#çatlak tedavisi
Explore tagged Tumblr posts
Text
@New generation 'Radiofrequency Fractional Carbon Dioxide (CO2) Laser'; Our clinic started using it for the first time in Türkiye (it is an American 🇺🇸 production)@FDA approved.@drazimetozdemir ☎️+905322058604
#aesthetic#surgery#opdrazimetozdemir#bestplasticsurgeon#plastic#turkey 🇹🇷#laser#☎️+905322058604#karbondioksitli fraksiyonel radyofrekans lazer#akne skarı tedavisi#iz tedavisi#çatlak tedavisi#hamilelik çatlakları tedavisi#turkeyaestheticdrazimet#istanbul turkey
0 notes
Text
Buca Kuruçeşme'de 1 kişi Aile Hekimi Doktora Saldırdı
Buca Kuruçeşme Mahallesinde 36 yıllık aile hekimi Dr. Ayhan Yavuz, dün görev yaptığı Kuruçeşme Aile Sağlığı Merkezi’nde bir hasta yakınının saldırısına uğradı. Odasında hasta muayenesi saldırıya uğrayan ve yüz kemiklerinde kırık, kafatasında da çatlak olan Dr. Yavuz, Buca Seyfi Demirsoy Araştırma ve Eğitim Hastanesi'nin beyin cerrahi servisine yatırıldı. Durumu ağır olan doktorun tedavisi sürdüğü ve iyileşmesi durumunda da en az bir ay görev yapacağı bildirildi. Saldırının nedeni ve saldırganın kimliği henüz bilinmezken polis ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlattı. Olay yerinden kaçan saldırganı yakalamak için çalışmalar sürüyor. https://www.youtube.com/watch?v=Hl3FJkuy1u4 Read the full article
0 notes
Text
Hello,My Little Book.
Bölüm 1 : Akış
16/08/2024
Sanırım şu anda fazlasıyla hastalandım. Bunaltıcı şekilde öksürük,boğaz ağrısı ve mide yanması gibi saçma semptomlarım var. Yaklaşık 6’günüm ve durum bu şekilde devam ediyo.
iş konusuna gelelim patronum farklı bir ülkeye seyahete gittiği için bütün sorumluluk benim üzerimde üstüne birde hasta olma olayı ah lanet olası üst üste mi geldi evet :/
Üstüne Dondurucu odaya girdiğimde ayağım kaydı ve düştüm diz üstü baldır bölgemde sanırsam ezilme mevcut fena derecede bir ağrı var ama kırık ve çatlak olduğunu düşünmüyorum.
Son zamanlarda sıkıldığım diş sorunumu gidermek için aldığım randevu’da gelmek üzere üstüne birde 2 adet dişim için kanal tedavisi olucam :/
Kanada Federal Mahkemesi ile yaşadığım küçük çaplı bir sorunu neyseki uzun sürmeden çözdüm ama henüz kapanmadı dosya ve kapanmak üzere gibi.
İçsel ve duygusal olarak.
Yıpranmış,yorgun ve umutsuz ha birde hayal kırıklığı var şu an ama halen umuduğumu kaybetmiş değilim ve dik başlığımın verdiği heves ve heyecan ile yolu bitirmeye doğru adım adım koşuyorum.
Şu anda mevcut bir ilişkim yok bu nedenle duygusal olarak herhangi bir sorunum yok bu konuda avantaj sahibi olabilirim.
Birkaç değerli dost’umdan fazlası yok en iyisi’nin bu olduğunu düşündüm.
Aile’mi halen özlüyorum içsel olarak hep bir ukte olarak kalacağından eminim geçmeyeceğinden ama eskisi kadar derin dalmıyorum artık veyahut ağlama krizleri vb durumlar eskiye nazaran daha’da azaldı hemen hemen.
Sanırsam mutluluk insanın kendisine ne kadar değer verdiğiyle ve yaptığı şeyden ne kadar keyif aldığıyla alakalı.
Tuncay
0 notes
Text
0 notes
Text
Kompozit dolgu, estetik diş hekimliğinin önemli bir uygulamasıdır ve özellikle doğal diş görünümünün korunması gereken durumlarda tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Bu prosedür, hasar görmüş veya çürük olan dişlerin onarılması, dişler arasındaki boşlukların kapatılması, kırık veya çatlak dişlerin restorasyonu gibi çeşitli amaçlarla kullanılır. Kompozit dolgu malzemesi, diş rengiyle uyumlu, yüksek derecede estetik bir sonuç sağlayan bir reçinedir. Işıkla sertleşen bu özel reçine, dişin şeklini ve rengini doğal bir şekilde taklit edebilir, böylece dişin orijinal görünümüne yakın bir estetik ve fonksiyonellik sunar. Uygulama süreci, dişin çürük veya hasar görmüş bölgesinin özenle temizlenmesiyle başlar. Ardından, kompozit dolgu malzemesi dişin üzerine katman katman uygulanır ve her katman, özel bir ışık kaynağı kullanılarak sertleştirilir. Bu metodoloji, dolgunun diş yapısına mükemmel bir şekilde entegre olmasını sağlar ve dolgu ile diş arasında güçlü bir bağ oluşturur. Kompozit dolgular, doğal diş dokusuna benzer esneklik ve dayanıklılığa sahip olmaları nedeniyle, dişin daha fazla korunmasına yardımcı olur ve zamanla meydana gelebilecek kırılma veya çatlak riskini azaltır. Bu özellikler, kompozit dolguları hem estetik hem de fonksiyonel açıdan ideal bir restoratif diş tedavisi haline getirir. Kompozit dolgu, diş hekimliğinde çeşitli durumlar için uygun bir tedavi yöntemidir. Bu durumlar genellikle estetik ve fonksiyonel ihtiyaçları içerir: Çürük Dişlerin Onarılması: Diş çürüklerinin temizlenmesi ve çıkarılmasının ardından oluşan boşluğun doldurulması için kompozit dolgu malzemesi kullanılır. Bu yöntem, dişin formunu ve işlevini geri kazandırır. Diş Kırıklarının ve Çatlaklarının Restorasyonu: Dişlerde meydana gelen kırıklar veya çatlaklar, kompozit dolgu ile d��zeltilerek dişin doğal görünümü korunur. Dişler Arası Boşlukların Kapatılması: Diastema olarak bilinen dişler arasındaki geniş boşluklar, estetik bir gülüş için kompozit dolgu malzemesi ile doldurulabilir. Diş Renklenmelerinin Düzeltimi: Dişlerdeki renk değişiklikleri veya lekeler, kompozit dolgu ile maske edilerek dişin doğal rengine daha yakın bir görünüm elde edilir. Dişlerin Yeniden Şekillendirilmesi ve Boyutunun Düzenlenmesi: Hafif şekil bozuklukları veya istenmeyen diş boyutları, kompozit dolgu kullanılarak düzeltilebilir, böylece dişler daha düzenli ve estetik bir görünüme kavuşur. Aşınmış Dişlerin Onarımı: Diş erozyonu veya aşınması sonucunda zarar gören diş yüzeyleri, kompozit dolgu ile restore edilerek dişin korunması sağlanır. Kompozit dolgular, doğal diş görünümünü taklit edebilme yeteneği ve dişle bütünleşebilme özellikleri sayesinde, estetik diş hekimliğinde sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. Ancak, tedavi planlaması yapılırken, hastanın ağız sağlığı durumu, estetik beklentileri ve fonksiyonel ihtiyaçları gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Kompozit Dolgu İşlemi Kompozit dolgu uygulaması, detaylı ve dikkat gerektiren bir süreçtir. İşlem, genellikle aşağıdaki adımları içerir: Muayene ve Planlama: Diş hekimi, tedavi edilecek dişi inceler ve kompozit dolgu için bir plan oluşturur. Bu aşama, hastanın ihtiyaçlarının ve beklentilerinin anlaşılmasını sağlar. Anestezi Uygulaması: Gerektiğinde, tedavi alanının çevresine lokal anestezi yapılır. Bu, işlem sırasında hasta konforunu artırır. Dişin Hazırlanması: Çürük veya hasar görmüş doku temizlenir. Diş, dolgu malzemesinin daha iyi yapışması için özel bir çözelti ile işlemden geçirilir. Kompozit Dolgu Uygulaması: Seçilen kompozit malzeme, dişin üzerine katmanlar halinde uygulanır. Her katman, özel bir ışık ile sertleştirilir. Bu, dolgunun dişin yapısına sağlam bir şekilde bağlanmasını sağlar. Şekillendirme ve Polisaj: Dolgu malzemesi dişin doğal formuna uyacak şekilde şekillendirilir. Son olarak, yüzey pürüzsüz ve parlak hale getirilir. Son Kontrol: Diş hekimi, dolgunun doğru şekilde yapıldığından ve ısırık (oklüzyon) dengesinin korunduğundan emin olmak için son bir kontrol yapar. Estetik
dolgu işlemi, estetik görünüm ve diş sağlığının korunmasını amaçlayan kapsamlı bir tedavidir. Kompozit Dolgu Sonrası Bakım Diş dolgusu sonrası bakım, dolgularınızın estetik ve işlevsel bütünlüğünü uzun yıllar boyunca korumanın anahtarıdır. İşlem sonrasında, dolgunun başarılı bir şekilde entegre olmasını sağlamak için, ilk birkaç gün boyunca aşırı sıcak ya da soğuk yiyecek ve içecek tüketiminden kaçınmak faydalıdır. Böylece, herhangi bir hassasiyeti en aza indirgeyecek ve rahat bir iyileşme süreci sağlayacaktır. Anestezi kullanıldıysa, etkisi tamamen geçene kadar yeme içme konusunda dikkatli olmak önemlidir, ancak bu genellikle kısa süre içinde gerçekleşir. İlk 24 saat boyunca, estetik dolgu mükemmel şekilde sertleşmesine izin vermek için yapışkan veya çok sert yiyeceklerden kaçınmak iyi bir yaklaşımdır. Ağız hijyeninize devam ederken, estetik dolgu yapılan bölgeye nazik davranmak, fırçalama ve diş ipi kullanımı ile bölgenin temiz kalmasını sağlayacaktır. Düzenli diş hekimi ziyaretleri, kompozit dolgunun durumunu kontrol etmek ve herhangi bir ayarlamaya ihtiyaç duyulup duyulmadığını belirlemek için önemlidir. Lema Dental Clinic Kompozit Dolgu Uzmanlığı Lema Dental Clinic, kompozit dolgu alanında kişiye özel tedavi planı sağlar. Lema Clinic, modern diş hekimliği tekniklerini kullanarak hastalarına doğal görünümlü ve uzun ömürlü çözümler sunmaktadır. Kompozit dolgu fiyatında, her hastanın bireysel ihtiyaçlarını dikkate alarak, dişlerin doğal rengi ve şekliyle mükemmel uyum sağlayacak şekilde özelleştirilmiş tedavi maliyeti oluşturulur. Yüksek kaliteli malzemeler ve ileri teknoloji ekipmanların kullanımı, estetik dolguların doğal diş yapısına mükemmel şekilde entegre olmasını ve uzun yıllar boyunca dayanıklılığını sağlar. Deneyimli diş hekimleri, tedavi sürecinin her aşamasında hastalarıyla yakından ilgilenir, böylece hastalar tedavi boyunca konforlu ve bilgilendirilmiş hisseder. Lema Dental Clinic ayrıca, kompozit dolgu sonrası bakım ve koruma konusunda da kapsamlı bilgi ve destek sunarak, hastaların dolgularının ömrünü uzatmalarına ve ağız sağlıklarını korunması sağlanır.
0 notes
Text
Mutfakta bu hataları asla yapmayın
https://pazaryerigundem.com/haber/181863/mutfakta-bu-hatalari-asla-yapmayin/
Mutfakta bu hataları asla yapmayın
Besin zehirlenmesi ülkemizde ve dünya genelinde özellikle yaz aylarında daha sık görülen önemli bir sağlık sorunu.
İSTANBUL (İGFA) – Kış mevsiminde hastanelerde yaygın görülen influenza ve gribin yerini; yaz aylarında Stafilokok, Salmonella, E.Coli gibi bakteriler ile Rotavirüs ve Norovirüs gibi virüslerin yol açtığı besin zehirlenmeleri alıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, Dünya Sağlık Örgütü ve diğer sağlık otoriteleri tarafından yapılan tahminlere göre, dünya genelinde her yıl yaklaşık 600 milyon kişinin besin zehirlenmesi yaşadığına dikkat çekerek, “Besin zehirlenmeleri nedeniyle yılda yaklaşık 420 bin kişi de hayatını kaybediyor; bunların çoğunu çocuklar, yaşlılar ve kemoterapi veya immünoterapi gibi bağışıklığı zayıflatan ilaç kullanan hastalar oluşturuyor” diyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre; ülkemizde de 2015-2020 yılları arasında besin kaynaklı hastalıklar nedeniyle hastanelere 18 milyon 314 bin 239 kişi başvurmuş ve 1714 kişi yaşamını yitirmiş.
SICAK HAVADA MİKROPLAR HIZLA ÇOĞALIYOR
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, besin zehirlenmesinin yaz aylarında daha sık görülmesinde hava sıcaklığının büyük etkisi olduğuna işaret ederek “Yaz mevsiminde hava sıcaklıklarının artması nedeniyle bakteri, virüs ve parazitler gibi mikroplar daha hızlı çoğalmakta ve besinlere daha kolay bulaşmaktadır. Ayrıca yaz aylarında piknik, barbekü, plaj gezileri gibi açık hava etkinliklerinin artması, özellikle turistik ve kalabalık bölgelerde hijyen koşullarına uyulmaması, çiğ ve az pişmiş gıdaların tüketilmesi de besin zehirlenmesi sıklığını arttırmaktadır” diyor.
BU BELİRTİLERDE ASLA ZAMAN KAYBETMEYİN!
Besin zehirlenmesinin belirtileri, bozulmuş gıdaların tüketiminden sonra birkaç saat veya birkaç gün içinde ortaya çıkıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, belirtilerin hafif veya şiddetli olabileceğine işaret ederek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hafif belirtiler bulantı, günde 5’ten daha az sıklıkta oluşan kusma ve ishal, karın ağrısı ve kramplar, hafif ateş, baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk ile iştahsızlık gibi sorunlardır. Şiddetli bulgularda ise sürekli kusma, şiddetli karın ağrısı ve kramplar, 38°C’nin üzerinde seyreden yüksek ateş, kanlı ishal, şiddetli dehidratasyona bağlı azalmış idrar, ağız kuruluğu, baş dönmesi, bayılma, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi semptomlar görülebilir”
KALICI SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇMASIN!
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, şiddetli belirtiler görüldüğünde zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiği uyarısında bulunarak, “Çünkü besin zehirlenmesi önemli bir problemdir. Ciddi tablolarda özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde ölümle sonuçlanabilir. Bazı patojenler ciddi ve kalıcı sağlık problemlerine neden olabilir. Örneğin, E. Coli bakterisinin O157 suşunun yol açtığı besin zehirlenmesi sonrasında kalıcı böbrek yetmezliği gelişebilir ve hastanın ömür boyu diyaliz tedavisi alması gerekebilir. Yersina enterocolitica, Shigella, Salmonella bakterisi gibi bazı patojenlerin sebep olduğu enfeksiyonların ardından reaktif artrit gibi çeşitli eklem romatizmaları gelişebilir” diyor.
BESİN ZEHİRLENMESİNE KARŞI 10 ETKİLİ ÖNLEM!
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, besin zehirlenmesine karşı almamız gereken önlemleri şöyle anlatıyor:
Besinleri satın alırken dikkat!
Alışveriş yaparken bazı kurallara dikkat etmeniz büyük bir öneme sahip. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, alışveriş sırasında almanız gereken önlemleri şöyle özetliyor: “Son kullanma tarihi geçmiş gıdaları satın almayın. Paketli ürünlerin ambalajlarının sağlam ve hasarsız olduğundan emin olun. Şişmiş veya hasar görmüş konserve ürünlerini kullanmayın. Et ve et ürünlerini güvenilir yerlerden satın alın. Kırık, çatlak, dışkıyla kirlenmiş yumurtalardan kaçının. Özellikle et, et ürünleri ve tavuk gibi sık besin zehirlenmesi yapan ürünlerin üretildikleri yerden depolara ve satış noktalarına sevkiyatı sırasında -18°C altında muhafaza edilerek soğuk zincirin korunması önemli. Dondurulmuş besinlerin soğuk zincirinin kırılmamış olmasına dikkat edin.”
ÇİĞ ETE VE YUMURTAYA DOKUNDUKTAN SONRA MUTLAKA…
Yemek hazırlamadan önce ellerinizi sabunlu sıcak suyla en az 20 saniye yıkamaya özen gösterin. Tırnaklarınızı kısa ve temiz tutmayı alışkanlık edinin. Çiğ veya az pişmiş kırmızı et, beyaz et ve balıkla temas sonrası özellikle ellerinizdeki çatlaklar aracılığıyla parazitler ve bakteriler bulaşarak kist hidatik, toxoplazma, brusella, tüberküloz, camylobacter ve salmonella gibi çeşitli enfeksiyonlara yol açabiliyor. Bu nedenle çiğ et ve balığa dokunduktan sonra ellerinizi yine sabunlu sıcak suyla yıkamayı asla ihmal etmeyin.
MUTFAK GEREÇLERİNİ SICAK SUYLA YIKAYIN
Mutfak tezgahlarını, kesme tahtalarını ve diğer mutfak ekipmanlarını sıcak su ve sabunla düzenli olarak temizlemeniz çok önemli. Her kullanımdan sonra, özellikle de çiğ et, yumurta ve balık ile temasın ardından tüm araç ve gereçler ile tezgah yüzeylerini deterjanlı sıcak suyla iyice yıkamalısınız.
ÇİĞ ETLERİ PİŞİRMEDEN ÖNCE YIKAMAYIN
Kırmızı eti, balığı ve tavuk etini pişirmeden önce yıkamayın. Özellikle tavuk etinde fazla miktarda mikroorganizma bulunuyor. Yıkama esnasında lavaboya, tezgah yüzeyine, musluğa ve ellerimize bulaşan bu mikroorganizmalar enfeksiyona yol açabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, balıkları da pişirme öncesinde yıkamanın doğru olmadığına dikkat çekerek, “Çünkü balığı yıkamak Salmonella ve E.Coli gibi enfeksiyonları etrafa bulaştıracağı gibi, sağlığımız açısından önemli olan ve balıkta çok bulunan Omega-3 gibi yağ asitlerinin ve faydalı enzimlerin kaybına yol açar. Ayrıca balıkta bulunan ve pişirme sırasında lezzeti arttıran doğal sıvıların da kaybına neden olur” diye konuşuyor.
BU BESİNLERİ ASLA TEMAS ETTİRMEYİN!
Farklı besinlerin birbiriyle temas halindeyken çeşitli mikroorganizmaların ve zararlı maddelerin geçiş yapmaslarına çapraz bulaş deniyor. Çapraz bulaşı önlemek için çiğ besinleri pişmiş yiyeceklerden ayrı tutmanız gerekiyor. Ayrıca çiğ kırmızı et, tavuk eti, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünlerini de sebzeler ile asla temas ettirmemeniz gerektiği uyarısında bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, “Bu sayede etlerde bulunan zararlı mikroorganizmaların sebzelere geçmesini engellemiş olursunuz” diyor.
ET VE SEBZELERİ AYNI BIÇAKLA KESMEYİN
Besin zehirlenmesine karşı almanız gereken bir başka önlem ise etleri, et ürünleri ile sebzeleri ayrı tezgahlarda ve farklı bıçaklarla kesmek olmalı. Etler ile temas eden bıçakları, tezgahı, mutfak araçlarını da sıcak ve sabunlu suyla yıkamalısınız.
BESİNLERİ DOĞRU SICAKLIKTA PİŞİRİN
Et, tavuk, balık ve yumurta gibi besinlerin yeterince pişmiş olmaları da besin zehirlenmesinden korunmada büyük öneme sahip. Bu besinlerin iç sıcaklıklarının bir termometre ile kontrol edilmesi gerektiğini belirten Dr. Murat Karakoç, “Örneğin besinlerdeki iç sıcaklık tavuk için en az 74°C, kırmızı et için de en az 63°C olmalıdır. Besinlerin her tarafının iyice piştiğinden emin olunmalı, büyük tencerelerde pişirilen yemekler sık sık karıştırılarak sıcaklığın her tarafa yayılması sağlanmalıdır” diyor.
ODA SICAKLIĞINDA EN FAZLA 2 SAAT TUTUN
Yiyecekleri piştikten sonra oda sıcaklığında en fazla iki saat tutun, özellikle et ürünlerini daha sonra buzdolabında 4°C altında saklamaya özen gösterin. Bunların yanı sıra pişmiş yiyecekleri buzdolabında çiğ besinlerden uzak tutmanız da çok önem taşıyor.
ODA SICAKLIĞINDA ÇÖZÜLMEYE BIRAKMAYIN
Dondurulmuş besinleri özellikle de et ürünlerini oda sıcaklığında çözülmeye bırakmamanız gerektiği uyarısında bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, “Böyle durumlarda çözülen yüzey kısımlarda Salmonella, E.Coli, Stafilokokkus aures gibi çeşitli bakteriler kolay bir şekilde üremekte ve besinlerle kontamine olarak besin zehirlenmesine yol açmaktadır” diyor. Ayrıca dondurulmuş besinleri sıcak su altında çözmeye çalışmak da tehlike oluşturuyor. Bu ürünleri buzluktan aldıktan sonra buzdolabının alt raflarında çözülmeye bırakmalı veya mikrodalga fırınlar kullanmalısınız.
KURU GIDALARI KARANLIKTA SAKLAYIN
Bulgur, buğday, pirinç, nohut, fasulye gibi bakliyatlar ve kuru gıdalar sıcak ve nemli ortamda saklanmamalı. Bakliyatlar ile kuru gıdaları güneş görmeyen karanlık bir yerde ve 20°C sıcaklığın altında, ağzı hava almayan kapalı cam kaplar içinde saklamaya dikkat edin. Özellikle pirinç içeren yemekleri bir günde tüketilecek miktarda yapmanız gerektiğine işaret eden Dr. Murat Karakoç, “Pirinçli yemek tekrar tüketilecekse en fazla bir defa daha ısıtma yapılarak yenilebilir. Böylece Bacillus cereus gibi bakterilerin yol açacağı gıda zehirlenmesinden de korunmuş olunur” diyor.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Her şeyin ilacı olduğundan bahsedip dururlar çünkü hastalar iyileşiyorsa gerçekten de ilacı vardır yaraların. Peki ölümler, onlar yok sayılamaz. Tedavisi olmayan şeyler ölmeye mahkûmdur. İnsanlar hep zamanın her şeyin ilacı olduğunu da söyler. Zamanla düzeleceğini dile getirirler, oysaki yaralardan, birleşmeyen parçalardan bahsetmek, insanları yargılamak dışardan bakan birine kolay gelir. Kabuk tutarlar ve ona gelen yeni bir darbede kendilerine tampon yapmak zorunda kalırlar. Parçalar tam birleşmez, kırıkların bir yeri çatlak kalır, evet zamanla alışır bu yüzden gülümser de insan. Sonra beyninden sesler atağa geçer. Düşünceleri hiç susmaz. Ve yarım kalsa da onarılmış sayılanların yanında hiç dokunulmayanlar vardır. Çaresi olmayanlar. Geç kalmışlığın bir yolu yoktur. Varsa da o görülmeyecek kadar uzaktadır. Bu yüzden bir gün bir yere geç kalırsam ne yaparım bilmiyorum.
"Acı çekmeden, nefes alamaz insan."
(Üzeri çizilmiş faydasız cümleler.)
42 notes
·
View notes
Text
Kakao Yağı ile Çatlak Tedavisi Nasıl Yapılır? Hamilelik döneminde anne adaylarının en çok rahatsız olduğu konuların başında çatlaklar gelmektedir. Kakao yağı ile çatlak tedavisi mümkün mü sorusuna yanıt arayan anne adayları ya da müstakbel annelerimizin doğru yerde olduğunu söyleyebiliriz. Hamilelik sürecinde anne adaylarının özellikle karın bölgesindeki gerilme sonucu ortaya çıkan çatlaklar için pek çok doğal tedavi yöntemi mevcut. Yazımızı... https://www.begonya.com/kakao-yagi-ile-catlak-tedavisi/?feed_id=183940&_unique_id=65c19557e525d
0 notes
Text
Müslümanın ilk psikoloğu imanıdır
'Travma' konusunda uzman değilim. Fakat şöyle bir zannım var: Travmalar hayatın celalî yüzünü kaldırmakta zorlandığımızda ortaya çıkarlar. Celalî, yani kuşatılamayan, hikmetlerinin etrafı zihnen olsun sarılamayan, tasarrufunun dalgaboyu kestirilemeyen. Allah göstermesin, bir trafik kazasında yakınlarını kaybedenimiz, aslında celalî bir tecelli görmüştür. Depremde yaşadığımız esasında celalî bir tecellidir. Veyahut savaşlar en özünde celalî tecellilerdir. Biz bu celalî tecellileri 'kaldırmakta' zorlandığımızda travma ediniriz. Celalin kendisi travma teklif etmez. Celali doğru karşılayamamak travma etkisi yaratır. Tam bu eşikte travmaya da şöyle bir anlam verebiliriz belki: Travma celalî hadiselere cemalî anlamları verememekten çıkar. Evet. Travmalar ekseriyetle aklımızda, hafızamızda, kalbimizde vs. 'kapatamadığımız dosyalar'dır. Çünkü dosyalar ancak üzerlerindeki işlem tamamlandıktan sonra kapatılıp kaldırılabilir. Bitmeyen işlerse dönmeye devam eder.
Mesleğe sevkiyatçılıktan başladığım için bilirim. Sevkiyatçıyı en çok yoran sipariş 'gelince konulacak bir ürünün beklendiği' sipariştir. O ürün gelmediği için sipariş de bir türlü masadan kaldırılamaz. Fakat bir yandan da diğer işlerin aksamaması gerekir. Bu defa yarım kalmış sipariş diğerlerinin hazırlanmasına engel olur. Yer kaplar. Hatalara sebep olması riski yaşanır. O zaman dönüp pazarlamacılara sağlam bir serzenişte bulunursunuz: "Yahu madem bekleyecekti de bunu neden hemen hazırlattınız? Beklediği gelince hazırlasaydık. İşimizi zorlaştırıyor."
Travmalar da içimizde bekleyen siparişler gibidir işte arkadaşım. Ancak bunların gelince tamam olacağı ürün de belli olmadığından dosyaları asla kapatılamaz. Masada dururlar sürekli. Bir zaman sonra da sahiplerini zehirlemeye başlarlar. Kalan herşey kokuşur. Su bile durunca pislenir. Akışı yaraladıklarından ötürü işlemden geçen diğer bütün öğeler de aynı yaralarla berelenirler. Hatalanırlar. Yanlışlanırlar. Karışırlar. Zehirlenirler. Travma sahibi insanların duygu durumları giderek bozulur. Eşyayı algılama şekilleri sağlıklı insandan giderek farklılaşır. Dolayısıyla verdikleri tepkiler/anlamlar da farklılaşır. Çatlak giderek büyür. Bütün arıza halayın ilk adımının yanlışlığıyla ilgilidir halbuki. O ilk hataya dönülüp yarası merhemlenmezse sıkıntı biteviye sürer gider.
Diyebiliriz ki: Modern psikoloji neredeyse bunun üzerine kuruludur. Terapiler geçmişteki düğümleri açmaya yararlar. En azından buna çalışırlar. Çocukluğunuza kadar inmenizi teklif eden terapistiniz aslında 'yanlış adımı' bulmaya çalışır. Eğer takıldığınız yeri daha farklı, daha güzel, daha cemalî manalarla kavramanızı sağlayabilirse, siz de bu mana sayesinde derdinizle barışır, dosyanızı kapatırsınız. (Demek dosyaları cemal kapatır.) Gelmesini beklediğiniz gelmiştir artık. 'Güzel görmek' ile birçok yaranın iyileşmesi sağlanabilir. 'Bütün psikiyatrik rahatsızlıklar böyledir' demem elbette. Ancak terapilerle tedavisi başarılabilenler bu nevidendir.
Yani, celalî olandaki cemalî yakalayabilmek, celal ile cemal arasındaki kardeşliği kavrayabilmek, hayatın yükünü üzerimizden alır. İmtihanımızın büyük ölçüde başarısı bu geçişkenliği sağlayabilmeye bağlıdır. Eğer celalden cemale geçişi, aralarındaki yolları koşmayı refleks haline getirecek derecede, kendimizde yerleştirebilirsek, o zaman 'Subhanallah, Elhamdülillah, Allahu Ekber…' arası mesafeler de kısalır. Başı tenzih, ahiri azamet olan herşeyin ortasında bir 'hamd' bize tebessümle gözkırpmaya başlar.
İşte bu sebeple mürşidimin Mesnevî-i Nuriye'de zikrettiği şu cümleleri çok önemserim:
"İ'lem eyyühe'l-aziz! İsm-i Celâl, alelekser nevilerde, külliyatta tecellî eder. İsm-i Cemâl ise, mevcudatın cüz'iyatına tecellî eder. Bu itibarla, nevilerdeki cûd-u mutlak, celâlin tecellîsidir. Cüz'iyatın nakışları, eşhasın güzellikleri cemâlin tecellîyatındandır. Ve keza, celâl, vahidiyetin tecellîsinden, cemâl dahi ehadiyetin tecellîsinden zahir olur. Bazan da cemâl, celâlden tecellî eder. Evet, cemâlin gözünde celâl ne kadar cemîldir; celâlin gözünde dahi cemâl o kadar celîldir."
Yani belki de 'celal' ve 'cemal' aynı şeyin iki ismidir. İki başka resmidir. Bizim durduğumuz, gördüğümüz, anladığımız, talip olduğumuz vs. yere göre yüzlerinden birisini göstermektedirler. Rahmete susamışlar için gökgürültüsü nasıl şen bir şarkıdır. Fakat aynı gürültü çoğu kez korkuyla irkilmemize de neden olur. Süleyman aleyhisselamın ordusunu görmek mazlumlar için nasıl bir sevinç kaynağıdır. Fakat karıncaların, Neml sûresinde haber verildiği gibi, sakınmaları da lazımdır. Zaten en büyük daireye çıktı��ınızda, yani şecere-i kainatın bir bütün şeklinde Malik-i Ezelî'nin nazarına serildiği hengamda, vahidiyet-ehadiyet arasında bir fark da kalmaz. Vahidiyet aynı ehadiyet olur. Ehadiyet aynı vahidiyet olur. Çünkü küll de küllî ile aynı şeyi haber verir artık. Küll hiçbirşeyin parçası olmadığından küllîleşir. Küllî herşeyi içerdiğinde külleşir. Bütünlüğünün farkına vardığınızda ehadiyetin gölgesine sığınırsınız. Parçalığına uyandığınızda vahidiyete koşarsınız. Hangi mertebede neye uyandığınız karşınızdakinin sûretini sizin için değiştirir. Celalî olan cemalîye dönüşür. Cemalî olan da celalîye çevrilir.
Elhamdülillah. Doğma büyüme mü'minleriz. Lakin biraz da sudaki balık gibiyiz. İslam, Esmaü'l-Hüsna tedrisiyle, eksik dosyalarımızı nasıl tamamlayıp kaldırıyor farkında değiliz. Ben "Müslümanın psikoloğa-psikiyatriste ihtiyacı olmaz!" gibi iddialı cümleler kurmayacağım. İmtihandır. Olabilir. Ama şunu cesaretle diyeceğim: Müslüman, imanı sayesinde, içinde travma adayı olarak bekleyen pekçok dosyayı kendiliğinden kapatıp kaldırır. Tefekkürüyle onu bir yere bağlayarak, bir anlam vererek, bir hakikatin habercisi kılarak gemiye yükler. Sırtında taşıması gerekmez. Bekleyenler azalırsa kokuşma da daha az olur elbette. Bunu söylemekten neden çekinelim? Eşyanın mahiyeti böyledir zaten. Kalmayanlar kokuşmaz. Temizlik bu yönüyle de imandandır arkadaşım. Evet. İçindeki dosyaların birikintisini de yine imanın süpürgesiyle temizlersin. Onu sakın bırakma.
1 note
·
View note
Text
Ertesi gün hapını korunmasız cinsel ilişkiden en fazla ne kadar sonra alabilirim?
Ertesi gün hapı korunmasız bir cinsel ilişkiden sonra en fazla 5 gün içinde alınmalıdır. Ne kadar erken alınırsa etkisi o kadar fazla olur. En yüksek etkisini korunmasız cinsel ilişkiden sonraki ilk 12 saat içinde sağlar.
Her yaşta sağlıklı ve mutlu bir yaşam için…💜 ・・・ ✅ Lazer Uygulamaları⠀⠀⠀⠀ ✅ Dokuların gevşemesinden kaynaklanan idrar kaçırma tedavisi⠀⠀⠀⠀ ✅ Vagina sıkılaştırma ve gençleştirme (Vajina daraltma)⠀⠀ ✅ Vajinal kuruluk ve tekrarlayan vajinit tedavisi⠀⠀⠀⠀ ✅ Vulva (dış genital organın) toparlanması ve gençleştirmesi⠀⠀⠀⠀ ✅ Vulva ve çevre cildinin beyazlatması (Genital bölge beyazlatma)⠀ ✅ Gebelik ve doğumda oluşan çatlak ve izlerin düzeltilmesi⠀⠀⠀⠀ ✅ Genital siğil tedavisi⠀⠀⠀ ✅ Kızlık zarı dikimi ✅ Genital Estetik⠀⠀
Detaylı bilgi için;
İletişim / Ulaşım Adres: Zeytinlik Mahallesi Fişekhane Caddesi No:34 Ak Apartman Kat:5 Daire:14 Bakırköy / İSTANBUL
Telefon: ☎ 0212 660 88 46 ☎ 0533 136 39 80 ☎ 0538 274 14 13 🌐 www.drayse.com
0 notes
Text
Vücut kuruluğu, cilt, mukoza ve diğer vücut dokularının su kaybından kaynaklanan bir durumdur. Vücuttaki nem miktarının azalmasıyla ortaya çıkar ve ciltte pullanma, kaşıntı, kızarıklık ve çatlak gibi belirtilere neden olabilir.
Vücut Kuruluğunun Nedenleri
Vücut kuruluğunun birçok nedeni olabilir. Bunlar arasında:
0 notes
Text
Chiropody Ataköy Ayak Sağlığı Merkezi
Topuk çatlağı, ayak sağlığıyla ilgili yaygın bir sorundur ve birçok kişinin karşılaştığı bir durumdur. Topuk bölgesindeki deri kalınlaşması ve kuruması sonucunda çatlaklar oluşur. Hem estetik açıdan rahatsızlık verici olabilir hem de ağrı, rahatsızlık ve enfeksiyon riskini artırabilir. Bu makalede, topuk çatlağı hakkında daha fazla bilgi edinebilir, nedenlerini, belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve önleyici önlemleri öğrenebilirsiniz.
Topuk çatlağının nedenleri:
Yetersiz nemlendirme: Ayaklardaki derinin yeterli nemlendirilmemesi, derinin kurumasına ve çatlaklara neden olabilir. Özellikle sıcak ve kuru hava, aşırı terleme veya uzun süreli ayakta kalma durumlarında deri nemini kaybeder.
Aşırı basınç: Topuk bölgesine aşırı basınç uygulanması, derinin kalınlaşmasına ve çatlaklara yol açabilir. Ayakta uzun süre kalmak, yürümek veya ağırlık taşımak gibi faktörler topuklara ekstra baskı yapabilir.
Doğal yaşlanma süreci: Yaşlanma ile birlikte deri elastikiyetini kaybeder, bu da çatlak oluşumunu kolaylaştırır.
Genetik yatkınlık: Bazı insanlar genetik olarak daha fazla topuk çatlağına yatkın olabilirler. Derinin doğal nem tutma yeteneği veya elastikiyeti genetik faktörlerle ilişkilendirilebilir.
Topuk çatlağının belirtileri:
Topuk bölgesinde deri kalınlaşması ve sertleşme
Deride çatlaklar, derin çizgiler veya yarıklar
Ağrı veya rahatsızlık hissi, özellikle çatlaklar derinleştikçe
Kanama, kabuklanma veya enfeksiyon belirtileri (çok nadir durumlarda)
Topuk çatlağının tedavisi ve önlenmesi için aşağıdaki yöntemler kullanılabilir:
Nemlendirici kullanımı: Ayaklarınızı düzenli olarak nemlendirici krem veya losyonlarla nemlendirmek, derinin esnekliğini artırır ve çatlakları önler. Özellikle nemlendiriciler içerisinde üre veya laktik asit gibi nem tutucu özelliklere sahip bileşenler bulunmalıdır.
#Mantartirnak #Topukcatlagi #Nasirtedavisi #Batiktirnak #Ayakbakimi #Diyabetikayakbakimi
www.ayakbakimmerkezi.com
0 notes
Text
Herlequin Fetus (palyaço bebek)
👼Nadir görülen konjenital bir cilt hastalığı olan Harlequin bebek sendromu kalıtsal bir hastalıktır.
👼Palyaço bebek olarak da bilinir.
👼Bu bebeklerin cildi doğdukları andan itibaren farklı bir halde görünür.
👼Yenidoğanın cildi balık pulunu anımsatan çatlak halde plakalarla kaplıdır.
👼Derileri kalındır. Bu plakalar vücudun her bölümünde vardır.
👼Kol ve bacaklar rahat hareket edemez.
👼Yüzde şekil bozukluğuna neden olur.
👼Yüzde olanlar nefes alıp vermeyi de zorlaştırır ve hayati tehlikeye yol açar.
👼Öyle ki palyaço bebeklerin neredeyse yarısı solunum yetmezliği ve enfeksiyona yatkınlıktan dolayı yaşamın ilk aylarında hayatlarını kaybederler.
👼Bu nedenle doğdukları an ciddi bir tedaviye ihtiyaç duyarlar.
👼Harlequin fetüs doğumdan sonra ciddi bir tedavi gerektirir.
👼İlk aşamada bebeğin solunum sıkıntısı, dehidratasyon, elektrolit dengesizlikleri, bozulmuş termoregülasyon, sistemik bakteriyel enfeksiyonlar ve beslenme güçlükleri gibi komplikasyonların önüne geçilmeye çalışılır.
👼Doğumdan birkaç ay sonra kalın deri bölünmeye ve soyulmaya başlar.
👼Bu dönemde enfeksiyonla mücadele etmek gerekir.
👼Antibiyotik tedavisi gerekir.
👼Kalın plakalar döküldükten sonra deri kızarık, kuru ve hassas olur. Büyük pullar oluşabilir.
👼Özel peeling eldivenleriyle bu pulların dökülmesi düşünülebilir.
👼Ciltteki hasarı en aza indirmek ve enfeksiyon riskini azaltmak için özel nemlendiriciler, kremler ve losyonlar kullanılır.
👼Enfeksiyon görülme riski ne kadar azaltılabilirse ve olası enfeksiyonlarla ne kadar başarılı mücadele edilebilirse bebeğin hayatta kalma şansı da o kadar artar.
👼Bu bebeklerin cilt görünümü tamamen iyileşmez. Genellikle kızarık, hassas bir cilde sahip olurlar.
🫵Sizler de görmesini istediğiniz arkadaşlarınızı yoruma etiketleyerek bilgilenmelerini sağlayabilirsiniz.
cocukklinigi.com
#herlekuinbaby #palyaçobebek #palyacobebek #yenidoğan #yenidoğanbebek #çocukkliniği #çocukuzmanları #birannekadargüvenli #çocuklarınızeminellerde #miniklerindoktoru #annebebek #pediatrist #doktor #bebek #bebeksağlığı #çocukdoktorları #annebebek #hamileanneler #uykusuzanneler
1 note
·
View note
Text
Emaks Porselen Kaplama Hizmetleri
E-max - Emax - Emaks Porselen Kaplama Tedavisi, diş hekimliği alanında sıkça kullanılan bir yöntemdir. E-Max, diğer seramiklere göre daha güçlü ve dayanıklıdır. Bu yöntem, dişlerin doğal görünümünü korumak için özel materyallerle kaplanarak şekil, renk ve formunun düzenlenmesi işlemidir. E-Max kaplama, diş hekimliğinde hastalara gerçekçi, doğal görünümlü gülümsemeler sağlamak için kullanılır. Bu hizmetler yanında ayrıca Zirkonyum Diş Kaplama Tedavisi de en çok tercih edilen tedavi yöntemlerinden birisidir. Tamamen porselen protezlerde kaplamalar altyapı olmadan tamamen porselenden yapılarak, dişlerin doğal görünümüne uygun olarak şekil, renk ve formunun düzenlenmesini sağlar. E-Max porselen kaplama'nın birçok avantajı vardır. En önemli avantajlarından biri, estetik bir görünüme sahip olmasıdır. Bu sayede hastalar, doğal ve gerçekçi bir gülümseme elde ederler.
Aynı zamanda, E-Max porselen kaplama, metal içermediği için alerjik reaksiyonlara neden olmaz. Bu da daha güvenli bir uygulama sağlar. E-Max porselen kaplama'nın bir diğer avantajı, kaygan bir yapıya sahip olmasıdır. Bu sayede diş yüzeylerinde tartar birikimi önlenir ve dişler daha kolay temizlenir. Aynı zamanda, E-Max kaplamaların dayanıklı olması da önemli bir avantajdır. Bu sayede hastalar uzun yıllar boyunca sağlıklı ve estetik bir gülümseme elde ederler. Tüm bu avantajlar göz önüne alındığında, Emaks porselen kaplama, diş estetiği ve sağlığı açısından oldukça tercih edilen bir yöntemdir. Kliniğimizden Lamina Diş Kaplama - Yaprak Porselen tedavisi hakkında da bilgi alabilirsiniz.
Kırık ön diş tedavisi, diş hekimliği alanında sıkça uygulanan bir işlemdir. Özellikle ön dişlerin minesinde küçük bir çatlak meydana geldiyse bonding yöntemi uygulanmaktadır. Bu yöntem, dişin çatlağına özel bir macunla dolgu yapılması ve ardından özel bir ışıkla sertleştirilmesidir. Ancak, kırık dişlerin tedavisi sadece çatlakları kaplamaktan ibaret değildir. Eğer dişin kırığı daha büyükse, diş hekimi daha kapsamlı bir tedavi önerir. Kliniğimizdeki uzman hekimlerimizin uyguladığı Zirkonyum diş kaplama tedavisi ve ağız ve diş sağlığınız için en önemli konulardan biri olan Gülüş Tasarımı - Estetiği Tedavisi hakkında da dentmaks.com.tr sitesinden bilgi alabilirsiniz.
0 notes
Text
Emaks Porselen Kaplama Hizmetleri
E-max - Emax - Emaks Porselen Kaplama Tedavisi, diş hekimliği alanında sıkça kullanılan bir yöntemdir. E-Max, diğer seramiklere göre daha güçlü ve dayanıklıdır. Bu yöntem, dişlerin doğal görünümünü korumak için özel materyallerle kaplanarak şekil, renk ve formunun düzenlenmesi işlemidir. E-Max kaplama, diş hekimliğinde hastalara gerçekçi, doğal görünümlü gülümsemeler sağlamak için kullanılır. Bu hizmetler yanında ayrıca Zirkonyum Diş Kaplama Tedavisi de en çok tercih edilen tedavi yöntemlerinden birisidir. Tamamen porselen protezlerde kaplamalar altyapı olmadan tamamen porselenden yapılarak, dişlerin doğal görünümüne uygun olarak şekil, renk ve formunun düzenlenmesini sağlar. E-Max porselen kaplama'nın birçok avantajı vardır. En önemli avantajlarından biri, estetik bir görünüme sahip olmasıdır. Bu sayede hastalar, doğal ve gerçekçi bir gülümseme elde ederler.
Aynı zamanda, E-Max porselen kaplama, metal içermediği için alerjik reaksiyonlara neden olmaz. Bu da daha güvenli bir uygulama sağlar. E-Max porselen kaplama'nın bir diğer avantajı, kaygan bir yapıya sahip olmasıdır. Bu sayede diş yüzeylerinde tartar birikimi önlenir ve dişler daha kolay temizlenir. Aynı zamanda, E-Max kaplamaların dayanıklı olması da önemli bir avantajdır. Bu sayede hastalar uzun yıllar boyunca sağlıklı ve estetik bir gülümseme elde ederler. Tüm bu avantajlar göz önüne alındığında, Emaks porselen kaplama, diş estetiği ve sağlığı açısından oldukça tercih edilen bir yöntemdir. Kliniğimizden Lamina Diş Kaplama - Yaprak Porselen tedavisi hakkında da bilgi alabilirsiniz.
Kırık ön diş tedavisi, diş hekimliği alanında sıkça uygulanan bir işlemdir. Özellikle ön dişlerin minesinde küçük bir ��atlak meydana geldiyse bonding yöntemi uygulanmaktadır. Bu yöntem, dişin çatlağına özel bir macunla dolgu yapılması ve ardından özel bir ışıkla sertleştirilmesidir. Ancak, kırık dişlerin tedavisi sadece çatlakları kaplamaktan ibaret değildir. Eğer dişin kırığı daha büyükse, diş hekimi daha kapsamlı bir tedavi önerir. Kliniğimizdeki uzman hekimlerimizin uyguladığı Zirkonyum diş kaplama tedavisi ve ağız ve diş sağlığınız için en önemli konulardan biri olan Gülüş Tasarımı - Estetiği Tedavisi hakkında da dentmaks.com.tr sitesinden bilgi alabilirsiniz.
0 notes
Text
Emaks Porselen Kaplama Hizmetleri
E-max - Emax - Emaks Porselen Kaplama Tedavisi, diş hekimliği alanında sıkça kullanılan bir yöntemdir. E-Max, diğer seramiklere göre daha güçlü ve dayanıklıdır. Bu yöntem, dişlerin doğal görünümünü korumak için özel materyallerle kaplanarak şekil, renk ve formunun düzenlenmesi işlemidir. E-Max kaplama, diş hekimliğinde hastalara gerçekçi, doğal görünümlü gülümsemeler sağlamak için kullanılır. Bu hizmetler yanında ayrıca Zirkonyum Diş Kaplama Tedavisi de en çok tercih edilen tedavi yöntemlerinden birisidir. Tamamen porselen protezlerde kaplamalar altyapı olmadan tamamen porselenden yapılarak, dişlerin doğal görünümüne uygun olarak şekil, renk ve formunun düzenlenmesini sağlar. E-Max porselen kaplama'nın birçok avantajı vardır. En önemli avantajlarından biri, estetik bir görünüme sahip olmasıdır. Bu sayede hastalar, doğal ve gerçekçi bir gülümseme elde ederler.
Aynı zamanda, E-Max porselen kaplama, metal içermediği için alerjik reaksiyonlara neden olmaz. Bu da daha güvenli bir uygulama sağlar. E-Max porselen kaplama'nın bir diğer avantajı, kaygan bir yapıya sahip olmasıdır. Bu sayede diş yüzeylerinde tartar birikimi önlenir ve dişler daha kolay temizlenir. Aynı zamanda, E-Max kaplamaların dayanıklı olması da önemli bir avantajdır. Bu sayede hastalar uzun yıllar boyunca sağlıklı ve estetik bir gülümseme elde ederler. Tüm bu avantajlar göz önüne alındığında, Emaks porselen kaplama, diş estetiği ve sağlığı açısından oldukça tercih edilen bir yöntemdir. Kliniğimizden Lamina Diş Kaplama - Yaprak Porselen tedavisi hakkında da bilgi alabilirsiniz.
Kırık ön diş tedavisi, diş hekimliği alanında sıkça uygulanan bir işlemdir. Özellikle ön dişlerin minesinde küçük bir çatlak meydana geldiyse bonding yöntemi uygulanmaktadır. Bu yöntem, dişin çatlağına özel bir macunla dolgu yapılması ve ardından özel bir ışıkla sertleştirilmesidir. Ancak, kırık dişlerin tedavisi sadece çatlakları kaplamaktan ibaret değildir. Eğer dişin kırığı daha büyükse, diş hekimi daha kapsamlı bir tedavi önerir. Kliniğimizdeki uzman hekimlerimizin uyguladığı Zirkonyum diş kaplama tedavisi ve ağız ve diş sağlığınız için en önemli konulardan biri olan Gülüş Tasarımı - Estetiği Tedavisi hakkında da dentmaks.com.tr sitesinden bilgi alabilirsiniz.
0 notes