#Büyük Birlik Partisi
Explore tagged Tumblr posts
rayhaber · 21 days ago
Text
Bahçeli'den Çözüm Süreci Açıklamaları ve Parti Tepkileri
Bahçeli’den Çözüm Süreci Açıklamaları Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında ‘çözüm süreci’ tartışmalarına önemli bir şekilde değindi. Bahçeli, bu süreçte terörist elebaşının belirleyici bir rol oynaması gerektiğini vurgulayarak, “Terörist elebaşı çıkıp tek taraflı silah bıraktığını ilan etmeli. Eğer terörist başının tecridi kaldırılırsa,…
0 notes
alittlefurtheroutoftheway · 1 month ago
Text
Büyük Birlik Partisi'nden İsrail Saldırılarına Sert Tepki
Büyük Birlik Partisi’nden İsrail’in Saldırılarına Tepki Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı, İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin sert bir açıklamada bulundu. Alfatlı, “Allah’ın izniyle duruş itibarıyla her zaman masumun yanında olacağız. Katliamın, katil sürülerinin de karşısında olacağız.” dedi. Alfatlı, Bursa’nın Yıldırım…
0 notes
ismetgurbuz1994 · 4 months ago
Text
Tumblr media
0 notes
darkyayincilik · 8 months ago
Text
Yunis Eker: Her hangi bir parti ile ortaklığım yada ittifakım söz konusu değil
SAMSUN- Büyük Birlik Partisi Samsun Canik Belediye Başkan Adayı Yunis Eker; ‘Tarafıma atılan iftiraların tamamı asılsız olup hiç birini kabul etmiyorum ilk gün ki gibi halen mevcut partim ile Büyük Birlik Partisi ile çalışmalarım devam ediyorum’ dedi. Büyük Birlik Partisi Samsun Canik Belediye Başkan Adayı Yunis Eker son günlerde oratay atılan iddilara ilişkin yaptığı açıklamada; ‘Her hangi bir…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
veganlogicdinamo · 4 months ago
Text
FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA MÜCADELE!
Türkiye’de 22 yıldır iktidarda olan siyasal İslamcı AKP, 2018’den bu yana MHP ile kurduğu Cumhur İttifakı aracılığıyla ülkede faşizmin bayrağını dalgalandırırken buna karşı Cumhuriyetçi merkez partilerin ve sol kanadın izlediği stratejilerin de sorgulanması gerek.
En yakın seçimlere bakarsak, 2018 genel seçimlerinde partilerin ittifak yapması için seçim kanunu değiştirildikten sonra kurulan Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı, bir yanlışlar silsilesi yaratarak bugün içinde bulunduğumuz sonucu doğurdu.
AKP hukuk devletini çiğneyerek Türkiye’de rejim değişikliği yaptı ve zaman içinde ittifaka Büyük Birlik Partisi ile Yeniden Refah Partisi’ni katıp HÜDA PAR’ın dışarıdan desteğini alırken; CHP ise Millet İttifakı’nı korumak ve sağdan oy almak stratejisine saplandığından parti Kılıçdaroğlu yönetiminde, tam üç yıl önce bu köşede yazdığım gibi, ortanın sağına çekildi.
Ve muhalefet 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde de halkın karşısına seçenek olarak CHP ile birlikte sağ partilerden oluşan Millet İttifakı’nı çıkardı; ittifakta toplumda karşılığı olmayan tarikat savunucusu dinci partiler ile AKP’den kopan siyasal İslamcıların liderliğindeki ufak partiler de yer aldı. Sonuçta taklit aslını güçlendirdi ve haksız, hukuksuz, hileli seçimler sonucunda yine Cumhur İttifakı kazandı.
HDP’nin girişimiyle kurulan Emek ve Özgürlük İttifakı, sol ve sosyalist oyları HDP güdümüne alma çabasına dönüşünce, bu ittifak dışında kalan sol partiler Sosyalist Güç Birliği’ni kurdu ancak gereken ivme yaratılamadığından etkili olamadı.
Bu hataları hatırlarsak Fransa’da faşizme karşı üç haftada sağlanan birlikteliğin nasıl sonuç verdiğini görebiliriz.
Türkiye için ÖNCELİKLİ SEÇİM HEDEFİ bellidir: O da LAİK CUMHURİYET ile sorunu olanlarla değil, LAİK CUMHURİYET’i ve HUKUK DEVLETİ’ni yaşatmak için gerçek bir mücadele verenlerle birlikte, ASIL TEHLİKE olan emperyalizm destekli siyasal İslamın yani faşizmin iktidarını engellemektir.
“Faşizme karşı omuz omuza!” sloganının gereğini yapmak için bu aşamada akılcı strateji budur!
12 notes · View notes
ziyapasa-01 · 4 months ago
Text
Mustafa Destici ile (TürkiyeCumhuriyetiDevleti diyeceğine Türkiye İSLAM Cumhuriyeti diyerek saçmalayan )
AK Parti'li eski vekilin kızlarına 100 bin lira maaşla iş!
AK Parti eski milletvekili Necdet Ünüvar’ın kızı ile Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici’nin kızı Meclis’te kadroya alındı.
Solmazgül'ün atanabilmesi için bir bürokratın görevden alındığı ve yaklaşık 100 bin lira maaş aldığı öğrenildi. (Halk TV)
YİYİN BEYLER YİYİN..
Tumblr media
8 notes · View notes
elazighaber23 · 11 months ago
Text
3 Yaşındayken Muhsin Yazıcıoğlu'yla Yaşadığı Anlarını Anlattı
2 notes · View notes
airgatoglu · 2 years ago
Text
SEÇİME 1 AY KALA...
Bugün itibariyle genel seçimlere tam 1 ay kaldı.
Cumhur İttifakı'nı oluşturan siyasi partiler arasında ;
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı sayın Destici ağıza alınmayacak şekilde ırkçılık yaparken.
Mevcut cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan 'ın başını çektiği AKP'nin Millet İttifakına karşı " bunlar Kandil'in sözcüleri ve terör gruplarıyla (FETÖ,PKK vb.) işbirliği halinde " gibi söylemler üzerinden propoganda yapmalarını adeta şaşırmadan her gün ana akım medyada denk geliyoruz.
Bu yazdığım yazının amacına gelirsek sevgili okur ;
Sayın Erdoğan 'ın PKK ile çözüm sürecinde başbakanlığı döneminde Şivan Perver, İbrahim Tatlıses ve akil insanlar adı altında bir grup sözde sanatçılar tarafından terör örgütleriyle üzülerek söylemek gerekirse barış olmayacağını herkesin kabullenmesini bile terörle masaya oturması acıda olsa gerçektir.
FETÖ ayağına gelirsek yine sayın Erdoğan'ın Türkçe olimpiyatlarında Fetullah Gülen'e ülkenize dönün çağrısı üzerine Gülen'in Herkül. org üzerinden yaptığı açıklamada ayrışmanın ve ortak çıkarlarının temelden sarsılması üzerine 17-25 Aralık ve 15 Temmuz askeri darbe sonucunda çıkarları sert bir şekilde adeta zirveye çıkmıştır.
Yukarıda ki maddeye ek olarak 15 Temmuz darbe girişiminde dönemin Genel Kurmay Başkanı ve günümüzde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar kilit isimlerden birisi halindedir. Nedenini sorarsanız şu şekilde izah etmek istiyorum. Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin'in Dayının Casusları adlı kitabında dikkatimi çeken birşey vardı. Sayın bakan kara kuvvetlerinde öğrenciyken dönemin yüksek rütbeli askerlerinden olan Reha Taşkesen sayın Akar'a Turgut Özakman'ın " Şu Çılgın Türkler" eserini okumasını belirtiyor. Sayın bakanın cevabı ise " önce komutanıma sorayım sonra okurum" şeklinde bir ibarede bulunmuştur.
Sayın Bahçeli ise mevcut cumhurbaşkanı sayın Erdoğan'a karşı " senden cumhurbaşkanı dahi olamaz " şeklinde mitinglerde konuşurken 15 Temmuz askeri darbesinden sonra 180 derece dönüş yaparak bir politika izlemiştir. Benim kendi düşünceme göre sayın Erdoğan 'ın sayın Bahçeli 'ye karşı ne gibi bir kozu var ?
Yazımın başında belirttiğim üzere evet seçime tam 1 ay kaldı ve Cumhur ittifakını meydana getiren siyasi parti liderleri neden Milet ittifakı adaylarına kendi yaptığı yanlış politikayı sanki onlar yapmış gibi lanse ediyor ?
Milet İttifakı'nın herhangibi bir terör örgütü sempatizanıyla özellikle paralel devlet yapılanması olan FETÖ terör örgütü lideri Fetullah Gülen ile çekilmiş bir fotoğrafını gösterebilirmisiniz ?
Terör örgütüyle barış adı altında çözüm süreci sırasında bir muhalefet partisine denk geldiniz mi ?
Köprüden önceki son çıkıştayız....
10 notes · View notes
doriangray1789 · 2 years ago
Text
GEORGE ORWELL
1984
_Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu. Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni. _1984 romanı özgürlüğü iki kere ikinin dört olduğunu söyleyebilmek olarak tanımlıyor. Winston’un yaşadığı dünyada ise iki kere iki parti ne derse odur anlamına geliyor. Farklı bir şey düşünmek suçtur ve cezası ölümdür. İnsanlar onlara ne söylenirse inanmak zorundadır ve ne istenirse yapmak zorundadırlar. _Dünya; Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya olarak üç süper gücün denetimi altındır. Bu üç devlet sürekli birbirleriyle savaş halinde ve müttefikler sürekli değişmektedir. Olaylar Okyanusda yani Britanya’da geçiyor. İngsos (İngiliz Sosyalizmi) partisi iktidarda ve çok sıkı bir rejim uygulanıyor. _Çift düşün yöntemi ile iktidar insanların gerçeklik algısını tamamen değiştiriyor. Örneğin Barış Bakanlığı savaşları organize diyor, Sevgi Bakanlığı’nda siyasi suçlular işkenceye tabi tutuluyor. Herkesin evinde tele ekranlar bulunuyor ve Doğruluk Bakanlığı ve düşünce polisleri tarafından denetleniyor. _Özel hayat diye bir şey yok. Her insanın her hareketi gözetim altındadır. Her yerde bulunan ‘’Büyük Birader Seni İzliyor’’ sloganı ile toplumun üzerinde büyük bir psikolojik baskı da mevcut. Kitaptaki kahraman Winston ise sıradan bir memur ancak yavaş yavaş tüm bu oyunların farkına varıyor. Julia ile gizli aşk yaşıyorlar ancak en sonunda yakalanıyorlar. İki çeşitli işkencelere maruz kalıyor. İşkenceler ile her ikisinin de doğru bildikleri her şey unutturuluyor. Böylelikle Winston Julia’yı bile tanımayacak hale geliyor. İngsos iktidarı sayesinde Winston tam da onların istediği gibi sıradan bir vatandaşa dönüşüyor. _Winston Smith her vatandaş gibi ona ne söyleniyorsa yapan sıradan bir vatandaştır. Winston’a dört parmak gösterilerek kaç parmak gösterildiği sorulur. Dört cevabını verdiğinde ise işkence görür. Zamanla gördüğün şeyin zihninin bir oyunu olduğunu söyler ve dört parmak gördüğü için zihnini sorunlu görmeye başlar.
  _Hayvan Çiftliği _
Stalinizmin eleştirisidir. Totaliter rejimlere karşıt bir solcu olan Orwell, olayları kara mizah yoluyla ve mecazi bir dille anlatır. Kitapta Hayvanizm olarak anılan Marksizm ve Leninizm'den kesin olarak dönüş yapar. Koca Reis (domuz): Hayvanlara mutluluk ve barış dolu bir dünya vadeder, insanların çiftlikten kovulmasını ister. Karl Marx veya Vladimir Lenin'e benzer. Snowball (domuz): Hayvanlara okumayı öğretir, bir değirmen yapılması taraftarıdır. Lev Troçki'yi temsil eder. Moses (kuzgun): Din adamlarını temsil eder _Bir devrimin trajedisidir. Bu modern fabl, kesilmekten, kırkılmaktan, sağılmaktan, dövülmekten bıkarak zalim sahiplerine karşı ayaklanan Manor Çiftliği hayvanlarının hikâyesidir. Alaycı eşek Benjamin, fedakâr at Boxer, akılsız kısrak Mollie, hatta serçeleri tüm hayvanların kardeş olduğunu söyleyerek pençeleri arasına çekmeyi deneyen kedi bile akıllarda kolayca yer edinen, çok canlı kişiliklerdir. Onlar birlik olarak onlara sıkı baskı gösteren insanlara karşı İsyan ettiler onlara karşı savaşdılar ve onları çiftlikden kovdular. Hayvanlar, çiftliği geri almayı deneyen insanlara karşı yiğitçe çarpışır, gövdelerini mermilere siper eder; elleri olmadığı hâlde çiftliğin zor işlerinin üstesinden gelmeyi, hatta bir değirmen inşa etmeyi bile başarırlar. Ne yazık ki zaferleri, yöneticiliğe soyunup gitgide 'insanlaşan' domuzların hırsları ve entrikaları tarafından gölgelenmeye mahkûmdur.
9 notes · View notes
onderkaracay · 2 years ago
Text
Tumblr media
🗣️ Yaşananlara Saygı Duymuyorum
Bugün ki toplumun yaşatılanların bir arka planı olduğu konusunda fikri yok.
Okuduğunu, gördüğünü, duyduğunu doğru kabul ettiği için de her sömürgecinin kendisini aldatmasına engel olamıyor.
Oysa bizim Mustafa Kemal Atatürk gibi bir örneği dünyada olmayan değerimiz var.
Okuduğunu, gördüğünü ve duyduğunu düşünerek ve sorgulayarak yorumlayan ve gerektiğinde o doğrultuda her yanlışa koşulsuz meydan okumasını bilen biriydi.
Manda ve himaye kabul edilemez ve geldikleri gibi giderler benzeri meydan okumaya örnek tutumlarının arkası doluydu.
Bugün ki toplum arkası dolu olmayan sorgunun ürettiği ilkeli düşüncenin ürünü olmayan seçeneklerin peşinden gitmeyi bir kitleye, bir güce, bir örgüte koşulsuz dahil olmayı kurtuluş sanıyor.
Oysa hepsi ölümü gösterip sıtmaya razı etmek isteyen kötü niyetli yapılar olduğu apaçık ortada olduğu halde kendi çıkarını genelin çıkarından üstün tutma anlayışına satılmak revaçta olduğu için tuzağa düşmekten kurtulamıyor.
Kimler kimler ile yan yana geldiğini gördüğü halde takım tutar gibi bir fanatikliğe teslim olduğu için ülkesinin ve toplumun geleceğini bir oya satacak kadar sorumsuz bir toplum ortaya çıktı.
Dini siyasete alet edenlere saygı duymaması gerektiği halde saygı duyuyor. Oysa inanca saygı duymak bu demek değildir. İnanç hiçbir kişi veya zihniyetin hakimiyeti altında değildir. Yobazlık ve bağnazlık bunun için yaşatılıyor.
Karşı mahallenin durumu bundan da vahim. Laikliğe, Cumhuriyete, devrimlere sahip çıkmayanlar poster Atatürkçülüğü ile kendi kitlesini aynı bağnazlık yöntemi ile aldatıyor.
Saygı duymuyorum dini, inançları siyasete alet edenlere.
Saygı duymuyorum dini, inançları kullanarak bundan menfaat sağlayanlara.
Saygı duymuyorum benim gücümü benim aleyhime göz göre göre kullananlara.
Saygı duymuyorum tüm aldatanlara ve aldananlara.
Etnik ve mezhepsel bölücülük yapanlara bir ırkın sorunlarının adresi başka bir ırkı gösterenlere saygı duymuyorum. Ulus ırklar birliği demektir. Ulus devlet ırklar birliğinin sömürgeye karşı ortak gücüdür. Bu gücü ortadan kaldırmak isteyenlere saygı duymuyorum.
Herkesi aynı mezhebin içine hapsetmek isteyenlere saygı duymuyorum.
Çok partili siyaset bölücülüktür. Bölücülüğe saygı duymuyorum. Kötü bir niyeti gerçekleştirmek amacıyla bir araya gelmiş olmak birlik ve beraberlik anlamına gelmez. Bu kötü niyetlerin planı ve projesi olan ittifaklara saygı duymuyorum.
Büyük ölçüde her konuda en iyi anlaşabildiğim tek insan Mustafa Kemal Atatürk olup Cumhuriyet Halk Partisi konusunda bir hayal kırıklığı yaşıyorum.
Bunun Mustafa Kemal Atatürk'ün suçu olmadığını biliyorum.
Cumhuriyeti kemale ermiş bir Mustafa Kemal kurdu.
İşbirlikçi bir Kemal tarafından Cumhuriyetin yok edilme niyetini kabul etmiyorum.
Çünkü Anayasa'dan Türklüğü çıkarmak isteyenler ile masaya oturan bir zihniyeti samimi bulmuyorum ve saygı duymuyorum.
Kanlı terör örgütleri ile emperyalizmin çıkarına iş tutanlara meşruluk kazandırmak isteyenlere saygı duymuyorum.
Kanı paraya satanları meşrulaştırmak isteyenlere saygı duymuyorum.
Cumhuriyetin bir asırlık birikimleri yok edilirken ortada bir varlık göstermeyen ve sürdürülebilir sömürge görevi almaya sıra gelince kolları sıvayanlara saygı duymuyorum.
Geldikleri gibi gidenleri geri getirenlere, onlara sahip çıkan taşeronlara, bugün ki manda ve himaye adına iş tutan sermayeye dokunmayanlara, kamulaştırma sözü veremeyenlere saygı duymuyorum.
Hukuksuzluğu dayatanlara ve hukuksuzluğa ses etmeyerek meşru hale getirenlere saygı duymuyorum.
Yaşamın anlamı, yaşamı anlamlı hale getirebilmektir. Yaşamın anlamı, yaşamın anlamını sulandırarak kafa karıştırıcı yöntemler ile insan avlamak ve avlanmak değildir.
Toprak içine, üzerinde yaşamasını istemediği utancı gömer.
İnsanlık tarihi bu utancın tarihi değil mi?
Arkeolojik kazılar sonucu Anadolu'dan fışkıran gerçek bize ne söylüyor? Yarın ne söyleyecek kendi kendini gömen bir topluma?
] Önder KARAÇAY [
3 notes · View notes
pazaryerigundem · 8 days ago
Text
Destici: 2025'ten sonra gelecek erken seçim çağrılarına 'evet' demeyeceğiz
https://pazaryerigundem.com/haber/191714/destici-2025ten-sonra-gelecek-erken-secim-cagrilarina-evet-demeyecegiz/
Destici: 2025'ten sonra gelecek erken seçim çağrılarına 'evet' demeyeceğiz
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Bursa’da basın mensuplarıyla kahvaltı programında bir araya gelerek önemli açıklamalarda bulundu. CHP’nin erken seçim çağrısına da değinen Mustafa Destici, Türkiye’nin erken seçim gündemi olmadığını belirterek, 2025’ten sonra gelecek erken seçim çağrılarına ‘evet’ demeyeceklerini açıkladı.
BURSA (İGFA) – Büyük Birlik Partisi Bursa İl Başkanlığı, Genel Başkan Mustafa Destici’nin de katıldığı organizasyonda Bursa basını ile buluştu.
BBP Bursa İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programda başta terör olmak üzere birçok ülke gündemine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Son dönemde artan çocuk cinayetlerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Mustafa Destici, Türkiye’de uygulanan cezaların yeterince caydırıcı olmadığını vurgulayarak idam cezasının geri getirilmesi gerektiğini savundu.
“CEZALAR YETERLİ DEĞİL, İDAM CEZASI GERİ GELMELİ”
Türkiye’de hemen her gün bir cinayet haberi ile karşılaşıldığına işaret eden Destici, bu gibi suçları işleyenlerin en fazla 20 yıl sonra cezasının tamamlandığına ve bu durumun kamu vicdanı açısından kabul edilemeyeceğine dikkat çekerek; “Maalesef ülkemizde hemen hemen her gün bir cinayet haberi ile karşılaşıyoruz. Daha Narin ve Sıla kızlarımızın acısı yüreğimizdeki tazeliğini korurken ona fiziksel şiddet uygulayan babasının intihar ettiğini öğrendik. İstanbul’da 6 yaşındaki Şirin kızımızın boğularak öldürüldüğü haberini yüreğimiz parçalanarak öğrendik. Biz Büyük Birlik Partisi olarak bir suç önlenemiyorsa cezalara bakılması gerektiğini düşünüyoruz. Narin, Sıla ve Şirin kızımıza kıyanlara idam cezasının gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Meclise gelen yargı reform taslağı var. Destekliyoruz ancak isteğimizin tamamını karşılamıyor. Bu bizim için yeterli değil, idam cezası gelmeli. Bu tür cani ve sapıklar için ve öğretmenimizi, askerimizi, polisimiz öldüren teröristler için idam cezası gelmeli” diye konuştu.
Türkiye’nin ekonomi gündemiyle ilgili de konuşan Mustafa Destici, özellikle asgari ücret beklentisine ilişkin açıklamalarda bulunarak; asgari ücretin en az yıl sonu gerçekleşecek enflasyon oranında arttırılması gerektiğini söyledi.
Yeni yılda gündemi en çok meşgul edecek konuların asgari ücret ve emekli maaşları olacağını belirten Destici, yurtdışı finans kurumlarının Türkiye’ye yönelik bir takım tavsiyeleri olduğunu kaydederek, “Böyle bir tavsiye varsa yanlış, yoksa böyle bir haber yapılması daha büyük bir yanlış. Temmuz’da asgari ücrete önerimize rağmen bir ara zam verilmedi. Asgari ücret, en az yıl sonu gerçekleşecek enflasyon oranında artırılmalıdır. Bize göre de asgari ücret 25 bin TL’nin altında olmamalıdır” dedi.
“YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİNİ DOĞRU BULMUYORUZ”
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan çağrısına ilişkin de çarpıcı ifadeler kullanan Mustafa Destici; çözüm sürecine en yüksek tepkiyi BBP’nin verdiğine vurgu yaptı.
Destici, “Terörle müzakere olmaz, mücadele edilir. Çözüm sürecinde bunu acı bir şekilde yaşadık. Çok büyük kayıplar verdik. Bine yakın şehit verdik.  Gerek bölge halkında gerekse de ülke genelinde ‘Yeniden bir çözüm sürecine girilirse bizim halimiz ne olur’ endişesi var. Terör ve teröristlerle devletimiz ve silahlı kuvvetlerimiz çok güzel bir şekilde mücadele ediyor. Böyle bir dönemde yeni bir çözüm sürecini doğru bulmuyoruz”  dedi.
CHP’nin erken seçim çağrısına da değinen Mustafa Destici,  CHP Lideri Özgür Özel’in erken seçim çağrısıyla blöf yaptığını öne sürerek,  2025’ten sonra gelecek erken seçim çağrılarına evet demeyeceklerini açıkladı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
rayhaber · 28 days ago
Text
Mustafa Destici'nin Savunma Sanayi Açıklamaları ve Tanju Özcan'dan Tepki
Mustafa Destici’den Tartışma Yaratan Açıklamalar BBP (Büyük Birlik Partisi) Genel Başkanı Mustafa Destici, son zamanlarda gündem olan ‘Savunma Sanayi Fonu’ ile ilgili dikkat çeken ifadelerde bulundu. Destici, “Atatürkçülük adı altında, Atatürk ve laiklik kelimelerinin arkasına saklanarak devlet ve vatan düşmanlığı yapıyorlar. Benim önerim, onun vermediği 750 lirayı biz de veririz, bu millet…
0 notes
yfs-t-t-2623 · 10 days ago
Text
Tumblr media
Tarihsel süreç içerisinde Kürt isyanları, Kürtlerin talepleri ve bu taleplerin sonuçları:
Geçtiğimiz yüzyıl içinde Kürdistan devleti kurma girişimleri, Kürt nüfusunun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde siyasi, sosyal ve askeri birçok dinamikle şekillenmiştir. İşte bu süreçteki önemli gelişmeler ve sonuçlar:
Birinci Dünya Savaşı Sonrası (1918-1920):
Sevr Antlaşması (1920): Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılışı sonrası imzalanan antlaşmada, Kürtlere özerk bir devlet kurulması önerilmiştir. Ancak bu öneri, antlaşmanın uygulanamaması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte hayata geçirilememiştir. Kürt Milli Hareketleri: 1920'lerde bazı Kürt liderler, bağımsızlık talep eden hareketler başlattı. Ancak bu çabalar genellikle başarılı olamadı.1922'de İngilizlerin teşviki ile Irak'ta isyan başlatan Kürtler, ardından Kürdistan Krallığı ilan eden ederler,  Lozan sonrası İngiltere bölgeyi Petrol için işgal edince 22 aylık Kürt Krallığı da sona erer.
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923-1938):
Şeyh Said İsyanı (1925): Bu isyan, Kürtlerin bağımsızlık ve özerklik taleplerini dile getirdi.  Şeyh Said İsyanı, 13 Şubat 1925 tarihinde Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde başladı. İsyan kısa sürede yayılarak Bingöl, Muş, Bitlis, Elazığ ve Van illerini kapsadı. İsyancılar, devlet binalarını ele geçirerek, Türk memur ve askerlerini öldürdü. İsyanı bastırmak için hükümet, büyük bir askeri harekat başlattı. Hareketin komutanı, Atatürk'ün yakın arkadaşı olan İsmet İnönü'ydü. İnönü komutasındaki Türk ordusu, isyancıları kısa sürede mağlup etti. Şeyh Said İsyanı: Sonuçları Şeyh Said İsyanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra yaşanan en büyük isyandır. İsyanın bastırılmasıyla birlikte, Kürt milliyetçiliği büyük bir darbe almıştır.
Dersim İsyanı (1937-1938): Dersim bölgesindeki Kürt ve Alevi nüfus, merkezi hükümete karşı ayaklandı. İsyan kanlı bir şekilde bastırıldı ve bölgedeki birçok hain öldürüldü veya yerinden edildi.
Irak Kürdistanı:
1920'ler ve 1930'lar: Irak'ın kurulmasından sonra Kürtler, çeşitli özerklik taleplerinde bulundu. 1930'larda, Irak hükümetiyle bazı anlaşmalar yapıldı, ancak bu anlaşmaların uygulanması genellikle yetersiz kaldı. 1946-1947: Mahabat Kürt Cumhuriyeti, İran’ın kuzeyinde kısa ömürlü bir bağımsızlık denemesi oldu. Ancak İran hükümeti tarafından hızla bastırıldı.
Irak ile Saddam döneminde tek istedikleri Özerklik ve Kürtçenin ikinci resmi dil olması imtiyazlarına kavuştular,
Kürtler elbette bununla yetinmediler, İran-Irak savaşı çıktığında yeniden isyan edip (Saddam'a karşı) İran'ın yanında yer aldılar. Saddam ise Halepçe'de Kürtlere kimyasal gaz kullanarak katliam yaptı. Körfez savaşı esnasında da Amerika'yı desteklediler.
PKK'nın kuruluşu 1970'ler ve 1980'ler:
Irak'ta Kürt Özerkliği: 1970'te Saddam Hüseyin, Kürtlere özerklik tanıyan bir anlaşma yaptı. Ancak 1980'lerde İran-Irak Savaşı sırasında bu özerklik kaybedildi ve Halepçe katliamı gibi olaylarla Kürtler ağır bedeller ödedi.
Ardından: PKK'nın Kuruluşu (1978): Türkiye'de, Kürt hareketini silahlı mücadeleye dönüştüren PKK, 1984’te silahlı eylemlere başladı.
Körfez Savaşı ve Sonrası (1991-2003):
1991 Körfez Savaşı: Irak’taki Kürtler, savaşın ardından, Saddam Hüseyin’in iktidarına karşı ayaklandılar ve Irak'ın kuzeyinde fiili bir özerklik kazandılar. Kürt Bölgesel Yönetimi (KBY): 2005’te Irak Anayasası ile Kürt bölgesi resmi olarak tanındı ve KBY kuruldu.
Suriye İç Savaşı (2011-günümüz):
Rojava'da Özerk Yönetim: Savaş sırasında, Suriye'nin kuzeyinde Kürtler, özerk Irak Kürdistan özerk bölgesinin ardından, PYD (Demokratik Birlik Partisi) liderliğinde, Rojava'da siyasi ve askeri yapı kurdu ve şimdide gözlerini kuzeye Türk topraklarına diktiler.
Kürtler dün de bu gün de Irak, Suriye, İran ve Türkiye topraklarının bir bölümünün Kürdistan Devleti olduğunu iddia eden bir ırkın fertleri, 
Bin yıldır Türk devletlerinin hüküm sürdüğü coğrafyanın adını dahi kabul etmiyor ve hatta Kürt sorununun çözümü için tüm sistemin Türk adından, dilinden ve bayrağından arındırılmasını talep ediyorlar.
Türkiye Cumhuriyetinin Anadolu devleti adını almasını köşe yazılarında dile getiren kripto Kürtçülere de dikkat edilmesi gerek.
Kürtlere Son 25 yıldır eğitim, sağlık, yol, konut gibi her çeşit sayısız imkan sağlandı, Lakin gelinen noktada Türk düşmanı olarak yetişen yüz binlerce Kürt, genci ile, yaşlısı ile, kadını ile çocuğu ile, bugün Türkiye'nin istikbal ve istiklali için en büyük tehlike haline adım adım geldi yada getirildi, lakin anlaşılan o ki, hangi talebi karşılasan, ne versen de  yeterli olmadı ve olmayacak.
Açıkça yazalım artık.
Doğudan gelen her vatandaş batı illerinde hatta ilçelerinde her türlü iş yapabiliyorken, batıdan giden bir vatandaş doğuda lokanta bile açamaz, bir sorun varsa da artık bu sorun Kürt sorunu değil Türk sorunudur.
Kürtlerin istedikleri ve  Kürt sorunu dedikleri şey Türkiye'den toprak koparmaktır. 
Daha azı hiç bir şekilde onları memnun etmeyecektir. Irak ve Suriye örneği ortadadır.
Özerklik ve Federasyon talepleri Sonuçları ve bir Değerlendirme:
Tarihsel süreç içerisinde Kürtlerin bağımsızlık ve özerklik talepleri, bölgedeki etnik, siyasi ve tarihsel dinamiklerle sürekli bir çatışma içinde olmuştur. Türkiye, Irak, İran ve Suriye’deki Kürt hareketleri, zamanla farklı stratejiler benimsemiş olsa da, bağımsız bir Kürt devleti kurma hayallerinden vaz geçmemişlerdir.
Irak ve Suriye'yi, ABD güdümünde bölen ve parçalayan Kürt hareketi, artık gözünü Türkiye cumhuriyetine dikmiştir.
ABD ve batının gerek doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları ve gerekse Türkiye'deki Fırat ve Dicle'nin su kaynaklarına çökmek için uyguladıkları planda, ne yazık ki Kürtler vekalet savaşlarında batının paralı askeri olma rolüne, selden bir kütük kapma hevesi ile soyunmuş görünüyor.
Dolayısıyla artık bu sorun, ya kalıcı bir sulh ile ( Güçlendirilmiş mahalli idareler) çözülecek, Ya da pekte uzak olmayan bir zamanda, seçenek olarak tehciri de içeren kıyametin en beterini getirecektir.
Ahmet ATAM
0 notes
bursahabermedya · 22 days ago
Photo
Tumblr media
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici ve 8 kelimeyi geçmeyecek başlık yazar mısın. Html etiketlerini dahil etme
Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurulu’nda, kurucu Başkan Kadir Uzun ve yönetimi tek listeyle göreve devam etti.
Gerçekleştirilen kurula Divan Başkanı Ramazan Üzü, Mehmet Şenbiçer, Bekir Boz, Ak Parti Bursa Millet Vekili Mustafa Yavuz, Ak Parti İl Başkan Vekili Gülten Doğrul, Bursa Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Osman Şahin, Osmangazi Ak Parti İlçe Yönetimi, MHP il Başkan Yardımcısı Hikmet Çalışye, MHP Harmancık ilçe Başkanı Selim Yanar, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten ve yönetimi, Büyük Birlik Partisi İl Başkan Vekili Erdal Efe, önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fethi Yıldız, Büyükşehir Belediyesi Dağ Yöresi Koordinatörü Ersin Yaşar, DAĞDER Başkanı İsmail Aydoğdu, THK Yıldırım İlçe Başkanı Yaşar Türk, muhtarlar, STK başkanları, Fazlı Seyis, 2024 Yerel seçimlerde Yeniden Refah Partisi Harmancık Belediye Başkan Adayı Ahmet Can, DAĞDER Başkan Adayı Reşat Karış ve üyeler katıldı. Dernek Başkanı Kadir Uzun yaptığı konuşmasında genel kurula katılanlara teşekkürlerini iletti. Dernek faaliyetlerinde de önceliğin eğitim olduğunu dile getiren Uzun, “Dağ yöresi her ne kadar dezavantajlı görülse de biz çocuklarımızın eşit şartlarda, kaliteli, stardart üstü eğitim alması için ilçemize gereken her türlü desteği vereceğiz” dedi.
bu haberi özgün bir içerik olacak şekilde yeniden yaz. Haber dili kullan ve metne bağlı kal. pragraflar arasında boşluk olsun. on paragrafta “sonuç olarak” demeni istemiyorum. sonuç ola https://bursahabermedya.com/web-sitesinde-haber-muhabirisin-bu-icerige-gore-dikkat-cekici-ve-8-kelimeyi-gecmeyecek-baslik-yazar-misin-html-etiketlerini-dahil-etmeordekli-kultur-merkezinde-gerceklestirilen-olagan-gen/ #Harmancık #bursahaber #bursasondakika #bursahaberleri #haberler #bursa
0 notes
abc-gazetesi · 23 days ago
Text
Büyük Birlik Partisi İl Başkanı, ofisteki adamı tekme tokat dövdü
0 notes
seslimeram · 26 days ago
Text
Kötülüğün Esareti, Korkunun İklimi
Tumblr media
Bariz, belirgin bir korku çağının içindeyiz. Karanlığın ve bir türlü tükenmeyen cehaletin bir hiza bildirici kılındığı saha, yerde sorgulamaktan vazgeçmek korkunun diri tutulması eylemini var eder. Korku öne sürülerek hayat kuşatılıyor. Devletin abecesi olagelen her hamlede bu tahayyüle yeni bir biçim kazandırmak süreğen bir mesele dönüştürülüyor. Yol ve yordamın, anlam ve mesel edilenin ta kendisi göz ardı edilerek korkularla bir yön tayinine girişiliyor. İstikamet belirlenip yeni yıkımlara girişiliyor. Düzen aşina olunan bir tahakküm pratiğini bir devamlılığa kavuştururken o cerahat sorgulanmasın diye korkuyu domine ediyor her gün yeniden. Bir cerahat sarmalı haline dönüşen menzilde yaralar hiç konuşulmasın, kimse olan bitene vakıf olmasın isteniyor. Sistemin yönetim katını temsil eden makamların sahiplerinin var ettiği her şey bu yıkıcı denklemi güncelliyor. Anın hiç sorgulanmaması en büyük meseldir. Herhangi bir yaranın fark edilmemesi gailesi sistem denilen yapının en büyük açığıdır. Hayat bariz bir hiçlik kılınırken her şey güllük sahici bir gülistanlık diye anılırken, çürüme, kokuşma, çöküş o korkuları diri tutarak güncelliği var edilir. Sanılanın ötesinde bir hızla hayat her gün bu korku fasıllarıyla birlikte tarumar ediliyor behemehal.
Bariz, belirgin bir korku imali güncellenirken cerahat ile birlikte hayatın mahvedilmesine de devam olunur. Onca nutka, bir dolu söze, her defasında yeniden var edileceği zikredile gelen anayasal hakların tanziminden, gerçekten demokrasinin var edileceği söylemlerine onca lafzı bir araya getirirken muktedir olan biten yalın bir çürümenin ta kendisidir. Açık, aleni bir esareti güncellemek için o korkulardan el bulunur. Bir gün ekonomik gediği, var edilmiş karanlık sorgulanmasın diye vergi icat edilir, evlere şenliktir. Cerahat erkinin hep kendisini düşündüğü, altlarına çektikleri son model araçlardan, yiyip içtiklerine har vurup harman savurma hallerindeki savurganlığa kadar bunları karşılayacak enayiler pardon ol yurttaşlara vatandaşlık vazifesi diye naralar atılarak vergiler cebellezi edilir. Süre giden o şatafat, itibardan tasarruf olmaz lafzını ara sıra değil sürekli yinelenirken açılan gediği bir biçimde kapatmanın yolunu aralıksız gündelik yaşamda yeri olan her şeyi zamlayarak var eder. Bunun yanında iki satır zevk olan, içkinin, arada bir bile içilse sigaraya da vergilerin ardı sıra bindirilmesiyle beraber kotarılan curcuna içerisinde onca oyunla birlikte hayatın korkularla muhafazası sağlama alınır. Bir oyun parkı, korku evinde falan değilizdir açıkta, aleni bir ülke denilen sahadayız, hal bu!
Cumhur İttifakı'nın destekçisi Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, AKP'nin 100 bin TL ve üzeri kredi kartı limitine sahip yurttaşlardan 750 TL vergi alınmasını öngören kanun teklifini eleştirenleri hedef aldı. Destici, ek vergiye itiraz edenleri Yunanistan’ı, Batı’yı, Ermenistan’ı savunmakla suçladı.
Destici, "100 bin liranın üzerinde kredi kartı kullanan devlete 750 lira savunma sanayisine destek verecek. Ver kardeşim. Vermezsen sonun Suriye gibi olur, Irak gibi olur, Filistin gibi olur. Mehmetçik canını veriyor, polis kanını veriyor, güvenlik korucusu ailesini veriyor, sen 750 lira vermişsin çok mu" şeklinde konuştu.
Destici’nin bu ifadeleri, kamuoyunda çeşitli tartışmalara neden olurken, muhalefeti hedef alan söylemleri de dikkat çekti.
Destici, muhalefeti de provokatif bir dille eleştirerek, “Bunlar milliyetçileri değil, DEM’lileri savunurlar” sözlerini sarf edip şöyle devam etti:
"Bunlar Türkiye ile Yunanistan karşı karşıya geldiğinde Yunanistan’ı savunurlar. Batı’yı, Ermenistan’ı savunurlar. Bunların hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni savunduğunu görmedik. Atatürkçülük adı altında, Atatürk ve laiklik kelimelerinin arkasına saklanarak devlet, vatan ve din düşmanlığı yapıyorlar. Benim tavsiyem şu: Onun vermediği 750 lirayı da biz veririz, bu millet verir. Bu milletin ve devletin, onun gibi düşünenlerin parasına da ihtiyacı yoktur. Gitsin o 750 liraya bir büyük rakı alsın, demlenmeye devam etsin."
Kısacık cümleler arasına sıkıştırılmış bir ötekisine nefret mi istersiniz, yoksa bariz ayrıma mahal veren kör bir şiddet istemi mi arzu edersiniz hepsi birden üstüne boca edilmiş kinin ta kendisinden mülhem olagelen çağın vebalarından birisi olan toplumu ayrıştırma gailesi mi hangisini isterseniz oraya uygun gelen bir çoğaltma hal ve isteminde korkuyu diri tutma güncellenir. Destici, iktidarın küçük sözcülerinden birisidir. Denenip, denendikçe de yeniden imal edilebilen bir had bildirme tahayyülünün bilmiyoruz kaçıncı sınamanın ta kendisine yeni mihmandar seçilendir. Savunma sanayisini güncellemek bir ek kaynak yaratmak değil, toplumun gözünün içine baka baka cerahatle birlikte bir yurdu yaşanmaz kılma isteminin her nasıl yeniden bedel / diyetle çıkageldiğini de aksettirir. Tümüyle nobran, bariz ve apaçık insanını keriz yerine koyan, ortada olmayan bir tanımlanmış kredi üstünden halkından vergi toplama, haraç kesme cüretini göstermesi açısından da ibretlik ola gelen bir tahayyül pratiğe kavuşturulmak istenir. Her yanın çarçabuk çamura saplandığı bir menzilde nasılsa yerler diyerek daha ne yumurtalar ortaya saçılır, tuzaklar kurulur ki yenilsin, yutulsun halk diye bir çabalanma hali süreğen kılınır.
Bereket versin, o korku iklimini var eden temsilin partisi, bu çıkış sonrası, maliye bakanı olan zatın bakınız iki gözüm önüme aksın ki her kuruşu savunma sanayine giderek derken paldır küldür, ismi kesinti, cismi haracı 2025 yılına erteler. Cerahat her yerden fışkırmaya devam olunurken Destici bu defa erken tongaya düşen, tufaya gelendir. Dediği ırkçılık, tüm o aleni nefretine kılıf bulmalara bu erteleme sonrasında da devam eder, şuradan aktaralım: “Geçtiğimiz hafta hükümet savunma sanayii güçlendirme fonuna aktarılmak üzere 100 bin liranın üzerinde limiti olan kredi kartlarından aylık 62,5 lira yıllık ise 750 lira pay alınmasıyla ilgili bir teklif hazırlandığı söylendi ve Meclis’e sunuldu. Hükümet bunu Meclis’e getirir getirmez, uygular uygulamazlar kendi bilecekleri iş. Biz neresindeyiz, biz konunun önemine binaen savunma sanayiimizin desteklenmesi gerektiğini ifade ettik ve aynı yerde duruyoruz. Bunu ifade ederken kimseye hakaret etmedik, kimseyi itham etmedik ama öyle olduğu halde sadece Türkiye düşmanlarının terörle mücadelede ve dış politikada takındığı tavra vurgu yaptım. Hal böyleyken söylemediğim sözler üzerinden itham edildim. Buraya gelmeden önce bir TV programındaki açık oturumda, bir gazetecinin yorumuna istinaden söyledim. Buna karşı çıkanlara Ermeni dedi, DEM’li dedi, Yunanlı dedi. Benim böyle bir ifadem yok ama onlar bunu kendilerine yakıştırıyorlarsa bir şey diyemem kendi tercihleri. Benim ne dediğim kayıtta da var. Bir kez daha söylüyorum Türkiye’nin terörle mücadelesinde PKK’lılar, Yunanistan ve Ermenistan’la ihtilaflarımızda Yunanistan’ı ve Ermenistan’ı savunanlar… Bunları yaşamadık mı? Bir CHP’li vekil Türkiye’nin Azerbaycan’da ne işi var demedi mi? Avrupa Parlamentosu’nda ya da bütün uluslararası toplantılarda DEM’in sözde vekilleri Türkiye aleyhine konuşmadılar mı? Hep Batı’nın yanında durmadılar mı? Ben gerçekleri söylüyorum. Biz BBP’yiz, biz Muhsin Yazıcıoğlu’nun geride bıraktıklarıyız.”
Korkuyu yılmadan diri tutmak için eldeki tüm imkanları seferber eden bir iktidar pratiği, kullanışlı maşalarından birisi olagelen Destici gibi bir ismi kullanmaktan çekinmez. Erk, muktedir, iktidar, düzenin suna geldiği her ihtimali sıradanın hayatını dar etmek adına o ya da bu biçimde kullanırken, cerahati sürekli güncelleyen bir akım sağanağı altında hayat berhava olunur. Korkuları yepyeni çığırtan hallerle, hamlelerle örtbas edebileceğini imlerken muktedir, cerahatiyle, cürmüyle, topyekun soygunculuğuyla hayatı yaşanmaz kılmaya devam edeceğini bildirir. Bundan ötesi hep aynı terane. Yirmi üç küsur yıldır var edilmiş ezberler, az biraz gevşek bırak nefes alsınlar, hemencecik o oh denildiği anda biti veren bir taarruz silsilesi, eyvah memleket elden gidiyor, imdat vatan bölünüyor paranoyası gibi nicesinin sunumuyla birlikte cerahatin yeniden imali ve bölüm sonu canavarı. Yinelendikçe daha da kekremsi bir hal alan, Destici gibi, figürasyon ekibinin diğer üyeleri Bahçeli, Perinçek, Oğan, Özdağ vesaire nice temsilin, en sonuncu halkalardan birisi olarak Sarıgül gibi kah iktidarın sağladığı konfor sahasından sallayıp, kah ona karşıtmış gibi davranarak biteviye havanda su dövmelerle hayat ehven olandan alıkonulur. Korkular diri tutulurken, dehşet dolu bir çürüme kalıcı ve kesif bir kokuşma artık bu sahnenin yegane gerçekliği haline dönüştürülür. İyi midir bu hallerle birlikte ve biteviye çürürken hayat, meram, mesel, söz. Bu kadar mıdır, hep bu mudur layığınız diye az biraz daha herkesin payına düşürülecek olan ülke.
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Grafiti – Bleeps via Widewalls
Meramda Paylaşılan Haberler
Destici Kredi Kartı Vergisine İtiraz Edenleri Yunanistan’ı, Ermenistan'ı Savunmakla Suçladı - Evrensel https://www.evrensel.net/haber/530706/destici-kredi-karti-vergisine-itiraz-edenleri-yunanistani-ermenistani-savunmakla-sucladi
Mustafa Destici, Savunma Sanayii Fonu'yla İlgili Sözleriyle İlgili Konuştu: Böyle İfadelerim Yok - Ensonhaber https://www.ensonhaber.com/gundem/mustafa-destici-savunma-sanayii-fonuyla-ilgili-sozleriyle-ilgili-konustu-boyle-ifadelerim
0 notes