Tumgik
#Ayıp araştırmak
Text
Çünkü geçen zaman bir daha geri gelmez.
Çünkü geçen zaman bir daha geri gelmez.
Çok önemli olan vakit sermayeni kıymetlendirmeye gayret eyle. Yarına çıkıp çıkmayacağın ise belli olmadığından yarını beklemek, yarın yaparım demek, üzüntü ve pişmanlığa yol açar. O halde sakın sakın elinde bulunan vaktini mâlâyâni(anlamsız-boş-faydasız), dünya ve âhirete faydası olmayan Allahü teâlâ’nın râzı olmadığı, beğenmediği şeyler ile zâyi etme. İçinde bulunduğun anda Allahü teâlâ’nın râzı…
Tumblr media
View On WordPress
3 notes · View notes
hudaicakmak · 2 years
Text
Tumblr media
BİRİLERİ ENGEL OLMAK İÇİN HER YOLU DENİYOR.
AŞAĞIDAKİ YAZIM NEDENİYLE BİR KEZ DAHA ENGELLENDİM.
YAZILARIMI PAYLAŞINIZ.
EVRİME KARŞI ÇIKMAK AYIP MI?
Evrim denen şeyin saçmalıklarını karşı çıkıp gerçekleri aramak utanç verici, ayıplanacak bir şey midir? Elbette hayır.
Fakat ünlü bir yazarımıza (Prof Richard Dawkins) göre evrime karşı çıkmak utanç vericidir, ayıptır. Karşı çıkanlar bilim insanı kimliğine taşıyor ise çok daha utanç verici, çok daha ayıptır.
o zaman soralım..
Bilimsel yol ve yöntemlerle gözlenip sınanamayan, uğruna yalanlar söylenip sahtekârlıklar yapılan, algı oluşturulup insanlar aldatılarak yaşatılmaya çalışılan bir teoriyi (gerçekte bir teori bile değil. Çünkü tersinim evrimi temelden çökertir.) bilimin anası, sönmez ışığı, latif gerçeği ilan etmek, bir teorinin gerçekliğine gönülden inanıp bilime temel almak utanç verici değil midir?
Bilimin öngördüğü şekillerde eleştirmek varsa eksiklerini, yanlışlarını ortaya koymak teorilere güç katar; olabilecek şüphelerden, yanlış anlamalardan arındırır.
Evrim taraftarlarının bu tür eleştirilere vereceği cevaplar; bilimin öngördüğü yol, yordam ve şekillerde, açık ve tatmin edici olmalıdır.
Cevap verme yerine konuyu başka yönlere çekmek, saptırmak, unutturmaya çalışmak, karşıtları kötülemek ve hatta iftiralar atmak teoriye fayda yerine zarar verir, şüpheleri çeşitlendirip güçlendirir.
Evrim ilk canlılık nasıl oluştu gibi pek çok soruya tatmin edici cevaplar verememiş bu nedenle temelsiz kalmış, yıpranmış çökme aşamasında bir teoridir.
Gerçekte bunlar aklı başında, düzgün düşünmesini, inanmakla bilim yapma arasındaki farkı bilen her insanın sorması gereken sorulardır.
Ne yazık ki günümüzde evrim eleştirilemez, sorgulanamaz bir gerçek kabul edilip bir inanç haline getirilmiştir.
Eleştirenler bilim düşmanı yobaz dinciler olarak suçlanıp dışlanıyorlar.
DNA’nın keşfi sonucu diğer nesillere aktarılamayan fenotip mutasyonları temel alan klasik evrimin çökmesi evrime öldürücü bir darbe daha vurmuştur.
Yerine getirilen sentetik evrim ise teorinin içinde boğuştuğu temel sorunlara çare üretmekten uzaktır.
Genetik mutasyonların az ya da çok zararlı oluşu, eşeyli üreme, türler arası yalıtım vb. gibi pek çok bilimsel gerçek sentetik teoriyi çökertir.
Evrim iddia edildiği gibi bilimin anası, babası sönmez ışığı, latif gerçeği ise eleştirmek bir zarar vermez, tam tersine güçlendirir.
Sorgulamak, eleştirmek, araştırmak ayıp ya da günah değildir.
Tam tersine insanoğlunun en güzel ve özel meziyetlerinden biridir.
Gerçek bilimden değil; yalan, dolan, sahtekârlık karıştırılmış algılarla yaşatılmaya çalışılan “yobaz bilime” temel almaktan korkalım.
Kuralları ile işleyen gerçek tarafsız bilim tek kurtuluş yolumuzdur.
3 notes · View notes
nesrin-c · 5 years
Text
Dalaksızlara; 8 mart şeysi.
insan ,kadın,değil,keçi boynuzuyuz!karar bu..
Sayelerinde çırılçıplak geziyoruz memlekette. Gözlerini, sözlerini eksik etmiyorlar çünkü üzerimizden. Ne kadar giyinsek de fark etmiyor, kafalarında hep çıplağız biz. Kıyafet özgürlüğümüz elimizden alındığı gibi, bedenimiz de bize ait değil artık.
Memelerimiz var mesela; ama bizimle alakaları yok.bir zamanlar birisinin şiddetle tavsiye ettiği üzere, doğuracağımız üç çocuk için, kutsal ailenin yapıtaşı, kutsal süt ünitesi onlar. Emzirme sutyeniyle sıkı sıkı korunsun, uslu uslu otursunlar. O kadar! Olur da elbisemizin penceresinden aksilik yapıp görünmeye kalkarlarsa vay hallerine.
Vajinamız var mesela; ama vajina dememiz ayıp. Böbrek, dalak gibi bir organ ama,bi zamanlar,birisi tarafından yüz kızartan sözcükler listesine alınmıştı.Yumurtalar izin verdiği sürece ayda bir kanıyor, adına regl deniyor ama o da ayıp. Kısık sesle ‘halam geldi’ dememize izin var. Bu eşsiz benzetmenin çıkış noktasını bulmak için geleneklerimizin karanlık dehlizlerine dalmaya hiç niyetim yok. Ama bu regl öyle ayıp bir şey ki, ramazanda toplum içinde yemek yiyen başörtülü kadınlar böylece regl olduklarını ilan etmiş sayıldıkları için, elbette ki bir erkek şey tarafından kınandı. Başörtülü bir kadın ramazanda oruç tutmuyorsa vajinası kanıyordur çünkü, misal şeker hastası olma ihtimali bu kafa için fazla bilimsel.
Dudaklarımız var bizim. Kırmızı çok yakışıyor. Ama işte, erkek üzerinde bir kilo keçiboynuzu yemişcesine,afrodizyak etkisi yaratabileceğindenTHY’de kurum düzeyinde tartışıldı. Hostes kırmızı ruju sürünce ne olacak, servis yaparken, demli çay isteyen yurdum erkeğinin aktive olan testosteronu, kalbinde meydana getirdiği ritim artışıyla bedenini titretip, sıcak bardağı üzerine dökmesine neden olacak! Kırmızı rujuyla, “içecek ne alırsınız efendim” diyen kadının dudaklarının arasındaki bu büyük tehlikeye “dur” demek elbette yine erkeklerin işiydi.
Özgürlüklerimiz için sokağa çıktığımızda, devletin polisi saçımızdan sürükleyip, vura vura kalçamızı kırdığında, adı hatırlanmayan, -aslına bakarsanız gerek de duyulmayan- bir şeyin “ bir tane ‘kız’ mıdır, ‘kadın’ mıdır artık bilemem” olarak seslendiği insanlarız biz. Ya üzerinden etiketi sökülmemiş yeni bir tişört, ya paketi açılmış eski bir hediye..Çok afedersiniz o yüz kızartan vajinanın içindeki zar da bizim değil elbet, erkeğe sunmakla yükümlü olduğumuz, bize emanet edilmiş hazine o.
Eşşek gibi çalışırız ama emeğimiz bizim değil. Merdiven altlarında, pencere pervazlarında güvencesiz, üç paraya çalıştırılıp görmezden geliniriz. Kadının yeri evi tabii de, mecburiyet olunca… Gerçi iki ucu kakalı(bakın bok demiyorum) çomak! Kadınlar iş aradığı için işsizliğin yüksek olduğu, bakan düzeyinde ciddiyetle öne sürülmüştü. En iyisi gözden ırak olsunlar, erkeklerin istemeyeceği işleri yapsınlar, bir de çok kazanıp şımarmasınlar. Mazallah kendimize güvenimiz falan gelir, başlarım böyle hayata deyip, çekip gideriz! Gerçi bu asiliğin de çaresine bakılmış. Sokak ortasında öldürülmemizin önünde pek bir engel yok. Cezası,namus temizliği’ne davetiye… Tahrik indirimi memleketin erkeklik haklarının en iyi avukatı.
Biz varız ama, biz bize ait değiliz. Başbakan düzeyinde dillendirilen kürtaj yasağı, “anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, anası ölsün,” şeklinde başkent belediye başkanı düzeyinde ve “tecavüze uğrayan doğursun, devlet bakar,” şeklinde de bakan düzeyinde ele alınmış; ancak dibin dibi olarak tanımlanabilecek olan açıklama, görevi insanlığa karşı işlenmiş suçları araştırmak olarak belirlenmiş meclis insan hakları komisyonu başkanından gelmişti. “Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur.”
Onlar, günde beş kadının öldürüldüğü, son on yılda kadın cinayetlerinin yüzde bin dört yüz arttığı memleketimizin iktidar temsilcileri. “Biz karısını kırk yerinden bıçakladıktan sonra sokak ortasında bırakan bir ahlaksız kocayı bu güne kadar duymamıştık” diye şaşıran Bülent Arınç’ın yol arkadaşları. Bugünlerde bir hayadır, iffettir almış yürüyor. özgürlüğü ve hayatı yalan dolanla elinden alınmış insanlar, tecavüz edilip öldürülen çocuklar, çekirdek gibi çitlenen işçiler, tabutu bedeninden ağırçeken bebekler..yok yok bunlar degil, mesele kahkaha; ama durum gülünç değil.
Kadınlar toplum içinde kahkaha atmasın, demek; kadın katillerinin “güldü, tahrik etti, vermedi, öldürdüm” savunmasının temelini oluşturuyor. Bu, komşumuz X efendinin ağzından dökülmüş bir saçmalık olsaydı, karşısına geçip katıla katıla güler, kapısını çalıp “kim o?” dediğinde, vajina der eğlenirdik. Ama değil..Bülent Arınçtı bu alameti farika şey. Partisinin kadına bakışını temsilen yaptığı konuşmayla gündemi değiştirmiyordu,aksine on iki yıldır hiç değişmeyen kendi gündemlerini hatırlatıyordu o vakitler.Örtülü, örtüsüz bütün kadınların vücudunu, gözleri ve sözleriyle yıllardır çıplaklaştırmaları hiç gülünç değil, aksine çok korkutucu. Haramdan, kıyımdan değil de, vajinadan utanıp kahkahayla irkilen bir zihniyetten ve her gün kadınları hedef alan bu tacizden nasıl kurtulacağız? Bunları yazmak cesaret ister de,anlamak için de adam olmak lazım!yani dalaklı..Duydumki; bana gelecekmişsin..
"İNSAN" o(a)lmayı unutmadan gel...uyuyun hadi.
@lıntı
Tumblr media
74 notes · View notes
venusunruhu · 5 years
Text
HARİKA BİR YAZI:
Yumurtalar izin verdiği sürece ayda bir kanıyor, adına regl deniyor ama o da ayıp. Ve insan
”Kadın değil, Keçi boynuzuyuz!
Sayelerinde çırılçıplak geziyoruz memlekette. Gözlerini, sözlerini eksik etmiyorlar çünkü üzerimizden. Ne kadar giyinsek de fark etmiyor, kafalarında hep çıplağız biz. Kıyafet özgürlüğümüz elimizden alındığı gibi, bedenimiz de bize ait değil.
Memelerimiz var mesela; ama bizimle alakaları yok. Başbaka’nın şiddetle tavsiye ettiği üzere, doğuracağımız üç çocuk için, kutsal ailenin yapıtaşı, kutsal süt ünitesi onlar. Emzirme sutyeniyle sıkı sıkı korunsun, uslu uslu otursunlar. O kadar! Olur da elbisemizin penceresinden aksilik yapıp görünmeye kalkarlarsa vay hallerine! Elinde kumanda, kanal kanal gezen iktidar partisinin genel başkan yardımcısı düzeyinde muhatap alınıp kovulurlar.
• • •
Vajinamız var mesela; ama vajina dememiz ayıp. Böbrek, dalak gibi bir organ ama Başbakan yardımcısı tarafından yüz kızartan sözcükler listesine alındı. Yumurtalar izin verdiği sürece ayda bir kanıyor, adına regl deniyor ama o da ayıp. Kısık sesle ‘halam geldi’ dememize izin var. Bu eşsiz benzetmenin çıkış noktasını bulmak için geleneklerimizin karanlık dehlizlerine dalmaya hiç niyetim yok. Ama bu regl öyle ayıp bir şey ki, ramazanda toplum içinde yemek yiyen başörtülü kadınlar böylece regl olduklarını ilan etmiş sayıldıkları için, elbette ki bir erkek tarafından kınandı. Başörtülü bir kadın ramazanda oruç tutmuyorsa vajinası kanıyordur çünkü, misal şeker hastası olma ihtimali bu kafa için fazla bilimsel.
• • •
Dudaklarımız var bizim. Kırmızı çok yakışıyor. Ama işte, erkek üzerinde bir kilo keçiboynuzu yemişcesine afrodizyak etkisi yaratabileceğinden, THY’de kurum düzeyinde tartışıldı. Hostes kırmızı ruju sürünce ne olacak, servis yaparken, demli çay isteyen yurdum erkeğinin aktive olan testosteronu, kalbinde meydana getirdiği ritim artışıyla bedenini titretip, sıcak bardağı üzerine dökmesine neden olacak! Kırmızı rujuyla, “içecek ne alırsınız efendim” diyen kadının dudaklarının arasındaki bu büyük tehlikeye “dur” demek elbette yine erkeklerin işi.
• • •
Özgürlüklerimiz için sokağa çıktığımızda, devletin polisi saçımızdan sürükleyip, vura vura kalçamızı kırdığında, adı hatırlanmayan, -aslına bakarsanız gerek de duyulmayan-, Başbakan tarafından “ bir tane ‘kız’ mıdır, ‘kadın’ mıdır artık bilemem” olarak seslendiği insanlarız biz. Ya üzerinden etiketi sökülmemiş yeni bir tişört, ya paketi açılmış eski bir hediye… Çok afedersiniz o yüz kızartan vajinanın içindeki zar da bizim değil elbet, erkeğe sunmakla yükümlü olduğumuz, bize emanet edilmiş hazine o.
• • •
Eşşek gibi çalışırız ama emeğimiz bizim değil. Merdiven altlarında, pencere pervazlarında güvencesiz, üç paraya çalıştırılıp görmezden geliniriz. Kadının yeri evi tabii de, mecburiyet olunca… Gerçi iki ucu kakalı çomak! Kadınlar iş aradığı için işsizliğin yüksek olduğu, bakan düzeyinde ciddiyetle öne sürülmüştü. En iyisi gözden ırak olsunlar, erkeklerin istemeyeceği işleri yapsınlar, bir de çok kazanıp şımarmasınlar. Mazallah kendimize güvenimiz falan gelir, başlarım böyle hayata deyip, çekip gideriz! Gerçi bu asiliğin de çaresine bakılmış. Sokak ortasında öldürülmemizin önünde pek bir engel yok. Cezası, ‘namus temizliği’ne davetiye… Tahrik indirimi memleketin erkeklik haklarının en iyi avukatı.
• • •
Biz varız ama, biz bize ait değiliz. Başbakan düzeyinde dillendirilen kürtaj yasağı, “anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, anası ölsün,” şeklinde başkent belediye başkanı düzeyinde ve “tecavüze uğrayan doğursun, devlet bakar,” şeklinde de bakan düzeyinde ele alınmış; ancak dibin dibi olarak tanımlanabilecek olan açıklama, görevi insanlığa karşı işlenmiş suçları araştırmak olarak belirlenmiş meclis insan hakları komisyonu başkanından gelmişti. “Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur.”
• • •
Onlar, günde beş kadının öldürüldüğü, son on yılda kadın cinayetlerinin yüzde bin dört yüz arttığı memleketimizin iktidar temsilcileri. “Biz karısını kırk yerinden bıçakladıktan sonra sokak ortasında bırakan bir ahlaksız kocayı bu güne kadar duymamıştık” diye şaşıran Bülent Arınç’ın yol arkadaşları. Bugünlerde bir hayadır, iffettir almış yürüyor. Sıfırlanamayan paralarla, kirli ortaklıkla, özgürlüğü ve hayatı yalan dolanla elinden alınmış insanlarla, öldürülen çocuklarla, çekirdek gibi çitlenen işçilerle, tabutu bedeninden ağır çeken Berkin’le, onun acılı anasını yuhalatmakla falan ilgili değil. Mesele kahkaha; ama durum gülünç değil.
• • •
Kadınlar toplum içinde kahkaha atmasın, demek; kadın katillerinin “güldü, tahrik etti, vermedi, öldürdüm” savunmasının temelini oluşturuyor. Bu, komşumuz X efendinin ağzından dökülmüş bir saçmalık olsaydı, karşısına geçip katıla katıla güler, kapısını çalıp “kim o?” dediğinde, vajina der eğlenirdik. Ama değil… Bülent Arınç, AKP’nin kadına bakışını temsilen yaptığı konuşmayla gündemi değiştirmiyor, aksine on iki yıldır hiç değişmeyen kendi gündemlerini hatırlatıyor. Örtülü, örtüsüz bütün kadınların vücudunu, gözleri ve sözleriyle yıllardır çıplaklaştırmaları hiç gülünç değil, aksine çok korkutucu. Haramdan, kıyımdan değil de, vajinadan utanıp kahkahayla irkilen bir zihniyetten ve her gün kadınları hedef alan bu tacizden nasıl kurtulacağız? Asıl soru bu.”
Gözde Bedeloğlu
7 notes · View notes
adidasmontum · 6 years
Text
“yalnız istemesini biliyorsunuz. ne istiyorsunuz benden? burhan’a dergiyi çıkarması için yardım etmedim mi? onun yerine sabahlara kadar oturup yazı yazmadım mı? güner’in projesini oturup çizmedim mi? karşılık olarak on lira verdiği zaman, ayıp olmasın diye almadım mı? annem üzülmesin diye, kendime bir oda bile tutmadan on yıl o iç karartıcı odamda yaşamadım mı? babam benimle övünsün diye can sıkıntımı yürürlükten kaldırıp üniversiteyi bitirmedim mi? Her sözünüze başımı sallamadım mı? neymiş efendim? hiçbir işin sonunu getirmemişim. siz başlamayı bile göze almadınız. benimle içinizden gelerek hangi yaşantıma katıldınız? benimle yaşanmazmış. ne biliyorsunuz? ben bile kendimle yaşayamamışım. bu sözünüze gülmek isterdim. metin gibi acı acı gülmek isterdim. neden başaramayacak birine bu görevi verdiniz o halde? neden içimi böyle arzularla doldurdunuz? alacağınız olsun. bu dünyaya bir daha gelişimde, ikinci gelişimde bütün borçlarımı ödeyeceğim. bugün için üzülerek belirtmek zorundayım ki beş yıllık plan tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştır. gerçekleştirmemi istediğiniz bütün hayaller, ikinci bir çağrıya kadar ertelenmiştir. herkes işinin gücünün başına dönsün. benim birinci gelişimle yarım kalan aşklarını yaşasın. yarım kalan yaşantılarını, eskisinden daha çok beğensin. benim gibi biri, bir daha girmesin küçük yaşantılarına: kapıları daha iyi kapansın. herkes ne istediğini daha iyi bilsin: ne istediğini bilmemek yüzünden bir daha bana kimse başvurmasın. evde yokum. kendilerinden ümidi kestikleri için, hiç olmazsa beni yaşatmaya çalışmak gibi, “dur canım üzülme, ben seni hayal edemeyeceğin derinliklere ve yüksekliklere taşırım,” gibi bir incelik göstermesinler bir daha. beni bu kadar düşündükleri için eksik olmasınlar. fakat boş yere zahmet etmesinler. boş yere değerli hayatlarını benim gibi bir solucan için harcamasınlar. boş yere, psikobilmemne yönlerimi araştırmak için deneme tahtası yapmasınlar beni. ne dediniz? gene de seviyorlar mıymış beni? işte beni bu incelikler öldürüyor. batılı amcaların bulduğu bu incelikler! yalnız kendimi sevdiğim halde, bunu başkalarına sevgi şeklinde belirtmek suretiyle kendimi aldatmak ve aynı zamanda bir bakıma onların daha gerçek sayılması gereken aşklarını, bu aldatıcı aşkımın yanında önemsiz görmekle, bir kere daha kişiliğime duyduğum aşkı ve vazgeçemediğim benliğimi ortaya koymakla kendinisevengillerin birtürlügerçeklerigöremediğiiçinbaşkalarınınsevgisinemuhtaçgiller - familyasına mı giriyormuşum? ingilizler bile bu kadar inceliği bir arada düşünemez, bir yerde şaşırır.”
11 notes · View notes
islamievlilikfan · 5 years
Text
Yoğurtçu Bayram: Neslin Çürüyüşü
New Post has been published on https://www.islamievlilik.net/yogurtcu-bayram/
Yoğurtçu Bayram: Neslin Çürüyüşü
Tumblr media Tumblr media
Es-Selamü Aleykum, sevgili okurlar,
Türkiye’de kafamızda normal hale gelmesi için uğraştılar birçok konu var.
Ahlakımıza saldırıyorlar. Ya da ahlaki anlayışımızı bozuyorlar. Özellikle televizyon programlarında gösterilen kalıplar, ne dinimize ne de kültürümüze uygun.
Bir zamanlar sadece Brezilya dizilerinde görünen vakalar, bizim televizyon programlarında, üstelik hayatın gerçekleri olarak sunuluyor.
Mesela: Gene bir programda bir kadının çocuğu, kocasından değilmiş. Kadına soruyor sunucu
-Kimden?
-Yoğurtçu Bayram olabilir.
Konuyu detaylandırmayalım.
Allah (c.c.) tecessüs’ü(ayıp araştırmak ve ifşa etmek) yasaklamıştır.
Karı koca arasında kalması gereken meseledir bu. Artık evliliklerini ister devam ettirirler, isterlerse yollar ayrılır. Cümle bir memleket bu ayıbın günahına neden ortak edilir?
Gayri meşru çocuklar.
Eşlerin aldatmaları.
Fuhuş ticareti.
Cinsel kimlik bozuklukları.
İntihar vakaları
Cinayet vakaları vs. vs.
Her toplumda ahlak sapması olabilir. Bu kötü olayları ifşa etmek insanların gözünde sıradan hale gelmesine neden oluyor. Gençlerin ve çocukların gelecek hayatlarına kanserli tohum ekiyor.
Yetişkinler, çocuklarını bu bozuk fikirlerden uzak duracak şekilde yetiştirin. “Emri bil maruf, nehyi münker”(İyiliği emredip, kötülükten sakındırmak) üzere yaşayarak etrafınıza örnek olun. Elinizden geldikçe bu vakaları ilgililere şikayet ediniz.
Hayır dualarınızı esirgemeyin
Mustafa Erol
islamievlilik.net
0 notes
iyiyimlaben · 5 years
Note
Sevişmek ve sex aynı şeyler mi?
Hayır. Ve google amcaya yazarsan eğer detaylı bilgi alırsın. Araştırmak, öğrenmek ayıp bir şey değiil. 
0 notes
ansiklomedia · 6 years
Text
İslamda Başkalarının Kusurlarını Araştırmak
İslamda Başkalarının Kusurlarını Araştırmak
Toplumdaki her ferdin kendine göre bir yaşam tarzı vardır. İnsanlar özel hayatlarıyla ilgili bir takım yaşanılanların ortaya çıkmasını arzulamaz. Toplumda fertler, kusurlarının başkalarınca araştırılmasını ve bunların başkalarına taşınmasını istemez. Böyle bir davranış herkesi rahatsız eder.
Kusur araştırmanın hiç kimseye faydası bulunmamaktadır. Tam aksine birçok zarara sebep olmaktadır.…
View On WordPress
0 notes
kulturyasam · 6 years
Text
Sizi susturmaya calışırlar İnsan kendisini..
Okumayı çok sevmiyoruz ama her konu hakkında da bir fikrimizin olduğu ortada. Elbette ki burada bilerek konuşmak sizin bulunduğunuz noktada dikkate alınmanız için önemlidir. Boş konuşan bir insanın hiçbir ortamda takdir edilmeyeceğini sanıyorum tahmin edebilirsiniz. Ancak bu tarz insanların olduğunu da her zaman biliyoruz. Mesela siz bitkiler aleminden konuşurken onların her zaman bir fikirleri vardır ve bu fikirlerinin doğru olup olmadığını bilmeden konuşurlar. Üstelik yalan yanlış bildikleriyle de sizi susturmaya çalışırlar. İnsan kendisini geliştirmeye öğrenerek ve araştırarak başlamalı. Bunun içinde en önemli kaynakların başında internet geliyor. İnternete girdiğiniz zaman her konunun bir açıklamasını ve bu konudaki bilimsel araştırmaları da görebiliyorsunuz. Dolayısıyla biliyor olmak için konuşmamak konuşmak içinde araştırmak gerekiyor.
İnternette bilgilerin tükenmez olduğunu biliyoruz. Örneğin bir tatil planlaması yapmak istediğinizde ilk başvurduğunuz yer gezi rehberi oluyor. Çünkü bu sitelerde aradığınız her türlü tecrübe bulunuyor. Üstelik yaşayan insanların ağzından dinlediğiniz zaman memnuniyet ve beklentilerinizi de ona göre ayarlayabiliyorsunuz. Kısacası bir konu hakkında nasıl çalışır fikrine değinmektense bilmiyorsan susmalı ve öğrenmeyi denemelisin. Bunun içinde internette aradığın her kaynağı sınırsız sayıda bulabiliyorsunuz. Hatta bugün kullandığınız cep telefonları adeta bir bilgisayar görevi yaptığından dolayı da her konu hakkında anlık olarak araştırma yapabiliyorsunuz. Atalarımızın bir sözünü hatırlatarak yazımı sonlandırmak istiyorum. “Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp.”
0 notes
modatrendleri66 · 6 years
Text
Icin onemlidir Boş konuşan bir..
Okumayı çok sevmiyoruz ama her konu hakkında da bir fikrimizin olduğu ortada. Elbette ki burada bilerek konuşmak sizin bulunduğunuz noktada dikkate alınmanız için önemlidir. Boş konuşan bir insanın hiçbir ortamda takdir edilmeyeceğini sanıyorum tahmin edebilirsiniz. Ancak bu tarz insanların olduğunu da her zaman biliyoruz. Mesela siz bitkiler aleminden konuşurken onların her zaman bir fikirleri vardır ve bu fikirlerinin doğru olup olmadığını bilmeden konuşurlar. Üstelik yalan yanlış bildikleriyle de sizi susturmaya çalışırlar. İnsan kendisini geliştirmeye öğrenerek ve araştırarak başlamalı. Bunun içinde en önemli kaynakların başında internet geliyor. İnternete girdiğiniz zaman her konunun bir açıklamasını ve bu konudaki bilimsel araştırmaları da görebiliyorsunuz. Dolayısıyla biliyor olmak için konuşmamak konuşmak içinde araştırmak gerekiyor.
İnternette bilgilerin tükenmez olduğunu biliyoruz. Örneğin bir tatil planlaması yapmak istediğinizde ilk başvurduğunuz yer gezi rehberi oluyor. Çünkü bu sitelerde aradığınız her türlü tecrübe bulunuyor. Üstelik yaşayan insanların ağzından dinlediğiniz zaman memnuniyet ve beklentilerinizi de ona göre ayarlayabiliyorsunuz. Kısacası bir konu hakkında nasıl çalışır fikrine değinmektense bilmiyorsan susmalı ve öğrenmeyi denemelisin. Bunun içinde internette aradığın her kaynağı sınırsız sayıda bulabiliyorsunuz. Hatta bugün kullandığınız cep telefonları adeta bir bilgisayar görevi yaptığından dolayı da her konu hakkında anlık olarak araştırma yapabiliyorsunuz. Atalarımızın bir sözünü hatırlatarak yazımı sonlandırmak istiyorum. “Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp.”
0 notes
Text
Misafire düşen odur ki...
Misafire düşen odur ki…
Mısır evliyasından Ali Havas sırrı mukaddes kılınsın buyurdular ki; “Ziyâret eden(misafir), ziyâret ettiği kimsede(ev sahibinde) gördüğü ayıp ve kusurları kimseye söylemeyip onda gördüklerini saklayabilecekse ziyârete gitmesi edebdendir. Eğer gördükleri ayıp ve kusurları muhafaza edemeyip başkalarına söyleyecekse ziyâreti terk etmesi daha iyidir.”
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
saglikhaberlerioku · 6 years
Text
Internet geliyor İnternete girdiğiniz zaman..
Okumayı çok sevmiyoruz ama her konu hakkında da bir fikrimizin olduğu ortada. Elbette ki burada bilerek konuşmak sizin bulunduğunuz noktada dikkate alınmanız için önemlidir. Boş konuşan bir insanın hiçbir ortamda takdir edilmeyeceğini sanıyorum tahmin edebilirsiniz. Ancak bu tarz insanların olduğunu da her zaman biliyoruz. Mesela siz bitkiler aleminden konuşurken onların her zaman bir fikirleri vardır ve bu fikirlerinin doğru olup olmadığını bilmeden konuşurlar. Üstelik yalan yanlış bildikleriyle de sizi susturmaya çalışırlar. İnsan kendisini geliştirmeye öğrenerek ve araştırarak başlamalı. Bunun içinde en önemli kaynakların başında internet geliyor. İnternete girdiğiniz zaman her konunun bir açıklamasını ve bu konudaki bilimsel araştırmaları da görebiliyorsunuz. Dolayısıyla biliyor olmak için konuşmamak konuşmak içinde araştırmak gerekiyor.
İnternette bilgilerin tükenmez olduğunu biliyoruz. Örneğin bir tatil planlaması yapmak istediğinizde ilk başvurduğunuz yer gezi rehberi oluyor. Çünkü bu sitelerde aradığınız her türlü tecrübe bulunuyor. Üstelik yaşayan insanların ağzından dinlediğiniz zaman memnuniyet ve beklentilerinizi de ona göre ayarlayabiliyorsunuz. Kısacası bir konu hakkında nasıl çalışır fikrine değinmektense bilmiyorsan susmalı ve öğrenmeyi denemelisin. Bunun içinde internette aradığın her kaynağı sınırsız sayıda bulabiliyorsunuz. Hatta bugün kullandığınız cep telefonları adeta bir bilgisayar görevi yaptığından dolayı da her konu hakkında anlık olarak araştırma yapabiliyorsunuz. Atalarımızın bir sözünü hatırlatarak yazımı sonlandırmak istiyorum. “Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp.”
0 notes
sporhaberleriokuyun · 6 years
Text
Ustelik yaşayan insanların ağzından dinlediğiniz..
Okumayı çok sevmiyoruz ama her konu hakkında da bir fikrimizin olduğu ortada. Elbette ki burada bilerek konuşmak sizin bulunduğunuz noktada dikkate alınmanız için önemlidir. Boş konuşan bir insanın hiçbir ortamda takdir edilmeyeceğini sanıyorum tahmin edebilirsiniz. Ancak bu tarz insanların olduğunu da her zaman biliyoruz. Mesela siz bitkiler aleminden konuşurken onların her zaman bir fikirleri vardır ve bu fikirlerinin doğru olup olmadığını bilmeden konuşurlar. Üstelik yalan yanlış bildikleriyle de sizi susturmaya çalışırlar. İnsan kendisini geliştirmeye öğrenerek ve araştırarak başlamalı. Bunun içinde en önemli kaynakların başında internet geliyor. İnternete girdiğiniz zaman her konunun bir açıklamasını ve bu konudaki bilimsel araştırmaları da görebiliyorsunuz. Dolayısıyla biliyor olmak için konuşmamak konuşmak içinde araştırmak gerekiyor.
İnternette bilgilerin tükenmez olduğunu biliyoruz. Örneğin bir tatil planlaması yapmak istediğinizde ilk başvurduğunuz yer gezi rehberi oluyor. Çünkü bu sitelerde aradığınız her türlü tecrübe bulunuyor. Üstelik yaşayan insanların ağzından dinlediğiniz zaman memnuniyet ve beklentilerinizi de ona göre ayarlayabiliyorsunuz. Kısacası bir konu hakkında nasıl çalışır fikrine değinmektense bilmiyorsan susmalı ve öğrenmeyi denemelisin. Bunun içinde internette aradığın her kaynağı sınırsız sayıda bulabiliyorsunuz. Hatta bugün kullandığınız cep telefonları adeta bir bilgisayar görevi yaptığından dolayı da her konu hakkında anlık olarak araştırma yapabiliyorsunuz. Atalarımızın bir sözünü hatırlatarak yazımı sonlandırmak istiyorum. “Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp.”
0 notes
nesrin-c · 5 years
Photo
Tumblr media
HARİKA BİR YAZI: Yumurtalar izin verdiği sürece ayda bir kanıyor, adına regl deniyor ama o da ayıp. Ve insan ”Kadın değil, Keçi boynuzuyuz! Sayelerinde çırılçıplak geziyoruz memlekette. Gözlerini, sözlerini eksik etmiyorlar çünkü üzerimizden. Ne kadar giyinsek de fark etmiyor, kafalarında hep çıplağız biz. Kıyafet özgürlüğümüz elimizden alındığı gibi, bedenimiz de bize ait değil.
Memelerimiz var mesela; ama bizimle alakaları yok. Başbaka’nın şiddetle tavsiye ettiği üzere, doğuracağımız üç çocuk için, kutsal ailenin yapıtaşı, kutsal süt ünitesi onlar. Emzirme sutyeniyle sıkı sıkı korunsun, uslu uslu otursunlar. O kadar! Olur da elbisemizin penceresinden aksilik yapıp görünmeye kalkarlarsa vay hallerine! Elinde kumanda, kanal kanal gezen iktidar partisinin genel başkan yardımcısı düzeyinde muhatap alınıp kovulurlar.
• • •
Vajinamız var mesela; ama vajina dememiz ayıp. Böbrek, dalak gibi bir organ ama Başbakan yardımcısı tarafından yüz kızartan sözcükler listesine alındı. Yumurtalar izin verdiği sürece ayda bir kanıyor, adına regl deniyor ama o da ayıp. Kısık sesle ‘halam geldi’ dememize izin var. Bu eşsiz benzetmenin çıkış noktasını bulmak için geleneklerimizin karanlık dehlizlerine dalmaya hiç niyetim yok. Ama bu regl öyle ayıp bir şey ki, ramazanda toplum içinde yemek yiyen başörtülü kadınlar böylece regl olduklarını ilan etmiş sayıldıkları için, elbette ki bir erkek tarafından kınandı. Başörtülü bir kadın ramazanda oruç tutmuyorsa vajinası kanıyordur çünkü, misal şeker hastası olma ihtimali bu kafa için fazla bilimsel.
• • •
Dudaklarımız var bizim. Kırmızı çok yakışıyor. Ama işte, erkek üzerinde bir kilo keçiboynuzu yemişcesine afrodizyak etkisi yaratabileceğinden, THY’de kurum düzeyinde tartışıldı. Hostes kırmızı ruju sürünce ne olacak, servis yaparken, demli çay isteyen yurdum erkeğinin aktive olan testosteronu, kalbinde meydana getirdiği ritim artışıyla bedenini titretip, sıcak bardağı üzerine dökmesine neden olacak! Kırmızı rujuyla, “içecek ne alırsınız efendim” diyen kadının dudaklarının arasındaki bu büyük tehlikeye “dur” demek elbette yine erkeklerin işi.
• • •
Özgürlüklerimiz için sokağa çıktığımızda, devletin polisi saçımızdan sürükleyip, vura vura kalçamızı kırdığında, adı hatırlanmayan, -aslına bakarsanız gerek de duyulmayan-, Başbakan tarafından “ bir tane ‘kız’ mıdır, ‘kadın’ mıdır artık bilemem” olarak seslendiği insanlarız biz. Ya üzerinden etiketi sökülmemiş yeni bir tişört, ya paketi açılmış eski bir hediye… Çok afedersiniz o yüz kızartan vajinanın içindeki zar da bizim değil elbet, erkeğe sunmakla yükümlü olduğumuz, bize emanet edilmiş hazine o.
• • •
Eşşek gibi çalışırız ama emeğimiz bizim değil. Merdiven altlarında, pencere pervazlarında güvencesiz, üç paraya çalıştırılıp görmezden geliniriz. Kadının yeri evi tabii de, mecburiyet olunca… Gerçi iki ucu kakalı çomak! Kadınlar iş aradığı için işsizliğin yüksek olduğu, bakan düzeyinde ciddiyetle öne sürülmüştü. En iyisi gözden ırak olsunlar, erkeklerin istemeyeceği işleri yapsınlar, bir de çok kazanıp şımarmasınlar. Mazallah kendimize güvenimiz falan gelir, başlarım böyle hayata deyip, çekip gideriz! Gerçi bu asiliğin de çaresine bakılmış. Sokak ortasında öldürülmemizin önünde pek bir engel yok. Cezası, ‘namus temizliği’ne davetiye… Tahrik indirimi memleketin erkeklik haklarının en iyi avukatı.
• • •
Biz varız ama, biz bize ait değiliz. Başbakan düzeyinde dillendirilen kürtaj yasağı, “anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, anası ölsün,” şeklinde başkent belediye başkanı düzeyinde ve “tecavüze uğrayan doğursun, devlet bakar,” şeklinde de bakan düzeyinde ele alınmış; ancak dibin dibi olarak tanımlanabilecek olan açıklama, görevi insanlığa karşı işlenmiş suçları araştırmak olarak belirlenmiş meclis insan hakları komisyonu başkanından gelmişti. “Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur.”
• • •
Onlar, günde beş kadının öldürüldüğü, son on yılda kadın cinayetlerinin yüzde bin dört yüz arttığı memleketimizin iktidar temsilcileri. “Biz karısını kırk yerinden bıçakladıktan sonra sokak ortasında bırakan bir ahlaksız kocayı bu güne kadar duymamıştık” diye şaşıran Bülent Arınç’ın yol arkadaşları. Bugünlerde bir hayadır, iffettir almış yürüyor. Sıfırlanamayan paralarla, kirli ortaklıkla, özgürlüğü ve hayatı yalan dolanla elinden alınmış insanlarla, öldürülen çocuklarla, çekirdek gibi çitlenen işçilerle, tabutu bedeninden ağır çeken Berkin’le, onun acılı anasını yuhalatmakla falan ilgili değil. Mesele kahkaha; ama durum gülünç değil.
• • •
Kadınlar toplum içinde kahkaha atmasın, demek; kadın katillerinin “güldü, tahrik etti, vermedi, öldürdüm” savunmasının temelini oluşturuyor. Bu, komşumuz X efendinin ağzından dökülmüş bir saçmalık olsaydı, karşısına geçip katıla katıla güler, kapısını çalıp “kim o?” dediğinde, vajina der eğlenirdik. Ama değil… Bülent Arınç, AKP’nin kadına bakışını temsilen yaptığı konuşmayla gündemi değiştirmiyor, aksine on iki yıldır hiç değişmeyen kendi gündemlerini hatırlatıyor. Örtülü, örtüsüz bütün kadınların vücudunu, gözleri ve sözleriyle yıllardır çıplaklaştırmaları hiç gülünç değil, aksine çok korkutucu. Haramdan, kıyımdan değil de, vajinadan utanıp kahkahayla irkilen bir zihniyetten ve her gün kadınları hedef alan bu tacizden nasıl kurtulacağız? Asıl soru bu.”
Gözde Bedeloğlu
Bunları yazmak cesaret ister de,anlamak için de adam olmak lazım!
FreeBlue
137 notes · View notes
ozeluniversiteler · 6 years
Text
Siz bitkiler aleminden konuşurken onların..
Okumayı çok sevmiyoruz ama her konu hakkında da bir fikrimizin olduğu ortada. Elbette ki burada bilerek konuşmak sizin bulunduğunuz noktada dikkate alınmanız için önemlidir. Boş konuşan bir insanın hiçbir ortamda takdir edilmeyeceğini sanıyorum tahmin edebilirsiniz. Ancak bu tarz insanların olduğunu da her zaman biliyoruz. Mesela siz bitkiler aleminden konuşurken onların her zaman bir fikirleri vardır ve bu fikirlerinin doğru olup olmadığını bilmeden konuşurlar. Üstelik yalan yanlış bildikleriyle de sizi susturmaya çalışırlar. İnsan kendisini geliştirmeye öğrenerek ve araştırarak başlamalı. Bunun içinde en önemli kaynakların başında internet geliyor. İnternete girdiğiniz zaman her konunun bir açıklamasını ve bu konudaki bilimsel araştırmaları da görebiliyorsunuz. Dolayısıyla biliyor olmak için konuşmamak konuşmak içinde araştırmak gerekiyor.
İnternette bilgilerin tükenmez olduğunu biliyoruz. Örneğin bir tatil planlaması yapmak istediğinizde ilk başvurduğunuz yer gezi rehberi oluyor. Çünkü bu sitelerde aradığınız her türlü tecrübe bulunuyor. Üstelik yaşayan insanların ağzından dinlediğiniz zaman memnuniyet ve beklentilerinizi de ona göre ayarlayabiliyorsunuz. Kısacası bir konu hakkında nasıl çalışır fikrine değinmektense bilmiyorsan susmalı ve öğrenmeyi denemelisin. Bunun içinde internette aradığın her kaynağı sınırsız sayıda bulabiliyorsunuz. Hatta bugün kullandığınız cep telefonları adeta bir bilgisayar görevi yaptığından dolayı da her konu hakkında anlık olarak araştırma yapabiliyorsunuz. Atalarımızın bir sözünü hatırlatarak yazımı sonlandırmak istiyorum. “Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp.”
0 notes
alanyasondakika · 7 years
Text
Kusur araştırma...
Son dakika haberleri Alanya'nın en hızlı internet haber sitesi Alanya Express'te http://www.alanyaexpress.com/kusur-arastirma/
Kusur araştırma...
Kusur araştırma
İslam dininde hoş karşılanmayan ve yasaklanan kötü huylardan birisi de, bir mü’minin eksiğini, kusurunu, ayıbını ve gizli yanlarını araştırma anlamına gelen “tecessüs”dür. Bu davranış, dinimizce günah sayılmıştır. Çünkü İslamiyet, insanların özel hayatlarının korunmasına ve aile mahremiyetinin zedelenmemesine büyük önem vermiştir. Başkalarının kusur ve ayıplarını araştırmak ve bunları açıklamak mü’minler arasında güveni sarsar, kırgınlık ve düşmanlıkların artmasına, kardeşlik, dostluk ve arkadaşlık bağlarının zayıflamasına sebep olur. Peygamberimiz, “İnsanların kusurlarını araştırıp ortaya çıkarırsan onları fesada sürüklemiş olursun.” (Ebu Davud, Edeb:44) buyurarak, kusur araştırmanın kötülüğüne dikkat çekmiştir. Konuyla ilgili olarak Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de: “Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir. (Hucurat:12) buyurmaktadır. Her zaman Müslümanlar arasındaki kardeşliğin öneminden bahseden Peygamberimiz de kusur araştırmanın İslam kardeşliğine engel olacak huylar arasında olduğunu söylemiş ve mü’minlere şu uyarıda bulunmuştur: “Birbirinizin eksiğini görmeye ve işitmeye çalışmayın, birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın.” (Müslim, Birr:28) Peygamberimiz, Müslüman kardeşimizin ayıp ve kusurlarını öğrendiğimiz takdirde bunları başkalarıyla paylaşmamamız gerektiğini de şu hadisi ile dile getirmiştir: “Kim bir Müslüman kardeşinin bir ayıbını, kusurunu açıklarsa Allah da onun ayıbını açığa çıkarır ve onu evinde bile olsa rezil eder.” (İbni mace,Hudud:5) Bunun yanında Müslümana yakışan davranışı da şöyle tarif etmiştir: “Kim bir Müslümanın hatasını ve kusurunu örterse Allah da onun dünyada ve ahirette hatasını örtüp gizler.” (Ebu Davud, Edeb:44) Başkalarının kusurunu ve ayıbını araştırmak yerine özümüze dönerek kendi eksiklerimizi ve kusurlarımızı gidermeye çalışalım. Müslümanlar olarak bizler birinci derecede kendi kusurlarımızı düzeltmek ve günahlarımızdan arınmakla mükellefiz. Kendi eksiklerini ve kusurlarını bırakıp başkalarının kusur ve eksikleriyle uğraşmak Müslümana yakışmaz. Kusursuz dost arayanın dostsuz kalacağını aklımızdan çıkarmayalım. Peygamberimizin gıybet eden ve başkalarının kusurlarını araştıranların kamil imana sahip olamayacaklarını haber verdiğini unutmayalım. Peygamberimizin şu uyarısını hiç unutmayalım: “Ey dilleriyle iman edip de kalplerine iman yerleşmeyenler! Müslümanlara eza etmeyin, onları utanacak hallere düşürmeyin ve onların gizli hallerini araştırmayın. (Tirmizi, Birr:84)
Kusur araştırma…
Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Facebook sayfamızı takip edin!
Kaynak: http://www.alanyaexpress.com/kusur-arastirma/
0 notes