#Dörtyol
Explore tagged Tumblr posts
nimhandeee · 2 years ago
Text
Tumblr media
Anlayacaksın, anlayacaksın da, çok geç olacak...
28 notes · View notes
se-a-ser · 1 year ago
Text
işte benim kahramanım
youtube
işte benim kahramanım videodaki arabalara müdahale eden bu adam... Dörtyol meydanda kendilerinden başkasını yok sayıp sözüm ona drift yapan eşkiyaları millet çaresizce izliyor. çoğumuz gibi içinden sövüyor, tam sopalıklar diye hayıflanıyor, şimdi bişey desem dayak yerim, rezil olurum korkusuyla öylece sinip meydanı boş bırakıyorlar adeta
ama sonraa
Bir yiğit çıkıyor, sonunu düşünen kahraman olamaz deyip arabalara dur işareti yapıyor. bunlar adama çarpıyor ama her şeyi göze alıp kimseden beklentisi olmayan kahramanımız kalkıyor ve arabadaki kalabalığa tek başına dalıyor
görüntüyü çeken ödlek bile hala korkarak geri gidip kadrajdan çıkıyor. tekrar olay yerini çekmeye başladığında kahramanımızdan güç alan vatandaş da serserilere dalıyor
sonuç
arabaları bırakıp kaçıyorlar, millet de arkalarından kovalıyorl
3 notes · View notes
sahibindenonline · 11 months ago
Text
✓TechPlus Seyahat Tipi Mini Saç Düzleştirici
✓Maksimum Sıcaklık: 180 Derece ✓Dijital Ekran: Yok ✓Plaka Materyali: Titanyum Plaka ✓Garanti Tipi: İthalatçı Garanti ✓Garanti Süresi: 2 Yıl
✓Fiyatı: 150,00₺ ✓Durumu: Yeni Ürün
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
0 notes
ismetgurbuz1994 · 1 year ago
Text
Tumblr media
Pforzheim
0 notes
wuratyilwaz · 2 years ago
Photo
Tumblr media
#saatlimaariftakvimi #09012023 #enerjitasarrufuhaftası #dörtyol #ankaraüniversitesi #diderot #mustafakemalatatürk #gelibolu #halideedipadıvar #cemalsüreya #tuncelkurtiz (at Bulvar Yaşam ve Alışveriş Merkezi) https://www.instagram.com/p/CpI0cpRrw5A/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
bilgehanca · 2 years ago
Photo
Tumblr media
#malatya #adıyaman #gaziantep #adana #kahramanmaraş #osmaniye #kilis #şanlıurfa #hatay #antakya #payas #dörtyol #kayseri #sivas #diyarbakır @afadbaskanlik @ahbap @kangonulluleri @kangonullusu #deprem (Ankara, Turkey) https://www.instagram.com/p/CoYGVnhtgYA/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
guncelsondakikahaber · 2 years ago
Link
0 notes
hatayenginnakliyat · 2 years ago
Photo
Tumblr media
www.antakyaevdenevenakliyat.com Antakya Evden Eve Taşımacılık ,Antakya Engin Nakliyat 05370510047 #hatay #antakya #reyhanlı #defne #yayladağı #samandağı #altınözü #kumlu #hassa #kırıkhan #belen #arsuz #iskenderun #payas #erzin #dörtyol #denizciler #antakyaenginnakliyat #antakyaevdenevenakliyat #antakyaşehirlerarasınakliyat #antakyaşehirlerarasınakliye #antakyaşehirlerarasıtaşımacılık #antakyaillerarasınakliye #antakyaildenilenakliyat #antakyaşehirlerarasınakliyatfiyatları (Antakya Evden Eve Nakliyat) https://www.instagram.com/p/Cl6uLtxslA4/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
pamuksekermakinesi · 10 hours ago
Text
5 SENEDİR PAMUK ŞEKER MAKİNEMİZİ KULLANAN VE 2 TANE DAHA MAKİNA ALMAYA GELEN HATAY DÖRTYOL DAN ABİM HOŞ GELMİŞ
5 SENEDİR PAMUK ŞEKER MAKİNEMİZİ KULLANAN VE 2 TANE DAHA MAKİNA ALMAYA GELEN HATAY DÖRTYOL DAN ABİM HOŞ GELMİŞ
0 notes
kyreniacommentator · 7 days ago
Text
A Big Step for Road Safety from Mesarya Municipality
A Big Step for Road Safety from Mesarya Municipality The Dörtyol-Türkmenköy Hard Shoulder Arrangement Works Are Completed Latif: “We care about traffic and road safety.” Continue reading A Big Step for Road Safety from Mesarya Municipality
0 notes
kisiyeozelbaskilikupa · 2 years ago
Text
Dörtyol Toptan Baskılı Kupa Bardak
Dörtyol Toptan Baskılı Kupa Bardak Merhabalar web sitemize hoşgeldiniz kupabardakk.com web sitesi olarak (bikups) sizlere en kaliteli baskı hizmetini sunuyoruz. 100 adet 1000 adet 5000 adet gibi rakamları en kısa sürede teslim ediyoruz. Türkiyenin her bölgesine gönderimi sorunsuz şekilde gerçekleştiriyoruz.  Dörtyol Toptan Baskılı Kupa Bardak firması olarak  en yüksek çözünürlükte en kaliteli…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
simurguvercinka · 8 days ago
Text
 littera amor
(bindokuzyüzseksenyılındaonüçtemmuzcumagünühalikarnassostainmiştir)
ı.
biliyor musun bu akşamüstlerinde ne zaman sizi düşünsem, usuma lokman'ın zübdetü't-tevarih'te I. mahmud'a (o ünlü mühür kazıcı padişahımıza) karanfil tutan cariye gelip vurur. eşyanın duru tadında, uzun boylu, uzun yüzlüdür. teninin korkuç beyazlığı, kapalı, donuk güzelliği, insana cinayetler kıyımlar, kötücül kutup çiçekleri düşündürür. çılgın sevginin ta kendisiyken, öylesine durgun, ezik, solgundur. sanki bu dünyada değilmiş, bu dünyada hiç olmamıştır. ben işte ne zaman sizi düşünsem, bu minyatürü açar bakarım. onda birden sizi görürüm. başım döner, bir yerlerde bir şeyler ağar, duyarım. o zaman gelir teninin karasevdalı yalımına bırakırım kendimi. birden aşağılarda bir şey silinir, bana uzak ülkeler, bana denizler, yabanıl meyveler, otlar, kokular bağışlayan o duru, suskun beyazlığınızla kalırım. hem yalnız ben değil dünya da, dünyada nice şey de yeryüzünde olduğunu unutur, bu yerküreye yeni gelmiş sanır kendini. böylece her şey sizin yalın, arı beyazlığınıza bürünür kalır. o zaman işte bana sedir ağaçları, bana eski ceviz sandıkları, lavanta çiçekleri, bin yıllık ağaçlar gibi kokarsınız. bakamam size. bakamam çünkü birden her şey aşka dönmüştür. göğül yüzünüz esrir, yeniden belirdiğinde, yeniden umarsız beyazlığınızlayımdır. durur zaman. ama ben o duran zamanın içinde bilemeyeceğiniz kadar mutluyumdur.
Tumblr media
ıı.
ama ben asıl, gençliğimin, kocamışlığımın o sarı okul defterlerine yapıştırdığım, beni intiharlara götürecek denli duruk, dalgın, o denli de deli, çılgın, eski çağların o ölümsüz ustalarının çıplak resimlerinde bulurum seni. büyük kentlerin o ıssız dörtyol ağızlarına birbaşlarına dolaşmaya çıkmışlar, sonra da birdenbire donup kalmışlar, yontulara dönüşmüşlerdir. hepsi büyük gözlü, büyük memeli, masalsı yüzdüler. nesnelerin o sessiz dünyasında (işlevleri sessizlik, yalnızlık yaratmak olan nesnelerin), sanki soluk almıyorlardır. ortaçağın -güzelim ortaçağın- kalelerine kapatılmış, sessiz sakin o uzun boylu şovalyelerini bekliyorlardır. gölgelerin acımasız, buyrukçu baskısı altında, çırılçıplak oradan oraya gidip gelirler. gizemli güzellikleri öylesine çarpıcı, öylesine kendileridir ki, insan bir an onların bir resimde olduklarını unutuverir. ben de işte binde bir oralardan geçerken, eski gezgin ozanlardan öğrenmişimdir o kağıt beyazlığındaki soğuk, kışkırtıcı güzelliklerini (hem bilmem senin benim gibi bu dünyalarda dolaştığın olmuş mudur? kendini, yalnızlığın kösnül elinde onlar gibi duvardan duvara vurduğun? o her şeyin durur gibi olduğu, etin çığlıklarla bir başına kaldığı, baştanbaşa da yalnız istek olduğu...)! ben senin o duru, ölümcül beyazlığını da, işte böyle bir dünyadan, dünyamıza düşmüş görürüm.
Tumblr media
ııı.
(eybenimsevilmişyıkılmışyinim)
ama beni daha da çılgına döndüren, beni elden ayaktan eden, dünyaları başıma yıkan o korkunç kar beyazlığınızın da ötesinde, amansız bir baskı, bir barbar yasağı ağırlığına dönen, o umarsız teninizin koyduğu dokunulmazlıktır asıl! belki de benim büyük karabasanım, yıkımım odur. ölümlere en çok orda gidip geliyorumdur. ben en çok bunu ne zaman düşünsem, o korkunç çıplaklığınız, ölümcül dokunulmazlığınızla bir an kendimi bir han odasında (han odalarını bilir misiniz? sevdanın biraz yanığı, kimselerin aşktan, aşkın onmazlığından sağ çıkmadığı han odalarını?) sizinle bir başıma bulurum. işte o zaman birden bana dünyaları zindan edenin ne olduğunu anlarım. ben ki hiçbir şeyi, dokunmadan, duymadan anlayamam. sözcüklere (sözcüklerin yarattığı kanser) bunun için (değil mi ki dokunamıyorumdur) güvenmem. bunun için de ben, bu yeryüzünde yalnız senin vücudunun koyduğu dokunulmazlığı, bir onu, tek uzaklık diye bilirim. ben ki bu dünyada herkesler gibi gittim geldim, yüzüm çok güneşler gördü; sesleri, kokuları, bunu, bunsuzluğu, yenilgiyi, utkuyu tanıdım. elim yerküreye dokundu. ama yalnız o sizin koyduğunuz korkunç dokunulmazlık  sürdü durdu bende. bir ona yenik düştü. bir onda yıkıldı, parçalandı, unufak oldu. bu yüzden değil midir ki ben ne zaman sizinle olsam, her seferinde yanınızdan küllerle çıktım. orda sayrılı, varla yok arası kaldım.
Tumblr media
ıv.
bazen, neden bilmem, seni durup dururken yıkıntılar, ölü denizler, ölü kentler arasında kurduğum olur. (hem değil mi ki ben bunları sana bir ortaçağ kentinden yazıyorum; hem yine değil mi ki şimdi bu eski kentin, güzelim, küçük, dar sokaklarını, avuç içi kadar alanlarını, dolambaçlı taşlık yollarını, sarnıçları, çıkmaz sokaklarını [ne çok çıkmaz sokak var], eski mendireği, gizli limanı, sonra da saint-petrum kalesini, surları böyle nice nice yıkıntıyı dolaşırken seni düşünüyorum. öyleyse buna niçin şaşmalıyım?) ama yine de sizin bana böyle yıkıntılar, ölü kentler, ölü tarih içinde çıkıp gelmenizi anlamıyorum. ben ki bu dünyaya yeni kuruluyormuş, yeni görüyormuşum gibi bakmışımdır hep. böylece de, bu dünyada olmak (ki ben orda bir ilkçağlı gibi bulsam da kendimi) bana yetmiştir. neyse işte. seni ne zaman usumun yangınlarından kurtarıp kursam, sen bana hep böyle insanlığın haline benzeyen (hem iyi ki öyle, bir insan başka türlü nasıl güzel olabilir?) yıkıntılar içinde gelip vuruyorsun. belki de bu benim sana hüzünler yaratmak istememdendir. böylece de insana en yakışan şeyi bulduğumu sanmam, onunla gönenmemdir. ya da (bu belki çok şaşırtıcıdır ama) birden çok eski çağlara uzanıp, nefertiti'yi (bilmem niçin nefertiti?) düşünüp, sana tarihte bir yer aramak istememden geliyordur bu. kim bilir? yoksa başka niçin seni böyle yıkıntılar, ölü kentler, ölü tarih içinde kurayım?
Tumblr media
v.
-sunu
böyle sizi resimlerden, ölü kentlerden bu 1980 kışının akşamüstlerine indirdiğim zaman, neden bilmem, sizi, sizin o buğdaylar, uzun güzel otlar, ırmaklar tadındaki durgun, gizil beyazlığınızı anlatamayacağımı anlarım. çocukluğumun karne notları gibi o hüzünlü güzelliğinizi siz sanki dünya yüzüne hiç çıkarmamışsınız gibi gelir bana. bunun için de sizi hiçbir şeyle karşılaştıramam. yine sizin korkunç beyazlığınıza olan o onmaz tutkumun nerden geldiğini bilemem. belki bu benim yalnız, fukara büyümemdendir. belki de benim gibi kara kuru bir çocuğun, umarsız ilhan berk'in, kafasında beyazı (o dokunulmaz olan beyazı) olağanüstü büyütmesindendir. ama ben onu nasıl büyütmezdim? benim gençliğimi de (yatağını, kapalı, dökülen bir kadınla paylaştığım gençliğim!) zincirlere vuran hep o değil miydi? yine belki de bu öylesine karanlık olan kimliğimi, 1918 yılının bir sabahı, hiçbir anlamı olmasa, herkes gibi bir yerlere yazıp altını çizmememden, onu hiç anımsamamamdan, sonra da bu karanlık, acımasız, anlamsız dünyayı yok saymamdandır. kim bilir? bugün ortaçağ yapıları gibi dökülen beni, sizin yirmi üç yaşınız böyle buldu işte!
şimdi ne zamandır kapandığım koca bir dağın eteğinde, küçük, karanlık bir odadan bunları size yazarken, benim yıllarca büyüttüğüm hep sizin o onmaz beyazlığınız olduğunu anlıyorum. bunu bilemeyeceğiniz kadar da böyle bilmenizi isterdim.
Tumblr media
İlhan Berk
8 notes · View notes
sahibindenonline · 1 year ago
Text
Bizi Instagram'da Takip Edin!
0 notes
azad30altug · 3 months ago
Text
Bir Düzyazıyımdır Belki de Ben
Senin yüzün denize inen sokaklar
Dörtyol ağızları, su saatleri senin yüzün
Ne zaman eğilsem yüzüne ben
Yüzün erkenden açan çarşılar
Sen ki bir nilüfersin ölçüsüz uyaksız
Anla ki beyaz, masmavi hohlarım seni
Sanki çok uzun bir şiire çalışıyorum da ben Yüzün ona en uzun uyaklar düşürüyordur
Hem kim bilir yüzünden sürülmüş
Bir düzyazıyımdır belki de ben.
İlhan Berk
Tumblr media
17 notes · View notes
ismetgurbuz1994 · 1 year ago
Text
Tumblr media
Kreuzung Pforzheim
0 notes
zehhr · 4 months ago
Text
Bekler mi beni
Her yanı, ama her yanı çocuklar gibi gülümseye
Bir sürü yaz gününün içinde
Acaba bekler mi beni
Uykularım, o sonsuz uykularım
Yanmış bir limonluktaki
-Ve limonlar ki her gün bir yaprak ayininde
Sesini hiç eksiltmeyen-
Ama bilmez miyim ben
Bilmez miyim hiç
Böyle sığ hayallerle oyalanmak yerine
Kısacık bir zaman olmalıydı elimde
Turfanda mevya gibi bir zaman
Yollar yollar kateden tadı ve ekşiliği
Geçerek erguvanların dönemecinden
Leylakların dörtyol ağzından
Yapıştırıncaya dek beni dudaklarına
Acının dudaklarına ve geçmişin
Bir yaban gülü yaprağı gibi beni
Ama ne gezer.
Tumblr media
7 notes · View notes