#18 Şubat 2020
Explore tagged Tumblr posts
Text
11 şubat 2015-Özgecan Arslan...
Yaş:19
Öldürülme Türü:Tecavüz edilecekken kendini kurtarmaya çalıştıktan sonra yakılarak öldürüldü..
18 ağustos 2019-Emine Bulut..
Yaş:38
Öldürülme Türü: 10 yaşındaki kızının gözü önünde boşandığı eşi tarafından bıçaklanarak öldürüldü..
16 temmuz 2020-Pınar Gültekin..
Yaş:27
Öldürülme türü:Şiddet uygulanıp boğularak öldürüldü
Gün/Ay/Yıl-İsim(bilinmiyor)
Yaş:bilinmiyor
Öldürülme türü:Bilinmiyor
Sıradaki bende olabilirim,bir başkasıda olabilir..belirsiz bu yüzden boş kaldı.Kimse sıradaki kişi olmak istemiyor..bende istemiyorum...
213 notes
·
View notes
Video
youtube
Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu - Fatih Bulut ✩ Ritim Karaoke Hicaz Majör... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/KDYXReIjuNc ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu - Fatih Bulut ✩ Ritim Karaoke Hicaz Majör Vahde Beste Ahmet Satılmış ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ... ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupNgWzFc_2cF6lJrOheQKGlg ➤ ESER ADI : ANTEP^TEN ÖTEDİR MARAŞ'IN YOLU ➤ SÖZ GÜFTE : YUNUS TAŞKIN ➤ BESTE - MÜZİK : AHMET SATILMIŞ ➤ USÜL : 4/4 VAHDE BALAD ➤ MAKAM - DİZİ : HİCAZ - MAJÖR ➤ ARANJÖR : ERCAN BAL (BAL RECORDS) ➤ ENSTRÜMANLAR : ZURNA, ELEKTRO BAĞLAMA, ➤ KİMLER OKUDU : FATİH BULUT, HÜSEYİN KAĞIT, DİLBER AY, DİCLE DİLGE, AYNUR POLAT, LATİF DOĞAN, FATMA ESEN, NEŞET ABALIOĞLU ➤ FİRMA - ŞİRKETİ : DARK'N DARK MUSIC Fatih Bulut'un, Dark'n Dark Music etiketiyle yayınlanan "Antep'ten Ötedir Maraş'In Yolu" isimli tekli çalışması, video klibiyle netd müzik'te. Söz: Yunus Taşkın Müzik: Ahmet Satılmış Düzenleme: Ercan Bal ( Bal Records ) Yönetmen: Bekir Şenlik / Honeybee İstanbul Produktör : Firuz Anlı ŞARKI SÖZÜ ve AKORU Antepten ötedir maraşın yolu Geçmez oldu burdan gardaşın yolu Kapımı çaldı da bir kara haber Kırıldı gönlümün kanadı kolu N’oldu gardaş n’oldu yolda mı kaldın Doluya mı düştün darda mı kaldın Bir zalım elinden yara mı aldın Ölem gardaş ölem bağrımı yaktın Geleceksin diye gözüm yoldaydı İçimdeki ataş o gün soldaydı Nere gittin gardaş neydi acelen Keşke kalan ömrüm senin olaydı N’oldu gardaş n’oldu yolda mı kaldın Doluya mı düştün darda mı kaldın Bir zalım elinden yara mı aldın Ölem gardaş ölem bağrımı yaktın Fatih Bulut Doğum 23 Mayıs 1984 (40 yaşında) Kayseri, Türkiye Tarzlar Pop • Folk rock Meslekler Müzisyen Etkin yıllar 2019-günümüz Fatih Bulut (d. 23 Mayıs 1984, Kayseri[1]) Türk şarkıcıdır. Hayatı ve kariyeri 23 Mayıs 1984 tarihinde Kayseri’de dünyaya geldi.[1] Müzik sektörüne girmeden önce düğün şarkıcısıydı.[2] 2019 yılında DMC etiketiyle yayımlanan şarkısı "Çok Sevdim Yalan Oldu" adlı şarkıyla müzik piyasasına giren Bulut, evli ve iki çocuk sahibidir. İrem Sak’ın şarkıyı paylaşmasının ardından şarkının klibi YouTube’da toplamda 318 milyon kez dinlenmiştir. Diskografi Albümleri Yıl Albüm Plak Şirketi Tarih 2019 Baba Ocağı Adg Müzik 9 Eylül 2019 2020 Sivas Caddesi 5 Mayıs 2020 Teklileri Yıl Adı Plak Şirketi Tarih 2019 Çok Sevdim Yalan Oldu Dark'n Dark Music 29 Ağustos 2019 Nazlı Yar Emir Müzik 14 Eylül 2019 15 Kişiye Saldırdım Dark'n Dark Music 13 Aralık 2019 2020 Hayat Beni Vura Vura 22 Şubat 2020 Yırtıl 6 Mart 2020 İçmeden Oy Oy 12 Nisan 2020 Bedelini Öde Adg Müzik 10 Eylül 2019 Sokak Lambası (Remix) 27 Eylül 2020 Sultan Süleyman Dark'n Dark Music 29 Ekim 2020 Hakkını Helal Et Adg Müzik 30 Kasım 2020 2021 Sen Leyla Ben Mecnun (Aysellou İle) Musicom Prodüksiyon 5 Şubat 2021 Yanımda Sen Olmayınca İkmmedya 30 Mart 2021 Sensiz Yaşıyorum Sanma Dark'n Dark Music 15 Nisan 2021 Zoruma Geldi & Açma Pencereyi & Ben Sana Yandım Özdemir Müzik 16 Haziran 2021 Saracaksan Gel Dark'n Dark Music 18 Haziran 2021 Yeter Artık 17 Kasım 2021 2022 Ölme Eşeğim Ölme Musicom Prodüksiyon 13 Ocak 2022 Kıskanıyorum ST Müzik 4 Ağustos 2022 Ben Buyum 25 Ağustos 2022 Bu Aşkta Zararım Var Özdemir Müzik 13 Eylül 2022 Eliminen Dayı Eliminen (Armağan Arslan İle) Canayakın Müzik 7 Ekim 2022 2023 Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu Dark'n Dark Music 21 Şubat 2023 Kurban Olduğum 25 Ağustos 2023 2024 Gör Bak (Elmas ile) 7 Mart 2024 Vay Aklıma 24 Mayıs 2024 Kaynakça Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır. Gösterilen kaynaklar kaynak gösterme şablonları kullanılarak dipnot belirtme biçemine uygun olarak düzenlenmelidir. (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) ^ a b c "Arşivlenmiş kopya". 19 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Nisan 2021. Kategori: Yaşayan insanlar1984 doğumlularKayseri ili doğumlu müzisyenler2020'lerin şarkıcıları2010'ların şarkıcıları21. yüzyılda Türk erkek şarkıcılarDMC sanatçıları
0 notes
Text
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı yeniden açıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/173189/baku-tiflis-kars-demiryolu-hatti-yeniden-acildi/
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı yeniden açıldı
Mayıs 2023’te bakım çalışmaları nedeniyle kapatılan Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu Hattı yeniden hizmete açıldı.
KARS (İGFA) – Tarihi İpek Yolu’nun canlandırılmasını amaçlayan “Tek Yol Tek Kuşak” girişiminin en önemli halkasını oluşturan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı, Gürcistan Demiryolları tarafından 24 Mayıs 2023 tarihinde başlayan Marabda-Ahıllek kesimindeki bakım çalışmalarının tamamlanmasının ardından tekrar işletmeye açıldı. Türkiye’den 440 ton “Soda Külü” yüklü ilk ihracat treni dün Türkiye’den Azerbaycan’a doğru yola çıktı. Azerbaycan’dan Adana Yenice’ye “Plastik Ham Maddesi” taşıyan ilk tren de bu sabah saatlerinde Türkiye’ye ulaştı.
“HATTA İLK TİCARİ TAŞIMA KAZAKİSTAN-TÜRKİYE ARASINDA”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 30 Ekim 2017 tarihinde Türkiye-Gürcistan ve Azerbaycan işbirliği ile açılan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nda bugüne kadar konvansiyonel taşımalar da dahil olmak üzere toplam 1 milyon 470 bin ton yük taşındığını ifade ederek, “Bu rakamlar dahi bu hattın bölge için ne kadar önemli bir demiryolu hattı olduğunu gösteriyor. Toplam 757 kilometre uzunluğundaki Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nın 429 kilometresi Azerbaycan, 220 kilometresi Gürcistan ve 79 kilometresi Türkiye sınırları içerisinde yer alıyor. Hatta ilk ticari taşıma 30 Ekim 2017 tarihinde Kazakistan-Türkiye arasında 4 bin 700 kilometrelik mesafede başladı. Hatta Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Çin’e yük taşımacılığı gerçekleştiriliyor.” diye konuştu.
“6 ŞUBAT DEPREMLERİ SONRASI BU HAT İLE ÇİN’DEN TÜRKİYE’YE 200 KONTEYNER İÇERİSİNDE 50 BİN ADET YAŞAM ÇADIRI TAŞINDI”
Çin’in Xi’an şehrinden 42 adet konteyner yüklü vagondan oluşan blok konteyner yük treninin, 6 Kasım 2019’da Ankara’dan Çekya’nın Prag şehrine gönderildiğini anımsatan Bakan Uraloğlu, “Tren, Çin-Türkiye parkurunu 12 günde ve Çin-Prag arasındaki toplam parkurunu ise 18 günde tamamlamış ve Demir İpek Yolu üzerinden Çin’den Avrupa’ya giden ve Marmaray’ı kullanarak Avrupa’ya ulaşan ilk yük treni olarak tarihe geçmişti. Ayrıca Türkiye’den Çin’e ilk ihracat blok treni ise 4 Aralık 2020’de Çerkezköy’den hareket ederek Xian eyaletinde Xinzhu şehrine ulaşmıştı. Ayrıca Asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz 6 Şubat depremleri sonrasında BaküTiflis-Kars Demiryolu Hattı ile Çin’den Türkiye’ye 200 konteyner içerisinde 50 bin adet yaşam çadırı taşındı. Bu anlamda da bu hattın çok büyük katkısını gördük” dedi.
“YILDA BİN 500 BLOK TREN İŞLETMEYİ VE 6,5 TON YÜK TAŞIMAYI HEDEFLİYORUZ”
Türkiye ile Çin arasında Orta Koridor ve Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı ile orta vadede yıllık 200 blok tren işletmeyi hedeflediklerinin de altını çizen Uraloğlu, “Uzun vadede ise, Orta Koridor ve Bakü-Tiflis-Kars güzergâhından yılda bin 500 blok tren işletmeyi ve 6,5 ton yük taşıması yapılmasını hedefliyoruz. Ayrıca Türkiye ile Çin arasındaki toplam seyir süresini 10 güne düşürmeyi planlıyoruz” dedi.
Bakan Uraloğlu ayrıca Bakü-Tiflis-Kars ve Orta Koridor üzerinden gerçekleştirilen taşımalarda önemli bir lojistik merkez oluşturacak Kars Lojistik merkezinin 2021 yılı Mayıs ayında hizmete açtıklarını da hatırlattı.
“ORTA KORİDOR VE BAKÜ-TİFLİS-KARS DEMİRYOLU HATTI, ZENGEZUR KORİDORU’NUN ETKİNLİĞİNİ ARTTIRACAK”
Orta Koridor ve Bakü- Tiflis – Kars Demiryolu Hattı’nın etkinliğini artıracak olan Zengezur Koridoru’nun önemine de dikkati çeken Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ın batı kısımları ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Ermenistan üzerinden Zengezur Bölgesi’nden geçecek kara ve demiryolu hatlarını birleştirecek. Zengezur Koridoru’nun işlerlik kazanmasıyla beraber, Orta Koridor’un demiryolu ve karayolu yük taşıma kapasitesi artacak, bu da Pekin’den Londra’ya uzanan Doğu-Batı ticaretinin artışına olumlu katkı sağlayacak. Orta Koridor’un etkinliğinin artmasıyla hem Azerbaycan ile Hazar Denizi üzerinde geliştirilebilecek projeler hem de Nahçıvan ve Rusya ile ulaşım ve enerji alanında sağlanabilecek iş birlikleri ile ülkemizin bölgedeki stratejik konumunun önemi artacak.”
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Google, Apple'a 20 milyar dolar ödedi
DOJ'un Google'a karşı açtığı dava, Google'ın arama motorlarını ve reklam pazarlarını yasadışı bir şekilde tekeline aldığını iddia ediyor. ABD Adalet Bakanlığı'nın Google'a karşı açtığı antitröst davasındaki mahkeme belgelerine göre, Google ana şirketi Alphabet, arama motorunu Safari tarayıcısında "varsayılan arama motoru" yapmak için iPhone'a 2022'de 20 milyar dolar ödedi. Apple'ın hizmetlerden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Eddie Cue tarafından yapılan açıklama, Google'ın iPhone'daki arama motorları üzerindeki hakimiyeti için ödediği kesin tutarın ilk resmi onayıydı. Google, Safari'nin varsayılan arama motoru olması için Apple'a 20 milyar dolar ödedi New York Times daha önce Google'ın Apple'a "üreticinin cihazlarında varsayılan arama motoru olarak kalması için 2021'de yaklaşık 18 milyar dolar" ödediğini yazmıştı. Ancak davanın merkezinde yer alan Google'ın Apple ile ilişkisi daha karmaşık. Belgeler, Google ödemelerinin Apple'ın 2020'deki faaliyet kârının ,5'ini oluşturduğunu, yani teknoloji devinin nakit akışının önemli bir bölümünü oluşturduğunu gösteriyor. Adalet Bakanlığı ve ABD'nin bazı eyaletleri, 2020 yılında Google'a karşı bir antitröst davası açmıştı ve Google'ı, öncelikle Apple ve diğerleri gibi şirketlerle yapılan milyarlarca dolarlık anlaşmalar yoluyla, arama ve reklam pazarlarını yasadışı bir şekilde tekelleştirmekle suçlamıştı. Google, insanların arama motorunu yararlı bir ürün olduğu için kullandığını söylüyor. Google, Şubat ayı itibarıyla arama motoru pazar payının yaklaşık 'sine sahip. Payı 2014'ten bu yana 'ın altına düşmedi ve yirmi yılın büyük bölümünde en popüler arama motoru oldu. Read the full article
0 notes
Text
Temassız Kredi kartı olanlar bu haber sizin için..
Temassız ödemeler, günlük hayatımızı kolaylaştıran bir özellik olsa da, bazı riskler de barındırıyor. Özellikle kartınızın kaybolması veya çalınması durumunda, kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabilir. Dikkat edilmesi gereken bazı noktalar: Temassız limitinizi düşürün: Bankanızdan temassız limitinizi 750 TL yerine 250 TL gibi daha düşük bir seviyeye indirmenizi isteyebilirsiniz. Tüm alışverişlerde şifre kullanın: Mümkün olduğunca tüm alışverişlerinizde şifre girerek ekstra güvenlik sağlayın. Kartınızın kaybolduğunu veya çalındığını fark ettiğinizde hemen bankanıza bildirin: Kartınızın kaybolduğunu veya çalındığını fark ettiğiniz anda bankanızı arayarak kartınızı bloke ettirmeniz önemlidir. Kartınızın güvenliğini sağlayın: Kartınızı çantanızda veya cebinizde güvenli bir şekilde saklayın. Temassız ödeme limitlerinin geçmişi: 01 Mart 2018: 90,00 TL 01 Ağustos 2019: 120,00 TL 18 Mart 2020: 250,00 TL 7 Mayıs 2021: 350,00 TL 1 Şubat 2022: 500,00 TL 1 Temmuz 2022: 750 TL Temassız ödemeleri kullanırken dikkatli davranarak kartınızın güvenliğini sağlayabilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
18 Şubat 2024 Anadolu Efes Fenerbahçe Beko Maçı
*Konya'daki Karatay Spor ve Kongre Merkezi'nde saat 15:30'da başlayacak olan ING Türkiye Kupası Final maçı. 2022'den son şampiyon konumunda olan Anadolu Efes üst üste ikinci, toplamdaki 13. şampiyonluğunun peşinde. Fenerbahçe Beko ise 2020'den sonra ilk kez, toplamda da 8. defa mutlu sona erişmeyi hedefliyor. 2 sene önceki son final de yine iki ekip arasındaydı ve Efes 86-72 kazanmıştı. Bugün de güzel bir heyecanla kapanışı yapmak umuduyla. Taraflara başarılar dileriz.
*TRT Spor Yıldız'dan naklen yayınlanacak olan maç.
*İlk periyot 26-20 Fenerbahçe Beko lehine sonuçlandı. Dengeli bir başlangıç vardı. ��ki taraf da 1-2 sayılık farklarla öne geçti sırayla. 18-18 sonrasında ise Fenerbahçe'nin 8-2'lik sekansı geldi ve denge sarı lacivertli ekibin tarafına kaydı.
*İlk yarının bitimiyle Fenerbahçe 42-35 üstün. İlk dilimin sonlarında başlayan rüzgarını sürdüren Kanarya, periyodun başında 12 sayılık fark yakalamıştı. Efes daha sonra gösterdiği refleksle tekrar tek hanelere çekti ve biraz olsun yaklaştı.
*Üçüncü çeyreğin ardından Fenerbahçe tabelayı 63-49 yaptı. Sarı Lacivertliler'den 21-14'lük çeyrek performansı geldi. Fark çift hanelere oturmakla kalmadı ve 20'lere de yaklaştı. Efes'in biraz çabası var ama işler zorlaşıyor onlar için.
*80-67 galip gelen Fenerbahçe Beko 2020'den sonra ilk, toplamda da 8. kupa zaferini elde etti. Son bölümde kontrolü elde tuttular ve çift hanelerde bitirdiler. Şampiyona tebriklerimizi sunuyoruz. Efes bir an için 8'e indirmişti arayı ama çeyreğin başındaydı ve çok kısa sürdü. Anadolu Efes'te Shane Larkin 17, Will Clyburn 16 sayı gönderdi. Fenerbahçe Beko'da ise Scottie Wilbekin 18, Johnathan Motley 15 sayı üretti. Nick Calathes 10 sayı - 11 ribaund ile ikili çifte yaptı.
#spor arşivi#maç arşivi#ing türkiye kupası#basketbol erkekler türkiye kupası#anadolu efes#fenerbahçe beko#fenerbahçe#basketbol#basketball#spor#sport
0 notes
Text
Blox Fruits güncellemesi – Kitsune güncellemesi 21 yayınlanma zamanı
Blox Fruits güncellemesi – Kitsune güncellemesi 21 yayınlanma zamanı ••• ••• Kaynakça: https://level999.com.tr/blog/2023/12/19/blox-fruits-guncellemesi-kitsune-guncellemesi-21-yayinlanma-zamani/ ••• 14 Aralık 2023 Blox Fruits Kitsune güncellemesi 21'in yayınlanma zamanı belirlendi. Yeni Blox Fruit güncellemesi ne zaman? İster başlamak için doğru anı bekliyor olun, ister fethetmek için yeni bir içeriğe acilen ihtiyaç duyuyor olun, bir şeyin ne zaman başladığını anlamak zor olabilir. yeni Blox Fruits yaması ufukta görünüyor. Gayri resmi olarak ünlü One Piece serisine dayanan bu büyük ölçekli Roblox MMORPG, yıllardır hem korsanları hem de denizcileri ağırlıyor ve hiçbir yavaşlama belirtisi göstermiyor. Seanslarınızı güncellemelere göre zamanlayın ve zirveye giden yolda sizi destekleyecek bazı yararlı ücretsiz hediyeler kazanma olasılığınız artar. Ve eğer bir süreliğine yeni bir şey beklenmeden Blox Fruits içeriğinde bir kuraklık yaşarsak, Roblox platformunda oynanacak daha çok şey var. Tanıdık bir deneyim için King Legacy kodları her zaman kullanılabilir. Genel olarak animeyi seviyorsanız, Anime Champions Simulator kodları göz atmaya değer ve Anime Adventures kodları size saatlerce kaybedeceğiniz başka bir ikna edici MMO deneyimi sunabilir. Haydi bakalım. Bir sonraki Blox Fruits güncellemesi ne zaman? Bir sonraki Blox Fruits güncellemesi, Birleşik Krallık ve Avrupa için 14 Aralık Perşembe günü 21:00 EST / 18:00 PT veya 02:00 GMT / 03:00 CET'de 15 Aralık Cuma günü başlayacak. Bundan sonra Noel Blox Meyveleri güncellemesinin yaklaşık iki hafta sonra başlaması planlanıyor. Kesin tarih ve saat henüz açıklanmadı. Bir sonraki Blox Fruits güncellemesinde neler var? Blox Fruits 21. güncellemesi, efsanevi Kitsune meyvesinin tanıtımına odaklanıyor. 9 Aralık'ta gösterime giren yukarıdaki Blox Fruits Kistune fragmanında da bir mini mağaza güncellemesinden bahsediliyor. Noel içeriği, büyük güne daha yakın hale getirmek için birkaç hafta erteleniyor ve aynı zamanda "daha fazla gemi içeriği" de getiriyor. Blox Fruits çıkış tarihlerini güncelledi Geçmiş Blox Fruits yamalarının çıkış tarihleri aşağıdadır. Bir model mevcutsa, yeni bir yamanın ne zaman geleceğini tahmin etmek açısından yararlı olabilir: Başlığı güncelle Yayın tarihi Seviye sınırı Meyve? İlk Güncelleme 16 Ocak 2019 300 Bomba, Spike, Chop, Duman, Kauçuk, Alev, Buz, Karanlık, Işık, Magma, Deprem, Buda Güncelleme 2 16 Haziran 2019 500 Phoenix, Bahar Güncelleme 3 30 Haziran 2019 650 Dize, Rumble 3.5 Güncellemesi 2 Temmuz 2019 650 Hiçbiri Güncelleme 4 7 Temmuz 2019 650 Kum Güncelleme 5 14 Temmuz 2023 750 Yer çekimi Güncelleme 6: PVP/Takımlar 28 Temmuz 2019 750 Alev, Buz, Işık, Magma yenilemeleri Güncelleme 7 11 Ağustos 2019 750 Pati Güncelleme 8: Yeni Dünya 23 Kasım 2019 1000 Bariyer Güncelleme 9: Telif Hakkıyla Mücadele 25 Aralık 2019 1100 Hamur Güncelleme 10 17 Nisan 2020 1250 Kontrol Güncelleme 11: Uyanış 10 Temmuz 2020 1250 Alev, Buz, Deprem Uyandı Güncelleme 12: Cadılar Bayramı 21 Ekim 2020 1350 Işık, Karanlık Uyanmış Güncelleme 13: Noel 23 Aralık 2020 1450 Ejderha, İp (Uyanmış) Güncelleme 14 20 Mart 2021 1525 Rumble Uyandı Güncelleme 15: Üçüncü Deniz 11 Eylül 2021 2000 Zehir, Döndürme, Kapı, Kilo, Elmas, Aşk, Şahin, Magma (Uyanmış), Buda (Uyanmış) Güncelleme 16: Cadılar Bayramı 5 Kasım 2021 2100 Gölge, Canlandır Güncelleme 17: Noel Pt. 1 31 Aralık 2021 2200 Ruh, Kum (Uyanmış) Güncelleme 17: Bölüm 2 12 Mart 2022 2300 Phoenix (Uyanmış) Güncelleme 17: Bölüm 3 10 Eylül 2022 2400 Leopar, Hamur (Uyanmış) Güncelleme 17: Bölüm 3.5 26 Aralık 2022 2450 kar fırtınası Güncelleme 18, Yarış V4 Ocak 2023 2450 Hiçbiri Güncelleme 19 25 Şubat 2023 2450 Aşk (yeniden çalışma) Güncelleme 20 21 Ekim 2023 2550 Mamut, Ses, Roket, Canlandırma (yeniden çalışma) Güncelleme 21 14 Aralık 2023 2550 (?) Kitsune Blox Meyveleri Noel 2023 28 Aralık 2023 (ipucu) ? “daha fazla tekne içeriği” Halen mevcut Blox Fruits seviye sınırına ulaşmak için çalışıyorsanız özel Blox Fruits seviyelendirme kılavuzumuza göz atın. EXP'yi hızlı bir şekilde nerede toplayacağınız konusunda sizi doğru yöne yönlendirecektir. Ve bu yeni meyve için biraz daha Beli'ye ihtiyacınız varsa, aktif Blox Fruits kodlarını da kaçırıp kaçırmadığınızı kontrol edin. Tetiği çekmeden önce Blox Fruits katman listemizi mutlaka okuyun. Kaynak: pcgamesn
0 notes
Text
İnsana Reva Görülen Hiçlik Midir?
Bütünleşik, belirgin, ucu bucağı olmayan bir kuşatma hali içerisinde sıradan insana hiçliği reva görüyor muktedir. Erk, muktedir ve payandası olagelen seçilmiş / atanmış temsillerin suna geldiği perspektif doğrudan sınırsız bir sömürüyü imlerken sıradana sizler bu hayatı nah yaşarsınız diye buyruluyor. Derme çatma bir ilkellikten çıkagelip, ederi en az birkaç yüz bin euro ile ölçülen şatafatlı araçlardan, birkaç on milyon lirayla kurulabilecek saray benzetmesi binaların, ev zannedin siz diye göze sokulmasına, avuç avuç, tomar tomar, ol öbek öbek, çuval çuval paranın / altının / herhangi bir ederi olan metanın ifşasından hep buradayız, bakın iktidarın pabucunu kemirerek, yolunda ölürüz biz diyerek kolajlanmış dehşet dolu bir güncelliğin ortasında hiçlik / sıfır reva görülüyor sıradana. Muktedirden o olur bahsini hallettikten sonra, önce umre seyahati, sonra da sermayeye kavuşan yeni nesil müteşebbislik de ol kördüğümün, sıradan için hiç kılınmış yaşamsal hakların üstüne çökülmesi bahsinin her nasıl kolayca bina edildiğini bildiriyor.
Her gün bir ismin / yapının açığa düştüğü, muz cumhuriyetinden hallice olagelen bir saha ya da yerde artık kimin ne olduğunun belirsiz kılındığı bir yağma sofrası var edilir. Daimi bir yağma, sürekli bir söğüş etme, aralıksız bir biçimde beka sağlama oyunlarında seksten uyuşturucu trafiğine, kumardan silah ticaretine, devletlinin olur verdiği her alanda bir açık hacamat oyununda figürasyon, para aklama, rant devşirme vesaire ile o kurgunun hayatın ta kendisini kuşatması var edilir. Soruşturmalar, gözaltılar başlayasıya kadar çoktan verip mehteri coşkuyla başka ellere transfer olunan para / altın / emtianın ortasında tek bir günü var edebilmek, onu da yaşayabilmek için onlarca badireyi ele alan, atlatma çabasında olan sıradanın hakkının / hukukunun / dişinden tırnağından arttırdığının da hiç edildiği bir hal var edilir. Mafya diliyle eyleme geçmiş devletin, devletleşen mafyanın kura geldiği şeyin salt o ekonomik boyunduruk değil aynı zamanda sosypolitik bir tahakküm halinin ta kendisi olduğu genel geçer değil doğrudan eylenen her hamlede biraz daha belirgin olur. Tümüyle yaşam bahsinin yerle bir edilmesinin kesintisiz hamlelerle var edildiği zeminde yaralarla, berelerle birlikte insana hiçlik armağan ediliyor. Ne adalet, ne hürriyet ne de tek satır da olsa eşitlik.
Evrensel Gazetesinden aktaralım: “Agos Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de gazete binası önünde o dönem 17 yaşında olan Ogün Samast tarafından düzenlenen suikast sonucu yaşamını yitirdi.
Cinayetin faili olduğu belirlenen Ogün Samast, 20 Ocak 2007’de Samsun otogarında yakalandı. 24 Ocak 2007’de tutuklanan Ogün Samast, geçen şubat ayında cezasını çektiği Kandıra F Tipi cezaevinden Bolu F Tipi cezaevine nakledildi. 16 yıl 10 aydır cezaevinde bulunan Samast’ın 1 yıl önce "iyi halinden" dolayı koşullu salıverme kapsamında cezasının dolduğu ve cezaevi yönetimi tarafından bu süreçte deneme aşamasında olduğu öğrenildi.
Samast, koşullu salıverme şartlarını taşıdığına kanaat getirilerek tahliyesine karar verildi.
Örgüt Üyeliğinden Ek Ceza Almadı
Agos gazetesinde yer alan habere göre, Ogün Samast, cinayeti işlediğinde yaşı 18’den küçük olduğu için “tasarlayarak adam öldürmek” ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından toplam 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. İnfaz yasasına göre Samast bu cezanın 15 yıl 2 aylık bölümünü yatacaktı. Bu durumda Samast daha önce tahliye edilecekti.
Ancak 2020 yılında cezaevinde gardiyanlara saldırdığı gerekçesiyle 4 yıl ek ceza almıştı. Samast böylece bu ek cezanın tamamını yatmadan tahliye oldu.
Öte yandan Samast için Yargıtay'da bekleyen bir dosya daha bulunuyordu. Ogün Samast örgüt üyeliğinden hüküm giymemişti. Dink ailesi avukatları karara bu yönden itiraz etmişlerdi. Sonrasında mahkeme, Samast'a örgüt üyeliği cezası da verdi. Ancak Yargıtay Samast'ın örgüt üyeliğini 220. madde kapsamında değerlendirdi ve bunu da zaman aşımına soktu. Böylece Samast örgüt üyeliğinden ek bir ceza almadı. Dink Ailesi avukatları ise hükmün "Silahlı terör örgütü üyeliği" ve "Anayasa'yı zorla değiştirme" maddelerine göre verilmesini talep etmişti.
Bütünleşik, belirgin, ucu bucağı olmayan bir kuşatma hali içerisinde sıradan insana hiçliği reva görüyor muktedir. Güdümünde yönlendirilip, sulandırıldıkça bulanıklaşan tetiği çek diye emir telakki edenlerin, zamanında tek bir haberle var edilmiş yok et onu korosunun bağır çağır çıkarta geldiği ve herkesin bildiği, bilip de sustuğu bir cinayetin faili “serbest” konulur. Onun piyonluğunun, bir ülkedeki kahramanların aynı zamanda katil olmalarının da yolundan gitmesi düşündürücü değil midir? Cinayeti işledikten sonraki duruşmalardan birisinde bunu bana yaptıranları, bir biçimde kendisini dolduruşa getirenleri hedef alırken ortaya çıkan acı tablodaki payından feragat etmeye çalışırken bugünler hep hesaplanmamış mıydı? Kötülüğün bir hal, bir yönelim olarak mutlak doğru addedildiği bir zeminde, hedef kılınan öteki, o Ermeni katledilmiş, temizlenmişti. Mükafatını da kademe kademe devletten çıkagelen klikler sayesinde alacaktı, tetikçi, piyon, maşa. Sonunda almıştır özgürlüğünü de. İyi de onca yaranın müsebbibi olagelen, bir biçimde il grubun, Hayal, Tuncel ve o güruhtan on kadar insan��n daha ortaklaşa işleyebileceği bir cinayet miydi var edilen? Göstere göstere bağır çağır öldür onu mesajlarının var edildiği kamu personelinin yargılanması bir yana kimi küçük rütbesizlerin adalet önünde sözüm ona hesap verdiği bir zeminde hakikatin ardı niye gelmedi, getirilmedi? Bugün Samast’ın serbest konulduğu bir zeminde kim nasıl yeniden var edebilir ki, hakikatin yalın suretini? Ya adalet, ya hukuk, ya insanlık... her şey mi çöpe basılmıştır. Nasıl?
Agos Gazetesine de bağlanalım. Yaranın sahibi, çutağını yitirmiş Rakel Dink’in meramı olmakta olanın da özetidir. Hakikatten bir bahis açılacaksa buyurun okumaya: “Hrant Dink Vakfı'nın düzenlediği "Cumhuriyeti'in 100. yılında Azınlık Hakları" konferansının açılış konuşmasını yapan Rakel Dink, Hrant Dink cinayetinin faili Ogün Samast'ın, cinayetten 16 yıl 10 ay sonra tahliye edilmesine değindi.
Rakel Dink'in konuşması şöyle:
İki gün önce hepinizin bildiği gibi Hrant'ın katili olduğu söylenen kişiyi serbest bıraktılar. Bir kez daha adaletsizliği yüzümüze çarpıp, yasın en ağır günlerine geri yolladılar bizi. Şunu bir kez daha hatırlattılar: Hrant'ın cinayetini konuşmadan Türkiye'de azınlık haklarını konuşmak mümkün değildir.
Nerede nasıl bir yerde yaşadığımızı bilerek yaşıyoruz elbette. Biz zaten yıllardır katillerle aynı havayı soluyoruz. Çutağımın (Hrant Dink'in) öldürülme emrini verenlerin aramızda dolaştığını biliyoruz zaten. Sabahattin Ali'nin katiliyle, İlhan Erdost'un, Zeki Tekiner'in, Doğan Öz'ün, Uğur Mumcu'nun, Musa Anter'in katilleri, Sivas'ın katliamcılarıyla aynı havayı soluduğumuzu bilmiyor muyuz? Bir gün bile ceza almamış katillerin arasına karıştı gitti, bir tetikçi daha. Cumartesi Anneleri'nin hala daha bir mezar yerleri dahi olmadan, her gün katilleriyle aynı sokaklarda yürümek zorunda kaldıklarını bilmiyor muyuz? Hrant bilmiyor muydu nerede yaşadığını? Türk düşmanı yaftasını ona yapıştırmaya kalktıklarında işkence ediyorlardı ona. Güvercin tedirginliği derken, lirik yalnızlık derken, kendi azınlık halini haykırıp duruyordu. Elbette sembolik anlamı var tetikçinin serbestçe dolaşmasının. Aynı cinayet günü olduğu gibi, bugün de. Ülke gerçeğini Cumhuriyet'in 100. yılında görmeyenlerin gözüne sokuyor, unutanlara hatırlatıyor. Hrant Dink'i öldüren tetikçi serbest, Osman Kavala içerde. Azmettirenler serbest, Çiğdemimiz (Mater) içerde. Hedef gösterenler serbest, avukatlarımız içerde.
Bazı günler daha zor oluyor burada yaşamak. Yargıtay ilk kez saçmalamış gibi yapamıyoruz. Çutağımın (Hrant Dink) kalemini kıran aynı Yargıtay değilmiş gibi yapamıyoruz. Osman, Çiğdem ve arkadaşlarıyla ilgili kararları aynı Yargıtay almamış gibi yapamıyoruz. "Kötüyü aklayan da, doğruyu mahkum eden de, Rabbi tiksindirir" diyor kelam. Ben de tiksiniyorum.
Egemenler kendi koydukları yasalara uymazken, bizlerin bu kararlara saygılı olması bekleniyor. Hrant'ın cinayeti davasında adaletin yerini bulması, şu ya da bu kişinin üç beş yıl fazla ya da az ceza alması değildi. Daha ilk günden beri karanlığın sorgulanması gerektiğini söyledik. Bu davada adaletin yerini bulması ülkenin demokratikleşmesi için olmazsa olmazdır dedik. Şimdi kalkıp 'bu karar memleketimize hayırlı uğurlu olsun' mu diyelim? Devlet terörü, soykırım gibi kelimeler bugünlerde haklı olarak bolca kullanılırken, kendi ülkemizde olanlar olmamış gibi davranamıyoruz. Ve biz bugün yine her zamanki gibi içimizdeki isyanla, sebatla, akla, bilime, vicdana sığınıyoruz. Bugün konferansımızda birçok tarihi belgeler, akademik sunumlar, makaleler anlatımlar duyacağız. Yaşadığımız yeri değiştirmek dönüştürmek dışında, daha iyi bir ülke ve daha iyi bir dünya için çalışmak dışında, onurlu bir yaşayış bilmiyoruz. Elimizden gelen yüreğimizden geçenin çok azı olsa da, bildiğimiz yapmaya, her gün daha iyi yapmaya çalışarak, karanlığı bir nebze olsun aydınlatma devam edeceğiz.”
Artı Gerçek'ten aktaralım: "Dink'in 4 Şubat 2004 tarihinde çağrıldığı İstanbul Valiliği'nde yaptığı görüşme, cinayette kamu görevlilerinin rolüne dair kuşkuları artırıyordu. Dink, ’Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in yetimhaneden alınmış bir Ermeni kızı olduğu’ yönünde kaleme aldığı yazı üzerine İstanbul Valiliği’ne çağrılmış, Vali Yardımcısı Ergun Güngör’ün odasında iki istihbarat görevlisinin katıldığı bir görüşme yapılmıştı. Hrant Dink’in öldürülmeden bir hafta önce kaleme aldığı “Neden Hedef Gösterildim” isimli yazısında bu durumu ‘haddini bildirme operasyonunun başlangıcı’ olarak nitelemiş, ölüm tehditleri aldığına dikkat çekmişti."
Tümüyle hiçlik, bütünüyle nefret imgesinin ardılı sıra var edilebildiği bir zeminde Hrant Dink kaçıncı sivil cinayetiydi. Ötekileştirmelerin birbiri ardına nefrete, hiddete ve lince dönüştürüldüğü bir zeminde hakikatin meselesi ne olacaktı? Ankara’nın soğuk, karanlık dehlizlerinde kalmayacaktır bu dava diye çıkılan güzergahta, her birinin bir yerlerdeki o karanlığı imal ederken faş oldukları aleniyken, Sabri Uzun, Ramazan Akyürek, Celalettin Cerrah, Muammer Güler, Ali Öz, Ali Fuat Yılmazer, Adem Sarıgöl, Hüseyin Yılmaz ve nice üstü kalabalıklar, ardı kuvvetle muhtemel devletçe kollananların hesabı ne zaman var edilecektir! Kötülüğü içselleştiren, olur bildiren bir aklın bugünün ülkesinde on altı yıl öncesinden de ağır bir tahakküm / tehdit mekanizmasını kurduğu zeminde insana ait olanı, hakkaniyeti, acıyla yüzleşmeyi, sorgusuz sualsiz adaleti kim verecektir, verebilecek sahiden? Hrant Dink, sözünü savuna geldiği bir zeminde, evi, yurdu dediği bir sahada birileri öyle istediği için katledildi. Bildiğimiz yegane kesin şey budur!
Bir biçimde Ermeni kimliğinin bu ülkeden kazınması haline devamlılık olarak görüldü bu cinayet ve sonrası. Suskun kalındığı, adaletin gelmediği bir zemin var edilebildiği için Sevag Şahin Balıkçı, bir Nisan 24 günü, kışlada zorunlu askerlik görevi sırasında katledildi! Şakacıktan çıkan kurşunlar eliyle canı çalındı bir başka asker tarafından. Maritsa Küçük nedeni kestirilemeyen bir cinayete kurban edildi, sorumlularından tek satır haber alınmadı, cinayet bir şeyleri tasarlamaktan aciz olan bir yurttaşa ihale edildi, kapatıldı. Keldani çift Hurmüz – Şimuni Diril, Mehre köyünde 7 Ocak 2020 tarihinde kaybedilir. Şimuni Diril’in naaşı evlerine yakın bir sahada 70 gün sonra bulunurken, Hurmüz Diril’den bin dört yüz on gündür haber alınamamaktadır. Bir cinayete kurban edilen, ardılı bırakılan kaçıncı yaraydı, akıbetleri muamma bildirilen kaçıncı yaraydı şimdi kimseler sormuyor artık. Bir biçimde Bakur Kürdistan’ında katledilmiş Gevriye Sarı, daha yakın zamanda iki haftayı geçmemiş, Gevriye Akgüç Eğo cinayetleri de mi hiç bahsedilmeyeceklerdendir. Bütünleşik bir mahvın orta yerine demirliyor ülke. Demokrasi, eşitlik, adalet, hürriyet kavramlarının dibinde kibrit suyu. Hiçbir anlamda, hiçbir biçimde bir doğrunun esamesi okunmuyor varsa yoksa kötülüğün bayrak direğinde dalgalanması. Bunca açık kepazelik, bir gıdım kalakalmış olagelen ötekilerin hayatlarının hiçe sayılması geçmişin karanlığından, Hrant Dink’e, Sevag Şahin Balıkçı’ya, Hürmüz – Şimuni Diril’e, Gevriye Akgüç Eğo’ya nicesine uzanan bir katran karanlığı sarmal içinde sıradan insana o hiçlik reva görülüyor. Yaşam yağmalanırken, hayat geçip giderken, bunlar gelip geçiciymiş gibi davranılıyor. Her anlamda adalet, eşitlik, hürriyet kavramları boşa düşürülüp dururken bir yarın söz konusu edilebilir mi? Ümit perişan, hakkaniyet kavramı zehirlenmiş, adaletin terazisi hep kötülüğü ağır çekerken, sahiden sıradan insanın farkına varılabilecek midir? İtirazınızı duyurabiliyor musunuz, duyuyor musunuz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Habitants – Arno BRIGNON – Fisheye Magazine
#meram#arzihal#adalet#türkiye#yıkım#yıldırı#tahakküm#demokrasi#anlam#çözümsüzlük#hürriyet#hak#gasp#kötülük sarmalı#karanlık çağ#yol nereye?#başkalaşmak#hrant dink#ermeni#nefret söylemi#devlet nedir?#adalet ne halde#karanlık#yok etme#sistematik şiddet#insan101#isyanameram#söz#anlık#günce
0 notes
Text
Ağbaba’dan Veda Mesajı
Geçtiğimiz günlerde CHP Merkez Yürütme Kurulu'ndan istifa eden CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, parti üyeliğinden genel başkan yardımcılığına kadar geçen zamanı anlattı. Ağbaba, 1993 yılından bu yana yaptığı tüm çalışmaları tek tek kaleme aldı. Ana Muhalefet Partisi CHP'nin tek Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, parti olarak Türkiye'nin 81 ilinde 973 ilçesinde her günü emek, mücadele ve alın teriyle dolu çalışmalarla birçok projeyi hayata geçirdiklerini söyledi. Kamuoyuna saygılarımla.. pic.twitter.com/tedMVASrBb — Veli Ağbaba (@veliagbaba) June 5, 2023 Ağbaba'nın sosyal medyadan parti çalışmalarına dair yaptığı açıklaması şöyle: 1993'te üyesi olduğum partimde Malatya CHP İl Başkanlığından sonra, 2011 yılında Milletvekili seçildim. 3 yıllık genç bir Milletvekili olarak 2014'te Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı göreviyle başladığım Merkez Yönetim Kurulu Üyeliğinden, geçen hafta istifa ederek ayrıldım. Bugün Genel Başkanımızın görevlendirmesiyle, görevimi bir başka arkadaşıma devrederken, göz açıp kapayana kadar geçen 9 yıla dönüp şöyle bir baktığımda: Türkiye'nin 81 ilinde 973 ilçesinde her günü emek, mücadele ve alın teriyle dolu çalışmalarla birçok projeyi hayata geçirdiğimizi görüyorum. Yerel Yönetimler Genel Başkan Yardımcılığında bulunduğum kısa sürede: "Kardeş Belediyecilik - Belediyeler arasında dayanışmayı sağlayan Projesi"ni yaşama geçirdik. - Eskişehir'de Belediyelerin katılımıyla düzenlediğimiz sosyal demokrat belediyeciliğin çağdaş uygulamalarını tüm Türkiye'ye aktardığımız "Büyük Buluşma'yı gerçekleştirdik. - Suruç'ta, Kerkük'de, Bosna'da belediyelerimizin katkılarıyla tırlarla yardımlar ulaştırarak destekler sunduk, yaraların sarılması için katkıda bulunduk. - Yılların kanayan yarası olan Cemevleriyle ilgili, CHP'li 231 belediyede Meclis kararı alarak, Cemevlerini ibadethane olarak kabul ettik. - Toplumsal cinsiyet eşitliği kriterlerini yerine getirmiş CHP'li belediyelere "Mor Bayrak" uygulamasını başlattık. - Maddi durumu iyi olmayan ailelere destek sağlanması amacıyla belediyelerimiz tarafından "Halk Kart” uygulamasını başlattık. - Eski Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica'yı Türkiye'ye davet ederek CHP'li belediyelerin ev sahipliğindeki etkinliklere katılımını sağladık. Ocak 2016'da görev değişimiyle, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu tarafından İşçi Sendikaları ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildim. - İlk olarak Emek Büroları'nı tekrar ayağa kaldırarak tüm örgütlerimizde aktif çalışmasını sağladık. Türkiye'nin dört bir yanından sivil toplum örgütleri, vakıflar, sendikalar, meslek örgütleri, platformlar ve birlikler ile, 5 Mart 2016 tarihinde Ankara'da "Türkiye'nin Geleceği İçin Büyük Buluşma”yı gerçekleştirdik. - 16 Nisan 2017'de gerçekleşen referandum sürecinde, ülkemizin demokrasiden uzaklaşarak bir tek adam rejimine doğru sürüklenmesine karşı 81 İlde "OHAL Değil Demokrasi İstiyoruz eylemi" gerçekleştirdik. Türk-İş, Hak-İş, Disk olmak üzere üç İşçi Sendikası Konfederasyonunu ve memur konfederasyonlarını tarihte ilk kez bir Çalıştay'da biraraya getirdik. - 5 Haziran 2017'de "Kıdem Tazminatı Çalıştayı" - 18 Kasım 2017'de "Taşeron İşçilik Çalıştayı" - 5 Aralık 2017'de kadınların seçme ve seçilme haklarını kazanımının 83. Yıldönümünde Ankara Arena'da 50 bin kadın ile "Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması" - 15 Ocak 2018'de "OHAL'de Yeter Forumu" - 22 Ekim 2018'de "Emeklilikte Yaşa Takılanlar ve Sosyal Güvenlik Çalıştayı” - 12 Aralık 2018'de "İnsan Haklarında Eşitlik ve Adalet Çalıştayı" - 15 Şubat 2019'da "Sokak Ekonomisi ve Güvencesizler Çalıştayı” gerçekleştirdik. - 2020'de Pandemi'den sonra Genel Merkezimiz, emeklilerin, esnafin, İşçinin, ev temizliğine giden kadınların, motokuryelerin, apartman görevlilerinin, sokak esnafının, tüm mağduriyet yaşayan grupların rahatlıkla gelip sorunlarını anlattıkları serbest kürsüleri haline geldi. Türkiye'de kimin sorunu varsa yanlarında olduk. - Kimi zaman Flormar işçilerinin direnişinde, kimi zaman 3. Havalimanında, kimi zaman satılan Tank Palet fabrikasında direnişte, kimi zaman Çankırı Seramik Fabrikasında, MKE'de işçilerle, Maden Ocağı patlamalarında, zincire vurulan İnsan Hakları anıtında nöbette, her zaman hak arayan herkesin yayında oldum. Kimi zaman Baro eyleminde avukatların, kimi zaman mecliste sesini duyurmaya çalışan kadın hakları savunucularının, sendikaların hak arayışında Meclisin önünde siper oldum.. - Şeker fabrikalarına özelleştirme kararı alınmasıyla 2018 yılında 30'a yakın Milletvekili ve Parti Meclisi üyemizden oluşan Şeker Komisyonunu kurdum. 42 gün boyunca özelleşen-özelleşmeyen 24 şeker fabrikasına giderek İşçiler, çiftçiler, esnaflar ve halkımızla görüştük. Toplamda 11.612 kilometre yol katettik. Anadolu ve Trakyayı karış karış dolaştık. “Şeker Vatandır Vatan Satılmaz" dedik. - 28 Eylül 2019'da göçmen sorununu masaya yatırdığımız yurt içi ve yurt dışında büyük ses getiren "Uluslararası Suriye Konferansı"nı gerçekleştirdik. 2016 Yılından itibaren İşçi Sendikaları ve STK'lardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevime 2018 yılında Meslek Örgütleri, 2020 yılında Esnaflar eklendi. Tüm meslek örgütleriyle başarılı, uyumlu ve verimli çalışmalara imza attık. - 2020 yılından itibaren "Esnaf Masası"nı kurarak, milletvekili arkadaşlarımızla özellikle doğu illerimiz başta olmak üzere il il tüm Türkiye'yi dolaşıp, esnafın sorunlarını Türkiye gündemine taşıdık, Esnaf örgütleriyle partimizi buluşturduk. - Tülov Vakfı (Türkiye Laik Oluşum Vakfı) ile birlikte Eylül/2021'de İzmir'de "Apaydınlık bir Gelecek Çalıştayı" düzenledik. - 7 Ocak 2023 tarihinde CHP Emek Büroları ve İstanbul Planlama Ajansı işbirliğiyle düzenlediğimiz, "Dijital Emek, Emek 4.0 Çalıştayı" nda emeğin dijitalleşmesi olgusunu uzman akademisyenler, sendika temsilcileri ve sivil toplum örgütleriyle birlikte değerlendirdik. Bu süreçte aynı zamanda, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde, Dünya siyasi tarihinin en uzun süreli ve mesafeli sivil itaatsizlik eylemi olan "Adalet Yürüyüşü”nde saha organizasyonu görevini üstlendim. Hepimizde özel bir yeri olan bu yürüyüşü ve katılanların azim ve kararlılığını hiçbir zaman unutmayacağım. CHP MYK görevimle eşzamanlı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde: CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu sözcüsü ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi olarak yüzlerce cezaevi ziyareti gerçekleştirerek hak mağduriyetlerini Türkiye gündemine taşıdık. Yasaklanmak istenen tütünle ilgili direniş ve eylemlerin başında bulundum. O dönem TBMM'de tütünle ilgili yasak getiren düzenlemeyi geri çektirmeyi başardık. Malatya'nın en önemli geçim kaynağı olan kayısıyı hiç usanmadan sürekli gündemde tuttum. 9 yıl boyunca hem beni Milletvekili seçen Malatyalılara, hem Parti Meclisi üyesi seçen Kurultay Delegelerine, hem de beni Merkez Yönetim Kurulu'nda CHP görevlendiren Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na mahcup olmamak için, gece gündüz demeden çalıştım. Bundan sonra da partimin başarısı için çalışmaya devam edeceğim. Bu süre içerisinde Malatya'yı bir gün ihmal etmedim. Övünerek söylemek isterim ki bir Genel Başkan Yardımcısı olarak ilimden hiç kopmadım. Vekillik yaptığım önceki dönemlerde ve son 5 yılda, Meclis'te yaptığım konuşmalarla Malatya'nın 81 ilin içinde en çok konuşulan il olmasını sağladım. Deprem süresince Malatya'nın yaralarını sarmak için elimden gelen ne varsa yapmaya çalıştım. Bundan sonra da tüm enerjimi hem Malatya hem partim için harcamaya devam edeceğim. 9 yıl önce girdiğim Genel Merkez kapısından aynı heyecanla ve yeni bir başlangıç duygusuyla ayrılıyorum. Şimdi zaman partimiz için, Malatyamız için ve ülkemiz için çalışmak, genç arkadaşlarımıza rehberlik etmek, babaevinin sahibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e layık olma zamanıdır. Yeni MYK'mıza başarılar diliyorum. Başta Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bana inanan, güvenen herkese; Emek Bürolarında ve Esnaf Masası'nda birlikte çalıştığımız tüm arkadaşlarıma, parti örgütlerimize ve kurultay delegelerimize sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Read the full article
0 notes
Link
Çiçek hastalığının ortadan kaldırılmasının 30. yıl dönümü anısına bronz bir heykel, 18 Şubat 2020'de İsviçre'nin Cenevre kentindeki Dünya Sıhhat Örgütü genel merkezinin önünde duruyor. | Getty Images vasıtasıyla Stefan Wermuth/Bloomberg 43 yıl ilkin bu hafta, dünya resmen çiçek hastalığından ari diye deklare edildi - fakat bu bir tek başlangıç olmalı. 8 Mayıs 1980'de, malum son vakadan iki yıldan fazla bir süre sonrasında, Dünya Sıhhat Asamblesi resmen dünyanın çiçek hastalığından ari bulunduğunu duyuru etti. Takvimdeki en meşhur tarih olmaktan oldukça uzak, sadece çiçek hastalığının ortadan kaldırıldığı gün, insanlık tarihindeki en mühim başarılardan biri olduğuna inandığım şeyi işaret ediyor. Giderek daha azca insanoğlunun canlı bir hatırası olmasına karşın, çiçek hastalığı kesinlikle ağırlık basma şeklinde bir belaydı. Hava kanalıyla kolayca yayılan ve hasta şahıs ayrıldıktan sonrasında bile insanlara bulaşan ve enfekte olanların yüzde 30'unu öldüren Covid-19'dan daha bulaşıcıydı. Bir tek 20. yüzyılda 300 ila 500 milyon insanoğlunun bu hastalıktan öldüğü tahmin edilmektedir. 8 Mayıs geleneksel bir dinlence olmasa da, onu evimde çiçek hastalığı şeklindeki pinatalar, çocuklar için hediyeler, yiyecek pişirme ve büyük bir parti ile kutlarız. Çocuklarımız oldukça genç ve onlar için Çiçek Hastalığını Yok Etme Günü, Cadılar Bayramı ve Noel ile beraber senenin en mühim bayramlarından biridir. Büyük bir insan başarısını kutlamak, ne kadar yol kat ettiğimizi düşünmek ve bunu mümkün kılan insanları takdir etmek için güzel bir an. Okuyucuları, bunu kendiniz kutlamaya yada en azından bir dakikanızı ayırarak insanlığın başardıklarıyla gurur duymaya teşvik ediyorum. çiçek hastalığı iyi mi yenilir 1796'da daha hafifçe bir sığır çiçeği enfeksiyonunun bağışıklık kazandırıcı tesirleri keşfedildiğinden beri, ülkeler çiçek hastalığı aşılarını elde etmek için savaşım ettiler. ABD Kongresi 1813'te çiçek hastalığı aşısı yapmak için bir yasa çıkardı. 20. yüzyıla gelindiğinde, varlıklı ülkelerdeki aşılar, hastalığı büyük seviyede ara sıra ortaya çıkan salgınlara indirgemişti. Sadece internasyonal gezi daha yaygın hale geldikçe, ara sıra ortaya çıkan bu salgınlar daha seyrek hale geldi - ve her halükarda çiçek hastalığı, aşıların oldukça daha azca bulunmuş olduğu daha yoksul ülkelerde hala on milyonlarca insanı öldürdü. 1950'lerde, küresel yok oluş konuşmaları ciddi bir halde başladı. Cenk sonrası dönemde, bu büyüklükteki bir çabayı iyi bir halde koordine edebilecek yeni internasyonal kurumlar kurulmuştu. Sovyet virolog Viktor Zhdanov, Dünya Sıhhat Asamblesini teklifini kabul etmeye ikna ederek, çiçek hastalığının yok edilmesi için güvenilir bir kamu çağrısı meydana getiren ilk şahıs oldu. ABD'li epidemiyologlar Donald Henderson ve Bill Foege'nin azimli liderliğine hususi bir itibarla, bu çabaya binlerce şahıs katkıda bulunmuş oldu. Yeni kurulan Dünya Sıhhat Örgütü (WHO) başı çekti. Doktorlar, hemşireler ve halk sağlığı yetkilileri, uzak bölgelere aşı uygulamak ve malum vakaların temaslılarını seyretmek için dünyanın dört bir yanında çalıştı. Bu çaba ilk başta tartışmalıydı - birçok insan bunun muhtemelen başarıya ulaşmış olamayacağını düşündü - sadece her ülke virüsü tamamen ortadan kaldırmayı başardıkça ivme kazanmıştır. Mühim bir yenilik, sezgilere aykırı bir halde, Negatif kelimenin tam anlamıyla gezegendeki herkesi aşılamaya çalışıyor. Bunun yerine, sıhhat görevlileri "halka aşılamaya" odaklandı: enfekte bir kişiyle temas etmiş olabilecek her insanın aşılanması, çiçek hastalığı aşılamasının hemen sonra bile etkili olabileceği gerçeğinin destek olduğu bir strateji. potansiyel bir maruz kalma. 9 Aralık 1979'da hastalığın eradikasyonu onaylandı ve Dünya Sıhhat Asamblesi beş ay sonrasında resmi olarak deklarasyonu yapmış oldu. (Aralık ayı yeni bir yiyecek pişirme tatili için iyi bir vakit olmadığı ve Mayıs olduğundan Aralık tarihini değil, Mayıs tarihini kutluyoruz.) Çiçek hastalığı bir tek başlangıç olmalı Çiçek hastalığının yok edilmesini mümkün kılmak için birçok unsur bir araya geldi, öteki birçok hastalığın yok edilmesi ise oldukça daha zor oldu. Çiçek hastalığı inanılmaz derecede bulaşıcı ve inanılmaz derecede ölümcüldü, sadece aşılama ona karşı neredeyse tamamen etkiliydi, virüsün saklanacak hayvan rezervuarı yoktu ve savunmalarımızdan kaçabilecek hızla gelişen bir patojen değildi. Bu hususi ölümcül katilin savunmasız olduğu ve öteki pek oldukça kişinin olmadığını kanıtladığı şekilde şanslıydık. Fakat bu bir tek talih değildi. Cesaret ve kararlılığın yanı sıra, bulaşıcı hastalık uzmanlarından aşıları büyük kişisel risk altında tatbik eden ön cephe hemşirelerine kadar dünyanın dört bir tarafındaki binlerce insan tarafınca son aşama zor bir emek verme gerektirdi. Aşırı sertlik içeren 20. yüzyılda çiçek hastalığı, savaşlardan oldukça insanı öldürdü. Bunu sona erdirmek, aşağı yukarı bir savaşın büyüklüğünde onlarca senelik lojistik çaba gerektirdi, sadece bu sefer can almadı, onları kurtardı. Bugün çiçek virüsü örnekleri yalnızca iki yerde mevcuttur: Atlanta'daki Hastalık Denetim ve Önleme Merkezleri ve Rusya, Koltsovo'daki VECTOR Enstitüsü. Sadece Vox meslektaşım Jen Kirby'nin geçen hafta uzun bir yazıda yazdığı şeklinde, terörist grupların ve hatta devletlerin çiçek hastalığını tekrardan tabanca haline getirebileceğine dair korkular hâlâ var. Yetersiz finanse edilen 50 senelik biyolojik silahlar kongresi bilime ayak uydurmaya çalışırken bile, bileşik biyolojideki yeni gelişmeler ölümcül virüsleri sıfırdan sentezlemeyi mümkün kılıyor. Çiçek hastalığının ortadan kaldırılması, emek harcamayı gerektiriyordu; Dünyayı bundan ve ufuktaki yeni biyolojik tehditlerden korumak için daha fazlası gerekecek. Internasyonal örgütün dünyayı biyolojik silahlardan arındırmakla görevlendirilmesine destek olmuyor yıllık bütçesi var bu, averaj McDonald's franchise'ından daha minik. Sadece bu, yalnızca Henderson, Zhdanov ve yoldaşlarının başardıklarını daha iyi takdir etmemizi sağlamalıdır. Bugün her yıl sık sık, 1918'de Fransa'da 25 yaşlarında, Ateşkes'ten bir tek yedi gün ilkin ölen İngiliz Birinci Dünya Savaşı şairi Wilfred Owen'ı düşünüyorum. En meşhur şiirlerinden kabul edilen The Next War şu dizelerle bitiyor: Ah, ölüm asla bizim düşmanımız olmadı! Biz ona güldük, onunla kenetlendik abi. Hiçbir askere O'nun güçlerine karşı durması için para ödenmez. Daha iyi adamların geleceğini bilerek güldük Ve daha büyük savaşlar: her gururlu savaşçı böbürlendiğinde Yaşam için ölüme karşı savaşır; erkekler değil, bayraklar için. Bu şiiri, çiçek hastalığının ortadan kaldırıldığı gün, Jai Dhyani'nin 500 Milyon, Fakat Bir Tek Daha Fazlası ile beraber tekrardan okudum. Ve sonrasında küçüklere kekler, piñatalar ve su balonları veriyoruz bundan dolayı bu ciddi bir dinlence değil, mutlu bir dinlence anlamına geliyor: insanlığın neler başarabileceğinin bir kutlaması ve kimi zaman ölüme karşı muharebede kazandığımızın bir hatırlatıcısı. Bu hikayenin bir versiyonu ilk olarak Future Perfect Bülteninde gösterildi. Abone olmak için buradan kaydolun!
0 notes
Text
ABD’de Temsilciler Meclisi’nin yeni kurulan Dijital Varlıklar Alt Komitesi, finans uzmanları ve kripto paralar alanında ünlü olan şahısların düzenlenmesini tartışmalarını dinlemek üzere Çarşamba günü toplandı. Öteki yandan, AB’de MiCA düzenlemesi gündemde. İşte detaylar…MiCA oylaması başlıyorAvrupalı milletvekillerinin bugün, potansiyel olarak yeni bir kripto düzenleme çağını başlatacak olan Kripto Varlık Piyasaları Yasasını (MiCA) oylamaları bekleniyor. Yetkililer, bilhassa kripto varlık hizmet sağlayıcıları için bir lisanslama rejimine dayanaklarını açıkça lisana getirerek tasarının ince noktalarını tartıştılar. Fon transferi kararı bilhassa dikkat çekti. Avrupa Birliği genelinde kuşkulu kripto varlık faaliyetlerinin (kara para aklama ve terörün finansmanı) izlenmesini desteklemeyi amaçlamaktadır.Düzenlenmemiş yahut self-custody sağlayan bir platformdan 1.000 avroyu (1.097 dolar) aşan transferlerin kısıtlanması bekleniyor. AB parlamenterlerinin dönüm noktası niteliğindeki tasarıyı oylamaları halinde, MiCA; kripto varlıklar, tüketici muhafazaları ve hatta çevresel tedbirler için denetleyici kararlar getirecek. Oylamanın bugün yapılması bekleniyor. cointahmin.com olarak da bildirdiğimiz üzere başlangıçta Şubat ayında bir oylama yapılması planlanırken, bölümle ilgili firmalara ek hazırlık mühleti tanımak için tasarı Nisan ayına kadar ertelendi. Birinci olarak 2020’de sunulan tasarının, AB kayıtlarına eklendikten 12 ila 18 ay sonra yürürlüğe girmesi bekleniyor.MiCA, bir lisanslama rejimine ek olarak, stablecoin ihraç edenlerin itfaları desteklemek için kâfi rezerv tutmalarını sağlayan bir sistem kurmayı amaçlıyor. Düzenleme, kimileri tarafından kriptonun gelişme potansiyelini sınırlamanın bir yolu olarak görülse de, öbürleri hala ABD de dahil olmak üzere rakip yargı bölgeleri için bir model sağlayabileceğine inanıyor.Kripto paralar, düzenleyicilerin odağındaDiğer yandan, ABD’de de kripto paralar gündemdeydi. “Ödemelerde Stablecoinlerin Rolünü ve Düzenleme Gereksinimini Anlamak” başlıklı oturum ile Komite Lideri French Hill’in konuşmalarıyla başladı. Oturum sırasında Hill, ABD Menkul Değerler ve Borsa Komitesi (SEC) ve ABD Emtia Vadeli Süreçler Kurulu (CFTC) ortasındaki devam eden çatışmanın verimsiz olduğunu belirtti. Temsilciler, stablecoin’lerin yatırım kontratları mi yoksa emtia olarak mı sınıflandırılması gerektiği konusunda iki düzenleyici kurum ortasındaki çelişkili görüşlerin varlık sınıflandırmaları konusunda belirsizliğe yol açtığını kaydetti.Duruşma, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi’nin SEC Lideri Gary Gensler ile görüşmesinden bir gün sonra gerçekleşti. Duruşma sırasında Gensler, son banka başarısızlıklarının kripto kesimiyle kontaklı olduğunu ima etmişti. Lakin New York Finansal Hizmetler Departmanı Müfettişi Adrienne A. Harris, dünkü duruşmada, bilhassa Kaliforniya Temsilcisi Maxine Waters’ın bankacılık krizlerinde kripto para ünitesinin rolü hakkındaki bir sorusuna karşılık olarak bu fikre karşı çıktı.Harris, Signature Bank’ın başarısızlığının kripto ile ilişkili olduğu fikrinin yanlış olduğunu belirtti. Harris’e nazaran, bankanın mevduatları çok çeşitli mevduat sahiplerinden geliyordu ve başarısızlık kripto para ünitesinden kaynaklanmıyordu. Bankanın mevduat tabanının baskın kısmının kripto dışı dallardan geldiğini ve sadece yüzde 20’sinin kripto ile ilgili olduğunu belirtti. Komite üyeleri, stablecoin düzenlemesinin süratli bir formda uygulanması gerektiği konusunda hemfikirdi. Bununla birlikte, hangi mevzuatın ilerlemesi gerektiği konusunda iki partili uyuşmazlıklar var. [gallery ids="4752,4753,4754" columns="3" size="thumbnail"]
0 notes
Text
Credit Suisse’nin yaşadığı son süreçler
🇨🇭SESİ- Bir önceki hafta ABD’de Silicon Valley Bank’ın batması dünya ekonomi ve finans gündemine otururken geçen haftaya damgasına vuran gelişme ise yine bankacılık sektöründeki bir firmadan geldi: Credit Suisse. Böylelikle ABD bankacılık tarafındaki bir sorunun yaşanmasından sonra bir diğer sorun bu sefer Avrupa tarafında, İsviçre’de gerçekleşmiş oldu. Credit Suisse’in uzun süredir yönetim kaynaklı kötü giden banka performansı ve riskliliği bulunuyordu ve bu kötü giden performans ve risk belirli aralıklarla piyasalarda gündem olmaktaydı. Bankada birçok skandal yaşanmakla birlikte son zamanlarda yaşanan önemli olaylara bakıldığında bunlardan birisi 2020 Şubat ayında banka CEO’su Tidjane Tiam’ın istifaya zorlanması idi. Tiam’ın bankanın eski bir yöneticisini gözetlemesi için özel dedektifler tuttuğunun ortaya çıkması görevinin sonu oldu. Tiam’ın dedektif tutma sebebi eski bir varlık yöneticisinin en büyük rakip UBS’e geçerken beraberinde müşterileri de götüreceği endişesi idi. 2021 yılı Mart ayında gruba ait şirketlerden Greensill Capital ve Archegos Capital Management çökerek bankayı milyarlarca dolarlık zararla karşı karşıya bıraktı. Bir sonraki ay ise bankanın on yıldır başında bulunan Yönetim Kurulu Başkanı Urs Rohner de istifa etmek zorunda kaldı. 2021 Ekim ayında ise banka ABD ve İngiltere’deki regülatörlere 475 milyon dolarlık bir ceza ödemeyi kabul etti. Cezanın nedeni ise bankanın Mozambik’teki bir yolsuzluk skandalına karışmasıydı. Banka büyük bir ton balığı fabrikası kurulması için krediler sağlamıştı ve Mozambik hükümeti üç firmaya verilecek krediler için garantör olmuştu. Fakat bu krediler parlamentoda onaylanmayınca hükümet kredilere karşılık devlet tahvili verdi. Denetimler sonucunda ise bu kredilerin 500 milyon dolarlık kısmının kayıp olduğu ortaya çıktı ve bu yüksek miktarda kayıp ülkede ekonomik krizi tetikledi. 2022 Ocak ayında Credit Suisse Yönetim Kurulu Başkanı António Horta-Osório, Wimbledon tenis turnuvasına giderken Covid kurallarını ihlal ettiği için istifa etmek zorunda kaldı. 2022 Şubat ayında ise başka bir skandal olarak on sekiz bin müşterinin hesap detaylarının sızdırılması gerçekleşti. Haziran ayında ise Credit Suisse, bir Bulgar uyuşturucu kaçakçılığı çetesiyle bağlantılı olarak İsviçre’de kara para aklama suçundan suçlu bulunan ilk büyük yerli banka oldu. Kötü yönetimin devam etmesi nedeniyle bir ay sonra CEO Thomas Gottstein’e görevi bıraktırıldı ve yerine Ulrich Körner getirildi. Görüleceği üzere 167 yıllık Credit Suisse tam bir skandallar bankasına dönüşmüş durumda. Tüm bu son dönemde ve öncesinde yaşanan skandallar ve yönetim zafiyeti, banka performansının düşmesine ve istikrarsızlığa yol açtı. Bu durum beraberinde oldukça büyük bir güven kaybını getirdi. Aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere şirketin yıllık karında dalgalanmalar yüksek.
Kaynak: Credit Suisse Tüm bu yaşanan skandallar ve istikrarsızlıklar sonrasında şirket yeniden planlama yapıp durumu toparlamaya çalıştı. Fakat dalgalanmalar ve güven kaybı kaynaklı piyasadaki endişeler bu planlamaları zora soktu. Firma ise stratejik planlaması için yeni sermayeye ihtiyaç duyuyordu ve fakat bunu hisse senedi satışı dışında gerçekleştirmesinin zor olduğu görülünce hisse senedi fiyatı oldukça sert şekilde düştü. Credit Suisse hisse fiyatları geçen Çarşamba günü yüzde 24 değer kaybettikten sonra Perşembe günü yüzde 18 yükselirken Cuma günü de tekrar yüzde 10’luk bir düşüş yaşadı. Bu sıkıntılara ek olarak, hızla yükselen faiz oranları ve durgunluk korkularının yanı sıra Ukrayna’daki savaşın yatırımcıları sarsması ve finansal koşulları sıkılaştırmasıyla birlikte daha geniş piyasa rahatsızlığı da vardı. Tüm bu endişelerle müşterilerce bankadan geçen hafta günlük ortalama 10 milyar frank civarında mevduat çekildi. Burada önceki hafta Silicon Valley Bank’ın başına gelenler de mevduat çekme sürecini tetiklemiş olsa gerek. Böylesi bir durumda bankanın sermaye ihtiyacı yüksek iken bankanın en büyük ortağı Suudi Ulusal Bankası Başkanı Ammar Al Khudairy’nin yaptığı açıklama ile Credit Suisse’e daha fazla destek vermeyeceklerini ilan etmesi sonrası başlayan panik satışlar Avrupa’da risk algısının yükselmesine yol açtı. Avrupa’nın önemli bankalarının hisse fiyatları da çakıldı. Ve Nihayet Satış Hafta sonuna gelindiğinde ise Credit Suisse’in satılacağına dair dedikodular çıkmaya başladı. Bu dedikodular özellikle de başka bir İsviçre bankası olan UBS üzerine yoğunlaştı. Önce piyasa değerinin sekizde biri fiyatına teklif verildiği ve Credit Suisse tarafının bunu reddettiğine dair haberler çıktı. Fakat Pazar akşam saatlerinde anlaşma kesinleşti ve bankacılık devi UBS, başka bir bankacılık devi Credit Suisse’i 2 milyar doların üzerinde bir değerle satın aldı. Credit Suisse’in hisse başı değeri piyasalar kapanırken 1,86 frank iken anlaşma hisse başı 0,50 Frank’tan gerçekleşti. Şirketin değerindeki düşüşü anlamak için geriye doğru baktığımızda 11 Mayıs 2007 tarihinde hisse fiyatının 83 Frank olduğunu görüyoruz. Böylece Credit Suisse Cuma günkü piyasa değerinin yaklaşık dörtte birine, 16 yıl önceki değerinin ise 166’da birine satılmış oldu. İsviçre hükümeti ise bu satın alma sırasında olası kayıplara karşı UBS’e dokuz milyar franklık bir garanti de verdi. Bankanın mevcut durumda yaşadığı sıkıntılar piyasalar tarafında finansal istikrar açısından sıkıntı olarak görülüyordu. O nedenle de sorunun bir an önce çözülmesi, hele ki piyasalar açılmadan çözülmesi piyasaları rahatlatacaktı. Gerek alıcı ve satıcı taraflar gerekse de ülke yönetimi, sorunun çözümü için hafta sonu uzun bir mesai yaptı ve sorunu satın alma ile çözme yoluna gidildi. İsviçre Cumhurbaşkanı Alain Berset anlaşmanın önemini “Credit Suisse’in kontrolsüzce çökmesi, ülke ve uluslararası finans sistemi için hesaplanamaz sonuçlara yol açabilir.”sözleriyle dile getirdi. Nihayetinde eski yöneticisinin en büyük rakip UBS’e geçip müşterileri de oraya götüreceği korkusuyla CEO tarafından dedektiflerin tutulduğu bankada tüm müşteriler UBS’e geçmiş oldu. Böylelikle de iki hafta önce ABD tarafında yaşanan bankacılık krizi geçen hafta da Avrupa’da farklı nitelikteki başka bir bankada kendine özgü sorunlarla yaşanmış oldu ve geçen haftayı da bu şekilde kapatmış olduk. Bu yazının içeriği Daktilo1984’ten alınmıştır. Read the full article
0 notes
Video
youtube
Toz Duman - Bülent Serttaş ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör Disko & Oryantal... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/R4FEszpQ7n4 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Toz Duman - Bülent Serttaş ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör Disko & Oryantal Beste Tural Toğrul) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ... ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupM4P5kNhKHd4hJZpIK_4kMF ➤ ESER ADI : TOZ DUMAN ➤ SÖZ GÜFTE : TURAL TOĞRUL ➤ BESTE - MÜZİK : TURAL TOĞRUL ➤ USÜL : 8/8 DÜYEK DİSKO - ORYANTAL ➤ MAKAM - DİZİ : KÜRDİ , MİNÖR ➤ ARANJÖR : OZAN DOĞULU ➤ ENSTRÜMANLAR : YAYLI GRUP KEMAN ➤ FİRMA - ŞİRKETİ : BYBİLO'S Bülent Serttaş TOZ DUMAN Aşk dedim burada bir aşk görmedim hüzün sokaklarında yürüdüm bu bedenin içinde nasıl çürüdüm sen hiç bir şey görmedin YAPIM: BYBİLO’S Prodüktör: Selvi SERTTAŞ Söz Müzik: Tural Toğrul Aranje: Ozan Doğulu ŞARKI SÖZÜ BİLMEDİM BUNUN ADI NE BİLMEDİM AŞK DEDİM BURADA BİR AŞK GÖRMEDİM HÜZÜN SOKAKLARINDA YÜRÜDÜM BU BEDENİN İÇİNDE NASIL ÇÜRÜDÜM SEN HİÇ BİR ŞEYİ GÖRMEDİN FERYADIM YAYILDI CÜMLE CİHANA DEDİKODUMUZU YAYAN YAYANA BİRKERE BİLE GELMEDİN YOLLAR KARANLIK GEÇİLMİYOR HAKLI HAKSIZ SEÇİLMİYOR DOĞRUYU KİMSELER BİLMİYOR TOZ DUMAN İSTERSEN TOPLA İSTER YAK SENLE BENİM SUÇUMUZ ORTAK YİNE HERŞEY KARIŞTI BAK TOZ DUMAN BURASI TOZ DUMAN Bülent Serttaş Doğum 18 Kasım 1965 (58 yaşında) Elazığ, Türkiye Tarzlar Türkü Meslekler Türkücü, oyuncu[1] Etkin yıllar 1983-günümüz (şarkıcı) Eş Selvi Serttaş Çocukları 3 Bülent Serttaş (d. 18 Kasım 1965, Elazığ), Türk halk müziği sanatçısı, söz yazarı ve oyuncu. 1983 yılından itibaren çeşitli mekanlarda sahneye almaya başlayarak müzik yapmaya başladı. Adana'da bir gazino da şarkı söylerken Hilmi Topaloğlu tarafından keşfedildi. İlk albümü Delikanlı yayınlandı. 1997 yılında piyasaya çıkan Aşığım Yanmışım albümüyle popülerliliğini arttırmıştır.[2] Türkücülüğün yanı sıra; 2010 yılında Çakallarla Dans, 2012 yılında Patlak Sokaklar: Gerzomatve 2014 yılında ise Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı filmlerinde rol almıştır.[1] Bülent Serttaş, Selvi Serttaş[3] ile evli ve 3 çocuk babasıdır. Diskografisi Albümleri 1991: Utanıyorum (Avare Çocuk) 1993: Delikanlı 1995: Sen Varya Sen 1997: Aşığım Yanmışım 1997: Anlayacaksın - Mektup 1998: Sana Yaşıyorum 2000: Alın Yazımsın 2001: Her Şeyine Hastayım 2002: Ağlama Meleğim 2005: Tükendi Dost Sohbetleri 2008: Emir 2011: Bitmez sana sevdalarim 2013: Sen Diye Diye 2017: Ablalar Single'ları 2007: Ne Mutlu Türküm Diyene 2013: La Bize Her Yer Ankara 2015: Adamın Dibi (Çeşme) 2016: Haber Gelmiyor Yardan (ft. Serdar Ortaç) 2018: Bodrum Akşamları (Akustik) 2019: Sevda İçerde 2019: Elini Kolunu Sallayacak 2020: Seyyah 2021: Yıllar utansın 2021: Akdeniz 2021: Sen Bensiz Nefes Alamazsın 2022: Aklıma Sen Gelince 2022: Filhakika 2022: Dili Ballım (duet İpek Demir ile) 2023 Neler Umdum Neler Buldum Filmografisi Çakallarla Dans - 2010 Patlak Sokaklar: Gerzomat (General) - 2012 Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı - 2014 Yildizlar da Kayar: Das Borak - 2016 Kaynakça ^ a b "İmdb Bülent Serttaş Sayfası". imdb.com. 16 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2014. ^ "Bülent Serttaş". karnaval.com. 5 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2014. ^ "Hayat��mın anlamı huzur verenim". Hürriyet Gazetesi. 14 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2014. ^ "Bülent Serttaş'ın Geniş Ailesi". 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2014. Dış bağlantılar Discogs'ta Bülent Serttaş diskografisi Taslak simgesi Bir Türk şarkıcı ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. Kategori: Türk şarkıcı taslaklarıYaşayan insanlar1965 doğumlularKeban doğumlularElazığ ili doğumlu sanatçılarTürk arabesk şarkıcılarıTürk halk müziği ses sanatçılarıTürk erkek sinema oyuncularıEsen Müzik sanatçılarıSindoma Müzik sanatçılarıŞahin Özer Müzik sanatçıları20. yüzyılda Türk erkek şarkıcılar21. yüzyılda Türk erkek şarkıcılar1990'ların şarkıcıları2000'lerin şarkıcıları2010'ların şarkıcıları2020'lerin şarkıcıları
0 notes
Link
"Denetim görevini ihmal", "irtikaba göz yumma" ve "zimmet" suçlarından 3 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Salman, görevinden istifa etti. 27 Şubat 2020'de İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılan Salman, milletvekili aday adaylığı için CHP'ye giderek başvurusunu yaptı. Belediye meclisinin, ilerleyen günlerde oylamayla yeni belediye başkanını seçeceği belirtildi
0 notes
Text
PAKUT kapılarını gönüllülere açtı
Kahramanmaraş merkezli depremlerde canlar kurtaran PAKUT (Pamukkale Belediyesi Arama Kurtarma Timi) yeni gönüllülere kapısını açıyor. Pamukkale Afet Gönüllüsü olmak isteyen 18 yaş üstü tüm vatandaşlar PAKUT üyesi olabilecekler. Pamukkale Belediye Başkanı Avni Örki, “Gönüllü olacak vatandaşlarımız mahallesinin kahramanı olabilir. Tüm vatandaşlarımızı afet gönüllüsü olmaya davet ediyorum” dedi. Kısa adı PAKUT olan Pamukkale Belediyesi Arama Kurtarma Timi, 17 Ağustos 1999 depreminin 21. yıl dönümünde 2020 yılında Pamukkale Belediyesi personelleri arasından gönüllü olanların katılımı ile kuruldu. İlk etapta 27 gönüllü ile çıkılan yolda PAKUT üyeleri, Akut Enstitüsü, Denizli İl Sağlık Müdürlüğü ve Denizli İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nden yüzlerce saat süren teorik eğitimler aldı. Saha eğitimlerinin yanında tatbikatlara da katılan PAKUT gönüllüleri, AFAD’la önemli görevlere katılabilmesine olanak sağlayan “Hafif Ekip Kentsel Arama Kurtarma Akreditasyonu”nun sahibi olmayı başarmıştı. PAKUT, ayrıca bu akreditasyonla AFAD’dan akreditasyon alan Denizli ve Ege Bölgesi’nin ilk belediye ekibi olma başarısını gösterdi. PAKUT, ilgili sertifikayı 2022 yılında İstanbul AFAD Yönetim Başkanlığı Eğitim Merkezi’nde düzenlenen Akreditasyon ve Destek Afad Gönüllüleri Sertifika Teslim Töreni’nde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan almıştı. PAKUT adı bu yılın Şubat ayında da Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillendi.
ASRIN FELAKETİNDE HAYATLAR KURTARDILAR
PAKUT, asrın felaketinin yaşandığı Kahramanmaraş merkezli, ülkemizin 11 ilini etkileyen depremin ilk gününden itibaren Hatay’da arama kurtarma çalışmaları gerçekleştirdi. “Şükürler olsun ya Rabbim” sözleri ile PAKUT’un Hatay’daki arama kurtarma çalışmalarının simgesi olan 52 yaşındaki Sabreye Kahraman ile birlikte birçok canı enkazdan kurtaran PAKUT, Pamukkale’ye döner dönmez, büyüme kararı aldı. Kahramanmaraş depreminin ilk gününden itibaren bölgede aktif görev alan PAKUT, ilçedeki 61 mahallede yeni gönüllülerle “Pamukkale Afet Gönüllüleri” ekiplerini kurmaya başlıyor.PAKUT gönüllüsü olmak isteyen 18 yaş üstü tüm vatandaşlar mahalle muhtarlıklarına başvurarak ya da www.pamukkale.bel.tr adresindeki form aracılığıyla başvuruyu tamamlayabiliyor. Yapılacak başvuru sürecinden sonra gerekli eğitimlere katılacak olan gönüllüler PAKUT üyesi olarak, afet anlarında canlar kurtarmaya hazır hale gelecek. Konuyla ilgili olarak Pamukkale Belediye Başkanı Avni Örki, 61 mahalle muhtarı ile bir araya gelerek bilgilendirmede bulundu. Pamukkale Belediyesi, 2022 yılı içinde düzenlenen7. Akdeniz Belediyecilik Proje Yarışması’nda İyi Yönetişim ve Halkla İlişkiler kategorisinde belediye bünyesinde Pamukkale Belediyesi Arama Kurtarma Timi (PAKUT) kurulması ile üçüncü olmuştu.
“KAPILARIMIZI GÖNÜLLLÜLERİMİZE AÇTIK”
“Arama kurtarma görevinin ne kadar önemli olduğunu yaşadığımız son deprem felaketinde öğrendik” diyen Pamukkale Belediye Başkanı Avni Örki, “Deprem bölgesine desteklerimizi sürerken, olası afetlere karşı arama kurtarma ekibimizi mahallelerimiz genelinde büyütme kararı aldık. 18 yaş üstü tüm vatandaşlarımızı Afet Gönüllüsü olmaya, afet hazırlık eğitimlerine katılmaya davet ediyorum. Oluşturacağımız bu ekipler AFAD, İl Sağlık Müdürlüğü ve PAKUT’un profesyonel ekiplerinden eğitimler alacaklar. Tamamen gönüllü vatandaşlarımızdan oluşacak bu ekipler, öncelikle bilinçlendirme eğitimleri sonrasında mahalle ve enkazlar da saha eğitimleri alacaklar. Bu ekiplere katılmak isteyen vatandaşlarımız Pamukkale Belediyesi internet sitemizden ya da mahalle muhtarlarımızda bulunan katılım formları ile başvuru yapabilirler. 18 yaş üstü tüm vatandaşlarımı Afet Gönüllüsü olmaya, afet hazırlık eğitimlerimize katılmaya davet ediyorum” dedi. Read the full article
0 notes
Text
Temassız Kredi kartı olan bu haber sizin için..
Temassız ödemeler, günlük hayatımızı kolaylaştıran bir özellik olsa da, bazı riskler de barındırıyor. Özellikle kartınızın kaybolması veya çalınması durumunda, kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabilir. Dikkat edilmesi gereken bazı noktalar: Temassız limitinizi düşürün: Bankanızdan temassız limitinizi 750 TL yerine 250 TL gibi daha düşük bir seviyeye indirmenizi isteyebilirsiniz. Tüm alışverişlerde şifre kullanın: Mümkün olduğunca tüm alışverişlerinizde şifre girerek ekstra güvenlik sağlayın. Kartınızın kaybolduğunu veya çalındığını fark ettiğinizde hemen bankanıza bildirin: Kartınızın kaybolduğunu veya çalındığını fark ettiğiniz anda bankanızı arayarak kartınızı bloke ettirmeniz önemlidir. Kartınızın güvenliğini sağlayın: Kartınızı çantanızda veya cebinizde güvenli bir şekilde saklayın. Temassız ödeme limitlerinin geçmişi: 01 Mart 2018: 90,00 TL 01 Ağustos 2019: 120,00 TL 18 Mart 2020: 250,00 TL 7 Mayıs 2021: 350,00 TL 1 Şubat 2022: 500,00 TL 1 Temmuz 2022: 750 TL Temassız ödemeleri kullanırken dikkatli davranarak kartınızın güvenliğini sağlayabilirsiniz. Read the full article
0 notes