#öz.
Explore tagged Tumblr posts
reiralea · 3 months ago
Text
Havuçlu, cevizli, tarçınlı kek yapmak istemiştim. Ceviz kıracağı olmadığı için ve komşu teyze rahatsız olmasın diye cevizleri elimle kırıp bıçakla ayırıyordum. Bıçak birden parmağıma saplandı. Parmağımın acısından çok başka şeylere ağladım. Cevizlerden ve ondan vazgeçtim keki de sadece havuçlu ve tarçınlı yaptım.
21 notes · View notes
veradansatirlar · 8 months ago
Text
Tumblr media
83 notes · View notes
edapostblog · 1 month ago
Text
Gecenin son sözü!
Hatta bu yılın ilk sözü olsun!
47 notes · View notes
munzevikisilik · 2 months ago
Text
Fedakarlık yaptığımı sanarken meğer ne çok kendimden eksiltmişim. En büyük ihaneti kendim yapmışım kendime.
32 notes · View notes
fersude · 8 months ago
Text
Tumblr media
günün anlam ve önemi✨💫
49 notes · View notes
sefa-hannover · 2 months ago
Text
Tumblr media
Kirli eller helal kazancın (paranın) imzasıdır.
....asla harama ...ve faize el uzatma onları seven hep kaybeder kazananı hiç görmedim ..!!!
17 notes · View notes
sadecetilki · 11 months ago
Text
Ailesiyle pek anlaşamayan, gece çok düşünmekten uyuyamayan, aşktan yana yüzü hiç gülmemiş, masum gibi görünen ama her şeyin farkında olan o kişisindir..
120 notes · View notes
okuryazarlar · 9 months ago
Text
Tumblr media
Can Yayınları kurucusu, yazar ve yayıncı Erdal Öz'ü aramızdan ayrılışının 18. yılında saygıyla anıyoruz.
45 notes · View notes
hosgeldinhuzun · 2 years ago
Text
O kadar elit bloglar var ki benim blogum onların yanında deli kızın çeyizi gibi kalıyor.🫣
168 notes · View notes
gurbets-world · 1 year ago
Text
Akıl diyip geçme azizim!
Uçağı gökyüzüde uçuran da akıl.
Gemiyi denizden götüren de akıl.
Iki kıtayı birbirine buluşturan da akıl.
Iki tatlı söz yazdıran da akıl.
90 notes · View notes
yorgunherakles · 6 months ago
Text
çok sevdikten sonra kaybettiğimiz bir insan, özümüze, organizmamıza sızar, bizde var olmayı sürdürür. iliğimize işlemiştir.
selim ileri - kar yağıyor hayatıma
30 notes · View notes
reiralea · 3 months ago
Text
Dün annemle konuşurken arkadaşımın bahsi geçti, birbirinize çok alışmışsınız, dedi. O an birbirimizi sevmekten çok birbirimize alışmış olma ihtimalimizi düşününce üzüldüm. Annemin bahsettiği şey gelişigüzel alışmak değil tabii ki ama bambaşka şartlar altında tanışsaydık yine de arkadaş olur muyduk, etrafımızda daha çok insan olsaydı yine aynı bağlılıkta olur muyduk, sorularını kendime sormadan edemedim. Ben arkadaşlarımı genelde ilk görüşte ya da yaşanan bir olaya verdiği ilk tepkide seçiyorum. Bahsettiğim arkadaşımı da ilk gördüğümde onu tanımak ve onunla arkadaş olmak istemiştim. Yani sorduğum sorulara benim cevabım belli aslında. Ya o, "hayır" derse diye üzülüyorum. Bir gün konuştuğumuzda bunu ona sorayım.
14 notes · View notes
istanbulda1sonbahar · 1 month ago
Text
Aşırı sekülerlerin yanında muhafazakâr, aşırı muhafazakârların yanında seküler gibi, körkütük ataerkil zihniyete sahip olanların yanında feminist, erkek düşmanı feministlerin yanında ataerkil zihniyete sahip gibi, saygısızca homofobiklerin yanında lgbt destekçisi, abartılı lgbt destekçilerinin yanında da homofobik gibi, yobaz batıcıların yanında doğucu, yobaz doğucuların yanında batıcı gibi davranmaya ant içtim. Aşırılıklarınızdan, bağnazlıklarınızdan, yobazlıklarınızdan, saygısızlıklarınızdan arınmak zorundasınız. Okumamış, araştırmamış, kulaktan dolma, içi boşaltılmış zihniyetiniz insanlığın sonunu getirecek.
13 notes · View notes
dadsinsuits · 5 days ago
Text
Tumblr media
Ercan Öz
9 notes · View notes
kelimeatlasi · 23 days ago
Text
Sessizliğin Fısıltıları: Kendine Açılan Kapı
Düşünceler ne zaman kelimelere ihtiyaç duyar? Ve kelimeler ne zaman sessizliğe yenik düşer? Bazen bir bakış, binlerce sözcüğün taşıyamadığı bir anlamı taşır. Sessizlik, bir boşluk değil; aksine, anlatılanlarla anlatılamayanlar arasında kurulan ince bir köprüdür.
Sessizlik, bir arayış değil midir aslında? Sözcüklerden yorulan bir zihnin huzura kavuşma çabası... Belki de insan, en derin sorularının cevabını sessizlikte bulur. Gürültünün arasında kaybolan iç sesimiz, sessizliğin dinginliğinde yeniden kendini hatırlatır.
Sessizlik, iki insan arasında kurulan görünmez bir bağdır. Sözcüklere gerek duymadan anlaşabilmek, duyguların kelimelere ihtiyaç duymadan paylaşılabilmesidir. Bazen bir dostun yanında oturup hiçbir şey söylemeden geçirilen bir zaman, saatlerce yapılan bir konuşmadan daha derin bir anlam taşır. Çünkü sessizlik, samimiyeti sınar ve ruhların dilini açığa çıkarır.
Peki ya hayatımızda sessizliğe ne kadar yer veriyoruz? Sürekli bir şeyleri açıklama, doldurma ve gürültü yaratma çabamız, bizi sessizlikten ve dolayısıyla kendimizden uzaklaştırıyor mu? Belki de sessizlikten korkuyoruz; çünkü sessizlik, yüzleşmeyi gerektirir. O yüzleşmenin içinde kim olduğumuz, neleri sakladığımız ve hangi hayallerimizi unuttuğumuz gizlidir.
Bir an için dur ve düşün: En son ne zaman sessizliğin içinde kayboldun? Doğanın sesini, nefes alışlarını ya da kalbinin ritmini fark ettin mi? Sessizlik, evrenin ve bizim içimizde yankılanan bir melodidir. Bizi konuşmaktan uzaklaştırıp dinlemeye davet eder.
Bir gün, hayatın tüm gürültüsünden kaçıp sadece sessizliği dinlemeyi dene. Kim bilir, belki orada yalnızca huzuru değil, kaybolduğunu sandığın bir parçanı da bulursun. Çünkü sessizlik, sadece susmak değil, aynı zamanda içsel yolculuğa açılan kapıdır.
Sessizlikten korkma; çünkü bazen en derin cevaplar, hiçbir sesin olmadığı yerde saklıdır.
7 notes · View notes