#Aylıklara
Explore tagged Tumblr posts
haber71net · 1 year ago
Link
Asgari ücret başta olmak üzere diğer aylıklara yönelik yapılan artışların ardından ev kiraları da hemen zamlandı. Ücretlerine yansıyan zam oranı cebine yansımayan vatandaş, bu artışların hemen kiraya ... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
gundemsivas · 1 year ago
Text
Tumblr media
Kıdem Tazminatı ve Aylıklara Zam Geldi https://gundemsivas.com/kidem-tazminati-ve-ayliklara-zam-geldi/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
korkutkalkan · 1 year ago
Link
Emekli zammı düzenlemeleri öncelikli gündem konusu oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği talimatların ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yeni emekli zammı düzenlemesi için harekete geçti. Meclis’in yeni yasama yılına başlamasıyla birlikte emekli zamlarına ilişkin yürütülen çalışmalar hız kazandı. En düşük emekli maaşının bütçe çalışmalarının meyvelerini vermesiyle en geç Kasım ayında yeniden belirlenmesi bekleniyor. Emekli taban aylığının ara zam ile artmasıyla beraber Hazine desteği de yükselmiş olacak. En güçlü formül ne? Emekliye verilmesi planlanan ek zam kapsamında iki farklı formül bulunuyor. İlk formüle göre yeni ekonomi adımının iyi gitmesi sonucunda ek zam verilecek. Bu noktada en düşük emekli maaşında taban aylıkların 10 bin TL olarak revize edilmesi en güçlü formül olarak dikkat çekiyor. İkinci formül kapsamında ise seyyanen zam söz konusu. Bu noktada da tüm emeklilerin maaşlarına 2 bin ila 3 bin lira arasında zam verilmesi formülü bulunuyor.
0 notes
shahananasrin-blog · 1 year ago
Link
[ad_1] Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Başkanı Kazım Ergün, emeklilere verileceği konuşulan "Cumhuriyet İkramiyesi"nin en az 10 bin lira düzeyinde olması gerektiğini kaydetti Giriş: 17.09.2023 - 11:52 Güncelleme: 17.09.2023 - 12:00 facebook twitter-x linkedin whatsapp mail print copy ABONE OL Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Başkanı Kazım Ergün yaptığı açıklamada, Cumhuriyetin 100. yılı dolayısıyla emeklilere 5 bin liralık ikramiye verileceği yönündeki haberlere değinerek, bu yöndeki bir girişimi takdirle karşılayacaklarını söyledi. "EN AZ 10 BİN TL OLMALIDIR" Büyük bir bölümü kıt kanaat geçinen emeklilerin dört gözle aylıklarına yapılacak artışı beklediğine dikkati çeken Ergün, "Aylıklara artışın yanında bayram ikramiyeleri de artırılmalı. Cumhuriyetimizin 100. yılı dolayısıyla emeklilere verileceği konuşulan 5 bin liralık ikramiye de ek bir gelir sağlaması açısından önemli. Fakat 5 bin liralık ikramiye ne Cumhuriyetimize yakışacak ne de emeklimizi mutlu edebilecek düzeyde. Cumhuriyet İkramiyesi en az 10 bin lira olmalıdır" dedi. "İLK GÜNDEM MADDESİ EMEKLİYE ZAM OLMALI" TÜED Genel Başkanı Kazım Ergün, milyonlarca emeklinin aylıklarına yapılacak zam için Meclis'in açılmasını dört gözle beklediğini belirterek, "Emeklilerimiz, hükümet yetkililerinin yaptığı açıklamaları dikkate alarak ekim ayında zamlı aylık almayı bekliyor. Buna karşın, zammın kasım ve aralık ayında yapılacağı yönündeki iddialar emeklilerde derin bir kaygı ve tepkiye yol açıyor. Ekim ayında Meclis'in ilk gündem maddesi emeklilere zam olmalı. Çünkü milyonlarca emeklinin dayanacak gücü kalmadı" şeklinde konuştu. "BAYRAM İKRAMİYESİNİN GÜCÜ KORUNMALI" TÜED olarak emeklilere bayram ikramiyesi verilmesi için uzunca bir süre mücadele yürüttüklerini anımsatan Ergün, bu mücadelelerinin 2018 yılında emeklilere biner lira ikramiye verilmesiyle başarıya ulaştığını anlattı. Bayram ikramiyelerinin 2021'de yüzde 10 artırılarak 1100 liraya yükseltildiğini aktaran Kazım Ergün, "Derneğimizin Araştırma Merkezinin çalışmasına göre, 2018 yılı mayıs ayında ikramiye 1.000 lira olarak ilk kez verildiğinde emeklilerimiz gramı 190 lira olan 24 ayar altından yaklaşık 5,3 gram alabiliyordu. O tarihteki alım gücünü korunabilseydi bayram ikramiyeleri bugün 2 bin lira yerine 9 bin lira civarında olacaktı. Bu nedenle emeklinin bayram ikramiyelerinin alım gücü, 2018'de ilk verildiği değere yükseltilmeli" ifadelerini kullandı. [ad_2]
0 notes
seslimeram · 1 year ago
Text
Yaşam Kuşatılırken Direniş!
Tumblr media
Durağan kılınmış bir anın içerisinde, tekdüze, hep ezber, tam ezber hallerle yaşamın açık ve aleni bir biçimde kuşatılması sürüyor. Her şey o anın içinde rehin edilirken, o eylemin var edilmesinden sonra her gün kurgudan hakikate bir mahvetme söz konusu kılınıyor. Ol şaşırtma hali terk etmiş her durumda çok da feci, beter ve kötücül bir tahayyülün binasına devam olunan bir zeminin hakikati biçimlendiriliyor. Tek bir ana sığan yaraların katiyetle bitmez bedel / diyetlerin ortasında hayatiyet hiç addediliyor. Hayat görece tek bir “andan” başlayarak toptan mahvediliyor. Tümü birden şekillendirilen, tahakküm hallerinin içinde, ortasında yaşam derdest ediliyor anbean. Tek bir andan başlayarak yaşam eylemi belirgin bir biçimde sınırlandırılıyor, eziliyor, biçiliyor.
Bir yerleştirme ya da geçici bir kurgu değil doğrudan devamlılığı sağlama alınmış olanın belirgin bir bedene yönelik denetim, gözetim ve tahakküm üçlüsünden mülhem olduğu açık bir yerin meselesidir kuşatılan hayat. Bir imaj çalışması değildir. Noksansız, alenen bir tahakküm nesnelliğinde nereye yollandığı belirgin olmayan bir yönelimin, ülkenin şu son yirmi bir yıllık dönemecinde kültürel, sosyal politik, gündelik yaşam pratiklerine karşı geliştirilen her hamle biraz daha cürmü ön plana çeker. Derdest etmelerin yolunda var edilmiş her hamleyle kuşatılan hayatın sınırlandırılması güncellenir. Devlet dediğinizi nesnel ve pratikte bir zorbalık makamı kılan, var ettiği her hamlede biraz daha derin ve açık bir biçimde yaraları bina eden bir mekanizmaya dönüştüren tahayyüllerin toplamıdır dikkat çekmek istediğimiz.
Genel geçer değildir hiçbir şey. Tümüyle doğrudan belirgin bir hal ve ahvalle birlikte duraksamadan eylenen, biçimlendirilen ve sürekli kılınmış ola gelen her hamleyle müşterek bir yaşam pratiğinin kökünden yıkımı söz konusu edilir. Bu hallerle birlikte bir yol / yordam / meram / anlam bırakılmadan çürüme tek istikamet olarak biçimlendirilir. Bunca zamanda ortaya çıkan imgenin, Türkiye’nin yenisinin suna geldiği her şey birlikte düşünüldüğünde müştereklerimizin de perişanlığı da kestirmeden anlaşılacaktır, iyi de yol nereye?
Kuşatılmış olan hayat imgesinin en kestirmeden görünür kılındığı alanlardan birisi bütün o emek mücadelesinin ortasında üç kuruşa rehin edilmiş, asgari yaşam hakkından, ismen asgari gerisi topyekun yokluk sınırlarında bir yaşam olarak bina edilene karşı itirazlarını kullanan insanlara reva görülenlerden anlaşılabilir. Bir örneği Evrensel Gazetesinden şu Sesli Meram sayfalarına aktaralım: “Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) işçiler, düşük zam dayatmasına karşı ayaklandı. Kimi fabrikalarda işçiler, eylemler başlattı. Bunlardan bazıları Koza Halı, Şireci Cotton ve Şireci Akrilik’ti. Başpınar OSB’de Sanko’ya bağlı Asko Tekstil işçileri düşük zam dayatmasına karşı ilk tepki gösteren işçilerden olmuştu. Koza Halı’da direniş kazanımla sona ererken Şireci işçilerinin mücadelesi birleşerek sürüyor. Şireci’de eylem sürecinde yaşanan gelişmeleri 5 başlık altında topladık.
1- Sefalet Zammı Kabul Etmeyen İşçiler İş Bıraktı
Zam oranlarının belli olmaya başlamasının ardından sefalet zammını kabul etmeyen Şireci Tekstil işçileri, 8 Ağustos’ta iş bırakma eylemi başlattı. Yüzde 34 zam veren patrona karşı işçiler, yüzde 40 zam istedi. Şireci Cotton işçilerinin, patronun verdiği zamma karşı ayaklandığı haberi yayıldı. Gaziantep 5. OSB'de bulunan Şireci Cotton'un 4. ve 5. işletmelerinde işçiler üretimi durdurarak dışarı çıkmıştı. 1. 2. 3. işletmelerinde de aylıkların istenilen düzeyde yatmamasıyla üretim durduruldu. Şireci Cotton 4. ve 5. işletmesindeki çalışan işçiler, 1. 2. ve 3. işletmelerde çalışan işçilerle bir araya geldi. Şireci Cotton işçilerinin ardından 3. OSB'de bulunan Şireci Akrilik işçileri de aylıklara yapılan yüzde 34 zammı kabul etmeyerek dışarı çıktı. Gaziantep 5. OSB'de bulunan Şireci Cotton'un 5 işletmesinden işçi temsilcileri, iş bırakan 3. OSB'deki Şireci Akrilik önüne gelerek işçilerle buluştu. Şireci'de üretim tamamen durdu.
2- Birtek-Sen İşçilerin Yanındaydı
Eylem sürecinin başından beri Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) temsilcileri Şireci önünde işçilerin yanındaydı. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, işçilerin eyleminin haklı olduğuna vurgu yaparak, bu eylemde kimin işçilerin yanında kimin karşısında olduğunu göreceklerini belirtmişti. Bütün Başpınar işçilerini tek bir çatı altında örgütlenmeye çağıran Türkmen tüm süreç boyunca işçilerden destek gördü.
3- İşçiler İşten Atıldı
Direnişin ikinci gününde patronlar, işçileri bölmek için “Yasal süreç başlatacağız�� tehditlerine başlarken işçiler, “Talebimiz net, hakkımızı verin, hakkımızı alana kadar buradayız” mesajı verdi ve geri adım atmadı.
Şireci Tekstil'e ait fabrikalarda çalışan yaklaşık 2 bin işçi, cep telefonlarına gönderilen mesajlarla işten çıkarıldı. Bunun üzerine Başpınar’daki 3. Organize Sanayi Bölgesi'nde toplanan binden fazla işçi, kent merkezine yürümek istedi. Ancak TOMA'larla işçilerin karşısına dikilen polis yürüyüşe izin vermedi. İşçiler, "İş, ekmek, özgürlük”, "Yaşasın onurlu mücadelemiz" sloganları attı, alkış ve ıslıklarla işten çıkarmaları protesto etti. İşçiler eylemlerine devam edeceklerini belirtti.
İşçiler bu durumun kendilerini yıldırmak için olduğunu söylüyorlar. Daha önce de noter çağırmakla tehdit edildiklerini ifade eden işçiler, fabrika servislerinin de işçileri eve götürmediğini hatırlattı. Baskılara karş�� birliklerini koruyacaklarını vurgulayan işçiler, işten atma mesajı gelen işçiler de dahil kimsenin fabrika önünden ayrılmayacağını söylüyorlar. İşten atma mesajı gelen işçi arkadaşlarına da sahip çıkacaklarını söylüyorlar.
4- Sendika Başkanı Gözaltına Aındı, Patrona Dokunulmadı
2 bin Şireci işçisinin başlattıkları iş bırakma eylemi, patronun işçileri hukuksuz şekilde işten çıkarmasıyla daha da büyürken işçilerin yapmak istediği yürüyüş sonrası BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, Şireci Tekstil önünde, Şireci Tekstil patronu Ahmet Şireci şikayetçi olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Gözaltına alınan Türkmen, ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Süreci takip eden EMEP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Türkmen'in Şireci patronu Ahmet Şireci hakkında "Sendikal çalışmayı engellemek ve anayasal bir hak olan gösteri ve yürüyüş hakkından alıkoyma" nedeniyle şikayetçi olduğunu duyurdu. Ancak şikayet üzerine patron için herhangi bir müdahale söz konusu olmadı.
5- İki Vekil İki Tutum
Sevda Karaca da eylem boyunca Başpınar'da mücadele eden işçilere destek verdi. Karaca, "Antep'te işçilerin insanca bir ücret, insanca bir yaşam mücadelesi yayılıyor. İşçilerin mücadelesinin yanındayız. Bu sesi, bu mücadeleyi büyüteceğiz!" ifadelerini kullanmıştı.
Bu desteğin yanı sıra işçilerin hak mücadelesine pek çok destek gelirken İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, Şireci işçilerinin eylemine ilişkin tepki çeken açıklamalarda bulundu.
İşçilerin eylemlerine desteğe gelenleri "Provoke etmeye çalışan bazı siyasi kesimler" diye niteleyen Gürban, hakları için mücadele eden işçilere de "Haklıyken haksız duruma düşmeyin" dedi. Kendisine tepki gösteren yurttaşa "Senin vekilin değilim" diyen Gürban, gazeteciye de "Kudurdular" diye karşılık verdi. Gürban bu açıklamalarıyla da yetinmedi, kullandığı ifadelere tepki gösterenlere "Lan yürü git" gibi karşılıklar verdi.”
Kuşatılmaya devam olunan yaşamın her nasıl var edildiğine dair önemli bir durumdur işte Gaziantep, Şireci Tekstil’e ait fabrikalarda yaratılan. Devletin uygun gördüğü, eline “kan” oturmuş sermayenin de şak diye uygun gördüğü yüzde otuz dörtlük iyileştirme zamlarının bugünün ülkesinde bir hiçten fazlası olmadığı ortaya serilir. Yüzümüze, gözümüze bakıp hala kıskanılan müreffeh bir refah devletinde yaşadığımız zikredilirken kokuşmuş bir hal ve istemle sömürü düzeninin ortasına terk edilmiş olduğumuz gerçekliği bir kere daha grev ya da hak arama mücadelesiyle belirginleşir. Düzen bir kere hayatı kuşatmaya görsün var edilmiş olan tahakküm hamleleri ve birbirine danışıklı dövüş var eden sermaye hayatı hem zehirler, hem zehir eder. Ele geçenin bir hiçe dönüştürüldüğü, nedensiz yok yere işten atmalardan, uzun mesainin dayatıldığı, ne tatilin, ne hastanenin yolunun bilindiği varsa yoksa çalışmak / sömürülmeye açık kalmaktan mülhem bir ülke portresi bir kere daha esas mesellerin konuşulmadığını gösterir. Ekranlarda deprem sonrası normale en çabuk dönen yerlerden birisi olan bir zamanların tekstili için önemli sahalardan birisi olan Gaziantep’te dahi o emeği var edenlere reva görülmüş muamele haddizatında ülkenin kalanının da halini bildirir. Tek fark burada bodoslamadan mecliste temsili bulunan Emek Partisi’nden, Evrensel, BirGün, Sendika.org gibi sol alternatif yayınların o işçilerin seslerini biraz daha açık duyurabilmesine duyulan kindir. Sermayeyi temsil eden şirketin açıklamalarındaki ucuzluk, hiçbir işçinin hakkının gasp edilmediğine dair söylemler ve üreterek büyük ülkeyi var edeceklerine dair (o emek olmadan neyi var edeceklerse) söylemlerle hakkın aranamayacak bir mesele indirgenmesi söz konusu edilir. Kuşatma ve günbegün var edilen hayatı mahvetme çabasının bir sacayağı da oralarda tüm o deprem felaketi sonrasında yaşama tutunan kentlerdeki hayatları bir de böyle gayretler ve açık tehditlerle sınamaktır. Budur kuşatılan, böyledir bu ülke sathı mahallinde epeydir hayat!
Sermayenin ucuz numaralarından bir kesiti de şuraya sıkıştıralım: “Grevin sendika temsilcilerinin işçileri kışkırtması sonucu meydana geldiğine de dikkat çekilen açıklamada, ‘’Bu kriz ortamında ürettiğimiz ürünlerimizi maliyet fiyatına dahi satmakta zorlanmakta, sattığımız ürünün de parasını tahsil etmekte zorlanmaktayız. Bu zorluğa rağmen biz bu sıkıntıları işçimize hissettirmemeye çalışmış başta ücretleri olmak üzere tüm haklarını günü gününe geciktirmeksizin ödemiş bulunmaktayız. Son yapılan bu grevin maaş zammı ile ilgisi bulunmamakta, kaos ortamından nemalanmaya çalışan sendikacıların ve bazı kanun dışı odaklarca yönlendirildiği iddia edilen siyasetçilerin eseridir. Biz Şireci Tekstil A.Ş. olarak işçilerimizin ülkemizde kaos üretmeye çalışanların değil, üretim yaparak ülkemizi kalkındırmaya çalışanların yanında olmalarını tavsiye ediyoruz.’’
Üstüne 14 Ağustos günü, şehrin belediye başkanı Fatma Şahin’in şu sözleri vardır sermaye, iktidar ölçeğini denkleştiren, onca meramın nasıl bir edildiğini göstere gelen. “'Şireci' dediğiniz adam kim? Benim gözümle bir dinleyin. Sizin çocuklarınız okula gitsin diye okul yapan bir adam. Telefonla yapıyor ya. Yarın sizin çocuklarınız Fatma Şahin olacak. Dedim ki 'Başkanım uyuşturucu sorunu var.' AMATEM'i yaptı. Kim yaptı? Şireci yaptı ya. Allah için insanları değerlendirirken... Dedim ki 'Abim hepimiz ölüp gideceğiz.' Aldığımız nefesi vereceğimizin garantisi yok. Koronada görmedik mi? Dedi ki 'Babamın adına en güzel camiyi yaptıracağım başkanım.' Şireci dediğiniz adam bu. Arada fitne çalışıyor, arada dedikodu çalışıyor. İşçi ve işveren, baba-oğul olduğu sürece hiçbir sorun yok. Adam diyor ki 'Beni üzüyorlar.' Bu yaşananların nedeni ne sizsiniz ne Şireci. Yüksek enflasyon, satın alma gücü paritesi. Sayın Cumhurbaşkanımız iki yıllık süreçte bu enflasyonu tek haneye düşürdüğü zaman bu sorunların hiçbiri kalmayacak. Azıcık sabır ya. O yüzden biz bunu birlikte çözeceğiz. Ananız beni arıyor, hanımınız beni arıyor. Diyor ki 'Başkanım kurban olayım şu işi çözün.' Herkesin çoluğu çocuğu var. Herkesin çocuğu okumak zorunda. Sağlık hizmetinden istifade etmek zorunda.”
Yaşamın kuşatılması isteminde Fatma Şahin tam da iktidarın pratiği olagelen bir inkar ile ikrar diye dayattığı ülke şablonundan medet umar. Şireci tekstil emekçilerinin karşısında aşağı yukarı son elli yıldır değişmemiş bir sermayenin var edildiği bir kere daha görünür kılınır. İktidar sermayenin bakış açısına dair Toplumsal Özgürlük Partisinin şu açıklaması önemlidir: “Şireci Tekstil işçileri bir kez daha gösterdi ki bu iktidar kolluğundan milletvekiline belediye başkanından yandaş basınına kadar sermayenin, şirketlerin iktidarıdır. Sabır neden hep işçiye, kemer sıkmak neden hep halka hep bizlere düşüyor? Sermaye düzeninin sorunsuz devam etmesi için din, aile gibi kavramların arkasına saklanılmaya devam ediliyor. "İyiliksever" olarak gösterilen patronlar işçilere 15 bin TL'lik ücreti bile çok görmeye devam ediyor. Panik içerisinde belediye başkanını işçi arkadaşlarımızın karşısına çıkarıyor. Sermaye sınıfı emeğimizin daha fazla sömürülmesi için belediye başkanı, vekiliyle saldırıyı artırıyorlar. Haklarını alana kadar direnen Şireci işçilerinin yanlarında olacağız. Yaşasın sınıf mücadelemiz!”
Başta Emek Partisi’nden Sevda Karaca’nın, BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen ve tüm sendika yöneticileri ve emekçilerle birlikte o aşılmaz sanılan devletli ve sermaye karşısındaki duruşları mühimdir, kayda geçirilmesi gerekendir. Uzun ve yorucu bir mücadele sonucunda emekçilerin direnişi nihayetinde tüm ol kuşatma hattını yararak bir kazanıma o direnç, şu vekillik ve tüm o sendika çabasının asıl her ne için olduğunu unutmayan isimsiz kahramanlar sayesinde var edilir. “Taleplerini kararlılıkla savunan işçiler ile patron arasında uzlaşma sağlandı. Aylık 15 bin 500 lira talep eden işçiler 15 bin lira net aylık artı 300 lira devamlılık priminde uzlaştı. Pazar mesaisine 1500 lira ödenecek. İşçiler her bayram 2 bin 500 lira ikramiye alacak. Dışarıda geçirilen 6 günün 3'ünü patron karşılayacak. İşçilere ayrıca erzak yardımı ile hiçbir işçinin işten atılmayacağı, atılan işçilerin geri alınacağı sözü verildi.” Tümüyle mücadele eriminin artık unutuşa terk edildiği bir zeminde hakikat inatçıdır, onca lafa, bir dolu tenkit, tehdit ve tahakküme rağmen, kazanan nihayet emekçilerdir.
Durağan kılınmış bir anın içerisinde daim ezber hallerle yaşamın açık ve aleni bir biçimde kuşatılması sürüyor. Tümüyle eksiksiz bir sınama tahayyülü içerisinde yol, yordam, hayat meselinin un ufak edilmesine devam olunuyor. Bir yerlerdeki en ufak bir kazanım istemsiz değil bile isteye yok sayılmaya çalışılıyor. Gidişatın gidişat olmadığına dair en ufak bir tespite dahi müsamaha gösterilmiyor. Ezber okunan şablonlar, meram diye ortaya saçılan hakikati eğip bükmeler birer doğrultu inşa edilmesine vesile oluyor. Her türden halt yenilirken, sıradanın hayatı maskaralıklara esir ediliyor. Bütünüyle cürümlere rehin biliniyor. Noksansız bir tehdit döngüsünün ortasına terk ediliyor.
Kötülük arşı alaya çıkarken norm ve normatif tüketiliyor. Sekanslar arası geçiştirilirken her durumda başka bir dönüşüm ve bambaşka bir yerme / yutma / yok etme tezgahta işlenir. Bir biçimde tek bir andan start verilip ömür boyunca sürdürülecek bir tahakküm nesnelliği söz konusudur artık. Yerli ve milli ülkenin, ikinci yüzyılının başlangıcının böyle açıktan ve doğrudan müdahalelerin bir ve beraberinde kurumsallaştırıldığı gerçektir. Sahiden gerçek. Bütünüyle başka bir hayatın inşasına girişilmeyecekse şimdi ve yarın aynı karanlığın esiri kılınacaktır. Yeni ülke rüyalarında kabusların hakikat kılındığı zeminin meselidir artık önümüzde bina edilen, fark ediyor muyuz, oralarda mısınız?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Sümeyye YEŞİL – Evrensel Gazetesi
0 notes
nekadarhaber · 2 years ago
Text
İşte emekliye yapılacak zam oranı
Tumblr media Tumblr media
İşte emekliye yapılacak zam oranı... Milyonlarca emekli ve memur, asgari ücretin yüzde 34'lük ara zamla birlikte 11 bin 402 TL'ye yükseltilmesinin ardından yapılacak düzenlemeleri merakla bekliyor. Ancak bu düzenlemelerin içeriği hakkında hala belirsizlikler var. Bu belirsizliklerin arasında emekli maaşlarına yapılacak zam oranı da bulunuyor. SGK Uzmanı Özgür Erdursun, katıldığı bir canlı yayında, emekli maaşlarına yapılacak zam oranının yüzde 30 olacağını düşündüğünü belirtti. Erdursun, emekli maaşlarına yapılacak zam düzenlemesi hakkında da görüşlerini paylaştı. Buna göre, en düşük emekli maaşı olan 7 bin 500 TL'yi değiştirmeden, kök aylıklara zam yapılabilir. Bu durumda, 7 bin 500 TL maaş alan emeklilerin durumu değişmeyecek. Kök aylıklarda ise, gerçek aylığı 7 bin TL olan bir kişiye yüzde 30 zam yapılarak, bu kişinin aylığı 9 bin 100 TL'ye çıkarılabilir. Aynı şekilde gerçek aylığı 6 bin TL olan bir kişiye de yüzde 30 zam yapılarak, maaşı 7 bin 800 TL'ye çıkarılabilir. Bu düzenleme, 6 bin TL'nin altında maaş alan kişileri de kapsamaktadır. Bu kişilerin maaşları, 7 bin 500 TL seviyesinde sabit kalacaktır. Bu şekilde, emekli maaşlarına yapılacak düzenlemelerin, gerçek ihtiyacı olan emeklileri de göz önünde bulundurarak, adil bir şekilde yapılacağı umulmaktadır. Read the full article
0 notes
rastgeleticaret · 2 years ago
Text
SGK'dan RESMİ AÇIKLAMA geldi! Sigorta girişi olanlara en az 4 bin 895 TL ödeme yapılacak! İşte tüm ayrıntılar
Milyonlarca kişiyi yakından ilgilendiren o aylıklara da zam geldi. Asgari ücret, memur ve emekli zammının ardından hayatını kaybeden sigortalıların geride bıraktıkları hak sahipleri için de asgari aylıklar belli oldu. En az 4 bin 895 TL olacak. İşte tüm ayrıntılar… Yeni yıl zamları ile birlikte bir çok ödenekte zamlandı. Memur, emekli ve asgari ücret zammıyla birlikte hayatını kaybedenlerin hak…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
memurlarsoruyor · 4 years ago
Photo
Tumblr media
Sürekli Görevle Yurt Dışında Bulunan Memurlara Ödenecek Aylıklara İlişkin Kararda Değişiklik CUMHURBAŞKANI KARARI Karar Sayısı: 2758 Ekli "Sürekli Görevle Yurt Dışında Bulunan Memurlara Ödenecek Aylıklara İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar"m yürürlüğe konulmasına, 657 sayılı
0 notes
pusancatholic · 2 years ago
Text
Cemevlerine yönelik düzenlemeleri de içeren teklif kabul edildi
Cemevlerine yönelik düzenlemeleri de içeren teklif kabul edildi
HAK SAHİPLERİNE AYLIK BAĞLANACAK Kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucunda ölen sigortalının, genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve prime ilişkin her türlü borçları terkin edilecek ve ölüm tarihinde sigortalıya ilişkin şartlar aranmadan hak sahiplerine aylık bağlanacak. Bu şekilde bağlanan aylıklara ilişkin primlerin eksik…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
haberceptenet · 2 years ago
Text
“Vakıf Üniversitelerindeki Sömürüyle Mücadele Etmeye Devam Edeceğiz!”
Tumblr media Tumblr media
“Vakıf Üniversitelerindeki Sömürüyle Mücadele Etmeye Devam Edeceğiz!” Eğitim Sen, vakıf üniversitelerinde sömürü iddialarını gündeme getirdi. Eğitim Sen, tarafından yapılan açıklamada, “Bilindiği gibi 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun ek 8. maddesine 7243 sayılı Kanun���un 11. maddesiyle “Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez. Bu fıkra kapsamında Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen emsal ücretin hesaplanmasında ilgili mevzuat uyarınca aylıklara ilişkin hükümlerin uygulandığı kadroya bağlı ödemeler dikkate alınır.” hükmü eklenmiş olup söz konusu hüküm Kanun’un Resmî Gazete ‘de yayımlandığı 17.04.2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu karar yürürlüğe gireli iki yılı geçmiş olmasına rağmen halen nasıl uygulanacağı konusu belirsizliğini korumaktadır. Bu konuyu biraz sadeleştirmeye ve ortadaki kafa karışıklığını gidermeye ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz. Başka bir ifadeyle ücretlerin nasıl eşitleneceği hala belirsizliğini korumaktadır. “Eşit işe eşit ücret” talebinin brütten mi, yoksa netten mi yerine getirileceği konusu bazı vakıf üniversitelerinde tartışma konusu olarak devam etmektedir. Temmuz 2022 tarihi itibarıyla bir devlet üniversitesinde çalışan akademisyen aylıklarını unvanlarına göre net üzerinden sıralayacak olursak, 2
Profesör Maaşı 
1-4 yıl arası (yeni profesör) Prof. Dr. 22.620,00 TL, 4 yıl ve üzeri Prof. Dr. 24.433,00 TL
Doçent Maaşı 
Ödemeye esası birinci dereceden olan Doç. Dr. 18.882,00 TL,  ödemeye esas derecesi iki ve daha küçük olan Doç. Dr. 16.400,00 TL
Doktor Öğretim Üyesi Maaşı 
Dr. Öğretim Üyeleri 16.068,00 TL, Öğretim Görevlileri 14.800,00 TL ve Araştırma Görevlileri ise 14.470,00 TL almaktadır. Bu ücretler ilgili öğretim elamanları için verilebilecek en az ücret olup “Aile Yardımı, Çocuk Yardımı, Yabancı Dil Tazminatı, Engellilik İndirimi ve Akademik Teşvik” gibi ödemeler bu miktarlara ilave edilmelidir. 17 Nisan 2020 tarihli düzenlemeye göre ücret eşitlemesinin net üzerinden olacağı çok açıktır. Nitekim İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin 27.01.2022 tarihli ve 2021/1640 E. 2022/155 K. Numaralı kesinleşmiş kararı da ücretlerin net üzerinden eşitlenmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Yükseköğretim Kanununun ek 8. Maddesi ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin kesinleşmiş kararı bu kadar netken, bu düzenlemeye uymayan, ayak direyen vakıf üniversiteleri bulunmaktadır. Diğer taraftan, YÖK’ün 21.07.2022 tarihli duyurusunda YÖK’ün 9 vakıf yükseköğretim kurumuna yönelik başlattığı “incelemenin Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı tarafından tamamlandığı” belirtilerek, “İnceleme raporlarında yer alan tespitlerde; bazı vakıf yükseköğretim kurumlarının kanunda açık düzenleme olmasına karşın görev yapan öğretim elemanlarına ödenen ücretlerde devlet üniversitelerindeki ücret artışının gözetilmediği ya da ücret artışının sözleşme tarihleri bahane edilerek ilgili dönemlerde yapılmadığı anlaşılmıştır” denilmektedir. YÖK’ün kamuoyuna yaptığı duyuruda hangi üniversitelerde ücret eşitlemesinin yapılmadığı, incelemeye tabi tutulan dokuz vakıf üniversitesinin hangi üniversiteler olduğu ve haklarında  nasıl bir cezai işlemin yapılacağı da  net bir şekilde kamuoyuna açıklanmamıştır.
Eğitim Sen Vakıf Üniversiteleri Hakkında İddialarda Bulundu
YÖK’ün 21.07.2022 tarihli yaptığı duyurudaki muğlaklık giderilmelidir. İncelemenin yapıldığı dokuz vakıf üniversitesinin isimleri kamuoyuna açıklanmalıdır. Vakıf üniversiteleri bu anlamda daha sıkı denetlenmeli, yeni düzenlemeye karşı ayak direyen vakıf üniversitelerinin düzenlemeye uygun davranması sağlanmalıdır. Vakıf üniversitesindeki eğitim ve bilim emekçileri, devlet üniversitesindeki eğitim ve bilim emekçileri ile aynı işi yapmaktadır. Vakıf üniversitelerindeki eğitim ve bilim emekçilerinin mali, özlük ve demokratik hakları zaman geçirilmeksizin kendilerine verilimelidir. Bizler, Eğitim Sen Ankara 5 Nolu Üniversiteler Şubesi, Eğitim Sen İzmir 3 Nolu Üniversiteler Şubesi ve Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi olarak; vakıf üniversitelerinde çalışan bilim emekçilerinin mali, özlük ve demokratik haklarının kar hırsına kurban edilmesine, bu sömürü düzenine karşı birlikte mücadele etmeye ve sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
0 notes
saglikagi · 3 years ago
Text
3600 Ek Gösterge Araştırması Sonuçlandı... Maaş Kesintileri Artacak mı? İşte Ek Gösterge ve Sonuçları https://saglikagi.net/3600-ek-gosterge-arastirmasi-sonuclandi-maas-kesintileri-artacak-mi-iste-ek-gosterge-ve-sonuclari/?feed_id=19670
0 notes
haber71net · 1 year ago
Link
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Kırıkkale Başkanı Zekeriya Aytekin, en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine yükseltilmesi ve aylıklara seyyanen iyileştirme yapılması gerektiğini belirtti. ... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
soxyencadi · 3 years ago
Text
Paralar hesaplara yatırılıyor! Aylıklara zam geldi!
Paralar hesaplara yatırılıyor! Aylıklara zam geldi!
Gelen bir son dakika haberine göre Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Ocak ayında memur maaş katsayısına yapılan düzenlemeden sonra sosyal hizmet modelleri kapsamındaki ödemelerin de artırıldığını duyurdu. Bakan yaptığı açıklamasında evde bakım yardımının 2 bin 354 TL’ye, yüzde 70 ve üzeri engelli aylığının 1.298 TL’ye, 40-69 arası engelli aylığının 865 TL’ye ve yaşlılık aylığının 1.084…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
muhalifses · 4 years ago
Photo
Tumblr media
Aylıklara 500 TL zam yapıldı
0 notes
zekiyuncuoglu · 4 years ago
Photo
Tumblr media
BOZULAN BİR ÇAYDANLIK ÜZERİNDEN ACI GERÇEKLER, GÖNDERMELER, KUŞKU DOLU BEKLENTİLER❓ Maaşlar 1600-1700 Aralığında iken daha 3 yıl olmadı sanırım 150 Tl'ye Satın Aldığım Elektrikli Çaycı arıza yaptı, servise götürdüm 200 Tl masraf olacağını bildirdiler. Niye Yenisi kaç lira olmuş acaba diye baktım 460 Tl olmuş. Eeen dövize ve dolayısı ile patronları deyyusa endeksli ne yok ki; o zaman dolar 3,küsür'lerdeydi!? PEKİ GELİR NE KADAR ARTMIŞ⁉️ Söylemeye, Yazmaya Ne Gerek❗ (Yandaş Holdingler, Kişiler, Cemaatlar Nereden Nereye Gelmiş Onu da Yazmıyorum, Herkes Yazıyor) Ben, bu hükümetin ne zaman aylıklara her 100 lira artış yaptıysa, daha maaşları ödemeden en az 200 den başlayıp 3 ay içerisinde 400 tl zamlarla fazlasını almadığını görmedim; GÖREN VAR MI⁉️ Yani hükumet bugün asgari maaş ve emekliye 1000 tl artış yapsa bile inanmıyor, Güvenmiyoruz, ta ki; gelir gider dengesi reformları yapana, Türk vatandaşının gelir hakkını adeta üzerlerine kuma, metres tutmayı bırakıp yedirmeyene kadar❗ Bugün de aşı ile ilgili sorulan soruya sayın devletin baş idarecisi; "ben sağlık konusunu bilmem, benim alanım Ekonomi" demişti... Damat bey de hazine bakanıyken daha 3 ay evvel, doların yükselişi ile ilgili tepkilere karşılık; "sanki maaşlarını dolarla alıyorlar" gibisinden laflar etmişti Tv.de şahsına özel sözde parlatma röportajında... Yani ne diyeceğimi bilemedim de ama Keşke dövize endeksli olsaymış ya? Bu bizimle akıl oyunu mu, dalga geçmek mi çözülmez bir düğüm❗ Keşke sayın başkanın alanı ekonomi olmasaymış ve keşke damadı, ailesi devlet işlerinin can damarlarında gerek vekil, gerek bakan ve gerekse ticari yoğunluklu büyük meblağların hareket ettiği dernek vakıf gibi kurum, kuruluş baş ve içlerinde yada uzaktan kumanda ile bir puzzelın parçaları gibi bulunmasalardı⁉️ KEŞKE❗❗❗ #ZekiYÜNCÜOĞLU☣ #KÖKTÜRÜG_MANAS🌀 #KADİM_KÖKTUĞ_ATANMIŞLARI🌀 https://www.instagram.com/p/CJO9bWxhH-o/?igshid=35d36i5i6vxh
0 notes
memurlarsoruyor · 5 years ago
Photo
Tumblr media
Sürekli Görevle Yurt Dışında Bulunan Memurlara Ödenecek Aylıklarda değişiklik yapıldı Sürekli Görevle Yurt Dışında Bulunan Memurlara Ödenecek Aylıklara İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Karar Sayısı: 1546)
0 notes