#Götüremeyecek
Explore tagged Tumblr posts
damladanummana · 3 months ago
Text
Dünya Dertleri
Niceleri geldi, neler istediler,Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?O gidenler de hep senin gibiydiler.Ömer Hayyam  
youtube
View On WordPress
0 notes
egeantonio · 11 months ago
Text
Arthur bugün heyecanlıydı, çünkü ilk kez ve sadece bir kez deneyimleyebileveği bir şeyi yaşıyordu. Gür sesiyle davetlilere döndü ve konuştu
“En sevdiğim şarkıyı açın bugün son kez öleceğim ve yarın ilk kez yaşamaya başlayacağım”
Ve cenazesi görebileceği en renkli festivalden bile daha renkliydi. En sevdiği çiçeklerle kaplıydı. Yanında götüremeyecek olması ne yazık diye düşündü. Ama biliyordu, yarın daha renkli ve daha canlı bir şekilde başlayacaktı hayattaki ilk gününe. Bugün Arthur’un bu dünyadaki son günüydü ama kendi hayatındaki ilk günüydü.
Bugün Arthur son kez öldü ve ilk kez yaşamaya başladı.
39 notes · View notes
defteriminarkayuzu · 1 year ago
Text
Şimdi az önce ettiğim sözleri toparlayarak yeniden yazacağım ki dönüp en azından bakabileyim.
Hayattan ne istediğimi üç aşağı beş yukarı biliyorum. Huzurlu, sakin, mutlu bir şekilde küçücük bir hayat yaşamak istiyorum. Geçim derdim kendimi döndürdükçe ekstra kaygı yaratmadığı, ormanlara denizlere derelere yürüyüş yapabildiğim, manzaraya karşı doyurucu sigaralar içtiğim bir hayat yaşamak istiyorum.
Çünkü yazı yazmak veya gerçekten düşüncelerimi salarak yazmaya devam etmek benim düşünce biçimim. Böyle oturuyor belki taşlar yerine.
Gülümseyerek yürüyebileceğim bir hayatım olsun istiyorum. Dolu, doygun hissedeyim hayatıma karşı. Birçok risk alacağım belki ama bu beni geriye götüremeyecek. Hatta belki de bilmediğim hesaplayamadığım birçok sonuç doğacak. Ancak hepsi kabul.
İstediğim, hayal ettiğim, ulaşmak istediğim hiçbir şey olmasa bile bunları elde etmek için çabaladığımı bileceğim. Hayatımda little to nothing destek ile hayatımı baştan kurdum. Kendi eşyalarımı aldım, evime çıktım, altından kalkamayacağım borçlara imza attım, altından kalktım. İstanbul'da geldiğimde her şeye yabancıydım burasını evim yaptım. Kendime özel sokaklar yarattım, huzurlu köşeler yakaladım.
Bunu başka bir yerde de yapabileceğimden eminim. Çünkü burası artık evim değil. İstanbul benim büyümemi engelliyor. Ben burada huzurlu değilim. Buranın stresi, gürültüsü, asık suratı, kabalığı beni öldürüyor. İç dünyamı öldürüyor.
Önümüzde yaşayabileceğimiz 10 yıl da olsa 50 yıl da olsa ben huzurum, mutluluğum ve küçücük hayatım için yaşamak istiyorum. Kuşları dinlemek, çimenlere topraklara uzanmak, gökyüzünü seyretmek ve doğayı seyretmek istiyorum.
Korku, endişe, keder olmayacak yüzümde ölürken. Bu her ne zaman olacaksa, gülümseyerek ölmek istiyorum. Çünkü üç gün hayat bu. Ben yaşamak istediğim hayatı kendime yaratmaya çabaladığımı, (şu anda bilemem ama) belki yarattığımı belki yaratmak için tüm kalbimle çabaladığımı bilerek öleceğim. Ama bunu bilerek ve gülümseyerek öleceğim. Gülümseyerek yürüdüğüm gibi.
1 note · View note
srdnm · 2 years ago
Text
Milyon Dolarlık Sözler
1- Yastık değiştirmekle baht değişmez 2- Sabah uğrunda ölecek bir hayalin varsa saati kurmaya gerek kalmaz 3- Başarı; hayal ettiğinin ötesinin gerçekleşmesidir 4- Her şey bir adımla başlar 5- Güven, yemekteki tuz kadar olmalıdır 6- İnsan hayatta hep güçlü olduğu yerden vurulur 7- Olmayan şey bozulmaz 8- Risk, çıkışta ödenecek bedeldir 9- Haklı daima sakin ve suskundur 10- Hayatta en pahalı ürün umuttur 11- Tanışılan mekânlar farklı, kazanılan dostluklar farklıdır 12- Gemici gemiyi bir defa düzeltir 13- Büyük plan ve küçük adım esastır 14- Maaşımızı müşterimizin müşterisi öder 15- Cahilin verdiği zararı düşman veremez 16- Planı olmayan her şeyi yapabilir 17- Borçlu suçlu gibi davranmadığında borç ödenir 18- Ödenmeyecek kredinin faiz pazarlığı yapılmaz 19- İyileşmek, müşteri listesinin ilk sırasına kendini yazmakla başlar 20- Aldanan aslında aldatan olabilir 21- Ölüyü fazla yıkarsan ishal olur 22- Yetenekli olmayan, bir patronun başarısız olması için yeterli bir kaldıraçtır 23- Sekreteriyle yakınlaşan daktiloyu yazar 24- Fazla tedbir takdiri değiştirmez 25- Konuşurken Allah’ın payını düşerek konuşmalıyız 26- Patronun görevi etkinliktir, verimlilik değildir 27- Fazla kar sermayeyi götürür 28- Tecrübe teşebbüse en büyük engeldir 29- Sağlık, gençlik ve inanç geri gelmeyebilir 30- Sistem açığı insanla kapanmaz 31- En hızlı kurumsallaşma, kurumsal ortak almaktır 32- Öğrenmek satın almaktan pahalıdır 33- Tencerede pişirip kapağında yemek 34- Tembel çapkın baldıza sarar 35- Köyün tavşanını köyün tazısı yakalar 36- Mal malın pezevengidir 37- Rahat koşan tur yemiş demektir 38- Konfor alanını arttırmak. Mutluluğu azaltmaktır 39- Cevabını bilmediğiniz soruları cevabını bildiğiniz sorularla keşfedin 40- Kişilerin peşine düşen konuları unutur 41- Küçük yerin büyük adamı, asla büyük yerin küçük adamından birikimli olamaz 42- Ney gönülle üflenir 43- En iyi film en kısa olandır 44- Küçük delik büyük gemiyi batırır 45- Başkasının parasıyla yapılan planlar genelde geniş tutulur 46- İnanmaya çalıştığımız yalanlar, ödeyeceğimiz bedellerdir 47- Aynı fidan yan yana dikildiğinde aynı boyda büyümez 48- Zamanında gitmeyen zamanla gelir 49- Kötü günün tedbiri iyi günde alınır 50- Mürettebat yolcuyu geçince 51- Karşı yakanın nerede olduğu, nereden baktığına bağlıdır 52- Evde kalan genç kızın akıbeti, amcaoğlunun gayretine bağlıdır 53- İyi şeyin vakti olmaz 54- Değiştiremeyeceğimiz tek şey geçmişimizdir 55- Bizi bugünlere getiren şeyler, daha ileriye götüremeyecek şeylerdir 56- Ayakbastının bedeli vardır 57- Büyük iyilikler küçük insanlardan gelir 58- Detayını bilmediğin şeyin bütününü yönetemezsin 59- Ertelemenin asıl maliyeti hayallerin kaybolmasıdır 60- Genç yaşta öğrenmemek geç yaştaki çabalara engel olmamalıdır 61- Araçlar amaç haline gelince bağımlılık başlar 62- Çocuklarımıza yapılan iyilikler cezasız kalmaz 63- Şirketin kötüye gittiğini en son ortaklar duyar 64- Az insanlı yapıların sistemi vardır 65- Aynı filmi seyredip farklı saptama yapmak, filmle alakalı değildir 66- Hiç kitap okumamış, en özgün kitabı yazabilir 67- İyiyi ve güzeli, doğru ve güzel insan tamamlar 68- Esnafın gözünü trampa açar 69- Doğruyu doğru insanlarla konuşmak önemlidir 70- Hayal ettiğimiz şeyler, belki de unuttuğumuz değerlerdir
1 note · View note
sovemedimgitdiye · 2 years ago
Note
"Ben Tanrılar ve Canavarların şehrinde,Şeytan'ın bahçesinde yaşayan bir melektim. Sen benim ihtiyacım olan ilaca sahiptin."Kimse ruhunu alıp götüremeyecek" derdin. Sonra o ilacı yakıp,beni incitecek Tanrılar,Canavarlar ve Şeytanların arasından ruhumu öldürmekle kalmayıp işkence ederek,elinde zavallı bedenimle zaferden çıkmışcasına gittin ve dedin ki; "Bu şehirdeki kötülükler onu öldürmüş" fakat beni yerle bir eden yegâne şey sendin. Bunu bilen,ve yalan söylerken kendinden biraz da olsa utanmayan o güzel gözlerin hâlâ aklımda."
-≮
(Alıntı değildir.)
"Ve yalan söylerken kendinden biraz da olsa utanmayan o güzel gözlerin hâlâ aklımda."
0 notes
visnelikekk · 2 years ago
Text
Arada kalmışlık bunalımıdır 20. yaş. Çocuk desen değilim artık. Oysa içimde binlerce çocuk hiç inanmasa bile masallar bekliyor benden. Adam desen adam sayılmıyorum henüz. Düşlerim var ama biliyorum düşler hiç tekin değildir. Kendimi bir devrime götüremeyecek kadar yorgunum şimdiden. Ve hiçbir şey yapamamış gibi hissettiğimdendir bu yorgunluk maskesi...
1 note · View note
etaali · 3 years ago
Text
🌷Üstadlardan Nasihatler🌷
Ne mürit, ne makam ne de kütüphane... İnsan öldüğünde bunları yanında götüremeyecek!
Ne yazık ki bugünlerde insanlar akıllarını pek kullanmıyorlar.
Beyler! Sorunların çözümü akılda yatar.
Akıllı insan Allah'tan başkasına bel bağlamaz!
Peygamber (saa), bükülen belimizi doğrultmak için gelmedi. Gideceği yere yanında götürmek için geldi. Hem de öyle bir yer ki, her yere kanat çırpan Cebrail bile oraya uçamayacak!
4 notes · View notes
caginmumineleri · 5 years ago
Text
Tumblr media
Hedonizm
"Hedonizm eski Yunanca'da haz ve zevk anlamına gelmektedir. Hoşa giden bir şeyin yarattığı, uyandırdığı duyguya haz adı verilir. Bu yaklaşıma göre ahlaki eylemlerin amacı hazdır. Haz ise mutluluktur. Bir insan, doğası gereği acıdan kaçınıp hazza yönelen bir varlıktır. Hedonizmin temelinde de “Hayatın en önemli değerinin haz ve zevk almak olduğu ve ideal yaşama ancak bu şekilde ulaşılacağı" fikri vardır. Haz bireysel olarak ortaya çıkan bir hoşlanma duygusudur. Herkesin haz alacağı şeyler farklıdır. Bireyin haz duygusu sadece o kişinin eylemleri için geçerlidir ve evrensel bir özellik taşımaz. Bu yüzden hedonizm anlayışına göre herkes için geçerli evrensel ahlak yasası yoktur.”
Dikkatli incelendiğinde hedonizm fikrini benimseyen insanlarda bulunan ortak özelliklerin; çıkarcılık, bencillik, öfke ve açgözlülük gibi karşıdaki bireyin düşüncelerini önemsemeyen ve şeri hükümlerin çizdiği İslami şahsiyetin tam tersi bir profil oluşturduğunu görürüz. Bireyler kendi hazlarını elde etmek uğruna, bu saydığımız duyguları çoğu zaman dışa vuracaktır. Her bireyin haz anlayışı da farklı olacağı için aslında hedonizm ister istemez bir kaos ortamı da oluşturmaktadır. Böylece Hedonizm, ideal yaşama bu şekilde ulaşamayarak kendi tezini çürütmüş ve tam anlamıyla kapitalizmi, kalkınmaya götüremeyecek bir fikir akımı olduğunu gözler önüne sermiştir. Çağın sorunu kapitalizme karşı biz Müslümanlara düşen görev ise; yüzeysel olarak yalnızca hedonizm ile değil, aynı zamanda kapitalizm ile de mücadele etmek ve asrın sorunlarına çözüm getirecek olan hilafetin kurulması için mücadele etmektir.
11 notes · View notes
kartanesx · 5 years ago
Text
Bazen var olduğun yeri kabullenemezsin albatra,çünkü hala oradayım dediğin bir anın vardır.Hala tekrar yaşanmasını beklediğin...Hala oraya oradaki aynı kişinin gelip,seni yine orda bulmasını beklediğin bir yer vardır işte.Hep orda kaldığın...Seni orda bulmasının elinden tutup kaldığın yerden götürmesini beklediğin bir yer...Bazen gelir o kişi fakat oraya değil.Hoş...Oraya gelen o olsa bile seni ordan götüremeyecek kadar geç gelir.öyle
1 note · View note
isvicreninsesi · 2 years ago
Text
Cenevre: Schumacher'in F1 Ferrari'si rekor fiyata satıldı
Tumblr media
CENEVRE- Formula 1'in efsane Alman pilotu Michael Schumacher’in 2003'te şampiyon olduğu yarış otomobili açık artırmada satıldı. Alman pilotun 5 yarış kazandığı Ferrari, 14.63 milyon İsviçre frangı karşılığında alıcı buldu. Araç, bu rakamla tarihe geçti. Efsane Formula 1 pilotu Michael Schumacher'in 2003 yılında kullandığı Ferrari aracı, Soetheby’s müzayede evinin Cenevre’deki şubesinde satıldı.
Tumblr media
Alman pilotun 5 yarış kazandığı F2003-GA model otomobil, 14.63 milyon İsviçre frangı karşılığında satıldı. Alıcının ismi açıklanmadı. Schumacher'in 6. şampiyonluğunu kazandığı Ferrari, bugüne kadar satılan en pahalı Formula 1 aracı olarak tarihe geçti. Bir önceki rekor bedel yine Schumacher'in, 2017'de 7.5 milyon dolara satılan 2001 yılında kullandığı Ferrari'sine aitti. Rory Byrne ve Ross Brawn tarafından tasarlanan bu yarış arabası ile Schumacher, 2003 yılında İspanya, Avusturya, Kanada, İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde Grand Prix kazandı. Aracı satın alan kişi Ferrari’nin satış politikası nedeniyle otomobili evine götüremeyecek. Araç, kullanıcının isteği doğrultusunda Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde belirlenecek 9 noktadan birinde sergilenecek. 2013 yılında Fransız Alpleri’nde kayak yaparken kaza geçiren Michael Schumacher, 9 yıldır komada. Michael Schumacher’in Formula 1'de 5’i Ferrari’yle olmak üzere 7 dünya şampiyonluğu bulunuyor. Read the full article
0 notes
sondakikabu · 3 years ago
Text
CHP’li Tutdere: AKP iktidarı esnafın feryatlarına kulaklarını tıkamış durumda
Tumblr media
TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP Adıyaman Milletvekili Av. Abdurrahman Tutdere Kahta programı kapsamında esnafları teker teker ziyaret ediyor, dertlerine kulak veriyor. Kahta programı kapsamında Milletvekili Tutdere’ye CHP Adıyaman İl Başkanı Burak Binzet, CHP Kahta İlçe Başkanı Mustafa Celayer ve çok sayıdaki partili eşlik etti. CHP Heyeti, Kahta İlçe Başkanlığı’nda düzenlenen basın açıklamasının ardından Mustafa Kemal Bulvarı, Adeviye Bulvarı ile Turgut Özal Caddesi’ndeki esnafları ziyaret etti. Tutdere ve beraberindeki heyet esnaf ziyaretleri sonrasında ise Kahta Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi, Yeni Kahta Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi, Öz Kahta Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi ile Yeni Kahta Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatiflerine ziyaretler gerçekleştirerek yeni oluşan yönetim kurullarını tebrik ettiler.   Yurttaşlarımız Ekonomik Yükü Taşıyamaz Durumda Gerçekleştirilen basın açıklamasında değerlendirmelerde bulunan Milletvekili Tutdere, “AKP iktidarının yanlış ekonomi politikaları neticesinde vatandaşlarımızın beli bükülmüş durumda. Esnafımız, çiftçimiz ve köylümüz artık bu ekonomik yükü taşıyamaz durumdalar. CHP olarak Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde Türkiye'nin dört bir yanında sahada çalışıyor, ekonomik krizle boğuşan yurttaşlarımıza ekonomik krizden çıkmak için partimizin ortaya koyduğu çözüm önerilerini anlatıyoruz. Kahta programımız kapsamında Kahtamızın en ücra köşelerine gidecek, sorunları yerinde tespit ederek vatandaşlarımızın düşüncelerini alacağız. Tespit ettiğimiz sorunları da ilgili bakanlıklara iletecek ve bu sorunların sonuna kadar takipçisi olacağız.” ifadelerini kullandı. Esnafımız Faturalara Gelen Zamlar Nedeniyle Büyük Mağduriyetler Yaşıyor Kahta Merkez’deki Mustafa Kemal Bulvarı, Adeviye Bulvarı ile Turgut Özal Caddesi’ndeki esnaflara ziyaretler gerçekleştiren Milletvekili Tutdere, hayat pahalılığı ve üst üste gelen zamlar nedeniyle zor günler geçiren esnaflara kulak verdi. Esnafların üst üste gelen zamlar ve yüksek faturalardan şikayetçi olduğunu dile getiren Milletvekili Tutdere, “Esnafın neredeyse tamamı fahiş elektrik faturalarından şikayetçi.��Esnafımız özellikle elektrik faturalarına üst üste gelen zamlar nedeniyle büyük mağduriyetler yaşıyor. Ürünlere zam geldiği için ürünlerini satamayan esnaf yüksek faturalar karşısında daha da çaresiz bir duruma sürüklenmiş durumda. Esnafımız yüksek faturalardan şikayetçi.” dedi. AKP İktidarı Vatandaşın Cebindeki Kuruşa Bile Göz Dikmiş Durumda Esnaf vatandaşın alım gücü düştüğü için artık çark dönmüyor diyerek isyanını dile getiriyor diyen Tutdere, “Geçtiğimiz yıl 130 lira olan 18 lt yağ, bu yıl 255 liraya yükselmiş durumda. AKP iktidarı vatandaşımızı evine yağ bile götüremeyecek duruma getirdi. Vatandaşın alım gücü düştü, veresiye defterleri kabardı. Yurttaşlarımız alışveriş yapmakta, esnafımız ise kirasını ve faturasını ödemekte güçlük çekiyor. Bunun tek sorumlusu ise AKP ve AKP iktidarının kötü ekonomi politikalarıdır. AKP iktidarı kamu kaynaklarını çarçur ediyor, devletin kasası boşalınca da zam olarak gariban vatandaşlarımıza yüklüyorlar. Bu zor süreçte devletin vatandaşına sahip çıkması gerekiyor. Fakat AKP iktidarı vatandaşlarımıza sahip çıkmaya bir kenara bırakıp vatandaşın cebindeki kuruşlara bile göz dikmiş durumda.” şeklinde konuştu. Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı Read the full article
0 notes
huseyinozdemirerk · 4 years ago
Photo
Ölünce yanında götüremeyecek nasıl olsa😅🙂
Tumblr media
by Layla Monteiro
2K notes · View notes
mansetmalatya · 4 years ago
Text
Destek İsteyen Esnafa İcra Memuru Gönderiyorlar
Tumblr media
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Pandemi döneminde milyonlarca emekçi ve esnafın evine ekmek götüremeyecek noktaya geldiğini belirterek, ‘Ekonomik Sosyal Konsey, koronavirüs salgınının yarattığı ekonomik ve sosyal  bunalımları önlemek için toplanmayacak da ne zaman toplanacak?”diye sordu. Ağbaba, kepenk kapatma noktasına gelen esnafa icra gönderilmesini de ‘vicdansızlık’ olarak değerlendirdi. CHP İşçi Sendikaları, Esnaf-Sanatkarlar ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, TBMM’de görüşülmesine başlanacak bütçenin, milyonlarca emekçinin, işsizin, emeklinin, esnafın değil, iktidarın ve sarayın bütçesi olduğunu belirtti. Ağbaba, asgari ücret belirleme süreci, esnafların içinde bulunduğu durum ve Ekonomik-sosyal konsey ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. BU TABLO DÜNYA LİDERİ ÜLKEYE YAKIŞMIYOR CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba; “Yapılan araştırmalara göre 2020 Kasım ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.516 TL, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 8.197 TL  olduğu ülkemizde, milyonlarca emekçi 2 bin 324 lira maaşla geçinmeye çalışıyor. Açlık sınırının bile altında bir ücretle insanları köle düzeninde çalışmaya zorlamak dünya lideri! Ülkeye yakışmıyor” dedi. TÜM ESN Read the full article
0 notes
malatyacagdas · 4 years ago
Link
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Pandemi döneminde milyonlarca emekçi ve esnafın evine ekmek götüremeyecek noktaya geldiğini belirterek, 'Ekonomik Sosyal Konsey, koronavirüs salgınının yarattığı ekonomik ve sosyal bunalımları önlemek için toplanmayacak da ne zaman toplanacak?'diye sordu. Ağbaba, kepenk kapatma noktasına gelen esnafa icra gönderilmesini de 'vicdansızlık' olarak değerlendirdi.
0 notes
gtosbahcelievler · 4 years ago
Photo
Tumblr media
Bazı rahatsızlıklar vardır ki normal yaşantımızda ufak tefek işleri yapmamıza bile engel olur. Donuk Omuz sendromu da maalesef bunlardan bir tanesi. Kişi omzundaki kısıttan dolayı saçını bile tarayamayacak, elini başına götüremeyecek, tek başına banyo yapamayacak kadar kötü duruma gelebilir. . Hepimizin normal, sağlıklı bireyler gibi yaşamaya hakkı var. Bazen buna engel olan durumlar çıksada biz çözüm odaklı düşünce ile doğru tedaviyi bulup kısıtlarımızı kaldırmalıyız. . Gtos Bahçelievler olarak donuk omuz rahatsızlığınıza gtos terapi ile tek seans kadar hızlı çözümler sunuyoruz. Daha önce merkezimize bu rahatsızlık ile başvurup mutlu bir şekilde ayrılan danışanlarımızı profilimizden inceleyebilirsiniz. Gönderiyi sola kaydırdığınızda gördüğünüz Davut amca gibi☺️ . Hayatınızı daha kaliteli ve sağlıklı bir hale getirmek adına sizleri bekliyoruz. ☺️ Ağrılarınızı ertelemeyin! GTOS BAHÇELİEVLER ile Ağrılara Son ✅ÜCRETSİZ MUAYENE ✅%85.6 memnuniyet, ameliyatsız, iğnesiz, ışınsız manuel terapi yöntemi. 📞(0553) 167 66 35 veya (0212) 505 19 48 📌Adres: Bahçelievler Mah. İzzettin Çalışlar Cad. No:32 K:2 D:7 Bahçelievler/İSTANBUL #donukomuz #omuzağrısı #fiziktedavi #fizyoterapi #fizyoterapist #fiziktedaviverehabilitasyon #egzersiz #sağlık #pilates #fitness #fıtık #sağlıklıyaşam #omurgasağlığı #manuelterapi #terapi (GTOS Bahçelievler, İstanbul) https://www.instagram.com/p/CFHsSlzF70y/?igshid=j4b7c4sf633h
0 notes
a-freaking-phoenix · 5 years ago
Text
‘’geri dönüp düzeltebilirim.’’
böyle söyledi yaşlı kadın. elleri titriyordu, yüzü buruşmuştu. beyaz saçlarının arasından tek tük parlayan siyah teller ve gözlerinin kenarlarındaki gülme kırışıklıkları; eskiden olduğu kişinin görüntüsüne dair karşısındaki kişiye ipucu veriyordu.
‘’hayır, düzeltemezsin.’’ dedi genç kız sabırla. ‘’bunu sana binlerce kez söyledim. zaman yolculuğu gerçek değil.’’
‘’yapabilirim.’’ diye üsteledi kadın. gözlerinde koyu bir inatçılık vardı. ‘’tek yapman gereken beni buradan çıkartmak. acı çekiyorum, kızım.’’
‘’sana burada yardım edecekler.’’ dedi genç kız. yapılacak tonlarca işi, kurulacak planları varken yaşlı kadını günlerini geçirdiği bakımevinde ziyarete gelmek ona sıkıntı veriyordu. onu terk etmeye gönlü el vermese de kadın aklını iyice yitirmişti. doktorlar durumun iyiye gideceğinden şüpheliydi.
‘’edemezler.’’ dedi yaşlı kadın, gözünden kırışıklıklarla dolu yanağına bir yaş damladı. ‘’zaman geçiyor. geri dönmem ve her şeyi düzeltmem lazım. bunu yapabilirim. bana da yalnızca bunu yapmak yardım edebilir; ve kimse bu gerçeği görmüyor.’’
‘’sakin ol.’’ dedi genç kız, gözlerini devirmemek için kendini zor tutarak. yaşlı insanlara katlanamıyordu. bu konuda biraz acımasız olduğu bir gerçekti. ona göre ömrünü tamamlamak üzere olan bir insan hezeyanlara kapılarak kendini gülünç duruma düşürüyorsa; ölmesine yardım etmek yaşatmaktan daha büyük bir yardım olurdu. bu düşüncesini kesinlikle sesli dile getirmiyor, bunun yerine dışarıdaki herkese ninesini sevdiğini ve kimsesi olmadığı için kendisinin onu kabul ettiğini söylüyordu. kabul etmek, tabii. onu en iyi bakımevine yerleştirmişti, daha ne yapabilirdi ki? evinde yaşamasına izin verecek hali yoktu. zaten görünüşe göre kadın son gördüğünden bile daha kötü sıyırmıştı. eğer yapabilseydi, ondan hemen kurtulurdu. bunu neden yapmadığını bile bilmiyordu. onu bakımevindeki ninesini görmeye çeken bir şeyler vardı
‘’umut,’’ dedi yaşlı kadın, kızın gözlerinin içine bakarak. ‘’deli olduğumu düşündüğünü biliyorum kızım. gözlerinden anlaşılıyor.’’ genç kız refleks olarak gözlerini kaçırdı. 
‘’senden sadece bir gün istiyorum. sana geri dönüp her şeyi düzeltmenin mümkün olduğunu kanıtlayabilirim. kanıtlayamazsam, bir daha beni görmeye gelmeni senden istemeyeceğim. buna ihtiyacım var. lütfen kızım.’’
umut kaşlarını çattı. kadın işte şimdi ilgisini çekmişti. ‘’bu kadar düzeltmek istediğin nedir?’’ diye sordu kadına, merakına yenik düşerek. ninesinin gözlerinden bir yaş daha yuvarlandı. ‘’hatalarım.’’ dedi sessizce. ‘’burada olmamı sağlayan her şeyi düzeltmek istiyorum. bana yalnızca bir fırsat gerek.’’
bu kadarı yeterliydi. umut koridordan geçip bakımevinin danışmasına doğru ilerledi. "pardon." dedi. "ninemi buradan çıkarmak istiyorum. sadece bir günlüğüne."
danışmadaki kadın bilgisayar ekranından başını kaldırdı. gözlüklerinin üzerinden, genç kıza kaşlarını çatarak baktı.
"maalesef bir günlüğüne sakinlerimizi dışarı bırakamıyoruz."
"bu da ne demek oluyor? onu buraya ben yerleştirdim, istediğimde gelip götüremeyecek miyim?"
"korkarım hayır. eğer onu buradan çıkarırsanız belli bir süre dışarıda kalması gerekir. prosedür böyle."
genç kızın önünde doldurması gereken formlar vardı. söylene söylene hepsini doldurdu. bir yandan yaşlı kadından gerçek anlamıyla bıkmıştı, diğer bir yandan kendinden bu kadar emin konuşmasından etkilenmişti. bu işin sonunda nasıl bir delilik var, bu ne kadar sürecek, bilmiyordu; ama artık öğrenip bir an önce kurtulmak istiyordu. ayrıca bu bakımevinin kurallarının ona geçmediğini de göstermek geçiyordu içinden.
yarım saat sonra dışarıdaydılar. yaşlı kadın titrek elleriyle trabzanlarına tutunarak yavaş yavaş indi merdivenlerden. gözleri gökyüzünün mavisinde, ağaçların yeşilinde dolaştı. gözünün önünden bir çocuk geçti, siyah saçlı bir kız çocuğu. kedilerin peşinden koşuyordu. tam dört tane kedi, içlerinden biri durup sürmeli gözlerini yaşlı kadına dikti. yüreği hızlanan yallı kadın, "işte başlıyor." diye düşündü.
"ee hanımefendi, sizi kalenizden çıkardık." dedi umut yarı alaylı bir gülüşle. "rotamız neresi? zaman yolculuğuna nereden başlıyoruz?"
"çınaraltı kahvecisi." dedi yaşlı kadın, hiç düşünmeden.
0 notes