#çok eskilerden
Explore tagged Tumblr posts
Text
şarkıya dönüşme ihtimali olmayan bütün afili laflardan sonra elmacık kemiğimde Van Gogh resmi gibi duran hayal kırıklığımı alçıya alıp seni gömleğimin cebinde akmış bir kalem olarak hatırlayacağım. affet.
16 notes
·
View notes
Text
duygusal problemlerimin bi çoğunu hallettim, daha güçlü bir duruşum var ama tökezlemeden de olmuyor
#şimdi söylenme vakti#aga iyi diyorum hayatıma bakmaya başlıyorum yine geliyor anksiyeteler#artık yürür giderim diyorum bakıyorum ayağıma yine eskilerden bi travmam takılmış ulan#stabil bi ruh halinde kalmak ve hayatı akışına bırakmak neden bu kadar zahmetli#bazı insanları görüyorum karakterleri oturmuş efendi efendi yollarındalar hayatlarına bakıyorlar#kafalarında benim gibi zibilyon tane felsefi psikolojik iç hesaplaşma yok hani#adam gelmiş bana geçen şunu şunu düşündüm diye nadir bişey olmuş gibi konuşuyor#yavrum ben onu her gözümü açtığımda düşünüyorum yapma etme#stabil bir duruşum olsun istiyorum yahu#geçen babamla yine felsefi konuşmalara dalmışız bana kaypak bi karakterin var her şeyi kendi mantığına oturtmaya çalıştığın#için asıl doğruları yapamıyorsun dedi#sürekli gelgitli olduğumu cümle alem biliyor#babacım bende istiyorum kaypak karakterim yerine asil ve doğru duruşlu bir karakter#ama gel gör ki hayat içindeki olasılıkların beni beklemediğim anda duruşum için sergilediğim zayıflıklarımdan vurmasından korkuyorum#neyse halledicez çok efendi ve kaliteli bi insan olarak çıkıcam inşallah bu maceradan#ne çok konuştum be#23
22 notes
·
View notes
Text
Annem babamla beni sarmaların başına oturttu ben de o sıra bi şeyler dinliyodum babam “cengiz’i aç cengiz’i” dedi sonra sigara yakıp cengiz kurtoğlu eşliğinde sarma sardı… Yutuba cengiz kurtoğlu - küllenen aşk yazarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlicaksınız
#babam dönüş yapmadan önce çok dinlermiş biraz eskilerden bahsedince babam hemen ortam kurdu kendine kgpfkfpd#bi keresinde taksici bi arkadaşını da yanına katıp gelmiş annemin camının dibine seni bana vermezler gel kaçalım demiş kfpfkfp#annem de dayılarımdan (4 tane) korkup gitmemiş.#babam şimdi diyo ki gelmesine değil 4 abisi olmasına rağmen ne cesaret diye nâmım olsun diye yaptım diyo kfşfjgp hee biliyoz hee
6 notes
·
View notes
Text
Tek cümlesiyi hüngür şakır ağlattı kraliçe
#küçük kadınlara başladım#tek bir sahnesini görüp bşladığım tüm diziler çok iyi çıkıyor#eski diziler ne güzel her şey hemen oluyor klişe yok misler gibi izliyorum#eskilerden razıyız
1 note
·
View note
Text
Türk Sanat Müziği 🎶🎵🎼
Yollarına Gül döktüm gelirde geçer diye
Senin için 💙🦋
O'... kendini biliyor 💙🦋
Çok eskilerden muhteşem bir şarkı, nerden aklıma geldi bilmiyorum,
Çok şarkıcı seslendirmiş ama ben sesini çok sevdiğim rahmetli Behiye Aksoy'un videosunu buldum ve paylaşmak istedim...
(Beste: Sadettin Kaynak, Makam: Hicaz)
Şarkının şu naif sözlerine bakar mısınız lütfen?
Yollarına gül döktüm, Gelir de geçer diye
Geçmedin boynum büktüm, Başka yâr seçer diye
💙🦋
Menekşe, lâle, hanımeli, güzel huyun yoktur bedeli
Sana gönül verdim vereli, Sararıp soldum aman
💙🦋
Aşkı içtim elinden, kalbim doldu seninle
Geçti ömrüm elinde, Benden vaz geçer diye,
💙🦋
Menekşe, lâle, hanımeli, güzel huyun yoktur bedeli
Sana gönül verdim vereli, Sararıp soldum aman...
💙🦋
Sevgilerimle 💙
67 notes
·
View notes
Text
Seni Seviyorum Çünkü sen benim yaşayamadığım gençliğimsin.
Seni Seviyorum Çünkü sen benim oynayamadığım çocukluğumsun.
Seni Seviyorum Çünkü gözlerindeki masumiyet eritiyor beni.
Seni Seviyorum Çünkü yüzüne baktığımda garip bir hüzün kaplıyor içimi. Sanki çok eskilerden tanıyorum seni. İçimde bir yerde varlığını hissediyorum.
Seni Seviyorum Çünkü beni sevdiğini biliyorum.
Seni Seviyorum Çünkü kalabalıklarda uzakta olsan, seni yanımda hissediyorum.
Seni Seviyorum Çünkü gözlerinde bana hayranlık dolu bakışlarını görebiliyorum.
Seni Seviyorum Çünkü hissediyorum, bana bakarken uzun sarı saçlarıma dokunuyorsun, kokumu içine çekiyorsun. Biliyorum, hissediyorum.
Seni Seviyorum Çünkü bana elini uzatıp karanlıklarımdan, korkularımdan çıkarıp aydınlığa taşıyacağını biliyorum.
Seni Seviyorum Çünkü gözlerinde kendimi görüyorum. Diğer yarımsın. Beraber bir bütünüz.
Seni Seviyorum Çünkü hep eksik olan yanım�� tamamladın..
@hepeksikk 💙
#tumblr#561km#konya#izmir#postlarim#tumblelog#kendimce#tumblr postları#sevdam#tumblog#love#evimi özledim#çoooooook seviyorum#edebiyat#keşfet#şiirimsi#özledim#yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek#kalbim#papatyademetii#sevgilime
118 notes
·
View notes
Text
Merhaba, arkadaşlar yaklaşık on yıl önce bu "bloğumsu" tumblra başlamıştım, o zamanlar içerik olarak gerçekten çok farklı ve samimi idi, sanırım geçen seneden beri ilk defa bir bakayım dedim, pek kimse yok ama eskilerden tanıdığım, saygı duyduğum tek tük dostlar ve giden dostlar var... Belki bir fotoğraf yüklerim, bilenler fotoğrafçı olduğumu hatırlarlar.. Sevgiler, kendinize iyi bakın...
54 notes
·
View notes
Text
Fatma Ablanın Kalçalarından Kayarak Boşalmak! (Adil 40 Y., Giresun)
Fatma abla, ergenlik yıllarıma geçtiğim günlerde bana gösterdiği çocuksu ilgiye karşılık, seksi ilk keşif günlerimin idolüydü adeta. Boyu çok uzun sayılmaz, hatta kısa bile denilebilirdi. Birçokları onu sexy bulmayabilirdi, ama şarkıcı Nilüfer'e benzeyen yüzü, o sıcak tebessümü ve çıtı pıtı hali beni deli ediyordu. Hele o arkaya çokça çıkık biçimli kalçalarını seyretmek ve onun üzerinden kayarak boşaldığımı hayal ederek 31 çekmek müthiş bir keyifti.
Onu en son gördüğümde ben 16, o ise 20 yaşındaydı. Biz o mahalleden taşınalı 20 sene olmuş ve onunla bağlantımız kopmuştu. Fatma ablaların yeni taşındığımız sitede oturduklarını, bize hoşgeldin ziyaretine geldiklerinde öğrenmiştim. O da benim gibi hiç evlenmemişti. Aradan geçen 20 yıla rağmen onu görür görmez sikim yine taş gibi olmuştu. En az 20 yıl önceki kadar çıtır görünüyordu. Babası ölmüş, hayırsız kardeşi onları terk edip Almanya'da bir hayat kurmuş, Fatma abla ise annesiyle yaşıyordu. Benim bilgisayardan anladığımı öğrenince, "Bir gün geleyim de bana öğret!" demesi benim için sanki bir hediyeydi. "Seve seve!" dedim.
O gün Cumartesi idi. Aylardan Mayıs. Annemle babam Karadeniz turuna çıktıkları için evde yalnızdım. Bir haftalık yiyecek stoğum ve ben, ne yapsam diye düşünürken Fatma abla geldi aklıma. Ona telefon edip durumu anlattım ve bize gelirse ona bilgisayar konusunda bilmediklerini öğretebileceğimi söyledim. Telefonda bana annesinin iki günlüğüne teyzesine gittiğini, memnuniyetle gelebileceğini söyledi. Ben bambaşka ümitlerle ve üzerimdeki şort ve kolsuz tişörtle onu beklemeye koyuldum.
Fatma abla, 3 blok ötedeki evlerinden hemencecik gelivermişti. Üzerinde, çiçek desenli, kolsuz bir elbise vardı. Elbise boyu diz altıydı, ama dekoltesinin derinliği göze batıyordu. Elbiseden belli olan meme uçlarına bakılırsa sutyen takmamıştı.
Ona mail hesabı açıp, mail alıp verme konusunda bilgi verdim biraz. Çabuk sıkıldı ve "Adilciğim, içecek birşeyler var mı dolapta?" diye sordu. "Kola var, içer misin?" dedim, istedi. Kolalarımızı içerken eskilerden konuşmaya başladık. Ben onun rahat tavırlarından ve elbisesinin açıklığından iyice azmıştım. Benim gözüm sık sık onun meme uçlarına, onun bakışları ise önümde, an be an artan kabarıklığa takılıyordu. "Hadi ben evin sorumluluğunu yüklenmekten, anneme hayatımı adamaktan dolayı evlenemedim; ya sen Adil, sen niye evlenmedin?" diye sordu. "Biliyorsun durumları be Fatma abla... Önceleri ben istemedim, sonra da beni istemediler... Kaldık işte... Yaş 36 oldu, bu saatten sonra da zor!" dedim. "Olur mu öyle şey?" dedi Fatma abla, 20 yıl önceki gibi göz kırparak; "Daha gencecik adamsın!" diye ekledi.
Onun bu samimi tavrından kuvvet alarak; "Sen de... Sen de çok güzelsin!" dedim. Onun mahçup bakışından cesaret alıp, elimi bacağına koyarak devam ettim, "Biliyor musun, 20 yıl önce de seni çok beğenirdim; hatta laf aramızda, seni düşünerek az mı 31 çekmiştim!" dedim. Biraz utandı gülerken; ama tepki göstermeden de, "Halen masturbasyonla idare ediyorum deme sakın, inanmam!" dedi. "Önceleri kendimi eşime saklıyordum; sonra vazgeçtim, ama bu sefer de gerçekten istemenin ve istenmenin önemli olduğunu görüp kimseyle yatmadım." dedim ve bir an susup, şaşkın gözlerine bakarak güldüm ve devam ettim, "Pratiğim yoktur, ama teorim süperdir!" dedim.
Fatma ablanın ağzından farkında olmadan, "Ben de hiç yaşamadım!" cümlesi çıktı, pişmanlığı uzun sürmedi. Kolumu boyuna attım ve onu kendime çekip, çekingen ve itiraz eden anlık hareketlerine aldırmadan dudaklarından öptüm. Bir 5 saniye kadar direndi, ama sonra kendini saldı. Uzun öpüşmemizin ardından ikimiz de nefes nefeseydik. Kulağına eğilip, "Yaşamadıklarımızı yaşamaya ne dersin? Sana söz; sen istemedikçe bekaretine dokunmayacağım!" dedim.
Kızaran yanakları ve gözleriye onayladı beni...
Onu elinden tutup odanın diğer tarafındaki yatağa sürükleyip uzattım. Bu arada yatağı tam gören açıdaki kamerayı uzaktan kumandayla çalıştırmayı da ihmal etmedim. Hiç konuşmadan ve acele etmeden elbisesinin beline kadar inen fermuarını çekerek elbisesinden kurtuldum. Yaşına göre göğüsleri oldukça diriydi. Ben kendi üzerimdekileri çıkartırken, Fatma abla, kılları yeni alınmış sikime bakmamaya çalışıyordu. Üstüne çıktım, dudaklarından başlayarak boynunu, omuzlarını, memelerini ve göbeğini eme eme aşağıya indim. Pürüzsüz bir cildi ve beni çıldırtan bir kokusu vardı. Ben onu emip koklarken nefesi sıklaşmıştı ve ara ara bacaklarına değen sikim onu ürpertiyordu.
Dantelli külotunu çekip çıkarttığımda kılsız amcığı karşımdaydı. Göbeğinden başlayarak yaladım tekrar, amına indiğimde, geçen kısa süreye nazaran ıslak sayılırdı amı. Dilimle klitorisini her uyardığımda onun yay gibi gerilişi beni iyice heyecanlandırmıştı.
Artık iyice sertleşen sikimi daracık amcığından göbeğine doğru itinayla yerleştirerek usulca üzerine uzandım. Kulağına, "Korkma, sokmayacağım... Amacım senin gelmeni sağlamak! Bunun için de kızlığına erişmeden yavaş yavaş yapacağım!" dedim fısıltıyla. Bir taraftan sikimin uç kısmını hafif hafif amının girişine doğru bastırıyor, bir taraftan da memelerinin ve dudaklarının tadını çıkarıyordum, "Ohh yavrum benim; yıllardır nerdeydin sen? Çok güzelsin bir tanem!" diyordum. O da, "Ihhh, ohhh, ııhhh, çok güzelmiş, nasıl birşey bu, nasıl bir tat, nasıl bir heyecan... Sahip ol bana Adil, ıhhhh, ohhhh... Adil'im!" diyordu. "O da olacak yavrum, sen gelene kadar bozmadan sikecem seni, bozmadan... Ohhh!" diyordum.
Hareketlerim oldukça yavaş ve dikkatliydi. Fatma abla inlemeye başlamıştı. Amına girişim biraz fazla olunca hafif çığlık atıyor, geri çekilmemle normale dönüyordu. Dakikalar sonra bir deprem misali titreyerek orgazm olduğunu hissettiğimde, kızlığına zarar vermemek için göbeğine yasladığım sikimle üzerine yüklenerek ben de deliler gibi boşaldım!
Nefes nefese yana yattım, en çok bir dakika öyle durduktan sonra, hem zevkten, hem de yaşadığı olayın tesirinden yanakları kızarmış Fatma ablaya yan dönüp, küçük bir öpücük kondurduktan sonra, "Dur bekle, temizleyeceğim!" diyerek kalktım yanından. Yandan peçete ve ıslak mendil aldım bol bol. Göbek deliğinden neredeyse memelerine kadar olan bölüm bir sperm gölü olmuştu. Yan yatarak yavaşça önce normal peçeteyle spermlerimi aldım; sonra ıslak mendille spermlerin temizlendiği bölgeleri sildim.
Dizlerimin üstünde durarak, onun gözleri önünde benzer temizliği yapış yapış olmuş sikime de yaparken, Fatma abla konuştu, "Ufalmış... Halbuki demin ne biçimdi!" dedi. "Merak etme Fatma abla, yine olur... Bırakmam seni, bu gece buradasın! Nasılsa annen de yok, bizimkiler tatilde zaten!" dedim. "Ne biçim adamsın be Adil; yarım saattir neler yapıyorsun, halen abla diyorsun. Oldu mu şimdi?" dedi. Yanına uzanıp sarıldım ve "İşin güzelliği orda Fatma abla, işin zevki orda... Nasıldı, hoşuna gitti mi?" dedim. "Hem de nasıl! Tam söylenen gibiymiş, kızgın kumlardan serin sulara atlar gibi!" dedi. "Esas gerçek zevki yaşayınca daha da mutlu olacaksın, emin ol!" dedim.
"Senden birşey istesem..." dedi. "Söyle! Çekinme!" dedim. "Ona dokunabilir miyim?" dedi, gözüyle sikimi işaret ediyordu. "Elbette! Hatta nasıl yapacağını da göstereyim bak..." dedim. Ben sırtüstü yattım, o yanımda bacakları kıvrık duvara yaslandı. Ben 31 çeker şekilde sikimi sıvazlarken ona anlatıyordum, "Bak böyle yapacaksın bir elle, diğer elinle de taşaklarımın altını kaşır gibi okşayacaksın... Beni tekrar hazır et, ben de senden birşey isteyeceğim!" dedim. O işine başlamış bana gülücükler atarken ben de onun memişlerini okşuyordum. Fatma abla, "Elimde büyüdüğünü hissediyorum; hem sert, hem yumuşak... Ne tuhaf!" deyip duruyordu heyecanla.
O an Fatma ablanın cep telefonu çaldı. Arayan annesiydi. Telefonunu açmadan fısıltıyla konuştum; "Bir elle işine devam et, diğeri ile konuş!" dedim. İtiraz etmeden yaptı. "Alo anne, nasılsın? Ben mi? Adil'lerdeyim, bilgisayar öğretti bana. Halen de öğretiyor..." deyip, bana göz kırptı. O konuşurken olayın heyecanıyla sikim ilkinden daha sert ve haşmetli olmuştu. Telefonu kapattığında kahkaha atıyordu, "Annem, (Çocuğu çok yorma, yemek yap, doyur!) diyor. İçimden (Doyuruyorum merak etme!) dedim." dedi. "Deseydin ya; (Anne o da beni doyurdu!) diye!" dedim, gülüştük...
Sikim artık kıvama gelmişti, "Uzan yanıma şöyle!" deyip onu yanıma çektim ve "Şimdi de ben senden birşey isteyeceğim Fatma abla!" dedim. "Nedir?" dedi. "20 yıl önce, o çok beğendiğim kalçalarından kayarak boşalmayı hayal ederdim. Şimdi bunu gerçekleştirmek istiyorum; olur mu?" dedim. "Kayarak boşalmak derken? Götüme sokmayacaksın değil mi?" dedi. "Yok yok, girmeyeceğim! Sadece deminki gibi sürterek boşalacağım, bu sefer sırtına doğru olacak..." dedim. "Peki!" deyip yüzüstü döndü ve "Domalmam gerekiyor mu?" diye sordu. "Yok gerekmez, tam hayal ettiğim şekilde olmalı!" dedim.
Yüzüstü yatınca o muhteşem poposu ortaya çıktı. Nazikçe elimi poposunda gezdiriyordum, "Vay be... Kim derdi ki hayaller 20 yıl sonra gerçek olacak diye!" diyordum. Bir yandan da omzunu öpüyordum. "Biraz beline yük binebilir ağırlığımdan, ama çok sürmez merak etme!" dedim. Yavaşça kalkıp bitişik bacaklarını altıma alarak hafifçe oturdum. Poposunu birkaç dakika okşadıktan ve öptükten sonra sikimi bedenlerimizle paralel bir biçimde göt yanaklarının arasına, poposunun bitip bacakların başladığı yerden yukarı doğru yerleştirerek üstüne yattım. Bu sefer ağırlığımdan dolayı inliyordu. Memelerini avuçlayıp harekete başladım. "Ohh Fatma abla, ikimiz de tazeyken sikişemedik, ama şimdi bak her yola getirdim seni! Tahminimden de yumuşakmış götün! Ohhhh, muhteşem!" diyordum.
Tam 10 dakikalık gitgelden sonra boşalmak üzereydim. "Zevk suyumla yıkayacam seni yavrum, döl manyağı yapacam seni! Ohhh! İşte bu, işte bu! Geliyorum, geliyorum... Geldimmm!" diye çığlık atıyordum. Gelgitlerin şiddetiyle taşaklarım poposunda, sikimse beline paralel havada kalmıştı boşalırken. En çok ta o bölgesini severdim. Beliyle poposu arasında kalan kıvrım öyle derindi ki, (Küçük bir çocuk oturabilir buraya!) derdim eskiden :)
[Adil]
169 notes
·
View notes
Text
Bekaretimi , kocamin sikicicisi aldı,
Görücü usulü biri ile tanistirildim yaslarimiz 30 , konuşmaya basladik, ben 2 sene once nisanlanip 6 ay kadar nişanlı kalmistim, onun haricinde başka bir erkeklede görüşmem olmamisti, eskilerden konu acildikca , nisan attığım kişi ile yasadiklarimdanda bahsetmelere basladim , bana o guveni vermisti , anlatmak korkutmuyordu beni , özetle, bekaretimi vermek dışında, diger bir çok şeyi yasadigimdan bahsetmistim , yeni gorusmeye basladigim şimdiki kocam olan Bülent ile de sevismelere baslamistik, Bülent te farkli birşey ler vardi , sevismelerimiz devam ettikçe gotunu yalamami istiyordu , o yalamalar parmaklanma ostegine doğru ilerledi , sonrasinda konular konusulurken , kendisinin bisexual oldugundan , erkeklede ilişki yasadigindan bahsetti , ilk başta biraz tuafima gitsede anlamaya calistim, ve arada beni straponla sikermisin istegi kulağa çok hoş gelmişti, sevismelerimizde bazen rolleri değişip ben onu sikmeye basliyordum , sonrasinda bir erkek partneri oldugunu , bunu senden saklayamam , saklamak beni rahatsiz ediyor dedi, seninle sevismelere basladiktan sonra hic gorusmedim sevisme olarak ama onunlada sevismek istiyorum , seni aldatmis olmak istemedigimden bunu söylemek istedim dedi , 2 yildir görüştüğü evli bir erkekmis , konular konulari acarak gidiyordu ve olay grup sohbetlerine geldi , arada 3 lu buluşup sevisiyorduk , bu surecte tanisali 7-8 ay gecmisti artik evlilik hazirliklari iyice baslamisti, artık bekaretini verme zamani gelmedi mi ne dersin dedi , bende artik istiyordum , evet sanirim artik olabilir dedim , ve şok bir teklifle geldi , Bekaretini benim ellerimi tutup benim gozlerime bakarken , Serdar a vermek istermisin dedi , Bunca yıl boşuna mı bekareti takıntı yapmışım diye içerledim , ve büyük gün gelip catmisti , okadar sevismemize ragmen çok heyecanliydim , yasak aşklar mekanimiza gittik , ve sevismelere basladik , 3 lu biraz opusup koklastiktan sonra , nişanlım serdar a hadi geç otur , bizi izle , mustakbel karimin bekaretini alman için nisanlimin amini yalayip sana hazirlayacagim dedi , beni bi güzel yaladi , iyice sulanmistim , sonra geldi yanima ellerimden tutup gozlerime bakmaya basladi serdar usul usul yanasti , yarragini once bi kocamin agzina verdi , sonra amimin uzerinde surtturup soktu içime ben nisanlimin kollarinda bekaretimi bir baskasina veriyordum ......
27 notes
·
View notes
Text
21 senelik evlilikten sonra "aşk ışıltısını" canlı tutmanın yeni bir yolunu buldum.
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında eşimin fikriydi.
Bir gün eşim, beni çok şaşırtarak:
"Biliyorum ki onu seviyorsun" dedi.
"Ona da zaman ayırman gerekiyor"
Karımın, ziyaret etmemi istediği "öbür kadın"
19 yıldır dul olan annemdi.
İşimin yoğunluğu ve üç çocuğumun beklentileri sebebiyle annemi görme fırsatım pek olamıyordu.
O akşam annemi yemeğe ve ardından sinemaya davet ettim.
Endişelendi ve hemen;
"İyi misin, her şey yolunda mı?" diye sordu.
Annem de geç saatte gelen bir telefonun veya sürpriz bir davetin mutlaka kötü bir anlamı olacağından şüphelenen tipte kadınlardandı.
"Seninle beraber ikimiz biraz zaman geçirmemizin güzel olacağını düşündüm." diye cevapladım.
"Sadece ikimiz mi?"
Biraz düşündü ve "Çok isterim" diye cevap verdi.
O Cuma, iş çıkışı onu almaya giderken kendimi biraz gergin hissediyordum.
Eve vardığımda fark ettim ki o da, randevumuzdan ötürü hafif gergin görünüyordu.
Kapısının önünde, paltosunu çoktan giymiş
bir şekilde bekliyordu. Saçlarını yaptırmıştı ve üzerinde babamla kutladıkları son evlilik yıldönümlerinde giydiği elbise vardı.
Bana melekler kadar ışıltılı bir yüzle gülümsedi. Arabaya bindiğimizde;
"Arkadaşlarıma oğlumla dışarı çıkacağımı söyledim ve gerçekten çok etkilendiler" dedi.
"Randevumuzun nasıl geçtiğini duymak için sabırsızlanıyorlar."
Gittiğimiz restorant, çok şık olmasa da sevimli, sıcak ve servisin kaliteli olduğu bir mekândı. Annemse, bir kraliçe edasıyla koluma girdi.
Yerimize oturduktan sonra ona menüyü okumam gerekmişti, çünkü küçük yazıları göremiyordu.
Ben daha menünün ortalarındayken annemin nemli gözlerle ve nostaljik bir gülüşle bana bakmakta olduğunu fark ettim:
"Eskiden, sen küçükken, menüleri okuyan bendim, sense meraklı bakışlarla beni dinlerdin" dedi.
Ben de gülümsedim;
"O zaman, şimdi senin rahat rahat oturma sıran ve ben de okuyarak borcumu ödeyebilirim" dedim.
Yemek boyunca muhabbetimiz çok güzeldi, sıra dışı hiçbir şey olmadı ama eskilerden ve hayatlarımızdaki yeniliklerden bahsederek kaybettiğimiz zamanın birazını telâfi etmeye çalıştık.
O kadar çok konuştuk ve eğlendik ki film saatini kaçırdık.
Akşam annemi bırakırken;
"Seninle tekrar çıkmak isterim ama ancak bu sefer benim seni davet etmeme izin verirsen" dedi ve bir akşam tekrar buluşmakta karar kıldık.
Eve geldiğimde eşim yemeğin nasıl geçtiğini sordu:
"Çok güzeldi" dedim "Düşünebileceğimin çok üstündeydi"
Birkaç gün sonra annem aniden ciddi bir kalp krizi sonucu vefat etti.
Bu, o kadar âni gerçekleşmişti ki onun için bir şey daha yapma şansım olmamıştı.
Birkaç zaman sonra evime, annemle yemek yediğimiz restorantdan, ödenmiş iki kişilik bir yemek faturası ve üzerine iliştirilmiş bir not yollandı:
"Oğlum, bu faturayı önceden ödedim, çünkü seninle kararlaştırdığımız randevu gününe gelemeyeceğimden neredeyse yüzde yüz emindim.
Yine de iki kişilik bir yemek ayarladım çünkü bu sefer eşinle beraber gitmenizi istiyorum.
Seninle olan o günkü randevumuzun benim için ne anlam ifade ettiğini bilemezsin. Seni Seviyorum."
O esnada, "Seni Seviyorum" demenin ve hayatta değer verdiğimiz insanlara hak ettikleri zamanı ayırmanın önemini anladım. Hayatta hiçbir şey ailenizden daha önemli değildir.
Onlara hakları olan zamanı ve ilgiyi verin Çünkü böyle şeyleri erteleyebileceğiniz başka bir zamanı her istediğinize yakalayamayabilirsiniz.😢
Okumadan beğeni koymayın lütfen.
48 notes
·
View notes
Text
Ahmet Kural'ı severim, çok iyi bir oyuncu. dizinin tanıtımı da iyi yapıldı. tabii platformunda olması da güzel
bir heves dizinin başına oturdum. yönetmen olarak Selçuk Aydemir'i görünce zaten "eyvah" dedim. çünkü Selçuk Aydemir, Ali Atay vs. isimlerin olduğu işlerden tiksiniyorum
neyse dedim senaryo ekibinde yok en azından, bi izleyelim bakalım
maalesef ilk diyaloglardan itibaren etkisini göstermeye başladı. uzuuun gereksiz diyaloglar. diyalog dediysek gerçek hayattan kopuk, sırayla söylenen sözler
genel yapı da şu... bir oyuncu pas verir, öteki şaka yapar, diğeri pas verir, öteki şaka yapar
sinekten yağ çıkarırcasına, gerçek hayatla özdeşleşmesine bakmadan, ayakları yere bassın demeden, konu bütünlüğü kaygısı gütmeden
sadece "lan burdan nasıl komiklik çıkar" kafası
Ahmet Kural'ın müthiş oyunculuğu ve çekimlerin açık alanda, köy ortamında geçmesinin hatırına birkaç bölüm seyrettim
sonra ambulans şoförü ölüp de karısının cenazedeki triplerine kadar anca dayanabildim
Selçuk Aydemir, Ali Atay, Burak Aksak... hatta ben de severim ama Gibi de bu kafaya çok yakın (Aziz Kedi, Feyyaz Yiğit)
bunların işlerini beğeniyorsanız tedavi için Ata Demirer, Doğu Demirkol, İbrahim Büyükak, Şahan Gökbakar... eskilerden Nejat Uygur hatta Şafak Sezer falan seyretmenizi tavsiye ederim
10 notes
·
View notes
Text
ve son kez rüyaların kapısından dönüp bir beden büyük aldım vedayı seneye de gidersin diye
18 Ocak 2012
8 notes
·
View notes
Text
Ellerin Cebinde Aralık
Aralık, elleri cebinde, sessiz ve başı önünde yürüyor. On bir ayın tutukluluğunu geride bırakan biri gibi... Tutuklu sahipsizliğinin, yılın son perdesine biçare insaf edilmesini bekleyen bir umut gibi.
Karlar ayaklarının altında ses çıkarırken, şehrin alacası ikiye bölüyor matemlerini.
Yorgun, kırgın ve hayallerini kaptırmış bir edayla duraksıyor.
Göz göze geliyoruz: Aralık’la.
Bitirilmeye gönüllü ne varsa içinde; onları salmaktan gurur duyar gibi.
Önceden kırılmışlığının faturasını on bir aya katık ederken, şimdi kendine hesap sorar gibi. Benim gibi değil.
Kaç senenin on iki ayını buhranlı ve umudun saçlarını taramaktan her gün biraz daha fazla çekinerek yaşadığımı hesap edemiyorum artık.
Aralık, gözlerime dikiyor gözlerini hâlâ.
Uysal, uyumsal ve her başlangıcın sonuna muktedir bir kimlik kazanmış. Büyümüş, olgunlaşmış.
Bugün onun ilk günü.
İşe yeni başlayan bir stajyer edasıyla ayaklarını hareket ettiriyor. Gururu, bitmeye ramak kaldığını belli etmeyen insan gururu. Nerede görsem tanırım.
Karlar ayaklarının altında bir ses daha çıkarıyor. Gecenin tükenmişliğe çabuk varmak saatinde, gökyüzü pembe. Karlar yağarken imdadına yetişen kar boyu gibi tepemde dolanıyor şimdi. Aralık.
Bitmesine şunun şurasında haftalar ve bir otuz gün kalmışken bu neyin cakası, anlayamıyorum.
Bu seneyi de yedi, ömrümden de bir güzel yedi, bitirdi. Yirmi dört bin kere daha sancılar çektim. Adına: hayat dediğimiz.
Şimdi bir de o doğursun.
Aralık.
2025’e kaç çocuk daha satar ve kaç kayıpla zamanını tamamlar, bilemedim.
Umudun dişini çekerken, portatif gülümseyişler geldi yerleşti gözlerine. Işık çaktı, şimşek sandık.
Bak! Eskilerden bir melodi.
Fon müziklerine satmıyorum artık sevdaları.
İnanmıyorum da zaten.
Gücüm de yok.
Sebebi de yok.
Çıkar ellerini ceplerinden.
Aralık.
Soğuk, ellerini gizlemeden de soğuk.
Yalnızken.
Kabul et; fazla yanıldık.
Sevdik ve hep sevildiğimizi sandık.
Seni kim sever ki umudun hançerini zamana batırıp bir köşede sinsi beklerken bir yıl sonraki bitişi?
Kabul ettim ben mesela; Aralık olan kapılardan boş yere çok baktım.
Dila VARLI
#keşfet#aralık#tumblr#keşfetbeniöneçıkar#blog#deneme#edebiyat#essay#yalnızlık#snow#blog post#notes#geceyebirsozbirak#likeforlikes
9 notes
·
View notes
Text
Durup dururken eskilerden çok sevdiğim bir şarkı takıldı dilime__😔😥
Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına!
🎼🎵🎶 💙🥀🕊️🦋🐞💙
Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgârına,
Ey ufuklar diyorum, yolculuk var yârına,
Ayrılık görünmüşken yâr tutmuyor elimden___
Misâfirim bugün ben, gurbet akşamlarına___!!
Sevgiyle 🩷
86 notes
·
View notes
Text
Ben bu gün bir hata yaptım. Çok eskilerden biri karşıma çıktı. Seni nasıl sevdiğimi bilen, aramıza girmeye çalışan biri. Senin daha tanıdığım ilk zamanlardan biri. Onu hayatımdan çıkardıktan sonra aşık olduğumu bildiğini ve hala aynı kişiye aşık olduğumu söyledim. Sanki hala sen varmışsın gibi anlattım 3 5 dakikalık bir konuşmaydı ama benim içim sanki yüzyıllar sonra huzuru tekrar buldu.
13 notes
·
View notes
Text
dün rüyamda eski eski eskilerden lisedeki sevgilimi gördüm. çok uzun zamandır ne fotoğrafını gördüm ne düşündüm ne de rüyama girmişti. şimdi neden karşıma çıktı? psikologum rüyalar üzerinden ilerlemiyor, genelde ne hissettirdiği üzerine konuşuyoruz falan ama bu rüyanin nereye dayandığını bilmeyi isterdim
7 notes
·
View notes