#Atatürk sonsuza dek
Explore tagged Tumblr posts
kutercinarsworld · 2 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
nostaljikfutbol65 · 6 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
0 notes
turkudostu61 · 2 years ago
Text
Tumblr media
1 note · View note
telliturna82 · 3 months ago
Text
Tumblr media
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Sonsuza dek; Saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz...
1881-193∞
#10Kasım #Atatürk #Türkiye #MustafaKemalAtatürk #başkomutan
8 notes · View notes
golgelerdekaybolma · 3 months ago
Text
Canım ATATÜRK, asaletin sesinden belli, dingin buğulu bir ses
İZİN SİLİNMEZ asla
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Mustafa Kemal Atatürk, senin izinden yürümek
senin hayallerini gerçekleştirmek bizim en büyük
görevimiz!
Cumhuriyetin değerleri, senin bıraktığın mirasla
sonsuza dek yaşayacak. Minnetle, özlemle ve
şükranla anıyoruz anacağız ♾️♾️♾️♾️♾️♾️♾️
14 notes · View notes
insanogluu · 1 year ago
Text
30 AĞUSTOS 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
ZAFER BAYRAMI'MIZ KUTLU OLSUN..
BAZI ZAFERLER SONSUZA
DEK KUTLANIR..
1922 yılında 26 Ağustos'ta başlayıp,
30 Ağustos'ta Dumlupınar'da
Mustafa Kemal'in başkumandanlığında
zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesinin 101. Yıldönümü.
Başta Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi saygı
ve şükranla anıyoruz.
ZAFER BAYRAMI'MIZ KUTLU OLSUN
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Günaydın
88 notes · View notes
kuheylaan · 2 years ago
Text
Tumblr media
"Memleketiniz sizindir, Türklerindir. Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır."
Mustafa Kemal Atatürk
92 notes · View notes
ziyapasa-01 · 7 months ago
Text
____///Bazı Zaferler Sonsuza Dek KUTLANIR..
●●Benim destanım 18 MART.!
●●Egemenliğim 23 NİSAN.!
●●Bağımsızlığım 19 MAYIS.!
●●Zaferim 30 AĞUSTOS.!
●●Demokrasin 29 EKİM.!
♡●♡Saygım 10 Kasımdır..!
❤️🧿🇹🇷🧿❤️
Tumblr media
18 notes · View notes
vazgecmelerustasi · 3 months ago
Text
ATATÜRK'ÜM
Tumblr media
Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.
Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır; ancak Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Saygı, sevgi, minnet ve özlemle; sonsuza dek izinde... 193∞🖤
3 notes · View notes
halimecan · 3 months ago
Text
Hayallerinle büyüdük, izinden ilerliyoruz. Bıraktığın mirası asla unutmayacak, sonsuza dek yaşatacağız… Emanetin emanetimizdir. #10Kasım #Atatürk #SonsuzaDekSeninleyiz #türkiye #gazimustafakemalatatürk #Ankara #anıtkabir🇹🇷
3 notes · View notes
matempapatyasi · 1 year ago
Text
Tumblr media
"Bazı zaferler sonsuza dek kutlanır."
-Mustafa Kemal Atatürk
10 notes · View notes
koprut · 1 year ago
Text
Bazı zaferler sonsuza dek kutlanır.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun! #30ağustoszaferbayramı #30ağustos #zaferbayramı #zafer #Atatürk #Türkiye
2 notes · View notes
gundembuca · 3 months ago
Text
Görkem Duman, Atatürk’ü 10 Kasım'da doğduğu evde andı
Tumblr media
Buca Belediye Başkanı Görkem Duman: “Atam; emanetin ve bize bıraktığın bu şanlı bayrak, ilelebet payidar kalacak” Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 86. yılında, Selanik'te dünyaya geldiği evde yapılan anma törenine katılan Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, "Merak etme Atam; emanetin ve bize bıraktığın bu şanlı bayrak, ilelebet payidar kalacaktır” dedi. Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, 10 Kasım’da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu evi ziyaret ederek Selanik Başkonsolosluğu'nun düzenlediği anma törenine katıldı. Büyük katılımın olduğu törende, saatler 9'u 5 geçeyi gösterdiğinde duygu dolu anlar yaşandı.
Tumblr media
10 Kasım Atatürk “MERAK ETME ATAM…” Atatürk’ün fikirlerini sonsuza dek yaşatacaklarını vurgulayan Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, şunları söyledi: “Bir ulusun kaderinin değiştiği yerdeyiz; Selanik’te... Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, dünyaya gözlerini bu evde açtı ve böylece bir ulusun makus talihi değişti. O, sadece bir lider değil, bizlere geçmişten bugüne taşıdığımız büyük bir miras bıraktı. 101 yıldır emanet ettiği Cumhuriyetimiz, dimdik ayakta... Bu sevgi ve minnet, her 10 Kasım’da, 86 yıldır süregelen bir milletin özlemiyle birleşiyor. Merak etme Atam; emanetin ve bize bıraktığın bu şanlı bayrak, ilelebet payidar kalacaktır.” “BÖYLE BİR LİDERİMİZ OLDUĞU İÇİN KIVANÇLIYIZ” Türkiye'nin Selanik Başkonsolosu Serkan Gedik ise “Hüzünlüyüz ancak böyle bir önderimiz olduğu için aynı zamanda kıvançlıyız. Atamızın, 'Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' sözleri Cumhuriyet’i, milletine emanet ettiğinin en büyük kanıtıdır" diye konuştu. https://www.youtube.com/watch?v=a7WCFStEB-Y Read the full article
0 notes
gundem7 · 3 months ago
Text
Bornova’da 10 Kasım!
Tumblr media
  Bornovalılar Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 86. Yılında saygı ve özlemle andı. Belediye Başkanı Ömer Eşki, Bornova Belediyesi tarafından 10 Kasım Anma Haftası Etkinlikleri kapsamında düzenlenen Türkülerle Ata’ya Vefa Konseri’ne, çelenk koyma törenine ve Çimentaş Anadolu Lisesi tarafından düzenlenen anma etkinliğine katıldı. Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, “Büyük Önderimize ve emanetlerine sonsuza dek sahip çıkacağız” dedi. Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen resmi törende Bornova Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, Garnizon Komutanı Ömer Şahin Selvi ile siyasi parti ve dernek temsilcileri Atatürk Anıtı’na çelenk koydu. Saatler 09.05’i gösterdiğinde tüm Türkiye’de olduğu gibi Bornova’da da hayat durdu. İki dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Türkülerle Ata’ya Vefa Konseri   Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, aramızdan ayrılışının 96. yılında Bornova Belediyesi’nin düzenlediği anlamlı bir konserle anıldı. Bornova Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu’nun Şef Salih Sütoğlu yönetiminde sahne aldığı "Türkülerle Ata’ya Vefa" konseri, Nevzat Kavalar Kültür Merkezi ve Nikah Salonu’nda gerçekleşti. Türkiye’nin dört bir yanından esintiler taşıyan 21 türkü, salondaki Bornovalılar tarafından coşkuyla karşılandı.   Rumeli’den Kars’a Drama Köprüsü’nden Sarı Zeybek’e   Konser programında, Türkiye’nin farklı bölgelerinden ezgiler yer aldı. Drama Köprüsü’nden Sarı Zeybek’e, Rumeli’den Kars’a kadar pek çok esere salondaki Bornovalılar da eşlik etti. Gecenin sonunda coşkuyla söylenen "Hoş Gelişler Ola" türküsü ise unutulmaz bir atmosfer yarattı. İzleyiciler, hem koroyu hem de solistleri ayakta alkışlayarak tam not verdi.   Başkan Eşki: “Atatürk’ün emanetine sahip çıkılacağız”   Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, etkinliğe dair duygularını şu sözlerle paylaştı:“30 Ağustos kararlılık, 9 Eylül coşku, 29 Ekim gurur, 10 Kasım özlemdir.  Büyük Önderimizi her 10 Kasım’da hasret ve özlemle anmaya devam edeceğiz. İyi ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk varmış, iyi ki bu milletin içinden çıkmış. Atatürk’ü ve onun bizlere bıraktığı Cumhuriyet değerlerini unutmadan, onun izinde yürümeye devam ediyoruz. Bu emaneti hep birlikte daha da ileriye taşıyacağız”
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 3 months ago
Text
Cumhuriyet Bayramı kutlamaları Keçiören'de çelenk sunma ile başladı
https://pazaryerigundem.com/haber/190382/cumhuriyet-bayrami-kutlamalari-keciorende-celenk-sunma-ile-basladi/
Cumhuriyet Bayramı kutlamaları Keçiören'de çelenk sunma ile başladı
Tumblr media Tumblr media
Cadde ve meydanların Türk Bayrakları ile donatıldığı Keçiören’de, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümü kutlamaları kapsamında Atatürk Anıtı’na çelenk bırakma töreni gerçekleştirildi. Kalaba Kent Meydanı’nda saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan törende Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere Cumhuriyetin tüm kahramanları saygıyla anıldı.
ANKARA (İGFA) – Çelenk sunma törenine Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Semra Dinçer, Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, Cumhuriyet Halk Partisi Keçiören İlçe Başkanı Berk Kılıç, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Tumblr media
CUMHURİYET VAR OLMA MÜCADELESİDİR
Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Semra Dinçer, yaptığı konuşmada “Bugün Cumhuriyet Bayramımızın 101. doğum gününü kutluyoruz. 19 Mayıs 1919’da büyük bir kararlılıkla Samsun’a çıkan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bağımsızlık mücadelesini verirken bu ülkede çok kanlar döküldü. Bugün ay yıldızlı bayrağımız dalgalanıyorsa, bunu başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, tüm aziz şehitlerimize ve Kurtuluş Savaşı’nda kadın erkek, genç yaşlı demeden mücadele eden herkese borçluyuz. Cumhuriyet var olma mücadelesidir ve bizler de bu varlığı devam ettirme mücadelesinde olacağız. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi, yaşasın Cumhuriyet Bayramımız” dedi.
CUMHURİYETİMİZİ KORUMAK VE İLERİYE TAŞIMAK İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Cumhuriyet’in önemine vurgu yapan Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, “Cumhuriyetimizin ilanının 101. yılını kutlamak üzere Kurtuluş Savaşımızın ilk karargâhı olan Keçiören’imizde bir aradayız. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarının öncülüğünde yakılan bağımsızlık meşalesi, bugün de aynı inanç ve kararlılıkla yanmaya devam ediyor. Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda milletimizin özgürlüğüne, hak ve hukukuna sahip çıkma iradesidir. Kurtuluş Savaşı yıllarında her türlü zorluğa karşı direnen atalarımız, milli birlik ve beraberlik ruhuyla bu toprakları vatan yapmıştır. İşte o kararlılık, bugün de bizlere ışık tutarak Keçiören’de, Ankara’da, Türkiye’nin dört bir yanında güçlü bir Türkiye inşa etme azmiyle yolumuzu aydınlatıyor. Bizlere emanet edilen Cumhuriyetimizi korumak ve ileriye taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, birlik ve beraberlik içinde, Cumhuriyetimizi sonsuza dek yaşatacağımıza olan inancımızı bir kez daha haykırıyoruz. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
gundemarsivi · 5 months ago
Text
Tumblr media
30 Ağustos: Milletin Kaderini Değiştiren Zafer
✍🏻 Orhan Ayber
https://www.gundemarsivi.com/30-agustos-milletin-kaderini-degistiren-zafer/
Türk milletinin tarih sahnesindeki en önemli zaferlerinden biri olan 30 Ağustos, sadece askeri bir başarı değil, bir milletin varoluş mücadelesinin zirvesidir. Anadolu’nun her köşesi bu zaferin hatırasını taşır; dağlar, vadiler ve ovalar, Türk milletinin bağımsızlık aşkıyla yoğrulmuş azminin yankılarıyla doludur.
20. yüzyılın başları, Anadolu toprakları için zor bir dönemdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü, Sevr Anlaşması’nın ağır şartları ve işgalci güçlerin ilerleyişi, milletin varlığını tehdit eder hale gelmişti. Tam da bu dönemde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bir direniş destanı yazıldı. 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz, Türk ordusunun fiziksel gücünü ve manevi direncini ortaya koydu. Kocatepe’de bir hilal gibi parlayan Türk ordusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliği sayesinde zafere ulaşmıştır.
30 Ağustos Zaferi, milletin umudunu yeniden inşa ettiği, karanlığa karşı direndiği ve bağımsızlık mücadelesinin zaferle taçlandığı gündür. Bu zafer, sadece düşmanı topraklarımızdan çıkarmakla kalmamış, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır. Türk milleti, bu zaferle tarihine yeni bir sayfa eklemiş, geleceğini kendi elleriyle yeniden şekillendirmiştir.
Her yıl 30 Ağustos’ta, bu büyük zaferi kutlarken, aslında bir milletin yeniden doğuşunu anıyoruz. Bu zafer, bağımsızlığın ve özgürlüğün değerini hatırlatırken, geleceğe olan sorumluluğumuzu da vurgular. 30 Ağustos, yaln��zca bir askeri zafer değil, aynı zamanda bir halkın iradesinin ve inancının zaferidir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleri, milletimizin azim ve kararlılığını özetler:
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.”
Bu söz, 30 Ağustos Zaferi’nin sadece bir meydan muharebesi değil, topyekûn bir direnişin ve ulusal bilincin uyanışının simgesi olduğunu gösterir. Her karış toprağın vatan kabul edildiği, her bireyin bu mücadelede yer aldığı bir zaferdir bu.
Bugün bizler, bu büyük zaferin mirasçıları olarak, 30 Ağustos’ta bir araya gelip bağımsızlığımızı kutlarken, milletimizin birliğini, beraberliğini ve geleceğe olan inancını da pekiştiriyoruz. Bu inanç ve azimle, Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza dek var olacağına olan güvenimiz tamdır. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!
“Zafer, ‘Zafer benimdir’ diyebilenindir. Başarı ise, ‘Başaracağım’ diye başlayarak sonunda ‘Başardım’ diyebilenindir.”
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk
Bu büyük zaferin detaylarını sizlere özenli başlıklarla hazırladım…
Değerli dostlarım bugün sizlere Zafer günlerinden söz edeceğim Tarihimizin En Pırıltılı, En Coşkulu Yıllarından bahsedeceğim.
Sakarya savaşı 22 gün ve 22 gece sürmüştür. Emperyalist güçlerin desteklediği Yunan orduları çok daha donanımlı olmasına karşın savaşı Gazi Mustafa Kemal komutasında Türk ordusu kazanmıştır…
Bu savaş dünya savaş literatüründe “Subaylar savaşı” olarak anılır. Gerçekten hiçbir savaşta bu kadar çok subayın hiç tereddüt etmeden düşmanın önüne atılıp şehitlik mertebesine ulaştığı görülmemiştir.
Ben bu yoruma bir başka görüş eklemek isterim Sakarya savaşının isimsiz kahramanları ise Türk kadınlarıdır.
Sakarya savaşının sonuçları şöyledir (Sinan Meydan’ın yazılarından)
Yunan ordusu maddi ve manevi olarak sarsıldı.
2) Fransa Başbakanı Briand barış yapılmasını istedi.
3) İngiliz Başbakanı Lloyd George Sevr ruhuna veda etmek gerekir dedi. Türk Devleti’ni yok sayan Sevr, tarihin çöplüğüne gitti.
4) İtalya Anadolu’dan çekildi.
5) Bu savaştan sonra TBMM, MUSTAFA KEMAL’e GAZİ ve MAREŞAL unvanı vermiştir…
30 Ağustos Kurtuluş savaşı; Savaş 26 Ağustos saat 05.30’da topçu ateşi ile başladı. İsmet Paşa’nın anılarından “27 Ağustos günü bazı önemli tepeleri zapt etmiştik yunan ordusu bozgun halinde geri çekiliyordu ve Afyon’u işgalden kurtarmıştık.” (Bu yazılarımı Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin belge ve anılarla 30 Ağustos Zaferi yayınından aldım.)
30 ağustos Dumlupınar meydan muharebesi ve kesin zafer:
Gazi Mustafa Kemal Paşa “Türkiye Büyük Millet Meclisi orduları İlk hedefiniz Akdeniz’dir… İleri!” emrini verdi.
Türk ordusu verilen bu emirle tam dokuz günde hedefe ulaştı. Karşısında düşmana yıkılan yakılan köylere kasabalara rağmen ve koşarak 9 Eylül’de İzmir’e ulaştı. Yiyecekleri bir çorba ve kuru ekmekten ibaretti… Tarih böyle bir destana tanık olmadı olamazdı.
Gazi paşamızın emrini alan kahraman ordumuz, başta süvarilerimiz olmak üzere tüm Anadolu’muzu kurtarır. Yunan ordusu kaçarken geride büyük bir enkaz bırakmıştır. Ordumuz 8 Eylül’de Manisa’ya girer.
Ben Manisa işgal günlerini Çanakkale şehidi eşi olan rahmetli Satı sonra aile soyadını alan Satı Ayber’in anılarından söz edeceğim.
Manisa Mutasarrıfı Giritli Hüsnü’dür. Gerçek bir hain ve Türk düşmanıdır. Bu hain, ülkeden kaçtıktan sonra Hüsniyadis adını almıştır.
İşgalden bir gün önce Manisa halkını istasyona davet etti. Bizler de gittik, istasyon meydanındaki ağaçlarda asılarak idam edilmiş 5 genç delikanlı vardır. O sıralarda Yunan ordusu Manisa’ya trenle gelmek üzeredir. Bu 5 genç mutasarrıfın yanına gelerek “Manisa’mıza Yunan askerini sokmayacağız” dedikten sonra onları adamlarına yakalatıp asan bu hain vali, “Bu olay size ders olsun, Yunanlılar buraya padişahımızın izniyle geliyorlar.” dedi.
Manisa şehri bu hainin yönetiminde 3 yıl kalır. Fakat Yunan ordusu yenilip bozguna uğrayıp kaçarken Hüsniyadis tüm Manisa halkını katletmek ister ve halkı meydanlara toplar. Ancak bazı gençler arabalara yerleştirilen makineli tüfekleri fark eder ve Bütün Manisa halkına Spil dağına doğru koşmalarını önerirler.
Herkes dağlara koşmaya başlar rahmetli babam o zaman 3 yaşlarındadır. Zaman zaman gençler onu kucaklarına alarak yardımcı olurlar. Artık Spil dağının tepesindelerdir ve şimdilik güvendelerdir. Dağ köylerinde Yörükler halka ayran ve yemek ikram ederler ve heyecanlı bir bekleyiş başlar.
Bu arada Süvari kolordumuzun komutanı Fahrettin Altay Paşa Manisa halkının toptan yok edileceği haberini alır ve Yüzbaşı Hüsnü Bey’e en kısa zamanda Manisa’ya ulaşması emrini verir. Dağın tepesinde birkaç gençte dürbün vardır. Ovada bir toz bulutu görürler hiçbir bayrakları yoktur hemen anlaşılır ki bunlar yenilen Yunan ordusu kalıntılarıdır.
Az sonra bir genç avazı çıktığı kadar bağırır “Gazi’nin askerleri geliyor! Bizim askerlerimiz geliyor!” demesi ile birlikte hepimiz kadınlar, çocuklar, yaşlılar, sakatlar sel gibi ovaya doğru akıyorduk ve onlara ulaştığımızda hepimiz ağlıyorduk.
Askerlerimizin çizmelerini öpmeye çalışırken hep aynı uyarıyı alıyorduk.
“Gazi paşamızın emri var yarın İzmir’imizi kurtarmalıyız…”
Bu arada süvari yüzbaşısı Hüsnü Bey, son olarak oradaki Manisalılara, “İçinizde üst düzeyde bir görevli var mı?” diye sorar. Bir İlkokul müdürünü gösterirler ona “Manisa’daki Rumların ordumuzun geldiğini bilmelerine rağmen terk etmeyenleri incitmeyin.” der ve “Gazi paşamızın emridir.” Diye devam eder.
Şimdi sizlerle ilkokul günlerimin anılarını paylaşacağım:
Yer Manisa: Murat Germen ilkokulunda okuyorum. O zamanlar başta Cumhuriyet bayramı olmak üzere tüm milli bayramlar coşkuyla kutlanırdı.
Biz öğrenciler gaziler geçerken başımızdaki öğretmenlerin uyarılarına rağmen cadde kenarına koşar, gazilerimizin geçişlerini çılgınca alkışlardık. Gazilerimizin en önünde Manisa Tarzanı olarak anılan bugün rahmetli olan Ahmet Bedevi yürürdü. Halk onları büyük bir coşku ile alkışlar bazı kız arkadaşlarımız duygulanarak ağlardı…
Düşünüyorum da ne güzel günlermiş o günler!!!
Kurtuluş savaşımızın sonunda Yunanlılar yenilgiye uğrayan tüm komutanlarını idam etti… Kurtuluş savaşı bir destandı. Tüm dünyanın takdirini kazanan bir ülkeyi 100 yıl ileri götüren bir destan…
Gerçi Yunanlılar kadar Türklerin içinde de bu zafere üzülen hainler de oldu; mesela onlardan bir tanesi ismini anmak bile istemiyorum “Keşke Yunan kazansaydı ülkemize laiklik gelmeseydi” demişti…
Peki, aynı Yunanlılar bugün ne yapıyorlar? Şimdi de ABD’nin peşine takılmışlar Trakya sınırımıza yakın bir mesafede üs kuruyor ve küstahça ülkemize meydan okuyorlar.
Bu olay bana şu geçmişi hatırlattı; Lozan görüşmeleri sırasında Lord Curzon, İsmet Paşa’ya aynen şöyle söyledi: “Aylardan beri görüşüyoruz, istediklerimizin hiç birini alamıyoruz ama neyi reddederseniz cebimize atıyoruz ve saklıyoruz. Ülkeniz yoksuldur, yarın gelecek bizden yardım isteyeceksiniz. Para bizde ve” ABD büyükelçisini gösterir “Onda var o zaman cebimizdekileri birer birer önünüze koyacağız…”
Bugüne kadar emperyalistlerin bu beklentileri (ama bugüne kadar) hiç gerçekleşmedi. Ata’mızın yolunda, Türkiye, tarihin en büyük kalkınma hızını yakaladı. Ülkemizde binlerce fabrika kuruldu. Anadolu baştanbaşa demir ağlarla döşendi. Kooperatifçilik ve köy enstitüleri ile müthiş bir kalkınma hızını yakaladık. Ta ki son dönemlere kadar…
Nedenine girmek istemiyorum ama bugün maalesef Lord Curzon’un beklentileri gerçekleşti. İngiliz Savunma Bakanı, utanmadan “Türkiye göçmen ara karargâhı olmalı.” demişti.
Eski saygınlığımızı artık okuyamıyorum dış siyasette.
Ata’mızı yitirdik ancak onun büyük eseri NUTUK hepimizin gönlünde.
Değerli dostlar bugün pırıltılı günlere gittik, kendimi bu haftalık huzur içinde hissediyorum.
Sizler de aynı duyguları hissediyor musunuz?
***
Milli Mücadelemizin Simge İsimlerinden Bazıları:
1. Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Hiç şüphesiz, 30 Ağustos Zaferi’nin baş mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk, Türk milletini bağımsızlık mücadelesine yönlendiren liderdir. Kocatepe’den 26 Ağustos sabahı taarruz emrini verdiğinde, yalnızca bir askerî harekât başlatmamış, bir milletin kaderini değiştirmiştir. Atatürk’ün şu sözü, onun kararlılığını ve liderlik vasfını özetler: “Ya istiklal ya ölüm!” Atatürk, sadece savaşın yöneticisi değil, aynı zamanda milletin umudunu yeniden yeşerten kişiydi.
2. Fevzi Çakmak
Mareşal Fevzi Çakmak, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli komutanlarından biridir. Askeri dehası ve kararlılığıyla Türk ordusunun yeniden yapılandırılmasında büyük rol oynadı. Büyük Taarruz sırasında, Batı Cephesi Komutanı olarak kritik kararlar almış ve zaferin kazanılmasında kilit bir rol oynamıştır. Onun dirayeti ve stratejik zekası, savaşın seyrini değiştiren faktörlerden biri olmuştur.
3. İsmet İnönü
İsmet İnönü, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli figürlerinden biridir. İnönü, I. ve II. İnönü Savaşları’nda gösterdiği başarılı savunma taktikleriyle Türk milletinin moralini yükseltmiş ve düşmanı durdurmayı başarmıştır. Büyük Taarruz’da ise Genelkurmay Başkanlığı yaparak, savaşın planlanmasında ve uygulanmasında önemli rol oynamıştır. İnönü’nün soğukkanlı liderliği ve stratejik aklı, zaferin önemli yapı taşlarından biridir.
4. Kazım Karabekir
Kazım Karabekir, Doğu Cephesi’nde Ermenilere karşı başarılı bir askeri harekât yürütmüş, Erzurum ve çevresini düşman işgalinden kurtarmıştır. Bu başarı, Kurtuluş Savaşı’nın diğer cephelerinde de moral etkisi yaratmıştır. Karabekir, aynı zamanda Milli Mücadele’nin siyasi ve askeri temellerinin atılmasında önemli bir figürdür. Onun inancı ve kararlılığı, savaşın kazanılmasında önemli bir rol oynamıştır.
5. Halide Edib Adıvar
Halide Edib, bir yazar ve mücadeleci olarak Milli Mücadele’ye katılmış ve Türk milletinin bağımsızlık savaşında önemli bir rol oynamıştır. İstanbul’un işgali sırasında yaptığı konuşmalar ve yazılarıyla halkı bilinçlendirmiş, Anadolu’ya geçerek Mustafa Kemal’in yanında yer almıştır. Onun en bilinen hikayelerinden biri, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında cephede askerlerle birlikte olmasıdır. Halide Edib, sadece bir edebiyatçı değil, aynı zamanda bir direnişçi olarak da hafızalarda yer edinmiştir.
6. Şerife Bacı
Milli Mücadele’nin simge isimlerinden biri olan Şerife Bacı, İnebolu’dan cepheye cephane taşırken can veren bir kahramandır. Zorlu kış şartlarında, bebeğini ve mermileri korumak için verdiği mücadele, Türk kadınının fedakârlığını ve vatan sevgisini simgeler. Şerife Bacı, Kurtuluş Savaşı’nın isimsiz kahramanlarından biri olarak, Anadolu kadınının direnişinin sembolü olmuştur.
7. Rauf Orbay
Rauf Orbay, Kurtuluş Savaşı sırasında milli mücadelenin önemli siyasi figürlerinden biri olmuştur. İlk TBMM Hükümeti’nde Bahriye Nazırı olarak görev yapmış, Lozan Konferansı’na katılmış ve savaşın ardından Cumhuriyet’in ilk denizcisi olarak tanınmıştır. Özellikle Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasında gösterdiği dirayet ve diplomasi yeteneği, onun tarihimizdeki yerini sağlamlaştırmıştır.
8. Ali Fuat Cebesoy
Ali Fuat Paşa, Batı Anadolu’daki Kuvayı Milliye direnişini örgütleyen önemli komutanlardan biridir. O, Sakarya Meydan Muharebesi’nde gösterdiği cesaret ve askeri beceri ile dikkat çekmiştir. Ali Fuat Paşa, aynı zamanda Batı Cephesi’nde Yunan kuvvetlerine karşı yürütülen mücadelede etkin bir rol oynamış, zaferin kazanılmasında önemli bir katkı sağlamıştır.
Bu önemli şahsiyetler, 30 Ağustos Zaferi’ni mümkün kılan isimlerdir. Her biri, milletimizin bağımsızlık mücadelesine yön vermiş, zorlu şartlar altında büyük fedakârlıklar yaparak zaferin kazanılmasını sağlamıştır. Onları anmak, sadece bir vefa borcu değil, aynı zamanda geleceğe ışık tutan bir görevdir. Bu zaferin ardında yatan insan hikayelerini unutmamak ve gelecek nesillere aktarmak, milletimizin bağımsızlık ruhunu canlı tutmanın en önemli yollarından biridir.
***
Sakarya ve Kurtuluş Savaşımızın Kahraman Kadınları
Büyük önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 1934 yılında “Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını verdiği” zaman Ata’mızın yaşadığı görkemli günlerde ki en büyük devrimi yaşamıştık. Ata’mızın Türk kadınına layık gördüğü bu haklar pek çok Avrupalı ülkelerden önce gerçekleşmiş ve o ülkelerde kadınların aynı hakları almalarına örnek olmuştur. Ata’mızın Türk kadını ile ilgili sözlerinden bazılarını seçtiklerimi sizlere sunuyorum;
— Ey kahraman Türk kadını “sen yerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”.
— Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir.
— Kadınlarımız erkeklerden daha çok aydın ve bilgili olmaya mecburdurlar.
—Kadınlarını okutmayan milletler ölüme mahkumdurlar.
— Atatürk devrimi aynı zamanda bir kadın devrimidir, bunda kadınların da örgütlü çabaları etkin rol oynamıştır.
Şimdi şöyle düşünüyorum; Atamızın Türk kadınına verdiği bu destek ve haklar için Sakarya ve Kurtuluş savaşlarımızda, Türk kadınlarının başarılarının rolü olmuş mudur?!.
Kahraman kadınlarımızdan önde gelen bazı mühim örneklerimiz;
1) Nene Hatun; Rus cephesinde ki savaşta önemli görevler üslendi, eline aldığı davulla köy köy dolaşıp halkı savaşa
çağırdı. 1955 yılında ilk anneler gününde yılın anası unvanı verilmiştir.
2) Şerife Bacı; Sakarya savaşında cepheye malzeme taşıyan yürekli kadınımız, aşırı yağmur nedeni ile malzemeler ıslanmasın diye; çocuğunun battaniyesini örten mucize Türk kadını.
3) Halide Onbaşı.
4) Çete Emir Ayşe.
5) Kara Fatma; Yunanlara karşı kadın savaşçılardan kurduğu müfrezelerle büyük zayiat verdiren kahraman kadınımız.
5) Gördesli Makbule; Yunan ordusu ilerler iken, geri çekilen askerlerimize cesaret vermek için ileri atılan ve o anda şehit düşen kahraman kadınımızın hayatıdır.
6) Tayyar Rahmiye.
7) Hafız Selman İzbelli.
8) Hemşehrim (ben annem tarafından demirciliyim), Demirci kaymakamı Etem bey ve eşi Demirci /Simav hattında düşmana karşı büyük başarılar göstermiştir.
Erkeklerimizin büyük çoğunluğu, yıllar boyu süren savaşlardan ya sakat yada şehit düşmüşlerdi ve kadınlarımız Vatan savunmasında hiçbir karşılık beklemeden yiğitçe savaştılar!
Kahraman Kadınlarımıza verilen hiçbir ödülü kabul etmediler. Anne şefkatiyle, Ana Dolu memleketimizi kadınlarımızsız korumak mümkün değil.
Atatürk, Türk kadın kahramanlarımızın bu değerli başarılarından etkilenerek; Dünya’da kadınlarımıza tüm haklarını ilk veren dünya lideri oldu. Kadınımız, Atatürk’ün vermiş olduğu haklarıyla sosyolojik feraha ulaştırırken, önlerindeki tüm engeller kalkmış oldu. Artık, yarınlarını ileriye götürecek analar çocuklarını yetiştirmeye hazırlandı.
Eğer bir gün inanıyorum ki bu ülke tekrar işgale uğrarsa, milli tarihimizdeki gibi yine kadınlarımız savaşlarda öncü olacaklardır.
Son sözüm ise; son yıllarda her gün birkaç kadınımızı katleden alçaklar için ne söyleyebilirim ki!!!
***
Milli Tarihimizin Şanlı Yıldönümlerindeyiz…
Bugünler Ülkemizin çok özel günleri ve onları sırası ile sayarsak;
1) Lozan Zaferi 24 Temmuz,
2) Erzurum Kongresi 23 Temmuz / 7 Ağustos,
3) Hatay ilimizin Anavatana katılması,
4) Türkiye basın özgürlüğü bayramı,
5) Kahraman Türk ordusunun Kıbrıs Zaferi.
Şimdi sırası ile konularımıza dönelim;
Lozan Zaferi 24 Temmuz;
Bu çok değerli zafer genellikle, Türkiye’mizin Tapusu olarak nitelendirilir ve İsmet Paşanın oradaki direnişi çok anlamlıdır. Lozan konusunda çok şey söylenebilir, fakat ben biraz farklı bir konuda düşüncelerimi yazacağım…
Lozan Konferansı aslında iki bölümdür İngilizler Kurtuluş Savaşımızda Rusların ülkemize destek vermesinden çok ciddi kuşku duymuşlardır. Acaba Türkiye Kominist olabilir mi?
Bu nedenle birinci görüşmeler tıkanır ve heyetler ülkelerine geri döner.
Lozan görüşmeleri tıkanınca heyetler ülkelerine geri döndü… Gazi Mustafa Kemal ani bir kararla İzmir‘de
İktisat Kongresini düzenledi….
Bu kongrede; ameleler (işçiler) salonun solunda tüccarlar salonun sağında otursunlar, der… Atamızın bu mesajı hemen İngiltere’ye ulaşmıştır. Çünkü, Atamızın niyeti Avrupa değerleridir; yani Fransız ihtilalinden alıntılardır. İngiltere yönetimi rahatlamıştır… Ve Lozan heyetimizi tekrar davet ederler.
Lozan Zaferi için şunu açıkça ifade etmek isterim ki Atatürk’ün engin kültürü ile Lozan Zaferinin önü açılmıştır. Ayrıca, Osmanlı borçları sorunu da çözülmüştür.
2) Erzurum Kongresi 23 Temmuz / 7 Ağustos 1919;
Bu kongrede alınan tarihi karar;
“Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz.”
Bu kararın Kurtuluş Savaşımızın şekillenmesinde özel bir rolü olmuştur. İlk kez ele alınan konular ile bağımsızlık arzumuzun eyleme geçişi için yurttaki direnişin birleşmesi yolunda ilk adım olmuştur. O kongreye katılan heyetin önünde saygı ile eğiliyorum ve tabii ki en başta Gazi M. Kemal Paşa’mızın.
3) Hatay ilimizin Anavatana katılması 23 Temmuz 1939;
Günlerden pazar, saat 11.40 Antakya’daki kışladan Fransız bayrağı indiriliyor ve yerine şanlı Türk bayrağı
asılıyor (gönlüm diyor ki o an orada olmak o şanlı bayrağımızın karşısında selam durmak… Ne büyük bir onur!)
Hatay’ımızın anavatana katılışının çok anlamlı gerçek bir öyküsü de var.
Yer Ankara, Mekan Karpiç Restoranı. O anda Fransız büyükelçisi M.Ponceau ve heyeti oradadır. Atatürk, Sabiha Gökçen’i oraya çağırır ve silahını alıp gelmesini ister. Aslında o günlerde Fransızların kafasında Hatayı Suriye ye vermek gibi bir eğilim vardır, bazı sıradan konuşmalardan sonra Sabiha Gökçen tabancasını çeker ve 3 el tavana ateş eder ve bağırarak “Hatay Türk’tür ve Türk olacaktır”der…
Hemen sonra polisler gelir ve paşamız suçlu olarak Sabiha’yı gösterir ve kendisini karakola götürürler… Hemen arkasından Atamızın kız kardeşi Makbule aynı davranışla silahını çeker ve 3 el tavana ateş eder ve “Hatay Türk’tür ve Türk’ün olacaktır” diye bağırır, o da karakola götürülür cezaları 24 saattir.
Ancak mesaj yerine ulaşmıştır, Fransa heyeti Türkiye ile Hatay için savaşmayı göze alamaz ve Hatay 2 yıl sonra ülkemize katılır.
Ulu önderimiz; “Hatay, benim namusumdur orayı mutlaka alacağım.” demişti ve “Kırk asırlık Türk yurdu, düşman elinde esir kalamaz.” diyerek Hatay’ın esir olmasına izin vermeyeceğini dile getirmişti. Hasta yatağında Hatay’ı soruyor ve Hatay için çabalıyordu. Atamız çok hastaydı ve o günü göremedi… Ama 1938’de Hatay da yapılan resmigeçitte, iki askerin sırtına dayanarak resmigeçit bitene kadar askerleri selamladı…
4) Türkiye’de Basın Özgürlüğü Bayramı;
1915 yılında basına sansürün kalkması sonucu alınan bu karar (ayrıca, Osmanlının basındaki politikalarını 1946’da yeniden yürürlüğe sokulmuştu) ile büyük acılar yaşamış olsalar da tüm basın camiasını kutluyorum; başta rahmetli Uğur Mumcu olmak üzere ve yine bugün her türlü baskıya rağmen direnen basın mensuplarını kutluyorum.
5) Kıbrıs Barış Harekatı;
Bu Harekat tamamen adını ansalar da anmasalar da rahmetli Bülent Ecevit’in başarısıdır… Harekatın içeriğine fazla girmeyeceğim bu konularda çok kitaplar yazıldı. Fakat bir önceki İktidar döneminde Türkiye iki kez çıkarma girişiminde bulundu ve her ikisinde de ABD donanması geri çevirdi… O günler yola çıkarken sevdiklerine eşlerine sarılıp şehit düşersek VATAN sağ olsun diyenlerin, ertesi günü Mersin’e geri dönen askerlerimizin hayal kırıklığını tahmin edebilir miyiz!!!
Son sözlerim;
Değerli arkadaşlarım, çok heyecanlı çok coşkulu günlere gittim… Bizim Kurtuluş Savaşımız denilen Kurtuluş Savaşı Destanıdır. Bu destansı savaşı en güzel anlatan dünyaca ünlü vatan şairimiz Nazım Hikmet’in Kurtuluş Savaşı Destanını okurken insanın gözleri yaşarır.
O günler Atamızın Ya istiklal ya ölüm çağrısına yurt dışında yaşayan onbinlerce gencimiz vatan imdadına koştular; pek çoğu şehit oldu vatanın istiklali uğruna!..
Şimdi bakıyoruz kendi ülkelerindeki savaştan kaçanlar; ister Suriyeli olsun isterse Afgan ülkemizdeler!
Biz vatanı zorda ise, vatan için canını veren insanların ülkesiyiz…
Orhan Ayber
0 notes