Tumgik
#24 Şubat 2020
aykutiltertr · 8 days
Video
youtube
Geceler (Zulmetle Ayrılık) - Safiye Soyman ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör ...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/f9o9UbDIXkA ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Geceler (Zulmetle Ayrılık) - Safiye Soyman ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör Maya 8/8 Çift Düm Hafız Kemal Gürses) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ...         ⭐ 🎧 ╰┈➤   https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupPNgY3eTbM00Gi2KSk0ey-7 https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupN_BEI4I8QYZ9pK9kYEisLt ➤ ESER ADI                   : GECELER - ZULMETLE AYRILIK BESTESİ YAPAN ➤ SÖZ GÜFTE               : ALİ HAYDAR ABDULLAHOĞLU ➤ BESTE - MÜZİK         : HAFIZ KEMAL GÜRSES ➤ USÜL                          : 8/8 DÜYEK ÇİFT DÜM ORYANTAL ➤ MAKAM - BATI DİZİ : UŞŞAK - MİNÖR ➤ THM AYAK                : MAYA AYAĞI ➤ ARANJÖR                 : ? ➤ ENSTRÜMANLAR    : YAYLI GRUP KEMAN, UD, KANUN, KLARNET ➤ KİMLER OKUDU       : ZEKİ MÜREN BÜLENT ERSOY, SAFİYE SOYMAN ➤ FİRMA - ŞİRKETİ      : ÖZER MÜZİK (ŞAHİN ÖZER) ➤ KÜNYE                       : Geceler Safiye Soyman Muhteşem Alaturka Şarkılar                             ŞARKI SÖZÜ Zulmetle Ayrılık Bestesi Yapan Beni Düşünceye Salan Geceler Ruhumda Titreyen Son Nur-u Kapan Neş’eyi Ümidi Çalan Geceler Yeter Yeter Artık Bu Kadar Çile Nedamet Hissiniz Gelmez Mi Dile Ufukta Beliren İlk’aşık İle Ağarmış Saçını Yolan Geceler Safiye Soyman Doğum 3 Mart 1961 (63 yaşında) Ankara, Türkiye Meslek Şarkıcı Etkin yıllar 1990-günümüz Evlilik Ziya Akaröz (e. 1974; b. 1985) Partner(ler) Faik Öztürk (2000-günümüz) Çocuk(lar) 2 Safiye Soyman (3 Mart 1961, Ankara), Türk şarkıcı. Hayatı Safiye Soyman, Bolu'lu bir baba ve Kırşehir'li bir annenin kızı olarak 1961 yılında Ankara'da doğdu ve orada büyüdü.[2] Babası bir hafız olan Safiye Soyman, 13 yaşında görücü usulüyle evlendiği 24 yaşındaki Ziya Akaröz'le on beş yıl evli kalmıştır. Evliliğin ilk üç senesi güzel geçtikten sonra eşinin kumar tutkusu aile bağlarını derinden sarsmaya başlamış ve eşinden gizli ortaokul sınavlarına hazırlanmıştır. Daktilo kurslarına gitmiş ve ortaokulu bitirir bitirmez, bu kez de lise bitirme sınavlarına hazırlanarak liseyi de bitirmiştir. Okul sonrası iş bulma sınavlarına girerek İmar İskan Bakanlığı'na Genel Müdür sekreteri olarak işe girmiştir. Diskografisi Albümleri 1990: Hesabım Var 1992: Bahse Girerim 1993: Aşk Olsun Sana 1995: Söz Veriyorum 1997: Sen Gittin Mi Ben Ölürüm 1998: Sevenler Gece Ağlar 2002: Hani Gittin Ya 2004: Birde Benden Dinleyin 2006: Yine Benden Dinleyin 2008: Herkes Dinlesin 2008: İkinci Bahar 2010: Safiye Soyman - İlahiler 2012: Alaturka Şarkılar & İstanbul Olmaz Olsun 2014: İşte Benim Dünyam 2016: Bir Yorum da Benden 2020: Nerede Kalmıştık Single'ları 2017: Erik Dalı 2017: Harmadan Gel 2018: Ya Ben Anlatamadum (feat. Faik Öztürk) 2019: İkimiz Bir Fidanız (feat. Faik Öztürk) 2019: Özüme Döndüm Ben 2020: İkimiz Bir Fidanız 2020: İlle de Sen 2020: Merhem 2023: Ankara Güzelse Sebebi Sensin 2023: Kusura Bakma 2023: Hikaye 2023: Gümüş Kaşık 2023: Geçen Yıl Bu Zamanlar 2024: Yıllar Utansın Programlar 2006: Sabahlara Şenlik 2008: Hep Seni Aradım 2012: Safiye & Faik Trende 2014: Pişir Yedir Kazan (Jüri) 2017: Dünya Güzellerim 2018: Demet Akbağ ile Çok Aramızda 2021: Gelinim Mutfakta 2023-2024: Dünya Güzellerim Masada 2024: Dünya Güzellerim Tatilde Kaynakça ^ "Faik Öztürk, Safiye Soyman'a elleriyle pasta yedirdi, Safiye Soyman, doğum gününü kutladı". Habertürk. 14 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2024. gtd Klasik Türk müziği şarkıcıları Ahmet Çalışır · Ahmet Özhan · Ahmet Üstün · Gaye Su Akyol · Alâeddin Yavaşca · Ali Osman Akkuş · Aslı Hünel · Ayla Gürses · Aylin Vatankoş · Ayşe Mine · Ayşe Tunalı · Behiye Aksoy · Bekir Sıdkı Sezgin · Belkıs Özener · Sibel Can · Deniz Kızı Eftalya · Dilek Türkan · Ebru Gündeş · Eda Karaytuğ · Sibel Egemen · Emel Sayın · Ender Doğan · Bülent Ersoy · Esra İçöz · Faruk Tınaz · Gönül Akkor · Gaye Aksu · Gönül Yazar · Hâfız Burhan · Hâfız Post · Hamiyet Yüceses · Seçil Heper · Hüner Coşkuner · İnci Çayırlı · İsmet Yazar · Kâmuran Akkor · Kutlu Payaslı · Mediha Demirkıran · Mehmet Başdurak · Melihat Gülses · Meral Mansuroğlu · Meral Uğurlu · Metin Milli · Mine Koşan · Yılmaz Morgül · Mualla Gökçay · Mualla Mukadder Atakan · Muazzez Abacı · Muazzez Ersoy · Mustafa Keser · Mustafa Sağyaşar · Münip Utandı · Müslüm Gürses · Zeki Müren · Müşerref Akay
0 notes
elazigsurmanset · 2 months
Text
Yasemin Açık ”Dayanıklı Yapılar ve Güvenli Şehirler İnşa edilmeli..
Tumblr media
FIRATSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 17 Ağustos 1999 deprem felaketinin 25. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, Elazığ, Malatya, Tunceli ve Bingöl gibi illerin birinci veya ikinci derece deprem riski taşıyan bölgelerde yer aldığını vurguladı. Deprem gerçeğiyle yüzleşmenin önemine dikkat çeken Açık, bu bölgelerde dayanıklı yapılar ve güvenli şehirler inşa edilmesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Açık, 17 Ağustos'un Türkiye için deprem farkındalığı açısından bir dönüm noktası olduğunu ifade ederken, kentsel dönüşüm çalışmalarının başlamasına rağmen hala birçok binanın depreme dayanıklı olmadığını ve denetimlerdeki eksikliklerin devam ettiğini söyledi. Özellikle 24 Ocak 2020 Elazığ, 30 Ekim 2020 İzmir ve 6 Şubat 2023 depremleri gibi büyük felaketlerin hala fiziksel ve ruhsal izlerinin silinmeye çalışıldığını, ancak bu olayların kalplerde bıraktığı acının kalıcı olduğunu vurguladı. Tüm deprem ve afetlerde hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet dileyen Açık, acıların hiçbir zaman unutulmayacağını belirtti. Deprem bölgelerinde ekonomik kayıplara da değinen Prof. Dr. Yasemin Açık, FIRATSİFED olarak, deprem sonrası küçük işletmelerin yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Deprem sonrası esnafın dükkanlarını açamadığını ve işletmelerin büyük zorluklar yaşadığını belirten Açık, FIRATSİFED'in de desteklediği 'Fabrika Yapan TOKİ' modeliyle bu bölgelerdeki işletmelerin kira öder gibi fabrika veya atölye sahibi olabileceğini ve böylece bölgesel ekonomik gelişimin hızlandırılabileceğini ifade etti. Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 2 months
Text
İMO Bursa Şubesi 17 Ağustos'u andı
https://pazaryerigundem.com/haber/186197/imo-bursa-subesi-17-agustosu-andi/
İMO Bursa Şubesi 17 Ağustos'u andı
Tumblr media
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi 17 Ağustos yıl dönümü üyelerinin yoğun katılımıyla andı.
BURSA (İGFA) – 17 Ağustos Gölcük depreminin yıl dönümünü “Hem 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, hem de yaşadığımız tüm felaketlerde canlarını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.” diyerek söze başlayan İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, “Tarihimizin en büyük afetlerinden biri olan Gölcük depreminin üzerinden çeyrek asır geçti. Gölcük merkezli 7,4 büyüklüğündeki deprem başta Marmara bölgesi olmak üzere tüm Türkiye`yi derinden etkilemiştir. Yalnızca can ve mal kayıpları itibariyle değil meydana geldiği bölgenin, sanayinin ve nüfusun yoğunlaştığı bir coğrafya olması dolayısıyla depremin ekonomik sonuçları da ağır olmuştur.
Tüm ülkeyi sarsan bu afetin ardından depremlere yönelik konular kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılmış, depremlere yaklaşımın yalnızca afet sonrası müdahale ve yara sarma faaliyetleriyle sınırlı tutulamayacağı, depremlere hazırlık çalışmalarının enine boyuna değerlendirilerek kalıcı çözümler üretilmesi gerektiği konusunda bir konsensus oluşmuştur. Nitekim devam eden süreçte birçok kamu kurum ve kuruluşu, üniversiteler ve meslek odalarınca depreme yönelik hazırlık, güvenli ve sağlıklı kentleşme konularında bilimsel-teknik çalışmalar yapılmış, raporlar hazırlanmış, eylem planları oluşturulmuştur. Ancak afete hazırlık konusunda yürütülen tartışmalar zamanla gündemden çıkmış, yapılan onca bilimsel-teknik çalışma ise kurumların tozlu raflarında unutulmaya terk edilmiştir.” dedi.
Tumblr media
BİZ UYARMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Büyük Marmara depreminin 25. yılında her yıl olduğu gibi bir kez uyarılar bir kez daha yapıldı. Uyarılarda haklılık payını görmek için bu 25 yılda yaşanan diğer depremlerin yıkıcı sonuçlarına bakmanın yeterli olduğunu vurgulayan Erdem şu ifadelere yer verdi:
“1855 Bursa Mustafakemalpaşa depremini unutmadığımızı belirterek, 1 Mayıs 2003 Bingöl depremi, 23 Ekim-9 Kasım 2011 Van depremleri, 24 Ocak 2020 Elazığ Sivrice depremi ve 30 Ekim 2020 İzmir depreminde binlerce kişi hayatını kaybetti, binlerce yapı yerle bir olurken kentlerin altyapıları çöktü, haftalar, hatta aylarca deprem bölgelerinde yaşam normale dönemedi. 6 Şubat 2023 depremlerinin acı sonuçları ise hala sıcak, hala içimizi yakıyor. Görüldüğü gibi, bizler her 17 Ağustos’ta ülkemizin yapı stoku, yapı üretim ve denetim süreci başta olmak üzere depreme hazırlık konusundaki uyarılarımızı ne kadar vurgulasak da alınmayan tedbirler, görmezden gelinen deprem gerçeği sonucu can ve mal kayıpları yaşanmaya devam etmiştir. Orta ölçekli sayılabilecek depremlerde bile can kayıplarının ve bina hasarlarının bu kadar büyük olması adeta 6 Şubat depremleri öncesi bir uyarı niteliği taşımıştır. Ancak ne yazık ki bu uyarıların da dikkate alınmaması, afet yönetiminin yeterli nitelikte yapılamaması, kentsel dönüşüm uygulamalarının deprem gerçeğinden ziyade ekonomik kaygılarla yapılmış olması 6 Şubat 2023 depremlerinde acı sonuçları ortaya koymuştur.
ÇARE KENTSEL DÖNÜŞÜM
Depremlere hazırlık çalışmalarının başında yapı stokunun iyileştirilmesi gelmektedir. Oysa ülkemizde yapı stokunun durumu tam anlamıyla belirsizlik içindedir. Öyle ki Türkiye’de yapı stokunun sayısı, bunların ne kadarının riskli olduğu bile tam anlamıyla bilinmemektedir. TBMM’nin İzmir depremi sonrası kurduğu Araştırma Komisyonun Temmuz 2021 tarihli raporuna göre Türkiye’de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir. Yine TBMM’nin Kahramanmaraş depremleri sonrası kurduğu Araştırma Komisyonunun 6 Şubat depremlerine ilişkin hazırladığı Mayıs 2023 tarihli raporuna göre son 11 yıl içerisinde ülke genelinde 238 bin civarında riskli yapının “Kentsel Dönüşüm” uygulanarak yenilenmesi sağlanmıştır. Telaffuz edilen riskli yapı tahminlerinin yanında, 238 bin sayısı oldukça yetersizdir.” 
ÇARE ŞEHİRLERİMİZDE BÜTÜNCÜL KENTSEL DÖNÜŞÜMDÜR
Bursa’nın, hem doğumlara bağlı nüfus artışı hem de göçlerle büyümeye devam ettiğini belirten Başkan Erdem, “2023 yılı TÜİK verilerine göre 95.935 kişi ile Bursa en fazla göç alan 5’inci şehir olmuştur. Gelen göçün barınma ihtiyacı doğru yönetilememiş ve bu ihtiyacın karşılanması açısından kaçak ve mühendislik hizmeti almadan yapılan yapılar ve hatta mahalleler oluşmuştur. Elimizdeki yapı stoğunun durumunu tahmin edebilsek de gerçek veriler elimizde yoktur. Bu sebeple ilk yapılacak iş mevcut yapı stoğunun tüm Bursa’da tespiti ve kentsel dönüşümde öncelikli bölgelerin belirlenmesinde kullanılmasıdır. Bu çerçevede Yapı Stoğu Envanteri çıkarıldıktan sonra tüm Bursa için bir Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi çıkarılarak acilen Kentsel Dönüşüm kriterleri tüm kentimiz için aynı olacak şekilde belirlenip 1. Derece Riskli Bölgelerden başlayarak uygulama sürecine geçilmelidir. Kentsel dönüşüm parsel bazlı değil mahalle bazlı, bütüncül bir yaklaşımla yapılmalı, süreç Büyükşehir Belediyemiz önderliğinde, şeffaf bir şekilde, Meslek Odalarının, Kamu Kurumlarının içinde olduğu, ortak akılla yapım yöntemi belirlenerek bir an önce hayata geçirilmelidir. Bu süreç yaşanırken halkımız riskin büyüklüğü konusunda ikna edilmeli, eğitilmeli ve kentsel dönüşüme katkı koymaya hazır hale getirilmelidir.
Yapı sahiplerinin kentsel dönüşümle ilgili olumsuz algısı, bu süreçten ekonomik kazanım kaygısı olmayan odalar ve sivil toplum kuruluşları ile yapılacak etkinliklerle kırılmalıdır. Yapı sahibi depreme karşı dayanıklı konuta erişmek için bedel ödemeye hazır olduğunda, Belediyeler kent planlamalarını dönüşümü önceliklendirerek, gerekirse emsal artışları yaparak ancak kesinlikle bütünsel bir bakış açısı ile yeniden yapmaya başladığında, Devletimiz de faizsiz kredi ve bir miktar geri ödemesiz maddi destekle dönüşümün gerçekleşmesi için katkı koyduğunda hızlı bir şekilde depreme karşı dirençli, huzurlu, yaşanabilir bir Bursa için ayağa kalkmış olacağız. Ve bir kez daha hatırlatmak istiyorum ki doğru bir 2050 Kent Anayasası, birilerinin kafasındaki Bursa değil, dirençli, huzurlu, gelecek nesillerimize yaşanabilir, güvenli, bir kent bırakmak amacına uygun hazırlanmalıdır. Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, ilçe belediyeleri, kamu kurumları, meslek odaları ve üniversitelerin içinde bulunduğu bir ortak akıl platformu ile planlanması elzemdir. Yeşil alanlar ile su kaynaklarımızın korunarak, sanayi, turizm ve tarımın sürdürülebilir bir kent modeline uygun olarak inşasının ne kadar önemli olduğu yadsınamaz bir gerçekliktir.” şeklinde konuştu.
YETKİN MÜHENDİSLİK VE BELGELENDİRME
İnşaat Mühendisliği içinde birçok alt disiplini barındıran, lisans eğitimi sonrasında da meslek içi eğitim ve uygulama tecrübesi gerektiren bir meslek alanı olduğunu söyleyen Erdem, “Bugün 4 yıllık lisans programını tamamlayan bir mühendis neredeyse sınırsız imza yetkisiyle sektörde faaliyet yürütebilmektedir. İnşaat mühendisliğinin ilgi alanına giren konularda halkın can ve mal güvenliğinin korunması, yapı üretim süreçlerinin denetlenebilmesi, ülke kaynakların etkin ve verimli kullanılabilmesi amacıyla, dünyada çeşitli biçimlerde örnekleri bulunan “Yetkin Mühendislik” sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bunun uygulanmasını sağlayabilecek kurum ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 6235 sayılı kanun ile görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş meslek kuruluşlarıdır. İnşaat mühendisliği meslek uygulamaları ve inşaat mühendislerinin yetkinlik/yeterlilik belgelendirmesinin İnşaat Mühendisleri Odası’nın yetkisi dışında gerçekleşmesi hukuken ve mantıken yanlıştır.
Tumblr media
DEPREMDEN KORUNMA YOLLARI
Depremden Önce:
-Doğru planlama ve etüt -Güvenli yapılaşma -Acil eylem planları oluşturma -Eğitim ve toplum bilincini geliştirme -Binalarda eşyaların sabitlenmesi
Deprem Esnasında:
-Bina içinde davranış şekli -Hayat üçgeni -Depremden Sonra: -İlk yardım -Arama kurtarma -Güvenlik
Bu çerçevede yukarıdaki gerekçelerle İMO Bursa Şubesi olarak diyoruz ki;
“Farkında ol, İnşaat Mühendisi ile deprem öncesi tanış ve hazırlıklı ol!” Doğru etüt ve proje, doğru uygulama, doğru denetim için İnşaat Mühendisi demeye devam edeceğiz.” dedi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
seslimeram · 11 months
Text
İnsana Reva Görülen Hiçlik Midir?
Tumblr media
Bütünleşik, belirgin, ucu bucağı olmayan bir kuşatma hali içerisinde sıradan insana hiçliği reva görüyor muktedir. Erk, muktedir ve payandası olagelen seçilmiş / atanmış temsillerin suna geldiği perspektif doğrudan sınırsız bir sömürüyü imlerken sıradana sizler bu hayatı nah yaşarsınız diye buyruluyor. Derme çatma bir ilkellikten çıkagelip, ederi en az birkaç yüz bin euro ile ölçülen şatafatlı araçlardan, birkaç on milyon lirayla kurulabilecek saray benzetmesi binaların, ev zannedin siz diye göze sokulmasına, avuç avuç, tomar tomar, ol öbek öbek, çuval çuval paranın / altının / herhangi bir ederi olan metanın ifşasından hep buradayız, bakın iktidarın pabucunu kemirerek, yolunda ölürüz biz diyerek kolajlanmış dehşet dolu bir güncelliğin ortasında hiçlik / sıfır reva görülüyor sıradana. Muktedirden o olur bahsini hallettikten sonra, önce umre seyahati, sonra da sermayeye kavuşan yeni nesil müteşebbislik de ol kördüğümün, sıradan için hiç kılınmış yaşamsal hakların üstüne çökülmesi bahsinin her nasıl kolayca bina edildiğini bildiriyor.
Her gün bir ismin / yapının açığa düştüğü, muz cumhuriyetinden hallice olagelen bir saha ya da yerde artık kimin ne olduğunun belirsiz kılındığı bir yağma sofrası var edilir. Daimi bir yağma, sürekli bir söğüş etme, aralıksız bir biçimde beka sağlama oyunlarında seksten uyuşturucu trafiğine, kumardan silah ticaretine, devletlinin olur verdiği her alanda bir açık hacamat oyununda figürasyon, para aklama, rant devşirme vesaire ile o kurgunun hayatın ta kendisini kuşatması var edilir. Soruşturmalar, gözaltılar başlayasıya kadar çoktan verip mehteri coşkuyla başka ellere transfer olunan para / altın / emtianın ortasında tek bir günü var edebilmek, onu da yaşayabilmek için onlarca badireyi ele alan, atlatma çabasında olan sıradanın hakkının / hukukunun / dişinden tırnağından arttırdığının da hiç edildiği bir hal var edilir. Mafya diliyle eyleme geçmiş devletin, devletleşen mafyanın kura geldiği şeyin salt o ekonomik boyunduruk değil aynı zamanda sosypolitik bir tahakküm halinin ta kendisi olduğu genel geçer değil doğrudan eylenen her hamlede biraz daha belirgin olur. Tümüyle yaşam bahsinin yerle bir edilmesinin kesintisiz hamlelerle var edildiği zeminde yaralarla, berelerle birlikte insana hiçlik armağan ediliyor. Ne adalet, ne hürriyet ne de tek satır da olsa eşitlik.
Evrensel Gazetesinden aktaralım: “Agos Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de gazete binası önünde o dönem 17 yaşında olan Ogün Samast tarafından düzenlenen suikast sonucu yaşamını yitirdi.
Cinayetin faili olduğu belirlenen Ogün Samast, 20 Ocak 2007’de Samsun otogarında yakalandı. 24 Ocak 2007’de tutuklanan Ogün Samast, geçen şubat ayında cezasını çektiği Kandıra F Tipi cezaevinden Bolu F Tipi cezaevine nakledildi. 16 yıl 10 aydır cezaevinde bulunan Samast’ın 1 yıl önce "iyi halinden" dolayı koşullu salıverme kapsamında cezasının dolduğu ve cezaevi yönetimi tarafından bu süreçte deneme aşamasında olduğu öğrenildi.
Samast, koşullu salıverme şartlarını taşıdığına kanaat getirilerek tahliyesine karar verildi.
Örgüt Üyeliğinden Ek Ceza Almadı
Agos gazetesinde yer alan habere göre, Ogün Samast, cinayeti işlediğinde yaşı 18’den küçük olduğu için “tasarlayarak adam öldürmek” ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından toplam 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. İnfaz yasasına göre Samast bu cezanın 15 yıl 2 aylık bölümünü yatacaktı. Bu durumda Samast daha önce tahliye edilecekti.
Ancak 2020 yılında cezaevinde gardiyanlara saldırdığı gerekçesiyle 4 yıl ek ceza almıştı. Samast böylece bu ek cezanın tamamını yatmadan tahliye oldu.
Öte yandan Samast için Yargıtay'da bekleyen bir dosya daha bulunuyordu. Ogün Samast örgüt üyeliğinden hüküm giymemişti. Dink ailesi avukatları karara bu yönden itiraz etmişlerdi. Sonrasında mahkeme, Samast'a örgüt üyeliği cezası da verdi. Ancak Yargıtay Samast'ın örgüt üyeliğini 220. madde kapsamında değerlendirdi ve bunu da zaman aşımına soktu. Böylece Samast örgüt üyeliğinden ek bir ceza almadı. Dink Ailesi avukatları ise hükmün "Silahlı terör örgütü üyeliği" ve "Anayasa'yı zorla değiştirme" maddelerine göre verilmesini talep etmişti.
Bütünleşik, belirgin, ucu bucağı olmayan bir kuşatma hali içerisinde sıradan insana hiçliği reva görüyor muktedir. Güdümünde yönlendirilip, sulandırıldıkça bulanıklaşan tetiği çek diye emir telakki edenlerin, zamanında tek bir haberle var edilmiş yok et onu korosunun bağır çağır çıkarta geldiği ve herkesin bildiği, bilip de sustuğu bir cinayetin faili “serbest” konulur. Onun piyonluğunun, bir ülkedeki kahramanların aynı zamanda katil olmalarının da yolundan gitmesi düşündürücü değil midir? Cinayeti işledikten sonraki duruşmalardan birisinde bunu bana yaptıranları, bir biçimde kendisini dolduruşa getirenleri hedef alırken ortaya çıkan acı tablodaki payından feragat etmeye çalışırken bugünler hep hesaplanmamış mıydı? Kötülüğün bir hal, bir yönelim olarak mutlak doğru addedildiği bir zeminde, hedef kılınan öteki, o Ermeni katledilmiş, temizlenmişti. Mükafatını da kademe kademe devletten çıkagelen klikler sayesinde alacaktı, tetikçi, piyon, maşa. Sonunda almıştır özgürlüğünü de. İyi de onca yaranın müsebbibi olagelen, bir biçimde il grubun, Hayal, Tuncel ve o güruhtan on kadar insanın daha ortaklaşa işleyebileceği bir cinayet miydi var edilen? Göstere göstere bağır çağır öldür onu mesajlarının var edildiği kamu personelinin yargılanması bir yana kimi küçük rütbesizlerin adalet önünde sözüm ona hesap verdiği bir zeminde hakikatin ardı niye gelmedi, getirilmedi? Bugün Samast’ın serbest konulduğu bir zeminde kim nasıl yeniden var edebilir ki, hakikatin yalın suretini? Ya adalet, ya hukuk, ya insanlık... her şey mi çöpe basılmıştır. Nasıl?
Agos Gazetesine de bağlanalım. Yaranın sahibi, çutağını yitirmiş Rakel Dink’in meramı olmakta olanın da özetidir. Hakikatten bir bahis açılacaksa buyurun okumaya: “Hrant Dink Vakfı'nın düzenlediği "Cumhuriyeti'in 100. yılında Azınlık Hakları" konferansının açılış konuşmasını yapan Rakel Dink, Hrant Dink cinayetinin faili Ogün Samast'ın, cinayetten 16 yıl 10 ay sonra tahliye edilmesine değindi.
Rakel Dink'in konuşması şöyle:
İki gün önce hepinizin bildiği gibi Hrant'ın katili olduğu söylenen kişiyi serbest bıraktılar. Bir kez daha adaletsizliği yüzümüze çarpıp, yasın en ağır günlerine geri yolladılar bizi. Şunu bir kez daha hatırlattılar: Hrant'ın cinayetini konuşmadan Türkiye'de azınlık haklarını konuşmak mümkün değildir.
Nerede nasıl bir yerde yaşadığımızı bilerek yaşıyoruz elbette. Biz zaten yıllardır katillerle aynı havayı soluyoruz. Çutağımın (Hrant Dink'in) öldürülme emrini verenlerin aramızda dolaştığını biliyoruz zaten. Sabahattin Ali'nin katiliyle, İlhan Erdost'un, Zeki Tekiner'in, Doğan Öz'ün, Uğur Mumcu'nun, Musa Anter'in katilleri, Sivas'ın katliamcılarıyla aynı havayı soluduğumuzu bilmiyor muyuz? Bir gün bile ceza almamış katillerin arasına karıştı gitti, bir tetikçi daha. Cumartesi Anneleri'nin hala daha bir mezar yerleri dahi olmadan, her gün katilleriyle aynı sokaklarda yürümek zorunda kaldıklarını bilmiyor muyuz? Hrant bilmiyor muydu nerede yaşadığını? Türk düşmanı yaftasını ona yapıştırmaya kalktıklarında işkence ediyorlardı ona. Güvercin tedirginliği derken, lirik yalnızlık derken, kendi azınlık halini haykırıp duruyordu. Elbette sembolik anlamı var tetikçinin serbestçe dolaşmasının. Aynı cinayet günü olduğu gibi, bugün de. Ülke gerçeğini Cumhuriyet'in 100. yılında görmeyenlerin gözüne sokuyor, unutanlara hatırlatıyor. Hrant Dink'i öldüren tetikçi serbest, Osman Kavala içerde. Azmettirenler serbest, Çiğdemimiz (Mater) içerde. Hedef gösterenler serbest, avukatlarımız içerde.
Bazı günler daha zor oluyor burada yaşamak. Yargıtay ilk kez saçmalamış gibi yapamıyoruz. Çutağımın (Hrant Dink) kalemini kıran aynı Yargıtay değilmiş gibi yapamıyoruz. Osman, Çiğdem ve arkadaşlarıyla ilgili kararları aynı Yargıtay almamış gibi yapamıyoruz. "Kötüyü aklayan da, doğruyu mahkum eden de, Rabbi tiksindirir" diyor kelam. Ben de tiksiniyorum.
Egemenler kendi koydukları yasalara uymazken, bizlerin bu kararlara saygılı olması bekleniyor. Hrant'ın cinayeti davasında adaletin yerini bulması, şu ya da bu kişinin üç beş yıl fazla ya da az ceza alması değildi. Daha ilk günden beri karanlığın sorgulanması gerektiğini söyledik. Bu davada adaletin yerini bulması ülkenin demokratikleşmesi için olmazsa olmazdır dedik. Şimdi kalkıp 'bu karar memleketimize hayırlı uğurlu olsun' mu diyelim? Devlet terörü, soykırım gibi kelimeler bugünlerde haklı olarak bolca kullanılırken, kendi ülkemizde olanlar olmamış gibi davranamıyoruz. Ve biz bugün yine her zamanki gibi içimizdeki isyanla, sebatla, akla, bilime, vicdana sığınıyoruz. Bugün konferansımızda birçok tarihi belgeler, akademik sunumlar, makaleler anlatımlar duyacağız. Yaşadığımız yeri değiştirmek dönüştürmek dışında, daha iyi bir ülke ve daha iyi bir dünya için çalışmak dışında, onurlu bir yaşayış bilmiyoruz. Elimizden gelen yüreğimizden geçenin çok azı olsa da, bildiğimiz yapmaya, her gün daha iyi yapmaya çalışarak, karanlığı bir nebze olsun aydınlatma devam edeceğiz.”
Artı Gerçek'ten aktaralım: "Dink'in 4 Şubat 2004 tarihinde çağrıldığı İstanbul Valiliği'nde yaptığı görüşme, cinayette kamu görevlilerinin rolüne dair kuşkuları artırıyordu. Dink, ’Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in yetimhaneden alınmış bir Ermeni kızı olduğu’ yönünde kaleme aldığı yazı üzerine İstanbul Valiliği’ne çağrılmış, Vali Yardımcısı Ergun Güngör’ün odasında iki istihbarat görevlisinin katıldığı bir görüşme yapılmıştı. Hrant Dink’in öldürülmeden bir hafta önce kaleme aldığı “Neden Hedef Gösterildim” isimli yazısında bu durumu ‘haddini bildirme operasyonunun başlangıcı’ olarak nitelemiş, ölüm tehditleri aldığına dikkat çekmişti."
Tümüyle hiçlik, bütünüyle nefret imgesinin ardılı sıra var edilebildiği bir zeminde Hrant Dink kaçıncı sivil cinayetiydi. Ötekileştirmelerin birbiri ardına nefrete, hiddete ve lince dönüştürüldüğü bir zeminde hakikatin meselesi ne olacaktı? Ankara’nın soğuk, karanlık dehlizlerinde kalmayacaktır bu dava diye çıkılan güzergahta, her birinin bir yerlerdeki o karanlığı imal ederken faş oldukları aleniyken, Sabri Uzun, Ramazan Akyürek, Celalettin Cerrah, Muammer Güler, Ali Öz, Ali Fuat Yılmazer, Adem Sarıgöl, Hüseyin Yılmaz ve nice üstü kalabalıklar, ardı kuvvetle muhtemel devletçe kollananların hesabı ne zaman var edilecektir! Kötülüğü içselleştiren, olur bildiren bir aklın bugünün ülkesinde on altı yıl öncesinden de ağır bir tahakküm / tehdit mekanizmasını kurduğu zeminde insana ait olanı, hakkaniyeti, acıyla yüzleşmeyi, sorgusuz sualsiz adaleti kim verecektir, verebilecek sahiden? Hrant Dink, sözünü savuna geldiği bir zeminde, evi, yurdu dediği bir sahada birileri öyle istediği için katledildi. Bildiğimiz yegane kesin şey budur!
Bir biçimde Ermeni kimliğinin bu ülkeden kazınması haline devamlılık olarak görüldü bu cinayet ve sonrası. Suskun kalındığı, adaletin gelmediği bir zemin var edilebildiği için Sevag Şahin Balıkçı, bir Nisan 24 günü, kışlada zorunlu askerlik görevi sırasında katledildi! Şakacıktan çıkan kurşunlar eliyle canı çalındı bir başka asker tarafından. Maritsa Küçük nedeni kestirilemeyen bir cinayete kurban edildi, sorumlularından tek satır haber alınmadı, cinayet bir şeyleri tasarlamaktan aciz olan bir yurttaşa ihale edildi, kapatıldı. Keldani çift Hurmüz – Şimuni Diril, Mehre köyünde 7 Ocak 2020 tarihinde kaybedilir. Şimuni Diril’in naaşı evlerine yakın bir sahada 70 gün sonra bulunurken, Hurmüz Diril’den bin dört yüz on gündür haber alınamamaktadır. Bir cinayete kurban edilen, ardılı bırakılan kaçıncı yaraydı, akıbetleri muamma bildirilen kaçıncı yaraydı şimdi kimseler sormuyor artık. Bir biçimde Bakur Kürdistan’ında katledilmiş Gevriye Sarı, daha yakın zamanda iki haftayı geçmemiş, Gevriye Akgüç Eğo cinayetleri de mi hiç bahsedilmeyeceklerdendir. Bütünleşik bir mahvın orta yerine demirliyor ülke. Demokrasi, eşitlik, adalet, hürriyet kavramlarının dibinde kibrit suyu. Hiçbir anlamda, hiçbir biçimde bir doğrunun esamesi okunmuyor varsa yoksa kötülüğün bayrak direğinde dalgalanması. Bunca açık kepazelik, bir gıdım kalakalmış olagelen ötekilerin hayatlarının hiçe sayılması geçmişin karanlığından, Hrant Dink’e, Sevag Şahin Balıkçı’ya, Hürmüz – Şimuni Diril’e, Gevriye Akgüç Eğo’ya nicesine uzanan bir katran karanlığı sarmal içinde sıradan insana o hiçlik reva görülüyor. Yaşam yağmalanırken, hayat geçip giderken, bunlar gelip geçiciymiş gibi davranılıyor. Her anlamda adalet, eşitlik, hürriyet kavramları boşa düşürülüp dururken bir yarın söz konusu edilebilir mi? Ümit perişan, hakkaniyet kavramı zehirlenmiş, adaletin terazisi hep kötülüğü ağır çekerken, sahiden sıradan insanın farkına varılabilecek midir? İtirazınızı duyurabiliyor musunuz, duyuyor musunuz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Habitants – Arno BRIGNON – Fisheye Magazine
0 notes
elazighaber23 · 1 year
Text
Depremin en dikkat çeken görüntüsü Elazığ'dan: 8 katlı bina yıkıldı, çatısı tek kolon üzerinde kaldı
0 notes
cointahmin · 1 year
Text
Kripto para borsalarındaki Bitcoin arzı 2018’in Şubat ayından beri en düşük düzeyinde.Zincir üstü bilgi tahlil şirketi Santiment’in hazırladığı grafikte, piyasadaki endişe ve telaş ikliminin tesiriyle kripto para borsalarındaki Bitcoin arzının son beş yılın en düşük düzeyinde olduğu görülüyor.Söz konusu düşüş, ABD Menkul Değerler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) süreç hacmi bakımından dünyanın en büyük kripto para borsası Binance ve Nasdaq’a kote bir öbür kripto para borsası Coinbase’i gaye alan atılımlarının akabinde gelmiş durumda. SEC tarafından açılan davaların akabinde kripto para borsalarındaki Bitcoin arzı yüzde 6,4’lük düşüş göstermiş vaziyette.https://twitter.com/santimentfeed/status/1668796757009104898Santiment’in bilgilerine nazaran, borsalardaki Bitcoin arzı 2020’den beri istikrarlı bir düşüş içerisinde. Borsalardaki Bitcoin arzının düşmesi, trader’ların süreç yapmaktansa BTC varlıkları kendi cüzdanlarına taşıdığını gösteriyor.Son 24 saatte yüzde 0,78’lik bedel kaybeden piyasa pahası bakımından dünyanın en büyük kripto parası Bitcoin 25 bin 957 dolardan süreç görüyor.
0 notes
medyatekhaber · 1 year
Text
Adıyaman Yaylakonak Belediye Başkanı Odamızı Ziyaret Etti
Söz konusu ziyarette, 6 Şubat 2023’de Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem sonucunda Yaylakonak Belde halkı nüfusuna kayıtlı 100’ü aşkın insanın yaşamını yitirdiğini, bu oranın belde nüfusunun toplamının yaklaşık %6’sına tekabül ettiğini belirterek, özellikle Belde merkezinde yaşanan can kayıplarının büyük bir bölümünün (72 kişi) 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ-Sivrice merkezli deprem sırasında…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
nekadarhaber · 1 year
Text
'O bölgede enerji birikiyor, 7'lik deprem bekliyoruz'
Tumblr media Tumblr media
'O bölgede enerji birikiyor, 7'lik deprem bekliyoruz' 'O bölgede enerji birikiyor, 7'lik deprem bekliyoruz'.Kahramanmaraş'ta, 6 Şubat tarihinde iki önemli depremin meydana geldiği belirtiliyor. Deprem bilimcisi Prof. Dr. Feyzi Bingöl, son zamanlarda meydana gelen artçı depremlere ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Bingöl, Pazarcık'ta 7,7, Elbistan'da ise 7,6 büyüklüğünde iki büyük depremin meydana geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Bu büyüklükteki depremler, Türkiye'de çok sık rastlanan -daha doğrusu dünya genelinde- karşılaşılan bir deprem değildir. İki depremin aynı gün olması da çok ender görülen bir olaydır. Ancak, bu bölge, Arap levhasının güneyinde, Afrika levhasının batısında ve Anadolu levhasının kuzeyinde yer almaktadır. Bu üç levhanın birleştiği yerde çok sayıda fay hattı vardır. 6 Şubat'ta meydana gelen iki büyük deprem, bölgenin hareketli olmasına neden oldu. Doğuda Elazığ ve Malatya'nın Pütürge ilçesine kadar olan kısımlar kırıldı. Güneyde Hatay'a kadar olan bölüm de kırıldı. Yaklaşık 250 kilometre uzunluğundaki fay hatları kırıldı. Bazı yerlerde 3 metre, bazı yerlerde ise 8 metreye kadar olan atımlar meydana geldi. Anadolu güneybatıya doğru kaydı. Bölge, dengesizleşti ve Konya'nın doğusundan itibaren Kayseri, Sivas ve Malatya'daki küçük aktif fayların enerjileri yükseldi. Bu büyük faylar, bu bölgelere bir enerji birikmesi gerçekleştirdi. Bu enerji birikmesine bağlı olarak da burada yeni depremler meydana gelmeye başladı. Doğu Anadolu faylarının içerisinde bu iki faya bağlı olarak binlerce artçı depremler meydana geldi. Bu artçı depremler bir süre devam edecektir. Artçı depremler ana depremlerden bir puan düşüğe kadar olabilir. Biz bunu Hatay'da yaşadık. Hatay'ın Samandağ ilçesinde yaşandı. Depremlerin sayısı ve büyüklükleri gittikçe azalarak devam eder ama henüz bitmez. Bu depremler yıllarca devam edecek."
Tumblr media
Bingöl, 24 Ocak 2020'de Elazığ'da meydana gelen depremlerin artçılarını da zaman zaman yaşadıklarının altını çizerek, şunları söyledi: "Bu büyüklüklerdeki depremlerin artçıları 5 ile 10 yıl sürebilir. Hatay, Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman ve Malatya'da meydana gelen bu depremler artçı depremlerdir ve devam edecektir. Ana büyüklükte bir deprem beklemiyoruz, ancak artçı depremler 6 büyüklüğüne kadar olabilir. Bu depremler Elazığ'ın oldukça batısında kalıyor ve daha çok Malatya, Adıyaman ve Hatay'ın güneyine doğru oluşacak. Onun dışında Kayseri'de değişik faylar var ve o fay hattında hareketlenmeler meydana geliyor. O bölgede 4 ve 4.5 büyüklüğünde depremler meydana gelir. Vatandaşların çok sık olarak sorduğu Malatya fayı da, Doğanşehir'den başlayıp Hekimhan'a doğru çıkarak Ovacık'a giden Malatya-Ovacık fayıdır. Bu fay üzerinde çalışmalar yeterli değil, ancak kısa sürede büyük bir deprem üretecek faylar değildir. Çünkü bu fayların hareketleri çok yavaştır. Bu faylar üzerinde de zaman zaman 4 ile 5 büyüklüğünde depremler oluşabilir. Elazığ'da zaten son depremden sonra binaların büyük çoğunluğu boşaltıldı. Boşaltılan binalar yıkılmamış olabilirler, ancak boşaltıldılar. Bundan sonra meydana gelecek 4.5 ve 5. büyüklüğündeki depremler Elazığ'ı çok etkilemeyebilir. Sadece sarsıntıyı hissedebiliriz." Bingöl, Karlıova ilçesinin farklı bir bölge olduğunu da aktararak, "Kahramanmaraş'tan bahsederken, üç levhanın birleştiğinden bahsettiysek, Karlıova da Kuzey Anadolu ve Güney Anadolu fayının birleştiği bir yerdir. Doğu Anadolu fayı Karlıova'dan başlıyor ve Kahramanmaraş'a doğru gidiyor. Diğeri ise Karlıova'dan başlayıp İstanbul'a kadar gidiyor. Bu fayda tek bir fay değil, parçalardan oluşmaktadır. Tek bir fay olsa ve kırılsa, onu kıracak depremin büyüklüğü çok büyük olması gerekir. Bingöl'ün Yedisu bölgesi uzun zamandır burada bir faaliyet yok yani deprem oluşmamış enerji birikimi yavaş yavaş oluyor. Burası orta büyüklüğün üzerinde, yani 7 veya 7'ye yakın büyüklükte bir deprem olabilir, ancak zamanını bilemiyoruz. Bu bölge, böyle bir deprem oluşturmaya gebe bir bölgedir." dedi. Read the full article
0 notes
Text
En Önemli Gündem Maddemiz Deprem
Tumblr media
AK Parti MKYK Üyesi ve Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimin Türkiye’nin ikinci yüzyılına yön vereceğini ifade ederek, “Türkiye terörle mücadele ederken, teröristleri masaya oturtan bir muhalefette karşı karşıyayız. Muhalefet, bir oy için onlarla masaya oturmaktan sıkılmıyor, onlara şirin görünmeye çalışıyor. Ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunları bozmak için 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’ye güçlü bir destek istiyoruz�� dedi.
14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde yeniden milletvekili adayı olan Tüfenkci, çalışmalarını Pütürge ilçesinde sürdürdü. Tüfenkci, ilçede Yazıca, Üçkaya, Çamlıdere, Kozluk, Başmezra ve Tekederesi mahalleleri ile bu mahallelere bağlı mezraları ziyaret ederek, vatandaşlarla bir araya geldi. AK Parti MKYK Üyesi ve Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, ziyaretlerde yaptığı konuşmada, 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremleri hatırlatarak, “Türkiye’mizde Malatya’mızın da etkilendiği bir deprem yaşandı. Tabii seçimden öncede sonrada en önemli gündem maddemiz deprem” dedi. “ŞEHRİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ” Kenti ve ilçeleri yeniden ayağa kaldıracaklarını ifade eden Tüfenkci, “Binalarımızı, çarşılarımızı, pazarlarımızı hep beraber inşa edeceğiz. Bize güçlü bir destek verirseniz her yeri yeniden ayağa kaldıracağız. Çadır ve diğer ihtiyaçların ardından konteynerler çeşitli bölgelere yerleştirildi. Hak sahiplikleri belirlendikten sonrada kalıcı konutları yapacağız. Nasıl ki 24 Ocak 2020 depreminden sonra kalıcı konutları yaptıysak, 6 Şubat depremi sonrasında da konutlarımızı yapacağız. Yeter ki sizler bize 14 Mayıs’ta güçlü bir destek verin” diye konuştu. “MUHALEFET TERÖRİSTLERİ MASAYA OTURTUP ONLARA ŞİRİN GÖRÜNMEYE ÇALIŞIYOR” Tüfenkci, Türkiye’nin ikinci yüzyılına girdiğini ve milletin sandıkta önemli bir seçim yapacağına dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye terörle mücadele ederken, teröristleri masaya oturtan bir muhalefette karşı karşıyayız. Muhalefet, bir oy için onlarla masaya oturmaktan sıkılmıyor, onlara şirin görünmeye çalışıyor. 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’ye güçlü bir destek verirseniz sizleri en iyi şekilde temsil edip, ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunları bozacağız ve hizmetlerimizi sürdüreceğiz.” Tüfenkci’ye ziyaretlerinde Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ile Pütürge Belediye Başkanı Mikail Sülük de eşlik etti. Read the full article
0 notes
mehmetkali · 1 year
Text
0 notes
mansetmalatya · 1 year
Text
Depremden Yalnızca 11 Gün Önce AFAD'tan Skandal Karar!
Tumblr media
AFAD’ın 26 Ocak tarihli ilgili kurumlara iletilmek için hazırladığı resmi belgede ne yazıyor? 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük depremden sonra Malatya çok ağır yara alan illerden. Yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı bina sayısının 46 bin olduğu Malatya’da toplam acil-orta-ağır-yıkık bağımsız bölümün ise 132 bin olduğu Malatya Valiliği tarafından bildirilmişti. Kayisihaber.com'dan Mahir Temur'un haberine göre, 6 Şubat 2023 tarihinden önce Malatya, 24 Ocak 2020 tarihinde yaşanan Elazığ- Sivrice merkezli depremden dolayı yıkılacak yapıları dahi yıkmadığı görülüyordu. Saray mahallesinde Emekliler Parkı’nın karşısındaki 5 katlı yapı Sivrice depreminden dolayı ağır hasar almıştı. Bina boşaltılmış, kapı ve pencereleri dahi sökülmüştü. Yıkılmayı beklerken aradan geçen 3 yıl zarfında 6 Şubat depremlerinde yıkılmıştı.
Tumblr media
*Bu bina Sivrice depreminde ağır hasar almıştı. 6 Şubat depremlerinde yıkıldı. Foto: Kayısı Haber SİVRİCE DEPREMİNDE 4 BİN 947 BİNA AĞIR HASAR ALMIŞTI 24 Ocak 2020 tarihinde yaşanan Sivrice depreminden sonra Malatya Valiliği'nin 7 Mart 2020 tarihinde yaptığı yazılı açıklamasında, Malatya’da toplam ağır hasar alan bina sayısının 4 bin 947, toplam orta hasar alan bina sayısının ise 413 olduğunu belirtmişti. Orta hasar alan bağımsız bölüm sayısının ise toplamda 2 bin olduğu bildirilmişti.
Tumblr media
24 Ocak Sivrice depremi Doğanyol, Pütürge ve Kale ilçelerini çok etkilemişti. Ama Malatya’nın 2 merkez ilçesi Battalgazi ve Yeşilyurt’ta da ağır ve orta hasarlı binaların olduğunu Malatya Valiliği paylaşmıştı. Battalgazi’de 1.234 binanın ağır hasar aldığını ve toplam ağır hasar alan bağımsız bölümün ise 2 bin 379 olduğunu bildirmişti. Yeşilyurt ilçesinde ise toplam ağır hasar alan bina sayısının 188, toplam ağır hasar alan bağımsız bölüm sayısının ise 432 olduğu belirtilmişti. SİVRİCE DEPREMİ MALATYA MERKEZİ DE ETKİLEMİŞTİ Malatya Valiliğinin paylaştığı 7 Mart 2020 tarihli kesin hasar durumuna ilişkin yapılan tespitler tablosunda Yeşilyurt ve Battalgazi merkez ilçelerinde toplam orta hasarlı bina sayısının 291, iki ilçenin toplam orta hasarlı bağımsız bölümün ise 1.744 olduğu görülüyor. 24 Ocak Sivrice depreminden sonra Malatya’nın 2 merkez ilçesinin toplam ağır hasarlı bina sayısı 1.422. Son üç yılda Malatya merkezde 1.422 binanın yıkılmadığı ile ilgili ciddi iddialar konuşulurken hatta şehrin göbeğindeki Saray mahallesinde dahi boşaltılmış, kapı ve pencereleri dahi sökülmüş 5 katlı binanın yetkililer tarafından değil 6 Şubat depremlerinde yıkıldığı görülmüştü. AFAD DEPREMDEN 11 GÜN ÖNCE GÖNDERMİŞ! Sivrice depreminden sonra orta hasarlı yapıların sahiplerine 1 yıl güçlendirme izni veriliyordu. 1 yıl içinde güçlendirilmeyen yapıların hemen yıkılacağı bildirilmişti. 7 Mart 2020 tarihli Malatya Valiliğinin açıkladığı bilgilere göre Yeşilyurt ve Battalgazi merkez ilçelerinde toplam 291 binanın ve 1.744 bağımsız bölümün orta hasar aldığı ifade edilmişti. 3 yıl içinde 291 binanın veya 1.744 bağımsız bölümün kaçının güçlendirildiği kaçının yıkıldığı sorusu muamma iken Malatya Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün (AFAD) 6 Şubat depremlerinden yalnızca 11 gün önce tüm kurumlara gönderdiği resmi yazı dikkat çekti.
Tumblr media
AFAD’ın 26 Ocak 2023 tarihli yazısı, Malatya Valiliği, Malatya Büyükşehir Belediyesi, Malatya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü, Malatya Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Akçadağ Belediyesi, Arguvan Belediyesi, Arapgir Belediyesi, Battalgazi Belediyesi, Darende Belediyesi ve Doğanşehir Belediyesi’ne gönderilmek üzere hazırlanmış. Gönderilen belgede Sivrice depreminden dolayı hak sahiplerinin mağdur olmaması için orta hasarlı yapıların 1 (bir) yıl daha uzatıldığı bildirilmiş. 6 Şubat depremlerinden yalnızca 11 gün önce AFAD’ın 3 yıl önce yaşanmış Sivrice depreminden dolayı orta hasarlı yapılar ile ilgili bir yıkım yapmadığı, üstüne sürekli süreyi uzattığı ortaya çıktı. SİVRİCE DEPREMİNDEN SONRA RESMİ İŞLEM BAŞLATILMAMIŞ AFAD’ın, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerinden 11 gün önce Malatya’daki tüm ilgili kurumlara iletilmek üzere hazırladığı belgede “Kaymakamlıklarca yapılmakta olan tebligatların durdurulması, belediyeler tarafından ise onarım/güçlendirme projelerinin onay ve ruhsat süreçlerinin devamının sağlanması hususunda bilgi ve gereğini arz ederim” deniyor. Kayısı Haber’in ulaştığı resmi belgeye göre Sivrice depreminden sonra orta hasarlı binalar ve bağımsız bölümler ile ilgili resmi bir işlem başlatılmamış olup, 1 yıl güçlendirme süresi sürekli uzatılmış. 6 Şubat depremlerinden sonra Malatya’da yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı 46 bin binadan kaçının Sivrice depreminde ağır veya orta hasar aldığı bilinmiyor. Read the full article
0 notes
aykutiltertr · 2 months
Video
youtube
Hay Hay - Nazan Öncel ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Minör 4/4 Disko Beste Na...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ❤ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/bql4EREyGfo ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Hay Hay - Nazan Öncel ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Minör 4/4 Disko Beste Nazan Öncel) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI           : HAY HAY BUYURSUN GELSİN SÖZ GÜFTE       : NAZAN ÖNCEL BESTE - MÜZİK : NAZAN ÖNCEL USÜL                  : 4/4 C DİSKO MAKAM - DİZİ   : NİHAVEND - MİNÖR ARANJÖR          :?                             ŞARKI SÖZ ve AKORU Bm                             F#     O senin neyin olur derlerse                                               Bm Gülüm olur balım olur diyeceğim                                         F#     O senin neyin olur derlerse                                       Bm Sevgilim sevgilim diyeceğim Bm                         Em O benim kalbimi isterse A                            D Seve seve veririm diyeceğim         F# Kedisini köpeğini, dolaptaki ceketini Papucunu terliğini, duvardaki resmini Bm            F#                    Bm Ne varsa alsın toplasın gelsin                        F#                Bm     Benim için gelsin isterse kalsın                                       F#             Hay hay buyursun gelsin                                      Bm               Hay hay temelli kalsın                                                F#             Hay hay buyursun gelsin                                              Bm           Hay hay beni seven gelsin                 Bm                                 F#   O senin neyin olur derlerse                                               Bm Gözüm olur yaşım olur diyeceğim                                         F#     O senin neyin olur derlerse                                       Bm Yazım olur kışım olur diyeceğim Bm                         Em O bunun aksini söylerse A                            D Bir bildiği vardır diyeceğim F# Kedisini köpeğini, dolaptaki ceketini Papucunu terliğini, duvardaki resmini Nazan Öncel Genel bilgiler Unvanı Sokak Kızı Doğum 6 Şubat 1956 (68 yaşında) Karşıyaka, İzmir, Türkiye Başladığı yer Türkiye Türk Tarzlar Pop · rock Meslekler Şarkıcı · şarkı sözü yazarı · besteci Çalgılar Vokal · gitar · mandolin · piyano Etkin yıllar 1969–günümüz Müzik şirketi DMC Resmî site Resmî site Eş Salih Öncel (e. 1973–1985) Akşit Togay (e. 1997–2017) Çocukları Serkan Öncel Nazan Öncel (d. 6 Şubat 1956; Karşıyaka, İzmir), Türk şarkıcı, söz yazarı ve besteci. "Sokak Kızı" lakabıyla da anılan sanatçı, ilk kırk beşliği "Sana Kul Köle Olmuştum"u 1978 yılında yayınlamıştır. 1982 yılında LP formatında yayınladığı ilk albümü tutmayınca, TRT için demolar yapmayı bırakmış, sadece sahne çalışmalarıyla mesleğine devam etmiştir. 9 yıl sonra, 27 Aralık 1991'de yayınladığı Bir Hadise Var albümünün satış başarısıyla da sağlam, kalıcı ve büyük bir başlangıç yapmıştır. Gençlik Gitar ve mandolin çalmayı erken yaşlarda öğrendi, alaylı olan sanatçı 1975'te İzmir Radyosu'nun düzenlediği yarışmada birinci olan Öncel, ilk 45'liğini 22 yaşındayken 1978'de çıkardı. "Sana kul köle olmuştum"(Söz Erdener Koyutürk, Müzik Özdener Koyutürk düzenleme ve orkestra Necdet Koyutürk) ve "Kader bu çekeceksin"(Söz ve Müzik: Erdener Koyutürk, düzenleme ve orkestra Necdet Koyutürk) adlı iki parçadan Diskografi Ana madde: Nazan Öncel diskografisi Stüdyo albümleri Yayınlanma Albüm Format Satış ve sertifikalar Nisan 1981 Yağmur Duası LP +10.000 27 Aralık 1991 Bir Hadise Var MC, CD +1.500.000 24 Ocak 1994 Ben Böyle Aşk Görmedim MC, CD +600.000 15 Temmuz 1995 Göç MC, CD +200.000 12 Nisan 1996 Sokak Kızı MC, CD +450.000 10 Nisan 1999 Demir Leblebi MC, CD +200.000 24 Nisan 2004 Yan Yana Fotoğraf Çektirelim MC, CD +1.500.000[9] 30 Haziran 2006 7'n Bitirdin MC, CD +367.000 28 Aralık 2008 Hatırına Sustum CD, LP +80.000 27 Mayıs 2011 Hayvan CD +80.000 25 Mart 2014 Bazı Şeyler CD 23 Mart 2018 Durum Şarkıları CD 24 Kasım 2023 Kara Plak Geceye Bir Şarkı Dijital, LP Tekliler 1978: Sana Kul Köle Olmuştum / Kader Bu, Çekeceksin 2010: Tuttum, Bırakmam 2015: Aşkitom 2016: Sakin Ol Şampiyon 2020: Bir Bilsem Ah, Bir Bilebilsem 2023: Deniz Tutmaz (Sade İnsanlar ile) 2023: Saykodelik (Cem Adrian ile) Ödülleri 2005 - 32. Altın Kelebek Ödülleri - Yılın Şarkısı Ödülü (Of Of)[13] 2007 - Magazin Gazetecileri Derneği 14. Altın Objektif Ödülleri - Yılın Şarkısı Ödülü (Aşkım Baksana Bana) 2015 Aşkitom Altın Plak ödülü 2019 Radyo Boğaziçi Yaşam Boyu Onur Ödülü
0 notes
elazigsurmanset · 2 months
Text
Yazın mı yoksa Kışın mı Deprem olur ?
Tumblr media
Büyük depremler neden kışın oluyor algısını kıralım. 09/07/1956 yılında Ege Denizi içinde 336 atom bombası yıkım gücüne eş değer 7,7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Son 130 yıl içerisinde Ege Denizi içinde ve dünya üzerinde normal düşey atımlı bir kırık ta meydana gelmiş en büyük depremdi. Yaklaşık 2.200 km çap içinde hissedilmiş bir depremdi. 1766 Mayıs ve Ağustos aylarında Marmara depremleride ilk baharın sonu ve yaz mevsiminde olmuştu.
Tumblr media
17/08/1999 Gölcük depremi de yazın olmuş ve ne yazık ki binlerce can kaybına sebep olmuştu. Bunun gibi birçok örnek daha mevcut. Yani kışın soğuğunda yamulma/büzülme deformasyonu oluşan kayaçlarda gerilme, yazın sıcağında gevşeme gibi durumlarsöz konusu değildir.
Tumblr media
24 Ocak 2020 Elazığ ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinin kışa denk gelişi olağan bir durum olmakla birlikte hava durumu ile bir bağlantısı bulunmamaktadır. Depremsiz, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum. Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 4 months
Text
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı yeniden açıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/173189/baku-tiflis-kars-demiryolu-hatti-yeniden-acildi/
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı yeniden açıldı
Tumblr media
Mayıs 2023’te bakım çalışmaları nedeniyle kapatılan Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu Hattı yeniden hizmete açıldı.
KARS (İGFA) – Tarihi İpek Yolu’nun canlandırılmasını amaçlayan “Tek Yol Tek Kuşak” girişiminin en önemli halkasını oluşturan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı, Gürcistan Demiryolları tarafından 24 Mayıs 2023 tarihinde başlayan Marabda-Ahıllek kesimindeki bakım çalışmalarının tamamlanmasının ardından tekrar işletmeye açıldı. Türkiye’den 440 ton “Soda Külü” yüklü ilk ihracat treni dün Türkiye’den Azerbaycan’a doğru yola çıktı. Azerbaycan’dan Adana Yenice’ye “Plastik Ham Maddesi” taşıyan ilk tren de bu sabah saatlerinde Türkiye’ye ulaştı.
“HATTA İLK TİCARİ TAŞIMA KAZAKİSTAN-TÜRKİYE ARASINDA”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 30 Ekim 2017 tarihinde Türkiye-Gürcistan ve Azerbaycan işbirliği ile açılan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nda bugüne kadar konvansiyonel taşımalar da dahil olmak üzere toplam 1 milyon 470 bin ton yük taşındığını ifade ederek, “Bu rakamlar dahi bu hattın bölge için ne kadar önemli bir demiryolu hattı olduğunu gösteriyor. Toplam 757 kilometre uzunluğundaki Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nın 429 kilometresi Azerbaycan, 220 kilometresi Gürcistan ve 79 kilometresi Türkiye sınırları içerisinde yer alıyor. Hatta ilk ticari taşıma 30 Ekim 2017 tarihinde Kazakistan-Türkiye arasında 4 bin 700 kilometrelik mesafede başladı. Hatta Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Çin’e yük taşımacılığı gerçekleştiriliyor.” diye konuştu.
“6 ŞUBAT DEPREMLERİ SONRASI BU HAT İLE ÇİN’DEN TÜRKİYE’YE 200 KONTEYNER İÇERİSİNDE 50 BİN ADET YAŞAM ÇADIRI TAŞINDI”
Çin’in Xi’an şehrinden 42 adet konteyner yüklü vagondan oluşan blok konteyner yük treninin, 6 Kasım 2019’da Ankara’dan Çekya’nın Prag şehrine gönderildiğini anımsatan Bakan Uraloğlu, “Tren, Çin-Türkiye parkurunu 12 günde ve Çin-Prag arasındaki toplam parkurunu ise 18 günde tamamlamış ve Demir İpek Yolu üzerinden Çin’den Avrupa’ya giden ve Marmaray’ı kullanarak Avrupa’ya ulaşan ilk yük treni olarak tarihe geçmişti. Ayrıca Türkiye’den Çin’e ilk ihracat blok treni ise 4 Aralık 2020’de Çerkezköy’den hareket ederek Xian eyaletinde Xinzhu şehrine ulaşmıştı. Ayrıca Asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz 6 Şubat depremleri sonrasında BaküTiflis-Kars Demiryolu Hattı ile Çin’den Türkiye’ye 200 konteyner içerisinde 50 bin adet yaşam çadırı taşındı. Bu anlamda da bu hattın çok büyük katkısını gördük” dedi.
“YILDA BİN 500 BLOK TREN İŞLETMEYİ VE 6,5 TON YÜK TAŞIMAYI HEDEFLİYORUZ”
Türkiye ile Çin arasında Orta Koridor ve Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı ile orta vadede yıllık 200 blok tren işletmeyi hedeflediklerinin de altını çizen Uraloğlu, “Uzun vadede ise, Orta Koridor ve Bakü-Tiflis-Kars güzergâhından yılda bin 500 blok tren işletmeyi ve 6,5 ton yük taşıması yapılmasını hedefliyoruz. Ayrıca Türkiye ile Çin arasındaki toplam seyir süresini 10 güne düşürmeyi planlıyoruz” dedi.
Bakan Uraloğlu ayrıca Bakü-Tiflis-Kars ve Orta Koridor üzerinden gerçekleştirilen taşımalarda önemli bir lojistik merkez oluşturacak Kars Lojistik merkezinin 2021 yılı Mayıs ayında hizmete açtıklarını da hatırlattı.
“ORTA KORİDOR VE BAKÜ-TİFLİS-KARS DEMİRYOLU HATTI, ZENGEZUR KORİDORU’NUN ETKİNLİĞİNİ ARTTIRACAK”
Orta Koridor ve Bakü- Tiflis – Kars Demiryolu Hattı’nın etkinliğini artıracak olan Zengezur Koridoru’nun önemine de dikkati çeken Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ın batı kısımları ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Ermenistan üzerinden Zengezur Bölgesi’nden geçecek kara ve demiryolu hatlarını birleştirecek. Zengezur Koridoru’nun işlerlik kazanmasıyla beraber, Orta Koridor’un demiryolu ve karayolu yük taşıma kapasitesi artacak, bu da Pekin’den Londra’ya uzanan Doğu-Batı ticaretinin artışına olumlu katkı sağlayacak. Orta Koridor’un etkinliğinin artmasıyla hem Azerbaycan ile Hazar Denizi üzerinde geliştirilebilecek projeler hem de Nahçıvan ve Rusya ile ulaşım ve enerji alanında sağlanabilecek iş birlikleri ile ülkemizin bölgedeki stratejik konumunun önemi artacak.”
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
isvicreninsesi · 2 years
Text
Credit Suisse’nin yaşadığı son süreçler
Tumblr media
🇨🇭SESİ-  Bir önceki hafta ABD’de Silicon Valley Bank’ın batması dünya ekonomi ve finans gündemine otururken geçen haftaya damgasına vuran gelişme ise yine bankacılık sektöründeki bir firmadan geldi: Credit Suisse. Böylelikle ABD bankacılık tarafındaki bir sorunun yaşanmasından sonra bir diğer sorun bu sefer Avrupa tarafında, İsviçre’de gerçekleşmiş oldu. Credit Suisse’in uzun süredir yönetim kaynaklı kötü giden banka performansı ve riskliliği bulunuyordu ve bu kötü giden performans ve risk belirli aralıklarla piyasalarda gündem olmaktaydı. Bankada birçok skandal yaşanmakla birlikte son zamanlarda yaşanan önemli olaylara bakıldığında bunlardan birisi 2020 Şubat ayında banka CEO’su Tidjane Tiam’ın istifaya zorlanması idi. Tiam’ın bankanın eski bir yöneticisini gözetlemesi için özel dedektifler tuttuğunun ortaya çıkması görevinin sonu oldu. Tiam’ın dedektif tutma sebebi eski bir varlık yöneticisinin en büyük rakip UBS’e geçerken beraberinde müşterileri de götüreceği endişesi idi. 2021 yılı Mart ayında gruba ait şirketlerden Greensill Capital ve Archegos Capital Management çökerek bankayı milyarlarca dolarlık zararla karşı karşıya bıraktı. Bir sonraki ay ise bankanın on yıldır başında bulunan Yönetim Kurulu Başkanı Urs Rohner de istifa etmek zorunda kaldı. 2021 Ekim ayında ise banka ABD ve İngiltere’deki regülatörlere 475 milyon dolarlık bir ceza ödemeyi kabul etti. Cezanın nedeni ise bankanın Mozambik’teki bir yolsuzluk skandalına karışmasıydı. Banka büyük bir ton balığı fabrikası kurulması için krediler sağlamıştı ve Mozambik hükümeti üç firmaya verilecek krediler için garantör olmuştu. Fakat bu krediler parlamentoda onaylanmayınca hükümet kredilere karşılık devlet tahvili verdi. Denetimler sonucunda ise bu kredilerin 500 milyon dolarlık kısmının kayıp olduğu ortaya çıktı ve bu yüksek miktarda kayıp ülkede ekonomik krizi tetikledi. 2022 Ocak ayında Credit Suisse Yönetim Kurulu Başkanı António Horta-Osório, Wimbledon tenis turnuvasına giderken Covid kurallarını ihlal ettiği için istifa etmek zorunda kaldı. 2022 Şubat ayında ise başka bir skandal olarak on sekiz bin müşterinin hesap detaylarının sızdırılması gerçekleşti. Haziran ayında ise Credit Suisse, bir Bulgar uyuşturucu kaçakçılığı çetesiyle bağlantılı olarak İsviçre’de kara para aklama suçundan suçlu bulunan ilk büyük yerli banka oldu. Kötü yönetimin devam etmesi nedeniyle bir ay sonra CEO Thomas Gottstein’e görevi bıraktırıldı ve yerine Ulrich Körner getirildi. Görüleceği üzere 167 yıllık Credit Suisse tam bir skandallar bankasına dönüşmüş durumda. Tüm bu son dönemde ve öncesinde yaşanan skandallar ve yönetim zafiyeti, banka performansının düşmesine ve istikrarsızlığa yol açtı. Bu durum beraberinde oldukça büyük bir güven kaybını getirdi. Aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere şirketin yıllık karında dalgalanmalar yüksek.
Tumblr media
Kaynak: Credit Suisse Tüm bu yaşanan skandallar ve istikrarsızlıklar sonrasında şirket yeniden planlama yapıp durumu toparlamaya çalıştı. Fakat dalgalanmalar ve güven kaybı kaynaklı piyasadaki endişeler bu planlamaları zora soktu. Firma ise stratejik planlaması için yeni sermayeye ihtiyaç duyuyordu ve fakat bunu hisse senedi satışı dışında gerçekleştirmesinin zor olduğu görülünce hisse senedi fiyatı oldukça sert şekilde düştü. Credit Suisse hisse fiyatları geçen Çarşamba günü yüzde 24 değer kaybettikten sonra Perşembe günü yüzde 18 yükselirken Cuma günü de tekrar yüzde 10’luk bir düşüş yaşadı. Bu sıkıntılara ek olarak, hızla yükselen faiz oranları ve durgunluk korkularının yanı sıra Ukrayna’daki savaşın yatırımcıları sarsması ve finansal koşulları sıkılaştırmasıyla birlikte daha geniş piyasa rahatsızlığı da vardı. Tüm bu endişelerle müşterilerce bankadan geçen hafta günlük ortalama 10 milyar frank civarında mevduat çekildi. Burada önceki hafta Silicon Valley Bank’ın başına gelenler de mevduat çekme sürecini tetiklemiş olsa gerek. Böylesi bir durumda bankanın sermaye ihtiyacı yüksek iken bankanın en büyük ortağı Suudi Ulusal Bankası Başkanı Ammar Al Khudairy’nin yaptığı açıklama ile Credit Suisse’e daha fazla destek vermeyeceklerini ilan etmesi sonrası başlayan panik satışlar Avrupa’da risk algısının yükselmesine yol açtı. Avrupa’nın önemli bankalarının hisse fiyatları da çakıldı. Ve Nihayet Satış Hafta sonuna gelindiğinde ise Credit Suisse’in satılacağına dair dedikodular çıkmaya başladı. Bu dedikodular özellikle de başka bir İsviçre bankası olan UBS üzerine yoğunlaştı. Önce piyasa değerinin sekizde biri fiyatına teklif verildiği ve Credit Suisse tarafının bunu reddettiğine dair haberler çıktı. Fakat Pazar akşam saatlerinde anlaşma kesinleşti ve bankacılık devi UBS, başka bir bankacılık devi Credit Suisse’i 2 milyar doların üzerinde bir değerle satın aldı. Credit Suisse’in hisse başı değeri piyasalar kapanırken 1,86 frank iken anlaşma hisse başı 0,50 Frank’tan gerçekleşti. Şirketin değerindeki düşüşü anlamak için geriye doğru baktığımızda 11 Mayıs 2007 tarihinde hisse fiyatının 83 Frank olduğunu görüyoruz. Böylece Credit Suisse Cuma günkü piyasa değerinin yaklaşık dörtte birine, 16 yıl önceki değerinin ise 166’da birine satılmış oldu. İsviçre hükümeti ise bu satın alma sırasında olası kayıplara karşı UBS’e dokuz milyar franklık bir garanti de verdi. Bankanın mevcut durumda yaşadığı sıkıntılar piyasalar tarafında finansal istikrar açısından sıkıntı olarak görülüyordu. O nedenle de sorunun bir an önce çözülmesi, hele ki piyasalar açılmadan çözülmesi piyasaları rahatlatacaktı. Gerek alıcı ve satıcı taraflar gerekse de ülke yönetimi, sorunun çözümü için hafta sonu uzun bir mesai yaptı ve sorunu satın alma ile çözme yoluna gidildi. İsviçre Cumhurbaşkanı Alain Berset anlaşmanın önemini “Credit Suisse’in kontrolsüzce çökmesi, ülke ve uluslararası finans sistemi için hesaplanamaz sonuçlara yol açabilir.”sözleriyle dile getirdi. Nihayetinde eski yöneticisinin en büyük rakip UBS’e geçip müşterileri de oraya götüreceği korkusuyla CEO tarafından dedektiflerin tutulduğu bankada tüm müşteriler UBS’e geçmiş oldu. Böylelikle de iki hafta önce ABD tarafında yaşanan bankacılık krizi geçen hafta da Avrupa’da farklı nitelikteki başka bir bankada kendine özgü sorunlarla yaşanmış oldu ve geçen haftayı da bu şekilde kapatmış olduk.   Bu yazının içeriği Daktilo1984’ten alınmıştır.  Read the full article
0 notes
elazighaber23 · 1 year
Text
Depremin en dikkat çeken görüntüsü Elazığ'dan: 8 katlı bina yıkıldı, çatısı tek kolon üzerinde kaldı
0 notes