#@tatlı meleğim
Explore tagged Tumblr posts
Text
Sonra Dedim ki Kendime"
O Başkasını Düşünürken
Sen Kimin Uykusuzluğundasın.!🚬
Sana ben zaten VURGUNdum
Bir de SEN niye VURDUN ki şimdi
╲\ | /╱╭━━━━━♡━━━━╮╲\ | /╱
»-💘-»HeLaLiM»-💘-»
╱/ | \╲╰━━━━━♡━━━━╯╱/ | \╲
155 notes
·
View notes
Text
BEN SENİ YÜREĞİME HEYECAN VERESİN DİYE DEĞİL
BEN SENİ YÜREĞİMDE FIRTINALAR KOPARASIN DİYE SEVDİM
BEN SENİ EL ELE TUTUŞUP DOLAŞMAK İÇİN DEĞİL
BEN SENİ KALBİMDE RUHUMDA YAŞATMAK İÇİN SEVDİM
BEN SENİ LEYLANIN MECNUNU SEVDİĞİ KADAR DEĞİL
BEN SENİ BİR KULUN ALLAHAA TAPTIĞI KADAR SEVDİM
BEN SENİ CANIMA CAN KANIMA KAN OLASIN DİYE DEĞİL
BEN SENİ ÖLESİYE ÖLÜMDEN ÖTESİYE SEVDİM.
𝘉𝘪𝘭𝘪𝘺𝘰𝘳𝘴𝘶𝘯 𝘋𝘦𝘨̆𝘪𝘭𝘮𝘪,
𝘛𝘶̈𝘮 𝘥𝘶𝘢𝘭𝘢𝘳𝘥𝘢 𝘴𝘢𝘥𝘦𝘤𝘦 𝘴𝘦𝘯𝘪 𝘪𝘴𝘵𝘪𝘺𝘰𝘳𝘶𝘮.
𝘚𝘦𝘯 𝘣𝘦𝘯𝘪𝘮 𝘥𝘶𝘢𝘭𝘢𝘳ı𝘮𝘥𝘢 𝘵𝘦𝘬 𝘺𝘢𝘭𝘷𝘢𝘳𝘥ı𝘨̆ı𝘮, 𝘊𝘢𝘯𝘢𝘯𝘥𝘢𝘯 𝘵𝘦𝘬 𝘥𝘪𝘭𝘦𝘨̆𝘪𝘮, 𝘵𝘦𝘬 𝘪𝘴𝘵𝘦𝘨̆𝘪𝘮𝘴𝘪𝘯.
𝘋𝘶𝘢𝘭𝘢𝘳𝘥𝘢 𝘥𝘰𝘺𝘶𝘮𝘴𝘶𝘻 𝘴𝘦𝘷𝘥𝘪𝘨̆𝘪𝘮𝘴𝘪𝘯,
𝘥𝘶𝘢𝘮𝘴ı𝘯, 𝘥𝘶𝘢𝘭𝘢𝘳ı𝘮𝘴ı𝘯.
Sen 𝘣𝘦𝘯𝘪𝘮 𝘖'𝘯𝘢 𝘢𝘥𝘢𝘯𝘮ı𝘴̧ 𝘦𝘯 𝘨𝘶̈𝘻𝘦𝘭 𝘱𝘢𝘳𝘤̧𝘢𝘮, 𝘚𝘢𝘣𝘳ı𝘮, 𝘪𝘮𝘵𝘪𝘩𝘢𝘯ı𝘮, 𝘬𝘢𝘻𝘢𝘯𝘤ı𝘮 ve 𝘥𝘶𝘢𝘭𝘢𝘳ı𝘮𝘥𝘢 𝘥𝘰̈𝘬𝘶̈𝘓𝘦𝘯 𝘨𝘰̈𝘻𝘺𝘢𝘴̧𝘭𝘢𝘳ı𝘮𝘴ı𝘯.
𝘈𝘕𝘓𝘈𝘒𝘐̇ 𝘚𝘌𝘕 𝘉𝘌𝘕𝘐̇𝘔 𝘊𝘈𝘕𝘐𝘔𝘚𝘐𝘕..
156 notes
·
View notes
Text
Bak bir varmış bir yokmuş
Eski günlerde.
Tatlı bir kız yaşarmış
Boğaziçi'nde.
İşte bir sabah erken
Masal böyle başlamış.
Delikanlı genç kıza İskelede rastlamış.
Bakışmışlar göz göze,
Gören kimse olmamış.
Fakat denizde dalga,
Oynamaya başlamış.
Delikanlı yaklaşmış,
Ne kadar güzelsiniz.
Güzel kız uzaklaşmış,
Fakat Siz de kimsiniz?
Ben bir erkek meleğim,
Bırak yanına geleyim.
Ellerimi sürmeden,
Gözlerimle seveyim.
Hayır hayır olamaz!
Annem çok kızar buna.
Beni kenara ayır,
Git takıl ona buna!
Şayet istersen beni,
Bize yolla anneni.
Söz veriyorum sana o
Olacağım gelini.
Delikanlı fırlamış,
Bir ok gibi yaylanmış.
Evin yolunu tutup,
Annesine yalvarmış.
Demiş, al kızı bana!
Delireceğim ana..!
Yoksa oğlun ölecek,
Siyah gözler uğruna.
Kadıncağız üzülmüş,
İçi titreyerekten,
Güzel kızcağız açmış,
Kapıyı gülerekten.
Demiş, geç kaldın hanım..
Bak evlendim artık ben.
İki saat bekledim,
Nerede Kaldın kadın sen!
(Fecri Ebcioğlu)
80 notes
·
View notes
Text
KADERİMSİN
Aşığım sana desem/ Bana gülermisin?
Seviyorum seni desem/ Sende beni severmisin?
Her insanın aşık olduğu şu yalan Dünya'da/
Güzelim sen,,,,/ Sen benim kaderimsin!
Güzelsin gül kadar/ Dikenin olsada.
Tatlısın bal kadar/ Acı gerçekler olsada.
Türlü dümenlerin döndüğü/ Şu yalan Dünya'da/
Birtanem sen,,,,,/ Sen benim kaderimsin!
Gül diyemem sana/ Gül gibi solarsın.
Sev diyemem sana/ Sevenler gibi yanarsın.
Sevgilim diye tutmasanda ellerimden/
Meleğim sen,,,/ Sen benim kaderimsin.
Bahtı kara gönlümün/ Tatlı yarasısın.
İçinnnn,için yanan yüreğimin/ Tek ilacısın.
Yaradana sığınıp/ Ellere bakma sakın.
Çünkü sen,,,,/
Güzelim sen,,,/
Bir tanem sen,,,/
Aşkım sen,,,/
Sennn benim kaderimsin!
25 notes
·
View notes
Text
merhaba meleğim. merhaba güzel kızım. bugün senin doğum günün. on sekiz yaşına kanat seslerini bıraktın bugün, duydum. sen burada olsaydın doğum gününü kimseye söylemez, ayın yedisi olduğu an "doğum günümdü.." diye post atıp, unutanlara trip atardın. ama ben yine hatırlıyorum meleğim. burada olsaydın on altıncı yaşından, on sekizinci yaşına şahit olacaktım. birlikte büyüyüşümüze şahit olacaktık. iki sene olacaktı meleğim. iki sene. bazen bencil oluyorum, üzgünüm. ama gerçekten seviniyorum senin adına, canın yanmıyor çünkü. bu günleri görmüyorsun. artık kimse seni üzemez. mutlusun güzel kızım. en çok da buna seviniyorum. ben bilmem öyle uzun uzun yazmayı. bilmem öyle edebiyat yapmayı, upuzun satırları kelimelerle süslemeyi. bilmem işte ben sevgimi öyle şatafatlı kelimelerle, cümlelerle dillendirmeyi. biliyor musun, bazen de benden hiç gidemeyecek olmana seviniyorum. hayatımda olan herkes gitse, gitmeyeceğinden emin olduğum insanlar bile gitse hayatımdan, sen gitmeyeceksin. çünkü sen artık daha fazla gidemezsin. sen zaten çok uzaklardasın. artık bırak şehri, bırak ülkeyi, aynı dünyada bile değiliz meleğim. seni melek olarak tanıdım, melek olarak kaybettim. ama biliyorum ki, şu an hiç olmadığın kadar meleksin. bak gördün mü, görmedin belki ama yanlışlıkla melake yazdım. sen benim bir tanecik melakemsin. yerini hiç kimse dolduramaz. bunu sana beş şubatta her şeyden habersiz söylemiştim, hatırlıyor musun? sonra "görüşürüz" diyip uyumaya gitmiştin. görüşecektik hani meleğim.. neden hâlâ uyanmadın? beş şubattan bu yana yüz yirmi bir gün oldu. sen nasıl uyudun bu kadar? hiç uyanmayacaksın, kavuşana kadar. tatlı rüyalar bu dünyanın gelmiş geçmiş en temiz meleği. yeni yaş günün umarım orada ablan ve kardeşinle güzel ge��iyordur. doğum günün kutlu olsun bi'tanem.. iyi ki iki sene boyunca hayatımdaydın. iyi ki vardın meleğim. iyi ki vardın.
40 notes
·
View notes
Text
angel vaunt ︵‿୨♡୧‿︵
★ Güzelliğim en yoğun tatmin ve doyum duygusunu çağrıştırıyor. Güzelliğim o kadar akıl almaz ki, insanlar gözlerime baktıklarında galaksileri, yıldızları görebiliyor, geçmişi, bugünü ve geleceği aynı anda hissediyorlar. Beni az da olsa anlatabilecek tek kelime melektir. Çünkü ben buyum; bir meleğim. Kalbim saf altından yapılmış. Ben nazik, tatlı ve cömertim. Ben dünyaya bahşedilen en büyük armağanım.
★ Ben en parlak parlayan yıldızım. İşte bu yüzden insanlar beni sevmekten kendilerini alıkoyamıyorlar; ben türünün tek örneğiyim ve insanlar, en eski mitlerde ve efsanelerde bile bundan daha cennetsel, çekici bir güzellik duymayacaklarını biliyorlar.
#vaunts & affirmations#shiftruby#manifesting#spiritual#affirmations#vaunting#manifestation#loa#law of assumption#affirmyourlife#loa blog#shifting#angel
11 notes
·
View notes
Text
Yedi Güzel Adam
Bu insanlar dev midir
Yatak görmemiş gövde midir
bir yara açar boyunlarında
Kolkola durup bağırdıklarında
- Yar kubanın olam
Dağlar önüme durmuş
Ki dağlanam
Çekip pırıl pırıl mavzerler çıkardılar oyluk etlerinden
Durdular ite çakala karşı yarin kapısında
1.
Yedi adam biri bir gün
bir kan gördü
gereğini belledi
yari asla koynuna
Ayırmaz kanı yanından
Beyaz haberlerim var kardeşlerim
- Bir güzel ince gelin
Kabartır göğsünü toz duman içinde
gelinliği durur çıkartıp bıraktığı yerde
İçerlerden bir taşlı tarladan
Kaynayan nehrin gözünde
unutmuş gelin alınlığını
Avuçları sıcacık yumulu bedenine dayalı
Kalın bilekli badem topuklu
Seyirtir o ince gelin
g r e v l i'lere şifalar götürmek için
Beyaz haberlerim var kardeşlerim
- Gölgesiz meydanlara
aklı yağmalayanlar arasından
yayılırsa karanlık fısıltılar
ya da güzel dışlı yapay çiçekleri
Muhtemel bir genç kızın
Başına atılırsa
yedi adamdan biri
Bir gün bir kan göreni
Kabukları soyulmuş
Taze devrilmiş bir ağaç gibi
Çeker çıkarır kendi kadınlarından
Fırlar yataklarından tatlı uykudan
Çıplak yalın ve güzel adaleli
O er alarak
Seyirtir danseder gibi
- Önce sağlam olmalı arkam
O ince gelin
Berilir hemen ardında erin
1000 yıl durmadan en atmış bir çınar gibi
G i d i y o r dansöz gibi
Yere ve göğe açık avucunda o kan
O işlem onda güvercin ve sevap
Onlarda en ağrımalı yara
Ve yollanıyor o güvercin onlara
Güvercin değişiyor gittikçe ondan
Güvercin değişiyor vardıkça onlara
+ ve aman ne uzun sürüyor bir düşman öldürmek +
Yedi adam artık bir kan göreni
Varıyor dengede
Kuğu gibi sarkıyor onlara
akıyor onlara
şiirler söylüyor ve mısralarında
işlek çelik kümeleri
ve kalkıyor her bir ulaşmasında
iki yanında sülüs ve vav gibi
bir vuruşta öldüren elleri
-Karanfil serpercesine
Bir kez daha vurdum ya Allah diye açtığım yaralara
-Güzelin düşmanı güzel olur
güzelin yari güzel olur
O varıyor tüm meydanlara
Kanı okşayarak ve kabartarak
Kanı okşa ve kabart
Ve sonra sabah kahvaltısında
İçinden geçirmekle varsın sofrana
Çocuklarımızın ellerinde büyüyen gagalı şeylerin
Tanrının buyruğu ile ortaya çıkarttığı
Gürbüz bir yumurta
II.
Yedi adam biri bir gün
bir aşk gördü
gereğini belledi
ölüm girse koynuna
Ayırmaz aşkı yanından
Beyaz haberlerim oluşuyor kardeşlerim
Daha ne kadar saklanabilirdik seninle:
Yaylalardan nasıl geçtik
Çobanlara yetişemedik ama uzaktan
zahmetsiz ve hiç kimseye değil gibi konuşan ağızlardan
Ne bilge sözler dinledik
Sığındığımız
Ve içinde saçlarımız göle girmiş gibi ıslanan
O dev O kabul eden O izin veren mağaralar
Yine açık yine buyur'lu
çekildi üstümüzden. - Çalıların
Bilen duruşlarıyla karşılaşırdık koşuşurken gizlilere
Güneşi tez gördük dağlarda
Ormanın ay çiçeği gibi uyanan hayvanlarıyla
İlk iş gövdemizin acıktığını anlamak oldu
Gittik kokladık ekmeğimizi tarlalarda
O gün gezdim seni elllerimle
Söyledin: Geniş vuruyor yüreğin
Ülkeye tez giden ayaklarımla varıyorum
Kanım temizliği seven bir kola atılıyor durmadan
Yıkanmış güneşte yeni kurumuş çarşaflar gibi
Serin ve ürpertici gövden
Yaklaşmaktasın ve & çok yakınıma taşıdığım & güller
Sana canı g��nülden aşık oldum meleğim
Kollarına gümüş bilezikler düşündüm
Dostlar buldukça onlara
Kalın kaşlarını övdüm
Güzeldin
Gövden gerilmiş devinmekteydi
Bir tobloda gibi her bakmaya değişen
Karanlık anlamlardan arınan yüzünle
Hakkı verilmiş
Zehirleri alınmış kazanlarda
Demirle birlikte çeliğe koşmaktaydın
Ve döllenmekteydin mengenelerle kucaklanarak
İşçi eğilir bükülür ve doğrulur
Köylü bükülür doğrulur eğilirken
İnsan iyi maden kuyumcuda
Güzeldin & Gövden
Yeni bir iklim gibi yayılmaktaydı karalara
Ağaçlar,kırlardaki hayvanlar kasabadaki insanlarca
İşte davetliydin
Acıktık bıçaklarına kanımızı gütmekteymişin gibi
Gelip acı sözlerin için
Bir çekmece koydun yaralarımıza
Ve ellerin uçuşan yapraklar gibi
Brden
Nasıl yalnız olduğumu anladım
Kimseler yoktu ikimizden başka birbirine bakan
Susuyor sessizce
Aşkla ilerliyorum
Milletim bileniyorum
Devirmeye
Devirmeye safrası beynimi üleşen
Elleri karımın üstünde birleşenleri
Bundan böyle yekinmeye hevesli yüreğim
& sanatsever halkımıza duyrulur &
Aklım eski izlerde şimdi
İz demek
Bir geniş
Bir kendine dönük bir en ileriye
Yol demek
Usulca kalkıp gidene: Dur
Ki çevrileceksin
Toydun cesurdun
Gençtin atıldıın
Bilmezdin atıldın
Kabuğu oydun oydun
Kabukta kaldın
Sis iner örter mermeri
ağacı binayı
Sis kalkar kalkmaz
Gürünür mermer
Ağaç ve dev
Bu adamlar dev midir
Yatak özlemez gövde midir
Gül açar boyunlarında
Kolkola durup bağırdıklarında
Bomba düşmüş gibi deprenir toprak
Konuştuklarında
- Yar kurbanın olam
dola yaşmağını bileğime
Ki düşmanı güzel vuram
Çekip mavzerler çıkardılar oyluk etlerinde
Durdular ite çakala karşı yarin kapısında
III
Yedi adam biri bir gün
bir yar gördü
gereğini belledi
yari asla koynuna
Ayırmaz yari yanından
Alev gerekli kentliye
Bu ısıtma devleri kentte
bir an önce inmeli oğlum
& bütün gün badem çırptım
üzümün tehini armudun çürüğünü ayıkladım
uykuya geç vardım
yatağın içine elimi daha yeni koydum
rahatıma doymadım ama..&
ÜMMETİ GÖZETMEM GEREKLİ
Ben seni beyaz haber ustası
Olasın DİYE boğmadım - DOĞURDUM
Beyaz haberlerim için hazır olun kardeşlerim
Anam su döküyor ellerime
Bedenim hızla kaçıyor
Gözlerime toprak atan uykudan
Suyu çarptıkça yüzüme ve gözlerim yalnız
Yanıyorlar
Yemi torbanın dibine gelince beygir
İri saman saplarının arasından
İri etli dudaklarına
Küçük zor bulunan arpaları topluyor
Bir parça daha yükselen
bir parça küçülen
Bir parça daha uzak duran yıldız
Beygir ve yanında duran semeri
Evin gerisinde yığınla odun - badem dalları
Ve kuru alıç kökleri
Ve ben o zaman bilmezdim halka
Ateş gerektiğini
Çalışır gün boyu kuru ağaçları devirir
Badem çırpar budardım yaban çalıları
Gün tepeme değsin öğleye durayım
Gün tepene değsin öğleye durasın
Kökleri hem derinleri hem sığları sarmış
Durmaksızın nimet devşiren
Ceviz ağacının altında.-
Öğleye durmayı
Hiç düşündüm mü ağaç neden hayvan değil:
Çünkü kan'dır hayvan
Damardır ağaç
O ceviz ağacının altında
Dallarına ve köklerine
Bir öz su damarı gibi bağlanarak
Onlar ve ağaçlar
Toprak ve kalbinden doyurduğu hayvanlar
İşitmişler bakın onlarla
Onlar ve yapraklar
geniş bir ağızla üfürülüyormuş gibi kımıldamaya başladılar
Onlar ve tüfeğimi doğrulttuğum kuşlar
Şimdi öldürme vaktim değil
Baaşıma omuzlarıma konun
Dudaklarımdan ve kalbimden dinleyin
& İşte bakın ekmek böyle tutulur &
Öğleye durarak bağlıyorum bu tepeleri
O tepelere
Eğlenme doğada - kentte bu gece ışıklar yanmadı
Damlardan
Çorba dumanı yükselmemekte
Yufka ekmeği
Toprak ve ağaç kokulu ellerimle
& İşte bakın ekmek böyle tutulur &
Şu en artist
Ve lokmayı taşıyan parmakların ucunda
Pıt pıt bir damar gibi atan
Yemin ve billah
Sıcak bulgur aşının kalbidir
Dedim çünkü kalk
Yoksa sütüm helal olamaz
Düşündüm sol kolları kesik insanların
Ne denli mahir olduklarını sağ kollarında
Beyaz haberlerim için toplanın kardeşlerim
- Adım Mustafa ve Niyazi ve Abdurrahman
Kafkas yaylalarında çadırlarımın
Sürülerimin ocak taşlarımın
İzleri vardır & doğup yürümeye başlayınca
Çıplak basmıştım toprağa &
Yine de ana'vazım duymasam hiç uyanmam
Bedenim öylesine yorgun babam öylesine ölü
Ölü gibi kımıldamıyor dedem
Sini belli kendi belli değil
Ne bir hak torunlarında ne yaşayan bir arzusu
Ellerim yumruk dizlerimin arasında(tam üç yüz yıl)
Etim etimin sızısını alsın diye
Kalk çünkü sabah yıldızı
Bir mızrak boyu yükseldi
+ iri ve zeki
uçları nemli bir göz gibi +
IV
Yedi adam biri bir gün
bir bela gördü
gereğini belledi
Yalvarsa evleri harap kadınlar
ve ağlayan bir kaç çocuk
Kamalar salınsa karnına
ayrılmaz belalı yanından
Haberime kulak asmayıp - Duymadık
Demeyesiniz kardeşlerim
Ülkem bugün
Yariyle buluşmuş gizlilerde
Tepeden tırnağa yeni yıkanmış
Ve örtüler içinde
Göz kapakları kale kapıları
Gibi örtülü
Yassı gözlü kabarık alınlı
Kalbine ve beline zengin
Düzgün bedenli bol saçlı erkekler gibi
Ülkem
Tepeden eteğe yıkanmak için
Aşıdan sonra paklanan
Ovalara yayılmış kadınlar
Evi uçsuz bir yol gibi bekleyen
Yavruya verilecek süt gibi
En sıcak yerinde bekleten
O kadınlar gibi ülkem
- Yürürüm bayırlarda
Gücüm ne merkezde tartmak için
Kulak verir
Dinlerim ağacı
Geçerken beton döşeli apartman kaykılı toprakta
Sesim nasıl etkili yoklamak için
Durdurur sorarım kentliyi
Ne haber böyle :
Nereye :
Bela üreten elim
Nasıl davranır belalar içinde
Sınamak için
Uzanır okşarım saçlarını ey yarim
Bakarım aşık ve hoyrat ellerime
Bir gün sapsarı kesildim
Öyle bir tabiat vardı ki gövdemde
İnsanları görmezdim bile yanımdan
Bir hava bulutu gibi geçerlerdi
İçimden
Gidip dağlara
Kafa tutmak gelirdi
Bir gün ben
İri ve kaslı gövdem
Sapsarı kesildim
Hali harap bir dev çıktı önüme
Gözlerini öyle açtı ki yüzüme ve ağlamış
Sonra söyleştik
Bu bir nöbet devriydi kardeşlerim
Bizimle aşkta olanların
Eline su döksünler
Çadırlarının önüne o küçücük
kilimleri sersinler
V
Yedi güzel adam
Biri bir gün bir dağ gördü
Gereğini belledi.
Ki o dağ
Ağaçsız ve yalnız
Gökle alıp veriyordu.
Rüzgarla ürperir gibi olurdu
Beygirin derisi nasıl ürperirse boydan boya
Dokununca.
Yılanla akreple kertenkele
Tavşan keklik kurtla
Onlarla
Hayvanlarla kımıldanırdıı
Dağ bu
Serpilmiş atılmış yer kapmış
başa kuruluş.Böbürlenmeden iri kendiliğinden koca
Dağ bu
Devir. söz gelsin. kervan devri
Eteğinde ipek yolu zencefil yolu
Kara ve beyaz yolu zenci. Develer
İçerek karınlarından tüylerinden geçirerek
Dağı yiyerek. söz gelsin. beslenirlerdi
Dağ bu
Devir kuş devri
Geçerdi kartal
İşte o kartal
Renksiz ısıvermeden
Ürkmeden ürkütmeden
Kendinden geçerek süzülür
Dikine batar dikine çıkar
Coştumu
Vurur kendini dağa - ölürdü parçalanarak
Dağ bu
Devir aslan devri
Yer yer toplaşarak
erkekli dişili
Sık sık oynaşarak
Devir insan devri
Geçti geçti
İnsan geçti
Et geçti kan geçti
Göz geçti
Gelenler
Yeni gelen yeniden sonradan gelen
Geçti geçti
Dağ bu
Yılanla kımıldanırdı
Yılanla kımıldanırdı
Yedi güzel adamdan biri
Bir gün bir dağ göreni
Durdu sevmeden bilmeden devinirken
Durdu durdu seyreyledi
Sordu :
dağ nicesin
günde mi gecede misin
geçmişte şimdide
yoksa gelecek bir düşte misiin
Dağ serpildi
Atıldı yeniden yer tuttu
İlk kez yılanla kıpırdanmadı
Gözü görür görmez
Dağa göçtü güzel adam
Eteğinden yukarıya üç gün
Yürüdü.Bir yılda dolandı
Çevresini.Eğlenerek kayalarda geceleri
Yürüdü günde ve bir kuş gibi
Görerek de
Durmadan dolandı dağın çevresini
Artık dağ yılanla kımmıldamadı
Kımıldardı onunla
Hırçındı adam hep hırsla
Yaralıymışca inlerdi
Yüzü durgun gözler duru berrak
Hırslanırdı ayağıyla - avuçlarından ter akar
Omuzlarını burardı
Ola ki anlatsa dağ
Der hırçındı adam ince bilekli
Azgıın topuklu
İnce uzun parmaklı karınsız
Karşı koyan omuzlu
Yerken güzel yer doymadan kalkar
Oturarak ve hayvanlardan bile
Gizlenerek işerdi
Adam hırçındı - saçları uysal akardı
Rüzgarla kardı
Esinti olmadan zaten akmaktaydı
Uzun boylu değildi
Ama kendinden uzunu yoktu - yalnızdı
Geçince önünden
mağaralardan kuş tavşan kurt yavrusu
Dağa vururlardı
Serçe tohum düşürürdü ağzından
Tavşan yeşerince onu
Yerdi kökünden
Ot üremedi
Ağaç üremedi
Dağ ağaçsız ve yalnızca
Gökle alıp veriyorrdu
Adam küçük bir kaya düzlüğünde
Toprakta mağra içinde mağara kapısında
Kaynak başında kuru yamaçta
Dururdu
Eğilip alnını
Yaydıkça yere iki elinin arasına
Göğsü çatırdayarak eğilir
Parçalanarak doğruldukça
Dağ cezbelenir
En yüksek zirvesini kayalı alnını
Yamaçlar yamaçlara yayılan yüzünü
Adam eğilip koydukça yüzünü toprağa
Eğilip koyacak yer arardı
Dağ cezbelenince
Doğrulup eğildikce
Ovaya bir anda
Kentler serilir
Yollar fabrika çevrekleri bentler
Yedi adamdan biri
Bir gün bir dağ göreni
Yeni bir soluk çekti içine
Deeğişti aynı kalarak
İndi kente
Dağıyla
Esen başı
Serin başı geniş kollarıyla
Gözleri yüzünü kaplıyacak gibi büyüyerek
Ve şakaklarında
Avuçlarının arasında güçlükle tuttuğu
Bir şey duruyordu
Yedi adamdan bir dağ göreni
Buyruğu dağa diyeni
Dağdann buyrukla kente ineni
Suları yürüyerek geçeni
Çekip mavzerini çıkardı oyluk etinden
Durdu yarin kapısında
VI
Yedi güzel adam
biri bir gün
bir sofra gördü
gereğini belledi
Sağdan soldan
hoşça davetler gül kuyusu etler
mevkiler
sözümona kadın
entrika
tehdit
teklif pof pof
kazanç
savaş
tümü ölüm işaretleri
O ayrılmaz sofrasından.
Yedi güzel adamdan biri
Bir gün bir sofra göreni
Diğer kardeşleri gibi
tanrı adıyla başlansın cömertliğe
misillu
bir sözle
nalbantyani bıyıklarını çekerek
çöker
Mavi bir yemekle başlardı
bir kaçış
belleğime vur benim
az'ı vur debelensin
bir at ansanblesini
şaha kalkmışlığın psikodinamiğinden vurarak
çocuk avuçlarında tablolar
yalın kılıç ve ünleme isteği
ile
soy bir yanımı
uzat mahzenlerdeki ses bloklarının içine
hoyratken
ellerim birer oymak bir göçebelik
kız kazımağı
daha bayıltıcısı olmadı iliklerimde
Ha ben ha varlık göçmeni kalbimin şuuru
ağaçları dereye fırlatıtırır yamaca
bilinçle ürküp
evciliklerden
Gün - gün Gün - gün
Yar bu obada
evinde
bir laleler içinde
döşeğine ve uşkusuna
binilişine ve ekmeğine rahat
ulu önder mübareki
tasasız ve yavrusundan emin
iken
Yedi adam her biri
obalarda
bal kutusu kayalarağzında
toprağın
al suyu al tohumu
ya hak
insana doğru
kıvrımları kokuları
yükselir uçuşurken
herbiri bir bezirgan oku
bir kervan koruyanı
Her biri
bir yedi güzel adam bahadırı
beyi ya kılıççısı
olarak dolanırlar iken
obalarda
kentlerde
bahçelerde
evağızlarında
Bir gün bir sofra gören yiğit
bir kadın dövdü
elini bin tövbeyle yıkadı
Senin adınla başlarım ekmeğe
Senin izninle varsak yarenliğe
Dostluk olup yardan dostluk görerek
Göçer sözümüz dörtbaşlı ejdere
Bir gün bir sofra gören yiğit
Bir günah sevdi
Belini bin tövbeyle yıkadı
Senin adınla...
Senin izinle...
Dostluk olup...
Geçer sözümüz...
Gün - gün Gün - gün
Onlar o oada bu obada
Kan dolaşımı soluk hızlanışı safalarında
yavaşlayıp duran tunç kaplar
parmak uçlarında bakır oyukları
aşk var
ak bir mermer damarı yarıldı
toprağın derininde
üstünde
kızını ve oğlunu avutuyordu
Tayları deli dolu genç yalaz
Engin otluklarda
Bir milyar koyun keçi manda mecik
Uzaklaşıp sırlı başlardan
başıboş ve görevsiz
Çepeçevre sohbete oturmuş gibi
Dana irisi köpeklere
doğru
kuşku duymadan yaklaşarak
azgın dişleyicilerin önünden
bilmecesiz
bir köylü kalabalığı tavrıyla
geçerek
Sevgili anneciğim
Kemiğim
Uyanınca dağın bayrağını açarlar: ova
Güneş yine aynı eğriden görünür
ve sofralar binlerce
esenlik dolu kızlarla serilir
- ne de kuşlar sabırsızlanır -
Çocuklar
Anne
Ve peşlerinde
Uykunun ve yatağın çiçekleriyle
Süzülüp gelen yaşlılar
Sofranın eteklerinde
Çok oldu renk yollarını
Çatı kirişlerini
Değirmenin taşlarını
Onaran kişiler
Bileklerinde beylikleri
Sular geçirip ağızlarından
Seyirttiler
Onun sabah sofrasına
Sevgili dostum
etim
Cahit Zarifoglu
13 notes
·
View notes
Text
"Efendim dayıcım?"
Elindeki parlatıcıyı bana doğru sallayan Yağmur'a baktım. Peltek diline rağmen bol bol konuşan bu çocuğu anlamak bazen çok zordu. Annesi hariç kimse anlamıyordu, babası bile...
"Dayı sana sürelim mi?"
Anlamak için birkaç saniye bekledim, beynimin süzgecinden geçtikten sonra kaşlarım havalandı. "Sürmeyelim dayıcım." dedim geriye doğru çekilirken. Elzem'in gülüşünü duyduğumda kafamı kaldırıp ona baktım, elinde bilgisayarla bir şeyler yapıyordu. "Ama Elzem Dayın çok sever bak bunları, ona sürsene." Mutlulukla Elzem'e dönen Yağmur birkaç adımda yanına gitti. Penguen gibi yürüyordu.
"Dayı." dedi ı harfini bolca uzatarak. "Meleğim." diyerek bilgisayarı kenara bıraktı, kucağına aldı Yağmur'u ve kulağına eğildi. Bir şeyler söyledikten sonra kafamı yana yatırıp koltukta savunma pozisyonumu aldım. Kucağında Yağmur ile ayağa kalktı. "Merih dayısı," elindeki parlatıcıyı açtı. "Bu Yağmur'un en sevdiğiymiş." Üstüme doğru geldiklerinde koltuğa sırtımı iyice yaslamış ve ayaklarımı tekme atabilmek için kaldırmıştım. "Sana sürmek istiyormuş."
"Lütfen." Dedi Yağmur, daha çok 'lütten' demiş gibiydi. Peltekçe söylediği her şey bana çok tatlı geliyordu ve ben her seferinde kabul ediyordum. Bir nefes alıp verdim ve onlar gibi ayağa kalktım. Kapağını açtığı parlatıcıyı dudağımdan taşıra taşıra süren Yağmur'a ses çıkarmadan bitirmesini bekledim.
"Annecim napıyorsun?" Hafif şaşkınlıkla sorulan soruyla gözlerimi kapıya çevirdim. "Anne," dedi Yağmur Elzem'in kucağından resmen annesinin kucağına atlayarak. "Merih Dayımı boyadım!" Adımı söyleyememesine gülerek başımı iki yana salladım. Elzem ellerini beline koymuş Yağmur'a bakıyordu. "Yağmurcum hani eşyalarımı alırken izin isteyecektin?" Yaren, Yağmur'un elinden parlatıcıyı alıp gülmemeye çalışarak bana baktı. Aynısını Elzem de yapınca göz devirdim.
"Elzem Dayıma da sür." Kaşlarım havalandı ve alttan alttan bakışlarımı Elzem'e yönelttim. Kollarımı uzattım ve omuzlarını tuttum ama birkaç adım geriye gitti, ben de iyice yaklaştım ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. Dudaklarımdan taşan parlatıcı ona bulaşırken Yağmur'un kahkahasını duydum, Yaren'in ise onaylamaz seslerini duyabiliyordum. Dudaklarımı ondan ayırdım ve hızlıca Yaren'in arkasına saklanmak için hareket ettim ama beni yakaladı ve ellerimi arkamda birleştirdi.
"Ben çocuğumla beraber gidiyorum," dedi Yaren arkasını dönüp kapıdan çıkarken.
4 notes
·
View notes
Text
💘 Misafir Çocuğu Gibiydin. Geldin, Dağıttın Ve Gittin.💘
╲\ | /╱╭━━━━━♡━━━━╮╲\ | /╱
»-💘-»HeLaLiM»-💘-»
╱/ | \╲╰━━━━━♡━━━━╯╱/ | \╲
153 notes
·
View notes
Text
Sen Benim Aşk Ararken
Bulduğum Değil
Aklımda Yokken
Aşık Olduğumsun
Dudaktan Öpüp
Herşeyimsin Diyeni Değil
Alnından Öpüp
HELALİMSİN"Diyeni
Seveceksin...❤️
╲\ | /╱╭━━━━ ━━━━╮╲\ | /╱
»-💘-»HeLaLiM»-💘-»
╱/ | \╲╰━━━━ ━━━━╯╱/ | \╲
169 notes
·
View notes
Note
Bu gece gel benim ol diyemem
Sana ben aşkımı söyleyemem
Utanırım beni öp diyemem
Ele güne sorma beni
Yaralama vurma beni
Hani o tatlı gönül çiçeğim
Hani kanatlı beyaz meleğim
Bu gece zevki sefa edelim
Şerefine vur kadehi
Meze yapıp, harca beni
Karabiberim vur kadehlere
Hadi içelim, içelim her gece
Karabiberim vur kadehlere
Hadi içelim, içelim her gece
Zevki sefa, doldu gönlüme
Hadi içelim, acıların yerine
Bu gece gel benim ol diyemem
Sana ben aşkımı söyleyemem
Utanırım beni öp diyemem
Ele güne sorma beni
Yaralama vurma beni
Hani o tatlı gönül çiçeğim
Hani kanatlı beyaz meleğim
Bu gece zevki sefa edelim
Şerefine vur kadehi
Meze yapıp, harca beni
Karabiberim vur kadehlere
Hadi içelim, içelim her gece
Karabiberim vur kadehlere
Hadi içelim, içelim her gece
Zevki sefa, doldu gönlüme
Hadi içelim, acıların yerine
Karabiberim vur kadehlere
Hadi içelim, içelim her gece
Karabiberim vur kadehlere
Hadi içelim, içelim her gece
Zevki sefa, doldu gönlüme
Hadi içelim, acıların yerine
Karabiberim vur kadehlere
Hadi içelim, içelim her gece
Karabiberim vur kadehlere
Hadi içelim, içelim her gece
Zevki sefa, doldu gönlüme
Hadi içelim, acıların yerine
Karabiberim vur kadehlere
Hadi içelim, içelim her gece
Karabiberim vur kadehlere
Hadi içelim, içelim her gece
Zevki sefa, doldu gönlüme
Hadi içelim, acıların yerine
KARABİBERİMMMM 💃💃 VUR KADEHLERE HADİ İÇELİMMM 💃💃💃💃💃
0 notes
Text
30.10.2023 saat 2.24
13 Haziran 2016’da dilediğim şeyin 2 sene önce gerçekleştiğini yazmaya geldim. Gözyaşlarım yine akıyor. Buraya her yazdığımda olduğu gibi değil ama bu sefer… Bu sefer mutluluk ve hüzün karmaşık. Evet 21 yaşındaki Sultan sana söylemeye geldim: Şimdi 28 yaşında hayatımın aşkı en yakın arkadaşım diyebileceğim biri var hayatında… Hatta çoğu zaman ona bahsediyorsun bunu. Bir perim bir meleğim olsun istemiştim görünmez olsa da olur diye… Adını buraya açıkça yazabilirim. Süha… Çok güzel değil mi ismi de? Yıldızları zaten çok seviyordun. Süha öyle tatlı öyle sıcak biri ki onunla büyümek hatta onunla yaşlanmak istiyorsun. Bu sır mı bilmiyorum ama anne olup birlikte bir çocuk büyütmek fikri bile inanılmaz güzel geliyor. Süha beni seviyor mu sevmiyor mu ikilemine düşmüyorum. Beni çok sevdiğini biliyorum. Kendim emin olamamazlık etmiyorum onu çok sevdiğimi biliyorum. Aşk biter mi bilmiyorum ama ona sevgim bitebilecek bir şey gibi gelmiyor. Çünkü o karakterli biri. Onunla arkadaş olmak bile gurur verici. Onunla kendimi tanıyorum. Akıllı ve sesi çok güzel. Gülümsemesi de. Keşke buraya içine döken sana ulaşıp zamanda yolculukla falan gösterseydim sana. Çünkü bir iki gönderiyi okudum ama aşık olduğumu sandığım başka biri için çok üzülmüşüm. Aşık olup bir şeyleri denemeyi çok istemişim. Doğru kişiye aşık olamadığım için kendime kızmışım. Sultan küçücüktün sen. Belki çok ileride değil 30 yaşındaki ben okuyacak bunu ve yavrum bunlar nedir büyüdün mü sandın diyecektir. Bilmiyorum 21 yaşındaki halim şu cümleleri yazmış “Acaba her şeye rağmen mücadele eden bir kız olabilir miyim? Bazen çok boşlukta hissediyorum. O hisle çok kötü şeyler düşünüyorum. Umarım iyileşir ruhum. Umarım bir gün tüm yaralarımı saran ve bir daha yara çıkmasın diye elinden geleni yapan bir perim olur. Umarım mücadele edebiliriz birlikte bu kötü dünyaya. Umarım.”
Şimdi 28 yaşındaki ben yazayım. Yaralarımı saran biri var. Hatta öyle biri ki yaralarım olduğunu düşünmüyorum. Nasıl mutlu olacağımı öğretti bana. Ben, benim gibi biri melonkoliye meyillidir dünyayı istese de kof ve sönük bulur diyordum. O bana Dünya’nın kalbimde olduğunu gösterdi.
0 notes
Text
İYİ GECELER
Rüyanda eğer beni görürsen hiç şaşma çünkü ben seni her gün
rüyamda görüyorum…
Arım balım peteğim gülüm dalım
çiçeğim güzeller güzeli kadinim iyi
geceler…
Sen benim rüyalarımdaki hayalim
hayattaki tek yaşama sebebimsin iyi
geceler meleğim
Gökyüzü mehtabı nasıl
beklerse, sahiller dalgaları nasıl
özlerse,kuru toprak suya nasıl
hasretse,
sende benim hasretimsin
iyi uykular tatlı rüyalar
İyi geceler rüyalarımın prensesi…
iyi uykular canımmmm tatlı ruıyalar sana melegim
8 notes
·
View notes
Text
Tatlı rüyalar meleğim, toprak seni incitmesin..
25 notes
·
View notes
Text
Göksel’den Yepyeni Bir Cover “Karabiberim”
Göksel’den Yepyeni Bir Cover “Karabiberim”
Pop müziğin sevilen ismi Göksel yepyeni bir cover’la yaza veda ediyor: “Karabiberim” Kendi şarkıları ile listelerde hep zirvenin sahibi olan Göksel, şimdi de söz ve müziği Serdar Ortaç’a ait, klasik hale gelmiş “Karabiberim” şarkısını Sabi Saltiel düzenlemesiyle yeniden yorumladı... Gökhan Türkmen & Emrah Arıca’dan “Ben Aşk Bilirim” 90’lar retrospektif anlayışı, synth sesler ve Göksel’in üstüne benzersiz yorumu eklenince, şarkı 2023’ün en dikkat çekici işlerinden birine dönüştü. Göksel’in kapak görseli şarkının ikonikleşen video klibinden akıllarda kalan göbekten zeytin yeme sahnesini anımsattı. Göksel’den Yepyeni Bir Cover “Karabiberim” Göksel – Karabiberim Bu gece gel benim ol diyemem Sana ben aşkımı söyleyemem Utanırım beni öp diyemem Ele güne sorma beni Yaralama vurma beni Hani o tatlı gönül çiçeğim Hani kanatlı beyaz meleğim Bu gece zevki sefa edelim Şerefine vur kadehi Meze yapıp, harca beni Karabiberim vur kadehlere Hadi içelim, içelim her gece Karabiberim vur kadehlere Hadi içelim, içelim her gece Zevki sefa, doldu gönlüme Hadi içelim, acıların yerine Söz – Müzik: Serdar Ortaç Read the full article
0 notes
Text
merhaba miniğim. bugün de benim doğum günüm.. ama meleğim yok. geçen seneki doğum günümde benjo yüzünden gitmişti, yine yoktu. bugün, bu sene yine yok. olsun.. çiçeğimin kulağına fısıldamış. gelecekmiş bu gece yanıma. hissetmeyebilirmişim ama gelecekmiş. gelmiş midir yoksa.. ama haksızlık bu, onlar bizi görüyorlar ama biz onları göremiyoruz. çok özledim. sanki her gece saçlarını okşayarak, koklayarak uyuyormuşum gibi özledim. sanki canım sıkkın olduğunda dizlerine yatıp, anlattığı masalla iyileşmişim gibi.. bir kâbusla uyandığımda başucumda, kâbus olduğunu ve geçeceğini söyler bir hâlde onu görmüşüm ve huzurla yeniden uyumuşum gibi, birlikte kitapçı kitapçı gezmişiz, sokak sokak yürümüşüz gibi özledim. anlıyor musun miniğim? beni bi' sen anlarsın zaten, bir de meleğim. tatlı rüyalar meleğim, kabrin nurla dolsun. minik kuzun seni çok seviyor.
0 notes