#Bülent Bilgiç
Explore tagged Tumblr posts
Text
Umut sokağı, Şerif Gören
#Yeşilçam#Toplumcu Sinema#Şerif Gören#Sinema#Türk Sineması#Kadir İnanır#Bülent Bilgiç#Kazım Kartal#2
1 note
·
View note
Text
5.ULUSLARARASI ALTIN YILDIZ ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU Her yıl düzenlenen 5.Uluslararası Altın Yıldız Ödulleri 27 Aralık çarşamba gecesi İstanbul Şişli Cemil Candaş Kent Ve Kültür Merkezinde Organizatör Bay Hakan Taner Çapın tarafından gerçekleştirildi. MUHTEŞEM Gece öncesi kokteyl ile başlayıp Kırmızı halı röportaĵları ile devam edip sahne performansları ve katılımcı olan misafirlerin ödüllerini alarak sona erdi. Geceye renk katan isimler arasında Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin Sanatçı Ozan Orhon, Cankan, Çilem Duman, Uhde Seçil, ünlü tiyatrocu Bülent Bilgiç, erkek oyuncu Gökhan Öner, tiyatro yazarı Kasım Uçkan, manken Simay Kalaycı, menajer Derya Akgül, Medya danışmanı Selmin Özkan, Fantezi müzik sanatçısı Gökhan Pars, TGRT haber'den Meltem Günay, Çocuk oyuncu Aysima Zeynep Erişir, Ünlü Organizatör Deniz şaman, Kardeşim dizi oyuncusu Melek Tunç, Rap sanatçısı Buğra ilkül, Ünlü model Sevgi Altan, Zenne Tolga Can Tireli, Genç girişimci iş insanı Enes Furkan Bilgiçli, Kemal Cenk içten (Bestlife) Hakan Solaker (siyah orkideler)-Gültekin Kaya (CK Medya) Serkan Çılgın-Sevtuğ Kasapbaşoğlu (şarkıcı) Kadın moda tasarımcısı Yasemin Tara ve Kadın Roman yazarı Yağmur Doğru olmak üzere Yaklaşık 600 kişilik katılımcı misafir ve birbirinden değerli sanatçılar geceye renk katıp ödüllerini aldılar
5.Uluslararası Altınyıldız Ödülleri dün gece sahiplerini buldu. Organizatör Hakan Taner çapın tarafından gerçekleştirilen muhteşem gecede birbirinden değerli Sanat iş Spor ve Magazin katılımcılarıyla ödüller sahiplerin i buldu. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/5uluslararasi-altin-yildiz-odulleri-sahiplerini-buldu-10167.html
#FısıltıHaberleri #AltınYıldız #AltınYıldızÖdülTöreni #ödültöreni #istanbul #ödül #remaxtürkiye #evrimyaslak #cya #kupa #dijitaldunyaninenleri #radyo #remax #altınrehber #single #rengarenkmedia #ilaydakaplan #evrenyaslak #cine5tv #dijitaldergi #şarkıcı #sanatçı #madalya #müzisyen #antalya #fdmagazin #evosangels #birmodamagazin #dijitaldünyanınenleri #good
0 notes
Text
“Nâzım Hikmet” anısına... O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruliii hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev. Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruliiii hanımeli açan evin. O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacıktı kadın, rahata acıktı kadın, yoruldu devin büyük yolunda. Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruliiii hanımeli açan eve. Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesinde ebruliiiii hanımeli açan ev... (Nâzım Hikmet, Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri) Nâzım Hikmet... (15 Ocak 1902 - 3 Haziran 1963) Şiirleri yasaklanan, kitapları toplatılan, susturulmaya çalışılıp haksız yere mahkûm edilen, vatanını terk etmek zorunda bırakılan ve sonunda da Türk vatandaşlığından çıkarılan; ama yazmaktan ve mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmeyen büyük bir insan, büyük insanlığın şairi... 1938 yılında, şiirleri ve kitapları yüzünden 28 yıl 4 ay hapse mahkûm edildi; Atatürk’ün ağır hastalık döneminde... Atatürk’ün sevdiği, övgüyle söz ettiği şairler arasındaydı Nâzım Hikmet. Farklı düşüncelere sahip olsalar da, yazdığı şiirlerle Atatürk’ü yakından etkileyen bir şairdi. Ve Nâzım Hikmet de, o dönemin bütün solcu yazar ve şairleri gibi bir Mustafa Kemal hayranıydı. Onun kişiliğine ve anti-emperyalist mücadelesine büyük saygı duyuyordu. 1937 yılında Atatürk’ün hastalığının başlamasının ardından Türkiye’de baskıcı bir yönetim ortaya çıktı. Ve Nâzım Hikmet bu süreçte devamlı gözaltındaydı. 1938 yılında, bazı subay öğrencilerinin ve askerlerin dolaplarında, çantalarında Nâzım Hikmet’in yasal olan şiirleri ve kitapları bulunmasıyla Nâzım Hikmet’in uzun yıllar sürecek tutukluluk dönemi başlıyordu. Sivil olmasına rağmen iki ayrı Askeri Mahkemede yargılandı ve “Türk ordusunu isyana teşvik etmek” iddiasıyla ve de büyük bir haksızlık yapılarak 28 yıl 4 ay hapse mahkûm edildi. Atatürk’ün ağır hastalık döneminde... Nâzım Hikmet, yargılandığı iki mahkemeden de ceza alacağını beklemiyordu, çünkü suçsuzdu. Ama mahkemelerden birinin 15 yıllık ceza kararı kesinleştiğinde Nâzım Hikmet Atatürk’e bir mektup yazdı. Bu durumu ancak o büyük insan, Atatürk anlayabilir ve Nâzım’ın suçsuzluğuna o inanabilirdi. Nâzım Hikmet bu mektubu yazdığı sırada, Silivri açıklarında demirli bulunan “Erkin” isimli gemide bir tuvaletin içine tıkılı durumdaydı ve 13 yıl daha ceza alacağı ikinci mahkemesi hâlâ devam ediyordu. CUMHUR REİSİ ATATÜRKÜN YÜKSEK KATINA Türk ordusunu “isyana teşvik” ettiğim “iddiasıyla” on beş yıl ağır hapis cezası giydim. Şimdi de Türk donanmasını “isyana teşvik etmekle” töhmetlendiriliyorum. Türk inkılâbına ve senin adına and ederim ki suçsuzum. Askeri isyana teşvik etmedim. Kör değilim ve senin yaptığın her ileri dev hamlesini anlıyabilen bir kafam, yurdumu seven bir yüreğim var. Askeri isyana teşvik etmedim. Yurdumun ve inkılâbçı senin karşında alnım aktır. Yüksek askerî makamlar, devlet ve adalet; küçük, bürokrat, gizli rejim düşmanlarınca aldatılıyorlar. Askeri isyana teşvik etmedim. Deli, serseri, mürteci, satılmış, inkılâb ve yurd haini değilim ki bunu bir an olsun düşünebileyim. Askeri isyana teşvik etmedim. Senin eserin ve sana aziz olan Türk Dilinin inanmış bir şairiyim. Sırtıma yüklenen ve yükletilecek hapis yıllarını taşıyabilecek kadar sabırlı olabilirdim. Büyük işlerinin arasında seni bir Türk şairinin felâketi ile alâkalandırmak istemezdim. Bağışla beni. Seni bir an kendimle meşgul ettimse alnıma vurulmak istenen bu “inkılâb askerini isyana teşvik” damgasının ancak senin ellerinle silinebileceğine inandığımdandır. Baş vurabileceğim en inkılâbçı baş sensin. Kemalizmden ve senden adalet istiyorum. Türk inkılâbına ve senin başına and ederim ki suçsuzum. Nâzım Hikmet Atatürk ağır hastaydı ve bu mektup Atatürk’e hiçbir zaman ulaşmadı. Eğer Atatürk’ün sağlığı yerinde olsaydı, övgüyle bahsettiği o büyük Türk şairi, o mavi gözlü dev, Nâzım Hikmet haksız yere tutuklanmaz, yargılanmaz ve hapsolmazdı. Nâzım Hikmet bu mektubu yazdığı sırada Atatürk, Hatay’ın Türkiye’ye bağlanması için gittiği Adana’dan dönmüş, Dolmabahçe’de ağır hasta olarak yatıyordu. Mektubun yerine ulaşabilmesi için güvenilir bir kişinin Nâzım Hikmet’i ziyaret etmesi ve mektubu ondan alması gerekiyordu. Çünkü yerine ulaşmayacağını düşünerek Nâzım Hikmet, kendisini tutuklayanlara bu mektubu vermek istemiyordu. 17 Ağustos 1938’de karısı Piraye’nin ailesinin Altunizade’den komşusu savcı Haluk Şehsuvaroğlu ziyaretine geldi ve mektubu okuyabilmesi için açık olarak ona verdi. Haluk Şehsuvaroğlu da kaybolma olasılığına karşı mektubun bir kopyasını çıkarıp postaya verdi. Nâzım Hikmet’in dayısı General Ali Fuat Cebesoy Dolmabahçe’deydi. Mektup ona ulaştı. Özel kalemde kayda geçti (18.08.1938), İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya teslim edildi. Ancak bir kaynağa göre Atatürk’ün ağır hasta oluşu nedeniyle hiçbir zaman ona okunamadı. Bir kaynağa göre de Ali Fuat Cebesoy mektubu Atatürk’e okudu; Atatürk, “Görüyorsun ne durumdayım. Mareşal’i (Fevzi Çakmak) darıltmadan siz bir çözüm bulun” dedi. Bir çözüm bulunamamış olacak ki, Nâzım Hikmet toplam 28 yıl 4 ay hapis cezasına mahkûm edildi. 14 Nisan 1950 seçimlerini kazanan Demokrat Parti'nin çıkardığı af yasası, Büyük Millet Meclisi'nde tartışılırken, Nâzım Hikmet'in bağışlanmaması için, çok tatsız, çok üzücü konuşmalar yapıldı. Sonuçta gergin bir ortamda çıkarılan yasa onu doğrudan bağışlamıyor, yalnızca cezasının üçte ikisi indirilenler kapsamına alıyordu. 12 yıl 7 ay yatmıştı. 28 yıl 4 aylık cezasının geri kalanı bağışlanıyordu. 15 Temmuz 1950'de, Cerrahpaşa Hastanesi'nde, artık serbest olduğu kendisine avukatlarınca bildirildi. Sayılar dile kolay geliyor ama insan zaten kaç yıl yaşar ki... Vatanını terk etmek zorunda bırakılan Nâzım Hikmet, 25 Temmuz 1951'de, Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Bir Dünya Şairi olan Nâzım Hikmet’e yapılan çok büyük bir haksızlıktı bu. Aradan yıllar yıllar geçti... 2000 yılında, Bülent Ecevit'in Başbakanlığı döneminde, Nâzım Hikmet'i vatandaşlığa geri almak için bir kararname hazırlandı. Ama dönemin koalisyon ortağı olan MHP'li bakanlar tarafından bu kararname, “Hayır” diyerek imzalanmadı, onaylanmadı. 2006 yılında ise, AKP iktidardayken ve Meclis’te Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ele alınırken, bu sefer CHP tarafından Nâzım Hikmet’e Türk vatandaşlığının geri verilme önerisi sunuldu. AKP yönetimi de bu öneriye sıcak bakmadı ve dalga geçer gibi “şahsın müracaatı halinde yeniden Türk vatandaşı olunabileceğini” söylediler. Şaka gibi... Ve nihayetinde, 2009 yılının başında AKP yönetimi tarafından, bir seçim yatırımı olarak kullanıldı Nâzım Hikmet. Ve alınan Bakanlar Kurulu kararıyla Nâzım Hikmet, ne acıdır ki, 58 yıl aradan sonra Türk vatandaşlığına yeniden kavuştu. “Mavi Gözlü Dev”in anısına alkışlarla... * * * Bize türkülerimizi söyletmiyorlar Robeson, kartal kanatlı kanaryam, inci dişli zenci kardeşim, türkülerimizi söyletmiyorlar bize. Korkuyorlar Robeson, şafaktan korkuyorlar, görmekten, duymaktan, dokunmaktan korkuyorlar, yağmurda çırılçıplak yıkanır gibi ağlamaktan, sımsıkı bir ayvayı dişler gibi gülmekten korkuyorlar, sevmekten korkuyorlar, bizim Ferhad gibi sevmekten, (sizin de bir Ferhadınız vardır elbet Robeson, adı ne?) tohumdan ve topraktan korkuyorlar, akan sudan ve hatırlamaktan korkuyorlar, ne iskonto, ne komisyon, ne vâde isteyen bir dost eli sıcak bir kuş gibi gelip konmamış ki avuçlarının içine, ümitten korkuyorlar Robeson, ümitten korkuyorlar, ümitten, korkuyorlar, kartal kanatlı kanaryam, türkülerimizden korkuyorlar Robeson. - Nâzım Hikmet, Korku - Görsel: Ethem Onur Bilgiç (Nâzım Hikmet)
131 notes
·
View notes
Text
Bülent Beyin Hikayesi (Etkinlik)
Bülent BEYİN Hikayesi, izleyicisiyle buluşuyor..
Beyninizi nasıl bilirdiniz? Karışık? Buruşuk? Mucizevi? Yetersiz?… Beyniniz sizi yönetirken içerde neler oluyor dersiniz? Üzüldüğünüzde, sevindiğinizde, kızdığınızda, aşık olduğunuzda, depresyona girdiğinizde; beyniniz ne gibi mücadeleler veriyor? Beyin organlarla nasıl bir iletişim kuruyor? İnsan beyni de insan olsaydı ne olurdu?… Bütün bu soruların cevabını, Bülent Bey’in kadrolu Beyin’i veriyor. Bülent Bey hayatına devam ederken, Bülent Bey’i yöneten Beyin dile geliyor, insanın kaderi baştan yazılıyor.
Tiyatro Bal Porsuğu tarafından sahnelenecek olan “Bülent BEYİN Hikayesi”, insan beyninin içerisine giriyor ve sırrı halen tam olarak çözülemeyen ‘Beyin’in organlarla verdiği yönetim mücadelesini tiyatro sahnesine taşıyor. Beyin karakterine, Bülent Emrah Parlak’ın hayat vereceği “Bülent BEYİN Hikayesi”ni Uğraş Güneş yazdı, Murat Eken yönetti. Dijital Konuk Oyuncu Olarak ; Burcu Biricik, Barış Arduç, Sarp Apak, Şahin Irmak, Ersin Korkut, Onur Buldu, Uğur Bilgin, Necip Memili, Melis Birkan, Gülhan Tekin, Haki Biçici, Erdem Baş ve Murat Eken’in diğer organları canlandırdığı bu iki perdelik komedi; barkovizyon teknolojisiyle tiyatronun iç içe geçtiği bir sahneleme tekniği kullanarak izleyici karşısına çıkıyor.
Direklerarası Seyircileri’nin oluşturduğu “Halk Jürisi” üyeleri, 2018-2019 tiyatro sezonunda Bülen Beyin Hikayesi adlı oyunu “Özgün Yeni Oyun” kategorisinde ödüllendirmiştir.
Oyunun Künyesi: Oynayan: Bülent Emrah Parlak Digital Konuk Oyuncular: Burcu Biricik, Barış Arduç, Sarp Apak, Şahin Irmak, Ersin Korkut, Onur Buldu, Uğur Bilgin, Necip Memili, Melis Birkan, Gülhan Tekin, Haki Biçici, Erdem Baş ve Murat Eken Yazan: Uğraş Güneş Yönetmen: Murat Eken Video Görsel Yönetmen: Bedran Güzel Dekor Tasarım: Barış Dinçel Kostüm Tasarım: Ceren Eken Müzik: Ozbi Afiş Tasarım: Ethem Onur Bilgiç Sosyal Medya: Serkan Altınışık Yapım: Tiyatro Bal Porsuğu
Kaynak
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/bulent-beyin-hikayesi-etkinlik-3/
0 notes
Photo
Sabri Memi kimdir? Sabri Memi nereli ve kaç yaşında? Son olarak Star TV ekranlarında yayınlanmış olan Güvercin dizisinde Battal karakterini canlandıran Bülent Bilgiç hakkında bilmek istediğiniz tüm detayları haberimizde bulabilirsiniz… Bülent Bilgiç kimdir?
0 notes
Text
Rektör Bilgiç, şiddete uğrayan hekimi ziyaret etti
Rektör Bilgiç, şiddete uğrayan hekimi ziyaret etti
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Polikliniğinde geçen hafta hasta yakını tarafınca darp edilen Asistan Hekim Gökhan Gök’e ‘geçmiş olsun’ ziyaretinde bulunarak yaşanmış olan vaka hakkında data aldı. googletag.cmd.push(function() { googletag.display(‘div-gpt-ad-1534323402885-0’); });
Ondokuz Mayıs Üniversitesi…
View On WordPress
#Bilgiç#etti#haber ajans#haber al#haber beypazardan#hekimi#rektör#şiddete#son dakika haber bülent ersoy öldü mü#son dakika haber cinayetleri#son dakika haber ekşi#uğrayan#ziyaret
0 notes
Video
instagram
Sibel Bilgiç feat. Bülent Cenkci - Canının İstemediği Öncü Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda. Söz: Bülent Cenkci Müzik: Bertan Coşar Düzenleme: Bertan Coşar #şarkı #müzik #sanat #solist #popmüzik #hitmüzik #slowmüzik #netdmüzik #single #musician #music #klip #akustikhane #akustikmüzik https://www.instagram.com/p/B5XcmeGgc2N/?igshid=104rgzs3m13u8
#şarkı#müzik#sanat#solist#popmüzik#hitmüzik#slowmüzik#netdmüzik#single#musician#music#klip#akustikhane#akustikmüzik
0 notes
Text
Adana Çiftçiler Birliği’nin Genel Kurulu yapıldı
Başkanlığa yeniden Mutlu Doğru seçildi.Çiftçiler Birliği İzzetin Özgiray Toplantı Salonu’nda başlayan genel kurul, Güney Yüreğir Sulama Birliği (GYSB) Başkanı İhsan Oğuz Beyarslan’ın divan başkanlığında gerçekleştirildi. Genel Kurulda açılış konuşmasını yapan Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, kurumun Türkiye’nin tarım alanındaki en eski sivil toplum kuruşu olduğunu hatırlattı. Bu yıl 88. kuruluş yıldönümünü kutladıklarını belirten Doğru, geride kalan bu sürede ülkede tarımın sorunlarının bitmediğini söyledi. Kuruldukları günden bu yana çiftçilerin sorunlarını ve bunlara ilişkin çözüm önerilerini gündeme getirdiklerini vurgulayan Doğru, “Siyasetçi ve bürokratlarla daima işbirliği ve yakın ilişki içerisinde, fakat 88 yıldır siyasetin dışında kalma geleneğimizi bozmadan görevimizi sürdürmeye çalışıyoruz” dedi.“Stratejik bir meslek yürütüyoruz”Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından açıklanan raporda dünyadaki en büyük işverenin tarım kesimi olduğunun belirlendiğini dile getiren Mutlu Doğru, dünyadaki istihdamın yüzde 40’nin çiftçiler tarafından karşılandığını kaydetti. Çiftçiler olarak en stratejik mesleği yürüttüklerini bildiren Doğru, “İnsanoğlu var olduğu günden beri beslenme ihtiyacı vardır. Bundan dolayı çok stratejik bir mesleği temsil ediyoruz. İnşaat, otomotiv, tekstil gibi sektörler de elbet çok önemlidir; ama tarım olmazsa hayat durur. Bu nedenle çok önemli bir mesleği icra ediyoruz” diye konuştu.“Çeşitli risklerimiz var”Çiftçilik mesleğinin aynı zamanda birtakım risklerinin bulunduğuna işaret eden Başkan Doğru, “Üretim yaptığımız tarlalarımız, seralarımız ve bahçelerimiz üstü açık birer fabrikadır. Buralarda doğal risklerle karşı karşıyayız. Bu risklere karşı çok büyük bir korunmamız da yoktur. Bu risklerden en önemlisi de ürettiğimiz ürünü satacağımız zaman pazarda yeterince karşılığını bulamamaktır. Türk tarımının kronikleşmiş sorunlarının başında da bu gelmektedir. Yüksek üretim maliyetleri nedeniyle pazarda dünya ile yeterince rekabet edemiyoruz. Dünya ile rekabet edemediğimiz ve bir üretim planlamamız olmadığı için fazla üretilen ürün de düşük fiyatlardan satılıyor ve verimi üreticinin başına bela etmiş oluyoruz. Üretici zarar ediyor” diye konuştu.“Pazarlama zincirindeki yanlışların sorumlusu biz değiliz”Gübre, mazot ve zirai ilaç gibi girdilerin yüksek maliyetleri altında ezilen çiftçinin büyük sıkıntılar çektiğine işaret eden Doğru, şöyle devam etti:“Bu maliyetlere bir artı daha eklemek istiyorum. Tarla kendinizin dahi olsa olsa bir fırsat maliyeti olduğundan, tarla kiralarının yüksek oluşu da üretim maliyetlerini artırmakta; bu da tarım ekonomisine, tüketiciye olumsuz olarak yansımaktadır. Ürettiğimiz ürünü kimi zaman piyasada değeriyle satamıyoruz. Bizi bir şekilde gıda enflasyonunun müsebbibi sayan bazı kesimlere karşı açıkçası buradan tepki göstermek istiyoruz. Çünkü biz ürünü kimi zaman piyasadaki fiyatın altında satarak zarar ederken, bu ürünleri alan tüketiciler de yüksek fiyatlardan şikayet ediyor. O halde tarım ürünlerinin pazarlama zincirindeki yanlışlıkların sorumlusu da biz değiliz. Kimi zaman tarla ve dal fiyatları çok ucuza giderken, bakıyorsunuz marketlerde, büyükşehirlerde raf fiyatlarında uçurum var. Hal Yasası değişmiş olmasına rağmen pazarlama zincirindeki yanlışlıklar devam etmektedir. Burada bir yanlışlık vardır. Market ve süpermarketler günümüzde çok fazla hayatımıza girdi. ‘Taş atıp kolu yorulmadan’ çiftçinin ürettiği mal marketlerde rafa konduğunda yüzde 40’lara varan kar marjı ile satılıyor. Bu da gıda enflasyonunda çiftçiyi sorumlu tutanlara verilecek en güzel cevaptır. Yanlış çiftçide değil; bu pazarlama zincirinde kara doymayanlarındır.”“Tarımda iyi şeyler de oluyor”Bu kadar eleştiriye rağmen Türkiye’de tarım kesiminde iyi şeylerin de olduğunun altını çizen Mutlu Doğru, şu anda desteklemelerin de dayanak olarak alındığı Tarım Kanunu’na kavuştuklarını ifade etti. Tarımla ilgili yasal düzenlemelerin çok iyi gittiğini anlatan Doğru, “Şimdi bir Tarım Kanunumuz var. Tarım Sigortaları Kanunu sayesinde doğal risklere karşı korunma her geçen gün yaygınlaşıyor. Lisanslı depoculuk yasalaştı. Bütün bunlar çiftçilerin pazarı için çok olumlu gelişmelerdir. Devlet tarafından tarımın finansmanıyla hem basınçlı sulama, hem yeni tarım teknolojilerindeki yatırımlara sübvanseli kredi verilmesi de yine olumlu bir adımdır” şeklinde konuştu.Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ise konuşmasında, tarımın önemine dikkati çekerek, son günlerde gündemde bulunan Sulama Birliklerinin yönetimine ilişkin görüşlerini dile getirdi. Belediyelere devri ya da özelleştirilmesi gibi alternatiflerin tartışıldığı Sulama Birliklerinin mutlaka suyu kullanan çiftçilerin yönetiminde olması gerektiğini savundu.Konuşmaların ardından yapılan oylamada, genel kurula katılan üyelerin tamamının oyunu alan Mutlu Doğru ve yönetimi yeniden göreve getirildi. Doğru başkanlığındaki yeni yönetim kurulu Prof. Dr. Bülent Özekici, Oana Çorat, H. Avni Özşahin, Mehmet Yücel Ener, Sinem Özkan Başlamışlı, Cabbar Sekman, Ali Homurlu, Ahmet Yasin Milli, Mehmet Özler ve Caner Özkan’dan oluştu.Genel kurula, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Muhammet Ali Tekin, Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, Çukurova Sulama Birlikleri Derneği Başkanı Faruk Yaşar Umar, CHP İl Başkanı Ayhan Barut, Eski Adana Milletvekili İbrahim Cevher Cevheri dekatıldı. Read the full article
#Adana#AdanaBüyükşehirBelediyeBaşkanıHüseyinSözlü#AdanaÇiftçilerBirliğiBaşkanıMutluDoğru#AhmetYasinMilli#AliHomurlu#AvniÖzşahin#BaşkanDoğru#BirleşmişMilletlerGıdaTarımÖrgütüFAO#Birliğinin#CabbarSekman#CHPİlBaşkanıAyhanBarut#Çiftçiler#ÇiftçilerBirliğiİzzetinÖzgirayToplantıSalonu#ÇukurovaSulamaBirlikleriDerneğiBaşkanıFarukYaşarUmar#EskiAdanaMilletvekiliİbrahimCevherCevheri#Genel#GenelKurulda#GıdaTarımHayvancılıkİlMüdürüMuhammetAliTekin#GüneyYüreğirSulamaBirliğiGYSBBaşkanıİhsanOğuzBeyarslan#HalYasası#Kurulu#MehmetÖzlerCanerÖzkan#MehmetYücelEner#MutluDoğru#MutluDoğruyönetimi#SinemÖzkanBaşlamışlı#SulamaBirliklerinin#TarımKanunu#TarımKanunumuz#TarımSigortalarıKanunu
0 notes
Text
Pamuğa coğrafi işaret tescili başvurusu
Pamuğa coğrafi işaret tescili başvurusu
ADANA Adana Ticaret Borsası‘ndan (ATB) yapılan yazılı açıklamada ATB Başkanı Şahin Bilgiç, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’nin katılımıyla açılan ATB Kompleksinin, kentin gelişmesine ve kalkınmasına katkı sunacağını bildirdi. Adana’nın çok güzel bir tesise sahip olduğunu belirten Bilgiç, şunları kaydetti: “Çukurova pamuğuna coğrafi işaret tescili alınmasıyla alakalı Türk Patent ve Marka…
View On WordPress
0 notes
Text
Bülent Beyin Hikayesi (Etkinlik)
KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu’nda gerçekle sanalın birbirine karıştığı sıra dışı bir oyun izlemeye hazır mısınız? Bülent Parlak’ın tek başına oynadığı oyunda Burcu Biricik, Barış Arduç, Sarp Apak, Şahin Irmak, Ersin Korkut, Onur Buldu, Uğur Bilgin, Necip Memili, Melis Birkan, Gülhan Tekin, Haki Biçici, Erdem Baş ve Murat Eken dijital konuk oyuncular olarak kendisine eşlik ediyor.
Oyun hakkında Beyninizi nasıl bilirdiniz? Karışık? Buruşuk? Mucizevi? Yetersiz?… Beyniniz sizi yönetirken içerde neler oluyor dersiniz? Üzüldüğünüzde, sevindiğinizde, kızdığınızda, aşık olduğunuzda, depresyona girdiğinizde; beyniniz ne gibi mücadeleler veriyor? Beyin organlarla nasıl bir iletişim kuruyor? İnsan beyni de insan olsaydı ne olurdu?… Bütün bu soruların cevabını, Bülent Bey’in kadrolu Beyin’i veriyor. Bülent Bey hayatına devam ederken, Bülent Bey’i yöneten Beyin dile geliyor, insanın kaderi baştan yazılıyor.
Tiyatro Bal Porsuğu tarafından sahnelenecek olan “Bülent BEYİN Hikayesi”, insan beyninin içerisine giriyor ve sırrı halen tam olarak çözülemeyen ‘Beyin’in organlarla verdiği yönetim mücadelesini tiyatro sahnesine taşıyor.
Beyin karakterine, Bülent Emrah Parlak’ın hayat vereceği “Bülent BEYİN Hikayesi”ni Uğraş Güneş yazdı, Murat Eken yönetti. Bu iki perdelik komedi; barkovizyon teknolojisiyle tiyatronun iç içe geçtiği bir sahneleme tekniği kullanarak izleyici karşısına çıkıyor.
Direklerarası Seyircileri’nin oluşturduğu “Halk Jürisi” üyeleri, 2018-2019 tiyatro sezonunda Bülent Beyin Hikayesi adlı oyunu “Özgün Yeni Oyun” kategorisinde ödüllendirmiştir.
Yazan: Uğraş Güneş Türü: Komedi Yönetmen: Murat Eken Müzik: Ozbi Dekor: Barış Dinçel Kostüm: Ceren Eken Işık Tasarım: Yakup Çartık Afiş tasarım: Ethem Onur Bilgiç İki perde / 110 dk
Kaynak
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/bulent-beyin-hikayesi-etkinlik-2/
0 notes
Text
TBMM'de uluslararası anlaşmalara ilişkin 5 kanun teklifi kabul edildi
TBMM Genel Kurulunda, uluslararası anlaşmaların uygun bulunmasına ilişkin 5 kanun teklifi kabul edildi. Müzakerelerin ardından kabul edilen kanun teklifleri şöyle: - Türkiye ile Gana Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi - Türkiye ile Zambiya Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi - Türkiye ile Fildişi Sahili Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi - Türkiye ile Çad Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi - Türkiye ile Somali Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi. FETÖ tartışması Teklifler üzerindeki görüşmelerde söz alan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, bugün bir gazetenin, "FETÖ CHP'nin eseri" manşetiyle çıktığını belirterek, "Bu manşetleri nereden örnek alıyorlar? Siyasette attıkları her adımda örnek aldıkları gibi Hitler'in propaganda bakanı Goebbels'ten alıyorlar. Goebbels'in taktiği ne? 'Bir yalan ne kadar büyükse ve ne kadar çok tekrarlanırsa inanan çıkar.' diyor. Aslında havuz medyası ve haram medyası uzunca bir süreden beri bu işi yapıyor." dedi. Ağbaba, CHP Grubu'nda, Pensilvanya'ya giderek başına türban bağlayan, fotoğraf çektiren bir kadın milletvekili bulunmadığını belirterek, "Sizde var." ifadesini kullandı. AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Ağbaba'nın kullandığı dilin iyi bir dil olmadığı" değerlendirmesinde bulunarak, "Kendi istemediği haberi yapınca hemen 'havuz medyası', 'haram medyası' tarzı ithamların çok yanlış olduğu kanaatindeyim." dedi. Turan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu FETÖ denilen lanet örgüt 50 yıldan beri var. Bu, AK Parti'nin döneminde çıkmış olan bir örgüt değil. Bakınız ısrarla bazı AK Parti'li vekillerin Pensilvanya'ya gittiğini iddia etti. Sizin bir vekiliniz, kendi grup başkanvekilinizin fotoğrafını koyarak, 'Bu adamın ne işi var orada.' demedi mi? Bir başka CHP'li vekil, 'Bizim partimiz FETÖ'ye alet oldu, onun altında kaldı.' deyip de ihraç konusu olmadı mı? Bu dil, FETÖ'yü bulma dili değil, FETÖ'yü aklama dilidir." Bunun üzerine Ağbaba, "FETÖ konusunda bize en son laf söyleyecek grup sizsiniz. Bunu bizimle hiç tartışmayın, çıkın milletten özür dileyin ve bu işi çözün. Bunların hepsi sizin eseriniz. Bundan utanıyor musunuz veya pişman mısınız? Değilsiniz. Halen cemaatlerle ilişki kuruyorsunuz, halen cemaatlerin, şıhların önünde diz çöküyorsunuz." diye konuştu. "Kasetli bir örgüt bu" AK Parti Grup Başkanvekili Turan ise kendileri FETÖ'yle mücadele ederken CHP'yi yanlarında hiç görmediklerini belirterek, "MİT krizinde, dershanelerin kapatılmasında, Bank Asya'da, diğer meselelerde, hiçbirinde yanımızda olmadınız. Allah'tan Erdoğan var, Allah'tan AK Parti Grubu var ki bu adamlarla mücadele ettik biz." ifadelerini kullandı. FETÖ'nün en önemli özelliğinin, "kasetle operasyon yapması" olduğunu dile getiren Turan, şöyle konuştu: "Kasetli bir örgüt bu. Dönün geriye, AK Parti'den önceye veya şimdiye, bu örgüt elindeki en büyük argüman olan kasetle bir operasyon yaptı. AK Parti'nin güya ses kayıtlarını, tapelerini Meclis'te kim hukuksuz, yargı kararı olmaksızın yargılamışsa o örgütün gölgesini orada arayın. Aynı şekilde o örgüt MHP'ye yaptı kasetle. Yıllarca uğraştılar ama başaramadılar fakat o örgüt kasetle bir genel başkan operasyonu yaptı. O örgüt kasetle hangi partinin genel başkanını değiştirmişse FETÖ'nün gölgesini, ilişkisini orada arayın. İtham etmek kolay, mücadele etmek zordur. FETÖ ile en iddialı haliyle mücadelemize, size rağmen devam edeceğiz." "Araştırma komisyonu kurulsun" önerisi İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, FETÖ'nün siyasi ve ekonomik ayağı ile bağlantılarının araştırılması için 3 önerge verdiklerini hatırlatarak, "Bunu kısır tartışmalara dönüştürmek yerine FETÖ araştırma komisyonu kuralım." dedi. Konunun önce kurulacak komisyonda sonra da Genel Kurulda tartışılmasını talep eden Dervişoğlu, "Kimse de bundan kaçmasın çünkü bu tartışma ilanihaye devam ettikçe TBMM'nin itibarı zedeleniyor. Ben bu Meclis'te ne bir teröristin ne de bir FETÖ'cünün bulunduğuna inanmak istiyorum." ifadelerini kullandı. Tekliflerin kabul edilip yasalaşmasının ardından TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı. Read the full article
0 notes
Link
Stat: Balıkesir Atatürk Hakemler: Kutluhan Bilgiç, Ahmet Şimşek, Vural Gül Balıkesirspor Baltok: Vukovic, Cüneyt Köz, Nizamettin Çalışkan (Dk. 60 Furkan Çil), Abdulkadir Özgen, Aissati, Sedat Şahintürk (Dk. 83 Kethevoama), Oğuz Yılmaz, Uğur Aygören, Otoo (Dk. 84 Mehmet Boztepe), Bülent Cevahir, Cumali Bişi Gazişehir Gaziantep: Stackhowiak, Ahmet Kesim, Murat Ceylan (Dk. 78 Zec), Webo, Gökhan Alsan, […] via Spor – Alaturka News
0 notes
Photo
http://samsunsport.com/14-haftanin-hakemleri-aciklandi/
14. haftanın hakemleri açıklandı
TFF 1. Lig’in 14. haftasında oynanacak karşılaşmaları yönetecek hakemler belli oldu.
Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulundan yapılan açıklamaya göre, 1. Lig’in 14. haftasında oynanacak maçlarda düdük çalacak hakemler şunlar:
Yarın:
18.00 Altınordu-Gazişehir Gaziantep: Burak Şeker
2 Aralık Cumartesi:
13.00 Çaykur Rizespor-Denizlispor: Abdülkadir Bitigen
13.00 MKE Ankaragücü-Ümraniyespor: Özgür Yankaya
15.30 Samsunspor-Eskişehirspor: Emre Malok
3 Aralık Pazar:
13.00 Boluspor-Adanaspor: Kutluhan Bilgiç
13.00 Gaziantepspor-İstanbulspor: Kadir Sağlam
15.30 Adana Demirspor-Elazığspor: Bülent Birincioğlu
15.30 Balıkesirspor Baltok-Akın Çorap Giresunspor: Sarper Barış Saka
4 Aralık Pazartesi:
18.00 Büyükşehir Belediye Erzurumspor-Grandmedical Manisaspor: Caner Ak
0 notes
Text
Günümüzde Eğitim Kitabı pdf indir pdf indir
Günümüzde Eğitim Bu kitap, John Deweynin 1897den 1938e kadar değişik dergilerde yayımladığı makalelerden oluşmaktadır. 1928de dönemin Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necatinin öğretmenlere hediye ettiği Deweynin “Demokrasi ve Eğitim” kitabı, yeni hayatımızda yeni bir sayfanın da açıldığının bir işaretidir.
Bu tarihlerden sonra Deweynin bazı kitapları ve makaleleri Türkçeye çevrilmiştir. Ancak tozlu dergilerin sayfaları arasında kalmış pek çok makalesi, hâlâ derli toplu halde çevrilmeyi bekliyordu, işte elinizdeki bu kitap, bu açığı gidermeye yöneliktir.
Pek çok yerli ve yabancı eğitimcinin demokratik eğitim düşüncesinin ne olduğunu kavrama konusunda Deweynin eserlerinin pek çok açıdan çok ufuk açıcı olduğunu düşündüğü göz önüne getirildiğinde, bu kitabın ülkemizde eğitimin demokratikleşmesi serüvenine ve eğitim meselelerinin demokratik bir biçimde tartışılmasına ortam oluşturmada yardımcı olacağı söylenebilir.
Çeviren: Talip Öztürk Mustafa Bektaş Bülent Alagöz Nihan Erol Zihni Merey Kasım Yıldırım Özgür Aktaş Gökçe Kılıçoğlu Hakan Dündar Ayşe Bilgiç Bahri Ata Neval Akça Filiz Zayimoğlu Öztürk Harun Er Betül Timur Mehmet Ülger Sümer Aktan Tuba Şengül Adnan Altun Adem Öcal Cemil Cahit Yeşilbursa Muhammet Özdemir Çetin Çetinkaya Selahattin Kaymakcı Mehmet Kandemir Kerem Çolak Ebru Gençtürk Osman Çakır Yusuf İnel Namık Kemal Yeşiltaş Nadire Emel Akhan Şahin Oruç Nihat Şimşek Elif Kaldırım Aladağ Hatice Demirkaya Gedik Ayten Kiriş Serkan Timur Hasan Özcan Ömer Faruk Sönmez Ahmet Tokdemir Yasin Doğan Osman Sabancı Hakan Akdağ Ramazan Alabaş Hüseyin Çalışkan
Günümüzde Eğitim Kitabı pdf indir pdf indir oku
#Günümüzde Eğitim kitabı pdf indir#Günümüzde Eğitim pdf oku#Günümüzde Eğitim ücretsiz indir#Günümüzde Eğitim ücretsiz pdf indir#Kuramsal Kitaplar
0 notes