#Ev Yapımı 5.Bölüm
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bu Cuma vizyonda olacak filmler
https://pazaryerigundem.com/haber/171328/bu-cuma-vizyonda-olacak-filmler/
Bu Cuma vizyonda olacak filmler
17 Mayıs Cuma günü vizyona girecek yeni filmler sinemaseverlerle buluşuyor.
İSTANBUL (İGFA) – Pek çok filmi dünyayla birlikte vizyona getiren Paribu Cineverse, bu Cuma da birbirinden farklı türde yerli ve yabancı filmleri vizyona getiriyor.
Komediden korkuya, aksiyondan belgesele ve animasyona önemli yapımların vizyonda olacağı Cuma günü, sinemaseverlere farklı dünyaların kapılarını aralayacak
17 MAYIS CUMA GÜNÜ VİZYONUNUN ÖNE ÇIKANLARI…
Senaristliğini ve yönetmenliğini John Krasinski’nin üstlendiği Hayali Arkadaşlar (Imaginary Friends), fantastik bir aile filmi olarak sinemaseverlerle buluşuyor. Film, insanların hayali arkadaşlarını ve bu süper güçlerin neler yaptığını görebildiğini keşfeden bir kızın hikayesini konu ediniyor. Genç bir kız olan Bea, bir gün herkesin hayali arkadaşlarını görebildiğini keşfeder. Bu süper gücü ile Bea, büyürken herkesin geride bıraktığı, unutulmuş hayali arkadaşlarıyla yeniden bir araya getirmek için büyülü bir maceraya atılır.
Haftanın korku filmlerinden Ziyaretçiler Bölüm 1 (The Strangers: Chapter 1), evlilik yıldönümlerini kutlamak isterlerken kendilerini korkunç bir kabusun içinde bulan bir çiftin hikayesini konu ediniyor. Genç bir çift, yıldönümlerini kutlamak için yola koyulur. Ancak seyahatleri arabalarının yolda arızalanmasıyla yarım kalır. Yola devam edemeyen çift, geceyi geçirmek için şehirden uzaktaki ıssız bir kasabada bir ev kiralamak zorunda kalır. Çiftin sakin başlayan gecesi, kiraladıkları eve üç maskeli katilin gelmesiyle kabusa dönüşür.
Haftanın bir diğer korku filmi Alem-i Cin 5, babasının ölümünün ardından yıllardır gitmediği köyüne dönen genç bir kadının yaşadıklarını konu ediniyor. Genç bir kadın olan Aslı, yıllardır görüşmediği babasının ölüm haberini alır. Bu durum üzerine Aslı engelli kardeşiyle ilgilenmek zorunda kalır ve bu yüzden İstanbul’dan ayrılarak 20 yıldır gitmediği köyüne döner. Aslı, ilk fırsatta İstanbul’a dönme planları yapsa da kendisini beklenmedik olayların içerisinde bulur. Babasının ölümünden sonra köylünün sakladığı büyük bir günahı öğrenen Aslı, köye çöken cinlerin laneti ve köy halkıyla mücadele eder.
Çocukların ve animasyon tutkunlarının ilgisini çekecek Tombul Mombul Takımı: Sırt Sırta (Combat Wombat: Back 2 Back), büyük bir tehlike ile karşı karşıya olan şehrini kurtarmak için zorlu bir maceraya atılan Combat Wombat’ın hikayesini konu ediniyor. Kötü bir teknoloji dehası, şehri bir metaevren simülasyonuna dönüştürmekle tehdit eder. Bu durum üzerine Combat Wombat, şehri kurtarmak için zorlu bir mücadeleye girişir.
Haftanın aksiyon filmlerinden Becky’nin Gazabı (The Wrath of Becky), hayatını yeniden kurmaya çalışırken evlerine gerçekleşen bir saldırı sonucu ortalığı kan gölüne çevirmeye karar veren genç bir kızın hikayesini konu ediniyor. 16 yaşındaki Becky, iki yıl önce Neo-Nazilerin evlerine saldırması sonucu kimsesiz kalır. O zamandan beri Becky, yaşlı bir kadın olan Elane’nın bakımı altında hayatını yeniden kurmaya çalışır. Ancak onun hayatı, kendilerine ‘Asil Adamlar’ adını verdikleri bir grubun evlerine girmesiyle yeniden alt üst olur. Evlerine saldıran grup, Becky’nin köpeğini kaçırır. Artık sevdiklerini ve kendisini korumak için her şeyi göze alan Becky, ortalığı kan gölüne çevirmeye kararlıdır.
Martin Bourboulon’un yönettiği 2023 yapımı bir epik aksiyon-macera filmi Üç Silahşörler: D’Artagnan (The Three Musketeers: D’Artagnan), Alexandre Dumas’ın 1844 tarihli Üç Silahşörler romanının bir uyarlaması olarak vizyona giriyor. Güneybatı Fransa’daki uykulu Gaskonya’dan ulusun kalbine Paris’e taşınan D’Artagnan, kralın üç silahşörlerine katılır: Athos , Porthos ve Aramis. Dörtlü, din savaşlarıyla bölünmüş ve İngiliz ordusunun tehdidi altında olan bir ülkede istikrarı sağlamak istemektedir. Ama önce karanlık planları olan Kardinal Richelieu’nun izini sürmeleri gerekir. Ancak D’Artagnan için işler kraliçenin sırdaşı Constance Bonacieux’ye kapıldığında tehlikeli bir hal alır. Çünkü ona olan aşkı şaibeli karakterlerin de onu fark etmesini sağlar. Milady de Winter gözünü hızla onun hayatına diker.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
PERU’NUN HİKAYESİ
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: CUSCO
Antik çağlardan günümüze kadar geçen süreçte atalarımızın gerçekleştirdiği fakat bizlerin ıskaladığı hayati bir gerçek var: Eşyaya-tabiata-insana isim verme ve o isimleri efsaneleştirme.
İspanyolca okunuşu ile “Kuzko” isminin kökeni mitolojik bir anlatıma sahip olan ve bir baykuşun kanatlarını alarak gelecekte inşa edecekleri şehirlerinin üzerine konan “Ayar kardeşlerin” efsanesine dayalı. 13. ile 16.yüzyılları arasında İnka İmparatorluğuna başkentlik etmiş tarihi bir şehir olan Cusco’nun, Aymara dilindeki karşılığı da zaten “baykuş kayası” demek. Efsaneye göre kardeşlerden birinin, baykuş kanatları ile ileride Cusco şehri olarak isimlendirilecek olan topraklara ayak bastığına inanılan yerde, bir kayaya dönüştüğü rivayet edilmekte.
Bizler tüm hayatı -bizlerden kastım atalarımız yoksa günümüz insanı olan bizler isim koyma becerisinden yoksun varlıklarız- efsaneler ile kurarız. Hikayelerimiz ile tabiata ad takar, efsaneye konu olan insanların cesaretlerinin ölçüsü dahilinde isim almalarına şahitlik ederiz. Şimdilerde doğar doğmaz ailemiz tarafından isim verilen bizler ismimizin anlamını ve değerini verebilmek için bir ömür tüketmekteyiz. Misal ben; hande, Farsça kökenli bir kelime olan ve anlamı “gülüş, gülmek” manalarına gelen adımın hakkını verebilmek için pek çaba sarf etmedim. Zaten doğduğum andan itibaren güleç bir çocuktum, hayatım boyunca da gülme konusunda zorlandığım pek görülmemiştir ve ne mutlu ki dolu dolu güldüğüm doğrudur. Dolayısıyla “Hande” ismini kazanabilmek için ben bir cesaret göstermedim, baykuş kanatları takarak başka diyarlara uçmadım ama günümüzden 9–10 asır önce insanlar cesaretlerinin ölçüsünde isim almaktaydılar. Aymara kardeşlerin pek cesur kimseler oldukları aşikar yoksa neden bir başkası değil de onlar efsanelere konu olmuş olsunlar?
İşte Cusco; sokaklarını gezerken, yerel halka selam ederken, herhangi bir bankın üzerinde dinlenirken “burada bir zamanlar bir şeyler olmuş, burada bir zamanlar bir tarih doğmuş” hissini iliklerinize kadar yaşayabileceğiniz bir yer. Bu duyguları kalkıp, tarihsel bir geçmişi ve hikayesi olmayan Dubai’de yaşayamazsınız. Dubia benim için hikayesi olmayan kent demek (güzel bir şehir ama hepsi o.) O yüzden ısrarla, Peru’ya gidiniz ve Güney Amerika tarihine uzunca bir dönem damgasını vurmuş insanların topraklarına konuk olunuz demekteyim. Ev sahipleri var da, misafirler nerede? :)
Şehri tanıtmaya başlamadan önce en önemli uyarıyı yapmakta fayda var. Peru’da Cusco gibi şehirlerin çoğu yüksek irtifalı bölgeler olarak kabul ediliyor ve oksijen seviyeleri yüksekliğe bağlı olarak bir miktar düşüş gösteriyor. İlk gidişimde ben, hafif bir baş dönmesi ve bir nebze de olsa mide bulantısı yaşamıştım. Otel görevlisinin bizlere lobiye girer girmez koko çayı ikram etmesinin sebebiyle “yüksek irtifa hastalığı” denilen bu olguyu öğrenmiş bulundum. Kaldığınız günler boyunca koko çayından bol bol tüketmenizi öneririm.
Her gezginin uğrağı, Plaza de Armas meydanı:)
CUSCO GEZİ REHBERİ
1. PLAZA DE ARMAS MEYDANI
Plaza de Armas şehrin kalbi denilen koca bir meydana verilen isim. Çevresinde çeşitli restoranlar, alışveriş merkezleri, sokak satıcıları, tarihi binalar ile her gezginin önünde fotoğraf çektirdiği tarihi çeşmeden manzaralar bulunmaktadır. Lamalar veya alpaka ile geleneksel kıyafetler giyinmiş yerel halktan insanlar ile fotoğraf çektirmeniz de cabası. Cusco, benim için Peru seyahatim boyunca edindiğim en güzel hediyelik eşyaları, lokal sanatçıların el ürünlerini uygun fiyatlara satın aldığım alışveriş imkanları ile de gözde bir şehir.
İNKA KRALLIĞININ ESKİ BAŞKENTİ CUSCO/ PLAZA DE ARMAS
Alışveriş edebileceğiniz otantik dükkanlar, oteller ve de kafelerin buluştuğu meydan / Plaza de Armas,Cusco
2. CUSCO KATEDRALİ (Cusco Cathedral)
Cusco'ya yapılacak herhangi bir ziyaret, Plaza de Armas'taki katedrali muhakkak içermelidir zaten meydanın tam göbeğinde bulunan katedrali görmemezlikten gelemezsiniz çünkü hem çok eski bir tarihe ev sahipliği yapmakta hem de Peru halklarının İspanyollar tarafından nasıl Hristiyan edildiklerinin canlı bir tanığı olarak ayakta durmakta. Cusco'daki ilk Hristiyan kilisesi, 1538'de inşa edilmiş olan Zafer Kilisesidir ve zamanla bu kilise katedrale dahil edilmiştir. Katedralin sağ alt kanadında bulunan çan kulelerinin altında yer alan kilisede Hz. İsa’nın oldukça koyu tenli bir profiline rastlayacaksanız. Bugüne kadar izlediğimiz tüm filmlerde, bütün kiliselerde beyaz tenli olarak tasvir edilen Hz. İsa burada Peruluların ten renginde resmedilerek adeta kökenlerine dair bir gönderme yapmakta. Evet artık Hristiyan olabiliriz, evet artık İnka Medeniyetinde değiliz ama bizler hala İnkaların çocuklarıyız ve Hz. İsa’mız da bizim rengimizde. Çok hoş bir detay bu… Bu arada katedral asıl başka bir sanatsal anlatım ile oldukça ünlü: Hz.İsa ve Havarilerinin, kavrulmuş gine domuzu da dahil olmak üzere Peru mutfağından yemekler ile resmedildikleri “Son Akşam Yemeği” tablosunu görünce gülümsememeniz olasılık dışı.
SON AKŞAM YEMEĞİ / CUSCO KATEDRALİ
HZ. İSA / CUSCO KATEDRALİ
KATEDRALİN PLAZA DE ARMAS’TAN GÖRÜNTÜSÜ, CUSCO
3. SAN BLAS
Cusco seyahatim boyunca en keyif aldığım yerlerin başında San Blas meydanı gelmektedir. İnka İmparatorluğu’nun eski başkenti Cusco’nun özünü yaşamak istiyorsanız, en eski mahallelerden biri olan bohem bölgesi San Blas’ta dolaşınmanızı şiddetle öneririm. Plaza de Armas'a sadece on dakikalık yürüme mesafesinde yer alan meydanda,yöresel yemekler ve yerel halk tarafından yapılan el yapımı hediyelik eşyaları bulacaksınızdır. Ayrıca tarihi dokusunu korumuş bulunan dar sokaklarında avare avare gezmek sizlere iyi gelecektir.
SAN BLAS’IN OTANTİK SOKAKLARI
SAN BLAS- YEREL HALK
4. SAN PEDRO MERKEZ PAZARI / Mercado Central de San Pedro
Cusco'nun halk pazarında, yerel halkın nasıl yaşadığını görmek için iyi bir fırsat arıyorsanız üstüne üstlük Peru kültürüne ait desenlerden örülü çantalar, ayakkabılar, masa örtüleri almak isterseniz eğer, bu pazar bulunmaz bir nimet olma özelliği taşıyor. Şu anda kullandığım ve hala eskimeyen otantik ayakkabılarımı, alpakadan yapılma çantamı ve hatta yine örme bavulumu dahi
buradan satın almıştım. Pazarın büyük bir bölümü, fiyatları oldukça ucuz olduğu için çok sayıda yerlinin yemek yediği bir yemek alanından oluşmakta. Geri kalan kısmında ise taze meyve, et, peynir, unlu mamuller, baharatlar gibi her türlü yiyeceği satan satıcılara denk geleceksinizdir. Cusco gezi turumda eğlenceli bir duraktı San Pedro Ana Halk Pazarı.
Mısırın envai çeşidinin olduğu Peru’da ama özellikle Cusco’da siyah süt mısırlarını görünce oldukça şaşırmıştım. Dünyanın farklı yerlerinde, bambaşka coğrafyalarında bildiğiniz lezzetler hiç alışık olmadığınız görüntülerde karşınıza çıkabiliyorlar:) / San bir mısır tezgahından görüntü.
5. SACSAYHUAMAN ARKEOLOJİK SİTESİ
Cusco’ya tepeden bakan ve şehir merkezinden yaklaşık 30 dakikalık bir uzaklıkta bulunan Sacsayhuaman arkeolojik sitesi görülmesi gereken bir mühendislik harikasıdır. Akıllara durgunluk veren ve bazısı 300 ton ağırlığındaki taşları İnkaların birkaç kilometre hareket ettirerek bu alana taşıdıklarını hayal etmek bile zor. Aynı zamanda benim lokal rehberden dinlediğime göre burası, İspanyol işgalcilere karşı son İnka direnişinin yaşandığı bölge. Şu an içinde oturduğumuz evlerimizi, yaşadığımız mahalleleri birileri elimizden almaya kalksa nasıl büyük bir direniş göstereceğimizi aklımızda tutarak bu kenti gezmeliyiz. İnkaların ruhuna dua okumak isteyenleriniz için bu bölgeden daha uygun bir toprak alanı bulunmamakta. Ruhlarına el-fatiha.
Sacsayhuaman
Christo Blanco, Sacsayhuaman
Christo Blanco
6. OLLANTAYTAMBO TAPINAĞI
Aslında Ollantaytambo yerleşim birimi Cusco ile Machu Picchu bölgeleri arasında yer alan küçük bir kasabadan ibaret dersek yeridir. Machu Picchu antik kentine giden tren güzergahında bulunan Ollantaytambo’da gezginlerin çoğunun farkına varmadığı şey ise kasabanın dünyadaki en etkileyici megalitik kalıntılardan bazılarına sahip olduğudur. 1530'lara kadar uzanan ve oldukça eski bir hikayeye sahip olan Ollantaytambo tapınağına yukarıdan baktığınız zaman devasa taşlarla örülü, basamaklı bir piramit görüntüsü ile karşılaşmanız olacaktır ancak bu bir göz yanılsamasıdır çünkü karşınızda duran yapı mega platformlardan oluşan bir taraçadır.
GÜNEŞ TAPINAĞI
OLLANTAYTAMBO TAPINAĞI
OLLANTAYTAMBO TAPINAĞI
Cusco hakkında daha yazılacak çok şey, söylenecek çok kelime var olmasına karşın benim Cusco deneyimlerim bunlardan ibaret bir sonraki bölüm olan Machu Picchu için şimdiden hazırlık yapsam iyi olur zira Machu Picchu çiçek çocuklardan itibaren gezginlerin, kaşiflerin, arkeologların ve de turistlerin gözdesi ve Peru’nun en güzel hikayesi.
#gezİ#travel#travelling#geziyoruz#geziyorum#gezilecekyerler#gezgin#travelpics#travelperu#world#gezici#cuscoperú#cuscoperu#cuscomagico#cuscotrip#cusco#travel bag#travel and tourism#travel adventures#travel addiction#travel diary#travel destinations#travel documents#travel and hospitality#travel blog#travel books#travel channel#travel guide#travel hotspots#travel journal
3 notes
·
View notes
Text
TRT 1 - Ev Yapımı (5. Bölüm) (Tam Bölüm)
TRT 1 – Ev Yapımı (5. Bölüm) (Tam Bölüm)
Yönetmen koltuğunda Mustafa Uğur Yağcıoğlu’nun oturduğu, yapımcılığını Birol Güven’in üstlendiği ve başrollerinde “Seksenler” dizisinin sevilen yüzleri Rasim Öztekin, Özlem Türkad, Şoray Uzun, Ayşe Tolga, Yasemin Çonka, Ceyhun Fersoy, Begüm Öner, Berat Yenilmez, Hakan Bulut, Necmi Yapıcı gibi isimler yer aldığı ve oyuncuların kendi evlerinde, tamamen kendi imkanlarıyla çektiği yeni dizi “Ev…
View On WordPress
#23 Nisan 2020#23 Nisan 2020 Perşembe#Ayşe Tolga#Begüm Öner#Berat Yenilmez#Birol Güven#Ceyhun Fersoy#Ev Yapımı#Ev Yapımı 23 Nisan 2020#Ev Yapımı 23 Nisan 2020 Perşembe#Ev Yapımı 5.Bölüm#Ev Yapımı 5.Bölüm izle#Ev Yapımı izle#Hakan Bulut#Mustafa Uğur Yağcıoğlu#Necmi Yapıcı#Özlem Türkad#Rasim Öztekin#Şoray Uzun#TRT 1#Yasemin Çonka
0 notes
Photo
⚠️Sağlıklı diye bol bol tüketiyoruz ama bağırsakları bitiriyor!BÖLÜM 3️⃣ 🫖YEŞİL ÇAY Yeşil çay, yüksek antioksidan içeriğinden dolayı dünyanın en sağlıklı içeceklerinden biri olarak etiketlenmiştir. Yeşil çaydaki antioksidanların kanser ve kalp hastalığı risklerini azalttığı, yağ yaktığı ve beyin fonksiyonunu iyileştirdiği bulunmuştur. Yeşil çayın sayısız faydası varken, aşırı miktarda tüketilmesi özellikle yüksek kafein içeriği nedeniyle olumsuz yan etkilere neden olabilir. Çok fazla kafein tüketmenin etkileri arasında uykusuzluk, baş ağrısı, çarpıntı ve mide ekşimesi bulunur. Kafeinli ürünlere toleransı düşük olanlar için yeşil çay asitlik ve hazımsızlığa da neden olabilir. Uzmanlara göre günde 3 ila 5 bardak yeşil çay ortalama bir yetişkin için fazlasıyla yeterli. 🟢HUMUS Humus, nohut, tahin, limon, sarımsak ve zeytinyağından yapılan bir Orta Doğu sosu olarak tüm dünyaya yayıldı. Ayrı ayrı, tüm bileşenler çeşitli sağlık yararları içerse de bir araya geldiklerinde besleyici ve protein dolu bir süper gıda üretirler. Humus sadece veganlar ve fındık, gluten ve süt ürünlerine alerjisi olanlar için uygun olmakla kalmaz, aynı zamanda gelişmiş sindirim sağlığı ve kan şekeri kontrolü ile ilişkilendirilmiştir. Humusun faydalarının özellikle ev yapımı versiyonunda bulunduğunu belirtmek önemlidir. Mağazadan satın alınan humusun çoğu sağlıklı değildir ve yüksek miktarlarda sodyum, gereksiz yağlar ve koruyucular gibi tehlikeli bileşenler bile içerebilir. Diğer işlenmiş gıdalar gibi hazır humus da obeziteye ve çeşitli hastalıklara katkıda bulunabilir. Bu nedenle en iyisi kendiniz yapmaktır. -The End-🙋🏻♂️ -Prof.Dr.Erkan Topuz- #ciltgüzelliği #diyetlistesi #zayıflamakistiyorum #detoks #almanya #yemek #estetik #ciltlekeleri #zayıflamak #lezzetliyemekler #kayseri #ankara #ciltbakımı #diyetyemekleri #diyet #saçdökülmesi #zayıflama #müzik #lezzet #botoks #saçbakımı #güzelliksırları #güzellik #magazin #türkkahvesi #ciltbakımı #yemektarifleri #komikvideolar #haber #güzelsözler (Medistate Kavacık Hastanesi) https://www.instagram.com/p/CkiG-GxL_Qx/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#ciltgüzelliği#diyetlistesi#zayıflamakistiyorum#detoks#almanya#yemek#estetik#ciltlekeleri#zayıflamak#lezzetliyemekler#kayseri#ankara#ciltbakımı#diyetyemekleri#diyet#saçdökülmesi#zayıflama#müzik#lezzet#botoks#saçbakımı#güzelliksırları#güzellik#magazin#türkkahvesi#yemektarifleri#komikvideolar#haber#güzelsözler
0 notes
Text
Neden Glutensiz?
Tarifler
Ekmekler
Kekler
Kurabiyeler
Salatalar
Yemekler
Sevdim/Sevemedim
Oğlumla Tecrübelerim
Sağlık
Ben kimim?
Atölye
İş Birliği
Ara
 Glutensiz Beslenme ve Yemek Tarifleri
 
Neden Glutensiz?
Tarifler
Ekmekler
Kekler
Kurabiyeler
Salatalar
Yemekler
Sevdim/Sevemedim
Oğlumla Tecrübelerim
Sağlık
Ben kimim?
Atölye

Atölye
GDC EV ATÖLYESİ nedir?
İş Birliği
Ana Sayfa Genel Aşısızların mutasyona sebep olup aşılıları riske attığı doğru mu?
Genel
Sağlık
Aşısızların mutasyona sebep olup aşılıları riske attığı doğru mu?
5 Eylül 2021
21840
7
Facebook'ta Paylaş
Twitter'da Paylaş

Sn. Doç. Dr. Cüneyt KONURALP’in Covid19 ve Aşılar üzerine yazısının ikinci bölümünü aşağıda bulabilirsiniz.
Antikor sayısı önemli mi? Korona’da antikor sayısı kaç olmalı?
Büyükannenin olduğu aşılar torununu nasıl etkiliyor?
Konularının işlendiği ilk bölüm için şurayı tıklayınız…
4- Gelelim şu meşhur mutasyon/varyasyon olayına… O kadar suistimal edilen ve yanlış anlatılan bir konu ki… Bunu açıklamak için önce biyolojinin ana kurallarından birinden bahsetmek zorundayım. Hücre düzeyinde sadece doğa kuralları geçerlidir. Canlı organizmanın bütünün aksine, hücreler duygu (intikam, öfke, nefret gibi) ile hareket etmezler, düşmanlık veya dostluk diye bir şey yoktur bu dünyada. Hücreler hayatta kalmak ve türlerini devam ettirmek için ne gerekiyorsa onu yaparlar (Ökaryotik sistemlerdeki apoptosis programı da türün devamıyla bağlantılıdır).
Bu yönüyle baktığımızda, hiçbir bakteri, virüs veya parazit konak olarak kullanmak istediği bir insana onu öldürmek amacıyla girmez. Çünkü bu bindiği dalı kesmekten başka bir işe yaramayacaktır. Ancak, virüs bariyerleri ve bağışıklık sistemini atlatıp bir insan hücresine ilk girdiğinde (ve hele de Zoonoz ise, yani hayvan hücresine alışık bir form ise) ölümcül veya çok zararlı bir etki yaratması muhtemeldir. Çünkü, o insan hücresine, insan hücresi de ona yabancıdır. Sonuçta virüs canlı ve protein sentezlettirebilen bir hücrede kalamadıkça varlığı tehlike altında olacağı için hem bağışıklık sistemini kandırmanın bir yolunu bulmak hem de bu yeni hücre tipine adapte olmak zorundadır.
İnsan hücresi de, eğer ondan kurtulamıyorsa, o virüsle birlikte yaşayabilecek adaptasyonlara girer (yani, aslında her ikisi de bir adaptasyon yaşar). İşte bu adaptasyondur mutasyon veya varyasyon dedikleri şey. Mutasyon, virüs/bakterinin daha tehlikeli değil, tam tersine daha az tehlikeli, en azından daha az öldürücü olan bir adaptasyona gitmesidir aslında. Yani, bize anlatılmaya çalışılanın tam tersi… Çünkü, biyoloji böyle çalışır. Covid bazı insanların dediği gibi insan yapımı bir virüs olabilir. Ancak, öyle bile olsa, salıverildikten sonra kontrol biyolojiye geçecek ve izah ettiğim aşamaları yaşayacaktır.
Hatırlarsınız, aktör Rock Hudson’ın dramı ile ilk kez duyulan HIV enfeksiyonları eskiden çok öldürücü idi. Hatta Anti HIV antikoru pozitif çıkanlara ölecek gözü ile bakılırdı ve ölürlerdi de (bu arada HIV enfeksiyonu hücresel immunitenin yanında humoral immunitenin neredeyse önemsiz kaldığına da güzel bir kanıttır). Aradan geçen onca yıl sonra ne oldu?…Yanlış bilmiyorsam bir aşı geliştirilmedi. Geliştirildi ise bile kitlelere yapılmadı. Günümüzde sokakta dolaşan bir sürü HIV pozitif insan var, hasta olduğunun farkında bile değil. Hiçbir tedavi olmadan ömrünü geçiriyor… İşte bu, tipik bir örnektir HIV’in insan hücresine, insan hücresinin de HIV’e adapte olduğuna.
Sonuç itibari ile eğer bir virüs bağışıklık sistemi tarafından kolayca tanınıyorsa ve hücreye tutunma, içeri girme vs. aşamalarında zorluklar çekiyorsa mutasyona uğramak zorundadır. Randomize (veya belki de bizim randomize sandığımız) moleküler değişikliklerle bağışıklık sistemini kandırabilecek bir forma girer, dokuya daha kolay tutunur, hücre içine daha kolay girer ve kendisini çoğaltmak için hücre organellerini kullanırken konak hücreyi de daha uzun veya sürekli canlı tutmanın yollarını bulur. Tabii hücre de son noktaya kadar gelmesine engel olamamışsa, bu durumda hayatta kalabilmenin yollarını geliştirecek mikromutasyonlara uğrar aynı şekilde…
Yani…. MUTASYON İYİ BİR ŞEYDİR. KAÇINILMAZDIR VE OLMALIDIR. Covid’i de sıradan bir hastalık haline döndürecek olan şey de bu mutasyonlar zincirinin tamamlanmasıdır. Zaten Covid’in kendisi kesinlikle tehlikeli bir virüs değil. Covid’de öldüren veya hastalığı ağır geçirten şey, virüsün verdiği hasar değil, ayarı bozuk olan immün sistemin Covid’e karşı oluşturduğu yanıtın cross reaksiyon nedeniyle otoimmünite ile sonuçlanmasıdır. Bu konuya burada değinmeyeceğim…
Covid mutasyonları devam ettikçe (alfa, beta, delta ve muhtemelen bir sonraki epsilon şeklinde…) Covid’in bulaşma yeteneği artacak, daha çok kişi infekte olacak, ancak oran olarak daha az insan ölecek daha çok insan da hastalığı subklinik olarak geçirecek… Aşı olsanız da, olmasanız da bu böyle…
5- Bu arada, şunu da söylemeden edemeyeceğim. Bir virüsün bir sonraki mutasyonunun ne olacağını, yani yüzey proteinlerinin (antijenlerinin) moleküler yapılarının ne şekilde değişeceğini önceden bilebileceğimiz bir matematik modelleme veya yöntem yok. Bu durumda, virüsün orijinal/mutasyonsuz formu dedikleri alfa varyantı örneği ile hazırlanan ilk aşıların (hadi aşılar üretiliyor iken beta varyantı da ortaya çıkmış olsun) içinde aylarca sonra gerçekleşecek olan mutant formun bulunması imkânsız. Öyleyse, mesela “Biontech delta varyantına karşı şu kadar koruma etkisine sahip” lafını nasıl söyleyebilirsiniz? Aşıları sonradan güncelleseler bile, haftalarca önce üretilip başka ülkelere gönderilen ve stoklarda tutulan aşı flakonlarının bu güncellemeyi on-line olarak gerçekleştirmesi mümkün olamayacağına göre, nasıl olur da bir aşı, üretiminden aylar sonra gelişen mutasyonları da koruyabilir (aslında Kuantum Fiziğinde bu mümkün, ancak bunu savunanların Kuantum Fiziğine veya Morfik Alan Teorisine dayanarak bu şekilde konuştuklarını sanmıyorum)? Bu soruyu kimse sormuyor mu?
6– Ve şimdi de gelelim en büyük yalana… “Covid’in mutasyona uğramasına aşısız insanlar sebep oluyor ve aşılı insanları da riske atıyorlar”!!! İnanın bana; tam tersi doğru… Aşı virüsün mutasyonunu hızlandıracak bir ortam yaratılmasına sebep olur (ama insan hücresindeki mutasyonu hızlandırmadan). Bu nasıl olur?
Siz virüsün bilinen antijenleri ile bir aşı hazırlayıp bu antijenlere karşı bir immün yanıt oluşturtuyorsunuz ya… Aşılılarla karşılaşan virüs bütün antijenleri tanındığı için daha girişte saldırıya uğruyor ve öncelikli olarak şifresini değiştirmek zorunda kalıyor, yani acilen mutasyona gitmek zorunda kalıyor. Aşısızlarla karşılaşanlar ise -eğer bağışık yanıt hızlı ve doğru gelişmez ise- şifre değişimine o kadar öncelik vermiyor, daha çok konak hücreye daha kolay girip bu hücreyi daha fazla hayatta tutmanın yolları üzerinde çalışıyor. Aşısızların konak hücreleri de, aynı şekilde, kendi adaptasyonları üzerinde çalışabiliyorlar.
Gördünüz mü, olay ne kadar farklı? Dolayısı ile, önceki yazımda belirttiğim yan etkilerinden çekinerek aşı olmayan insanlar, aşılı insanların şifre değiştirmeye zorladığı ancak, sonraki aşamalar için mutasyona pek zorlayamadığı virüslerin kaynağı oluyorlar. Bir bakıma onların işini esas, aşılı olanlar zorlaştırıyor. Aşısız olanlar ise -tam tersine- SAĞLIKLI VE DOĞAL MUTASYONU SEKTEYE UĞRATMADIKLARI İÇİN aşılıları koruyacak olanlar aslında… Herhalde, böyle bir cümleyi ilk olarak benden duyuyorsunuz. Her şey tersine döndü şimdi, değil mi? Kısacası, aşısız insanların virüsün daha öldürücü bir forma mutasyon geçirmesi için uygun bir ortam oluşturdukları ve bir süre sonra bu yüzden aşılıların da korunamıyor olacağı cümlesi koca bir yalandır ve hem aşı olmaya zorlamaya hem de aşıların etkisinin yetersizliğine bir kılıf uydurmaya yöneliktir. Neyse, daha derine girmeden burada keseceğim…
Biyolojiye karşı gelemezsiniz… Siz ne yaparsanız yapın, o kendi kuralları ile ilerlemeye devam edecektir. Ona direnirseniz toplu hastalık ve ölümle karşılaşmanız kaçınılmaz olur. İnsanlara yanlış bilgi vererek, doğruyu arayanlara şarlatan deyip bir de üstüne hedef göstererek ve pozitif/negatif ayrımcılık yoluyla kendi istediklerinizi empoze etme, istediklerinize karşı çıkanları ise cezalandırma yoluna giderseniz, sonradan hiç kimsenin düzeltemeyeceği sonuçlarla karşılaşırsınız. Bu sonuçlarla kastım toplumsal olaylar falan değil (benim politik mesajlarla falan bir işim yok). Cezayı biyolojinin kendisi kesecek… Ben ondan korkuyorum…
“Bu konularda tekrar yazmak zorunda kalmam inşallah” dileğiyle, hepinize saygılarımı sunuyorum. Doç. Dr. Cüneyt Konuralp
—- Bir Soru Bir Cevap —-
Gruptan bir doktor arkadaşımızın sorusu:
SORU: ” Örneğin belki binlerce yıldır insan-hayvanlar arasında dolaşan kuduz virüsüne karşı neden halen etkili bir bağışıklık gerçekleştiremedik? Örneğin sizi kuduz bir köpek ısırsa aşı olmayı reddeder misiniz? Ya da çiçek virüsüne maruz kalabilir misiniz? Bu iki virüsü özellikle seçmemin nedeni kadim zamanlardan kalan virüsler olması. Burada neden bir denge kurulamadı? Niçin halen aşılara ihtiyaç duyuluyor?”
CEVAP: Çok güzel ve yerinde bir soru sordunuz. Gerçekten Kuduz (Rabies) virüsünde farklı bir durum var gibi gözüküyor.
Kuduz virüsü bir Zoonoz’dur (yanılmıyorsam Çiçek virüsü de bir Zoonoz’du). Yani hayvan hücresine alışıktır. Bu yüzden hayvanlarda daha az öldürücüdür (yani Kuduz virüsünü alan her hayvan ölmez). İnsanlarda ise bu adaptasyonun bir şekilde gerçekleşemediğini görüyoruz gerçekten. Bildiğim kadarıyla, bugüne kadar Kuduz’a yakalanıp ve aşı da olmayıp ölmeyen sadece birkaç vaka var… Kaslardan sinir terminallerine geçene kadar Virüsün immün sistem tarafından tutulma şansı var, sonrasında çok zor. Yani esas mutasyonun sinir hücrelerini öldürmeden enfeksiyonu kronik olarak idame ettirebilme aşamalarında olması gerekiyor. Ancak, nedense bu mutasyon veya karşılıklı adaptasyon nesiller geçmesine rağmen çok yavaş gelişiyor. Yine de, bunun yavaş da olsa gerçekleştiğini kuluçka süresinin uzamasından anlıyoruz. Bazı vakalarda kuluçka süresi 2 yıla kadar uzayabiliyor. Eskiden kesinlikle bu kadar uzun süreli kuluçka süreleri yoktu Kuduz’da. Bize ters gelse de, biyoloji kendi ajandası ile ilerliyor. Nasıl Jüpiter’in güneş etrafındaki bir turu bize çok uzun bir süre gibi geliyorsa da, bazı mutasyon/adaptasyonların gelişimi de anlam veremeyeceğimiz şekilde uzun olabilir. Biyolojide birbirine çok uyumsuz iki sistemin birbirlerini öldürmeyecek şekilde bir çözüm üretebilmeleri bazen yüzyıllar alabilir.
Gelelim Kuduz aşısına… Tehlikeli bir enfeksiyon olmasına rağmen muhtemelen koruyuculuk süresi 2-3 yıl ile sınırlı olduğu için aşı takviminde yer almıyor… Diğer aşıların aksine, enfeksiyondan sonra ve rapelleri de çok kısa aralıklarla yapılan bir aşı tipi olarak diğerlerinden ayrılıyor. İnaktif bir virüs aşısıdır ve hızlandırılmış immün yanıt oluşturabilmek için de (virüs sinir uçlarına ulaşmadan önceki dönemi yakalayabilmek amacıyla) arttırılmış oranda adjuan madde içerir.
Peki, ben Kuduz olduğu bilinen bir hayvan tarafından ısırılırsam, Kuduz aşısı olur muyum? Kuduza karşı karşılıklı adaptasyon gelişmediği için ve bunu tedavi edebileceğim başka bir yönteme sahip değilsem, hiç düşünmeden olurum. Çünkü, bu vakada fayda/zarar oranı bunu gerektirir. Bu aşının vereceği zararla daha sonra uğraşırım.
Sandığınızın aksine, ben aslında aşı karşıtı değilim. Aşıların içeriği ve etkileri hakkında insanlara yalan söylenmesine karşıyım. Bu içeriklerle üretilmiş olan aşı örneklerine karşıyım. Aşı konseptine ise hiç karşı değilim. Antijenlerin önceden tanıtılması gayet iyi ve faydalı bir fikir… Buna neden karşı çıkayım?
Bu arada, sanırım siz bizim nesle yetişemediniz. Çiçek aşısı benim yaş grubuma yapılmıştı. Kolunda BCG ile birlikte onun da skarını taşıyan nesillerdenim ben :))
Saygılarımla…
SORU: “Cüneyt Bey, klişe laflar içermeyen bilgi dolu paylaşımlarınız için teşekkür ederim gruplarda böyle paylaşımlara ihtiyacımız var.
Yazınızda kuduz aşısı için kar zarar oranı dikkate alınarak yapılmalı diyorsunuz. Bunu kovit içinde söylemek mümkün mü? Zira veriler, aşı olanlarda ölüm oranlarının ve hastaneye yatışlarının düştüğünü gösteriyor. Yani kovitin kendisi aşıdan çok daha yan etkili gibi duruyor. Kovit sonrası ciddi sekellere şahit oluyoruz. Dr. …..
CEVAP:
…. Bey,
Covid bir virüs olarak -sanıldığının tersine-patojenitesi zayıf bir mikroorganizma… Eğer yüksek patojeniteye sahip olsa idi, aktif immün sistemi henüz tam gelişmemiş olan küçük yaştaki çocuklar ve hele de bebekler telef olurdu. Oysa bu yaş grubundaki hastalarda ölüm oranı neredeyse sıfır. Üstelik, bağışıklık sistemini baskılayan tedaviler gören (kanser vs. için) hastalarda da ölüm veya ağır enfeksiyon oranı çok düşük. Kronik inflamasyonu olan (artrit vs.) hastaların ki yaşlı hastaların çoğunda bunlar olur, ağır geçirme eğilimi de biliniyor… Yani, problem virüsün kendisinin yaptığı hücre hasarında değil. Virüsün antijenik yapılarına karşı oluşan immün yanıt (dikkat edin, özellikle sadece “antikor” oluşumu demiyorum) maalesef yeterince spesifik olamıyor ve farklı vücut dokularına karşı otoimmün yanıt olarak devam ediyor.
Bunun sonucunda da, bu tür hastalar ya hastalığı çok ağır geçiriyorlar ya da multi organ yetmezliğinden ölüyorlar. Bilirsiniz, genellikle virüs enfeksiyonlarının kliniği bellidir. Mesela kabakulak virüsü esas olarak parotis başta olmak üzere tükürük bezlerini, yetişkinlerde de testisi tutabilir ve belirtileri üç aşağı beş yukarı herkeste aynıdır. Ancak, Covid’de böyle bir şey de yok. Kiminde akciğerde, kiminde böbrekte, kiminde kalpte, kiminde kalpte ve iskelet kasında, kiminde sinirlerde, kiminde arterial sistemde …. veya kiminde de bunların birkaçında birden problem oluyor. Bunu ACE veya başka reseptör yoğunluğuyla falan açıklayamazsınız; hiç inandırıcı değil.
Esas problem, ayarı bozulmuş olan immün sistemimizde. Aşıların immün sisteminin ayarını nasıl bozduğu ile ilgili 1.yazımda biraz bilgi vermiştim. İmmün sistem belki de vücudumuzun en komplike ve doğum sonrasında da en son gelişimin tamamlayan sistemlerden biri iken daha doğumun ilk dakikalarına Hepatit B aşısı ile başlayan ve bedeni doğar doğmaz hayatının en büyük savaşına sokan antijen bombardımanlarından başka bir sonuç bekleyemezsiniz maalesef.
Hadi antikor için konuşalım. Bebek daha annesinden gelen antikorlarla idare ederken birden doğal olmayan bir şekilde bir virüs/bakteri antijen grubu + bunun üretildiği doku kültüründen gelen belki de onbinlerce farklı ve alakasız antijenle (civciv embriyosu, fetus hücreleri, maynum böbreği, tavşan dalak hücresi, insan kaynaklı başka immortal hücre dizileri vs.) kapasitesinin tonlarca üstünde bir challenge ile karşılaşan immatur immün sistemden oluşacak antikorlardan ne yeterli kantite ne de -daha önemlisi- yeterli kalite bekleyebilirsiniz. Hücresel immün sistem cevabı da keza aynı şekilde.
Bunun sonucunda, bebekte/çocukta hedef antijenin bir kısmını tanıyamayacak yetersizlikte (sensitivitesi düşük) ve self antijenleri de yabancı sanacak yetersizlikte (spesifitesi düşük) bir immün sistemin oluşması kaçınılmaz olacaktır. Yani, doğal haline bırakılmayıp doğumdan hemen sonra savaşa sokulan oganizma, çaresiz bir şekilde bozuk bir yüz tanıma software’i ile hayatına devam etmek zorunda kalır.
Evet… Hepimizin immün sisteminin ayarı bozuk. Ancak, hiçbirimizin bozukluğunun çeşidi ve ağırlığı bir başkasına eşit değil. Çünkü, atalarımızdan gelen bilgi ve genetik yapımıza ilaveten eskiden olduğumuz her aşıda farklı -aşının konusuyla alakasız- antijenlere maruz kaldık. Aşıyla gelen alakasız antijenlerin hangilerinin vücudumuzdaki hangi antijenlere benzediğini ve cross-reaksiyona yol açtığını Allah bilir. İşte o yüzden Covid ve ona benzeyen başka virüslere karşı oluşan immün yanıt bazılarımızda otoimmüniteye yol açıyorken, bazılarımızda buna yol açmıyor veya sadece hafif derecede reaksiyonla sonuçlanıyor. Covid’e ağır reaksiyon gösterenlerin bir kısmı da belki başka bir virüsten hiç etkilenmeyecekken, o başka virüsle karşılaşan Covid’e dirençli gördüğümüz kişilerden bazıları da bundan ölümcül olarak etkilenecekler.
Her neyse… Bu kadar uzun bir giriş sonrasında soruya geleyim. Risk/fayda oranı göz önünde bulundurulduğunda Covid aşısı olunmalı mı (Kuduz vakasında olduğu gibi)?
Kitlesel aşı yapılması için gerekli olan bazı koşullar vardır. Covid bu koşulu sağlıyor mu? Yanılmıyorsam, Covid’den genel ölüm oranı binde 1.8… Hadi binde 2 diyelim. Bu demektir ki her bin kişiden 998’i en azından ölmeyecek. Bu kişileri aşının büyük (uzun dönem sonra görülecek olan) yan etkilerinin riskine sokacak şekilde aşılamak pek akıllıca olmaz. Kalan 2’sinin de ancak belli bir yüzdesini koruyabilecek aşı. Üstelik, mutasyonlar nedeniyle bir süre sonra aşıya bağlı immünite yine tanımayacak virüsü; güncelleme aşısı da yapmak zorunda kalacaklar. Bu rakamlar kitlesel aşılama yapmak için kabul edilebilir bir kriterse, Covid’den önce araya sokacağım bir sürü güncel hastalık bulurum ben size…. Covid’in oldukça uzun bir bakteri/virüs isminden oluşan bir listede kuyruğun sonlarında girmesi lazım.
Covid’den ölen hastalar genellikle ya otoimmüniteden ya da tedavi amacıyla verilen bir sürü gereksiz ve zararlı ilaçlar yüzünden ölüyorlar. Bir kısmı da zaten başka hastalık nedeniyle ölüme yaklaşmışken PCR pozitif olduğu için istatistiklere giriyor. PCR rezaletine girmeyi hiç istemiyorum.
Ancak, hepiniz biliyorsunuz ki, Covid’li olup PCR negatif olan veya Covid’le hiç alakası olmayıp PCR pozitif olan bir sürü hasta çıkıyor. Spesifite ve sensitivesi kesinlikle düşük ve güvenilirliği düşük bir test. Dolayısı ile PCR pozitif olup Covid damgası yiyen ve üstelik tuhaf ilaçları almaya zorlanıp daha kötü duruma düşürülen hastaların da dahil edildiği istatistikler hiç güven vermiyor. Kimseyi suçlamıyorum, grupta tersi gözlemi olabilecek hekim arkadaşlara da saygı gösteriyorum. Ancak, yoğun bakımda bulunan Covid’li hastaların büyük bir kısmının aşısız olduğu istatistiğinin hakikati yansıttığını düşünmüyorum.
Bence, burada yapılması gereken şey, riskte olan binde 2’lik hasta grubunu bulmak ve onları ve hastalığa yakalanan diğer hastaları, bu grupta birçok hekimin de başarıyla uyguladığı anti inflamatuar/Anti-otoimmünite tarzı uygulamalara tabi tutmak. Bu, aşıdan çok daha faydalı olur.
Soruya cevabı özetler isem. Kuduz aşısındaki fayda/zarar oranını Covid aşısıyla kıyaslamam bile. Covid’le mücadelenin çok daha kolay ve zararsız yolları var. Olacağımız her aşı, bağışıklık sistemini daha da bozacak ve ilerideki başka pandemilere daha da hassas hale getirecek. Bu fasit daireyi kırmamız lazım artık.
Yine de aşı olmak isteyen insanlar aşı olmalıdır. Yeter ki, riskleri kendisinden saklanmasın. Çünkü unutmayalım ki, bazı insanlar için psikolojik etki bile iyileşmeye giden yolun yarısıdır. Herkes başkalarının seçimlerine saygı göstermeli. Ben o yüzden hiç kimseye “sakın aşı olmayın” demiyorum…
Saygılarımla. Doç. Dr. Cüneyt Konuralp
SORU: Aynı evde 60 yaşında olup ek hastalığı olmayan covidden ölen, ama 80 yaşında olup birçok kronik rahatsızlığı ayrıca demansı olan ama ölmeyen tanıdığım var benim (o zaman aşı da yoktu), geçen yıl 98 yaşında arkadaşımın babannnesi pulmoner ödem kalp yetmezliği, dm tanılı covid geçirdi ve iyileşti, şimdi kime ve neye göre riskli grup diyeceğiz; bunun bir algoritması var mı sizce?
CEVAP: Sorunuza ben cevap vereyim isterseniz. Esas problem hepimizin bağışıklık sistemimizin ayarlarının (en başta daha bebeklik yaşlarda yapılmaya başlanan aşılar yüzünden ve tabii ki diğer bazı başka sebeplerle) bozulmuş olması. Covid’e duyarlı olan kişiler aslında mikrobu kolaylıkla yeniyor, ancak ona karşı oluşturdukları immün yanıt yeterince spesifik olamadığı için, maalesef bağışıklık sistemi kendi dokularına karşı da saldırmaya başlıyor. Ve neredeyse hiçbir hastanın otoimmün yanıtı bir diğerininkiyle aynı değil… Başka bir virüs de belki, Covid’den hiç etkilenmeyen insanlar için -aynı mekanizma nedeniyle- ölümcül olacak.
Dediğiniz gibi, mesela 90 yaşlarında bir sürü kronik problemi olan bir hasta Covid’i hafif atlatabilir iken, 30 yaşlarında çok sağlıklı gözüken ve bilinen hiçbir kronik problemi olmayan bir hasta ise ölebiliyor. Çünkü, her seferinde aynı anda Tek yumurta ikizlerini aşılasanız dahi, yan yana duran hazır aşı enjektörleri bile (biliyorsunuz eczanelerden aldığımız aşılar tek kullanımlık; üstelik karma aşıları tek tek bulma şansınız da yok; Avrupa ‘da dört veya beş aşı tek bir enjektörde karışık olarak satılıyor) farklı doku kültürleri nedeniyle birbirlerinden daha farklı -konuyla alakasız- hücre kalıntıları/antijen içeriyorlar. Dolayısı ile ayarı bozulmuş olan immün sistem de her bir farklı antijen için daha farklı -yeterince de spesifik olamayan- immün yanıt oluşturuyor. Bu da herkeste farklı türden bir otoimmünite oluşması demektir.
Herkesin otoimmünite paternini barkod veya parmak izi gibi bir formata çevirseniz, inanın birbirine tıpatıp uyan bir tane örnek bile bulamazsınız. Bu nedenle, bazıları Covid’e çok hassas iken, ileride sürülecek başka virüslere bana mısın demeyecekler. Covid’den etkilenmeyenler ise sağlam bir bağışıklık sistemine sahip olduklarını zannedip bununla övünenler ileri bir sürümde hayatlarını kaybedecekler.
Bence, ille de bir tarama testi yapılacaksa, Covid’in antijenlerine hassas olan insanları belirleyen bir test kullanılmalı (yani kaynaklar böyle bir testin oluşturulmasına ve kullanımına harcanmalı). Bu testte pozitif çıkanlar ya tedaviye (Otoimmünite için özel protokollar vs, ama tabii ki kortizon değil) alınmalı ya da çok istiyorlarsa ve kendi özgür iradeleriyle aşı olmalı. PCR ile insanları fişlemek ve sonrasında içeriklerini ve yan etkilerini gizledikleri aşılara zorlamak çözüm değil, kaos sebebidir (bu arada delta ve sonraki varyantlar çıktı ise, stokta bulunan PCR kitlerinin zaten zayıf olan spesifite ve sensitivitelerinin daha da düşük olması ve hiç ciddiye alınmamaları lazım ya; o da başka bir konu)….
—–
SORU: Cüneyt Konuralp hocam, peki çocuk aşılamasına 6 aydan sonra mı başlanmalı? Veya ne zaman başlanmalı ya da başlanmamalı mı?
CEVAP: Beden, vücuda giren her substansın (maddenin), molekülün giriş noktasında kaydını tutar. Dolayısıyla, günümüz teknolojisinde üretilen istisnasız tüm aşılarla birlikte bedene giren -konuyla alakasız- antijene karşı da immün yanıt oluşacaktır. Bu da otoimmüniteyi kaçınılmaz yapar. Aktif immün sistemin 2. yaşta ancak gelişimini tamamlayabildiğini düşünürsek hele hele 2 yaşın altında yapılan aşıların hepsi katastrofik (felaket) sonuçlara yol açıyor.
Eğer biz aşıyla amaçladığımız informasyonu (yani hedef antijenleri) konuyla alakasız informasyonlar olmadan verebilmenin bir yolunu bulabilirsek, işte bu gerçek aşılama olacak… O zamana kadar bedeni -özellikle de 2 yaşın altında yapılan aşılarla- çok büyük bir belaya soktuğumuzu bilmemiz gerekli. Aşı ille de olmak istiyorsanız, yine olursunuz, yeter ki riskleri ve zararları konusunda doğru bilgilendirilmiş olun ve kararınızı özgür iradenizle buna göre verin.
Bu vesileyle sizlerle çok dramatik bir bilgiyi paylaşmak isterim. Otistik çocuklarda “Leaky Gut (geçirgen bağırsak) sendromu” çok gözükür biliyorsunuz. Yanılmıyorsam, 1990’lı yıllarda çok fazla GI semptomları olan bir otistik çocukta Endoskopi yapılıyor. Terminal ileumda yaygın hiperemik bir alan görülüyor ve buradan biyopsi alınıyor. Patoloji incelemesi sonrasında ne çıkıyor biliyor musunuz? Bağırsak mukozasında yaygın inflamatuar hücre birikimi ve aralarda -SIKI DURUN- Böbrek hücreleri….
Bu nasıl olur? Bir teratoma mı? Mosaism mi? Böbrek kanseri metastazı mı? Hayır, hiçbiri değil… Çocukluk çağında en sevdiğimiz aşıyı hepiniz hatırlarsınız. Kesme şekere damlatılan Polio (Sabin) aşısı… Bu aşı Afrika Maymun böbrek hücresi kültüründe üretilir. Ağızdan aldığımız ve adjuan maddelere kuvvetlendirilmiş olan bu aşı ile Maymun böbrek hücreleri ince bağırsağın lenfatik dokusunun en yoğun olduğu (Peyer plaklar) terminal ileumda tutulmuş (belli ki bazı kimyasallardan dolayı sindirilememiş), ancak yok edilemediği için de kronik inflamasyona sebep olmuş. Sonuç: Kronik inflamasyona bağlı mukoza hasarı ve “Leaky Gut Sendromu”…
Bu sendromun zincirleme olarak otoimmüniteyi tetikleyecek bir seri olayı da ayrıca başlatacağını tahmin edebilirsiniz (polipeptidlerin sindirilmeden kana karışması ve bunlara yönelik immün cevap oluşumu, vs…). Mesela, sütteki Kazeinin yapısında bulunan ve leaky gut sendromunda direkt olarak kana karışabilen Betakazomorfinin Morfin reseptörlerine bağlanabildiğini (otistik çocukların Morfinman gibi oluşlarına dikkat çekerim) ve yine bu peptidin ve Gluten’in ara peptidlerinden birinin Myelin proteinin yapısındaki polipeptide de çok benzediklerini (MS oluşumu?) belirteyim. Gördünüz mü, belki de en masum gördüğümüz aşılardan biri ne problemler çıkartıyor? Bu bilgiyi “aşı ile otizm arasında hiçbir alaka yoktur” diyen hekimlere hediye ediyorum…
Her neyse… Konuyu dağıtmayayım. İsteyen aşı olur, kimse karışmamalı… Lakin istemeyen de -lütfen- aşı olmayabilsin. Çünkü böyle düşünenlerin de haklı sebepleri var. TeleviZyonda ve diğer ortamlarda etiketlendiklerinin aksine, “bilim düşmanı” veya “şarlatan” değiller…
Doç. Dr. Cüneyt Konuralp
Doç. Dr. Cüneyt Konuralp’in son yazısını okumak için tıklayınız
Etiketler
b.1.617 mutasyonu
covid 19 antikor testi
covid 19 aşı
covid 19 b.1.1.7
covid 19 belirtiler
covid 19 belirtileri
covid 19 bilgi
covid 19 ekşi
covid 19 etkileri
covid 19 test
covid aşısı
covid aşısı alerji
covid aşısı ateş
covid aşısı bilgilendirme
covid aşısı biontech
covid aşısı covid testini etkiler mi
covid aşısı covid yapar mı
covid aşısı yan etkileri
COVID-19
Cüneyt KONURALP
dr cüneyt konuralp
mutasyon aşı
mutasyon bulaşma hızı
mutasyon covid
mutasyon covid 19 belirtileri
mutasyon covid belirtileri
mutasyon covid nedir
mutasyon delta
mutasyon ne demek
mutasyon nedir
mutasyon virüs
mutasyonlu virüs ne demek
Paylaş
Facebook
Twitter
Önceki İçerikBağışıklığın takibinde antikorlar doğru kriter mi?
Sonraki İçerikMutasyon halka algılattırılmaya çalışıldığının aksine, KÖTÜ DEĞİL, İYİ BİR ŞEYDİR
İLGİLİ HABERLERYAZARIN DİĞER İÇERİKLERİ

Genel
Mutasyon halka algılattırılmaya çalışıldığının aksine, KÖTÜ DEĞİL, İYİ BİR ŞEYDİR

Genel
Bağışıklığın takibinde antikorlar doğru kriter mi?

Genel
Çocukluk çağı aşılarını 2 yaşından sonra yaptırmak…
7 YORUMLAR
0 notes
Text
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm; NİG bünyesindeki İSG Profesyonellerinin özverili çalışmalarıyla hazırlanan 2019-2020 mevzuatlarına bire bir uyan, ayrıca çeşitli kaynaklardan derleyerek hazırlamış olduğumuz çalışmalara, bilgi ve dokümanlara, buradan ulaşabilirsiniz. Umarız, İş Güvenliği Uzmanlığı adayları ve sınıf yükseltmek isteyen İSG profesyonelleri için faydalı olur.
İş Güvenliği Uzmanlığı, İşyeri Hekimliği, Diğer Sağlık Personeli Çalışma Programı
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm
Hazırlama, Tamamlama ve Temizleme İşleri Yönetmeliği
Bir işyerinde yürütülen asıl işin düzenli, sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürülebilmesi için yapılması zorunlu olan hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerindeki çalışma koşullarını düzenleyen yönetmelik Hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerinde çalıştırılacak işçilerin sayısı, 1-15 çalışanı bulunan işyerlerinde 3 işçiden, 16-30 çalışanı bulunan işyerlerinde 4 işçiden, 31-60 çalışanı bulunan işyerlerinde 6 işçiden, 61-80 çalışanı bulunan işyerlerinde 8 işçiden, 81-100 çalışanı bulunan işyerlerinde 10 işçiden ve 100’den fazla çalışanı bulunan işyerlerinde ise, çalışan sayısı toplamının yüzde onundan fazla olamaz. Fazla Çalışma Süresi Madde 12 — Hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri de dahil olmak üzere, günlük çalışma süresi 11 saati aşamaz. Günlük normal çalışma süresi dışında yapılan hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri ile yapılan fazla çalışma sürelerinin toplamı yılda iki yüz yetmiş saati geçemez.
Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik
Çalışanların işyerindeki biyolojik etkenlere maruziyetinden kaynaklanan veya kaynaklanabilecek sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesi ve bu risklerden korunmasına dair asgari hükümler Biyolojik etkenler: Herhangi bir enfeksiyona, alerjiye veya zehirlenmeye neden olabilen, genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dâhil mikroorganizmaları, hücre kültürlerini ve insan endoparazitleri Mikroorganizma: Genetik materyali replikasyon veya aktarma yeteneğinde olan hücresel veya hücresel yapıda olmayan mikrobiyolojik varlığı - a) Grup 1 biyolojik etkenler: İnsanda hastalığa yol açma ihtimali bulunmayan biyolojik etkenler. - b) Grup 2 biyolojik etkenler: İnsanda hastalığa neden olabilen, çalışanlara zarar verebilecek, ancak topluma yayılma olasılığı olmayan, genellikle etkili korunma veya tedavi imkânı bulunan biyolojik etkenler. - c) Grup 3 biyolojik etkenler: İnsanda ağır hastalıklara neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, topluma yayılma riski bulunabilen ancak genellikle etkili korunma veya tedavi imkânı olan biyolojik etkenler. ç) Grup 4 biyolojik etkenler: İnsanda ağır hastalıklara neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, topluma yayılma riski yüksek olan ancak etkili korunma ve tedavi yöntemi bulunmayan biyolojik etkenler.
BİYOLOJİK ETKENLERE MARUZİYETİN OLABİLECEĞİ BAZI İŞLER LİSTESİ
1- Gıda üretilen fabrikalarda çalışma. 2- Tarımda çalışma. 3- Hayvanlarla ve/veya hayvan kaynaklı ürünlerle çalışma. 4- Sağlık hizmetlerinin verildiği yerlerde, karantina dahil morglarda çalışma. 5- Mikrobiyolojik teşhis laboratuvarları dışındaki klinik, veterinerlik ve teşhis laboratuvarlarındaki çalışma. 6- Atıkları yok eden fabrikalarda çalışma. 7- Kanalizasyon, arıtma tesislerindeki çalışma A: Olası alerjik etkileri olan. D: Bu biyolojik etkene maruz kalan çalışanların listesinin bilinen son maruziyetten sonra 15 yıldan daha fazla saklanması gereken. T: Toksin üretimi olan. V: Etkili aşısı bulunan.
ÇOCUK VE GENÇ İŞÇİLERİN ÇALIŞTIRILMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK
Genç işçi : 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi, Çocuk işçi : 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi, Çocuk ve genç işçilerin hafta tatili izinleri kesintisiz kırk saatten az olamaz. Ayrıca hafta tatili ücreti bir iş karşılığı olmaksızın ödenir. Çocuk ve genç işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. Yıllık ücretli iznin kesintisiz kullandırılması esastır. Ancak, yararına olduğu durumlarda çocuk ve genç işçinin isteği üzerine en fazla ikiye bölünerek kullandırılabilir. Çocuk İşçilerin Çalıştırılabilecekleri Hafif İşler - Düşme ve yaralanma tehlikesi olabilecek şekilde çalışmayı gerektirecek olanlar hariç meyve, sebze, çiçek toplama işleri, - Kümes hayvanları besiciliğinde yardımcı işler ve ipek böcekçiliği işleri, - Esnaf ve sanatkarların yanında satış işleri, - Büro hizmetlerine yardımcı işler, - Gazete, dergi ya da yazılı matbuatın dağıtımı ve satımı işleri (yük taşıma ve istifleme hariç), - Fırın, pastane, manav, büfe ve içkisiz lokantalarda komi ve satış elemanı olarak yapılan işler, - Satış eşyalarına etiket yapıştırma ve elle paketleme işleri, - Kütüphane, fuar, panayır ve sergi yerlerinde yardımcı işler (yük taşıma ve istifleme hariç), - Spor tesislerinde yardımcı işler, - Çiçek satışı, düzenlenmesi işleri. Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler - Meyve ve sebze konserveciliği, sirke, turşu, salça, reçel, marmelat, meyve ve sebze suları imalatı işleri, - Meyve ve sebze kurutmacılığı ve işlenmesi işleri, - Helva, bulama, ağda, pekmez imalatı işleri, - Kasaplarda yardımcı işler, - Çay işlemesi işleri, - Çeşitli kuru yemişlerin hazırlanması işleri, - Küçükbaş hayvan besiciliğinde yardımcı işler, - Süpürge ve fırça imalatı işleri, - Elle yapılan ağaç oymacılığı, kemik, boynuz, kehribar, lüle taşı, Erzurum taşı ve diğer maddelerden süs eşyası, düğme, tarak, resim, ayna, çerçeve, cam ve emsali eşya imalatı işleri, - Toptan ve perakende satış mağaza ve dükkanlarında satış, etiketleme ve paketleme işleri, - Büro işyerlerinde büro işleri ve yardımcı işler, - İlaçlama ve gübreleme hariç çiçek yetiştirme işleri, - İçkili yerler ve aşçılık hizmetleri hariç olmak üzere hizmet sektöründeki işler, - Diğer giyim eşyası, baston ve şemsiye imalatı işleri, - Yiyecek maddelerinin imalatı ve çeşitli muamelelere tabi tutulması işleri, - Yorgancılık, çadır, çuval, yelken ve benzeri eşyaların imalatı ve dokuma yapmaksızın diğer hazır eşya imalatı işleri, - Sandık, kutu, fıçı ve benzeri ambalaj malzemeleri, mantar, saz ve kamıştan sepet ve benzeri eşya imalatı işleri, - Çanak, çömlek, çini, fayans, porselen ve seramik imaline ait işler (fırın işleri ve silis ve quarts tozu saçan işler hariç), - El ilanı dağıtımı işleri, - Cam, şişe, optik ve benzeri malzeme imalathanelerinde üretime ilişkin işler (fırın işleri ve silis ve quarts tozu saçan işler, ısıl işlem, renklendirme ve kimyasal işler hariç), - Bitkisel ve hayvansal yağların üretimi ve bunlardan yapılan maddelerin imaline ilişkin işler (karbon sülfür gibi parlayıcı veya tahriş edici çözücülerle yapılan prine veya benzeri yağlı maddelerin ekstrasyon yoluyla yağ üretimi işlerinde ekstrasyon kademeleri hariç), - Pamuk, keten, yün, ipek ve benzerleriyle bunların döküntülerinin hallaç, tarak ve kolalama tezgahlarından ve boyama ile ilgili işlemlerden bölme ile ayrılmış ve fenni iklim ve aspirasyon tesisatı olan iplikhane ve dokuma hazırlama işleri, - Balıkhane işleri, - Şeker fabrikalarında üretime hazırlamaya yardımcı işler, - Araçsız olarak 10 kg’dan fazla yük kaldırılmasını gerektirmeyen torbalama, fıçılama, istifleme ve benzeri işler, - Su bazlı tutkal, jelatin ve kola imali işleri, - Sandal, kayık ve emsali küçük deniz araçlarının imalatı ve tamiratı işleri (boya ve vernik işleri hariç). 16 Yaşını Doldurmuş Fakat 18 Yaşını Bitirmemiş Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler - Toprağın pişirilmesi suretiyle imal olunan kiremit, tuğla, ateş tuğlası işleri ile boru, pota, künk ve benzeri inşaat ve mimari malzeme işleri. - Kurutma ve yapıştırma işleri, kontrplak, kontratabla, yonga ağaçtan mamul suni tahta ve PVC yüzey kaplamalı suni tahta imali işleri ile emprenye işleri. - Parafinden eşya imali işleri. - Kuş ve hayvan tüyü kıllarının temizlenmesi, didiklemesi, ayrılması ve bunlara benzer işler. - Plastik maddelerin şekillendirilmesi ve plastik eşya imali işleri. (PVC’nin imali ve PVC’den mamül eşyaların yapımı hariç) - Mensucattan hazır eşya imali işleri (Perde, ev tekstili, otomobil ürünleri ve benzerleri). - Kağıt ve odun hamuru üretimi işleri. - Selüloz üretimi işleri. - Kağıt ve kağıt ürünlerinden yapılan her türlü eşya ve malzemenin imali işleri. - Zahire depolarındaki işler ile un ve çeltik fabrikalarındaki işler. - Her türlü mürekkep ve mürekkep ihtiva eden malzeme imali işleri.
İLKYARDIM YÖNETMELİĞİ
İlkyardım: Herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalar İlkyardımcı: İlkyardım tanımında belirtilen amaç doğrultusunda, hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle ilaçsız uygulamaları yapan ilkyardım eğitimi alarak ilkyardımcı belgesi almış kişi İş sağlığı ve güvenliği kapsamında; - a) Az tehlikeli işyerlerinde, her 20 çalışan için 1 ilkyardımcı, - b) Tehlikeli işyerlerinde, her 15 çalışana kadar 1 ilkyardımcı, - c) Çok tehlikeli işyerlerinde, her 10 çalışana kadar 1 ilkyardımcı, bulundurması zorunludur.
ELEKTRİK TESİSLERİNDE TOPRAKLAMALAR YÖNETMELİĞİ
Alçak gerilim (AG): Etkin değeri 1000 volt ya da 1000 voltun altında olan fazlar arası gerilimdir. Yüksek gerilim (YG): Etkin değeri 1000 voltun üstünde olan fazlar arası gerilimdir. Tehlikeli gerilim: Etkin değeri alçak gerilimde 50 voltun üzerinde olan, yüksek gerilimde hata süresine bağlı olarak değişen gerilimdir. Topraklama tesisi: Birbirlerine iletken olarak bağlanan ve sınırlı bir alan içinde bulunan topraklayıcılar ya da aynı görevi yapan (boyasız direk ayakları, zırhlar ve metal kablo kılıfları gibi) metal parçalar ve topraklama iletkenlerinin tümüdür
Read the full article
0 notes
Text
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm; NİG bünyesindeki İSG Profesyonellerinin özverili çalışmalarıyla hazırlanan 2019-2020 mevzuatlarına bire bir uyan, ayrıca çeşitli kaynaklardan derleyerek hazırlamış olduğumuz çalışmalara, bilgi ve dokümanlara, buradan ulaşabilirsiniz. Umarız, İş Güvenliği Uzmanlığı adayları ve sınıf yükseltmek isteyen İSG profesyonelleri için faydalı olur.
İş Güvenliği Uzmanlığı, İşyeri Hekimliği, Diğer Sağlık Personeli Çalışma Programı
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm
Hazırlama, Tamamlama ve Temizleme İşleri Yönetmeliği
Bir işyerinde yürütülen asıl işin düzenli, sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürülebilmesi için yapılması zorunlu olan hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerindeki çalışma koşullarını düzenleyen yönetmelik Hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerinde çalıştırılacak işçilerin sayısı, 1-15 çalışanı bulunan işyerlerinde 3 işçiden, 16-30 çalışanı bulunan işyerlerinde 4 işçiden, 31-60 çalışanı bulunan işyerlerinde 6 işçiden, 61-80 çalışanı bulunan işyerlerinde 8 işçiden, 81-100 çalışanı bulunan işyerlerinde 10 işçiden ve 100’den fazla çalışanı bulunan işyerlerinde ise, çalışan sayısı toplamının yüzde onundan fazla olamaz. Fazla Çalışma Süresi Madde 12 — Hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri de dahil olmak üzere, günlük çalışma süresi 11 saati aşamaz. Günlük normal çalışma süresi dışında yapılan hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri ile yapılan fazla çalışma sürelerinin toplamı yılda iki yüz yetmiş saati geçemez.
Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik
Çalışanların işyerindeki biyolojik etkenlere maruziyetinden kaynaklanan veya kaynaklanabilecek sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesi ve bu risklerden korunmasına dair asgari hükümler Biyolojik etkenler: Herhangi bir enfeksiyona, alerjiye veya zehirlenmeye neden olabilen, genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dâhil mikroorganizmaları, hücre kültürlerini ve insan endoparazitleri Mikroorganizma: Genetik materyali replikasyon veya aktarma yeteneğinde olan hücresel veya hücresel yapıda olmayan mikrobiyolojik varlığı - a) Grup 1 biyolojik etkenler: İnsanda hastalığa yol açma ihtimali bulunmayan biyolojik etkenler. - b) Grup 2 biyolojik etkenler: İnsanda hastalığa neden olabilen, çalışanlara zarar verebilecek, ancak topluma yayılma olasılığı olmayan, genellikle etkili korunma veya tedavi imkânı bulunan biyolojik etkenler. - c) Grup 3 biyolojik etkenler: İnsanda ağır hastalıklara neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, topluma yayılma riski bulunabilen ancak genellikle etkili korunma veya tedavi imkânı olan biyolojik etkenler. ç) Grup 4 biyolojik etkenler: İnsanda ağır hastalıklara neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, topluma yayılma riski yüksek olan ancak etkili korunma ve tedavi yöntemi bulunmayan biyolojik etkenler.
BİYOLOJİK ETKENLERE MARUZİYETİN OLABİLECEĞİ BAZI İŞLER LİSTESİ
1- Gıda üretilen fabrikalarda çalışma. 2- Tarımda çalışma. 3- Hayvanlarla ve/veya hayvan kaynaklı ürünlerle çalışma. 4- Sağlık hizmetlerinin verildiği yerlerde, karantina dahil morglarda çalışma. 5- Mikrobiyolojik teşhis laboratuvarları dışındaki klinik, veterinerlik ve teşhis laboratuvarlarındaki çalışma. 6- Atıkları yok eden fabrikalarda çalışma. 7- Kanalizasyon, arıtma tesislerindeki çalışma A: Olası alerjik etkileri olan. D: Bu biyolojik etkene maruz kalan çalışanların listesinin bilinen son maruziyetten sonra 15 yıldan daha fazla saklanması gereken. T: Toksin üretimi olan. V: Etkili aşısı bulunan.
ÇOCUK VE GENÇ İŞÇİLERİN ÇALIŞTIRILMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK
Genç işçi : 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi, Çocuk işçi : 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi, Çocuk ve genç işçilerin hafta tatili izinleri kesintisiz kırk saatten az olamaz. Ayrıca hafta tatili ücreti bir iş karşılığı olmaksızın ödenir. Çocuk ve genç işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. Yıllık ücretli iznin kesintisiz kullandırılması esastır. Ancak, yararına olduğu durumlarda çocuk ve genç işçinin isteği üzerine en fazla ikiye bölünerek kullandırılabilir. Çocuk İşçilerin Çalıştırılabilecekleri Hafif İşler - Düşme ve yaralanma tehlikesi olabilecek şekilde çalışmayı gerektirecek olanlar hariç meyve, sebze, çiçek toplama işleri, - Kümes hayvanları besiciliğinde yardımcı işler ve ipek böcekçiliği işleri, - Esnaf ve sanatkarların yanında satış işleri, - Büro hizmetlerine yardımcı işler, - Gazete, dergi ya da yazılı matbuatın dağıtımı ve satımı işleri (yük taşıma ve istifleme hariç), - Fırın, pastane, manav, büfe ve içkisiz lokantalarda komi ve satış elemanı olarak yapılan işler, - Satış eşyalarına etiket yapıştırma ve elle paketleme işleri, - Kütüphane, fuar, panayır ve sergi yerlerinde yardımcı işler (yük taşıma ve istifleme hariç), - Spor tesislerinde yardımcı işler, - Çiçek satışı, düzenlenmesi işleri. Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler - Meyve ve sebze konserveciliği, sirke, turşu, salça, reçel, marmelat, meyve ve sebze suları imalatı işleri, - Meyve ve sebze kurutmacılığı ve işlenmesi işleri, - Helva, bulama, ağda, pekmez imalatı işleri, - Kasaplarda yardımcı işler, - Çay işlemesi işleri, - Çeşitli kuru yemişlerin hazırlanması işleri, - Küçükbaş hayvan besiciliğinde yardımcı işler, - Süpürge ve fırça imalatı işleri, - Elle yapılan ağaç oymacılığı, kemik, boynuz, kehribar, lüle taşı, Erzurum taşı ve diğer maddelerden süs eşyası, düğme, tarak, resim, ayna, çerçeve, cam ve emsali eşya imalatı işleri, - Toptan ve perakende satış mağaza ve dükkanlarında satış, etiketleme ve paketleme işleri, - Büro işyerlerinde büro işleri ve yardımcı işler, - İlaçlama ve gübreleme hariç çiçek yetiştirme işleri, - İçkili yerler ve aşçılık hizmetleri hariç olmak üzere hizmet sektöründeki işler, - Diğer giyim eşyası, baston ve şemsiye imalatı işleri, - Yiyecek maddelerinin imalatı ve çeşitli muamelelere tabi tutulması işleri, - Yorgancılık, çadır, çuval, yelken ve benzeri eşyaların imalatı ve dokuma yapmaksızın diğer hazır eşya imalatı işleri, - Sandık, kutu, fıçı ve benzeri ambalaj malzemeleri, mantar, saz ve kamıştan sepet ve benzeri eşya imalatı işleri, - Çanak, çömlek, çini, fayans, porselen ve seramik imaline ait işler (fırın işleri ve silis ve quarts tozu saçan işler hariç), - El ilanı dağıtımı işleri, - Cam, şişe, optik ve benzeri malzeme imalathanelerinde üretime ilişkin işler (fırın işleri ve silis ve quarts tozu saçan işler, ısıl işlem, renklendirme ve kimyasal işler hariç), - Bitkisel ve hayvansal yağların üretimi ve bunlardan yapılan maddelerin imaline ilişkin işler (karbon sülfür gibi parlayıcı veya tahriş edici çözücülerle yapılan prine veya benzeri yağlı maddelerin ekstrasyon yoluyla yağ üretimi işlerinde ekstrasyon kademeleri hariç), - Pamuk, keten, yün, ipek ve benzerleriyle bunların döküntülerinin hallaç, tarak ve kolalama tezgahlarından ve boyama ile ilgili işlemlerden bölme ile ayrılmış ve fenni iklim ve aspirasyon tesisatı olan iplikhane ve dokuma hazırlama işleri, - Balıkhane işleri, - Şeker fabrikalarında üretime hazırlamaya yardımcı işler, - Araçsız olarak 10 kg’dan fazla yük kaldırılmasını gerektirmeyen torbalama, fıçılama, istifleme ve benzeri işler, - Su bazlı tutkal, jelatin ve kola imali işleri, - Sandal, kayık ve emsali küçük deniz araçlarının imalatı ve tamiratı işleri (boya ve vernik işleri hariç). 16 Yaşını Doldurmuş Fakat 18 Yaşını Bitirmemiş Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler - Toprağın pişirilmesi suretiyle imal olunan kiremit, tuğla, ateş tuğlası işleri ile boru, pota, künk ve benzeri inşaat ve mimari malzeme işleri. - Kurutma ve yapıştırma işleri, kontrplak, kontratabla, yonga ağaçtan mamul suni tahta ve PVC yüzey kaplamalı suni tahta imali işleri ile emprenye işleri. - Parafinden eşya imali işleri. - Kuş ve hayvan tüyü kıllarının temizlenmesi, didiklemesi, ayrılması ve bunlara benzer işler. - Plastik maddelerin şekillendirilmesi ve plastik eşya imali işleri. (PVC’nin imali ve PVC’den mamül eşyaların yapımı hariç) - Mensucattan hazır eşya imali işleri (Perde, ev tekstili, otomobil ürünleri ve benzerleri). - Kağıt ve odun hamuru üretimi işleri. - Selüloz üretimi işleri. - Kağıt ve kağıt ürünlerinden yapılan her türlü eşya ve malzemenin imali işleri. - Zahire depolarındaki işler ile un ve çeltik fabrikalarındaki işler. - Her türlü mürekkep ve mürekkep ihtiva eden malzeme imali işleri.
İLKYARDIM YÖNETMELİĞİ
İlkyardım: Herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalar İlkyardımcı: İlkyardım tanımında belirtilen amaç doğrultusunda, hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle ilaçsız uygulamaları yapan ilkyardım eğitimi alarak ilkyardımcı belgesi almış kişi İş sağlığı ve güvenliği kapsamında; - a) Az tehlikeli işyerlerinde, her 20 çalışan için 1 ilkyardımcı, - b) Tehlikeli işyerlerinde, her 15 çalışana kadar 1 ilkyardımcı, - c) Çok tehlikeli işyerlerinde, her 10 çalışana kadar 1 ilkyardımcı, bulundurması zorunludur.
ELEKTRİK TESİSLERİNDE TOPRAKLAMALAR YÖNETMELİĞİ
Alçak gerilim (AG): Etkin değeri 1000 volt ya da 1000 voltun altında olan fazlar arası gerilimdir. Yüksek gerilim (YG): Etkin değeri 1000 voltun üstünde olan fazlar arası gerilimdir. Tehlikeli gerilim: Etkin değeri alçak gerilimde 50 voltun üzerinde olan, yüksek gerilimde hata süresine bağlı olarak değişen gerilimdir. Topraklama tesisi: Birbirlerine iletken olarak bağlanan ve sınırlı bir alan içinde bulunan topraklayıcılar ya da aynı görevi yapan (boyasız direk ayakları, zırhlar ve metal kablo kılıfları gibi) metal parçalar ve topraklama iletkenlerinin tümüdür
Read the full article
0 notes
Text
Kovid-19'un belalısı 'güçlü bağışıklık sistemi'
Küresel salgın olarak tüm dünyayı etkileyen yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) korunmak için hijyen kurallarına uyumun yanında güçlü bağışıklık sisteminin önemine de işaret edilirken, bu dönemde özellikle dengeli ve zengin beslenme, kaliteli uyku ile egzersizin güçlü immün sistemi için temel unsurlar arasında olduğu bildiriliyor. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) pandemi olarak kabul ettiği Kovid-19 salgını ile mücadelenin kesintisiz ve etkin sürdürülebilmesinde bireysel olarak alınacak tedbirler, en önemli unsurlar olarak öne çıkıyor. Kovid-19'dan korunmada kişisel hijyen kurallarına uyum kadar, güçlü bağışıklığın da önemine dikkat çekilirken, bunun doğru beslenme, kaliteli uyku ve egzersiz birleşimiyle desteklenebileceği vurgulanıyor. Konuya ilişkin İstinye Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, "Bağışıklık sistemini harekete geçirecek bir beslenme biçimi veya özel bir besin takviyesi henüz yok ancak besin hijyenini (iyi yıkamak) sağlayarak bireyler kendilerini enfeksiyona karşı koruyabilirler. İmmün sistemimizin fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde sürdürülmesinde bakır, folat, demir, selenyum, çinko, A, B6, B12, C ve D vitaminleri gibi birçok besin öğesi önemli rol oynamaktadır. Bu besinlerin kaynaklarını dengeli bir beslenme düzeni ile tüketmek, bağışıklık fonksiyonlarını destekleyecektir." diye konuştu. "Besinlerde çeşitlilik sağlayın" Elmacıoğlu, iyi bir diyetin, sağlık için önemli olduğunu belirterek, "Çeşitli besinlerden oluşmuş beslenme örüntüsü, genel iyilik halini destekler, kalp hastalığı, felç, bazı kanserler, diyabet ve osteoporoz (ince kemikler) gibi sağlık problemlerinin riskini azaltabilir ve kilonuzu yönetmenize yardımcı olabilir. Mantıklı bir şekilde yemelisiniz, çeşitli yiyeceklerden oluşan bir diyet seçmek, sigara içmemek ve ev içinde bile aktif kalmak sağlığınızı artırmanın harika yoludur." ifadelerini kullandı. Tüm besin gruplarından dengeli ve çeşitli bir biçimde oluşturulmuş öğünlerin sağlıklı beslenme hedeflerine ulaşmada bireylere yardımcı olacağını dile getiren Elmacıoğlu, günlük beslenmede aşırı yağ, tuz ve şekere sahip yiyeceklere ihtiyaç olmadığını kaydetti. Elmacıoğlu, beslenme alışkanlıklarını ve besin örüntüsünü sağlıklı hale getirmek için şu önerilere kulak verilmesi gerektiğini belirtti: Günde 5 porsiyon sebze-meyve tüketin. Besinlerinizde çeşitlilik sağlayın. Tam tahıl ürünlerini tercih edin. Biyoyararlılığı yüksek protein kaynaklarından yararlanın. Kurubaklagiller, balık eti, tavuk eti, yumurta, kırmızı et gibi kaynakları tüketirken, kırmızı etin aşırı yağlı kısımlarını veya tavuk etinin derisini tüketmemeye özen gösterin. Haftada mümkün olursa 1-2 porsiyon gibi balık kaynaklarını tüketin. Günde 3 porsiyon kadar süt ürünleri tüketmeye özen gösterin. Süt ürünlerini tercih ederken bunun 1 porsiyonunu yoğurt, 1 porsiyonunu süt ve 1 porsiyonunu peynir olarak tüketebilirsiniz. Yağ tüketiminde trans yağlardan kaçınmalı, az miktarda doymuş, daha fazla tekli doymamış ve çoklu doymamış yağ asitlerinden dengeli bir tüketim sağlamalısınız. Şeker ve yağ içeriği yüksek besinler, enerji içeriği bakımından da yüksektir. Bu tür besinler, beslenmemizde daha az yağ veya daha az şeker içeren, besleyicilik değeri yüksek olan besinler ile yer değiştirmelidir. "Besleyiciliği yüksek kaliteli besinleri tercih edin" Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, sosyal izolasyon sürecinde tüketilen besinlerden en iyi şekilde yararlanılması gerektiğini anlatarak, şöyle devam etti: Öncelikle, normalde tüketilen besin miktarlarından fazlasını almak veya yersiz bir panik haliyle stok yapmak zorunda değilsiniz. Sağlıklı bir bireyseniz, gerekli öneriler ve hijyen koşullarına uyarak alışverişinizi yapabilirsiniz. Bu süreçte en doğru alışveriş önerisi, besleyicilik oranı yüksek, uzun süre dayanabilen besinlere yönelmek ve ihtiyacımızdan fazlasını almamaya gayret göstererek israfı önlemektir. Taze besinlerinizi dayanıklılık süreleri içinde öncelikli olarak kullanmaya özen gösterin. Taze besinlerden, özellikle kök sebzelerinin raf ömürlerinin uzun olduğu ve bunların tercih edilebileceği bilinmelidir. Elmacıoğlu, salata yapraklarının ve taze otların da dikkatlice yıkayıp, durulayıp kurutulduktan sonra, uygun bir şekilde buzdolabında saklanabileceğini söyledi. Genel gıda güvenliği tavsiyelerine uymaya devam edilmeli Şu anda Kovid-19'un yiyecekleri işlerken veya hazırlarken bulaştığını gösteren hiçbir kanıt olmadığını, bu nedenle genel gıda güvenliği tavsiyelerine uymaya devam edilmesi gerektiğini dile getiren Elmacıoğlu, yemek hazırlarken ellerin iyice yıkanması, yüzeylerin temizlenmesi ve çiğ et/balığın diğer gıdalardan ayrılmasının önemli olduğunu anlattı. Elmacıoğlu, gıda güvenliği rehberlerinin önerdiği gıda güvenliği kurallarına uymanın, dayanıklı, besleyici değeri yüksek kaliteli besinleri tercih etmenin, gıda ve kişisel hijyene özen göstermenin başlıca önerileri olduğunu aktardı. Gün içerisinde sıvı gereksinmesini başta su olmak üzere, ayran, maden suyu gibi seçenekler ile desteklemek gerektiğini, bu nedenle aşırı çay ve kahve tüketiminden uzak durulmasını öneren Elmacıoğlu, "Unutulmamalıdır ki bağışıklık sistemi sadece beslenme ile güçlendirilmez. Ancak sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip olmak bağışıklık fonksiyonlarını destekler. Bu süreçte fiziksel aktivite, yeterli sıvı alımı, sağlıklı yeterli ve dengeli besin tercihleri, düzenli uyku bize yardımcı olacaktır." ifadelerini kullandı. İzolasyon süreci için bu önerilere dikkat İç Hastalıkları ve Metabolizma Uzmanı Dr. Ayça Kaya da "Kovid-19 ile mücadele için sosyal izolasyonun yanında, bağışıklık sistemimizi güçlü tutan doğru beslenme, kaliteli uyku ve yeterli egzersizi kapsayan bir yaşam tarzı oluşturmak önemlidir." dedi. Kaya, bu zor dönemi olabildiğince rahat atlatmak için tüketilen gıdaların protein, lif, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin olmasının güçlü bir bağışıklık adına büyük önem taşıdığını söyledi. Doğru miktarda protein alımının oldukça önemli olduğunu, haftada 2 kez balık tüketerek, günlük beslenmede ceviz/badem/fındık, keten tohumu bulundurarak Omega-3 ihtiyacının karşılanabileceğini anlatan Kaya, şu bilgileri verdi: Evde oturduğumuz dönemlerde doğru karbonhidrat kaynaklarına yönelmeliyiz. Unutmayalım güçlü bağışıklık sistemi güçlü bağırsak sağlığından geçer. Bağırsak floranızın güçlü olması açısından ev yapımı turşu, şalgam suyu, yoğurt, kefir, peynir gibi probiyotik kaynaklarını ve yağlı tohumlar, soğan, sarımsak, muz, elma, kuru baklagiller, yulaf gibi prebiyotik kaynaklarını tüketin. Tabağımızın en az yarısını salata ve sebzeyle doldurup kalan yarısına yoğurt gibi önemli bir süt grubu üyesini, diğer kalan kısımlarına da et ve karbonhidrat türü besinleri koymalıyız. Günlük yağ ihtiyacınızı karşılamak bağışıklık sistemimiz için önemli ancak ihtiyacımızdan fazla olan yağdan kaçınmalıyız. Kan şekerini hızla yükselten şeker, şekerli yiyecek ve içecekler, beyaz ekmek de dahil hamur işi ürünlerden, işlenmiş et ürünleriyle aşırı tuz içeren besinlerden ve vitamin, mineral emilimini olumsuz etkileyebildiği için alkollü içeceklerden uzak durun. Kaya, gün içerisinde yeterli miktarda su içmenin de oldukça önemli olduğunu ancak özellikle enfeksiyon durumlarında su tüketiminin daha özenli şekilde artırılması gerektiğini belirterek, günde en az 8-10 bardak su tüketilmesini önerdi. Ayrıca Kaya, güçlü bağışıklık sistemi için günde 6-8 saat kesintisiz olarak uyunması gerektiğini ifade etti. Güçlü bağışıklık için vitaminler olmazsa olmaz İç Hastalıkları ve Metabolizma Uzmanı Dr. Ayça Kaya, koronavirüse karşı bağışıklık sistemini güçlü tutmak için belirli mikro besinlere özellikle ihtiyaç olduğunu, Çin'de yayımlanan güncel bir derlemede koronavirüsle mücadele için A, B, C, D ve E vitaminlerinin, selenyum, çinko, demir minerallerinin ve Omega-3 çoklu doymamış yağ asitlerinin öneminin vurgulandığını aktararak, şu bilgileri verdi: A ve D vitamini: Karaciğer, balık, süt, yumurta, peynir, yoğurt, ıspanak, maydanoz, mercimek, pırasa, brokoli, pazı, havuç, patates ve bezelyeden karşılanabilir. D vitamini: Eğer kan değerlerinizde D vitamini eksikliğiniz görünüyorsa, D vitamini takviyesi kullanmanız gereklidir. Ayrıca, her gün balkona veya pencereye çıkıp yarım saat el, kol ve yüzünüzü güneşlendirmek D vitamini ihtiyacınızın karşılanması için önemlidir. E vitamini: Ceviz, badem, fındık, gibi kuruyemişlerden, zeytinyağından ve yumurtadan karşılanabilr. C vitamini: Kivi, turunçgiller, brokoli, yeşil yapraklı sebzeler gibi kaynakları düzenli olarak tüketin. B vitamini: Tam tahıllı gıdalar, et/tavuk/balık, yumurta, süt ürünleri, yağlı tohumlar ve koyu yeşil yapraklı sebzeleri tüketmek bu ihtiyacı karşılamayı sağlar. Demir: Hücre oksijenlenmesi için en önemli minerallerden olan demiri sağlamak için kırmızı et, yumurta, karaciğer, kurubaklagiller, pekmez de günlük beslenmede düzenli olarak bulundurulmalı. Demir kaynaklarını C vitamini ile beraber tüketmek yararlılığını artıracaktır. Çinko ve selenyum: Kırmızı et, mantar, bezelye, kuru baklagiller, kabak çekirdeği, süt ürünleri ve yumurta ile bu ihtiyaçlar karşılanabilir. En önemli bağışıklık sistemi koruyucusunun hareket olduğuna işaret eden Kaya, ev içerisinde yeterli fiziksel aktivite düzeyini sağlayacak egzersizler yaparak bağışıklığa katkıda bulunabileceğini sözlerine ekledi. Read the full article
0 notes
Photo
New Post has been published on http://bit.ly/35kCWSf
Celeste oyunu Epic Store'da ücretsiz oldu!
Dijital oyun mağazaları yeni yıla sayılı günlerin kaldığı şu aralar sık sık kampanyalar düzenleyerek takipçilerine ücretsiz oyun dağıtmayı sürdürüyor. Özellikle Steam’in domine ettiği pazardan pay kapmaya çalışan Epic Games Store’un bu noktada çok cömert davrandığını söyleyebilmek mümkün.
Öyle ki mağaza, üye kabul etmeye başladığı günden bu yana defalarca kaliteli birçok yapımı ücretsiz olarak dağıttı. Fortnite’in de yapımcısı olan Epic’in gücünü arkasına alan platformun son hamlesi ise 2018’in en iyi bağımsız oyunları arasında gösterilen Celeste’i kullanıcılarının beğenisine sunmak oldu.
Eleştirmenlerden geçer not almıştı
24 Aralık tarihinden itibaren ücretsiz indirilebilecek olan Celeste, farklı oyun bloglarındaki eleştirmen ve editörlerden geçer not almayı başarmasıyla biliniyor. Biz de bu platform oyununu 100 üzerinden 80 puanla değerlendirebiliriz. Genç bir kızı yönlendirdiğimiz oyunda amacımız kahramanımızın Celeste Dağı’nın tepesine ulaşmasını sağlamak. Tabii bu yol engebeli ve düşmanlarla dolu olduğu için oyunun biraz zorlayıcı olduğu söylenebilir.
Engellerin üzerinden atlamak, zorlu bulmacaları çözmek, kilitli kapıların anahtarlarını bulmak gibi eylemler ilginizi çekiyorsa Celeste size göre bir oyun. Karakterimiz Madeline’e bu yolda eşlik etmeye hazırsanız hemen epicgames.com adresini ziyaret edip mağazaya kayıt olabilirsiniz.
Ağustos’ta kaçırdıysanız üzülmeyin
Oyun satın almak için Epic’i kullananlar mutlaka hatırlayacaktır: Celeste aslında geçtiğimiz Ağustos ayında da ücretsiz hale gelmişti. Ancak o dönemde bu fırsatı kaçırdıysanız, şimdi elinizi çabuk tutmakta yarar var.
Bu arada oyunun sandığınız kadar kısa sürmeyeceğini de belirtmiş olalım. Kilidini açabileceğiniz bölüm sonu canavarlarının yanı sıra 700’den fazla farklı bölüme ev sahipliği yapan oyun, sizi bilgisayarın karşısına uzun bir süre boyunca kilitlemeye aday. Bizden uyarması.
Her gün yeni bir oyun bedavaya!
Haberin içinde bolca övdüğümüz Celeste’yi ücretsiz indirebileceğiniz gibi, ilerleyen dönemde de bir gözünüzü Epic Games Store üzerinde tutmanız tavsiye edilir. Çünkü dijital oyun mağazası yıl sonuna kadar her gün bir oyunu ücretsiz hale getireceğini açıkladı. GTA 5 gibi AAA sınıfı yapımların ücretsiz olmasını beklemeyin, ancak normalde parayla satılan bağımsız oyunların bedava olması hiç yoktan iyidir.
0 notes
Text
Uzmanından konserve yapmanın püf noktaları
31 Ekim 2019, Perşembe 13:54
İstanbul
İSTANBUL, (DHA)- Ürünlerin kısa sürede hazırlanması, mevsimi dışında meyve ve sebze tüketme isteği veya yiyeceklerin hazır halde saklanmasında en çok tercih edilen yöntemlerden birinin konserve yapmak olduğunu söyleyen Haydar Şahin, konserve yapmanın püf noktalarını anlattı. Şahin, kış konservelerinin tarifini verdi.
İnsanların tempolu iş hayatında bulunmalarının, hazır ürünlere yönelmedeki en önemli etmenlerden biri olduğunu söyleyen İstanbul Rumeli Üniversitesi Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölüm Başkanı Haydar Şahin, ev yapımı konserve tüketiminin hem ekonomik hem sağlıklı olduğunu ifade etti. Konservenin doğru şekilde hazırlanmadığı zaman tehlike oluşturabileceğini söyleyen Şahin, dikkat edilmesi gereken 5 önemli kuralı şu sözlerle açıkladı:
“Sebze ve meyvelerin taze olmasına ve küflü olmamasına dikkat edin: Konserve hazırlanırken kullanılan malzemelerin iyice yıkanması, gıdaların taze olması ve bozulmaya uğramamış olması gerekmektedir. Isıya dayanıklı cam kullanın. Konserve yapımında kullanılan kapların ısıya dayanıklı cam olması önemlidir. Cam kavanozları kaynatın. Cam kavanozlar kullanımdan önce 15-20 dakika kaynatılarak sterilize edilmelidir. Bunun yanında kavanozların kapaklarının yeni olması gereklidir. Steril ortamda işlem yapın: Konserveyi hazırlayacağınız çalışma ortamının ve malzemelerin steril durumda olmasına dikkat edin. Sebze ve meyveleri 15-20 dakika kaynatın. Meyveler ve domates gibi asidi yüksek besinler ortalama 15-20 dakika kaynatılmalıdır. Ayrıca tüm sebzeler temizlendikten ve parçalandıktan sonra pişirme işlemi yapılmalıdır. Böylece sebzede bulunan mikroorganizmaların yükü de azaltılmış olur.”
AYVA VE KIRMIZI PANCAR KONSERVESİ
Haydar Şahin, ayva ve kırmızı pancar konservesi yapmanın püf noktalarını anlattı.
Şahin, “Ayva konservesinde 1 kilogram iri ayva, 3 su bardağı şeker, 3 tane karanfil, 1 tatlı kaşığı toz tarçın kullanılmalıdır. Meyve yıkanıp temizlendikten sonra ayva ortadan ikiye kesilir. Çekirdek ve çekirdek yatağı kısmı çıkarılır. Ayvanın kabuk kısmı da soyulduktan sonra küçük parçalar halinde doğranır. Meyve, üzeri geçecek kadar su içerisinde haşlanır. İçerisine şeker, karanfil ve tarçın ilave edildikten sonra kaynamaya bırakılır. Kaynamaya başladıktan sonra ocağın altı kısılır ve orta ateşte 1-2 dakika hafif hafif karıştırılır. Ardından kavanozlara alınır ve kapağı sıkıca kapatılır. Kavanozlar ters çevrildikten sonra, serin ve güneş almayan bir yerde bekletilir” dedi.
Kırmızı pancar konservesi için de malzemeleri sıralayan Şahin, şunları söyledi:
“Malzemeler: 1 Kg Kırmızı Pancar, 1 Çay Bardağı Sirke, 1 Yemek Kaşığı Tuz, 3 Diş Sarımsak (İsteğe Göre) Kırmızı pancar yıkanıp temizlendikten sonra kabukları soyulur. İsteğe göre büyüklükte doğranır. Doğranan pancar sirkeli su içerisinde bekletildikten sonra, tencere içerisine alınır ve üzeri geçecek kadar su, tuz ve havan yardımı ile ezilmiş sarımsaklar ilave edilir. Pancar 20 dakika kadar pişirmeye bırakılır. Piştikten sonra cam kavanozlara konulur. Kavanoz kapağı sıkıca kapatıldıktan sonra ters çevrilip serin ve güneş almayan bir yerde bekletilir.”
PRATİK SAKLAMA YÖNTEMLERİ GELİŞTİRİN
Meyve ve sebzeleri saklamak için birçok yöntem olduğunu söyleyen Şahin, pratik saklama yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Püf noktaları sıralayan Şahin, şöyle konuştu:
“Kurutma: En bilinen saklama yöntemlerinden birisidir. Taze ürünleri sebze-meyve kurutma makinelerinde veya fırınlama yöntemi ile güneşten yararlanamadığımız kış aylarında bu yöntemi kullanabilirsiniz.
Buz torbalarında saklama: Sebzeleri yapısına göre temizleyip kaynatınız. İçerisinde dilediğiniz baharatları da ekledikten sonra blender yardımı ile sos hale getiriniz. Hazırlanan karışımı soğuttuktan sonra buz torbalarına koyabilirsiniz.
Vakumlama yöntemi ile saklama: Tercih ettiğiniz meyve ve sebzenin iç çekirdek bölümünü temizledikten sonra, vakum poşeti içerisine ürünlerinizi koyunuz. Vakum makinesi yardımı ile poşet içerisindeki havayı aldıktan sonra, ürünlerinizi derin dondurucu bölümünde uzun süre saklayabilirsiniz.”
Kaynak: DHA
Bu Yazı Uzmanından konserve yapmanın püf noktaları adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/uzmanindan-konserve-yapmanin-puf-noktalari/
0 notes
Text
İstanbul'dan Ankara'ya Uçak Bileti ve Gezi Rehberi
· İstanbul – Ankara Arası Kaç Km: 450 km’dir.
· İstanbul – Ankara Arası Arabayla Kaç Saat: 4 saat 46 dakikadır.
· İstanbul – Ankara Arası Uçakla Kaç Saat: 1 saat 25 dakikadır.
· İstanbul’dan Ankara’ya Giden Havayolu Şirketleri Hangileridir: THY, Borajet, Pegasus, Sun Express, Atlas Global ve Anadolu Jet’tir.
İstanbul – Ankara arası indirimli uçak bileti satın almak isteyenler, uygun uçak biletlerini geziyoruz.com üzerinden sahip olabilirler. Ucuz öğrenci uçak bileti satın alabilmeniz için yapmanız gereken tek işlem; uçuş tarihinizi girip arama yapmaktır. Sonrasında oluşan listede kendiniz için en uygun öğrenci uçak bileti listesinden dilediğinizi hızlı bir şekilde satın alabilirsiniz.
İstanbul – Ankara arasında günde 3 havayolu şirketi sefer yapmaktadır. İstanbul – Ankara arası uçuş yapan her havayolu şirketi günde ortalama olarak 15 sefer düzenlemektedir. İstanbul – Ankara uçak bileti fiyatları, seferleri ve sefer saat bilgileri ile ilgili merak ettiğiniz tüm detaylara geziyoruz.com üzerinden ulaşabilirsiniz. İstanbul – Ankara arası uçak seferleri arasında karşılaştırma yaparak kendiniz için indirimli öğrenci uçak biletini hızlı ve güvenilir bir şekilde satın alabilirsiniz.
En Ucuz İstanbul - Ankara Uçak Biletini Bulanlara, Geziyoruz.com’dan Tavsiyeler
Ankara’da mevsim olarak karasal iklim hüküm sürmektedir. Ankara’da yılın en sıcak ayları temmuz ve ağustos aylarıdır. Söz konusu aylarda sıcaklık ortalama olarak 27-28 derecedir. Ankara’da yılın en soğuk ayları olan ocak ve şubat aylarında ise ortalama sıcaklık -6, -5 seviyelerindedir. Ankara, İstanbul’a kıyasla hayat pahalılığının daha az olduğu bir şehirdir. Ancak restoran fiyatlarının birbirine yakın olduğu söylenebilir.
Ankara Havaalanı’ndan Şehir Merkezine Ulaşım
1995’ten bu yana faal olarak hizmet veren ve hem yurt içi hem de yurt dışı birçok noktaya uçuş imkanı veren Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan Ankara merkeze ulaşmak son derece kolaydır. Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan merkeze ulaşmak için farklı ulaşım seçenekleri bulunmaktadır. Söz konusu seçenekler aşağıdaki gibidir:
· Belediye otobüsü
· Belkoair servis aracı
· Taksi ve araç kiralama
Ankara Havalimanı ve merkez arasında yolculuk, trafiğe bağlı olarak 30-50 dakika civarında sürmektedir. Taksi ile ulaşımı tercih edecekseniz, ücret ortalama olarak 75 TL civarı çıkacaktır. Ankara taksilerinde 7/24, gece-gündüz aynı tarife uygulanmaktadır.
Belkoair otobüsleri Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki firması tarafından işletilmektedir. Belkoair otobüsleri sanah 05.00 ve gece 00.00 saatleri arasında hizmet vermektedir. Söz konusu süre aralığında saat başı sefer düzenlemektedir. Belediye otobüsü tercih etmek istemeniz halinde ise 442-3 numaralı otobüsü tercih edebilirsiniz. Söz konusu otobüs 24 saat boyunca yarım saatte bir merkeze doğru sefer düzenlemektedir.
Ankara Esenboğa Havaalanı Telefonu: +90 (312) 590 40 00
Üniversite Öğrencilerine Ankara Uçak Bileti Kampanyası ve Tavsiyeleri
Avantajlı ve indirimli İstanbul – Ankara uçak bileti satın almak isteyen öğrenciler için birçok fırsat bulunmaktadır. ‘geziyoruz.com’ üzerinden sunulan fırsatlardan yararlanmak isteyen öğrencilerin son derece basit bir işlem yapmaları gerekiyor. Halihazırda eğitiminizi devam ettirdiğiniz üniversiteye ait mail hesabınızdan sistemimize kayıt olmanız halinde, sistem sizi otomatik olarak öğrenci görecektir. Dolayısıyla bu işlemin ardından öğrenciler için uygun uçak bileti fırsatlarından faydalanmaya başlayabilirsiniz. Ek olarak toplu alımlarda 10 uçak bileti satın alana 1 uçak bileti hediye ettiğimiz fırsattan da yararlanma şansınız bulunmaktadır.
Ankara’da Yapmadan Dönmeyin
Ankara’yı ziyaret etmişken yapmanız gerekenleri şu şekilde özetleyebiliriz:
· Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’i ziyaret etmek
· Ankara Caz Festivali’ni izlemek
· Gordion Müzesini ziyaret etmek
· Soğuksu Milli Parkı’na gitmek
· Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni ziyaret etmek
Ankara’da Gezilecek Yerler
Ankara’da gitmenizi tavsiye ettiğimiz başlıca yerlerin adlarını verdikten sonra, Ankara’da gezilecek yerler ile ilgili biraz daha detaylara inebiliriz.
· Anıtkabir: Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir, Ankara’da ilk ziyaret edilecek yerler arasında bulunmaktadır. İçerisinde anlam dolu eşyaların ve bilgilerin yer aldığı Anıtkabir, her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
· Ankara Kalesi: Tarih tutkunu öğrencilerin Ankara’da mutlaka ziyaret etmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır. Şehrin Altındağ adlı ilçesinin sınırları içerisinde yer alan Ankara Kalesi, tarihte Romalılar ve Bizanslılar gibi birçok medeniyet tarafından kullanılmıştır. Günümüzde birçok önemli kalıntıyı bölgede ziyaret edebilirsiniz.
· Gordion Müzesi: Tarihe meraklı olan öğrenciler için önerebileceğimiz bir başka yer ise Gordion Müzesi’dir. Lokasyon olarak Polatlı ilçesinin Yassıhöyük adlı köyünde yer alan Gordion Müzesi; Kayabaşı Mozaiği, Kral Midas tümülüsü gibi Eski Tunç döneminden Helenistik döneme kadar birçok tarihi esere ev sahipliği yapmaktadır.
· Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi: Ankara’nın Ulus ilçesinde yer almaktadır. Bina ilk olarak 1915 yılında 1. TBMM binası olma amacıyla inşa edilmiş; 1924 yılında hizmete başlamıştır. Kurtuluş Savaşı döneminin izlerini daha yakından görmek isteyenlerin mutlaka uğraması gereken bir müzedir. Nitekim müzede, o dönemi yansıtan birçok parça bulunmaktadır.
· Hacı Bayram Camii: Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte gelişen Ankara’nın en önemli tarihi yerleri arasında bulunmaktadır. Yapımı 1428’li yıllara dayanan bu tarihi camii, Augustus Tapınağı’nın hemen yanı başındadır.
Ankara’da Görülmesi Gereken Doğal Güzellikler
Ankara’da genel olarak gezilecek yerlere göz atmamızın ardından, şehirdeki doğal güzellikleri de sizler için derledik.
· Nallıhan Kuş Cenneti: Doğa ile iç içe vakit geçirmeyi seven öğrenciler için Nallıhan Kuş Cenneti’ni önerebiliriz. 1994 yılında milli park olan ve bünyesinde 200 civarı kuş türü barındıran Nallıhan Kuş Cenneti, adını yer aldığı Nallıhan ilçesinden almaktadır.
· Soğuksu Milli Parkı: Ankara, volkanik bir bölgede bulunduğundan hem sıcak hem de soğuk su kaynaklarına sahiptir. Bunun için ideal noktalardan bir tanesi de Soğuksu Milli Parkı’dır. Başkentin Kızılcahamam adlı ilçesinde yer alan Soğuksu Milli Parkı, şehir merkezine yaklaşık olarak 80 km uzaklıkta yer almaktadır. Bölgedeki kaplıcalara gidebilir ve onlarca çeşit ağacı inceleyebilirsiniz.
· Abacı Peri Bacaları: Kızılcahamam’da yer alan Soğuksu Milli Parkı’nı ziyaret etmenizin ardından, yine aynı ilçede yer alan Abacı Peri Bacaları’nı da ziyaret edebilirsiniz. Kapadokya kadar olmasa da bölgede oldukça ilginç peri bacaları bulunmaktadır ve her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir.
· Eğriova Yaylası: Doğa tutkunu öğrencilere Ankara’da önerebileceğimiz bir başka yer ise Eğriova Yaylası’dır. Ankara’nın Beypazarı adlı ilçesine 50 km uzaklıkta yer alan bu yayla; ormanlık araziye, yürüyüş parkurlarına, göle ve yeşilin binbir tonuna sahip bir yerdir.
Ankara’da Kültür & Sanat
Ziyaret ettiği şehirlerdeki kültür ve sanat aktivitelerine de katılmayı seven öğrenciler için, Ankara’da düzenlenen kültür ve sanat etkinlikleri ile ilgili bilgi veren kısa bir bölüm hazırlamak istedik. Ankara, Özdemir Asaf gibi birçok yazarın, şairin ve sanatçının çıktığı bir şehirdir. Sanat ve kültür faaliyetlerinin yoğun olduğu şehirlerimiz arasında yer alır. Başkentte, yıl boyunca birçok sergi, tiyatro oyunu, konser gibi organizasyonlar düzenlenmektedir. Ankara’da organize edilen ve gidebileceğiniz başlıca kültür ve sanat etkinlikleri aşağıdaki gibidir:
· Ankara Film Festivali
· Ankara Müik Festivali
· Ethos Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali
· Uluslar arası Çocuk Tiyatroları Festivali (24 Nisan)
· Büyük Ankara Festivali (Yaz ayları)
· Uluslararası 2. El Film Festivali
Ankara’da Ne Yenir?
Ankara’da bulunduğu süre içerisinde tatmanız gereken lezzetleri bu bölüm altında sizler için derledik. Ankara tava, şehrin en bilindik lezzetleri arasında yer almaktadır. Arpa şehriye ya da pirinç ile hazırlanan pilavın et ile kombinasyonundan oluşmaktadır. Osmanlı dönemi sarayının lezzetleri arasında yer alan Beypazarı Güveci, tadabileceğiniz bir diğer lezzettir. Kuzu etinin taş fırında saatlerce pişirilmesinden yapılmaktadır. Ankara’da tatmanız gereken diğer lezzetler arasında ise entekke böreği, tatmak tiridi, efelek sarması, bazlama kebabı, şibir tatlısı gibi yemekler ve tatlılar bulunmaktadır.
Ankara’da Alışveriş
Ankara’da bulunduğu esnada alışveriş de yapmak isteyen öğrenciler için onlarca seçenek bulunmaktadır. Şehrin farklı noktalarında Armada AVM, ANKAMall, Forum Ankara Outlet, Gordion AVM, Kızılay AVM gibi çok sayıda alışveriş merkezi yer almaktadır. Ulus Meydanı’na yakın bir noktada yer alan Çıkrıkçılar Yokuşu ise, Ankara’nın tarihi çarşılarından bir tanesine ev sahipliği yapmaktadır. Çarşıda, hem kendiniz hem de sevdikleriniz için giyimden züccaciyeye kadar birçok ürün bulunmaktadır. Ankara’dayken meşhur Bakırcılar Çarşısı’na da uğrayabilirsiniz. Çarşı’da geleneksel el sanatlarını devam ettiren zanaatkarların ortaya koyduğu harika ürünler satılmaktadır. Antikacılar Çarşısı, Beypazarı Çarşısı, Maltepe Pazarı, Aşağı Ayrancı Çarşısı gibi yerler, Ankara’da gidilebilecek diğer çarşılar arasında yer almaktadır.
Ankara’ya Ait Özel Günler ve Festivaller
Yeni bir şehri ziyaret eden öğrenciler için şehirdeki özel günler ve festivaller vazgeçilmezler arasında yer alır. Bu doğrultuda sizler için Ankara’daki özel günler ve festivaller hakkında kısa bilgiler veren ayrı bir bölüm derledik.
· Ankara Kale Festivali: Ankara’nın Altındağ ilçesinde haziran ayının ilk haftalarında organize edilmektedir. Festival süresince birçok film gösterisi, fotoğraf sergisi, halk oyunu gösterileri ve konserler olmaktadır. Festival, ilçe belediyesi tarafından organize edilmektedir.
· Beypazarı ve Yöresi Festivali: Ankara’da haziran ayının ilk haftasında düzenlenen bir başka festival, Beypazarı ilçesinde yapılan Beypazarı ve Yöresi Festivali’dir. Yabancı konukların da olduğu festival; halk oyunu gösterilerine, sergilere ve konserlere ev sahipliği yapmaktadır.
· Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivali: Ankara’nın Etimesgut ilçesinde her yıl düzenlenen bu festival, ağustos ayının son haftası ile eylül ayının ilk haftası aralığında yapılmaktadır. Festival boyunca birçok konser, defile ve halk oyunu gösterileri yapılmaktadır.
· Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali: Ankara’nın belli bir noktasında değil; birçok farklı noktasında eş zamanlı olarak organize edilen bir festivaldir. Festivalin ana amacı halka tiyatro sanatını sevdirmektir. Kasım ayında gerçekleşen festival, Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) ve Çankaya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ortaklığı ile organize edilmektedir.
Ankara’da Konaklama
Başkent ve büyük bir şehir olmasından dolayı Ankara’da konaklama konusunda problem yaşamazsınız. Nitekim Ankara’nın birçok noktasında farklı bütçelere ve zevklere hitap eden konaklama seçenekleri mevcuttur. Özellikle doğa ile baş başa kalmak isteyen öğrenciler için Kızılcahamam ilçesinde konaklamalarını tavsiye ederiz. Nitekim bölgede kaplıcaların şifalı sularından faydalanabileceğiniz birçok otel bulunmaktadır. Tarihi Suluhan Kervansarayı gibi noktalara yakın yerlerdeki oteller ise geleneksel mimari çizgisi ile birçok kişinin beğenisini kazanıyor.
Kaynak: https://geziyoruz.com/ankara-ucak-bileti
0 notes
Text
Arduino İle Engelden Kaçan Robot Yapımı
Arduino İle Engelden Kaçan Robot Yapımı
Merhaba arkadaşlar arduino ile projelerimizde olabildiğince hızlı ilerlemeye çalışıyoruz. Bugün ki yazımızın konusu başlıkta da belirttiğim üzere Arduino ile Engelden Kaçan Robot nasıl yapılır nerelerde kullanılır veyahut bu sistem nerelerde işimize yarar bunlardan bahsedeceğim. Bildiğiniz üzere son zamanlarda robot yarışları oldukça arttı birden farklı kategoride binlerce robot yarıştırılıyor. Bizim bugün ki yapacağımız robot ise bir nevi labirent çözen robot adlı kategori elemanı sayılabilir, hatta öyle ama biraz ilkel hali geliştirilmesi gerek.
Ama bu haliyle ile de çok kullanışlı mesela el süpürgeleri var bilirsiniz şarjlı, onun motorunu buna takarak basit bir akıllı ev süpürgesi elde etmiş olursunuz ve böyle bir akıllı süpürgeye sahip olmak için binlerce Tl harcamanıza gerek yok
Robotumuzun sistemi basit önünde bir HC-SR04 Ultrasonik Mesafe Sensörü(Bu sensörün kullanımını şu postta anlatmıştık) bulunmakta normal durumunda robotumuz öne giderken eğer önüne bir engel çıkarsa ve bu engelle arasındaki mesafe 10 cm den az ise sensöre bağlı servo sayesinde sağa ve sola dönerek nerenin boş olduğuna bakıyor, hangi taraf boşsa o tarafa dönüyor. Eğer her iki tarafta kapalıysa geri giderek aynı şeyleri tekrar yapıyor ve ilerlemeye devam ediyor. Ve eğer yine karşısına engel çıkarsa aynı algoritmayı uyguluyor. Böylelikle bir yere çarpmadan hareket edebiliyor Az kalsın unutuyordum üzerindeki buton sayesinde açıp kapayabiliyoruz
Ön bilgilendirmemiz tamam olduğuna göre isterseniz zaman kaybetmeden projemize geçelim
Her zamanki gibi bir kaç malzemeye ihtiyacımız var
Malzeme Listesi
1- Arduino Uno
2- L298 motor sürücü modülü
3- 2 Adet dc motorlu tekerlekler
4- Micro Servo
5- HC-SR04 ultrasonik sensör
6- Led ve 220 ohm direnç
7- buzzer
8- 9v pil ve şasi için gerekli elemanlar
Ayrıca arka destek tekerleğini yapmak için bir adet büyük (metal) ataç ve bir boncuk gerekiyor ama siz isterseniz bunu 4×4 te yapabilirsiniz 2 dc motor sayesinde
Not: Tüm bu malzemeleri elektronik parça satan yerlerde bulabilirsiniz yada şu ve bu adreslerden internet üzerinden güvenle sipariş edebilirsiniz
Ayrıca eğer zamanım bol diyorsanız Çin’den de Aliexpress vasıtasıyla getirtebilirsiniz. Daha uygun fiyata gelecektir.
Şasinin Hazırlanması
Öncelikle pleksiglasımızı (12 x 9,5 cm) keselim.
Motorlarımızı ve pil yuvamızı silikon yada vida ile şasimize tutturalım :),
Ataç ile yaptığımız arka tekeri şasimize monte edelim
Kartları monte edelim.
Sensörü ve servo motor montajını yapalım
Arduino İle Engelden Kaçan Robot Devre Şeması
Alt tarafta çizdiğimiz devre şemasına bakarak uygun arduino modeline göre devremizi breadboard’umuza kuralım.
Gerekli bağlantıları da yaptığımızda aşağıdaki gibi bir sonuç çıkacaktır.
Montajı bitirdiğimize göre sıra yazılımda..
Yazılım
Bu proje için yazılımın kendisinde barındıran kütüphaneye ihtiyaç duyuyoruz.. Bunları aşağıda vereceğim.. Alttan kopyalarsanız kütüphaneyi de kendiniz alttan kopyalayıp oluşturmanız gerekecek ama ben size bütün bir halini aşağıda bir linkte vereceğim..
// DONANIM PLUS ELEKTRONİK // MODİFİKASYON TOLGA SOYTEPE // İNSTAGRAM tolgasytp // TWİTTER TSytpp // 2019 #include <Servo.h> #include "Ultrasonic.h" const int button = 2; const int led = 3; const int buzzer = 4; const int motorA1= 6; // Giriş pinlerini tanımladık const int motorA2= 9; const int motorB1=10; const int motorB2=11; Ultrasonic ultrasonic(A4 ,A5); //Ultrasensörün trig ve echo pinini atadık Servo sensorservo; //servomusu tanımladık int mesafe; //Variable to store mesafe from an object int sagkontrol; int solkontrol; int fonksiyon=0; int buttonState=0; int pos=90; int flag=0; void setup() { sensorservo.attach(5); //Servomuzu 5. pine bağladık sensorservo.write(pos); // pos değişkenimizi servomuza yazdırdık pinMode(button, INPUT_PULLUP); pinMode(led, OUTPUT); pinMode(buzzer, OUTPUT); pinMode(motorA1,OUTPUT); // Çıkış pinlerini tanımladık pinMode(motorA2,OUTPUT); pinMode(motorB1,OUTPUT); pinMode(motorB2,OUTPUT); } void loop() { buttonState = digitalRead(button); unsigned long currentMillis = millis(); if (buttonState == LOW) { delay(500); if ( flag == 0){ //Düğmeye bastığımızda durduran yada çalıştıran bölüm fonksiyon = 1; flag=1; } else if ( flag == 1){ fonksiyon = 0; flag=0; } } if (fonksiyon == 0){ sensorservo.write(90); stop(); noTone(buzzer); digitalWrite(led, HIGH); } else if (fonksiyon == 1){ //mesafeyi oku mesafe = ultrasonic.Ranging(CM); //cm yada inç seçimi biz cm seçtik if (mesafe > 10){ ileri(); //All clear, move ileri! noTone(buzzer); digitalWrite(led,LOW); } else if (mesafe <=10){ stop(); tone(buzzer,500); digitalWrite(led,HIGH); //Start scanning... for(pos = 0; pos < 180; pos += 1){ sensorservo.write(pos); delay(10); } solkontrol = ultrasonic.Ranging(CM); for(pos = 180; pos>=0; pos-=1){ sensorservo.write(pos); delay(10); } sagkontrol= ultrasonic.Ranging(CM); sensorservo.write(90); if (solkontrol < sagkontrol){ sol(); delay(400); } else if (solkontrol > sagkontrol){ sag(); delay(400); } else if (solkontrol <=10 && sagkontrol <=10){ geri(); sol(); } } } } void ileri(){ digitalWrite(motorA1, HIGH); digitalWrite(motorA2, LOW); digitalWrite(motorB1, HIGH); digitalWrite(motorB2, LOW); } void geri(){ digitalWrite(motorA1, LOW); digitalWrite(motorA2, HIGH); digitalWrite(motorB1, LOW); digitalWrite(motorB2, HIGH); } void sol(){ digitalWrite(motorA1, HIGH); digitalWrite(motorA2, LOW); digitalWrite(motorB1, LOW); digitalWrite(motorB2, HIGH); } void sag(){ digitalWrite(motorA1, LOW); digitalWrite(motorA2, HIGH); digitalWrite(motorB1, HIGH); digitalWrite(motorB2, LOW); } void stop(){ digitalWrite(motorA1, LOW); digitalWrite(motorA2, LOW); digitalWrite(motorB1, LOW); digitalWrite(motorB2, LOW); }
Ultrasonic.h Kütüphanesi
// DONANIM PLUS ELEKTRONİK // MODİFİKASYON TOLGA SOYTEPE // İNSTAGRAM tolgasytp // TWİTTER TSytpp // 2019 #ifndef Ultrasonic_h #define Ultrasonic_h #include "Arduino.h" #define CM 1 #define INC 0 class Ultrasonic { public: Ultrasonic(int TP, int EP); long Timing(); long Ranging(int sys); private: int Trig_pin; int Echo_pin; long duration,distacne_cm,distance_inc; }; #endif
Ultrasonic.cpp Kütüphanesi
// DONANIM PLUS ELEKTRONİK // MODİFİKASYON TOLGA SOYTEPE // İNSTAGRAM tolgasytp // TWİTTER TSytpp // 2019 #include "Arduino.h" #include "Ultrasonic.h" Ultrasonic::Ultrasonic(int TP, int EP) { pinMode(TP,OUTPUT); pinMode(EP,INPUT); Trig_pin=TP; Echo_pin=EP; } long Ultrasonic::Timing() { digitalWrite(Trig_pin, LOW); delayMicroseconds(2); digitalWrite(Trig_pin, HIGH); delayMicroseconds(10); digitalWrite(Trig_pin, LOW); duration = pulseIn(Echo_pin,HIGH); return duration; } long Ultrasonic::Ranging(int sys) { Timing(); distacne_cm = duration /29 / 2 ; distance_inc = duration / 74 / 2; if (sys) return distacne_cm; else return distance_inc; }
Bunları ayrı ayrı yeni sekme açıp uzantılarıyla birlikte kaydetmeniz gerekiyor yada aşağıda vereceğim linkten direkt indirin Ben yinede manuel yapanlar için aşamaların resimlerini aşağıya bırakıyorum..
Aşama 1>>> yeni sekme açımı..
Aşama 2 >>>Ultrasonic.h kütüphanesi için Ultrasonic.h adlı dosya açma yukarıdaki Ultrasonic.h adlı kodları buraya yapıştırın. Aşağıda olduğu gibi
Aşama 3 >>>Ultrasonic.cpp kütüphanesi için Ultrasonic.cpp adlı dosya açma yukarıdaki Ultrasonic.cpp adlı kodları buraya yapıştırın. Aşağıda olduğu gibi
Son olarak aşağıdaki gibi bir görüntü olacak
Ve Sonuç;
proje kodlarını aşağıdan indirebilirsiniz
İndir “Engelden Kaçan Robot Kodu” ENGELDEN_KA_AN_ROBOT_YAPIMI.rar – 10 defa indirildi –
Rar Şifresi: donanimplus.com
Galiba bir yazının daha sonuna geldik. Ama arkadaşlar şunu belirteyim bu tür basit şeyler bence bizim geleceğimiz gelecekte bu tür vatandaşlar hizmet edecek bize.. Yine her zamanki gibi bir kaç tiyo vermek istiyorum.. Bu projeye eski projelerimize bakarak bluetooth falan ekleyip rc araba gibi de kullanabilirsiniz yada ses komutu falan eklersiniz tamamen sizin hayal dünyanıza kalmış.. Umarım anlaşılmıştır ama olur da anlamadığınız bir yer olursa yorumdan yada kişisel sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirsiniz kolay gelsin..
The post Arduino İle Engelden Kaçan Robot Yapımı appeared first onDonanım Plus.
source https://donanimplus.com/arduino-ile-engelden-kacan-robot-yapimi/
0 notes
Text
Tsurezure Children 5. Bölüm izle 1080p izle
Tsurezure Children 5. Bölüm izle : Çeşit çeşit kısa hikayeden oluşan bir seri. Hayallerindeki kızın ona çıkma teklifi ettiği gerçeğini kabullenemeyen kendine güveni olmayan oğlandan, sevdiği oğlanın kalbini kazanmak için ev yapımı çikolatalarına kanını akıtan balataları sıyırmış kıza kadar. HDCiyiz.com İyi seyirler diler.
~~
http://www.hdciyiz.com/tsurezure-children-5-bolum-izle-1080p-izle/
0 notes
Text
Eylül ayını tamamladığımız bu son haftada da (25 Eylül – 1 Ekim 2017 tarihleri arasında da); Sony Channel Türkiye’nin haftalık yayın akışını, yine sizler için, Yeni Yeni Şeyler ekibi olarak oluşturmaya çalıştık. Bunun için; kanalın uydu yayın EPG’si, kablolu yayın (TeleDünya/KabloTv) EPG’si, Turkcell Tv+ EPG’si, çok az yayınlanan tv tanıtımları ve geçen haftalardaki yayın akışlarından faydalanıp, haftalık akışı derledik. Kanalın internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından da bilgi aldık.
Bu ay için; filmleri tanıtan özel bir tanıtım yayınlamadı, ayrıca kanalın ilk tanıtımlarında yer alan filmlerden de geriye sadece; “A Late Quartet”, “The Passion of the Christ” ve “Sex Tape” yayınlanmayı bekleyen filmler olarak kaldılar.
1 Ağustos 2017 itibariyle kanalın tüm yayın akışı değiştirilmişti. “Arrow”, “The Night Shift“, “Damages”, “The Flash”, “Helix”, “Justified” ve “Outsiders” gibi kanalın açıldığından beri tanıtımını yaptığı ancak yayına bir türlü başlamayan dizilerin tamamı yayın akışına eklenmişti. Ayrıca kanal; Digitürk üzerinden de 51.kanaldan yayına başlamıştı.
#gallery-0-10 { margin: auto; } #gallery-0-10 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 50%; } #gallery-0-10 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-10 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Sony Channel – Digitürk 02
Sony Channel – Digitürk 01
Daha sonra yayın akışı tekrar düzenlendi. Buna göre gündüz vakitlerinde hafta içi aynı diziler yayınlanmaya başlandı. (Hafta içi hergün 15:45 “Crossing Lines”, 16:30 “The Mentalist”, 17:15 “Person of Interest”, 18:00 “Rizzoli & Isles” ve 19:00 “Damages”) Hafta içi filmin ardından hergün iki farklı dizi ve ardından üçüncü dizi olarak ise “Fringe” yayınlanmaya başlandı. “Fargo” dizisi de ekranlarda yerini aldı.
#gallery-0-11 { margin: auto; } #gallery-0-11 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 50%; } #gallery-0-11 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-11 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
The Clan (2015)
Fasandraeberne (2014)
Geçtiğimiz haftalarda ise; pembe dizilerden “Lady Acero” yayın akışından kaldırıldı; sabah saatlerine bir çizgi sinema kuşağı eklendi. “Crossing Lines” ise 3.sezonu tamamlandıktan sonra; ilk bölümünden itibaren tekrar yayına başladı. Bu hafta ise; “The Clan / El Clan” (Clan) (2015) ile “Department Q: The Absent One / Fasandræberne” (Sülün Katilleri) (2014) adlı filmler kanalda ilk kez yayınlanacak. Q serisi olarak bilinen Danimarka yapımı polisiye serinin ilk filmi olan “Department Q: The Keeper of Lost Causes / Kvinden i buret” (Kafesteki Kadın) (2013) filmi de geçtiğimiz haftalarda Sony Channel da yayınlanmıştı. Ayrıca serinin 2016 yapımı bir devam filmi daha bulunuyor, umarız önümüzdeki haftalarda bu üçüncü filmi de kanalda izleme imkanımız olur.
#gallery-0-12 { margin: auto; } #gallery-0-12 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 50%; } #gallery-0-12 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-12 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
The Clan – Poster
Fasandraeberne – Poster
Hafta içinde dizi ve filmlerde bir değişik olursa eklenecektir. Yayın akışında oluşacak değişiklikler ve akıştaki eksiklikler de; öğrendiğimiz anda akışa eklenecektir. Son dakika değişikliklerinden haberdar olmak için; hafta boyunca aktif olacak başlığımızı takipte kalın.
Sony Channel 5 Eylül – 1 Ekim 2017 – Haftalık Yayın Akışı: [su_tabs] [su_tab title=”Pazartesi”] 25 Eylül 2017 Pazartesi: 07:15 Yabancı Sinema “Garfield Gets Real” (Garfield Geri Dönüyor) (2007) 08:45 Pembe Dizi “Avenida Brasil” (133.Bölüm) 09:30 Talk Show “The Dr. Oz Show” 10:15 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (2.Sezon 22.Bölüm) 11:00 Yabancı Dizi“Pretty Little Liars” (2.Sezon 18.Bölüm) 11:45 Yabancı Sinema “The Ugly Truth” (Kadın Aklı Erkek Aklı) (2009) 13:15 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (2.Sezon 13.Bölüm) 14:00 Pembe Dizi “Lady Rosa” (55.Bölüm) 14:45 Pembe Dizi “Avenida Brasil” (Tekrar) 15:30 Yabancı Dizi “Crossing Lines” (4.Bölüm) 16:30 Yabancı Dizi “Mentalist” (2.Sezon 15.Bölüm) 17:15 Yabancı Dizi “Person of Interest” (2.Sezon 15.Bölüm) 18:00 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (2.Sezon 13.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Damages” (12.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema “The Clan / El Clan” (Clan) (2015) (TV’de İlk) 20:30 Yabancı Dizi “Fargo” (8.Bölüm) 22:15 Yabancı Dizi “The Last Ship” (8.Bölüm) 23:00 Yabancı Dizi “Fringe” (2.Sezon 18.Bölüm) 23:50 Yabancı Sinema “The Clan / El Clan” (Clan) (2015) (Tekrar) 01:30 Yabancı Sinema “The Ugly Truth” (Kadın Aklı Erkek Aklı) (2009) (Tekrar) 03:10 Yabancı Dizi “Fargo” (Tekrar) 03:50 Yabancı Dizi “The Last Ship” (Tekrar) 04:40 Yabancı Dizi “Fringe” (Tekrar) 05:15 Yabancı Dizi “Mentalist” (Tekrar) 06:00 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (Tekrar) 06:45 Yabancı Dizi“Pretty Little Liars” (Tekrar) [/su_tab] [su_tab title=”Salı”] 26 Eylül 2017 Salı: 07:15 Yabancı Sinema “Disco Worms” (Parti Solucanları) (2008) 08:45 Pembe Dizi “Avenida Brasil” (134.Bölüm) 09:30 Talk Show “The Dr. Oz Show” 10:15 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (2.Sezon 23.Bölüm) 11:00 Yabancı Dizi“Pretty Little Liars” (2.Sezon 19.Bölüm) 11:45 Yabancı Sinema “Zookeeper” (Hayvan Bakıcısı) (2011) 13:15 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (2.Sezon 14.Bölüm) 14:00 Pembe Dizi “Lady Rosa” (56.Bölüm) 14:45 Pembe Dizi “Avenida Brasil” (Tekrar) 15:30 Yabancı Dizi “Crossing Lines” (5.Bölüm) 16:30 Yabancı Dizi “Mentalist” (2.Sezon 16.Bölüm) 17:15 Yabancı Dizi “Person of Interest” (2.Sezon 16.Bölüm) 18:00 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (2.Sezon 14.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Damages” (13.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema “Department Q: The Absent One” (Sülün Katilleri) (2014) (TV’de İlk) 21:35 Yabancı Dizi “Powers” (9.Bölüm) 22:20 Yabancı Dizi “The Night Shift” (8.Bölüm) 23:15 Yabancı Dizi “Fringe” (2.Sezon 19.Bölüm) 23:50 Yabancı Sinema “Department Q: The Absent One” (Sülün Katilleri) (2014) (Tekrar) 01:30 Yabancı Sinema “Zookeeper” (Hayvan Bakıcısı) (2011) (Tekrar) 03:10 Yabancı Dizi “Powers” (Tekrar) 04:00 Yabancı Dizi “The Night Shift” (Tekrar) 04:45 Yabancı Dizi “Fringe” (Tekrar) 05:20 Yabancı Dizi “Mentalist” (Tekrar) 06:00 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (Tekrar) 06:45 Yabancı Dizi“Pretty Little Liars” (Tekrar) [/su_tab] [su_tab title=”Çarşamba”] 27 Eylül 2017 Çarşamba: 07:15 Yabancı Sinema “Alpha and Omega” (Alfa ve Omega Eve Dönüş Macerası)(2010) 08:45 Pembe Dizi “Avenida Brasil” (135.Bölüm) 09:30 Talk Show “The Dr. Oz Show” 10:15 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (2.Sezon 24.Bölüm) 11:00 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (2.Sezon 20.Bölüm) 11:45 Yabancı Sinema “My Big Fat Greek Wedding 2” (Benim Çılgın Düğünüm 2) (2016) 13:15 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (2.Sezon 15.Bölüm) 14:00 Pembe Dizi “Lady Rosa” (57.Bölüm) 14:45 Pembe Dizi “Avenida Brasil” (Tekrar) 15:30 Yabancı Dizi “Crossing Lines” (6.Bölüm) 16:30 Yabancı Dizi “Mentalist” (2.Sezon 17.Bölüm) 17:15 Yabancı Dizi “Person of Interest” (2.Sezon 17.Bölüm) 18:00 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (2.Sezon 15.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Damages” (1.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema “Correspondence / La corrispondenza” (Sıradışı İlişki) (2016) 21:45 Yabancı Dizi “The Blacklist” (8.Bölüm) 22:30 Yabancı Dizi “Vikings” (8.Bölüm) 23:20 Yabancı Dizi “Fringe” (2.Sezon 20.Bölüm) 00:00 Yabancı Sinema “Correspondence / La corrispondenza” (Sıradışı İlişki) (2016) (Tekrar) 01:50 Yabancı Sinem “My Big Fat Greek Wedding 2” (Benim Çılgın Düğünüm 2) (2016) (Tekrar) 03:15 Yabancı Dizi “The Blacklist” (Tekrar) 04:00 Yabancı Dizi “Vikings” (Tekrar) 04:45 Yabancı Dizi “Fringe” (Tekrar) 05:20 Yabancı Dizi “Mentalist” (Tekrar) 06:00 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (Tekrar) 06:45 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (Tekrar) [/su_tab] [su_tab title=”Perşembe”] 28 Eylül 2017 Perşembe: 07:15 Yabancı Sinema “A Monster In Paris” (Paris’te Çılgın Macera)(2011) 08:45 Pembe Dizi “Avenida Brasil” (136.Bölüm) 09:30 Talk Show “The Dr. Oz Show” 10:15 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (2.Sezon 25.Bölüm) 11:00 Yabancı Dizi“Pretty Little Liars” (2.Sezon 21.Bölüm) 11:45 Yabancı Sinema “Love Is All You Need” (2012) 13:15 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (2.Sezon 1.Bölüm) 14:00 Pembe Dizi “Lady Rosa” (58.Bölüm) 14:45 Pembe Dizi “Avenida Brasil” (Tekrar) 15:30 Yabancı Dizi “Crossing Lines” (7.Bölüm) 16:30 Yabancı Dizi “Mentalist” (2.Sezon 18.Bölüm) 17:15 Yabancı Dizi “Person of Interest” (2.Sezon 18.Bölüm) 18:00 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (2.Sezon 1.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Damages” (2.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema “Freedomland” (Kayıp Yaşamlar) (2006) 21:35 Yabancı Dizi “Unforgettable” (8.Bölüm) 22:20 Yabancı Dizi “Art of More” (9.Bölüm) 23:10 Yabancı Dizi “Fringe” (2.Sezon 21.Bölüm) 00:00 Yabancı Sinema “Freedomland” (Kayıp Yaşamlar) (2006) (Tekrar) 01:30 Yabancı Sinema “Love Is All You Need” (2012) (Tekrar) 03:10 Yabancı Dizi “Unforgettable” (Tekrar) 04:00 Yabancı Dizi “Art of More” (Tekrar) 04:45 Yabancı Dizi “Fringe” (Tekrar) 05:20 Yabancı Dizi “Mentalist” (Tekrar) 06:00 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (Tekrar) 06:45 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (Tekrar) [/su_tab] [su_tab title=”Cuma”] 29 Eylül 2017 Cuma: 07:15 Yabancı Sinema “Foosball” (Altın Gol) (2013) 08:45 Pembe Dizi “Avenida Brasil” (137.Bölüm) 09:30 Talk Show “The Dr. Oz Show” 10:15 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (2.Sezon 1.Bölüm) 11:00 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (2.Sezon 22.Bölüm) 11:45 Yabancı Sinema “Envy” (Kıskanç) (2004) 13:15 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (2.Sezon 2.Bölüm) 14:00 Pembe Dizi “Lady Rosa” (59.Bölüm) 14:45 Pembe Dizi “Avenida Brasil” (Tekrar) 15:30 Yabancı Dizi “Crossing Lines” (8.Bölüm) 16:30 Yabancı Dizi “Mentalist” (2.Sezon 19.Bölüm) 17:15 Yabancı Dizi “Person of Interest” (2.Sezon 19.Bölüm) 18:00 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (2.Sezon 2.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Damages” (3.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema “Perfect Stranger” (Kusursuz Yabancı) (2007) 21:30 Yabancı Dizi “Gotham” (9.Bölüm) 22:15 Yabancı Dizi “Justified” (8.Bölüm) 23:00 Yabancı Dizi “Fringe” (2.Sezon 22.Bölüm) 23:50 Yabancı Sinema “Perfect Stranger” (Kusursuz Yabancı) (2007) (Tekrar) 01:30 Yabancı Sinema “Envy” (Kıskanç) (2004) (Tekrar) 03:00 Yabancı Dizi “Gotham” (Tekrar) 04:00 Yabancı Dizi “Justified” (Tekrar) 04:45 Yabancı Dizi “Fringe” (Tekrar) 05:20 Yabancı Dizi “Mentalist” (Tekrar) 06:00 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (Tekrar) 06:45 Yabancı Dizi“Pretty Little Liars” (Tekrar) [/su_tab] [su_tab title=”Cumartesi”] 30 Eylül 2017 Cumartesi: 07:15 Yabancı Sinema 08:25 Yabancı Sinema 09:50 Yabancı Sinema 11:30 Yabancı Dizi “The Art of More” (Tekrar) (9.Bölüm) 12:15 Yabancı Dizi “The Blacklist” (Tekrar) (8.Bölüm) 13:00 Yabancı Dizi “Unforgettable” (Tekrar) (8.Bölüm) 13:45 Yabancı Dizi “Powers” (Tekrar) (9.Bölüm) 14:30 Yabancı Dizi “Justified” (Tekrar)(8.Bölüm) 15:15 Yabancı Dizi “The Night Shift” (Tekrar) (8.Bölüm) 16:00 Yabancı Sinema (Tekrar) 17:30 Yabancı Dizi “The Art of More” (Tekrar) (9.Bölüm) 18:30 Yabancı Dizi “The Blacklist” (Tekrar) (8.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Unforgettable” (Tekrar) (8.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema 21:55 Yabancı Sinema 23:45 Yabancı Sinema (Tekrar) 01:55 Yabancı Sinema 03:35 Yabancı Sinema (Tekrar) 05:30 Yabancı Dizi “The Night Shift” (Tekrar) 06:15 Yabancı Dizi “The Blacklist” (Tekrar) [/su_tab] [su_tab title=”Pazar”] 1 Ekim 2017 Pazar: 07:15 Yabancı Sinema 08:20 Yabancı Sinema 10:00 Yabancı Sinema 11:30 Yabancı Sinema 13:15 Yabancı Sinema 14:45 Yabancı Sinema (Tekrar) 16:00 Yabancı Sinema (Tekrar) 17:30 Yabancı Sinema 19:45 Yabancı Sinema 22:25 Yabancı Sinema 23:45 Yabancı Sinema 01:15 Yabancı Sinema (Tekrar) 03:55 Yabancı Sinema (Tekrar) 05:15 Yabancı Sinema (Tekrar) [/su_tab] [/su_tabs] Sony Channel’ı izleyebileceğiniz platformlar: Planet Pembe kanalının frekansları olan; Türksat Uydusu 11558 V 30000 frekansı 2/3, D-Smart 52. kanal, Kablo TV 256. kanal, Tivibu 63. kanal, Filbox 40. kanal, Turkcell TV+ 40.kanal ve Digitürk 51.kanaldan izleyebilirsiniz.
Sony Channel – 25 Eylül – 1 Ekim 2017 – Haftalık Yayın Akışı Eylül ayını tamamladığımız bu son haftada da (25 Eylül - 1 Ekim 2017 tarihleri arasında da); Sony Channel Türkiye’nin haftalık yayın akışını, yine sizler için, …
#HayatıYakala#1 Ekim 2017#1 Ekim 2017 Pazar#1 Ekim 2017 Sony Channel Yayın Akışı#1 Ekim 2017 Yayın Akışı#13 Going on 30#25 Eylül 2017#25 Eylül 2017 Pazartesi#25 Eylül 2017 Sony Channel Yayın Akışı#25 Eylül 2017 Yayın Akışı#26 Eylül 2017#26 Eylül 2017 Salı#26 Eylül 2017 Sony Channel Yayın Akışı#26 Eylül 2017 Yayın Akışı#27 Eylül 2017#27 Eylül 2017 Çarşamba#27 Eylül 2017 Sony Channel Yayın Akışı#27 Eylül 2017 Yayın Akışı#28 Eylül 2017#28 Eylül 2017 Perşembe#28 Eylül 2017 Sony Channel Yayın Akışı#28 Eylül 2017 Yayın Akışı#29 Eylül 2017#29 Eylül 2017 Cuma#29 Eylül 2017 Sony Channel Yayın Akışı#29 Eylül 2017 Yayın Akışı#30 Eylül 2017#30 Eylül 2017 Cumartesi#30 Eylül 2017 Sony Channel Yayın Akışı#30 Eylül 2017 Yayın Akışı
0 notes
Text
İstanbul'dan İzmir'e Uçak Bileti ve Gezi Rehberi
İstanbul – İzmir Arası Seyahat Bilgileri
İstanbul – İzmir Arası Kaç Km: 469 km’dir.
İstanbul – İzmir Arası Arabayla Kaç Saat: 5 saat 36 dakikadır.
İstanbul – İzmir Arası Uçakla Kaç Saat: 56 dakikadır.
İstanbul’dan İzmir’e Giden Havayolu Şirketleri Hangileridir: THY, Atlas Global, Sun Express, Borajet, Pegasus ve Anadolu Jet’tir.
İstanbul – İzmir arası indirimli uçak bileti satın almak isteyenler, kendileri için uygun uçak biletini geziyoruz.com üzerinden bulabilirler. Ucuz öğrenci uçak bileti satın alabilmeniz için geziyoruz.com üzerinden yapmanız gereken tek işlem; uçuş tarihinizi girmek ve arama yapmaktır. Akabinde karşınıza çıkan listesi kendiniz için en uygun öğrenci uçak bileti listesinden istediğiniz seçeneği hızlı bir şekilde satın alabilirsiniz. İstanbul – İzmir arasında günde 5 havayolu şirketi sefer yapmaktadır. İstanbul – İzmir arası uçuş yapan her havayolu şirketi günde ortalama olarak 9 sefer düzenlemektedir. İstanbul – İzmir uçak bileti fiyatları, seferleri ve sefer saat bilgileri ile ilgili merak ettiğiniz tüm detaylara geziyoruz.com üzerinden ulaşabilirsiniz. İstanbul – İzmir arası uçuşları arasında karşılaştırma yapabilir ve kendiniz için indirimli öğrenci uçak biletini hızlı ve güvenilir bir şekilde satın alabilirsiniz.
En Ucuz İstanbul - İzmir Uçak Biletini Bulanlara, Geziyoruz.com’dan Tavsiyeler
İstanbul – İzmir indirimli uçak bileti ararken, havaalanı seçiminizi ulaşım alternatiflerine göre yapmanızda fayda olabilir. Nitekim İstanbul’daki iki havaalanının da özellikle yaz tatilinin yoğun olarak yapıldığı yaz aylarında ve bayram gibi tatillerde aşırı yoğun olduğunu göz önünde bulundurmalısınız. Buna istinaden uçuş saatinizden minimum olarak 1,5 saat önce check-in noktasında hazır beklemenizde fayda vardır. İzmir her ne kadar kalabalık bir şehir olsa da, İstanbul’a kıyasla daha sakin bir yer olarak görünecektir. Nitekim İzmir’de, İstanbul’a kıyasla daha az trafik ve koşuşturmaca bulunmaktadır. İzmir’de toplu taşımalarda tek yön bilet fiyatlarının 2,50 TL olduğunu da hatırlatmakta fayda var.
İzmir Havalimanı’nından Şehir Merkezine Ulaşım
İzmir Adnan Menderes Havalimanı ve İzmir merkez arası mesafe yaklaşık olarak 15 kilometredir. İzmir merkezden havaalanına ulaşım, hem mesafeden hem de farklı seçeneklerden dolayı son derece kolaydır. İzmir merkez ve havaalanı ulaşım alternatiflerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Havaş otobusüleri
Metro
Belediye otobüsleri (Eshot)
Taksi
Araç kiralama
Transfer hizmetleri
Banliyo treni (İZBAN)
Özel araç ya da taksi tercih etmeniz durumunda, İzmir Adnan Mendres Havaalanı ve İzmir merkez arası trafik yoğunluğuna göre ortalama olarak 30-45 dakika arası sürmektedir. ESHOT tercih etmeniz halinde, İzmir Belediyesi tarafından verilen bu hizmetin 24 saat boyunca devam ettiğini bilmenizde fayda var. Belediye otobüsü tercih etmeniz halinde ise 200, 202, 204 numaralı hatları kullanabilirsiniz. Sabah 5.30 ve gece 00.30 arasında hizmet veren İZBAN ise havaalanına yalnızca 5 dakika uzaklıkta bulunmaktadır. İzmir Adnan Menderes Havaalanı Telefon Numarası: +90 (232) 455 00 00
Üniversite Öğrencilerine İzmir Uçak Bileti Kampanyası ve Tavsiyeleri
Avantajlı ve indirimli İstanbul – İzmir uçak bileti satın almak isteyen öğrenciler için, geziyoruz.com olarak birçok fırsat sunuyoruz. Öğrenciye özel indirimler bulabileceğiniz İstanbul – İzmir uçak biletlerinden faydalanmak isteyen öğrencilerin yapmaları gereken işlem son derece basittir. Okuduğunuz üniversiteye ait mail adresinizle sistemimize kayıt olmanız, sistemimiz tarafından öğrenci olarak tanımlanmanız açısından yeterli olacaktır. Akabinde öğrenciler için uygun uçak bileti fırsatlarından yararlanmaya başlayabilirsiniz. Öğrenciler için ucuz uçak biletleri fırsatımızın dışında ek bir avantaj daha sağlıyoruz. Bu avantaj kapsamında 10 uçak bileti satın alana 1 uçak biletini biz hediye ediyoruz.
İzmir’de Yapmadan Dönmeyin
İzmir’e vardığınızda sizleri bekleyen birçok güzel detay olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bu kapsamda İzmir’e gitmişken yapmadan dönmemeniz gerekenleri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
İzmir Kordon’da gezinti
Efes ve Bergama antik kentlerini ziyaret
Asansör’den İzmir’in harika şehir manzarasını seyretmek
İzmir sahillerinin berrak sularında yüzmek
Boyoz, kumru gibi İzmir’e ait lezzetleri yerinde tatmak
Arkeoloji ve Etnografya müzelerini ziyaret etmek
İzmir’de Gezilecek Yerler
İzmir’de gezilecek onlarca yer bulunmaktadır. Burada sizler için İzmir’de gezilmesi gereken belli başlı yerleri sıralamak istedik:
Efes Antik Kenti: İzmir’e gitmişken Anadolu coğrafyasının en değerli tarihi noktalarından olan Efes Antik Kenti’ni gezmemek olmaz. Yaklaşık olarak 8.000 yıllık bir geçmişe sahip Efes Antik Kenti, günümüzde her yıl hem yerli hem de yabancı turistlerin akınına uğramaktadır. Yüzyıllar boyunca değişimlere uğrayan Efes Antik Kenti, Roma dönemi de dahil birçok tarihi dönemden antik izler taşımaktadır.
Pergamon Antik Kenti: İzmir’i ziyaret eden ve tarih ile arkeolojiyi seven öğrencilere verebileceğimiz bir başka tavsiye ise Pergamon Antik Kenti’ni ziyaret etmeleridir. Konum olarak Bergama’da yer alan Pergamon Antik Kenti, yaklaşık olarak 3.000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Farklı dönemlerden birçok kalıntının yer aldığı bu antik kentte; Hera Kutsal Alanı, Gymnasion, Pergamon Akropolü gibi görülmesi gereken birçok tarihi değer bulunmaktadır.
Tarihi Asansör: İzmir’in tarihi asansörünün yapımı 1907 yılında tamamlanmıştır. Asansörün en üst katında güzel bir kafe yer almaktadır. Üstelik burada harika İzmir manzarasını seyretmeniz mümkündür. Mutlaka burada vakit geçirmenizi öneririz.
İzmir Saat Kulesi: İzmir’in sembolleri arasında yer alan İzmir Saat Kulesi’nin yapımı II. Abdulhamit dönemine dayanmaktadır. Yapımı 1901 yılında tamamlanan bu saat kulesi, o günkü görüntüsünü hala korumakta ve şehre ayrı bir hava katmaktadır.
St. Polycarp Kilisesi: Bu kilise, İncil’de adı geçen 7 kiliseden bir tanesi olarak bilinmektedir. Yalnızca yerli değil; birçok yabancı turistin de İzmir’deki uğrak yerleri arasında bulunmaktadır.
Hisar Camii: Osmanlı döneminde inşa edilen Hisar Camii’nin yapımı 1598 yılında tamamlanmıştır. Günümüze değin ayakta kalmayı başarabilen bu camii, Osmanlı dönemi mimari anlayışını yansıtan ve mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir tarihi mekandır.
İzmir’de Görülmesi Gereken Doğal Güzellikler
Tarih açıdan oldukça zengin bir yer olan İzmir, görülmesi gereken onlarca doğal güzelliğe de sahiptir. Bu başlık altında İzmir’e gittiğinizde görmeniz gereken başlıca doğal güzellikleri sizler için derledik.
Karagöl: İzmir’in en doğal yerlerinden olan Karagöl, mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir yerdir. Tantalos efsanesinin de geçtiği Karagöl, günün yorgunluğunu atmak için ideal bir noktadır.
Sasalı Doğal Yaşam Parkı: Burada birçok hayvan, ağaç ve bitki türünü görebilirsiniz. Yaklaşık olarak 1.500 hayvana, 3.000 ağaç türüne ve 250 bitki çeşidine ev sahipliği yapmaktadır. Avrupa’nın en büyük doğal parkları arasında yer almaktadır.
İzmir Kuş Cenneti: İzmir denilince akla gelen yerlerden bir tanesi olan Kuş Cenneti’ni ziyaret etmeden dönmemelisiniz. Konum olarak Çamaltı Tuzlası’nda bulunan Kuş Cenneti; tepeli pelikan, kırmızı kanatlı flamingo gibi onlarca çeşit kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Agamemnon Kaplıcaları: Ziyaret ettikleri yerlerdeki kaplıcalara gitmeyi seven öğrenciler için Agamemnon Kaplıcaları’nı önerebiliriz. Antik dönemlerden bu yana aktif olarak kullanılan bu kaplıcalar, birçok hastalığa şifa olmaktadır.
İzmir’de Kültür & Sanat
İzmir’in ön plana çıktığı özelliklerinden bir tanesi de, kültür ve sanat etkinlikleri açısından son derece zengin bir şehir olmasıdır. İzmir’de her yıl üniversite öğrencilerinin ilgisini çekebilecek birçok kültür ve sanat etkinliği organize edilmektedir. İzmir’de düzenlenen başlıca kültür ve sanat etkinlikleri ile müzeleri sizler için bu başlık altında derledik.
9 Eylül İzmir’in kurtuluş günü için 10 gün boyunca düzenlenen kültürel etkinlikler
Kitap günleri
Uluslararası İzmir Festivali
Her sana mart ayında organize edilen İzmir Avrupa Jazz Günleri
Agora Açıkhava Müzesi
İzmir Atatürk Müzesi
TCDD Müzesi
İzmir Resim ve Heykel Müzesi
İzmir’de Ne Yenir?
Ege mutfağını sevenler için İzmir biçilmez kaftan olarak nitelendirilebilecek şehirler arasındadır. İzmir mutfağında özellikle yeşillikler ve zeytinyağı ile yapılan sebze yemekleri dikkat çekmektedir. Ancak bununla birlikte daha birçok tadılması gereken lezzete sahiptir. Nitekim İzmir denildiğinde akla gelen ilk yiyecekler arasında boyoz ve kumru adlı sandviç yer almaktadır. İzmir tulumu kahvaltılarınız sırasında tatmanız gereken lezzetler arasında yer almaktadır. Öğle yemeklerinde zeytinyağlı taze fasulyeyi mutlaka denemelisiniz. Bu lezzetlerin dışında İzmir köfte, pirinçli domates çorbası, gerdan tatlısı, tel kadayıf, kaymaklı dondurma İzmir’in diğer lezzetleri arasında yer almaktadır. İzmir’de Alışveriş
Alışverişi seviyorsanız öğrenci olarak İzmir’de size uygun birçok alışveriş noktası olduğunu söyleyebiliriz. Şehrin en önemli alışveriş noktalarından bir tanesi Kemeraltı’dır. Tarihi bir yer olan İzmir Kemeraltı Çarşısı içerisinde yer alan dükkanlarda, hem kendiniz için hem de sevdikleriniz için güzel hediyeler satın alabilirsiniz. Çarşıda el yapımı birçok farklı eşya bulunmaktadır. Kemeraltı Çarşısı dışında Alsancak Çarşısı’na da uğrayabilirsiniz. Alsancak Çarşısı, daha çok lüks dükkanları ve koş kafeleri ile meşhur bir yerdir. Bospa olarak da adlandırılan Bostanlı Pazarı ile Karşıyaka Çarşısı da öğrenciler için uygun bir başka alışveriş noktası olarak gösterilebilir. Öte yandan İzmir’in farklı noktalarında Agora AVM, Forum Bornova, İzmir Park AVM, Park Bornova AVM gibi birçok AVM seçeneği de mevcuttur. İzmir’e Ait Özel Günler ve Festivaller Öğrenci olarak gittiğiniz şehirlerdeki özel günler ve festivaller hakkında bilgi sahibi olmak isteyebileceğinizi düşündüğümüzden, İzmir’deki özel günler ve festivallerle ilgili sizler için ayrı bir bölüm hazırladık.
Uluslararası Foça Festivali
İzmir’de organize edilen en meşhur festivaller arasında yer almaktadır. Her sene yaz aylarında yapılan bu Foça Festivali; konserlere, söyleşilere, sanat gösterilerine, yelken ve sörf yarışlarına ve daha birçok etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Foça’nın hem yerli hem de yabancı turistlere tanıtımı açısından büyük önem arz etmektedir.
19. Bayındır Uluslararası Çiçek Festivali
Öğrencilerin İzmir’de organize edilen festivaller arasında dikkatlerini çekebilecek bir başka festivaldir. Yaz aylarında organize edilen bu festival boyunca birçok konser, tiyatro gösterisi, sinema gecesi düzenlenmektedir.
Uluslararası Kukla Günleri
Farklı ülkelerden gelen kukla ustaları tarafından yapılan gösterilerle nam salmış bir festivaldir. İzmir’de düzenlenen festivaller arasında ilginizi çekebilir.
Kurtuluş Günü Etkinlikleri
Kurtuluş Günü Etkinlikleri aslında İzmir’in tamamında düzenlenen etkinliklerdir. Gittiğiniz tarih 9 Eylül’ü kapsıyorsa mutlaka katılmanızı öneririz. Kurtuluş Günü Etkinlikleri Çeşme, Bergama, Seferihisar, Selçuk, Tire ve Urla gibi şehrin dört bir yanında düzenlenmektedir.
Diğer Festivaller
İzmir’de yıl boyu onlarca festival düzenlenmektedir. Diğer festivaller arasında Kemalpaşa Kiraz Festivali, Menemen Çilek Festivali, Bayındır Karpuz Festivali gibi İzmir kültürünü yansıtan birçok festival bulunmaktadır. İzmir’de Konaklama
İzmir şehrinin her noktasında, her çeşit, her bütçeye uygun konaklama seçenekleri mevcut bulunmaktadır. Bütçenize ve zevklerinize uygun olarak kendinize en uygun konaklama seçeneğini rahatlıkla bulabilirsiniz. Yaz tatili için İzmir’de en popüler destinasyonlar arasında yer alan Çeşme, Alaçatı ve Foça’da lüks otellerden ahşap evlere kadar farklı seçenekler sunulmaktadır. Doğa ile iç içe bir tatil geçirmek istemeniz halinde Bozdağ’da yer alan kamp alanlarını kullanabilirsiniz. Şirince’ye uğrayacaksanız ve 1 gün bile orada kalacaksanız mutlaka Şirince’nin dağ evlerinde harika doğa manzarası eşliğinde konaklamanızı tavsiye ederiz.
Kaynak: https://geziyoruz.com/izmir-ucak-bileti
0 notes