında Gırnata, Mısır, Irak, Suriye ve Yakın Doğu ülkelerine yaptığı gezilerini anlatırken şöyle der:
“Tüm Arap ülkelerini dolaştım, Irak’taki Abbasi halifelerini ziyaret ettim, Selahattin İmparatorluğu’nu gezdim, fakat hiçbir yerde Türk ülkelerinde olduğu gibi kadına değer verildiğine tanık olmadım.”
Kristof Kolomb ve birçok gezgine esin kaynağı olan ünlü İtalyan gezgin Marco Polo (1254–1324), Türk kadınının özgür yaşamına, bağımsızlığına ve karakter olgunluğuna hayran olanlardan biridir.
Ünlü İtalyan gezgin, yazar, misyoner, keşiş Riccoldo da Montecroce, şunları yazmıştır:
“Türk ülkelerinde ve örneğin Selçuk devletinde egemen olan gelenekler, Arap ülkelerindekinden çok farklıdır ve bu farklılık, özellikle Türk kadınının toplumdaki üstün değeri ve yeri ile ilgilidir.”
Doğuda ve batıda gezip görmediği yer kalmayan Orta Çağın en büyük gezgini, “Seyahatname” adlı ünlü kitabın yazarı İbn Batuta (1304–1377), Türk kentlerine yaptığı gezileri anlatırken şöyle demektedir:
“Tuluktumar Emiri ile birlikte gittiğim bu kent, büyük Kuma nehri kıyılarındaki Türk kentlerinin en güzellerinden biri. Bu ülkede tanık olduğum en ilginç şey, Türklerin kadın sınıfına karşı gösterdikleri saygıdır. Diyebilirim ki Türkler, kadınlarını erkeklerden çok daha şerefli bir kertede tutmaktadırlar. Kiram kentinden ayrılırken Emir’in eşini arabada giderken gördüm. Arabası baştan aşağı süslü ve zengin mavi kumaşlarla örtülü idi; tenteleri açıktı.
… Türk kadınları peçe taşımazlar ve kapanmazlar. Sokakta yüzleri açık ve yalnız dolaşırlar. Ara sıra kendilerine kocalarının eşlik ettiği görülür…”
1331 yılında Sultan Muhammed Özbek Han’ı ziyaret eden İbn Batuta, gördüklerini şöyle anlatır:
“… Özbek Han, büyük bir imparatorluğun başındadır… Yeryüzünün en kudretli yedi hükümdarından biridir… Tahtına kurulmuş olarak otururken sağ yanında Taytugil Hatun ve onun yanında da Kebek Hatun, sol tarafında ise Bayalun Hatun ve yanında Urduca Hatun yer almışlardı. Tahtın hemen aşağı basamağında hükümdarın çocukları oturmaktaydı. Büyük oğlu sağda, küçük oğlu solda ve kızları tam ortada, Sultan’ın karşısında yer almışlardı. Odaya giren her hatunu Sultan ayağa kalkarak karşılıyor, elinden tutarak tahta çıkarıyordu. Ve bu merasim halkın gözleri önünde oluşuyordu.”
İbn Batuta’nın anlattığına göre Sultan’ın eşleri öylesine serbest ve uygar kadınlardır ki, Kuran yasaklarına rağmen, erkeklerin yanına çıkmaktan, yabancı erkeklerle konuşmaktan ve hatta onlarla geziye katılmaktan, hediye alışverişinden geri kalmamaktadırlar.
Ünlü İbn Batuta’yı biraz daha dinleyelim:
“Türk hükümdarlarının eşleri olan hatunların, toplum yönetiminde çok önemli bir yer aldıkları anlaşılmaktadır. Zira hükümdar ne zaman bir emir yayınlasa, bu emirnamede mutlaka, ‘İşbu emirname Sultan ile Hatun Sultan’ın ortak kararıdır’ şeklinde bir kayıt görülmektedir. Her hatun sultanın kendi egemenliği altında kentleri ve seyahate çıktıklarında kendilerine ait taşıtları, çadırları ve kampları vardır…”
Değerli Dostlar,
Bu yazının devamını 2. Bölümde yazacağım…
Yılmaz Dikbaş
0 notes
paraspandaras · 9 months ago
Text
Tumblr media
Evliya Çelebi - Seyahatname
Tumblr media
5 notes · View notes
ucratakibi · 1 year ago
Text
Simyacı
Tumblr media
-Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?
Santiago; aşkın, acının, umudun, hayalin ve gerçekliğin yolcusu. Yılın okuduğum son kitabı Brezilyalı yazar Paulo COELHO'nun "Simyacı" adlı kitabı oldu.
Aslında bu kitabı bir çok türde değerlendirmek mümkün. Şöyle ki; seyahatname de diyebiliriz, anlatı da diyebiliriz, kişisel gelişim olarak da yorumlayabiliriz fakat en önemlisi içinde aşkı da bulabiliriz.
Santiago bir çoban ve kendi kişisel menkıbesini bulmak umudu ile ucu bucağı gözükmeyen eşsiz bir yolculuğa çıkmayı hedefler.Bu uğurda çok sevdiği mesleğini ardına bile bakmadan bırakıp özüne dönmek, sadece özüne dönüp inandığı ve ulaşmak istediği şey için yolculuğa çıkmaya karar verir.
Kitabın dünya çapında bu kadar sevilmesinin başlıca sebeplerinden biri belki de Santiago'nun yaşadıklarını ve yaşamak istediklerini hayal olmaktan çıkarıp yola koyulmasıdır. Biz insanlar için de harekete geçmenin ve içimizdeki ışığı yakmanın önünü açan bir kitaptı belki de...
Rüzgar olamayabiliriz belki ama rüzgarla konuşabiliriz. Umut olamayız ama umut için yola çıkabiliriz. Çıktığımız yol inandığımız şeye gidiyorsa güzel olan her şeyi yolda öğrenebiliriz. Santiago dünyanın bir ucunda ucu bucağı olmayan bir çölde Arap kızına aşık olduysa bu kişisel menkıbesini gerçekleştirmeye aslında ne kadar yaklaştığını da gösteriyor. Aslında Santiago sevgiyi arıyor bir nevi. İncelememe son verirken aslında kitabın özeti olabilecek bir alınt ı ile size veda ediyorum.2023 hepimizin güzel kitaplar okuduğu ve kişisel menkıbelerimize ulaşmayı hedeflediğimiz bir yıl olsun. Hoşçakalın...
-Ve bütün dünyayı kucaklayamayacak kadar küçük biri olduğum için, sahip olduğum az bir şeyi her zaman korumaya çalışacağım.- "SİMYACI"
0 notes
hasanakbal19 · 2 years ago
Text
ADNAN GÜNDÜZ ''ÖĞRETMENİM DERGİSİ'NİN SÜTUNLARI YAZAR VE ŞAİRLERİMİZE AÇIKTIR.'' DEDİ
Adnan Gündüz 1957 yılında Edirne’nin Uzunköprü İlçesi’nde dünyaya gelmiştir, anı+anlatı+günlük+seyahatname+biyografi+deneme kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır. Başlıca kitapları alfabetik sırayla adı Başıbüyük+Beyfendi+Düne Tanıklık ve Devrimbaz Dangalaklar+Fatoş ve Kürtaj veya Kürtaj ve Fatoş+Gazeteci Aranıyor+Önce Öğretmen Sonra Gazeteci+Parpudar Baba’dır, kitapları Babıali Kitaplığı…
View On WordPress
0 notes
kunyekultursanat · 2 years ago
Text
ADNAN GÜNDÜZ ''ÖĞRETMENİM DERGİSİ'NİN SÜTUNLARI YAZAR VE ŞAİRLERİMİZE AÇIKTIR.'' DEDİ
Adnan Gündüz 1957 yılında Edirne’nin Uzunköprü İlçesi’nde dünyaya gelmiştir, anı+anlatı+günlük+seyahatname+biyografi+deneme kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır. Başlıca kitapları alfabetik sırayla adı Başıbüyük+Beyfendi+Düne Tanıklık ve Devrimbaz Dangalaklar+Fatoş ve Kürtaj veya Kürtaj ve Fatoş+Gazeteci Aranıyor+Önce Öğretmen Sonra Gazeteci+Parpudar Baba’dır, kitapları Babıali Kitaplığı…
View On WordPress
0 notes