#8 dk. önce
Explore tagged Tumblr posts
Text
offical
8 dk. önce
https://dihaloffical.etsy.com
#suit#asexual#star wars#succession#the mandalorian#wally darling#tuxedo kamen#tuxedo cat#tuxedo mask#black tuxedo#tuxedo sam#offical#8 dk. önce#https://dihaloffical.etsy.com#Resim#bow tie#vest#shirt#formal wear#groomsman#tw grooming#men's grooming#groom#dog grooming#pet grooming#wedding planning#bridesmaids#wedding planner#wedding#weddingphotography
1 note
·
View note
Text
Tatlı Komşum! (8) (Furkan 31 Y., Manisa)
Ertesi gün Hatice, "Biz bu hafta sonu gitmeyeceğiz, oğlum arkadaşları ile kalacakmış, müsaitsen Cumartesi akşamüzeri çıkıp Pazar akşamı dönmek kaydıyla kısa bir tatil yapalım mı?" dediğinde, "Uzaklaşmak iyi gelir!" dedim. Aslında aklıma Ankara'ya Boris'lere gitmek geldi, ama bunu konuşmadan ne diyeceğini bilemiyordum. Cumartesi akşamüzeri Hatice'nin arabasıyla yola çıktık. "Nereye gidiyoruz?" dedim. "Bursa'ya!" dedi. "Ne yapacağız Bursa'da?" dediğimde anlattı. "Benim lisedeyken bir sınıf arkadaşım vardı, Büşra. Hukuk okudu, Bursa'da görev yapıyor. Seni anlattım, ne zamandır alıp getir diyordu, ona gidiyoruz!" dedi...
Vardık Bursa'ya. Asansörden inip dairesine geldiğimizde, kafamda daha önce canlanan, nemrut, saçlarını topuz yapmış, döpiyes giymiş, kara kuru, çatık kaşlı kadının aksine, Büşra hanım, bukle bukle kıvırcık uzun saçları, omuzlarını açıkta bırakmış kırmızı güllerle bezeli belden büzgülü, önü arkasına göre daha kısa olan, beyaz uzun elbisesi içinde siyah gözlerini ortaya çıkaran bembeyaz tenine sanki ışık saçan gülümsemesi ile karşıladı. Hatice ile sarmaş dolaş oldular. Bana da yine o sıcak tebessümle, "Hoşgeldiniz Furkan bey!" dedi.
Çok şık bir dairede, açık mutfaklı bir yemek odasında, çok güzel bir masa hazırlanmış, mumlar yakılmış, masaya çeşit çeşit mezeler, bardaklar dizilmiş, 5-6 çeşit de alkol şişesi köşede yerini almıştı. Fakat masada 4. bir servis daha açılmış olmasına rağmen başka kimse yoktu. Masaya geçtik. Bunlar hemen servis yapmaya başladılar. Tabağı gösterip, "Beklemeyecek miyiz?" dedim. Büşra, "Çağırsam mı çağırmasam mı karar veremedim..." deyince, Hatice hemen atladı, "Kim?" diye. Büşra, "Yok, öyle ciddi bir birliktelik değil, öyle takılıyoruz işte, o yüzden siz de o da rahat edebilir mi bilmiyorum!" dedi. Hatice, "Çağır, çağır!" diye atladı hemen. Ama benim aklım Büşra'da olduğundan pek sesimi çıkarmadım. Büşra da benim sessiz kalmamı istemediğim anlamında anladı ve aramadı.
Nasıl tanıştığımız gibi detaylardan sonra Büşra, "Teşekkür ederim Furkan, bu güzel kadının uzun yıllardır ilk kez bu kadar mutlu olduğunu gördüm sayende!" dedi. Ben de, "Onun bana yaşattığı mutluluğun yanında hiç kalır!" dedim. Hatice uzanıp yanağımdan öptü. Daha ilk kadehler bitmişti ki, Büşra'nın telefonu çaldı. Büşra açıp, "Arkadaşlarım var... Manisa'dan arkadaşım ve sevgilisi... Tamam gel, tanışırsınız!" dedi.
15 dk sonra onun da hukukçu olduğunu öğrendiğimiz kişi elinde bir şişe şarap ve iki küçük buketle geldi. Birini Hatice'ye birini de Büşra'ya verdi. Kendi kendime (Dallamasın Furkan, elin boş götün yaş geldin!) dedim. "Mert ben!" dedi elini uzatıp. Tanıştık, oturduk. O an Hatice'nin telefon çaldı. "Efendim?" diye açtı. "Hı hı, Büşra'dayız, sorun yok, tamam tamam, onların da sana selamı var!" dedi kapattı. "Ahmet... bize vardınız mı diye soruyor!" dedi. Mert aval aval bakıyordu. Büşra, Mert'e, "Kocası!" dediği anda Mert'in suratındaki ifade, Hatice, Büşra ve benim kahkahalarla gülmemize neden oldu. Mert, "Kocası mı?" dedi. Ben de, "Şanslı adamım!" dedim sadece. Mevzuyu anlatıp ortamın tadını bozmadık hiçbirimiz. Bir ara hanımlar mutfağa geçince, Mert soran gözlerle bana baktı. Parmaklarımla yuvarlak yapıp, "Top!" dedim gülerek. "Haaaa!" dedi o da gülmeye başladı. Sus işareti yaptım...
"Müzikli bir yerlere gidip biraz kurtlarımızı dökelim!" dediler. Çıkıp bir mekana gittik. Onları tanıyorlarmış, bize güzel bir loca verdiler, dans pistine bakan. Sonra hanımlar dans etmek istedi, ben ve Mert kalkmadık. Onlar önümüzde dans ederken, Mert kulağıma eğilip, "Gerçekten çok şanslı adamsın, Hatice çok güzel kadın!" dediğinde, "Valla ben de senin aynını düşündüm, nekbet ters bir kadın beklerken Büşra'ya bak, hayat fışkırıyor!" dedim. "Evet, eğlenilecek kadın!" dedi. Evlenilecek demediği dikkatimi çekti...
Bir ara nerden çıktı anlamadığımız iki kişi bizim hatunlara doğru yanaştı, ama iki dakika içinde birileri adamları alıp kapı dışarı etti. Gece 01:30 gibi hanımlar daha çok, biz de bayağı çakır olup, eve geri döndük. "Biz üzerimizi değişeceğiz!" deyip gittiler. İkisi de kısa saten askılı gecelik giyip geldi. Bize de şort tişört çıkardıklarını söylediler. Bana tam uydu giydiklerim, meğer Hatice dün alıp bavuluna koymuş. Birer kadeh viski konuldu. Hatice alkol sınırını aşmıştı, ikili koltukta otururken kahkahalarla gülüyor, hiç toplanma gereği duymadan tepiniyor, kah öpüyor kah boynuma sarılıyordu. Büşra ise topladığı bacaklarıyla Mert'in oturduğu koltuğun kolçağına tünemiş oturuyor, o da Hatice'ye eşlik ediyordu.
Mert'le birbirimize baktık, olacaklar belliydi. Ben kafamı salladım OK! der gibi, o da aynı hareketi yaptı. Mert kalktı, gelip Hatice'yi elinden tutup kaldırdı, belinden tutup kendine çekip dudaklarını dudaklarına aldı. Ben de aynını Büşra'ya yaptım. Hatice bir an kendini çekip, "Ay durun, ne oluyoruz, biz şimdi grup mu olduk?" deyip kahkahayı bastı. Büşra ise halinden memnun nefessiz öpüşüyordu benimle...
Sonraki geçen bir saatte amlar yalanıyor, yaraklar ağızlarda dolaşıyor. Büşra ile Hatice sürekli aramızda yer değiştiriyordu. Daha sikmeden bir saat oynaştık. Büşra, "Hadi gel bakalım Furkan bey, Hatice'nin neden bu kadar mutlu olduğunu anlayalım!" deyip, yarağımı tutup amcığına sürtmeye başladı. Sonra da ilginç bir hareketle komple yarağımı içine aldı. Beni kendine çekmemiş, kendisi bana doğru gelmişti yattığı yerden, yani o bana soktu amını. Mert çoktan domalttığı Hatice'nin amına gömmüş, Hatice, "Ohhhh ne güzel, ohhhh sikiliyorum, hem sikişenleri seyrediyorum, rüya gibi!" diye inliyordu. Tüm olayı Büşra idare ediyor, ben kalçalarını avuçlamışken kafamı göğüslerine bastırıp emdiriyor, saçlarımdan çekip dudaklarımı kemiriyor, ya da boynumu emiyordu...
Hatice orgazm olmuş, ama Mert halen amında hareket halindeyken, kucağımdaki Büşra'nın oturup kalkışlarından zıplamasından doruğa yaklaştığı anlaşılıyordu. Mert Hatice'yi bırakıp yanımıza geldi. Niyetini anlamıştım, Büşra'nın belinden bastırdım. O hareketsizlikte Mert yarağını götüne dayadı. Büşra yarağı göt deliğinde hissedince bir an kaçmak istedi, ama ben belinden bastırdığım Mert de kalçalarından tuttuğu için kaçamadı. Mert'e bakıp, "Iııhh, yapma!" dedi, ama Mert çoktan yarağının başını sokmuştu bile. Yarağım arkadan giren yarağın yarattığı basınçla daha da daralan amcığında kısıldı. Ben hareketsiz dururken, Mert arkadan pompalamaya başladığında ben de onun geri çektiği anlarda ileri ittiriyor, iki taraflı Büşra'yı kudurtuyorduk...
Büşra, "Ohhhh hiç denememiştim, offfff, ahhhhh, harikasınız, ağzıma da yarak olsa keşke, ohhhhhhh çok güzellllll, Hatice görüyor musun of nasıl sikiyorlar!" diye inliyor, ardı ardına kasılıp orgazm oluyordu. Hatice gelip orta parmağını yarak gibi Büşra'nın ağzına soktuğunda, emmeye çalışıyor, ama aldığı zevkten inlemelerini kontrol edemiyordu. Önce Mert, sonra da ben boşaldım. İki deliğinden de döller akarken Büşra koltuğa devrilip, "Offff, öldürdünüz beni! Hatice yok böyle bir zevk, seni de alsınlar aralarına!" diye konuşup duruyordu. Hatice dudaklarını büküp, "Ben de istiyorum!" dedi şımarık çocuk edasıyla...
Kafalar bayağı yerine gelmeye başlamıştı. Birer kadeh viski daha konuldu. Kadınlar gidip birer duş alıp geldiler. Sonra da bizi duşa gönderdiler. Soğukla ılık arası aldığım duş daha da canlandırdı. Odaya geri döndüğümde, Büşra ile Hatice çıplak ve hazırdı. Yatak odasına geçtik. Bu kez Mert alta yattı, Hatice üzerine çıkıp hazır yarağı amına aldı, yavaş yavaş oturup kalkmaya başladı. Mert avuçladığı memeleri sıkıyor, uçlarıyla oynuyordu. O ara Büşra önümde diz çöküp yarağımı ağzına aldı, bir süre emip iyice ıslattı ve Hatice'nin götüne kendi eliyle dayayıp sokmama yardımcı oldu. Hatice daha rahat almak için Mert'in üzerine kapaklanmış, Mert'in dudaklarını dilini emiyor öpüyordu...
Santim santim içinde kayan yarağım köküne kadar girdi götüne. Ben hareket ettikçe Mert geri çekiyor, ben geri çekince amcık ona kalıyordu. Kafamı çevirdim, Büşra elinde cep telefonu Hatice'nin amcığını ve götünü çekmeye çalışıyor, resmen yerlerde sürünüp uygun açıyı bulmaya çalışıyordu. Hatice, "Bu çok güzel, ohhh çok güzel, ohhh nasıl bir zevk buuuu!" diye inliyor, "Furkan'ım, ya hep istersem?" diye bağırıyordu. Ben, "İstersen sikeriz yavrum! Mert'le Büşra gelir canın isteyince amını götünü sikeriz!" deyince, "Ohhhh, ohhh!" diye inliyor, vıcık vıcık amcık sularından Mert'in yarağı 'Şlop şlop!' ses çıkarıyordu...
Hatice, "Offff, orgazmlar bitmiyorrrr, Büşra, amım götüm saçlarımın telleri bile orgazm oluyor, ohhhhhh! Offf, yoruldum!" diye inleye inleye durdu ve aramızdan kayıp yıkıldı yatakta. Elimle yarağımı sıvazlayarak Büşra'yı önümde diz çöktürüp ağzına yüzüne göğüslerine fışkırttım döllerimi. Hatice hiçbir şeyden geri kalmak istemiyor gibiydi, doğrulup Mert'in yarağını avuçladı ve "Sen de beni yıka!" dediğinde, Mert boşalmaya başlamıştı heryerine. Herkes pert bir şekilde bir kenara kıvrılıp uyudu...
Sabah, daha doğrusu öğlen uyandığımda Mert'le Hatice halen yataktaydı. Kalktım. Büşra mutfakta, başı ağrıyor olsa gerek, kendine soda limon hazırlıyordu. Önünü kapatmadığı kimono türü kısa bir sabahlık giymişti. Usulca arkadan yanaşıp yarağımı dayadım götüne, ellerimi koltuk altından geçirip göğüslerini avuçladım. "Dur, dur ne yapıyorsun?" deyince, "Başını geçireceğim!" dedim. Gülm eye başladı. Dediğimi yaptım, mutfak tezgahına domaltıp güzelce siktim. İkimiz de boşaldığımızda, kendi sesimizden duymadığımız sesler geliyordu yatak odasından. "Ohhhh, Mert, harika, çok iyi geldi bu sabah sabah, ohhhh!" diyen Hatice'nin sesi...
Giyinip dışarda kahvaltıya gittik. Kahvaltı sonrası biz geri dönüş için yola çıktık. İlk yarım saat hiç konuşmadık. Sonunda sordum, "Pişman mısın yoksa?" diye. "Pişman değilim, aksine çok sevdim, ama senin ne düşündüğünü bilemediğim için sustum!" dedi. "Bence de çok güzeldi, hem de uyumlu olduğumuz bir çifte denk geldik!" dedim. "Buna çok sevindim, kahvaltı yaptığımız yerde Büşra ile tuvalete giderken, Furkan ve Mert hakkımızda ne düşünüyor acaba diye konuştuk!" dedi. "Büşra tecrübeli gibi geldi?" dedim. "Yok, o da ilk kez yapmış! Hatta biz ilk dışarıdan gelip sarhoşlama o gecelikleri giydik ya, o zaman ben, bu kıyafetle yanlarına gidersek odalara bile götürmeden orda sikerler bizi dedim, Buşra da, siksinler kızım, zaten sikilirken seyretmek ve seyredilmek nasıl birşey diye merak ediyordum diye güldü, ama grupseks yoktu olayın içinde!" dedi. Ben de, "Bir dahaki sefere biz onları ağırlayalım!" dedim. "Olur aşkım! Mert de senin kadar iyi sikici, ne zaman isterlerse gelsinler!" dedi...
Hava kararmıştı. Otobandaki tesisleri gösterip, "Çek şuraya, kuytu bir yere yanaş!" dedim. Hatice, "Bu kadar çok am göt sikiş muhabbeti yapınca sen de kudurdun benim gibi değil mi?" dedi. En kuytu kısma park etti. Arka koltuğa geçip pantolonu sıyırdım. Arkası bana dönük kucağıma gelip, yarağımı amına aldı, oturup kalkmaya başladı. "Ohhh, acaba bizi seyredenler var mıdır, ohhh, Furkanımmm!" diye diye, hem kendisi orgazm oldu, hem beni boşalttı.
[Furkan]
65 notes
·
View notes
Text
Şu sınav haftası uyuyabildiğimi sanmıyorum. Sanki 5 dk önce uyumuşum gibi hissettiriyor. Mesela bu gece 12:30-01:00 gibi uyuyakalmışım. Halbuki yarım saat kestirip kalkacaktım, alarm bile kurmamışım. Babam sabah saat 8'de uyandırıyor beni. İlk sorduğum şey "Sabah mı oldu?" 🥹 Yarın eve gelip bir güzel uyumak istiyorum. Perşembe de sınavdan çıkıp bir güzel uyuyacağım.
5 notes
·
View notes
Note
@gelmemeyegidenadam-0
geceyeasikay
31 dk. önce
Anonim sordu:
@godisdeadll tabikiisi mor jojuğummm 🥳🥳
@limonludondurma0 : 8
@karadeliktekayboldum : 3
@godisdeadl : 2
@alkolikreaksiyonlar : 1
@wiany : 8
@bildiginngibi : 1
@kuzeyde-april : 1
@gelmemeyegidenadam-0 : 1
:)
11 notes
·
View notes
Text
Nozokomefobi
Nozokomefobi, aşırı hastane korkusuna verilen isimdir. Nozokomefobi, Yunanca νοσοκομεῖον (nosokomeion) "hastane" ve φόβος (phobos) "korku" sözcüklerinden gelir.
Depremin ikinci günü dişim kırıldı ve hala hastaneye gidemedim. Geçen hafta bir şekilde cesaret edip randevu aldım ancak birkaç saat sonra randevumu iptal ettim. 2021 yılındaki hastane tecrübelerimden sonra, hastane ve doktorlarla ilgili korkularım çoğaldı. Hastaneye gidip muayene olma düşüncesi bile psikolojimi olumsuz etkiliyor. Bununla nasıl mücadele edeceğimi bilmiyorum henüz ancak Ramazan gelmeden o dental ünite oturmam gerektiğini biliyorum.
Bir de bazen bazı ismi lazım olmayan sitelerde, aşağıda paylaşacağım bazı hikayelere denk geliyorum ve okurken bile nefessiz kalıyorum, saatlerce kendime gelemiyorum. Hastanelerden ve doktorlardan çok korkuyorum. Rabbim muhtaç etmesin ama eksikliklerini de göstermesin...
"yazar arkadaşa geçmiş olsun diyorum.. bu arada benim yaramı da deşmiş oldu yazar arkadaş.. annemi kaybedeli bugün 37 gün oldu.. annem hastanede dahiliye servisinde yatıyordu… dahiliye servisinin dr larını, asistanlarını ısrarla uyarmama rağmen beni ciddiye almadılar. annemin boğazında, yemek borusunda birşey olduğundan şüpheleniyordum.. artık yemek yiyemiyor ve konuşamıyordu.. asistan dr lar beni dinlemedi.. 26 ocak günü annemin nefesi değişti.. hızlı hızlı nefes almaya başladı. o günde annemin diline bakmak için nörolog dr gelecekti. nörolog tamda annemin nefesinin kötüleştiği o ana denk geldi. ve bana sordu ne zamandır böyle nefes alıyor hasta diye.. bende yaklaşık 10 dk dır böyle dedim. bunu hemen yoğun bakıma alıyoruz dedi dr. sonra diğer dr larda geldi. sonra bizi ve yan yataktaki hastayı dışarı çıkardılar. sonra orası bir karıştı. içeriye 5-6 tane dr girdi. aneztezi dr da dahil. yaklaşık 20 dk sonra dr lardan biri dışarı çıkıp " bu hasta en son ne zaman yemek yedi diye sordu.. dedim en son 8 gün önce yemek yedi, damardan besleniyor 8 gündür dedim. dr ' hastanın boğazından bişey var, nefesini engellemiş, hastayı entübe ettik dedi? ne? hastanın boğazında birşey mi var? eee ben 10 gündür söylüyorum hastamızın boğazında veya nefes borusunda birşey var diye!! diye cevap verdim dr a. dr yoğun bakıma atacağız dedi ama 10 dk sonra bu sefer içerden çıkan başka bir dr çıktı ve hastanın kalbi durdu, döndürmeye çalışıyoruz dedi.. ve toplam 1 saatin sonunda uzman dr çıkıp ' maalesef döndüremedik' başınız sağolsun dedi.. ve ekledi, hastanın boğazından et parçası çıktı diye. annemin bacağı kasım ayında emboli sebebiyle ampute edilmişti ve bacak iyileşmediği için tekrar ameliyat olması gerektiğinden değerleri ameliyata hazır hala getirmek için yatırılmıştı dahiliye/ nefroloji bölümüne.. troid ve kalp yetmezliği vardı ek olarak. 82 yaşındaydı.. annem belki yine ölecekti, belki ameliyattan çıkamayacaktı ama o gün, o şekilde ölmeyecekti. özellikle dahiliye bölümündeki asistan dr ların hiçbir *** bilmediklerine ikna oldum.. dua etsinler annem yaşlıydı, başka hastalıkları vs vardı.." yazan: allasiz kozmonot
5 notes
·
View notes
Text
Lokinin Yolu bu cümleyi bu kafayla yazamavağım ama yazdığım yerden canım çöpçü yaraladığı dirseğimi yazarken yazayım : yanına kaçmak için isranın uyumasını beklerke onu uyandırmadan sıvışmak için geçen sürede aklıma gelen şeylerin listesi' diye attığım msj ve 4 3 oyun teori Ygdrasill otobanı 100 pop friend power point dedktifi isranın huzurlu uyku paradoksu ve benim içimdeki kötü yol yolağı neyse şu an benden bahsetmicem o yüzden omuzumdan izle ; dünyanın en şanslı erkeği oyun masasının solundaki cama bakıp geçirdi içirden 1. ygdrasill otobano ; hayat bir yol onun en derine göndermek istediğin içinde beslediğin bir şeyi öldürecek bir duygu nesne vs vs kezzap tohumu misal ; hayatında şunu tohumlasaydık otobanın nasıl olurdu ? patikalarlamı dolu, sapaklarlamı ,şanslı yoncalarlamı , karahindibalarlamı ? zar atıp o seneye kadar birşeyden tohumla yada cevabını bilmediği bir soruyla geleceğin şekillenecek; senden önce senden sonrasında ? misal , şu olay olmasaydı hayatım nasıl yön değiştirirdi , en küçük ve en büyük dokunuş ne olurdu ? ( büyük dokunuşlar şu anki zaman mekanı bozmayacaktır , yani seni etkileyecek ama o kadarda deridnen değil) kap gel portalı ? gelecekten alternatif evrenlerinden biriyle 5 dk konuş , en fazla 8 saniye sessiz kalabilirsin , ve gelecek yaşı zar belirlesin , ortak çarpan ? ortaya bir değişken koy ve herkesin hayatının nasıl değişeceğini izle seçtiğin birinin geçmişine (Zarla belirlediğin bir sürede olaiblir) geleceğine gidip hiç birşeyi değiştirmeyen zaman kürersinden neyi izlemek isterdin ? zaman küresindesin odadakilerle beraber ;kapıyı açtığında sizi en çok korkutan mekan neresi olur ? zaman neresi olurdu ? zaman küresindekilerle beraber bir zamana gidiyorsun ; anlat ; küre patlar ? hatırlamadığın birşeyi hatırlayacaksın ? riske gir ve sor ? cevabı bilinemeyebilir ? geçmişine 3 tane not koy ama şu zamanı çok bükmesin ? bunu bir zengin olarak tamamla ; bunu dünyanın en büyük sanatçısı olarak tamamla bunu bir anda kendini burda bulmayacağın bir şekilde planla sana vereceğim kartta kaçıırıldın ; geçmişindeki kişilere 3 not bırakarak kendini buldur; mekanı kendin seç yarına kaçırıldın (mekanı bul ) senaryoyla bulsunlar geçmişindeki bir zamana görünemz olarak gidiyorsun ve etkileşebileceğin tek 1 anın olacak o anla 1 kişiyi kurtar o anla 1 kişiyi kurtar ama o seni unutacak o anla 1 kişiye zarar ver ama senin verdiğini sen dahi bilmeyeceksin o anda 1 hınzırlık yap Geçmişine gitmişsin ve bir zarın veya kartın seçtiği bir hayvan olmuşsun geçmişine gitmişsin ve bir anda Enter The Void gibi bir an yaşıyorsun ; birinin gözünden dünyayı görüyorsun yaşanılanlar aynı şekilde yaşanacak gelecek değişmeyecek, yargılamıyoruz (zaman dilimini zarla belirle ) geçmişine gidip bir nesne ol ve o gün o istediğini yapabilirsin (kimse hareket ettiğini görmeyecek ) geleceğini bunla en fazla şekilde değiştir yörüngeni tamamen boz o gün olduğun nesne gibi hissetseydin hangi nesne olurdun annen ve babanın geçmişinden bir anına gidiyorsun 30 yaşındasın fark edilmeyecek tiptesin ( ryan reynolds tarzında) yada russion doll tren sahnesi geleceğin etkilenecek etkilenmeyecek kendini en fazle şekilde mutlu et geçmişinden bir şeyi şimdi çalıp yanına getir bu bir nesne ve en fazla 2 avucuna kadar sığıyor. geçmişine ait bir anıdaki hayvan ol birini geçmişindeki bir hayvan yap sana kendini anlatsın arkadaşının geçmişinden ona 1 avuca sığacak birşey getir , 1 kutun var 2 ayrı zaman dilimine uğrayıp doldurabiliyorsun , uğra ve doldur şimdiki zamana getir , o zamandan çalınsın ama zaman akışı şu ana kadar bozulmasın
0 notes
Text
Geçen gün bir bayan tedaviye geldi.
Bayandan çok yanındaki 10 yaşındaki oğlu Hasan ilgimi çekti. Çocuğun sol kolu karnına yapışık gibi duruyor hiç kıpırdatmıyordu.
Bayanın tedavisi bitince çocuğun kolunu sordum. Bir sabah birden olmuş ve 1 yıldır öyleymiş, götürmediğimiz doktor kalmadı ama düzelmedi dedi. Çocuğun gözlerine baktım, öyle derin öyle ürkek bakıyordu ki, birden annesine; alışılmışın dışında birşey isticem sizden,
oğlunuzu bana bırakın akşam 19.00 da evinize getiririm dedim. Kadın şaşırdı ama kabul etti.
Randevularımı iptal ettim, Hasan ile arabaya bindik 30 km mesafedeki sahil kenarına gittik.
Giderken, ağzımıza 8 tane sakız aldık.
Ağzìmıza sığmıyordu nerdeyse ama amaç en büyük balonu şişiren Hasan olursa bütün arabaları sollucam, ben şişirirsem yanından geçtiğimiz tüm arabalara nanik yapıcaz buzlar kırılmalıydı.
Sürat yapmamak için ben kazandım.
Hasan ile sahile geldik ve yüksekçe bir kum tepesine çıktık
Hasan'a; Ben buraya çok gelirim ve kızgın olduğum kim varsa en yüksek sesle bağıra bağıra ona küfrederim rahatlarım dedim.
Şimdi birlikte yapalım ve rahatladıktan sonra mayonezli patates kızartması alıp yiyelim dedim. (Burada çok meşhurdur külahta patates kızartması).
Bak önce ben rahatlıycam diyip başladım çok sevdiğim Havva'ma bağıra bağıra küfretmeye. Zavallı Havva'mı yukardan aşağı boyadım 😊
Of çok rahatladım, sıra sende dedim.
Hasan ayağa kalktı, sustu ve sonra birden bağırmaya başladı;
Babaaaa, sana anneme vurma demiyor muyum, annemin canı çok acıyor öpsemde geçmiyooor. Büyüyünce bende seni dövecem babaaa diyerek 10 dk boyunca hem ağladı hem bağırdı 😣😣
Yanıma oturdu.. Rahatladın mı? Evet dedi.
Hadi patateslerimizi alalım diyip yürüdük kızartmacıya.
Külahı Hasan'ın açmadığı sol koluna farkında değilmişim gibi uzatırken bir yandan da cüzdanımdan bozuk para almaya çalışıyormuş gibi yaptım.
Hasan sol kolunu uzattı aldı külahı..
İçim coştu ağlamamak için tuttum kendimi, farkında değilmişim gibi hiç üzerinde durmadım ve başka şeylerden konuşa konuşa patatesimizi yiyerek arabaya gittik.
Eve geldiğimizde annesi bizi pencerede bekliyordu, görünce kapıya geldi.
Arabadan indik ve Hasan'a eğildim; canın ne zaman isterse rahatlamaya gidelim olur mu deyip telefon numaramı verdim.
Hasan'a sarıldım, o da iki koluyla boynuma sarıldı.. 😣Sonra dönüp annesine sarıldı. Annesi sevinçten kalakaldı. Eliyle, nasıl oldu diye işaret etti.
Oğlunuz ayrıntısını anlatır dedim ve oradan ayrıldım..
Sabah Hasan'dan mesaj geldi "günaydın kanka" 😊
Günaydın kankişim Hasan'ım 😊😊
[Alıntı]......AyCan
21 notes
·
View notes
Text
dertler delirtir derler, bize deli de derler'
Üniversite sınavı öğrencisiyim. Sınava 45 gün kala bunun farkına vardım. Zaman dar, başarmam gereken çok şey var. Hayatım boyunca sınavlarda sadece sınavdan önceki gün hayvan gibi çalışarak başarı elde ettim. 8. sınıfta bile sosyal ile ilgili en ufak fikrim yokken, sınavdan önceki gün aralıksız 13 saat çalışıp en yüksek notu aldığımı hatırlıyorum, veya lise hayatımda sadece önceki gün çalışarak okulda ilk 3'e girdiğim sayısız deneme... Bu yüzden sanırım sınava çalışmayı son ana bıraktım. 2 şeye güvendim. 1.'si sergilemek yerine hayatım boyunca gizlediğim zekam. Hani bazı öğrenciler vardır ''kanka hiç çalışmadım yaaa'' der ve en yüksek notu alır, ha işte ben tam tersiydim. Çok çalışıyor imajı verip diğer arkadaşlarımın 20'de 1'i kadar bile çalışmazdım. 2. güvendiğim şey ise bu zamana kadar attığım son dakika golleri.
Çevremdeki herkes sınav sürecinde kendini çok yıpratıp çoğunlukla kafayı sıyırdı,yoruldu,bıktı,korkunç stres sahibi oldu. 2 yıl önceye kadar denemelere girerken çenesi dizi titreyip eli ayağı buz tutan biri olarak bu yıl stres yapmayıp kendime zarar vermemeyi başardığım için mutluyum açıkçası.. Fakat şimdi benim için süreç yeni başlıyor.
Geçmiş tecrübelerimden yola çıkarak 45 günlük çalışma programımla bambaşka bir yolculuğa çıkacağım. Biyolojik saatimi değiştireceğim aslında. Şöyle ki az önce bahsettiğim gibi ben hep sınavlara son anda hazırlanan kendine gereksiz güvenen biriyim. Ayrıca 1 günün 24 saat olması YETMİYOR. Bu iki şikayetimden dolayı şöyle bir çözüm buldum: Bir günüm 72 saat olacak. Yani aslında 3 gün=benim 1 günüm olacak. Bu açıdan bakarsak sınava 15 gün kaldı diyip kendimi kandıracağım aslında. Ayrıca normal bir insanın günde 3 kez uyumayacağı gibi elbette ben de uyumayacağım. Basitçe sloganım ''2 gün sabahla 3. gün uyu'' . Böylece hiç yoktan 16 saat karda olacağım.
Çalışma programın nasıl olacak derseniz, ilk 4 gün her gün bir part bitireceğim ve konularım bitecek.
part-1: TYT türkçe, TYT fizik ve şu AYT konuları:
-çemberin analitiği
-limit ve süreklilik
-türev
-integral
-parabol
-Vektörler
-Kuvvet, Tork ve Denge
-Kütle Merkezi
-Basit Makineler
-Hareket
-Newton’un Hareket Yasaları
-İş, Güç ve Enerji II
-Atışlar
-Sinir Sistemi
-Endokrin Sistem ve Hormonlar
-Duyu Organları
-Destek ve Hareket Sistemi
-Sindirim Sistemi
-Dolaşım ve Bağışıklık Sistemi
-Modern Atom Teorisi
-Gazlar
-Sıvı Çözeltiler
-Kimyasal Tepkimelerde Enerji
part-2: TYT coğrafya, TYT kimya ve şu AYT konuları:
-fonksiyonlar
-polinomlar
-trigonometri
-katı cisimler
-İtme ve Momentum
-Elektrik Alan ve Potansiyel
-Paralel Levhalar ve Sığa
-Manyetik Alan ve Manyetik Kuvvet
-İndüksiyon, Alternatif Akım ve Transformatörler
-Çembersel Hareket
-Dönme, Yuvarlanma ve Açısal Momentum
-Kütle Çekim ve Kepler Yasaları
-Basit Harmonik Hareket
-Solunum Sistemi
-Üriner Sistem (Boşaltım Sistemi)
-Üreme Sistemi ve Embriyonik Gelişim
-Komünite Ekolojisi
-Popülasyon Ekolojisi
-Kimyasal Tepkimelerde Hız
-Kimyasal Tepkimelerde Denge
part-3: TYT tarih, TYT biyoloji ve şu AYT konuları:
-analitik geometri
-2.Dereceden Denklemler
-permütasyon ve kombinasyon
-binom ve olasılık
-istatistik
-Dalga Mekaniği ve Elektromanyetik Dalgalar
-Atom Modelleri
-Büyük Patlama ve Parçacık Fiziği
-Radyoaktivite
-Genden Proteine
-Canlılarda Enerji Dönüşümleri
-Kimya ve elektrik
-Organik kimyaya giriş
part-4: TYT felsefe ve din, TYT mat ve şu AYT konuları:
-çember ve daire
-karmaşık sayılar
-2.Dereceden Eşitsizlikler
-logaritma
-diziler
-Özel Görelilik
-Kara Cisim Işıması
-Fotoelektrik Olay ve Compton Olayı
-Modern Fiziğin Teknolojideki Uygulamaları
-Bitki biyolojisi
-Canlılar ve çevre
-Organik kimya
-Enerji Kaynakları ve Bilimsel Gelişmeler
.
Bunların haricinde her gün 1 TYT paragraf, 1 TYT matematik ve 1 AYT matematik denemesi yapacağım( TYT türkçe ve matematik toplam 90 dk, AYT matematik 50 dk).Ayrıca matematikten süreyi nasıl yöneteceğimi bilmediğimden her gün 1 derece öğrencisinin tyt mat çözüm videosunu izlemeyi planlıyorum.Son olarak Bunlar toplam 4 gün (aslında 12) sürecek ve bu 4 günün sonunda tarih 17 Mayıs Salı oluyor ve sınava tam 1 ay kalmış oluyor,işte o zaman bir gün 24 saattir kabulüne uyacağım ve her gün 6 deneme yapacağım.Bunların 2'si çıkmış sınavlar olacak. Eğer denemeler yetişirse uyuyacağım fakat yetişmezse uyumayacağım, o yüzden şu saatte yatıp şu saatte kalkacağım gibi bir şey söyleyemem. Toplam 180 denemenin sonunda 2 gün sınavlara girip çıkacağım ve her şey bitecek:)
3 notes
·
View notes
Text
U18 kategorisinde 2 takım çıkarttık A B olarak sayımız var diye bundan 1 ay öncede A B 2 takım çıkanlar takımların oyuncu listelerini verdik. 2 takımdada oynatma durumu olmasın diye. Sonra oyuncularda değişiklik yapmamız gerekti yeni liste verdik ama aptal oçlar evrağı zamanında il basketbol temsilciliğine vermediği için maça 8 kişi çıktık. Sonra alt yaş gruplarındanda oynatıyor olsak oyuncuyu o listede göstermemiz gerekiyor diye yeni liste yolladım. Yolladığım günün akşamı genel koordinatörü aramışlar A B olarak Lige girenler 14+14 olarak kadro gösterebiliyor max diye. Problem şu ki, alt yapılarda lisans işlemleri 2021 güz dönemiyle federasyonlardan il-ilçe gençlik hizmetlerine geçti ve gençlik hizmetlerinin herkes için spor yönergesine göre sınırsız lisans çıkartma hakkım var ve 14 değil istersem 44 kişi bile yazarım o listeye. Biz buna göre 15+17 olarak 2 ayrı liste yolladık. İl basketbol temsilcisini aradığımda durumu anlattım, abi bak hakkımız var yönergede göre diye, at yarra gelmiş diyorki yok kardeşim lisans hakkı sınırsız ama 14 ten fazla kişi rotasyona gösteremezsiniz. Ben yine yeni liste gönderdim 14 e fiksleyip 2 tarafı. Koordinatör yazdı 15 dk önce il basketbol tensilciliğinden aradılar o iş bizim iddia ettiğimiz gibiymiş yeniden liste yollamamız lazım diye.
AQ ÇOCUKLARI RESMEN AKLIMIZLA DALGA GEÇİYORLAR LAN İNSAN KENDİ KURUMUNUN YÖNETMELİĞİNİ BİLMEZ Mİ AQ MAL, İŞ BİLMEZ OROSPU ÇOCUĞU SÜRÜSÜ.
Diyeceklerim bu kadar çok öfkeliyim.
2 notes
·
View notes
Text
Sabah 8:30 dersini yaklaşık 5 dk önce saat 10:00'da yapacağını söyleyen bir hoca...
8 notes
·
View notes
Text
Geçen gün bir bayan tedaviye geldi.
Bayandan çok yanındaki 10 yaşındaki oğlu Hasan ilgimi çekti. Çocuğun sol kolu karnına yapışık gibi duruyor hiç kıpırdatmıyordu.
Bayanın tedavisi bitince çocuğun kolunu sordum. Bir sabah birden olmuş ve 1 yıldır öyleymiş, götürmediğimiz doktor kalmadı ama düzelmedi dedi.
Çocuğun gözlerine baktım, öyle derin öyle ürkek bakıyordu ki, birden annesine; alışılmışın dışında bir şey isticem sizden, oğlunuzu bana bırakın akşam 19.00 da evinize getiririm dedim. Kadın şaşırdı ama kabul etti.
Randevularımı iptal ettim, Hasan ile arabaya bindik 30 km mesafedeki sahil kenarına gittik.
Giderken, ağzımıza 8 tane sakız aldık. Ağzımıza sığmıyordu neredeyse ama amaç en büyük balonu şişiren Hasan olursa bütün arabaları solluyacam, ben şişirirsem yanından geçtiğimiz bütün arabalara nanik yapıcaz buzlar kırılmalıydı..
Sürat yapmamak için ben kazandım ...
Hasan ile sahile geldik ve yüksekçe bir kum tepesine çıktık.
Hasan'a; Ben buraya çok gelirim ve kızgın olduğum kim varsa en yüksek sesle bağıra bağıra ona küfrederim rahatlarım dedim.
Simdi birlikte yapalım ve rahatladıktan sonra mayonezli patates kızartması alıp yiyelim dedim. (Burda çok meşhurdur külahta patates kızartması).
Bak önce ben rahatlıcam diyip başladım çok sevdiğim Havva'ma bağıra bağıra küfretmeye. Zavallı Havvamı yukardan aşağı boyadım
Of çok rahatladım, sıra sende dedim.
Hasan ayaga kalktı, sustu ve sonra birden bağırmaya başladı; Babaaaa, sana anneme vurma demiyor muyum, annemin canı çok acıyor öpsemde geçmiyooor. Büyüyünce bende seni dövecem babaaa diyerek 10 dk boyunca hem ağladı hem bağırdı
Yanıma oturdu.. Rahatladın mı? Evet dedi.
Hadi patateslerimizi alalım diyip yürüdük kızartmacıya.
Külahı Hasan'ın açmadığı sol koluna farkında değilmişim gibi uzatırken bir yandan da cüzdanımdan bozuk para almaya çalışıyormuş gibi yaptım.
Hasan sol kolunu uzattı aldı külahı..
Içim coştu ağlamamak için tuttum kendimi, farkında değilmişim gibi hiç üzerinde durmadım ve başka şeylerden konuşa konuşa patatesimizi yiyerek arabaya gittik.
Eve geldigimizde annesi bizi pencerede bekliyordu, görünce kapıya geldi. Arabadan indik ve Hasan'a eğildim; canın ne zaman isterse rahatlamaya gidelim olur mu diyip telefon numaramı verdim.
Hasan'a sarıldım, o da iki koluyla boynuma sarıldı.. Sonra dönüp annesine sarıldı. Annesi sevinçten kalakaldı. Eliyle, nasıl oldu diye işaret etti.
Oğlunuz ayrıntısını anlatır dedim ve ordan ayrıldım..
Sabah Hasandan mesaj geldi "günaydın kanka"
Günaydın kankim Hasanım 😊
kaynaksız ____
319 notes
·
View notes
Text
Sims 4 - Doktorluk Kariyeri İncelemesi
Sims 4’te 24 Ekim 2020 – 19 Haziran 2021 arası haftalık olarak Youtube kanalım PatsuanTV’de yayınladığım Doktorculuk serisinde Doktorluk kariyerini incelemiş ve 10. seviye olan en üst seviyeye ulaşmıştım. Bu yazıda kariyerlerle ilgili aldığım notları bulabilirsiniz. Güncel oyunda Doktorluk kariyerinden bekleyebileceklerinizi kaleme aldım, videosunu da çektim.
Seri videolarına buradan ulaşabilirsiniz: https://youtube.com/playlist?list=PL2i6tT4jJd0Zi5EilpjKM9UZFXMX-mUzX Bu notları anlattığım videoma da buradan ulaşabilirsiniz: https://youtu.be/8sq2rXskVwE
Genel Bakış:
Oyunda tüm paketlerim vardı videoları çekerken, bu nedenle başka paketlerin de özelliklerini kullandım ancak aktif Doktorluk kariyeri yalnızca Get to Work genişleme paketi sahibiyseniz oynanabiliyor.
Kariyere girdikten sonra iş saati geldiğinde “Join” diyerek siminizle beraber hastaneye gidiyorsunuz. Burda sol üstteki barda verilen görevleri yerine getirmeniz gerekiyor gün içinde. Bunları tamamladıkça çıkan tıp sembolü bronzdan gümüşe, gümüşten altına (8) geçiyor. Buna göre aldığınız para (-/+ %30) ve performansınız değişiyor. Bu her aktif kariyerde aynı, sadece sembol değişiyor.
İş gününün süresi bitmek üzereyken sol üstteki barın sağındaki saat sembolü kırmızı yanıp sönmeye başlıyor. Bu durumda o işarete tıklayıp 1 saat daha fazladan iş yerinde kalabiliyorsunuz. Hastaları iyileştirme garantiniz olmadığı için bu her zaman iyi bir seçenek olmayabilir; özellikle siminizin ihtiyaç barları çok düşmüşse. Bu durumda iyi tanı koyamıyorlar anladığım kadarıyla.
Her kariyerde olduğu gibi sağ alttaki çanta sembolünden gördüğünüz iş özelliklerinde kariyer seviyesine has görevi tamamlamanız ve performans barını, sağ tarafındaki tick işareti yanıncaya dek ilerletmeniz gerekiyor seviye atmanız için.
Hasta iyileştirme süreci: Önce hastayı yatağa davet etmeniz gerekiyor ve bundan sonra oturan hastayla etkileşime geçiyorsunuz (Examine Patient). Hastaya genel sağlığını sorabilir, gözlerine, kulaklarına vs. bakabilirsiniz bir sorun var mı diye. Daha sonra eğer seviyeniz 1’se hastanızı daha üst seviye bir doktora aktarmanız gerekiyor. Eğer seviyeniz 2-6 arasıysa çoğu hastalığı iyileştirebiliyorsunuz. 7. Seviye sonrası ameliyat bile yapabiliyorsunuz. 8. seviye sonrasında da doğum yaptırabilir hale geliyorsunuz. Tanıları koymak için belli belirtiler oluyor hasta simlerde ve bunları yavaş modda simlerin animasyonlarını izleyerek anlayabiliyorsunuz. Kırmızı kaplan çizgileri (5) çıkan bir hastada genelde “Gas and Giggles” hastalığı oluyor mesela.
Örnek alma (Swap sample) etkileşimi tek özel muayene yöntemi. Bunu yaptıktan sonra siminiz düzgün bir şekilde doku örneği alabildiyse Chemical Analyzer (kimyasal analiz cihazı) ile bu örneği incelemeniz gerekiyor. Siminiz yorgunsa doku alması (7) da analizden sonuç çıkarması da zorlaşıyor.
Hastayla çok etkileşime geçtikten sonra koyabildiğiniz tanılar gittikçe azalıyor ve tanı koyarken bazı hastalıkların yanında tıp sembolü çıkıyor. Bu doğru tanı o hastalık demek zannetmiştim ama öyle olmadığı çok durumla karşılaştım. Benim için tam bir bilinmezlik bu durum.
38 bölümün 9 bölümü canlı yayınlarda, 2 bölümü ön gösterim şeklinde yapıldı. 3 bölüm de ev inşası/renovasyonlarıyla ilgiliydi.
Uzun yaşam modunda oynadığım için ana karakterim young adult (genç erişkin) olarak başlayıp bitirdi seriyi.
Canlı yayınlarda 1 veya 2 saat oynadığım bölümler dışında haftalık video olan bölümlere de 40-50 dk arası zaman harcayarak bölümleri çektim. Toplamda ortalama olarak 36 saat kadar sürdü ve hiç kayıt dışı oynamadım. Bittikten sonra kayıt dışı birkaç saat oynadıktan sonra bu sürenin %10’unun videonun çekimleri ve canlı yayındaki yazışmalarla etkileşim sırasında harcandığını düşünüyorum. Ev arkadaşları, köpekler ve çocukla evde geçirilen zamanı çok arttırdığım için serinin %40’ının kariyer dışında geçtiğini düşünebiliriz. Dolayısıyla içerik üretmeyen biri için hile yapmadan kariyerde en üst seviyeye ulaşmanın 18 saat kadar süreceğini tahmin ediyorum. Bu hesaba kullandığım kolaylaştırma yöntemleri dahil değil. Bu yüzden sizin oyununuzda doktorluğun daha uzun süreli bir kariyer olması olası.
Hastanedeki diğer simler hastalarla hiç ilgilenmiyorlar (4. seviyeden sonra) siz tüm hastalara tanı koyabilmeye başlayınca. Bu yüzden ha0073tanede sıra bekleyen hastalar siz birilerini iyileştirmeye uğraşırken hastaneyi terk edip performansınızı düşürebiliyorlar. Aman dikkat!
House Call (eve çağrı), Work Emergency (analiz için acil durum) ve doğumlar özel etkinlikler. Bunlar kolay etkinlikler olduğundan performansınızı arttırmak için yapılmalarını tavsiye ederim kesinlikle. Elinizdeki işi bir kenara koyup hemen bunları yapmaya koyulun çünkü oyunda 1 saat kadar sonra yapılamaz hale geliyorlar.
Çok etkisini hissetmemiş olsam da evdeki veya hastanedeki bilgisayarda doktorluk kariyeriyle ilgili ekstra işler çıkıyor, tıpla ilgili araştırma yapmak, gibi. Bunları yapınca odaklı hale geliyorsunuz ancak iş performansınızı veya mantık yeteneğinizi etkilemiyor gibi. Hastanedeyken günlük görev olarak çıktığında elbette ki performansınızı arttıracak bir aktivite oluyor, bu yüzden atlamayın derim.
Resepsiyonda oturan simin ne işe yaradığını çözemedim. Ondan beklentiniz olmasın.
Gereken Yetenekler:
Logic (mantık) – Testlerden doğru sonuç çıkarma olasılığını arttırıyor ama bu ihtimal daha çok işte seviye atlayınca artan bir şey aslında.
Kolaylaştırma:
Quick Learner (çabuk öğrenen) reward trait (ödül karakter özelliği) yetenekleri hızlı geliştirmek açısından etkili. Ben Nerd Brain (dahi beyni) hayat amacını seçerek bu özelliğe sahip hale getirmiştim ana karakteri.
Evde bozulan eşyalar ve yangınlar tamamen zaman ve para kaybı olduğundan siminize tamir etmeyi öğrettiğinize emin olun. Handiness (el becerisi) yeteneği yeterince geliştiğinde de evdeki eşyaları bozulmaz, pislenmez hale getirebilirsiniz.
Aspiration (hayat amacı) için yapılan görevleri tamamladıkça gelen puanlarla alabileceğiniz birçok reward trait (ödül karakter özelliği) var. Örneğin, seri boyunca enerji seviyesinin düşüşünü çok yavaşlatan “Seldom Sleepy” (Nadiren Uykulu) özelliğini seçtim ben ve 1,5-2 günde bir uyumak yeterli hale geldi.
Get to Work ile gelen Chemical Analyzer eşyasını eve koyup evde analiz çalışmaları yapabilirsiniz. Bu şekilde hem mantık yeteneğiniz gelişiyor hem de odaklı hale geliyorsunuz ama satranç oynamaktan farklı olarak bu aletle yanınızda taşıyabileceğiniz elementler bulmanız mümkün oluyor. Bu elementler ortalık yere koyabileceğiniz ve “Enable Emotinal Aura” (duygu aurasını aktifleştir) deyip koyduğunuz odada odaklı aura yaymasını sağlayabileceğiniz çok yararlı eşyalar. Bu şekilde simleriniz bu elementlerin olduğu odada muhtemelen odaklı duruma geçeceklerdir. İhtimali arttırmak için ben 2 veya 3 element koyuyordum odaya, mutlaka veriyordu odaklı hali bu şekilde. Hastanede de kullanabiliyor olmanız büyük bir artı, bu yüzden erkenden birçok element toplayıp hastanenin köşelerine yerleştirmeniz işinizi çok kolaylaştıracaktır.
Hastaneye gittiğinizde klavyenizden ctrl+shift+c’ye basıp “bb.freebuildmode on” şifresi ile hastaneyi yeniden düzenleyebiliyorsunuz. Bu şekilde hastaneyi düzenleyin ya da benim galerimden (yibikun34) optimal hastane inşasını indirin. Sizin için seriyi düşünerek en etkin hastaneyi inşa etmeye çalıştım. Böylelikle kariyeri daha kısa sürede tamamlamanız mümkün olacaktır. İnşa videosuna burdan göz atabilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=wmlA9clIBIQ
Kariyerde 7. seviyeye gelmeden önce koşu bandı ve X-ray makinasını kullanmayın. Siminizin buradan tanıyla ilgili iyi bir karar verme olasılığı 7. seviyeye kadar çok düşük olduğu için bu aktivite sadece zaman kaybı oluyor. Günlük görevleriniz arasındalarsa diğer görevlere odaklanın.
Ek paketlerle yapılabilenler:
Evi tiny home (ufak ev) yapmanız evdeyken yetenekleri geliştirmeniz için çok faydalı olacaktır. (Tiny Living)
Kulüp kurup ev işlerini arkadaşlarınıza yaptırabilirsiniz. Rastgele bir kulüp oluşturun ve taşındığınızda sizi ziyarete gelen insanları bu gruba ekleyin. Daha sonra grupta yapılması önerilen aktivite olarak temizlik, tamir gibi ev işleriyle ilgili aktiviteleri seçerseniz grup buluşması sırasında simler bunları yapmaya yönelecektir. (Get Together)
Siminize herhangi bir anda eğlence ihtiyacını arttırmak için kulaklıkla müzik dinletebilirsiniz. Normalde “Focusing” music dinleyen sim odaklı hale gelirken nedense kulaklıktan dinlediklerinde bu işe yaramıyor. Bu yüzden sadece eğlence ihtiyacını gidermek için güçlü bir araç diyebiliriz kulaklıklara. Oyunda ev halkına ilk gün içinde kulaklıkları ücretsiz veriliyor ama bu bazen çalışmayabiliyor. Bu durumda bilgisayardan “purchase earbuds” diyerek sipariş verebilirsiniz. (Fitness Stuff)
Bust the Dust kitini aldıysanız ve evinizde hayvan varsa ev daha hızlı kirlenecektir. Temizlik işleri çok zaman kaybettirebildiği için iki yöntem var gibi buna karşı: Ayarlardan kiti etkisiz hale getirebilir veya Cats & Dogs genişleme paketiniz varsa rumba alıp otomatik olarak evin temizlenmesini sağlayabilirsiniz. Rumbalar platformlu evlerde çok takılıyorlar şu an (Temmuz 2021), o yüzden bu kararı ona göre verebilirsiniz. (Bust the Dust ve Cats & Dogs) – Ek: 21 Temmuz güncellemesiyle bu sorunun çözüldüğünü söylediler, henüz test etme fırsatım olmadı.
Seviye seviye irdeleme: Bazı bölümlerde ana karakterin hayatıyla ilgili kısımlar olduğundan hiç hastaneye gitmemişliğim bile var. Bu nedenle her seviyeyi kaçıncı bölümde görebileceğiniz parantez içinde yorumlarımın sonuna ekledim.
Medical Intern (Stajyer Doktor): El yıkama, hastalarla/hastane çalışanlarıyla konuşma, yemekhaneden atıştırmalık alma gibi hastaneyi ve ortamı tanıtan bir seviye. Bu aşamada tanıyı koyması için üst seviye doktorları hastaya yönlendirmeniz gerekiyor. (Bölüm 1-2)
Orderly (Hasta Bakıcı): Yatakları düzeltebilir, hastaları muayene edebilir ve hastalardan aldığınız doku örneklerini analiz makinesinde inceleyebilirsiniz. Bu aşamada çoğu hastalığa tanı koyup hastaları tedavi edebilir hale geliyorsunuz. Üst seviyelere göre çok basit hastalıklarla geliyor simler. (Bölüm 3-5)
Medical Assistant (Asistan Doktor): Hâlâ arada sırada yer silmeniz gerekebiliyor bu seviyede. Hastalıklar kolay denk geldiği için 3 hasta iyileştirme görevinde zorlanmıyorsunuz. (Bölüm 7)
Medical Technologist (Tıp Teknisyeni): Bu seviyede hastalıklara tanı koyabilir hale geliyorsunuz. Bundan öncekilerde basit hastalıkları doğrudan tedavi edebilirken artık hastalıkları algılayıp doğru tanı koyduktan sonra tedavi uygulayabiliyor hale geliyorsunuz. Bu seviyede doğru tanı + iyileştirme kombinasyonunu bir kere yapmak kolaydı benim için. Ayrıca acil durum olarak başka bir hastaneden gelen analizleri yapmanız istenebiliyor. (Bölüm 8)
Assistant Nurse (Asistan Hemşire): Bu seviyede yaptığım analizler ve testlerdeki başarı oranım birden çok düşmüş gibi hissettim. Mantık seviyesiyle veya evde tıp çalışmayla ilgisi olmuş olabilir diye düşünüyorum. Bu yüzden 2 tane seviyede doğru tanı + iyileştirme kombinasyonu görevi epey terletti. Ev çağrıları ve ameliyatlar da bu seviyede başlıyor. (Bölüm 9-12, 14-16)
R.N. (Lisanslı Hemşire): Hamile bir simin bebeğinin cinsiyetini söylebiliyor hale geliyoruz burda. Bence hoş bir ayrıntı. Ayrıca hastaneye acil ameliyatlık simler gelmeye başlıyor ek etkinlik olarak. (Bölüm 17-20)
Doctor - General Practitioner (Doktor – Pratisyen Hekim): 3 tane ameliyat yapmanız gerekiyor bu seviyede ve birden ameliyatlık sim pek denk gelmez oldu. Doğru tanı koymanın iyice zorlaştığı kısımlardı bu. Bu seviyeden itibaren hangi hastalığın göstergesi neymiş diye arada internetten bakmam gerekti. Yine de bazı durumlarda tek tanı ihtimaline düşmüyorsunuz. Bu yüzden performansınız sürekli iyi gidemiyor ne kadar zorlasanız zorlayın. Çocuklar nispeten iyileştirmesi daha kolay ama ameliyat edilemediklerinden bu seviyede yatağa kabul ettikten sonra görmezden gelebilirsiniz. (Bölüm 21-28)
Medical Specialist (Uzman Doktor): Bu seviyeden sonra ödül karakter özelliği olarak hastalık direnci geliyor karakterinize. Bu seviyeden sonraki seviyelerde doktor karakterim sadece bir kez hasta oldu. Etkisini çok fazla hissetmediğim bir özellik açıkçası. Seviyenin görevi olan bir kez doğum yaptırma çok kolay, sadece doğuma simin gelmesi için epey bir hastaneye gidip gelmem gerekti. Nadiren doğuma gelen oluyor çünkü. (Bölüm 29-33)
Surgeon (Cerrah): Bu seviye de 5 tane doğru tanı + iyileştirme kombinasyonu görevi veriyor ve hiçbir yenilik yok aslında. Arada internetten araştırarak ve çocukları iyileştirmeye odaklanarak 5. seviyeye göre biraz daha hızlı halledebildim bu seviyeyi. (Bölüm 34-38)
Chief of Staff (Ekip Şefi): Bu seviyeyi aktif olarak oynamadım seri bittiği için. Garip bir şekilde simi işe gönderdiğimde performansının artmadığını gördüm. Bu seviyeye geldiğinizde açılan doktor odasını evinizde kullanmanızın bir anlamı yok. Sanıyorum hastanede kendinize oda yaratmak isteyebilirsiniz diye tasarlanmış bir özellik. Bunu görünce önceki seviyelerde hediye gelen ve fonksiyonel gibi görünen hastane eşyalarını satmanın daha yerinde olacağını düşündüm. (Kayıt dışı)
#sims4#sims 4#the sims 4#ts4#sims 4 medic#sims 4 doktor#sims 4 kariyer#inceleme#oyun#simülasyon#patsuantv#youtube
1 note
·
View note
Text
Telekinezi (telekinesis)
Telekinezi kısacası bir maddenin zihin gücüyle ötelenmesi veya bir noktadan bir noktaya hareket ettirilmesidir. Levitasyon yeteneği ile çok karıştırılır. Bir cismi levitasyon uygulandığında havalanma hareketi olmaktadır. Yukarı doğru hareket eden cisimlere uygulanan yeteneğe levitasyon, sağa sola veya öne arkaya doğru hareket eden cisimlere telekinezi denmektedir.
Kısaca “PK” denilen ve “psişe-hareket” anlamına gelen ” psikokinezi ( psychokinesis) sözcüğü inorganik ve organik maddenin zihin gücü ile etkilendirilmesini kapsayan ve daha ziyade zihnin maddeye hakimiyeti olarak bilinen paranormal olguyu ve bu olgunun ” telekinezi” ( telekinesis uzaktan hareketi), kriptokinezia ( cryptokinesis: gizli hareket) yada telerji ( telergy : uzaktan eylem) gibi değişik adlarla anılan çeşitli tezahür biçimleri ifade eder.“BAM- Psikokinezi Kitabından Alıntıdır.”
Telekinezi bir çok parapsikoloji araştıranlar için ilk konu veya ilk uygulama olmuştur. Gözlerimizde zor ama bir o kadarda kolay olan bu aktivite aslında diğer psişik yeteneklerin aksine bize görsel bir kanıt sunmaktadır. Ben her zaman inanırım ki bir parapsikoloji araştırmacısı ilk önce telekinezi deneyimlesin. Çünkü somut ve görsel kanıt bize daha çok motivasyon veya bize kendimin yapabileceklerin daha fazlasını yaptığımızı farkettirecektir.
Telekinezi yaparken en çok yanlışlarımızdan birisi kendimizi bu konuda tam hazırlamadığımızdır. Öğreniyoruz ki telekinezi “ zihin gücü ili bir cismi hareket ettirmektir” o zaman öncelikle zihnimizi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz. Zihnini kontrol edebilen bir insan, bedenini de kontrol edebilir.
Öncelikle zihnimizi kontrol etmek için aşama gereklidir; 1- Konsantrasyon 2- İmajinasyon 3- Gevşeme
Bu 3 aşamayı başarılı bir şekilde uygulayabiliyorsanız gereği bir problem kalmayacaktır. Yapıyorum olmuyor veya her şeyi denedim olmadı gibi problemlerin en temel sebebi bu 3 madde eksik veya yeterli kısma gelinmediği için meydana gelmektedir.
Telekinezi deneylerinden bizlere gelen bir test vardır. Bu yeteneği açığa çıkarmak ve gözlemleyebilmek için kullanılır.
Telekinezi Deneyi : Psi-Wheel
Psişik çark anlamına gelen “Psi wheel” parapsikoloji araştırma ve deneyleme merkezlerinde insanların zihinsel güçlerini veya psikokinezik yapılarını test etmek için kullanılan bir çeşit deneydir.
Deney 3 Aşamadan oluşmaktadır.
1 - Açık alan eller serbest
2- kapalı alan eller serbest
3- açık alan eller serbest değil.
Bu 3 farklı deney ile kişinin psişik yeteneklerini test eder veya geliştirmesini sağlamaktadır. Parapsikoloji her zaman bu sahip olunan yeteneklerin tüm insanlarda da olduğunu düşünmektedir. Ama ne yazık ki her insan bu tür yeteneklerde zorlanabilmektedir. Bu deney için öncelikle birkaç malzemeye ihtiyacımız var. ( 2 adet a4 kağıt / düz bir silgi / toplu iğne / cetvel / makas ) Öncelikle aşağıda verilen şekilde psişik çarkımızı hazırlıyoruz. ***Psişik çark, iğnenizin boyuna göre 2,5x2,5 veya 5x5 şeklinde kesebilirsiniz. Daha sonra kalan diğer a4 kağıdı zemine ve üstünede bu çarkınızı koyabilirsiniz.
*** Alt zeminde beyaz a4 olmasının sebebi dikkatinizin dağılmaması içindir. Şimdi hazırız hadi başlayalım.
1. Adım - Sesiz, sakin ve rahatsız edici olmayan bir ortam belirleyin.
2. Adım - Bir masa ve rahat bir sandalye belirleyin kendinize. Burada rahat ama konsantre bozamayacak şekilde bir alan seçmeniz çok önemli.
3. Adım - Zihninizin yorgun olup olmadığını anlayın ve gün içerisinde deneyinizi rahat ve dingin olduğunuz bir saatte yapmaya özen gösterin.
4. Adım - Ellerinizi sabunlayın ve güzel bir şekilde yıkayın. ( ıslak yer kalmadan kurulayın)
5. Adım - Ellerinizi aşağıda ki fotoğraftadaki gibi psi-wheel yanlarına avuç içleriniz içeri bakacak şekilde koyabilir veya havada tutabilirsiniz.
6. Adım - Rahatlayın ve gevşeyin. Bunun için gözlerinizi kapatabilirsiniz. Derin bir nefes alın ve yavaşca verin. Nefesinizi ne kadar yavaş ve sessiz verirseniz o kadar odaklanmış ve rahatlamış hissedeceksiniz. Bunu dilediğiniz gibi 5-10 dk uygulayabilirsiniz.
7. Adım - Konsantrasyon olun. Gözlerinizi açabilirsiniz. Psişik çarkınıza odaklanma sırası geldi. Gözlerinizi ondan ayırmayın ve sadece ona bakın. Düşünmeyin sadece bakın. Bırakın kafanızdan düşünceler geçsin. Kafanızın içindeki düşünceler susturmaya çalışmayın. Belli bir süre sonra yavaşladığını ve hatta sustuğunu kendiniz göreceksiniz. Bu sırada gevşeme tekniğimizi kesmeyelim devam edelim.
8. Adım - İmajinasyondur. Bu adımda bulunan teknik farklılık gösterebilir insanlar için. Çünkü bir hayal düşüncesidir ve siz o düşünceyi harekete geçireceksiniz. Kısacası Soyut olan düşünceyi, somut olan bir harekete çevireceksiniz.
Birkaç teknik paylaşmak gerekirse; Ellerinizden hortum çıktığınız ve kağıdın döndürdüğünü imajine etmek, avuçlarınızdan hava akımı çıktığını ve çarkı döndürdüğünü hayal etme, ellerinizin hayali bir beden verip fiziksel bedeninizi hareket ettirmeden ellerinizle çarka temas ettiğini imaje etme, psişik çark ile bütünleşip kendinizin döndüğünü imajine etmek gibi birçok farklı teknik bulunmaktadır.
Burada kendinize özel bir teknik veya yukarıdaki örneklerden bir teknik kullanabilirsiniz. İmajinenizi güçlendirmek istiyorsanızda kağıdı bir kaç defa parmağınızla veya üfleyerek çevirin ve izleyin bunu zihninize kazıyın ve imaje ederken bunu canlandırabilirsiniz.Telekinezi hakkında sayfalarca kitap çıkabilir ama şimdilik kısa ve sıkıcı olmadan sizlerle paylaşmış olduk. Bu konuda yazılarımız devam edecektir. Buraya kadar okuduğunuz içinde teşekkür ederim. Mutlaka bu paylaşımının altına kendi tecrübelerinizi anlatmanızı istiyorum, bizlerle paylaşırsanız sevinirim.
Yazan : Bunny Alder
22 notes
·
View notes
Text
Matematik dersi vardı bugün dinlemedim dün de iktisatı dinlemedim ondan önceki gün de açıp yatağa girmiştim yarın ingilizce dersi var twitter sekmesinden çıkmadan dinleyebildiğim beni yormayan tek ders cuma hukuk hukuk dersinin amk muhtemelen onu da dinlemeyeceğim önceki 8 hafta gibi sonra finaller de gelecek daha büyük sıçacağım hayatım boka sardı çünkü zamanında 78’den 48’e kadar düşebilmiş ben en son bir ay önce tartıldığımda 66 kiloydum şu an rahat 73 falan varımdır çünkü giden göbek geri döndü eskisi gibiyim önceden depresyonuma bir süreliğine okulu katıyordum şimdi onu da katmıyorum arada bir beş dk falan vicdana dinliyorum izin saatlerinde boş olduğum günlerde de çıkmıyorum yine aynı çukura düştüm bu sefer değer ağır depresyondayım gün boyunca ne yesem diye düşünüyorum masadan kalktıktan sonra bir sonraki öğünü düşünüyorum. Bazen şansıma dizi buluyorum ilgimi çeken hoşuma gidebilecek ki bu çok zor o yüzden günlerdir sürünüyorum. Twitterdan çıkıp twittera giriyorum okuyacak webtoon da bulamıyorum leş wattpad fanficlerinden ağzım kokuyor sadece zaman geçirmek için yapıyorum sadece zaman çünkü yalnızım bir amacım yok neden yaşıyorum gelecekte ne yapacağım bilmiyorum düşünmeye başladığım zaman deliriyorum baş ve karın ağrılarım tutuyor düşünmediğimde de sıkıntıdan patlıyorum o kadar aptal saptal okurken sövdüğüm iğrenç dediğim şeyler okuyorum ki allah kahretsin sadece zaman geçirmek için kendime bunu yapıyorum. Yine hayatımın ta orta yerine sıçtım.
2 notes
·
View notes
Text
En İyi Su Arıtma Cihazı Hangisi – Tavsiyeler
Merhaba bir su arıtma cihazına sahip olmak istiyorsunuz ama hiç bir konu hakkında ön bilginiz yok ve kafanız karışık mı hangi su arıtma cihazını alacağınıza karar veremiyorsanız doğru yerdesiniz.
1-Cihaz Kapalı Kasa mı Olmalı Yoksa Açık Kasa mı ?
Genelde pazarlamacı taktiği ile kapalı kasa arıtma cihazlarını ön plana iterler nedeni içerisi görünmediği için bir de bir cihaz şeklini alıp kompak bir tasarıma sahip olması. Gelin kapalı kasa olan su arıtma cihazlarının dezavantajlarına ve artılarına bir göz atalım.
Kapalı Kasa Arıtma Dezavantajları
Öncelikle %90 kapalı kasa arıtma cihazları daha az yer kaplasın diye 6-8 litrelik su tankı tercih edilir oysa açık kasa modellerde 12 litre tercih edilir ve daha fazla su depolama yapar ve 8 ile 12 litre tank arasında %10 fiyat farkı mutlaka vardır 12 litre su tankı daha pahalıdır ama her nedense kapalı kasa cihazlar açığa göre pahalı satılır.
Kullanılan ön aşama filtreleri %98 inline, kapsül, kolay değişir dediğimiz filtre sistemine sahiptirler ama hijyen yönünden kullan at filtre daha iyi değil mi dediğinizi duyar gibiyim bu bir pazarlama tekniğidir yani algı operasyonu inline filtreler açık kasada kullanılan housing filtrelerden hacmen %70 daha ufaktır buda filtrenin %70 oranında ömrünün daha kısa olacağı anlamına gelmektedir. Sizin için bir inline filtreyi kestim ve karşılaştırma yaptım.
Filtrenin metre ile ölçüm farkı arada ne kadar fark olduğunu görüyoruz. küçük olan kalınlık 4,5 cm büyük olan 7.0 cm uzunluk olarak inline filtre 23.00 cm housing filtre uzunluğu 25,30cm
Bu şu demek oluyor inline filtre 3 ay kullanım ömrü varsa housing filtre 9 ay kullanım ömrü vardır. inline filtrenin en büyük dezavantajı budur sizi devamlı filtre parasına mahkum eder.
Kalitesiz inline filtre kullanıldığında filtrenin patlama riski daha yüksek
İleriye dönük filtre sayısını artırmada cihaz üzerinde güncelleme yapamazsınız
Genelde satıcı firmaların sadece kendi cihazına göre özel ölçülerde yapılır buda başka X bir marka filtre kullanmanızı engeller ve devamlı yüksek fiyatlara filtre alırsınız filtre boyutları ve giriş çıkış bağlantı ölçüleri evrensel değildir çoğu markanın (%90).
Filtre ömürleri çok kısa olduğu için ve satıcılarda bunu tam olarak belirtmediği için hijyenik su yerine tam tersine hijyen olmayan su içersiniz.
Kapalı Kasa Su Arıtma Avantajları
Ürünün görüntü güzelliği iyi olması
Açık Kasa Su Arıtma Faydaları ve dezavantajları
Housing sistemli açık kasa arıtma cihazları her zaman fiyat performans bakımından %70 daha avantajlıdır. bu yüzden mümkün olduğunca açık kasa modelleri tercih ediniz.
Filtreleri evrenseldir hemen her firmada bulunur filtre maliyetleri %50 daha uygundur %70 daha uzun ömürlüdür.
Su tankını istediğiniz litre ile büyütme olanağınız mevcuttur.
İlerde yeni çıkan filtreleri kolaylıkla ekleyebilirsiniz.
İki parça halindedir tank ve cihaz ayrı ayrı durur yeriniz dar ise su tankını ayrı bölüme cihazı ayrı bölüme monte edebilirsiniz.
2- Pompalı mı Pompasız mı olmalı ?
Pompasız bir arıtma cihazı 4 bar giriş suyu basıncında ortalama attığı atık su miktarı 1 bardak temiz verirken 2 bardak suyu da atık olarak oluşturur ama pompalı modellerde bu durum farklıdır pompalı modellerde 1 bardak temiz su verdiğinde 1,2 bardak da atık su oluşturur pompa membran filtreye yaklaşık 10 bar basınç ile suyu göndermektedir ve ozmoz olayını hızlandırdığı için atık oranı düşer hem de arıtma hızını 3 katına çıkarır. Aşağıdaki video bu olayın kanıtıdır.
ozmoz cihazlarında atık suyu kafaya fazla takanların mutlaka pompalı (motorlu) su arıtma cihazı alması gereklidir. Videoda şebeke suyu 4 bar olarak giriş yapmakta membrana eğer bu basınç 3 bar ve altına düştüğünde durum çok daha vahim hale geliyor örneğin atık oranı değişiyor arıtılmış su 1 bardak ise atık oranı 4 bardağa çıkar bu yüzden şebeke suyu basıncı düşük olan illerde mutlaka pompalı model kullanmalısınız. İstanbul’un su basıncı 6-8 bar arasında değişiyor geceleri bu değerler biraz daha fazla yükselmektedir. İzmir Ankara gibi illerimizde bu oran biraz daha düşük 3-4-6 bar arası binanızda hidrofor varsa ortalama 4 bar basınç ile evlere suyu iletmektedir hidroforlu binalarda pompalı kullanmaya bilirsiniz ama atık su oranı az olsun diyorsanız mutlaka pompalı model şart. arıtma cihazlarında neden pompalı pompasız model ayrımı var anlamış olduk.
Arıtma cihazlarındaki pompa çok elektrik harcamaz ve gürültülü çalışmaz günde ortalama kullanacağınız su miktarına göre 30-40 dk kadar ancak çalışır ayda tükettiği elektrik miktarı 10 lirayı geçmez.
Şebeke suyu basıncınızı nasıl ölçerim ? derseniz bunu bir manometre yardımı ile ancak ölçebilirsiniz. manuel nasıl anlarım manuel olarak elbette tam olarak anlayamazsınız ama suyun bol akışından en azından arıtma cihazı için yeterli basıncınız var mı anlamış olursunuz çeşmeyi açtığınızda su canlı fışkırma ile akıyorsa basıncınız baya kuvvetlidir ama cansız ve yavaş akıyorsa su basıncınız düşük demektir bu durumlarda pompalı model arıtma cihazı şart oluyor.
3- Filtre Kalitesi Ne Olmalı Kaç Aşamalı (Filtreli) Olmalı Su Arıtma Cihazımız
Öncelikle bir arıtma cihazı almadan önce kullanılan filtre kalitesi çok önemlidir ve filtrelerin bazı kuruluşlar tarafından sertifikaya sahip olması gereklidir. Kaliteli bir arıtma cihazı NSF ve FDA sertifikasına sahiptir bu sertifikaları taşıyan arıtma filtreleri güvenli oluyor.
Sağlıklı bir arıtma cihazında olması gereken filtreler:
Aşamada 1 ya da 5 mikron sediment (spuun, tortu) filtresi ilk olması gereken şebeke suyundaki kapa partiküllerin membrana zarar vermemesi için önemlidir.
Aşamada bir GAC (Granül Aktif Karbon) olmalı bu filtre şebeke suyundaki kloru ve suya kötü tat veren bazı inorganik maddelerin membrana ulaşmasını engeller ve membran filtrenin düzgün çalışmasını sağlar.
Aşamada ek olarak bir CTO (Carbon Blok) Filtre kullanılması daha fazla klor ve inorganik madde tutulmasını sağlar ve GAC karbondan çıkan bazı karbon tozlarının tutulmasını da 5 mikron gözenek yapısı ile tutulmasını sağlar.
Aşama Ana membran filtremiz bu filtre esasında suyu ayrıştıran temizleyen yani arıtan filtredir. su bu filtrede ikiye ayrılır bir kısmı atığa bir kısmı da arıtılmış tarafa yani su tankına gitmektedir. arıtılmış saf suyumuz ozmoz tankında biriktirilir buraya kadar su tamamen saflaştırılmış yani arıtılmış oldu bundan sonrasında suyu sağlıklı hale getirmek için bazı özel filtreler kullanmalıyız.
Tatlandırıcı post karbon filtresi bu filtre genelde Hindistan cevizi kabuğundan imal edilir suya tat vererek içimini kolaylaştırır.
kaliteli bir mineral alkali filtresi bu filtre saflaşan suya kalsiyum, magnezyum, potasyum ve sodyum gibi mineralleri suya tekrardan katar ve su sayede suyun alkali ph değeri de yükselir. normalde bu filtre kullanılmadığı zaman suyun pH değeri 5,5 yada 6,5 pH dolayında olur iletkenlik (ppm) 05-10 ppm civarında olur buda saf su demektir faydası olmadığı gibi zararları da mevcuttur. alkali mineral filtresinden geçtikten sonra suyumuzun değerleri yükselir pH değeri 7,5-9,5pH arasında iletkenlik ise 40 ve üzerine çıkar buda suyun oldukça kaliteli olduğunu gösterir.
Ek bir güvenlik olarak arıtma cihazına UV filtre (dezenfekte)filtresi eklenebilir çokta elzem önemli bir durum değildir ama olursa suda oluşabilecek bakterileri yok etmek için tercih edilebilir fu filtre maliyeti biraz yüksektir ve ilk alınan 1bardak suyun sıcaklığı 40 derece civarında olur o yüzden içimi hoş olmadığı için her defasında 1 bardak suyu boşaltılarak kullanılır. dediğimiz gibi çokta gerekli bir filtre değil çok hassas kişilerin tercih edebileceği bir filtredir.
Bu şekilde kaliteli filtrelerden oluşan bir arıtma cihazı tercih etmenizi öneririm kalitesiz ürünleri kullanmak yerine NSF sertifikasına sahip ürünleri kullanmak en akıllıca bir karardır. nsf.org sitesinden de bu filtre marklarını sorgulamak şart her önüne gelen NSF’li der ama sorgulamada çıkmayabilir.
Dünya genelinde kaliteli ve sertifikalı filtre markaları: Pentek (Pentair), Omnipure, Dow Filmtec, Biocera, Swun
Kaliteli ve eksiksiz üzerinde her türlü özelliği barındıran örnek arıtma cihazı linki
su arıtma tavsiyesi
1 note
·
View note
Photo
New Post has been published on https://is.gd/e6yge5
En İyi Ütü Markası ve En İyi Ütü Tavsiyesi 2021
En iyi ütü tavsiyesi, günlük hayatımızda kesinlikle pratik olarak kullanabileceğimiz bir ütüdür. Gelişen teknolojiyle birlikte üretilen yeni nesil ütüler, ütü yapmayı sevmeyenlere bile sevdirir nitelikte.
Piyasadaki her ütü modeli, farklı seçenekler ve farklı performans özellikleri sunuyor. Bu yüzden; ütü seçerken öncelikli olarak, buhar ve watt gücüne bakmanız çok önemli. Diğer seçenekleri de beklentilerinize göre belirleyebilirsiniz.
Biz de listemizdeki ürünleri, “En iyi ütü nasıl olmalıdır?”, “En iyi ütü markası nedir?” gibi sorulara göre değerlendirdik. Şimdi, sizin için listelediğimiz ütü modellerini inceleyelim.
Arzum OLIVYA AR684 Ütü
En iyi ütü tavsiyesi listesinde en düşük fiyatlı modeliyle başlıyoruz. Seramik tabanlı bu ütü, kumaşın üzerinde rahatlıkla hareket edebiliyor ve yapışmıyor. Buhar gücü ayarlanabiliyor ve kumaşa göre seçebiliyorsunuz. Işıklı su tankı sayesinde, kolaylıkla dolduruluyor. 2400 W gücüyle, sizin için uygun fiyata yeterli performansta bir ütü olacaktır. Ayrıca, kendini temizleyebiliyor. Dikey kullanım imkânı da tanıyor.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Güzel ürün. Seyahat için de kullanılabilir. Gerçekten hafif ve kullanışlı. Dikey kullanım için de uygun olması artısı.
Fakir SPRING Ütü
Kumaşın parlamaması ve ütülemeyi kolaylaştırması amacıyla tabanında seramik kullanılan Fakir markalı bu ütü, uzun ömürlü kullanabileceğiniz uygun fiyatlı en iyi ütü tavsiyesi modelleri arasında. Buhar ve sıcaklık ayarı opsiyonel. Damlatma önleyici özelliği ile lekesiz bir ütüleme sağlıyor. Tek bir tuşla ütünün kireçlerini giderebiliyorsunuz.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Alman kalitesine diyecek yok. Kesinlikle su damlatmıyor, kablosu epey uzun, rengi şahane. Üstelik basit markaların ütüleriyle aradaki fiyat farkı nerdeyse yok gibi. Bu fiyata kaçırmayın derim.
Philips AZUR GC4909/60 Ütü Tavsiyesi
Hızlı ısınma özelliğiyle öne çıkan bu model, şok buhar püskürtme teknolojisine de sahip. Ekstra geniş su haznesi, 300 ml kadar su alıyor. Böylece sürekli su doldurmakla zaman kaybetmezsiniz. Özel SteamGlide Elite tabanı, çizilmeye karşı çok dayanıklı. Ayrıca, ütü hareketsiz olarak bırakıldığında otomatik olarak kapanıyor. Bu nedenle oldukça güvenilir bir model olarak en iyi ütü tavsiyesi listemizde yer alıyor.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Philips Azur her zaman en iyisi. Harika bir performans. Yalnız daha önceki kullandığım Philips ütülere göre daha büyük ve bir tık ağır geldi bana. Ama kesinlikle tercih edilebilir rengiyle duruşuyla fonksiyonuyla harika.
Philips AZUR GC4552/00 Ütü
Bir önceki Philips Azur ütü modeline göre daha uygun fiyatlı bir ürün. 2400 W gücü sayesinde hızlı ısınıyor. Kırışıklıkların daha hızlı giderilebilmesi için 45 g/dk’ya kadar sürekli buhar verebiliyor. Zor kırışıklıklar için de, 210 g’a kadar şok buhar özelliği sunuyor. Philips, en iyi ütü tavsiyesi markalarından biri.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Çok araştırdıktan sonra bu ütüyü almaya karar verdim. Gerçekten çok güzel ütü yapıyor, su akıtmıyor, su koyma yeri geniş, rahatlıkla koyabiliyorsunuz ve kablosu da oldukça uzun. Mutlaka tavsiye ediyorum.
Tefal MAESTRO PLUS FV1842 Ütü Tavsiyesi
Bu modelde, sezgisel ergonomik buhar tetiği dikkatimizi çekiyor. Ütüyü gözetimsiz bıraktığınızda; dikeyde 8 dakika, yatayda 30 saniye içerisinde otomatik olarak kapanıyor. Ütünüzü 10 yıl ve üzeri kullanmak istiyorsanız, kolay onarım özelliği ile birlikte sizin için en iyi ütü tavsiyesi olabilir.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Süper bir ütü gerçekten çok hafif ve kıyafetlerin üzerinde kayıyor. Ütü yapmayı sevdirdi doğrusu. Fiyat olarak da gayet iyi.
Philips AZUR ELITE GC5032/20 Ütü Tavsiyesi
OptimalTEMP teknolojisiyle, ipek kumaşlar da dahil olmak üzere bütün kumaşlarda yanma tehlikesi olmadan mükemmel sonuçlar veriyor. Hareket sensörüne sahip olan bu ütü, hareketlerinizi algılayarak buhar çıkışını ayarlıyor ve hareketsiz kaldığında buhar çıkışı duruyor. 15 saniyede hızlı kireç çözme özelliğiyle uzun ömürlü kullanabilirsiniz. “Biraz fazla bütçe ayırayım, ama yüksek performanslı bir ütü olsun” diyorsanız tam size göre en iyi ütü tavsiyesi.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Ürünü mağazada görüp beğenmiştim çok güzel. Isı ayarı yok kendi ayarlıyor. Dijital bir ütü. Buhar düğmesinin altta olması çok büyük rahatlık. Biraz ağır ama çok sorun olmuyor. Ütü ararken çok kararsız kalmıştım ama alınca çok memnun kaldım.
Philips 5 BAR HI5916/20 Ütü Tavsiyesi
En iyi ütü tavsiyesi listemizde buhar kazanlı bir ütüye de yer verdik. 1,1 lt çıkarılabilir su haznesine sahip. Ayrıca, ütü sırasında da dolum yapabilirsiniz. 2 dakikada ısınıyor ve ütü işlemine hazır oluyor. Haznede kireç oluştuğunda size sesli ve ışıklı bir uyarı veriyor. Prizde unutsanız bile, otomatik kapanma özelliğiyle güvenli bir şekilde ütü yapabilirsiniz.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Ürün fiyatına göre oldukça güzel. Buhar gücü yeterli küçük ve hafif uzun süre ütüde bile yormaz. Çabuk ısınması ve çalışırken su doldurulabilmesi benim için avantaj çünkü iş için kullanacağım. Bu fiyata alınacak güzel bir ürün olduğunu düşünüyorum.
Tefal MAESTRO PLUS FV1840 Ütü
2300 Watt olan bu ütü, 35 g/dk sürekli buhar ve 120 g/dk şok buhar özelliğine sahip. 250 ml su doldurma kapasitesi, yeterli bir seviyede. Damlama önleme ve otomatik kapanma özelliği bulunmuyor. Fakat uygun fiyatlı bir ürün.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: 1 haftadır kullanıyorum. Çok güzel bir ürün. Buhar vermesi gayet yeterli. Ben çok beğendim. Tefal’in kötü olma gibi bir ihtimali yok zaten.
Philips AZUR ELITE GC5037/80 Ütü Tavsiyesi
En iyi ütü tavsiyesi listemizdeki en yüksek fiyatlı olan ütü. Hiçbir ayar yapmadan ve yanma riski olmadan ütü yapabiliyorsunuz. İyonik buhar modu sayesinde, hijyenik bir ütüleme sağlıyor. Ayrıca, ekstra uzun 2,5 metrelik bir güç kablosuna sahip. Titanyum tabanı, çizilmelere karşı oldukça dayanıklı ve üstün bir kayma yeteneği gösteriyor. Turbo buhar pompası ile, %50’ye kadar daha güçlü ve daha etkili buhar sunuyor ve zor kırışıklıklar daha hızlı kayboluyor.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Buhar kazanlı ütü almayı planlıyordum ama hem fiyat, hem yer kaplaması için kararsızdım ve sonunda bunu aldım. Biraz geç ısınıyor. Ancak bunun haricinde çok başarılı. Kırışıkları kolayca açıyor. Daha önce buhar kazanlı da kullandım. Hiçbir farkı yok. Kumaş ayarı yapmıyorsunuz. Kendi ayarlıyor, buharı da kendi ayarlayıp veriyor. Gerçekten min. zahmetle ütüleniyor. Çok memnun kaldım.
Philips POWERLIFE GC2995/30 Ütü Tavsiyesi
Bu ütü, dikey buhar püskürtme işlevi ile ön plana çıkıyor. Kıyafetlerinizi askıdayken, perdelerinizi asılıyken ütü masası gerekmeden ütüleyebilirsiniz. Ütünüzde musluk suyu kullanabilirsiniz, kalsiyum birikmesi ya da kireç tortusu oluşmuyor. Güç kablosu, maksimum güvenlik ve dayanıklılık testlerinden geçirildiği için oldukça kaliteli. Ayrıca, çevre dostu kullanım kılavuzu, %100 geri dönüşümlü. Eğer en iyi ütü tavsiyesi arıyorsanız, rahat kullanımlı ve çok fonksiyonlu bu model üzerinde düşünebilirsiniz.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Kısa zamanda ısınıp geç soğuyan bir ütü. Bence bu fiyata harika bir ürün teşekkürler Trendyol.
Bu yazımızda sizde kullandığınız marka varsa yorumlarınızı aşağıdaki yorum bölümden paylaşmanızı bekliyoruz.
Bu arada sizde kişisel blog açmak istiyorsanız: Kişisel Blog Nedir ? Nasıl Başarılı Olur ? Blog Açmak İçin 8 Neden
1 note
·
View note