#Amel/sevap
Explore tagged Tumblr posts
ilmiyyat1453 · 10 months ago
Text
Tumblr media
Bazı âlimlere göre; oruç, kişiye özeldir ve ecri Allah'a aittir. Resulullah aleyhisselâtu vesselâm bir kudsi hadîs-i şerîfte, Allah Teâlâ'nın kendisine şöyle vahyettiğini ifade buyurmaktadır: "Oruç bana özel bir ibadettir. Sevabını bizzat ben vereceğim."
Bu alimlere göre; kul hakkı olan kimselerin oruç sevabı, başkalarına verilemez. Bu durumda kul borcu, kulun diğer amellerinden ödenir. Yine bu görüşte olanlara göre; orucun sevabı gizlidir ve kulun amel defterinde yazılmaz. Bu yüzden, alacaklı olan insanlar; kulun oruç sevabına dokunamazlar. Bu durumda; kulun sevabı bitince, alacaklı olanlarn günahları; borçlu kimseye yüklenecektir. Şayet borçlu kimsenin orucu tamsa; bu sevap diğer kullara verilemeyeceğine göre; oruç sevabı gelip kişiye şefaat edecektir. Yani oruç, kişiyi cehennemden kurtaracaktır.
21 notes · View notes
talebetulahla · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Nimet , şükrettiğin zaman baki kalır...
| Hz. Ömer r.a
78 notes · View notes
suyun-rengi · 2 years ago
Photo
Tumblr media
0 notes
huzunbey · 2 months ago
Text
Tumblr media
İnsanın dünya hayatından âhireti için ektiği şeyler âzâ ve organlarının amelleridir. İnsan îman ederek Allah azze ve celle'nin emir ve yasaklarına riayet etmeye başlayınca, onun her bir ameline karşılık yaptığı ameli, ihlâsla yapması kaydıyla Allah azze ve celle hem onu ondan kabul buyuracaktır, hem de o amele karşılık en az on katı ecir ve sevap lutfedecektir. İnsan ihlâs ve samimiyette doruğa çıktıkça, onun yaptığı her amelin ecir ve sevabı da Allah katında artacaktır.
36 notes · View notes
sadrusseria · 7 months ago
Text
قَالَ مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ: " اعْلَمُوا مَا شِئْتُمْ أَنْ تَعْلَمُوا، فَلَنْ يُؤْجِرَكُمُ اللهُ بِعِلْمٍ حَتَّى تَعْمَلُوا "
Muâz b. Cebel der ki: "Öğrenmek istediğiniz kadar öğrenin, amel etmedikçe Allah size sevap vermez."
30 notes · View notes
demircizademehmet · 1 month ago
Text
ÖLÜLER İÇİN YAPILAN HAYIRLAR ONLARA ULAŞIR
Hayatta olanlar, bir hayırlı amel işleyip de onun sevabını, vefat etmiş olan yakınlarına bağışlasalar, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat akîdesine göre bu sevap onlara ulaşır. Bundan fayda görürler.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: “Her kimin ailesinden bir kimse âhirete gitse, yakınları da onun için sadaka verip sevabını bağışlasalar, Cebrâîl aleyhisselâm, bu amelin mükâfatını nurdan tabaklar üzerinde, vefat etmiş kimseye ulaştırır. O ölünün kabri başında durarak der ki: Ey kabirde yatan kişi, şu, sana ailenden, dostlarından falan kimsenin hediyesidir, bunu kabul et. O amelin sevabı, o ölüye ulaşır ve bu hediyeden dolayı müjdelenir ve çok sevinir. Kendisine böyle hediye gönderilmeyen komşuları ise mahzun olurlar.”
Amr bin Cerîr Hazretleri şöyle buyurdu: Bir kimse âhirete göç etmiş Müslüman kardeşi için dua etse ve bir hayırlı amel işleyip sevabını bağışlasa, bir melek onu alıp, vefat etmiş kardeşine ulaştırır, “Bu, falan kardeşinden sana hediyedir.” diye teslim eder.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Bir mümin öldüğü zaman, onun ameli(nin sevabı) kesilir. Ancak üç şey bundan hâriçtir: Sadâka-i câriye (vakıf gibi faydası devamlı olan hayır), kendisinden faydalanılan ilim ve kendisine dua eden sâlih evlat.”
Dua esnasında, “kâffe-i müminîn ve müminâtın ruhuna” diye, umûmen bütün Müslümanlar için edilen dualardan, bütün ehl-i iman hissedâr olur. Bunda çok sevap vardır. Bir kimse, bir müminin kabrine varıp ona selâm verse, o kabirdeki zât onu işitir, selâmını alır ve onunla ünsiyet eder. Bu sebeple Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, kabristan ehline selâm vermeyi, kabirleri ziyaret etmeyi meşru kılıp ümmetine öğretmişlerdir. Nitekim bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Bir kimse, hayatta iken tanıdığı bir Müslüman kardeşinin kabrine uğrasa, ona selâm verse, kabirdeki kardeşi kendisini tanır, selâmını alır.”
06 Aralık 2024
Fazilet Takvimi
10 notes · View notes
1-yolcu · 11 months ago
Text
ilimden daha menfaatli bir hazine, halimlikten daha karlı bir sermaye yoktur. öfkeden daha alçaltıcı bir mezhep, amelden daha süsleyici bir arkadaş, cehaletten daha çirkinleştirici bir yoldaş, takvadan daha aziz bir şeref, hevayı terk etmekten daha yararlı bir kerem, fikirden daha üstün bir amel, sabırdan daha yüce bir sevap, kibirden daha rezil edici bir günah, rikkatten daha yumuşak bir ilaç, hamakattan daha acıtıcı bir hastalık, haktan daha adil bir elçi, doğruluktan daha nasihatçı bir delil, tamahkarlıktan daha zelil edici bir fakirlik, mal toplamaktan daha zararlı bir zenginlik, sıhhattan daha hoş bir hayat, iffetten daha mutlu bir maişet, huşudan daha güzel bir ibadet, kanaatten daha hayırlı bir zühd, sükuttan daha koruyucu bir nöbetçi, ölümden daha yakın bir gaib yoktur.
imam-ı gazzâlî hz
35 notes · View notes
hatiragulzaman · 2 months ago
Text
Tumblr media
⚘️⚘️⚘️
"Allah ve Musa (s.a)' ın konuşması"
Musa Rabb'ine dedi ki
Rabbim Adem'i kudretinle yarattın ve ona ruh'undan üfledin ve ona melekleri secde ettirdin ve onu cennet'ine koydun ve onun tövbesini kabul ettin.
Bütün bunlara karşılık peki o sana nasıl teşekkür etti?
Allah dedi ki Ya Musa, Adem'in sadece şunu söylemesi yetti "Elhamdülillahi Rabbil Alemin"
Musa sordu Ey Rabbim eğer bir kul'un rukü ederken Rabbim derse sen ona ne dersin?
Allah dedi ona derim ki "Buradayım Ey kulum"
Musa sordu ya bunları secde' de söylerse?
Allah dedi, derim ki "Buradayım Ey kulum"
Musa sordu peki ya bunu günahkar olduğu halde söylerse?
Allah dedi ki ona derim ki"Burdayım buradayım iste, iste affedeyim iste!"
Musa Allah'a sorar Peygamberimiz (s.a.v.) hakkında.
Tevrat'ı alırken Musa Rabbine sordu Ey Rabbim görüyorum ki Tevrat'ta şöyle yazılmış, İleride bir ümmet gelecek eğer onların boğazlarında bir lokma kalırsa sen onların günahlarını bağışlarsın çünkü yemeklerine Bismillah diyerek başlarlar ve Elhamdülillah diyerek bitirirler. Allah'ım o ümmet benim ümmetim olsun.
Allah, Musa'ya der Ey Musa o ümmet Muhammed'in ümmetidir.
Musa Rabb'ine dedi, Ya Rabbi kutsal tabletlerinde şunu yazdığını görüyorum, İleride bir ümmet gelecek ki eğer onlardan biri günah işlemeyi aklından geçirirse Sen o kişiye sevap yazarsın, o ümmet benim ümmetim olsun Ya Rabbi.
Allah Musa'ya şöyle der, Ey Musa o ümmet Muhammed'in ümmetidir.
Musa Rabbine dedi, tabletlerinde yazıldığına göre ileride bir ümmet gelecek, eğer onlardan biri iyi amel yapmayı niyet eder ama yapmazsa onun için bir sevap yazılır, eğer yaparsa ona ondan yediyüz kata kadar sevap yazılır. Allah'ım o ümmet benim ümmetim olsun.
Allah Musa'ya dedi Ey Musa o ümmet Muhammed'in ümmetidir.
Bunun üzerine Musa dedi Ey Rabb'im beni Muhammed'in ümmeti yap.
·
3 notes · View notes
etaali · 2 months ago
Text
Tumblr media
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kendisinden sonra insanların örnek alıp uyacakları işler bırakan kimse, ölmemiştir (ona amel edildiği müddetçe o da sevap alacaktır)!”
📖Kerâciki, Kenzü’l-Fevâid, s. 349
2 notes · View notes
aynodndr · 4 months ago
Text
Rıza- yı Hak için çıkmışız yola
Kullların engeli yıldırmaz bizi 😊
Onulmaz dostların açtığı yara
Düşmanın kurşunu öldürmez bizi
Ayrılık olursa öz ile sözde
İçimiz dışımız kavrulur közde
Ülkümüz nişanlı arpacık gezde
Şer güçler hedeften kaldırmaz bizi
Yalınayak geçtik dikenden taştan
Ne çıkar rüzgardan, doludan, kıştan
Yırtılan destanlar yazılır baştan
Tufanlar sahneden sildirmez bizi
Kader bu...teslim ol, kafayı yorma
Aklın kaynağını deliden sorma
Aylara, yıllara üzülüp durma
Sıcaklar soğuklar soldurmaz bizi
Gittiğimiz Hak Yol öyle bir yol ki
Hırs atına binmek günahtır belki
Sabrımız, sevdamız o kadar bol ki
Okyanuslar aksa doldurmaz bizi
Sıcak tut sevgiyi aşk ocağında
Yaşa da olgunlaş gam kucağında
Şu ruhsuz dünyanın şu zül çağında
Olanlar ağlatır güldürmez bizi
Sözünde durandır yiğitin hası
Mezarda bitmez dostun vefası
Üç günlük dünyanın binbir cefası
'Böldü' deseler de, böldürmez bizi
Sağlam atılmışsa temeller eğer
Allah rızasıysa emeller eğer
Niyete uygunsa ameller eğer
Kimseler yem için yeldirmez bizi
çile, bela yağıyorken etrafa
Hak, adalet dedik çıktık ön safa
'Kötü' tanıtsa da üç-beş et kafa
Tarih kötü diye bildirmez bizi
Fitneye en güzel cevap sükuttur
Öfke günah dolu, sevap sükûttur
Tuzağa çok düştük hayli vakittir
Tedbir bataklara daldırmaz bizi
Bir ateş yakılır, sönmez bir daha
Bu bayrak gönderden inmez bir daha
İlkbahar hazana dönmez bir daha
Mevlâ yâd ellere yoldurmaz bizi
Abdürrahim Karakoç
4 notes · View notes
ah-val · 11 months ago
Text
Tumblr media
SELÂM VERMEK SÜNNET, ALMAK FARZDIR !
SELÂM VERMENİN SEVÂBI VE SELAM VERMENİN ÖNEMİ :
Selâm, Müslümanlar arasındaki ‘her kazâ ve belâdan selâmet (esenlik) üzerinize olsun!’ mânâsında duâ ve temennîden ibârettir. Selâmın en kısa şekli ‘Selâmün aleyküm’ demektir.
Verilen bir selâmı işitenlerin alması farzdır. Ancak, bir toplulukta içlerinden bazılarının almaları ile öbürlerinden farz sâkıt olur, yani farz edâ edilmiş olur.
Selâm vermek sünnet, almak farz olduğu hâlde bu sünnetin yani selâm vermenin sevâbı daha çoktur.
Selâm alınırken, selâm verenin selâmın alındığını duyması şarttır. Mırıltı ile işitilmeyecek şekilde cevap vermekle selâm alınmış olmaz.
İçinde çocukların da bulunduğu bir cemâate selâm verildiğinde reşîd; bâliğ olmayanların selâm almaları ile cemâat selâm almış sayılmaz.
Kadının, erkeğin selâmını alması vaciptir. Şu kadar ki kadın selâm alırken sesini yükseltmemelidir.
Kadın erkeğe selâm verdiği surette, selâm veren kadın yaşlı ise erkek selâmını alabilir. Selâm veren kadın genç ise erkek selâmı kalbi ile alır.
Kur’ân-ı Kerîm okuyan kimseye selâm verilmemelidir. Allâh’ın kelâmını okumakla meşgul bulunan bir mü'mini selâm vererek meşgul etmek uygun değildir. Fakat Kur’ân-ı Kerîm okumakta bulunan bir Müslümana selâm verildiğinde selâmı alması vâcib olur.
Yalnız bir kimseye verilen selâma yalnız o karşılık verir.
“Ve aleykümü’s-selâm ve rahmetullâhi ve berakâtüh” diyerek selâm almak, âfetlerden uzak ve Allâh’ın rahmetine ve bereketine yakın olunuz, demektir. Bu, selâm almanın en mükemmel şeklidir.
“Ve aleykümü’s-selâm’ demek de kâfîdir. (Hayat Rehberi)
Müslüman’ın Müslüman’a selam vermesi, Allâhü Teâlâ’nın ona selâmet ihsan etmesi için duâ ve temennidir.
Selam vermek sünnet-i kifâye, selamı almak ise farz-ı kifâyedir. Yani topluluktan birinin vermesi ve alması kâfîdir.
Selam verirken ve alırken işitilecek seviyede sesli söylemek sünnettir. Bir Müslüman verilen selamı aldığını selamı verene duyurması lazımdır. Şayet duyurmazsa selamı almış olmaz. Verilen selam duyulmadığı zaman da selam verilmiş olmaz.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
• “Selam verdiğiniz zaman işitilecek şekilde selam veriniz. Aldığınız zaman da işitilecek şekilde alınız.”
• “Es-Selâm” Allâh Azze ve Celle’nin isimlerindendir. Allâhü Teâlâ (Müslümanlar amel etsinler diye) onu yeryüzüne (ikram için) indirmiştir. Öyleyse siz de aranızda onu yayınız.
Birisi bir topluluğa selam verir ve onlar da selamı alırlarsa selam veren derece bakımından onlardan daha faziletli olur. Zîrâ selamı onlara o hatırlatmıştır. Eğer onlar selamı almazlarsa, onlardan daha hayırlı ve daha temiz olan (sağındaki melek) selamı alır.”
Abdullah bin Sâmit (r.a.) anlatıyor:
Ebû Zerr’e (r.a.) ‘Abdurrahmân bin Ümmü’l-Hakem’e uğradım ve selam verdim. Fakat selamımı almadı.’ dedim.
Ebû Zerr (r.a.) “Ey kardeşimin oğlu. Bundan dolayı sana bir günah yoktur. Selamını ondan daha hayırlı olan sağındaki melek alır.” demiştir."
SELÂM VERMENİN SEVÂBI
Bir kişi Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)’in huzuruna geldi ve: “Es-selâmü aleyküm” diye selam verdi.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem ) Selâmını alıp ‘on sevap’ buyurdular. Başka birisi geldi: “Es-selâmü aleyküm ve rahmetullah” diye selam verdi.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) (Selâmını aldıktan sonra) ‘yirmi sevap’ buyurdular. Bir başkası gelip o da: “Es-selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh” diye selam verdi.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) onun da selâmını aldı ve ‘otuz sevap’ buyurdular. (El-Edebü’l-Müfred)
Hadîs-i Şerîf:
Peyamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
"İnsanlara, güler yüzle selam vermen sadakadır." (Beyhakî, Şuabü'l-Îmân)
"Ey insanlar! selâmı yayınız, yemeği yediriniz, sılâ-i rahim yapınız, insanlar uykuda iken geceleri namaz kılınız ki cennete selâmetle girebilesiniz." (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)
SELAM VERMENİN ÖNEMİ
İbn-i Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiştir; dedi ki: Resûlullah (sâllallahü aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:
“Selam vermeden söze başlamayın. Biriniz selam vermeden önce söz söylerse, siz ona cevap vermeyiniz.”
Hadis Kaynak: Kenzü’l- Ummâl, c.9, s.126, h.25320
Selam vermenin sevâbı kalpte bir nur, yüzde bir süs, amelde bir kuvvettir. Selam vermemenin günahı da kalpte karanlık, yüzde çirkinlik, amelde de zayıflıktır.
“Biriniz bir meclise gelince selam versin. Kalkmak isteyince de selam versin. Birinci selam, sonuncudan daha üstün değildir, (her ikisi de aynı ölçüde ehemmiyetlidir.)”
Hadis Kaynak: Tirmizî, c.5, s.63, İsti’zan 15, h.2706; Ebû Dâvûd, Edeb 139, h.5208
“Resûlullâh’a: ‘İslâm’ın hangi ameli daha hayırlıdır?’ diye soruldu. Buyurdular ki:
“Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selam vermendir.”
Hadis Kaynak: Ebû Dâvûd, c.5, Edeb 131, h.5194
“Bir cemâat giderken, yeri gelince içlerinden bir kişinin selam vermesi hepsi için yeterlidir. Oturanlar adına da bir kişinin mukabelesi yeterlidir.”
Hadis Kaynak: Ebû Dâvûd, c.5, Edeb 141, h.5210
Kaynak: Miftahu’t-Tevhid Ve’t-Takva
Âyet-i Kerîme:
"Ve size bir selâm verildiği vakit hemen ondan daha güzeli ile selâmda bulununuz veya onu aynı ile iâde ediniz. Şüphe yok ki Allâhü Teâlâ her şeyi hesâba çekmektedir.” (Nisâ Sûresi, âyet 86)
3 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kolay ameller, büyük sevaplar..
137 notes · View notes
talebetulahla · 2 years ago
Text
Her şeyin bir şerefi vardır. İhsan ve iyiliğin şerefi de acele yapılmasıdır!
| Hz.Ömer r.a
68 notes · View notes
yarigar · 9 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Ramazan orucundan sonraki Şevval ayından 6 günlük oruç, dînen güzel ve hoş görülen bir sünnettir, fakat farz veya vâcip değildir. Fazîleti ve ecri büyük olduğundan dolayı bu 6 günlük oruç müslümana meşrû kılınmıştır. Zirâ her kim, bu orucu tutarsa, kendisine tam bir yıllık oruç sevabı yazılır.
Nitekim Ebu Eyyub el-Ensârî'nin -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği sahih hadiste Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
"Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval'den de altı gün daha eklerse, bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizî, Nesâî ve İbn-i Mâce)
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bunu şu sözüyle açıklamıştır:
"Kim, Ramazan (orucunu tutar ve) bayramdan sonra altı gün oruç tutarsa, onun tutmuş olduğu oruç, senenin tamamının orucu olmuş olur. Her kim hayırlı bir iş ile gelirse (bir iyilik işlerse) kendisine onun(yapmış olduğu iyiliğin) on misli sevap verilir."(İbn-i Mâce, Sıyâm, 33)
"Allah Teâlâ bir iyiliğe karşılık on mislini vermiştir. Buna göre Ramazan ayı orucu on aya, Ramazan bayramından sonra tutulan altı gün oruç ise senenin tamamına (iki aya) denktir." (Nesâî ve İbn-i Mâce)
İbn-i Huzeyme'nin rivâyeti ise şöyledir:
"Ramazan ayı orucu on aya, (Ramazan'dan sonra tutulan) altı gün oruç ise, iki aya denktir ki bu, bir senelik oruç demektir."
Ramazan orucundan sonraki altı günlük Şevval orucunun bir senelik farz oruca denk olduğunu belirtmişlerdir. Zirâ genel olarak nâfile oruçta bile kat kat ecir sâbittir. Çünkü yapılan her iyilik, on misliyle karşılık görür.
Ayrıca altı günlük Şevval orucunun faydalarından birisi de, Ramazan ayında tutulan farz oruçta meydana gelen kusur ve noksanlıkları telâfi etmesidir. Öyle ki hiç bir oruçlu, orucuna aksi yönde tesir eden kusur ve günah işlemiş olmaktan uzak değildir. (Bilindiği üzere) kıyâmet günü farz ibâdetlerde meydana gelmiş kusur ve noklanlıklar, nâfile ibâdetlerle telâfi edilecektir.
Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
Şüphesiz ki insanların kıyâmet günü amellerinden hesaba çekileceği ilk şey, namazdır. Rabbimiz azze ve celle -bildiği halde- meleklerine şöyle buyurur:
-Kulumun farz namazına bakın! Tam ve doğru olarak mı, yoksa noksan olarak mı kılmıştır? Eğer tam ve doğru olarak kılmışsa, kendisi için tam kılmış olarak yazılır. Yok eğer namazından bir şeyi noksan olarak kılmışsa, (Allah -azze ve celle-) şöyle buyurur:
-Kulumun nâfile namazları var mı ona bakın! Eğer nâfile namazları varsa, (Allah -azze ve celle-) şöyle buyurur:
-Kulumun noksan olan farz namazını, nâfile olan namazıyla tamamlayın!
Sonra diğer amelleri de noksan olarak yapmışsa, o ameller de nâfile amellerle tamamlanır." (Ebu Davud)
Allah Teâlâ en iyi bilendir.
5 notes · View notes
mahmudtofiq · 2 years ago
Text
۩Mərhəmətli, Rəhmli Allahın adı ilə۩
19.76: Allah doğru yolda olanların doğruluğunu artırar. Əbədi qalan yaxşı işlər isə Rəbbinin yanında savab etibarilə daha xeyirli, nəticə etibarilə daha yaxşıdır!
۩Bismillâhirrahmânirrahîm۩
19.76: Allah, doğruya erenlerin hidayetini artırır. Kalıcı salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır, sonuç itibari ile de.
Tumblr media
7 notes · View notes
ayten-ali · 2 years ago
Text
Tumblr media
“Bir Müslüman İçin Hayatı “SALİH AMELLER”DEN Oluşan Bir Bütün Kılan, Hiç Şüphesiz “NİYET”TİR. ALLAH Rızasına Kavuşturan Ameller, Sevap Getirici Amellerdir. Bizler Sadece Yaptıklarımız İçin Değil, Yapmadıklarımız İçinde Sevap Kazanırız.”
(Ebubekir Sifil)
Yüce RABBİM Cümlemize Rızai İlahiye Ulaştıracak Bir Hayat Bahşetsin. Niyetleriniz Halis, Amelleriniz Sahih, Dualarınız Kabul, Dünyanız Saadet, Ahiretiniz Cennet Olsun, ALLAH'IN ﷻ Selamı Rahmeti Bereketi, Peygamber Efendimiz Hz MUHAMMEDİN ﷺ Şefaati Üzerinize Olsun. Hayırlı Akşamlar, Nurlu Cumalar, Bereketli İftarlar. Cuma Akşamınız Mübarek Olsun Arkadaşlar
19 notes · View notes