#Arkaplanda
Explore tagged Tumblr posts
muratbaseren · 1 year ago
Text
Android 2.3.6 ‘da Uygulamaları Kapatmak
Android işletim sistemi bulunan cep telefonunuzda çalışan uygulamalar bazen can sıkıcı bir hal alabilir. Arkaplanda açık bulunan uygulamalar cihazınızı yavaşlattığı gibi aynı zamanda telefonunuzun şarjının hızlı bitmesine sebep olur. Bu yazımızda sizlere çalışan uygulamalarınızı görüntülemeyi ve bu uygulamaları nasıl kapatabileceginizi göstereceğim. Continue reading Untitled
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
noksanbiri · 4 months ago
Text
sanki hayat bana bütün sandalyelerini doldurmuş. zaman ilerledikçe insanın kendi kendine katlanması bile imkansız hala geliyor. olaylar silsilesi seni bildiğin hayatından kopartıyor ve yaşantın arkaplanda devam ediyormuş gibi geliyor. son birkaç haftadır böyle. kafamın içinde olan şeyler artık benliğimede zarar veriyor. bunun bana etkisi çok fazla. otobüsüm de bir tane yaşlı teyze düştü öncesinde tanıdığım muhabbet ettiğim bir teyze. ama beni o kadar rahatsız etti ki bu durum. belki de benim dalgınlığım yüzünden oldu bilmiyorum. belki de seneler sonra bugün ilk defa sağlık ocağına muayene olmaya gittim. olayların vücuduma etkisi beni rahatsız ediyor. dalgınlığım. vücudumda strese bağlı çıkan lekeler. kaşıntılar. aldığım kararlar o kadar yanlış ki. söylediğim sözler. yaptığım şeyler. o kadar yanlış. o yüzden dedim katlanamıyorum kendime. vicdan konusuna hiç girmiyorum. girersem eğer normalde kafamı yastığa koyar koymaz uyusam bile uyuyamıyorum. şuraya kadar yazdığım yazı bile o kadar karmakarışık ki. insan bir süre sonra yok olmak istiyor. her şeyden silinmek yok olmak. hayat bana tat vermiyor artık. ve git gide çekilmez aksi birisine dönüşüyorum. her şeye stres yapar oldum. her şeyi de kafaya takar oldum. bizim köy yolunda bir sürü ay çiçek tarlası var. eskiler bilir eskiden olsa burayı doldurdum öyle fotoğraflarla ya da akşam üzeri gördüğüm güzelim gökyüzünü atardım. gördüğüm güzelliklere bile tepki veremiyorum artık. görmezden geliyorum. mutluluk bana çok uzakmış gibi geliyor. ya da artık mutluluk aramıyorum. hiçbir şeyin benim için anlamı yokmuş gibi. yaşadığım hayat ise günü bitirmek adı altında geçiyormuş gibi. kafamı susturamıyorum. düşüncelerimi durdurmak istiyorum ama çoğu zaman başarısız oluyorum. güneş gözlüğü taktığım zaman içten içe gözlerim sulandığı zaman kimse görsün istemediğim için takıyorum. hayat. hayat. sanki bana sırtını çevirmiş gibi hissediyorum. en dipte çok dipte hissediyorum. sanki uçsuz bucaksız bir yol kenarında çıkan dikenler gibi hissediyorum kendimi. hem kendime yararım yok hem de çevrem olan insanlara da zarar veriyormuş gibi. ne olacak? sürekli kendime böyle sesleniyorum. içimde olan karmaşaya böyle sesleniyorum. hiçbir cevabı yok. olmayacakta biliyorum. her şeyin bittiğini de hissediyorum. ama yaşantım böyle devam edecekse ömrümün de artık son bulmasını istiyorum. bu düşüncede sağlıklı değil tavsif ettiğim bir şey değil. ama hayata karşı duruşum yok oluyor. yoruldum. her şeyden. belki de bu son sevgiyle diyişim bu yazıda. çünkü her şeye karşı inancımı kaybettim. o siyah noktada yok olmak istiyorum. hoşça.
78 notes · View notes
bungoustraydogs-tr · 1 month ago
Note
Fandom genel olarak tolstoy konusund heyecanlı ama yazar olan dostoyevskinin hepimiz gogolun paltosundan çıktık demesine ragmen gogolu daha arkaplanda goruyoruz bence tolstoy gelse bile fyodor ya da dengi bi karakter olarak gormeyiz
Seride ast üst ilişkileri gerçek hayata göre farklılıklar gösteriyor, aynı şeyler ana karakterler için de geçerli. En basit örneği yazar Dazai, Akutagawa'ya hayranken hatta Akutagawa ödüllerini kazanamadığı için jüriye hakaret yazısı yazmışken bile mangada Dazai'yi usta olarak gören ve takıntılı olan kişi Akutagawa. Gerçek hayatta Mori ile Higuchi'nin yüz yüze tanışıklığı yoktu fakat Higuchi, Mori'nin çok takdir ettiği bir yazardı. Hatta Higuchi öldüğünde cenazesini ordu cenazesine uygun bir şekilde (yazar Mori orduda da çalışmıştı, cenaze törenini atın üstünde yapmayı istiyordu) yapmak istemişti. (Dönemin şartlarından dolayı Higuchi'nin "itibarına ve namusuna" zarar verebileceği için bu isteği reddedilmişti) Ama mangada Higuchi, Mori'nin astı olarak karakterlerin arasında güçsüz bir konumda. Bahsetmek istediğim şey yeni gelen karakterlerin konumu, nüfuzu ve rütbesi tamamen Asagiri'ye bağlı. Tolstoy seriye katılırsa bu yüzden nasıl görürüz tahmin edilebilir bir şey değil çünkü Tolstoy ile Dostoyevski de gerçek hayatta yüz yüze tanışmamışlardı. Şahsen ben hükümet, devlet memuru ya da asker, hangi konumda olursa olsun Dostoyevski'nin dengi olarak görmek isterdim ama tabii yazarın karşısında okuyucuların görüşünün pek bir önemi yok.
9 notes · View notes
piksel · 3 months ago
Text
eve girdigim an avrupa yakasi acip makyajimi cikariyorum sonra bakim falan derken arkaplanda sabaha kadar devam ediyo
13 notes · View notes
jupiterliyazar · 1 year ago
Text
En güzel hatırayı bile bir bıçak gibi kesen o buruk his belki bir gün bizi bırakır diye dua ediyordu. Arkaplanda hep bir fırtına varmış gibi hissettiren sızlatan bir duygu hakim oluyordu o zamanlar.
M.
20 notes · View notes
benmisim · 3 months ago
Text
doğum günüme az kaldı. 30 oluyorum. dedim şöyle bir harddiski kurcalayayım, son on yılın fotoğraflarına bakayım, bazılarını seçeyim ve bastırayım, bi albüm hazırlayayım kendime. üç günümü verdim, akşam çocuk uyuduktan sonra saatlerce albümlere baktım. ve çok değişik bişi oldu arkadaşlar. normalde zihnimin içinde geçmiş anıları canlandırırken "vay be ulan ne güzel günlerdi ya harikaydı bir daha öylesi olmaz" falan derken, albümlerde geçirdiğim saatler içerisinde "ne alakası varmış ya" oldum :d çok enteresan. hani tamam güzeldi, hoştu. ama mesela son on yıl içerisinde yalnızca tek bir yılmış aslında o çok güzel geçen :D ben onu çok genele yaymışım, geçmiş genel olarak o yıl kadar güzelmiş gibi gelmiş. -ki o yıl bile o kadar kılçıksız güzel değil, orada da arka planda can sıkan şeyler var. neyse. vardığım netice şu oldu. kesinlikle dönüp bir daha yaşamak isteyeceğim zamanlar değil. hiçbiri. tekrar yaşamak isteyeceğim "anı"lar olabilir ama dönemler asla. çok güzel günlerim oldu ama arkaplanda, kuşkusuz fotoğraflarda gözükmeyen çok can sıkıcı ruh halleri içindeydim hep. yani dertler sıkıntılar hep olur ama o ruh hali başka bişey. bir tavırdan, bir bilinç düzeyinden söz ediyorum. o bilinç düzeyinde, o tavırda niye olmak isteyeyim. o yüzden şu otuz yılımın içinde gerçekten ulan bir daha dönüp yaşasam, şöyle bari bir uzaktan izlesem diyeceğim hiçbir yıl yok. insan hiç değilse çocukluğundan bir yıl söyler, çocukluk dediğin en pozitif zamanlardır güya, benimse en istemeyeceğim zamanlar olabilir o çocukluk zamanları. hayatıma dönüp baktığımda kendimi pek göremiyorum ya. yok yani, dürüst bir hilal yok. ortada zaten bir hilal yok. hep birilerinin hilal'i o. "ben" dediğimde düşündüğüm, aklıma gelen, aslında başkalarının hilal'iydi. başkalarının gözünden seyrettim ve değerlendirdim kendimi. anne babasının hilal'i, kardeşlerinin hilal'i, arkadaşlarının hilal'i, sevgililerinin hilal'i, komşularının, hocalarının, yabancıların... lisede iklimler'i okurken beni en etkileyen ve aklımda en çok yer eden pasajın philippe'in "şahsiyeti"yle alakalı pasaj olması boşuna değildi. kendimi philippe gibi hissediyordum: "şahsiyetim birbiri üstüne gelmiş tabakalar halindeydi. en üstte annemin babamın istedikleri sade bir philippe vardı. marcenat'lara vergi göreneklere bağlı, az çok inatçı bir delikanlı. sonra denise aubry'nin philippe'i geliyordu: zaman zaman şehvete düşkün ve kaba. sonra bertrand'ın ince duygulu, gözü pek philippe'i. daha sonra da halff'ınki: keskin düşünceli ve sert genç adam. bunların altında da hepsinden daha gerçek bir philippe bulunduğunu bilmiyor değildim. bununla bağdaşabilseydim beni yalnız o mesut edebilirdi. ama onu tanımak zahmetine bile katlanmamıştım".
-1-
4 notes · View notes
perge · 2 years ago
Text
Biliyorsunuz genel olarak enerjisi yüksek paylaşımlar yapıyorum. Dolayısıyla muhataplıklarım da bu şekilde oluyor. Espriler yorumlar derken dışarıdan bakıldığında yanlış anlaşılabiliyorum. Kime ne yorum yaptıysam tüm muhataplığım o kadardır. Kimsenin özel hayatına müdahil değilim. Olma gayesinde değilim, bana karşı da olunmasın. Kimsenin özeline gidip kimseyi irdelemem sorular sormam gereksiz ve farklı amaçlı yakınlık kurmaya çalışmam. Selamlaşmaktan öte sohbet ettiğim kişi sayısı bir iki kişiyi geçmez. O kişilere karşı dahi haddim ve sınırım belli dir. Göz önünde rahat hareket etmemin sebebi “göz önünde” olduğundan dır.” Burada böyleyse arkaplanda kimbilir nasıldır. ( Hmm ne anasının gözü o. Saman altından suyu, suyun altından ineği yürütür o. Herif ne yürüyor beee. İki gönül bir olunca pergenin samanlığı ateşe verirmiş ':) “düşünceleri geçmesin akıllardan. Terbiyemi ve saygımı daima ön planda tutmaya çalışırım arkaplanda. ( Gerçi ön planda da terbiyesiz değilim. Galiba, Umarım değilimdir :d
23 notes · View notes
acid-gramma · 11 months ago
Note
nej bir seyler cizerken ya da odev vs yaparken arkaplanda ne dinliyosun genelde
lofi
5 notes · View notes
sarjimaz · 2 years ago
Text
Telefonum babaanne telefonu gibi yüz tane uygulama açık arkaplanda
3 notes · View notes
theinfectedbat · 28 days ago
Note
bildirimler açık olmasına rağmen bildirim gelmedi,, kusura bakma hemen dönemedim. ya ben şimdi mezun senemdeyim ve özel kütüphane gibi bi yere gidiyorum haftalık program yapıyorlar. programı yetiştirmem lazım işte geçen hafta da ufak eksikliklerim vardı zaten. bu sefer tam olsun istiyorum. uykusuz da kalamayan biriyim bugün 3 gibi yatsam 5 saat uyumuş oluyorum nasıl ders çalışıcam sabah bilmiyorum artık. fazla konuştum sanırım biraz aghdsahgsd
Ya Tumblr'ın bildirim sorununu biliyorum ben de yaşıyorum. Sırf bundan dolayı uygulamayı arkaplanda açık bırakıyorum bu yüzden telefonun bataryasını öldüreceğim galiba msksmsks. Sorun yok bu yüzden. Mezun psikolojini tatmadım ama en yakınlarımın tattığına şahit oldum o yüzden seni az çok anlayabiliyorum.🫂Eğer program verimli oluyorsa ve seni öne geçirecekse sıkıntı yok. Bir kaç gün uykusuz kalman mantıklı olur bu durumda. Ama bu uykusuzluğu sürdürmen sınavını dahi etkileyebilir. Ya dök içini azı çoğu mu var. Takıl kafana göre. İçinden geldiği gibi yaşa
1 note · View note
relonn · 1 month ago
Text
Renkler / (2023 Mayıs)
ne yazsam buraya beni tatmin edebilir
veya içimdekileri bi çırpıda anlatabilir
duruldum şehrin ışıklarına karşı, üşüyorum
ve evet ben hâlâ manasız şeyler düşlüyorum
düşüyorum defalarca içimdeki girdaba
ve çok yorgunum, üflesen sönerim galiba.
sonlanır bi sayfa daha güneş batınca
eski benliğimi ise çok özlüyorum bu ara
masmavi bi arkaplanda yer edinmiştim
beyaz çok koyu gelmişti, bende eledim
griye büründüm iyice ve sarıyı kaybettim
yeşili sorma hiç, onu epeydir sildim
kahverengilikler berrak damlalarla yıkandı
nöbette caddelerin flu turuncu tonlamaları
gri duvarları da kan kırmızı ile renklendirdim
simsiyah gecelerde benliğimi kaybettim
mosmor gözaltına alınmış bu malum kişiliğim
oysa turkuaz bi nehir kadar saf ve temizdim
suistimal edildi benliğim, toz pembe iyi niyetim
kendi iznim olmadan da karanlığa iteklendim
söyle nerde benim bordo bereli askerlerim
lacivert bi okyanusta boğulmuş bu bedenim
defterimdeki ak sayfalardı benim can simidim
gökkuşağında bulunmayan tek renk gibiydim
Yazar: @relonn
1 note · View note
sefkattuyu · 2 months ago
Note
Kesin karın kaslı fit vücutlu erkek seviyorsun
Fiziksel olarak konuşacak olursam bildiğin dalyan gibi delikanlı seviyorum. Öyle fit falan değil yesin tosunum da kas olsun gibisinden seviyorum.
Ama iş gerçekten sevmeye gelince fiziksel olan her şey arkaplanda kalıyor
1 note · View note
ser1al-ch1ller · 3 months ago
Note
Bu ara izlediğin önerebileceğin dizi/film var mı
dizi veya film izlemeye vaktim olmuyor genelde ama yemek yerken ya da çalışırken arkaplanda açtığım dersler oluyor
youtube
0 notes
lovelyyfluff · 3 months ago
Text
İnziva | 8 - Çarşamba (2)
Shu: ... (Kahvaltı ediyor)
Tumblr media
Shu: (Ah? Dilimde bir lezzet patlaması yaşanıyor sanki! Buradaki fırının kruvasanları gerçekten eşsiz...!)
Shu: (Japonya'da bunlardan bir tane yemeseydim ziyaretim eksik kalırdı!)
Shu: (Bu kadar muazzam bir lezzet nasıl elde edilebilir? Un mu farklı? Tuz mu? Su mu?)
Shu: (Tarifini öğrenip Fransa'ya götürmeyi çok isterdim. Bu şekilde her gün yeme fırsatım olurdu.)
Shu: (Yurtdışındaki hamur işleri bana fazla sade geliyor, tabi hepsi kötü diye bir şey yok...)
Shu: (Hamur hamurdur, ama Japon insanları tarafından yapılınca farklılık gösterebilir.
Shu: (Öyle olmasa da buradaki hamur işinin daha lezzetli olduğunu düşünüyorum.)
Shu: Ahh, kaliteli kruvasanlar ve kahve. Ne hoş bir kahvaltı. Bugün iyi geçecek gibi görünüyor.
Mika: ......
Tumblr media
Shu: Aah! Kagehira?! Neden beni kapının oradan izliyorsun! Kalp krizi mi geçirttireceksin bana?!
Mika: ......
Shu: Kagehira? Hâlâ dinlenemedin mi? Uyan. Ne zamandan beri sabahları zombi gibi davranıyorsun? Bana Rei'yi hatırlatıyorsun.
Tumblr media
Shu: Sakın bana tüm gece boş işler yaptığını söyleme.
Mika: ......
Shu: Kagehira? Beni duyuyor musun? Her şey yolunda mı?
Mika: ...AAH?!
Shu: N-Ne?! Neden bir anda bağırıyorsun?!
Tumblr media
Mika: H-Ha? Oshi-san? Noldu? Burda ne işin var?
Shu: Ne demek "Noldu"? Asıl benim sana sormam gerek! Mutfakta huzur içinde kahvaltı etmemle bir sorunun mu var?
Mika: Mu... Mutfak mı?
Mika: Aaa! E ben mutfaktayım! Nası geldim ki buraya?
Shu: ......
Mika: Ha? Oshi-san? Niye öyle kızgın bakıyon?
Shu: Kagehira! Daha uyanamamışsın bile! Şu an işleri ciddiye almadığın apaçık ortada. Bu hafta, yeni şarkımız için çok önemli!
Mika: Ne? Gözüm dalsın istemedim ki. Bi' baktım mutfağa gelmişim işte.
Shu: İnsan tam uyanamayınca böyle olur zaten.
Mika: Yaaa~ Hâlâ uyuyom mu şimdi? Öyle hissetmiyom ama...
Tumblr media
Shu: Non! Kendine gel... Bir Valkyrie üyesi olduğunu unutma, iş başında olmasan bile kendi dünyanda kaybolup gidemezsin.
Shu: Bugünkü prova daha da zorlayıcı olacak, yani hazırlan. Artık seni uyandırır herhalde.
Shu: Zamanımızı boşa harcıyoruz. Çabuk, ES'e gidip provalara başlayalım.
────────────────────────────
<ES, antrenman odası>
Mika: ♪~♪~
Shu: ...... (şokta)
Mika: ...Bitti.
Shu: B-Bu harika, Kagehira! Bu kadar ilerleme kaydedeceğin aklımın ucundan geçmezdi!
Tumblr media
Shu: Gerçek bir kukla gibiydin—iki yıl önce Valkyrie'ye katıldığın zamandan bile daha fazla!
Shu: Hm. Bu gidişle performansın o kadar göz alıcı olacak ki, kostümün detayları arkaplanda kalacak... Seninkini biraz değiştirmemiz gerekebilir...
Shu: Ah, evet, aklımda gerçekleştirmesi zor bir fikir vardı... Onu denersem...
Mika: ......
Shu: Ha? Ah, kusura bakma. Düşüncelere daldım.
Shu: Acanthe'nin konseptini belirleyen kişi sensin, bu yüzden bazı kararları sen de vermelisin.
Shu: Müzik videosunu üzerinde ufak değişikler yapacağım. Bir sorun olur mu?
Mika: ...Tamam.
Shu: Öyleyse görseli bana bırak. Performansın için daha uyumlu bir koreografi hazırlayacağım.
Mika: ......
Tumblr media
Shu: Kagehira?
Shu: Prova başladığından beri fazla sessizsin... Yoruldun mu?
Shu: Yani, kendi başına fazladan alıştırma yaptığın için seni anlıyorum.
Shu: Pekâlâ, öyleyse bugün erken bitirelim. Benim de kostüm üstünde düzenlemeler yapmak için daha fazla zamanım olur.
Shu: Kagehira. Odana gidip dinlenmelisin.
Mika: ......
Shu: Hm? Çok tuhaf. Daha önce hiç bu kadar isteksiz davranmamıştı.
Shu: Her neyse. İşlerim bittikten sonra gidip onu kontrol ederim.
Shu: Ben de kendi odama dönüp sahne ve dekorasyon işlerine bakayım... Ah, tabi, kostümler de var.
Shu: Belki ES'deki kostüm odasında daha rahat çalışabilirim.
← Önceki bölüm ◆ Sonraki bölüm →
0 notes
zatenhepimizdeliyiz · 5 months ago
Text
Ya şu tumblr’ı kim bozdu?? Ne zaman girsem arkaplanda reklam şarkıları çalıyor. Çok sinir bozucu @staff düzeltin şunu kardeşim
1 note · View note
xmerveturhan · 5 months ago
Text
MAHKUM
Gökyüzü seher mi, mesâ mı?
İkisinin arasında saat 6’ya yaklaşmış..
İçim buruk yine, neşeli bi hüzün beni boğan!
Müziğin ritmi yankılanıyor arkaplanda,
Sadece benim duyabildiğim...
Bazen kapı, bazen duvar baktığım!
Dalıp gidiyorum öylece bir an da, soruların girdabına..
Kafamdaki sorular, cevapsız sorular...
Yalanlar, hayaller, gerçekler, hepsi bir yana!
İçim ayaz mı, har mı belli değil.
Gecem kayıp, gündüzüm ise firari..
0 notes