#Kadir Gülen
Explore tagged Tumblr posts
Text
Miranda Fricker – Epistemik Adaletsizlik (2023)
“Adalet” felsefe tarihinin en eski ve en merkezî konularından biri, ancak epistemik, yani bilgi temelli uygulamalarımızın etik boyutunu ortaya çıkarmak için odak noktamızı “adaletsizliğe” kaydırmaya ne dersiniz? Ortaya koyduğu kavramsal çerçeve ile çığır açan kitap, epistemik adaletsizliğin yaşamın pratik boyutlarında ve toplumsal adaletsizlik modeli içindeki yerini gösteriyor. Fricker’ın yer yer…
View On WordPress
0 notes
Text
leyletü'l-kadr.
0 notes
Text
Benliğimiz, Freud'a göre, geride kalan ilişkilerin bıraktığı izlerden oluşur. Kimliğimiz bu izlerin zamanla birikmesinin bir sonucudur. Kayıptan kalan bir ses tonu, bir yemekten alınan ortak tat ya da bir bakış bu izlerde senelerce yaşar. Sanki bu izlerde mahsur kalmışızdır. -Kadir Gülen
9 notes
·
View notes
Video
youtube
Üstad Kadir Mısıroğlu - Fetullah Gülen İhaneti (1995)
0 notes
Text
Bir Dünya Var Ve Bir Gün O Dünyayı Başınıza Yıkacağız.
✍🏻 Kadir Veral
https://www.gundemarsivi.com/bir-dunya-var-ve-bir-gun-o-dunyayi-basiniza-yikacagiz/
Bir dünya var ve bir gün o dünyayı başınıza yıkacağız.
Siz öldürüyorsunuz, bizler ölmüyoruz!: Bizler, Ebru Eroğlu, İkra Kuyumcu, Şeyda Yıldırım, Mustafa Kemal’in kadın askerleri olarak, isimlerimizi kılıçlarımızla güneşe kazırken, mavi bir çift gözün ışığında aydınlanan yolda korkusuzca yürüyoruz…
Siz öldürüyorsunuz, bizler ölmüyoruz!: Bizler, “Filenin sultanları” Cansu Özbay, Elif Şahin, Ebrar Karakurt, Hande Baladın, Eda Erdem Dündar, Zehra Güneş, Melissa Vargas, Gizem örge, Beyza Arıcı olarak, Mustafa Kemal’in şaha kalkan at üzerindeki heybetiyle yükselip smacımızı gericilin, cahilliğin, zorbalığın, Vandallığın, karanlığın yüzüne yüze çarpıyoruz…
Siz öldürüyorsunuz, bizler ölmüyoruz!: Bizler, Cumhuriyet tarihinde ilk defa UEFA Kadınlar Şampiyonlar Liginde oynamaya hak kazanan Galatasaray Futbol Kulübü Kadın Futbol Takımı oyuncuları olarak, Gamze Yaman, Sare ��ztürk, Eda Karataş, Berna Yeniçeri, Arzu Karabulut, Ebru Topçu ve diğerleri, uzatılan yandaş mikrofonlara “Kadın kadının yurdudur, kadın dayanışması yaşatır! Birlikte olursak bizi kimse yenemez!” derken, aslında, “Geliyor Gelmekte Olan” demek istiyoruz…
Siz öldürüyorsunuz, bizler ölmüyoruz!: Sizler, öldürdüğünüz kadınların, çocukların, buz gibi mezar taşlarına isimlerini kazımak için sabırsızca beklerken bizler, Artistik Jimnastikte Ay yıldızlı bayrağımızı göndere çektirip, sizin karanlığınıza inat en parlak yıldızlarla Ayşe Begüm Onbaşı, Yaşam Suğra Akın, Gülcenaz Gülen, Bilge Korkusuz yazıyorduk…
Siz öldürüyorsunuz, bizler ölmüyoruz!: Sizlerin sakat, ipe sapa gelmez erkeksi inanışlarınızla, kadınların ciğerini delen serseri kurşunlarınızı sayarken, adını ilk kez duyacağınız Para Okçuluk branşında Öznur Cüre Girdi, Para atletizm alanında Aysel Önder, para masa tenisi alanında Kübra Korkut, para atıcılık alanında Aysel Gürdal, para tekvando branşında M. Betül Çavdar, para halter branşında Nazmiye Muratlı, para masa tenisinde Ebru Acer, para yüzme branşında Sevilay Öztürk, para atletizm alanında F. Damla Altın, para judo alanında Ecem Taşın Çavdar, Cahide Eke, Nazan Akın Güneş Paris olimpiyatlarında başarı üstüne başarı kazanarak, madalyalarımızı boyunlarımıza takarken asıl engellilerin bizler değil; karanlık ve bağnaz düşüncelere sahip insanların olduğunu gözlerinizin taa içine bakarak haykırıyoruz…
Her gün bir kadının kaybolduğunu, şiddete, tacize maruz kaldığını, hatta acımasızca katledildiğini üçüncü sayfa haberlerinde okumaktan yorulduk… bıktık… usandık!..
Sığamadık şu koca dünyaya…
Bizlerden bu kadar mı korkuyorsunuz?..
Bir, iki gün önce sosyal medya, yazılı ve görsel medya bizlerin yok sayıldığı, her gün birimizin eksildiği dünyamızda “günümüzü” kutluyordu…
Bizlere, gün yüzü göstermediğiniz şu dünyada kutlayacak gün mü, gönül mü bıraktınız?…
Yalnız!!!
Yazıyoruz bunları… biliniz…
Tanını çıkarın, sararmış dişlerinizle, cellat suratlarınızla, kirlenmiş ellerinizle…
Bizlerin, doya doya kutladığımız “11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günümüz” olmuyor ama başınıza yıkacağımız bir dünyamız var. “Belki yarın, beklide yarından da yakın.” Bekleyiniz…
Gülümseyin; çekiyorum…
Kadir Veral
0 notes
Text
Her yerde haddini bilen, gönül aynasını silen, mahşerde beraat edip yüzü gülen kullarından eyle bizleri Ya Rabbim. Hayırlı Kadir Geceleriniz olsun…
8 notes
·
View notes
Text
YANIT BEKLEYEN TARİHİ SORULAR (Dr. Vecdet Öz)
- Devlet Bahçeli’nin ölçüsüz Tayyip Erdoğan düşmanlığı bir anda nasıl vazgeçilmez bir hayranlığa dönüştü? - “Ergenekon’un savcısıyım” diyenler neden bir anda çark etti?
- Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek’in kronik Tayyip Erdoğan düşmanlığı bir anda nasıl “Tayyip Bey desteklenmelidir” söylemine dönüştü? - “BOB eş başkanıyım” diyen biri bir anda nasıl Rusya dostu olabildi?
- Açılım ve demokratikleşme süreci, akil adamlar safsatası nasıl oldu da bir anda ortadan kalktı? - Sınırda teröristlere tören düzenleyen bir zihniyet nasıl oldu da bir anda sınır ötesi terör avı başlattı?
- Daha düne kadar ülkücülere ağza alınmayacak sözler sarf eden,her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyenler nasıl oldu da milliyetçi oluverdi? - “Hoca efendi”deyip gözyaşı dökenler bir gecede nasıl oldu da fikir değiştirip hep bir ağızdan “hain FETÖ”diye haykırdılar?
-Darbe girişimi esnasında 40-50 asker köprü geçişini kapattığında 2 km mesafede bulunan ve emrinde 20.000 asker olan 1.Ordu Komutanlığı neden darbecilere müdahale etmedi? -15Temmuz kalkışmasında ölenlerin otopsi raporları ve ölüme neden olan silahların menşei neden açıklanmadı
-FETÖ’nün iki militanı TBMM'ni bombalarken Bandırma, Balıkesir, Merzifon ve Diyarbakır’daki 120 F16 uçağından hiçbiri neden müdahale etmedi? -Ankara'da 1.Kolordu, 3.Tümen, 6.Tugay’da 20bin asker varken, Genelkurmay’ı işgal eden darbecilere neden bir asker müdahalede bulunmadı?
-Yaklaşık 3.000 civarında darbeci tespit edilmişken bunlardan nedense hiç haberi olmamış olan şimdiki Savunma Bakanı (eski Genelkurmay Başkanı) ile MİT Müsteşarı ve Emniyet Genel Müdürü’ne bu garip durumun sorulması neden engellendi?
15 Temmuz soruşturulsun diye TBMM’ne soruşturma önergesi verenlerin önü neden kesildi? -FETÖ’nün siyasi ayağı konusu neden her seferinde örtbas edildi? -Gülen ve diğer kaçakların iadesi konusu neden gündeme taşınmıyor ve ilgili ülkelere yoğun baskı yapılmıyor?
-Kozmik Oda baskını ve sırların dış güçlerin eline geçmesine sebep olan Bülent Arınç ve diğer failler hakkında neden herhangi bir işlem yapılmadı? -Ayakkabı kutularında yakalanan önce inkâr edilip sonra kabul edilen paraların akıbeti ve menşei konusu neden hasıraltı edildi?
-17/25 Aralık olayı bir FETÖ tezgâhı ve iftira ise bakanlar neden görevden alındı ve sonra neden iadeyi itibar yapılmadı? -Bu konuda Bakan Bayraktar’ın “ne yaptıysam Başbakan’a sorarak yaptım” dediği konular neydi ve neden susturuldu?
-FETÖ’ye her türlü desteği verdiği söylenen Suudi Arabistan’a karşı 180 derece dönüşün asıl sebebi nedir? -Türkiye hangi ülkelerle ve kaç milyar dolarlık swap anlaşması yapmıştır? -Kanalİstanbul projesi konusunda hükümetin ağzını bıçak açmıyor bu projenin akıbeti ne olmuştur?
- Yılsonunda ödenmesi gereken 190 milyar $’lık dış borç hangi imkânlarla kapatılacaktır? -Reza davasının seyrinin perde arkasında hükümeti korkutan ne var? Şu anda sessizliğe bürünen Halkbank dosyasının akıbeti? ABD ile nasıl bir pazarlık yapıldı ve hangi ödünler verildi?
- Eski Başbakan Tansu Çiller’in vazgeçilmez Tayyip Erdoğan dostluğunun ardında neler yatıyor? - Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş’un hakarete varan Tayyip Erdoğan söylemleri bir anda nasıl hayranlığa ve makama dönüştü?
- Melih Gökçek ve Kadir Topbaş’la başlayan belediye operasyonları sonrası başta her söze bir cevabı olan Melih Gökçek olmak üzere neden hiçbir belediye başkanından ses çıkmadı?
- Onca milletvekili ve başta Arınç olmak üzere önemli bakanlar siyasi bir operasyonla liste dışı bırakıldılar, neden hiçbir reaksiyon gösteremediler? - Gül’ün CB görevi sonrası tüm bağlantıları mercek altına alındı ve hakkında ciddi spekülasyonlar yapıldı, neden hala suskun?
1 note
·
View note
Text
Kendisini ziyaret gelen devlet adamına,
"Zaman senin aleyhine işliyor.Sen ümmetin kiralık adamısın.Senin asıl işinle meşgul olman beni ziyaret etmenden daha evlâdır."
diyen İmam Gazali' nin bu kitabı akılları nurlandırıyor ve dünya seferinde ihlas üzere durmamızı öğütlüyor.
Allah'tan başkasına bir tarafa itip
قل لهم ثم ذرهم في خوضهم يلعبون
Allah de sonra onları bırak daldıkları bataklıkta oynaya dursunlar.(Enam 91)
Âyet-i Kerimesini hayatımıza geçirip boş şeylerden uzak duralım bataklıktan çıkalım,,
Ve Orucumuz Ahassül havâsın orucu gibi olsun ki Masivallah'tan ve kıyamet gününden başka bir şey düşünmeyelim.
Cennet kapısını çalmaya devam et!
-ne ile?
-açlıkla,(oruçla) ،
*Gözünü koru
،
*Dilini koru، "Dil Allah'ın bedendeki emaneti onu korumakla mükellefim" de, dili sükuta icbar et
tebessüm ile. ،
*Kulağını koru,
Söylemesi haram olan her şeyin işitilmesi de haramdır.
،
*Az ye,
Orucun adabından birisi de açlık susuzluk ve zafiyeti hissetsin diye gündüzleyin uyumamaktır.Böyle yaptığı takdirde kalbi saflığa ulaşır her gece biraz daha zayıf olmak suretiyle gece namazlarına kalkmak imkânına sahip olur.Bu durumda umulur ki kalbinden şehevi arzular uzaklaşır,şeytanın pençesinden kurtulan kalp gökler aleminde seyretme imkânına sahip olur zaten Kadir gecesi gökler aleminde seyretmek imkânına sahip olan geceden ibarettir.
Allah Ramazan ayını kullar için bir yarış sahası olarak yaratmıştır. Kullar o ay ibadet hedefine doğru koşuyorlar şüphesiz.
Bir grup zaferi elde eder, diğer bir grup ise geri kalıp mükafat kazanmaktan mahrum kalır hayret edilecek durum o gülen ve oynaşan kimselerin durumudur ki halkın koştuğu hedefe kavuştukları bir gün de onlar da gaflet içerisinde gülüşü paylaşırlar böylece bir nimetten mahrum kalırlar. Ey gülenler dikkatli olunuz Allah'a kasem ederim eğer hak perdeyi aralasaydı iyilik yapan iyilik ile kötülük yapan da üz��ntüsü ile meşgul olur böylece gülme kapısı kapanırdı.(İmam Gazali)
•4 günden fazla oruçsuz geçirmenin kerih görülmesi şu hikmetlere dayanır;
✓Kalp katılaşır,
✓Kötü huylar baş gösterir,
✓Şehvet kapıları açılır,, Rabbim bu Ramazan bizleri
Esfele-sâfilin'den
Âlay-ı îlliyin'e yükselmeyi nasip eylesin.
1 note
·
View note
Text
Maviliğim'e Mektup 56...
Maviliğim'e rakamsız , satırsız , hesapsız dert dökümü...
Maviliğim !
Nasılsın iyi kadın ?
İyi değilsindir.
Yani muhtemelen değilsindir.
Tarih 16 Haziran 2021
Saat 14:53 ve sonrasında ki birsürü dakika.
16:00 da online eğitimim vardı , iptal edilmiş.
İşi varmış komutanın.
Neyse dedim, bari fikrimin zarif düşüne mektup yazayım.
Biliyor musun çiçeğim, çiçek solunca dalına eğilir başı ve yalnızlık budur.
Papatya koparılınca yayar kokusunu ve hasret budur.
Güneş ay'a küsmüştür fakat küsmek seni seviyorum'dur ;
Küsmek gitmiyorumdur, gidemiyorumdur ve galiba güzel sevmek budur.
İçimin gülen yüzü , kadınım !
Ben seni bayağı seviyorum bu bir gerçek tamam ama ya bir gün doğarsak biz ölümlüler ?
Canımın en küçük yapı taşı , bikesem ; Maviliğim !
Hava yağmurlu ve çay fazlasıyla demli.
Dem nefes demekti ya hani Farsça da...
Evet , çay fazlasıyla sen'li.
Yağmur , murad'ın yağmasıydı ya hani ?...
Bence de , yağmur senin getirilişindir saç diplerime , yüzüme , yere , göğe , yün kazağıma , saatimin camına ; senle ısınmış şen içime !
Bana bir adım uzaktır yokluğun; sağanak yağış gibisin !
Sana bin varım ki ; varlığın sığınağa kaçış ki , sen bir his'sin.
Taşı yarıp içinden çiçek çıkaran Allah kimin kalbine kimi koyar bilinmez !
Benim kalbime sen ev sahibesi olsan bana kâfi !...
Sevgi , gösterilen değil saklanamayandır diyor bir şair.
Çok doğru...
Seni saklamak !
Ahhh... Ne büyük densizlik.
Seni sevmek !
Offf ... Bu ne büyük sensizlik.
Maviliğim...
Biliyor musun meramım çok fazla fakat minvalimi şöyle kulağına karşı oturup konuşasım var.
Zihnine içimde birikmiş senli hayalleri bırakmam gerek ; anlamalısın direk.
Yoksun ya hani , yokluğunun aklımın ayrı ayrı her metrekaresine ne sıklıkta düştüğünü , düşünce dokunduğu yerleri nasıl bahar ettiğini başımı senli bir göğe kaldırıp , geriye kalan bütün mevcudiyet ile sarılmak istiyorum.
Ama tam da kulağına karşıyken ben , kokun rüzgâr üzerine bin ülke inşaa eder ve 7,5 milyar kez azaltır düşümde dünya nüfusunu.
Seni gökyüzü sanar mı kuşlar ?
Bir kırıntıya merhamet eden ya kuş'tur maviliğim, ya da sen.
Ben bir kırıntı büyüklüğünce koysam başımı dizine , parmakların gezer mi göğe kanat süzen kuşlar gibi saç diplerimde ?
Bak kadın , iyi kadın , kadınım !
Gelmen gerek. Olman gerek.
Benim sana içimi dökmem gerek.
Gerek diyorsam mecburiyetten.
Mecburiyetten diyorsam da haysiyetinden...
Zaifem , Mehlikam !..
Gözlerine şiir yazar seni görmeden seven aklım, çünkü senin yollarına leylaklar döken ağaçlar vardır aklım !
Aklım seni düşlerken sen bizzatsın aklım ...
Aklım , sen ki başım üzerinde tahtım iken taht seni taşır kirpiklerine bahtım.
Bahtım , sen kirpiklerime değen aklım iken nasıl göğe değmez ki seni taşıyan ahd'ım.
Ahd'ım , sen ki göğüme değen tavanım iken nasıl senden ibaret olmasın ki and'ım.
And'ım , sen dileklerimi süsleyen şansım iken nasıl vazgeçer ki içim senden ?
Aklım , Tahtım , Bahtım , Ahdım , Andım , Şansım !
Bir kerecik ömür yaşayacağız neden ayrı yaşamış olalım ki ? !...
Beni hiç anlamıyorsun.
Hiç...
Canım mı sağolsun ?
Bence de , kesinlikle sen sağ ol.
Ben de bunu diyorum işte ; içimde hep sağsın.
Sol yanımın en sağında.
Göğüs kafesimin tam kilidinde.
Kilidi sensin demiş miydim daha evvel , içimin ?
Kaldırım yüksekliğinde ki ömrümde yankılansa ya tabanının yere değmesi...
Endamına kapanıp açılan göz kapaklarım gözlerinin gölgesinde süzülürken sana , yerden yükselip göğe kadar değer sana açan çiçeklerin kokusu.
Yerden yükselip göğe çıkarken kirpiklerimin basamaklarında , yaşamının her evresine seslen.
De ki onlara ; bir gün gelirim...
Gelirim ve orta yer de ateşe veririm o maviliği ; dilimi kırk kez saplarım seni anlatmayan her satıra. Şair ile şiiri iki cihan mesafe boyunda dilsiz bir dar ağacında sallarım , taa ki seni söylemeyen cümlelerin hepsi ölünceye dek.
Ben aslında göğe de isyan ederim de , dalları yağmura hasret kalır seni yansıtan çiçeklerin.
Ben aslında seni çizerim de , çiçeğin boynu bükülür dalına doğru.
And'ım ... Ahd'ım ... Baht'ım ...
Sana söz olsun bir gün tüm meydanların son gördüğü şey en az sen kadar yüce bir parıltı olacak ; ben değil , sevgisizliği Allah yıkacak.
De sevmeyenlere , bir de gelmeyen içine ; de ki bilsinler ;
De ki meydanları maktûl , beni de katil etme.
"Bazı ruhlar bazı ruhlara evvelden aşinadır... işte bunun adı aşktır" demişti bir büyüğüm dolu ve demli çay içtiğimiz bir gece yarısının ışığında.
Hafızamda tutmuşum işte çaresiz ve anlamlı hâller eşliğinde.
Neyse ..
Çay içer misin tamamım , aklım !
Bence gelmen gerek.
Gerek diyorsam mecburiyetten diyorum hep ; duyarsın.
Kokun yerine hasretini çekiyorum içime.
içime batana hasret demeselerdi , bıçak derdim.
Masalda kül kedisini arayan o öküz prensin elinde bile en azından pabucun bir teki var.
Benim aklımda ise , sadece sana tabii olmak ; ne muazzam bir yeti bu.
Bu arada bir derviş şöyle demiş çok eskilerde ;
"Yâri güzel olanın gözünü uyku tutmazmış...."
Demek ki sen çok güzelsin.
Ben hiçbir zaman aksini iddia etmedim zaten , bilirsin.
Murat Göğebakan dinler misin Maviliğim ?
Ben dinlerim.
Şöyle der bir eserinde ;
"O yâr'dan bir haber verin, öleyim valla valla"...
Yaşanılası iklimim ; Mihr'im !
Sana içimi döktüğüm bir mektuba son verirken elim , bil ki ;
Kokun hayran bırakır ilkbaharı cezbedip, seninle amin diyeceğim her dua tek hafızalık ezberim.
Sana olann sevdaya en çokta dualarım dahil, çünkü bu dünya ölümlü , ahiretse baki.
Eksik etmesen beni dualarından, fazla görme sen bizi rüyalarından.
Bir tek böyle sıyrılırım korkularımdan, huzur ki tutkularımdan.
Eğer nasip değilsen ne yapsam da boştur, biz yine de avcumuzu dualarla dolduralım da.
Elimde seni yazan bir kalem, köz üstünde dudağıma azan çayım.
Bir ses duydum köz üstünde gibiydim algın algımı açıyor, gözünü aydan ayır.
Dert ormanlarındayım sanki, suyum sensin de , sen yine de yangın olup yayıl.
Senin nur yüzün yeter gözüme , gel de çek başımdan ayı.
Durup durup dualar ederim bin bir umutla, çünkü duamı duyanın adı Kadir-i Mutlak.
Ol derse duamı kabul edipte , titreyecektir, yeryüzünde toprak, gökte bulutlar.
Garibem , Zaifem , Bikesem !...
Kader bana senli benli bambaşka seçenekler sunuyor ;
Kalbim seni gördü de, gözlerimin suçu yok.
Soruyorum kalbime, bu hasret nasıl dinecek?
Diyor ki elini kaldır iste, başka açık kapı yok.
İhtiyar Sana Mecbur !...
3 notes
·
View notes
Text
BAŞKA SÖZE HACET YOK!
https://medium.com/mertnews/başka-söze-hacet-yok-c2c82a9d238b
Fotoğrafın gücü başkadır!
Binlerce kelimeyle anlatamayacağınız bir durumu, bir zulmü, bir sevinci, bir anı dondurarak adeta sizin gözünüzün içine sokar.
Dönemin ruhunu, sevincini, acısını, zulmünü yansıtan fotoğraflar vardır.
Vietnam Savaşı’nı, bombalardan kaçan küçük çocukların fotoğrafıyla hatırlarız.
Somali’deki açlık deyince gözümüzün önüne ölmek üzere olan bir çocuğun başında bekleyen kartal gelir.
AKP zulmünün, Erdoğan rejiminin sembol fotoğrafları çoktur.
Soma’da yere düşen madenciye tekme fotoğrafı bunlardan biridir.
7 gün sokaktan cenazesi alınamayan Taybet ana fotoğrafı bunlardan biridir.
Gülen Hareketi’ne mensup diye zulme uğrayan başörtülü, genç yaşlı kadınların kucaklarında bebekleriyle hapiste çektirdiği fotoğrafın benzerini dindar kesimin çok eleştirdiği tek parti döneminde bile göremezsiniz. 9 aylık hamile kadınların gözaltı ve tutuklanma görüntülerini İsrail’de bile hatırlamıyoruz.
Erdoğan’ın kendisini konumlandırdığı yeri, kitlesinin bilinç altında ona yüklediği anlamı anlatan en iyi fotoğraf son Kadir gecesi TRT ekranlarına yansıyan o görüntü oldu.
Meşhur Bekri Mustafa fıkrasını bilirsiniz…
Zorla İmam yapılan Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat, ölüye ne söylediğini merak eder. Bekri Mustafa gülerek cevaplar: “Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin. Onlar durumu anlar…” dedim.
Türkiye’de durum nedir? diye sorulduğunda o fotoğrafı gösterin yeter.
Çünkü başka söze hacet yok!
Din, AKP elinde afyondur…
https://www.youtube.com/watch?v=iuCcOzkHD8o&feature=emb_logo
4 notes
·
View notes
Text
Lawrence H. Keeley – Uygarlıktan Önce Savaşlar (2023)
Kendimizi canavarlaştırdığımızda insan olmanın acılarından ve yüklerinden kurtuluyor muyuz? İki dünya savaşının yarattığı sarsıntının ve yıkımın ortasında Batı, uygarlaşmanın bedelini tartışmaya açmıştı. Yaşananların hatırası tazeydi ve yeni şekillenen Soğuk Savaş nedeniyle topyekûn yıkım olasılığının ilk kez ufukta belirmesiyle gelecek de parlak görünmüyordu. Böyle bir ortamda sosyal bilimciler,…
View On WordPress
0 notes
Video
youtube
Fethullah Gülen Cemaati ve CHP ittifakı 1, Üstad Kadir Mısıroğlu, 21.03....
0 notes
Video
youtube
Kadir Mısıroğlu söylemişti: Fetullah Gülen ABD'de geberecek
0 notes
Text
Fethullah Gülen Adnan Oktar Ahmet Hulusi Cübbeli Ahmet Kadir Mısıroğlu Hikmet Yar Bu jenerasyona nasıl denk geldik, neydi günahımız ?
3 notes
·
View notes
Text
Memleketin Gerçeği: Çocuk İşçi Olmak..
Kadir ustanın çırakları onlar. Araba tamir ediyorlar. Bakmayın kıyafetlerinin kir pas içinde olduğuna. Tertemiz, saf gülen yüzlü iki ana kuzusunun hayat mücadelesi yürekleri sızlatıyor. Memleketin gerçeğine " çocuk yaşta işçi" olmalarına aldırmadan, kazandıkları paranın hakkını kuruşuna kadar veriyorlar. Yaşıtları plajda, havuzda eğlenirken onlar geçim derdi ile boğuşan babalarının göz bebekleri, gün boyu koşturmanın bedeli olarak sadece 20 TL alıyorlar. Üstüne poz verirken de gülümseyebiliyorlar. Deklanşöre basarken ellerim titriyor. Lanet okuyorum bu adaletsizliğe. Memlekette beş-on yılda dolar milyarderi olan yolsuzlara, yüzsüzlere.
Çocukların çalıştırılması, çocuk işgücünün istismarı, sokakta çalışan ve sokakta yaşayan çocukların sorunu memlekette meseleden sayılmıyor. Öyle ki iki yıl önce memleketin CB' si ve BB si lastik atölyesinde çocuk işçiler ile selfi çektirmeye asla beis görmedi. Memleketin bir ve iki numarası bu toplumsal dramın kıymeti harbiyesinin maalesef farkında dahi olamadı.
Cahit Sıtkı Tarancı üstadın dediği gibi; memleket isterim. Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; kış günü herkesin evi barkı olsun. Sahiden memleket istiyoruz, yüzleri gülen çocukları olsun. Memleket istiyoruz çocuklar olması gereken yerde olsun. Çocuklar gülsün, güzel düşler görsün. Yüzlerindeki gülüşlere asla gölge düşmesin. Kim bilir belki birgün!
8.8.2018
1 note
·
View note
Text
Birey olmadan aile olmaz aile olmadan devlet olmaz.
Paralel yapılarda aynen böyle işliyor bireyleri örgütlüyorlar ve devlet içine böyle çörekleniyorlar.
Hz.Musa dua etti ve Duasını Yüce Allah kabül buyurdu Yani Hz.Musa’ya her zaman Hz.Harun gerek. Bu yüce kitap sadece peygamberlere inmedi bütün inananlara ve insanlara sonsuza kadar geçerli bizim yaşantımız için gerekli olan kıssalar. Hz.Muhammed ( S.A..V.) 4 Halife vardı bunlarla devletleşti. Bu yüce kitap bütün Çağlara indi sende başarırsın mesajı bu.!
Bu insancıklar bu tür paralel yapıları nasıl kuruyorlar tek tip mantığı ile şeytanın bir gözü kör tek taraflı hep.. bizim Anadolu kültüründe de deyimler atasözleri boşuna söylenmemiş talih bile kör ki ‘ Kör talih ‘ denmiş. Yani önünü göremeyen eninde sonunda düşecek zaten bencil kendi için yaşayanın yardımcısı olur mu?? düştüğünde bir Allah’ın kulu tutmaz çünkü hep kendi için yaşamış.
Yalnızlık Allah’a mahsustur Hz İsa Aleyhisselam ‘ın bile oniki havarisi var. Yani biz insanlar dünyamızı ve ahiretimizi kurtarmak istiyorsak mümin olmak istiyorsak bu yol haritasını izlemeliyiz.
Parel yapılarda güç yok senin gücünü alıp kullanıyor eğer güç olsaydı seni ne yapsın belli ki senin gücünü kullanıyor kör olmayan bunu görür. 19 alıyor bir veriyor ya ne yapsın parelel yapı seni senden çok şey alıyor belli ki azcık koklatıyor.
Çözüme gelelim bu ‘kör talih’ dediğimiz hani birilerine GÜLEN kör talih bu oyun nasıl bozulur.
Bu paralel yapı bireylerin güçlenmesini hiç bir ZAMAN istemez çünkü çok korkarlar yönetim kadrosunu “altan gelen bireyler eline geçirir” diye taşları sırf bu yüzden yerinden oynatırlar. Yılanın dersini çalıya bıraktığı gibi aynen.!
O zaman iş bireylere düşüyor.
Taşları yerinden oynatıyorlar
“ Hadi sıra sana geldi bak o seni görmedi sende onu görme “
Çözüm ne .,
O boş tabağı sıyırıp sıyırıp gösterene müminin duruşu nedir? Paylaşmayı bilmeyen sıyrılmış tabağı gösterenin tabağını kırmak bu paralel yapıları daha da güçlendirir.
Mümin olarak bizim görevimiz o sıyrılmış tabağa Antep fıstıklı kaymaklı kabak tatlısı koyarak paylaşmanın güzelliğini göstermek SEFER bizden ZAFER Allah’tan kendi bilir bizim yapmamız gereken bu.
Biz Hidayet verci değiliz yapılması gereken neyse onu yaparız.
Bizim Alternatifimiz bu efendice yazıyoruz tabağı kırmadan hatta doldurarak bu paralel yapıyı bitirmenin çözümü!;! varsa sizin bir çözümünüz buyrun.
Formül belli
O sana ne yaptı ..??
Bir görüşlük bile gelemedi
Ne yüzüne baktı
Ne adam yerine koyup selam verdi
Sömürenin vasfı budur hep kaçar.
Senin ondan farkın var
Sömürmedin çünkü
Merhaba diyeceksin
Selam yani Barış esenlik
İnsan gibi değer vereceksin
Adam yerine koyacaksın
Bu birinci aşamayı yapmak zorundasın mutlaka Ayet- i Kerime var ikinci aşamada Allah yardımcın oluyor. İkiden başlarsan kaybedersin birinci aşama önce.!
Çözüm bu birinci aşamayı mutlaka yapalım ikinci aşama sonrası Adalet yerine gelecek bu Allah’ın emri.! Bizim inancımız Yüce Kitabımız böyle nasihat ediyor.
Bütün insanlar eşit birleri birilerini sömürüyor bir selamını almaz seni gözetler amma karşına çıkıp yüzüne bakmamaz işte ‘Kör Talih’ dedikleri bu Sevgi Ferdi TAYFUR iki karekteri de kendisi oynamış video klibinde ses sanatçısı olmasaydı en azından bir Sevgili Kadir İNANIR kadar sinemamızda kendini ispat ederdi.
Bbunun adı “kör talih” oluyor sen olmasSAN onlar bir hiç ..(delil bıraktırıyor birinin üzerine bastıracak sonra seni onunla bitirmek için) biz bunu gösteriyoruz gözünü aç tek gözle değil Musa ve Harun’un gözüyle bak Hasan ve Hüseyin’in gözüyle bak.!
Müminler kucak açar bizim inancımız bu farkımız bu.! Senin gibi olursak ne farkımız kalır bizde oyunun parçası oluruz.
Sevgi ve saygılarımızla
Gökhan ER / YILDIZKENT
9 OCAK 2021
🖊🌹🎶
Ferdi Tayfur - Kör Talih https://youtu.be/E6CKkbp78b8 @YouTube aracılığıyla
0 notes