#Görevle
Explore tagged Tumblr posts
yasamsallik · 2 months ago
Text
Tumblr media
VAZGEÇME
İzin verme gün bitmesin
sen biraz büyümeden,
mutlu olmadan,
düşlerin çoğalmadan.
İzin verme cesaretinin kırılmasına.
Neredeyse bir görev olan
kendini ifade etme hakkının
elinden alınmasına.
Hayatını olağanüstü bir şeye çevirme arzundan
vazgeçme asla.
Vazgeçme
dünyayı değiştirebilecek
sözcüklere ve şiirlere inanmaktan.
Ne olursa olsun
özümüz bozulmamış ki.
Bizler tutku dolu varlıklarız.
Hayatsa bir çöl ve vaha.
Bizi yerle bir eder, canımızı yakar,
bize öğretir, bizi kendi hikâyemizin
baş kahramanı yapar.
Rüzgar karşıdan esse bile ki
o güçlü esmeye devam eder:
bir mısra ile katkıda
bulunabilirsin bir kıtaya.
Hayal kurmaktan vazgeçme asla,
çünkü insan özgürdür rüyalarında.
Düşme hataların en kötüsüne: sessizliğe.
Ço��u insan korkutucu
bir sessizlik içinde yaşar.
Sakın pes etme.
Kaç hemen.
“Salıyorum çığlıklarımı
bu dünyanın çatılarından”,
diyor şair.
Değer ver
basit şeylerin güzelliğine.
Küçük şeyler hakkında
güzel şiirler yazılabilir
ama kürek çekemeyiz
kendimize karşı.
Tadını çıkar
önünde bir hayat olmasının
neden olduğu paniğin.
Bu hayatı cehenneme çevirir.
Sıradanlık olmadan
yoğun bir şekilde yaşa.
Geleceğin senin olduğunu düşün
ve yüzleş bu görevle
korkmadan ve gururla.
Sana öğretebileceklerden ders al.
Bizden önce gelenlerin deneyimleri,
bu dünyadan geçmiş şairlerimizden geldi;
onlar yaşamda yardımcı olurlar yürümene.
Bugünün toplumu biziz: “Yaşayan şairler”.
Sakın geçmesine izin verme hayatın
sen onu yaşamadan…
Çeviri: Bahar Hamaloglu
NO TE DETENGAS.
No dejes que
termine el día sin haber crecido un poco,
sin haber sido feliz, sin haber
aumentado tus sueños.
No te dejes vencer por el desaliento.
No permitas que nadie te quite el
derecho a expresarte,
que es casi un deber.
No abandones las ansias de hacer de
tu vida algo extraordinario.
No dejes de creer que las palabras y
las poesías
sí pueden cambiar el mundo.
Pase lo que pase nuestra esencia está
intacta.
Somos seres llenos de pasión.
La vida es desierto y oasis.
Nos derriba, nos lastima,
nos enseña,
nos convierte en protagonistas
de nuestra propia historia.
Aunque el viento sople en contra,
la poderosa obra continúa:
Tu puedes aportar una estrofa.
No dejes nunca de soñar,
porque en sueños es libre el hombre.
No caigas en el peor de los errores:
el silencio.
La mayoría vive en un silencio
espantoso.
No te resignes.
Huye.
“Emito mis alaridos por los
techos de este mundo”,
dice el poeta.
Valora la belleza de las cosas
simples.
Se puede hacer bella poesía sobre pequeñas
cosas,
pero no podemos remar en contra de
nosotros mismos.
Eso transforma la vida en un
infierno.
Disfruta del pánico que te provoca
tener la vida por delante.
Vívela intensamente,
sin mediocridad.
Piensa que en ti está el futuro
y encara la tarea con orgullo y sin
miedo.
Aprende de quienes puedan enseñarte.
Las experiencias de quienes nos
precedieron
de nuestros “poetas
muertos”,
te ayudan a caminar por la vida
La sociedad de hoy somos nosotros:
Los “poetas vivos”.
No permitas que la vida te pase a ti
sin que la vivas …
WALT WHITMAN
43 notes · View notes
suzmemercimek · 1 month ago
Text
Tumblr media
Pazar
Güzel bir kahvaltı, hasta yeğen görmece, çamaşır yıkama ve bir fincan kahve ile kitabı bitirip biraz ders çalışmak. Verimli değil ama keyifli bir pazar.
A man on the inside bu ara izlediğim keyifli dizilerden biri. Yaşlı komedilerini seviyorum. Özellikle de yaşlılara da odaklandıysa. Bu dizi de bir huzurevine gizli görevle giren adamın hikayesi. Pazar günü arka arkaya izlenip bitirilir bence.
Kısa özet ve önerimizi yaptıysak müsaadenizle kadehimi kaldırıyorum. Var olun Romalılar!
9 notes · View notes
dolunay66 · 1 year ago
Text
SAHTE KARAKOL
1950'li yıllarda Sirkeci Emniyet Amirliği'nde görevli üç polis memuru emekli olurlar. Emekli olurlar ama geçim kaygısına da düşerler. Yaşları da henüz genç olduğundan bir iş yapma konusunda kafa yorarlar. Şu işi yapalım, yok bu işi yapalım derler ama bir baltaya sap olamazlar. Derken içlerinden biri bir düşünce atar ortaya : "Karakol kuralım !.."
Ölçerler, biçerler, şu içinde bulunduğumuz karakol binasını kiralarlar. Daha önceden Sirkeci Emniyet Amirliği'nde görev yaptıklarından ve çevrede tanındıklarından bu bölgeyi seçerler. Tabelacıya gidip "Küçükpazar Karakolu" yazan tabelayı yaptırır, binaya asarlar. Üç kafadar emekli, masaydı, sandalyeydi, daktiloydu, dosyaydı, kağıttı, stampaydı, mühürdü, bir karakolda bulunması gereken bütün iaşeyi alıp karakolu tefriş ederler. Türkiye'nin, ne Türkiye'si herhalde dünyanın ilk özel karakolunu hizmete açarlar!.. Karakol hizmete açılınca da bölge esnafından haraçlarını toplamaya eskisi gibi sürdürürler.. O sırada da Sirkeci Emniyet Amiri değiştiğinden bölgede Küçükpazar Karakolu diye bir karakol var mı yok mu bilmemektedir..
Bu arada, normal bir karakol hangi görevleri yapıyorsa sahte karakolda da aynı işler normal seyrinde yapılmaktadır. Vukuat işlerini de tabii.. Uygun bir fırsat kollayıp yeni göreve gelen Sirkeci Emniyet Amiri'ne de bir kutu çikolatayla "Hoşgeldin"e bile giden üç kafadar, memur azlığından yakınıp takviye memur talep ederler. Sirkeci Emniyet Amiri de, "Bende memur çok, birkaçını sizde görevlendirelim" diyerek Küçükpazar Karakolu'nun emrine üç polis memurunu verir. Böylece bir karakolda olması gereken tüm düzenek kurulmuş olur. Suçlular adliyeye götürülmekte, evraklar gelmekte, evraklar gitmekte, yazışmalar dosyalanmakta, suçüstüler yapılmaktadır. Bildiğiniz karakol gibi yani!..
İşler o kadar aksamadan ve mevzuata uygun yürümektedir ki, izin programları bile oluşturulmakta ama karakolun "kurucu" üç memurundan ikisi izne ayrılırsa biri işler karışmasın diye muhakkak karakolda kalmaktadır..
İki memurun yine yıllık izin kullandıkları bir gün, nöbetçi kalan memurun bir yakını vefat edince, o da iki üç günlüğüne memleketine gitmek zorunda kalır. Aynı günlerde de Sirkeci Emniyet Amirliği'nden bir memur geçici görevle Küçükpazar Karakolu'na gönderilir. Bu memur daha önce İl Emniyet Müdürlüğü'nde karakolların kömür dağıtım işini yaptığından hemen tüm karakolları ezbere bildiğinden, Küçükpazar Karakolu diye bir karakolda görevlendirilince şaşırır. Karakoldaki diğer memurların da pek bir şey bildikleri yoktur. Bu arada kış da yaklaştığından kömür dağıtım işinin bittiğini de bilmektedir. Oysa Küçükpazar Karakolu'na henüz kömür filan gelmemiştir. Bir gün kendine iş edinir, "Herkesin karakolunun kömürü geldi de bizimkine niye gelmiyor ?" diye meraklanıp Emniyet Müdürlüğü'nün kömür dağıtım bölümünde eski arkadaşlarının yanına gider..
"Yahu arkadaş, herkesin karakoluna kömür verdiniz de bizim karakola niye vermiyorsunuz ?.."
"-Sizin karakol neresi ?"
"Küçükpazar Karakolu."
"-Ne yanda bu karakol ?"
"Unkapanı'nda.."
"-Cık, biz öyle bir karakol bilmiyoruz !.."
"Hemşehrim nasıl olur, binası var, memurları var, ben orada görev yapıyorum.."
Karakol listeleri çıkarılır, ama böyle bir karakolun izine rastlanmaz. Yine de eski arkadaşlarının elini boş göndermez, kömür verirler. Kömürün geldiği gün, karakolun kurucusu üç memur da izinden dönmüş, ekmek tekneleri karakolda göreve başlamışlardır..
"Ne var ne yok arkadaşlar ?.."
"-İyi, ne olsun.."
"Biz yokken ne yaptınız ?"
"-Kömür aldık.."
"Ne kömürü ?.."
Üç kafadar, karakolun elektrik, su ve kömür giderlerini kendi ceplerinden karşıladıkları için kafalarında bir şimşek çakar.. Üçü de şaşkın, sararmış bir yüzle birbirlerine bakakalırlar. Ama yapacakları bir şey de yoktur. Kömürü geri de gönderemezler. Olanı biteni gözleyen ve kömürü temin eden işgüzar memur, ertesi gün yanına bir arkadaşını da alıp Sirkeci Emniyet Amiri'ne gider. Olup biteni amire anlatırlar.
Tumblr media
Emniyet Amiri, yanına iki polis memurunu da alıp İstanbul Emniyet Müdürü'nün huzuruna çıkar. Olayı anlatır. Zamanın Emniyet Müdürü gün görmüş uyanık bir adamdır. Su bastı, sel oldu gibisinden bir yazı yazdırıp Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü'nden Küçükpazar Karakolu'nun demirbaş dökümünü ister. Kısa bir süre sonra Genel Müdürlükten "Böyle bir karakolumuz yoktur" yanıtı gelir. Emniyet Müdürü ildeki bütün şube müdürlerini çağırtır, olayı özetler ve hep birlikte Küçükpazar Karakolu'nun yolunu tutarlar. Karakoldaki tüm memurlar da haberdar edilmiştir. Emniyet Müdürü memurları şube müdürlerinin önünde sorguya çeker..
"Sen kaç yıldır bu karakoldasın ?"
"Sen kaç yıldır görev yapıyorsun ?"
Ayrıla ayrıla geriye karakolu kuran üç eski memur kalır..
"Siz geldiğinizde bu karakol var mıydı ?"
Biraz kem kümden sonra karakol kurucusu üç memur da konuşmaya başlar.
"-Valla müdürüm emekli olduktan sonra bir iş kuramadık, aklımıza karakol kurmak geldi, biz de kurduk.."
Müdür öyküyü dinledikten sonra, "tamam tamam" der ve ekler : "bu olayı hiçbir zaman, hiçbir yerde anlatmayacaksınız ve derhal İstanbul'u terk edip, ailenizle birlikte izinizi kaybettireceksiniz.."
Sonra da şube müdürlerine dönerek şu talimatı verir : "Bu karakol bugünden itibaren yasal hale gelecek. Ankara'ya bir yazı yazın, su baskını, sel filan bir şeyler uydurun.."
Sahte olarak kurulan Küçükpazar Karakolu yasal hale büründükten sonra yıllarca hizmet verir!..
#Cumhuriyet Gazetesi 11 Aralık 2016
38 notes · View notes
istanbul7tepe · 4 months ago
Text
SAHTE KARAKOL
1950'li yıllarda Sirkeci Emniyet Amirliği'nde görevli üç polis memuru emekli olurlar. Emekli olurlar ama geçim kaygısına da düşerler.
Yaşları da henüz genç olduğundan bir iş yapma konusunda kafa yorarlar.
Şu işi yapalım, yok bu işi yapalım derler ama bir baltaya sap olamazlar.
Derken içlerinden biri bir düşünce atar ortaya: "Karakol kuralım !.."😲
Ölçerler, biçerler, şu içinde bulunduğumuz karakol binasını kiralarlar.
Daha önceden Sirkeci Emniyet Amirliği'nde görev yaptıklarından ve çevrede tanındıklarından bu bölgeyi seçerler. Tabelacıya gidip "Küçükpazar Karakolu" yazan tabelayı yaptırır, binaya asarlar.
Üç kafadar emekli, masaydı, sandalyeydi, daktiloydu, dosyaydı, kağıttı, stampaydı, mühürdü, bir karakolda bulunması gereken bütün iaşeyi alıp karakolu tefriş ederler. Türkiye'nin, ne Türkiye'si herhalde dünyanın ilk özel karakolunu hizmete açarlar!.. 😅
Karakol hizmete açılınca da bölge esnafından haraçlarını toplamaya eskisi gibi sürdürürler.. O sırada da Sirkeci Emniyet Amiri değiştiğinden bölgede Küçükpazar Karakolu diye bir karakol var mı yok mu bilmemektedir..
Bu arada, normal bir karakol hangi görevleri yapıyorsa sahte karakolda da aynı işler normal seyrinde yapılmaktadır. Vukuat işlerini de tabii.. Uygun bir fırsat kollayıp yeni göreve gelen Sirkeci Emniyet Amiri'ne de bir kutu çikolatayla "Hoşgeldin"e bile giden üç kafadar, memur azlığından yakınıp takviye memur talep ederler. Sirkeci Emniyet Amiri de, "Bende memur çok, birkaçını sizde görevlendirelim" diyerek Küçükpazar Karakolu'nun emrine üç polis memurunu verir. Böylece bir karakolda olması gereken tüm düzenek kurulmuş olur. Suçlular adliyeye götürülmekte, evraklar gelmekte, evraklar gitmekte, yazışmalar dosyalanmakta, suçüstüler yapılmaktadır. Bildiğiniz karakol gibi yani!..
İşler o kadar aksamadan ve mevzuata uygun yürümektedir ki, izin programları bile oluşturulmakta ama karakolun "kurucu" üç memurundan ikisi izne ayrılırsa biri işler karışmasın diye muhakkak karakolda kalmaktadır..
İki memurun yine yıllık izin kullandıkları bir gün, nöbetçi kalan memurun bir yakını vefat edince, o da iki üç günlüğüne memleketine gitmek zorunda kalır. Aynı günlerde de Sirkeci Emniyet Amirliği'nden bir memur geçici görevle Küçükpazar Karakolu'na gönderilir. Bu memur daha önce İl Emniyet Müdürlüğü'nde karakolların kömür dağıtım işini yaptığından hemen tüm karakolları ezbere bildiğinden, Küçükpazar Karakolu diye bir karakolda görevlendirilince şaşırır. Karakoldaki diğer memurların da pek bir şey bildikleri yoktur. Bu arada kış da yaklaştığından kömür dağıtım işinin bittiğini de bilmektedir. Oysa Küçükpazar Karakolu'na henüz kömür filan gelmemiştir. Bir gün kendine iş edinir, "Herkesin karakolunun kömürü geldi de bizimkine niye gelmiyor ?" diye meraklanıp Emniyet Müdürlüğü'nün kömür dağıtım bölümünde eski arkadaşlarının yanına gider..
"Yahu arkadaş, herkesin karakoluna kömür verdiniz de bizim karakola niye vermiyorsunuz ?.."
"-Sizin karakol neresi ?"
"Küçükpazar Karakolu."
"-Ne yanda bu karakol ?"
"Unkapanı'nda.."
"-Cık, biz öyle bir karakol bilmiyoruz !.."
"Hemşehrim nasıl olur, binası var, memurları var, ben orada görev yapıyorum.."
Karakol listeleri çıkarılır, ama böyle bir karakolun izine rastlanmaz. Yine de eski arkadaşlarının elini boş göndermez, kömür verirler. Kömürün geldiği gün, karakolun kurucusu üç memur da izinden dönmüş, ekmek tekneleri karakolda göreve başlamışlardır..
"Ne var ne yok arkadaşlar ?.."
"-İyi, ne olsun.."
"Biz yokken ne yaptınız ?"
"-Kömür aldık.."
"Ne kömürü ?..". Üç kafadar, karakolun elektrik, su ve kömür giderlerini kendi ceplerinden karşıladıkları için kafalarında bir şimşek çakar.. Üçü de şaşkın, sararmış bir yüzle birbirlerine bakakalırlar. Ama yapacakları bir şey de yoktur. Kömürü geri de gönderemezler. Olanı biteni gözleyen ve kömürü temin eden işgüzar memur, ertesi gün yanına bir arkadaşını da alıp Sirkeci Emniyet Amiri'ne gider. Olup biteni amire anlatırlar.
Emniyet Amiri, yanına iki polis memurunu da alıp İstanbul Emniyet Müdürü'nün huzuruna çıkar. Olayı anlatır. Zamanın Emniyet Müdürü gün görmüş uyanık bir adamdır. Su bastı, sel oldu gibisinden bir yazı yazdırıp Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü'nden Küçükpazar Karakolu'nun demirbaş dökümünü ister. Kısa bir süre sonra Genel Müdürlükten "Böyle bir karakolumuz yoktur" yanıtı gelir. Emniyet Müdürü ildeki bütün şube müdürlerini çağırtır, olayı özetler ve hep birlikte Küçükpazar Karakolu'nun yolunu tutarlar. Karakoldaki tüm memurlar da haberdar edilmiştir. Emniyet Müdürü memurları şube müdürlerinin önünde sorguya çeker..
"Sen kaç yıldır bu karakoldasın ?"
"Sen kaç yıldır görev yapıyorsun ?"
Ayrıla ayrıla geriye karakolu kuran üç eski memur kalır..
"Siz geldiğinizde bu karakol var mıydı ?"
Biraz kem kümden sonra karakol kurucusu üç memur da konuşmaya başlar.
"-Valla müdürüm emekli olduktan sonra bir iş kuramadık, aklımıza karakol kurmak geldi, biz de kurduk.."
Müdür öyküyü dinledikten sonra, "tamam tamam" der ve ekler : "bu olayı hiçbir zaman, hiçbir yerde anlatmayacaksınız ve derhal İstanbul'u terk edip, ailenizle birlikte izinizi kaybettireceksiniz.."
Sonra da şube müdürlerine dönerek şu talimatı verir : "Bu karakol bugünden itibaren yasal hale gelecek. Ankara'ya bir yazı yazın, su baskını, sel filan bir şeyler uydurun.."
Sahte olarak kurulan Küçükpazar Karakolu yasal hale büründükten sonra yıllarca hizmet verir!..
5 notes · View notes
monarosa41 · 5 months ago
Text
Tumblr media
“Zamanımızın oldukça önemli bölümünü çalışarak, çalışarak tükettğimiz gücü geri toplayarak veya iş bulmak, işe hazırlanmak ve tutunmak adına gerekli olan binlerce mecburi görevle meşgul olarak harcadığımızı göz önünde bulundurunca, vaktimizin ne kadarının gerçekten bize ait olduğunu söylemek giderek zorlaşıyor.”
“Yani sonuç olarak çok fazla çalıştığımız için, tüm hayatımız işten ibaret bir hal alıyor ve iş denilen kavram bir probleme dönüşüyor.”
Tumblr media
2 notes · View notes
venaamoris1 · 7 months ago
Text
İnsanlar beni çok ciddiye alıyor ya bu durum iyice can sıkıcı bir hal almaya başladı. Ayol ben bu hayata makara yapmak gibi ulvi bir görevle gönderilmişim. En ciddi anda bile kafamda 80 ayrı şaka dönüyor iç sesim kahkaha atıyor kendi kendine. İroniden başka bir şey bilmiyorum ben. Lütfen beni kocaman (1.50) bir şaka makinesi olarak görün artık 😔
2 notes · View notes
mistikyol · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
KİTAP OKUYAN PERİLERDEN BİRİNİ SEÇ! SEÇTİĞİN PERİ KİTABINDAN SANA BİR MESAJ OKUYACAK. MESAJI DUYMAK İSTER MİSİN?
BİRİNCİ PERİNİN MESAJI: MUCİZELERE İNANDIĞIN İÇİN KAPALI KAPILAR DA SANA AÇILACAK! Sendeki en büyük değişim hayatın içindeki gizli küçük güzellikleri keşfetmek ve bunların keyfini çıkarmak. Geçmişe takılı kalan zihnin artık anın içinde daha çok kalabiliyor. Bu değişim sende farklı bir enerjinin açığa çıkmasını sağladı. Artık kalpten inandığın her şeyi mümkün kılacak mucizeler dünyasında yaşıyorsun. Bu demektir ki senin için kapalı hiçbir kapı yok ve senin için EĞER Kİ İSTERSEN HER ŞEY MÜMKÜN!
İKİNCİ PERİNİN MESAJI: RUHSAL DÜNYANIN DESTEĞİNİ ALIYORSUN! Ruhsal konulara duyduğun ilgideki artış ve bu konuların sırlarının senin bilincine açılması sende büyük bir değişim başlattı. Artık gündelik dünyanın karmaşasından eskisi kadar etki almıyorsun ve enerjin düşmeden çok daha güçlü durabiliyorsun. Bu durum titreşiminin yükseldiğinin bir göstergesi. Artık ruhsal dünyadan gelen destekle birlikte kalbinden geçirdiğin NİYETLERİNE VE ARZULARINAEN KISA ZANANDA ULAŞMAN MÜMKÜN!
ÜÇÜNCÜ PERİNİN MESAJI: İLHAM PERİLERİ SENİNLE İLETİŞİME GEÇİYOR! İlham evrendeki en gizemli ve en güzel enerjilerden biridir ve şu anda sana her yerden bu frekansa ait bilgiler yağıyor. İster yeni bir işe başlayabilir, ister bir kitap yazabilir, ister içinden geçen o projeye adım atabilirsin. Potansiyelinin ışıl ışıl parlayacağı bu dönemi en güzel şekilde değerlendir. Artık sihirli perilerin ilham veren gücü senin yanında ve HAK ETTİĞİN BAŞARIYA HIZLA ULAŞMAN MÜMKÜN!
DÖRDÜNCÜ PERİNİN MESAJI: RUHUNUN IŞILTISI GÖZ KAMAŞTIRIYOR! Son dönemde farkındalık kazandığın durumlar ve olaylar o kadar güzel bir birikim oluşturdu ki tekamülün büyük hız kazandı. Bu durum fiziksel anlamdan bile fark edilebilen bir güzelliğin tüm enerji alanını kaplamasına neden oluyor. İnsanlığın enerjisini yükseltmeye geldiğinin farkındasın. Bu görevle bağlantılı olarak çalışmaya başlayabilirsin. Enerjine ihtiyacı olan insanlarla buluş ve VARLIĞINLA TÜM DÜNYAYIN TİTREŞİMİNİ YÜKSELTMEYE SEVGİ VERMEYE DEVAM ET!
BEŞİNCİ PERİNİN MESAJI: SEVGİ VE ŞEFKAT SENİ SARIP SARMALIYOR! Tüm ihtiyaçlarının karşılanacağı ve sevgiyle sımsıkı kucaklanacağın bir dönem senin için başlıyor. Korkacak veya endişe duyacak hiçbir şey yok ve sen de artık hayatın sana güzellikler sunacağına güveniyorsun. Sevgi ve şefkat senin ruhsal güçlerin. Elini uzattığın tüm canlılar şifalanıyor ve güçleniyor. Sen bazen yorgun hissetsen de bil ki aslında tüm bu güzel davranışlarının getirdiği olumlu karma ile HAYAT SANA SENİN GÜZELLİĞİNİ YANSITACAK VE İSTEKLERİNE KAVUŞACAKSIN!
ALTINCI PERİNİN MESAJI: DEĞİŞİMLERİ KABUL EDECEK CESARETE SAHİPSİN! Belki hayata bakış açın, belki fiziksel dünyada yaşadığın mekan, belki görüştüğün insanlar ama bu dönemde hayatında önemli değişiklikler seni bekliyor. Geçmişte bir zaman bu değişim için niyette bulunmuş olabilirsin ve o zamanki niyetin şimdi hayata geçiyor. Alışıldık olandan uzaklaşmak seni endişelendirmesin. Tam tersine bu değişimlerden heyecan duy ve cesaretle onları kucakla. Attığın adımların RUHSAL DÜNYA TARAFINDAN ÖDÜLLENDİRİLECEĞİNDEN EMİN OLABİLİRSİN!
mistikyol #mistikyolyoutube #perilerdenmesaj #perilerdenbiriniseç #ruhsalmesaj #ruhsalgelişim #kişiselgelişim #çekimyasası #olumlama #meditasyon #didemçiloğlu #cemçiloğlu
2 notes · View notes
beyzben · 1 year ago
Text
şu saçmasapan işi o kadar yapmak istemiyorum ki her çalışmam gerektiğinde aklıma geldiği için çalışmaktan kaçıyorum. yapmayı çok istediğim heveslendiğim işlerimi de yapmamış oluyorum. ömrümden ömür götürdü yahu bu sorumsuz insan hissi. insanların "sevmediğin bir işte çalışmak" derken ne demek istediğini verilen tek bir görevle anlamış oldum. o kadar da basit bir şey ki aslında. bu gece bu işi bitirecek ve bir daha üzerime böyle bir görev yüklenemeyeceğinden emin olacağım. erteledikçe daha zorlaşıyor çünkü başına oturmak.
3 notes · View notes
thenobles13 · 2 years ago
Text
Yeraltı Sırları: Ölüler-Tanıtım
Hilal, yeraltında bulunan bir üs olarak oldukça gizemli ve özel bir yerdir. Burada görev yapacak olan kişiler, önceki hayatlarından tamamen vazgeçip yeni bir kimlikle buraya adım atarlar. Bu kişiler, ölümden önce ölmüş gibi kabul edilirler ve aileleri tarafından da artık ölü kabul edilirler.
Hilal'de farklı bölümler bulunur ve burada görev yapacak olan kişiler, bölümlerine göre özel eğitimlerden geçerler. Gözcüler, suskunlar, değişkenler gibi farklı bölümler bulunur ve her birinin eğitimi oldukça ağırdır. Bu eğitimlerde, kişilerin farklı becerileri ve yetenekleri geliştirilir ve Hilal'deki görevle için en iyi şekilde hazırlanırlar
2 notes · View notes
gundembuca · 6 days ago
Text
Bahadır Altınkeser En Başarılı Meclis Üyesi Ödülü
Tumblr media
Altın Üzüm Ödülleri: En Başarılı Meclis Üyesi Ödülü Bahadır Altınkeser’e 2. Altın Üzüm Ödül Töreni, 2024 yılı boyunca siyasette, iş dünyasında ve topluma değer katan birçok alanda başarılı isimleri ödüllendirdi. Bu kapsamda, 2024 Yılı En Başarılı Meclis Üyesi Ödülü, çalışkanlığı, azmi ve halkın gönlünde taht kuran çalışmalarıyla dikkat çeken MHP’li Bahadır Altınkeser’e verildi. Bahadır Altınkeser: İkinci Kez Ödül Sahibi Geçtiğimiz yıl “En Çalışkan Siyasetçi” ödülünü kazanan Bahadır Altınkeser, 2024 yerel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nden İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi seçildi. Altınkeser, aldığı ödülü sonuna kadar hak eden bir isim oldu Ödül Takdimi Bahadır Altınkeser’e ödülünü takdim etmek üzere sahneye ilahi sanatçısı Murat Anlar davet edildi. Töreni sunan Özlem Yıldız ve Hikmet Durmuş, geceye renk katan katılımcılara teşekkür ederek Bahadır Altınkeser’i sahneye alkışlarla davet etti. https://www.youtube.com/watch?v=XI9vzVXvSr0 Bahadır Altınkeser ’den Teşekkür “Bu kadar güzel insanı bir salona toplayan ve bizleri sahnede onurlandıran Gündem Ege ve Gündem Buca ailesine, başta Bülent Kökten olmak üzere tüm ekibe sonsuz teşekkürler. Siyaset zor bir iş; Buca’da siyaset yapmak ise çok daha zor. Demek ki iyi izler bıraktık, güzel işler yaptık ki üst üste iki yıl bu ödüle layık görüldük. Bu ödülü almamda emeği geçen, iyi ve kötü günde yanımda olan başta aileme ve dava arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum.” dedi Halkın Takdirini Kazanan Bir İsim Bahadır Altınkeser, özellikle Buca’da gerçekleştirdiği çalışmalarla halkın takdirini toplamaya devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi olarak yürüttüğü görevle bölgeye katkı sağlayan Altınkeser, başarılı çalışmaları izmir'in sorunlarını meclis gündemine taşıması ile izmirlilerin sevgisini kazandı
Tumblr media
Bahadır Altınkeser Altın Üzüm Ödülleri’nde 2024 Yılı En Başarılı Meclis Üyesi Ödülü, MHP’li Bahadır Altınkeser’e verildi. Üst üste ikinci kez ödül alan Altınkeser, Buca’da siyasetin zorluklarını aşarak halkın sevgisini kazandı. Ödülü alırken Gündem Ege ve Gündem Buca organizasyonuna teşekkür etti ve bu başarısını ailesine ve dava arkadaşlarına ithaf etti. https://www.youtube.com/watch?v=XI9vzVXvSr0 Read the full article
0 notes
cengish05 · 17 days ago
Text
Vatandaş doktor sayısının artırılmasını istedi
Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde vatandaşlar, ilçe devlet hastanesindeki doktor sayısının artırılmasını talep etti. Kadın doğum doktorunun il sağlık müdürlüğü aracılığıyla ayda bir kez 1 günlük geçici görevle Beytüşşebap Devlet Hastanesine gönderildiğini belirten vatandaşlar, kalıcı doktor istedi. Kadın doğum doktorunun geldiği günlerde yoğunluk yaşandığını anlatan bölge halkı, doktor sayısının…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
elazigsurmanset · 17 days ago
Text
Özgür Özelden Mesaj:“Yargıyı ve Gazetecileri Rahat Bırakın”
Tumblr media
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, gazeteci Özlem Gürses’in gözaltına alınmasına ilişkin sert açıklamalarda bulundu. Özel, yargının siyasallaştırıldığını ve gazetecilere gözdağı verilmeye çalışıldığını belirtti. “Gazetecilere Gözdağı Veriliyor” Özel, iktidarın yargıyı siyasallaştırarak gazeteciler üzerinde baskı kurduğunu ifade etti. Açıklamasında, “İktidarın siyasallaştırdığı yargı, gazetecilere gözaltılarla gözdağı vermeye devam ediyor.” dedi. “Çağrılsa İfadeye Gidecekti” Gazeteci Özlem Gürses’in canlı yayında sarf ettiği ve anlam kaymasına uğradığı belirtilen bir cümle üzerinden lin�� edildiğini söyleyen Özel, bu durumun ardından apar topar gözaltına alınmasının hukuksuz olduğunu savundu. Özel, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Gazeteci Özlem Gürses, canlı yayın şartlarında anlam kaymasına uğradığı belli bir cümle nedeniyle önce linç ettirildi. Şimdi de çağrılsa ifadeye gidecekken, İstanbul’a özel görevle atanan Başsavcının talimatı ile apar topar gözaltına alındı.” “Yargıyı ve Gazetecileri Rahat Bırakın” Gözaltı kararına tepki gösteren CHP Genel Başkanı, hukukun üstünlüğünün hiçe sayıldığını belirtti ve yetkililere çağrıda bulundu: “Bu hukuksuzluğa bir an önce son verin. Yargıyı da gazetecileri de rahat bırakın.” Gazetecilere Yönelik Baskılar Devam Ediyor Özgür Özel’in açıklamaları, Türkiye’de gazetecilere yönelik baskılar konusundaki tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Özlem Gürses’in gözaltına alınması, basın özgürlüğü ve yargının bağımsızlığı konularında eleştirilere yol açtı. Konuya ilişkin kamuoyunun tepkileri büyürken, gazetecilere yönelik uygulamaların demokrasinin temel ilkeleriyle çeliştiği yönündeki eleştiriler giderek artıyor. Read the full article
0 notes
dilgemkarsiyaka · 28 days ago
Text
📢 Ergoterapi ile Hayatınıza Değer Katın! 🌟
Tumblr media
👐 Ergoterapi, bireylerin günlük yaşam aktivitelerini bağımsız bir şekilde sürdürebilmeleri için destek sunan, yaşam kalitesini artıran bir terapi yöntemidir.
🔎 Bu konu hakkında daha fazla bilgi için ilgili makalemizi okuyabilirsiniz.
0 notes
gundemarsivi · 1 month ago
Text
Tumblr media
Sorgulama Zamanı Geldi!
✍🏻 Yılmaz Dikbaş
Büyük Devrimci Mustafa Kemal Atatürk, 13 Eylül 1920 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada milletvekillerine, temel görevlerinin ne olduğunu şöyle ilan etti:
“Efendiler!
Biz bağımsızlığımızı güven altında bulundurabilmek için toptan, milletçe bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşmayı uygun gören insanlarız.”
Değerli Dostlar,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran Büyük Devrimci Atatürk, aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) de kurucu önderiydi.
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 21 Kasım 2024 Cuma günü Ankara’da yargılandığı mahkemede şunları söyledi:
“… Aslında, bu ülkeyi bölmek ve bizleri kendilerine köle yapmak için amansızca çalışan emperyalistlerdi bizim tek düşmanımız!”
Kılıçdaroğlu, Büyük Devrimci Atatürk’ün asıl düşmanın emperyalizm olduğunu işaret ettiği gerçeğini 13 yıllık genel başkanlık döneminden sonra hatırlamıştı!
Ne diyelim, ‘Günaydın Kılıçdaroğlu’ deyip geçelim…
Şimdi asıl sorgulamaya başlayalım.
Günümüz CHP genel başkan ve yardımcıları, partinin MYK üyeleri, Parti Meclisi üyeleri, CHP milletvekilleri, kurucu başkanlarının izinden giderek “bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşmayı uygun görüyoruz” diyebiliyorlar mı?
Eğer bu sözü veremiyorlarsa, o koltuklarda oturma hakları var mı?
Eğer bu sözü veremiyorlarsa, halkımızı ‘Atatürkçü’ maskesiyle, ‘CHP’li’ maskesiyle aldatıp kandıran yalancılardır, sahtekârlardır!
CHP’nin il başkanları, il yönetim kurulu üyeleri, ilçe başkanları, ilçe yönetim kurulu üyeleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, “emperyalizme ve kapitalizme karşı savaşacakları” sözünü veriyorlar mı?
Bu sözü vermeyenler, veremeyenler halkımızı aldatıp kandırarak kişisel çıkarları için yalan söyleyen ahlaksızlardır, düzenbazlardır!
Değerli Dostlar,
Türkiye, Türk milleti dıştan ve içten kuşatma altındadır.
Halkımız bu kuşatmayı yarıp düzlüğe çıkabilmek için, her şeyden önce “Kimin Kim” olduğunu, kimler tarafından kandırılıp emperyalistlere ve kapitalistlere yem olarak sunulduğunu görmek, bilmek zorundadır!
Halkımız bu aşamayı başarıyla aşarsa, gerisi sanılandan çok kolay olacaktır…
Yılmaz Dikbaş
0 notes
birfinansci · 2 months ago
Text
FIFA, Halil Umut Meler'i Önemli Bir Görevle Donattı!
FIFA kokartına sahip hakem Halil Umut Meler, Mısır’ın Al Ahly ile Birleşik Arap Emirlikleri’nden Al Ain takımları arasında 29 Ekim Salı günü gerçekleştirilecek olan FIFA Kıtalararası Kupa 2. tur mücadelesini yönetecek. Türkiye Futbol Federasyonu’nun resmi internet sitesinde bulunan bilgilere göre, karşılaşma Mısır’ın başkenti Kahire’deki statta saat 20.00’de başlayacak. Halil Umut Meler’in…
0 notes
rayhaber · 3 months ago
Text
Emrah Bayraktar, Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Gelişim Direktörü Olarak Atandı
Emrah Bayraktar, Futbol Gelişim Direktörü Olarak Atandı Emrah Bayraktar, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından Futbol Gelişim Direktörü olarak atandı. Bu önemli görevle birlikte, Türk futbolunun gelişimi için yeni projeler geliştirme ve mevcut sistemleri iyileştirme sorumluluğunu üstlenecek. Emrah Bayraktar Kimdir? TFF’den yapılan resmi açıklamaya göre, Emrah Bayraktar, futbol kariyeri…
0 notes