#Düşünce ve beyin
Explore tagged Tumblr posts
nevzatboyraz44 · 2 months ago
Text
Tumblr media
Odanızın köşesine asın. Her zaman lazım olacak sözler...
🌟🌟🌟İranlı (Güney Azerbaycanlı) bir Türk olan ve halen Ülkemizde yaşayan kimyacı ve felsefeci Dr. Anooshirvan Miandji'den (Anuşirvan Miyancı'dan) insana ve hayata dair ibretlik tespitler!
1-🌟Beyin bir donanımdır, her insanda vardır! Akıl bir yazılımdır, her insanda yoktur.
2-🌟Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir! İstediğini düşünerek sentezler.
3-🌟Bilim insanı olmanın birinci şartı, bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir.
4🌟Bir toplumun okuyup geçenlere değil, okuyup düşünenlere ihtiyacı var!
5🌟Aptallaşmanın en kolay yolu merak etmeyi bırakmaktır.
6-🌟Karın tokluğuna yaşanan bir yerde ilkeli düşünce üretmek mümkün değildir.
7-🌟Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur.
8-🌟İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz.
9-🌟Büyük bir güç mü istiyorsunuz? İşte o gücü size gösteriyorum! Hayal gücü.
10-🌟İçinizdeki çocuk yaşıyorsa, yaşlanmıyorsunuz demektir.
11-🌟Düşüncen fakir ise diğer zenginliklerin seni kurtarmaz.
12-🌟Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır! Biri sabır, ötekisi nezaket.
13-🌟Sessiz çığlıklar sesli haykırışlardan daha etkilidir.
14-🌟Dilinizi sökün, tamir edin ve yeniden yerine takın! Çünkü bütün sorunların temelinde o var!
15-🌟İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz.
16-🌟Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket, bir kenara çekilip sessizce dinlemektir.
17-🌟Uzmanı olmadığınız konularda kendinize yakışanı yapın ve bir kenara çekilip sessizce oturun!
18-🌟Bir insanı ancak kendisi engelleyip, kendisi durdurabilir.
19-🌟Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur.
20-🌟Vazgeçmezsen, doğru seni önünde, sonunda bulur.
21-🌟İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır.
22-🌟Kendi üzerinizde çalışmaktan vazgeçmeyin! Aksi halde gelişip olgunlaşamazsınız.
23-🌟Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar! Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar. Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve göz yaşıdır.
24-🌟Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek bir toplumun ahlakını bozar.
25-🌟Bir toplumun çoğunluğu, olduğundan daha ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse, bilin ki o toplumda ahlak sorunu vardır.
26-🌟Herkesten ve her şeyden umudunuzu kestiğiniz anda belki de kurtarıcı sizsinizdir! Küsmekten ve kabullenip bir köşeye çekilmekten daha başka bir yol var! Mücadele etmek.
27-🌟Ekonomik gelişmeyi kişisel ve zihinsel gelişmenin önünde tutan toplumlar, kesinlikle uygarlaşamazlar.
28-🌟Gönlü güzel olanın niyeti de, söylemi de, eylemi de güzeldir.
29-⭐Karnı doymayan değil, gözü doymayan insan fakirdir.
38 notes · View notes
bilmece · 1 month ago
Text
Rastgele anlatı kuşağımda bugün dün yaşadığım bir telefon görüşmesi var.
Tanımadığım bir numara arıyor, kargo vesaire olabilir diye açtım bir kadın sesi bana adımla seslenip kendini tanıtıyor. Ortam gürültülü olduğu için üçüncü söyletmeye anladım kim olduğunu: eski kocam beyin bir arkadaşı. Daha fazla detay vermek gerekirse fakülteden arkadaşı, yıllar sonra da hem iş arkadaşı hem de ev arkadaşı oldu.
Bu kızı ben yıllardır tanıyorum, ev arkadaşlığı konumundan ötürü ilişkimizin son yılında da epeyce beraber zaman geçirdim fakat hiç ikili bir ilişkimiz gelişmedi. Daha sonraki süreçlerde de -boşanma- kendisiyle hiç konuşmadım, o da benimle iletişime geçmedi.
Şimdi hal böyleyken dün aramış beni bir arkadaşının yeminli tercümana ihtiyacının olduğunu söylüyor. Kişiyle aynı şehirde olmadığım için noter onayı belge yollama gibi işlerle uğraşacağımızı, kendi şehrinden biriyle çalışsa sürecin daha rahat ilerleyebileceğini ve dilerse o şehirde yaşayan bir arkadaşımı yönlendirebileceğimi söyledim. Israrla benimle çalışmak istediğini söyleyip işin noter boyutunda ücretlendirmenin nasıl olacağını da öğrenmemi rica etti.
Ben de noterimle iletişime geçtim, öğrendim, güncel tercüme fiyatlarını da öğrendim, her şeyi açıklayan uzunca bir mesaj attım.
Neredeyse yirmi dört saat sonra cevap yazmış: “Kuşum gunaydin halletmiş seni de ugrastirdim ama afedersin🌸”
Ay bir uyuz oldum! Hem ona hem kendime.
Sadece işi düşünce iletişime geçen insan klişesini duydum da yaşadım da ama bu biraz ilginç geldi. Ben çekinirdim, utanırdım ne bileyim. Velhasıl insanlar değişik.
31 notes · View notes
yasamsallik · 1 year ago
Text
Tumblr media
Şöyle bir kenara bırakayım, elbet lazım olur..
🌟Beyin bir donanımdır, her insanda vardır! Akıl bir yazılımdır, her insanda yoktur.
🌟Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir! İstediğini düşünerek sentezler.
🌟Bilim insanı olmanın birinci şartı, bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir.
🌟Bir toplumun okuyup geçenlere değil, okuyup düşünenlere ihtiyacı var!
🌟Aptallaşmanın en kolay yolu merak etmeyi bırakmaktır.
🌟Karın tokluğuna yaşanan bir yerde ilkeli düşünce üretmek mümkün değildir.
🌟Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur.
🌟İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz.
🌟Büyük bir güç mü istiyorsunuz? İşte o gücü size gösteriyorum! Hayal gücü.
🌟İçinizdeki çocuk yaşıyorsa, yaşlanmıyorsunuz demektir.
🌟Düşüncen fakir ise diğer zenginliklerin seni kurtarmaz.
🌟Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır! Biri sabır, ötekisi nezaket.
🌟Sessiz çığlıklar sesli haykırışlardan daha etkilidir.
🌟Dilinizi sökün, tamir edin ve yeniden yerine takın! Çünkü bütün sorunların temelinde o var!
🌟İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz.
🌟Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket, bir kenara çekilip sessizce dinlemektir.
🌟Uzmanı olmadığınız konularda kendinize yakışanı yapın ve bir kenara çekilip sessizce oturun!
🌟Bir insanı ancak kendisi engelleyip, kendisi durdurabilir.
🌟Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur.
🌟Vazgeçmezsen, doğru seni önünde, sonunda bulur.
🌟İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır.
🌟Kendi üzerinizde çalışmaktan vazgeçmeyin! Aksi halde gelişip olgunlaşamazsınız.
🌟Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar! Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar. Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve göz yaşıdır.
🌟Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek bir toplumun ahlakını bozar.
🌟Bir toplumun çoğunluğu, olduğundan daha ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse, bilin ki o toplumda ahlak sorunu vardır.
🌟Herkesten ve her şeyden umudunuzu kestiğiniz anda belki de kurtarıcı sizsinizdir! Küsmekten ve kabullenip bir köşeye çekilmekten daha başka bir yol var! Mücadele etmek.
🌟Ekonomik gelişmeyi kişisel ve zihinsel gelişmenin önünde tutan toplumlar, kesinlikle uygarlaşamazlar.
🌟Gönlü güzel olanın niyeti de, söylemi de, eylemi de güzeldir.
⭐Karnı doymayan değil, gözü doymayan insan fakirdir.
Dr. Anooshirvan Miandji'den
30 notes · View notes
bazenmahir · 8 months ago
Text
Maddecilik ve soyutçuluk
Materyalizm, evrenin temel yapı taşlarının maddeden oluştuğunu savunan bir felsefi görüştür. Bu düşünceye göre, gerçeklik maddeden ibarettir ve soyut, metafizik kavramlar gerçek değildir. Materyalistler, evreni, gördüğümüz, dokunduğumuz ve ölçebildiğimiz maddi nesnelerle açıklamaya çalışırlar. Onlara göre, insanın zihni de maddenin bir ürünüdür ve düşünce süreçleri, sinirsel etkileşimlerle açıklanabilir.
Materyalizme göre, insanın varlığı da maddi süreçlerin bir sonucudur. Duygularımız, düşüncelerimiz ve bilincimiz, beyin aktivitelerinin ürünüdür ve tamamen fiziksel bir temele dayanır. Dolayısıyla, insanın kimliği ve ruhu gibi soyut kavramlar, aslında maddenin karmaşık etkileşimlerinden başka bir şey değildir.
Materyalizm, bilimsel yöntemin ve gözleme dayalı bir yaklaşımın ürünüdür. Buna göre, evrenin işleyişi ve doğası, doğa yasalarıyla açıklanabilir ve anlaşılabilir. Bu nedenle, materyalistler, gerçekliği anlamak için bilimsel araştırma ve deneylere büyük önem verirler.
Peki bu durumda, materyalist görüşe karşı çıkanların savunduğu düşünce nedir ?
İnsan deneyimlerinin ve duygularının sadece maddenin fiziksel özellikleriyle açıklanamayacağını savunurlar. Onlara göre, insanın iç dünyası ve ruhu, sadece maddenin mekanik etkileşimlerinden ibaret değildir ve metafizik bir boyutu vardır. Bu nedenle, materyalizm, evrenin tamamını açıklamak için yetersiz olabilir ve insanın varoluşunu tamamen anlamak için diğer felsefi ve dini görüşlere de başvurmak gerekir.
9 notes · View notes
geceyeaitbiradam · 8 days ago
Text
Bir bilmecenin tam ortasında kalmış insanlarız
Kırık ayna misali güvenimiz
Beyin,kalp ve duyguların en ağır sınavındayız. belkide
Bir bakış, farklı bir düşünce
Aşk aslında kocaman bir bilmece
Var etmek bizim elimizde
Yok etmek bir kelime
2 notes · View notes
onderkaracay · 7 months ago
Text
Tumblr media
🎯 DÖRT GEMİ, DÖRT BÜYÜK TÜRK DESTANI 🎯
TÜRK'ÜN, ANADOLU'NUN VE İNSANLIĞIN KADERİ GEMİLERLE DEĞİŞİYOR.
Bir büyük insan düşünün Anadolu'yu su basacak diyor
İnananı gemiye doluyor, inanmayanı sularda boğuluyor
Nuh tufanı böyle efsane oluyor
Bir büyük sultan düşünün
Gemileri karadan yürütüyor
Tarihin, insanlığın ve İstanbul'un kaderi değişiyor
O küçük çocuk tarihe sığmayan Fatih Sultan Mehmet oluyor
Bir adam düşünün; yüreğinde vatan, bir gemi düşünün içi dolu adam.
Tam bağımsızlık diyor
Teslim olmam, vatanı teslim etmem diyor
Koca Türk ulusu peşine takıyor
Altı asırlık esaret ve zulümden kurtarıyor
İşgalcilere teslim bayrağı açan padişahı dinlemiyor
Teslimiyetçi ve işbirlikçi mandacılara karşı ilk itaatsizlik bayrağını 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'da açıyor
Ve Anadolu'ya geçiyor
Tarihin en büyük ulusunun makus talihini yeniyor ve Atatürk oluyor
Türkler o zaman biz olma bikincine varıyor
Ne zaman ki o büyük dahi yaşama veda ediyor
Yeri bir türlü dolmuyor
Anadolu'ya din, siyaset ve sermaye adı altında yeniden başka bir zulüm doluyor
Gün geliyor bir çocuk daha 19 Mayıs günü doğuyor
Küçük yaşta ilk yarasını bu zulümden alıyor
Hiç kimse ile paylaşmadan bu yarayı açan o silahın arkasında kim varsa onu bulacağım ve hesabını soracağım diyor
Bütün yaşamını bu zulüm nasıl bitirilir düşüncesi ve mücadelesi ile geçiriyor
Kaleyi içten yıkmak için o zulmün arkasında olan bir niyetin içine sızarak bilgi ve belge toplayarak o büyük güne hazırlanıyor
İlk yarayı büyüyen 12 Eylül 1980 gününün bir başka benzeri 12 Eylül 2012 tarihinde düşmanın kendi ayaklarına kurşunu sıktırıyor
Aynı ataları gibi gemisini yaparak mücadeleye koyuluyor
Susuz şer denizinde gemisini yüzdürüyor zalimlere mahşeri yaşatıyor zalimlerden birinin ibretin maddi delili olarak canının alındığına geriye kalan tüm zalimlerin ve onlara tapanların yaratanın gazabı ile kalpleri kömür gibi oluyor ve kalp karası sürülerek yaşattıklarını yaşasınlar diye canlı ölülere döndürüldüklerini görüyor
Bu ibret sonrası ne kadar fitne, fedat, bölücülük adına faaliyet gösteren araç ve niyet varsa tarih olduğunu insanlığın aslında sadece iki tarafı olduğunu yeryüzüne insanlık bir sır ile geldi diyerek hatırlatıyor
Bugün ikiye bölünmüş insanlığın bir kısmı negatif şeytani tarafı diğer tarafı insani tarafı savunmak için savaşını veriyor
Kitlenin kütleye, cehalete ve ihanet boyutunda maddi gücüne insanlığa ve yurduna saldırısına sırrın verdiği kudret gücü ile bir Türk dünyaya bedelin ispatı olarak yürek meydanına çıkarak adeta meydan okuyor
Zulüm boş durur mu?
Türk'e karşı kazanacağını sanarak Türkleri kuşatmak adına bütün dünyayı 21 Aralık 2025-21 Ocak 2016 tarihinden sonra ibret anlaşılır anlaşılmaz telaşa kapılıyor ve dünyada ne yaşanıyor ise bu ibret ile bağlantılı olduğunu onun dışında kimse anlamıyor
Sabır ile insanlığın yıllarca yaşam pahalılığı ve her türlü zulüm uygulanarak Anadolu'da Türklüğü yok etme niyeti karşısında toplumun sorumsuzluğunu üzülerek seyrediyor
Ne zaman ki Anayasa ile son darbeyi vurmaya kalkıyorlar beyin savaşları komutanının taktiklerini uygulayarak yeniden ibreti idrak ettirmek için sahneye çıkıyor zulmün şirazesini iyice bozuyor
İnsanlığını kaybetmemiş her insanın yüreğinde sevgi ve devrim tohumu yüklendiğini yıllardır gönül kongreleri yaparak hatırlatıyor çaresizliğin pençesinde kalan insanlığı yavaş yavaş uyandırıyor
Biz insanlığa karşıyız diyemeyen zulmü adeta bir kez daha felç ediyor
Her saldırıyı bertaraf edecek bir ilahi sır ile donatıldını ve düşmanı düşünce gücü ile püskürtüyor
İnsanlık fikrinin yerine kim veya hangi zalim zulüm dışında ne koyabilir ki?
Nasıl haklı çıkıp kazanabilir ki
Elli yıllık yaşam mücadelesi ile beşyüz yıl yaşında olan tefeci zulüm kapitalizmi düşünce gemisi kitabı ile yıkıyor
Kitabını zaten yazarken sırrı ona Mustafa Kemal Atatürk'ün yazdığı Nutuk kitabının devamı olduğunu yaz diyor o da yazıyor
Zulüm* ilk çıktığı adrese geri döner başlatanı bitirir diye yaz diyor o da yazıyor
19 Mayıs 2015 tarihinde
Bir gemi daha kalkacak Anadolu'dan**
Yerini bir yaratanın bir de Türklerin bildiği yerden diye yaz diyor, yazıyor
"Gönülden kopan bir derya bu
Mahşer denizine*** döndüğünde; kurtulanlar da olacak, alabora olup boğulanlar da.
Sular duruldugunda bir gemi daha çoktan kalmış olacak sağ kalanlarla!"
Bütün bunları tek başına nasıl yaptım;
Atalarımın neler yaptığını ilk önce çok iyi öğrendim.
İlmi sırrın iki kaynağı var biri düşünce ikincisi ona layık olacak ahlak.
Bu ikisine hiç ödün vermeden sahip çıktım.
Kimseyi satmadım kimseye satılmadım.
Anlamak ve sahip çıkmak adına sorumlu bir yurttaş olmam gerektiği ilkesinden hiç taviz vermedim.
Korku nedir bilmem, tehdit nedir tanımam. Çünkü Türk'üm ben dedim.
Mustafa Kemal ve Türk ulusunun o eşsiz mücadelesi unutulamaz unutturulamaz dedim.
Yetmiş beş yıldır bu uğurda yaşamını kaybeden insanlardan utanarak nasıl mücadele vermem dedim.
Deniz Gezmiş'in mücadelesi yarım kalamaz dedim.
Ne mutlu Türküm diyene, ne mutlu o kutlu mücadeleyi anlayana, ne mutlu Atatürk benim diyebilene.
Bugün benim senin, insanlığın Türk'ün doğum günüm, bugün doğum günün.
Tüm Türklere ve insanlığın yanında duranlara kutlu olsun.
Dört gemi, dört Türk asırlar geçiyor Anadolu'nun kaderini değiştirecek iradeyi gemiler ile ortaya koyuyor ve insanlığı Anadolu'ya yeniden getiriyor.
Şeytana uymuş gafil burada sır nerede diyor.
Kim demiş Türkler denizci değil diye.
Önder Karaçay
* Mobbing Bank kitabının ilk satırları
** Mobbing Bank kitabı sayfa 331
*** Mobbing Bank kitabı sayfa 23
5 notes · View notes
sefkattuyu · 3 months ago
Text
4 Eylül 2024
"Bu gerçek dışı bir algı. Beyin sen ne söylersen ona inanır. Beynimiz biraz saftır. Söylediğin her şeye insanıverir. Eğer sen 'Bütün insanlar kötüdür.' dersen beyin bunu kabul eder ancak bu mümkün değildir.
Kötü insanlar bile tamamen kötü olamazlar. İyi yanları vardır. İyi insanlar da tamamen iyi olamazlar, kötü yanları vardır. Sana kendinle alakalı şunu sorsam:
'Ben iyi bir insanım.' cümlesine ne kadar inanırsın?"
"Çok..."
"Ben kötü bir insanım cümlesine ne kadar inanırsın?"
"İnanmam."
"Peki şöyle söylesem: Ben iyi bir insanım ancak zaman zaman hatalar yapabiliyorum."
"İnanırım."
"Hangisine daha çok inanırsın peki? Tam olarak yüzde yüz inandığın hangisi olur?"
"İkincisi..."
"Çünkü bu daha gerçekçi öyle değil mi? Görüyorsun, insanlar aslında yaşadıklarından dolayı hastalanmazlar. Yanlış düşünce yapılarından hastalanırlar. Burada yapmaya çalıştığımız şey bu yanlış düşünce yapılarını fark edip düzeltmeye çalışmak."
"Peki neden insanlara bu kadar kolay bağlanıp çok zor kopuyorum?"
"Dünyadaki herkesin kötü olduğuna inanan birisi ne yapar? İyi bir şey bulduğunda ona sımsıkı sarılır öyle değil mi? Çünkü dünyada iyi bir insan olduğuna inanmıyor, bulduğu şeyi imkansız bir şey olarak görüyor."
Kafamın içinde kocaman bir ampul yanmıştı o an sanki. Gerçekten bana azıcık iyi gelen herkesi tanrılaştırıyordum gözümde ve terapistim bana bizzat bu cümleyi kurdu.
Söylediklerini düşünmemeyi tercih ettim o gün. Spora gittim, arkadaşlarımla oturdum ve eve döndüm. Ahmet aramadı. Ben araba kullanırken aradığımda kısa bir konuşma geçti aramızda. Eve döndüğümde mutsuz hissetmeye başladım. Ev sessizdi ve ben Ahmet'le konuşmak istiyordum. Yemeği yaptıktan sonra üzerime mutsuzlukla birlikte çöken ağırlığı atmak için uyumak istedim.
"Ahmet, ben yoruldum erken yatıyorum iyi geceler."
Asıl merak ettiğim şey uyumadan önce beni arayıp aramayacağıydı.
"Tamam fıstık iyi geceler."
Bu mesajı görünce daha da mutsuz hissettim. Uyuyarak kaçmak istiyordum ancak gerçekten mutsuz olduğumda uyumak pek becerebildiğim bir aktivite değildi.
İzlediğim filmi açıp biraz devam ettim. Film beni daha çok üzüyordu. İlk film olan Before Sunrise çok hoşuma gitmişti. Bana Eskişehir'de geçirdiğim büyülü günü hatırlatmıştı.
Ancak bu ikinci film gerçekçiydi. Birbirlerine bir günlüğüne aşık olan bu kadın ve adam tekrar karşılaşmış ve evlenmişlerdi ancak gerçek hayatta gördüğüm çiftler gibi sürekli kavga edip birbirlerine kırıcı şeyler söylüyorlardı.
Uyumadan önce tekrar Ahmet'e yazdım. Eve dönmüş olsaydı aramak istiyordum ancak dönmediğini söyledi. Biraz kırgın hissetmiştim. Terapiye gittiğimi biliyordu ve nasıl geçtiğini sormamıştı. Bunun benim için zor bir şey olabileceğini düşünmemişti muhtemelen. Zaten yarası olan insanları yalnız yarası olanlar anlar. Sıradan insanların akıl sır erdirebileceği psikolojide kişiler değiliz.
Nasıl uyumayı başardığımı hatırlamıyorum. Çok yorucu rüyalar gördüm. Uyandığımda onları da unuttum. Ahmet'ten günaydın mesajı yoktu ve saat sekiz buçuğu geçmişti. Tekrar uyumayı tercih ettim. Gözlerimi bir sonraki açışımda günaydın demiş olur belki diye...
Tekrar uyandığımda "Günaydınn" yazmıştı her sabahki gibi. Ancak ben çok yorgun ve mutsuz hissediyordum.
"Günaydın." dedim. Daha fazlası içimden gelmedi. Suyumun kesildiğini görünce biraz öfkelendim kendi kendime. Aslında benim hatamdı su saatini kontrol etmemek.
Su kartım muhtemelen annemlerde kalmıştı. Su yüklemek için önce onların evine gitmem gerekiyordu. Bu daha da zor olduğu için iyice huysuzlandım. Üzücü bir iki şarkı dinleyip bir sigara içtim. Ardından sıkılmış olsam da filmin sonunu merak ettiğim için tekrar izlemeye koyuldum.
Bazı şeyler sonunu görene dek anlamsız kalıyor. Bu bütün hayatımız için geçerli. Filmin sonunda adamın kadına söylediği sözler beni çok etkiledi.
"Bu gerçek hayat! Evet kusurlu ama gerçek aşkı soracak olursan bu o."
O an terapistimle konuştuğum konular geldi aklıma. Evet, ilk filmdeki gibi büyülü değildi hayatları çünkü her şeyin başlangıcı büyülü hissettirir insana ancak bir süre sonra alışılır. Alıştığımız şeyleri hiç kaybetmeyeceğimizi sanarız. Yahut zaten var oldukları için onların varlığının ne derece önemli olduğunu fark etmekte zorlanırız. Bu, yaşadığım şehre benziyordu. İnsanlar burayı görmek için farklı kıtalardan, dünyanın diğer ucundan geliyorlardı ancak ben çarşıya inip manzarayı görmeye zahmet etmiyordum ve ne zaman o manzarayı görmeye gitsem şaşırıyordum.
"Ben dünyanın en güzel şehrinde yaşıyorum. Nasıl buraya sık gelmem?"
Elimin altında olan bir şeyin ne kadar kıymetli olduğunu fark etmek daha zordu çünkü.
Aşk da buna benziyordu muhtemelen. Ben de tıpkı filmdeki kadın gibi bir masal diyarında yaşamayı hayal ediyordum hep ancak kusurlu da olsa bu gerçek dünyaydı. Gerçek dünya masalsı değildir yine de sevip sevilebiliriz ve yanı başımızda duran mutluluğu görmeye çalışabiliriz.
"Herkes her şeyi yapabilir." derdim lise zamanlarımda. "Kimseye karşı bir beklentiye girmemek gerekir."
Aslında mutlu olmak bu kadardı. Kendi hayatımla ilgilenip kendim için yaşarken zaten var olan her şey mutluluk vericiydi. Kimsenin bana günaydın demesine gerek yoktu. Gün zaten ayıyordu. Kimseyi yargılamadan özgür hissederek geçirdiğim günlerde gerçekten de mutluluk soyut bir kavram olmaktan uzaktı. Aslında bu kadar basitti: Kendin ol ve kimseye karışma.
4 notes · View notes
kbra-09 · 5 months ago
Text
Tumblr media
1984 “George Orwell”
📌''Bilinçlenene kadar asla başkaldırmayacaklar,başkaldırmadıkça asla bilinçlenemeyeceklerdi.''
📌"Her şey sisin içinde kaybolmuştu. Geçmiş silinmiş, silinen unutulmuş ve yalan hakikatin yerini almıştı."
📌Sözcükleri yok ediyoruz; her gün onlarcasını, yüzlercesini ortadan kaldırıyoruz.
❗️Düşünün. Çünkü henüz yasaklanmadı.
‼️1984 yılında Okyanusya adlı hayali bir ülkede geçer.Bu ülke, totaliter bir rejim tarafından yönetilmektedir ve liderleri Büyük Birader (Big Brother) olarak adlandırılmaktadır.Romanın ana karakteri Winston Smith,Düşünce Polisi tarafından sürekli izlenen ve Parti'nin ideolojisine uyum sağlamaya zorlanan bir vatandaştır. Winston,Parti'nin propagandası ve tarih manipülasyonu karşısında giderek daha fazla şüphe duymaya başlar ve içsel bir isyan geliştirir.Winston'un isyanı,Julia adlı bir kadınla olan yasak aşkı ile somutlaşır.Birlikte Parti'nin baskısından kaçmayı ve özgürlüklerini geri kazanmayı hayal ederler.Ancak Düşünce Polisi tarafından yakalanırlar ve sonunda Winston, yoğun bir işkence ve beyin yıkama sürecinden geçer.Kitap,Winston'ın tamamen Parti'ye boyun eğmesi ve Büyük Birader'e duyduğu zorunlu sevgi ile sona erer.
6 notes · View notes
maltepepsikolog · 6 months ago
Text
Anksiyete Bozukluğu Nedir ?
Anksiyete bozukluğu, kişinin sürekli endişe, korku ve gerginlik duyguları yaşadığı bir mental sağlık durumudur.
Bu bozukluk, genellikle olağan durumlarda bile aşırı endişe ve stres yaşamak, kontrolü kaybetme korkusu, vücutta fiziksel belirtiler ve günlük aktivitelerde kısıtlamalara neden olabilir.
Anksiyete bozukluğu, farklı alt tiplerde görülebilir, ancak genel olarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve uzman yardımı gerektirebilir.
Anksiyete Bozukluğu Nedenleri
Yaygın anksiyete bozukluğunun nedenleri arasında genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki dengesizlikler, çocukluk dönemi travmaları, stresli yaşam olayları, kişilik özellikleri ve bilişsel faktörler bulunmaktadır.
Aile geçmişinde anksiyete öyküsü olanlarda genetik etkiler rol oynayabilir. Beyindeki nörotransmitter dengesizlikleri ve olumsuz düşünce kalıpları da anksiyete bozukluğunu tetikleyebilir.
Çocukluk dönemi travmatik olaylar, özellikle istismar veya aile sorunları, anksiyete bozukluğunu tetikleyebilir. Stresli yaşam olayları, iş kaybı, finansal sıkıntılar gibi faktörler anksiyeteyi artırabilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
sillagen · 10 months ago
Note
Merhaba Sillagen sınava çalışıyorum ama aslında çalışamıyorum zamanım var imkanım var ama ders kitaplarını açamıyorum saatkerde telefonda dolanıp dizi izleyip duruyorum çok tavsiyelerine ihtiyacım var geleceğimi mahvetmek istemiyorum
Merhaba Anonim şimdi ev gibi ortamda çalışmıyorsan eğer bu rutini bozmak lazım ki calisasin k��tüphaneye git. Bu ertelemenin kaynağı başarılı olmaktan içten içe korkuyor olabilirsin. Geçmiş vakitte yaptığın şeyler desteklenmemisse bilincdisi bizi ertelemeye itiyor. Birde mükemmeliyetci yapin varsa bir an once o da baslatmaz. Bu düşünce bir an da geçmez ama konfor alanından çıkmak lazım. Birde rutinini kimseye anlatma nazar olur kem gözlü biri olur. Ne yaptığın kendine kalsın. Birde ben şu oğlanın taktiklerini denemiştim işe yarıyor bu videoyu dinle dopamin zamanına ve beslenmene dikkat et, uykuya dikkat et beyin iyi çalışıyor o zaman
youtube
2 notes · View notes
konnektom · 10 months ago
Text
Biraz uzun ama okumağa, düşünmeye değer.
İranlı (Güney Azerbaycanlı) bir Türk olan ve halen Ülkemizde yaşayan kimyacı ve felsefeci Dr. Anooshirvan Miandji'den (Anuşirvan Miyancı'dan) insana ve hayata dair ibretlik tespitler! 1-Beyin bir donanımdır, her insanda vardır! Akıl bir yazılımdır, her insanda yoktur. 2-Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir! İstediğini düşünerek sentezler. 3-Bilim insanı olmanın birinci şartı, bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir. 4Bir toplumun okuyup geçenlere değil, okuyup düşünenlere ihtiyacı var! 5Aptallaşmanın en kolay yolu merak etmeyi bırakmaktır. 6-Karın tokluğuna yaşanan bir yerde ilkeli d��şünce üretmek mümkün değildir. 7-Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur. 8-İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz. 9-Büyük bir güç mü istiyorsunuz? İşte o gücü size gösteriyorum! Hayal gücü. 10-İçinizdeki çocuk yaşıyorsa, yaşlanmıyorsunuz demektir. 11-Düşüncen fakir ise diğer zenginliklerin seni kurtarmaz. 12-Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır! Biri sabır, ötekisi nezaket. 13-Sessiz çığlıklar sesli haykırışlardan daha etkilidir. 14-Dilinizi sökün, tamir edin ve yeniden yerine takın! Çünkü bütün sorunların temelinde o var! 15-İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz. 16-Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket, bir kenara çekilip sessizce dinlemektir. 17-Uzmanı olmadığınız konularda kendinize yakışanı yapın ve bir kenara çekilip sessizce oturun! 18-Bir insanı ancak kendisi engelleyip, kendisi durdurabilir. 19-Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur. 20-Vazgeçmezsen, doğru seni önünde, sonunda bulur. 21-İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır. 22-Kendi üzerinizde çalışmaktan vazgeçmeyin! Aksi halde gelişip olgunlaşamazsınız. 23-Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar! Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar. Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve göz yaşıdır. 24-Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek bir toplumun ahlakını bozar. 25-Bir toplumun çoğunluğu, olduğundan daha ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse, bilin ki o toplumda ahlak sorunu vardır. 26-Herkesten ve her şeyden umudunuzu kestiğiniz anda belki de kurtarıcı sizsinizdir! Küsmekten ve kabullenip bir köşeye çekilmekten daha başka bir yol var! Mücadele etmek. 27-Ekonomik gelişmeyi kişisel ve zihinsel gelişmenin önünde tutan toplumlar, kesinlikle uygarlaşamazlar. 28-Gönlü güzel olanın niyeti de, söylemi de, eylemi de güzeldir. 29-Karnı doymayan değil, gözü doymayan insan fakirdir.
Tumblr media
4 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
Bu can bir erkek tarafından tecavüze uğrayıp ölüme terk edildi, yaşatmaya çalışanlar maalesef ki başaramadı. Sokak hayvanlarına karşı salak saçma söylem ve düşünce içine girenler bu cana yapılanları nasıl değerlendirir acaba?
dünyanın en güzel gözleri, görmemen gereken öyle çok şey gördün ki o minicik bedenin içinde… ve ben öyle utanıyorum ki böyle adi bir türün mensubu olmaktan, “şu masumlara yapılan eziyetin karşılığı, dişe diş, kökünüz kuruyacak!” dense, yok oluşumu sessizce kabullenirim, sorgulamam.
Savunmasız, koruyanı olmayan, yasalar nezdinde hiç bir hakkı da olmayan bu hayvana sapık bir insan işkence ve tecavüz etmiş. Kurtarılamamış ve ölmüş. Şimdi bu insan sokaklarda aramızda dolaşıyor. Ömrü boyunca toplumdan izole edilmeli.
Sapkın bir pislik yüzünden can gitti, sizin pis nefsinizin her şeyi yapabilirliği artık boyumuzu aştı, çocuk, kadın, hayvan, ne bulursanız becermek peşindesiniz, ahlakınız yok, imanınız sahte, insan zaten denecek halde değilsiniz, midem bulanıyor umudu çalandan, hayatı çalandan
Ona tecavüz eden adamın umarım cinsel organını siğiller basar. İşeyemeyecek duruma gelir. Evi ocağı ne varsa ateşler salınır. İnsan denen varlığın cinsel arzularını bir hayvandan, küçük çocuklardan ya da savunmasız bir bireyden çıkarabilecek kadar sapkın olması bu dünyada artık her şeyin mümkünlüğünü kanıtlıyor.
Aklımda hep kendisi gibi insan kurbanı olan küçük arkadaşıyla kurduğu dostluğu var. Birbirlerine sığınarak iyileşmeye çalışıyorlardı. O manzara gözlerimin önünden gitmiyor, gitmeyecek. Suçluları toplumdan ayıklansın!
iliyor musunuz ? Bu meleğin adı Umutcan bir insan tarafından şiddete, anüsü yırtılana kadar tecavüze ve işkencelere maruz kaldı. Güzel insanlar sahip çıktı, ameliyat ettirmeye çalıştılar ama başarılı olamadı. Bugün bu dilsiz seyyah canın derdi bize, size yeter.
Bugün "Müslüman" olduğunu iddia ettiğiniz ülkeniz de bir eşek tecavüz yüzünden öldü. Allah korkunuza ne oldu? Yaradılanı yaradandan ötürü seviyordunuz ne oldu? Küfür etsem yetersiz size yaraşır bir kelime bulamıyorum. Bağıra bağıra parçalanarak ölürsünüz umarım.
Bu masumun başına gelenleri takip etmiş miydiniz bilmiyorum ama bu ülkede hayvan ya da köpek sorunu değil, başıboş, rezil, pislik insan müsveddesi sorunu olduğunun en büyük ve acı örneklerinden biriydi Umut Can. Canını yitirdi, gitti. İçim acıdı. O kadar üzgün ve kızgınım ki.
TECAVUZE UGRAYAN ESEK ÖLDÜ OLMAYAN İNSANLİGİNİZDAN, SAPİKLARİ KORUYAN KOLLAYAN TUM CANİLER, YASALARİ UYGULAMAYAN AMA MAAS ALAN GEREKSİZLER ORDUSU BU SİZİN ESERİNİZ HEPİNİZE LANET OLSUN * Urfa’da bu eşeğe tecavüz edildi ve bugün ÖLDÜ!
Urfa’da bu eşeğe tecavüz edildi ve bugün ÖLDÜ!
Urfa’da bu eşeğe tecavüz edildi ve bugün ÖLDÜ!
Bildiğim bütün küfürleri ve bedduaları ediyorum. Bu ülke bir bok çukuru ve o bok içinde, çocuk, kadın, hayvan, ağaç hepimizi boğulmaya mahkum ettiniz orospu çocukları! * Bu minicik masum meleğe bu acıları yaşatan, tecavüz eden ve dışarda elini kolunu sallayarak gezen, kendine insan diyen, birinin eşi, birinin babası, birinin çalışına veya bilmeden yanından geçip gittiğimiz insan görünümlü şeytan. En vahşi ırk insanoğludur, bırakın hayvanları.
Bu eşek yavrusuna tecavüz edip ölümüne sebep olan yaratığı düşünüyorum da bu nasıl sapık bir beyin yapısıdır ki yavru eşeğe tecavüz edebiliyor, bu aklına geliyor ve bundan sözde haz duyuyor, cidden böyle pislikler kafasına sıksa keşke de geberip gitseler bu hayvanlar da kurtulsa… * Tecavüz edildi, şiddet gördü vücudunda kırıklarla, açlıkla başbaşa bırakıldı.
Sonuç yine Sadist, Sapık, Vicdansız insanoğlu yüzünden ÖLDÜ!
Yaşattığınızı yaşamadan ölmeyin! * Kelimeler kifayetsiz.. İyi olucaksın umuduyla çok sevinmiştim oysa . Sana bunları yaşatanların ; ağır ceza vermeyen tüm kişi kurumlar için ahın kimsenin yakasını bırakmasın. Hakkın adaletinde en ağır şekilde yargılandıkları günü bekleyeceğim. Işıklar içinde uyu bi tanem.
Şu yavruya nefsi kabarıp tecavüz ederek ölümüne sebep olan hem katil hem de sapıklarla aynı ortamda yaşamak istemiyorum yeter artık şu masumun ahı yaksın kavursun inşallah Allah'a şikayet et hakkını da helal etme sana bunu yapanlara…
Umutcan ÖLDÜ! Peki tecavüz eden, kemiklerini kıranlar ne olcak? Adamım diye gezecek mi toplumda? Birinin abisi, belki birinim babası, birinin eşi… ve devam edecek mi sapkınlıga… biliorum Umutcan onun ne ilk kurbanıdır ne son… o kadar ağır geliyor ki bunu bilmek… en azından son günlerinde sevildi emek verildi tek tesellim bu… ama en acısı hayvan sevmeyenler aman diyor başını çeviriyor ya bu vahşete… toplumda bir sıpanın anüsünü patlatana kadar tecavüz eden sapıklarla yaşıyoruz belki markette çocuğunuzla karşılaşıyor, yolda yanından geçiyor, otobüste yanına oturuyor. Hayvan düşmanlığı gözünü kör etmiş avaneler bu ACImızı hissedemese de bana dokunmayan acı diye yüz çevirdiğiniz şeyler en sevdiklerinizi bula bilir. Hayat bu düşmez kalkmaz bir ALLAH! * O Şanlıurfa-Mardin arasında tecavüz edilmiş, anüsü ve barsakları yırtılmış, kalçası ile omurunda kırıklar varken felçli olarak bulunmuştu!
Erkek ve hayata tutunan bir sıpaydı, aşıda Umutcan’dı!
Ve maalesef bugün melek oldu!
İnsan sapkınlığının, caniliğinin son kurbanı oldu!!! * Şanlıurfa Mardin yolu üzerinde tec..vüze uğramış ve uğradığı şiddet yüzünden ayağa kalkamaz halde bulunmuştu, malesef yaşam savaşını kaybetmiş. Ölürken sevgi merhamet dolu insanların yanındaydı, tek teselli bu…
Bu hakaret sıfatı olarak kullandığınız EŞEK⁉️ Tecavüzcüsü İNSAN⁉️
Şimdi bir daha düşünün, o eşek ÖLDÜ⁉️⁉️⁉️
Tecavüz ettiler, kemiklerini kırdılar sonunda da öldürdüler. Bu akşam da Umutcan dağladı içimizi. Ne diyelim… Bahçeleriniz bahar görmesin… Vicdanınız bir an susmasın. Ne yaşattıysanız yaşayın…
'Şiddet eylemleri, toplumda ciddi endişe kaynağıdır' diye başlamak isterdim ama olmuyor. Toplum şiddetten zevk alıyor. Yoksa ahlaki değerleri olmayan bu kadar orspu çocuğu nasıl var olabilir?
Bu can 5 aylık erkek 1 sıpaydı… İki ayaklı şerefsiz 1erkek tarafından dövüldü, işkenceyle kemikleri kırıldı ve anüsü parçalanana kadar tecavüze uğradı.. İyi insanlar onu yaşatmaya çalıştılar ama o uçtu gitti. Uygulamadığınız yasaların neticesi bu…
Bu kadar mı? Keder içinde, beddua mı edeceğiz sadece?… Bunu yapan bulunmayacak mı? Teşhir edilmeyecek mi? Yanına kâr mı kalacak? Başka bir kurbana kadar mola mı verdi? O yaratık mutlaka cezalandırılmadıkça ne dense boştur artık….
İnsanlar var olduğu sürece bu dünya iflah olmaz. İnsanlık acı çekmeye mahkumdur çünkü en büyük acıların kaynağı yine insandır. 5 aylık sıpaya, koyuna, kuzuya işkence uygulayıp sert nesnelerle tecavüz edebilecek yaratıklar var. Şeytana, deccale, rahmet okutur bunlar.
Bu küçük sıpa insan tarafından tecavüze uğradı kemikleri kırıldı. Kurtulamadı… Arsız sefil hayvan düşmanları yüzünden bugün ülkede tüm türlere karşı şiddet tırmandı! Başta haber kanalları olmak üzere hepinize lanet olsun!
Sapıklar sokaklarda! Sokaklarda güven yok! Hayvanı çocuğu kadını bu sapıklardan zarar görebilirler! Bu sapıkların canilerin yakalanıp bir yere kapatılması şarttır! Allah bu kindarların ve sapıkların Belasını Versin!
Bu dünyayı sadece kendisi için yaratıldığını sanan şereften yoksun insanlar. Bu koca dünyada tek isteği sadece karnını doyurmak olan canı öldürenler, dünyayı yese de karnı, gözü doymayan şerefsiz oğlu şerefsizler. Haydi kına yakın bu can ölmüş, lafa geldi mi Müslümanım derler
Bunun utancı ile nasıl yaşanır? Neye çözüm aranır artık? Nasıl kanınız donmaz duyunca? Farkında mısınız bu yaşananın? Bizim insani sorunlarımız var her şeyden önce.
Başıboş köpek sorunu öyle mi? Bir sıpaya hallenebilen başıboş sapık sorununa da el atacak mısınız? Yoksa çoluk çocuk bu sapıklarla bir arada yaşayıp onların ayıplarını görmezden gelmeye devam mı!?
5 aylık bebek sıpa tecavüzden ölüyor, her gün kadın cinayeti, çocuk ve hayvan ve kadın tacizi tecavüzü, hayat pahalılığı, işsizlik, iş bulunca mobing, hak hukuk zaten yok… çok üzgünüm
Ve bunu yapan serbest… Neden? Bir çocuğa da aynı şeyi yapsın diye mi? Yapmaz mı diyorsunuz? Sizce küçücük sıpanın belini kırana kadar tecavüz eden sapık, küçücük bir kız çocuğuna bunu yapmaz mı? Onu ne durduruyor? Kanun mu? Hayır…
Tecavüzcüsü insan görünümlü bir yaratık. Hiç unutmayın. Aranızda dolaşan böyle sapıklar var. Sizinle aynı otobüse biniyor, çocuğunuzla yolda karşılaşıyor. Fırsatı olunca aynısını çocuklara yapar. Önce neye karşı olmanız gerektiğini iyi düşünün.
Şu haberleri görmemek için buraya girmek istemiyorum artık. Gerçi insan canının ne değeri varda, hayvana kıyamasınlar. Tuttuğunuzu öldürün, sikin nasıl sizden izole yaşayacağız bu sorunun çözümü yok ama umarım, İsmin cismin ortaya çıkarda en azından güzel bir rezil olursun.
Hayvan düşmanı onun bunun çocukları; hani sokakta “başıboş” köpek istemiyorsunuz, çocuklarınız için endişe ediyorsunuz ya! Böyle kansız pisliklerin sokakta olmasına niye sesiniz çıkmıyor? Çocuklarınızın da bu hayvan gibi tecavüze uğraması ihtimali korkutmuyor demek ki sizi… * Düşünebilecek, eğriyi doğruyu tartabilecek bir aklı olan insan, 5 aylık bir sıpaya şiddet uygulayıp tecavüz etti ve bugün öldü o sıpa. Her gün daha nice hayvan bu kötülüğe maruz kalıyor bu ülkede. Feryatlarını duyuramayan da var, duyurup kurtarılmayan da. Yabanından evciline; bir hayvan tecavüz etmez, zevk için öldürmez, nefret edemez, düşmanlık besleyemez çünkü ne kalbinde ne de beyninde kötülük barındıramaz, sadece kaderini insanın şekillendirmesini bekler. İnsanoğlundan nefret etmemek için hiç bir sebep yok aslında ama hala nefret etmiyorsam o sıpaya Umutcan ismini verenler sayesinde.. Bir ismi olacak kadar sevildiği iyi insanlarla karşılaştı Umutcan, ama yaşamının son günlerinde…
"Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir." - Mahatma Gandi
Büyük okullarda okudun, büyük işler başardın. Şöyle büyük insan oldun, böyle büyük insan oldun.. Hadi bırakın bu işleri.. Hoş kendi türünün de yaşam hakkına saygı duyduğun pek söylenemez de; dünyan ölüyor ve sen, dünyanın senin dışındaki diğer sahiplerinin, yaşam hakkına saygı duymadığın kibrinin altında kalacaksın insanoğlu. Umarım ben yanılıyorumdur. Umarım cennet ve cehennem vardır.. Ateşine odun atan zebanin bol olsun kötülüğün tek temsilcisi kibirli insanoğlu. * Derinden etkilendim, aklımdan çıkmıyor. Sana bunu yaşatan için bir dizi kötü temenni sıralayıp bunların gerçekleşeceğine inanmak isterdim fakat inancımı kaybedeli epey oldu… Başına bunların hiç gelmediğini dileyebilseydim keşke. Son günlerinde sevgi ve ilgi gördün. Tek teselli…
Ben anlamıyorum biliyor musunuz? Bir insan neden eşeğe tecavüz eder nasıl koyunların makatına değnek sokar nasıl kedilerin kafasını keserek eğlenir. Aklım almıyor saf kötülük bu. Ben yanlışlıkla kedimin kuyruğuna bastım diye günlerce uyuyamamıştım. Umutcan ve diğerlerine canım çok sıkılıyor. Birileri gerçekten örnek olması adına en ağır cezaları almalı.
Umutcan daha bir sıpacıktı, öldürüldü.. Kalçası ve beli kırılmıştı, neden mi? T*cavüzden. Sefil hayvan düşmanları yüzünden bugün ülkede tüm canlılara karşı şiddet tırmandı! Bu korkunç gidişatın nelere neden olabileceğinin farkında mısınız?
Tüm insan görünümlü yaratıklardan midem bulanıyor, kendini savunmaya gücü olmayan bir canlıya bunu yapmak akıl işi değil, bu nasıl bir ağır sapıklık, bunu yapanların aynı durumu yaşaması dileğiyle. * Yılbaşından iki gece önce Şanlıurfa-Mardin yolu üzerinde bir öğretmen, her yeri dikenli otlarla kaplı, bazı kemikleri kırılmış, tecavüz edildiği için anüsü parçalanmış bir sıpa buldu. Bu öğretmen ve bir arkadaşı sosyal medyada Zülal Kalkandelen'e ulaştılar ve sıpa, onun üstün çabaları sayesinde Haydiko’nun (Hayvanları Doğayı ve İnsanları Koruma ve Yaşatma Derneği) Artvin’de kurduğu Mucizeler Diyarı’na gönderildi. Adını da Umutcan koydular. Orada girdiği ameliyattan çıkamadı ve öldü. 2024 yılında, Türkiye'de 5 aylık bir sıpa tecavüze uğradığı ve işkence gördüğü için öldü. Ona bunu yapanlar ise aramızda dolaşıyor. Bunun sorumlusu sadece o aşağılık tecavüzcü değil, ona bu cesareti veren, "hayvanın hakkı olmaz", "insan en değerli varlıktır; diğer varlıklara ne isterse yapabilir" diye ortada dolaşanladır. 3 tane oy alacağım diye sokak hayvanlarını hedef gösterenlerdir. Halkı gerçek sorunlardan uzaklaştırmak için sabah akşam sokak köpekleri üzerinden hayvanların yaşamını değersizleştiren tetikçi habercilerdir. Bu fotoğraf Umutcan'ın son fotoğrafıymış. Başka da ne diyeceğimi bilmiyorum. * Beş aylık bir erkek sıpa, canım Umutcan… Kalça ve omur kemikleri kırılana kadar eziyet ediliyor, insan denilen bir yaratık tarafından, defalarca, anüsü yırtılana kadar tecavüz ediliyor… Ayağa kalkamayacak hale getiriliyor…
Değerli Zülal Kalkandelen'in girişimiyle duruma el uzatılıyor, Haydiko ve iyi insanların da katkılarıyla, hayata tutunması için harcanan tüm çabalara rağmen, uçup gidiyor… 😞
Bu zulüm hiçbir medya grubunda haber olarak yer almıyor. Çünkü onlar öyle böyyük, öyle gocaman gocaman işlerle uğraşıyorlar ki, böyle insani tepkiler gibi küçük işler, böyyük isimlerine halel getiriyor!
Umutla takip ediyordum, ama olmadı… Sapık aramızda dolaşmaya devam ederken, yasalar uygulanmazken, siyasiler, yetkililer, medya gülleri gocaman gocaman konuşmaya devam ederlerken… O, tüm yaşadıklarına rağmen, hâlâ sevecen bakışlarla etrafındaki iyi insanları süzüyordu… Dayanamadı, gitti bu zulüm ülkesinden, bu körpe sıpacık…
Sapık hâlâ aramızda dolaşıyordu… Tüm neden olanlar, savunmasız canlara uygulanan böylesi vahşetin değirmenine su taşıyanlar, tepeden tırnağa… aynaya baktıklarında kendilerini görüyorlardı…
Uçtu gitti Umutcan, bu karanlık zulüm ülkesinden… Lanet olsun, çok üzgünüm! Utanın, eğer varsa yüzünüz!
2 notes · View notes
estellamila · 2 years ago
Text
Bu akşam annemden yürümeyi öğrenme maceramı dinledim. Ben bugüne kadar emeklemediğimi ve direkt yürümeye başladığım hikayesini dinledim. Ama annem bugün geri geri gider duvara sırtını dayar, kendini kaldırırdın sonra da yürümeye başlardın düşünce tekrar geri geri emekler tekrar sırtını duvara dayar, kalkar ve tekrar yürümeyi denerdin. Dağları deldim tek başıma since 1997 gerçekten de...
Ben bunu duyunca tabi gözlerimden yaş gele gele kahkaha attım, ne kahkaha mutluluktandı ne de gözyaşlarım aslında. Beyin çok garip di mi kahkahayı gülümsemeyi mutluluk ve keyifli bir ruh haliyle eşleştiriyoruz genelde ama bazı anlarda aynı anda yüklenen birbiriyle alakasız türlü duygular yüzünden beyin öyle bir dumur oluyor ki buna ne tepki versem diye nöronları yakıyor ve sonuç olarak da yüzüne bir kahkaha, gözlerine de birer damla yaş yolluyor aynı anda.
Yani anlamadığım kimsenin aklına bu çocuğun elinden tutalım da yürümesine yardım edelim demek gelmedi mi dedim kahkaha arasında. Ve cevap olarak sen niye hep böyle ayrı tutulduğunu sanıyorsun gibi bir cevap aldım ksjgkeke LoL utanmadan bana yaşattığınız travma için beni suçluyorsunuz.
Memeden kesmek için de meme ucuna salça filan sürmüş annem (1 yaşında hala meme emmek istiyormuşum ama dişlerim acıtıyormuş) ama salçayı silip ben emmeye devam etmişim LoL nobody can stop me kskckwkfkw except me 🥲 yes I am the biggest enemy of me.
Her neyse bu memeden ayırmayı en son beni şekerli suyla beslemekte bulmuşlar... Anneannem gelmiş bu çocuğa noldu aq balon gibi olmuş demiş sonra böyle böyle şekerli su içiyo ancak böyle memeden ayrıldı deyince böyle olur mu hiç demiş ve sıçılmış psikolojimin üstüne tüy dikme kararı almış sjjfwjwk ben alıp yanımda Ceyhan'a götüreyim demiş ve ben bir yaşındayken memeden değil direkt anneden ayrılık yaşamışım...
8 notes · View notes
ahmet-34 · 2 years ago
Text
Odanızın köşesine asın. Her zaman lazım olacak sözler... 🌟🌟🌟İranlı (Güney Azerbaycanlı) bir Türk olan ve halen Ülkemizde yaşayan kimyacı ve felsefeci Dr. Anooshirvan Miandji'den (Anuşirvan Miyancı'dan) insana ve hayata dair ibretlik tespitler!
1-🌟Beyin bir donanımdır, her insanda vardır! Akıl bir yazılımdır, her insanda yoktur. 2-🌟Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir! İstediğini düşünerek sentezler. 3-🌟Bilim insanı olmanın birinci şartı, bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir. 4🌟Bir toplumun okuyup geçenlere değil, okuyup düşünenlere ihtiyacı var! 5🌟Aptallaşmanın en kolay yolu merak etmeyi bırakmaktır. 6-🌟Karın tokluğuna yaşanan bir yerde ilkeli düşünce üretmek mümkün değildir. 7-🌟Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur. 8-🌟İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz. 9-🌟Büyük bir güç mü istiyorsunuz? İşte o gücü size gösteriyorum! Hayal gücü. 10-🌟İçinizdeki çocuk yaşıyorsa, yaşlanmıyorsunuz demektir. 11-🌟Düşüncen fakir ise diğer zenginliklerin seni kurtarmaz. 12-🌟Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır! Biri sabır, ötekisi nezaket. 13-🌟Sessiz çığlıklar sesli haykırışlardan daha etkilidir. 14-🌟Dilinizi sökün, tamir edin ve yeniden yerine takın! Çünkü bütün sorunların temelinde o var! 15-🌟İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz. 16-🌟Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket, bir kenara çekilip sessizce dinlemektir. 17-🌟Uzmanı olmadığınız konularda kendinize yakışanı yapın ve bir kenara çekilip sessizce oturun! 18-🌟Bir insanı ancak kendisi engelleyip, kendisi durdurabilir. 19-🌟Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur. 20-🌟Vazgeçmezsen, doğru seni önünde, sonunda bulur. 21-🌟İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır. 22-🌟Kendi üzerinizde çalışmaktan vazgeçmeyin! Aksi halde gelişip olgunlaşamazsınız. 23-🌟Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar! Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar. Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve göz yaşıdır. 24-🌟Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek bir toplumun ahlakını bozar. 25-🌟Bir toplumun çoğunluğu, olduğundan daha ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse, bilin ki o toplumda ahlak sorunu vardır. 26-🌟Herkesten ve her şeyden umudunuzu kestiğiniz anda belki de kurtarıcı sizsinizdir! Küsmekten ve kabullenip bir köşeye çekilmekten daha başka bir yol var! Mücadele etmek. 27-🌟Ekonomik gelişmeyi kişisel ve zihinsel gelişmenin önünde tutan toplumlar, kesinlikle uygarlaşamazlar. 28-🌟Gönlü güzel olanın niyeti de, söylemi de, eylemi de güzeldir. 29-⭐Karnı doymayan değil, gözü doymayan insan fakirdir.
8 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year ago
Text
SEKS VE ŞÜREKÂ:
kısmetse olur.. sesli düşünce...
Yine yüzümün bir yarısı karıncalanıyor. Yine şakaklarımda boktan bir ağrı var. Ve yine yazmaktan başka çare bulamıyorum. Biraz yazmak, paylaşmak, anlaşılma derdi olmaksızın bir çeşit beyin mastürbasyonu yapmak iyi gelecek..
Geçtiğimiz günlerde yakın bir arkadaşımdan mailime bir link düştü. Ardından şaşkınlığını ifade eden bazı cümleler. Neymiş diye tıkladım ve karşıma amatör çekim +18 video çıktı. Anlam veremeyip aradım ve akabinde öğrendim ki;
Filmdeki çocuk, kısmetse olur programında yer alan biriymiş. İsmini arattırdım filan. Sonra yazacağım yazı için konu ilgimi çekti ve kısmetse olur programını bir kaç bölüm izlemeye başladım. Belli aralıklarla, sansasyonel anların yayınlandığı videoları izledim. İzledikçe kafamda bazı kavramlar canlandı.
Sordum kendime; Neden insanlar kurgu olduğu bilinen bir reality şovun bu kadar izleyicisi olurlar? Çünkü daha önce ana akım medyada yer alan bir programken, evlilik programlarının yasaklanması furyası ile program yayından kaldırılmış. Şimdi Youtube üzerinden yayımlanıyor.
Üstüne biraz düşündüm. Programın en etkin işlediği motif, Statü! Yakışıklı adamlar. Güzel kadınlar. Birçoğu iş insanı. Turizm, tekstil veya hizmet sektöründe patronlar. Aynı zamanda mankenlikle uğraşılıyor. Aynı zamanda sosyal medya yayıncılığı ve vs vs..
İzleyicilerin çok büyük kısmı, bu etiketlerin çok altında sosyal yaşantıları olan kişiler. Bu statülerin doğru olup olmaması önemli değil! İşlenen tema sayesinde, çok fazla kişi sosyal yaşantısında iletişim kuramayacağı kişilerle, fanlık müessesesi üzerinden iletişim kuruyor.
En çok izlenen videolar, kavga ve tartışmaların işlendiği sahneler. Muazzam bir intikam ve saldırı dürtüsüyle ateşlenmiş adamlar ve kadınlar, izleyicinin önemsediği stratejilerle birbirlerine giriyorlar. Bu sırada, ne için tartıştıkları önemli değil! Konunun hiç önemi yok!
Tüm mesele öç almak duygusunun izleyiciye geçmesi! Konu yerlerde ama muharebe pek şaşalı! Ve tabi ki pek seksi kadınların ve çekici erkeklerin aşk teması üzerindeki rolü. Kişilerin gerçekliği, kavgaların gerçekliği, aşkın gerçekliği, sahnelerin gerçekliği hiç önemli değil!
Önemli olan işlenen ''aşk'' ütopyasının izleyicinin kabul mekanizmasından geçmesi! Sanki porno videolarla aynı düzlemde gibi.. Tema'nın önemi, işlenen konunun mesajından müteşekkil. O mesajı kim vermiş, ne kadar ahlaklıymış, ne kadar samimiymiş... Önemli olan aşk..
Ve bu aşk ütopyasını pek çok şekilde izleyiciye yükleme çalışması. Dizilerdeki gibi. Bir esas oğlan. Bir esas kız. Nice ihtiras ve kavgadan sonra nihayet baş başalar. Romantik bir ortam.
Müzik ver. Yakınlaşırlar. Öpüştü öpüşecekler. 200 bölüm sonra nihayeeet.. Reklamlar.. hassiktir ya filan dersin. İşte mesaj oy'du zaten. Andan ve pozdan ibaretti. Bir çeşit ınsragram efekt gibi düşün.. Kısmetse Olur programında da, benzer ilişki yumakları örülmüş.
Şimdi buradan hareketle, işte toplum böyle zehirlenir mesajı vermeyeceğim. Toplum böyle zehirlenir! evet ama ben bu sloganı atmak için yazmadım bu yazıyı. Ama şunu söylemeliyim;
Önemsemeyip geçtiğimiz pek çok projenin ardında, perde arkasında durmasından hicap duyacağımız ekipler vardır. Bu ekipler, işlerini yaparlar. Sen de o projelerin verisi olursun. Senin etinden sana bir kebap yaparlar. Sende afiyetle yer, inorganik dışkılarsın.. hepsi bu..
Andy Warhol'a atfedilen bir söz vardır. "Herkes bir gün on beş dakikalığına ünlü olacaktır." oldukça yuvarlak bir söz.. Peki ya nasıl? Sağlıcakla..
Tumblr media
5 notes · View notes
serein777 · 2 years ago
Text
★Niyetiniz,hayat akışınızı belirler
。Tıpkı kaleminizle güzel yazmak için açısını değiştirdiğiniz gibi,eğer daha güzel yazmaya niyet etmeseydiniz,istemeseydiniz kalem açısını değiştirmez yine aynı bir şekilde yazmaya devam ederdiniz. Bazen bir şeyi istersiniz fakat bu istek sadece bilinçaltınızda veya hafızanızın derinliklerinde olduğu için beyninize tam iletilmez. İsteğinizi derinliklerden çıkarıp belirtmeniz gerekir. Tıpkı ilkokulda işlediğiniz bir konu gibi,siz o konuları artık kullanmadığınız için zihninizin derinliklerine attınız. O hala orda,sizin sadece onu ön plana çıkarmanız gerekiyor. Hafızanız sonsuz derecede geniştir. Her ne kadar geniş,dar hafıza gibi terimler olsa da aslında bunlar hafızanın ön planına/başrolüne ne kadar düşünce konulabildiğinin ölçütüdür. Her baktığımız,gördüğümüz,okuduğumuz her şey hafızamızda yer edinir. Tek yapmanız gereken odağınızı oraya çevirmektir
。İstekleriniz de tıpkı bunun gibidir,aslında çözüm etrafınızdadır fakat isteğinize tam olarak odaklanmadığınız için beyniniz bunu algılamaz ve es geçer. Beyniniz aslında sadece ve sadece sizin için çalışır. O an neyi isterseniz onu size verir. Beyin dalgalarının akış yönünü siz kontrol ediyorsunuz. Bu sizin vücudunuz. Bu yüzden ilk önce istemeyi bilmek çok önemli. Çünkü bir şeyi istemeden bunu nasıl elde ederim der mi insan? Hayat akışınız buna göre hareket eder. Her seçiminiz yeni bir dünya yaratmaktır aslında. Her seçiminiz çok önemli,küçücük olanı bile. Nasıl ki küçük bir çocuğa hatta normal bir insana söylenilen sözler aranızdaki ilişkiyi belirler,seçimleriniz de sizin hayatınıza yön verir. Bir nevi kelebek etkisidir. Niyet ettiğiniz zaman fırsatlar karşınıza çıkar;güzel notlara sahip olmayı gerçekten istediniz,beyniniz bunu algılar ve size buna göre bir hayat haritası çizer. Yapılacaklar listesi hazırlamak gibi düşünün. İstekleriniz yapılacaklar listesine yön verir.
。istediğiniz zaman bu sefer nasıl? sorusunu sorarsınız,ve cevabı aldığınızda mutlaka bunun için çabalarsınız. Bu hem ruhsal çaba hem fiziksel çaba olabilir. Her ikisi de çok değerlidir. En sonunda emeğinizin karşılığını alırsınız. Büyük küçük her emeğinizin karşılığı olmak zorundadır. Çünkü hayat neden-sonuç ilişkisi üzerine kuruludur. Ne yaparsanız,neyi düşünürseniz onu alırsınız.
4 notes · View notes